24/11/2020 tarihinde 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7256 sayılı Kanun Genel Tebliği yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanlığına gönderilmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN
7256 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ
(SERİ NO: 1)
I- AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR
11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 17/11/2020 tarihli ve 31307 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve bazı alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları, il özel idareleri ile belediyeler ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına (YİKOB) ait alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.
A- TANIMLAR
1- Kesinleşmiş Alacak
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde, Kanun kapsamına giren alacaklar, alacaklı idareler ve alacak türleri itibarıyla tanımlanmış ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş alacaklar kapsama alınmıştır.
Kanun kapsamında yapılandırılacak alacakların, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşmiş olması gerekmektedir. Tebliğin izleyen bölümlerinde yapılan açıklamalarda kesinleşme tarihinin Kanunun yayımı tarihi dâhil olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bir alacağın kesinleşmesi, alacağın varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmamasıdır.
Alacakların kesinleşmesi, düzenlendikleri veya ilişkili oldukları kanunlardaki hükümler nedeniyle farklı şekilde gerçekleşebilmektedir.
Bazı alacakların kesinleşme süreçleri;
a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezalarının kesinleşmesi;
(1) Beyanname ile beyan edilen vergiler beyan edildiği tarihte (ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin dava konusu yapılması hâlinde bu vergiler kesinleşmemiş alacak olduğu halde, 7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendine istinaden bu durumdaki vergilerin de Kanun hükmüne göre yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.),
(2) İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler ile kesilen vergi cezalarına ilişkin düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin tebliği üzerine,
– Süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması,
– Uzlaşma hükümlerinden yararlanılarak uzlaşılması,
hallerinde söz konusu olacaktır.
213 sayılı Kanunun “Tahakkuk” başlıklı 22 nci maddesinde “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, “verginin ödenebilir hale gelmesi” verginin tahakkuku olarak tanımlanmıştır.
“Tahakkuk” vergi hukukunun bir kavramı olduğu halde, “kesinleşme” yargılama hukukunun kavramıdır.
Vergi alacağının tahakkuku ile kesinleşmesi genellikle aynı zamanlarda gerçekleşmekle birlikte farklı olan durumlar da mevcuttur.
Örneğin, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve kesilen cezalar vergi/ceza ihbarnamesiyle mükelleflere tebliğ edilmekte, mükelleflerce ilk derece mahkemesi olan vergi mahkemesinde dava konusu yapılabilmekte ve vergi mahkemesince de bu cezalı tarhiyatların onanması (davanın reddedilmesi) hâlinde bir üst yargı merciine başvurulabilmektedir.
İtiraz/istinaf incelemesi bölge idare mahkemesinde, temyiz incelemesi Danıştay’da devam eden vergi ve cezalara ilişkin tarhiyatlar, vergi mahkemesi kararının vergi dairesine tebliği üzerine tebliğ tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanarak “tahakkuk” ettirildiği halde, bir üst yargı merciinde yargılamanın devam etmesi nedeniyle bu alacakların “kesinleşmiş alacak” olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, ilk derece yargı kararı üzerine tahakkuk ettiği halde yargılamanın devam etmesi nedeniyle kesinleşmemiş olan alacaklar Kanun kapsamına girmemektedir.
b) İdari para cezalarının kesinleşmiş alacak olabilmesi için idari yaptırım kararlarına karşı süresi içerisinde dava açılmaması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
Ancak, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ve 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları hakkında dava yolu bulunmadığından, bu idari para cezaları verildikleri tarih itibarıyla kesinleşmektedir.
c) Ecrimisillerin kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için ecrimisil ihbarnamesi/ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin tebliği üzerine süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
ç) Yukarıda yer verilen alacakların dışında kalan ancak Kanun kapsamına giren diğer alacakların kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu alacakların varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmaması gerekmektedir.
Feragat yoluyla kesinleşme süreci;
6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda feragat hakkında özel bir düzenleme yapılmadığı halde anılan Kanunun 31 inci maddesinde, feragat konusunda 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile 1086 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 6100 sayılı Kanunun 447 nci maddesinde, 1086 sayılı Kanuna yapılan atıfların 6100 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanunun 307 nci maddesinde feragat, “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun, 309 uncu maddesinde feragat beyanının dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği; 311 inci maddesinde ise feragatin, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Ayrıca, yargılamanın her aşamasında davacının feragatte bulunması mümkündür.
Buna göre, açılmış bulunan davadan davacının feragati ile davacı dava dilekçesindeki talep sonucunun tamamından vazgeçmiş sayılmakta olup, davadan feragat, davacının tek taraflı bir irade beyanı ile yapılıp tamamlandığından, feragatin geçerliliği için feragatin davalı tarafından kabul edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu uyuşmazlığın feragat nedeniyle son bulduğunu tespit etme görevi mahkemeye aittir. Mahkemenin, davacının beyanının gerçekten feragat olduğunu ve kanunun öngördüğü şekilde yapıldığını tespit etmesi durumunda, davadan feragat nedeniyle uyuşmazlığın son bulduğuna karar vermesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi feragat, davacının talep sonucundan vazgeçmesi olup, feragat ile davacı, dava dilekçesinde belirttiği talepten tamamen veya kısmen vazgeçmiş olmaktadır. Davadan feragat ile davacı, sadece davasından feragat etmiş olmaz, aynı zamanda o dava ile istemiş olduğu haktan da tamamen vazgeçmiş olacaktır. Feragat eden davacı artık bu konuda yeniden dava açamayacağı gibi, feragatin her türlü sonucuna da katlanmak zorunda olup, davadan feragat edilmekle dava sona ermekte ve kesin hükmün sonuçları doğmaktadır.
Bu itibarla, 7256 sayılı Kanun kapsamına tür ve dönem olarak girdiği halde varlığına ilişkin dava açılmış olan alacaklardan; anılan Kanunun yayımı tarihinden önce davadan tamamen feragat edilmiş ve feragate ilişkin mahkeme kararı ile kesinleşerek taraflardan birine tebliğ edilmiş olanlar, 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş alacak olması şartıyla, Kanundan yararlanabilecektir.
Bu durumda, feragat edilen davaya konu olan ve kapsama giren alacakların tamamı esas alınarak Kanun hükümlerinin tatbiki gerekecektir.
Diğer taraftan, idari para cezaları için genel usul kanunu olan 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun “Vazgeçme ve kabul” başlıklı 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında “(1) Kanun yoluna başvuran kişi, bu konuda karar verilinceye kadar başvurusundan vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda bulunulamaz.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, Kanun kapsamına giren idari para cezalarından, dava konusu yapılmış olanlar hakkında, davacıların davalarından vazgeçmeleri hâlinde de “feragate” ilişkin olarak yukarıda yapılan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
Öte yandan, 213 sayılı Kanunun “Kanun yolundan vazgeçme” başlıklı 379 uncu maddesinde özel sonuçları olan feragat usulü düzenlenmiştir. Buna göre, vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlar (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç) üzerine; mükellef tarafından geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bu vergi ve/veya vergi cezalarının maddede belirtilen oranlarda indirim yapılarak tahakkuk edeceği, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderileceği ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarihin kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi hükmünden yararlanmak üzere kanun yolundan vazgeçme dilekçesini ilgili vergi dairesine vermiş olanların bu borçları da kesinleşmiş alacak olarak kabul edilecektir.
2- Vergi, Beyanname ve Yİ-ÜFE Aylık Değişim Oranları Tanımları
Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentlerinde;
– vergi tabirinin, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve harçları,
– beyanname tabirinin, vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
– Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabirinin, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Bu Tebliğde, vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabirleri, 7256 sayılı Kanunda tanımlandığı şekilde kullanılmıştır.
B- HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞINA BAĞLI TAHSİL DAİRELERİNCE TAKİP EDİLEN AMME ALACAKLARI
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından Kanun kapsamına alınan alacaklar belirtilmiştir. Bu hükümler çerçevesinde Kanun kapsamına giren alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
1- Alacağın Türü ve Dönemi
a) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Açısından
(1) Alacağın türü
7256 sayılı Kanunun kapsamına, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar girmektedir.
(2) Alacağın dönemleri
Kanun kapsamına giren vergiler, vergilendirme dönemleri itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
i) 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
Konuya ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
– Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Ağustos/2020 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Ağustos/2020 ayına rastlamakla beraber beyanname verme süresinin son günü Eylül/2020 ayına sirayet edenler kapsama girmemektedir.
Örneğin, 1-15 Ağustos 2020 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Ağustos/2020 ayına rastladığından kapsama girmekte, 16-31 Ağustos 2020 vergilendirme dönemi ise dönemin bitim tarihi Ağustos/2020 ayında olmakla birlikte beyanname verme süresi Eylül/2020 ayına sirayet ettiğinden kapsama girmemektedir.
Aynı şekilde, 1-15 Ağustos 2020 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen ve dönemi izleyen 7 nci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte, buna karşılık 16-31 Ağustos 2020 dönemine ilişkin olanlar kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Temmuz/2020 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, Ağustos/2020 vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre mücbir sebep hali ilan edilmesi nedeniyle 518 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında mücbir sebep hâlinde olduğu kabul edilen mükellefler tarafından verilmesi gereken Mart, Nisan, Mayıs/2020 dönemlerine ilişkin muhtasar (muhtasar ve prim hizmet beyannameleri dâhil) ve katma değer vergisi beyannamelerinin verilme süresi 27/7/2020 tarihine, ödeme süreleri ise 2020 yılının Ekim, Kasım veya Aralık aylarına ertelenmiştir.
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde “Bu Kanun kapsamına giren dönemlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre mücbir sebep hali ilan edilmesi nedeniyle beyanname verme ve ödeme süresi ertelenen vergilerden, ödeme süresinin son günü 2020 yılının Ekim, Kasım veya Aralık ayına tekabül edecek şekilde belirlenenler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, tür ve dönem olarak Kanun kapsamına girmekle birlikte 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine istinaden 518 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında mücbir sebep hâlinde olduğu kabul edilen mükellefler tarafından verilmesi gereken Mart, Nisan, Mayıs/2020 dönemlerine ilişkin muhtasar (muhtasar ve prim hizmet beyannameleri dâhil) ve katma değer vergisi beyannamelerine konu vergilerin Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
– Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Ağustos/2020 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, Ağustos/2020 ayından sonraya rastlayanlar kapsama girmemektedir.
Örneğin, 1-2-3/2020 dönemi ve 4-5-6/2020 dönemi (3 aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmekte, 7-8-9/2020 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmemektedir.
Ancak, 27/4/2020 tarihine kadar verilmesi gereken 1-2-3/2020 dönemine ilişkin muhtasar (muhtasar ve prim hizmet beyannameleri dâhil) ve katma değer vergisi beyannamelerine konu vergiler tür ve dönem olarak Kanun kapsamına girmekle birlikte, 518 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında mücbir sebep hâlinde olduğu kabul edilen mükellefler tarafından bu döneme ilişkin verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin, ödeme sürelerinin son günü 27/10/2020 tarihi olarak belirlendiğinden, Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi gereğince yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
– Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri
Vergilendirme dönemi yıllık olan vergilerde, 2019 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2020 takvim yılına ilişkin vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
Özel hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel hesap döneminin sona erdiği tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise kapsama girmemektedir.
Tasfiye dönemine ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerden kanuni beyanname verme süresi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.
– Veraset ve intikal vergisi mükellefiyetleri
Bu vergi türünde, beyanname verme süresinin son günü 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsama girmektedir.
– Harç mükellefiyetleri
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak işlem anında beyanname alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tarhiyata konu olabilmektedir.
492 sayılı Kanuna göre gayrimenkullerin devir ve iktisap işlemleri nedeniyle ödenmesi gereken harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, 31/8/2020 tarihinden önce (bu tarih dâhil) gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle, tarh edilip 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunan harçlar Kanun kapsamına girmektedir.
492 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçları ile aynı Kanunun (8) sayılı tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir.
– Ücretlilerde asgari geçim indirimi
Ücretlilerde asgari geçim indirimi nedeniyle ilgililer veya işverenler adına tarh ve tahakkuk ettirilen gelir vergisi ve bu vergiye bağlı cezalar Kanun kapsamındadır. Bu alacaklar için de 31/8/2020 tarihi esas alınacak, aylık ya da üç aylık vergilendirme dönemleri için yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde Kanun kapsamına girip girmediği tespit edilecektir.
ii) 2020 yılına ilişkin olarak 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
2020 yılına ilişkin olarak 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi alacaklar Kanunun kapsamına girmektedir.
18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtlara ilişkin olup, kayıt ve tescilin yapıldığı tarih 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlara ilişkin tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise girmemektedir.
2020 yılına ilişkin olarak yıllık tahakkuk etmesi gereken motorlu taşıtlar vergisi için yapılan tarhiyatlardan 31/8/2020 tarihine kadar tahakkuk ederek Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olan ve bu tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir. Ancak, 31/8/2020 tarihinden sonra tahakkuk edenler kapsama girmemektedir.
492 sayılı Kanuna ekli (8) sayılı tarife uyarınca tahsil edilen ve 2020 yılına ilişkin olarak 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden yıllık harçlar kapsama girmektedir.
iii) 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamındadır.
Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarında 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsamdadır.
Örneğin; Temmuz/2020 dönemine ait olup 31/8/2020 tarihi saat 00:00’a kadar elektronik ortamda verilmesi gereken mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs) bu tarihte verilmemesine ilişkin tespitler en erken bu tarihin bittiği 00:00 saatinden sonra dolayısıyla 1/9/2020 tarihinde yapılabileceğinden, bu tespitlere ilişkin vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamına girmemektedir. Temmuz/2020 döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle kesilmesi gereken cezalar ise Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olması şartıyla Kanun kapsamına girmektedir.
Diğer taraftan, vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında ise verginin ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir.
b) Kapsama Giren İdari Para Cezaları
Kanun kapsamına;
– 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununa göre,
– 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanununa göre,
– 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlarca,
verilen idari para cezaları hariç olmak üzere 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen idari para cezaları girmektedir.
7256 sayılı Kanun kapsamına giren idari para cezalarından, 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar Kanuna göre yapılandırılabilecektir.
c) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Kapsamında Takip Edilen Diğer Alacaklar
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen ve 7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamında olan alacaklardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olan asli ve fer’i amme alacakları Kanuna göre yapılandırılabilecektir.
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamına;
– Ecrimisiller,
– Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) alacakları,
– Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) alacakları,
– Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından verilen öğrenim ve katkı kredisi alacakları,
– Doğrudan gelir desteği ödemelerinden geri alınması gereken alacaklar,
– 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki alacaklar,
– 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkümlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanuna göre doğan yiyecek bedelleri,
– 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa istinaden alınan Devlet hakkı bedelleri,
gibi alacaklardan vergi dairelerine takip için intikal etmiş olanlar girmektedir.
6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki zam, 68 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki tazminatlar asli alacak olarak dikkate alınmak suretiyle Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Ancak, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen adli para cezaları Kanun kapsamına girmemektedir.
C- İL ÖZEL İDARELERİNCE TAKİP EDİLEN AMME ALACAKLARI
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi gereğince, il özel idarelerinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen, vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş asli ve fer’i amme alacakları Kanun kapsamına girmektedir.
Ç- BELEDİYELERCE TAKİP EDİLEN ALACAKLAR
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri ile belediyelerin anılan Kanun kapsamına giren alacakları sayılmış olup bu alacaklar aşağıda belirtilmiştir.
1- 213 sayılı Kanun Kapsamına Giren Alacaklar
– 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından,
– 2020 yılına ilişkin olarak 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından,
7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
Belediyelerin 213 sayılı Kanun kapsamına giren alacaklarının dönemleri bu Tebliğin (I/B-1-a) bölümünde açıklandığı şekilde tespit edilecektir.
Örneğin, Temmuz/2020 dönemine ait ilan ve reklam vergisi kapsama girmekte, Ağustos/2020 dönemine ait ilan ve reklam vergisi ise beyannamenin Eylül/2020 ayında verilmesi gerektiğinden kapsama girmemektedir. Aynı şekilde, Temmuz/2020 dönemine ait haberleşme vergisi kapsama girmekte, Ağustos/2020 dönemine ait haberleşme vergisi ise kapsama girmemektedir.
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince, 2020 yılına ilişkin tahakkuk eden emlak vergisi ile iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisinin ikinci taksitleri Kanun kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, 2020 yılına ilişkin olarak 31/8/2020 tarihinden önce yıllık olarak tahakkuk eden ve 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 16 ncı maddesine istinaden belediye meclislerince taksitle ödenmesi uygun görülen ilan ve reklam vergisi alacaklarından kesinleşmiş olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
Diğer taraftan, 2464 sayılı Kanun gereğince alınan ve 31/8/2020 tarihinden önce tahakkuk eden yol harcamalarına katılma payı, kanalizasyon harcamalarına katılma payı ve su tesisleri harcamalarına katılma payından oluşan belediye alacaklarından kesinleşmiş olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
2- 6183 sayılı Kanun Kapsamına Giren Alacaklar
Belediyelerin bu Tebliğin (I/Ç-1) bölümünde açıklanan alacaklarının yanı sıra, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen, vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş asli ve fer’i amme alacakları da Kanun kapsamındadır.
3- Belediyelerin Ücret Alacakları
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendinde, 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken, vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacaklar da Kanun kapsamına alınmıştır.
Örneğin, mükellefin talebi üzerine inşaat sahasında meydana gelen yıkım artığı malzemenin belediyece kaldırılması ve taşınması hizmetine ilişkin belediyelere 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin verdiği yetkiye istinaden ödenmesi gereken ücretin vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce ise Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra ise girmemektedir.
4- Belediyelerin Su, Atık Su ve Katı Atık Ücreti Alacakları
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin, su abonelerinden; vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamındadır.
Örneğin, su kullanım dönemi 15 Temmuz 2020 ila 15 Ağustos 2020 olan su alacağının faturada yer alan son ödeme tarihi Ağustos/2020 ayı içerisine rastladığı takdirde Kanun kapsamına girmekte, Eylül/2020 ayına rastladığı takdirde Kanun kapsamına girmemektedir.
5- Büyükşehir Belediyelerinin Katı Atık Ücreti Alacakları
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendi ile büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre, vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamındadır.
6- Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Su ve Atık Su Alacakları
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin alacaklarına yönelik düzenleme yapılmış ve bu idarelerin, vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamındadır.
D- YİKOB’LARCA TAKİP EDİLEN ALACAKLAR
7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, YİKOB’ların vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i alacakları Kanun kapsamına alınmıştır.
II- ALACAKLARIN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, Kanun kapsamına giren alacakların ne şekilde yapılandırılacağı düzenlenmiştir.
Kanun kapsamında alacakların yapılandırılarak ödenebilmesi için bu alacakların;
– Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen tür ve dönemden kaynaklı bir alacak olması,
– “kesinleşmiş alacak” olması,
– Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması (Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç), (d), (e) ve (f) bendinde vadesi 31/8/2020 tarihi ve öncesi olarak belirlenen alacaklar için bu tarih ve öncesinin esas alınması),
şarttır.
