yönelik – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 06 Jul 2023 10:12:51 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Otomotiv Sektörüne Yönelik İlave Tedbirlere İlişkin Basın Açıklaması – 6.7.2023 https://www.muhasebenews.com/otomotiv-sektorune-yonelik-ilave-tedbirlere-iliskin-basin-aciklamasi-6-7-2023/ https://www.muhasebenews.com/otomotiv-sektorune-yonelik-ilave-tedbirlere-iliskin-basin-aciklamasi-6-7-2023/#respond Thu, 06 Jul 2023 10:12:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144157

Otomotiv Sektörüne Yönelik İlave Tedbirlere İlişkin Basın Açıklaması

06 Temmuz 2023

Otomotiv sektöründe son dönemlerde arz talep dengesini bozacak şekilde oluşan stokçuluk ve haksız uygulamaların ve bunlarla bağlantılı fahiş fiyat artışlarının önüne geçmek, sektörde rekabetçi, adil ve istikrarlı bir piyasa yapısını yeniden tesis ederek, motorlu kara taşıtı alım satımında etkinliği sağlamak için çalışmalarımıza titizlikle devam edilmektedir. Bakanlığımızca otomotiv sektöründe gerçekleşen stokçuluk eylemleri ve fahiş fiyat uygulamalarıyla mücadele kapsamında, tüketici mağduriyetlerine sebep olan uygulamaları ortadan kaldırmak adına ilave tedbirlerin uygulamaya alınmasına karar verilmiştir.

Bu kapsamda, İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte değişikliğe gidilerek, ikinci el motorlu kara taşıtlarının üretici veya distribütör tarafından tavsiye edilen güncel satış fiyatının üzerinde bir fiyattan ilan yoluyla pazarlanmasına 1 Ocak 2024 tarihine kadar kısıtlama getirilmiştir. Bu düzenleme 15.7.2023 tarihinde yürürlüğe girecek olup, tüm gerçek ve tüzel kişilerin gerek bireysel, gerekse ticari ilanlarını kapsamaktadır.

Bu kısıtlama kapsamında, tüm gerçek ve tüzel kişiler, ilan verilmesi aşamasında düzenlemeye aykırılık teşkil edebilecek ilanlar hakkında “ilan platformları” tarafından uyarılacaktır. Bu uyarıya rağmen, söz konusu kısıtlamaya aykırı olarak verilen ilanlar ile ilan verene ilişkin bilgiler, ilan platformu tarafından Ticaret Bakanlığımıza iletilecektir. Bu düzenlemeye aykırı her bir ilan, Bakanlığımızca ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti kabul edilecek ve bu ilanları verenler hakkında ilan başına 300 bin TL’ye kadar idari para cezası uygulanabilecektir.

Bir diğer husus ise, Bakanlığımız tarafından geçtiğimiz günlerde, 6 ay süreyle (1.1.2024 tarihine kadar) uzatılmasına karar verilen “6 ay-6 bin kilometre pazarlama ve satış kısıtlamasına” aykırılık teşkil eden satışlara kısıtlama getirilmesidir. Bu düzenlemeye göre, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yetki belgesiyle satış yapanların yanı sıra, bir takvim yılı içinde yetki belgesiz 3 ve üzeri ikinci el motorlu kara taşıtı satışı yapan tüm gerçek ve tüzel kişilerin “6 ay-6 bin kilometre düzenlemesine” aykırı satışları Noterlikler nezdinde engellenmektedir.

Ticaret Bakanlığımızın gerçekleştirmiş olduğu çalışmalar ışığında, gerçek ve tüzel kişilerin ikinci el motorlu kara taşıtı satış kayıtları mercek altına alınmış olmaktadır. 2023 yılı içinde yetki belgesi olmadan, 3’ten fazla ikinci el motorlu kara taşıtı satışı yapan bireysel ve kurumsal satıcılar tespit edilmiş olup, bu satıcılardan söz konusu satışlara ilişkin savunmaları talep edilmektedir. Bakanlığımızca savunmaları dikkate alınarak, bu kişiler hakkında önümüzdeki günlerde idari para cezaları uygulanabilecektir.

Ticaret Bakanlığı olarak, sektörde yaratılmak istenen arz talep dengesizliği ile birlikte, haksız kazanç sağlama girişimleri ve haksız ticari uygulamalar yakinen takip edilerek, tüketicilerimizin mağduriyet yaşayabileceği fiilleri önlemeye yönelik denetimlerimiz ve müeyyideler ülke genelinde tam bir kararlılıkla devam etmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/otomotiv-sektorune-yonelik-ilave-tedbirlere-iliskin-basin-aciklamasi-6-7-2023/feed/ 0
Ek Verginin Uygulamasına Yönelik Hazırlanan 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliğ TASLAĞI https://www.muhasebenews.com/ek-verginin-uygulamasina-yonelik-hazirlanan-7440-sayili-kanun-genel-teblig-taslagi/ https://www.muhasebenews.com/ek-verginin-uygulamasina-yonelik-hazirlanan-7440-sayili-kanun-genel-teblig-taslagi/#respond Fri, 14 Apr 2023 07:31:18 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141699 7440 Sayılı Kanun Kapsamında, Kurumlar Vergisi Mükelleflerince Hesaplanan Ek Verginin Uygulamasına Yönelik Hazırlanan 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3) Resmi Gazetede Yayımlanmak Üzere Cumhurbaşkanlığına Gönderilmiştir

TASLAK

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7440 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ

(SERİ NO: 3) 

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 12/3/2023 tarihli ve 32130 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun (Kanun) 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrasının uygulamasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.

(2) Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrası hükmü uyarınca ödenecek ek vergiye ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Yasal düzenleme

MADDE 3 – (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrası hükmü aşağıdaki gibidir:

“(27) Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin %10 oranında, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen istisna ile yurtdışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna kazançlar üzerinden ise %5 oranında ek vergi hesaplanır ve bu verginin ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içinde, ikinci taksiti bu süreyi takip eden dördüncü ayda ödenir. Özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerde bu vergi, 2023 yılı içinde sona eren hesap dönemi için verilmesi gereken beyannamelerde gösterilmek suretiyle uygulanır. Bu vergi gider ve indirim olarak dikkate alınamaz ve hiçbir vergiden mahsup edilemez. Şu kadar ki 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının; (d), (i), (j) ve (k) bentleri ile geçici 14 üncü maddesi kapsamındaki istisnalar, aynı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının; (b), (c), (ç), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentleri kapsamındaki indirimler, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi yatırım indirimi istisnası, ilgili Kanunları uyarınca kurum kazancından indirilebilen bağış ve yardımlar ile 10/7/2018 tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407 nci maddesi kapsamında tanımlanan mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri istisnaya ve indirime konu kazançları üzerinden bu vergi hesaplanmaz. 6/2/2023 tarihi itibarıyla, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illeri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır. Tahsil edilen ek vergi, genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 5779 sayılı Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

Ek verginin mükellefleri

MADDE 4- (1) Ek verginin mükellefleri, 5520 sayılı Kanunda sayılan mükelleflerdir.

Buna göre;

  1. Sermaye şirketleri
  2. Kooperatifler
  3. İktisadi kamu kuruluşları

ç)  Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler

  1. İş ortaklıkları

ek verginin mükellefidirler.

  • Kurumlar vergisi beyannamesi veren dar mükellef kurumlar da ek vergi mükellefleri kapsamındadır.
  • 6/2/2023 tarihi itibarıyla Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır.

Ek verginin konusu

MADDE 5 – (1) 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancının tespitinde dikkate alınan istisna ve indirim tutarları ile 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahlar ek verginin konusunu oluşturmaktadır.

  • Kurumlar vergisi mükelleflerince elde edilen tüm kazançlar kurum kazancına dâhil edilmekte, 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda düzenlenen indirim ve istisnalar ise kurumlar vergisi beyannamesinin “Zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimler” ile “Kazancın bulunması halinde indirilecek istisna ve indirimler” bölümünde gösterilmek suretiyle kazancın veya vergiye tabi matrahın tespitinde indirim konusu yapılmaktadır.
  • 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan ve ek verginin konusuna giren istisnalar aşağıdaki gibidir:
a) İştirak Kazançları İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-a)
b) Yurtdışı İştirak Kazançları İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-b)
c) Yurtdışı İştirak Hissesi Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-c)
ç) Emisyon Primi Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ç)
d) Taşınmaz, İştirak Hisseleri ve Fon Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde

5/1-e)

e) Bankalara, Finansal Kiralama ya da Finansman Şirketlerine veya TMSF’ye Borçlu

Durumda Olanların Taşınmaz veya İştirak Hisselerinin Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-f)

f) Yurtdışı Şube Kazançları İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-g)
g) Yurtdışı İnşaat, Onarım, Montaj ve Teknik Hizmetler Kazanç İstisnası (5520 sayılı

Kanun Madde 5/1-h)

ğ) Eğitim ve Öğretim Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ı)
h)

 

ı)

i)

Yabancı Fon Kazançlarının Vergilendirilmesinde Yönetici Şirketlere İlişkin Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/A)

Sınai Mülkiyet Hakları Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/B)

5300 Sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Kapsamında Düzenlenen Ürün Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazanç İstisnası (193 sayılı Kanun)

j) Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesinden Sağlanan Kazanç

İstisnası (4490 sayılı Kanun)

k) Serbest Bölgelerde Elde Edilen Kazanç İstisnası (3218 sayılı Kanun)
l) Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazanç İstisnası (4691 sayılı Kanun)

 

m)

 

n)

Araştırma Altyapılarının Ar-Ge ve Yenilik Faaliyetlerinden Elde Ettikleri Kazançlarda İstisna (6550 sayılı Kanun)

Özel Kanunlarda Yer Alan ve Ek Vergi Matrahına Dâhil Edilmesi Gereken Diğer İstisnalar

  • 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan ve ek verginin konusuna giren indirimler şunlardır:
a) Yurtdışına Verilen Yazılım, Mühendislik, Eğitim ve Sağlık Hizmetleri Kazanç İndirimi

(5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ğ)

b)

c)

Nakdi Sermaye Artışından Kaynaklanan Faiz İndirimi (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ı)

Yatırım İndirimi İstisnası (193 sayılı Kanun Geçici Madde 61 kapsamında tevkifata tabi olmayanlar)

ç) Ar-Ge ve Tasarım İndirimi (5746 sayılı Kanun)
d) Teknogirişim Sermaye Desteği İndirimi (5746 sayılı Kanun)
e) Teknokent Sermaye Desteği İndirimi (4691 sayılı Kanun)
f) Özel Kanunlarda Yer Alan ve Ek Vergi Matrahına Dâhil Edilmesi Gereken Diğer İndirimler

 

  • 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan istisna ve indirimlerin, kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırlarında gösterilerek indirim konusu yapılması gerekmekte olup, ilgili satırı bulunmayan istisna ve indirimlerin ilgisine göre beyannamenin “Diğer indirimler ve istisnalar” veya “Diğer indirimler” bölümlerinde gösterilerek vergiye tabi matrahın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Bu şekilde indirim konusu yapılan istisna ve indirimler de ek verginin konusuna girmektedir.
  • 2022 hesap dönemine ilişkin beyannamelerinde 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu matrahları da ek verginin konusunu oluşturmaktadır.

Ek verginin konusu dışında kalan istisna ve indirimler

MADDE 6 – (1) Ek vergi düzenlemesine ilişkin Kanun maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerince kazancın tespitinde dikkate alınan bazı istisnalar ek verginin kapsamı dışında tutulmuş olup, bu istisnalar aşağıdaki gibidir:

Yatırım Fon ve Ortaklığı Portföy İşletmeciliği Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-d)

Risturn Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-i)

Sat-Kirala-Geri Al İşlemlerine Yönelik Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-j)

ç) Varlık Kiralama İşlemlerinden Elde Edilen Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-k)

Kur Korumalı Mevduat ve Katılım Hesaplarından Elde Edilen Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Geçici Madde 14)

Yatırım İndirimi İstisnası (193 sayılı Kanunun Geçici Madde 61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulanlar)

  • Ek vergi düzenlemesine ilişkin Kanun maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerince vergiye tabi matrahın tespitinde dikkate alınan bazı indirimler verginin kapsamı dışında tutulmuş olup, verginin kapsamı dışında tutulan bu indirimler aşağıdaki gibidir:
a) Sponsorluk Harcamalarında İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-b)
b) Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-c)
c) Eğitim ve Sağlık Tesisleri ile Yurt İnşaatlarına İlişkin Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ç)
ç) Kültür ve Turizm Amaçlı Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1- d )
d) Cumhurbaşkanınca Başlatılan Yardım Kampanyalarına Yapılan Bağışlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-e)
e) Kızılay Derneği ile Yeşilay Cemiyetine Yapılan Nakdi Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-f )
f) 213 sayılı Kanunun 325/A Maddesine Göre Girişim Sermayesi Fonu Olarak Ayrılan Tutarlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-g)
g) 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanuna Göre Korumalı İşyeri İndirimi (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-h)
ğ) Özel Kanunları Uyarınca Kurum Kazancından İndirimine İzin Verilen Bağış ve Yardımlar

 

  • Kurumlar vergisi mükelleflerince 2022 hesap dönemine ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinin “Diğer indirimler” veya “Diğer indirimler ve istisnalar” satırlarında gösterilmekle birlikte, mahiyet itibarıyla indirim veya istisna kapsamında olmayıp, daha çok vergi matrahının doğru hesaplanması amacıyla beyannamenin bu satırlarına yazılan (Türkiye Muhasebe Standartları / Türkiye Finansal Raporlama Standartları ile Vergi Usul Kanunu hükümleri arasındaki değerleme farkları, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda borç alan kurum nezdinde Türk Lirası’nın değer kazanması sonucu oluşan kur farkı gelirleri, kıdem tazminatı karşılığı iptali, vergi borçlarına mahsup edilen ve gelir olarak dikkate alınan 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi kapsamındaki indirim hakkı gibi) tutarlar üzerinden ek vergi hesaplanmayacaktır.

