yapılmaktadır – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 27 Feb 2024 07:51:37 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Paket servis olarak verilen yeme-içme hizmetleri %10 KDV’ye tabidir https://www.muhasebenews.com/paket-servis-olarak-verilen-yeme-icme-hizmetleri-%10-kdvye-tabidir/ https://www.muhasebenews.com/paket-servis-olarak-verilen-yeme-icme-hizmetleri-%10-kdvye-tabidir/#respond Tue, 27 Feb 2024 07:51:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149429 Tavuk döner satışı yapan müşterimizin satışlarının çoğunluğu paket servis olarak yapılmaktadır. Satışın masaya servis veya müşterinin paket olarak gelip almasında KDV açısından fark eden bir durum söz konusu mudur? KDV oranı %10 mudur?

Paket de, masada da satış yapılsa da uygulanacak KDV oranı % 10’dur.

5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılan düzenleme, yeme-içme hizmetlerine uygulanan KDV oranında bir değişiklik öngörmemektedir.

Yeme içme hizmeti veren işletmelerin paket servis (online, mobil yemek sipariş siteleri dahil) şeklinde verdikleri hizmetler ile catering, tabldot servis gibi adlarla verdikleri yeme içme hizmetleri, 2007/13033 sayılı BKK eki (II) sayılı listenin 24 üncü sırası kapsamında %8 (%10) oranında KDV’ye tabi olup, bu hizmetlerin gıda teslimi sayılması mümkün değildir. 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılan düzenleme, yeme-içme hizmetlerine uygulanan KDV oranında bir değişiklik öngörmemektedir.

 


İLİNTİLİ İÇERİK

(10 Temmuz 2023 Tarihinden itibaren aşağıdaki içerikte belirtilen %8 KDV oranı %10’a, %18 KDV Oranı %20’ye çıkarılmıştır.)

5189 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile sadece temel gıda ürünlerinde uygulanan KDV oranları mı %1’e düşürüldü? Düzenleme öncesi KDV oranı %8 olup, %1’e indirilmeyen herhangi bir gıda ürünü var mı?

Temel gıda ürünlerinin birçoğunun toptan teslimi, 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılan değişiklik öncesinde zaten 2007/13033 sayılı BKK eki (I) sayılı liste kapsamında %1 oranında KDV’ye tabi idi. Cumhurbaşkanı Kararı ile bahsi geçen BKK eki (II) sayılı listede yer alan ve %8 oranında KDV’ye tabi olan gıda ürünlerinin tamamı (I) sayılı liste çatısı altına alınmak ve toptan perakende ayrımı kaldırılmak suretiyle 14.02.2022 tarihinden itibaren %1 oranında KDV’ye tabi tutulmuş ve BKK kapsamındaki tüm gıda ürünlerinin teslimlerinde KDV oranları eşitlenmiştir. Bu durumun yegâne istisnası, özel tüketim vergisine tabi olan gıda ürünleridir. Bu ürünlerin tesliminde %8 oranında KDV uygulanmaya devam edilecektir.

Gıda ürünlerinin toptan veya perakende olarak teslim edilmesine göre uygulanacak KDV oranı değişir mi?

Toptan ve perakende teslim ayrımı, toptancı hallerinde faaliyet gösterme, KDV mükellefi olma gibi farklı KDV oranı uygulanmasına neden olan hükümler, 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ortadan kaldırılarak nereden alındığına, kime satıldığına bakılmaksızın 2007/13033 sayılı BKK eki (I) sayılı liste kapsamındaki tüm gıda teslimlerinde KDV oranı %1’de eşitlenmiştir.

Lokanta, restoran, kafeterya vb. işletmeler tarafından yerinde sunulan (ayakta dahil) yeme-içme hizmetleri de KDV oranlarında indirim yapan 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında değerlendirilebilir mi?

Lokanta, restoran, kafeterya vb. işletmeler (birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip olan yerler ile üç yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri ve benzeri tesislerin bünyesindeki yerler hariç) tarafından yerinde sunulan (ayakta sunulması dahil) yeme-içme hizmetleri, 2007/13033 sayılı BKK eki (II) sayılı listenin 24 üncü sırası kapsamında %8 oranında KDV’ye tabidir. Birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip olan yerler ile üç yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri ve benzeri tesislerin bünyesindeki yerlerde verilen söz konusu hizmetler ise % 18 oranında KDV’ye tabi bulunmaktadır. 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılan düzenleme, yeme-içme hizmetlerine uygulanan KDV oranında bir değişiklik öngörmemektedir.

Paket servis (online, mobil yemek sipariş siteleri dahil) ile alınan yeme-içme hizmetleri gıda teslimi sayılır mı?

Yeme içme hizmeti veren işletmelerin paket servis (online, mobil yemek sipariş siteleri dahil) şeklinde verdikleri hizmetler ile catering, tabldot servis gibi adlarla verdikleri yeme içme hizmetleri, 2007/13033 sayılı BKK eki (II) sayılı listenin 24 üncü sırası kapsamında %8 oranında KDV’ye tabi olup, bu hizmetlerin gıda teslimi sayılması mümkün değildir. 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılan düzenleme, yeme-içme hizmetlerine uygulanan KDV oranında bir değişiklik öngörmemektedir.

Balık gibi bazı gıda maddelerini hem çiğ olarak hem de pişirerek satan işletmelerde 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı sonrası uygulanması gereken KDV oranı nasıl hesaplanmalıdır?

5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile çiğ balık teslimlerindeki toptan/perakende ayrımı kaldırılarak bu ürünlerin 2007/13033 sayılı BKK eki (I) sayılı listenin (A) Bölümünün 1/c sırası kapsamında %1 oranında KDV’ye tabi tutulması sağlanmıştır. Ancak, iş yerinde müşterilerin masasına ve evlere pişirilerek balık servisi yapılmak suretiyle gerçekleştirilen hizmetler ile balık-ekmek olarak tabir edilen ekmek arası balık satışlarının, söz konusu BKK eki (II) sayılı listenin 24 üncü sırasında belirtilen “yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerlerde verilen hizmetler” kapsamında değerlendirilerek %8 oranında KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı sonrasında börek, simit, pasta, tatlı vb. ürünlerin satışında uygulanması gereken KDV oranı ne olmalıdır?

5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile pastane, tatlıcı, simitçi, fırın gibi işletmeler tarafından imal edilen ve/veya satışı yapılan börek, simit, pasta, tatlı vb. ürünlerin teslimine uygulanacak KDV oranı %8’den %1’e indirilmiştir.

Bununla birlikte, söz konusu ürünler yeme içme hizmeti olarak müşterilere sunulduğunda, 2007/13033 sayılı BKK eki (II) sayılı listenin 24 üncü sırası kapsamında %8 oranında KDV’ye tabidir.

 Fatura/sevk irsaliyesi vb. belgelerin düzenlenme tarihi ile gıda ürünlerinin teslim tarihinin farklı olması durumunda, hangi tarih itibarıyla 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı hüküm ifade edecektir?

3065 sayılı KDV Kanununun 10 uncu maddesine göre vergiyi doğuran olay;

– Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması,

– Malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi

hallerinde gerçekleşmektedir.

Aynı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, teslimin bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu, malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdiinin teslim hükmünde olduğu, malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde malın nakliyesinin başlatılmasının veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesinin de mal teslimi sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, gıda ürünleri 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının yürürlüğe girdiği 14.02.2022 tarihinden önce teslim edilmiş ise %8, bu tarih ve sonrasında teslim edilmiş ise %1 oranında KDV uygulanacaktır.

Ancak, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 14.02.2022 tarihinden önce;

– Ürünlere ilişkin fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmiş olması,

– Ürünlerin alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdi edilmiş olması,

– Ürünlerin alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde malın nakliyesinin başlatılmış olması ya da nakliyeci/ sürücüye tevdi edilmiş olması

hallerinde, KDV oranının %8 olarak uygulanması gerekmektedir.

 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının yürürlüğe girdiği 14.02.2022 tarihi ve sonrasında gerçekleştirilen gıda ürünü teslimlerinde, KDV oranı %8 olarak hesaplanmışsa tüketiciler tarafından fazla ödenen vergi iade alınabilir mi?

Böyle bir durumda, fazla hesaplanan verginin, satıcı mükellefler tarafından alıcıya/tüketiciye iade edilmesi gerekmektedir.

Satıcı mükelleflerin bu gibi durumlara ilişkin, KDV Genel Uygulama Tebliğinde belirtildiği şekilde düzeltme hakkı bulunmaktadır.

Satıcı mükellefler tarafından 5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı öncesinde %8 oranında KDV ödenmek suretiyle satın alınan gıda ürünlerinin, düzenleme sonrasındaki teslimlerinde hangi oranda KDV uygulanması gerekmektedir?

5189 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının yürürlük tarihi 14.02.2022 olduğundan, bu tarih ve sonrasında yapılan/yapılacak % 1 KDV oranına tabi gıda ürünü satışlarında, bu ürünlerin satıcı mükellefler tarafından hangi oran üzerinden satın alındığına bakılmaksızın, %1 oranında KDV uygulanması gerekmektedir.

İthalatını/imalatını/ticaretini yaptığım yahut tükettiğim herhangi bir gıda ürününe uygulanan KDV oranını nasıl öğrenebilirim?

Başkanlığımıza ait www.gib.gov.tr internet adresinden, sırasıyla Yararlı Bilgiler – KDV Oranları – KDV Oranları Listesi sekmeleri takip edilmek suretiyle güncel KDV oranlarına kolayca ulaşılabilmesi mümkündür.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/paket-servis-olarak-verilen-yeme-icme-hizmetleri-%10-kdvye-tabidir/feed/ 0
İstanbul Kart’a yüklenen yol parası vergi ve SGK priminden istisna mıdır? https://www.muhasebenews.com/istanbul-karta-yuklenen-yol-parasi-vergi-ve-sgk-priminden-istisna-midir/ https://www.muhasebenews.com/istanbul-karta-yuklenen-yol-parasi-vergi-ve-sgk-priminden-istisna-midir/#respond Mon, 29 Jan 2024 19:59:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148992 Çalışanların ofise gelmeleri için İstanbul Kart’a yol yüklemeler yapılmaktadır. Bu kapsamda yol yardımı niteliğinde İstanbul Kart’a yüklenen tutarlar SGK primine tabii midir?

2024 Yılı için günlük yemek parası istisna tutarı 170 liraya, 56 lira olan yol (bilet veya elektron bilet) istisna tutarı da 88 liraya çıktı. 

Çalışanların toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri (7194 sayılı kanunun 11 inci maddesiyle eklenen parantez içi hüküm; Yürürlük: 01.01.2020) (İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda, çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 2024 yılı için 88 Türk lirasını aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması hâlinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.);”

Yol bedeli ücret bordrosuna eklenir.

Çalışılan gün sayısı x 88 TL tutarı gelir vergisi matrahından indirilir.

88 TL’nin üstünde ödeme yapılması halinde GV kesintisi yapılır.

Yol bedelinin bilet, elektronik bilet vb. şeklinde verilmesi halinde istisna uygulanır.

Nakit yol parası için gelir vergisi ve SGK primi istisnası uygulanmaz.


Mükelleflerin/işverenlerin ve meslek mensuplarımızın sıkça sordukları, bazen ayrımının yapılmasının zor olduğu yolluk ve yol paralarının sigorta primine tabi tutulup tutulmayacağı ile ilgili olarak SGK, 2020/20 sayılı genelgede açıklama yapmıştır.

6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun 3’üncü maddesinde belirtilen yol masrafı, sigortalının görevli bulunduğu yerden geçici bir görevle başka yerlere gönderilmesi veya görev yerinin değiştirilmesi dolayısıyla yol masrafı, gündelik (yevmiye), yer değiştirme masrafı olarak duruma bağlı yapılan ödemelerdir.

Genelgeye göre yolluk kavramının içeriği itibariyle bir belgeyle kanıtlanması gerekmektedir. (Bir görevlendirme yapılmışsa görevlendirme belgesi, bir ilden bir ile taşınma olmuşsa görevlendirme belgesi ve taşıma belgesi vs. gibi).

Bu bakımdan, sigortalılara bireysel iş sözleşmesine veya toplu sözleşmeye dayanılarak ve işveren tarafından sigortalının geçici bir görevle başka yere gönderilmesi veya görev yerini
değiştirmesi dolayısıyla verilen ve yolluk kavramına giren ödemeler prime esas kazanca dahil edilmeyecek dolayısıyla sigorta primine tabi tutulmayacaktır.

Yol yardımı ya da yol parası ise sigortalıya işe gidip gelebilmesinde destek olarak verilen ek bir ödeme olup; söz konusu ödemenin 5510 sayılı Kanunun 80’inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtildiği şekilde “(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur.” hükmü gereği prime esas kazanca dahil edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda işe gelip gitmek amacıyla sigortalıya ödenen yol parası ödemelerinin tamamı prime esas kazanca dahil edilecektir.

Yol parası ile yolluk kavramını ayırt etmek bazen zor olabilmektedir. Genel itibariyle yol parası ödemeleri devamlılık arz eden ödemeler olup, yolluklar ise ayda veya yılda birkaç kez yapılan ödemelerdir.

İlgili mevzuat bölümünde belirtilen genel hükmüne göre, sigortalıya yapılan bir ödemenin görev yolluğu mahiyetinde olduğunun belge ile kanıtlanması gerektiğinden, bu durumu ispatlayacak görev yolluğu ile ilgili evrakların işveren tarafından muhafaza edilmesi ve SGK tarafından istenildiğinde ibraz edilmesi gerekmektedir.


SGK Primine Tabi Olan – Olmayan Kazançlar

A-Prime Esas Kazançlar

1- Asıl Ücretler

2- Ödeme Şekil ve Zamanına Göre Ücret Çeşitleri

3- Ücretin Eklentileri

4- İdare veya Kaza Mercilerince Verilen Karar Gereğince Yapılan Ödemeler

5- Diğer Ödemeler

6- Sigortalılara İstirahatlı İken Ödenen Ücretler

7- Yıllık İzin Ücretleri

8- İzin Harçlığı

B-Prime Esas Olmayan Kazançlar

1- Yolluklar

2- Ölüm, Doğum ve Evlenme Yardımları

3- Aynî Yardımlar

4- Kasa tazminatı veya iş riski zamları

5- Kıdem Tazminatı

6- İhbar Tazminatı

7- Avans Olarak Ödenen Ücretler

8-4857 Sayılı İş Kanununun 21 inci Maddesine Göre Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonucunda,  Ödenmesine Karar verilen Ödemeler

VI- SİGORTA PRİMİNE ESAS OLAN VE OLMAYAN KAZANÇLAR (AÇIKLAMALAR)

A- Prime Esas Kazançlar

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 nci maddesinin birinci fıkrasında, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki çeşitli istihkakların prime esas tutulacağı belirtilmiştir.

Prime esas bazı kazançların nitelikleri ve çeşitleri aşağıda açıklanmıştır.

1- Asıl Ücretler

İş Kanununa göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden ödenen meblâğı kapsar.

Hizmetin karşılığı olan ücret, para veya ayn  olarak sağlanan menfaatlerdir. Ücretin ayn olarak verilmesi halinde bunun para ile temsil edilebilir bir menfaat olması ve akitten veya Kanundan doğması gerekir.

Fazla mesai ücreti, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri, ek görev ücreti de asıl ücrete dahildir.

77 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ücretlerin brüt toplamı hak edildikleri aylar itibariyle prime tâbi tutulacaktır. Yani, prime tâbi tutulabilmesi için ücretin ödenmesi şartı yoktur.

2- Ödeme Şekil ve Zamanına Göre Ücret Çeşitleri

a) Zaman Birimine Göre Ücret

Ücret, belirli zaman birimleri içerisinde yapılan hizmetin karşılığı ise, zaman esasına göre bir ücret kararlaştırılmış demektir. Saat başına, gündelik, haftalık, aylık ücret gibi.

b) İşbirimi Esasına Göre Ücret

İşçi tarafından yapılacak işin beher parçasına veya kilosuna veya metrekaresine veya metreküpüne göre bir ücret kararlaştırılmış ise, iş birimine göre bir ücret bahis konusu demektir.

c) Götürü Ücret

Götürü ücret, bitirilmesi gerekli  bir işin sonucuna göre hesaplanan bir ücret şeklidir. Uygulamada birim tespitinin güç olduğu veya seri olarak yapılması mümkün olmayan veya genellikle devamlılık göstermeyip bir süre sonra bitecek olan işlerde işin sonucuna göre ücretin kararlaştırılması halinde götürü toptan ücretten söz edilir.

d) Belirsiz Zaman ve Miktar Üzerinden Ödenen Ücretler

Kârdan Hisse Şeklinde Ödenen Ücret

Ücretin, işçinin daha verimli çalışmasını sağlamak için kârdan hisse şeklinde karşılanması halinde, kâra iştirak şeklinde bir ücret alması ile kâr ortaklığı halinin karıştırılmaması gerekir. Hizmetini işverene kârdan hisse alarak tahsis eden kimse, işi işverenin emir ve talimatı altında yürütüyorsa hizmet akdi söz konusu olur. Şayet iş sahibi ile arasında hem kâra, hem zarara katılma şeklinde bir ilişki mevcutsa bu taktirde ortaklık sözleşmesi var demektir.

Komisyon Ücreti

Uygulamada bazı işçilere yaptıkları veya yapılmasına aracı oldukları işlerin değeri üzerinden genellikle bir yüzde oranı tespit edilerek ücret ödendiği görülmektedir. (Örneğin, bir tezgâhtarın sattığı malların satış değeri üzerinden % 3 tutarında bir ücret alması veya bir doktorun poliklinikte muayene ettiği her hasta başına vizite ücreti tutarının belli bir yüzdesini ücret olarak alması gibi.)

Komisyon ücreti veya kâra katılma gibi belirsiz zaman ve miktar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları 506 sayılı Kanunun 77 inci maddesinin dördüncü fıkrasına istinaden Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmektedir.

Günlük,haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmış olmayıp da, komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman ve miktar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabı, 506 sayılı Kanunun değişik 78 inci maddesine göre tespit edilen prime esas günlük kazancın alt sınırı üzerinden yapılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununa göre 16 yaşından büyükler için belirlenen günlük asgarî ücretler ile 16 yaşından küçükler için belirlenen günlük asgarî ücretlerin 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesine göre tespit edilen prime esas günlük kazancın alt sınırının üstünde olması halinde, prim ve ödenekler bu ücretler üzerinden hesaplanacaktır. (16-57 Ek genelge)

Diğer taraftan, 77. maddenin beşinci fıkrasında, “Şu kadar ki, sigortalının ayrıca belirli bir kazancı varsa, bu takdirde prim ve ödeneklerin hesabında esas tutulacak günlük kazancı, yukarıdaki fıkraya göre hesap edilecek günlük kazancına belirli kazancı üzerinden  hesaplanacak günlük kazancın ilavesi suretiyle bulunur” hükmü yer almış bulunduğundan, komisyon ücreti veya kârdan hisse şeklinde ücret alan sigortalı aynı zamanda aylık belirli bir ücret de alıyorsa, sigorta primlerine esas günlük kazancı, Bakanlar Kurulunca tespit edilmiş olan günlük kazancın üstüne ayrıca aldığı günlük kazancın da ilavesi suretiyle bulunacak ve sigorta primlerinin hesabında bu günlük kazanç esas alınacaktır.

3- Ücretin Eklentileri

Sigortalılara asıl ücretlerinden başka prim, ikramiye gibi çeşitli isimlerle yapılan ödemelerin brüt toplamının, ödendiği ay itibariyle prime esas tutulacağı 77.  maddenin 1/b fıkrasının hükmü icabıdır. Bu nitelikteki ödemeler aşağıda belirtilmiştir.

a) Primler (Çalışma, Satış, Devamlılık, İstihsal Primi, İdareci Primi)

Uygulamada bir çok işyerlerinde üretimi arttırmak ve çalışanları teşvik etmek amacıyla  çeşitli isim ve şekillerde primler ödenmektedir. Bunlar ferdî veya toplu iş sözleşmesinden doğduğu gibi işveren tarafından sözleşme dışı bir şekilde de ödenmiş olabilir. Söz konusu primler, ödendiği ayın kazancına dahil edilerek prime tabi tutulacaktır.

b) İkramiye (Bayram İkramiyesi, Yılbaşı İkramiyesi, Temettü İkramiyesi )

İşçilere geçmiş hizmetlerini ödüllendirmek ve gelecekteki hizmetlerini özendirmek amacıyla çeşitli zaman ve vesilelerle ikramiye adı altında yapılan ödemelerde prime esas tutulacaktır.

Ödenmesi Kanundan veya sözleşmelerden doğan ikramiyeler, sigortalının hizmet akdinin son bulmasından evvel ödenmesi şartıyla prime tâbi tutulacaktır.

Kamu kesiminde çalışan işçilere, 6772 sayılı “Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun” a istinaden ikramiye ödenmektedir.

Anılan Kanunun 1. maddesi kapsamına giren daire ve müesseseler tarafından ödenen ikramiyelerden birisinin, bu kanuna göre ödendiğinin kabulü ile sigorta primine tâbi tutulmaması gerekir.

İkinci ikramiye ise, 6772 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükmü gereğince, Bakanlar Kurulu kararına istinat ediyorsa, bu da sigorta primine tâbi olmayacaktır.

Buna karşılık, ikinci ikramiyenin, Bakanlar Kurulu kararına istinaden değil de, toplu sözleşme, prim talimatı veya yönetim kurulu kararı vb. gereğince ödenmesi halinde  sigorta primlerine tâbi tutulacaktır.

Diğer taraftan, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanuna 2448 sayılı Kanunla eklenen “ Ek Madde 1” de “bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını, (haftalık ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir” hükmü yer almıştır.

6772 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında ilave tediyelerden sigorta primlerinin kesilmeyeceği hükme bağlanmış olduğu halde, 2448 sayılı Kanunda ödenecek iki ikramiyeden sigorta primi kesilmeyeceği yolunda bir hüküm bulunmadığından, bu Kanuna istinaden ve toplu sözleşme gereğince ödenmesi gereken iki ikramiyeden sigorta primi kesilmesi gerekmektedir. Yani 6772 sayılı Kanuna göre ödenen 52 yevmiye tutarı prime tâbi değil, 2448 sayılı Kanuna göre ödenen 60 yevmiye tutarı ise prime tâbi olmaktadır.

-Jübile İkramiyesi

Belli bir hizmet yılını doldurup, işyerinden ayrılmış sigortalılara jübile ikramiyesi adı altında yapılan ödemeler, tazminat mahiyetinde olduğundan ve özellikle bu kabil ödemeler sigortalılığın sona ermesinden sonra yapıldığından prime tâbi tutulmaması gerekmektedir.

Mesleki Eğitim Gören Öğrencilere Ödenen İkramiyeler

3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu kapsamına giren işletmelerde meslekî eğitim gören öğrencilere işyeri sahipleri tarafından ödenecek olan ikramiyelerin, bu öğrencilerin sigorta primlerinin söz konusu Kanunun 25 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kendilerine ödenmesi gereken asgari ücretin % 50 si üzerinden hesaplanması gerektiğinden sigorta priminin hesabında nazara alınmaması gerekmektedir.

c) Hakkı Huzurlar (Toplantı Parası)

Uygulamada bazı görevlerin komisyon, komite, Yönetim kurulu gibi organların toplantılarına katılmak suretiyle yapıldığı ve katılanlara toplantı veya saat başına hakkı huzur adı altında para ödendiği görülmektedir. Bu gibi görevler genellikle seçimle gelenler tarafından yapıldığı ve sigortalı sayılmadıkları için hakkı huzur alanların durumlarının buna göre incelenmesi ve sigortalı addedilmeleri gerektiği anlaşıldığı takdirde, hakkı huzurun ücret vasfı taşıdığı nazara alınarak prime tâbi tutulması sigortalı değiller ise prime tabi tutulmaması gerekir.

d) Eleman Teminindeki Güçlük Zammı, Kıdem Zammı

İşverenler tarafından mesleğin özelliği göz önünde bulundurularak bazı personele “eleman teminindeki güçlük zammı”, bazı personele de kıdemlerine ve gündeliklerine eklenmek suretiyle “kıdem zammı” adı altında para ödenmekte olduğundan, bunların ücret niteliğinde kabul edilerek sigorta primine tâbi tutulması gerekmektedir.

4-İdare veya Kaza Mercilerince Verilen Karar Gereğince Yapılan Ödemeler

Sigortalılara, toplu sözleşme hükümleri uyarınca ödenen prim,ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan, ödendiği ayın kazancına dahil edilerek sigorta primi kesilecektir.

Kendisine 506 sayılı Kanunun 77. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen prim, ikramiye ve bu nitelikte bir istihkak ödenen sigortalının ödemenin yapıldığı ayda fiilen çalıştığı ve ücret aldığı gün sayısının çeşitli nedenlerle 30 günden az olması halinde o ay içindeki toplam kazancı, ücret aldığı gün sayısına bölünerek, Kanunun değişik 78 nci maddesine göre tespit edilmiş olan asgari ve azami kazanç sınırları da göz önüne alınmak suretiyle prime tâbi tutulacaktır.

5- Diğer Ödemeler

Bazı işverenlerce sigortalılara; toplu iş sözleşmesi uyarınca kararlaştırılmış olup olmadığı üzerinde durulmaksızın makam tazminatı, ek tazminat, yakacak, aydınlatma,temizleme, mesken (konut) veya sağlık yardımı, okul, tahsil yahut öğrenim parası, taşıt veya vasıta ücreti, tabii afet yardımı, askerlik yardımı ve dinlenme parası adı altında ödeme yapıldığına rastlanıldığından, kanundaki istisnalar arasında sayılmamış olan bu ve benzer nitelikteki tüm nakit ödemelerin sigorta primlerine tabi tutulması gerekmektedir.

6- Sigortalılara İstirahatlı İken Ödenen Ücretler

Kurumumuzdan geçici işgöremezlik ödeneği alan sigortalılara istirahatlı bulundukları devrede kendilerine Kurumca  ödenen geçici işgöremezlik ödeneği ile o devredeki kazancı arasındaki fark ücretlerin veya bu devrede Kurumumuzca ödenen geçici işgöremezlik ödeneği nazara alınmadan işverenlerce tam olarak ödenen ücretlerin bundan böyle Tüzük, Yönetmelik, Toplu Sözleşme gibi genel düzenleyici tasarruflara dayanarak veya işverence atıfet kabilinden ödenmiş olmasına bakılmaksızın 506 sayılı Kanunun 77 inci maddesinin (a) fıkrası kapsamında  mütalaâ edilerek prime tâbi tutulması, bu fark ücretlerin prime esas asgari günlük kazancın altında kalması halinde, 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesi gereğince prime esas asgari günlük kazanca  tamamlanmak suretiyle iş kazaları ve meslek hastalıkları sigortası primi de dahil olmak üzere prime tâbi tutulması ve bu primlerin ilişkin olduğu sürenin, aylık prim ve hizmet belgesinde gün sayılı olarak gösterilmesi gerekmektedir.

7- Yıllık İzin Ücretleri

4857 sayılı İş Kanunu gereğince hak edilen yıllık izin ücretleri, 506 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin (a) fıkrası kapsamına giren ücretler meyanında bulunduğundan,

a)Sigortalıların hak kazanıp da kullanmamış oldukları izin süresine ait ücretlerin, 4857 sayılı İş Kanununa göre, akdin feshedilmesi halinde ödenmesinin zorunlu olduğu, dolayısıyla akdin feshinde hak edildiği nazara alınarak, sigortalılara ödendiği ayın kazancına dahil edilmek suretiyle sigorta primlerine tâbi tutulacaktır.

b)İş Kanununda akdin feshinde, sadece kullanılmayan yıllık izine ait ücretin ödenmesi öngörülmüş olup,  izin kullandırılacağına dair bir açıklık bulunmadığı ve izin ücretinin ödenmesi prim ödeme gün sayısında bir artışı doğurmadığı için, izin ücreti için aylık prim ve hizmet belgelerinde ayrıca bir süre gösterilmeyecek, ancak,sigorta primine esas günlük kazanç, o ay içinde ücret alınan gün sayısı nazara alınarak hesaplanacaktır.

c)İzin ücretinin akdin feshinden sonra ödenmesi halinde ise, izin ücretine akdin feshinde hak kazanılmış olduğundan,akdin feshedildiği ayın kazancına dahil edilerek ve ek prim belgesi düzenlenmek suretiyle sigorta primi kesilecektir.

Diğer taraftan, 4857 sayılı İş Kanununda, sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler üzerinden işkazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin,Sosyal Sigortalar Kanunundaki esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler yönünden ödenmesine devam olunacağı belirtilmiş bulunmaktadır.

Bu hükme göre, yıllık izin ücretlerinden, işkazaları ile meslek hastalıkları sigortası primi kesilmeyecek, ancak, diğer sigorta kollarına ait primler kesilecektir.

8- İzin Harçlığı

Sigortalılara, toplu is sözleşmeleri gereğince ölüm, doğum ve evlenme  gibi hallerde verilen izinler dolayısıyla ödenen ücretler ile yıllık ücretli izinlerde izin ücretinden ayrı olarak “izin harçlığı” veya benzer isimler altında ödenen paraların, bahis konusu izinler 4857 sayılı İş Kanununda öngörülen yıllık izin mahiyetinde sayılmadığı, keza izin harçlığı da yıllık izin ücreti niteliğinde olmadığı gibi izin ücretinden ayrı olarak da ödendiği için, iş kazalarıyla meslek hastalıkları priminden istisna edilmemesi gerekmektedir.

B- Prime Esas Olmayan Kazançlar

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 4958 sayılı Kanunla değişik  77 nci maddesinin ikinci fıkrasında, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, ayni yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek,çocuk ve aile zamlarının sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmayacağı, bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak Bakanlığımızca hazırlanan “Sigorta Primlerinin Hesabına Esas Tutulacak Kazançların Aylık Tutarının Tespitinde Nazara Alınmayacak Olan Yemek Parası ile Çocuk ve Aile Zamlarının Günlük ve Aylık Tutarlarının Tespitine ilişkin Tebliğ” ile, 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere sigortalılara yemek parası, çocuk ve aile zamları adı altında yapılan ödemelerin sigorta primlerinden istisna tutulacak miktarları belirlenmiş bulunmaktadır.

Bu tebliğe göre sigortalılara;

Yemek parası olarak yapılan ödemelerin, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi şartıyla fiilen çalışılan gün sayısı dikkate alınarak 16 yaşından büyükler için her yıl belirlenen günlük asgari ücretin %6’sının yemek parası verilecek gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktarının,

Çocuk zammı olarak yapılan ödemelerden; iki çocuğa kadar ( iki çocuk dahil ) çocukların 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olmaları şartıyla veya çalışamayacak durumda malul bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan erkek çocukları ile yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukları için, sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın iki çocuğu geçmemek kaydıyla çocuk başına her yıl 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin %2’si oranındaki tutarının,

Aile zammı olarak yapılan ödemelerin; sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın, sigortalının eşinin her hangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışmaması ve buralardan gelir veya aylık almaması kaydıyla, her yıl 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin % 10’u oranındaki tutarının,

Aylık sigorta primine esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmaması uygun görülmüştür.

Uygulamaya ilişkin diğer hususlar Kurum web sitesinde de yayımlanmış olan 16.02.2004 tarihli, 16-310 Ek sayılı Genelgede ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

1- Yolluklar

İşverenlerin sigortalılar için ödediği yollukların neleri kapsadığı konusunda  6245 sayılı Harcırah Kanunu ile memurlara tanınan haklar esas alınacaktır.Adı geçen Kanunda harcırah kavramının; yol parasını, yevmiyeyi, memurun ve aile fertlerinin yer değiştirme masraflarını kapsadığı ifade edilmiştir. Bu itibarla sigortalılar için bu konuda yapılan ödemelerle ve aynı nitelikte olanlar yolluktan sayılacaktır.

Bu durumda sigortalılara ferdî hizmet sözleşmesine veya toplu sözleşmeye dayanılarak ve işveren tarafından sigortalının geçici bir görevle başka yere gönderilmesi veya görev yerini değiştirmesi dolayısıyla verilen ve yolluk kavramına giren her türlü ödemeler, belge ile kanıtlanması kaydıyla miktarı ne olursa olsun, prime esas kazançlar dışında tutulacaktır.

2- Ölüm, Doğum ve Evlenme Yardımları

Ölüm, doğum ve evlenme hallerinde yapılan yardımlar Kanunda primden istisna edilmiştir. Ayrıca, sözleşmeler ile evli işçilere her ay “evlenme zammı” adı altında yapılan ödemelerin aile zammı niteliğinde olması dolayısıyla bunlar da prime tâbi kazançlardan sayılmayacaktır.

3- Aynî Yardımlar

Sosyal Sigortalar Kanununun 77 nci maddesinde, sigortalılara yapılan aynî yardımlar sigorta primine esas tutulmayan istisnalar arasında sayılmıştır.

Buna göre, sigortalılara, un, şeker, yağ, ayakkabı gibi mal olarak verilen yardımlar  sigorta primlerine tâbi tutulmayacaktır.

4- Kasa tazminatı veya iş riski zamları

İşyerlerinde para veya kıymetli evrak veyahut da eşya muhafazası ile görevli bulunanlara işverenler tarafından ödenen kasa tazminatları, muhtemel açıkları kapatmak maksadıyla verildiğinden, bunların ücret niteliğinde sayılmaması, dolayısıyla sigorta priminden istisna  edilmesi gerekmektedir.

5- Kıdem Tazminatı

İş Kanununa göre, iş akdinin feshi veya sair sebeplerle işten ayrılan işçilere işverenler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere ödenen kıdem tazminatının, niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmadığı gibi, esasen işten ayrılan sigortalının o andan itibaren sigortalılık vasfı da kalmadığından sigorta primine matrah teşkil etmemesi gerekmektedir.

6- İhbar Tazminatı

İşveren tarafından ihbar önellerine riayet edilmeksizin işçinin işine son verilmesi halinde, ihbar önellerine ait ücret tutarlarının tazminat olarak ödenmesi, İş Kanunu gereğidir. Bu durumda işçinin işyeri ile olan hukukî ilişkisi iş akdinin feshi ile sona erdiğinden, ödenen paralar işçiyi himaye gayesine yönelik bir tazminat olup, ücret niteliğinde bulunmadığından, bu nitelikte olan ihbar tazminatı ise sigorta primine tabi olmayacaktır.

7- Avans Olarak Ödenen Ücretler

Hak edilmemiş bir ücretin ileride hak edildiği zaman mahsubu yapılmak üzere ödenilmesi halinde avanstan söz edilir.Avans almış olan bir sigortalı, aldığı avansı karşılayacak bir süre çalışmadan herhangi bir suretle işten ayrılabilir. Bu takdirde, avans sigortalının şahsî borcu durumuna geçecektir. Esasen kanun hak edilen ücretlerden prim alınacağını hükme bağlamıştır. Bu itibarla, avans, hakedilmiş bir ücret olmaması nedeniyle prime tâbi tutulmayacaktır.

8- 4857 Sayılı İş Kanununun 21 inci Maddesine Göre Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonucunda, Ödenmesine Karar verilen Ödemeler

4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkeme veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunda olduğu, işverenin başvuruda bulunan işçiyi işe başlatmaması halinde, işçiye en az dört ay en çok sekiz aylık ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu, 2 nci fıkrasında; mahkemenin feshin geçersizliğine karar verirken, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirleyeceği;

Yine aynı maddenin dördüncü fıkrasında, işçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ve kıdem tazminatı miktarının yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edileceği, işe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin olarak ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ve hakedilip verilmeyen kıdem tazminatının bu sürelere ait ücret tutarının ayrıca ödeneceği,

öngörülmüştür.

İşçiyi başvurusu halinde bir ay içinde işe başlatmayan işverence işçiye ödenen ve mahkeme veya özel hakemce belirlenen en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki tazminatın, her ne kadar, 506 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca prime tabi tutulması gerektiği düşünülebilinirse de, yapılacak ödemenin, niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmaması, esasen işe başlatılmayan sigortalının, başlatılmama nedeniyle sigortalılık vasfının da kalmaması, ödenecek paralar işçiyi himaye gayesine ve işverene işe başlatmama nedeniyle verilen medeni ceza niteliğinde olması nedenleriyle anılan tazminatın prime tabi tutulmaması gerekmektedir.

Feshin geçersizliğine dair mahkeme veya hakem kararının kesinleştirilmesine kadar işçiye çalıştırılmadığı süre içinde en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların işverenin işçiyi işe başlatması veya başlatmamasına bakılmaksızın ödeneceğinden, bu düzenleme ile, feshin geçersizliğine dair karar alan işçiyi, işe başlatıp başlatmama konusunda işverene verdiği inisiyatife karşılık işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesini hüküm altına alarak korumuş, sözleşmenin feshi tarihini, en çok dört aya kadar ileri bir tarihe atmış bulunmaktadır.

Buna göre, işe başlatılsın veya başlatılmasın işçiye çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarından prim alınması ve bu sürelerin hizmetten sayılması gerekmektedir.

Öte yandan, işçi işe başlatıldığında, eğer bildirim süresine ait (ihbar) ücreti ile kıdem tazminatı peşin olarak ödenmiş ise, işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edileceğinden, ancak, 506 sayılı Kanunun 77 nci maddesi uyarınca bildirim süresine ait ihbar ve kıdem tazminatı prime tabi tutulmadığından, işe başlatması halinde işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer hakların mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulması ve bu sürelerin hizmetinden sayılması gerekmektedir.

İşe başlatılmayan ve bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine  ait ücreti peşin ödenmemiş işçiye, bu sürelere ait olarak ödenen ücret, ihbar tazminatı niteliğinde olduğundan, bu şekilde ödenen bildirim süresine ait ücretin ise prime tabi tutulmaması ve hizmetinden de sayılmaması gerekmektedir.

Sonuç olarak 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesi uyarınca işçiye ödenecek olan en çok 4 aya kadar ücret ve diğer alacaklarından (haklarından) prim alınması ve bu sürelerin hizmetten sayılması gerekmektedir.

SIRA NO PRİME TABİ OLAN ve OLMAYAN KAZANÇLAR PRİME TABİ / DEĞİL (+ / -) HANGİ AYDA PRİME

TABİ TUTULDUĞU

1 Asıl Ücret + Hak Edilen Ay
2 Ödeme şekil ve zamanına göre ücret çeşitleri    
    a) Zaman birimine göre ücret + Hak Edilen Ay
  aa) Hafta tatili ücreti + Hak Edilen Ay
  ab) Ulusal Bayram-Genel tatil ücreti + Hak Edilen Ay
  ac) Fazla çalışma- Fazla Mesai ücreti + Hak Edilen Ay
  ad) Yıllık ücretli izin ücreti + Hak Edilen Ay
  ae) Cumartesi günü ücreti + Hak Edilen Ay
   b) İşbirimi esasına göre ücret + Hak Edilen Ay
  ba) Yüzde usulüyle alınan ücret + Hak Edilen Ay
  bb) Profesyonel futbolcuya ödenen ücret + Hak Edilen Ay
  bc) Transfer ücreti + Hak Edilen Ay
  bd) Transfer verimi ücreti + Hak Edilen Ay
    c) Götürü ücret + Hak Edilen Ay
    d) Belirsiz zaman ve miktar üzerinden ödenen ücret + Hak Edilen Ay
  da) Hazırlama ücreti + Hak Edilen Ay
  db) Tamamlama ücreti + Hak Edilen Ay
  dc) Temizleme ücreti + Hak Edilen Ay
  – Kardan hisse şeklinde ödenen ücret + Hak Edilen Ay
  – Komisyon ücreti + Hak Edilen Ay
3 Ücretin eklentileri    
  a) Primler + Ödendiği Ay
  aa) Yıpranma tazminatı, + Ödendiği Ay
  ab) Özel hizmet tazminatı, + Ödendiği Ay
  ac) Yabancı dil tazminatı + Ödendiği Ay
  ad) Vardiya ve ağır vasıta tazminatı, + Ödendiği Ay
  ae) İmza zorunluluğu tazminatı + Ödendiği Ay
  af) Seyyar görev tazminatı, ————–
  ag) Tabii afet yardımı + Ödendiği Ay
  ah) Nakit ödenen kira yardımı, + Ödendiği Ay
  aı) Nakit ödenen giyecek yardımı + Ödendiği Ay
  ai) Nakit ödenen yakacak yardımı, + Ödendiği Ay
  aj) Askerlik yardımı + Ödendiği Ay
  ak) Sünnet yardımı, + Ödendiği Ay
  al) Nakit ödenen taşıt yardımı + Ödendiği Ay
  am) Nakit ödenen ısıtma yardımı, + Ödendiği Ay
  an) Nakit ödenen elbise dikiş bedeli, + Ödendiği Ay
  ao) Nakit ödenen ayakkabı bedeli + Ödendiği Ay
  aö) Ek tazminat, + Ödendiği Ay
  ap) Yılbaşı parası, + Ödendiği Ay
  ar) Kreş ücreti  (TIKLAYINIZ)  
  as) Makam tazminatı, + Ödendiği Ay
  aş) İş riski zammı + Ödendiği Ay
  at) Bayram harçlığı + Ödendiği Ay
  b) İkramiye + Ödendiği Ay
  ba) Bayram ikramiyesi + Ödendiği Ay
  bb) Yılbaşı ikramiyesi + Ödendiği Ay
  bc) 6772 Sayılı Kanun gereğince ödenen ikramiye (2.ikramiye hariç)  
  bd) 6772 sayılı Kanun gereğince Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak ödenen ikramiye  
  be) 2448 sayılı Kanun gereğince ödenen ikramiye + Ödendiği Ay
  –Jübile ikramiyesi  
  –Mesleki eğitim gören öğrencilere ödenen ikramiye  
  c) Hakkı huzurlar (toplantı parası)sigortalı ise + Ödendiği Ay
  d) Eleman teminindeki güçlük zammı, kıdem zammı + Ödendiği Ay
4 İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince yapılan ödemeler + Ödendiği Ay
  a) Ücret niteliğinde olanlar + Hak Edilen Ay
  b) Ücretin eklentileri niteliğinde olanlar + Ödendiği Ay
5 Diğer ödemeler + Ödendiği Ay
6 Sigortalılara istirahatli iken ödenen ücretler + Hak Edilen Ay
7 Yıllık izin ücretleri + Ödendiği Ay
8 İzin harçlığı (işkazası ve meslek hastalığı hariç) + Ödendiği Ay
9 Yolluklar  
  a) Personelin toplu halde işe gidip gelmesinde servis sağlanması  
  b) Personelin evinden işe gelip gitmesi için abonman bileti verilmesi (belgelenmesi koşulu ile)  
  c) Harcırahlar  
10 Çocuk zammı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek miktarı aşmamak üzere)  —-
11 Aile zammı (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek miktarı aşmamak üzere)  —–
12 Yemek Parası (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenecek miktarı aşmamak üzere)  ——-
    a) İşyerinde personeline yedirilen yemek, yoğurt v.b.  
13 Ölüm yardımı  
14 Doğum yardımı  
15 Evlenme yardımı  
16 Ayni yardımlar  
  a) Ayni konut tahsisi  
  b) İşyerinde kullanılmak üzere havlu, sabun v.b.  
17 Geri ödemeli ücret avansları  
18 Kıdem tazminatı

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/istanbul-karta-yuklenen-yol-parasi-vergi-ve-sgk-priminden-istisna-midir/feed/ 0
Sanal ortamda veya fiziki olarak mağazalarda satılan kart, şifre ve kodların yurt dışından ithali veya Türkiye’de satışı KDV’ye tabidir. https://www.muhasebenews.com/sanal-ortamda-veya-fiziki-olarak-magazalarda-satilan-kart-sifre-ve-kodlarin-yurt-disindan-ithali-veya-turkiyede-satisi-kdvye-tabidir/ https://www.muhasebenews.com/sanal-ortamda-veya-fiziki-olarak-magazalarda-satilan-kart-sifre-ve-kodlarin-yurt-disindan-ithali-veya-turkiyede-satisi-kdvye-tabidir/#respond Sun, 21 Jan 2024 12:15:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148800

18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 49) ile;

-Sanal veya fiziki ortamda satılan kart, şifre ve kodlardaki KDV uygulamasına ilişkin açıklamalar yapılmaktadır.

-Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura (bavul ticareti) ile yapılan satışlarda ve Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlarda (yolcu beraberi eşya) istisna uygulanacak asgari tutar güncellenmektedir.

-Uluslararası taşımacılık kapsamında, taşımacılık faaliyetini yürütenlerin yetki belgesine sahip olması ve araçlarının bu yetki belgesine kaydedilmesine ilişkin açıklama yapılmaktadır.

AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU
RESMİ GAZETE TARİHİ: 18.01.2024
RESMİ GAZETE SAYISI:32433
MEVZUAT TÜRÜ: Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 49)

YÜRÜRLÜK TARİHİ: 01.02.2024

 

AÇIKLAMA

18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 49) ile;

-Sanal veya fiziki ortamda satılan kart, şifre ve kodlardaki KDV uygulamasına ilişkin açıklamalar yapılmaktadır.

-Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura (bavul ticareti) ile yapılan satışlarda ve Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlarda (yolcu beraberi eşya) istisna uygulanacak asgari tutar güncellenmektedir.

-Uluslararası taşımacılık kapsamında, taşımacılık faaliyetini yürütenlerin yetki belgesine sahip olması ve araçlarının bu yetki belgesine kaydedilmesine ilişkin açıklama yapılmaktadır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 49

 

Resmi Gazete No: 32433
Resmi Gazete Tarihi: 18/01/2024

MADDE 1- 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/B-15.) bölümünden sonra gelmek üzere başlığıyla birlikte aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

“16. Kart, Şifre, Kod ve Benzerlerinin Satışında KDV Uygulaması

16.1. Genel Açıklama

Kart, şifre ve kodlar (aktivasyon kodu, e-pin kodu, oyun kodu, dijital ürün kodu, cüzdan kodu, hediye kartı/çeki ve benzeri mahiyette olanlar), sanal ortamda (yayın platformları, oyun siteleri, uygulama mağazaları gibi) pazarlanan bilgisayar programı, oyun, uygulama, müzik, yayın ve eğlence gibi ürün ve hizmetlerin temin edilmesinde kullanılabildiği gibi, sanal veya fiziki mağazalarda güvenli alışveriş yapılmasında da kullanılabilmekte olup, bu kart, şifre ve kodlar sanal ortamda veya fiziki olarak satılabilmektedir.

Bahse konu kart, şifre ve kodlar, belirli bir ürün veya hizmetin karşılığını oluşturabildiği gibi bunları çıkaranlar nezdinde ürün veya hizmet satın alınabilmesine yönelik sanal bir satın alma gücünü de temsil edebilmektedir.

16.2. Karşılığı Belirli Bir Ürün veya Hizmet Olan Kart, Şifre ve Kodlarda KDV Uygulaması

Bazı kart, şifre ve kodlar belirli bir ürün veya hizmeti temsil etmekte olup, henüz aktive edilmemiş olsalar bile, bunlar ile bir başka ürün veya hizmetin temini mümkün olmamaktadır. Sanal ortamda veya fiziki olarak mağazalarda satılan bu kart, şifre ve kodların yurt dışından ithali veya Türkiye’de satışı KDV’ye tabidir.

