Ana Sayfa Vergi Tasfiyesi Devam Eden Şirketin, Vergi Dairesince Şirket Adına Kayıtlı Görünen Aracının “Bulunamaması”...

    Tasfiyesi Devam Eden Şirketin, Vergi Dairesince Şirket Adına Kayıtlı Görünen Aracının “Bulunamaması” Halinde Tasfiye Nasıl Sonlandırılır?

    2598
    0

    (GİB – ÖZELGE)

    Konu: Tasfiyesi devam eden şirketin aktifine kayıtlı olmayan aracın bulunamaması halinde tasfiyenin sonlandırılıp sonlandırılamayacağı
    İlgi: … tarihli özelge talebiniz.

    İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin 26.12.2011 tarih ve 22 sayılı ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini ve… tarih ve… sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde tasfiyeye giriş kararının yayınlandığını, tasfiye memurluğuna da …’ın görevlendirildiğini; şirketin 2011 ve daha önceki yıllarına ait mali tablolarında yer almamasına rağmen… Vergi Dairesi kayıtlarında 17.04.2006 tarihinden itibaren şirketiniz adına… plakalı… marka 1994 model araç kaydının bulunduğunu, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün bu aracın çıkış işlemleri yapılmadan tasfiye işleminin sonuçlandırılamayacağını ifade ettiğini, tasfiye memuru olarak şirket yetkilileriyle görüşmelerinizde bu aracın hurda haliyle kayıp olduğunun söylendiğini, tasfiye memuru olarak… Emniyet Müdürlüğüne ve… Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğüne müracaatta bulunulduğunu ve alınan cevabi yazıların ekte olduğu belirtilerek, 5520 Sayılı Kanun kapsamında şirket aktifine kayıtlı olmayan, ancak… Vergi Dairesi Müdürlüğünde şirket adına kayıtlı olarak görünen… plakalı 1994 model aracın bulunamaması ya da kayıp olması nedeniyle tasfiyenin sonuçlandırılıp sonuçlandırılamayacağı, ve bu araç için hurda yasasından yararlanıp yararlanamayacağınızı, ekte sunmuş olduğunuz… Emniyet Müdürlüğünden ve … Belediye Başkanlığından alınan yazıların yeterli olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Tasfiye” başlıklı 17’nci maddesinin birinci fıkrasında, her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayacağı ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği, başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılının ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı hükme bağlanmıştır.

    Anılan maddenin yedinci fıkrasında ise tasfiye memurlarının, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207’nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206’ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamayacakları, aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu oldukları hüküm altına alınmıştır.

    Diğer taraftan, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 3, 7 ve 8’inci maddelerinde;

    “Madde 3- Motorlu Taşıtlar Vergisinin mükellefi; Trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişilerdir.”,
    “Madde 7- Motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti motorlu taşıtların trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan sivil hava vasıtaları siciline kayıt ve tescili ile başlar.
    “Madde 8- Motorlu taşıtların trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan sivil hava vasıtaları siciline ait kayıtların silinmesi halinde, silinme takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyet sona erer.”
    hükümleri yer almaktadır.

    Bu hükümlere göre, motorlu taşıtlar vergisinin mükellefi ilgili sicilde adına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilenler olmakta, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin sona erebilmesi için sicilde taşıt sahibi adına olan kayıt ve tescilin silinmesi gerekmektedir.

    15.06.2012 tarih ve 28324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 31.05.2012 tarih ve 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 41’inci maddesiyle değişik, 5838 sayılı Kanunun Geçici 2’nci maddesinin dördüncü fıkrasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği 28.02.2009 tarihi itibarıyla mevcut olmayan veya herhangi bir nedenle motorlu taşıt vasfını kaybetmiş olup model yılı 2000 ve daha eski olan taşıtların, bu durumlarının kanaat verici belgelerle tevsik edilmesi veya ilgili trafik tescil kuruluşu nezdinde adlarına kayıtlı olanlar tarafından yazılı bildirimde bulunulması halinde, bu taşıtlara ait motorlu taşıtlar vergilerinin H’ünün 31.12.2014 tarihine kadar ödenmesi şartıyla, kalan vergi aslı, gecikme zammı, gecikme faizi, vergi cezaları ve tescil plakasına kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği ve ödemeyi müteakip trafik tescil kayıtlarının silineceği; dokuzuncu fıkrasında ise dördüncü fıkra gereğince trafik tescil kayıtları silinecek taşıtların, motorlu taşıt vasfını kaybettikleri haller ile mevcut olmadıklarının kabul edileceği durumların tespitine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarının müştereken yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.

    Anılan Kanun maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların açıklandığı 36 Seri No.lu Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliğinin “III – Geçici 2’nci Maddenin Uygulaması” başlıklı bölümünün, “B- Mevcut Olmayan veya Motorlu Taşıt Vasfını Kaybetmiş Olan Taşıtlara İlişkin Yapılacak İşlemler” başlıklı bölümün “1- Taşıtın Mevcut Olmaması veya Motorlu Taşıt Vasfını Kaybetmiş Olması Halinde Yapılacak İşlemler” kısmında, söz konusu maddenin dördüncü fıkrası çerçevesinde tescil kaydı silinecek taşıtların 28.02.2009 tarihi itibarıyla motorlu taşıt vasfını kaybettikleri haller ile mevcut olmadıklarının kabul edileceği durumlar açıklanmıştır.

    Buna göre, … adına kayıtlı ve tescilli… plakalı taşıttan dolayı 5838 sayılı Kanunun Geçici 2’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmünden faydalanabilmeniz için, ilgili trafik tescil kuruluşunca taşıtın mevcut olmadığı veya motorlu taşıt vasfını kaybettiği ile anılan fıkra hükmünden faydalanılacağının kabulü ile bahse konu taşıta ilişkin motorlu taşıtlar vergilerinin H’ünü 31.12.2014 tarihine kadar ödemeniz gerekmektedir.

    Ayrıca, şirket aktifine kayıtlı olmayan ancak… Vergi Dairesi Müdürlüğünde şirket adına kayıtlı görünen… plakalı 1994 model aracın, mevcut olmadığının kanaat verici belgelerle tevsik edilmesi veya trafik tescil kuruluşları tarafından taşıtın mevcut olmadığının kabulü ve bu taşıta ait motorlu taşıtlar vergisi asıllarının H’ünün 31.12.2014 tarihine kadar ödenmesi koşuluyla trafik tescil kaydınızın sildirilmesi ve diğer şartlarında sağlanması halinde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında şirketin tasfiyesi sonlandırılabilecektir.

    Öte yandan, yazınız ekinde sunulan… Belediye Başkanlığı ve… Emniyet Müdürlüğünün vermiş olduğu belgelerde söz konusu araçla ilgili (… plakalı) herhangi bir bilgi bulunmadığından “tevsik edici belge” olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

    Kaynak: Kastamonu Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
    12 Haziran 2014 Tarih ve 57062627-Kurumlar Vergisi-15 Sayılı Özelge

    Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

    Önceki İçerikZorunluluk Kapsamında Olmamasına Rağmen E-Defter Kullanmak İsteyen Mükellefler, E-Fatura da Kullanmak Zorunda mı?
    Sonraki İçerikArsa Sahibi Kooperatif, Müteahhitin Hissesine Düşen Daireleri Üçünçü Şahıslara Satması Durumunda Kurumlar Vergisinden Muaf Olur mu?

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz