Yapay zeka – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 01 Sep 2021 06:28:15 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Türkiye’deki yapay zeka girişimlerinin sayısı 2020 itibariyle 145’e ulaştı https://www.muhasebenews.com/turkiyedeki-yapay-zeka-girisimlerinin-sayisi-2020-itibariyle-145e-ulasti/ https://www.muhasebenews.com/turkiyedeki-yapay-zeka-girisimlerinin-sayisi-2020-itibariyle-145e-ulasti/#respond Wed, 01 Sep 2021 12:00:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114719


Kaynak: TÜBİSAD
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyedeki-yapay-zeka-girisimlerinin-sayisi-2020-itibariyle-145e-ulasti/feed/ 0
Pandemi döneminde fidye yazılımı saldırılarında görülen artış oranı %60 https://www.muhasebenews.com/pandemi-doneminde-fidye-yazilimi-saldirilarinda-gorulen-artis-orani-%60/ https://www.muhasebenews.com/pandemi-doneminde-fidye-yazilimi-saldirilarinda-gorulen-artis-orani-%60/#respond Tue, 31 Aug 2021 13:00:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114656


Kaynak: TÜBİSAD
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/pandemi-doneminde-fidye-yazilimi-saldirilarinda-gorulen-artis-orani-%60/feed/ 0
Türkiye’nin Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi (2021-2025) ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmî Gazete’de yayımlandı https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-ulusal-yapay-zeka-stratejisi-2021-2025-ile-ilgili-cumhurbaskanligi-genelgesi-resmi-gazetede-yayimlandi/ https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-ulusal-yapay-zeka-stratejisi-2021-2025-ile-ilgili-cumhurbaskanligi-genelgesi-resmi-gazetede-yayimlandi/#respond Mon, 23 Aug 2021 16:00:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114192 Türkiye; zeki canlılara özgü dinamik ortamlarda karar verme, anlam keşfetme ve öğrenme gibi eylemlerin, bilgisayar veya bilgisayar kontrolündeki bir makine tarafından gerçekleştirilmesi olarak tanımlanabilecek yapay zekâ alanında stratejisini belirledi. Yapay zekânın yol haritası niteliğindeki, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi (2021-2025) ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmî Gazete’de yayımlandı. Strateji, Türkiye’nin bu alandaki ilk ve en kapsamlı çerçeve metni olma özelliğini taşıyor

Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi, iddialı hedeflere sahip. Yapay zekâ alanının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya katkısının yüzde 5’e çıkarılması, yapay zekâ alanındaki istihdamın 50 bin kişiye yükseltilmesi, lisansüstü mezun sayısının 10 bin kişiye çıkarılması bunlardan bazıları. Yerli ve millî yapay zekâ uygulamalarının kamu alımlarında önceliklendirilmesi, uluslararası yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarda Türkiye’nin ilk 20 ülke arasında yer alması da stratejinin hedefleri arasında yer alıyor.

Stratejiye önsöz yazan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapay zekâ teknolojilerinin, küresel ekonomik yapı üzerinde internet devriminden daha büyük bir etki yaratmasının beklendiğini kaydetti. Yapay zekâ sistemlerinin ortak değerlere uygun olarak geliştirilmesinin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Köklü medeniyet tecrübemizle harmanlanmış yeni bir tekno-ekonomik atılım yaparak, topyekûn insanlığa değer katma imkânımız var.” ifadelerini kullandı.

Yapay Zeka Stratejisi, 24 Ağustos’ta düzenlenecek bir tören ile kamuoyuna tanıtılacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’ın katılacağı tanıtım toplantısı, Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi’nde gerçekleştirilecek.

KALKINMA HEDEFLERİ ARASINDA

Türkiye, yapay zekâ stratejisini hayata geçiren ülkeler arasında yerini aldı. 2021-2025 Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 11. Kalkınma Planı ile 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan strateji belgesi, Türkiye’nin 2025 yılına kadar yapay zekâ alanında yürüteceği çalışmalar için yol haritası niteliği taşıyor.

DİJİTAL TÜRKİYE VE MİLLÎ TEKNOLOJİ HAMLESİ VİZYONLARI

Stratejinin öncelikleri ve bu kapsamdaki amaç ve tedbirler, Dijital Türkiye ve Millî Teknoloji Hamlesi vizyonları çerçevesinde belirlendi. Dijital Türkiye; toplumsal, ekonomik ve kamusal faaliyetlerinde; dijital teknoloji, ürün ve hizmetleri kullanarak sağladığı üretkenlik artışı ve veriden ürettiği değerle küresel ölçekte rekabetçi bir Türkiye’yi hedefliyor. Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünlerini millî ve özgün olarak üretebilecek insan ve altyapı kapasitesinin geliştirilmesini hedefleyen Millî Teknoloji Hamlesi; ekonomik ve teknolojik bağımsızlığı güçlendirmeyi, kritik teknolojilerde atılım sağlayacak politika ve uygulamaları hayata geçirmeyi amaçlıyor.

EL-CEZERİ VE CAHİT ARF

Stratejinin önsözünü Cumhurbaşkanı Erdoğan yazdı. Yapay zekâya dayalı sistemlerin; üretim süreçleri, meslekler, gündelik yaşam ve kurumsal yapılar üzerindeki köklü dönüştürücü etkisi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun insanoğlunu yeni bir çağın eşiğine getirdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uygulama alanı giderek artan yapay zekâ teknolojilerinin, küresel ekonomik yapı üzerinde internet devriminden daha büyük bir etki yaratması beklenmektedir.” ifadelerini kullanarak sibernetiğin kurucusu El-Cezeri ile Türkiye’de yapay zekâya ilişkin ilk adımı atan Ordinaryüs Profesör Cahit Arf’a atıfta bulundu.

YENİ BİR ATILIM ZAMANI

“Ülkemiz adına yapay zekâ alanında yeni bir atılım yapmanın zamanının geldiğine inanıyoruz.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapay zekâ sistemlerinin ortak değerlerimize uygun olarak geliştirilmesini ve işletilmesini de kapsayan bir anlayışla tasarlanması suretiyle, köklü medeniyet tecrübemizle harmanlanmış yeni bir tekno-ekonomik atılım yaparak, topyekûn insanlığa değer katma imkânımız var.” değerlendirmesinde bulundu.

6 ÖNCELİK 24 AMAÇ 119 TEDBİR

Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi 6 stratejik öncelik etrafında tasarlandı. Öncelikler; yapay zekâ uzmanı yetiştirmek ve alanda istihdamı artırmak; araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek; kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim, sosyo-ekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeler yapmak, uluslararası iş birliklerini güçlendirmek ve yapısal ve işgücü dönüşümünü hızlandırmak olarak belirlendi. Stratejide bu öncelikler bağlamında 24 amaç ve 119 tedbir de bulunuyor.Stratejide belirlenen 2025 hedeflerinden bazıları şöyle:

-GSYİH’ya katkısı yüzde 5’e yükseltilecek.

-İstihdam en az 50 bin kişiye çıkarılacak.

-Merkezî ve yerel yönetim kamu kurum ve kuruluşlarında yapay zekâ alanındaki istihdam en az bin kişi olacak.

-Lisansüstü düzeyde mezun sayısı en az 10 bin kişiye ulaşacak.

-Yerel ekosistemin geliştirdiği uygulamaların kamu alımlarında önceliklendirilerek ticarileştirilmesi desteklenecek.

-Uluslararası kuruluşların güvenilir ve sorumlu yapay zekâ ile sınır ötesi veri paylaşımı alanındaki düzenleme çalışmalarına ve standartlaşma süreçlerine aktif olarak katkı verilecek.

-Uluslararası yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarda Türkiye ilk 20 ülke arasında yer alacak.

CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI BAŞKANLIK EDECEK

Yapay zekâ stratejisinin takibi, süreçlerin yönetilmesi amacıyla “Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi Yönlendirme Kurulu” oluşturulacak. Cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlık edeceği Kurul, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başkanı ile Sanayi ve Teknoloji bakan yardımcısı tüm toplantılara katılacak. Toplantının gündemine göre ilgili bakanlıkların bakan yardımcıları ve YÖK başkanı ile diğer temsilciler toplantıya davet edilecek. Kurula önerilerde bulunmak amacıyla ilgili özel sektör, akademi ve STK temsilcilerinin katılacağı “Yapay Zekâ Ekosistemi Danışma Grubu” da oluşturulacak.

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ İKİ KATINA ÇIKACAK

Strateji Belgesine göre; küresel yapay zekâ harcamalarının 2020 yılında yaklaşık 50 milyar doları ve pazar büyüklüğünün 5 yılda 2 katını aşması bekleniyor. Birçok araştırmaya göre yapay zekâ 2030 yılına kadar küresel ekonomiye 13-15,7 trilyon dolar katkı yapacak ve yüzde 13-14 arasında büyüme sağlayacak.

KİŞİ BAŞI 19 TB VERİ

2025 yılında dünya ortalamasında kişi başı 19 TB veri söz konusu olacak. Önümüzdeki 3 yılda üretilecek verinin son 30 yılda üretilenden fazla olması öngörülüyor. ABD ve Çin’de yapay zekâ odaklı girişim sayısı 2 bini bulurken Türkiye’de bu sayı yaklaşık 200 civarında. Türkiye’deki yapay zekâ girişimlerin yaklaşık yüzde 50’si teknoparklarda, yüzde 73’ü ise İstanbul’da bulunuyor.

CAHİT ARF ETKİSİ 

Türkiye’de yapay zekâya ilişkin ilk adım, Ordinaryüs Profesör Cahit Arf tarafından atıldı. Cahit Arf, 1959 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde “Makineler Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?” konulu bir sunum yaptı. Strateji hazırlıklarında yürütülen çalışmalar, Cahit Arf’ın “Bilgiye olan iştiyakımızın kendine bir yol bulması, akl-ı selime güvencin yayılmasına bağlıdır.” cümlesinden feyz alarak başlatıldı.

KURUMSAL YAPILANMA ve YÜRÜTÜLEN PROJELER

Strateji belgesi, 40 kamu kurumu, 26 akademisyen, 38 özel sektör kuruluşu, 4 sivil toplum kuruluşu, 2 meslek örgütü ve 4 uluslararası organizasyon ile yapılan çalışmalarla hazırlandı. Ekonomik ve sosyal yaşamda yapay zekâ ile ortaya çıkan paradigma değişiminin şekillendirdiği küresel eğilimler analiz edildi. Nisan ayında paydaşların görüşüne açılan taslak metin, daha sonra nihai haline aldı

YAPAY ZEKA ÇALIŞMALARI 

Türkiye’de kamu kurumlarının yeni nesil teknolojilere hazır hâle getirilmesi ve veriye dayalı etkin karar alma süreçlerine sahip olabilmeleri için de çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi bünyesinde “Büyük Veri ve Yapay Zekâ Uygulamaları Dairesi Başkanlığı” ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Millî Teknoloji Genel Müdürlüğü” kuruldu.

YAPAY ZEKA ENSTİTÜSÜ 

Üniversitelerin araştırma merkezleri ile sektörleri bir araya getirerek yapay zeka teknoloji çözümleri üretilmesinde katalizör olmak üzere TÜBİTAK Yapay Zekâ Enstitüsü kuruldu.

KAMU KURUMLARININ YAPAY ZEKA ÇALIŞMALARI

Bu süreçte bakanlıklar tarafından da ulusal yapay zekâ projeleri hayata geçmeye başladı. Bu çerçevede; Adalet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, İçişleri, Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları ile Savunma Sanayii Başkanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü yürüttükleri projelerle dikkat çekti.

TANITIM TOPLANTISI BİLİŞİM VADİSİ’NDE

Türkiye’nin ilk Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç tarafından 24 Ağustos’ta Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi’nde düzenlenecek tanıtım programı ile kamuoyuna açıklanacak.  Programda yapay zeka teknolojileri de kullanılacak.

Strateji, aynı gün Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin (cbddo.gov.tr) internet sitesinde yayınlayacak.


Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-ulusal-yapay-zeka-stratejisi-2021-2025-ile-ilgili-cumhurbaskanligi-genelgesi-resmi-gazetede-yayimlandi/feed/ 0
Gelişen Teknoloji İle Yapay Zekanın Fikri Mülkiyet Haklarına Etkisi https://www.muhasebenews.com/gelisen-teknoloji-ile-yapay-zekanin-fikri-mulkiyet-haklarina-etkisi/ https://www.muhasebenews.com/gelisen-teknoloji-ile-yapay-zekanin-fikri-mulkiyet-haklarina-etkisi/#respond Tue, 13 Apr 2021 00:00:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=93799

Av. Mutlu Yıldırım Köse |  Av. Havva Yıldız 

Yapay zeka, henüz kabul görmüş tek bir tanımı bulunmamakla birlikte, genel olarak “dijital bilgisayar veya bilgisayar kontrollü bir robotun akıllı varlıklarla yaygın olarak ilişkili görevleri yerine getirme yeteneği” şeklinde açıklanmaktadır.[1]Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yapay zeka da günlük hayatımızda kendine hızla yer edinmiş ve insanlık için kritik faaliyetler yürütür hale gelmiştir. BlueDot’un yapay zeka sisteminin[2] Covid-19 salgını kaynaklı riski ilk tespit eden sistemlerden biri olması bunu açıkça ispatlamıştır.

Yapay zeka ulaşımdan sağlığa kadar uzanan pek çok faaliyetinin yanı sıra, bugün müzik, tablo, portre, şiir, roman ve kısa hikaye gibi birçok eserin yaratıcısı konumuna da gelmiştir. Günümüzde yapay zeka tarafından oluşturulan eserlere Google Deepmind programının oluşturduğu besteler[3], ve ING Bank, Microsoft, J Walter Thompson ve Delft Üniversitesi’nin işbirliği ile gerçekleşen proje kapsamında, yapay zeka sisteminin, Hollandalı ünlü ressam Rembrandt Harmenszoon van Rijn’in eserlerindeki verileri kullanarak meydana getirdiği “The Next Rembrandt” isimli tablo örnek olarak verilebilir.[4]

Yapay zekanın yaratıcılık ve zeka ürünü olarak kabul edilen bu eserleri meydana getirir olmasıyla birlikte, ilgili eserlerin sahibinin kim olacağı, hakkın nasıl kullanılacağı ve sorumluluğun nasıl düzenleneceği de çokça tartışılmaya başlanmıştır.

Gerçekten de yapay zekanın, meydana getirdiği ürün üzerinde telif hakkı sahibi olarak kabul edilmesi mümkün müdür? “Gerçek kişinin” eser sahibi olmasına imkan tanıyan mevcut hukuk kuralları çerçevesinde, bu sorunun olumlu cevaplanması şu an için mümkün olmamakla birlikte, doktrinde, yapay zeka kullanılarak ortaya çıkarılan ürünlerde yapay zekanın yaratıcısının, sahibinin, kullanıcısının, yapay zekanın kendisinin ya da kamunun eser sahipliği gibi farklı alternatifler bu soruya cevap olarak önerilmektedir.

Yapay zeka ile oluşturulan eserlerin sahibinin yapay zekanın kendisi olabileceği önerisinin oldukça yenilikçi bir yapısı bulunmakla birlikte, bu önerinin, aşağıda aktarılacağı üzere pek çok yönden eleştiriye maruz kaldığını da belirtmek gerekir.

İlk olarak, ülkelerin hukuk kuralları bu çözümü uygulamaya elverişli değildir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Fiest Publications v Rural Telephone Service Company Inc. 499 U.S. 340 (1991) ve Naruto v. Slater, No. 16-15469 (9th Cir. 2018) ve Avustralya’daki Acohs Pty Ltd v. Ucorp Pty Ltd davalarında belirtildiği üzere, sadece insanlar eser sahibi olabilir. Bu ülkelere ek olarak Japonya[5] ve Almanya[6]’da da benzer hukuk kurallarının varlığı sebebiyle, yapay zekanın telif hakkı sahibi olması ilgili kurallarda değişikliğe gidilmedikçe mümkün olmayacaktır. Keza ülkemizde de 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Tanımlar başlıklı 1/B maddesi eseri “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak ve eser sahibini de “eseri meydana getiren kişi” olarak tanımlamakla yapay zekanın eser üzerindeki hak sahipliğine izin vermemektedir. Hong Kong, Hindistan, İrlanda, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık[7] gibi bazı yargı bölgelerinde ise yapay zekanın ürettiği eserler üzerinde telif hakkı sahibinin yapay zekanın yaratıcısı olacağı belirtilmekte, hatta Birleşik Krallık’ta bulunan akademisyenler “yapay zeka tarafından oluşturulan eser” yerine “yapay zeka ile/yardımıyla oluşturulan eser” tabirini kullanmayı tercih ederek, yapay zekanın telif hakkı sahibi olup olamayacağı tartışmalarının önüne geçmeyi amaçlamaktadırlar[8]. Görüleceği üzere yapay zekanın eser üzerinde telif hakkı sahibi olması şeklindeki çözümün, mevcut kurallar çerçevesinde uluslararası bir uygulanabilirliği henüz bulunmamaktadır.

İkinci olarak, yapay zekanın eser üzerinde telif hakkı sahipliği benimsendiğinde, bu hakkın yapay zeka tarafından aktif bir şekilde kullanılabilirliği problemi ile karşı karşıya gelinmektedir. Yapay zekanın hukuken bir kişiliği olmaması nedeniyle, üçüncü bir kişi tarafından, telif hakkı ihlal edildiğinde yapay zekanın bu hakkını kimin aracılığı ile kullanacağı sorunu yine mevcut hukuk kurallarınca henüz cevaplanabilir değildir. Örneğin dava açılması gerektiği takdirde bu davayı yapay zeka yerine kim açacaktır? Ya da yapay zeka yasal temsilcisini nasıl atayacaktır? Yasal temsilci bu temsilin karşılığında nasıl bir karşılık alacaktır? Karşılık alınmayacağının düzenlenmesi halinde, yasal temsilcinin göstermesi beklenen özen ve dikkati göstereceğinden nasıl emin olunabilecektir? Göstermediği durumlarda bu davranışın yaptırımı ne olacaktır? Bu sorular şimdilik yanıtsız kalmakla birlikte, doktrinde, yapay zekaya elektronik kişilik sağlayarak hakkı bu kişilik vasıtasıyla kullandırmak dikkat çeken önerilerden biridir.