 

  • Yürürlükte bulunan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında, vergilendirme hakkının ilgili ülkede bulunması nedeniyle Türkiye’nin vergi alma hakkı olmadığı veya söz konusu kazançların Türkiye’de istisna edilmesi gerektiği durumlarda, elde edilen ve kurum kazancına dâhil edilerek beyannamenin “Diğer indirimler” ile “Diğer indirimler ve istisnalar” satırlarında matrahtan indirim konusu yapılan tutarlar ek verginin konusuna girmeyecektir. Ayrıca, yürürlükte bulunan ikili veya çok taraflı diğer uluslararası anlaşmalar uyarınca, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar da ek vergi kapsamında değildir.

 

  • 18/11/2005 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” kapsamında mikro ve küçük işletme olarak sınıflandırılan kurumlar vergisi mükelleflerinin; teknoloji geliştirme bölgelerinden elde ettikleri kazançlar ile Ar-Ge ve tasarım merkezi bulunan mükelleflerin bu merkezlerdeki Ar-Ge ve tasarım harcamaları üzerinden hesaplanan Ar-Ge ve tasarım indirimleri ek vergi kapsamının dışındadır. Öte yandan bu kapsamdaki mükelleflerin, ek vergi kapsamına giren diğer indirim ve istisnaları ile indirimli kurumlar vergisi matrahları nedeniyle ek vergi hesaplamaları gerekmektedir.
  • 7440 sayılı Kanunun yayım tarihi olan 12/3/2023 itibarıyla mikro ve küçük işletme kapsamındaki mükelleflerin, bu durumlarını tevsik edici Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığından aldıkları belgeyi kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayı izleyen ayın sonuna kadar bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.

Verginin hesaplanması, beyanı ve ödenmesi

MADDE 7 – (1) Kurumlar vergisi mükelleflerince hesaplanacak ek verginin matrahı, Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrasında belirlenen ve detaylarına Tebliğin 5 inci maddesinde yer verilen indirim ve istisnalar ile 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi hükmüne istinaden tespit olunan indirimli kurumlar vergisi matrah tutarlarıdır.

  • 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, tespit olunan matrahlar üzerinden Kanun hükmüne istinaden %10 oranında ek vergi hesaplanacaktır.

 

  • 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki iştirak kazançları ile aynı fıkranın (b) ve (g) bentlerinde düzenlenen yurtdışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıyan yurtdışı iştirak kazançları ve yurtdışı şube kazançları üzerinden %5 oranında vergi hesaplanacaktır.

 

  • 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (h) bentlerinde düzenlenen yurtdışı iştirak hissesi satış kazançları ve yurtdışı inşaat, onarım ve teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar üzerinden ise ek vergi %10 oranında hesaplanacak olup bu kazançların elde edildiği ülkede en az %15 oranında vergi yükü taşıdığına ilişkin tevsik edici belgelerin kurumlar vergisi yönünden bağlı bulunulan vergi dairelerine ibraz edilmesi durumunda, bu istisnalar üzerinden hesaplanan %10 oranındaki verginin %5’e isabet eden kısmı iade edilecektir. Söz konusu iadeler, 6/4/2004 tarihli ve 25425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No:252)’nin üçüncü bölümünde yapılan açıklamalara göre vergi dairelerince yapılacaktır.

 

  • Özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler için 2023 yılı içinde sona erecek hesap dönemi için verilmesi gereken kurumlar vergisi beyannamelerinde dikkate alınan indirim, istisna ve indirimli kurumlar vergisi matrahları üzerinden ek vergi hesaplanacaktır.

 

  • 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde ticari zararı bulunanlar, istisnalar nedeniyle cari yıl zararı oluşanlar veya kurumlar vergisine tabi matrahları bulunmayan mükellefler de bu dönemde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplayacaklardır.

 

  • 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılan geçmiş yıl zararları üzerinden ise ek vergi hesaplanmayacaktır.

 

  • Hesaplanan ek vergi, ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içerisinde, ikinci taksiti ise bu süreyi takip eden dördüncü ay içerisinde olmak üzere iki eşit taksit halinde ödenecektir.

 

  • Mükelleflerin; tasfiye, birleşme, devir ve tam bölünme işlemleri nedeniyle 2022 yılına ilişkin olarak Kanunun yayım tarihi olan 12/3/2023 tarihinden önce vermiş oldukları beyannamelerde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplanmayacaktır.

Örnek 1- Mobilya imalatıyla iştigal eden (A) Ltd. Şti., kurumlar vergisi yönünden Hatay Antakya Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olup, mükellefin 2022 hesap dönemi kurum kazancı 4.500.000 TL’dir. Adı geçen şirketin bu dönemdeki ticari kazancının 500.000 TL’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna iştirak kazançlarından, 600.000 TL’lik kısmı ise Bursa Serbest Bölgesinde faaliyette bulunan şubesinden elde edilen istisna kazançtan kaynaklanmaktadır. Şirketin ayrıca nakdi sermaye artışından kaynaklı olarak kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapmış olduğu 100.000 TL tutarında indirimi bulunmaktadır.

Anılan şirket deprem tarihi olan 6/2/2023 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi yönünden Hatay İline bağlı vergi dairesinin mükellefi olması nedeniyle ek vergiden muaftır.

Örnek 2- (B) A.Ş., kurumlar vergisi yönünden Mersin Liman Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olup, mükellefin ticari faaliyetlerinin bir kısmı Adana İlinde gerçekleştirilmektedir.

Buna göre, her ne kadar faaliyetlerin bir kısmı depremden etkilenen ve Kanunda sayılan illerden birinde gerçekleştirilse de adı geçen Kurumun, 6/2/2023 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydı Mersin İlinde bulunduğundan, 2022 hesap dönemine ilişkin faydalanılan indirim ve istisna tutarları ile indirimli kurumlar vergisi nedeniyle, mükellef tarafından ek vergi hesaplanması gerekmektedir.

Örnek 3- Giyim sektöründe faaliyette bulunan ve Samsun Bafra Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olan (C) A.Ş.’nin 2022 hesap dönemine ilişkin vermiş olduğu kurumlar vergisi beyannamesinde 4.000.000 TL ticari zararı bulunmaktadır. Mükellef kurum bu dönemde, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında 2.000.000 TL iştirak kazancı istisnasından faydalanmıştır.

Buna göre mükellefin ilgili dönem beyannamesinde ticari bilanço zararının bulunması ek vergi hesaplanmasına engel teşkil etmeyecek olup, bu dönemde faydalanılan istisna tutarı üzerinden (2.000.000 TLx%5=) 100.000 TL ek vergi hesaplanacak ve bu vergi 2023 yılı Nisan ve Ağustos aylarında iki eşit taksit halinde ödenecektir.

Örnek 4- Edirne Uzunköprü Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (D) A.Ş.’nin 2022 hesap dönemine ilişkin kurum kazancı 10.000.000 TL’dir. Mükellef kurum aynı hesap döneminde 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmüne istinaden; 1.000.000 TL iştirak kazancı istisnasından, 700.000 TL taşınmaz satış kazancı istisnasından ve 4691 sayılı Kanun kapsamında 500.000 TL tutarında teknoloji geliştirme bölgeleri kazanç istisnasından yararlanmıştır. Adı geçen Kurum ayrıca, Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyasına makbuz karşılığı yaptığı 100.000 TL bağış tutarı ile nakdi sermaye artışı nedeniyle hesapladığı

150.000 TL nakdi sermaye faiz indirimi tutarını beyanname üzerinden indirim konusu yapmıştır.

Buna göre, anılan Kurumun ödemesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
Ticari bilanço karı 10.000.000 TL
İstisnalar
İştirak kazançları istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-a) (a) 1.000.000 TL
Taşınmaz satış kazancı istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-e) (b) 700.000 TL
Teknoloji geliştirme bölgeleri kazanç istisnası (4691 sayılı Kanun) (c) 500.000 TL
İndirimler
Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyasına mükellef tarafından

makbuz karşılığı yapılan bağış (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-e) (d)

 

100.000 TL

Nakdi sermaye artışından kaynaklı faiz indirimi (5520 sayılı Kanun

Madde 10/1-ı) (e)

150.000 TL
Ek vergi matrahı
%5 oranına tabi matrah (a) 1.000.000 TL
%10 oranına tabi matrah (b + c + e) 1.350.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
[(a)x(0,05) + (b + c + e)x(0,10)] 185.000 TL

Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyasına mükellef tarafından makbuz karşılığı yapılan bağış ek verginin matrahına dâhil edilmeyecek olup, Kanun kapsamında hesaplanan 185.000 TL tutarındaki ek vergi, 2023 yılı Nisan ve Ağustos aylarında iki eşit taksit halinde ödenecektir.

Örnek 5- Kırşehir Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (İ) A.Ş., 2022 hesap döneminde 25.000.000 TL kurum kazancı elde etmiş olup, bu kazancın 2.000.000 TL’si yurt dışında yapılan inşaat işinden sağlanarak genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazanç,

4.000.000 TL’si emisyon primi kazancı ve 5.000.000 TL’si geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla finansal kiralama şirketine taşınmaz satışından doğan kazançtan oluşmaktadır. Adı geçen Kurum, 2022 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca, Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayırdığı tutar nedeniyle 500.000 TL ve Kapadokya Alan Başkanlığına makbuz karşılığı yaptığı bağış nedeniyle de 250.000 TL olmak üzere toplam 750.000 TL’yi indirim konusu yapmıştır. Yurt dışı inşaat kazancı üzerinden yurt dışında vergi ödenmemiştir.

Buna göre adı geçen şirketin ödemesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
Ticari bilanço karı 25.000.000 TL
İstisnalar
Yurt dışı inşaat, onarım, montaj ve teknik hizmetler kazanç istisnası

(5520 sayılı Kanun Madde 5/1-h) (a)

2.000.000 TL
Emisyon primi kazancı istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ç) (b) 4.000.000 TL
Sat- kirala- geri al kazanç istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-j) (c) 5.000.000 TL
İndirimler
213 sayılı Kanunun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu

olarak ayrılan tutarlarda indirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-g) (d)

500.000 TL
Kapadokya Alan Başkanlığına yapılan nakdi bağış (e) 250.000 TL
Ek vergi matrahı
%10 oranına tabi matrah (a + b) 6.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
[(a + b)x(0,10)] 600.000 TL

2022 hesap döneminde sat-kirala-geri al işlemi nedeniyle elde edilen istisna kazanç, 213 sayılı Kanunun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlarda indirim ile Kapadokya Alan Başkanlığına yapılmış olan bağış, ek verginin matrahına dâhil edilmeyecektir. Hesaplanan 600.000 TL tutarındaki ek vergi, 2023 yılı Nisan ve Ağustos aylarında iki eşit taksit halinde ödenecektir.

Örnek 6- Trabzon Akçaabat Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (H) A.Ş., imalat sanayiine yönelik bir yatırım için 2017 yılında yatırım teşvik belgesi almış ve söz konusu yatırımı 2021 yılında tamamlamıştır. Mükellef kurumun 2022 hesap dönemine ilişkin verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde bu yatırımı dolayısıyla indirimli kurumlar vergisine tabi matrahı 25.000.000 TL, ticari bilanço karı ise 32.000.000 TL’dir. Öte yandan, kurumun aktifine kayıtlı taşınmazı, A Bankasına olan borç nedeniyle bu dönemde bankaya devredilmiş ve bu işlemden 4.000.000 TL kazanç elde edilmiştir. Kurum ayrıca, 2.000.000 TL Ar-Ge indirimi ile geçmiş dönemlerden devreden 1.000.000 TL yatırım indirimini indirim konusu yapmıştır. Yatırım indirimi tutarının 500.000 TL’si üzerinden 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi kapsamında tevkifat yapılmıştır.

Bu durumda, 2022 hesap döneminde mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
Ticari bilanço karı 32.000.000 TL
İstisnalar
Bankalara borçlu durumda olanların taşınmaz satış kazancı istisnası (5520

sayılı Kanun Madde 5/1-f) (a)

4.000.000 TL
İndirimler
Ar-Ge indirimi (5746 sayılı Kanun) (b) 2.000.000 TL
Yatırım indirimi (193 sayılı Kanun kapsamında tevkifata tabi olmayan) (c) 500.000 TL
Yatırım indirimi (193 sayılı Kanun kapsamında tevkifata tabi olan) (d) 500.000 TL
İndirimli kurumlar vergisi matrahı
5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında 2022 hesap dönemindeki

indirimli kurumlar vergisi matrahı (e)

25.000.000 TL
Ek vergi matrahı
%10 oranına tabi matrah (a + b + c + e) 31.500.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
[(a + b + c + e)x(0,10)] 3.150.000 TL

Mükellef tarafından 2022 yılında yararlanılan ve tevkifata tabi bulunan 500.000 TL tutarındaki yatırım indirimi istisnası ise Kanun kapsamında ek verginin konusuna girmeyecektir.

Örnek 7- İstanbul Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (Z) A.Ş., 2015 yılında başlamış olduğu yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımını 2020 yılında tamamlamıştır. Söz konusu yatırım teşvik belgesi kapsamında hak edilen ve henüz kullanılmayan yatırıma katkı tutarı 120.000.000 TL ve vergi indirim oranı %80 olup (Z) A.Ş. 2022 hesap döneminde bu yatırımdan 50.000.000 TL, diğer faaliyetlerinden ise 10.000.000 TL kazanç elde etmiştir. Buna göre, mükellef kurumun 2022 hesap dönemine ilişkin verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde bu yatırımı dolayısıyla indirimli kurumlar vergisine tabi matrahı 50.000.000 TL, diğer faaliyetlerinden kaynaklı genel orana tabi matrahı ise 10.000.000 TL’dir.