Buna göre, bir alacağın 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenebilmesi için bu üç şartın bir arada bulunması gerekmektedir.
A- BAŞVURU SÜRESİ VE ŞEKLİ
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, ilgili maddelerde yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanundan yararlanmak isteyen borçluların 31/12/2020 tarihi sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunması şartı getirilmiştir.
Buna göre, Hazine ve Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere, büyükşehir belediyelerine, YİKOB’lara, büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerine bağlı tahsil dairelerine olan ve bu Kanun kapsamına giren borçlarını yapılandırarak ödemek isteyen borçluların, 31 Aralık 2020 tarihine (bu tarih dâhil) kadar borçlu bulundukları tahsil dairelerine yazılı olarak başvurmaları gerekmektedir.
Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine olan borçları için Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlular, Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) ya da e-devlet (www.turkiye.gov.tr) üzerinden başvuruda bulunabilecekleri gibi bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan veya posta yoluyla da başvurabileceklerdir.
Ayrıca, borçlular motorlu taşıtlar vergisi ve/veya taşıtla ilişkili idari para cezaları için bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile yetkili vergi dairelerine de başvuru yapabileceklerdir. Bu takdirde, ödeme planları mükelleflerin bağlı oldukları vergi daireleri tarafından tanzim edilecek ve mükelleflere ödeme planları müracaat ettikleri vergi dairesinde imza karşılığında elden, gerekli şartların bulunması koşuluyla (www.gib.gov.tr) internet adresi üzerinden doğrudan verilebilecektir.
Bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru dilekçeleri (Ek:2/A, 2/B, 2/C, 2/D), Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenecek kesinleşmiş alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyen borçlularca kullanılmak üzere düzenlenmiş olup alacaklı diğer idarelerce örneğe uygun başvuru dilekçelerinin hazırlanarak borçluların kullanımına sunulması icap etmektedir.
Borçluların birden fazla vergi dairesine olan borçları için Kanundan yararlanma talebinde bulunmaları hâlinde, her bir vergi dairesine ayrı ayrı başvurmaları gerekmektedir.
213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutarlar dikkate alınarak ilgili vergi dairesine yazılı başvuru yapmak suretiyle 7256 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Dolayısıyla bu kişilerin Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi ve e-devlet üzerinden başvurmaları mümkün bulunmamaktadır.
Borçlular, Kanun kapsamına giren toplam borçları için Kanundan yararlanabilecekleri gibi talep ettikleri dönem ve türler açısından da Kanundan yararlanabileceklerdir. Ancak, motorlu taşıtlar vergisi mükelleflerinin, her bir taşıt itibarıyla hesaplanacak toplam borç tutarı için başvuruda bulunmaları zorunludur.
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan hüküm gereğince, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği halde Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesinin mükellefe tebliğ edilmemiş olması nedeniyle ödeme süresi oluşmamış alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyen mükellefler, başvuru dilekçesinde bu hususu ayrıca belirteceklerdir.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında vergi dairelerince Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri (gümrük müdürlükleri) adına niyabeten takip edilen alacaklar için vergi dairelerine başvurulması mümkün bulunmayıp, bu yöndeki taleplerin ilgili idareye yapılması gerekmektedir.
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, Kanun hükümlerinden yararlanmanın şartlarından birisi de dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması olduğundan, bu Kanundan yararlanmak üzere başvuran borçluların, takip ve tahsilat işlemlerinden dolayı açtıkları davalardan da (ihtirazi kayıtla verilen beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil) vazgeçmeleri gerekmektedir.
Öte yandan, elektronik ortamda Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunan borçluların, yararlanmak istedikleri borçlarıyla ilgili davalar bulunması hâlinde ilgili vergi dairesine ayrıca yazılı olarak da başvurmaları şarttır.
B- ALACAK TUTARININ TESPİTİ
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenecek tutarın tespitinde uygulanacak esaslar belirlenmiş ve alacak asılları üzerinden hesaplanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak Yİ-ÜFE tutarının alacak asılları ile birlikte ödenmesi kuralı getirilmiştir.
Kanun kapsamında, yapılandırılarak ödenecek alacakların tespitinde aşağıda yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
1- Yİ-ÜFE Tutarının Hesaplanması
Yİ-ÜFE tutarı, Kanunun yayımı tarihine kadar (bu tarih hariç) fer’i alacaklar için esas alınan hesaplama yöntemleri kullanılarak tespit edilecektir.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, 213 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, sadece aylık gecikme faizi/gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, gecikme faizi veya gecikme zammı dışında Kanun kapsamına giren diğer fer’i alacaklar yerine de hesaplanabilmektedir. Bu durumda da ilgili fer’i alacağın hesaplama yöntemi kullanılarak ödenecek Yİ-ÜFE tutarı bulunacaktır.
Ayrıca, Yİ-ÜFE tutarı, 31/10/2016 tarihine kadar (bu tarih dâhil) Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği aylık değişim oranları, 1/11/2016 tarihinden itibaren Kanunun yayımlandığı Kasım 2020 ayı dâhil geçen süreye her ay için aylık %0,35 oranı esas alınmak suretiyle hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE hesaplamalarında ilk aya ilişkin esas alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için açıklanmış olan orandır. Alacağın vade tarihinin ayın son günü olması hâlinde de hesaplamalarda başlangıç oranı olarak kullanılacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, vade tarihinin rastladığı ay için belirlenmiş oran olacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumunca, Ocak/1980 ayından Ekim/2016 ayına ait açıklanan Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile 1/11/2016 tarihinden itibaren esas alınacak aylık oran ekli tabloda (Ek:1) yer almaktadır. Yİ-ÜFE tutarlarının tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi değer çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınacaktır. Hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamı eksi değer olduğu takdirde alacak asılları üzerinden hesaplanan fer’iler yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir.
Örnek 1- 26/10/2015 vadeli bir verginin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olması hâlinde bu vergiye %98,0214 oranında hesaplanması gereken gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları toplamı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE |
ESAS ALINACAK ORAN (%) |
|
27/10/2015 – 26/11/2015 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-0,20 |
27/11/2015 – 26/12/2015 için | Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-1,42 |
27/12/2015 – 26/1/2016 için | Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-0,33 |
27/1/2016 – 26/2/2016 için | Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,55 |
27/2/2016 – 26/3/2016 için | Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-0,20 |
27/3/2016 – 26/4/2016 için | Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,40 |
27/4/2016 – 26/5/2016 için | Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,52 |
27/5/2016 – 26/6/2016 için | Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
1,48 |
27/6/2016 – 26/7/2016 için | Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,41 |
27/7/2016 – 26/8/2016 için | Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,21 |
27/8/2016 – 26/9/2016 için | Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,08 |
27/9/2016 – 26/10/2016 için | Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,29 |
27/10/2016 – 26/11/2016 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,84 |
27/11/2016 – 26/12/2016 için | Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/12/2016 – 26/1/2017 için | Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/1/2017 – 26/2/2017 için | Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/2/2017 -26/3/2017 için | Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/3/2017 – 26/4/2017 için | Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/4/2017 – 26/5/2017 için | Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/5/2017 -26/6/2017 için | Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/6/2017 – 26/7/2017 için | Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/7/2017 – 26/8/2017 için | Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/8/2017 – 26/9/2017 için | Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/9/2017 – 26/10/2017 için | Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/10/2017 – 26/11/2017 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/11/2017 – 26/12/2017 için | Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/12/2017 – 26/1/2018 için | Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/1/2018 – 26/2/2018 için | Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/2/2018 – 26/3/2018 için | Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/3/2018 – 26/4/2018 için | Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/4/2018 – 26/5/2018 için | Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/5/2018 – 26/6/2018 için | Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/6/2018 – 26/7/2018 için | Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/7/2018 – 26/8/2018 için | Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/8/2018 – 26/9/2018 için | Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/9/2018 – 26/10/2018 için | Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/10/2018 – 26/11/2018 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/11/2018 – 26/12/2018 için | Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/12/2018 – 26/1/2019 için | Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/1/2019 – 26/2/2019 için | Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/2/2019 – 26/3/2019 için | Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/3/2019 – 26/4/2019 için | Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/4/2019 – 26/5/2019 için | Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/5/2019 – 26/6/2019 için | Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/6/2019 – 26/7/2019 için | Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/7/2019 – 26/8/2019 için | Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/8/2019 – 26/9/2019 için | Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/9/2019 – 26/10/2019 için | Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/10/2019 – 26/11/2019 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/11/2019 – 26/12/2019 için | Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/12/2019 – 26/1/2020 için | Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/1/2020 – 26/2/2020 için | Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/2/2020 – 26/3/2020 için | Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/3/2020 – 26/4/2020 için | Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/4/2020 – 26/5/2020 için | Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/5/2020 – 26/6/2020 için | Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/6/2020 – 26/7/2020 için | Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/7/2020 – 26/8/2020 için | Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/8/2020 – 26/9/2020 için | Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/9/2020 – 26/10/2020 için | Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
27/10/2020 – 16/11/2020 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı (21 gün)
[(0,35/100)/30×100]x21 |
0,2457 |
TOPLAM Yİ-ÜFE ORANI |
19,3257 |
*Gecikme zammının ay kesrine isabet eden günleri için Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, ilgili ay Yİ-ÜFE aylık değişim oranı 30’a bölünmek suretiyle (Yİ-ÜFE aylık değişim oranı/100/30=) bulunacak günlük oran kullanılacaktır. Bulunacak rakamın virgülden sonraki 6 hanesi hesaplamalarda kullanılacak olup, 7 nci ve devam eden hanelerde bir sayı bulunması hâlinde 6 ncı hane bir üst sayıya tamamlanacak ve bulunan rakam 100 sayısı ile çarpılmak suretiyle günlük Yİ-ÜFE oranı bulunacaktır. Bulunan günlük oran geçen gün sayısı ile çarpılarak ay kesrine isabet eden toplam Yİ-ÜFE oranı bulunacaktır.
Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak Kanun hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Örnek 2- 30/4/2019 vadeli bir verginin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olması hâlinde bu vergiye %34,3544 oranında hesaplanması gereken gecikme zammı yerine toplam Yİ-ÜFE oranı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE |
ESAS ALINACAK ORAN (%) |
|
1/5/2019 – 31/5/2019 için | Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/6/2019 – 30/6/2019 için | Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/7/2019 – 31/7/2019 için | Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/8/2019 – 31/8/2019 için | Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/9/2019 – 30/9/2019 için | Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/10/2019 – 31/10/2019 için | Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/11/2019 – 30/11/2019 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/12/2019 – 31/12/2019 için | Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/1/2020 – 31/1/2020 için | Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/2/2020 – 29/2/2020 için | Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/3/2020 – 31/3/2020 için | Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/4/2020 – 30/4/2020 için | Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/5/2020 – 31/5/2020 için | Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/6/2020 – 30/6/2020 için | Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/7/2020 – 31/7/2020 için | Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/8/2020 – 31/8/2020 için | Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/9/2020 – 30/9/2020 için | Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/10/2020 – 31/10/2020 için | Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/11/2020 – 16/11/2020 için | Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı (16 gün)
[(0,35/100)/30×100]x16 |
0,1872 |
TOPLAM Yİ-ÜFE ORANI |
6,4872 |
Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak Kanun hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yİ-ÜFE Tutarının Hesaplanmasında Esas Alınacak Diğer Hususlar;
Gecikme zammının günlük olarak hesaplanması gerektiği hallerde, bu sürelere uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler çerçevesinde günlük olarak bulunacaktır.
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde yer alan asgari gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine alınacak Yİ-ÜFE tutarı için de uygulanacaktır.
6183 sayılı Kanunun 52 nci maddesine göre gecikme zammı tatbik süresini durduran iflas ve aciz halleri söz konusu ise gecikme zammı uygulanmayan süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da uygulanmayacak, bu hallerin varlığı Yİ-ÜFE uygulanan süreyi de durduracaktır.
6183 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi uyarınca, belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil edilen ve tahsildarın ilk uğradığı zaman ödeme yapılmadığı takdirde %10 oranında uygulanan gecikme zammı yerine, tahsildarın ilk uğradığı aydaki Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanacaktır.
2- Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Kesinleşmiş ve Vadesi Geldiği Halde Ödenmemiş Vergiler
Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olan ve Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, bu tarihe kadar (bu tarih dâhil) vadesi geldiği halde ödenmemiş vergiler girmektedir.
Kanun kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına;
– vade tarihinden, Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı yerine,
– daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması hâlinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi aslına bağlı vergi cezaları ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 3- 26/11/2018 vadeli 9.300,00 TL katma değer vergisi süresinde ödenmemiştir. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar 4.186,99 TL gecikme zammı hesaplanmıştır. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla toplam borç tutarı 13.486,99 TL’dir.
Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, vergi aslına uygulanan gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.
Gecikme Zammı Hesaplanan Süre |
Alacak Aslı Tutarı (TL) |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı |
27/11/2018 – 16/11/2020 |
9.300,00 |
%45,0214 |
4.186,99 |
%8,2957 |
771,50 |
Buna göre, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Ödenecek Tutar |
|
|||
Katma Değer Vergisi |
: |
9.300,00 TL |
||
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine) |
: |
771,50 TL |
||
TOPLAM |
: |
10.071,50 TL |
||
|
|
|||
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar | ||||
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı |
: |
4.186,99 TL |
||
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 10.071,50 TL tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 4.186,99 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 4- 2017 vergilendirme dönemine ilişkin olarak 26/3/2018 tarihine kadar (bu tarih dâhil) elektronik ortamda verilmesi gereken yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmemiştir. Yapılan inceleme sonucunda, 2017 dönemi için 90.000,00 TL gelir vergisi tarh edilmesi ve bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.600,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Vergi/ceza ihbarnamesi 19/6/2019 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir. İnceleme sonucu yapılan bu tarhiyat 19/7/2019 tarihinde tahakkuk etmiş ve Kanunun yayımı tarihine kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır. Bu tarhiyata göre tahakkuk eden vergi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası, gecikme faizi ve gecikme zamları şu şekildedir.
Gelir Vergisi |
: |
90.000,00 TL |
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
90.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası |
: |
1.600,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
21.240,00 TL |
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı |
: |
24.205,68 TL |
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı |
: |
24.205,68 TL |
TOPLAM |
: |
251.251,36 TL |
Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları aşağıdaki gibi olacaktır.
Vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan ve Kanun kapsamına giren vergi cezalarının Kanundan yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince bu cezaların %50’sinin ödenmesi durumunda, cezanın geri kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir. Vergi aslına uygulanan gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak, Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, örnek olayda gecikme faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi tutarı, bu sürelere ilişkin toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları aşağıda gösterilmiştir.
|
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre |
Alacak Aslı Tutarı (TL) |
Toplam Gecikme Faizi Oranı |
Gecikme Faizi Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
I. Taksit |
1/4/2018 – 19/7/2019 |
45.000,00 |
%26,40 |
11.880,00 |
%5,25 |
2.362,50 |
II. Taksit |
1/8/2018 – 19/7/2019 |
45.000,00 |
%20,80 |
9.360,00 |
%3,85 |
1.732,50 |
TOPLAM |
|
90.000,00 |
21.240,00 |
|
4.095,00 |
Gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekildedir.
Gecikme Zammı Hesaplanan Süre |
Alacak Aslı Tutarı |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı |
20/8/2019 – 16/11/2020 |
90.000,00 (Gelir V.) |
%26,8952 |
24.205,68 |
%5,2276 |
4.704,84 |
20/8/2019 – 16/11/2020 |
90.000,00 (Vergi Ziyaı Cezası) |
%26,8952 |
24.205,68 |
—– |
—– |
Ödenecek Tutar | ||
Gelir Vergisi | : |
90.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası (1.600,00 x %50=) | : |
800,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) | : |
4.095,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine) | : |
4.704,84 TL |
TOPLAM | : |
99.599,84 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar |
|
|
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
90.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası (1.600,00 x %50=) |
: |
800,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
21.240,00 TL |
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı |
: |
24.205,68 TL |
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı |
: |
24.205,68 TL |
TOPLAM |
: |
160.451,36 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 99.599,84 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 160.451,36 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir. (Örnekte mali tatile ilişkin hükümler dikkate alınmamıştır.)
3- Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Kesinleşmiş ve Ödeme Süresi Henüz Geçmemiş Vergiler
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla kesinleştiği halde ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için de Kanun hükmünden yararlanılabileceği belirtilmiştir.
Buna göre, muhtelif şekillerde kesinleşen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olan alacaklar hakkında, aşağıda açıklanan hususlar ve bu Tebliğin önceki bölümlerinde yer alan açıklamalar dikkate alınarak işlem tesis edilecektir.
a) 213 sayılı Kanunun Uzlaşma Hükümlerine Göre Kesinleşen Alacaklar
7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) 213 sayılı Kanunun gerek uzlaşma gerekse tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlanılarak uzlaşma sağlanmış ancak ödeme süresi henüz geçmemiş borcu olan mükellefler, uzlaşma sonucu tahakkuk eden vergi ve ceza tutarları ile hesaplanan gecikme faizleri dikkate alınarak Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Örnek 5- 26/10/2019 tarihinde verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamesi süresinde verilmemiştir. Mükellefin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu adına 80.000,00 TL katma değer vergisi tarh edilerek bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.900,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Buna ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi 15/9/2020 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir.
Mükellef, 8/10/2020 tarihinde uzlaşma talebinde bulunmuş, 19/10/2020 tarihi uzlaşma günü olarak verilmiş ve aynı gün varılan uzlaşma sonucuna göre, vergi dairesince aşağıda yazılı tutarlar tahakkuk ettirilmiştir.
Katma Değer Vergisi | : |
60.000,00 TL |
Vergi Ziyaı Cezası | : |
30.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası | : |
1.900,00 TL |
Gecikme Faizi | : |
11.280,00 TL |
TOPLAM | : |
103.180,00 TL |
Mükellefin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla uzlaşma sonucu tahakkuk eden alacakların henüz ödeme süresi geçmemiş (vade tarihi: 19/11/2020) olduğundan, Kanunun 2 nci maddesi hükmüne göre ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre |
Alacak Aslı Tutarı |
Toplam Gecikme Faizi Oranı |
Gecikme Faizi Tutarı |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı |
27/10/2019 -19/10/2020 |
60.000,00 |
%18,80 |
11.280,00 |
%3,85 |
2.310,00 |
Ödenecek Tutar | ||
Katma Değer Vergisi |
: |
60.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası (1.900,00 x %50=) |
: |
950,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) |
: |
2.310,00 TL |
TOPLAM |
: |
63.260,00 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar | ||
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
30.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası (1.900,00 x %50=) |
: |
950,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
11.280,00 TL |
TOPLAM |
: |
42.230,00 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 63.260,00 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 42.230,00 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
b) 213 sayılı Kanunun 376 ncı Maddesinden Yararlanılarak Ödenecek Alacaklar
213 sayılı Kanun uyarınca kesilmiş olan vergi cezaları için anılan Kanunun 376 ncı maddesi hükmü uyarınca indirim talebinde bulunulan ancak, 7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmiş, dolayısıyla kesinleştiği halde ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için indirimli ceza tutarları dikkate alınarak Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir.
Bu safhada bulunan alacaklar için, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesine göre indirimli olarak tahakkuk ettirilen cezanın vergi aslına bağlı olmayan bir ceza ya da iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezası olması durumunda ödenecek ceza tutarının 7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre indirilmiş tutar üzerinden hesaplanmasına dikkat edilecektir.
Örnek 6- 10/9/2020 tarihinde Bakanlığımız özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan aracın sahibi adına 1.300,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmiş ve vergi/ceza ihbarnamesi 23/9/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mükellef söz konusu vergi cezası için 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi hükmünden yararlanmak üzere dava açma süresinin son günü olan 23/10/2020 tarihinde vergi dairesine müracaat etmiştir. Vergi dairesince mükellefin talebi üzerine cezanın yarısı indirilerek, kalan 650,00 TL özel usulsüzlük cezası tahakkuk ettirilmiş ve mükellefe cezayı 23/11/2020 tarihine kadar ödemesi gerektiği bildirilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi çerçevesinde hesaplanan 650,00 TL özel usulsüzlük cezası, Kanun hükümlerine göre %50 oranında indirilerek tahsil edilecektir. Söz konusu cezanın %50’sine isabet eden (650,00 x %50=)325,00 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, özel usulsüzlük cezasından kalan 325,00 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
c) 213 sayılı Kanunun 371 inci Maddesinde Yer Alan Pişmanlık Hükümlerine Göre Beyan Edilen Matrahlar Üzerinden Tahakkuk Eden Alacaklar
7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla (bu tarih hariç) pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk eden ve 15 günlük ödeme süresi henüz geçmemiş olan alacaklar için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. Bu takdirde, pişmanlık zammı yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ancak, 7256 sayılı Kanun hükümlerine göre ödeme yapılmamış olması hâlinde pişmanlık hükümlerinin ihlal edilmiş sayılacağı tabiidir. Dolayısıyla, kısmen pişmanlık ihlali olamayacağından borçlular ödedikleri tutar kadar Kanun hükmünden yararlanamayacaktır.
213 sayılı Kanunun pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk eden ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 371 inci maddede öngörülen 15 günlük ödeme süresinde ödenmemiş olan vergiler için pişmanlık hükümleri ihlal edilmiş olacak ve vergi asılları ile bunlara hesaplanan gecikme faizi/gecikme zammı Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 7- Ocak/2020 vergilendirme dönemine ilişkin elektronik ortamda verilmesi gereken gelir (stopaj) vergisi beyannamesi 10/11/2020 tarihinde pişmanlıkla verilmiş, bunun üzerine 9.400,00 TL vergi tahakkuk etmiş ve alacağın vadesi 25/11/2020 tarihi olarak oluşmuştur. Ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi nedeniyle 2.300,00 TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesilerek aynı gün mükellefe tebliğ edilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, Kanun hükmüne göre ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Pişmanlık Zammı Hesaplanan Süre* |
Alacak Aslı Tutarı (TL) |
Pişmanlık Zammı Oranı |
Pişmanlık Zammı Tutarı (TL) |
Yİ-ÜFE Hesaplanacak Süre |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
27/2/2020- 16/11/2020 |
9.400,00 |
%14,40 |
1.353,60 |
27/2/2020- 16/11/2020 |
%3,15 |
296,10 |
* Pişmanlık zammının hesabında Kanunun yayımı tarihi esas alınmıştır.
Ödenecek Tutar | ||
Gelir (Stopaj) Vergisi | : |
9.400,00 TL |
Damga Vergisi | : |
58,80 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Pişmanlık Zammı Yerine) | : |
296,10 TL |
TOPLAM | : |
9.754,90 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar | ||
Pişmanlık Zammı (Gelir (Stopaj) Vergisi için) | : |
1.353,60 TL |
Yukarıda belirtilen 9.754,90 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, 1.353,60 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
Mükellefe kesilmiş olan 2.300,00 TL tutarındaki özel usulsüzlük cezasına ilişkin vergi/ceza ihbarnamesinin 10/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla 30 günlük dava açma süresinin geçmemiş olması nedeniyle (bu alacak kesinleşmemiş olduğundan) bu ceza için Kanun hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Mükellefçe, yapılandırılan tutarın tamamının Kanun hükümlerine göre ödenmemesi hâlinde, pişmanlık hükümleri ihlal edilmiş sayılacak ve Kanun hükmünden yararlanılamayacaktır.
ç) 213 sayılı Kanunun 379 uncu Maddesinden Yararlanılarak Ödenecek Alacaklar
213 sayılı Kanunun “Kanun yolundan vazgeçme” başlıklı 379 uncu maddesinde “Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
1. Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,
2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,
mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.
Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır…” hükmü yer almaktadır.
Bu itibarla, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi hükmünden yararlanmak üzere Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) davadan tamamen feragat edilerek anılan maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarından, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar için Kanundan yararlanılabilecektir.
213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesine göre tahakkuk eden ve tahakkuk tarihinden itibaren bir aylık ödeme süresi 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) geçmemiş olan alacakların bu Kanuna göre yapılandırılarak ödenmesi hâlinde, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirimler ayrıca uygulanır.
Ancak, 7256 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırılan bu alacağın tamamının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan indirim hükümlerinden yararlanılamayacağı tabiidir.
Örnek 8- Mükellef hakkında Mart/2019 dönemine ilişkin katma değer vergisine yönelik yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen rapor uyarınca 120.000,00 TL katma değer vergisi tarh edilmiş, 120.000,00 TL vergi ziyaı cezası kesilmiş ve buna ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiştir. Mükellef bu ihbarnameye karşı süresinde vergi mahkemesi nezdinde dava açmıştır. Yapılan yargılama sonucunda vergi mahkemesi tarafından istinaf yolu açık olmak üzere verginin 40.000,00 TL ve bu vergiye bağlı vergi ziyaı cezasının 40.000,00 TL tutarındaki kısımlarının tasdik edilmesi, vergi ve cezanın kalan kısımlarının ise kaldırılması yönünde karar verilmiştir.
Mükellef, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi hükmünden yararlanmak için 20/10/2020 tarihinde vergi dairesine kanuni süresi içerisinde başvurmuştur.
Anılan madde hükmüne göre;
– 40.000,00 TL vergi tasdik edildiği için bu tutarın tamamı,
– 80.000,00 TL vergi kaldırıldığı için bu tutarın %60’ı olan (80.000,00 x %60=)48.000,00 TL,
– 40.000,00 TL vergi ziyaı cezası tasdik edildiği için bu tutarın %75’i olan (40.000,00 x %75=)30.000,00 TL,
– 88.000,00 TL vergi aslı üzerinden hesaplanan 28.424,00 TL gecikme faizi,
olmak üzere toplamda 146.424,00 TL tahakkuk etmiştir.
Mükellef kanun yolundan vazgeçme dilekçesini 20/10/2020 tarihinde verdiğinden bu alacakların bir aylık ödeme süresi Kanunun yayımı tarihi itibarıyla devam etmektedir (vade tarihi 20/11/2020).
Mükellefin bu alacakları, bir aylık ödeme süresi içinde (20/11/2020 tarihine kadar) 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi kapsamında ödemesi hâlinde ödenecek tutarlar aşağıdaki gibi olacaktır.
Ödenecek tutar;
– tasdik edilen verginin tamamı (40.000,00 TL) ile kaldırılan verginin tahakkuk eden kısmının %80’inin [(48.000,00 x %80=)38.400,00 TL’nin] toplamı olan 78.400,00 TL,
– 78.400,00 TL vergi üzerinden hesaplanacak gecikme faizi tutarı olan 25.323,20 TL,
– tahakkuk eden ceza tutarının %80’i olan (30.000,00 x %80=)24.000,00 TL,
olmak üzere toplam 127.723,20 TL’dir.
213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesine istinaden tahakkuk edecek vergi ve vergi cezası için 7256 sayılı Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, bu alacakların Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olması nedeniyle 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan indirimler uygulanmak suretiyle bulunacak tutarlar dikkate alınarak 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılacak alacak tutarı belirlenecektir.
Bu durumda, Kanun kapsamında ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre |
Alacak Aslı Tutarı (TL) |
Toplam Gecikme Faizi Oranı |
Gecikme Faizi Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
27/4/2019-20/10/2020 |
78.400,00 |
%32,30 |
25.323,20 |
%5,95 |
4.664,80 |
Ödenecek Tutar | ||
Katma Değer Vergisi | : |
78.400,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) | : |
4.664,80 TL |
TOPLAM | : |
83.064,80 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar | ||
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
24.000,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
25.323,20 TL |
TOPLAM |
: |
49.323,20 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 83.064,80 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan indirim hükmü kapsamında 18.700,80 TL (9.600,00 TL vergi aslı ile bu asla ilişkin hesaplanan 3.100,80 TL gecikme faizi ve 6.000,00 TL vergi ziyaı cezası) ile 7256 sayılı Kanun kapsamında 49.323,20 TL olmak üzere toplam 68.024,00 TL alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Ancak, 7256 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırılan bu alacağın tamamının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan indirim hükümlerinden yararlanılamayacağı tabiidir.
Kanunun yayımı tarihinden sonra 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi hükmünden faydalanmak için vergi dairesine dilekçe verilmesi durumunda, bu madde kapsamında verilecek tahakkuklar Kanunun yayımı tarihinden sonra kesinleşmiş olacağından, bu alacakların 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
4- Kanunun Yayımı Tarihinden Önce Asılları Kısmen ya da Tamamen Ödenmiş Olan Vergiler
7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihinden önce asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan alacaklar Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılandırılacaktır.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihinden önce asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan vergilerle ilgili olarak aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.
a) Asılları Kısmen Ödenmiş Olan Vergiler
Asılları kısmen ödenmiş olan vergilerin ödenmemiş kısmına,
– vade tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar hesaplanacak gecikme zammı yerine,
– daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması hâlinde, gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, ödenmemiş vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı cezalar ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Asılları kısmen ödenmiş vergilerin, ödenmiş kısmına isabet eden gecikme zammı ve gecikme faizinin ödenmemiş olması hâlinde ise aşağıdaki (b) bölümünde yer alan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
b) Asılları Tamamen Ödenmiş Vergilere İlişkin Gecikme Faizi ve Gecikme Zammı
7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihinden önce asılları tamamen ödenmiş vergiler üzerinden hesaplanmış gecikme zammı ve gecikme faizleri;
– verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
– vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı cezalar ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, Kanunun yayımı tarihinden önce vergi aslının, vergi aslına uygulanan gecikme zammının, gecikme faizinin ve vergi cezalarının ödenmiş olması, başka bir ifadeyle, ödenmemiş kısmın sadece vergi cezasına uygulanan gecikme zammından ibaret olması hâlinde, herhangi bir şart aranmaksızın vergi cezalarına uygulanan gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
c) Asılları Tamamen Ödenmiş Vergilere İlişkin Gecikme Faizi ve Gecikme Zamlarından, Kanunun Yayımı Tarihinden Önce Kısmen Tahsil Edilenler
Asılları tamamen ödenmiş vergilere ilişkin gecikme faizi ve gecikme zamlarından, Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen tahsilat yapılmışsa,
– verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
– vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ödenmiş gecikme faizi/gecikme zammı tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından fazla olması hâlinde herhangi bir tahsilat yapılmayacak, kalan gecikme faizi/gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Bununla birlikte, tahsil edilmiş gecikme faizi ve gecikme zammından red ve iade yapılmayacaktır.
Ödenmiş gecikme faizi/gecikme zammı tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından az olması hâlinde ise ödenecek tutar, Yİ-ÜFE tutarından ödenmiş olan gecikme faizi/gecikme zammı çıkartılmak suretiyle tespit edilecektir. Bu şekilde belirlenen tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan gecikme faizi/gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 9- Nisan, Mayıs, Haziran/2018 vergilendirme dönemine ilişkin 12.300,00 TL geçici vergi tahakkuk etmiştir. Ancak, mükellef 17/8/2018 vadeli geçici vergi borcunu ödememiştir. Söz konusu vergi borcu mükellefin yıllık gelir vergisi beyannamesini, beyanname verme süresi içinde vermesi nedeniyle, 1/3/2019 tarihi itibarıyla terkin edilmiş ve 1.500,65 TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Mükellefin gecikme zammı borcuna karşılık vergi dairesince 8/5/2019 tarihinde 150,00 TL tahsilat yapılmıştır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde geçici verginin vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı %2,2404’tür.
Toplam Yİ-ÜFE tutarı ise (12.300,00 x %2,2404=)275,57 TL olacaktır.
Mükellefin gecikme zammına karşılık hiç ödeme yapmamış olması hâlinde, Kanun hükmünden yararlanmak için ödemesi gereken tutar 275,57 TL’dir.
Ancak, mükelleften Kanunun yayımı tarihinden önce gecikme zammına karşılık 150,00 TL tahsilat yapıldığından, Kanuna göre ödemesi gereken Yİ-ÜFE tutarından, daha önce ödenen gecikme zammı tutarı çıkarılarak tahsili gereken Yİ-ÜFE tutarı bulunacaktır.
Buna göre, ödenecek Yİ-ÜFE tutarı; (275,57 – 150,00=)125,57 TL’dir.
Mükellefin bu tutarı Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemesi hâlinde gecikme zammından kalan (1.500,65 – 150,00=)1.350,65 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
5- Sadece Vergi Aslına Bağlı Vergi Cezası ve Buna İlişkin Gecikme Zammından İbaret Borçlar
7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla ödenmemiş borcun sadece vergi aslına bağlı kesilen cezalardan olması durumunda bu Tebliğin (II/F-14) bölümünde belirtilen açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
6- Bir Vergi Aslına Bağlı Olmaksızın Kesilmiş Olan Vergi Cezaları
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilmiş olan vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları ile özel usulsüzlük cezaları), Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması hâlinde, anılan bent kapsamında yapılandırılabilecektir.
Bu durumda, vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının %50’sinin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce bu cezalara karşılık kısmi ödeme yapılmış olması hâlinde ödenmemiş kısım için bu Kanundan yararlanılacaktır.
Örnek 10- Mükellefe, yaptığı satışa ilişkin fatura vermemesinden dolayı 290,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmiş ve vergi/ceza ihbarnamesi 19/3/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Kesilen ceza itirazsız kesinleşmiştir.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde 290,00 TL özel usulsüzlük cezasının %50’sine isabet eden (290,00 x %50=)145,00 TL ödemesi gerekecektir. Söz konusu tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde kalan 145,00 TL özel usulsüzlük cezasının tahsilinden vazgeçilecektir.
7- İştirak Nedeniyle Kesilen Vergi Ziyaı Cezaları
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iştirak nedeniyle kesilen, Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş vergi cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce bu cezalardan kısmen tahsilat yapılmış ise kalan tutar üzerinden Kanundan yararlanılabilecektir.
8- İhtirazi Kayıtla Beyan Edilen Vergiler
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında, maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ihtirazi kayıtla beyan edilmiş ancak ödenmemiş vergiler dava konusu yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın Kanun kapsamında yapılandırılacaktır. Bu takdirde, ihtilafa ilişkin yargı mercilerince verilmiş kararlar dikkate alınmadan mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk eden tutar esas alınarak Kanun hükmünden yararlanılacaktır.
Ayrıca, alacağa ilişkin açılmış olan davalardan vazgeçilmesi gerektiği tabiidir.
9- Geçici Vergiler
7256 sayılı Kanun kapsamına, vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Ağustos/2020 ayı ve öncesine rastlayan dönemler girdiğinden, 2020 takvim yılına ilişkin gelir ve kurumlar vergisine mahsuben ödenmesi gereken, Ocak, Şubat Mart/2020 ve Nisan, Mayıs, Haziran/2020 vergilendirme dönemine ait geçici vergiler Kanun kapsamına girmekte, Temmuz, Ağustos, Eylül/2020 vergilendirme dönemine ait geçici vergiler ise Kanun kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflere ilişkin geçici vergilerde ise geçici vergi dönemi ve beyanname verme süresi 31/8/2020 tarihi ve bu tarihten önce olanlardan Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi geçmemiş olanlar Kanun kapsamına girmektedir. Geçici verginin mahsup edileceği özel hesap dönemine ilişkin mahsup tarihinden önce Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, bu borçların yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.
Geçici vergilerin yıllık gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilebilmesi için mahsup tarihi itibarıyla ödenmiş olması gerekmektedir. 7256 sayılı Kanuna göre geçici vergilerin yapılandırılmış olması bu vergilerin ödendiği anlamına gelmeyecektir.
Bu nedenle, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde Kanun kapsamında yapılandırılmış ancak ödenmemiş geçici vergi asıllarının yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsup edilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak, yapılandırılmış ve yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesinden önce ödenmiş olan geçici vergilerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edileceği, ödenmemiş geçici vergi asıllarının ise terkin edileceği tabiidir.
10- Motorlu Taşıtlar Vergisine İlişkin Yapılacak İşlemler
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasıyla, Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla, 197 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmadan, taksit ödeme süresi sonuna kadar fenni muayene yaptırılmasına ve uçuşa elverişli belgesi verilmesine imkân sağlanmaktadır.
Ancak, taşıtın satış ve devri hâlinde taksitlendirilen borcun tamamının ödenmesi şartının aranılacağı tabiidir.
11- 5736 sayılı Kanuna Göre Uzlaşılmış Alacaklar
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği halde Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan tutarların Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.
5736 sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilen alacaklardan Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar, Kanunun 2 nci maddesine göre yapılandırılacak ve ödenecek tutarın tespitinde, alacak asıllarına 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince ödemede gecikilen her ay ve kesri için aylık olarak uygulanması gereken;
– %5 zammın yerine ilgili aylara ait Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
– 5736 sayılı Kanunda öngörülen ve taksitlere %5 zammın uygulandığı süreden sonra gecikilen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanması gereken gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
7256 sayılı Kanuna göre, 5736 sayılı Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri uyarınca ödenecek taksitlere ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı binde iki oranında hesaplanan faiz için herhangi bir Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacaktır. Binde iki oranında hesaplanan tutar, Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince, Kanun kapsamında yapılandırılan borcun Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla terkin edilecektir.
Diğer taraftan, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesi kapsamında uzlaşılarak tahakkuk ettirilen ve taksitler hâlinde vadelendirilen alacak tutarı içerisinde yer alan vergi aslı ve gecikme faizi Kanun kapsamında yapılandırılacak ve varsa vergi cezaları hakkında da 7256 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.
12- Kanun Kapsamındaki İdari Para Cezaları
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan idari para cezalarının yapılandırma usulü belirlenmiştir.
Buna göre, Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan idari para cezalarından, 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilmiş olan ve bu Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanların asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan idari para cezalarından;
– 2918 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarına, vade tarihinden ödendiği tarihe kadar,
– 4925 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde ödenmemiş olan idari para cezalarından, anılan Kanunda değişiklik yapan 5728 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 8/2/2008 tarihinden önce (bu tarih hariç) verilmiş olanlara vade tarihinden 8/2/2008 tarihine kadar (bu tarih hariç),
geçen her ay ve kesri için aylık %5 oranında faiz hesaplanması ve hesaplanan faiz tutarının da cezanın iki katını geçmemesi gerekmektedir.
7256 sayılı Kanun kapsamında trafik ve karayolu taşıma idari para cezalarının yapılandırılmasında aylık %5 oranında hesaplanacak faiz yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Ancak, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarı da ilgili Kanun gereğince idari para cezasının iki katını geçemeyecektir.
2918 sayılı Kanunun 31/7/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki 115 inci maddesi hükmüne göre, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren on gün içerisinde ödenmeyen trafik idari para cezaları iki katına çıkarak ödeme süresi on gün daha uzamakta ve bu süre içerisinde de ödenmeyen trafik idari para cezaları üç katına çıkmaktaydı. 5228 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce verildiği halde Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan trafik idari para cezalarının yapılandırılmasında herhangi bir fer’i alacak bulunmadığından, bu alacak üzerinden Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacak ve yapılandırmada üç katına çıkmış tutar esas alınacaktır. Aynı şekilde 4925 sayılı Kanunun 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki 29 uncu maddesi hükmüne göre üç katına çıkmış karayolu taşıma idari para cezaları için de üç katına çıkan tutar üzerinden Kanundan yararlanılabilecektir.
7256 sayılı Kanun kapsamına giren idari para cezalarına ilişkin tutanakların ilgili vergi dairelerine intikal etmemiş olması hâlinde, borçlular vergi dairelerine idari yaptırım karar tutanaklarını ibraz ederek başvuruda bulunabilecek ve bu başvurular üzerine söz konusu idari para cezaları Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 11- 10/5/2020 vadeli 1.228,00 TL tutarlı trafik idari para cezasının, Kanundan yararlanılmak suretiyle ödenmesi durumunda ödenmesi gereken alacak tutarı ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı şu şekilde olacaktır.
Faiz Hesaplanan Süre |
İdari Para Cezası Tutarı (TL) |
Faiz Oranı |
Faiz Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
11/5/2020-16/11/2020 |
1.228,00 |
%35 |
429,80 |
%2,45 |
30,09 |
Ödenecek Tutar | ||
İdari Para Cezası Aslı | : |
1.228,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Faiz Yerine) | : |
30,09 TL |
TOPLAM | : |
1.258,09 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen Alacak | ||
Faiz | : |
429,80 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 1.258,09 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 429,80 TL tutarındaki faizin tahsilinden vazgeçilecektir.
13- 6183 sayılı Kanun Kapsamında Takip Edilen Diğer Alacaklar
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, vergiler ile Kanun kapsamına giren idari para cezaları dışında kalan ve bu Tebliğin (I/B-1-c) bölümünde belirtilen amme alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamında olan ve Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan asli alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmemiş olan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde ise fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla Kanun hükmünden yararlanılacak ve faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu bent kapsamına giren alacak asıllarının Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde yapılandırılacak tutar bu Tebliğin (II/B-4) bölümüne göre tespit edilecektir.
Bu bölümde yer verilen alacaklara yönelik olarak Kanundan yararlanılmak istenildiği takdirde dava açılmaması, dava açılmış olması hâlinde davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
Örnek 12- Yurtdışından 10 ay vadeli ihracatın finansmanı için 3/3/2017 tarihinde kredi kullanan mükelleften teşvik mevzuatı gereğince kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi yapılmamıştır.
İhracat taahhüdünü süresi içinde kapatan mükellefin taahhüt kapatılmasında kullanılan gümrük beyannamelerinin gerçeğe uygun olmadığının anlaşılması üzerine ilgili banka tarafından 27.000,00 TL kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi takip ve tahsil edilmek üzere mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine 21/5/2018 tarihinde bildirilmiştir. Vergi dairesince yapılan tebliğ üzerine vadesi 12/7/2018 tarihi olan kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ile kredi kullanım tarihinden vade tarihine kadar hesaplanan cezai faiz için Kanunun yayımı tarihine kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak üzere bağlı olduğu vergi dairesine başvurması hâlinde, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi aslına;
– kredi kullanım (3/3/2017) tarihinden vade tarihine kadar geçen süre için hesaplanan cezai faiz yerine,
– vade tarihinden Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ile cezai faiz ve gecikme zammı yerine uygulanacak Yİ-ÜFE tutarları aşağıdaki şekilde olacaktır.
Cezai Faizin Hesaplandığı Süre |
KKDF Tutarı (TL) |
Cezai Faiz (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
3/3/2017 – 11/7/2018 |
27.000,00 |
6.604,27 |
%5,7053 |
1.540,43 |
Örnek olayın meydana geldiği dönemde yıllık cezai faiz oranı; 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1 inci maddesinde yer alan kanuni faiz oranlarının 2 katıdır. Hesaplamalarda, kredi kullanım tarihinden alacağın vade tarihine kadar yürürlükte olan kanuni faiz oranlarının 2 katı esas alınarak geçen gün sayıları üzerinden basit faiz hesaplama metodu kullanılmaktadır. 3/3/2017 tarihinden 11/7/2018 tarihine kadar geçen süre için faiz tutarı [27.000,00 x 496 x (9 x 2)] / 36500 = 6.604,27 TL’dir. |
Gecikme Zammının Hesaplandığı Süre |
KKDF Tutarı (TL) |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
13/7/2018-16/11/2020 |
27.000,00 |
%52,5136 |
14.178,67 |
%9,8468 |
2.658,64 |
Ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı:
Ödenecek Tutar | ||
Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi | : |
27.000,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Cezai Faiz Yerine) | : |
1.540,43 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Zammı Yerine) | : |
2.658,64 TL |
TOPLAM | : |
31.199,07 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar | ||
Cezai Faiz | : |
6.604,27 TL |
Gecikme Zammı | : |
14.178,67 TL |
TOPLAM | : |
20.782,94 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 31.199,07 TL tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 20.782,94 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
14- Tecilli Alacaklar
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasının (a) bendinde “a) 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca, Kanun kapsamına giren alacakların, Kanunun yayımı tarihinden önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun ödeniyor olması hâlinde borçlular, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi geçmemiş olan taksit tutarları için Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Bu takdirde, tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacaktır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için ilgili kanunun öngördüğü faiz uygulanmış ve tahsil edilmiş olduğundan, ödenmiş kısım ile ilgili herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Kalan taksit tutarları vadesinde kısmen veya tamamen ödenmemiş alacak kabul edilerek Kanunun 2 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır.
İlgili kanunlara göre tecil edilmesine rağmen alacağın varlığına ilişkin mahkemelerde ihtilafın devam ediyor olması, dolayısıyla alacağın kesinleşmemiş bulunması durumunda bu alacağın Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin onbeşinci fıkrasında, bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar ile bu maddenin dokuzuncu fıkrasının (a) bendi kapsamında olan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesinin yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle, Kanun hükümlerinden yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihinden önce taksit tutarları ile birlikte ödenen tecil faizleri red ve iade edilmeyecektir.
Bu durumdaki alacaklar için Kanundan yararlanılmak istenilmesi hâlinde ödenmemiş alacak aslına uygulanmış olan fer’i alacaklar yerine, vade tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarı toplanarak yapılandırılan alacak tutarının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde alacak asıllarıyla ilgili fer’i alacaklar ile asla bağlı vergi cezaları ve bu cezalara ilişkin gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecektir.
6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile diğer kanunlar gereğince tecil edilen alacağın gecikme zammı, gecikme faizi ve/veya vergi cezasından ibaret olması hâlinde, bu Tebliğin (II/B-4 ila 6) bölümlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde ödenecek Yİ-ÜFE tutarı tespit edilerek Kanun hükmünden yararlanılacaktır. Bu takdirde de Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş tecil faizlerinin red ve iadesi yapılmayacaktır.
Örnek 13- Mükellef tarafından 26/9/2019 tarihinde ödenmesi gereken 70.000,00 TL gelir (stopaj) vergisi zamanında ödenmemiştir. 7/5/2020 tarihinde vergi dairesine başvurularak toplam borç için tecil talebinde bulunulmuştur.
Vergi dairesi mükellefin gecikme zammı dâhil 79.683,80 TL borcu olduğunu tespit etmiş ve bu tutarın, ilk taksit Mayıs/2020 ayından başlamak ve 14 ayda 14 eşit taksitte ödenmek üzere tecilini uygun görmüştür.
Aylık Taksit Tutarı: 79.683,80 / 14 = 5.691,70 TL’dir.
Mükellef ilk altı taksitini zamanında ödemiş, 27/11/2020 tarihinde Kanundan yararlanmak için bağlı olduğu vergi dairesine başvuruda bulunmuştur. İlk altı taksit ile birlikte toplam 1.434,78 TL tecil faizi ödenmiştir.
Bu örnekte, vergi dairesi öncelikle kalan borç tutarından ne kadarının vergi aslı, ne kadarının da gecikme zammı olduğunu tespit edecektir. Örnek olayda;
Ödenen Borç Tutarı |
= | Aylık Taksit Tutarı x Ay Sayısı |
= | 5.691,70 x 6 | |
= | 34.150,20 TL |
Ödenen tutardan vergi aslına isabet eden tutar, aşağıdaki formüle göre tespit edilecektir.
Vergi aslına isabet eden tutar | = | Ödenen Tutar x Vergi Aslı Tutarı
Toplam Borç Tutarı |
||
Vergi aslına isabet eden tutar | = |
34.150,20 x 70.000,00 79.683,80 |
= |
30.000,00 TL’dir. |
Kalan vergi aslı tutarı | = |
70.000,00 – 30.000,00 |
= |
40.000,00 TL’dir. |
Bu durumda, tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacaktır. Kalan 8 taksit tutarının toplamı 45.533,60 TL olup, bunun 40.000,00 TL’si vergi aslı, 5.533,60 TL’si gecikme zammıdır. Vergi aslından kalan tutara, gecikme zammı yerine vade tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar hesaplanacak 1.918,28 TL Yİ-ÜFE tutarı ile vergi aslı toplanarak ödenecek toplam tutar bulunacaktır.
Kanun hükmüne göre ödenmesi gereken vergi aslı ve Yİ-ÜFE tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde 40.000,00 TL vergi aslına Kanunun yayımı tarihine kadar hesaplanan 9.608,56 TL gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Bununla birlikte, tecil kapsamında ilk altı taksit tutarı ile birlikte Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilen 1.434,78 TL tecil faizi red ve iade edilmeyecektir.
15- Bazı Kanunlara Göre Yapılandırılmış Olan ve Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Ödemeleri Devam Eden Alacaklar
a) 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinde “b) 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanuna göre yapılandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla anılan Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 7143 sayılı Kanun kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır, bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için anılan Kanuna göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılır ve ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden vazgeçilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükme göre, 7143 sayılı Kanunun 2, 3 ve 4 üncü maddeleri kapsamında yapılandırılan ve 7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla 7143 sayılı Kanun kapsamında ödemeleri devam eden taksitlendirmelerde kalan taksit tutarlarına konu borçların 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmakta olup, bu takdirde kalan taksit tutarlarına konu borçlar vadesinde ödenmemiş kabul edilecek ve borçlular ödedikleri tutarlar kadar 7143 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacaklardır.
Borçlular, 7143 sayılı Kanunun her bir maddesi kapsamında oluşturulan yapılandırma dosyasına konu borçları için ayrı ayrı 7256 sayılı Kanundan yararlanma başvurusunda bulunabilecekleri gibi 7143 sayılı Kanunun her bir maddesi itibarıyla yapılandırılan tüm borçları için de başvuruda bulunabileceklerdir.
Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi hükmünden yararlanmak isteyen borçluların bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru dilekçeleri ile başvuruda bulunmaları ve ayrıca (Ek: LİSTE II)’yi doldurarak başvuru dilekçelerine eklemeleri gerekmektedir.
Bu durumda, 7143 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak ödenen taksit tutarları için bu Kanun hükümleri geçerli sayılacaktır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına anılan Kanuna göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı hesaplanmış ve tahsil edilmiş olduğundan, ödenmiş kısım ile ilgili herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Kalan taksit tutarları vadesinde kısmen veya tamamen ödenmemiş alacak kabul edilerek 7256 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırılacak ve 7143 sayılı Kanun kapsamında ödenmemiş taksitlere ilişkin olarak anılan Kanun kapsamında hesaplanmış olan katsayı tutarlarının tahsilinden vazgeçilecektir. 7143 sayılı Kanun kapsamında 7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihinden önce taksit tutarları ile birlikte ödenen katsayı tutarları ise red ve iade edilmeyecektir.
Diğer taraftan, 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacakların kalan taksit tutarları için 7256 sayılı Kanundan yararlanmak üzere başvuru yapılması hâlinde, 7256 sayılı Kanuna göre ödenecek tutarlar farklılaşabilecektir.
Örneğin, 7256 sayılı Kanundan yararlanılarak ödenmesi talep edilen borcun 7143 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmünden yararlanılarak yapılandırılmış olması hâlinde, ödenen tutar kadar 7143 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılacak, anılan bent kapsamında terkine konu edilmemiş olan vergi asılları da ödenmemiş olan taksitler içinde yer alan vergi asılları ile birlikte 7256 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır. Bu durumda, borçluların 7256 sayılı Kanuna göre daha fazla tutarda vergi aslı ödemeleri gerekebilecektir.
Ayrıca, 213 sayılı Kanunun “Pişmanlık ve ıslah” başlıklı 371 inci maddesi kapsamında pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için borcun tamamının ödenmesi gerekmekte olup, kısmen ödeme yapılması hâlinde pişmanlık hükümleri ihlal olmaktadır. Bu kural 7143 sayılı Kanun kapsamında pişmanlıkla beyan edilerek yapılandırılan alacaklar için de geçerlidir.
7143 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılan veya 4 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında beyan edilerek yapılandırılan ve 7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla ödemeleri devam eden alacaklar için 7256 sayılı Kanundan yararlanılmak istenilmesi hâlinde, pişmanlık hükümlerinden kısmen yararlanılması mümkün olmadığından, pişmanlık hükümlerinden yararlanılmayacak ve yapılan ödemeler ödeme tarihleri itibarıyla mahsup edildikten sonra kalan tutar vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılabilecektir.
Örnek 14- 26/10/2016 vadeli 430.000,00 TL katma değer vergisi süresinde ödenmemiştir. 7143 sayılı Kanunun yayım tarihi olan 18/5/2018 tarihine kadar 112.577,01 TL gecikme zammı hesaplanmış olup toplam borç tutarı 542.577,01 TL’dir.
Söz konusu borca ilişkin olarak 7143 sayılı Kanunun 2 nci maddesinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellef, borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Buna göre, katma değer vergisinin vade tarihinden 7143 sayılı Kanunun yayımlandığı 18/5/2018 tarihine kadar geçen süre için hesaplanan 112.577,01 TL gecikme zammı yerine, 30.253,51 TL Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmıştır. 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarı 460.253,51 TL’dir.
Mükellef söz konusu borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 460.253,51 TL alacak tutarı 18 taksit için belirlenen (1,15) katsayısı ile çarpılmıştır.
Bu şekilde hesaplanan tutar, 18’e bölünmek suretiyle taksit tutarı bulunmuştur.
18 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar: 460.253,5 x 1,15 = 529.291,54 TL,
Taksit tutarı: 529.291,54 / 18 = 29.405,09 TL’dir.
7143 sayılı Kanuna göre yapılandırılan ve 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödemeleri devam eden söz konusu borca ilişkin olarak mükellef 7256 sayılı Kanundan yararlanmak üzere başvuru yapmış ve borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Bu durumda, mükellefin kalan taksit tutarlarına konu alacakları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek 7256 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.
7143 sayılı Kanun hükümlerine göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı hesaplanarak ödenen taksit tutarları için bu Kanun hükümleri geçerli sayılacağından, bu şekilde ödenmiş taksit tutarları ile ilgili herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Kalan taksit tutarları vadesinde kısmen veya tamamen ödenmemiş alacak kabul edilerek 7256 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.
7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla mükellef 7143 sayılı Kanun kapsamında ilk 13 taksitini süresinde ödemiştir.
Mükellefin kalan taksit tutarları için 7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükümlerinden yararlanacağı tutar bulunurken 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borcun katsayı hariç kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan toplam alacak tutarı 460.253,51 TL olup, bu tutara karşılık 13 taksit içerisinde ödenen tutar [(460.253,51 / 18=) 25.569,64 x 13=]332.405,32 TL’dir.
Yapılan ödeme tutarı kadar 7143 sayılı Kanundan yararlanılacaktır. Ödeme tutarından vergi aslına isabet eden tutar;
Vergi aslına isabet eden tutar |
= | Vergi Aslı x Ödediği Taksit Tutarları Toplamı (Katsayı Tutarı Hariç) |
(Vergi Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı) |
formülü ile bulunacaktır. Buna göre;
Vergi aslına isabet eden tutar | = | 430.000,00 x 332.405,32 | = | 310.555,56 TL’dir. |
460.253,51 |
Bu durumda, mükellefin 7256 sayılı Kanunun kapsamında yapılandırmaya konu borcu 430.000,00 – 310.555,56 = 119.444,44 TL olacaktır.
Kalan taksit tutarları içinde yer alan 119.444,44 TL alacak aslına vade tarihinden 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Buna göre, gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.
Gecikme Zammı Hesaplanan Süre |
Alacak Aslı Tutarı (TL) |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
27/10/2016-16/11/2020 |
119.444,44 |
%81,2214 |
97.014,45 |
%17,5357 |
20.945,42 |
Bu durumda, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Ödenecek Tutar | ||
Katma Değer Vergisi | : |
119.444,44 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine) | : |
20.945,42 TL |
TOPLAM | : |
140.389,86 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar | ||
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı | : |
97.014,45 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 140.389,86 TL tutarın 7256 sayılı Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 97.014,45 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Mükellefin, 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçlarından kalan 5 taksitin toplam tutarı, katsayı tutarı hariç (25.569,64 x 5=)127.848,20 TL iken 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan ve katsayı hariç ödenmesi gereken tutar 140.389,86 TL’dir.
Ancak, mükellef 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan tutarı peşin ödediği takdirde Yİ-ÜFE tutarından %90 indirim yapılacağından ödenmesi gereken tutar [20.945,42 – (20.945,42 x %90) + 119.444,44=]121.538,98 TL’ye inecektir.
Mükellef, 18 taksitle ödeme seçeneğini tercih ettiğinden, yapılandırılan borcu bu seçeneğe uygun katsayı ile çarpılacak ve ödenecek tutar (140.389,86 x 1,15=)161.448,34 TL olacaktır.
Bu durumda mükellefin her iki kanun ile kendisine sunulan imkânı değerlendirerek karar vermesi gerekmektedir.
