yenilenebilir enerji – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 04 Oct 2021 06:35:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Toplam kurulu güç içinde yenilenebilir enerjinin oranı %53’e ulaştı https://www.muhasebenews.com/toplam-kurulu-guc-icinde-yenilenebilir-enerjinin-orani-%53e-ulasti/ https://www.muhasebenews.com/toplam-kurulu-guc-icinde-yenilenebilir-enerjinin-orani-%53e-ulasti/#respond Mon, 04 Oct 2021 16:00:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116364 Kojenerasyon tesislerine destek artacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’de kojenerasyon tesislerinin kurulu gücünün 4 bin 600 megavatı aştığını belirterek, “Önümüzdeki süreçte kullanımının daha da artacağını düşündüğümüz kojenerasyon teknolojisi ve tesislerimizin önünü açmak için elimizden geleni yapmakta kararlıyız.” dedi.

Bakan Dönmez, Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nda (ICCI 2021) yaptığı konuşmada, Türkiye’nin elektrik kurulu gücünün 98 bin 493 megavata, toplam kurulu güç içinde yenilenebilir enerjinin oranının ise yüzde 53’e ulaştığını ifade etti.

Türkiye’nin mevcut yenilenebilir enerji kurulu gücüyle dünyada 12’inci, Avrupa’da 5’inci sırada yer aldığını dile getiren Dönmez, “Tüm dünyada enerjinin geleceği olarak kabul edilen yenilenebilir enerji alanında yüksek üretim, yerli teknoloji ve yetişmiş insan kaynağı temelinde yükselen bir sektör kurmakta kararlıyız. Güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinde de öncü ve örnek ülke olacağımıza inanıyoruz. Bu inancımızın en önemli göstergesi olarak, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarımızda gaza sonuna kadar bastık.” diye konuştu.

Dönmez, Türkiye’nin 2002’de 19 megavat olan rüzgar enerjisi kurulu gücünün 10 bin megavatı aştığına dikkati çekti.

Güneş enerjisi kapasitesinin ise 7 bin 435 megavata ulaştığını söyleyen Dönmez, “Güneş enerjisinde 10 bine doğru göz kırpıyoruz. Rüzgar ve güneş kurulu gücümüze 10’ar bin megavat ilave edeceğiz. Böylece, dünyada 13’üncü, Avrupa’da 8’inci olduğumuz rüzgarda, dünyada 18’inci ve Avrupa’da 8’inci olduğumuz güneşte çok daha ön sıralarda yer alacağız.” ifadelerini kullandı.

Sanayicilere kojenerasyon tesisi kurma çağrısı

Bakan Dönmez, verimli üretim ve düşük maliyet açısından önemli gördükleri kojenerasyon tesislerinin sayısının da arttığını belirterek şunları kaydetti:

“Kojenerasyon tesislerimizin kurulu gücü 4 bin 600 megavatı aştı. Isı ve elektriği aynı anda üreten çok daha verimli bir çalışma prensibine sahip bu tesislerimize olan desteğimizi de artıracağız. Isı ihtiyacı olan tüm sektörlerde kullanılabilen bu teknoloji çimento, demir-çelik, kağıt ve gıda üretimine hayat vererek, üreten Türkiye hikayemizde rol alıyor. Hastane, havalimanı ve alışveriş merkezleri gibi ısıtma ve soğutma ihtiyacı olan sosyal alanlarda hayatımızı kolaylaştıran ‘kojen’ teknolojisi karbon ayak iznimizin azaltılmasına da ciddi derecede katkı sağlıyor. Önümüzdeki süreçte kullanımının daha da artacağını düşündüğümüz kojenerasyon teknolojisi ve tesislerimizin önünü açmak için elimizden geleni yapmakta kararlıyız. Sektörün talep ve istekleri doğrultusunda daha verimli bir üretim için gereken adımları atacağız. Isı ve elektrik üretimini aynı anda yapması nedeniyle ilk bakışta ‘bir taşla iki kuş’ vuruyor gibi duran kojenerasyon tesislerimiz, karbon salımını engellemesi ve verimli üretim yapmasıyla ‘bir taşla dört kuş vuran’ üretim merkezlerimizdir.”

Bu alanda yatırımların artması için yapılan çalışmalara büyük önem verdiğini vurgulayan Dönmez, yoğun enerji tüketen tesislerde maliyetlerin azaltılabilmesi için sanayicilere kojenerasyon yatırımı yapmaları çağrısında bulundu.

Dönmez, karbon ayak izinin azaltılması, fosil yakıtların yerinin yenilenebilir kaynaklarla doldurulması ve yerküreye saygının sektörün öncelikleri arasında olduğunu dile getirerek, “Tüm dünyada tercihin çok ötesinde bir zorunluluk olan temiz enerji dönüşümünde de öncü ülke olacağız.” dedi.


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/toplam-kurulu-guc-icinde-yenilenebilir-enerjinin-orani-%53e-ulasti/feed/ 0
Türkiye’nin “yeşil elektrik piyasası” işleme açıldı https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-yesil-elektrik-piyasasi-isleme-acildi/ https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-yesil-elektrik-piyasasi-isleme-acildi/#respond Wed, 23 Jun 2021 16:00:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111272 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde 1 Haziran’da devreye giren ve 21 Haziran itibarıyla yenilenebilir kaynak bazında işleme açılan YEK-G Sistemi ve Organize YEK-G Piyasası’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, sistemin yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimine önemli katkı sağlayacağını söyledi.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin mayıs sonu itibarıyla 51 bin 388 megavata ulaştığını ve toplam kurulu gücün yüzde 52,7’sini oluşturduğunu aktaran Dönmez, “Kurulu güçteki bu artışımız elektrik üretimimize de yansıdı. 2002’de yüzde 26 olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi oranımız son 3 yılda yüzde 40-45 bandına geldi.” diye konuştu.

Dönmez, böylece Türkiye’nin yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminde 2023 hedefine bugünden ulaştığını söyledi.

Devreye giren YEK-G sistemi ve piyasasıyla yenilenebilir enerjinin teşviki ve geliştirilmesi için önemli bir adım daha atıldığını dile getiren Dönmez, şunları kaydetti:

“YEK-G gönüllülük esasına dayanacak. Üreticilerimize ve tüketicilerimize kullandıkları elektriğin kaynağını seçme alternatifi sunuyoruz. Böylece yeşil enerji kullanımının bilinçli bir seçenek haline gelmesini sağlayacağız. Bireysel tüketicilerden büyük ölçekli kuruluşlarımıza kadar yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih edenler, artık YEK-G ile bu seçimlerini belgelendirebilecek. Böylece üretimden tüketime kadar her aşamada elektriğin hangi yenilenebilir kaynaktan üretildiğini takip edebilecek. Tüketiciler artık satın aldığı elektriğin kaynağını bilecek. Bunu bir sertifikayla ispat edecekler. Üreticiler de portföylerinde yenilenebilir enerji bulundurduklarına dair yükümlülüklerini böylece doğrulamış olacaklar. Yenilenebilir enerjide artık her aşama kayıt altında olacak.”

5,2 teravatsaatlik YEK-G belgesi ihraç edildi

Dönmez, YEK-G sisteminin yüzde 100 yerli imkanlarla blok zincir teknolojisi kullanılarak oluşturulduğuna işaret ederek, “Üretilen her 1 megavat elektrik üretimine karşılık özel bir kod tanımlanacak. Bu da sistemin veri doğruluğunu ve takibini sağlayacak. 21 Haziran itibarıyla 100 piyasa katılımcısının 127 yenilenebilir enerji santrali sisteme kaydını yaptı. Bunların 53’ü üretim, 47’si tedarik lisansına sahip. 1 Haziran’da devreye aldığımız sistemimizde bugüne kadar 5,2 teravatsaatlik YEK-G belgesi ihraç edildi.” ifadelerini kullandı.

YEK-G piyasasının iki farklı aşamaya sahip olduğunu belirten Dönmez, ilk aşama olan YEK-G sisteminde elektriğin EPİAŞ tarafından kaynağına göre sertifikalandırılacağını, üretici adına kaydının yapılacağını ve ihraç edileceğini anlattı.

Dönmez, ikinci aşama olan YEK-G piyasasına ilişkin ise “Burası organize bir piyasa. EPİAŞ tarafından işletilecek. Üretilen sertifikalar organize piyasalarda işlem görerek el değiştirecek. Burada fiyat organize piyasada kaynağa bağlı olarak oluşacak. Organize piyasa ayda bir işleme açık olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Organize YEK-G piyasasında hidroelektrik, rüzgar, jeotermal, biyokütle ve güneş enerjisinin kaynaklarına bağlı olarak ayrı ayrı işlem göreceğini kaydeden Dönmez, kaynağa bağlı olarak farklı YEK-G belge fiyatları oluşacağını dile getirdi.

“Ekonominin yönünü yeşil enerji belirliyor”

Yeşil enerjinin artık ekonomilerin gidişatını belirleyen, oluşturan, onlara yön veren bir niteliğe kavuşmaya başladığını anlatan Dönmez, ülkelerin son zamanlarda iklim değişikliğiyle mücadele için yenilenebilir enerjide önemli düzenlemeleri hayata geçirdiğini belirtti.

Dönmez, bu düzenlemelerden birinin Avrupa Birliği’nin (AB) yayımladığı Yeşil Mutabakat olduğunu anımsatarak, “İlerleyen dönemde YEK-G, AB’nin karbon vergisi yükümlülükleri ve sınırda karbon vergisine karşılık kullanılabilecek. Kaynak ifşası ve bunun sertifikalandırılmasıyla, yenilenebilir enerji, üreticilerimiz için yeni bir ihracat kapısı olacak. YEK-G şirketlerimiz için yeni bir kar kapısı oluştururken, bizim için de enerjide merkez ülke Türkiye hedefimize yönelik önemli bir adım daha olacak. Türkiye’nin yurt dışına açılan yeni gümrük kapılarından biri de YEK-G olacak.” diye konuştu.

Bunun için Bakanlığı, EPİAŞ ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının başını çektiği bir çalışma grubunun görüşmelerini sürdürdüğünü bildiren Dönmez, firmaların karbon salınımlarının kayıt altına alındığını, raporlandığını ve doğrulandığını ifade etti.

Dönmez, bundan sonraki sürecin piyasanın kurulması ve mekanizmanın işletilmesine yönelik olacağını ve hazırlık sürecini yakından takip ettiklerini söyledi.

Yenilenebilir enerji kullanımını belgeleyen şirketlerin yurt içi ve yurt dışındaki muadillerine göre rekabet açısından daha güçlü bir konuma geleceğini vurgulayan Dönmez, “Sosyal sorumluluk, çevre bilinci ve karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik atılan bu adım şirketlerimizin marka değerine de olumlu katkılar sunacak. İtibar yönetiminde önemli bir enstrüman olacak. Firmalarımız, sürdürülebilirlik raporlarında YEK-G belgelerine yer verebilecek. Çevreye karşı duyarlılıklarını bu şekilde kanıtlamış olacaklar.” dedi,

Dönmez, konuşmasının ardından EPİAŞ’ın şeffaflık butonuna basarak piyasanın açılışını gerçekleştirdi.

Dönmez, piyasada gerçekleştirilen ilk işleme ilişkin, “Organize YEK-G Piyasasında ilk eşleşme jeotermal enerjide oldu. İlk eşleşmede megavatsaati 5 lira olmak üzere 10 adet YEK-G Belgesi oluşturuldu.” ifadelerini kullandı.


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-yesil-elektrik-piyasasi-isleme-acildi/feed/ 0
Son bir yılda güneşten elektrik üretimi %50 arttı https://www.muhasebenews.com/son-bir-yilda-gunesten-elektrik-uretimi-%50-artti/ https://www.muhasebenews.com/son-bir-yilda-gunesten-elektrik-uretimi-%50-artti/#respond Thu, 25 Mar 2021 16:00:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=106599 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin elektrik üretiminde güneş enerjisinin payının 2002’deki sıfır düzeyinden bugün yüzde 3,7’ye ulaştığını belirterek, “Şubat 2020’den bugüne son 1 yıllık rakamlara baktığımızda ise güneşten elektrik üretimimiz yüzde 50 arttı.” dedi.

Yenilenebilir Enerji Yatırımcıları Derneğinin (GÜYAD) genel kurul toplantısına video konferans yöntemiyle katılan Bakan Dönmez, Kovid-19 salgınının olumsuz etkilerine rağmen, güneş enerjisinin geleceğinden beklentilerin büyük olduğunu söyledi.

Dönmez, Uluslararası Enerji Ajansının yayımladığı 2020 Enerji Görünümü Raporu’nda, güneş enerjisinin tarihteki en ucuz enerji kaynağı ilan edildiğini anımsatarak, 10 yıl öncesine kıyasla bugün güneş enerjisi maliyetlerinin en az 5 katı oranda gerilediğini kaydetti.

Verimliliğin artması ve teknolojinin gelişmesiyle bu maliyetlerin daha da düşeceğinin öngörüldüğünü belirten Dönmez, gelecek 10 yılda artan küresel elektrik talebinin karşılanmasında yenilenebilir enerjinin payının daha da artacağını vurguladı.

Dönmez, bu talep artışının karşılanmasında en fazla büyüyen kaynağın güneş olacağını belirterek, şöyle devam etti:

“Öyle ki 2030’a kadar güneş enerjisi sektörünün yıllık yüzde 10’un üzerinde büyüyeceği tahmin ediliyor. Artık büyümenin merkezinde güneşin olduğu bir döneme girdik. Güneş enerjisinde maliyetlerin önemli oranda düşmesi bu alana yönelik yatırım kararlarını da olumlu etkiliyor. Türkiye’nin de güneş başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımı son yıllarda büyük bir artış gösterdi.”

Kurulu gücün yüzde 7’si güneş

Dönmez, 2021’in ilk 2 ayında devreye alınan 831 megavat kurulu gücün ise yüzde 24,3’ünün güneş enerjisi kaynaklı olduğuna değinerek, şunları kaydetti:

“2014’ten bu yana GES kurulu gücünü en fazla artıran dünyada dokuzuncu, Avrupa’da ise üçüncü ülke olduk. Güneşin elektrik üretimimizdeki payı 2002’de sıfır iken bugün yüzde 3,7’ye ulaştı. Şubat 2020’den bugüne son 1 yıllık rakamlara baktığımızda ise güneşten elektrik üretimimiz yüzde 50 arttı. 2020’nin Mayıs ayında ise güneşten ürettiğimiz elektrik, toplam üretimimizin yüzde 5,5’ine ulaşarak aylık bazda rekor kırdı. Günlük bazda ise 12 Nisan günü ürettiğimiz elektriğin yüzde 8’ini güneşten karşılayarak yeni bir rekora daha imza attık. Şubat sonu itibarıyla güneşte kurulu gücümüz 6 bin 869 megavat oldu. Toplam kurulu gücümüzün yüzde 7,1’ini güneş oluşturuyor”

Her yıl asgari bin megavat güneş YEKA’sı (yenilenebilir enerji kaynak alanı) düzenleyerek 10 yılda kurulu güce 10 bin megavat daha eklemeyi hedeflediklerini vurgulayan Dönmez, yerli teknoloji üretiminin de çok önemli olduğunu söyledi.

Dönmez, Mini YEKA yarışmalarına ilişkin bu ay 36 şehir için düzenlenen mini YEKA’da 74 yarışma için 709 başvuru aldıklarını ve bu başvuruların 132 şirket tarafından yapıldığını vurgulayarak, “Güneş enerjisinde mini YEKA yarışmaları için başvuruları aldık. Başvuruların evrak kontrolleri yapılıyor. Evrakları tam olanlar, ilan edilen takvime uygun olarak açık eksiltmeye çağırılacak. Şu anda kesin bir takvim verme imkanı yok, çalışmalar devam ediyor ama nisan ayı içinde bu yarışmaları tamamlayacağımızı söyleyebilirim.” diye konuştu.

Artık enerjinin gerek haneler, gerekse de ticari işletmeler, sanayiciler, belediyeler, kamu kurumları ve tarımsal sulama aboneleri için bir gider kalemi değil, bir gelir kalemi olmasını istediklerini belirten Dönmez, bireysel ya da kamusal tüm yatırımcıları Türkiye’nin enerjisine ortak olmaya davet etti.

Yenilenebilir, en çok yatırım yapılan alan olacak 

Adı Yenilenebilir Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) olarak değiştirilen derneğin genel kurulu “Büyük Dönüşüm” temasıyla yapıldı.

Yeniden GÜYAD Başkanı seçilen Cem Özkök, yenilenebilir enerji finansmanı, yeni kapasite tahsisi ve hibrit santrallerin önünün açılmasının en önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını dile belirterek, “Önümüzdeki on yıllarda en çok yatırım yapılacak enerji alanının yenilenebilir enerji kaynakları olduğunu artık net olarak biliyoruz.” dedi.


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/son-bir-yilda-gunesten-elektrik-uretimi-%50-artti/feed/ 0
Türkiye, enerji verimliliğiyle 2 yılda 1 milyar dolar tasarruf sağladı https://www.muhasebenews.com/turkiye-enerji-verimliligiyle-2-yilda-1-milyar-dolar-tasarruf-sagladi/ https://www.muhasebenews.com/turkiye-enerji-verimliligiyle-2-yilda-1-milyar-dolar-tasarruf-sagladi/#respond Thu, 14 Jan 2021 13:00:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101503 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez video konferans yöntemiyle katıldığı Belediyelerde Yenilenebilir ve Akıllı Enerji Uygulamaları Toplantısı’nda, enerji verimliliğinin toplumsal algıda enerji kaynağı gibi görünmediğini fakat verimliliğin dünyanın birçok yerinde bir kaynak olarak kabul edildiğini söyledi.

Modern ekonomilerin alışılagelmiş üretim ve tüketim anlayışını geride bıraktığını dile getiren Dönmez, “Yenilenebilir enerji, iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevreci teknolojiler gibi kavramlar yeni bir enerji düzenine doğru geçişi zorluyor. Artık günümüz dünyasında atık veya kullan-at diye bir kavram neredeyse kalmadı. Yeniden değerlendirme süreçlerini yaşıyoruz. Döngüsel bir mantıkla kaynakları daha sorumlu kullandığımız, sürdürülebilir ve ürün ömrünün uzadığı bir sistemle daha az enerji harcayıp daha fazla katma değer üretmenin yollarını arıyoruz.” diye konuştu.

Dönmez, enerji verimliliğinin tüm bu süreçlerin merkezinde yer aldığını ve Türkiye’de 2017-2019 yıllarında enerji verimliliğinden elde edilen tasarruf miktarının 1 milyar dolara yaklaştığı bilgisini paylaştı.

Yerel yönetimlerin enerjinin verimli kullanılmasına yönelik uygulamalar açısından en önemli paydaşlar arasında yer aldığını ve Türkiye nüfusunun yüzde 90’ından fazlasının il ve ilçe belediyelerinin sınırları içerisinde yaşadığını kaydeden Dönmez, şöyle devam etti:

“Nüfusumuzun dörtte üçünden fazlası ise büyükşehir belediyelerinin sınırları içinde ikamet ediyor. Dolayısıyla, öncelikle yerel yönetimlerin enerji maliyetlerini yönetmede toplumsal rol model olmalarını arzu ediyoruz. Üreten tüketici olarak adlandırdığımız, kendi elektriğini üreten ve depolayan yerel yönetimlerin tüm Türkiye’ye yayılmasını istiyoruz. Önümüzdeki günlerde özellikle çatı gibi güneş santrali uygulamalarının yaygınlaşmasını bekliyoruz. Mevzuatımız geçen yıl yenilendi ve artık lisanssız üretimde üst sınır, kurumların elektrik bağlantı gücüne kadar artırıldı. Artık kurumlar elektrik bağlantı gücüne kadar yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kapasite kurabiliyor. Yerel yönetimler elektrik bağlantı gücüne göre öz tüketim fazlasını da satabiliyor ve böylece ilave gelir de elde etme imkanına kavuşuyor.”

Belediyeler lisans alarak elektrik tedarikçisi olabilecek 

Dönmez, belediyelerin serbest tüketici haklarını kullanarak istedikleri tedarik şirketinden Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) yayınladığı düzenlemeye tabii tarifelerin de altında fiyatla elektrik temin edebilecekleri bilgisini paylaştı.

Belediyelerin bir yarışmayla daha ucuz bir tedarikçiden elektriğini alabileceğini aktaran Dönmez, “Yerel yönetimlerimiz ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisinin büyüklüğüne göre küçük çaplı da olsa kendi elektrik tedarik şirketini kurabilir. EPDK’den elektrik tedarik lisansı almak suretiyle, bundan sonra belediyelerimiz toptan elektrik piyasasında faaliyet gösterebilir ve başta kendi kurumlarının ihtiyacı olmak üzere elektrik tedarik edebilir. Bu lisanslar Türkiye genelinde olduğu için buradan farklı bir ticaret merkezi imkanı da oluşturabilirsiniz. Yerel yönetimlerimiz kendisine ait sayaçları portföyüne kaydederek ihtiyaçlarını doğrudan EPİAŞ’tan karşılama imkanına sahip olarak daha uygun şartlarda elektrik temin edebilecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Yerli ve yenilenebilir enerjide her 1 puanlık artış 100 milyon dolar katkı sağlıyor

Dönmez, tarımsal sulama maliyetlerinin oldukça yüksek olduğuna değinerek, güneş enerjisi santrallerinin bu maliyetlerin hafifletilmesi için önemli rol oynayabileceğini söyledi.

Türkiye’nin enerji yoğun bir ekonomi olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:

“Sanayide, tarımda, üretimin diğer alanlarında her birim ürünü gelişmiş ülkelere göre normalden daha fazla enerji harcayarak imal ediyoruz. Konutlarda ise ısınma, soğutma, aydınlatma gibi temel ihtiyaçlarımızı verimsiz alet ve ekipmanlar yüzünden daha fazla para ödeyerek karşılıyoruz. Kaynaklarımızı bu kadar heba edecek kadar zengin miyiz? Enerji yoğunluğumuz Almanya, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra OECD ortalamasının da üzerinde. Büyük bir hedef koyduk. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz. O zaman enerji yoğunluğumuzu en az küresel rekabette önde olan ülkeler seviyesine, hatta daha da altına çekmek zorundayız. Enerjide her 1 puanlık yerli ve yenilenebilir kaynak artışının milli ekonomiye yıllık katkısı 100 milyon dolar. Elimizde enerji verimliliği gibi ticari yatırımın tesis yatırımından çok daha düşük ve getirisinin çok daha büyük olduğu bir enstrüman var. Bu yüzden önceliğimiz elimizdekini en iyi şekilde değerlendirmek.”


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiye-enerji-verimliligiyle-2-yilda-1-milyar-dolar-tasarruf-sagladi/feed/ 0
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: 2020 Türkiye’nin enerji sektörü açısından müjdelerle ve rekorlarla dolu bir yıl oldu https://www.muhasebenews.com/enerji-ve-tabii-kaynaklar-bakani-2020-turkiyenin-enerji-sektoru-acisindan-mujdelerle-ve-rekorlarla-dolu-bir-yil-oldu/ https://www.muhasebenews.com/enerji-ve-tabii-kaynaklar-bakani-2020-turkiyenin-enerji-sektoru-acisindan-mujdelerle-ve-rekorlarla-dolu-bir-yil-oldu/#respond Fri, 25 Dec 2020 14:00:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99568 “2020 sonunda 40 tonun üzeri altın üretimini gerçekleştireceğiz”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, video konferans yöntemiyle katıldığı Madencilik Şurası Ön Çalıştayı’nda, 2020’nin Türkiye’nin enerji sektörü açısından müjdelerle ve rekorlarla dolu bir yıl olduğunu ifade etti.

Bakan Dönmez, Fatih’in Karadeniz’deki keşfi, yenilenebilir enerjide tüm zamanların rekorları, madencilik sektörünün her türlü zorluğa rağmen hız kesmeyen üretimi, enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi hamleleri, Doğu Akdeniz’deki egemenlik mücadelesi gibi pek çok başarının 2020’yi Türkiye açısından farklı bir yere taşıdığını söyledi.

Madencilik Şurası Ön Çalıştayı’nın da 2020’nin değerlendirilmesi ve daha sürdürülebilir bir madencilik için sektöre büyük fırsatlar sunacağını dile getiren Dönmez, “2021’de de inşallah maden şuramızın üçüncüsünü hep birlikte yapmayı arzu ediyoruz. Kamu, sektör temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin bir araya geldiği bu tür buluşmalar Türkiye’de madenciliğin geleceğinin ve yönünün şekillenmesi açısından oldukça önemli.” değerlendirmesinde bulundu.

Hem MTA hem de özel sektör tarafından yürütülen maden arama, geliştirme ve Ar-Ge faaliyetleriyle ciddi bir potansiyeli ortaya çıkaracaklarını belirten Dönmez, “2020 yılına dönüp baktığımızda madencilik sektörü, sahip olduğu güvenlik kültürüyle pandemi sürecini en az hasarla atlatmak için faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor. 2021 yılında beklenen normale dönüş süreci ve küresel toparlanma eğilimiyle emtia fiyatlarında artışlar bekliyoruz.” diye konuştu.

Madende ihracat değerleri pozitife dönmeye başladı

Dönmez, küresel ölçekte ekonomileri duraklatan salgının madencilik sektörünü de olumsuz etkilediğine işaret ederek şöyle konuştu:

“Normalleşme adımlarını attığımız haziran ayıyla birlikte ihracat değerlerimiz de pozitife dönmeye başladı. Kasım sonunda geçen yıla göre toplamda sadece yüzde 4’lük bir ihracat kaybı yaşadık. Kasım itibarıyla altın hariç toplam 25 milyon ton maden ürünü ihraç ettik. Böylece maden ihracatında 2019’u neredeyse yakaladık.”

Salgın sürecinde madencilik operasyonlarına dair evrakın teslim sürelerinde ve bu durumdan kaynaklı cezai müeyyidelerde birçok kolaylık sağladıklarını dile getiren Dönmez, yer altı kömür işletmelerinde işçi maliyetlerine verilen  destekle  emek yoğun sektör olan yer altı kömür madenciliğine verilen önemi tekrar gösterdiklerini ifade etti.

Dönmez, küresel trendleri ve Türkiye’nin gelecek ihtiyaçlarını yakından takip ettiklerini, bu kapsamda ETİ Maden Pilot Lityum Üretim Tesisi’nin açılışını cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da videokonferans yöntemiyle katılacağı programda gerçekleştireceklerini bildirdi.

