Av. Burcu Seven
b.seven@ozgunlaw.com
10.01.2020
Dijital hizmet vergisine ilişkin olarak 24.10.2019 tarihinde Meclis’e sunulan kanun teklifi, birtakım değişikliklerle kabul edilerek 07.12.2019 tarihi itibariyle Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı KHK’de Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“Kanun”) ile yürürlüğe girdi. Tüm gözler aynı Kanun ile uygulanmaya başlanan değerli konut vergisine yönelirken bu yazımızda, dünya çapında Google, Amazon, Facebook ve Apple gibi global internet devlerinin baş harfleri kısaltılarak anılan “GAFA” vergisinin ülkemiz mevzuatındaki yansımasına değinmek istedik.
Peki, dijital hizmet vergisi nedir? Hangi hizmetleri kapsamaktadır?
Dijital hizmet, çevrimiçi veri veya içeriklerin ya da çevrimiçi işlem hizmetlerinin internet aracılığıyla internet siteleri, mobil uygulamalar ve sosyal medya platformları üzerinden dijital ortamda kullanıcılara sunulmasıdır. Amazon gibi e-ticaret siteleri, hayatımızın vazgeçilmez parçası haline gelen arama motoru Google, sesli ya da görsel dijital içeriklerin paylaşıldığı Youtube, Spotify, sosyal medyanın öncüsü Facebook, Instagram ilk akla gelen “dijital hizmet sağlayıcılar” olarak sıralanabilir.
Kanun uyarınca, Türkiye’de sunulan hangi dijital hizmetlerden elde edilecek gelirlerin dijital hizmet vergisine tabi olacağı ilgili hizmet tanımları yapılarak sınırlı sayıda olmayacak şekilde düzenlenmiştir. Bu kapsamda dijital hizmet vergisine tabi olan hizmetler,
- Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil) (örneğin, Adsense, Adwords)
- Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı (örneğin, I-Tunes)
- Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler (örneğin, Spotify, Netflix)
- Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil) (örneğin, Facebook, LinkedIn)
- Yukarıda belirtilen dijital hizmetlerin sağlanmasına yönelik olarak sunulacak aracılık hizmetleri
olarak belirtilmiştir.
Bununla birlikte Kanun uyarınca birtakım faaliyetler dijital hizmet vergisinden muaf tutulmuş ve bu hizmetlerden elde edilen gelirlerin dijital hizmet vergisinin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.
Bu kapsamda, Telgraf ve Telefon Kanunu uyarınca ulusal çapta kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmetleri üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler, Gider Vergileri Kanunu kapsamında özel iletişim vergisi alınan hizmetler, Bankacılık Kanunu kapsamında bankaların faaliyet konularındaki hizmetler, Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri sonucunda oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler, Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamındaki ödeme hizmetleri, Dijital Hizmet Vergisi’nden istisna tutuluyor ve bu hizmetlerden elde edilen gelirler, dijital hizmet vergisinin hesaplanmasında dikkate alınmıyor.
Dijital Hizmet Vergisinin Mükellefi Kimlerdir?
Dijital hizmet vergisinin mükellefleri, dijital hizmetleri ve dijital hizmetlerin sağlanmasına yönelik aracılık hizmetlerini sağlayan “dijital hizmet sağlayıcıları”dır.
Kanun ile, Türk kanunlarca öngörülen ölçüde ya da hiçbir şekilde fiziksel varlığı bulunmadan dijital hizmet sunan uluslararası işletmelerin kazançlarının vergilendirilmesi amaçlanıyor. Bu sebeple, dijital hizmet sağlayıcılarının vergiye tabi olup olmadıkları belirlenirken, tam mükellef olup olmamaları ya da ilgili dijital hizmetleri dar mükellefiyete tabi olarak Türkiye’de bulunan işyeri veya daimî temsilcileri ile gerçekleştirip gerçekleştirmemeleri dikkate alınmıyor.
Dijital hizmet vergisinin mükellefleri,
- Dijital hizmet vergisine tabi hizmetlerden herhangi birini Türkiye’de sunan,
- Sunduğu dijital hizmetler aracılığıyla Türkiye’den elde ettiği geliri 20 milyon Türk Lirası veya daha fazla olan ya da dünya genelinde elde ettiği geliri 750 milyon Euro veya daha fazla olan
dijital hizmet sağlayıcılarıdır.