Örnek 15- Mükellefin defter ve belgelerinin Mayıs/2016 vergilendirme dönemi katma değer vergisi yönünden incelenmesi sonucunda, mükellef adına 220.000,00 TL katma değer vergisi tarh edilmesi ve bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Bu tarhiyata ilişkin vergi/ceza ihbarnamesinin 3/4/2017 tarihinde mükellefe tebliğ edildiği, yapılan tarhiyata süresinde vergi mahkemesi nezdinde dava açıldığı, vergi mahkemesince davanın kabul edilerek tarhiyatın terkinine karar verildiği, 3/3/2018 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal eden karara karşı istinaf yoluna gidildiği ve 7143 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce istinaf talebine ilişkin bölge idare mahkemesince herhangi bir kararın verilmediği kabul edildiğinde, mükellefin 7143 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinden yararlanmak için başvurusu üzerine yapılandırılan alacak tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.
7143 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla verilmiş en son karar tarhiyatın terkinine ilişkin olduğundan ödenecek vergi aslı ilk tarhiyata esas olan vergi aslının %20’si ve 7143 sayılı Kanun hükmü gereği bu tutara tahakkuk ve vade tarihleri esas alınarak gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmıştır. Yapılandırılan bu alacak tutarının, 7143 sayılı Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, verginin %80’i ile gecikme zammı ve gecikme faizi ile vergi ziyaı cezası ve bu cezaya uygulanan gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Buna göre, 7143 sayılı Kanuna istinaden gecikme faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi tutarı, bu sürelere ilişkin toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları aşağıda gösterilmiştir.
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre |
Alacak Tutarı (TL) |
Toplam Gecikme Faizi Oranı |
Gecikme Faizi Tutarı (TL) |
Tahsili Gereken Alacak Aslı |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Gecikme Faizi Yerine Yİ-ÜFE Tutarı |
27/6/2016-3/5/2017 |
220.000,00 |
%14 |
30.800,00 |
44.000,00 |
%3,58 |
1.575,20 |
Gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları ise aşağıdaki şekildedir.
Gecikme Zammı Hesaplanan Süre |
Alacak Tutarı |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı |
Tahsili Gereken Alacak Aslı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Gecikme Zammı Yerine Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
4/6/2017-17/5/2018 |
220.000,00 (KDV) |
%16,0538 |
35.318,36 |
44.000,00 |
%4,0138 |
1.766,07 |
4/6/2017-17/5/2018 |
220.000,00 (Vergi Ziyaı Cezası) |
%16,0538 |
35.318,36 |
—– |
—— |
—— |
7143 Sayılı Kanun Kapsamında Ödenecek Tutar | ||
Katma Değer Vergisi | : |
44.000,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) | : |
1.575,20 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Zammı Yerine) | : |
1.766,07 TL |
TOPLAM | : |
47.341,27 TL |
Mükellef söz konusu borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 47.341,27 TL alacak tutarı 18 taksit için belirlenen (1,15) katsayısı ile çarpılmıştır.
Bu şekilde hesaplanan tutar, 18’e bölünmek suretiyle taksit tutarı bulunmuştur.
18 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar: 47.341,27 x 1,15 = 54.442,46 TL,
Taksit tutarı: 54.442,46 / 18 = 3.024,58 TL’dir.
7143 sayılı Kanuna göre yapılandırılan ve 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödemeleri devam eden söz konusu borca ilişkin olarak mükellef 7256 sayılı Kanundan yararlanmak üzere başvuru yapmış ve borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Bu durumda, mükellefin kalan taksit tutarlarına konu alacakları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek 7256 sayılı Kanuna göre yapılandırılacaktır.
7143 sayılı Kanun hükümlerine göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı hesaplanarak ödenen taksit tutarları için bu Kanun hükümleri geçerli sayılacak ve 7143 sayılı Kanun hükümlerinden yapılan ödemeler nispetinde yararlanılacaktır.
Bu durumda, ödenen taksit tutarlarına isabet eden vergi asılları terkin edilecek, ödenmemiş taksit tutarları nedeniyle terkin edilemeyen vergi aslı ile ödenmemiş taksit tutarları içinde yer alan vergi asılları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilerek 7256 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılandırılacaktır.
7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla mükellef 7143 sayılı Kanun kapsamında ilk 13 taksitini süresinde ödemiştir.
Mükellefin kalan taksit tutarları için 7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükümlerinden yararlanacağı tutar bulunurken 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borcun katsayı hariç kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan toplam alacak tutarı 47.341,27 TL olup, bu tutara karşılık 13 taksit içerisinde ödenen tutar [(47.341,27 / 18=)2.630,07 x 13=]34.190,91 TL’dir.
Yapılan ödeme tutarı kadar 7143 sayılı Kanundan yararlanılacaktır. Ödeme tutarından vergi aslına isabet eden tutar;
Vergi aslına isabet eden tutar |
= | Vergi Aslı x Ödediği Taksit Tutarları Toplamı (Katsayı Tutarı Hariç) |
(Vergi Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı) |
formülü ile bulunacaktır. Buna göre;
Vergi aslına isabet eden tutar | = | 44.000,00 x 34.190,91 | = | 31.777,77 TL’dir. |
47.341,27 |
Bu durumda mükellefin, 7143 sayılı Kanundan yararlanarak ödediği vergi aslı tutarı 31.777,77 TL olup, 7143 sayılı Kanununda ödediği tutar kadar yararlanacağından 7143 sayılı Kanun kapsamında ödenmeyen (44.000,00-31.777,77=)12.222,23 TL tutar için 7143 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirlenen hükümlerden faydalanamayacaktır.
Buna göre, 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılacak vergi aslı tutarı:
= |
Alacak Aslı (İlk Tarhiyata Konu Vergi) x 7143 S. K. Kapsamında Ödenmeyen Alacak Aslı 7143 S. K. Kapsamında Yapılandırılan Alacak Aslı |
formülü ile bulunacaktır.
Buna göre, mükellefin 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandıracağı vergi aslı tutarı;
= | 220.000,00 x 12.222,23
44.000,00 |
= | 61.111,15 TL olacaktır. |
Bu durumda, mükellefin 7256 sayılı Kanunun kapsamında yapılandırmaya konu borcu olan 61.111,15 TL alacak aslı için gecikme faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi tutarı, bu sürelere ilişkin toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları aşağıda gösterilmiştir.
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre |
Alacak Tutarı (TL) |
Toplam Gecikme Faizi Oranı |
Gecikme Faizi Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Gecikme Faizi Yerine Yİ-ÜFE Tutarı |
27/6/2016-3/5/2017 |
61.111,15 |
%14 |
8.555,56 |
%3,58 |
2.187,78 |
Mükellefin 7256 sayılı Kanunun kapsamında yapılandırmaya konu borcu olan 61.111,15 TL alacak aslı için gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları ise aşağıdaki şekilde olacaktır.
Gecikme Zammı Hesaplanan Süre |
Alacak Tutarı |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Gecikme Zammı Yerine Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
4/6/2017-16/11/2020 |
61.111,15 (KDV) |
%70,5942 |
43.140,93 |
%14,5021 |
8.862,40 |
4/6/2017-16/11/2020 |
61.111,15 (Vergi Ziyaı Cezası) |
%70,5942 |
43.140,93 |
—— |
—— |
7256 Sayılı Kanun Kapsamında Ödenecek Tutar | ||
Katma Değer Vergisi | : |
61.111,15 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) | : |
2.187,78 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Zammı Yerine) | : |
8.862,40 TL |
TOPLAM | : |
72.161,33 TL |
7256 Sayılı Kanun Kapsamında Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar | ||
Gecikme Faizi | : |
8.555,56 TL |
Vergi Ziyaı Cezası | : |
61.111,15 TL |
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı | : |
43.140,93 TL |
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı | : |
43.140,93 TL |
TOPLAM | : |
155.948,57 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 72.161,33 TL tutarın 7256 sayılı Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 155.948,57 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Mükellefin, 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçlarından kalan 5 taksitin toplam tutarı, katsayı tutarı hariç (2.630,07 x 5=)13.150,35 TL iken 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan ve katsayı hariç ödenmesi gereken tutar 72.161,33 TL olacaktır.
Ancak, mükellef 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan tutarı peşin ödediği takdirde Yİ-ÜFE tutarından %90 indirim yapılacağından ödenmesi gereken tutar [11.050,18- (11.050,18x %90) + 61.111,15=]62.216,17 TL olacaktır.
Mükellef, 18 taksitle ödeme seçeneğini tercih ettiğinden, yapılandırılan borcu bu seçeneğe uygun katsayı ile çarpılacak ve ödenecek tutar (72.161,33 x 1,15=)82.985,53 TL olarak bulunacaktır.
Bu durumda mükellefin 7143 sayılı Kanunun ve 7256 sayılı Kanunun getirmiş olduğu imkânları değerlendirerek tercihini belirlemesi gerekmektedir.
b) 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (a) bendi gereğince bu Kanun hükümlerinin, 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar hakkında uygulanmayacağı hükme bağlandığından, anılan Kanunlar uyarınca uzlaşma ya da yapılandırma hükümlerinden yararlanan kuruluşların bu borçları Kanun kapsamında yapılandırılmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (b) bendi gereğince;
– 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun,
– 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun,
hükümlerine göre yapılandırılan ve 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar ile,
– 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacakların (matrah ve vergi artırımı ile işletme kayıtlarının düzeltilmesinden kaynaklanan vergiler),
7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
16- Kanunun Yayımı Tarihi İtibarıyla Yargı Kararına Göre Kesinleştiği Halde Ödeme Süresi Belirlenmemiş Alacaklar
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasında, bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacakların da bu Kanun hükümlerinden yararlandırılacağı, bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacağı ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihinin kabul edileceği, bu kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükme göre, Kanunun kapsadığı dönemlerle ilgili olup, tarhiyata ilişkin mahkemelerce verilerek taraflardan birine tebliğ edilen ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşen yargı kararına istinaden vergi dairelerince mükellefe ödemeye yönelik tebligatın (Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi) yapılmaması nedeniyle borcun vadesinin belirlenmediği alacaklar için bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla Kanundan yararlanılabilecektir.
Bu durumda, borçlunun başvuru dilekçesinde bu fıkra kapsamına giren borçları için Kanun hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtmesi şartıyla, bu alacaklar için ayrıca vergi dairesince mükellefe Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi tebliğ edilmeyecek ve alacakların vade tarihi Kanunun yayımı tarihi kabul edilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacakların yalnızca vergi aslı veya vergi aslı ile birlikte asla bağlı vergi cezası olması durumunda, verginin tamamı ile bu tutar üzerinden gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarı toplanarak yapılandırılan alacak tutarının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla alacak asıllarıyla ilgili gecikme faizi ile asla bağlı cezaların tahsilinden vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca asla bağlı vergi cezası olması ve vergi aslının Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması durumunda, herhangi bir başvuruya bağlı olmaksızın bu cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca asla bağlı olmayan vergi cezası olması durumunda, bu vergi cezalarının (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları ile özel usulsüzlük cezaları) %50’sinin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
7256 sayılı Kanunun yayımı tarihinden sonra bu fıkra kapsamına giren alacaklara yönelik başvuru süresi içerisinde yapılmış ödemelere ilişkin tebligatlar hakkında da başvurulması şartıyla bu fıkra hükmü uygulanacak ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayım tarihi kabul edilecektir.
Diğer taraftan, Kanunun yayımı tarihinden önce fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık kısmi ödeme yapılmış olması hâlinde ödenmemiş kısım için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. Ancak, fıkra kapsamına giren alacakların Kanunun yayımı tarihinden önce tamamının ödenmiş olması hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanılamayacağı tabiidir.
Ayrıca, bu fıkra hükmünden yararlanılması durumunda, fıkra kapsamına giren alacaklar için tebligat yapılmayacağı gibi alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi kabul edileceğinden, Kanun hükümlerinin ihlal edilmesi hâlinde söz konusu alacaklar için Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi tebliğ edilmeksizin ve Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi vade tarihi kabul edilmek suretiyle takip ve tahsil işlemlerine devam edilecektir.
Ancak, borçlu tarafından bu fıkra hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunulmaması durumunda vergi dairesince alacağa yönelik Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesinin tebliğ edileceği tabiidir.
17- Belediyelerin Ücret, Su, Atık Su ve Katı Atık Alacakları, Büyükşehir Belediyelerinin Katı Atık Ücreti Alacakları ile Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Su ve Atık Su Alacakları
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları gereğince yapılandırılacak ücret, su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından, vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu alacakların yapılandırılmasına ilişkin olarak bu Tebliğin (II/B-13) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
18- YİKOB’larca Takip Edilen Alacaklar
7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin onuncu fıkrası gereğince, YİKOB’ların vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacak asılları ile buna bağlı fer’i alacakları hakkında anılan maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu alacakların yapılandırılmasına ilişkin olarak bu Tebliğin (II/B-13) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
C- ÖDEME SÜRESİ VE ŞEKLİ
1- Ödeme Süresi
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) 31/12/2020 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere ve YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 31/1/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksitini 28/2/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm çerçevesinde, Hazine ve Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere ve YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerine borçlu olanların Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanmak istemeleri hâlinde, 31 Aralık 2020 tarihine (bu tarih dâhil) kadar borçlu bulundukları tahsil dairelerine başvurmaları gerekmektedir. Kanun kapsamında yapılandırılan borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ya da ikişer aylık dönemler hâlinde azami onsekiz eşit taksitte ödenmesi mümkün olup ilk taksit ödeme süresi 1 Şubat 2021 (31 Ocak 2021 tarihi Pazar gününe rastladığından) tarihi mesai saati bitiminde sona ermektedir.
Kanunun 3 üncü maddesi hükmü ile azami taksit süresi 18 eşit taksit olarak belirlenmiş olmakla birlikte 6, 9 ve 12 eşit taksitte ödeme seçenekleri de bulunmaktadır.
Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonuna kadar uzayacaktır.
2- Ödeme ve Katsayı Uygulaması
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle, Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacak tutarının peşin veya taksitle ödenmesi imkânı getirilmiş ve taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde katsayı uygulanacağı öngörülmüştür.
a) Peşin veya İlk İki Taksit Ödeme Süresi İçinde Yapılan Ödemeler ve İndirim
Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların %90’ının tahsilinden vazgeçilir.
2) 1 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu Kanun kapsamında yapılandırılan idari para cezalarından %25 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (2 nci maddenin ondördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç) %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar üzerinden %50 indirim yapılır.
2) 1 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu Kanun kapsamında yapılandırılan idari para cezalarından %12,5 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (2 nci maddenin ondördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç) %25 indirim yapılır.
c) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi hâlinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz…” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca yapılandırılan tutarların ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak veya ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde yapılandırılan alacaklardan indirim yapılacaktır.
i) Peşin Ödemede İndirim
Borçlular Kanun kapsamında yapılandırdıkları borçlarını, ilk taksit ödeme süresi içinde ödemek üzere peşin ödeme seçeneğini tercih edebilirler.
Kanun kapsamında yapılandırılan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi hâlinde;
– Bu tutarlara katsayı uygulanmayacaktır.
– Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların %90’ının tahsilinden vazgeçilecektir.
– Yapılandırılan alacağın Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamındaki idari para cezalarından olması hâlinde bu alacaktan ayrıca %25 indirim yapılacaktır.
– Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde, fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan %50 indirim yapılacaktır.
Söz konusu ödemenin defaten yapılması zorunlu olmayıp, ilk taksit ödeme süresi içinde farklı zamanlarda borcun tamamının ödenmesi hâlinde de bu hükümden yararlanılacaktır.
Ayrıca, yapılandırılan tutarların taksitle ödenme seçeneği tercih edilmesine rağmen ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak tamamının ödenmesi durumunda da bu hükümlerden yararlanılabilecektir.
Diğer taraftan, peşin ödeme seçeneği tercih edilmek suretiyle yapılandırılan alacakların tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrası hükmüne göre ilk taksit ödeme süresini izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammıyla birlikte ödeme yapılarak Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir.
Bu durumda, geç ödeme zammıyla birlikte yapılan ödeme, ilk iki taksit ödeme süresi içinde yapılmış olduğundan, bu ödemelere 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendi hükmüne göre indirim uygulanacaktır.
Örnek 16- 7256 sayılı Kanundan yararlanmak için vergi dairesine başvuruda bulunan mükellef, peşin ödeme seçeneğini tercih etmiştir.
Kanun kapsamında yapılandırılacak alacak aslı tutarı 129.500,00 TL, fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutar 27.250,00 TL olmak üzere toplam 156.750,00 TL olarak hesaplanmıştır.
Mükellef, yapılandırılan borç tutarını peşin ödeme seçeneği ile ödemeyi tercih ettiğinden, ayrıca bir katsayı hesaplanmamıştır.
Mükellef tarafından, yapılandırılan borcun ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi nedeniyle fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutardan %90 oranında indirim yapılacaktır. Bu durumda, mükellef Yİ-ÜFE tutarı olarak [27.250,00 – (27.250,00 x %90)=]2.725,00 TL, toplamda (129.500,00 + 2.725,00=)132.225,00 TL ödeme yapmak suretiyle Kanun hükümlerinden yararlanacaktır.
Ancak, yapılandırılan borcun mükellef tarafından 1 Şubat 2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar ödenmeyip, hesaplanacak geç ödeme zammı (2.508,00 TL) ile birlikte 15 Şubat 2021 tarihinde ödenmesi durumunda Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutardan %50 oranında indirim yapılacaktır. Bu durumda, mükellef Yİ-ÜFE tutarı olarak [27.250,00 – (27.250,00 x %50)=]13.625,00 TL ödeyecektir.
Örnek 17- 16 numaralı örnekte yer alan mükellef Kanun kapsamındaki borçlarını 9 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 9 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden 156.750,00 TL alacak tutarı (1,083) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 9’a bölünmek suretiyle taksit tutarı bulunacaktır.
9 eşit taksit için yapılandırmaya esas tutar: 156.750,00 x 1,083 = 169.760,25 TL
Taksit tutarı: 69.760,25 / 9 = 18.862,25 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 169.760,25 TL’nin (169.760,25 – 156.750,00 =)13.010,25 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Ocak/2021 ayında mükellef vergi dairesine başvurarak taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir. Bu durumda;
Ödenecek Tutar | ||
Vergi Aslı | : | 129.500,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarının %10’u [27.250,00 – (27.250,00 x % 90)] | : | 2.725,00 TL |
TOPLAM | : |
132.225,00 TL’dir. |
Mükellef tarafından, yapılandırılan borcun ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi nedeniyle ayrıca bir katsayı hesaplanmayacak ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutardan %90 oranında indirim yapılacaktır.
Buna göre, mükellef tarafından yapılandırılan borcun ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde 13.010,25 TL katsayı tutarı ile 24.525,00 TL Yİ-ÜFE tutarı olmak üzere toplam 37.535,25 TL daha az ödeme yapılacaktır.