Bor Karbür Tesisi’nin ise sivil sanayide ve savunma sanayisinde ithalatı azaltma yönünde önemli bir katkı sağlayacağını ve borda katma değerli uç ürün zincirine bir halka daha ekleneceğini belirten Dönmez, şunları kaydetti:

“MTA’nın yakın dönemdeki keşiflerinden Malatya Kuluncak sahası gerek içerdiği lityum potansiyeli gerekse nadir toprak elementleriyle ülkemiz için önemli bir fırsat oluşturacak. Yine MTA’nın laboratuvar ölçeğinde yüzde 99’un üzerinde ürettiği nadir toprak elementleri ve oksitleri bu alanda koyduğumuz hedeflerimize emin adımlarla ilerlememizi sağlıyor. Diğer taraftan, pandemi süreciyle metal fiyatlarında zaman zaman negatif yönlü dalgalanmalar olsa da altın ve gümüş gibi değerli metallerin yukarı yönlü ciddi hareketleri oldu. Biz de altın üretiminde 2018’den itibaren başlayan artış trendimizi devam ettiriyoruz. 2020 sonunda hedefimiz olan 40 tonun üzeri altın üretimini gerçekleştireceğiz.”

Madencilikte dijital sistemlere yatırım

Dönmez, salgınla birlikte otonom ve dijital sistemler ile uzaktan çalışma sisteminin madencilik sektöründe de uygulanmaya başlandığını ifade etti, 5G teknolojileri ve dijital sistem yatırımlarının dünyada artarak devam edeceğini ve nikel, bakır, kurşun ve çinko gibi metallere olan ilginin daha da artacağını söyledi.

Bu yılın başında temeli atılan Çinko Metal Külçe Üretim Tesisi ve diğer yatırımlarla Türkiye’nin gelişmelerin gerisinde kalmayacağını vurgulayan Dönmez, “Madencilikte uç ürünle farklılaşacağız. Milli Enerji ve Maden Politikamız doğrultusunda küresel gelişmeleri dikkate alarak madencilikte yeni adımlar atmayı sürdüreceğiz.” dedi.


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/enerji-ve-tabii-kaynaklar-bakani-2020-turkiyenin-enerji-sektoru-acisindan-mujdelerle-ve-rekorlarla-dolu-bir-yil-oldu/feed/ 0
Ekim sonu itibarıyla toplam kurulu gücün %9’u ve yenilenebilir enerji kurulu gücün %17,5’i rüzgar enerjisinden oluştu https://www.muhasebenews.com/ekim-sonu-itibariyla-toplam-kurulu-gucun-9u-ve-yenilenebilir-enerji-kurulu-gucun-%175i-ruzgar-enerjisinden-olustu/ https://www.muhasebenews.com/ekim-sonu-itibariyla-toplam-kurulu-gucun-9u-ve-yenilenebilir-enerji-kurulu-gucun-%175i-ruzgar-enerjisinden-olustu/#respond Thu, 26 Nov 2020 08:00:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=97226 TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONGRESİ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin rüzgar türbini ekipman üretimi yapan büyük ölçekli tesisleriyle Avrupa’da ilk 5 ülke içinde yer aldığını belirterek, “Hem kara hem deniz üstü rüzgar türbin ekipmanlarının üretiminde, yurt içi sanayimizi rekabetçi bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez de, TBMM’de yapılan düzenlemeleri hatırlatarak, “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM), günümüz şartlarına göre değerlendirilecek ve yerli yatırımlara fırsat sunacak. Rüzgarı, Türkiye’nin ikinci otomotiv sektörü yapmaya niyetliyiz.” diye konuştu.

Bakan Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı Hakan Yıldırım’ın da katılımıyla çevrim içi gerçekleştirilen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin açılış oturumunda konuştu.

“ORTAK EKONOMİK HEDEF”

Büyümenin, dünyadaki tüm ülkelerin ortak ekonomik hedefi olduğuna işaret eden Bakan Varank, güçlü ve sürdürülebilir büyümeye giden yolun, kullanılan girdilerin verimli ve rekabetçi şekilde bir araya getirilmesiyle doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. Bakan Varank, bu noktada enerjinin kritik bir bileşen olarak ortaya çıktığını ifade ederek, “Büyümek için üretime, üretim için de enerjiye ihtiyacımız var. Sanayi geliştikçe ve sektörel çeşitlilik arttıkça enerjiye olan ihtiyaç da artıyor. Eğer enerjide dışa bağımlıysanız, bu durum cari açık ve dış kırılganlık riski olarak karşınıza çıkıyor.” diye konuştu.

7 BİNE YAKIN YATIRIM TEŞVİK BELGESİ

Bakan Varank, son 8 yılda yenilenebilir enerji yatırımları için 7 bine yakın yatırım teşvik belgesi düzenlediklerini ifade ederek, “Bu belgeler sayesinde 124 milyar liralık yatırım yapılırken, 19 binden fazla kişiye yeni iş imkanları açıldı. Ağustosta Ankara’da Entegre Güneş Paneli Üretim Fabrikası’nı açtık. Proje bazlı teşvikimiz sayesinde hızla hayata geçen bu fabrika, ham maddeden tutun kristal büyütme, dilim kesme, hücre üretimi ve modül üretimi aşamalarının tümünü tek çatı altında gerçekleştiriyor. Dünyada bunların tamamını tek çatı altında yapabilen başka bir entegre tesis de yok.” ifadesini kullandı.

AR-GE VE İNOVASYON

Enerji teknolojilerinin üretimine yönelik, Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin yürütülmesine özel önem verdiklerini dile getiren Bakan Varank, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde, rüzgar ve hidrolik enerji odaklı Ar-Ge projeleri gerçekleştirdiklerini belirtti. “Milli Rüzgar Enerji Sistemleri Geliştirilmesi ve Prototip Türbin Üretimi (MİLRES) Projesi”ne de değinen Bakan Varank, 500 kilovatt çift beslemeli asenkron jeneratörün TÜBİTAK tarafından tasarlandığını ve prototip olarak üretildiğini kaydetti.

“HIZLA İLERLEMEK İSTİYORUZ”

Bakan Varank, TÜBİTAK Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsünün değişik tip ve güçteki rüzgar türbinleri için jeneratör ve çeviriciden oluşan elektriksel sistemleri geliştirme konusunda kritik bir yetkinliğe sahip olduğuna da işaret ederek, “Önümüzdeki dönemde özel sektörle birlikte, seri üretim ve ticarileşme alanlarında hızla ilerlemek istiyoruz.” ifadesini kullandı.

“BAŞARILI ŞEKİLDE İHRAÇ EDİYORUZ”

Yenilenebilir enerjide temel ekipmanları ve alt bileşenleri üreten sanayicileri çok çeşitli mekanizmalarla desteklediklerini anlatan Bakan Varank, “Destekler ve özel sektörün dinamizmi sayesinde, yurt içi üretim kabiliyetlerimiz çağ atladı dersek, abartmış olmayız. Türkiye rüzgar türbini ekipman üretimi yapan büyük ölçekli tesisleriyle, Avrupa’da ilk 5’te yer alıyor. Rüzgar enerjisi alanında jeneratör, kule, rotor kanadı ve kule bağlantı elemanları üreten yetkin fabrikalarımız var. Uluslararası standartlardaki yüksek katma değerli bu ürünleri üretmenin yanında, başarılı şekilde ihraç ediyoruz.” diye konuştu.

“GEREKLİ ADIMLARI ATACAĞIZ”

Bakan Varank, ürün bazında yüzde 80-90’lara ulaşan yerlilik oranlarının yakalandığını ancak rüzgar türbini yerlilik oranının yüzde 60’lar seviyesinde bulunduğunu belirterek, “Henüz ülkemizde üretilmeyen, sektörün değer zincirindeki diğer ekipmanların üretilmesi için gerekli adımları atacağız. Hem kara hem deniz üstü rüzgar türbin ekipmanlarının üretiminde, yurt içi sanayimizi rekabetçi bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

YERLİ VE MİLLİ İMKANLAR

Sanayi İşbirliği Projesi (SİP) kapsamındaki çalışmalara da değinen Varank, bu konudaki ilk adımı Elektrik Üretim AŞ’ye (EÜAŞ) ait Alaçatı Rüzgar Enerjisi Santrali için attıklarını belirtti. Varank, yaklaşık 20 yıldır kullanımda olan, 12 türbinden oluşan söz konusu santrali, yerli ve milli imkanlarla yenileyip kapasitesini artıracaklarını dile getirerek, “Bu amaçla, 2 yerli ve milli rüzgar türbini prototipinin geliştirilmesi planlanıyor. Sektörün rekabetçiliğini koruyacak adımları da yoğunlaştırıyoruz.” dedi.

“740 MEGAVAT İLAVE KAPASİTE DEVREYE ALINDI”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, toplam rüzgar enerjisi kurulu gücünün 8 bin 330 megavata yükseldiğini kaydederek, “Ekim sonu itibarıyla toplam kurulu gücümüzün yüzde 9’u ve yenilenebilir enerji kurulu gücümüzün yüzde 17,5’i rüzgar enerjisinden oluştu. Bu santrallerle 9,6 milyon hanenin elektrik tüketimini sağlayabilme imkanına kavuştuk.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN İKİNCİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ”

Dünyanın en büyük türbin imalatçılarının Türkiye’de de faaliyet gösterdiğini söyleyen Bakan Dönmez, “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’ndan (YEKDEM) yararlanmak için 31 Aralık 2020’ye kadar olan devreye girme şartı 30 Haziran 2021’e ertelendi. TBMM’den geçen son yasal düzenlemeyle YEKDEM, günümüz şartlarına göre değerlendirilecek ve yerli yatırımlara fırsat sunacak. Temennimiz yakın zamanda 10 bin megavat sınırını aşabilmek. Bu hedefe vardığımızda sektörle bir araya gelerek 20 bin megavata daha hızlı ulaşmanın yollarını hep birlikte planlayalım. Rüzgarı, Türkiye’nin ikinci otomotiv sektörü yapmaya niyetliyiz.” diye konuştu.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş, güneş, rüzgar ve diğer enerji kaynaklarının daha verimli şekilde kullanılabilmesi için en önemli yöntemlerden olan enerji depolama konusundaki çalışmalara hızla başlamak gerektiğini ifade etti.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Yılmaz, Türkiye’nin geçen yıl rüzgar enerjisinde Avrupa’nın kapasitesini en fazla artıran ülkelerden olduğunu belirterek, “Bu yıl ekim sonu itibarıyla işletmeye alınan 663 megavat kapasiteyle birlikte 8 bin 300 megavat düzeyinde işletmede rüzgar santralimiz var.” dedi.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK) Başkanı Yıldırım, 100’den fazla yerli ve yabancı yatırımcı, yaklaşık 250 santralde bulunan 3 bin 700 rüzgar türbiniyle Türkiye’de rüzgar enerjisinin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 17’sini karşılayabildiğini dile getirdi.


Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ekim-sonu-itibariyla-toplam-kurulu-gucun-9u-ve-yenilenebilir-enerji-kurulu-gucun-%175i-ruzgar-enerjisinden-olustu/feed/ 0
Türkiye yenilenebilir enerjide Avrupa ülkelerini geride bıraktı https://www.muhasebenews.com/turkiye-yenilenebilir-enerjide-avrupa-ulkelerini-geride-birakti/ https://www.muhasebenews.com/turkiye-yenilenebilir-enerjide-avrupa-ulkelerini-geride-birakti/#respond Wed, 25 Nov 2020 13:00:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=97181 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ile Türkiye Enerji Görünümü: Türkiye Enerji Zirvesi Özel Lansmanı’na videokonferans yöntemi ile katıldı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle dünya ekonomisinin ciddi bir durgunluğa girdiğini söyleyen Dönmez, piyasalardaki hareketlenmenin aşı ve ilaç çalışmalarının başarısına endekslendiğini kaydetti.

Bakan Dönmez, 2021’in küresel ekonominin canlanmaya başlayacağı bir yıl olacağını ancak bu toparlanmanın ne kadar süreceğinin öngörülebilirlik açısından önemli olduğunu ifade etti.

Dünya ekonomilerinin kayıplarının telafisi için “daha fazla gaz basacağını” aktaran Dönmez, “Bu durum Avrupa ve ABD olmak üzere enerji talebini yeniden canlandıracak. Bu durum da enerji Yatırımları için yeni fırsat pencereleri açacak. Ancak dünya bu saatten yeni yola eski yöntemlerle devam Raporda raporda açık bir şekilde ifade gibi yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin merkezde olduğu bir gelecek bekliyor.Türkiye bu araştırma soru ve lisanssız üretimle yenilenebilir enerjide ciddi bir ivme yakaladık Yenilen enerjinin toplamı kurulu gücümüz içerisindeki payını yüzde 60’a çıkardık Yenilenebilir enerjiden elektrik enerjisi yüzde 45-50 seviyelerindeyiz. ” diye konuştu.

Bu yılın, dünya genelinde çok iyi geçmese de Türkiye yenilenebilir enerji önemli bir dönüm noktası dile getiren Dönmez, şöyle devam etti:

“Nisanda yerli ve yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi yüzde 79,6 olarak gerçekleşti. Bu, 2000 yılından bu yana aylık bazda en yüksek değerler olarak kayda geçti. Yerli kaynakların elektrik üretimindeki payı Aralık 2018’den bu yana aralıksız olarak 23 aydır aylık bazda yüzde 50’nin üzerinde seyrediyor. 2019’da yenilenebilir enerji kapasite artışı bakımından 2018’e göre dünyada 15’inci, Avrupa’da 5’inci sırada yer aldık. Bu yıl devreye aldığımız yenilenebilir kurulu güç miktarı, Avrupa’daki 17 ülkenin yenilenebilir kurulu gücünden daha fazla. Bu yılın tüm aylarında toplam güneş ve rüzgar üretiminin toplam üretim içindeki oranı yüzde 10’un üzerinde gerçekleşti. Dünya ile birlikte Türkiye’de de güneş ve rüzgarda ciddi bir kapasite artışı bekliyoruz.”

Yerli teknolojinin önemi giderek artıyor 

Dönmez, Türkiye’de teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge birikiminin oluşması için kurumsallaşma, kültür ve katılımcılık olmak üzere 3 hususu kritik gördüklerini ifade etti.

Gidişatın teknoloji odaklı bir enerji sektörüne doğru olduğunu anlatan Dönmez, bunun yanı sıra kaynakların verimli, sürdürülebilir ve akıllı teknolojilerle tekrar tekrar değerlendirilmesinin enerji verimliliği açısından çok önemli olduğunu vurguladı.

Dönmez, Türkiye’nin bölgesinde etkili bir oyuncu olmak istediğini ve yerli teknolojinin bu anlamda büyük bir rol oynayacağını dile getirdi.

Temiz enerji kaynaklarına yatırımlar sürerken baz yük santrallerinin de öneminin artacağını aktaran Dönmez, “Akkuyu’da işler planlandığı şekilde yürüyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesi için inşaat lisansı verildi. İnşallah ilk reaktörü 2023’te, kalan 3 reaktörü de birer yıl arayla devreye alacağız. Nükleer enerji bizim için özellikle nükleer teknolojinin geliştirilmesi için hayati öneme sahip. Öncelikle bu teknolojinin transferi ardından yerli know-how, bilgi ve tecrübenin oluşturulması enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi için attığımız adımların en önemlilerinden biri olacak. Nükleer teknolojiyle beraber sağlık, tarım, uzay ve haberleşme, yakıt pilleri, gibi pek çok alanda geliştirilecek üst düzey teknolojinin de öncüsü olacak.” ifadelerini kullandı.

“Yerli gaz, pazarlıkta elimizi güçlendiriyor”

Dönmez ayrıca Türkiye’nin doğal gaz altyapısı ve piyasalarında Türkiye’yi bölgenin merkezi yapacak önemli adımlar attığının altını çizdi.

Karadeniz’deki doğal gaz keşfiyle artık yerli gazın da bu sürece dahil olacağına işaret eden Dönmez, şöyle konuştu:

“Bizim bu konuda her zaman savunduğumuz bir ilke var ki o da gazın gazla rekabeti Bunun için mümkün olan daha fazla kaynağın çevrilmesi için altyapıyı ve giriş noktası oluşturmaya çalışıyoruz. Bizim bu konudaki tavrımız açık ve net.Türkiye’yi enerjinin sadece transfer değil, aynı zamanda fiyatlandırılmasının sağlanması, pazarınine yön veren, serbest satış teklifleri alıcı ve satıcıların bir araya geldiği, enerji altyapısına sahip, gerçek bir enerji merkezi haline getireceğiz. ”

Dönmez, söz konusu rapor kapsamında çalışılan ulaştırmada elektrik kullanımına ilişkin senaryolara da değindi. Özellikle yerli otomobille birlikte şarj altyapısının oluşturulması için ilgili bakanlıklarla koordineli bir şekilde çalıştıklarını anlatan Dönmez, “İnşallah TOGG banttan inmeden şarj altyapısına dair çalışmalarımızı büyük oranda tamamlamış olacağız.” dedi.

Dönmez, enerjinin sürdürülebilir, çevreci, uygun maliyetli ve ulaşılabilir olmasının temel amaçları olduğunu sözlerine ekledi.


