veya – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 19 Nov 2024 14:44:56 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 İşverenin konkordato ilan etmesi veya iflası etmesi durumlarında çalışanların ücretleri nasıl ödenir? https://www.muhasebenews.com/isverenin-konkordato-ilan-etmesi-veya-iflasi-etmesi-durumlarinda-calisanlarin-ucretleri-nasil-odenir/ https://www.muhasebenews.com/isverenin-konkordato-ilan-etmesi-veya-iflasi-etmesi-durumlarinda-calisanlarin-ucretleri-nasil-odenir/#respond Tue, 19 Nov 2024 13:03:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=158077

İşverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması veya iflası nedenleri durumlarında işçilerin ücretleri nasıl ödenir?

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası, iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak maksadı ile Ücret Garanti Fonu oluşturulmuştur.

Ücret Garanti Fonu, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının yüzde birinden oluşur.

Ödeme güçlüğüne düşen işverenden ücret alacağı bulunan işçilerin, İŞKUR birimine aşağıdaki belgeler ile şahsen veya vekili (noter tasdikli vekaletnameye haiz vekil) aracılığıyla başvurmaları gerekmektedir.

1. Talep Dilekçesi (İŞKUR birimlerinden temin edilir)

2. İşverenin Ödeme Güçlüğüne Düştüğünü Gösterir Belge (Ödeme Güçlüğü durumuna göre aşağıdaki belgelerden biri)

• İşveren Hakkında Aciz Vesikası Alınması durumunda; İcra Dairesinden alınan Aciz Vesikası veya Aciz Vesikası hükmündeki Haciz Tutanağı,
• İşverenin İflası Durumunda; mahkemece verilen iflas kararı veya İcra ve İflas Kanununun 166 ncı maddesi uyarınca iflas kararının ilan edildiğini gösteren belge,
• İşverenin iflasının ertelenmesi durumunda, mahkemece verilen iflasın ertelenmesi kararı veya İcra ve İflas Kanununun 166 ncı maddesi uyarınca iflasın ertelenmesinin ilan edildiğini gösteren belge,
• İşveren Hakkında Konkordato İlan Edilmesi durumunda; mahkemece verilen konkordato mühlet kararı veya İcra ve İflas Kanununun 288 inci maddesi uyarınca konkordato mühlet kararının ilan edildiğini gösteren belge,

3. İşçinin ücret alacağını aylar itibarıyla gösterir İşçi Alacak Belgesi

İşçilerin ücret garanti fonu ödemelerinden yararlanılabilmesi için;
• Ücret alacağının bulunduğu dönemde hizmet akdine tabi olarak, 4447 sayılı Kanun kapsamında çalışıyor olması,
• İşverenin ödeme güçlüğüne düşmüş olması (konkordato ilanı, aciz vesikası alınması, iflas, iflasın ertelenmesi kararları nedenleriyle),
• İşçinin, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki son bir yıl içinde aynı işyerinde 4447 sayılı Kanun kapsamında en az bir gün süreyle çalışmış olması,
• Ücret alacağının 5 yıllık zaman aşımına uğramamış olması,
Şartları aranır.

***

EK İÇERİK


Kaynak: T.C. ÇSGB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isverenin-konkordato-ilan-etmesi-veya-iflasi-etmesi-durumlarinda-calisanlarin-ucretleri-nasil-odenir/feed/ 0
Şirket veya ortaklık şeklinde teşkilatlanan Diş, kulak, burun, boğaz ve göz doktoru gibi hekimler ÖKC yazar kasa kullanmak zorunda değildir https://www.muhasebenews.com/sirket-veya-ortaklik-seklinde-teskilatlanan-dis-kulak-burun-bogaz-ve-goz-doktoru-gibi-hekimler-okc-yazar-kasa-kullanmak-zorunda-degildir/ https://www.muhasebenews.com/sirket-veya-ortaklik-seklinde-teskilatlanan-dis-kulak-burun-bogaz-ve-goz-doktoru-gibi-hekimler-okc-yazar-kasa-kullanmak-zorunda-degildir/#respond Sat, 16 Nov 2024 08:00:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157980 Kimler Yeni Nesil ÖKC (Ödeme Kaydedici Cihaz) / Yazar Kasa kullanmak zorundadır?
3100 Sayılı Kanun’a göre eski nesil ÖKC kullanan veya kullanması gereken mükellefler aynı zamanda YN ÖKC kullanma mecburiyeti kapsamındadır.
3100 sayılı Kanun mevzuatına göre; birinci ve ikinci sınıf tüccarların fatura verilme zorunluluğu bulunmayan perakende mal ve hizmet satışlarında ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti bulunmaktadır.
Maliye Bakanlığınca Genel Tebliğler ile faaliyetlerinde ÖKC kullanım zorunluluğu bulunmadığı bildirilen mükelleflerin, YN ÖKC kullanma mecburiyeti de bulunmamaktadır.
ÖKC kullanım zorunluluğu bulunmadığı bildirilen mükelleflerin, YN ÖKC kullanma mecburiyeti de bulunmamaktadır.

Kimler YN ÖKC Kullanmak Zorunda Değildir?

3100 Sayılı Kanun kapsamına girmeyen; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar dışındaki mükellefler ile Bakanlıkça mecburiyet dışı bırakılanların YN ÖKC kullanma mecburiyetleri de bulunmamaktadır.

Bu çerçevede;

  • Basit Usulde Vergilendirilen Ticari Kazanç Sahipleri,
  • Serbest Meslek Erbabı,
  • Zirai Kazanç Sahipleri,
  • Menkul ve Gayrimenkul Sermaye İradi Sahipleri,
  • Diğer Kazanç ve İrat Sahipleri,
  • Ücret geliri elde edenler,
  • Perakende mal ve hizmet satışı bulunmayan birinci ve ikinci sınıf tüccarlar (Örneğin: toptancılar)
  • Maliye Bakanlığınca yayımlanan Genel Tebliğler uyarınca ÖKC kullanım zorunluluğu dışında bırakılan mükellefler(https://ynokc.gib.gov.tr/UploadedFiles/Files/okckullanimindanmuaftutulanlar.pdf)

Ayrıca 30.09.2017 tarih ve 30196 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 483 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 6 ncı maddesinde belirtildiği üzere; belli işletme büyüklüklerini sağlayan mükelleflerimizden, e-Fatura, e-Arşiv Fatura ve e-Defter uygulamalarına dahil olan ve tüm satışlarına e-Fatura ve/veya e-Arşiv fatura vermeyi tercih eden mükelleflerimiz Tebliğin ilgili bölümünde belirlenen diğer teknik koşulları sağlamaları kaydıyla ÖKC kullanımından muaf tutulmuşlardır.

VII- 30.10.1992 gün ve 21390 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 43 Seri No.lu Tebiğ ile Mecburiyet Dışında Bırakılanlar

1- Şirket veya ortaklık şeklinde teşkilatlanan tabipler (Diş, kulak, burun, boğaz ve göz doktoru gibi).

Muafiyet durumu münhasıran ve sadece söz konusu hizmetlerle uğraşanlara ilişkin olup, bu hizmetler dışında kalan diğer mal ve hizmetlerin ticareti faaliyeti ile de iştigal olunması halinde, fatura vermek mecburiyetinde olunmayan mal satışları ve hizmet ifalarının tamamını kapsayacak şekilde ÖKC kullanım mecburiyeti bulunacaktır.

***

EK İÇERİK


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-veya-ortaklik-seklinde-teskilatlanan-dis-kulak-burun-bogaz-ve-goz-doktoru-gibi-hekimler-okc-yazar-kasa-kullanmak-zorunda-degildir/feed/ 0
Yolcu beraberi yapılan 10.000 Avro veya eşitini aşan döviz çıkışlarında beyanda bulunulmaması zorunludur https://www.muhasebenews.com/yolcu-beraberi-yapilan-10-000-avro-veya-esitini-asan-doviz-cikislarinda-beyanda-bulunulmamasi-zorunludur/ https://www.muhasebenews.com/yolcu-beraberi-yapilan-10-000-avro-veya-esitini-asan-doviz-cikislarinda-beyanda-bulunulmamasi-zorunludur/#respond Wed, 13 Nov 2024 09:08:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157869 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008-32/34)

Efektif ve dövizi natık çekler

MADDE 4 – (1) Bankalar, yetkili müesseseler, PTT ve kıymetli maden aracı kuruluşları;

a) Kendilerine ibraz edilen dövizi natık çekler karşılığında bankacılık teamüllerine uygun olarak kısmen Türk parası ve kısmen efektif veya tamamen efektif ödemesinde bulunabilirler.

b) Efektif veya dövizi natık çekleri bankacılık teamüllerine uygun olarak aynı ve ayrı cins efektiflerle değiştirebilirler. Bankalar ve PTT bunları döviz olarak yurt dışına havale edebilirler.

(2) (Ek:RG-30/12/2015-29578)Yolcu beraberi yapılan 10.000 Avro veya eşitini aşan döviz çıkışlarında gümrük idarelerine (Değişik ibare:RG-7/9/2018-30528) Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan nakit beyan formu ile beyanda bulunulur.

(3) (Ek:RG-30/12/2015-29578)Yolcu beraberi yapılan 10.000 Avro veya eşitini aşan döviz çıkışlarında beyanda bulunulmaması veya yanlış ya da yanıltıcı beyanda bulunulduğunun tespiti halinde söz konusu değerler gümrük idaresince muhafaza altına alınır ve durum şüpheli kabul edilerek Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirilir. Ayrıca, gümrük idarelerince Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılabilmesini teminen Cumhuriyet Savcılıklarına bildirimde bulunulur.

(4) (Ek:RG-30/12/2015-29578)Gümrük idareleri, yurt dışına yapılan 50.000 ABD Doları veya eşitini aşan efektif çıkışlarına ilişkin bilgileri aylık olarak Merkez Bankasına bildirirler

——

Natık Çek:

Nakit taşıma riskinden kurtulmak, yurt dışında veya duruma bağlı olarak yurt içinde adınıza, üçüncü şahıslar (firmalar, okullar, resmi daireler vb) adına veya hamiline, bedelini işlem sırasında ödemek suretiyle düzenlenen dövizli çek.

 


Kaynak: TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yolcu-beraberi-yapilan-10-000-avro-veya-esitini-asan-doviz-cikislarinda-beyanda-bulunulmamasi-zorunludur/feed/ 0
Hamilelik veya doğum nedeni ile işten ayrılan işçi, kıdem tazminatına hak kazanır mı? https://www.muhasebenews.com/hamilelik-veya-dogum-nedeni-ile-isten-ayrilan-isci-kidem-tazminatina-hak-kazanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/hamilelik-veya-dogum-nedeni-ile-isten-ayrilan-isci-kidem-tazminatina-hak-kazanir-mi/#respond Mon, 11 Nov 2024 08:58:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157738

Hamilelik veya doğum nedeni ile işten ayrılan işçi, kıdem tazminatına hak kazanır mı?

İşten kendi isteğiyle ayrılan (istifa) işçinin, herhangi bir tazminat hakkı oluşmamaktadır. Yasal düzenleme açısından hamilelik veya doğum nedenine dayalı işten ayrılmalar bu kapsamda değerlendirildiğinden, bu nedenlerle işten ayrılan işçiler için kıdem tazminatı hakkı doğmamaktadır.

Çalışanların raporla belgelenmiş sağlık nedenlerine dayalı işe devamsızlıklarında işveren tarafından ücret ödenir mi?