Bu kart, şifre ve kodların;

– Türkiye’de mukim olanlar tarafından yurt dışı mukimi firmalardan temin edilmesi halinde, bu işleme ilişkin KDV’nin Türkiye’de mukim olanlar tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi,

– Türkiye’de mukim olup KDV mükellefi olmayan gerçek kişiler tarafından yurt dışı mukimi elektronik hizmet sunucularından sağlanması halinde, bu işleme ilişkin KDV’nin yurt dışı mukimi firma tarafından 3 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi,

– Türkiye’de satılması halinde hesaplanan KDV’nin satıcı firmalar tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi,

gerekmektedir.

Konuyla ilgili örneklere aşağıda yer verilmiştir.

Örnek 1: Türkiye’de KDV mükellefi olan mali müşavir (B), profesyonel belge düzenleme programına erişim için yurt dışı mukimi (A) firması tarafından çıkarılan e-pin kodu satın almıştır. Sadece bu programa erişime imkan veren kodun mali müşavir (B) tarafından yurt dışı mukimi (A) firmasından satın alınması işlemi KDV’ye tabi olup, bu işleme ilişkin KDV’nin mali müşavir (B) tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

Örnek 2: Elektronik ortamda yayın hizmeti sunan, Türkiye’de mukim (K) Ltd. Şti., verdiği hizmete erişim için 6 ay süreyle üyelik sağlayan kupon kodunu (C)’ye satmıştır. Karşılığı, yayın hizmetine erişim hakkı olarak belirlenen söz konusu kodun satış işlemi KDV’ye tabi olup, bu kod satışına ilişkin KDV’nin (K) Ltd. Şti. tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Örnek 3: Bay (N), müzik platformuna üyelik için Türkiye’de bir teknoloji mağazasından 3 aylık abonelik hakkı sağlayan kart satın almıştır. Bu kartın satışı KDV’ye tabi olup hesaplanan KDV’nin teknoloji mağazası tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Örnek 4: Elektronik kod alım/satım faaliyetiyle iştigal eden, Türkiye’de mukim (M) Anonim Şirketi, (Y) oyununa erişim hakkı sağlayan kod satmaktadır. Bahse konu kodun, belirli bir oyuna erişim hakkı sağlanmasına (aktive edilmesine) ilişkin olması nedeniyle, bu kod satışı KDV’ye tabi olup, hesaplanan KDV’nin (M) A.Ş. tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Örnek 5: Türkiye’de mukim, KDV mükellefi olmayan Bay (Ç), yurt dışı mukimi elektronik hizmet sunucusu (L) film/dizi platformuna üyelik için bu platformdan 1 yıllık abonelik hakkı sağlayan kartı satın almıştır. Söz konusu abonelik kartının satışına ilişkin KDV’nin, (L) film/dizi platformu tarafından 3 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

16.3. Karşılığı Belirli Bir Ürün veya Hizmet Olmayan Kart, Şifre ve Kodlarda KDV Uygulaması

Bazı kart, şifre ve kodlar, ürün veya hizmetleri sağlayanlar nezdinde daha sonra yapılacak teslim veya hizmetlerin satın alınabilmesine yönelik sanal bir satın alma gücünü temsil etmektedir. Bu kart, şifre ve kodlar kullanıldığında belirli bir ürün veya hizmet temin edilmemekte, sanal veya fiziki ortamda satın alma hakkı oluşmaktadır.

16.3.1. Karşılığı Belirli Bir Ürün veya Hizmet Olmayan Kart, Şifre ve Kodların Satışında KDV Uygulaması

Sanal veya fiziki ortamda, cüzdan kodu ve benzeri adlarla satılan ancak belirli bir ürün veya hizmetin karşılığını temsil etmeyen, kullanıldığında bunları çıkaran firma nezdinde bir satın alma hakkı oluşturan, ödeme aracı mahiyetinde olan kart, şifre ve kodların satışı KDV’nin konusuna girmemektedir. Bu çerçevede, bu kart, şifre ve kodların yurt dışından temini veya Türkiye içerisinde satışı KDV’ye tabi olmayacaktır.

Konuyla ilgili örneklere aşağıda yer verilmiştir.

Örnek 1: Bay (H), (A) alışveriş uygulamasının çıkardığı e-pin kodunu (Z) mağazasından satın almıştır. Bay (H), bu kodu kullandığında (A) alışveriş uygulaması bünyesinde cüzdan bakiyesine sahip olacak ve bu cüzdan bakiyesi ile uygulama aracılığıyla ürün ve hizmet satın alabilecektir. (A) alışveriş uygulamasında bir satın alma hakkını temsil eden bu e-pin kodunun (Z) mağazası tarafından Bay (H)’ye satışı KDV’ye tabi olmayacaktır.

Örnek 2: Bay (Y), (B) Ltd. Şti.nin bir mağazasından 2.000 TL değerinde hediye çeki satın almıştır. (B) Ltd. Şti.nin bütün mağazalarındaki ürün ve hizmetlerin temin edilmesinde kullanılabilen bu çek, belirli bir ürün veya hizmeti temsil etmediğinden, çekin satışında KDV hesaplanmayacaktır.

Örnek 3: Oyun kodları satışı yapan, Türkiye’de mukim (T) firması, Singapur mukimi oyun geliştiricisi firmanın internet sitesinde yer alan oyun veya oyunlarında cüzdan kodu olarak kullanılabilen e-pin kodlarını bu firmadan satın almıştır. Türkiye mukimi Bay (A) da (T) firmasının internet sitesine girerek bahse konu internet sitesinde kullanabileceği 500 TL tutarında cüzdan kodu satın almıştır. Gerek Singapur mukimi firmanın gerekse de (T) firmasının satmış olduğu bahse konu kodlar, oyun geliştiricisi firmanın internet sitesinde kullanılabilecek bir satın alma gücünü temsil ettiğinden, bu kod satışlarında KDV hesaplanmayacaktır. Öte yandan, satın alınan e-pin kodlarının belirli bir oyuna giriş hakkı (erişim, üyelik, abonelik) sağlaması halinde bu kodların satışında KDV hesaplanacağı tabiidir.

16.3.2. Karşılığı Belirli Bir Ürün veya Hizmet Olmayan Kart, Şifre ve Kodlar Kullanılarak Ürün veya Hizmet Temininde KDV Uygulaması

Sanal veya fiziki ortamda satılan, ancak belirli bir ürün veya hizmetin karşılığını temsil etmeyen kart, şifre ve kodların kullanılarak veya aktive edilerek bu kart, şifre ve kodlar karşılığında ürün veya hizmet temin edilmesi genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir.

Bu ürün ve hizmetlerin,

– Türkiye’de mukim olanlar tarafından yurt dışı mukimi firmalardan temin edilmesi halinde, bu işleme ilişkin KDV’nin Türkiye’de mukim olanlar tarafından sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi,

– Türkiye’de mukim olup KDV mükellefi olmayan gerçek kişiler tarafından yurt dışı mukimi elektronik hizmet sunucularından sağlanması halinde, bu işleme ilişkin KDV’nin yurt dışı mukimi firma tarafından 3 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi,

– Türkiye’deki firmalardan sağlanması halinde hesaplanan KDV’nin satıcı firmalar tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi,

gerekmektedir.

Konuyla ilgili örneklere aşağıda yer verilmiştir.

Örnek 1: Türkiye’de mukim olup, KDV mükellefiyeti olmayan Bay (D), yurt dışı mukimi elektronik hizmet sunucusu (V) firmasının 250 TL tutarındaki bakiye kartını satın almıştır. Bu bakiye kartı, ödeme aracı mahiyetinde olduğundan, bu satın alma işlemi KDV’nin konusuna girmemektedir. Ancak, Bay (D)’nin bakiye kartını kullanarak anılan firmanın film/dizi platformundan film izlemesi işlemi KDV’ye tabi olup, bu işleme ilişkin KDV’nin (V) firması tarafından 3 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

Örnek 2: Türkiye’de mukim olup, KDV mükellefiyeti olmayan Bay (E), Türkiye’de mukim (R) şirketinin mağazasında ve bu şirketin grup şirketlerine ait bütün mağazalarda kullanılabilecek 700 TL tutarında hediye çekini bir sanal platformdan satın almıştır. Bu hediye çeki satışı KDV’nin konusuna girmemektedir. Bay (E), hediye çekinin 500 TL’lik kısmıyla (R) şirketinin mağazasından gömlek satın almış olup bu gömlek satışına ilişkin hesaplanan KDV’nin (R) şirketi tarafından 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

16.4. Kart, Şifre ve Kod Satışları ile Diğer Satışlara Aracılık Hizmetlerinden Alınan Bedellerde KDV Uygulaması

Uygulamada, kart, şifre ve kodlar sanal veya fiziki mağazalarda satılabilmektedir. Buna ilaveten, gerçek kişi oyuncular tarafından sanal oyunlar bünyesinde geliştirilen ürünler (oyun karakteri, güç, özellik, seviye gibi) de sanal ortamlarda satılabilmektedir.

Karşılığı belirli bir ürün ve hizmet olsun veya olmasın, sanal veya fiziki mağazalarda kart, şifre ve kodlar ile diğer ürünlerin satışı için Türkiye’de verilen aracılık hizmetleri KDV’ye tabi olup, bu satışlara ilişkin olarak hizmet bedeli veya komisyon gibi adlar altında alınan bedeller üzerinden hesaplanan KDV’nin aracılık hizmetini verenler tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.”

MADDE 2- Aynı Tebliğin (II/A-1.2.2.) bölümünde yer alan “2.000 TL” ibaresi “10.000 TL” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 3- Aynı Tebliğin (II/A-5.3.) bölümünün ikinci paragrafında yer alan “100 TL” ibaresi “1.000 TL” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 4- Aynı Tebliğin (II/C-1.1.) bölümünün dördüncü paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Mükelleflerin istisnadan yararlanabilmesi için taşımacılık faaliyetini yaptıkları dönemde uluslararası taşımacılık faaliyetinin yürütülmesine ilişkin ilgili mevzuat gereğince kendileri adına düzenlenmiş geçerli bir yetki belgesine sahip olmaları zorunludur. Taşımacılık faaliyetinde kullanılan taşıtların tek bir yetki belgesi eki taşıt belgesine kayıtlı olması gerektiğinden bu faaliyetin yetki belgesi eki taşıt belgesine kayıtlı özmal veya kiralık araçlarla yapılması mümkündür.”