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiye-yenilenebilir-enerjide-avrupa-ulkelerini-geride-birakti/feed/ 0
YEKDEM kapsamında verilen destek ve teşviklerle Türkiye’nin toplam kurulu gücü yaklaşık 93-94 bin megavata ulaştı https://www.muhasebenews.com/yekdem-kapsaminda-verilen-destek-ve-tesviklerle-turkiyenin-toplam-kurulu-gucu-yaklasik-93-94-bin-megavata-ulasti/ https://www.muhasebenews.com/yekdem-kapsaminda-verilen-destek-ve-tesviklerle-turkiyenin-toplam-kurulu-gucu-yaklasik-93-94-bin-megavata-ulasti/#respond Thu, 24 Sep 2020 10:00:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=93218 Karadeniz’de çalışmaların devam ettiğin, vurgulayan Dönmez, şu anda Sakarya Gaz Sahasındaki sondaj ve testlerin titizlikle yürütüldüğünü aktardı.

Bakan Dönmez, kuvvetle muhtemel 320 milyar metreküplük rezervin yukarı yönlü revize edileceğini belirterek, “İnşallah ekim ortalarına doğru bu çalışmaları da bitirmiş oluruz. Mühendislik çalışmalarını tamamlamadan kamuoyuyla, milletimizle bilgi ve bulgu paylaşmıyoruz. O açıdan şimdi devam eden çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz milletimizle paylaşacağız.” ifadelerini kullandı.

Hedefin keşfedilen gazı, 2023’te ulusal gaz iletim şebekesine bağlamak olduğunu belirten Dönmez, “Yaptığımız hesaplamalara göre bugünkü şartlarda ithal ettiğimiz gazlara göre çok daha ekonomik olarak biz bunu mal edeceğiz.” dedi.

Bakan Dönmez, Türkiye’nin denize kıyısı olan bir ülke olarak sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gibi bir avantajı olduğuna da değinerek, şöyle devam etti:

“LNG terminallerimiz var. Biri özel sektörde biri BOTAŞ’ın. Son birkaç yıldır FSRU’ları sisteme bağladık. Biri İzmir’de diğeri Hatay-Dörtyol’da olmak üzere FSRU’ları sisteme bağlamış olduk. Bunlarla biz boru gazına alternatif kaynak oluşturduk. Çünkü arz güvenliği çok önemli. Boruyla getirdiğimiz gazda herhangi bir teknik arıza olduğunda ya da kontratlar konusunda anlaşmazlık olduğunda alternatifsiz kalmamanız lazım. Yıllık 45-50 milyar metreküplük tüketimin alternatiflerle tüm hazırlıklarını yapıyor olmamız lazım. Bu kapsamda Türkiye’nin arz güvenliğini hem altyapı hem kontrat olarak güvenli şekilde bugüne kadar yürüttük.”

Türkiye’nin önünde şimdi yeni bir sayfa olduğunun altını çizen Dönmez, “Niyetlendiğimiz, arzu ettiğimiz, yıllarca hayalini kurduğumuz bir keşfi bu yıl içinde yakalamış. Bunu da sisteme dahil edeceğiz. Bunu da sisteme dahil edeceğiz. İnşallah işi yukarı yönlü revize etme imkanımız da olacak Çok kısa ve orta vadede bütün ithalatı kaldıracağız gibi bir durum söz konusu değil ama yeni öğrendiğimiz sahanın hem Akdeniz hem de Karadeniz’de bizim gazda belki petrolde bağımlılığımız azalacak Uzun hedefimiz enerjide bağım eksikliği Türkiye’nin güçlü ekonomisi için bu oğul derece önemli. ” diye konuştu.

Bakan Dönmez, böyle bir keşfin ortalama gaz alış maliyetlerini teorik olarak düşüreceğini vurgulayarak, “Gaz fiyatlarının düşeceğini bugünden söyleyebiliriz ancak bu gazı sisteme dahil etmemiz lazım. 2023’ü hedefliyoruz. Alış maliyetlerimizde de bir iyileşme olduğunda zaten yansıyacak. 2023’e kadar fiyatlar böyle gidecek gibi bir anlam çıkmasın. Bu kontratlara ilişkin müzakereler de devam ediyor. İndirim alındığında, fiyatlar düşünce bunu doğrudan satış fiyatlarımıza yansıtıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tezleri uluslararası hukuka uygundur”

Türkiye’nin kendi kıta sahanlığında sismik arama ve sondaj faaliyetlerini yürüttüğünü dile getiren Dönmez, Doğu Akdeniz’de şu ana kadar 7 sondajın tamamlandığını ve sekizinci sondajın devam ettiğini bildirdi.

Türkiye’nin bölgede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden alınan ruhsat sahalarında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kıta sahanlığındaki ruhsat alanlarında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının bu çalışmalara başladığını ifade ederek, “Bundan sonra da devam edecek. Bizim kimsenin malında, mülkünde, hakkında gözümüz yok ama kimse de bizim hakkımıza göz dikmesin. Bir damla suyumuzu canımız pahasına da olsa koruruz.” diye konuştu.

“Sevilla Haritası, Yunanistan’ın ısmarlama çalışması” 

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tezlerinin uluslararası hukuka uygun olduğunu vurgulayan Dönmez, şöyle devam etti:

“Kıta sahanlığı bir ülkenin karadaki topraklarının deniz altındaki doğal uzantısıdır. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyısı olan ülkelerden birisiyiz. 1740 kilometrelik kıyı uzunluğumuz var. Uluslararası deniz hukukuna göre kıta sahanlığı belirlenirken, ülkelerin kıyı uzunluğu dahil olmak üzere çeşitli parametreler kullanılıyor. Biz de adanın dışında kalan bölgede coğrafyamızın da verdiği üstünlüğü kullanarak kıta sahanlığımızı ilan etmişiz. Bugün gelinen noktada da araştırmalarımıza devam ediyoruz.”

Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki tutumuna değinen Dönmez, Yunanistan’ın 2011-2012 yıllarında İspanya Sevilla Üniversitesine ısmarlama bir çalışma yaptırdığını ve Sevilla Haritası’nın bu çalışmadan çıktığını anlattı.

Dönmez, bu haritanın temel fikrinin adaların da ana karada yerleşik ülkenin bir

uzantısı olduğunu ifade ederek, “Buradan hareketle de Meis Adası’na aynı hakkın verilmesini istiyor. Meis Adası 9-10 kilometrelik bir alan. Böylece, Yunanistan burada 40 bin kilometrelik bir alanı kapatarak ‘buraya giremezsiniz’ demek istiyor. Biz de adaların kara sularına saygı duyduğumuzu söylüyoruz. Türkiye’nin burada uluslararası hukuk açısından da hakkı var.” diye konuştu.

“Fransa, 1977’de Türkiye ile aynı tezleri savunmuş ve kazanmış”

Meis Adası’nın Kaş’a 2 kilometre mesafede olduğunu dile getiren Dönmez, adada yaşayanların sosyal hayatlarının büyük bir kısmının Türkiye’den sağlandığını aktardı.

Dönmez, Fransa’nın da Yunanistan’ın tarafında yer aldığını fakat geçmişte benzer bir sorunla karşı karşıya kaldığını belirterek, 1977’de İngiltere ile yaşadığı sorunu şu şekilde özetledi:

Bu bir aslında emsal karar da teşkil eder. Avrupa Birliği (AB) Güney Kıbrıs Rum Yönetimini ve Yunanistan’ın tezlerini sunmadan dinleyip karşı tarafa sunmadan tek başına hareket ediyor ama AB’nin de bu tezleri savunmakta güçlük çekmesini söylemesi gerekiyor. Biz kendi tezlerimizi de anlattıkça lehimize açıklamalar gelmeye başladı. Cumhurbaşkanımız en başından beri diyalogdan yana olduğumuzu söylüyor. Dünkü görüşmelerde bunun altını çizdi. İnşallah masaya da oturulur ve biz tezlerimiz orada da anlatırız. ”

Karadaki petrol üretiminde rekor 

Öte yandan, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki sondajlarıyla gündeme geldiğini anımsatan Dönmez, kara sondajlarında da yoğun bir şekilde çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

Dönmez, “Geçen yıl 120 kara sondajı yapıldı ve son 20 yılın en büyük yurt içi üretimini gerçekleştirdik ki günlük 47 bin varildi. Şu anda dün gelen rakamı paylaşayım. Dün günlük üretimimiz 55 bin 260 varil oldu. Biz karada da üretimlerimizi artırıyoruz. Yıllık üretimimiz 48 milyon varil ama çok büyük bir ülkeyiz. Petrolde İhtiyacımızın yüzde 7-8’ini karşılayabiliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin Trakya ve Güneydoğu’da kara sondajlarına devam ettiğine işaret eden Dönmez, “Önümüzdeki günlerde burada da yeni keşifleri paylaşacağımıza inanıyorum.” dedi.

Dönmez ayrıca Diyarbakır’da çatlatma yöntemiyle petrol üretimine başladığını anımsatarak, bu yöntemi biraz daha geliştireceklerini söyledi.

“(Karadeniz’de keşfedilen doğal gaz rezervi) Bu tip sahalarda yıllık üretimi belirlemek için başlangıç üretimine ve 3-4 yıl içinde maksimum üretime geçene kadar süreye ihtiyaç var.