İncelenmesi gereken üçüncü bir nokta ise, yapay zekanın 3.kişilerin telif hakkının ihlali halinde sorumluluğudur. Gerçekten de bu halde telif hakkı sahibi, hakkını yapay zekaya karşı nasıl ileri sürmelidir? Telif hakkı sahibinin yapay zekaya karşı mahkemelerde dava ikame etmesi durumunda, bu davanın sonucunda nasıl bir yarar sağlanacağı zararının nasıl tazminat edileceği hususları da muğlaktır.

Son olarak teşvik konusuna değinmek gerekir. Doktrinde fikri mülkiyet ürünlerine koruma sağlanmasının nedeninin bilimin ve sanatın gelişiminin önünü açmak olduğu kabul edilmektedir.[9] Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin de belirttiği üzere, telif hakkı korumasında önemli olan husus yeni eser üretiminin teşvikidir.[10] Bu sebeple yapay zekanın ürettiği eserler üzerinde yapay zeka lehine bir telif hakkı koruması kabul edildiğinde, yapay zekanın yaratıcısı ve kullanıcısı bakımından ekonomik teşviklerden yararlanamama durumu söz konusu olabilecektir. Yaratıcılar ve kullanıcılar bakımından bu teşviklerin uygulanmadığı bir senaryoda ise yapay zekanın telif hakkı sahibi olarak kabul edilmesinin inovasyon ve eser üretiminde ciddi bir düşüşe sebep olacağı görüşü ileri sürülmektedir[11].

Görüleceği üzere yapay zeka tarafından oluşturulan ürünün eser olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı, tanımlanması halinde eserler konusunda telif hakkı kurallarının, hak sahipliğinin ve sorumluluk hususlarının nasıl uygulanacağı konusunda pozitif hukukta boşluklar bulunmaktadır.

Yasal düzenlemeler bakımından durum bu yönde seyretmekle birlikte, sürekli gelişen teknoloji sebebiyle mahkemeler de yapay zeka ve telif hakkı arasındaki ilişkinin tartışılması gereken davalar ile karşılaşmaya başlamıştır. Gerçekten de 2019 senesinde Çin Pekin Telif Hakları Mahkemesi, yapay zeka tarafından yaratılan bir eserin üzerinde telif hakkı sahibinin kim olacağı konusu ile karşı karşıya gelmiştir ve mahkeme incelemesinden sonra yapay zeka tarafından üretilen eserin telif hakkına konu olamayacak bir eser olduğunu ve yapay zekanın yaratıcısının ya da kullanıcısının böyle bir haktan yararlanamayacağını değerlendirmiştir. Mahkeme, yine de, vermiş olduğu kararda yapay zeka yaratıcısının ve kullanıcısının yatırımı düşünüldüğünde her ne kadar telif hakkı korumasından faydalanılamayacaksa da bir tür korumanın sağlanması gerektiğini belirtmiş ancak bu korumanın nasıl bir koruma olacağına dair açıklama getirmemiştir.[12] Öte yandan Kanada Mahkemeleri önünde görülmekte olan Amel Chamandy davası[13] yapay zekanın ortaya çıkardığı fotoğrafların başka bir ressamın eserlerine telif hakkı tecavüzü teşkil ettiğinden bahisle ikame edilmiş olup, yapay zekanın eylemlerinden sorumluluk konusunda sergilenecek yaklaşım sebebiyle sonucu merakla takip edilmektedir.

Yapay zeka ve telif hakları bakımından hukuk kurallarında karşılaşılan bu eksikliği giderebilmek maksadıyla bazı ülkelerde girişimler de başlatılmıştır. Nitekim Amerika Birleşik Devletleri Marka ve Patent Bürosu, Federal Resmi Gazete’de 30 Ekim 2019 tarihinde verdiği ilanında[14] ilgili olan herkesin yapay zeka konusundaki yorumlarını yazılı olarak kuruma sunmalarını talep etmiştir. Elde edilen sonuçlar henüz duyurulmamış olmakla birlikte Amerika Birleşik Devletleri hukuk sisteminin, günümüz teknolojisinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yasalarda değişiklik yapma hususunda önemli bir girişimi başlatmış olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Avrupa Birliği’nde ise yapay zeka konusunda tartışmalar daha çok etik ve veri gizliliği konusunda yoğunlaşmış olsa da telif hakkı ile ilgili gelişmeler de mevcuttur. Nitekim Avrupa Parlamentosu, 2017 yılında kabul ettiği raporunda yapay zeka ile ilgili sorumluluk, fikri mülkiyet hukuku ve etik gibi konularının daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerektiğini belirtmiş ve yapay zekaya elektronik kişilik tanınması önerisine yer vermiştir.[15]  Yine Avrupa Telif Hakları Topluluğu da 2018 yıllında düzenlenen “Avrupa Birliği Telif Hakları Nereye Gidiyor? Mevcut AB Telif Hakları Paketi ve Yapay Zeka ve Karşılaşılan Zorluklar”[16] konulu telif hakları zirvesinde yapay zeka tarafından üretilen eserlerin telif hakkının konusu olup olamayacağı ve bu eserler üzerinde telif hakkı sahibinin kim olması gerektiğini tartışmıştır. Bunun yanı sıra Uluslararası Fikrî Mülkiyet Hakları Koruma Derneği’nin (“AIPPI”) Türkiye’nin de dahil olduğu 30 ülkenin katılımı sonucunda oluşturduğu önergesinde yapay zeka tarafından meydana getirilen eserlerin ancak süreçte insan müdahalesi varsa ve diğer şartlar da sağlanmışsa telif hakkına konu olup korunabileceği yönündeki değerlendirmesi de, eser tanımında yer alan sahibinin hususiyetini yansıtma yani gerçek kişi tarafından meydana getirilme kriterinin teknolojik gerekliliklere göre esnetilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur.[17]

Türkiye’de ise yapay zeka ve telif hakkının kesiştiği konulara ilişkin içtihat henüz oluşmamış olsa da, uluslararası platformlarda olduğu gibi Türk doktrininde de bu durum sıkça tartışılan bir konu haline gelmiş ve yapay zekaya ayrı bir tüzel kişilik tanımak, elektronik kişilik tanımak, yapay zekanın ortaya çıkardığı çalışmalardan kaynaklı hak/sorumlulukları yapay zekanın sahibi ve programlayıcısına tanımak veya yapay zekanın meydana getirdiği ürünü kamuya mal etmek gibi farklı görüşler de tartışılır olmuştur.

