Ana Sayfa Vergi Yurt dışından alınan kredi faizinin vergilendirilmesi

    Yurt dışından alınan kredi faizinin vergilendirilmesi

    ...Türkiye'de yerleşik bulunan firmanızın yurt dışından finansman temini hizmetinin Kanunun 17/4-ı maddesinde yer alan istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

    411
    0

    T.C.
    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
    KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
    (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

    Sayı

    :

    B.07.1.GİB.4.41.15.01-KVK-2010/1-121

    26/08/2011

    Konu

    :

    Yurt dışından alınan kredi faizinin vergilendirilmesi.

     

    İlgide kayıtlı dilekçenizde, Şirketinizin Kocaeli Serbest Bölgesinde açtığı şube için fabrika binası yapımına başlandığı ve yatırım için yurt dışındaki … firmasından şubede kullanılmak üzere 11.000.000 EURO kredi alındığı, kredi veren tarafından 2009 yılı için 40.000 EURO faiz tahakkuk ettirildiği ve ilgili bu fatura üzerinden %10 stopaj yapıp vergi dairesine yatırıldığı belirtilerek, kullanılacak kredi ile ilgili olarak katma değer vergisi ve kurum stopaj uygulaması hakkında bilgi talep edilmektedir.

    Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinde; “(1) Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır.

    (2) Yukarıda belirtilen karşılaştırma sırasında, sadece ilişkili şirketlere finansman temin eden kredi şirketlerinden yapılan borçlanmalar hariç olmak üzere, ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan ve ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan banka veya benzeri kredi kurumlarından yapılan borçlanmalar % 50 oranında dikkate alınır.

    …….” hükümleri yer almaktadır.

    Aynı Kanunun 30 uncu maddesinin (1) inci fıkrasının (ç) bendinde; dar mükellefiyete tabi kurumlara ait (Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere) menkul sermaye iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler  tarafından  %15  oranında; (7) nci fıkrasında, kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın % 30 oranında vergi kesintisi yapılacağı, (7) nci fıkranın (b) bendinde de, yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin ana para, faiz ve kar payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmayacağı belirtildikten sonra (8) inci fıkrasında ise;  “Bakanlar  Kurulu  yukarıdaki  fıkralarda  belirtilen  vergi kesintisi oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya yukarıdaki fıkralarda belirtilen oranın bir katına kadar artırmaya yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.

    5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin olarak yayımlanan 1 No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “Vergi Kesintisi Kapsamında Olmayan Ödemeler” başlıklı 30.5.3 bölümünde, Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin (7) inci fıkrasında yapılan düzenlemenin, sadece Bakanlar Kurulu’nca belirlenen ülkelere yapılan ödemeleri kapsadığı, Bakanlar Kurulu’nca belirlenen ülkeler dışındaki ülkelere yapılan ödemelerin yedinci fıkra kapsamına girmediği açıklanmıştır.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin 6 numaralı bendinde ise; kaynağı ne olursa olsun “Her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.)”nin menkul sermaye iradı sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlarından yapılacak vergi kesintisi oranlarının belirlenmesine ilişkin olarak 03.02.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/14593 sayılı Kararnamenin eki Karar’ın 1 inci maddesinin 5-a bendine göre; yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil) % 0; aynı maddenin 5-ç bendine göre ise diğerlerinden % 10 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

    Diğer taraftan Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

    – 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

    – 16/1-a maddesinde, bu Kanuna göre teslimleri vergiden istisna edilen mal ve hizmetlerin ithalinin de KDV’den istisna olduğu,

    – 17/4-e maddesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) kapsamına giren işlemler ve sigorta aracılarının sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine ilişkin işlemleri ile Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (24) numaralı bendinde belirtilen kurumların kredi teminatı sağlama işlemlerinin KDV’den istisna tutulduğu,

    – 17/4-ı maddesinde, serbest bölgede verilen hizmetlerin KDV’den istisna olduğu,

    hükme bağlanmıştır

    Buna göre, Türkiye’de yerleşik bulunan firmanızın yurt dışından finansman temini hizmetinin Kanunun 17/4-ı maddesinde yer alan istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

    Diğer taraftan KDV uygulamasında, mal ve hizmetlerin yurt dışından veya yurt içinden temin edilmesi hallerinde, bu işlemler arasında özellikle oran ve istisna uygulaması bakımından bir farklılık bulunmamasının esas olmasından hareketle; 46 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde, Türkiye’de BSMV’ye tabi tutulmamış olan yurt dışı kredi işlemlerinin mahiyet itibariyle BSMV’ye tabi olan yurt içi bankacılık hizmetlerinden farksız olduğu; dolayısıyla, yurt dışı kredi işlemlerinin Kanunun 17/4-e maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu kapsamdaki işlemler nedeniyle ödenen faiz, komisyon ve bunlara ilişkin kur farklarının KDV’ye tabi olmadığı açıklanmıştır.

    Bu açıklamalara göre Türkiye’de BSMV kapsamına giren ve Kanunun 17/4-e maddesine göre KDV’den istisna olan kredilerin, bu kapsamda yurt dışından temini de KDV’den istisna olacaktır. Bu kapsamda olmayan krediler ise Kanunun 1/2 nci maddesine göre KDV’ye tabi tutulacak kredilere ilişkin faiz ödemeleri üzerinden hesaplanacak KDV firmanız tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesinde beyan edilerek ödenecektir.

    Diğer taraftan, kredi alınan kurumun ilgili ülke mevzuatı gereğince kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan olduğunun tevsik edilmesi kaydıyla 03.02.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Kararnamenin Eki Karar’ın 1 inci maddesinin 5-a bendi ile belirlenen %0 oranında, aksi halde aynı maddenin 5-ç bendi ile belirlenen %10 oranında kurumlar vergisi kesintisine tabi tutulacağı tabiidir.

     


    Kaynak: GİB Özelge
    Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


    Önceki İçerik7326 sayılı kanunda belirtilen vergilerini süresinde ödemek ne demektir?
    Sonraki İçerikSGK sisteminden geçmiş dönemlere ait verilecek olan düzeltme bildirgeleri için sistem ceza uygular mı?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz