Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com
Teklifte, vergi mevzuatıyla ilgili olarak yapılması öngörülen düzenlemeler şunlardır.
1- Bir işyeri bulunmaksızın sanayi tipi veya seri üretim yapabilen makine ve alet kullanmaksızın oturdukları evlerde imal ettikleri malları internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satanların elde ettikleri hasılat gelir vergisinden muaf olacak. Muafiyetten yaralanmak için vergiden muaf esnaf belgesi alınması, Türkiye’de kurulu bankalarda bir ticari hesap açılması, tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi gerekmektedir. Hasılat tutarı 220 bin TL’yi aşarsa mükellef sonraki yıldan itibaren gerçek usulde vergilendirilir ve tekrar muafiyetten yararlandırılmaz. Bankalar da ticari hesaba gelen tutarlar üzerinden %4 (bir veya daha fazla işçi çalıştırılıyorsa %2) oranında stopaj yapıp Maliye’ye ödeyecek.
220 bin TL’lik sınırın uygulanması konusunda gerekçe ile Teklifin lafzı arasında uyumsuzluk olduğunu düşünüyorum. Teklifin lafzında hasılatın tamamının muaf olduğu ve hasılatın 220 TL’yi aşarsa sonraki yıl muafiyetten yararlanılamayacağı söylenirken, gerekçede “muafiyetten yararlanılması için … hasılat tutarının belirlenen tutarı aşmaması gerekmektedir.” denilmektedir. Ayrıca, Teklif bu haliyle yasalaşırsa internet üzerinden satış yapanlar “hasılat” üzerinden %4 vergi ödeyecek. Vergi, hasılat üzerinden alındığından oran bence yüksek. Bu nasıl muaflık ben anlamadım!
2- Tam mükellef gerçek kişilerin yurt dışına e-ticaret gümrük beyannamesi ile gerçekleştirdikleri mikro ihracattan elde ettikleri kazancın %50’si gelir vergisi matrahından indirilebilecektir. İstisnadan sadece mal ihracatı yararlanacak olup hizmet ihracatı kapsam dışında tutulmakta. Ayrıca istisnadan yararlanabilmek için ciroya göre belli sayıda istihdam da sağlanması gerekmekte.
Düzenleme, matrahtan indirim şeklindedir; yani matrah varsa indirimden yararlanılabilecek. Bu düzenlemenin matrahtan indirim yerine, bir istisna olarak düzenlenmesi daha doğru olur. Ayrıca, teknolojik girişimleri desteklemek adına yazılım, tasarım gibi faaliyetlerden elde edilen hasılat da kapsama alınmalı.
3- Tam mükellef sermaye şirketlerinin Türk Ticaret Kanunu hükümleri kapsamında kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını iktisap etmeleri durumunda; bu hisselerin sermaye azaltımı yoluyla itfası halinde iktisap bedeli ile itibari değer arasındaki fark; iktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark; hisselerin 2 yıl içinde elden çıkarılmaması veya itfa edilmemesi halinde ise iktisap bedeli ile itibari değer arasındaki fark dağıtılmış kâr payı sayılıp %15 stopaj yapılacak.
Gerekçede, bu düzenlemenin amacının şirketlerin kendi hisselerini iktisap etmek suretiyle vergisiz bir şekilde kâr dağıtımı yapmalarının önüne geçilmesine ve şirket kârlarının dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın tevkif yoluyla vergilendirilerek bir vergi güvenlik müessesesi oluşturulmak olduğu belirtilmiştir. Düzenleme bu haliyle yasalaşırsa birçok tartışmayı da beraberinde getirecektir, en azından finans literatürünü ters düz edecek bir vergileme öngörülmektedir ve konu ayrı bir makaleyi hak etmektedir.
4- Çeşitli menkul sermaye iratlarının stopaj yoluyla vergilendirilmesini düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesi uygulaması 2025 yılı sonuna kadar uzatılmakta ve Cumhurbaşkanına bu süreyi 5 yıla kadar uzatma yetkisi verilmektedir. Ayrıca, diğer Kanunlarda, açık olarak tevkif suretiyle kesilen vergileri de kapsayan bir istisna veya muafiyet hükmü mevcut olmadığı sürece bu kurumların gelirlerine geçici 67 nci madde kapsamında tevkifat yapılacağına dair bir ibare eklenmektedir. Bir diğer düzenleme de banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla gerçekleştirilen kaldıraçlı alım satım (foreks) işlemlerinden elde edilen gelirlerin geçici 67’nci madde kapsamında kaynakta kesinti suretiyle vergilendirilmesidir.
