Ana Sayfa Hukuk Ticari Uyuşmazlıklarda Menfi Tespit Davaları Dava Şartı Arabuluculuk Kapsamında Mıdır?

Ticari Uyuşmazlıklarda Menfi Tespit Davaları Dava Şartı Arabuluculuk Kapsamında Mıdır?

2876
0
Ticari Uyuşmazlıklarda Menfi Tespit Davaları Dava Şartı Arabuluculuk Kapsamında Mıdır?

Türk yargı sistemi, Arabuluculuk Kurumu ile, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 22 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe girmesi ve birincil mevzuata ek olarak Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26 Ocak 2013 Tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla tanışmıştır.

İhtiyari olarak başlayan Arabuluculuk uygulaması,7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile dava şartı olarak düzenlenmiş ve iş uyuşmazlıklarında zorunlu hale gelmiştir. İş uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk zorunlu hale gelmesi ile ortaya çıkan başarılı çalışmalar ve istatistikler, ticari uyuşmazlıklarda da arabuluculuğun dava şartı haline gelmesinin yolunu açmıştır.

Böylece 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunla 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasını dava şartı haline getirmiştir.

01.01.2019 Tarihinden bu yana zorunlu hale gelen ticari davalarda dava şartı arabuluculuk uygulamalarında geçen bu süre içerisinde, ticari dava kavramının geniş nitelikte olması itibarı ile hangi davaların ticari dava kapsamında olduğu konusunda uygulamada çeşitli tartışmalar ve farklı kararlar ortaya çıkmıştır. Biz bu çalışmamızda yalnızca ticari uyuşmazlıklarda menfi tespit davalarının dava şartı arabuluculuk kapsamına girip girmediği hususunu değerlendireceğiz.

7555 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında 6102 Sayılı  Türk Ticaret Kanun’un 5. Maddesine eklenen 5/A –(1) maddesi  “Bu Kanun’un 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır……”şeklinde olup bu düzenleme ile ticari davalarda dava şartı arabuluculuk kabul edilmiştir.

Menfi Tespit Davası ise İcra İflas Kanunu’nun 72’nci Maddesinde düzenlenmiş olup buna göre; borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için açmış olduğu dava şeklinde tanımlanmıştır.

İcra ve İflas Kanununun 72. Maddesi, icra hukuku bakımından borçlu durumuna düştüğü halde maddi hukuk bakımından aslında borçlu olmadığını ileri süren borçluya, “borçlu olmadığını genel hükümlere göre tespit ettirme” olanağı vermek amacıyla kabul edilmiştir.

Madde, bu amaçla, borçluya iki olanak tanımıştır. Birinci olanak, borçlunun henüz “borcu ödemeden” açabileceği olumsuz (menfi) tespit davası, ikinci olanak ise, “borcu ödedikten sonra” açabileceği geri alma (istirdat) davasıdır.

Yargıtay’ın tanımlaması ile ise menfi tespit davası; “bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için, hukuki yarar bulunması koşuluna bağlı olarak açılan ve sonucunda herhangi bir mahkumiyet istemi içermeyip konusunu teşkil eden hususun bir kararla tespitini amaçlayan bir dava”dır.

Menfi tespit davası ile, davalı (alacaklı) tarafından ileri sürülen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti istenir. Bu davanın konusu, alacağın doğum koşullarından herhangi birinin eksikliği veya sona erme sebeplerinden birinin varlığı sonucunda alacağın yokluğunun tespitidir.

Görüldüğü üzere bu tanımlamalar ışığında menfi tespit davalarında 6102 Sayılı  Türk Ticaret Kanun’un 5. Maddesine eklenen 5/A –(1) maddesinde aranan “……….. konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri………..” şartı bulunmamaktadır. Bu nedenle de ticari uyuşmazlığa konu menfi tespit davalarında dava şartı arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olup olmadığı şeklinde konunun dar mı geniş mi yorumlanması gerektiği konusunda tartışmalar ortaya çıkmıştır.

Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından yapılan seminer ve eğitimlerde ticari uyuşmazlığa konu menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu vurgulanmıştır. Arabuluculuk Daire Başkanlığının internet sitesinde yer alan ve Daire Başkanlığı tarafından hazırlatılan Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Kitabında da bu görüşün gerekçeleri şu şekilde “ ….. 7155 Sayılı Kanunun genel gerekçesinde ve TTK’nin 5/A maddesini ihdas eden madde gerekçesinde, kanun koyucunun sadece konusu bir miktar para alacağının ödenmesi olan eda davalarının dava şartı arabuluculuk kapsamına dahil edip diğer tüm dava türlerini kapsam dışında tuttuğuna ilişkin açık bir gerekçe yoktur. Bununla beraber, kanun koyucunun, 1.1.2018 tarihinde uygulamaya başlanan bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan iş uyuşmazlıklarındaki dava şartı uygulamasındaki başarıyı esas alarak tüm ticari davalarda da benzer bir düzenleme ile dava şartı arabuluculuğu düzenlemeyi amaçladığı 7155 Sayılı Kanununun genel gerekçesinden anlaşılmaktadır. İş uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuğu düzenleyen 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ile “ Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı dava şartıdır”  şeklinde düzenleme yapılmıştır.

İş uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk ile ilgili bir yıllık uygulama sürecinde de eda ve tespit davalarının dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığı doktrin ve uygulamada tartışmasız olarak kabul edilmiştir ve uygulama bu şekilde devam etmektedir.

Ayrıca, unutulmamalıdır ki tespit davası eda davasının öncülüdür ve eda davasının sonunda verilen hükmün içinde tespit hükmü de yer alır. Söz konusu gerekçeler dikkate alındığında, TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında davalar yanında, tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır…..” paylaşılmıştır.

Uygulamada ise Arabuluculuk Daire Başkanlığının bu yöndeki görüşleri nedeni ile ticaret mahkemelerinde menfi tespit davası açacak davacılar hak kaybına uğramamak için dava açmadan önce arabulucuya başvurmayı tercih etmişlerdir.

Ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/521E. 2019/424E. Sayılı dosyasında 01.02.2019 Tarihinde, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/52E. 2019/44K. Sayılı dosyasından verilen “  7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanun’un 23. maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine “  kararı inceleyerek kaldırmıştır.

Kaldırma gerekçesi ise  “……. Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: Davacının iş bu davadaki talebi, menfi tespit istemine ilişkindir. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır.

Menfi tespit davaları bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır. ….” Şeklinde olup, bu karar ile ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının dava şartı arabuluculuk kapsamında olmadığına karar vermiştir.

Görüldüğü üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi de, ticari dava    niteliğindeki menfi tespit davalarında bir miktar para alacağının tahsili talebi bulunmadığından ve bu konudaki yasal düzenlemeyi dar yorumlayarak bu tür ticari davaların dava şartı arabuluculuğuna tabi olmadığına karar vermiştir.

Sonuç olarak ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının dava şartı arabuluculuğuna tabi olup olmadığı hususunda tartışmalar devam ederken İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu yukarıda değindiğimiz kararı ile bu konuda ortaya çıkan tartışmaların yönü, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının dava şartı Arabuluculuğuna tabi olmadığına çevrilmiştir. Ancak bu kararlarla ilgili de tartışmalar devam etmekte olup, bu konu ile ilgili olarak son sözü Yargıtay’dan çıkacak karar söyleyecektir.

Detaylı Bilgi İçin;
Arabulucu Avukat Mihran Aksak Uysal  mihran@ozgunlaw.com

Kaynakça: 

  1. Talih Uyar / Alper Uyar/Cüneyt Uyar, “İcra ve İflas Kanunu Şerhi”,2014, Cilt: 1, Sayfa: 1262
  2. HD 22.6.1984 T. 3276/3641;İİD 3.6.1971 T.5830/6289
  3. HD 10.3.1980 T. 11456/3077 (UYAR, T. İcra Hukukunda Olumsuz Tespit ve Geri Alma Davaları, C:1 S.22)
  4. İlker Koçyiğit/ Alper Bulut, Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk, S.141,142

 

Önceki İçerikŞirket ortakları kendilerini şirketlerinde 4a sigortalı olarak gösterebilir mi?
Sonraki İçerikEmekli olup işe başlayan birisi istifa ederek işten çıkarsa kıdem tazminatı alır mı?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz