yüklenen – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 29 Jan 2024 19:59:51 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 İstanbul Kart’a yüklenen yol parası vergi ve SGK priminden istisna mıdır? https://www.muhasebenews.com/istanbul-karta-yuklenen-yol-parasi-vergi-ve-sgk-priminden-istisna-midir/ https://www.muhasebenews.com/istanbul-karta-yuklenen-yol-parasi-vergi-ve-sgk-priminden-istisna-midir/#respond Mon, 29 Jan 2024 19:59:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148992 Çalışanların ofise gelmeleri için İstanbul Kart’a yol yüklemeler yapılmaktadır. Bu kapsamda yol yardımı niteliğinde İstanbul Kart’a yüklenen tutarlar SGK primine tabii midir?

2024 Yılı için günlük yemek parası istisna tutarı 170 liraya, 56 lira olan yol (bilet veya elektron bilet) istisna tutarı da 88 liraya çıktı. 

Çalışanların toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri (7194 sayılı kanunun 11 inci maddesiyle eklenen parantez içi hüküm; Yürürlük: 01.01.2020) (İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 2024 yılı için 88 Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması hâlinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.);”

Yol bedeli ücret bordrosuna eklenir.

Çalışılan gün sayısı x 88 TL tutarı gelir vergisi matrahından indirilir.

88 TL’nin üstünde ödeme yapılması halinde GV kesintisi yapılır.

Yol bedelinin bilet, elektronik bilet vb. şeklinde verilmesi halinde istisna uygulanır.

Nakit yol parası için gelir vergisi ve SGK primi istisnası uygulanmaz.


Mükelleflerin/işverenlerin ve meslek mensuplarımızın sıkça sordukları, bazen ayrımının yapılmasının zor olduğu yolluk ve yol paralarının sigorta primine tabi tutulup tutulmayacağı ile ilgili olarak SGK, 2020/20 sayılı genelgede açıklama yapmıştır.

6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun 3’üncü maddesinde belirtilen yol masrafı, sigortalının görevli bulunduğu yerden geçici bir görevle başka yerlere gönderilmesi veya görev yerinin değiştirilmesi dolayısıyla yol masrafı, gündelik (yevmiye), yer değiştirme masrafı olarak duruma bağlı yapılan ödemelerdir.

Genelgeye göre yolluk kavramının içeriği itibariyle bir belgeyle kanıtlanması gerekmektedir. (Bir görevlendirme yapılmışsa görevlendirme belgesi, bir ilden bir ile taşınma olmuşsa görevlendirme belgesi ve taşıma belgesi vs. gibi).

Bu bakımdan, sigortalılara bireysel iş sözleşmesine veya toplu sözleşmeye dayanılarak ve işveren tarafından sigortalının geçici bir görevle başka yere gönderilmesi veya görev yerini
değiştirmesi dolayısıyla verilen ve yolluk kavramına giren ödemeler prime esas kazanca dahil edilmeyecek dolayısıyla sigorta primine tabi tutulmayacaktır.

Yol yardımı ya da yol parası ise sigortalıya işe gidip gelebilmesinde destek olarak verilen ek bir ödeme olup; söz konusu ödemenin 5510 sayılı Kanunun 80’inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtildiği şekilde “(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur.” hükmü gereği prime esas kazanca dahil edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda işe gelip gitmek amacıyla sigortalıya ödenen yol parası ödemelerinin tamamı prime esas kazanca dahil edilecektir.

Yol parası ile yolluk kavramını ayırt etmek bazen zor olabilmektedir. Genel itibariyle yol parası ödemeleri devamlılık arz eden ödemeler olup, yolluklar ise ayda veya yılda birkaç kez yapılan ödemelerdir.

İlgili mevzuat bölümünde belirtilen genel hükmüne göre, sigortalıya yapılan bir ödemenin görev yolluğu mahiyetinde olduğunun belge ile kanıtlanması gerektiğinden, bu durumu ispatlayacak görev yolluğu ile ilgili evrakların işveren tarafından muhafaza edilmesi ve SGK tarafından istenildiğinde ibraz edilmesi gerekmektedir.


SGK Primine Tabi Olan – Olmayan Kazançlar

A-Prime Esas Kazançlar

1- Asıl Ücretler

2- Ödeme Şekil ve Zamanına Göre Ücret Çeşitleri

3- Ücretin Eklentileri

4- İdare veya Kaza Mercilerince Verilen Karar Gereğince Yapılan Ödemeler

5- Diğer Ödemeler

6- Sigortalılara İstirahatlı İken Ödenen Ücretler

7- Yıllık İzin Ücretleri

8- İzin Harçlığı

B-Prime Esas Olmayan Kazançlar

1- Yolluklar

2- Ölüm, Doğum ve Evlenme Yardımları

3- Aynî Yardımlar

4- Kasa tazminatı veya iş riski zamları

5- Kıdem Tazminatı

6- İhbar Tazminatı

7- Avans Olarak Ödenen Ücretler

8-4857 Sayılı İş Kanununun 21 inci Maddesine Göre Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonucunda,  Ödenmesine Karar verilen Ödemeler

VI- SİGORTA PRİMİNE ESAS OLAN VE OLMAYAN KAZANÇLAR (AÇIKLAMALAR)

A- Prime Esas Kazançlar

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 nci maddesinin birinci fıkrasında, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki çeşitli istihkakların prime esas tutulacağı belirtilmiştir.

Prime esas bazı kazançların nitelikleri ve çeşitleri aşağıda açıklanmıştır.

1- Asıl Ücretler

İş Kanununa göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden ödenen meblâğı kapsar.

Hizmetin karşılığı olan ücret, para veya ayn  olarak sağlanan menfaatlerdir. Ücretin ayn olarak verilmesi halinde bunun para ile temsil edilebilir bir menfaat olması ve akitten veya Kanundan doğması gerekir.

Fazla mesai ücreti, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri, ek görev ücreti de asıl ücrete dahildir.

77 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ücretlerin brüt toplamı hak edildikleri aylar itibariyle prime tâbi tutulacaktır. Yani, prime tâbi tutulabilmesi için ücretin ödenmesi şartı yoktur.