Bazı akademisyenler tarafından telif hakkı kuralları teknolojik gelişmelere cevap verebilecek surette düzenlenene kadar ücret karşılığı eser yapımı (“work made for hire”) kurallarının uygulanması gerektiği yönünde görüşler ileri sürülmektedir. Böylelikle, telif hakkı sahibinin kim olacağı, telif hakkının uygulanması, yaptırımı ve teşvik mekanizması ile ilgili sorulara cevap verme külfetine girmeden, yapay zekanın telif hakkı ile kesiştiği alanlar bakımından dile getirilen bu hukuki problemlere çözüm getirilmeye çalışılmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki bu öneri de Türk Hukuku altında uygulanabilirliği olmadığı için eleştirilmektedir. Ücret karşılığı eser yapım kurallarının uygulama alanı bulması için işçi veya komisyon usulü çalışanların, yani gerçek kişilerin bulunması gerektiği ve ne gerçek ne de tüzel bir kişiliği bulunan yapay zekanın eylemlerinin bu kapsamda tanımlanamayacağı belirtilmektedir.

Görüleceği üzere Türk doktrininde de konu henüz tartışmalı olup önümüzdeki yıllarda da gündemlerimizde yer almaya devam etmesi beklenmektedir.

Yapay Zeka ve Marka Hukuku

Yapay zekanın gelişimi telif hukukunun yanı sıra marka hukuku açısından da etkilerini göstermeye başlamıştır. Gerçekten de halihazırda insan emeğiyle tek tek karşılaştırma suretiyle gerçekleştirilen marka benzerlik değerlendirmeleri yapay zeka sistemlerinin artan uygulamasıyla yerini otomatik ve aynı anda pek çok veriyi tarayarak karşılaştırabilen sistemlere bırakmaya başlamıştır.

Bunun yanı sıra yapay zekanın günlük yaşantıda her geçen gün daha fazla kendine yer buluyor olması karşısında marka hukukunda kabul edilmiş yerleşik terim ve konseptlerin yetersiz kalacağı da ileri sürülmektedir. Bunun temel sebebi ise yapay zekanın, ürünlerin piyasaya sürülme ve müşteriler tarafından satın alınma yöntemlerinde klasik yöntemlere nazaran çok önemli farklılıklar yaratacak olmasıdır.

Gerçekten de ürünlerin piyasaya sürülme yöntemleri bakımından geçirdiği süreç incelendiğinde mağaza satış görevlilerinin hizmet verdiği sistemlerin yerini zamanla selfservis ile müşterilerin ürünlerini seçerek aldığı sistemlere bıraktığı, bunun ardındansa online satış platformlarının ortaya çıktığı, online ödeme sistemlerinin piyasaya sürmesi ile online platformlarda satış yönteminin yükselişe geçtiği ve alışveriş yapma deneyiminin tamamen değiştiği görülmüştür.[18] Ardından sosyal medya devrimi yaşanmış ve ürünlerin piyasa sürülüş şekli bir kez daha değişmiş ve bu değişim marka sahipleri bakımından avantaj ve dezavantajları ile birlikte gelmiştir. Bir yandan satış platformlarına ve ürünlere ulaşılabilirlik artarken diğer yandan marka ihlalleri evrimleşmiş ve daha önceden öngörülemeyen marka sahibine zarar verebilecek yeni uygulamaların oluşabileceği fark edilmiştir.

Yapay zekanın gelişimi ve hayatımıza her gün daha fazla entegre olması ile ürünlerin piyasaya sürülmesi bakımından dördüncü devrenin geldiğine yönelik tartışmalar başlamıştır. Gerçekten de Gartner Raporu verilerine göre 2025 yılında müşteri etkileşimlerinin %95’inde yapay zekanın doğrudan rol alacağı öngörülmektedir.[19]

Geçmişten günümüze kadar marka hukuku çoğu zaman müşteriler ile marka sahipleri arasındaki insani ilişkiden doğmuş ve insani ilişki ile gelişmiştir; ancak teknolojinin gelişmesi ile birlikte müşteriler, üreticiler ile satın alma ve kullanma sürecine dahil olan insan elementi çıkartılarak yerini yapay zeka sistemleri almaktadır.[20] Ortaya çıkan bu değişim bakımından ise online satış platformları oldukça önemli süjeler haline dönüşmüş ve e-Bay[21] ve Amazon[22] gibi online satış platformları marka ihlali teşkil eden ürünlerin platformlarında satılmasından kaynaklı olarak marka hakkı ihlali sebebiyle açılan davalarla karşı karşıya kalmışlardır.

Bugün yapay zeka tercihlerimizi öğrenmeye gerek dahi kalmadan ne istediğimizi bizim yerimize tahmin ederek ve seçerek bize sunar hale gelmiştir. Örneğin Alexa’nın algoritması sipariş geçmişindeki yönelimlere göre olası tercihleri tahmin ederek sipariş verebilmektedir. Bu şekilde seçim aşamasındaki insan unsuru yerini yapay zekaya bırakmaktadır.

İşte tam da bu noktada klasik marka hukuku terimleri içerisinde yer alan “ortalama tüketici”, “karıştırılma ihtimali”, “akılda kalan kaba görünüm”, “görsel, işitsel, kavramsal benzerlik” gibi hususların yapay zekanın dahil olduğu ve tüketici gibi seçimler yaptığı bir sistemde tekrar tartışılması gerektiği şüphesizdir.

Görüleceği üzere, gerçekten de marka hukukunun güncel kavramları insanilik unsuruna dayanmaktadır.[23] Ancak teknolojinin gelişmesi ve tüketici kavramının artık sadece insanı değil, yapay zekâyı da temsil eden bir kavram haline gelmesi ile insanlar için kullanılan marka hukukuna ilişkin kavramların ne oranda yapay zekaya uygulanacağı sorusu ortaya çıkmaktadır. Örnek olarak, kullanılan yapay zekanın algoritmasının ayırt etme konusunda bir insandan daha başarılı olması halinde, marka hukukundaki ayırt edicilik unsuru insanların ilk elden tüketici konumunu terk ettikleri takdirde nasıl uygulanacaktır? Veya ortalama tüketicinin değerlendirilmesi için yapay zekanın dayandığı algoritmanın mahkemeler tarafından incelenmesi talep edildiğinde bu talep gizlilik ve ticari bakımdan hassas bilgilerin ortaya çıkmasına yol açar mı?[24] Hak sahipleri bakımından önemi de dikkate alındığında bu gibi soruların önümüzdeki yıllarda da marka hukuku uygulayıcılarınca sıkça tartışılmaya devam edeceği öngörülmektedir.

Sonuç

Görüleceği üzere yapay zeka çok önemli bir aktör olarak hayatımızda rol almaya devam ederken mevcut yasal düzenlemelerin yetersizliği ve bu yeni teknolojinin gerekliliklerine uygun çözümlerin üretilmesi ihtiyacı pek çok alanda olduğu gibi telif ve marka hukuku bakımından da karşımıza çözümlenmesi gereken bir mesele olarak çıkmaktadır. Gelinen noktada yapay zekanın meydana getirdiği ürünlere eser vasfı tanıyıp tanımamak, yapay zekanın eser üzerinde hak sahipliği, hakların icrası ve sorumluluk konuları bakımından doktrinde pek çok görüş ileri sürülmekle birlikte, pozitif hukuk kuralları kapsamında henüz dünya genelinde kayda değer bir adım atılmamış olduğunu ancak bu konuda ülkemiz de dahil pek çok ülkede istişare toplantıları düzenlendiği, girişimler başlatıldığı ve öneriler getirildiği görülmektedir. Mahkemelerinse şu ana kadar verdiği kararlarda yapay zekanın ortaya çıkardığı ürüne eser vasfını tanımamış olmalarına rağmen, yine de ortaya çıkan ürün üzerinde bir tür korumanın sağlanması gerekeceği yönündeki yorumları, bu alanda yaşanacak gelişmeler bakımından umut vericidir. Yine marka hukuku açısından yapay zekanın klasik marka hukuku kurallarını ve değerlendirme kriterlerini temelden değiştirecek yenilikleri de beraberinde getireceği açıktır.                                                                               

[1] https:/ /www.britannica.com/technology/artificial-intelligence
[2] https://bluedot.global/
[3] https://www.youtube.com/watch?v=Y8UawLT4it0&feature=youtu.be
[4] https://www.nextrembrandt.com
[5] Takashi B. Yamato, AI Created Works and Copyright, Patents & Licensing Vol. 48, No.1, 2018.
[6] T.Yamato, AI Created Works and Copyright.
[7]  A. Guadamuz, Artificial intelligence and copyright.
[8] A. Guadamuz, Artificial intelligence and copyright.
[9] T.Yamato, AI Created Works and Copyright.
[10] Sony Corp v. Universal City Studios, Inc, 464 U.S. 417, 1984.
[11] Tim Worstal, Copyright Is About Incentives To Innovation, Not Justice: What Incentive Does Naruto Need?, 2016.
[12] Kan He, Feilin v. Baidu: Beijing Internet Court tackles protection of AI/software-generated work and holds that   copyright only vests in works by human authors, the IPKat Blog, 2019.
[13] May Cheng, Copyright in artistic works created by AI, Osler, 2019.
[14] Federal Register, Vol. 84, No. 210, Notices, 2019.
[15] European Parliament Resolution with recommendations to the Commission on Civil Law Rules on Robotics, 2017.
[16] International Conference, EU copyright, quo vadis? From the EU copyright package to the challenges of Artificial intelligence, 2018.
[17] https://aippi.org/library/copyright_in_artificially_generated_works/
[18] Kaleigh Moore, Ecommerce 101 + The History of Online Shopping: What the Past Says about Tomorrow’s Retail Challenges; Jessica Thomas, The history of online shopping, Purple AI, 2015.
[19] AI will power 95% of customer interactions by 2025, Finance Digest.
[20] Lee Curtis, Rachel Platts, AI is Coming and It Will Change Trade Mark Law, Managing Intellectual Property, 2017.
[21] C-324/09, L’Oréal SA Lancôme parfums et beauté & Cie Laboratoire Garnier & Cie L’Oréal (UK) Limited v eBay International AG eBay Europe SARL eBay (UK) Limited. Benzer Yönde: Case C-236/08 Google France SARL and Google Inc. v Louis Vuitton Malletier SA.
[22]Cosmetic Warriors Ltd & Anor v amazon.co.uk Ltd & Anor [2014] EWHC 181 (Ch), 2014.
[23] Ben Scarfield, James Nurton, AI’s threat to trade mark rights, Kilburn & Strode LLP, 2018.
[24] L. Curtis, R.Platts, AI is Coming and It Will Change Trade Mark Law.

Makalelerin tamamına https://gun.av.tr/tr/goruslerimiz adresinden ulaşabilirsiniz. 


Kaynak: İşbu içerik, Gün + Patners Avukatlık Bürosu’nun özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hak ve sorumluluğu yazarlara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gelisen-teknoloji-ile-yapay-zekanin-fikri-mulkiyet-haklarina-etkisi/feed/ 0
TÜBİTAK son 10 yılda yaklaşık 2 bin yapay zeka projesine fon sağladı https://www.muhasebenews.com/tubitak-son-10-yilda-yaklasik-2-bin-yapay-zeka-projesine-fon-sagladi/ https://www.muhasebenews.com/tubitak-son-10-yilda-yaklasik-2-bin-yapay-zeka-projesine-fon-sagladi/#respond Fri, 16 Oct 2020 13:00:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=94396 Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin kamu, özel sektör ve akademi ortaklığıyla hazırlanan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin yakında açıklanacağını belirterek, “Stratejimizde yapay zeka politikalarının yetenek geliştirme, bilimsel araştırma, etik, kapsayıcılık ve dijital altyapı yönlerine özel bir vurgu yapıyoruz. Stratejik hedeflerimizi ve öncelikli alanlarımızı belirledik.” dedi.

Bakan Varank, Macaristan Yenilikçilik ve Teknoloji Bakanı Laszlo Palkovics’in de katılımıyla dijital platformda gerçekleştirilen Türk-Macar Yapay Zeka ve Yüksek Teknoloji Konferansı’nda yaptığı konuşmada, gelişen teknolojilerin tüm ülkeleri proaktif ve yenilikçi olmaya zorladığını söyledi.

Etkinliğin Türk-Macar iş birliğini yeni bir düzeye taşımada önemli bir rol oynayacağını ifade eden Varank, yapay zeka politikalarında ABD ve Çin gibi ülkelerin yaptığı çalışmalara dikkati çekti. Varank, “Bu alana yeterince dikkat göstermezsek geride kalacağız. Paradigma değiştirecek bu gerçeklik için erken harekete geçmeliyiz. Sosyal refah, insani değerler, adil bir yasal yapı, uygun ekosistem ve yatırım teşvik mekanizmalarını destekleyecek bütünsel bir yapay zeka politikası hazırlamak politika yapıcılar olarak bizim temel sorumluluğumuz.” diye konuştu.

Varank, yapay zeka alanında uluslararası standartlar ve etik normların tüm ülkelerin katılımıyla belirlenmesi gerektiğini dile getirdi.

“STRATEJİK HEDEFLERİ VE ÖNCELİKLİ ALANLARIMIZI BELİRLEDİK”

Yapay zeka konusunda uluslararası çalışmaları yakından takip ettiklerini vurgulayan Varank, Türkiye’nin 47 üye devletin bulunduğu Avrupa Konseyi Yapay Zeka Komitesi toplantılarına aktif olarak katıldığını bildirdi.

Varank, Türkiye’nin kamu, özel sektör ve akademi ortaklığıyla hazırlanan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin yakında açıklanacağı bilgisini vererek, “Stratejimizde yapay zeka politikalarının yetenek geliştirme, bilimsel araştırma, etik, kapsayıcılık ve dijital altyapı yönlerine özel bir vurgu yapıyoruz. Stratejik hedeflerimizi ve öncelikli alanlarımızı belirledik. Umuyorum ki yapay zeka ekosistemimiz için güçlü bir çerçeve oluşturacağız.” ifadelerini kullandı.

Ulusal Yapay Zeka Enstitüsünü de yapılandırma sürecinde olduklarını belirten Varank, söz konusu enstitünün, araştırmacıları, özel sektör şirketlerini, girişimcileri ve kamu kurumlarını bir araya getireceğini söyledi.

Varank, enstitüde araştırma bölümleri, yetkinlik merkezleri ve birlikte geliştirme laboratuvarlarının bulunduğu 3 katman oluşturmayı planladıklarını vurgulayarak, “Böyle bir yapı, yapay zeka politikalarının çok disiplinli bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu açıkça işaret ediyor. Ekosistem genelinde rekabet öncesi iş birliği imkanları oluşturup, yapay zeka çıktılarımızın etkisini artıracağız. Enstitüdeki birlikte geliştirme vizyonumuz, dış paydaşların da ekosistemin parçası olmasını destekliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“İNSAN KAYNAĞINA YATIRIM TEMEL ÖNCELİĞİMİZ”

İnsan kaynağına yatırım yapmanın da bu alandaki temel önceliklerden biri olduğuna dikkati çeken Varank, yakın zamanda 4 üniversitede “Yapay Zeka” bölümü kurulduğunu anımsattı.

Varank, geçen yıl başlatılan Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’na da değinerek, “Programla yapay zekaya ilişkin alanlara da burs veriyoruz. Büyük veri, doğal dil işleme, görüntü işleme, otonom sürüş ve ses tanıma bu alanlardan sadece birkaçı.” dedi.

Ayrıca, Ar-Ge ve inovasyona öncelik veren araştırma faaliyetlerini de teşvik ettiklerini belirten Varank, şöyle konuştu:

“Türkiye, yapay zeka alanındaki yayın sayısına göre dünyada 16’ncı sırada yer alıyor. Ulusal araştırma enstitümüz TÜBİTAK, son 10 yılda yaklaşık 2 bin yapay zeka projesine fon sağladı. Bu projeler, derin öğrenme, makine öğrenimi, karar destek sistemleri, e-ticaret ve büyük veriyle ilgili olanları kapsıyor.”

Varank, teknoloji tabanlı girişimlere de finansal destek sağladıklarını ifade ederek, kısa süre önce erken aşama girişimlerinin finansa erişimi için Teknoloji ve İnovasyon Yatırım Fonunu kurduklarını anımsattı.

Yapay zeka uygulamalarının günlük hayata daha fazla entegre edilmesi için paydaşlarla çalışıldığına işaret eden Varank, “Dijital Dönüşüm Ofisimiz yapay zeka tabanlı ‘Türk Beyin Projesi’ni yürütüyor. Bu proje, beyin MR görüntülerindeki anormallikleri kısa sürede başarıyla tespit ederek hekimlere yardımcı oluyor. Bu gibi insan merkezli çözümleri sağlık, finans, eğitim gibi alanlara yaymayı planlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“MACARİSTAN İLE YAPAY ZEKA ALANINDA BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRİZ”

Varank, Türkiye ve Macaristan’ın yapay zeka konularında benzer yaklaşımları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Veri üretiminden ortak ürünler geliştirmeye kadar yapay zeka değer zincirindeki tüm alanlarda birlikte çalışabiliriz. Araştırma kurumlarımız, yapay teknolojilerin gelişimini teşvik etmek için ortak proje çağrıları başlatabilir. Avrupa Birliği kapsamındaki projelerde büyük bir iş birliği potansiyelimiz var. AB’nin bir sonraki çok yıllı mali planı bize yeni iş birliği fırsatları sunuyor. Digital Avrupa Programı, süper bilgisayarlar, yapay zeka, siber güvenlik, yüksek dijital beceriler ve dijital inovasyon merkezleri alanlarında yatırımları artıracak. Türkiye olarak bu programa katılmayı değerlendiriyoruz. Bu kapsamda Macaristan ile birlikte yeni ortaklıklar kurabilir ve ortak uygulamaları destekleyebiliriz.”