Belirtmek yerinde olacaktır ki, Kanun’daki “Türkiye’de sunulan hizmet” ifadesiyle anlatılmak istenen, ilgili dijital hizmetin sadece Türkiye’de sunulması değil, bu hizmetten Türkiye’de yararlanılması, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik olarak sunulması ya da ilgili hizmetten Türkiye’de hasılat elde edilmesidir.
Kimler Dijital Hizmet Vergisinden Muaftır?
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, ilgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, vergiye tabi dijital hizmetlere ilişkin Türkiye’den elde ettiği gelir 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde ettiği hasılatı 750 milyon Euro’dan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaftır.
Vergiye Tabi Dijital Hizmet Geliri Nasıl Belirlenecek?
Dijital hizmet vergisinin matrahı, verginin konusuna giren dijital hizmetler nedeniyle bir takvim yılında elde edilen toplam gelirdir.
Peki, finansal muhasebe açısından konsolide bir grubun üyesi olanlar bakımından hangi değerler dikkate alınacak?
Kanun, böyle bir durumda bu gelirler hesaplanırken, konsolide grubun dijital hizmet vergisine tabi hizmetlere ilişkin elde ettiği toplam hasılatın dikkate alınacağını belirtiyor.
Gelirin döviz cinsinden elde edilmesi halinde ise, gelirin elde edildiği tarihte geçerli olan Merkez Bankası döviz alış kuru ile Türk Parasına çevrilerek hesaplama yapılacak.
Ayrıca Kanun ile Cumhurbaşkanı, belirtilen gelir seviyelerini, verginin konusuna giren dijital hizmet türlerine göre ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye ya da üç katına kadar artırmaya yetkili kılınıyor.
Kanun’da belirtilen bu gelir seviyelerinin her ikisinin de ilgili hesap dönemi içinde aşılması durumunda, ilgilinin muafiyeti sona erecek ve gelirin aşıldığı vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren mükellefiyeti başlayacak.
Söz konusu gelirlerin aşılıp aşılmadığı hesaplanırken, hesap döneminin üçer aylık dönemlerinin sonu itibarıyla ilgili hesap dönemi içinde elde edilen kümülatif hasılat dikkate alınacak.
Üst üste iki hesap dönemi boyunca vergi muafiyeti için öngörülen gelir seviyelerinden herhangi birinin altında kalanların ise vergi muafiyeti, bu dönemi izleyen hesap döneminden itibaren tekrar başlayacak.
Dijital Hizmet Vergisi Oranı Nedir? Verginin Tarhiyatı Nasıl Yapılacak?
Dijital hizmet vergisi oranı %7,5’tir. Dijital hizmet vergisi, oranın doğrudan matraha uygulanması ile hesaplanıyor.
Vergi matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında herhangi bir indirim ise yapılmayacak.
Yine Kanun uyarınca Cumhurbaşkanının dijital hizmet vergisi oranını doğrudan ya da vergiye tabi dijital hizmet türlerine göre ayrı ayrı %1’e kadar indirmeye ve iki katına kadar artırmaya yetkili olduğu belirtiliyor.
Dijital hizmet vergisi, mükellefin beyanı ile tarh olunacak.
Tarhiyat, KDV mükellefiyeti bulunan hizmet sağlayıcıları için bağlı bulundukları vergi dairesince, bulunmayanlar bakımından Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek vergi dairesince, vergi mükellefi veya vergi sorumlusu olan gerçek veya tüzel kişi adına yapılacak. Adi ortaklıklarda ise, ortaklar verginin ödenmesinden müteselsilsen sorumlu olmakla beraber tarhiyat mükelleflerden herhangi biri adına yapılacak.
Dijtal Hizmet Vergisi Ne Kadar Süre İçinde Ödenmeli?
Dijital hizmet vergisinde vergi dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleri olarak düzenlenmekle birlikte, Hazine ve Maliye Bakanlığı hizmet türüne ve mükelleflerin iş hacimlerine göre bu süreyi üç ay olarak belirlemeye yetkili kılınıyor.
Ödemenin, vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine yapılması gerekiyor. Dijital hizmet vergisine ilişkin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen mükelleflere ihtarda bulunulacak ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde ilgili ödemenin yapılması için ilan yapılacak.
Mükellefler, ilgili ilanın yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde, bu yükümlülükleri yerine getirilene kadar, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından mükelleflerin sunmakta oldukları hizmetlere erişim engellenebilecek. Hazne ve Maliye Bakanlığı’nca erişimin engellenmesi kararı verildiği takdirde, kararın icrası erişim sağlayıcıları tarafından 24 saat içinde yerine getirilecek.
Çifte Vergilendirme Sorunu
Kanun, ülkemizde internet ortamında verilen reklam hizmetlerinin vergilendirilmesi bakımından ilk yasal düzenleme değil. Zira 19.12.2018 tarihli 476 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 01.01.2019 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere, %15 oranında stopaj vergisi yükümlülüğü getirilmişti. Ancak Kanun, 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile getirilen stopaj vergisini kaldırmıyor. Buna istinaden, %7.5 oranındaki dijital hizmet vergisi, aksine bir düzenleme getirilene kadar 476 sayılı düzenleme ile getirilen %15 stopaj vergisi ile birlikte uygulanacak. Bunun sonucunda ilgili mükellefler, yeni bir düzenleme yapılana dek çifte vergi yükümlülüğü altında olacak.
GAFA Vergisinin Uluslararası Boyutu
Dijital hizmet sağlayan çok uluslu şirketlerin, sadece şirket merkezlerinin bulunduğu ülkede vergi vermeleri ve hizmet verdikleri tüm ülkelerden gelir elde etmelerine rağmen bu ülkelerde vergi yükümlüsü olmamaları, tüm dünyada Kabul gören bir sorun teşkil ediyor. Bu duruma ilişkin olarak 2012 yılından bu yana özellikle OECD nezdinde birtakım çalışmalar yürütülse de henüz uluslararası bir vergilendirme rejimi oluşturulabilmiş değil. Özellikle birtakım çok uluslu şirketler, şirket merkezlerini daha düşük vergi yükümlülüğü bulunan ülkelere kurarak büyük oranda vergi avantajı sağlamakta. Buna en yakın tarihli örnek olarak Avrupa merkezi Dublin’de bulunan Google’ın, tüm satış bildirimlerini İrlanda’da yaparak Fransa’da elde ettiği karlar üzerinden vergi vermemesi sebebiyle Fransız otoritelerince dört yıl önce başlatılan dolandırıcılık soruşturması sonucunda Google’ın Fransa ile anlaşma yapmayı ve Fransa’ya 1 milyar Euro ödemeyi kabul etmesi akla geliyor. Zira ikili anlaşmalar dışında dijital hizmet gelirlerine ilişkin olarak çok uluslu vergisel bir düzenleme bulunmadığından, doğrudan somut bir usulsüzlükten bahsedilebilmesi de mümkün olmuyor.
Bu kapsamda OECD, G20 ülkeleri liderliğinde “Matrah Aşındırma ve Kar Aktarımı (MAKA- Base Erosion and Profit Shifting (BEPS)) Eylem Planı” kapsamında dijital ekonominin vergilendirilmesi için 2012 yılından bu yana çalışmalarını sürdürürüyor. 2015 yılında konuya ilişkin ilgili opsiyon planlarının sunulduğu bir rapor yayınlanmakla birlikte herhangi bir uygulamaya geçilmemiş, en son ise “Ekonominin Dijitalleşmesinin Yol Açtığı Mali Zorlukların Giderilmesine Dair Anlaşma” ile dijital ekonominin vergilendirilmesinde karşılaşılan sorunların çözümlenmesine ilişkin olarak Şubat 2019 tarihinde yeni bir danışma belgesi yayımlanmıştır. Bu kapsamda OECD nezdinde 127 ülkenin, “çok uluslu dijital devlerin faaliyette bulundukları ve kar ettikleri yerlerde vergilendirilmesi” prensibi üzerinde anlaşması ve bu sorunun yasal bir dayanağa kavuşturularak çözümlenmesi hedefleniyor. Bu kapsamda MAKA eylem planı ile hedeflendiği gibi uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bir çözüm sağlanabilirse, yıllık yaklaşık olarak 500 milyar dolar vergi kaybının önlenebileceği belirtiliyor.