Sosyal sigorta düzenlemeleri açısından; çalışanların sağlık nedenlerine dayalı işe devamsızlıklarının 2 günden sonrası için yasa ile belirlenen esaslar çerçevesinde SGK tarafından geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir. Bu kapsamdaki devamsızlıklarda işveren tarafından ücret ödenmesi yönünde bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu konudaki uygulama iş sözleşmeleriyle belirlenebilmektedir.

 


Kaynak: T.C. Ç.S.G.B:
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hamilelik-veya-dogum-nedeni-ile-isten-ayrilan-isci-kidem-tazminatina-hak-kazanir-mi/feed/ 0
Şirket veya ortaklık şeklinde teşkilatlanan Tabipler (Diş, Kulak, Burun, Boğaz ve Göz Doktoru gibi) Yazar Kasa kullanmak zorunda mı? https://www.muhasebenews.com/sirket-veya-ortaklik-seklinde-teskilatlanan-tabipler-dis-kulak-burun-bogaz-ve-goz-doktoru-gibi-yazar-kasa-kullanmak-zorunda-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-veya-ortaklik-seklinde-teskilatlanan-tabipler-dis-kulak-burun-bogaz-ve-goz-doktoru-gibi-yazar-kasa-kullanmak-zorunda-mi/#respond Thu, 07 Nov 2024 07:35:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=157643 43 SERİ NO’LU KATMA DEĞER VERGİSİ MÜKELLEFLERİNİN ÖDEME KAYDEDİCİ CİHAZLARI KULLANMALARI MECBURİYETİ HAKKINDA KANUNLA İLGİLİ GENEL TEBLİĞ
Resmi Gazete Tarihi: 30/10/1992
Resmi Gazete No: 21390
Bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında “Ödeme kaydedici cihazların kullanılması mecburiyeti Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilen faaliyetlerle uğraşanlar hakkında uygulanmaz” hükmü yeralmaktadır.
Anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, münhasıran aşağıda belirtilen faaliyetlerle uğraşan mükelleflerin, Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinde belirtilen fatura veya perakende satış fişlerini düzenlemeleri şartıyla ödeme kaydedici cihazları kullanma mecburiyetinin dışında bırakılmaları uygun görülmüştür.

1. Şirket veya ortaklık şeklinde teşkilatlanan Tabipler (Diş, Kulak, Burun, Boğaz ve Göz Doktoru gibi).

2. Elektrikli, Elektronik ve Mekanik ev aletlerinin bakım ve onarımı işi ile uğraşanlar (Harice ayrıca yedek parça satışı yapılmaması şartıyla).

3. Oto Komisyoncuları (Motorlu Kara Taşıtlarının alım, satım ve kiralanması ile ilgili işlere tavassut edenler).

Şu kadar ki bu mükelleflerin, anılan madde uyarınca mecburiyet dışında bırakılmaları Bakanlığımızca gerek görülen hallerde bilahare mecburiyet kapsamına alınmalarına engel değildir.

Tebliğ olunur.

YAZAR KASA (ÖKC) KULLANMA MECBURİYETİ OLMAYAN MÜKELLEFLER LİSTESİ 3100 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ

https://archive.ismmmo.org.tr/docs/mevzuat/PratikBilgiler/2024_vergi/22.pdf

 

https://www.ido.org.tr/userfiles/files/yazarkasapos.pdf

 

***

BENZER İÇERİK

E-FATURA FORUM SAYFASINDA YER ALAN İÇERİK

Merhaba,

Doktorların kullandığı bankalardan alınan ve serbest meslek makbuzu yerine geçen makbuzların durumu ne olacak?

509 NL. tebliğde kafa karıştırıcı bazı hususlar var. Yeni nesil yazar kasa kullanılması gerektiği ve yazar kasa fişinde bazı bilgiler bulunması halinde esmm yerine geçeceği yazıyor. Ancak yine de bu durumun elektronik sertifika ile esmm düzenlenmesine engel olmadığı yazıyor. Bankalardan alınan ve serbest meslek makbuzu olarak kullanılabilen fişleri Yeni Nesil ÖKC cihazlarında gerekli bilgilerin yazılması halinde ESMM yerine geçecek mi? ÖKC cihazlarında bulunan fiş kesme sınırı bu makbuzlarda da geçerli mi?