Örnek 18- Mükellef 24/8/2019 vadeli 488,00 TL trafik idari para cezası borcunu Kanun kapsamında yapılandırmak için vergi dairesine başvurarak, borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Faiz Hesaplanan Süre |
İdari Para Cezası Tutarı (TL) |
Faiz Oranı |
Faiz Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
25/8/2019-16/11/2020 |
488,00 |
%75 |
366,00 |
%5,25 |
25,62 |
Vergi dairesi yapılandırılan alacak tutarını 488,00 TL idari para cezası aslı ve 25,62 TL Yİ-ÜFE tutarı olmak üzere 513,62 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 18 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 513,62 TL alacak tutarı (1,15) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 18’e bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
18 eşit taksit için yapılandırmaya esas tutar: 513,62 x 1,15 = 590,66 TL
Taksit tutarı: 590,66 / 18 = 32,81 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 590,66 TL’nin (590,66 – 513,62=)77,04 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Ocak/2021 ayında mükellef vergi dairesine başvurarak taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir. Bu durumda, idari para cezası aslı olan 488,00 TL’den %25 oranında, Yİ-ÜFE tutarından %90 oranında indirim yapılacaktır.
Ödenecek Tutar | ||
İdari Para Cezası Aslı [488,00 – (488,00 x %25)] | : |
366,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı [25,62 – (25,62 x %90)] | : |
2,56 TL |
TOPLAM | : |
368,56 TL |
Buna göre, mükellef tarafından Ocak/2021 ayında 368,56 TL ödenmesi durumunda herhangi bir katsayı hesaplanmayacak, 366,00 TL faiz ile idari para cezası aslının %25’i olan 122,00 TL ve Yİ-ÜFE tutarının %90’ı olan 23,06 TL olmak üzere toplam 511,06 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
ii) İlk İki Taksit Ödeme Süresi İçinde Yapılan Ödemede İndirim
Borçlular Kanun kapsamında yapılandırdıkları borçlarını, taksitler hâlinde ödemek üzere taksitli ödeme seçeneğini tercih edebilirler. Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde indirim uygulamasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Buna göre, taksitle ödeme seçeneği tercih edilerek, yapılandırılan alacağa ilişkin ilk taksitin süresinde ve tam olarak ödenmiş olması şartıyla, kalan taksitlerin tamamının ikinci taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde;
– Bu tutarlara katsayı uygulanmayacaktır.
– Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
– Yapılandırılan alacağın Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamındaki idari para cezalarından olması hâlinde bu alacaktan ayrıca %12,5 indirim yapılacaktır.
– Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde, fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan %25 indirim yapılacaktır.
Bu kapsamda, ilk taksit içinde ödenen Yİ-ÜFE tutarının %50’si, katsayı tutarı ve varsa idari para cezasının %12,5’i ile yapılandırılan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması durumunda Yİ-ÜFE tutarının %25’inin red ve iade edileceği tabiidir.
Örnek 19- Kanundan yararlanmak için vergi dairesine başvuruda bulunan mükellef, borcunu 12 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Vergi dairesi, yapılandırılan alacak tutarını 300.000,00 TL vergi aslı ve 60.000,00 TL Yİ-ÜFE olmak üzere 360.000,00 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 12 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 360.000,00 TL alacak tutarı (1,105) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 12’ye bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır. |
12 eşit taksit için yapılandırmaya esas tutar: 360.000,00 x 1,105 = 397.800,00 TL |
Taksit tutarı: 397.800,00 / 12 = 33.150,00 TL’dir. |
Taksitlendirmeye esas olan 397.800,00 TL’nin (397.800,00 – 360.000,00=)37.800,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır. |
Mükellef, Ocak/2021 ayında ödemesi gereken taksit tutarı olan 33.150,00 TL’yi süresinde ödemiştir. |
17/2/2021 tarihinde mükellef vergi dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarının tamamını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Başvuru sırasında 12 eşit taksitte ödeme seçeneği tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra ikinci taksit ödeme süresi içinde, borcun tamamı ödenmek istendiğinde, ödenecek tutar aşağıdaki şekilde bulunacaktır.
Yapılan ödemeden vergi aslına isabet eden tutar | = |
(Vergi Aslı) X (Yapılan Ödeme Tutarı) (Vergi Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı) |
formülü ile bulunacaktır. Buna göre;
Vergi aslına isabet eden tutar | = |
300.000,00 x 33.150,00 360.000,00 |
= | 27.625,00 TL |
Yİ-ÜFE’ye isabet eden tutar | = | (33.150,00 – 27.625,00) | = | 5.525,00 TL’dir. |
Ödenecek Tutar | ||
Vergi Aslı (300.000,00 – 27.625,00=) | : |
272.375,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı [(60.000,00 x %50) – 5.525,00=] | : |
24.475,00 TL |
TOPLAM | : |
296.850,00 TL |
Mükellef tarafından, yapılandırılan borcun Şubat/2021 ayında ödenmesi nedeniyle ayrıca bir katsayı hesaplanmayacak ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutardan %50 oranında indirim yapılacaktır.
Buna göre, mükellef tarafından yapılandırılan borcun Şubat/2021 ayında ödenmesi hâlinde 37.800,00 TL katsayı tutarı ve 30.000,00 TL Yİ-ÜFE tutarı olmak üzere toplam 67.800,00 TL daha az ödeme yapılacaktır.
Örnek 20- Mükellef 28/5/2018 vadeli 915,00 TL trafik idari para cezası borcunu Kanun kapsamında yapılandırmak için vergi dairesine başvurarak, borcunu 6 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Faiz Hesaplanan Süre |
İdari Para Cezası Tutarı (TL) |
Faiz Oranı |
Faiz Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı (TL) |
29/5/2018-16/11/2020 |
915,00 |
%150 |
1.372,50 |
%10,50 |
96,08 |
Vergi dairesi yapılandırılan alacak tutarını 915,00 TL idari para cezası aslı ve 96,08 TL Yİ-ÜFE olmak üzere 1.011,08 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 6 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 1.011,08 TL alacak tutarı (1,045) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 6’ya bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
6 eşit taksit için yapılandırmaya esas tutar: 1.011,08 x 1,045 = 1.056,58 TL
Taksit tutarı: 1.056,58 / 6 = 176,10 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 1.056,58 TL’nin (1.056,58 – 1.011,08=)45,50 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, Ocak/2021 ayında ödemesi gereken taksit tutarı olan 176,10 TL’yi süresinde ödemiştir. Mart/2021 ayında mükellef vergi dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Başvuru sırasında 6 eşit taksitte ödeme seçeneği tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra ikinci taksit ödeme süresi içinde, borcun tamamı ödenmek istendiğinde, ödenecek tutar aşağıdaki şekilde bulunacaktır.
Yapılan ödemeden İPC aslına isabet eden tutar | = |
(İPC Aslı) x (Yapılan Ödeme Tutarı) (İPC Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı) |
formülü ile bulunacaktır.
Buna göre;
İPC aslına isabet eden tutar | = |
915,00 x 176,10 1.011,08 |
= | 159,37 TL |
İPC tutarından yapılacak %12,5 indirim = [915,00 – (915,00 x %12,5)] 114,38
= 915,00 – 114,38
Ödenmesi gereken İPC = 800,62 TL’dir.
Ödenecek Tutar | ||
İPC Aslı (800,62 – 159,37=) | : |
641,25 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı [(96,08 x %50) – 16,73=] | : |
31,31 TL |
TOPLAM | : |
672,56 TL |
Buna göre, mükellef tarafından Mart/2021 ayında 672,56 TL ödenmesi durumunda herhangi bir katsayı hesaplanmayacak, 1.372,50 TL faiz ile idari para cezası aslının %12,5’i olan 114,38 TL ve Yİ-ÜFE tutarının %50’si olan 48,04 TL olmak üzere toplam 1.534,92 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
b) Taksitli Ödeme ve Katsayı Uygulaması
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde “ç) Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,045),
2) Dokuz eşit taksit için (1,083),
3) On iki eşit taksit için (1,105),
4) On sekiz eşit taksit için (1,15),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar, taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında yapılandırılmış olan alacakların taksitli ödenme seçeneği tercih edilerek taksitler hâlinde ödenmek istenmesi durumunda, bu tutarlara ayrıca katsayı uygulanması gerekmektedir.
i) Borçlular tarafından, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla başvuru sırasında; 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden biri tercih edilecektir. Borçlu tarafından taksit sayısına ilişkin bir tercihte bulunulmaması hâlinde, idarece Kanunda öngörülen en uzun taksit sayısı olan 18 taksite ilişkin ödeme planı verilecektir.
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan açık hüküm sebebiyle borçlular tercih ettikleri taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapamayacaktır.
ii) Taksitle yapılacak ödemeler için Kanunun öngördüğü ilgili katsayı, yapılandırılan alacak tutarı ile çarpılacak ve bulunacak tutar borçlu tarafından seçilen taksit sayısına bölünerek ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı bulunacaktır.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun kapsamında yapılandırılan alacağın 6 eşit taksitte ödenmesi yönünde tercih kullanıldığı takdirde yapılandırılan alacak tutarı 6 eşit taksit için öngörülen (1,045) katsayısı ile çarpılacak ve bulunan tutar taksit sayısı olan 6 sayısına bölünecektir. Aynı şekilde borçlunun 18 eşit taksiti seçmesi hâlinde ise taksitle ödenecek alacak tutarı (1,15) katsayısı kullanılarak tespit edilecektir.
iii) 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendi ile borçlulara seçtikleri taksit süresinden daha kısa sürede ödeme yapma imkânı verilmekte ve daha kısa sürede yapılan ödemelerde madde hükmüne göre hesaplanan katsayının düzeltilmesi öngörülmektedir.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarının 18 eşit taksitte ödenmesi yönünde tercih kullanıldığı halde borcun 6 eşit taksit için öngörülen sürede tamamen ödenmesi hâlinde, (1,15) katsayısı esas alınarak hesaplanan tutar, 6 eşit taksit için öngörülen (1,045) katsayısına göre düzeltilecektir.
Kanunda genel olarak 6, 9, 12 ve 18 eşit taksit süresi olmak üzere dört ayrı taksit süresi ve bu süreler için dört farklı katsayı belirlenmiştir. Erken yapılan ödemeler nedeniyle katsayı düzeltmesinin yapılabilmesi için borçlu tarafından seçilen taksit süresine uygulanacak katsayı ile alacağın tamamının ödendiği tarihin denk geldiği taksit süresi için belirlenmiş katsayının birbirinden farklı olması gerekmektedir.
Örnek 21- Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine başvuruda bulunan mükellef borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Vergi dairesi Kanun kapsamında yapılandırılacak alacak tutarını 110.000,00 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 18 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 110.000,00 TL alacak tutarı (1,15) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 18’e bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
18 eşit taksit için yapılandırmaya esas tutar: 110.000,00 x 1,15 = 126.500,00 TL
Taksit tutarı: 126.500,00 / 18 = 7.027,78 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 126.500,00 TL’nin (126.500,00-110.000,00=)16.500,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, Ocak/2021, Mart/2021, Mayıs/2021 ve Temmuz/2021 aylarında ödemesi gereken taksit tutarları toplamı olan (7.027,78 x 4=)28.111,12 TL’yi süresinde ödemiştir.
Eylül/2021 ayında mükellef vergi dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarının tamamını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Başvuru sırasında 18 eşit taksitte ödeme seçeneği tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra 6 eşit taksit ödeme seçeneğinin ödeme süresi içinde, borcun tamamı ödenmek istendiğinden, öncelikle yapılandırılan alacak tutarına (1.15) katsayısı yerine 6 eşit taksit için öngörülmüş olan (1,045) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak tutarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,045) katsayısı esas alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen taksit tutarları çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar bulunacaktır.
6 eşit taksit için yapılandırmaya esas tutar: 110.000,00 x 1,045 = 114.950,00 TL |
Ödenen toplam taksit tutarı: 7.027,78 x 4 = 28.111,12 TL |
Tahsil edilecek toplam tutar: 114.950,00 – 28.111,12 = 86.838,88 TL |
Bu durumda, mükellefin Kanun kapsamında yapılandırılan 110.000,00 TL borcu için (114.950,00 – 110.000,00=)4.950,00 TL katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe (16.500,00 – 4.950,00=)11.550,00 TL daha az ödeme imkânı sağlayacaktır.
Örnek 22- Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine başvuruda bulunan mükellef, borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Vergi dairesi Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 38.000,00 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 18 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 38.000,00 TL alacak tutarı (1,15) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 18’e bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
18 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar: 38.000,00 x 1,15 = 43.700,00 TL |
Taksit tutarı: 43.700,00 / 18 = 2.427,78 TL’dir. |
Taksitlendirmeye esas olan 43.700,00 TL’nin (43.700,00 – 38.000,00=)5.700,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, ilk 12 taksiti süresinde ödemiştir. Bu sürede yapılan toplam tahsilat (2.427,78 x 12=)29.133,36 TL’dir.
Aralık/2022 ayında mükellef vergi dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Mükellef tarafından borcun tamamı 18 eşit taksit için öngörülmüş ödeme süresi (Ocak/2021 ila Kasım/2023) içinde erken ödenmiş olmakla birlikte, ödemenin yapıldığı Aralık/2022 ayı Kanunda belirlenen ve farklı katsayı uygulanmasını gerektiren 12 eşit taksit için öngörülmüş süreden (Ocak/2021 ila Kasım/2022) sonraya rastlamaktadır.
Kanunda 12 eşit taksit ila 18 eşit taksit arasındaki süreler için farklı bir katsayı belirlenmemiştir. Bu nedenle, mükellefçe yapılan ödemeye 18 eşit taksit için belirlenmiş katsayı dışında bir katsayı uygulanması imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Aralık/2022 ayında mükellefin kalan altı taksit tutarını defaten ödemesi hâlinde herhangi bir katsayı düzeltmesi yapılmayacaktır.
c) 7256 sayılı Kanun kapsamında ödenecek tutarlar, vergi dairelerine, anlaşmalı bankalara, PTT şubelerine ödenebileceği gibi, anlaşmalı bankaların banka kartı ve kredi kartı kullanılmak suretiyle de ödenebilecektir.
3- Kredi kartı ile ödeme
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren hesaplanır. Bu fıkra hükmüne göre taksitlerin kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi, katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm, 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarının kredi kartı kullanılmak suretiyle de ödenmesine imkân vermektedir. Madde hükmüne göre kredi kartı kullanılarak ödeme yapılabilmesi için aracılık yapan bankalarla anlaşma yapılması gerekmektedir.
Bu Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenecek alacakların tahsilatı amacıyla ödemeye aracılık yapacak bankalarla gerekli anlaşma sağlanmış olup, kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılacak ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesi (www.gib.gov.tr) üzerinden yapılabilecektir. Ancak, bankaların uygulama geliştirmeleri hâlinde, internet siteleri veya şubeleri üzerinden de kredi kartıyla tahsilat işlemleri yapılması mümkündür.
Kredi kartı ile yapılacak ödemeler, tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla taksitin defaten ödenmesi ya da bir veya birden fazla taksitin ilgili taksit aylarına yansıtılmak suretiyle ödenmesi şeklinde yapılabilecektir.
Borçluların kredi kartına taksit şeklinde ödeme yapmak istemeleri hâlinde, 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarı banka tarafından borçlunun hesaplarına Kanunun öngördüğü taksit aylarında yansıtılacaktır. Bununla birlikte, borçlu tarafından yapılan ödeme tutarını gösterir alındı, kredi kartı ile ödeme işleminin yapıldığı tarih itibarıyla verilecek ve borç ödenmiş kabul edilecektir.
Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, kredi kartı kullanılmak ve borçlunun bankadaki kredi hesaplarına taksit aylarında borç olarak yansıtılmak suretiyle yapılan ödemeler, ilgili taksit ayının son gününü izleyen günden itibaren 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen sürede Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Örneğin, borçlu tarafından Kanun kapsamında taksitlendirilmiş alacağın ilk iki taksit tutarının kredi kartı ile aynı gün ödendiği varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları olan Ocak/2021 ve Mart/2021 aylarında borçlunun hesap ekstrelerine yansıtılacak ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit aylarının son gününü izleyen 20 gün içerisinde Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Kredi kartıyla yapılan taksitli ödemenin Kanunun öngördüğü taksitli ödeme şekli olduğu dikkate alındığında, bu şekilde yapılan ödemelerde de katsayı uygulanacaktır.
4- Mahsuben ödeme
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında, Kanun hükümlerinden yararlanarak borçlarını yapılandıran mükelleflerin vergi dairelerinden olan alacaklarıyla yapılandırılan borçlarını ne şekilde ödeyebilecekleri hususu düzenlenmiştir.
Madde hükmüne göre, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere, Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır.
Belgelere ek olarak mahsuben iadenin gerçekleştirilebilmesi için teminat, yeminli mali müşavir raporu veya vergi inceleme raporu da aranan durumlarda, bunların da aynı süre içinde vergi dairesine intikal etmiş olması gerekmektedir.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılacaktır. Mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen taksit tutarının bir ay içerisinde ödenmesi hususunda borçluya bildirimde bulunulması gerekmektedir.
Eksik ödenen taksit tutarının, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte bir aylık ödeme süresi içerisinde ödenmesi hâlinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
Mükelleflerin bu hükümden yararlanmaları için başvurularını bu Tebliğe ekli (Ek:2/E) dilekçe ile yapmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükellefin mahsup talebi üzerine mahsup işlemleri yapıldıktan sonra, fazla veya yersiz mahsup yapıldığının tespiti hâlinde, haksız alınan iade tutarı için vergi mevzuatı gereği gerekli tarhiyatın yapılacağı tabiidir. Bu durumda, Kanun kapsamında mahsup yoluyla yapılmış olan tahsilatlar için herhangi bir düzeltme işlemi yapılmayacaktır.
Ç- KANUN HÜKMÜNDEN YARARLANMANIN DİĞER ŞARTLARI
1- Dava Açılmaması, Açılmış Davalardan Vazgeçilmesi
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrasının (a) bendinde, bu Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların Kanunda belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamalarının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Kanun kapsamına, alacağın varlığı hususunda ihtilaf olan alacaklar girmemekte olup, münhasıran kesinleşmiş alacaklar girdiğinden, bu Kanundan yararlanmak isteyen borçluların kesinleşmiş alacaklara ilişkin dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri (ihtirazi kayıtla verilen beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil) ve kanun yollarına başvurmamaları gerekmektedir. Bu nedenle, Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların bu yöndeki iradelerini başvuruları sırasında yazılı olarak belirtmeleri şarttır.
Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller tarafından açılan davalardan vazgeçme yetkisi, bunların kanuni temsilcilerinde bulunduğundan, Kanundan yararlanma başvuruları bunların kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır. Aynı şekilde, iflas idaresi tarafından açılan ya da ihtilafı devam ettirilen davalardan da iflas idaresince vazgeçilmesi gerekecektir. Kanuni temsilcilerin bu başvuruları sırasında dilekçelerine temsilci sıfatlarını gösteren belgeyi eklemeleri icap etmektedir.
Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince, davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairelerine verilecek ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilecektir. Bu nedenle, tahsil dairelerince alınan dilekçenin bir örneğinin derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilmesi gerekmektedir.