Bölgedeki gazın üretime dönme sürecindeki maliyetler ile ilgili olarak somut verilerin oluşmadığını dile getiren Dönmez, öncelikle kuyulardan elde edilecek sonuçlar, açılacak olan kuyularda devam eden çalışmalar, su altı yapıları ve gazın kıyıya getirilmesi gibi mühendislik işleri ve ekipmanların tamamlanmasıyla yaklaşık maliyetin ortaya çıkabileceğini söyledi.

Dönmez, Türkiye’nin öz kaynaklarından gerçekleştireceği üretimi finanse edebilecek güçte olduğunu aktararak, “Bu tip sahalarda yıllık üretimi belirlemek için başlangıç üretimine ve 3-4 yıl içinde maksimum üretime geçene kadar süreye ihtiyaç var. Bu planlamalardan sonra yıllık ve günlük üretimleri hesaplayacağız.” ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Karadeniz’in Avrupa’nın doğal gaz ve petrol üretiminin çoğunluğunu karşılayan Kuzey Denizi gibi olma potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Dönmez, “Avrupa son 20-25 yılda Kuzey Denizi’nde petrol ve doğal gaz üretimi yapıyor. Kuzey Denizi’ndeki üretimle tüketiminin yaklaşık yüzde 30-35’lik kısmını karşılıyor. Ancak Kuzey Denizi’nde artık üretim düşmekte. Bu nedenle Karadeniz sadece Türkiye açısından değil, bölge için önemli.” değerlendirmesinde bulundu.

Dönmez, Türkiye’ye sondaj ve sismik araştırmalarla ilgili komşu ve yakın ilişki içinde olduğu ülkelerden talepler geldiğini belirterek, gerekli planlamalardan sonra bu imkan ve hizmetlerin sunulabileceğini ancak önceliğin Türkiye’nin Akdeniz ve Karadeniz’deki kendi işlerine yoğunlaşmak olacağını söyledi.

Yenilenebilir enerjide yerli üretim

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın yolunun ülke kaynaklarını kullanmak olduğunu vurgulayan Dönmez, Türkiye’nin elektrikte yerli üretime büyük ağırlık verdiğini ve önceliğin yenilenebilir kaynaklarda olduğunu belirtti.

Dönmez, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında verilen destek ve teşviklerle Türkiye’nin toplam kurulu gücünün yaklaşık 93-94 bin megavata, yenilenebilir enerjide kuru gücün ise 46 bin 811 megavata ulaştığına değinerek, söz konusu gelişimin özel sektörün yatırımlarıyla gerçekleştiğini söyledi.

YEKDEM teşviklerinin 2020 sonu itibariyle sona ereceğini ancak salgın sebebiyle bazı aksamalar yaşandığını ifade eden Dönmez, “Sahada yüzde 80-90’ını tamamlanmış projeler var. Desteklerin devamı ile alakalı talepleri Cumhurbaşkanımıza ilettik. Kararname çıktı ve 6 aylık bir uzatma süresi kazanıldı. Bu 6 ay içerisinde tesislerin geliştirilip temiz kaynaklı tüketime katkı sağlamasını umuyoruz.” dedi.

Dönmez, öte yandan mini Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmaları kapsamında toplam 1000 megavat kapasiteyle kurulacak güneş santrali projesiyle Türkiye’nin, dünyanın sayılı güneş enerji santrallerinden birine sahip olacağına işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Mini YEKA’lar yaklaşık 36 ilimizde 10 ila 20 megavat arasında değişen kapasitelere sahip. Buradaki yenilenebilir kaynakların diğerlerinden farkı, yerli aksam, parça üretim şartı getirilmesi oldu. Bu ürünler artık Türkiye’de üretilmeye başlandı. Süreç, ekim ayı içinde sona ermiş olacak. Böylece güneşten azami derecede faydalanmak için YEKA’ları doğudan batıya yaymış olacağız.”


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Duyurusu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yekdem-kapsaminda-verilen-destek-ve-tesviklerle-turkiyenin-toplam-kurulu-gucu-yaklasik-93-94-bin-megavata-ulasti/feed/ 0
Enerji verimliliği destek ödemeleri beş kat arttı https://www.muhasebenews.com/enerji-verimliligi-destek-odemeleri-bes-kat-artti/ https://www.muhasebenews.com/enerji-verimliligi-destek-odemeleri-bes-kat-artti/#respond Fri, 19 Jun 2020 15:00:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=86971 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, video konferans yöntemiyle MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Enerji ve Maden Komitesinin Başkanı Cihad Terzioğlu ile bir araya geldi.

Salgın döneminde yerli ve yenilenebilir enerjideki üretim rakamlarının sevindirici olduğuna dikkati çeken Dönmez, “Nisan ayında elektrik üretiminde yerli oran yüzde 79,6, yenilenebilir oran yüzde 66 olarak gerçekleşti. Bu değerler 2000’den bu yana aylık bazda en yüksek değerler olarak kayda geçti.” diye konuştu.
Bakan Dönmez, mini Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarıyla yeni atılımların devam edeceğine işaret ederek, “Ülke çapında entegre bir sektör ve üretim hattı oluşturacağız. Mini YEKA güneş santrallerimizle Türkiye’nin güneşinden büyük, orta ve küçük ölçekli yatırımcılarımızın tümü yararlanacak.” ifadelerini kullandı.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) ve YEKA’ların Türk lirası bazlı olması konusunda finans çevreleriyle bir araya gelinerek konunun etraflıca ele alındığına da değinen Dönmez, şöyle devam etti:

“Fiyat güncellemesinin ne şekilde olmasıyla ilgili bankaların görüşlerini aldık. Bu görüşler sonrasında gerekli değerlendirmeleri yapıyoruz. YEKA ve mini YEKA projelerimizin yanında lisanssız üretimde de üreticilerimizin önünü açmaya devam ediyoruz. Daha önce 1 megavat olan lisanssız elektrik üretim üst limitini 5 megavata yükselttik. Böylece yatırımcılarımıza hızlı, bürokratik süreçlere takılmayan ve vergiden muaf bir statü kazandırmış olduk. Lisanssız elektrik kurulu gücünde bu adımlarımızla birlikte ciddi bir ilerleme sağladık. Lisanssız elektrik kurulu gücümüz 6 bin 500 megavatı geçti. Bu kurulu gücün yüzde 92’sini güneş enerjisi santralleri oluşturuyor.”

“Enerji verimliliği destek ödemeleri beş kat arttı”

Dönmez, çatı ve cephe uygulamalarıyla kendi elektriğini üreten bir yatırımcı profili geliştirmek istediklerini belirterek, “Hedefimiz, Türkiye’de çatı denildiğinde akla ilk gelen şeyin güneş paneli olması. Üretimin her alanında bu düşüncenin yerleştirilmesini arzuluyoruz.” dedi.

Hangi sektörde olursa olsun enerjide tam manasıyla dışa bağımlı bir yatırımın uzun vadeli olarak sürdürülemeyeceğine dikkati çeken Dönmez, tüm üretici, yatırımcı ve girişimcileri kendi enerjisini, elektriğini üretmeye davet etti.

Dönmez, enerji verimliliğinin de önemine vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bakanlık olarak enerji verimliliği destek ödemelerimizi beş kat artırarak 300 bin liradan 1,5 milyon liraya çıkardık. Mayıs sonu itibarıyla Verimlilik Artırıcı Projeler ve gönüllü anlaşmalar kapsamında yapılan destek ödemeleri 27 milyon lirayı aştı. Uygulaması devam eden projelerle birlikte toplam yatırım 210 milyon lira, destek ödemesi 52,5 milyon liraya ulaştı. 2019 sonu itibariyle Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında yürütülen faaliyetlerle Türkiye genelinde 960 milyon dolara denk gelen tasarruf sağlanmış oldu. Ulaştırma ve binalarda kısmen gerçekleşme düşük olsa da toplamda yüzde 100’lük bir gerçekleşmeyle hedeflerimize ulaştık.”


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 19.06.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/enerji-verimliligi-destek-odemeleri-bes-kat-artti/feed/ 0
Türkiye jeotermal kurulu gücünde Avrupa’da 1, dünyada 4’ncü sırada https://www.muhasebenews.com/turkiye-jeotermal-kurulu-gucunde-avrupada-1-dunyada-4ncu-sirada/ https://www.muhasebenews.com/turkiye-jeotermal-kurulu-gucunde-avrupada-1-dunyada-4ncu-sirada/#respond Wed, 10 Jun 2020 15:00:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=86365

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez: Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de son 2-3 yıldır faaliyetlerini yoğunlaştırdığına dikkat çekerek, “Filomuzun kapasitesini artırdık. Daha önce sadece Barbaros Hayrettin Paşa, sismik araştırmaları yapıyordu. Sonradan MTA Oruç Reis sismik araştırma gemisini ekledik. Akabinde de Fatih ile başlayıp Yavuz ile devam eden en son Kanuni ile de bir yerde taçlandırdığımız bir filomuz var. Derin deniz sondaj kabiliyeti ve kapasitemizi de artırdık. Şimdiye kadar Doğu Akdeniz’de 6 sondaj yaptık, 7’incisi de devam ediyor. Yavuz sondaj gemimiz ‘Selçuklu 1’ adını verdiğimiz lokasyonda bu sondajlarına devam ediyor” dedi.