2- Ödeme Şekil ve Zamanına Göre Ücret Çeşitleri

a) Zaman Birimine Göre Ücret

Ücret, belirli zaman birimleri içerisinde yapılan hizmetin karşılığı ise, zaman esasına göre bir ücret kararlaştırılmış demektir. Saat başına, gündelik, haftalık, aylık ücret gibi.

b) İşbirimi Esasına Göre Ücret

İşçi tarafından yapılacak işin beher parçasına veya kilosuna veya metrekaresine veya metreküpüne göre bir ücret kararlaştırılmış ise, iş birimine göre bir ücret bahis konusu demektir.

c) Götürü Ücret

Götürü ücret, bitirilmesi gerekli  bir işin sonucuna göre hesaplanan bir ücret şeklidir. Uygulamada birim tespitinin güç olduğu veya seri olarak yapılması mümkün olmayan veya genellikle devamlılık göstermeyip bir süre sonra bitecek olan işlerde işin sonucuna göre ücretin kararlaştırılması halinde götürü toptan ücretten söz edilir.

d) Belirsiz Zaman ve Miktar Üzerinden Ödenen Ücretler

Kârdan Hisse Şeklinde Ödenen Ücret

Ücretin, işçinin daha verimli çalışmasını sağlamak için kârdan hisse şeklinde karşılanması halinde, kâra iştirak şeklinde bir ücret alması ile kâr ortaklığı halinin karıştırılmaması gerekir. Hizmetini işverene kârdan hisse alarak tahsis eden kimse, işi işverenin emir ve talimatı altında yürütüyorsa hizmet akdi söz konusu olur. Şayet iş sahibi ile arasında hem kâra, hem zarara katılma şeklinde bir ilişki mevcutsa bu taktirde ortaklık sözleşmesi var demektir.

Komisyon Ücreti

Uygulamada bazı işçilere yaptıkları veya yapılmasına aracı oldukları işlerin değeri üzerinden genellikle bir yüzde oranı tespit edilerek ücret ödendiği görülmektedir. (Örneğin, bir tezgâhtarın sattığı malların satış değeri üzerinden % 3 tutarında bir ücret alması veya bir doktorun poliklinikte muayene ettiği her hasta başına vizite ücreti tutarının belli bir yüzdesini ücret olarak alması gibi.)

Komisyon ücreti veya kâra katılma gibi belirsiz zaman ve miktar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları 506 sayılı Kanunun 77 inci maddesinin dördüncü fıkrasına istinaden Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmektedir.

Günlük,haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmış olmayıp da, komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman ve miktar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabı, 506 sayılı Kanunun değişik 78 inci maddesine göre tespit edilen prime esas günlük kazancın alt sınırı üzerinden yapılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununa göre 16 yaşından büyükler için belirlenen günlük asgarî ücretler ile 16 yaşından küçükler için belirlenen günlük asgarî ücretlerin 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesine göre tespit edilen prime esas günlük kazancın alt sınırının üstünde olması halinde, prim ve ödenekler bu ücretler üzerinden hesaplanacaktır. (16-57 Ek genelge)

Diğer taraftan, 77. maddenin beşinci fıkrasında, “Şu kadar ki, sigortalının ayrıca belirli bir kazancı varsa, bu takdirde prim ve ödeneklerin hesabında esas tutulacak günlük kazancı, yukarıdaki fıkraya göre hesap edilecek günlük kazancına belirli kazancı üzerinden  hesaplanacak günlük kazancın ilavesi suretiyle bulunur” hükmü yer almış bulunduğundan, komisyon ücreti veya kârdan hisse şeklinde ücret alan sigortalı aynı zamanda aylık belirli bir ücret de alıyorsa, sigorta primlerine esas günlük kazancı, Bakanlar Kurulunca tespit edilmiş olan günlük kazancın üstüne ayrıca aldığı günlük kazancın da ilavesi suretiyle bulunacak ve sigorta primlerinin hesabında bu günlük kazanç esas alınacaktır.

3- Ücretin Eklentileri

Sigortalılara asıl ücretlerinden başka prim, ikramiye gibi çeşitli isimlerle yapılan ödemelerin brüt toplamının, ödendiği ay itibariyle prime esas tutulacağı 77.  maddenin 1/b fıkrasının hükmü icabıdır. Bu nitelikteki ödemeler aşağıda belirtilmiştir.

a) Primler (Çalışma, Satış, Devamlılık, İstihsal Primi, İdareci Primi)

Uygulamada bir çok işyerlerinde üretimi arttırmak ve çalışanları teşvik etmek amacıyla  çeşitli isim ve şekillerde primler ödenmektedir. Bunlar ferdî veya toplu iş sözleşmesinden doğduğu gibi işveren tarafından sözleşme dışı bir şekilde de ödenmiş olabilir. Söz konusu primler, ödendiği ayın kazancına dahil edilerek prime tabi tutulacaktır.

b) İkramiye (Bayram İkramiyesi, Yılbaşı İkramiyesi, Temettü İkramiyesi )

İşçilere geçmiş hizmetlerini ödüllendirmek ve gelecekteki hizmetlerini özendirmek amacıyla çeşitli zaman ve vesilelerle ikramiye adı altında yapılan ödemelerde prime esas tutulacaktır.

Ödenmesi Kanundan veya sözleşmelerden doğan ikramiyeler, sigortalının hizmet akdinin son bulmasından evvel ödenmesi şartıyla prime tâbi tutulacaktır.

Kamu kesiminde çalışan işçilere, 6772 sayılı “Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun” a istinaden ikramiye ödenmektedir.

Anılan Kanunun 1. maddesi kapsamına giren daire ve müesseseler tarafından ödenen ikramiyelerden birisinin, bu kanuna göre ödendiğinin kabulü ile sigorta primine tâbi tutulmaması gerekir.

İkinci ikramiye ise, 6772 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükmü gereğince, Bakanlar Kurulu kararına istinat ediyorsa, bu da sigorta primine tâbi olmayacaktır.

Buna karşılık, ikinci ikramiyenin, Bakanlar Kurulu kararına istinaden değil de, toplu sözleşme, prim talimatı veya yönetim kurulu kararı vb. gereğince ödenmesi halinde  sigorta primlerine tâbi tutulacaktır.

Diğer taraftan, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanuna 2448 sayılı Kanunla eklenen “ Ek Madde 1” de “bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını, (haftalık ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir” hükmü yer almıştır.

6772 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ilave tediyelerden sigorta primlerinin kesilmeyeceği hükme bağlanmış olduğu halde, 2448 sayılı Kanunda ödenecek iki ikramiyeden sigorta primi kesilmeyeceği yolunda bir hüküm bulunmadığından, bu Kanuna istinaden ve toplu sözleşme gereğince ödenmesi gereken iki ikramiyeden sigorta primi kesilmesi gerekmektedir. Yani 6772 sayılı Kanuna göre ödenen 52 yevmiye tutarı prime tâbi değil, 2448 sayılı Kanuna göre ödenen 60 yevmiye tutarı ise prime tâbi olmaktadır.

-Jübile İkramiyesi

Belli bir hizmet yılını doldurup, işyerinden ayrılmış sigortalılara jübile ikramiyesi adı altında yapılan ödemeler, tazminat mahiyetinde olduğundan ve özellikle bu kabil ödemeler sigortalılığın sona ermesinden sonra yapıldığından prime tâbi tutulmaması gerekmektedir.

Mesleki Eğitim Gören Öğrencilere Ödenen İkramiyeler

3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu kapsamına giren işletmelerde meslekî eğitim gören öğrencilere işyeri sahipleri tarafından ödenecek olan ikramiyelerin, bu öğrencilerin sigorta primlerinin söz konusu Kanunun 25 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kendilerine ödenmesi gereken asgari ücretin % 50 si üzerinden hesaplanması gerektiğinden sigorta priminin hesabında nazara alınmaması gerekmektedir.

c) Hakkı Huzurlar (Toplantı Parası)

Uygulamada bazı görevlerin komisyon, komite, Yönetim kurulu gibi organların toplantılarına katılmak suretiyle yapıldığı ve katılanlara toplantı veya saat başına hakkı huzur adı altında para ödendiği görülmektedir. Bu gibi görevler genellikle seçimle gelenler tarafından yapıldığı ve sigortalı sayılmadıkları için hakkı huzur alanların durumlarının buna göre incelenmesi ve sigortalı addedilmeleri gerektiği anlaşıldığı takdirde, hakkı huzurun ücret vasfı taşıdığı nazara alınarak prime tâbi tutulması sigortalı değiller ise prime tabi tutulmaması gerekir.

d) Eleman Teminindeki Güçlük Zammı, Kıdem Zammı

İşverenler tarafından mesleğin özelliği göz önünde bulundurularak bazı personele “eleman teminindeki güçlük zammı”, bazı personele de kıdemlerine ve gündeliklerine eklenmek suretiyle “kıdem zammı” adı altında para ödenmekte olduğundan, bunların ücret niteliğinde kabul edilerek sigorta primine tâbi tutulması gerekmektedir.

4-İdare veya Kaza Mercilerince Verilen Karar Gereğince Yapılan Ödemeler

Sigortalılara, toplu sözleşme hükümleri uyarınca ödenen prim,ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan, ödendiği ayın kazancına dahil edilerek sigorta primi kesilecektir.

Kendisine 506 sayılı Kanunun 77. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen prim, ikramiye ve bu nitelikte bir istihkak ödenen sigortalının ödemenin yapıldığı ayda fiilen çalıştığı ve ücret aldığı gün sayısının çeşitli nedenlerle 30 günden az olması halinde o ay içindeki toplam kazancı, ücret aldığı gün sayısına bölünerek, Kanunun değişik 78 nci maddesine göre tespit edilmiş olan asgari ve azami kazanç sınırları da göz önüne alınmak suretiyle prime tâbi tutulacaktır.

5- Diğer Ödemeler

Bazı işverenlerce sigortalılara; toplu iş sözleşmesi uyarınca kararlaştırılmış olup olmadığı üzerinde durulmaksızın makam tazminatı, ek tazminat, yakacak, aydınlatma,temizleme, mesken (konut) veya sağlık yardımı, okul, tahsil yahut öğrenim parası, taşıt veya vasıta ücreti, tabii afet yardımı, askerlik yardımı ve dinlenme parası adı altında ödeme yapıldığına rastlanıldığından, kanundaki istisnalar arasında sayılmamış olan bu ve benzer nitelikteki tüm nakit ödemelerin sigorta primlerine tabi tutulması gerekmektedir.

6- Sigortalılara İstirahatlı İken Ödenen Ücretler

Kurumumuzdan geçici işgöremezlik ödeneği alan sigortalılara istirahatlı bulundukları devrede kendilerine Kurumca  ödenen geçici işgöremezlik ödeneği ile o devredeki kazancı arasındaki fark ücretlerin veya bu devrede Kurumumuzca ödenen geçici işgöremezlik ödeneği nazara alınmadan işverenlerce tam olarak ödenen ücretlerin bundan böyle Tüzük, Yönetmelik, Toplu Sözleşme gibi genel düzenleyici tasarruflara dayanarak veya işverence atıfet kabilinden ödenmiş olmasına bakılmaksızın 506 sayılı Kanunun 77 inci maddesinin (a) fıkrası kapsamında  mütalaâ edilerek prime tâbi tutulması, bu fark ücretlerin prime esas asgari günlük kazancın altında kalması halinde, 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesi gereğince prime esas asgari günlük kazanca  tamamlanmak suretiyle iş kazaları ve meslek hastalıkları sigortası primi de dahil olmak üzere prime tâbi tutulması ve bu primlerin ilişkin olduğu sürenin, aylık prim ve hizmet belgesinde gün sayılı olarak gösterilmesi gerekmektedir.

7- Yıllık İzin Ücretleri

4857 sayılı İş Kanunu gereğince hak edilen yıllık izin ücretleri, 506 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin (a) fıkrası kapsamına giren ücretler meyanında bulunduğundan,

a)Sigortalıların hak kazanıp da kullanmamış oldukları izin süresine ait ücretlerin, 4857 sayılı İş Kanununa göre, akdin feshedilmesi halinde ödenmesinin zorunlu olduğu, dolayısıyla akdin feshinde hak edildiği nazara alınarak, sigortalılara ödendiği ayın kazancına dahil edilmek suretiyle sigorta primlerine tâbi tutulacaktır.

b)İş Kanununda akdin feshinde, sadece kullanılmayan yıllık izine ait ücretin ödenmesi öngörülmüş olup,  izin kullandırılacağına dair bir açıklık bulunmadığı ve izin ücretinin ödenmesi prim ödeme gün sayısında bir artışı doğurmadığı için, izin ücreti için aylık prim ve hizmet belgelerinde ayrıca bir süre gösterilmeyecek, ancak,sigorta primine esas günlük kazanç, o ay içinde ücret alınan gün sayısı nazara alınarak hesaplanacaktır.

c)İzin ücretinin akdin feshinden sonra ödenmesi halinde ise, izin ücretine akdin feshinde hak kazanılmış olduğundan,akdin feshedildiği ayın kazancına dahil edilerek ve ek prim belgesi düzenlenmek suretiyle sigorta primi kesilecektir.

Diğer taraftan, 4857 sayılı İş Kanununda, sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler üzerinden işkazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin,Sosyal Sigortalar Kanunundaki esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler yönünden ödenmesine devam olunacağı belirtilmiş bulunmaktadır.

Bu hükme göre, yıllık izin ücretlerinden, işkazaları ile meslek hastalıkları sigortası primi kesilmeyecek, ancak, diğer sigorta kollarına ait primler kesilecektir.

8- İzin Harçlığı

Sigortalılara, toplu is sözleşmeleri gereğince ölüm, doğum ve evlenme  gibi hallerde verilen izinler dolayısıyla ödenen ücretler ile yıllık ücretli izinlerde izin ücretinden ayrı olarak “izin harçlığı” veya benzer isimler altında ödenen paraların, bahis konusu izinler 4857 sayılı İş Kanununda öngörülen yıllık izin mahiyetinde sayılmadığı, keza izin harçlığı da yıllık izin ücreti niteliğinde olmadığı gibi izin ücretinden ayrı olarak da ödendiği için, iş kazalarıyla meslek hastalıkları priminden istisna edilmemesi gerekmektedir.

B- Prime Esas Olmayan Kazançlar

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 4958 sayılı Kanunla değişik  77 nci maddesinin ikinci fıkrasında, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek,çocuk ve aile zamlarının sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmayacağı, bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak Bakanlığımızca hazırlanan “Sigorta Primlerinin Hesabına Esas Tutulacak Kazançların Aylık Tutarının Tespitinde Nazara Alınmayacak Olan Yemek Parası ile Çocuk ve Aile Zamlarının Günlük ve Aylık Tutarlarının Tespitine ilişkin Tebliğ” ile, 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere sigortalılara yemek parası, çocuk ve aile zamları adı altında yapılan ödemelerin sigorta primlerinden istisna tutulacak miktarları belirlenmiş bulunmaktadır.

Bu tebliğe göre sigortalılara;

Yemek parası olarak yapılan ödemelerin, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi şartıyla fiilen çalışılan gün sayısı dikkate alınarak 16 yaşından büyükler için her yıl belirlenen günlük asgari ücretin %6’sının yemek parası verilecek gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktarının,

Çocuk zammı olarak yapılan ödemelerden; iki çocuğa kadar ( iki çocuk dahil ) çocukların 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olmaları şartıyla veya çalışamayacak durumda malul bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan erkek çocukları ile yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukları için, sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın iki çocuğu geçmemek kaydıyla çocuk başına her yıl 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin %2’si oranındaki tutarının,

Aile zammı olarak yapılan ödemelerin; sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın, sigortalının eşinin her hangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışmaması ve buralardan gelir veya aylık almaması kaydıyla, her yıl 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin % 10’u oranındaki tutarının,

Aylık sigorta primine esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmaması uygun görülmüştür.

Uygulamaya ilişkin diğer hususlar Kurum web sitesinde de yayımlanmış olan 16.02.2004 tarihli, 16-310 Ek sayılı Genelgede ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

1- Yolluklar

İşverenlerin sigortalılar için ödediği yollukların neleri kapsadığı konusunda  6245 sayılı Harcırah Kanunu ile memurlara tanınan haklar esas alınacaktır.Adı geçen Kanunda harcırah kavramının; yol parasını, yevmiyeyi, memurun ve aile fertlerinin yer değiştirme masraflarını kapsadığı ifade edilmiştir. Bu itibarla sigortalılar için bu konuda yapılan ödemelerle ve aynı nitelikte olanlar yolluktan sayılacaktır.

Bu durumda sigortalılara ferdî hizmet sözleşmesine veya toplu sözleşmeye dayanılarak ve işveren tarafından sigortalının geçici bir görevle başka yere gönderilmesi veya görev yerini değiştirmesi dolayısıyla verilen ve yolluk kavramına giren her türlü ödemeler, belge ile kanıtlanması kaydıyla miktarı ne olursa olsun, prime esas kazançlar dışında tutulacaktır.

2- Ölüm, Doğum ve Evlenme Yardımları

Ölüm, doğum ve evlenme hallerinde yapılan yardımlar Kanunda primden istisna edilmiştir. Ayrıca, sözleşmeler ile evli işçilere her ay “evlenme zammı” adı altında yapılan ödemelerin aile zammı niteliğinde olması dolayısıyla bunlar da prime tâbi kazançlardan sayılmayacaktır.

3- Aynî Yardımlar

Sosyal Sigortalar Kanununun 77 nci maddesinde, sigortalılara yapılan aynî yardımlar sigorta primine esas tutulmayan istisnalar arasında sayılmıştır.

Buna göre, sigortalılara, un, şeker, yağ, ayakkabı gibi mal olarak verilen yardımlar  sigorta primlerine tâbi tutulmayacaktır.

4- Kasa tazminatı veya iş riski zamları

İşyerlerinde para veya kıymetli evrak veyahut da eşya muhafazası ile görevli bulunanlara işverenler tarafından ödenen kasa tazminatları, muhtemel açıkları kapatmak maksadıyla verildiğinden, bunların ücret niteliğinde sayılmaması, dolayısıyla sigorta priminden istisna  edilmesi gerekmektedir.

5- Kıdem Tazminatı

İş Kanununa göre, iş akdinin feshi veya sair sebeplerle işten ayrılan işçilere işverenler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere ödenen kıdem tazminatının, niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmadığı gibi, esasen işten ayrılan sigortalının o andan itibaren sigortalılık vasfı da kalmadığından sigorta primine matrah teşkil etmemesi gerekmektedir.

6- İhbar Tazminatı

İşveren tarafından ihbar önellerine riayet edilmeksizin işçinin işine son verilmesi halinde, ihbar önellerine ait ücret tutarlarının tazminat olarak ödenmesi, İş Kanunu gereğidir. Bu durumda işçinin işyeri ile olan hukukî ilişkisi iş akdinin feshi ile sona erdiğinden, ödenen paralar işçiyi himaye gayesine yönelik bir tazminat olup, ücret niteliğinde bulunmadığından, bu nitelikte olan ihbar tazminatı ise sigorta primine tabi olmayacaktır.

7- Avans Olarak Ödenen Ücretler

Hak edilmemiş bir ücretin ileride hak edildiği zaman mahsubu yapılmak üzere ödenilmesi halinde avanstan söz edilir.Avans almış olan bir sigortalı, aldığı avansı karşılayacak bir süre çalışmadan herhangi bir suretle işten ayrılabilir. Bu takdirde, avans sigortalının şahsî borcu durumuna geçecektir. Esasen kanun hak edilen ücretlerden prim alınacağını hükme bağlamıştır. Bu itibarla, avans, hakedilmiş bir ücret olmaması nedeniyle prime tâbi tutulmayacaktır.

8- 4857 Sayılı İş Kanununun 21 inci Maddesine Göre Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonucunda, Ödenmesine Karar verilen Ödemeler

4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkeme veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunda olduğu, işverenin başvuruda bulunan işçiyi işe başlatmaması halinde, işçiye en az dört ay en çok sekiz aylık ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu, 2 nci fıkrasında; mahkemenin feshin geçersizliğine karar verirken, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirleyeceği;

Yine aynı maddenin dördüncü fıkrasında, işçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ve kıdem tazminatı miktarının yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edileceği, işe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin olarak ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ve hakedilip verilmeyen kıdem tazminatının bu sürelere ait ücret tutarının ayrıca ödeneceği,

öngörülmüştür.

İşçiyi başvurusu halinde bir ay içinde işe başlatmayan işverence işçiye ödenen ve mahkeme veya özel hakemce belirlenen en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki tazminatın, her ne kadar, 506 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca prime tabi tutulması gerektiği düşünülebilinirse de, yapılacak ödemenin, niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmaması, esasen işe başlatılmayan sigortalının, başlatılmama nedeniyle sigortalılık vasfının da kalmaması, ödenecek paralar işçiyi himaye gayesine ve işverene işe başlatmama nedeniyle verilen medeni ceza niteliğinde olması nedenleriyle anılan tazminatın prime tabi tutulmaması gerekmektedir.

Feshin geçersizliğine dair mahkeme veya hakem kararının kesinleştirilmesine kadar işçiye çalıştırılmadığı süre içinde en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların işverenin işçiyi işe başlatması veya başlatmamasına bakılmaksızın ödeneceğinden, bu düzenleme ile, feshin geçersizliğine dair karar alan işçiyi, işe başlatıp başlatmama konusunda işverene verdiği inisiyatife karşılık işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesini hüküm altına alarak korumuş, sözleşmenin feshi tarihini, en çok dört aya kadar ileri bir tarihe atmış bulunmaktadır.

Buna göre, işe başlatılsın veya başlatılmasın işçiye çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarından prim alınması ve bu sürelerin hizmetten sayılması gerekmektedir.

Öte yandan, işçi işe başlatıldığında, eğer bildirim süresine ait (ihbar) ücreti ile kıdem tazminatı peşin olarak ödenmiş ise, işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edileceğinden, ancak, 506 sayılı Kanunun 77 nci maddesi uyarınca bildirim süresine ait ihbar ve kıdem tazminatı prime tabi tutulmadığından, işe başlatması halinde işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer hakların mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulması ve bu sürelerin hizmetinden sayılması gerekmektedir.

İşe başlatılmayan ve bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine  ait ücreti peşin ödenmemiş işçiye, bu sürelere ait olarak ödenen ücret, ihbar tazminatı niteliğinde olduğundan, bu şekilde ödenen bildirim süresine ait ücretin ise prime tabi tutulmaması ve hizmetinden de sayılmaması gerekmektedir.

Sonuç olarak 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi uyarınca işçiye ödenecek olan en çok 4 aya kadar ücret ve diğer alacaklarından (haklarından) prim alınması ve bu sürelerin hizmetten sayılması gerekmektedir.

SIRA NO PRİME TABİ OLAN ve OLMAYAN KAZANÇLAR PRİME TABİ / DEĞİL (+ / -) HANGİ AYDA PRİME

TABİ TUTULDUĞU

1 Asıl Ücret + Hak Edilen Ay
2 Ödeme şekil ve zamanına göre ücret çeşitleri    
    a) Zaman birimine göre ücret + Hak Edilen Ay
  aa) Hafta tatili ücreti + Hak Edilen Ay
  ab) Ulusal Bayram-Genel tatil ücreti + Hak Edilen Ay
  ac) Fazla çalışma- Fazla Mesai ücreti + Hak Edilen Ay
  ad) Yıllık ücretli izin ücreti + Hak Edilen Ay
  ae) Cumartesi günü ücreti + Hak Edilen Ay
   b) İşbirimi esasına göre ücret + Hak Edilen Ay
  ba) Yüzde usulüyle alınan ücret + Hak Edilen Ay
  bb) Profesyonel futbolcuya ödenen ücret + Hak Edilen Ay
  bc) Transfer ücreti + Hak Edilen Ay
  bd) Transfer verimi ücreti + Hak Edilen Ay
    c) Götürü ücret + Hak Edilen Ay
    d) Belirsiz zaman ve miktar üzerinden ödenen ücret + Hak Edilen Ay
  da) Hazırlama ücreti + Hak Edilen Ay
  db) Tamamlama ücreti + Hak Edilen Ay
  dc) Temizleme ücreti + Hak Edilen Ay
  – Kardan hisse şeklinde ödenen ücret + Hak Edilen Ay
  – Komisyon ücreti + Hak Edilen Ay
3 Ücretin eklentileri    
  a) Primler + Ödendiği Ay
  aa) Yıpranma tazminatı, + Ödendiği Ay
  ab) Özel hizmet tazminatı, + Ödendiği Ay
  ac) Yabancı dil tazminatı + Ödendiği Ay
  ad) Vardiya ve ağır vasıta tazminatı, + Ödendiği Ay
  ae) İmza zorunluluğu tazminatı + Ödendiği Ay
  af) Seyyar görev tazminatı, ————–
  ag) Tabii afet yardımı + Ödendiği Ay
  ah) Nakit ödenen kira yardımı, + Ödendiği Ay
  aı) Nakit ödenen giyecek yardımı + Ödendiği Ay
  ai) Nakit ödenen yakacak yardımı, + Ödendiği Ay
  aj) Askerlik yardımı + Ödendiği Ay
  ak) Sünnet yardımı, + Ödendiği Ay
  al) Nakit ödenen taşıt yardımı + Ödendiği Ay
  am) Nakit ödenen ısıtma yardımı, + Ödendiği Ay
  an) Nakit ödenen elbise dikiş bedeli, + Ödendiği Ay
  ao) Nakit ödenen ayakkabı bedeli + Ödendiği Ay
  aö) Ek tazminat, + Ödendiği Ay
  ap) Yılbaşı parası, + Ödendiği Ay
  ar) Kreş ücreti  (TIKLAYINIZ)  
  as) Makam tazminatı, + Ödendiği Ay
  aş) İş riski zammı + Ödendiği Ay
  at) Bayram harçlığı + Ödendiği Ay
  b) İkramiye + Ödendiği Ay
  ba) Bayram ikramiyesi + Ödendiği Ay
  bb) Yılbaşı ikramiyesi + Ödendiği Ay
  bc) 6772 Sayılı Kanun gereğince ödenen ikramiye (2.ikramiye hariç)  
  bd) 6772 sayılı Kanun gereğince Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak ödenen ikramiye  
  be) 2448 sayılı Kanun gereğince ödenen ikramiye + Ödendiği Ay
  –Jübile ikramiyesi  
  –Mesleki eğitim gören öğrencilere ödenen ikramiye  
  c) Hakkı huzurlar (toplantı parası)sigortalı ise + Ödendiği Ay
  d) Eleman teminindeki güçlük zammı, kıdem zammı + Ödendiği Ay
4 İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince yapılan ödemeler + Ödendiği Ay
  a) Ücret niteliğinde olanlar + Hak Edilen Ay
  b) Ücretin eklentileri niteliğinde olanlar + Ödendiği Ay
5 Diğer ödemeler + Ödendiği Ay
6 Sigortalılara istirahatli iken ödenen ücretler + Hak Edilen Ay
7 Yıllık izin ücretleri + Ödendiği Ay
8 İzin harçlığı (işkazası ve meslek hastalığı hariç) + Ödendiği Ay
9 Yolluklar  
  a) Personelin toplu halde işe gidip gelmesinde servis sağlanması  
  b) Personelin evinden işe gelip gitmesi için abonman bileti verilmesi (belgelenmesi koşulu ile)  
  c) Harcırahlar  
10 Çocuk zammı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek miktarı aşmamak üzere)  —-
11 Aile zammı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek miktarı aşmamak üzere)  —–
12 Yemek Parası (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek miktarı aşmamak üzere)  ——-
    a) İşyerinde personeline yedirilen yemek, yoğurt v.b.  
13 Ölüm yardımı  
14 Doğum yardımı  
15 Evlenme yardımı  
16 Ayni yardımlar  
  a) Ayni konut tahsisi  
  b) İşyerinde kullanılmak üzere havlu, sabun v.b.  
17 Geri ödemeli ücret avansları  
18 Kıdem tazminatı

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/istanbul-karta-yuklenen-yol-parasi-vergi-ve-sgk-priminden-istisna-midir/feed/ 0
Belediyeye bağışlanmak üzere alınan çöp kamyonunun KDV’si indirim konusu yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/belediyeye-bagislanmak-uzere-alinan-cop-kamyonunun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/belediyeye-bagislanmak-uzere-alinan-cop-kamyonunun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Thu, 30 Mar 2023 07:05:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140873 Defterine bakmış olduğum bir firma var ve bu firma bir belediyeye bağışlanmak üzere çöp kamyonu satın almıştır. Bu taşıtın alımında yüklenen KDV’yi indirim hesaplarımıza alabilir miyiz? Belediye’ye bu taşıtı hibe şeklinde vereceğimizden dolayı fatura düzenlememiz gerekir mi? Bu faturada 391 Hesaplanan KDV gösterilecek mi?

Yapılan araç bağışı için fatura düzenlenir. Yapılan bağış KKEG yazılır.

KKEG geçici vergi ve yıllık beyannamede matraha ilave edilir.

KV matrahı var ise KVK 10(1) c maddesine göre;
“””c) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı”” indirilir.

Buna göre, Şirketinizce Belediyeye bağışlanacak taşıtın teslimi KDV Kanununun 17/2-b maddesine göre vergiden istisnadır.
Söz konusu teslimle ilgili olarak yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

30/a maddesinde ise vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ile ilgili alış vesikalarında gösterilen KDV’nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemez. İndirilmiş ise ilave KDV olarak beyan edilir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/belediyeye-bagislanmak-uzere-alinan-cop-kamyonunun-kdvsi-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Adres değişikliği sonrası önceki vergi dairesinde devam eden KDV iade işlemleri eski vergi dairesinden devam edecektir https://www.muhasebenews.com/adres-degisikligi-sonrasi-onceki-vergi-dairesinde-devam-eden-kdv-iade-islemleri-eski-vergi-dairesinden-devam-edecektir/ https://www.muhasebenews.com/adres-degisikligi-sonrasi-onceki-vergi-dairesinde-devam-eden-kdv-iade-islemleri-eski-vergi-dairesinden-devam-edecektir/#respond Mon, 07 Nov 2022 23:16:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134261 Şirketin İş adresi değişikliği sebebiyle vergi dairesi değişecektir. Ancak ihracat dan dolayı mahsuben KDV iade alacakları bulunmaktadır. Sisteme yüklenmiş ancak sonuçlanmamış mahsuben KDV iadeleri vergi dairesi değişmesi durumunda eski sisteme yüklenen KDV iade dosyalarının durumu ne olacaktır?

İade işlemleri önceki vergi dairesince yapılır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adres-degisikligi-sonrasi-onceki-vergi-dairesinde-devam-eden-kdv-iade-islemleri-eski-vergi-dairesinden-devam-edecektir/feed/ 0
Promosyon Ürünleri, Numune ve Eşantiyonlarda KDV Uygulaması Nasıldır? https://www.muhasebenews.com/promosyon-urunleri-numune-esantiyonlarda-kdv-uygulamasi-nasildir/ https://www.muhasebenews.com/promosyon-urunleri-numune-esantiyonlarda-kdv-uygulamasi-nasildir/#respond Sat, 24 Nov 2018 09:22:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=20486 1- Promosyon olarak verilen ürünlerde KDV uygulaması nasıldır?
Ticari hayatta, ticareti yapılan mallara olan talebin artırılması amacıyla, bir takım pazarlama teknikleri geliştirilmekte, satışı yapılan malın yanında başka bir malın ayrıca bir bedel alınmaksızın verilmesi de sıkça karşılaşılan bir pazarlama tekniği olarak ortaya çıkmaktadır.

Bir malın tasarruf hakkının malik veya adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devri olarak tanımlanan teslim hükümleri çerçevesinde ticari bir işletmenin yaptığı bedelsiz teslimler de KDV’ye konu olmaktadır.

Ancak, firmaların iktisadi faaliyetini genişletme, emsal işletmelerle rekabet edebilme, üretim veya satışını yaptıkları mallara olan talebi koruma veya artırma amacıyla bir malın yanında başka bir mal verilmesi şeklinde gerçekleşen işlemlerde, promosyon (özendirme) ürünü açısından bir bedelsiz teslim söz konusu olmaz Zira, firmanın genişleyen faaliyetiyle bağlantılı olarak işletmede yaratılan katma değer artar.

Nitekim piyasadan satın alınan veya ithal edilen malların promosyon (özendirme) ürünü olarak müşterilere verilmesi, mükellefler açısından pazarlama gideri niteliğini taşıdığından, bu malların alış bedelleri gider olarak kaydedilebilir.

Dolayısıyla, firmanın yarattığı katma değer içerisinde vergilenen promosyon (özendirme) mallarının müşterilere verilmesi sırasında KDV hesaplanmasına gerek bulunmayıp, bu ürünler için yüklenilen KDV ise indirim konusu yapılabilir.

Bu durum, KDV sistemindeki farklı oran uygulaması nedeniyle bazı sorunlara neden olmakta ve düşük oranda vergiye tabi bir malın yanında yüksek oranda vergiye tabi bir malın promosyon ürünü olarak verildiği hallerde, promosyon olarak verilen malların ticaretini yapan firmalar açısından haksız rekabet sorunu ortaya çıkmaktadır.

3065 sayılı Kanunun (29/4) üncü maddesi ile vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak giderme ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.

Bu yetki çerçevesinde, promosyon ürünü olarak verilen malın (aynı işletmede imal veya inşa edilenler dahil) tabi olduğu KDV oranının;
– Satışı yapılan mala ait KDV oranına eşit veya daha düşük oranda olması halinde promosyon ürünü için yüklenilen KDV’nin tamamının indirim konusu yapılması,
– Satışı yapılan malın tabi olduğu KDV oranından yüksek olması halinde ise promosyon ürünü için yüklenilen KDV’den, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmın indirim konusu yapılması, kalan kısmın gelir veya kurumlar vergisi açısından gider veya maliyet olarak dikkate alınması, uygun görülmüştür.

Her iki durumda da promosyon ürünü olarak satın alınan, ithal edilen ya da aynı işletmede imal veya inşa edilen malların; ne kadarının aynı dönemde ayrıca bir bedel tahsil edilmeksizin verileceği, ne kadarının stoklarda kalacağı bilinemediğinden bu mallara ilişkin olarak yüklenilen vergi, öncelikle “indirilecek KDV” hesabına alınır.

Birinci durumda, promosyon mallarının alımı, imal veya inşası ile her hangi bir bedel alınmaksızın müşterilere verilmesi işleminin aynı dönemde veya farklı dönemlerde gerçekleşmesi, bu mallarla ilgili olarak yüklenilip indirim konusu yapılacak KDV açısından bir önem taşımaz.

Promosyon ürününün tabi olduğu KDV oranının, satışı yapılan malın tabi olduğu orandan yüksek olduğu hallerde ise;
– Promosyon olarak verilen malların alımı, imal veya inşası ile ayrıca bir bedel tahsil edilmeksizin müşterilere verilmesi işleminin aynı dönemde gerçekleşmesi halinde, bu mallarla ilgili olarak yüklenilen ve öncelikle “indirilecek KDV” hesabına alınmış olan KDV’den, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısım dışındaki tutar, “indirilecek KDV” hesabından çıkarılarak gider hesaplarına intikal ettirilir.

– Promosyon ürününün satın alındığı ya da işletmede imal veya inşa edildiği dönemde değil de daha sonraki dönemlerde müşterilere verilmesi halinde ise bu ürünlerle ilgili olarak malların satın alındığı, imal veya inşa edildiği dönem beyannamesinde “indirilecek KDV” olarak beyan edilen tutardan, satışı yapılan malın tabi olduğu orana isabet eden kısmın düşülmesinden sonra kalan tutar, ürünlerin ayrıca bir bedel alınmaksızın teslim edildiği dönem beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilerek beyan edilir ve aynı miktar gider veya maliyet hesaplarına alınır.

Promosyon ürünü için yüklenilen vergiden indirim konusu yapılacak kısım;

Promosyon ürünü için yüklenilen vergi tutarı X Satışı yapılan malın tabi olduğu oran
Promosyon ürününün tabi olduğu oran

formülü ile hesaplanır, artan kısım gider veya maliyet olarak dikkate alınır.

Öte yandan, promosyon ürünü olarak verilen malların alışı sırasında yapılan diğer giderlere ilişkin yüklenilen KDV genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılır.

Örnek 1:
(A) gazetecilik firması, periyodik dönemler halinde veya her gün gazetenin yanında ek olarak bir dergi vermektedir.
Gazetenin satışını artırmak amacıyla ve ayrıca bir bedel alınmaksızın verilen bu dergi, işletmede yaratılan katma değerin bir unsuru niteliğinde olduğundan tesliminde ayrıca KDV hesaplanmaz. Gazete ve derginin teslimi aynı oranda KDV’ye tabi olduğundan, dergi için yüklenilen verginin tamamı indirim konusu yapılır.

Örnek 2:
Bir deterjan firması, imal ederek satışını yaptığı ürünlere olan talebi artırmak amacıyla 4 kg deterjan alan müşterisine, ayrıca bir bedel almaksızın 1 kg daha deterjan vermek suretiyle bir kampanya düzenlemiştir.
Deterjanların toplam bedeli 20 TL’dir.
Bu işlemde satışı yapılan mal 4 kg değil 5 kg deterjandır.
Dolayısıyla, satışı yapılan malın teslim bedeli olan 20 TL üzerinden KDV hesaplanması, yüklenilen KDV’nin tamamının indirim konusu yapılması gerekir.

Örnek 3:
(A) gazetecilik işletmesi, okurlarına 30 kupon karşılığında kitap vereceğini taahhüt etmiş ve Eylül/2013 döneminde (B) firmasından 80.000 adet kitap satın almıştır.
Bu alış işlemi sırasında 800.000TL mal bedeli ve 64.000TL KDV ödemiştir.

Gazete işletmesinin okurlarına vereceği kitapların bedelleri gelir ve kurumlar vergisi açısından pazarlama gideri olarak kabul edilir ve ayrıca bir bedel alınmaması koşuluyla, bu ürünlerin tesliminde KDV hesaplanmaz.

Bu işlemde satışı yapılan mal gazete olup teslimi (% 1), promosyon ürünü olarak verilen kitap ise (% 8) oranında KDV’ye tabidir.
Gazete işletmesi, promosyon mallarının alımı için yüklendiği KDV’nin tamamını öncelikle “indirilecek KDV” hesabına alır.
Promosyon mallarının tümünün aynı dönemde müşterilere verilmesi halinde, işletmenin kitaplar için yüklendiği KDV’den, sadece ana malın tabi olduğu orana (% 1) isabet eden kısmı indirim hesaplarında kalır, artan kısım gider hesaplarına alınır.

Yukarıdaki formül çerçevesinde indirim konusu yapılacak KDV;
64.000 TL x (1 : 8) = 8.000 TL olarak hesaplanır.
(64.000 – 8.000 =) 56.000 TL ise gider olarak dikkate alınabilir.

2- Eşantiyon veya Numune Malların Verilmesi Halinde KDV nasıl uygulanır?
Firmaların belirli zamanlarda, özellikle dini bayramlarda ve yılbaşlarında kendi tanıtımlarını yapmak amacıyla herhangi bir bedel almaksızın kalem, anahtarlık, ajanda, takvim ve benzeri eşya dağıtmaları geleneksel hale gelmiştir.

Ticari hayatta eşantiyon olarak adlandırılan bu ürünler, her ne kadar işletmede tüketilmemekte ise de ayni pazarlama gideri niteliğinde olduğundan, bu ürünlerin müşterilere ayrıca bir bedel alınmaksızın teslimi KDV hesaplanmasını gerektirmez.

Diğer taraftan, firmalar halen satışını yaptıkları veya piyasaya yeni çıkardıkları bir ürünün tanıtımını sağlamak amacıyla numune mallar üretmekte ve bu malları da ayrıca bir bedel tahsil etmeksizin vermektedir.
Ana malın bütün özelliklerini taşımakla birlikte, satışa konu edilemeyecek bir miktarla sınırlı olan ve üzerinde “Numunedir, parayla satılmaz, vb.” ibareleri taşıyan bu mallar da  işletmede tüketilmemekle birlikte ayni pazarlama gideri özelliğini taşıdığından, bu malların bedel alınmaksızın teslimi de eşantiyonlarda olduğu gibi KDV hesaplanmasını gerektirmez.

Bu açıklamalar çerçevesinde gerek numune, gerekse eşantiyon adı altında teslim edilen malların;
– Ticari teamüllere uygun nitelikte ve miktarda olması,
– Ayrıca bir satışa konu olmayacak şekilde verilmesi,
Hallerinde KDV hesaplanmaz.

Bu şartlara ilaveten, numune malların, firmanın unvanı ve para ile satılmayacağını belirten bir şerhi taşıması gerekir.

İşletmenin iktisadi faaliyetini yaygınlaştırmaya ve tanıtmaya yönelik olarak verilen bu mallar için yüklenilen vergiler, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılır.

Örnek 1:
Şampuan imalatı ile uğraşan (A) firması, satışını yaptığı şampuanları bir kere kullanmaya mahsus miktarlarda poşetleyerek, tüketicilerin posta kutularına koymak suretiyle dağıtmıştır.

Ayrı bir satışa konu olmayacak şekilde tüketiciye yönelik ve reklâm mahiyetinde verilen, ayrıca ambalajında numune olduğu belirtilen bu şampuanlar için KDV hesaplanmaz, bu ürünlere ilişkin yüklenilen KDV ise indirim konusu yapılır.

Örnek 2:
Bir ilaç firması, piyasaya yeni çıkaracağı bir ilacın tanıtımını sağlamak amacıyla doktorlara, üzerinde “Numunedir. Satılamaz.” ibaresi bulunan ilaçları numune olarak vermektedir. İlaç firması bu ilaçlar için KDV hesaplamaz, yüklendiği KDV ise indirim konusu yapılır.

Esasen ticari hayatta yerini bulan promosyonlar ile işletme açısından ayni pazarlama gideri niteliğinde olan eşantiyon ve numunelerin; bedel tahsil edilmeksizin müşterilere verilmesi işlemi KDV’ye tabi olmamakla birlikte, bu ürünleri bedelsiz olarak alan kişi ve kuruluşların, söz konusu malları gerçek usulde KDV mükellefi olarak ticari bir işleme konu etmeleri halinde, bu teslim işlemi KDV’ye tabi olup malın ait olduğu oran üzerinden vergi hesaplanması gerekir.

Kaynak: 3065 Sayılı KDV Kanunu – KDV Uygulama Genel Tebliği

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/promosyon-urunleri-numune-esantiyonlarda-kdv-uygulamasi-nasildir/feed/ 0