Av. Furkan DURU
f.duru@ozgunlaw.com
Yönetim Kurulu, anonim şirketlerin hak ve borç sahibi olmaya ve şirketi üçüncü kişilere karşı temsil etmeye yetkilidir. Yönetim kurulu, şirketin temsil faaliyetlerini yürütürken kanunda öngörülen birtakım yükümlülüklere uymak mecburiyetindedir.
Yönetim kurulu üyelerinin, kanunda öngörülen yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ederek şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına vermiş oldukları zarar neticesinde bu kişilere karşı kanunun “kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu” başlığı altında bulunan TTK. m. 553/1’de sorumluluk davası açılabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmaktadır.
TTK. m. 553/1:
Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) (2) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
TTK’nın yönetim kurulunun görev ve yetkileri arasında yer alan ve “Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu” başlığı altında “Çağrı ve bildirim yükümü” başlıklı 376. maddesi yöneticiler için oldukça önemli bir yükümlülük ve sorumluluk getirmektedir.
TTK’nın 376. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan yükümlülüklerin hepsi (inceleme, tedbir önerme, genel kurulu çağırma, ara bilanço çıkarma, alacaklılar ile görüşme, vs.) yönetim kurulunun görev ve yetkileri arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, yönetim kurulu üyeleri hiçbir şekilde bu çağrı ve bildirim yükümlülüğünden, hatta öncesinde finansalları denetleme ve takip etme yükümlülüğünden imtina edemez. Yöneticilere münhasır tayin edilmiş bu görevin getirdiği yükümlülükler Kanun’dan doğan yükümlülükler arasında yer almakta olup, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, TTK’nın 553. maddesi devreye girecektir.
Öğretide, yönetim kurulunun alacaklıdan anonim şirketin iflasın eşiğinde olduğunu gizlemesi [1], alacaklıların zararlarına örnek olarak gösterilmiştir. Yargıtay 11. HD. 2001/9198 E. sayılı dosyası kapsamında verdiği karar ile kusurlu ve kötü yönetimleri ile anonim şirketlerin faaliyetini durdurmasına ve bunun sonucunda ortaklık aleyhine takip yapan alacaklının alacağını tahsil edememesine neden olan yönetim kurulu üyelerinin alacaklıya karşı doğrudan doğruya sorumlu olduğuna karar vermiştir. [2]
Ayrıca sermaye kaybına rağmen yöneticilerin ortaklara geç bildirim yapmaları veya hiç bildirim yapmamaları sebebiyle şirket üçüncü kişilere olan borçlarını ödeyemez hâle gelir ve bu nedenle şirket hakkında alacaklılar tarafından takip başlatılırsa, TTK’nın 553. maddesi gereği bu icra takiplerinden doğan borçları ve ferilerini (vekâlet ücreti, faiz, icra masrafları vs.) yöneticilerden tahsil edebileceklerdir. Aynı şekilde alacaklılar, şirketin yeteri miktarda finanse edilememesinden ötürü alacaklarını şirketten tahsil edemedikleri takdirde, yine yöneticilerin sorumluluğuna giderek ve bizzat yöneticilere dava açarak alacaklarını talep edebileceklerdir.
Av. Furkan Duru
Kaynakça:
1. Pulaşlı, Şirketler, s.630, kn.34; Tekinalp, Sermaye Ortaklıkları, s.444-445, kn. 16-87
2. 11. HD. T: 11/03/2002, E: 2006/14844, K: 2002/2097
Kaynak: Av. Furkan Duru – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Vade Farkının Hukuki Niteliği ve Vade Farkı Faturasının Geçerlilik Şartları (Av. Furkan Duru)
16.04.2020
Covid 19 Tedbirleri Kapsamında Çek İbrazı Ve Karşılıksız Çek Keşide Etme Suçuna İlişkin Yapılan Yasal Düzenlemeler
27.05.2020