 

509 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği V.5.4. e-Serbest Meslek Makbuzu Düzenlenmesi ve Teslimi başlıklı bölümünde ‘’Serbest meslek faaliyeti icra eden hekimlerden (diş hekimleri ile veteriner hekimler dâhil), e-Serbest Meslek Makbuzu uygulamasına olarak dâhil olanların, banka veya kredi kartı ile yapacakları tahsilatlara ilişkin düzenlenecek ÖKC Bilgi Fişi (e-SMM Bilgi Fişi)’nde yer alan banka işlem bilgilerine (işyeri no, terminal no, tahsilatta kullanılan banka veya kredi kartı numarasının son dört rakamı, kart sahibinin adı soyadı, tahsilat tutarı, onay kodu) e-Serbest Meslek Makbuzu üzerinde yer verilmesi ve ÖKC bilgi fişinin de müşteriye verilmesi koşuluyla, EFT-POS özellikli YN ÖKC’lerin de 5/1/2008 tarihli ve 26747 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:379) ile 30/5/2008 tarihli ve 26891 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:382)’nde belirtilen POS (fiziki ve/veya sanal) cihazı yerine kullanılması mümkün olup EFT-POS özellikli YN ÖKC’den düzenlenen bilgi fişi e-Serbest Meslek Makbuzunun kağıt çıktısı yerine geçer.’’ açıklamaları yapılmıştır.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre hekim pos kullanan Serbest Meslek Erbablarının e-SMM uygulamasına geçtikten sonra hekim poslardan ürettikleri belgeler e-SMM yerine geçemeyecek. Bunun yerine bu tip mükellefler isterlerse(zorunlu değiller) EFT-POS özellikli YN ÖKC aldıkları takdirde buradan düzenlenecek ÖKC Bilgi Fişi (e-SMM Bilgi Fişi) ’nde yer alan banka işlem bilgilerine e-Serbest Meslek Makbuzu üzerinde yer verilmesi ve ÖKC bilgi fişinin de müşteriye verilmesi koşuluyla EFT-POS özellikli YN ÖKC’den düzenlenen bilgi fişi e-Serbest Meslek Makbuzunun kağıt çıktısı yerine geçebilecek. Bu durumda mükellefler daha sonradan bilgi fişine bağlı olarak e-SMM düzenlemek zorundadırlar.

Daha önceden hekim pos kullanan mükellefler EFT-POS özellikli YN ÖKC almadıkları veya kullanmadıkları takdirde elektronik ortamda düzenledikleri ve elektronik sertifika ile imzaladıkları e-SMM’yi muhatabının talebi çerçevesinde ıslak imzalı kâğıt çıktısı verilerek ya da elektronik ortamda ileterek teslim etmeleri gerekmektedir.

 

 


Kaynak: İSMMMO, E-Fatura forum
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-veya-ortaklik-seklinde-teskilatlanan-tabipler-dis-kulak-burun-bogaz-ve-goz-doktoru-gibi-yazar-kasa-kullanmak-zorunda-mi/feed/ 0
Mali müşavirlik ofisi olan meslek mensubu bu faaliyetine devam ederken aynı zamanda başka bir ticari şirkette kısmi veya tam zamanlı 4/1-a’lı olabilir mi? https://www.muhasebenews.com/mali-musavirlik-ofisi-olan-meslek-mensubu-bu-faaliyetine-devam-ederken-ayni-zamanda-baska-bir-ticari-sirkette-kismi-veya-tam-zamanli-4-1-ali-olabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/mali-musavirlik-ofisi-olan-meslek-mensubu-bu-faaliyetine-devam-ederken-ayni-zamanda-baska-bir-ticari-sirkette-kismi-veya-tam-zamanli-4-1-ali-olabilir-mi/#respond Mon, 21 Oct 2024 06:57:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=156935 Mali müşavirlik ofisi olan meslek mensubu bu faaliyetine devam ederken aynı zamanda başka bir ticari şirkette kısmi veya tam zamanlı 4/1-a’lı olabilir mi?
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir unvanı ile faaliyet gösteren muhasebe meslek mensuplarının sorduğu sorulardan biri de bağımsız olarak büro faaliyetini yürütürken eş zamanlı olarak başka bir işletmede veya işletmelerde eski adıyla SSK yeni adıyla 4/1-a’lı olarak tam veya kısmi zamanlı çalışıp çalışamayacaklardır.
SMMM unvanı ile bağımsız olarak faaliyet gösteren meslek mensupları başka bir şirkette 4/1-a statüsünden sigortalı olamazlar ve fiilen çalışamazlar.
Serbest olarak faaliyet gösterdikleri süre boyunca 4/1-b statüsünden yani eski adıyla Bağ-Kur statüsünden prim ödemek zorundadırlar. 