Kanundan yararlanmak için elektronik ortamda başvuruda bulunan borçluların, devam eden ihtilaflardan vazgeçtiklerini gösterir ıslak imzalı dilekçelerini başvuru süresi içerisinde ilgili tahsil dairesine vermeleri gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükelleflerce Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilafların sürdürülmeyeceği tabiidir.
2- Kanunun Yayımı Tarihinden Sonra Tebliğ Edilen Yargı Kararları İle Yargılama Giderleri
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrasının (c) bendi gereğince, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen yargı kararları uyarınca işlem yapılmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrasının (ç) bendine göre, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlarla hükmedilmiş yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile fer’ilerinin bulunması hâlinde bu tutarlar karşılıklı olarak talep edilmeyecek, bu alacaklar için icra takibi yapılamayacak ve vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmayacaktır.
D- TAKSİTLERİN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ HALİNDE YAPILACAK İŞLEMLER
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde, Kanuna göre yapılandırılan alacakların taksitlerinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, Kanun hükümlerinden yararlanabilme koşullarına yönelik düzenlemeler yer almaktadır.
1- Süresinde Ödenmeyen Taksitler
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasında “(6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında en fazla iki taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacak ve ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının borçlunun başvuru sırasında tercih ettiği taksitlendirme süresinin son taksitini izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır.
Dolayısıyla, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden;
– İlk ikisinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,
– Bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,
– Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin geç ödeme zammıyla birlikte son taksiti izleyen ayın sonuna kadar da ödenmemesi,
hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Bu durumda, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden ilk ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmesi Kanundan yararlanma hakkının devamı için zorunlu olduğundan, taksitli ödeme seçeneğini tercih eden borçluların Ocak/2021 ve Mart/2021 taksitlerini süresinde ve tam olarak ödemeleri gerekmektedir. Bu hüküm, alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin onyedinci fıkrası gereğince, aynı maddenin onaltıncı fıkrası hükmüne göre 213 sayılı Kanun kapsamında ilan edilen mücbir sebep halleri ile ilgili olarak 7256 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin ödeme süresinin uzatılması hâlinde, bu taksitler için süresinde ve tam olarak ödenme şartı aranılmayacaktır. Bununla birlikte, süresinde ödenmeyen taksitler hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
7256 sayılı Kanun hükümlerine göre borçlarını yapılandıran belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken taksit tutarlarının, 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanuna göre belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından tahsil edilmesi gerekmekle birlikte, 5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Cumhurbaşkanınca durdurulması hâlinde, aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar için de durdurulacağından taksit ödemeleri yönünden bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
2- İhlal Nedeni Olmayan Eksik Ödemeler
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında “(7) Bu Kanuna göre ödenecek taksit tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 10 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında ödenecek taksitlere yönelik yapılan ödemelerde 10,00 TL’ye kadar eksik ödemeler ihlal sebebi sayılmayacaktır.
Bununla birlikte, taksit tutarının %10’u 10,00 TL’nin altında ise yüzde %10 tutarına isabet eden tutar kadar eksik ödeme hali ihlal sebebi sayılmamıştır. Ancak, bu tutarları aşan eksik ödemelerin ihlal sebebi olarak değerlendirileceği tabiidir.
Örneğin, Kanun kapsamında 6 eşit taksit seçeneği tercih edilmek suretiyle yapılandırılan alacağa ilişkin taksit tutarı 80,00 TL olmasına rağmen bankaya 71,00 TL olarak ödeme yapılmıştır. Eksik ödenen tutar, 10,00 TL’yi aşmamakla birlikte, taksit tutarının %10’u olan (80,00 x %10=)8,00 TL, eksik ödenen tutar olan 9,00 TL’den az olduğundan söz konusu eksik ödeme ihlal sebebi sayılacaktır.
3- İhlal Hâlinde Kanun Hükümlerinden Yararlanma
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında, Kanun kapsamına giren alacakların aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde, borçluların ödedikleri tutar kadar Kanun hükümlerinden yararlanacağı düzenlenmiştir.
Buna göre, Kanun kapsamında taksitlendirilen alacakların Kanunda öngörülen süre ve şekilde tamamen ödenmemesi hâlinde, bu Tebliğin (II/B-3-c) bölümünde yer alan açıklamalar saklı kalmak kaydıyla borçlular yaptıkları ödemeler nispetinde Kanun hükümlerinden yararlandırılacaktır.
Örnek 23- Mükellef, Kanun kapsamında olan kesinleşmiş borçları için Kanundan yararlanma talebinde bulunmuştur.
Mükellefin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kapsama giren borçları aşağıdaki şekildedir:
2017 takvim yılı gelir vergisi | : |
12.000,00 TL |
Gelir vergisine ilişkin gecikme zammı | : |
6.474,52 TL |
26/7/2018 vadeli gelir (stopaj) vergisi | : |
7.000,00 TL |
Gelir (stopaj) vergisine ilişkin gecikme zammı | : |
3.627,50 TL |
TOPLAM | : |
29.102,02 TL |
Vergi asıllarına vade tarihleri ile Kanunun yayımı tarihine kadar gecikme zammı yerine hesaplanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve tutarları aşağıdaki gibidir:
Gelir Vergisi I. Taksit Tutarı İçin | : | 6.000,00 x %11,0372 |
= |
662,23 TL |
Gelir Vergisi II. Taksit Tutarı İçin | : | 6.000,00 x %9,6372 |
= |
578,23 TL |
Gelir (stopaj) Vergisi İçin | : | 7.000,00 x %9,6957 |
= |
678,70 TL |
TOPLAM (Yİ-ÜFE) | : |
|
|
1.919,16 TL |
KATSAYISIZ GENEL TOPLAM | : |
(19.000,00 + 1.919,16=)20.919,16 TL |
Mükellef, vergi asılları ile hesaplanan Yİ-ÜFE tutarları toplamını madde kapsamında 12 eşit taksitte ödemeyi tercih etmiştir.
Ödenecek Taksit Tutarları | = | [(Vergi Asılları + Toplam Yİ-ÜFE Tutarı) x 1.105] / 12 |
= | [(19.000,00 + 1.919,16) x 1.105 ] / 12 | |
= | 1.926,31 TL |
Mükellef, 9 taksiti süresinde ödemiş ancak, sonraki taksitler için herhangi bir ödeme yapmamıştır.
Bu durumda, mükellefin yaptığı ödemeler, vadesi önce gelen borçlardan başlanarak her bir dönem itibarıyla mahsup edilecektir. Yapılan ödemeler belirtilen şekilde mahsup edildikten sonra alacağın tamamen tahsil edilemediği dönemlerde Kanun hükmü ihlal edilmiş sayılacaktır. Bu takdirde, kısmi ödeme olan döneme ilişkin vergiler için yapılmış ödemeler kadar Kanun hükmünden yararlanılacaktır.
Mükellefin Kanun hükmünden yararlanacağı tutar hesaplanırken, yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, Kanun kapsamında yapılandırılan toplam alacak tutarı 20.919,16 TL olup bu tutara karşılık 9 taksit içerisinde ödenen tutar [(20.919,16 / 12=) 1.743,26 x 9=]15.689,34 TL’dir.
Mükellefin vadesi önce gelen borcu yıllık gelir vergisinin birinci taksiti ve gelir (stopaj) vergisi olduğundan, 15.689,34 TL yapılan ödeme tutarı, ilk önce bu vergiler ile bunlara isabet eden Yİ-ÜFE tutarı toplamına [(6.000,00 + 662,23) + (7.000,00 + 678,70)=]14.340,93 TL mahsup edilecektir. Bu şekilde yapılan mahsup sonucunda mükellef, 31/3/2018 vadeli gelir vergisinin birinci taksiti ve 26/7/2018 vadeli gelir (stopaj) vergisi ve bu vergilere ilişkin gecikme zammı için Kanundan yararlanmış olacaktır.
Mahsuptan sonra kalan (15.689,34 – 14.340,93 =)1.348,41 TL tutar, 31/7/2018 vadeli gelir vergisinin ikinci taksiti ve bu vergiye ilişkin Yİ-ÜFE tutarı toplamı olan 6.578,23 TL’yi karşılayamadığından bu dönem borcu için Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılacaktır.
Bu durumda, yapılan ödeme tutarı kadar Kanundan yararlanılacaktır. Ödeme tutarından vergi aslına isabet eden tutar;
Vergi aslına isabet eden tutar | = |
(Vergi Aslı) x (Yapılan Ödemeden Kalan Tutar) |
(Vergi Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı) |
formülü ile bulunacaktır.
Buna göre;
Vergi aslına isabet eden tutar | = |
6.000,00 x 1.348,41 |
= | 1.229,88 TL’dir. |
6.578,23 |
Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (1.229,88 x %9,6372=)118,53 TL ile birlikte (1.229,88 + 118,53=)1.348,41 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına mahsup edileceğinden, gelir vergisinin ikinci taksitinin kalan (6.000,00 – 1.229,88=)4.770,12 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Örnek 24- Nisan, Mayıs, Haziran/2019 geçici vergilendirme dönemine ilişkin 560.000,00 TL kurum geçici vergi tahakkuk etmiştir. Ancak, mükellef 17/8/2019 vadeli kurum geçici vergi borcunu ödememiştir. Söz konusu geçici vergi, mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini süresi içinde vermesi nedeniyle, 1/4/2020 tarihinde terkin edilmiş ve 84.005,60 TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Mükellefin, 7256 sayılı Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde kurum geçici vergisinin vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı %2,6255’dir.
Toplam Yİ-ÜFE tutarı ise (560.000,00 x %2,6255=)14.702,80 TL olacaktır.
Mükellefin söz konusu tutarı 9 eşit taksitte ödemek istemesi durumunda Kanun kapsamında toplam ödenecek tutar (14.702,80 x 1,083=)15.923,13 TL olarak bulunacaktır. Dolayısıyla, bir taksit tutarı (15.923,13 / 9=)1.769,24 TL olacaktır.
Mükellefin Kanun kapsamında ilk 5 taksitini süresinde ödediği, diğer taksitlerini ise ödemediği varsayıldığında, mükellef ödediği tutar kadar Kanun hükmünden yararlanabilecektir.
Bu durumda mükellefin Kanun hükmünden yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Toplam Gecikme Zammı Tutarı x Ödediği Taksit Tutarları Toplamı (Katsayı Tutarı Hariç) |
Hesaplanan Yİ-ÜFE Tutarı |
= | 84.005,60 x 8.168,20 | = | 46.669,65 TL |
14.702,80 |
formülü kullanılacak ve hesaplanan 46.669,65 TL gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kalan (84.005,60 – 46.669,65=)37.335,95 TL gecikme zammının ise takip ve tahsiline devam edilecektir.
Örnek 25- Bu Tebliğin 4 numaralı örneğinde yer alan mükellefin Kanuna göre belirlenen tutarı 18 taksitte ödemek istediğini, ancak 7 taksiti süresinde ödediğini, kalan 11 taksiti ödemediğini varsaydığımızda, bu mükellefin Kanun kapsamında yararlanacağı tutar şu şekilde hesaplanacaktır.
Mükellefin, 7256 sayılı Kanuna göre yapılandırılan borç toplamı [(90.800,00 + 8.799,84) x 1,15=]114.539,82 TL olup (114.539,82 / 18=)6.363,32 TL bir taksitte ödenecek tutardır. Buna göre, mükellef 7 taksitte toplam (6.363,32 x 7=)44.543,24 TL ödeme yapmıştır.
Ancak, mükellefin Kanun hükmünden yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, katsayı hariç olmak üzere yapılandırılan alacağa yönelik olarak taksitler içinde ödenmiş olan tutar, katsayının tatbik edildiği tutarın taksit sayısına bölünmesi ve ödenen taksit sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacaktır.
Taksitler içinde katsayı hariç ödenen tutar [(99.599,84 / 18=)5.533,32 x 7=]38.733,24 TL’dir.
Mükellefin Kanundan yararlanacağı tutarın yapılandırılan borçlarına mahsubunda Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
Mükellefin, Kanun gereğince vergi aslından yararlanacağı tutarın “A” olduğu varsayılmıştır.
A | = | Alacak Aslı (Vergi) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
A | = | 90.000,00 x 38.733,24 |
99.599,84 | ||
A | = | 34.999,97 TL olarak hesaplanacaktır. |
Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (34.999,97 x %5,2276=)1.829,66 TL ile birlikte (34.999,97 + 1.829,66=)36.829,63 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına mahsup edileceğinden, yıllık gelir vergisinin kalan (90.000,00 – 34.999,97=)55.000,03 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Diğer taraftan, 90.000,00 TL vergi aslı için hesaplanan gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak hesaplanan 4.095,00 TL Yİ-ÜFE tutarına karşılık kısmi ödeme nedeniyle mahsup edilecek tutar ile takip edilecek gecikme faizi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
Yıllık gelir vergisi kanuni süresinde beyan edildiğinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Kanuni süresinden sonra tahakkuk ettirilen yıllık gelir vergisi için gecikme faizi, taksitlerin kanuni ödeme süreleri dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Bu çerçevede örnek olayda gecikme faizi ve gecikme faizi yerine tahsil edilecek Yİ-ÜFE tutarının hesabında da yıllık gelir vergisi taksitlerinin kanuni ödeme süreleri esas alınmıştır.
Mükellefin, Kanun gereğince gecikme faizinden yararlanacağı tutar (F=F1+F2);
F1= Yıllık Gelir Vergisi 1. Taksit Tutarına İsabet Eden Gecikme Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (34.999,97 / 2=)17.499,99 x %5,25= 918,75 TL’dir.
F2= Yıllık Gelir Vergisi 2. Taksit Tutarına İsabet Eden Gecikme Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (34.999,97 / 2=)17.499,98 x %3,85= 673,75 TL’dir.
F= 918,75 + 673,75=1.592,50 TL olacaktır.
Mükelleften, 21.240,00 TL gecikme faizi yerine hesaplanmış olan 4.095,00 TL tutarında Yİ-ÜFE’ye karşılık 1.592,50 TL tahsil edildiği dikkate alındığında, bu tahsilata isabet eden gecikme faizi tutarı;
F | = |
Gecikme Faizi x Ödenen Yİ-ÜFE (Gecikme Faizi Yerine) |
Hesaplanan Yİ-ÜFE (Katsayı Tutarı Hariç) |
F | = |
21.240,00 x 1.592,50 |
4.095,00 |
||
|
||
F | = 8.260,00 TL olarak hesaplanacaktır. |
(21.240,00 – 8.260,00=)12.980,00 TL gecikme faizinin takibine devam edilmesi gerekmektedir.
Mükellefin, Kanun gereğince vergi ziyaı cezasından yararlanacağı tutarın “C” olduğu varsayılmıştır.
C | = |
Alacak Aslı (Vergi Ziyaı Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
|
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
|||
C | = |
90.000,00 x 38.733,24 |
|
99.599,84 |
|||
|
|||
C | = |
34.999,97 TL olarak hesaplanacaktır. |
Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (34.999,97 x %5,2276=)1.829,66 TL ile birlikte (34.999,97 + 1.829,66=)36.829,63 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Vergi ziyaı cezasından kalan (90.000,00 – 34.999,97=)55.000,03 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Mükellefin, Kanun gereğince özel usulsüzlük cezasından yararlanacağı tutarın “U” olduğu varsayılmıştır.
U | = | Alacak Aslı (Özel Usulsüzlük Cezası ) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) | |
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
|||
U | = |
800,00 x 38.733,24 |
|
99.599,84 |
|||
|
|||
U | = |
311,11 TL olarak hesaplanacaktır. |
Yapılandırılan 800,00 TL özel usulsüzlük cezasına karşılık 311,11 TL ödeyen mükellefin Kanundan ödediği tutar kadar yararlandırılmasında yapılandırma öncesi tutarın da dikkate alınması gerektiğinden, yapılandırma öncesi 1.600,00 TL tutarındaki özel usulsüzlük cezasına karşılık Kanundan yararlanılacak tutar (Y) aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Y | = |
Yapılandırma Öncesi Alacak Aslı x Özel Usulsüzlük Cezasına Karşılık Ödenen Tutar |
|
Yapılandırılmış Tutar |
|||
Y | = |
1.600,00 x 311,11 |
|
800,00 |
|||
|
|||
Y | = |
622,22 TL olarak hesaplanacaktır. |
Borçludan özel usulsüzlük cezası olarak (1.600,00 – 622,22=)977,78 TL tutar takip edilecektir.
Yapılan tahsilatlardan bakiye 5.810,00 TL ise katsayı tutarı olup bu tutarla ilgili herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.
4- İhlal Hâlinde Alacakların Takibi
7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında “(8) Bu Kanun kapsamına giren alacakların altıncı fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçlular, ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Kanun kapsamında yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam eder.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında yapılandırıldığı halde Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların, yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılacak ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam edecektir.
Dolayısıyla, alacakların Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle yapılandırılması bu alacakların niteliğini değiştirmediğinden, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak, daha önce yapılan takip işlemleri yenilenmeksizin, bu işlemlere kaldığı yerden devam edilecektir.
Diğer taraftan, alacağın ödenmesinden sorumlu olan diğer kişiler (213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler) hakkında yapılan takip işlemlerine de Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrasına göre kaldığı yerden devam edilmesi gerekmektedir.
E- TAHSİLİNDEN VAZGEÇİLEN ALACAKLAR
7256 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan belli tutarın altındaki alacakların tahsilinden vazgeçilmesine yönelik hükümlere yer verilmiştir.
Anılan fıkra kapsamına;
– Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmekte olan,
– Vadesi 31/12/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan,
– Her bir alacak türü ve dönemi itibarıyla aslı 100,00 TL’yi aşmayan (tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’iler dâhil),
– Aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 200,00 TL’yi aşmayan,
– Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan,
alacaklar girmektedir.
Buna göre, vergiler, vergi cezaları, kaynak kullanımını destekleme fonu alacakları, ecrimisil, adli para cezaları, idari para cezaları, öğrenim ve katkı kredisi alacakları, yiyecek bedelleri gibi 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmekte olan tüm amme alacakları bu fıkra kapsamında terkin edilecektir.
Diğer taraftan, alacağın gelir kaydedileceği bütçe ayrımı yapılmaksızın Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmekte olan alacakların tamamı, fıkrada belirtilen diğer şartlara sahip olmaları hâlinde, terkin edilecektir.
Öte yandan, fıkrada aranan diğer şartların yanında alacak aslının 100,00 TL’yi aşmaması hâlinde bu alacak aslı ile tutarına bakılmaksızın bu asla tatbik edilen fer’ilerin tamamı terkin edilecektir. Ayrıca, alacak aslı ödenmiş olan fer’i alacaklardan tutarı 200,00 TL’yi aşmayan alacak tutarları da terkin edilecektir.
