yüklenici firma – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 03 Mar 2018 06:32:50 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Vakıf Tarafından Yaptırılan İnşaatın Yüklenici Firmasına Ödenen Hak Edişler Vergiye Tabi midir? https://www.muhasebenews.com/vakif-tarafindan-yaptirilan-insaatin-yuklenici-firmasina-odenen-hak-edisler-vergiye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/vakif-tarafindan-yaptirilan-insaatin-yuklenici-firmasina-odenen-hak-edisler-vergiye-tabi-midir/#respond Tue, 06 Mar 2018 02:00:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=15990 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının Öğrenci Yurdu İnşaatı Nedeniyle Yüklenici Firmaya Yapılacak Hak Ediş Ödemelerinden Stp. G.Vergisi, Kdv Tevkifatı Ve Damga Vergisi Kesilip Kesilmeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, vakfınızca ilçeniz merkezinde yaptırılacak 300 kişilik öğrenci yurdu inşaatı nedeniyle yüklenici firmaya yapılacak hak ediş ödemelerinden stopaj gelir vergisi, katma değer vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNE GÖRE
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42’nci maddesinin birinci fıkrasında, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zararın, işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterileceği; aynı Kanunun 44’üncü maddesinde ise, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Gelir Vergisi Kanunu’nun 42’nci maddesi kapsamına giren işlerde işin başlangıç tarihi olarak, sözleşmede yapılacak iş için yer teslimi öngörülmüş ise yerin teslim edildiği tarihin, sözleşmede yer teslim tarihi belirtilmemiş ise sözleşmede belirtilen işin başlangıç tarihinin, sözleşmede bunların hiçbiri belirtmemiş ise sözleşmenin imzalandığı tarihin kabul edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinde; kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları ve madde metninde belirlenen ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben kesinti yapmak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

Mezkûr maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde de Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemelerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olup, kesinti oranı 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %3 olarak belirlenmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan ve 300 kişilik öğrenci yurdu binası yapımına ilişkin olarak vakfınız ile ………  – ………… İş Ortaklığı arasında 30.10.2012 tarihinde düzenlenen sözleşmenin 9 uncu maddesinde; “Yüklenici taahhüdün tümünü, işyeri teslim tarihinden itibaren 300 (Üçyüz) gün içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorundadır.” hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla, vakfınız tarafından yaptırılan öğrenci yurdu inşaatının Gelir Vergisi Kanunu’nun 42’nci maddesi kapsamında inşaat ve onarma işi olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, bu iş için yapılacak hak ediş ödemelerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben vergi kesintisi yapmanız gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİNE GÖRE
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’ de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 19’uncu maddesinde ise; uluslararası anlaşma hükümlerinin saklı kalması koşuluyla diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği belirlenmiştir.

Buna göre, vakfınızın her türlü mal ve hizmet alımları ile teslim ve hizmetleri genel hükümler çerçevesinde katma değer vergisine tabidir.

Diğer taraftan, anılan Kanunun 9’uncu maddesi ile vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

Bu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/b) bölümü ile Mülga 117 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinin (3.1.2/b) bölümünde kısmi tevkifat uygulaması kapsamında KDV tevkifatı yapmak üzere sorumlu tayin edilen “belirlenmiş alıcılar” sayılmış ve kısmi tevkifat uygulanacak hizmetler içinde yer alan yapım işlerinde ise “belirlenmiş alıcılara” karşı ifa edilen yapım işleri tevkifat uygulaması kapsamına alınmıştır. Bu itibarla, “belirlenmiş alıcılar” kapsamında yer almayan vakfınız tarafından ihale edilen öğrenci yurdu inşaatı kapsamında gerçekleşecek yapım işine ilişkin istihkak ödemeleri üzerinden hesaplanan KDV, tarafınızdan tevkifata tabi tutulmayacaktır.

            Söz konusu işe ilişkin istihkak ödemeleri üzerinden hesaplanan KDV’ nin vakfınızca tevkifata tabi tutulmuş olması durumunda ise bu verginin, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.4.3) numaralı bölümü ile Mülga 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (4.3.) bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde iade edilmesi mümkün bulunmaktadır.

DAMGA VERGİSİNE GÖRE
            488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, ayrıca kişilerle resmi daireler arasında düzenlenen işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği; 8’inci maddesinde, bu Kanunda yazılı resmi daireden maksatın, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köyler olduğu ve bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerin resmi daire sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve değerli kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/a fıkrasında, resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle, kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 8’inci maddesindeki resmi daire tanımı kapsamında yer almayıp, adı geçen vakıfların; 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun “Muafiyetler” başlıklı 9’uncu maddesi (c) fıkrası uyarınca yapacakları her türlü muameleler nedeniyle düzenleyecekleri kağıtlar yönünden damga vergisi muafiyeti bulunmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, damga vergisi uygulaması bakımından resmi daire tanımı içerisinde yer almayan vakfınızca yaptırılan 300 kişilik öğrenci yurdu inşaatı nedeniyle yapılacak hak ediş ödemelerinin kişiden kişiye yapılan ödemeler kapsamında bulunması ve bu ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların (1) sayılı tabloda sayılan kağıtlar arasında yer almaması nedeniyle, damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Kaynak: Kütahya Valiliği- Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
25 Mart 2015 Tarih ve 61504625-559/425-18

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/vakif-tarafindan-yaptirilan-insaatin-yuklenici-firmasina-odenen-hak-edisler-vergiye-tabi-midir/feed/ 0
Röperleme Ve Benzeri Kontrol Noktalarının İnşası İşleri Yıllara Sari İnşaat İşleri Kapsamında Değerlendirilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/roperleme-benzeri-kontrol-noktalarinin-insasi-isleri-yillara-sari-insaat-isleri-kapsaminda-degerlendirilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/roperleme-benzeri-kontrol-noktalarinin-insasi-isleri-yillara-sari-insaat-isleri-kapsaminda-degerlendirilebilir-mi/#respond Wed, 17 May 2017 09:30:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16093 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Röperleme ve benzeri yer kontrol noktalarının inşasını kapsayan gerçek ortofoto ve coğrafi veri üretimi işinin yıllara sâri inşaat işi olup olmadığı ve kar-zararın beyanı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 81 ilde coğrafi zeminde havadan uçak ve helikopterlerden gönderilecek veriler sonucu Röperleme ve benzeri yer kontrol noktalarının inşasını kapsayan gerçek ortofoto ve coğrafi veri üretimi işinin (Doğal Afet Sigortaları Kurumu ile yapılan sözleşme kapsamında Türkiye’nin deprem haritasının hazırlanması) süresinin 500 gün olduğu belirtilerek, söz konusu faaliyetlerin yıllara sari inşaat işi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve kar-zararın iş bitiminde beyan edilip edilmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri” başlıklı 42’nci maddesinin birinci fıkrasında; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekupaj işleri de inşaat işi sayılır.) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkûr yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bir işin Gelir Vergisi Kanunu’nun 42’nci maddesi kapsamına girmesi için, faaliyet konusu işin, inşaat ve onarma işi olması, işin taahhüde bağlı olarak başkaları hesabına yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekmektedir.

Genel anlamı ile inşaat, malzeme ve işçilik kullanmak suretiyle meydana getirilen bir gayrimenkulün yapı kısmına ait faaliyetlerin tümünü kapsar. Onarım ise, bir gayrimenkulün iskeleti dışında harap olan kısımlarının yeniden yapılması ile ilgili büyük ölçüdeki tamirat ve yenileme faaliyetlerini ifade eder.

Buna göre, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde Doğal Afet Sigortaları Kurumuna karşı 26.06.2014 tarihinde imzalanan “Gerçek Ortofoto ve Coğrafi Veri Üretimi İşi Hizmet Alımına Ait Sözleşme” ile üstlenilen işin inşaat ve onarım işi olmaması sebebiyle söz konusu işin Gelir Vergisi Kanunu’nun 42’nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Diğer yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin Kanunun birinci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 38’inci maddesinin birinci fıkrasında; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;
 1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir:
 2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükümlerine yer verilmiştir.

Ticari kazancın tespitinde “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir.  Dönemsellik ilkesinde ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Bu esas dikkate alındığında bir gelir veya gider unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, süresi 500 gün olan ve tüm Türkiye coğrafyasını kapsayan ortofoto ve coğrafi veri üretimi işine ilişkin Doğal Afet Sigortaları Kurumu ile imzalanan sözleşmede; geçici hakediş raporlarının yüklenicinin başvurusu üzerine, sözleşme veya eklerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça ayda bir defa düzenleneceği, işe başlandığından beri meydana getirilen işlerin Teknik Koordinatör (T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü) tarafından oluşturulan ve işverenin onayladığı kontrol teşkilatı tarafından yüklenici veya vekili ile birlikte hesaplanacağı ve bulunacak miktarın teklif edilen birim fiyatlarla çarpılmak suretiyle sözleşmedeki esaslara uygun hakediş raporlarına geçirileceği, yüklenicinin iş programına göre daha fazla iş yapması halinde işverenin Teknik Koordinatör raporuyla bu fazla işin bedelini imkan bulduğu takdirde ödeyeceğine ilişkin hükümlere yer verildiği anlaşılmıştır.

            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu arasında yapılan sözleşmeye istinaden yapılan işin Gelir Vergisi Kanunu’nun 42’nci maddesi kapsamında yıllara sari inşaat ve onarım işi olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp söz konusu işten elde edilen gelirlerin, tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereğince, tahakkuk ettikleri tarihler itibariyle ilgili oldukları dönem kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
16 Mart 2015 Tarih ve 38418978-120[42-14/22]-290 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/roperleme-benzeri-kontrol-noktalarinin-insasi-isleri-yillara-sari-insaat-isleri-kapsaminda-degerlendirilebilir-mi/feed/ 0