Avrupa Komisyonu ise dijital hizmetlerden elde edilen kazancın ortak bir dijital hizmet vergisine (Digital Services Tax, “DST”) tabi tutulması için Mart 2018’de “Dijital Ekonominin Adil Vergilenmesi” başlıklı bir paket önerdi. Paket kapsamında, dijital hizmet vergisinin temelde iki ölçüyü esas alacağı ve dünya çapında yıllık hasılatı 750 milyon Euro ve AB’de yıllık hasılatı 50 milyon Euro’yu geçen hizmetlerin bu vergiye tabi olacağı öngörüldü. Pakette, Dijital Hizmet Vergisinin tek oranlı olarak, kullanıcının değer yaratmasının esas olduğu belirli dijital hizmetlerden elde ettiği brüt hasılat üzerinden ve %3 oranında uygulanması önerildi. Öneri paketi üye ülkelerden büyük destek almasına rağmen delegasyonlardan gerekli desteği alamadığından hala üzerinde tartışılmaya devam ediliyor.
Avrupa Komisyonu nezdinde çekinceler bir yana bırakılarak ortak bir paydada birlik sağlanamamasının çeşitli siyasi sebepleri bulunmakta. Bazı Avrupa ülkeleri Amerika merkezli dijital devlerin vergilendirilmesinin Amerika ile ilişkilerde gerilim yaratacağından endişe ederken, kimi üye ülkeler bireysel aksiyona geçmeyi tercih ediyor. İtalya, Macaristan, Slovakya, İngiltere ve Hindistan’da dijital hizmetlerin vergilendirilmesine ilişkin birtakım yasal düzenlemeler yapılmış olmakla birlikte, en yakın tarihli olarak bildiğimiz üzere Fransa DST’yi uygulamaya koyan ilk üye ülke oldu. Zira buna karşılık olarak Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Temsilciliği’nin Fransa’nın Amerikan teknoloji firmalarına dijital hizmet vergisi getirmesine karşılık olarak misilleme yapacağını ve Fransa’dan ülkeden ithal edilen 2,4 milyar dolar değerindeki şampanya, şarap, el çantası, peynir ve pek çok diğer ürünlere %100’e varan gümrük vergisi getirmeyi düşündüklerini açıklaması ve Fransa’ya soruşturma açması, üye devletlerin çekincelerini doğrular nitelikte. Zira ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi, dijital hizmet vergisi uygulayarak ABD şirketlerinin kârını azaltan tüm ülkelere gümrük vergilerini artırabileceğini ve dijital hizmet vergisi uygulayan Türkiye ve İtalya’ya da benzer soruşturmalar açmayı değerlendirdiklerini açıklamış bulunuyor.
Peki bu vergilendirmenin yakın tarihte ülkemizde geri dönüşü nasıl olacak? Aslında bunu, Spotify ve Netflix üyeliklerine getirilen zam ile gözlemleyebilmek mümkün. Zira, Spotify Ocak 2020 itibariyle geçerli olmak üzere %28,6 zam yapacağını açıkladı. Böyle bir düzenlemenin benimsenmesi durumunda bu şirketlerin gelir kaybı yaşamamak adına, uygulanacak dijital hizmet vergisini sundukları ürün ve hizmetlere üstü kapalı bir şekilde zam olarak yansıtmaları bekleniyor.
Stj. Av. Burcu Seven
b.seven@ozgunlaw.com
Kaynakça:
1. 7194 Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
2. “New digital tax policies, What, when, where, how and by whom?” An excerpt from EY’s Global Tax Policy and Controversy Briefing
3. “Europe’s digital tax map: Where countries stand”, Politica.Eu https://www.politico.eu/article/europe-digital-tax-map-where-countries-stand-analysis-deep-divisions/
4. “Dijital Ekonominin Vergilemesinde Dünya Uygulamaları ve Türkiye’nin Pozisyonu”, Arzu AKÇURA, YMM , 2019
5. “Türkiye’nin GAFA vergisi”, Kerem FINDIK https://www.techinside.com/turkiyenin-gafa-vergisi-kabul-edildi/
6. “Türkiye’de dijital hizmet vergisi nasıl düzenleniyor? Kimler vergi mükellefi olacak?”, Görkem GÖKÇE, https://digitalage.com.tr/turkiyede-dijital-hizmet-vergisi-nasil-duzenleniyor-kimler-vergi-mukellefi-olacak/
7. “ABD’den Fransa’ya ‘yüzde 100’ gümrük vergisi misillemesi: Şarap ve peynir listenin başında”
Kaynak: Stj. Av. Burcu SEVEN – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. 13.01.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.