Buna göre, 2022 hesap döneminde herhangi bir indirim veya istisnası bulunmayan mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
Ticari bilanço karı 60.000.000 TL
İndirimli kurumlar vergisi matrahı
5520    sayılı    Kanunun    32/A    maddesi            kapsamında            2022    hesap

dönemindeki indirimli kurumlar vergisi matrahı (a)

50.000.000 TL
Genel orana tabi matrah
Genel orana tabi matrah (b) 10.000.000 TL
Hesaplanan Kurumlar Vergisi
[(a x (0,23×0,20)]+[(b x (0,23)] 4.600.000 TL
Ek vergi matrahı
%10 oranına tabi matrah (a) 50.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
[(a)x(0,10)] 5.000.000 TL

Örnek 8- Kocaeli Karamürsel Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi (H) Ltd. Şti., (İ) Ülkesinde faaliyet gösteren (K) Gmbh unvanlı sermaye şirketine bir yılı aşkın süredir %50 ortaklık payıyla iştirak etmektedir. Adı geçen Kurum 2022 hesap döneminde iştirak ettiği şirketten 3.000.000 TL iştirak kazancı elde etmiştir. Aynı zamanda mükellefin bu dönemde yurt içinde iştirak ettiği tam mükellef kurumdan 6.000.000 TL iştirak kazancı bulunmaktadır. (Yurt dışında iştirak edilen şirketin ilgili dönem ticari bilanço karı 10.000.000 TL, ilgili ülke mevzuatı gereği vergiden istisna edilen kazancı ise 2.000.000 TL’dir. (İ) ülkesindeki kurumlar vergisi oranı %20’dir.)

Buna göre (H) Ltd. Şti.’nin ödemesi gereken ek verginin hesaplanmasında öncelikle yurt dışında iştirak edilen şirketten elde edilen iştirak kazancı dolayısıyla ilgili ülkede ödenen vergi yükünün tespit edilmesi gerekmektedir.

Yurt dışında iştirak edilen şirketin ticari bilanço karı (a) 10.000.000 TL
İlgili ülke mevzuatı gereği vergiden istisna edilen kazanç (b) 2.000.000 TL
İlgili ülkedeki kurumlar vergisi oranı (c) %20
Hesaplanan kurumlar vergisi (d) 1.600.000 TL
Vergi yükü (d/a) %16

5520 sayılı Kanunun 5/1-b hükmü uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilen ve ilgili ülkede en az %15 vergi yükü taşıdığı tespit edilen istisna kazanç üzerinden, mükellef kurum tarafından %5 oranında ek vergi hesaplanacaktır. Diğer taraftan, yurt içinde iştirak edilen tam mükellef kurumdan elde edilen iştirak kazançları üzerinden de Kanun hükmüne istinaden aynı oran üzerinden vergi hesaplanması gerekmektedir.

Bu bakımdan, 2022 hesap döneminde mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

İstisnalar
İştirak kazançları istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-a) (a) 6.000.000 TL
Yurt dışı iştirak kazançları istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-b) (b) 3.000.000 TL
Ek vergi matrahı
%5 oranına tabi matrah (a + b) 9.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
[(a + b)x(0,05)] 450.000 TL

Örnek 9- Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik kapsamında mikro işletme sınıfında değerlendirilen (İ) A.Ş. teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet göstermektedir. Söz konusu şirketin 2022 hesap dönemine ilişkin verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde ticari bilanço karı 3.000.000 TL’dir. Öte yandan kurumun teknoloji geliştirme bölgesinde gerçekleştirdiği faaliyetinden dolayı

1.000.000 TL istisna kazancı bulunmaktadır. Kurum ayrıca, 500.000 TL emisyon primi kazancı ve 500.000 TL nakdi sermaye faiz indirimini matrahından indirim konusu yapmıştır.

Bu durumda, 2022 hesap döneminde mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
Ticari bilanço karı 3.000.000 TL
İstisnalar
Emisyon primi kazancı istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ç) (a) 500.000 TL
Teknoloji geliştirme bölgeleri kazanç istisnası (4691 sayılı Kanun) (b) 1.000.000 TL
İndirimler
Nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi (5520 sayılı Kanun

Madde 10/1-ı) (c)

500.000 TL
Ek vergi matrahı
%10 oranına tabi matrah (a + c) 1.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
[(a + c)x(0,10)] 100.000 TL

Mükellefin mikro işletme kapsamında olması nedeniyle teknoloji geliştirme bölgesinde elde ettiği istisna kazancı ise ek verginin konusuna girmeyecektir.

Diğer hususlar

MADDE 8 – (1) Hesaplanan ek vergi gider ve indirim olarak dikkate alınamayacak ve yurt dışında ödenenler de dâhil hiçbir vergiden mahsup edilemeyecektir.

  • 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca, hak kazanılan istisna ve indirimlerin beyannamede gösterilmesi esas olup, beyannamede gösterilmeyen veya beyannamede gösterilmekle birlikte indirimler/istisnalar satırlarında yer verilmeyen indirim ve istisnalar nedeniyle eksik tahakkuk eden ek vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil olunur.

 

  • 7440 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi hükümleri kapsamında 2022 hesap dönemine ilişkin olarak kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunulması, mezkûr maddenin ikinci fıkrasına göre ek vergi bakımından bu döneme ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmez.

Yürürlük

MADDE 9– (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

 


Kaynak: GİB – TEBLİĞ TASLAĞI
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ek-verginin-uygulamasina-yonelik-hazirlanan-7440-sayili-kanun-genel-teblig-taslagi/feed/ 0
TÜRMOB – “Deprem Yaralarının Sarılmasına Yönelik Mali Ve Sosyal Güvenlik Tedbir Önerilerimiz” 21.2.2023 https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/ https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/#respond Tue, 21 Feb 2023 15:33:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138984 T Ü R M O B

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ
(UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TÜRKİYE)

21 Şubat 2023 

—————————

DEPREM YARALARININ SARILMASINA YÖNELİK MALİ VE SOSYAL GÜVENLİK TEDBİR ÖNERİLERİMİZ

www.turmob.org.tr

 İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

  1. Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebep ve Zor Durum Hallerine İlişkin Hükümleri, Meslek Mensuplarının Mücbir Sebep veya Zor Durum Hallerini de Kapsayacak Şekilde Güncellenmelidir

  2. Vergi ve Diğer Amme Borçlarının Terkini Müessesesi Çalıştırılmalıdır

  3. Deprem Nedeniyle Zayi Belgesi Verilmesi Süreci Kalıcı Olarak Kolaylaştırılmalıdır

  4. Kanuni Merkezleri ve Mali Müşaviri Bölge Dışında Olmakla Birlikte Fiili Üretimleri ve Ön Muhasebe İşlemlerini Önemli Ölçüde Deprem Bölgesinde Yürüten İşletmeler de Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

  5. Zayi Olan Yasal Defterlerin Yeniden Tasdik Edilmesinde Tasdik Harcı/Ücreti Alınmamalı ve Elektronik Defter ve Belgelerden Zayi Olanların İlgili İdarelerden Teminine Olanak Sağlanmalıdır

  6. Deprem Sonucu Alınan Sigorta Tazminatlarının Gelir Yazılması Koşulu Kaldırılmalı veya Tazminatların Yenileme Fonu Kullanım Süresi Artırılmalıdır

  7. Deprem Bölgesindeki İşletmelerin KDV İade Süreçleri Hızlandırılmalı ve KDV’de Kısmi Tevkifat Uygulaması Nedeniyle Mükelleflerin Uğrayacağı Finansal Yüklerin Azaltılmasına Yönelik Tedbirler Alınmalıdır

  8. Deprem Bölgesindeki İşletmelerden Olan Alacakların Şüpheli Alacak Olarak Kabul Edilmesine İmkân Sağlanmalıdır

  9. Kıymeti Düşen Malların Değer Tespitlerinin Hızlı ve Alternatif Yeni Yöntemlerle Yapılmasına İmkan Sağlanmalıdır

  10. Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin Fevkalade Amortisman Uygulaması Koşulları Kolaylaştırılmalıdır

  11. Yasal Merkezleri Deprem Bölgesinde Kurumlar Vergisi Mükellefleri İle Gelir Vergisi Mükelleflerine 2023 ve İzleyen Yıllar İçin Belirli Bir Süre İndirimli Kurumlar ve Gelir Vergisi Oranları Uygulanmalıdır

  12. Deprem Bölgesine Yönelik Yapılacak Bağış ve Yardımlarda Denetim Şartı Aranılarak Kapsam Genişletilmelidir

  13. Ücretlilerin de Bağış Yapmasını Teşvik Edecek Vergisel Düzenlemeler Yapılmalıdır

  14. İşverenler Tarafından Depremzede Çalışanlarına Yapılacak Ayni veya

  15. Deprem Bölgesinden Zaruri Sebeplerle Göç Edenlerin Tekrar Bölgeye Geri Dönüşlerini Sağlayacak Vergisel Teşvikler
  1. Bölgedeki Yapıların Yeniden İnşasına Yönelik KDV İstisnası Getirilmelidir

  2. Depremzedelerin Barınma İhtiyacına Katkı Sunacak Prefabrik Yapılar ve Konteynerlere İlave Olarak Çadır, Karavan vb. Mallar İçin de KDV Oranı % 1 e İndirilmelidir

  3. CANSUYU Kredilerinin Verilmesi İvedilikle Başlatılmalıdır

  4. Depremden Kaynaklı İntikallerde Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası Sağlanmalıdır

  5. BES ve Hayat Sigortası Ödemelerinden Vergi Kesintisi Yapılmamalı ve Ödemeler Kolaylaştırılmalıdır

  6. Bölgedeki Firmalar İçin Yatırıma Katkı Oranı ve İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Artırılarak Bölgeye Yapılacak Yatırımlar Üst Seviyede Teşvik Edilmeli ve Yeni Ekonomik ve Ticari Faaliyetlerin Bölgede Gerçekleştirilmesine Yönelik Teşvik Uygulamaları Geliştirilmelidir

  7. Yatırım Teşvik Belgesi Kapatma İşlemleri Kolaylaştırılmalıdır

  8. Afet Nedeniyle Verilecek İhtiyaç Kredisi Gibi Kredilere İlişkin Vergisel Teşvikler Sağlanmalıdır

  9. Afet Bölgesinde Yapılacak İmar ve İnşa Faaliyetlerinin Finansmanı İçin Özel Çalışmalar Yapılmalıdır

  10. Deprem Bölgesinde Yürütülen Vergi İncelemeleri Mücbir Sebep Süresince Durdurulmalı ve Deprem Bölgesindeki Mükelleflerle Bağlantılı Karşıt İnceleme Yapılma Zorunluluğu Kaldırılmalıdır

  11. Yıkılan Binaların Tapu Kayıtlarında Arsa Vasfına Dönüştürülmesi Herhangi Bir Mali Yükümlülük Doğurmadan Yapılmalıdır

  12. Depremzedelere Yönelik İstihdam Teşvikleri Hayata Geçirilmelidir

  13. İşverenlerin, Deprem Bölgesinde Çalışan İşçilerine Yapacakları Nakdi Yardımlar Sigorta Priminden Muaf Tutulmalıdır

  14. Pandemi Döneminde Hayata Geçirilen Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin İvedilikle Başlatılmalıdır

  15. İşverenlerin İşlemleri Deprem Bölgesinden Yürütülen Deprem Bölgesi Dışındaki İşyerleri de SGK Uygulamaları Bakımından Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

  16. Depremden Etkilenen Çalışanların Mali, Sosyal ve Ekonomik Haklarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Devreye Alınmalıdır

 ———————– 

GİRİŞ

Bilindiği üzere, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olmak üzere Adıyaman, Adana, Gaziantep, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Elazığ’ı içine alan 11 ilimizde meydana gelen ve büyük yıkıma sebebiyet veren deprem felaketi yaşanmıştır.

Devletimiz tüm imkanları ile beraber depremin çeşitli alanlardaki yıkıcı etkileri ile mücadele etmeye başlamıştır. Bu kapsamda, depremden zarar gören illerdeki mükelleflerle ilgili mücbir sebep ilan edilmiş, mali ve vergisel yükümlülükler 31.07.2023 tarihi sonrasına ertelenmiştir.

Anılan bu mücbir sebep düzenlemesinin kısa vadede birtakım sorunları çözebilecek nitelikte olduğu değerlendirilmekle beraber, daha önceki tarihlerde ülkemizde yaşanmış doğal afetlerde elde edilen tecrübeleri, saha ziyaretlerimiz sırasında depremden zarar gören mükellef ve meslek mensuplarımızın tarafımıza iletmiş oldukları görüşleri de dikkate alarak kamusal sorumluluk bilinci içinde bazı önerilerin acil oluşturulması gerekli görülmüştür.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), aşağıda maddeler halinde belirtilen yasal ve/veya idari düzenlemelerin yapılmasının gerekli ve yararlı olduğunu değerlendirmektedir. Bu nedenle, yaşanılan süreçte yapılmasında yarar görülen hususları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarmak ve yürütülecek çalışmalara katkı sağlamak amacıyla aşağıda belirtilen öneriler hazırlanmıştır.

Hali hazırda 15/5/1959 tarihli 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun başta olmak üzere 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ve 2462 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gibi yasal düzenlemelerde deprem dahil olmak üzere doğal afetlerle ilgili faaliyet ve işlemlere ilişkin vergi istisna ve muafiyetleri yer almaktadır. Bu Raporda, bu düzenlemelere ilave düzenleme önerileri yer almaktadır.

İllerimizin ve bireylerin farklı düzeylerde depremden etkilenmiş oldukları göz önüne alınarak Birliğimizce önerilerin bu tedbirlerin hayata geçirilmesinde, toptancı bir yaklaşım yerine, söz konusu illerin ve bu illerdeki kişilerin depremden etkilenme düzeyleri dikkate alınarak iller arasında ince ayrımlarla farklı düzeyde tedbirlerin hayata geçirilebileceği değerlendirilmektedir.

Benzer bir felaketin ülkemizde tekrar yaşanmaması dileğiyle bu çalışmanın tüm kullanıcılara faydalı olmasını temenni ederim.

Saygılarımızla.

Emre KARTALOĞLU
TÜRMOB Genel Başkanı

—————————–

1- Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebep ve Zor Durum Hallerine İlişkin Hükümleri, Meslek Mensuplarının Mücbir Sebep veya Zor Durum Hallerini de Kapsayacak Şekilde Güncellenmelidir

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebepler’i düzenleyen 13 üncü maddesi ile Mühlet Verme’ye ilişkin 15 inci maddesi hükümleri arasında “mükelleflerin” mücbir sebep ve zor durum halleri düzenlenmiş ancak bu hükümler arasında, mükelleflerin vergi beyan ve bildirimlerinin yerine getirilmesinde çok büyük rolü olan meslek mensuplarının (SMMM, YMM) mücbir sebep halleri ile zor durum hallerine ilişkin olarak bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka ifade ile asıl mükellef bakımından mücbir sebep veya zor durum hali bulunmamakla birlikte, bu mükellefe ait vergisel ödevlerinin yerine getirilmesinde görevi bulunan meslek mensuplarının mücbir sebep veya zor durum haline düşmesi durumunda, mükellefin bu vergisel ödevlerinin yerine getirilmesine ilave süre tanınmasına ilişkin hükümler kanuni düzenlemelerde yer almamaktadır.

Özellikle ülkemizde geniş bir satha yayılan ve çok sayıda muhasebe meslek mensubunun da depremden olağanüstü derecede olumsuz etkilenmesine yol açan bu afette meslek mensuplarının bir kısmı işyerlerini tamamen kaybetmiş ve bunun sonucunda müşterileri olan mükelleflere ilişkin kanuni defter ve belgelerinin de tamamen zayi olduğu durumlar oluşmuştur.

Halen depren bölgesinde bulunan illerde yüzden fazla meslek mensubumuz hayatını kaybetmiş, ağır yaralanmış ya da birinci derece yakınlarını kaybetmiştir.

Her ne kadar idari görüş ve uygulamalar ile vergi idaresi yazılı başvurular üzerine bu gibi hallerde idari olarak ilave süre tanımlama işlemini yapmakta ise de, bu konunun kanun düzeyinde açıkça anlaşılır bir hale getirilmesini sağlamak amacıyla meslek mensubunun mücbir sebep ve zor durum hallerinde, mükellefin de mücbir sebep veya zor durum halinde sayılacağına ve vergisel ödevlerinin yerine getirilmesine ilişkin sürelerin duracağına, uzayacağına ilişkin hükümlere doğrudan kanun hükmünde yer verilmesi gerektiğini değerlendirmekteyiz.

2- Vergi ve Diğer Amme Borçlarının Terkini Müessesesi Çalıştırılmalıdır

Vergi Borçlarının ve diğer amme alacaklarının Terkinine (silinmesine) ilişkin Vergi Usul Kanunu ile Amme Alacaklarını Tahsili Usulü Hakkında Kanun’unda yer alan düzenlemeler aşağıdaki gibidir.

Verginin Terkini Madde 115

Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzir hayvan ve haşârat istilası ve bunlara benzer âfetler yüzünden:

  1. Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu âfetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları;
  2. Mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, âfete mâruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen Arazi Vergisi borçları ve vergi cezaları;

Maliye Bakanlığınca zararla mütenasip olmak üzere, kısmen veya tamamen terkin olunur. (Ek cümle: 28/12/2001-4731/4 md.) Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline devredebilir.

Zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını mahallî idare heyetleri yaptıracağı tahkikat üzerine tesbit eder.

Tabii afetler sebebiyle terkin Madde 105

Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, zararlı hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benziyen afetler yüzünden zarara maruz kalan varlıklarının ve mahsullerinin en az üçte birini kaybedenler adına tahakkuk ettirilmiş ve afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili amme alacakları (700 Sayılı

KHK’nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı karariyle kısmen veya tamamen terkin olunur.

Bu madde hükmünden faydalanmak için afetin vukuu tarihinden itibaren 6 ay içinde ilgili amme idaresine yazı ile müracaat edilmesi şarttır.

Bu madde şümulüne giren bir zararın mevcut olup olmadığı mahalli il veya ilçe idare kurullarınca, zararın derecesi, Maliye Vekaletince genel olarak belirtilecek esaslar dahilinde ilgili amme idarelerince tesbit olunur.

Vergi Usul Kanunu mevzuuna giren amme alacakları hakkında mezkür kanunun 105 inci maddesi hükümleri tatbik olunur.

Belirtilen yasal hükümler çerçevesinde; depremin meydana geldiği 11 ilimizde bulunan vergi mükelleflerinin mevcut vergi borçları (Emlak Vergisi, MTV, ÇTV dahil) ve diğer amme borçlarının Hazine ve Maliye Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlar tarafından yapılacak düzenlemeler ile terkini yapılmalıdır.

Terkin müessesinin uygulanmaması halinde; depremden etkilen mükelleflerin borçlarına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi uyarınca teminat aranmaksızın tecil işlemlerinin kolaylıkla yerine getirilmesine yönelik gerekli idari düzenlemeler yapılmalıdır.

3- Deprem Nedeniyle Zayi Belgesi Verilmesi Süreci Kalıcı Olarak Kolaylaştırılmalıdır

Malumları olduğu üzere, 1999 yılında yaşanan Marmara Depreminden sonra 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a 31.08.1999 tarih ve 574 sayılı KHK’nın 3’üncü maddesiyle eklenen Geçici 15’inci maddede;

“Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde vuku bulan depremler nedeniyle kaybeden mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 2 ay içinde yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Ancak tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefin il veya ilçe idare kurullarından defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Her ne kadar geçici maddeler ile bu türden olağanüstü durumlarda zayi belgesinin alınması kolaylaştırılmış olsa da, ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı ve sıklıkla doğal afetlerin yaşanmakta olduğu gerçeği göz önüne alındığında; başta deprem, sel felaketi, yangın vb. doğal afetler için Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulması ve muhafaza edilmesi gereken kanuni defter ve belgelerin (elektronik ortamda tutulan ve düzenlenen kanuni defter ve belgeler dahil) zayi olması durumunda, doğal afetten doğrudan etkilenen mükelleflerin Zayi Belgelerini alma hususunda gerekli kolaylaştırıcı hükmün ilgili Kanunlara kalıcı olarak eklenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.

Bu kapsamda aşağıda taslak metnine yer verilen hükmün, kalıcı hale getirilmesinin önem arz ettiği ve bu çerçevede Kanuni düzenlemenin yapılması gerektiğini değerlendirilmektedir.

“Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini deprem (yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde kaybeden mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefin illerde valiliklerden, ilçelerde kaymakamlıktan defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir. Mükellef ile arasında hizmet sözleşmesi bulunan ve 3568 sayılı Kanun Hükümleri uyarınca faaliyette bulunan meslek mensupları da bu belgeyi talep edebilir. Bu kapsamda uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Ticaret Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Böylece bundan sonra da yaşanabilecek her deprem felaketi sonrasında yeni bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç göstermeden afetler nedeniyle zayi belgesinin alınması süreci kolaylaştırılmış olacaktır.

Ayrıca yapılacak düzenlemelerde, zayi belgesi müracaatlarının mükellefin kendisinin, yasal temsilcisinin veya aralarında hizmet sözleşmesi bulunan meslek mensuplarının (SMMM, YMM) yapılabilmesine imkân sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir. Zira, mükelleflere ilişkin defter ve belgeler muhasebe bürolarında/şirketlerinde bulunmakta, bir büro yıkıldığında her bir mükellefin tek tek zayi belgesi alması işleri fevkalade zorlaştırmaktadır.Ü R M O B

4- Kanuni Merkezleri ve Mali Müşaviri Bölge Dışında Olmakla Birlikte Fiili Üretimleri ve Ön Muhasebe İşlemlerini Önemli Ölçüde Deprem Bölgesinde Yürüten İşletmeler de Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

Bilindiği üzere, bazı vergi mükelleflerinin kanuni merkezleri ile fiili üretim ve iş merkezleri ve muhasebe iş ve işlemlerinin yürütüldüğü yerler farklı illerde olabilmektedir. Birliğimize gelen taleplerden, kanuni merkezleri ve hizmet veren mali müşaviri başka ilde olmakla birlikte, depremden etkilenen bölgede üretim merkezleri olan ve ön muhasebe işlemleri de önemli ölçüde buradan yürütülen mükellefler bulunmaktadır. Bu durumda olan mükelleflerin mağdur olmamaları için (gerekli denetim/yoklama mekanizmaları da işletilerek) bunların da mücbir sebep kapsamına dahil edilmesinde yarar görülmektedir.

5- Zayi Olan Yasal Defterlerin Yeniden Tasdik Edilmesinde Tasdik Harcı/Ücreti Alınmamalı ve Elektronik Defter ve Belgelerden Zayi Olanların İlgili İdarelerden Teminine Olanak Sağlanmalıdır

Süresi içinde ve gerekli tasdik harçları ödenerek tasdik edilmiş olan kanuni defterler, deprem nedeniyle tamamen zarar görmüş ve zayi olmuştur. İlgili mükelleflerde faaliyetlerine tekrar devam edecek mükellefler için kanuni defterlerin yeniden tasdik edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Zamanında tasdik ücretleri ödendiği için, yeni yapılacak tasdik işlemlerinden kâğıt bedeli dışında tasdik harcı vb. vergisel yükümlülüklerden istisna tutulmasının gerektiği değerlendirilmektir.

Ayrıca son yıllarda vergi uygulamaları kapsamında kanuni defter ve belgelerin elektronik belge ve elektronik defter olarak düzenlenmesine yönelik önemli dijital dönüşüm çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalar neticesinde elektronik belgeler (e-Fatura, e-İrsaliye, e-Arşiv Fatura vb.)’in örnekleri ile elektronik defterlerin ikincil kopyaları Gelir İdaresi Başkanlığı’nın da bilgi işlem sistemlerine iletilmiş durumdadır. Bu nedenle, deprem felaketinin yaşandığı bu 11 ilimizde bulunan mükelleflerimizin Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemlerinde bulunan elektronik belge ve defter örneklerinin, mükelleflerimizin yazılı talepleri halinde kendilerine başkaca bir şart aranmaksızın elektronik ortamda verilmesine imkân veren bir idari düzenlemenin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca belge örnekleri GİB bilgi işlem sisteminde bulunmamakla birlikte, elektronik belgelere ilişkin rapor (e-Arşiv Raporları) verilerinin yer aldığı durumlarda, bu rapor veya elektronik listelerin de talep edecek vergi mükelleflerimize verilmesi ve bu rapor veya listelerin, fatura vb. belge hükmünde sayılmasına yönelik idare düzenlemelerin yapılmasında yarar görülmektedir.

6- Deprem Sonucu Alınan Sigorta Tazminatlarının Gelir Yazılması Koşulu Kaldırılmalı veya Tazminatların Yenileme Fonu Kullanım Süresi Artırılmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun 329 ve 330 uncu maddelerinde amortismana tabi mallar ile emtialar için sigorta kuruluşlarından alınan sigorta tazminatlarının vergi uygulaması karşısındaki durumu açıklanmıştır. İlgili Kanunu hükümlerine aşağıda yer verilmiştir:

Amortismana Tabi Malların Sigorta Tazminatı Madde 329

Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen zıyaa, uğrıyan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerinden (Amortismanlı olanlarda ayrılmış olan amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir.

(7338 sayılı kanunun 37 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce;

  1. Alınan sigorta tazminatı ile tamamen veya kısmen zarar gören amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa tazminat fazlası, tazminatın alındığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde zarar gören iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan tazminat fazlası, tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
  2. Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dâhil olmak üzere (a) bendindeki esaslar dâhilinde iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin bu Kanun hükümlerine

göre ayrılacak amortismanlarına mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.

  1. Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, zarar gören iktisadi kıymetin yerine iktisap edilen yeni kıymetlerin amortisman ayrılabilecek tutarından fazla ise bu fazlalık, tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.

ç) Tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının sonundan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi hâlinde pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası o yılın kâr ve zarar hesabına eklenir. (*)

(7338 sayılı kanunun 37 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)Maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.(**)

Emtia Sigorta Tazminatı Madde 330

Emtia ve zirai mahsul ve hayvan kıymetlerinde vukua gelen zayiat dolayısiyle alınan sigorta tazminatları bunların değerlerinden fazla olursa bu fazlalık kara alınır.

İşletme hesabı esasında tutulan defterde bu tazminat hasılat kaydedilir.

Kanun hükümlerine göre, alınan sigorta tazminatlarının meydan gelen zarardan fazla olan tutarı GELİR olarak kabul edilmekte ve vergiye tabi olmaktadır. Ancak yaşanan deprem nedeniyle varlıklarını kaybeden mükelleflerin ödeme güçleri de önemli şekilde azaldığından bu durumda alınan tazminatların gelir olarak addedilmemesi ve vergiye tabi tutulmaması için Vergi Usul Kanununda gerekli yasal düzenleme yapılması ya da gelir niteliği bulunan söz konusu tazminatların YENİLEME FONU olarak kullanım süresinin 3 yıl yerine 5 yıla çıkartılması gerektiği değerlendirilmektedir.

7- Deprem Bölgesindeki İşletmelerin KDV İade Süreçleri Hızlandırılmalı ve KDV’de Kısmi Tevkifat Uygulaması Nedeniyle Mükelleflerin Uğrayacağı Finansal Yüklerin Azaltılmasına Yönelik Tedbirler Alınmalıdır

Depremden etkilenen mükelleflerce yapılmış ve yapılacak olan KDV iade taleplerinin hızlı bir şekilde yerine getirilmesi mükelleflere önemli maddi katkılar sağlayabilecektir. Bu nedenle, depremzede mükelleflerin vergi dairelerinden olan KDV ve diğer vergi iade alacak taleplerinin, herhangi bir limit ve şekil şartı aranmaksızın sadece KDV İade Kontrol Raporu sonucuna göre 15 gün içinde yerine getirilmesi için gerekli idari düzenlemelerin yapılmasında yarar görülmektedir.

Ayrıca Deprem felaketi nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin alış/satış belgelerinin tetkiki mümkün olmadığı gibi bunların kanuni defterleri üzerinden başka mükelleflerin iş ve işlemlerinin tetkiki de mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, felaketinin yaşandığı 11 ilde bulunan vergi mükellefleri nezdinde gerek tanzim edilecek Yeminli Mali Müşavirlik tasdik raporları için gerekli olan karşıt inceleme çalışmalarının gerekse diğer illerdeki mükellefler hakkında tanzim edilecek tasdik raporları bakımından bu illerde bulunan mükellefler nezdinde yapılması gereken karşıt inceleme çalışmalarının, afet nedeniyle kanuni defter ve belgeleri zayi olan mükellefler bakımından, yapılması zorunluluğunun kaldırılması gerektiği ve bölgedeki mükelleflerden gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin KDV’nin beyanı mücbir sebep süresince uzadığından, diğer mükelleflerin KDV iadelerinin sonuçlandırılması sürecinde bölgedeki mükellefin söz konusu KDV yi beyan veya ödeme zorunluluğunun aranmaması ve KDV iade sistemlerinde bu yönde gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Buna ilave olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin C.2.1.3. bölümünde yer alan açıklamalar gereğince; mücbir sebep ilan edilen deprem bölgesindeki illerde bulunan mükelleflerin, deprem bölgesi dışındaki illerdeki mükelleflerden kısmi tevkifat kapsamında mal (örneğin tevkifata tabi demir çelik ürünleri) satın almaları durumunda TEVKİFAT UYGULANMAYACAK, bir başka deyişle alıcı satıcıya KDV’yi tam olarak ödeyecektir. Ancak bu suretle tam KDV ödeyerek satın aldığı malları deprem bölgesi dışındaki mükelleflere

satması halinde, hesaplayacağı KDV’nin bir kısmı alıcı (deprem bölgesi dışındaki) tarafından tevkif edilecek ve satıcıya ödenmeyecektir. Bu işlemler neticesinde; deprem bölgesindeki alıcı üzerinde tahsil edemediği KDV bir finansman yükü oluşturacaktır. Bu durumun bertaraf edilmesi için, ya bu durumdaki satışların da tevkifat kapsamından çıkarılması ve KDV’nin alıcıdan tam olarak tahsil edilmesi ya da deprem bölgesindeki ilk alıcının deprem bölgesi dışındaki mükelleflerden ilk alımı nedeniyle satıcının hesaplayacağı KDV’nin de tevkifat uygulaması kapsamına alınmasına (bir başka deyişle alıcının satıcıya KDV’yi tam olarak ödememesi bir kısmını tevkif etmesi) yönelik idari düzenlemelerin yapılmasında, özellikle deprem bölgesindeki mükellefler üzerinden KDV’nin finansman yükü olarak kalmasının önüne geçilmesi bakımından yarar görülmektedir.

8- Deprem Bölgesindeki İşletmelerden Olan Alacakların Şüpheli Alacak Olarak Kabul Edilmesine İmkân Sağlanmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun şüpheli alacaklara ilişkin düzenlemesi aşağıda yer almaktadır:

Şüpheli Alacaklar Madde 323

(Değişik: 30/12/1980 – 2365/55 md.) Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

  1. (Değişik: 1/5/1981 – 2455/3 md.) Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
  2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan (7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 26.10.2021)ve 3.000 (544 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2023’den itibaren 8.900 -TL) Türk lirasını aşmayan(*) alacaklar;

Şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.

(7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, yukarıdaki fıkralar kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde, kaydederler.

Kanun lafzından anlaşıldığı üzere; şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi alacak için dava veya icra safhasına geçilmesi ya da protesto gibi şekil şartlarının yerine getirilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak depremden etkilenen mükelleflerde bu koşulların yerine getirilmesi çabaları depremzede mükellefler için bir yandan psikolojik olarak olumsuz etkiler yaratacak bir yandan da herhangi bir faydası da olmayacaktır. Bu nedenle; mükelleflerin, deprem bölgesinde bulunan ve depremden etkilendiği tespit edilen mükelleflerden olan alacakları için maddede sayılan şartlar aranmaksızın şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesine yönelik düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

 

9- Kıymeti Düşen Malların Değer Tespitlerinin Hızlı ve Alternatif Yeni Yöntemlerle Yapılmasına İmkan Sağlanmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun kıymeti düşen mallar ile ilgili düzenlemesi aşağıdaki gibidir:

Kıymeti Düşen Mallar Madde 278

Yangın, deprem ve su basması gibi âfetler yüzünden veyahut bozulmak, çurumek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadı kıymetlerinde önemli bir azalış vâki olan emtia ile maliyetlerinin hesaplanması mûtat olmıyan hurdalar ve döküntüler, üstupu, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir.

Düzenlemeden görüleceği üzere kıymeti düşen malların emsal bedelinin tespiti Vergi Usul Kanunu’nun 267 inci maddesinin 3 sırasında yer verilen Takdir Komisyonları marifetiyle yapılmaktadır.

Depremin geniş alana yayılmış ve çok sayıda mükellefi etkilemiş olması nedeniyle; takdir komisyonlarında oluşabilecek iş yüklerinin ve yığılmaların bertaraf edilmesi amacıyla, kıymet takdirinin zayi belgesi olan mükellefler için mükelleflerin beyanı ile kabul edilmesinin sağlanmasına ya da zayi belgesi olmayan mükelleflerde mükelleflerce tayin olunan değer tespitinin meslek mensupları tarafından onaylanması koşuluyla takdir komisyonu kararı yerine geçeceğine yönelik düzenleme yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

Öte yandan iş yerleri depremden hasar görmemekle birlikte deprem sonrası bazı malları ve demirbaşları zaruret ve ihtiyaç gereği depremzedeler tarafında alınmak durumunda kalan ya da diğer bir şekilde kaybolan süper market vb. işletmelerin bu kayıplarının da sermayede meydana gelen azalma olarak kabul edilmemesi ve bu kıymetler için yüklenilen KDV’lerin indirimine müsaade edilmesi uygun olacaktır.

Ayrıca yapılan yeni kıymet takdiri sonrasında oluşan zarar tutarının 2022 yılına ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilecek kazancın tespitinde de indirim olarak dikkate alınmasına ilişkin yasal düzenleme yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

10- Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin Fevkalade Amortisman Uygulaması Koşulları Kolaylaştırılmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun fevkalade amortisman uygulaması ilgili düzenlemesi aşağıdaki gibidir:

Fevkalade Amortisman Madde 317 Amortismana tabi olup:

  1. Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden;
  2. Yeni icatlar dolayısiyle teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen;
  3. Cebri çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan;

Menkul ve gayrimenkullerle haklara, mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili Bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” uygulanır.

Düzenlemeden de görüleceği üzere fevkalade amortisman uygulamasından yararlanılabilmesi Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru şartına ve Bakanlığın onayına bağlanmıştır. Vergi Usul Kanununda yapılacak yeni bir düzenleme ile depremden etkilenen 11 ilde bulunan mükellefler için, fevkalade amortisman uygulamasında herhangi bir başvuru ve onay şartın aranmadan mükelleflerce tayin edilecek yeni amortisman nispetine göre giderleştirilebilmesine imkân sağlanmalıdır.

Ayrıca, depremden zarar görmüş duran varlıkların yeniden satın alınması halinde bu iktisadi kıymetlerin alım maliyetlerinin doğrudan gider olarak dikkate alınmasına ya da maliyet bedellerinin giderleştirilmesinde amortisman nispetinin yüksek tutulabilmesine imkân sağlanmalıdır.

11- Yasal Merkezleri Deprem Bölgesinde Kurumlar Vergisi Mükellefleri İle Gelir Vergisi Mükelleflerine 2023 ve İzleyen Yıllar İçin Belirli Bir Süre İndirimli Kurumlar ve Gelir Vergisi Oranları Uygulanmalıdır

Yasal merkezleri deprem bölgesinde kurumlar vergisi mükellefleri ile gelir vergisi mükelleflerine 2023 ve izleyen yıllar için belirli bir süre indirimli kurumlar ve gelir vergisi oranları uygulanması gerektiği değerlendirilmektedir. Örneğin bu işletmeler gelir ve kurumlar vergilerini % 50 indirimli ödeyebilirler. Böylece bu işletmelerin faaliyetlerine geri dönüşün kolaylaştırılması ve kayıplarının daha kısa sürede telafisi mümkün olacaktır.

12- Deprem Bölgesine Yönelik Yapılacak Bağış ve Yardımlarda Denetim Şartı Aranılarak Kapsam Genişletilmelidir

Mevcut mevzuat düzenlemelerine göre yapılan bağış ve yardımların tamamının indirimi konusu yapılabildiği durum sadece Cumhurbaşkanlığınca başlatılan yardım kampanyaları kapsamında AFAD’a ve Kızılay’a yapılan bağışlara ilişkindir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde sayılan Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlarda ise yapılan bağış ve yardımlarda ise bağış ve yardım tutarının sadece beyan edilen kazancın yüzde 5 ile sınırlı tutulmaktadır.

Bu durum yapılacak bağış ve yardımların sınırlı kalmasına yol açabilmektedir.

Bu nedenle, özellikle depremden zarar gören 11 ile yönelik olarak yapılacak bağış ve yardımlarda, deprem bölgesinde yardım faaliyetlerini yürüten kamu kurum/kuruluşları, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları ve esas çalışma konusu yardım faaliyetleri olan SMMM veya YMM denetimine tabi olmayı taahhüt eden dernek ve vakıflara yapılacak nakdi ve ayni bağışların da belgelendirilmesi şartıyla tamamının kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesine ve kazancın yetersizliği nedeniyle cari yılda indirim konusu yapılamayan bağış ve yardım tutarının izleyen yıllarda da indirim olarak dikkate alınmasına yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca depremzede öğrencilere verilecek burslarda yukarıdaki kapsamda olduğu gibi değerlendirilerek vergiye tabi kazancın tespitinde tamamının indirim olarak dikkate alınmasına imkân verilmelidir

13- Ücretlilerin de Bağış Yapmasını Teşvik Edecek Vergisel Düzenlemeler Yapılmalıdır

Yapılacak bağış ve yardımlara katkı sağlamak amacıyla, beyanname verme zorunluluğu bulunmayan ücretlilerin de yapacakları nakdi bağış ve yardımları ücret matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılabilmesine yönelik yasal düzenleme yapılmasında yarar görülmektedir. Böylece ücretli durumunda olan bireylerin de yapacakları bağış ve yardımların vergi teşvikinden yararlanabilmesine imkân sağlanacak ve bu suretle daha fazla bağış ve yardım toplanabilecektir.

 

14- İşverenler Tarafından Depremzede Çalışanlarına Yapılacak Ayni veya Nakdi Yardımlar Ücret İstisnasından Yararlandırılmalıdır

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ücretlere ilişkin hükümlerinde, işverenler tarafından çalışanlarına sağlanan ayni veya nakdi yardımlar ücret olarak değerlendirilmekte ve ücret sayılan bu ödemeler üzerinden Gelir Vergisi tevkifatı yapılmaktadır.

Ayrıca ücretlere ilişkin istisna hükümlerine (23.Md.) bakıldığında, işverenlerin depremden zarar gören çalışanlarına yapacakları ayni veya nakdi bağış ve yardımların gelir vergisinden istisna tutulmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğu görülmektedir. Yaşadığımız büyük depremden etkilenen ve bölgede çalışan ücretli vatandaşlarımızın yaralarının hızlı bir şekilde sarılabilmesine katkı sağlamak amacıyla, Gelir Vergisi Kanunun 23 üncü maddesinde yapılacak bir değişiklikle, işverenlerin depremzede çalışanlarına ayni veya nakdi bağış ve yardım olarak yapacakları ek ücret ödemelerinin gelir vergisinden istisna olacağına ilişkin bir hükme yer verilmesinde yarar görülmektedir. Böylece bu tür yardımlar ücret gideri olarak da dikkate alınmış olacaktır.

15- Deprem Bölgesinden Zaruri Sebeplerle Göç Edenlerin Tekrar Bölgeye Geri Dönüşlerini Sağlayacak Vergisel Teşvikler İvedilikle Hayata Geçirilmelidir

Yaşanan deprem felaketinin bölgeden büyük bir göçün yaşanmasına, bu göçün de gidilen yerlerdeki sosyal ve ekonomik yaşam koşullarında olumsuz etkilerinin olduğu ve ayrıca deprem bölgesinin ekonomik üretim kapasitesinin de işgücünün yetersizliği nedeniyle olumsuz etkilenebileceği tahmin edilmektir.

Depremin ilk günlerinde can havliyle en yakın diğer illere göç etmek zorunda kalan depremzede vatandaşlarımızın kendi ailevi ve ekonomik bağlarının bulunduğu yerleşim yerlerine geri dönmelerini ve deprem bölgesinin sosyal ve ekonomik olarak yeniden canlandırılmasında kendilerine duyulan ihtiyacın ivedilikle giderilebilmesini sağlamak amacıyla, depremden önce bölgede ikamet edenler başta olmak üzere, bölgede gerçekleştirilecek istihdama ilişkin olarak vergisel ve sosyal güvenlik teşviklerin sağlanmasında yarar görülmektedir.

 

16- Bölgedeki Yapıların Yeniden İnşasına Yönelik KDV İstisnası Getirilmelidir

Deprem bölgelerinde uzmanların ilk tespitlerine göre bazı illerde neredeyse % 75 oranında yapıların tamamen yok olduğu ve kalan kısımdaki yapılardan da ağır hasarlı ve içinde oturulamaz yapılar haline geldiği görülmektedir.

Bu nedenle bölgenin yeniden inşası ve hızlı bir şekilde hayatın normale dönmesi için, yüksek güvenlikli binaların inşasına yönelik uygun arsaların temini ve bu arsalar üzerine güvenli yapıların inşası ve kullanıma sunulması için KDV’ye yönelik istisnalarının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

Ayrıca deprem bölgesinde gerçekleştirilecek üretim ve altyapı yatırım faaliyetlerine yönelik yeni makine, teçhizat, demirbaş alımları ile yeni yapıların inşası için KDV istisnası getirilmesinin yarar sağlayacağı değerlendirilmektedir.

17- Depremzedelerin Barınma İhtiyacına Katkı Sunacak Prefabrik Yapılar ve Konteynerlere İlave Olarak Çadır, Karavan vb. Mallar İçin de KDV Oranı % 1’e İndirilmelidir

Deprem nedeniyle çok sayıda vatandaşımız evlerini, işyerlerini, bürolarını, ofislerini kaybetmiş durumdadırlar. Bu dönemde depremzede vatandaşlarımız için en temel ihtiyaçların başında barınma ihtiyacı gelmektedir. Bu ihtiyacın karşılanması için kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, hayırsever gerçek ve tüzel kişiler adeta seferber olmuşlardır.

14.02.2023 tarihine kadar olan mevcut mevzuat düzenlemelerimize göre Konteyner ve Prefabrik yapılar dahil barınma ihtiyacını karşılamaya önemli katkı sunacak çadır, karavan vb. malların KDV oranı % 18 idi. Ancak 14.02.2023 tarihli ve 6790 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, deprem nedeniyle olağanüstü hal ilan edilen illerde kullanılmak üzere prefabrik yapılar ile konteynırların depremzedeler ile KDV Kanunun 17

/1 inci maddesinde sayılan kuruluşlara tesliminde uygulanacak KDV oranı % 18 den % 1 e indirilmiştir. Bu düzenlemede çadır ve karavana yer verilmediğinden, hali hazırda gerek depremzedelere doğrudan gerekse KDV Kanunun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarla aracılığıyla dolaylı olarak depremzedelere bağışlanacak çadır ve karavanlarda KDV oranı halen % 18 olarak uygulanmaktadır. Sahada yapılan gözlemlerimizde halen, prefabrik yapı ve konteynırlara ilave olarak çadır ihtiyacının da bulunduğu ve bazı durumlarda karavan temini suretiyle de barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına imkân bulunabileceği görülmektedir. Ayrıca bu gözlemlerimizde sahadan tarafımıza karavan ithalinin yasaklanmış olduğu yönünde açıklamalar iletilmiştir.

Bu nedenle münhasıran depremzedelere doğrudan veya depremzedelere bağışlanması koşuluyla bağışta bulunacak tüm gerçek kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak çadır ve karavan teslimlerinin ve izin verilmesi koşuluyla bu amaçla karavan ithalinin Cumhurbaşkanlığınca belirlenecek bir süreye kadar % 1 KDV oranına tabi kılınmasında büyük yarar görülmektedir.

18- CANSUYU Kredilerinin Verilmesi İvedilikle Başlatılmalıdır

Deprem bölgesinde pek çok vatandaşımız, işletmelerimiz, fabrikalarımız ve muhtelif serbest meslek mensuplarımız (mali müşavirler, avukatlar, mimarlar, doktorlar vb.) evlerini, işyerlerini kaybetmişlerdir. Pek çoğu, hayatına sıfırdan başlamak zorunda kalacaktır.

İşte bu zor günlerinde, hayata tekrar tutunmaları ve ülkemize katma değer yaratmaya devam edebilmeleri için gerek kamu bankaları gerekse özel bankalar ve diğer finans kuruluşları tarafından en az 3 yıl süre geri ödemesiz ve en az 10 yıl vadeli faizsiz veya çok düşük faizli ihtiyaç ve işletme kredilerinin CANSUYU kredileri olarak verilmesi sağlanmalıdır.

19- Depremden Kaynaklı İntikallerde Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası Sağlanmalıdır

Depremden etkilenen 11 ilde hayatını kaybedenler ile bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak daha sonraki tarihlerde ölenlerin mirasçılarına deprem bölgesindeki menkul ve gayrimenkullerin veraset yoluyla depremden zarar görenlere ivazsız intikallerinin veraset ve intikal vergisinden istisna tutulmasına yönelik kanuni düzenleme yapılmalıdır.

20- BES ve Hayat Sigortası Ödemelerinden Vergi Kesintisi Yapılmamalı ve Ödemeler Kolaylaştırılmalıdır

Deprem nedeniyle vefat eden vatandaşlarımız ile ilgili olarak Hayat Sigortası ve Bireysel Emeklilik Sistemi kapsamında yapılacak ödemelerin gelir vergisinden istisna tutulması ve ayrıca bu ödemelerden Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesi kapsamında tevkifat yapılmaması sağlanmalıdır.

Afet bölgesinde varis veya üçüncü kişilere banka, sigorta ve hayat şirketleri tarafından yapılacak ödemelerde lehdarın veya varislerin Veraset ve İntikal Vergisinin ödendiğine ilişkin vergi dairesinden bir yazı getirilmesi talep edilmektedir. Aksi halde ilgili şirketler kendilerini korumak amacıyla % 5 ila % 15 arasında Veraset ve İntikal Vergisi kesintisi yapmak zorunda kalmaktadırlar. Yaşadığımız olağanüstü şartla göz önüne alındığında hayat sigortası ve diğer sigorta ödemelerinde vergi dairelerinden ilişik kesme yazılarının aranmamasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.

21- Bölgedeki Firmalar İçin Yatırıma Katkı Oranı ve İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Artırılarak Bölgeye Yapılacak Yatırımlar Üst Seviyede Teşvik Edilmeli ve Yeni Ekonomik ve Ticari Faaliyetlerin Bölgede Gerçekleştirilmesine Yönelik Teşvik Uygulamaları Geliştirilmelidir

Bilindiği üzere yatırım teşvik belgeleri kapsamında yapılan yatırımlar için indirimli kurumlar vergisi uygulaması bulunmaktadır. Bölgenin üretim kapasitesinin yeniden oluşturulması amacıyla yeni yapılacak yatırımlar ile mevcut yatırımlardan zarar görenlerin tadili için yapılacak tevsi yatırımlara yönelik olarak yatırıma katkı oranının ve indirimli kurumlar vergisi oranının artırımlı olarak belirlenmesinde yarar görülmektedir. Bu çerçevede depremden etkilenen 11 il için Yatırıma katkı oranının %100 ve vergi indirim oranının da % 100 olarak belirlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca bölgenin üretim kapasitesinin tekrar oluşturulması ve ekonomik hayatın canlandırılması amacıyla bölgede yürütülecek yeni üretim faaliyetleri ile birlikte istihdamı sağlaması koşuluyla diğer bölgelerdeki firmaların ürettikleri ürünlerinin gerek pazarlanması gerekse perakende ve toptan ticari faaliyetlerinin depremden en fazla zarar gören illerden başlamak üzere yatırım teşvikleri kapsamında gerekli vergisel veya diğer ekonomik teşvik unsurlarının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

22- Yatırım Teşvik Belgesi Kapatma İşlemleri Kolaylaştırılmalıdır

Depremden etkilenen illerdeki mükelleflerin yatırım teşvik belgesi kapatma işlemlerinin sürelerinin uzatılması ve bu kapsamda, ilgililerce teşvik edilmesi gereken bilgi ve belgelerin ibrazında gereken kolaylıkların sağlanması gerektiği düşünülmektedir.

23- Afet Nedeniyle Verilecek İhtiyaç Kredisi Gibi Kredilere İlişkin Vergisel Teşvikler Sağlanmalıdır

Depremler nedeniyle binalarının veya ticari, zirai, sınai ya da mesleki faaliyete mahsus varlıklarının zarar gördüğü, hasar tespit komisyonlarınca belirlenen kişi ve kuruluşlara, bankalarca açılacak veya ertelemeye tabi tutulacak ihtiyaç kredisi gibi krediler ve bu kredilerin teminatına ilişkin işlem ve kağıtlar, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ile 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınmakta olan damga vergisi ve harçlardan ve bankaların bu krediler ile ilgili olarak her ne nam altında olursa olsun lehlerine aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisinden (BSMV) istisna tutulması ve KKDF alınmaması gerektiği değerlendirilmektedir.

24- Afet Bölgesinde Yapılacak İmar ve İnşa Faaliyetlerinin Finansmanı İçin Özel Çalışmalar Yapılmalıdır

Afet bölgesinin yeniden imar ve inşası için ortaya çıkacak ilave kamu geliri ihtiyacı; ek vergiler getirilmesi, dolaylı vergilerde oran artışı, harcamaların ötelenmesi, kısa ve orta vadede hazineden büyük miktarda kaynak çıkışını gerektirecek altyapı yatırımları ile uygulamaların ertelenmesi gibi bir takım gelir getirici / gider önleyici mali önlemlerin alınmasını gerektirmektedir.

Özellikle kısa vadede gelir toplamanın en kolay yollarından olan dolaylı vergilerin artırılması ilk etapta akla gelebilecek önlemdir. Ancak bu yöntemin tercih edilmesi hali hazırda vergi sistemimizde mevcut olan adaletsizliği daha da derinleştireceğinden ek gelir ihtiyacının mümkün mertebe zorunlu olmayan kamu harcamalarının kısılarak sağlanması ve hala ihtiyaç olması durumunda servet ve kazanç üzerinden alınacak vergiler (GV, KV, VİV, MTV, vb.) ile karşılanmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Bu suretle oluşacak ilave gelirlerin “Afet Bölgesi Kalkınma Fonu” nda toplanması ve bu fonun, afet bölgesinde ihtiyaç duyulan altyapı yatırımları ile bölgede gerçekleştirilecek yeni yatırımların düşük maliyetle finansmanında kullanılması sağlanmalıdır.

25- Deprem Bölgesinde Yürütülen Vergi İncelemeleri Mücbir Sebep Süresince Durdurulmalı ve Deprem Bölgesindeki Mükelleflerle Bağlantılı Karşıt İnceleme Yapılma Zorunluluğu Kaldırılmalıdır

Deprem felaketinin yaşandığı 11 ilde halen devam etmekte olan vergi inceleme çalışmaları, deprem felaketinden doğrudan etkilenen mükellefler bakımından Hazine ve Maliye Bakanlığınca ilan edilmiş olan mücbir sebep süresinin sonuna kadar durdurulmalıdır.

Ayrıca depremden zarar gören iller dışındaki diğer mükellefler nezdinde yürütülen vergi incelemeleri nedeniyle depremden zarar gören mükellefler nezdinde yürütülmesi gereken KARŞIT İNCELEME çalışmalarının da yapılması zorunluluğunun, deprem nedeniyle defter, kayıt ve belgelerin zayi olması nedeniyle gerek vergi inceleme elemanları gereken Yeminli Mali Müşavirler açısından tamamen kaldırılması gerektiği değerlendirilmektedir.

26- Yıkılan Binaların Tapu Kayıtlarında Arsa Vasfına Dönüştürülmesi Herhangi Bir Mali Yükümlülük Doğurmadan Yapılmalıdır

Deprem nedeniyle yıkılan binalar artık “arsa” vasfına dönmüştür. Üzerine bina yapılıp yapılmayacağı da belli değildir. Özellikle, yıkılan ve arsa haline gelen binaların cins tashihleri için her türlü vergi ve harç muafiyetinin getirilmesi, bina vasfı nedeniyle tahakkuk etmiş veya edecek emlak vergilerinin terkin edilmesi ve ayrıca ilgili resmi kayıtların düzeltim işlemlerinin de ilgili idare tarafından herhangi bir mali yükümlülük doğurmadan yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

27- Depremzedelere Yönelik İstihdam Teşvikleri Hayata Geçirilmelidir

Depremzedelere yönelik sağlanacak istihdamı teşvik etmek amacıyla belirli bir süre ile depremzedelere ödenecek ücretlerin herhangi sınıra tabi tutulmaksızın Gelir Vergisi, Damga Vergisi ve Sigorta Primlerinden (İşçi ve İşveren Payı) istisna edilmesine yönelik yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.