MADDE 5- Aynı Tebliğin (II/C-1.3.) bölümünün birinci paragrafında yer alan “Uluslararası taşımacılık faaliyetinin yürütülmesi için ilgili mevzuat gereğince yetki belgesi alınmasının zorunlu olması halinde, söz konusu belge (Bu belge, belgede değişiklik olmaması kaydıyla sadece bir defa verilir.)” ibaresi “Uluslararası taşımacılık faaliyetinin yürütülmesi için ilgili mevzuat gereğince alınan yetki belgesi ve eki taşıt belgesi” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 6- Bu Tebliğ yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe girer.

MADDE 7- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sanal-ortamda-veya-fiziki-olarak-magazalarda-satilan-kart-sifre-ve-kodlarin-yurt-disindan-ithali-veya-turkiyede-satisi-kdvye-tabidir/feed/ 0
Tecil-Taksitlendirme Hakkında En Çok Kaç Taksit Yapılmaktadır? https://www.muhasebenews.com/tecil-taksitlendirme-hakkinda-en-cok-kac-taksit-yapilmaktadir/ https://www.muhasebenews.com/tecil-taksitlendirme-hakkinda-en-cok-kac-taksit-yapilmaktadir/#respond Thu, 12 Oct 2023 06:47:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147045

Tecil-Taksitlendirme Hakkı

Tecil, amme borcunun ödeme vadesinin ertelenmesini ifade eder. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun (6183 sayılı Kanunun) 48 inci maddesinde; amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut hacze tabi tutulmuş malların paraya çevrilmesi mükellefi çok zor duruma düşürecek ise amme borcunun tecil edilebilme imkânı sunulmuştur.

Ayrıca, vergiye uyumlu mükelleflerin Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48/A maddesinde tanımlanan borçları da bu maddede belirtilen şartları taşımak koşuluyla Hazine ve Maliye Bakanınca tecil olunabilir.


6183 Sayılı Kanun

Tecil, tehir, gecikme zammı

Madde 48 – (Değişik birinci fıkra: 30/5/1985 – 3209/1 md.) Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir. (1)

(Ek fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. Cumhurbaşkanı; bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir. (2)

(Ek fıkra: 31/1/1984 – 2975/6 md.) Borcunun tecilini talep eden ancak, talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunur.

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olanlar, Devlete ait amme alacaklarında ilgili vekiller, vilayet hususi idarelerine ait amme alacaklarında valiler, belediyelere ait amme alacaklarında belediye reisleridir.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

–––––––––––––

(1) 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle; bu fıkrada yer alan “vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası ve gecikme zammı alacakları iki yılı, bu alacaklar dışında kalan amme alacakları ise beş yılı” ibaresi “amme alacağı 36 ayı” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

(2) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 28 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye ayrıca 213 sayılı Kanuna göre Maliye Bakanlığınca ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye yetkilidir. (1)(2)

Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde amme alacağı muaccel olur. (Ek: 25/5/1995-4108/13 md.) Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez.

Vergiye uyumlu mükelleflerin borçlarının tecili:

Madde 48/A- (Ek: 18/5/2017-7020/7 md.)

Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve cezalar ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş olmak ve aşağıdaki şartları taşımak koşuluyla vadesi bir yılı geçmemiş alacaklar, Maliye Bakanınca 36 ayı geçmemek üzere faiz ve teminat alınarak tecil olunabilir.

Madde hükmünden yararlanacak borçlunun;

1. Başvuru tarihi itibarıyla en az 3 yıl süreyle; ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması,

2. Başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait vergi beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş olması (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.),

3. Bu madde kapsamına giren ve başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş borcunun borç ödemede hüsnüniyet sahibi olmasına rağmen ödenememiş olması,

şarttır. Şu kadar ki, bu madde ile 48 inci maddeye göre tecil edilen veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanan borcun bulunması madde hükmünden yararlanılmasına engel teşkil etmez.

Bu madde kapsamında tecil edilen alacaklara, 48 inci maddeye göre belirlenen oranda faiz tatbik edilir.

–––––––––––––

(1) 31/10/2012 tarihli ve 6358 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “tayin etmeye” ibaresinden sonra gelmek üzere “ayrıca 213 sayılı Kanuna göre doğal afetler nedeniyle ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye” ibaresi eklenmiştir.

(2) 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle, bu fıkrada yer alan “doğal afetler nedeniyle” ibaresi “Maliye Bakanlığınca” şeklinde değiştirilmiştir.

Amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı beşyüz bin Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı beşyüz bin Türk lirasını aşan kısmın %25’idir.

Cumhurbaşkanı; (1)

1. Teminatsız tecil tutarını; yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye, zorunlu teminat oranını %50’ye kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, yeniden kanuni orana getirmeye,

2. Borçlunun çok zor durum hâlinin tespitinde kullanılmak üzere varlıklar, yükümlülükler ve nakit akımlarını esas alan mali göstergeler ile mali durumu tespite yarayan diğer ölçütlere dayalı kriterleri belirlemeye, belirlenen kriterler çerçevesinde çok zor durum hâlini derecelendirmeye ve bu dereceleri dikkate alarak;

a) Tecil süresini 60 aya kadar uzatmaya,
b) Farklı faiz oranları belirlemeye,

3. Tecil edilecek gecikme zammını, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplatmaya,

4. Madde hükmünü, alacaklı diğer amme idarelerini, alacak türlerini ve uyumlu borçlu kapsamına girebilecek borçlu kriterlerini belirleyerek uygulatmaya (Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı olanlar dışındaki tahsil dairelerince takip edilen alacaklar dâhil),

yetkilidir. Bu fıkranın (4) numaralı bendindeki yetkinin kullanılması hâlinde bu madde ile Maliye Bakanına tanınan yetkiler 48 inci maddede tanımlanan alacaklı amme idarelerinin tecile yetkili makamları tarafından kullanılır.

Maliye Bakanı;
1. Tecil edilecek amme alacağını tür ve tutar olarak belirlemeye,
2. Tecilde taksit zamanlarını, ödemelerin başlayacağı ayı, tecil talep

tarihini takip eden aydan başlamak üzere 12 ayı geçmeyecek şekilde belirlemeye, ödeme dönemlerini, azami altı ayda bir yapılacak şekilde düzenlemeye,

3. Tecilde diğer şartları belirlemeye,
yetkilidir.
Maliye Bakanı, tecil yetkisini, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak

şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilir. Komisyonların teşkili ile çalışma usul ve esasları Maliye Bakanınca belirlenir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi nedeniyle muaccel olan amme alacağının tecili, talep edilmesi hâlinde en fazla iki defa geçerli sayılabilir.

Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması hâlinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

Tecil edilen amme alacağının ikimilyon Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmaması, mahcuz malın 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mal olması ve bu Kanuna göre belirlenmiş değerinin %50’sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin %50’sinin tahsil dairesine ödenmesi şartıyla mahcuz malın satışına izin verilir. Bu takdirde, kalan tecilli borç tutarı için zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması şartıyla satılan mal üzerindeki haciz kaldırılır. Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar olan mahcuz mallar için uygulanır.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi hâlinde tecil talep tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde hükümlerinden, sekizinci fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yararlanılamaz.

Bu madde kapsamında tecil edilen amme alacakları hakkında 48 inci maddenin yedinci fıkrası hükümleri uygulanır ve tecil edilen gecikme zammının (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanmış olması hâlinde gecikme zammı hesabı 51 inci maddeye göre düzeltilir.

Muhtelif kanunlarda vergi borcu bulunmadığına ilişkin şartları içeren hükümler çerçevesinde 48 inci maddeye yapılan atıflar bu maddeye de yapılmış sayılır.

–––––––––––––––––
(1) 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 28 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.


Kaynak: GİB Rehber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tecil-taksitlendirme-hakkinda-en-cok-kac-taksit-yapilmaktadir/feed/ 0
Kiranın Mülk Sahibinin Oğlunun Banka Hesabına Ödenmesi Durumunda Ba Formuna Kimin Adın Yazılacak? https://www.muhasebenews.com/kiranin-mulk-sahibinin-oglunun-banka-hesabina-odenmesi-durumunda-ba-formuna-kimin-adin-yazilacak/ https://www.muhasebenews.com/kiranin-mulk-sahibinin-oglunun-banka-hesabina-odenmesi-durumunda-ba-formuna-kimin-adin-yazilacak/#respond Fri, 04 Aug 2023 08:19:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145097 Müşterimizin aylık brüt kirası 5.000,00 TL olup, ödeme mal sahibinin oğlunun banka hesabına yapılmaktadır. Ba formunda mal sahibinin T.C. kimlik numarası mı yazılacak, yoksa oğlunun T.C. kimlik numarası mı yazılacak?

Mal sahibin bilgileri yazılır.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kiranin-mulk-sahibinin-oglunun-banka-hesabina-odenmesi-durumunda-ba-formuna-kimin-adin-yazilacak/feed/ 0
Yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemelerinden %5 oranında tevkifat yapılmaktadır. https://www.muhasebenews.com/yilina-yaygin-insaat-ve-onarim-isleri-ile-ugrasan-kurumlara-bu-isleri-ile-ilgili-olarak-yapilan-hakedis-odemelerinden-5-oraninda-tevkifat-yapilmaktadir/ Mon, 18 Apr 2022 00:21:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125038 Konsorsiyum halinde kurulan ortaklıkları oluşturan kurumlardan tevkifat yapılacak mıdır?

Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemelerinden %3 oranında tevkifat yapılmaktadır. Söz konusu oran 3491 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %5 olarak yeniden belirlenmiş olup 1/3/2021 tarihinden itibaren yapılacak ödemeler üzerinden %5 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

Konsorsiyum olarak hareket eden  firmalarca yapımı taahhüt edilen yıllara sari inşaat ve onarım işlerinde  (makine, teçhizat ve taşıt temini dahil);

– Firmalar arasındaki konsorsiyum  anlaşmasında, “”konsorsiyum”” tanımı için gerekli olan şartların yer almış  olması,

– İdare ile konsorsiyum arasında  yapılan sözleşmede işin tamamının alt aşamada kısımlara ayrılabilmesi ve her  bir kısım için ödenecek bedelin belirlenmesi,

– Yurt dışından makine, teçhizat  ve taşıt teminini içeren sözleşmelerde, temin işinin doğrudan yurt dışındaki  ana merkez tarafından ve Türkiye’deki işyerinin hiçbir katkısı olmaksızın  gerçekleştirilmiş olması,
halinde ihale edilen iş için yapılan ödemeler,  vergi kesintisi açısından konsorsiyum üyesi firmaların taahhüt ettikleri işle  sınırlı olmak üzere ayrı ayrı değerlendirilecektir.

Bu şekilde ihalesi yapılan inşaat  işlerinde, taahhüt edilen iş, bütünü itibarıyla alt aşamalara ayrılacak ve  birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin kısmı için  vergi kesintisi yapılacaktır.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
İrsaliyede fiili sevk ve düzenlenme tarihlerinden hangisine göre faturalama yapılır? https://www.muhasebenews.com/irsaliyede-fiili-sevk-ve-duzenlenme-tarihlerinden-hangisine-gore-faturalama-yapilir/ https://www.muhasebenews.com/irsaliyede-fiili-sevk-ve-duzenlenme-tarihlerinden-hangisine-gore-faturalama-yapilir/#respond Thu, 10 Mar 2022 15:16:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123736 İrsaliye düzenlenme ve fiili sevk tarihleri bulunuyor, faturalama hangi tarih dikkate alınarak yapılmaktadır ve vergi mevzuatının hükmü nedir?

“Fatura; sevk irsaliyesinin üzerinde yazan tarihinden itibaren 7 gün içinde düzenlenir Alıcının isteğine göre fatura tarihi belirlenmez. Tarih ; VUK 231/5. maddesi ile belirlenmiştir.”

FİİLİ SEVK Tarihi dikkate alınmaz.



T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Şanlıurfa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

   
Sayı : 93562567-105-36264
03.12.2020
Konu : Hatalı düzenlenen e-Fatura  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formundan; tarafınızca düzenlenen … no.lu e-Fatura mal ve hizmet tutarının 579.729,12 TL olarak düzenlenmesi gerekirken hatalı olarak 579.729.115,00 TL olarak düzenlendiği, taraflar arasındaki iş ilişkisinden kaynaklı olarak sehven düzenlenmiş olan hatalı e-Faturanın iptal edilmesinin akabinde şirketinizce … no.lu e-Faturanın 579.729,12 TL (KDV hariç) olarak düzenlendiğinden bahisle, hatalı olarak düzenlenen söz konusu e-Faturanın yasal deftere kaydının yapılıp yapılmayacağı ile beyanlara dahil olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde Hazine ve Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Hazine ve Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanunun mükerrer 242 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı; elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Hazine ve Maliye Bakanlığına veya Hazine ve Maliye Bakanlığının gözetim ve denetimine tabi olup, kuruluşu, faaliyetleri, çalışma ve denetim esasları Cumhurbaşkanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecek olan özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, aynı Kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye ve denetlemeye yetkili kılınmıştır.

Söz konusu fıkrada ayrıca, Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu; Hazine ve Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Gelir İdaresi Başkanlığınca e-Fatura uygulamasından yararlanma yöntemlerine göre Teknik Kılavuzlar yayımlanmış ve bu kılavuzların fatura senaryoları ile ilgili bölümlerinde e-Faturaların düzenlenebileceği senaryo türleri açıklanmış olup, şu an e-Fatura Uygulamasında “Temel, Ticari, Yolcu Beraberi Eşya, İhracat, Kamu Fatura ve Hal Tipi Fatura” olmak üzere altı senaryo baz alınarak fatura düzenlenebilmektedir.

Bu senaryo tiplerinden en sık kullanılanlar “Temel Fatura” ve “Ticari Fatura” senaryoları olup, mükellefler kendilerine uygun olan fatura tiplerini (Satış, İade, Tevkifat, İstisna, Özel Matrah, İhraç Kayıtlı) seçerek faturalarını oluşturabilmektedir.

“Temel Fatura” senaryosunda, düzenlenen faturalara e-Fatura uygulaması üzerinden “red yanıtı” dönülme imkanı bulunmamakla birlikte, 8 günlük itiraz süresi dolmamak şartıyla Temel Fatura İptal Portalı üzerinden satıcının ilgili fatura için iptal talebinde bulunma hakkı vardır. “Ticari Fatura” senaryosunda düzenlenen faturalara ise e-Fatura Uygulaması üzerinden itiraz mahiyetinde, mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran “red yanıtı” dönülebilmektedir. “Temel Fatura” senaryosunda düzenlenen faturalara e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı”nın dönülememesi ya da Temel Fatura İptal Portalı üzerinden iptal talebinde bulunulmamış olması, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle (noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile) itiraz edilebilmesi imkanını ortadan kaldırmamaktadır. Bir başka ifade ile “Temel Fatura” senaryosunda düzenlenen faturalara Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen yöntemler ile itiraz edilebilmesi imkanı bulunmaktadır. “Ticari Fatura” senaryosunda düzenlenmiş olan faturalara ilişkin olarak alıcıların e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı” dönmemeleri, Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen yöntemlerin, Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen sürede kullanılabilme hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Gerek e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı” dönülmesi ya da iptal talebinde bulunulması, gerekse Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen yöntemler ile faturaya itiraz edilmesine ilişkin olarak Kanunun 21 inci maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine uymak tacir olmanın hukuki sonuçlarındandır. Bu süre geçtikten sonra yapılan itirazlar, iptal talepleri ve e-Fatura Uygulaması üzerinden dönülen “red yanıtları” söz konusu faturaların alıcı tarafından fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu sonucunu doğurmaktadır.

Diğer taraftan, bir mal teslimi için fatura düzenlendiğinde mal teslim edildikten sonra kısmen veya tamamen iadesinin yapılması durumunda ortada mal hareketinden kaynaklı bir iade bulunduğundan, düzenlenecek e-Fatura “İade Fatura” tipinde olmalı ve bu şekilde alınan faturaya ilişkin muhasebe kayıtları, muhasebe ilke ve kurallarına uygun olarak düzeltme kayıtları ile düzeltilmelidir.

Ancak alıcısına e-Fatura Uygulaması üzerinden başarıyla gönderilmiş bir e-Faturaya konu malların, alıcısı tarafından hiç teslim alınmaması ve stok kayıtlarına hiç girmemesi veya herhangi bir mal iadesi bulunmaksızın sadece hatalı bir fatura olması, alıcısının faturayı kabul etmek istememesi vb. durumlarda;

– Faturanın “Temel Fatura” senaryosunda düzenlenmiş olması halinde, Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle veya Temel Fatura İptal Portalı üzerinden yapılan iptal talebiyle,

–  Faturanın “Ticari Fatura” senaryosunda düzenlenmiş olması halinde ise, bu yöntemlere ek olarak e-Fatura Uygulaması üzerinden “red yanıtı”yla

söz konusu faturaya itiraz edilebilmesi mümkün olup, bu durumlarda bir iade faturası düzenlenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır.

İlgili fatura e-Fatura sistemi üzerinde başarıyla iletilmiş olmasına rağmen, gerçekte bir mal veya hizmet alışı olmadığı halde düzenlendiği değerlendirilen faturaların, muhatabı tarafından kanuni defter kayıtlarına alınma zorunluluğu bulunmamakla birlikte, muhasebe kayıtlarına alınmış olduğunun tespiti durumunda muhasebe kayıt ve düzeltme kuralları dikkate alınarak ters kayıt ile muhasebe kayıtlarının düzeltilmesi de mümkün bulunmaktadır. Söz konusu düzeltme kayıtlarının tevsik edici bilgi ve belgeleri olarak, muhatabı tarafından yapılan sistemsel veya harici itirazlara ilişkin bilgi ve belgeler, ilgililere ibraz edilmek bakımından muhasebe kayıtları ile birlikte muhafaza edilecek ve istenildiğinde ibraz edilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/irsaliyede-fiili-sevk-ve-duzenlenme-tarihlerinden-hangisine-gore-faturalama-yapilir/feed/ 0
Maktu aylık nedir? https://www.muhasebenews.com/maktu-aylik-nedir-2/ https://www.muhasebenews.com/maktu-aylik-nedir-2/#respond Tue, 25 Jan 2022 17:15:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121372

Maktu aylık nedir? Hasta ve izinli olsa bile aylığı tam ödenenlerin aldığı geçici iş göremezlik ödeneği ve maktu aylık mahsuplaşması nasıl yapılmaktadır?

Hastalık, izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığın tam olarak ödenmesi haline maktu aylıkla çalışma denir. Raporu nedeni ile iş göremezlik ödeneği alan işçi bu ödeneği işyerine iade ederek maktu aylığını tam alır.

 


Kaynak: T.C. ÇSGB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/maktu-aylik-nedir-2/feed/ 0