Geçici 67. madde uygulaması artık yerleşmiş durumdadır ve bu maddenin kalıcı hale getirilmesinde fayda bulunmaktadır. Diğer taraftan, bir çok kanunda “…. her türlü vergi, resim, harçtan muaftır” gibi bir hüküm yer alır. Bu hükümle de genelde düzenleme konusu olan kişi/kazanç/işlemden hiçbir vergi vb. kamu geliri alınmaması amaçlanır. Ancak, Maliye bu vergiden muafiyet hükmünü, stopaj sanki vergi değilmiş gibi (ilgili kanunda özel olarak tevkifat/stopaj ifadesi yazmıyor diye) vergileme yapmakta, bu durum da mükelleflerle ihtilaflara yol açmaktadır. Yargı da genellikle mükellefler lehine kararlar vermektedir. Teklifte maddeye eklenen bu düzenleme ile bu tartışmanın önüne geçilmek istenmektedir. Ben, bu ibare ile tartışmaların biteceğini düşünmüyor, Kanunla açıkça her türlü vergi vb.den muaf/istisna tutulan bir şeyin tevkifat yoluyla vergilendirilmek istenmesini de anlamıyorum. Ama günün sonunda, vergi kanuna dayandığı sürece siyasi bir tercihtir ve gelecekte çıkacak ihtilaflarda vergi yargısı nasıl bir tutum alacak hep birlikte göreceğiz.
5- At jokeyleri, joker yamakları ve antrenörlerin ücretlerinden yapılan %20’lik stopaj uygulaması 2025 yılı sonuna kadar uzatılmaktadır.
6- Kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden hizmet erbabına gelir vergisi ve damga vergisi istisnası getirilmektedir. Buna göre, tam süreli çalışıyorken 31.12.2020 tarihine kadar kısmi süreli çalışmaya geçen çalışanların ücretleri, kısmi çalışmaya geçmesi nedeniyle çalışmadığı gün sayısı kadar kısmi süreli yeni bir çalışan istihdam edilmesi ve bu çalışanın en az 6 ay süreyle çalışmaya devam etmesi şartıyla gelir vergisinden istisna kılınacaktır. Uygulanacak istisna tutarı her bir çalışan için aylık asgari brüt ücretin %10’nu aşmayacak ve 12 ayı geçmeyecek. Ayrıca istisna edilen brüt ücrete isabet eden kısım damga vergisinden istisna tutulacaktır.
7- Bitmeyen bir aşk hikayesi: Varlık barışı. Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 30.06.2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler. Ayrıca, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın , döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlan ile taşınmazlar, 30.06.2021 tarihine kadar vergi dairelerine bildirilir. Bildirilen söz konusu varlıklar, 30/6/2021 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Bu kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır. Cumhurbaşkanı süreyi 1 yıla kadar uzatmaya yetkili kılınmıştır.
Adetten olduğu üzere, 2-3 yılda bir çıkarılan varlık barışı düzenlemesi yeniden gündeme gelmiştir. Düzenleme öncekilerle çok benzer hükümleri içermekte. Yakın zamandaki varlık barışlarına ilişkin istatistikler yayımlanmadığı için bunların sonuçlarını bilmiyoruz; ancak beklendiği kadar bir bildirim olmadığını söyleyebilirim. Ancak bu seferki varlık barışını öncekilerden ayıran bir durum var: Türkiye otomatik bilgi değişimi kapsamında diğer ülkelerle finansal bilgileri değişmeye başlıyor ve Gelir İdaresi Başkanlığı buna ilişkin bir rehber de yayımladı. (Konuya ilişkin olarak 14 Eylül 2020 tarihli yazıma bakabilirsiniz.) Bu nedenle yurt dışında gelir elde etmiş olup da Türkiye’de vergisini ödememiş olanların bu seferki varlık barışından yararlanmalarını tavsiye ediyorum.
8- Dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin KDV’lerinin tecil-terkin uygulanmasından yararlanmasına yönelik imkan 31.12.2025’e kadar uzatılmaktadır.