‘Ruhsatlandırma Çalışmalarına Başlamış Olacağız’

Bakan Dönmez, daha önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden alınan ruhsat alanları ile Türkiye’nin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırılan ruhsat alanlarında sismik araştırmaların devam ettiğini kaydetti. Dönmez, “Oradan elde edilecek veriler değerlendirildikten sonra da sondaj çalışmalarına devam edilecek. Son Libya ile yapılan anlaşmayla da Doğu Akdeniz’in batı kısmındaki sınırı belirlemiş olduk. Şimdi bu alanlara ilişkin olarak da Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğümüz, burada başvuruları almaya başladı. Orada askı ilan süreci var, yaklaşık 3 aylık. Bu süre sonunda da gelen başvurular değerlendirilecek, sonrasında da başvurular arasında en uygun teklif ile ilgili ruhsatlandırma çalışmalarına başlamış olacağız” diye konuştu.

‘Kimseden İzin Almadan Faaliyetleri Yapacağız’

Bakan Dönmez, burada önce sismik çalışmalar yapılması gerektiğini kaydederek, “Sonrasında değerlemeler yapıldıktan sonra lokasyonlar belirlenecek ve keşif amaçlı sondajlarımıza başlamış olacağız. Doğu Akdeniz’de öteden beri bu denklemin dışında tutma gayretleri çeşitli merkezlerde ülkeler tarafından sürekli gündemde tutulmuş oldu; ama başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere burada süreci son derece iyi yönettiğimizi düşünüyoruz. Kendi kıta sahanlığımızda yer alan bu sahalara kimseden izin almaksızın icazet almaksızın da bu faaliyetleri yapacağımızı, sonuna kadar kararlı olduğumuzu ifade etmiştik. Bu iş planı çerçevesinde çalışmaları yapacağız. Varsa bulacağız, aramadan da bir şeyi bulma imkanımız yok” ifadelerini kullandı.

‘Sonuç Getirmeyecek Çabalar’

Bakan Dönmez, Doğu Akdeniz’de yapılan çalışmaların tamamen uluslararası hukuka uygun olduğunu vurgulayarak, “Nitekim Libya ile geçtiğimiz Kasım ayında varılan deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşma da her iki tarafın meclislerinden geçti ve BM nezdinde de tescil işlemleri başladı. Hukuksuz bir işlem söz konusu değil. Ama maalesef öteden beri başta Yunanistan olmak üzere Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bu konuyu sürekli gündemde tutuyorlar, Avrupa Birliği (AB) nezdinde bir takım girişimleri var. Biz AB’ye de tezlerimizi açık açık söyledik. Aslında sonuç getirmeyecek çabalar olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da dün ifade etti, bu konuda biz hukuka uygun davranıyoruz. Bu anlaşmalar çerçevesinde de Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yani petrol doğalgaz arama ve üretim faaliyetlerimize devam edeceğimizi, bu konuda kararlı olduğumuzu bir kez daha teyit etmiş oldu” değerlendirmesinde bulundu.

‘Öncelik Libya’nın İstikrarı’

Bakan Dönmez, Libya’daki faaliyetlere ilişkin de “Libya aslında yabancı olduğumuz bir coğrafya değil. İç savaş başlayıncaya kadar Türkiye Petrolleri’nin orada arama ve üretim faaliyetleri vardı. Yaklaşık 20 yıldır o coğrafyada bulunuyoruz. İç savaşla birlikte Türkiye Petrolleri ve birçok petrol şirketi orada faaliyet gösteren, güvenlik nedeniyle bu faaliyetlerini yapamaz hale geldiler. Öncelik şu anda Libya’nın istikrarı, barış ve huzuru. Orada da sevindirici haberler geliyor. Bu süreç tamamlandıktan sonra oradaki iş birlikleri birlikte değerlendirilecek. Öte yandan doğalgaz ve petrolün dışında yine enerji alanında iki büyük özel şirketimiz doğalgaz çevrim santralı inşaatı yapıyor orada. Orada da güvenlik nedeniyle çalışmalar bir miktar aksamıştı. Güvenli ortam sağlandıktan sonra da yine orada iki büyük doğalgaz santralini süratle işletmeye almak suretiyle Libya’nın elektrik tarafındaki arz güvenliği sorunlarına büyük oranda çözüm bulunmuş olacak” dedi.

Karadeniz’de Sondaj Faaliyetleri

Bakan Dönmez, Fatih sondaj gemisinin Temmuz ayında Zonguldak açıklarında belirlenen ‘Tuna-1’ adlı alanda sondaj faaliyetlerine başlayacağını kaydederek, “Daha önce orada herhangi bir sondaj yapılmamıştı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, orada uzun bir süredir sismik araştırma çalışmalarını devam ettiriyordu. Gelen çalışmalar değerlendirildikten sonra da sondaj kararı verilmiş oldu. Karadeniz’de geçmişte aslında başka sondajlar da yapıldı. Orada daha çok uluslararası şirketler üzerinden bu sondaj faaliyetleri yapılmıştı. O sondajlar, keşifler sonuçlanmamıştı. Şimdi ilk defa Türkiye Petrolleri kendi sahasında ve kendi milli gemisiyle bu sondajı yapmış olacak. O bölgede 2 bin metre civarında su deniz derinliği var. Ama Türkiye Petrolleri, son bir kaç yıldır, buradaki tecrübe ve deneyimini büyük oranda artırdı. O çalışmalar da planlandığı şekliyle devam edecek” ifadelerini kullandı.

‘En Ucuz Kaynaklardan Üretim Sağlıyoruz’

Bakan Dönmez, yerli ve yenilenebilir enerji konusuna da değinirken, enerjide dışa bağımlı bir ülke olduklarına işaret ederek, şunları söyledi:
“Özellikle son yıllarda yenilenebilir kaynaklardaki kurulu güç artışı, yerli kaynaklardaki kurulu güç artışlarıyla birlikte aslında bu tabloyu tersine çevirmiş olduk. Geçtiğimiz yıl yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretimimiz yüzde 62 civarında gerçekleşmişti. Bu sene ilk 5 aylık verilere baktığımızda yüzde 66’lık yerli ve yenilenebilir kaynak üretimini yakaladığımızı görüyoruz. Bunun da 52 puanı yenilenebilir kaynaklardan. Yaklaşık yüzde 14’lük dilimi ise yerli kaynaklardan kaynaklanıyor. Her 1 puanlık yerli ve yenilenebilir kaynak artışı bizim yıllık 100 milyon dolarlık dövizimizin cebimizde kalması anlamına geliyor. Özellikle jeotermal kurulu gücünde Avrupa’da 1, dünyada 4’ncü sıradayız. Güneşte özellikle son 3-4 yıldır ciddi bir hamlemiz söz konusu. Önemli olan yılı da aynı değerler üzerinden kapatabilmek. Birinci önceliğimiz yenilenebilir kaynakları sonuna kadar kullanmak, özellikle çevresel açıdan da son derece olumlu katkıları var. Açık kalan, eksiğimiz olan kısımda da önce yerli kaynaklara öncelik veriyoruz, sonrasında ithal kaynaklar devreye girmiş oluyor. Vatandaşı karanlıkta bırakamayız. O açıdan da en ucuz kaynaklardan bu üretimi sağlıyoruz” dedi.

‘Petrol Fiyatları Bu Seviyelerde Gider’

Bakan Dönmez, petrol fiyatlarında pandemi sürecinin en yoğun olduğu günlerde yüzde 30’lara varan talep daralması olduğunu hatırlatarak, “Dolayısıyla bu fiyatlara bir anlamda tüketici açısından olumlu yansımış oldu. Biz o dönemde depolarımızı mümkün mertebe doldurmaya çalıştık. Aşağı yukarı yüzde 90 civarında depolarımızda doluluk oranı yakalamış olduk. Petrol fiyatları o günlerde 20-22 dolarlara kadar düşmüştü. Şimdi bir tırmanma eğilimi söz konusu. 35 hatta 40 dolarlara giden bir fiyat söz konusu. Geçtiğimiz yıllarda bu rakamlar 60-65 dolar seviyesinde devam etmişti. O seviyelere kısa süre içinde ulaşacağını düşünmüyoruz. Çünkü talep artış hızı henüz o seviyelere ulaşmış değil. Bu seviyelerde fiyatların gidebileceğini öngörüyoruz. Bunu biraz da zaman göstermiş olacak” diye konuştu.


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 09.06.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiye-jeotermal-kurulu-gucunde-avrupada-1-dunyada-4ncu-sirada/feed/ 0