Ayrıca deprem bölgesinde faaliyette bulunan işyerleri için pandemi döneminde olduğu gibi Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

28- İşverenlerin, Deprem Bölgesinde Çalışan İşçilerine Yapacakları Nakdi Yardımlar Sigorta Priminden Muaf Tutulmalıdır

06.02.2023 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında birçok işveren bölgede çalışan işçilerine nakit para yardımı yapmak istemektedir. Ancak 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre nakit ödemeler sigorta primi istisnaları arasında yer almamaktadır. Bölgede çalışan ve zor durumda olan işçilerin sorunlarına bir nebze de olsa katkı saylayacak olan işverenleri tarafından yapılacak nakdi yardımların sigorta priminden muaf tutulmasına ilişkin düzenleme yapılması yararlı olacaktır.

29- Pandemi Döneminde Hayata Geçirilen Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin İvedilikle Başlatılmalıdır

Bölgede birçok işyeri depremden zarar görmüş olması nedeniyle kapasitesinin altında çalışmak durumda kalmıştır. Yine birçok işyerinin yıkılması veya kısmen zarar görmesi nedeniyle çalışanların işsiz kalması durumu ortaya çıkmıştır. Bu nedenlerden dolayı tıpkı pandemi döneminde uygulandığı üzere kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamasının hayata geçirilmesi yararlı olacaktır.

Bu amaçla e-Bildirge sisteminde yapılacak bir geliştirme ile sadece tek bir buton tıklanarak ilgili işverenin kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinden yararlanma isteminin alınmasını sağlanmasının isabetli olacağı değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan, bölgede ekonomik hayatın yeniden canlandırılmasında en önemli rolü oynayacak kendi nam ve hesabına çalışan meslek mensuplarımızı (SMMM-YMM) da bu destek unsurlarından (KÇÖ, NÜD) doğrudan yararlandıracak düzenleme ve uygulamaların ivedilikle hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.

30- İşverenlerin İşlemleri Deprem Bölgesinden Yürütülen Deprem Bölgesi Dışındaki İşyerleri de SGK Uygulamaları Bakımından Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamasında mücbir sebep kapsamına alınan deprem bölgesi dışındaki aynı işverenlerin işyerleri ertelemelerden yararlanamamaktadır. Örneğin işverenin Gaziantep ilindeki işyeri mücbir sebep kapsamına alınmasına rağmen aynı işverenin Ankara ve İstanbul’daki diğer işyerleri mücbir sebep kapsamına alınmamaktadır.

Gerek deprem bölgesindeki işyerlerinin zarar görmesi nedeniyle işverenlerin ekonomik kayıplara uğraması, gerek deprem bölgesindeki bilgi ve belgelere ulaşılamaması nedeniyle aynı işverenin deprem bölgesi dışındaki işyerleri için belgelerini vermesi ve doğacak sigorta primlerini ödemesi imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle aynı işverenin deprem bölgesi dışındaki işyerlerinin deprem bölgesi içinde kalan işyerleri gibi mücbir sebep kapsamına alınmasında yarar görülmektedir.

31- Depremden Etkilenen Çalışanların Mali, Sosyal ve Ekonomik Haklarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Devreye Alınmalıdır

Depremden etkilenen çalışanların mali, sosyal ve ekonomik haklarının korunmasına yönelik olarak aşağıda belirtilen tedbirlerin devreye alınmasında yarar görülmektedir.

  • Depremde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine prim ödeme ve çalışma süresi koşulları aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalıdır.
  • Deprem sebebiyle meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenler prim ve sigorta süresi şartı aranmaksızın malul sayılmalı ve malullük sigortasından aylık bağlanmalıdır.
  • Depremden zarar görmüş işçilerin korunması için derhal işten çıkarma (fesih) yasağı getirilmelidir.
  • Depremzede işsizler önkoşul aranmaksızın işsizlik ödeneğinden yararlanmalıdır.
  • Deprem nedeniyle işten ayrılmak isteyen depremzedelerin kıdem tazminatı ödenmelidir.
  • Afetle mücadele kapsamında yeni istihdam yaratılmalı ve işverenlere afetzede çalıştırma yükümlülüğü getirilmelidir

 

 


Kaynak: TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/feed/ 0
Depremzede çiftçilere yönelik alınan tedbirler https://www.muhasebenews.com/depremzede-ciftcilere-yonelik-alinan-tedbirler/ https://www.muhasebenews.com/depremzede-ciftcilere-yonelik-alinan-tedbirler/#respond Tue, 14 Feb 2023 22:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138578 Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 10 ildeki çiftçiler için alınan tedbirlere ilişkin bilgi verdi.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, depremzede çiftçilere destek olmak için her türlü tedbiri almaya devam ettiklerini belirterek, devlet ve millet bir olarak tüm zorlukların birlikte aşılacağını kaydetti.

Kirişci’nin paylaşımında; mazot, gübre, hayvancılık ve kırsal kalkınma destekleri ile Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ürün güncelleme başvurularıyla ilgili şu bilgilere yer verildi: “2022’den itibaren ayni olarak verilmeye başlanan mazot ve gübre destekleri, depremden etkilenen 10 ilimiz için nakit olarak ödenecektir. Bu kapsamda toplam tutarı 2,8 milyar lira olan mazot ve gübre destekleri, şubat ayı sonuna kadar çiftçilerimizin hesaplarına yatırılacaktır. 2023 üretim yılı ÇKS başvurusunu yapan üreticilerimizin 28 Şubat olan ürün güncelleme son başvuru tarihi 8 Mayıs tarihine kadar uzatılmıştır. Yıl boyunca ödenecek olan 530 milyon lira tutarındaki; Çiğ Süt Desteği, Buzağı Desteği, Anaç Koyun-Keçi Desteği, Büyükbaş Hayvan Besi Desteği, Arılı Kovan Desteği, Sürü Büyütme ve Yenileme Desteği ödemeleri, 10 ilimiz için şubat ayı içerisine çekilerek üreticilerimizin hesaplarına yatırılacaktır. Ayrıca, 10 il için 185 bin işletmeye, 2 milyon büyükbaş için hayvan başına 500 lira ve 9 milyon küçükbaş için hayvan başına 50 lira olmak üzere toplam 1,5 milyar lira yem desteği verilecektir. Kırsal Kalkınma Desteği’ne yönelik olarak da Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımları için 2022-2023 dönemi başvuru süresi, depremden etkilenen 10 ilde 8 Mayıs’a, diğer illerde ise 28 Şubat’a kadar uzatılmıştır. Kırsal Ekonomik Altyapı Yatırımları için 2022-2023 dönemi proje değerlendirme süresi, depremden etkilenen 10 ilde 8 Mayıs’a, diğer illerde ise 10 Mart’a kadar uzatılmıştır.”


Kaynak: https://istanbulticaretgazetesi.com/
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/depremzede-ciftcilere-yonelik-alinan-tedbirler/feed/ 0
Stok affı beyanı sebebiyle tahakkuk eden ancak indirimi unutulan KDV için düzeltme beyanı verilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/stok-affi-beyani-sebebiyle-tahakkuk-eden-ancak-indirimi-unutulan-kdv-icin-duzeltme-beyani-verilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/stok-affi-beyani-sebebiyle-tahakkuk-eden-ancak-indirimi-unutulan-kdv-icin-duzeltme-beyani-verilebilir-mi/#respond Fri, 29 Jul 2022 07:37:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=129489 Stok affı beyanı sebebiyle tahakkuk eden KDV süresi içinde içinde ödenmiştir ancak ödenen KDV dönemin KDV beyannamesinde indirim konusu yapılmamıştır. Bu hakkımızı kullanmak için geçmişe yönelik KDV beyannamelerimize düzeltme verebilir miyiz?

KDV beyannamesini düzeltmeden 31/12/2022 Tarihine kadar verilecek KDV beyannamelerinde indirim yapabilirsiniz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/stok-affi-beyani-sebebiyle-tahakkuk-eden-ancak-indirimi-unutulan-kdv-icin-duzeltme-beyani-verilebilir-mi/feed/ 0
İhracatçı firmalara yönelik SGK teşviki var mıdır, varsa şartları nelerdir? https://www.muhasebenews.com/ihracatci-firmalara-yonelik-sgk-tesviki-var-midir-varsa-sartlari-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/ihracatci-firmalara-yonelik-sgk-tesviki-var-midir-varsa-sartlari-nelerdir/#respond Mon, 28 Mar 2022 07:59:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124459 İhracatçı firmalara yönelik SGK teşviki var mıdır varsa şartları nelerdir?

SGK tarafından teşvikler tek broşürde toplanmış olup internet uzantısı aşağıdaki gibidir;

Brosur_istihdam_tesvikleri_20_08_2021.pdf

Örneğin;
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararlar Çerçevesinde
Uygulanan Sigorta Primi Teşviki Yasal Dayanak: 5510 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesi Yatırımlarda Devlet yardımları hakkında kararlar çerçevesinde düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarla sigortalıları istihdam eden özel sektör işverenleri, söz konusu kararlarda belirtilen sürede, prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin; işveren hisselerinin tamamına veya Cumhurbaşkanınca belirlenen illerde işveren hisseleri ile birlikte sigortalı hisselerinin tamamı tutarında teşvikten yararlanabilir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihracatci-firmalara-yonelik-sgk-tesviki-var-midir-varsa-sartlari-nelerdir/feed/ 0
Çin menşeli bazı metal tellerin ithalatına yönelik nihai gözden geçirme soruşturması açıldı https://www.muhasebenews.com/cin-menseli-bazi-metal-tellerin-ithalatina-yonelik-nihai-gozden-gecirme-sorusturmasi-acildi/ https://www.muhasebenews.com/cin-menseli-bazi-metal-tellerin-ithalatina-yonelik-nihai-gozden-gecirme-sorusturmasi-acildi/#respond Sun, 13 Feb 2022 09:25:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122266 Ticaret Bakanlığı’nın ithalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin tebliğleri Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Çin menşeli “adi metallerden içi doldurulmuş teller” ürününün ithalinde CIF bedelin (mal bedeli, sigorta ve navlun) yüzde 21,12’si ve yüzde 28,87’si oranında dampinge karşı kesin önlem yürürlükte bulunuyor.

Yerli üretici Oerlikon Kaynak Elektrodları ve Sanayi AŞ tarafından gerçekleştirilen başvuruya istinaden, uygulanan dampinge karşı önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin ve zararın devam etmesi veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olmasından ötürü bir nihai gözden geçirme soruşturması açılması kararlaştırıldı.

SÜRESİ DOLAN VE DOLACAK OLAN DAMPİNGE KARŞI ÖNLEMLER

2021’in ikinci yarısında yürürlük süresi dolan ve bu yılın ikinci yarısında süresi dolacak mevcut dampinge karşı önlemler de ilan edildi.

Buna göre, Çin menşeli “bazı delmeye mahsus aletler” ile “frezelemeye mahsus aletlerin” ithalatında uygulanan dampinge karşı önlemlerin süresi 7 Aralık 2021’de doldu.

Aralarında Kore ve Çin menşeli “beton pompaları, beton pompalama taşıtları”, Yunanistan menşeli “rafine edilmiş bakırdan ince ve kalın borular”, Çin menşeli “kapitoneli mensucat, sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik (farklı kalınlıklarda), otobüs, kamyon, tarım ve orman taşıtları, yapı, madencilik veya sanayi elleçleme taşıtları ve makinelerinde kullanılan dış lastikler”, Kore menşeli “dioktil ortoftalatlar, dioktil tereftalat”ın da bulunduğu eşyaların ithalatında uygulanan dampinge karşı önlemlerin yürürlük süresi nihai gözden geçirme soruşturması açılmaması halinde bu yılın ikinci yarısında sona erecek.

Söz konusu ürünlerle ilgili yerli üretici veya üreticiler, nihai gözden geçirme soruşturması açılması için başvuru yapma hakkına sahip bulunuyor.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/cin-menseli-bazi-metal-tellerin-ithalatina-yonelik-nihai-gozden-gecirme-sorusturmasi-acildi/feed/ 0
Varlıklarını TL’ye dönüştüren kurumlara yönelik vergi istisnasının esasları belirlendi https://www.muhasebenews.com/varliklarini-tlye-donusturen-kurumlara-yonelik-vergi-istisnasinin-esaslari-belirlendi/ https://www.muhasebenews.com/varliklarini-tlye-donusturen-kurumlara-yonelik-vergi-istisnasinin-esaslari-belirlendi/#respond Sat, 12 Feb 2022 23:00:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122270 ]]> Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından hazırlanan, Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tebliğde, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici maddeyle döviz ve altın varlıklarını Türk lirasına dönüştüren kurumlara vergi istisnası sağlanmasına atıf yapılarak, istisna kapsamına açıklık getirildi.

Buna göre, mükelleflerin 31 Aralık 2021 bilançolarında yer alan yabancı paralar ve altın hesapları ile 1 Ocak 2022’den itibaren açılacak işlenmiş ve hurda altın hesabı bakiyeleri istisna kapsamında olacak.

Söz konusu yabancı paralarını ve altın hesaplarını Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru veya fiyatı üzerinden, kanunda öngörülen süre ve şekilde Türk lirasına çeviren kurumlar vergisi mükellefleri bu istisnadan yararlanabilecek.

Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilmiş olan kurumlar vergisi mükellefleri de hangi özel hesap dönemine tabi olduklarına bakılmaksızın 31 Aralık 2021 itibarıyla çıkaracakları bilançolarını dikkate alarak, bilançoda yer alan yabancı paralar ve altın hesapları ile 1 Ocak 2022’den itibaren açılacak işlenmiş ve hurda altın hesabı bakiyeleri dolayısıyla istisnadan faydalanabilecek.

İSTİSNALAR ÖRNEKLERLE AKTARILDI

Tebliğde, sağlanacak istisnalar çeşitli örneklerle de açıklandı. Bu kapsamda, kur farkı kazançları ile yabancı paralardan bir kısmının Türk lirasına dönüştürülmesi durumunda sağlanacak istisnanın örnek hesaplamalarına yer verildi.

Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülen yabancı paralara ve altın hesaplarına ilişkin istisna uygulanabilecek dönemlerde doğan zararın durumunun yanı sıra söz konusu hesaplardan vadeden önce çekim yapılması halinde neler olabileceği de çeşitli örneklerle paylaşıldı.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/varliklarini-tlye-donusturen-kurumlara-yonelik-vergi-istisnasinin-esaslari-belirlendi/feed/ 0
Savunma sanayii projelerine ilişkin olarak bu kurumlara ilgili projeler kapsamında yapılan teslim ve hizmetlerde uygulanacak istisnaya dair KDV Tebliğ’i yayımlandı https://www.muhasebenews.com/savunma-sanayii-projelerine-iliskin-olarak-bu-kurumlara-ilgili-projeler-kapsaminda-yapilan-teslim-ve-hizmetlerde-uygulanacak-istisnaya-dair-kdv-tebligi-yayimlandi/ https://www.muhasebenews.com/savunma-sanayii-projelerine-iliskin-olarak-bu-kurumlara-ilgili-projeler-kapsaminda-yapilan-teslim-ve-hizmetlerde-uygulanacak-istisnaya-dair-kdv-tebligi-yayimlandi/#respond Wed, 19 Jan 2022 06:41:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121076 18 Ocak 2022 tarihli ve 31723 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 40) ile;

– 25/12/2021 tarih ve 31700 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7349 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 5 inci maddesiyle 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine eklenen Milli Savunma Bakanlığı veya Savunma Sanayii Başkanlığınca yürütülen savunma sanayii projelerine ilişkin olarak bu kurumlara ilgili projeler kapsamında yapılan teslim ve hizmetlerde uygulanacak istisnaya,

– 3065 sayılı KDV Kanununun 13/f maddesinde yer alan istisnaya ilişkin olarak, Ulusal Güvenlik Kuruluşları tarafından ilgili mal ve hizmetlerin istisna kapsamında olduğuna dair tereddüt yaşanması halinde Gelir İdaresi Başkanlığından görüş alınabileceğine,

– 31/12/2021 tarihli ve 31706 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 30/12/2021 tarihli ve 5047 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının gereği olarak, imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin iade edilmesini öngören 3065 sayılı Kanunun geçici 37 nci maddesinin, 2022, 2023 ve 2024 yılları için de uygulanmasına dair gerekli düzenlemelere

ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin ilgili bölümlerinde düzenleme ve değişiklikler yapılmaktadır.

Tebliğe ulaşmak için tıklayınız.


40 SERİ NO’LU KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

]]>
https://www.muhasebenews.com/savunma-sanayii-projelerine-iliskin-olarak-bu-kurumlara-ilgili-projeler-kapsaminda-yapilan-teslim-ve-hizmetlerde-uygulanacak-istisnaya-dair-kdv-tebligi-yayimlandi/feed/ 0
Yeminli mali müşavirler e-defter kullananlar için karşıt inceleme tutanaklarını nasıl düzenleyecekler? https://www.muhasebenews.com/yeminli-mali-musavirler-e-defter-kullananlar-icin-karsit-inceleme-tutanaklarini-nasil-duzenleyecekler/ https://www.muhasebenews.com/yeminli-mali-musavirler-e-defter-kullananlar-icin-karsit-inceleme-tutanaklarini-nasil-duzenleyecekler/#respond Wed, 29 Dec 2021 02:30:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118362

45 SERİ NO’LU SM, SMMM VE YMM KANUNU GENEL TEBLİĞİ

Resmi Gazete Tarihi: 22/04/2017
Resmi Gazete No: 30046

Giriş

MADDE 1 – (1) Yeminli mali müşavirler tarafından e-defter uygulamasına dahil olan mükelleflere yönelik olarak tanzim olunacak tasdik raporları ile bu mükelleflere mal ve hizmet sağlayan ve e-defter uygulaması kapsamında defter tutmakta olan alt mükellefler nezdinde tanzim olunacak karşıt inceleme tutanakları ve teyit-bilgi isteme cevap yazılarında; defter tasdik bilgisi ve iade ile ilişkili fatura vb. belgelerin defter kayıtlarının tespitine yönelik yapılan açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

Dayanak

MADDE 2 – (1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanılmasını, Bakanlığımızca belirlenen şartlara uygun olarak yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibraz edilmesi şartına bağlamaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye Bakanlığımız yetkili kılınmıştır.

(2) 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, Maliye Bakanlığının mükellef ve meslek grupları itibarıyla muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Söz konusu fıkranın (3) numaralı bendinde ise Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükmüne yer verilmiştir.

(3) 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 12 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden 2/1/1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinin son fıkrasında ise tasdik işlemi yapılırken aranacak asgari bilgi, şekil şartları ile tasdike ilişkin diğer usul ve esasların Bakanlığımızca çıkartılacak tebliğlerle belirleneceği belirtilmiştir.

Tanzim edilecek tasdik raporları ile karşıt incelemelerde uyulacak usul ve esaslar

MADDE 3 – (1) 213 sayılı Kanunun “Kayıt Zamanı” başlıklı 219 uncu maddesinde;

“Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.”

hükmü yer almaktadır.

(2) 14/12/2012 tarihli ve 28497 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 421 Sıra No.lu ve 20/06/2015 tarihli ve 29392 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 454 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile bazı mükellef gruplarına elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirilmiştir.

(3) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 64 üncü maddesinde; yevmiye defteri, defteri kebir,envanter defteri, karar ve işletme defterinin elektronik ortamda tutulabileceği ve bu defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca çıkarılacak müşterek bir tebliğle belirleneceği hükme bağlanmış olup, bu kapsamda 13/12/2011 tarihli ve 28141 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliği ile Vergi Usul Kanunu kapsamında tutulması zorunlu olan defterlerden www.edefter.gov.tr internet adresinde format ve standardı yayımlanan defterlerin elektronik ortamda oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenerek e-defter kullanımına izin verilmiştir. Söz konusu Tebliğin,24/12/2013 tarihli ve 28861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliği ile değişen “3.3. Elektronik Defter Oluşturma” başlığının “3.3.3.” alt başlığında;

“a) Gerçek kişiler elektronik defterlerini, ilgili olduğu ayı takip eden üçüncü ayın son gününe kadar kendilerine ait güvenli elektronik imza veya mali mühür ile imzalar.

b) Tüzel kişiler elektronik defterlerini, ilgili olduğu ayı takip eden üçüncü ayın son gününe kadar (Hesap döneminin son ayına ait defterler kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın son gününe kadar) kendilerine ait mali mühür ile onaylar.

c) İmzalı veya mühürlü defterler için berat dosyaları oluşturulur ve bu dosyalar Elektronik Defter Uygulaması aracılığı ile Başkanlığın onayına sunulur.

ç) Başkanlık mali mührünü de içeren beratlar elektronik defter tutanlar tarafından indirilerek istenildiğinde ibraz edilmek üzere ilgili olduğu elektronik defterler ile birlikte muhafaza edilir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

(4) Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalara göre; e-defter uygulamasına dahil olan mükelleflere yönelik olarak yeminli mali müşavirler tarafından tanzim olunacak tasdik raporları ile bu mükelleflere mal ve hizmet sağlayan ve e-defter uygulaması kapsamında defter tutmakta olan alt mükellefler nezdinde yeminli mali müşavirler tarafından tanzim olunacak karşıt inceleme tutanakları ve teyit-bilgi isteme cevap yazılarında aşağıda belirtilen kurallar çerçevesinde, defter tasdik bilgisine yer verilmesi ve iade ile ilişkili fatura vb. belgelerin defter kayıtlarının tespitinin yapılması gerekmektir.

(5) Defter Tasdik Bilgisine İlişkin Yapılacak İşlemler

a) İade talebinde bulunan veya nezdinde karşıt inceleme yapılan alt mükellefin ilgili dönem için e-defter uygulamasına yüklenmiş berat dosyaları var ise YMM tasdik raporları/ karşıt inceleme tutanakları ve teyit-bilgi isteme cevap yazılarında, yeminli mali müşavirlerce, mükellefin ilgili dönemde e-defter uygulaması kapsamında kanuni defter kayıtlarını tutmakta olduğunun belirtilmesi ve ilgili aya ait Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) onaylı berat dosyalarının “Defterin Nev’i ve Dönemi, Berat Dosyasının Tekil No’su ve Oluşturma Tarihi, 2017 yılının Mayıs ayından itibaren yüklenecek Berat Dosyaları için Evrensel Tekil No’su (ETTN)” bilgisine ayrı bir tabloda yer verilmesi gerekmektedir.

Söz konusu berat dosyalarının bilgileri vergi dairelerince elektronik ortamda sorgulanıp görüntülenebildiğinden, berat dosyalarının kağıt çıktısının ilgili rapor, tutanak veya yazılara eklenmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.

b) İade talebinde bulunan veya nezdinde karşıt inceleme yapılan alt mükellef hakkında tanzim olunan YMM tasdik raporları/karşıt inceleme tutanakları ve teyit-bilgi isteme cevap yazılarının düzenlendiği tarih itibariyle ilgili döneme ait berat dosyalarının 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliğinde belirlenen sürenin dolmamış olması nedeniyle e-defter sistemine henüz yüklenmemiş olması halinde rapor, tutanak veya yazılarda, “Mükellef     e-defter uygulamasına dahil olmuş olup ilgili döneme ilişkin e-defter ve berat dosyasının oluşturulma ve berat dosyalarının GİB sistemine yüklenme süresi, işbu rapor/tutanak/yazı tarihi itibariyle dolmadığından, GİB sistemine yüklenmemiştir.” bilgisine yer verilmesi gerekmektedir.

1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliğinde belirtilen süreler, e-defter ve berat dosyalarının oluşturulması, imzalanması, onaylanması ve e-defter uygulaması aracılığı ile berat dosyalarının GİB onayına sunulması için öngörülen sürenin son günü olup, bu süreden önce de dileyen mükellefler tarafından e-defter ve berat dosyalarının oluşturulması, imzalanması, onaylanması ve berat dosyalarının GİB onayına sunulması mümkündür.

(6) Defter Kayıtlarının Tespitine İlişkin Yapılacak İşlemler

a) İade talebinde bulunan veya nezdinde karşıt inceleme yapılan alt mükellefin ilgili dönem için e-defter uygulamasına yüklenmiş berat dosyaları var ise YMM tasdik raporları/karşıt inceleme tutanakları ve teyit-bilgi isteme cevap yazılarında fatura vb. belgelerin kaydedildiği yevmiye maddelerinin tarih ve numarasına yer verilmesi gerekmektedir.

b) İade talebinde bulunan veya nezdinde karşıt inceleme yapılan alt mükellef hakkında tanzim olunan YMM tasdik raporları/karşıt inceleme tutanakları ve teyit-bilgi isteme cevap yazılarının düzenlendiği tarih itibariyle ilgili döneme ait berat dosyalarının 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliğinde belirlenen sürenin dolmamış olması nedeniyle e-defter sistemine henüz yüklenmemiş olması halinde rapor, tutanak veya yazılarda, fatura vb. belgelerin kaydına ilişkin olarak aşağıda açıklandığı şekilde gerekli bilgi ve belgelere yer verilmesi gerekmektedir.

1) İade talebinde bulunan veya nezdinde karşıt inceleme yapılan alt mükellefin, defter kayıtlarını 213 sayılı Kanunun 219 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre 10 gün içerisinde yapıyor olması halinde, muhasebe kayıt sisteminden alınacak “incelemeye konu fatura vb. belgelerin ilgili muhasebe hesaplarına intikalini gösteren” muavin hesap dökümünün ilgili YMM tarafından meslek mührü tatbik edilerek düzenlenen rapor, tutanak veya yazılara eklenmesi ya da yetkili merciler tarafından talep edilmesi halinde ibraz edilmek üzere rapor, tutanak veya yazıyı tanzim eden YMM uhdesinde muhafaza edilmesi gerekmektedir.

2) İade talebinde bulunan veya nezdinde karşıt inceleme yapılan alt mükellefin, defter kayıtlarını 213 sayılı Kanunun 219 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre muhasebe fişi, primanota veya bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikaları kullanmak suretiyle yapıyor olması halinde, söz konusu fatura vb. belgelerin muhasebe kaydının gerçekleştirilmesi sırasında kullanılmış olan muhasebe fişi, primanota veya bordroların (veya bu belgelerde yer alan bilgilerin tasnifli ve toplu şekilde çıktısının) ya da muhasebe kayıt sistemlerinden alınacak iade talebine ilişkin fatura vb. belgelerin ilgili muhasebe hesaplarına intikalini gösteren muavin hesap dökümlerinin YMM tarafından meslek mührü tatbik edilerek düzenlenen rapor, tutanak veya yazılara eklenmesi ya da yetkili merciler tarafından talep edilmesi halinde ibraz edilmek üzere rapor, tutanak veya yazıyı tanzim eden YMM uhdesinde muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Diğer hususlar

MADDE 4 – (1) Tasdik raporları ile karşıt inceleme tutanaklarına ilişkin bu Tebliğden önce yayımlanan ve yürürlükte olan 3568 sayılı Kanuna ilişkin Genel Tebliğlerde yer alan usul ve esaslara da uyulması gerekmektedir.

Yürürlük

MADDE 5 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.


Kaynak: 45 SERİ NO’LU SM, SMMM VE YMM KANUNU GENEL TEBLİĞİ
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yeminli-mali-musavirler-e-defter-kullananlar-icin-karsit-inceleme-tutanaklarini-nasil-duzenleyecekler/feed/ 0