İki ülke arasında, tecrübe aktarımı ve insan kaynağı değişimi gibi alanlarda büyük fırsatlar olduğuna dikkati çeken Varank, “Macaristan ile açık iletişim kanalları kurmayı ve birlikte büyümeyi umuyoruz. Ülkelerimiz arasında yapay zeka ve dijital ekonomi alanlarında potansiyel iş birliği fırsatlarını tartışabileceğimiz yeni bir çalışma grubu kurmayı öneriyorum. Kapımız araştırmacılara ve iş insanlarına da her zaman açık olacak.” dedi.


Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tubitak-son-10-yilda-yaklasik-2-bin-yapay-zeka-projesine-fon-sagladi/feed/ 0
Sanayi Bakanlığından Yerli Yazılıma Büyük Destek! https://www.muhasebenews.com/sanayi-bakanligindan-yerli-yazilima-buyuk-destek/ https://www.muhasebenews.com/sanayi-bakanligindan-yerli-yazilima-buyuk-destek/#respond Thu, 02 Mar 2017 11:45:32 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=4649 1- Yerli yazılım sektörüne desteğin amacı nedir?
Türkiye, yazılım alanında;
    1.1- Uluslararası pazarlarda rekabet gücünü arttırmak,
    1.2- Pazar payını artırmak amacıyla sektöre özel destek mekanizmaları oluşturacak.

2- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının hazırladığı planın amacı nedir?
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
    2.1- Sanayide,
        2.1.1- Yazılım temelli teknolojilere dayalı dönüşümü yakalamak,
    2.2- Uluslararası alanda rekabet edebilir ürünler ortaya koymak amacıyla yol haritası hazırladı.

3- Bu planının uygulanması amacıyla hangi programlar hazırlanacaktır?
Planın en önemli başlıklarından birini yazılım alanında “uluslararası rekabet gücünün artırılması” oluşturuyor.

Hedefe ulaşılabilmesi için;
    3.1- Türkiye’nin uluslararası yazılım sektöründe fark yaratabileceği öncelikli alanlar belirlenecek,
    3.2- Bu öncelikli alanlara yönelecek girişimcilere özel tematik destek programları hazırlanacak.

4- TÜBİTAK’ın yürüteceği çalışmalara destek verecek kurum ve kuruluşlar hangileridir?
TÜBİTAK sorumluluğunda yürütülecek çalışmalara
    4.1- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
    4.2- Kalkınma Bakanlığı,
    4.3- KOSGEB, Türk Standartları Enstitüsü,
    4.4- Kalkınma ajansları,
    4.5- Sivil toplum kuruluşları,
    4.6- Üniversiteler,
    4.7- İlgili kamu kurum ve kuruluşları destek verecek.

5- Yürütülecek çalışmalar sonunda hangi sektörlere destek programı oluşturulacak?
Özellikle;
    5.1- Bulut bilişim,
    5.2- Nesnelerin interneti,
    5.3- Büyük veri,
    5.4- Oyun yazılımları,
    5.5- Akıllı uygulamalar,
    5.6- Güvenlik yazılımları
gibi rekabet avantajı sağlayacak ve stratejik öneme sahip alanlar belirlenerek sektöre yönelik Avrupa Birliği, TÜBİTAK ve benzeri fonlardan yararlanılarak tematik destek programı oluşturulacak.

6-  Yazılım hızlandırıcı programların kurgulanma amacı nedir?
    6.1- Başta teknoloji geliştirme bölgeleri olmak üzere,
    6.2- Sektörün güçlü olduğu bölgelerde yazılım firmalarına,
    6.3- Girişimcilerine yönelik bu program kurgulanacaktır.

7- Hangi alanlarda yazılım ürünlerinin ticarileşmesi desteklenecek?
Bilişim sektörüne hizmet etmesi öngörülen teknoloji geliştirme bölgelerinde yazılım sektörü kümelenmesinin yoğun olduğu alanlarda, geliştirilen yazılım ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarlarda ticarileşmesi desteklenecek.

8- Ticarileşme kapsamında hangi tür bağlantıların kurulması için destek programları oluşturulacak?
    8.1- Eğitim,
    8.2- Mentorluk,
    8.3- Ulusal ve uluslararası ticari bağlantıların kurulması
    8.4- Yatırımcılarla girişimcilerin buluşturulmasını da içeren finansal ve teknik hızlandırıcı destek programları geliştirmeye yönelik mekanizmalar oluşturulacak. 

9- Yazılım sektörünün değerlendirildiğinde hangi kriterlere göre önem taşımaktadır?
Yazılım sektörü,
    9.1- Düşük yatırım maliyeti,
    9.2- Nitelikli
    9.3- Sayıca yüksek istihdam
    9.4- Katma değeri yüksek ürünler ortaya koymasıyla büyük önem taşıyor.

10- Yeni sanayi devrimi olarak da adlandırılan hangi kavram ve uygulamalar yazılım temelli teknolojilere dayanıyor?
    10.1- Endüstri 4.0,
    10.2- Yapay zeka,
    10.3-  Robotik teknolojiler,
    10.4-  Akıllı üretim sistemleri,
    10.5-  3 boyutlu yazıcılar,
    10.6- Nesnelerin interneti,
    10.7- Büyük veri,
    10.8- Bulut bilişim gibi kavram ve uygulamalar, yazılım temelli teknolojilere dayanıyor.

Kaynak: sanayi.gov.tr

Tarih: 2 Mart 2017

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sanayi-bakanligindan-yerli-yazilima-buyuk-destek/feed/ 0