9- Milli Eğitim Bakanlığına bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri, bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri ile bu mal ve hizmetlerin bağışı yapacak olanlara teslim ve ifasına sağlanan KDV istisnası uygulaması 31.12.2023’e kadar uzatılmaktadır.
10- Cumhurbaşkanına yüzde 20 olan kurumlar vergisi oranını beş puana kadar indirme ve tekrar kanuni seviyesine getirme yetkisi verilmektedir.
11- Bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri , finansman şirketleri , ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri hariç olmak üzere payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında işlem görmek üzere en az %20 oranında ilk defa halka arz edilen kurumların paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemine ait kazançlarına kurumlar vergisi oranının 2 puan indirimli olarak uygulanmasına ilişkin düzenleme yapılmaktadır. İndirimden yararlanılan hesap döneminden itibaren beş hesap dönemi içinde pay oranına ilişkin bu fıkrada belirlenen şartın kaybedilmesi halinde, indirimli vergi oranı uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edileceği belirtilmektedir.
12- Dernek ve vakıfların kira ve menkul sermaye gelirleri, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı meslek ve teknik eğitim okullarındaki atölye ve uygulama birimleri ile anaokulu, kreş, çıraklık ve halk eğitim merkezlerindeki uygulama birimlerine bağlı döner sermaye işletmelerinin elde ettikleri gelirlerin iktisadi işletme oluşturmayacağına ilişkin kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2. maddesinin süresi 31.12.2025 tarihine kadar uzatılmaktadır. Bu maddeyi de kalıcı hale getirmekte fayda bulunmaktadır.
Teklifte, istihdamın artırılmasın yönelik olarak öngörülen düzenlemeler ise şunlardır.
1- İşsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişilerin işten ayrılmalarını takip eden 90 gün içerisinde işe girmeleri ve 12 ay süre ile kesintisiz hizmet akdine tabi olarak çalışmaları halinde işsizlik ödeneğinden yararlandıkları süre için hesaplanacak uzun vadeli sigorta primleri İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak.
2- Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi sahiplerinin ilave istihdamında özel sektör işverenlerine sağlanan 6111 sayılı Kanun’la sağlanan prim teşvikinin 31.12.2023 tarihine kadar uzatılabilmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.
3- Özel sektör işverenlerince bir önceki yıl ortalamasına ilave istihdam edilen kişiler için sağlanan prim, gelir vergisi stopaj teşviki ile damga vergisi desteğinin 31.12.2023 tarihine kadar uzatılabilmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.
4- Esnaf ve Ahilik Sandığı uygulaması 31.12.2023 tarihine uzatılmaktadır.
5- Kısa çalışma ödeneği uygulaması ile kısa çalışma veya nakdi ücret desteğine başvuran işverenlerin normal çalışma düzenine geçmesi halinde sağlanan prim teşvikinin uygulama süresinin 30.06.2021 tarihine kadar uzatılabilmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.
6- İş veya hizmet sözleşmesi 01.01.2019-17.04.2020 döneminde sona erenler ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeksizin çalışanların en son çalıştıkların işyerlerine başvurmaları ve bu işverenler tarafından fiilen çalıştırılmaları halinde işveren prim borcundan mahsup edilmek suretiyle günlük 44,15 TL; başvuruda bulunarak işe alınarak ücretsiz izne ayrılanlar için de günlük 39,24 TL; ayrıca, bu kapsamda olup başvurusunun kabul edilmediğini bildirenler için de hane başına günlük 34,34 TL destek verilmesi öngörülmektedir.
7- 2019/Ocak-2020/Nisan döneminde en az sigortalı bildirimi yapılan dönemdeki sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek her bir kişi için işveren prim borcundan mahsup edilmek suretiyle günlük 44,15 TL; bu kişilerden ücretsiz izne ayrılacaklar olanlara ise günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği verilmesi öngörülmektedir.
Kanun Teklifindeki istihdam ve vergiye ilişkin olarak öngörülen yukarıdaki düzenlemeler arasında kamuoyunda merakla beklenen bir yapılandırma – matrah artırımına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak basına yansıdığı kadarıyla bu konuda çalışma yapıldığı deklere edilmiştir. Bu nedenle, mevcut teklife Plan Bütçe Komisyonu’nda veya Genel Kurulda ekleme yapılması ihtimali bulunmaktadır. Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.
Sözün özü: Beklenti yüksekse, hayal kırıklığı büyük olur.
Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.