Örneğin; 2013 takvim yılının 3 üncü geçici vergi dönemine ilişkin beyanname, süresinde verilmiş olmasına rağmen vergi ödenmemiştir. 2013 takvim yılına ilişkin yıllık beyanname Mart 2014 ayında süresinde verilmiştir. Ödenmeyen geçici vergi, yıllık beyanname verilmesi nedeniyle terkin edildiğinden, geçici verginin vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan 183,00 TL tutarındaki gecikme zammının tahsil edilmesi gerekmektedir. Ancak, söz konusu gecikme zammının aslı bulunmadığından ve 200,00 TL’yi aşmadığından bu fıkra kapsamında tahsilinden vazgeçilecektir.
F- DİĞER HUSUSLAR
1- Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için Kanun hükümlerinden yararlanma başvuruları bunların kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.
2- 7256 sayılı Kanun hükümlerinden, 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabileceklerdir.
1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Kanunu uyarınca mükellefle birlikte borcun ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunanların da bu Kanun hükmünden yararlanmaları mümkündür.
Asıl amme borçlusu ile birlikte borcun ödenmesinden birden fazla kişinin sorumlu olması hâlinde bu kişilerce Kanun hükümlerinden farklı taksit seçenekleri seçilmek suretiyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.
3- Adi ve kollektif şirketlerde ortak olanlar şirketin borçlarının tamamı üzerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından, bu ortaklar da sorumlu oldukları bu borçlar için Kanun hükmünden yararlanabileceklerdir.
4- 7256 sayılı Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihi itibarıyla haklarında 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre iflasın açılmasına karar verilen gerçek ve tüzel kişilerin Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için iflas işlemlerini yürüten iflas idaresinin ilgili vergi dairesine yazılı olarak müracaat etmesi zorunludur. Ancak, iflas idaresi tarafından verilen yetki belgesine istinaden müracaatta bulunulabilmesi mümkündür.
Bununla birlikte, iflas hâlindeki tüzel kişiliklerin ortaklarının ve kanuni temsilcilerinin 213 sayılı Kanun ve 6183 sayılı Kanun uyarınca sorumlu oldukları borçlar için Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri mümkün bulunmaktadır.
Ancak, iflas hâlinde bulunan mükelleflerden aranılan kamu alacaklarına ilişkin olarak Kanundan yararlanmak için başvuru süresi içerisinde herhangi bir başvuruda bulunulmaması ve/veya bu alacakların 31/12/2020 tarihinden sonra iflas masasına kaydedilmiş olması hâlinde, alacaklar Kanunun kapsadığı dönemlere ait olsa dahi Kanun hükümlerinden yararlanılamayacaktır.
2004 sayılı Kanun kapsamında haklarında iflas ertelemesi kararı bulunan şirketler ve kooperatifler 7256 sayılı Kanuna göre yapacakları başvurularını haklarında verilmiş mahkeme kararı dikkate alınarak temsile yetkili kişiler vasıtasıyla yapacaklardır.
Aynı şekilde, 2004 sayılı Kanun kapsamında konkordato kararı verilmiş ve kayyım atanmış borçlular da, 7256 sayılı Kanuna göre yapacakları başvurularını haklarında verilmiş mahkeme kararı dikkate alınarak temsile yetkili kişiler vasıtasıyla yapacaklardır.
5- 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce, vergi mevzuatında yer alan düzenlemeler nedeniyle mahsuben iade talebi bulunan mükellefler diledikleri takdirde mahsup talep ettikleri borçları için Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir. Bu takdirde, mahsuben iade talebinden vazgeçtiklerini bağlı bulundukları vergi dairesine, birden fazla vergi dairesine mahsup talepli borçları olması hâlinde, her birine ayrı ayrı Kanundan yararlanmak için belirlenen başvuru süresi içinde ekte bir örneği yer alan (Ek:2/F) dilekçeyle bildirmeleri gerekmektedir.
Mükellefin kendi borcu dışında, ilgili mevzuat uyarınca üçüncü şahısların borçlarına mahsup talebi olması hâlinde ise mahsup talebinden vazgeçebilmesi için borcuna mahsup istenen üçüncü şahsın da bu konuya yönelik irade beyanı aranılacaktır. Bu takdirde, mükellefin üçüncü şahıs lehine yaptığı mahsup talebi hükümsüz kalacaktır. Lehine mahsup talep edilen üçüncü şahsın ise mükellefin irade beyanı olmadan Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunabileceği tabiidir.
Bununla birlikte, mahsup talebinden vazgeçen mükelleflerin, mahsup talebine konu iade alacaklarını Kanun kapsamındaki taksitlerine Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre veya Kanun kapsamında yapılandırılmayan vergi borçlarına ilgili mevzuat uyarınca mahsubunu talep etmeleri mümkündür. Bu durumda, mahsuba esas alınacak tarih, Kanunun yayımı tarihinden sonra yaptıkları başvuru tarihi dikkate alınarak belirlenecektir.
Diğer taraftan, ilgili vergi mevzuatından doğan iade alacağının vergi borcuna mahsubunu talep eden ve vergi borcunu Kanuna göre ödemek üzere bu mahsup talebinden vazgeçen mükelleflere iade alacaklarının, mahsubundan vazgeçilen borcun söz konusu Kanun kapsamında yapılandırılmasından sonra hesaplanan taksit tutarları toplamını aşan kısmı, ilgili mevzuat hükümleri ve 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrası göz önünde bulundurularak nakden iade edilebilecektir.
6- Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, Kanunun 3 üncü maddesinde öngörülen katsayı uygulaması hariç olmak üzere Kanunun yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi herhangi bir fer’i alacak tatbik edilmeyecektir.
7- 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onikinci fıkrasında, Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak tatbik edilen hacizlerin yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacağı ve buna isabet eden teminatların iade edileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, Kanun kapsamındaki borçlarını ödemek üzere başvuran ve borçlarına karşılık ödemede bulunan mükelleflerin mal varlığına tatbik edilen hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların, ödenmemiş taksitlerin yapılandırma öncesi tutarını karşılayacak değerde olması şartıyla ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.
Bu hüküm çerçevesinde, borçları Kanun hükmüne göre taksitlendirilen mükelleflerin teminat değişikliği talepleri de değerlendirilebilecektir.
Diğer taraftan, bu Kanun kapsamında yapılandırılan borçlar muaccel olmaktan çıktığından, bu borçlarla ilgili olarak 6183 sayılı Kanun kapsamında takip işlemi yapılmamaktadır. Ancak, Kanunun 3 üncü maddesinin onikinci fıkrası hükmüne göre, bu Kanun kapsamında ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilecektir. Satış sonucunda elde edilecek tutarın, ilgili mevzuata göre öncelikli alacakların mahsubundan sonra yapılandırmaya konu borçlara mahsup edilmesi icap etmektedir.
Aynı fıkra gereğince, borçlu tarafından hacizli malların satılmasının talep edilmiş olması, alacaklı tahsil dairesince söz konusu malların satışa çıkarılamaması ya da satışa çıkarıldığı halde satılamaması durumunda, borçluya Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitleri süresinde ödememe hakkı vermemektedir.
8- Borçlu tarafından Kanun kapsamında yapılan ödemelerin kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılması durumunda borç kredi kartı ile ödeme işleminin gerçekleştiği anda ödenmiş olacağından, bu şekilde yapılmış olan ödemeler yönünden de varsa ödenen alacaklara ilişkin tatbik edilmiş hacizler ödeme nispetinde kaldırılacak ve alınmış teminatlar iade edilecektir.
Kredi kartıyla son taksiti de içerecek şekilde ödeme yapılması hâlinde, kredi kartıyla yapılan ödemelerin ilişkin olduğu motorlu taşıtların satış ve devrine ait ilişik kesme belgesi verilebilecektir.
9- 7256 sayılı Kanuna göre başvuruda bulunan ve borçları Kanuna göre taksitlendirilen mükellefler tarafından, borcu olup olmadığına dair yazı istenilmesi hâlinde Kanun hükümleri ihlal edilmediği sürece bu borçları için vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair yazı verilecektir.
10– 7256 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında, tütün mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı ve alkollü içkilerin üreticileri ve ithalatçılarının, 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin (6) numaralı bendinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetki kapsamında kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiket ve işaretleri kullanmalarına izin verilebilmesi için bu Kanun kapsamında yapılandırılan ve vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra gelen 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun III sayılı Listesinin (A) ve (B) Cetvellerinde yer alan ürünlere ilişkin özel tüketim vergisi ve bu vergiye ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tamamının ödenmesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre, bu Kanun kapsamında yapılandırılan ve vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra gelen 4760 sayılı Kanunun III sayılı Listesinin (A) ve (B) Cetvellerinde yer alan ürünlere ilişkin özel tüketim vergisi ve bu vergiye ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine 7256 sayılı Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tamamı ödenmediği müddetçe, tütün mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı ve alkollü içkilerin üreticileri ve ithalatçılarının 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin (6) numaralı bendinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetki kapsamında kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiket ve işaretleri kullanmalarına izin verilmeyecektir.
11- 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendinde, il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerine, Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarlarını ikişer aylık dönemler hâlinde azami 36 eşit taksitte ödenmesi imkânı verilmiştir.
Spor kulüplerinin bu imkândan yararlanabilmeleri için başvuru sırasında Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş spor kulübü olduklarını belirten belgeyi ibraz etmeleri gerekmektedir. Bu kulüplerin dernek veya şirket şeklinde örgütlenmiş olması Kanun ile verilen imkândan yararlanmalarına engel teşkil etmemektedir. Spor kulüplerinden aranılan amme alacaklarıyla ilgili olarak ikincil sorumluluğu bulunan kişiler de bu hükümden yararlanabilecektir.
7256 sayılı Kanun hükmüne göre bu kuruluşların kendilerine verilen imkânı kullanarak ödeme yapmak istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına; yirmidört eşit taksit için (1,194), otuz eşit taksit için (1,238), otuzaltı eşit taksit için (1,318) katsayısı uygulanacaktır. Katsayı uygulaması bu Tebliğin (II/C-2) bölümüne göre yapılacaktır.
Diğer taraftan, il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar dışında il özel idarelerine ait tüzel kişiler ise Kanunun tanıdığı azami 36 eşit taksit imkânından yararlanamayacaklardır.
12- 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi ile belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların bu Kanun kapsamında yapılandırdıkları borçlarına ilişkin taksit tutarları, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından, 5779 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki %40 oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler hâlinde azami yüz yirmi eşit taksitte tahsil edilecektir. Bu kapsamda, kesinti tutarı her hal ve takdirde bu idareler adına genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan payların aylık tutarının %50’sini aşamayacaktır.
7256 sayılı Kanun hükmüne göre bu kuruluşların kendilerine verilen imkânı kullanarak ödeme yapmak istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına;
– altı eşit taksit için (1,032),
– dokuz eşit taksit için (1,053),
– oniki eşit taksit için (1,064),
– onsekiz eşit taksit için (1,086),
– yirmidört eşit taksit için (1,109),
– otuzaltı eşit taksit için (1,19),
– kırksekiz eşit taksit için (1,247),
– altmış eşit taksit için (1,304),
– yetmişiki eşit taksit için (1,361),
– yüzyirmi eşit taksit için (1,640)
katsayısı uygulanmak suretiyle bulunan tutar, taksit sayısına bölünerek ödenecek taksit tutarları aylık dönemler hâlinde kesinti yoluyla tahsil edilecektir.
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Cumhurbaşkanınca durdurulması hâlinde, yapılandırılan borçlara ilişkin aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar için durdurulacak ve ödenmeyen taksitler tercih edilen taksit ödeme süresinin sonundan itibaren ayrıca bir katsayı ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın aylık dönemler itibarıyla paylardan kesinti suretiyle tahsil edilecektir. Bu kapsamdaki taksitlerin süresinde ödenmemiş olması ihlal nedeni sayılmayacaktır.
Öte yandan, bu idarelerin taksit tutarlarının, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden aktarılacak tutarlardan daha yüksek olması hâlinde, eksik tutarların taksit ödeme süresini takip eden ay sonuna kadar borçlu tarafından ödenmesi durumunda, bu tutarlara geç ödeme zammı hesaplanmayacaktır. Bu suretle ödeme yapılmaması hâlinde eksik ödenen tutarlara geç ödeme zammı hesaplanacağı tabiidir.
Bu bent kapsamında kesinti yoluyla tahsil edilecek olan taksitlerin, bent hükmünde belirtildiği şekilde bir takvim yılında ikiden fazla süresinde ödenmemesi hâlinde Kanundan yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Ayrıca, belediyelerin Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde belirtilen peşin ödemede indirimden yararlanabilmesi için yapılandırılan tutarın tamamını 1 Şubat 2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar, aynı fıkranın (b) bendinde belirtilen indirimlerden yararlanılabilmesi için yapılandırılan tutarın tamamını 31 Mart 2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar bu Tebliğin (II/C-2-a) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde ödemeleri gerekmektedir.
13- 7256 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak için açılmış davalardan vazgeçilmesi şart olduğundan, borçlular tarafından Kanundan yararlanmak için yapılan başvurular üzerine tahsilat işlemlerinden dolayı açılmış davalar sulh yoluyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca alacağın takibi için düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılmış olan davalara konu alacaklar için Kanun hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, ödeme emrine karşı açılmış davalardan da vazgeçildiğinden, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi gereğince %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir.
14- 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ondördüncü fıkrasında “(14) Bu Kanun kapsamındaki alacaklara ilişkin ilgili mevzuatta yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm, 7256 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak 213 sayılı Kanunda yer alan ceza kesme zamanaşımı sürelerinin işlememesini de sağlamaktadır.
Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler kesinleştiği halde bu vergilere bağlı olarak kesilmesi gereken vergi ziyaı cezaları Kanunun yayımı tarihi itibarıyla farklı safhalarda bulunabilmekte olup, Kanun kapsamında yapılandırılan ya da bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olan vergilere ilişkin vergi ziyaı cezalarına yönelik aşağıdaki şekilde işlem yapılması gerekmektedir.
a) Vergi aslının bu Kanuna göre yapılandırılması durumunda, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi ziyaı cezasının bulunduğu hukuki aşama dikkate alınarak işlem tesis edilecektir. Buna göre, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla;
(1) Vergi ziyaı cezasının kesilmediği veya vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edilmediği hallerde vergi aslına ilişkin taksit ödemeleri devam ettiği müddetçe vergi ziyaı cezası kesilmeyecek ve vergi/ceza ihbarnameleri tebliğ edilmeyecektir. Vergi aslının bu Kanuna göre tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ziyaı cezalarının kesilmesinden ve tebliğinden vazgeçilecektir. 7256 sayılı Kanun hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda ise Kanunun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrasına göre işlemeyen ceza kesme zamanaşımı süresi dikkate alınarak gerekli işlemler tesis edilecektir.
(2) Vergi ziyaı cezası kesilerek vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edildiği hallerde vergi ziyaı cezası için;
i) Uzlaşma talep edilmiş ve uzlaşma talebinden vazgeçilmemiş ise Kanunun yayımı tarihinden sonra uzlaşma sağlanmış olsa dahi, vergi aslının tam ödenmesine müteakip cezanın tahsilinden vazgeçilmesi, Kanunun yayımı tarihinden sonra tahsil edilen bir tutarın bulunması hâlinde red ve iade edilmesi,
ii) Ceza indirimi talep edilmiş ve indirim talebinden vazgeçilmemiş ise, Kanunun yayımı tarihinden sonra vergi ziyaı cezasına karşılık ödeme yapılmış olması hâlinde vergi aslının bu Kanuna göre tam olarak ödenmiş olması şartıyla, vergi ziyaı cezasının tahsilinden vazgeçilerek tahsil edilen tutarın red ve iade edilmesi,
iii) Dava açılmış ve ihtilaftan vazgeçilmemiş ise, vergi aslının bu Kanuna göre tamamen ödenmesi şartıyla, ödemenin tam yapıldığı tarihten sonra yargı kararları uyarınca işlem yapılmaması ve idarece de ihtilafın sürdürülmemesi, Kanunun yayımı tarihinden sonra tahsil edilen bir tutarın bulunması hâlinde red ve iade edilmesi,
gerekmektedir.
b) Vergi aslının Kanunun yayımı tarihinden önce tamamen ödenmiş olması hâlinde, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi ziyaı cezalarının;
(1) Kesilmemiş olması durumunda kesilmesinden, kesildiği halde vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmemiş olması durumunda tebliğ edilmesinden,
(2) Kesilerek vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edildiği hallerde; uzlaşma talep edilmişse uzlaşma talebinden, ceza indirimi talep edilmişse indirim talebinden, vazgeçildiği kabul edilerek söz konusu vergi ziyaı cezalarının tahsilinden,
(3) Davaya konu (ihbarnamenin ve/veya takip işlemlerinin) olması durumunda borçlunun müracaat etmesi ve ihtilafından vazgeçmesi şartına bağlı olarak bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının tamamının tahsilinden,
(4) Kesinleştiği (Kanunun yayımı tarihinden sonra kesinleşenler dâhil) halde takibe ilişkin ihtilafın bulunmaması koşuluyla vergi dairesi tarafından re’sen, bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının tamamının tahsilinden,
vazgeçilecektir.
15- 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacaklara ilişkin zamanaşımı süreleri 6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının onbirinci bendi hükmü dikkate alınarak tayin edilecektir.
16- 7256 sayılı Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık;
– Kanunun yayımlandığı 17/11/2020 tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar,
– Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar,
– Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizler,
red ve iade edilmeyecektir.
17- Bu Kanun hükümlerine göre başvuruların e-devlet (www.turkiye.gov.tr) veya Gelir İdaresi Başkanlığının (www.gib.gov.tr) internet adresi üzerinden yapılması hâlinde, başvuru tarihi elektronik ortamda başvurunun yapıldığı tarih olacaktır.
Diğer taraftan, yazılı olarak yapılan başvuruların taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi hâlinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi hâlinde ise tahsil dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacaktır.
18- 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasında, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç kullandığı tespit edilen sürücülerin geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi için ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla verilmiş olan idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 7256 sayılı Kanun kapsamında borçlarını yapılandıran borçlulara, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasına göre trafik idari para cezası borcu bulunmadığına dair yazının verilebilmesi için bu borçların tamamının ödenmiş olması gerekmektedir.
19- Bu Tebliğin ekleri, çoğaltılmak suretiyle kullanılabilir.
20- 7256 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, diğer bazı alacakların da Kanun kapsamında yapılandırılacağı hüküm altına alınmış olup, Kanunun 4 üncü maddesinde Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenecek alacaklar, alacaklı idareler de belirtilmek suretiyle bu Tebliğe ekli tabloda (Ek:3) gösterilmiştir.
Tebliğ olunur.
EK-2B Kesinleşmiş Alacaklar- İl Özel İdareleri İçin
EK-2C Kesinleşmiş Alacaklar- Belediyeler İçin
EK-2D Kesinleşmiş Alacaklar- Spor Kulüpleri İçin
EK-2E Mahsup Dilekçesi- Kanunun Yayımı Tarihinden Sonra Mahsuben Ödeme Talep Edenler İçin
EK-3 Diğer Alacaklı İdareler Listesi
Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.