2- SMMM yetkisi alıp BAĞIMSIZ olarak mesleğini icra etmeyen SMMM’ler aynı zamanda başka bir şirkette 4/1-a’lı olarak çalışabilir.

SMMM faaliyetini kapatanlar bir başka ifadeyle bağımsız olarak mesleği icra etmeyenler başka bir şirkette 4/1-a statüsünden sigortalı olabilirler. Ayrıca çalıştıkları firmanın beyannamelerini  bordrolu SMMM sıfatı ile gönderebilirler. 

3- BAĞIMSIZ olarak mesleğini icra edenler ticari şirketlere ortak olabilir ancak imza yetkilisi olamaz

Bağımsız olarak SMMM faaliyetinde bulunanlar, bu faaliyetlerine devam ederken aynı zamanda ticari faaliyette bulunan limited şirketlere ortak olabilir ancak müdür olamazlar. Yine ticari faaliyette bulunan bir anonim şirkette pay sahibi olabilir ancak imza yetkili yönetim kurulu olamazlar.

4- BAĞIMSIZ olarak mesleğini icra edenler SMMM şirketinde  ortak ve imza yetkilisi olabilir

Bağımsız olarak SMMM faaliyetinde bulunanlar, bu faaliyetlerine devam ederken aynı zamanda bir SMMM Ltd. ve SMMM A.Ş.’de pay sahibi ve imza yetkilisi olabilirler

 

 


Kaynak: 3568 Sayılı Yasa Çalışma Yönetmeliği – https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=7&MevzuatNo=4650&MevzuatTertip=5
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mali-musavirlik-ofisi-olan-meslek-mensubu-bu-faaliyetine-devam-ederken-ayni-zamanda-baska-bir-ticari-sirkette-kismi-veya-tam-zamanli-4-1-ali-olabilir-mi/feed/ 0
Yapımı bitmeyen otel için konaklama vergisi beyannamesi verilecek mi? https://www.muhasebenews.com/yapimi-bitmeyen-otel-icin-konaklama-vergisi-beyannamesi-verilecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/yapimi-bitmeyen-otel-icin-konaklama-vergisi-beyannamesi-verilecek-mi/#respond Sat, 19 Oct 2024 06:38:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=156944 Yapımı bitmeyen otel için konaklama vergisi beyannamesi verilecek mi?

VERGİNİN MÜKELLEFİ

Kanunun 34’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, konaklama vergisinin mükellefi verginin konusuna giren hizmetleri sunanlardır.

Dolayısıyla konaklama vergisinin mükellefi, konaklama hizmetlerinin sunulduğu tesisi fiilen işletenlerdir. Tesisin mülkiyetinin işletene ait olup olmamasının, tesisin kamu veya özel sektör, gerçek veya tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği bulunmayan teşekküller tarafından işletilmesinin mükellefiyete tesiri yoktur.

Konaklama vergisi mükellefiyeti, konaklama tesisinin tamamen veya kısmen işletmeye hazır hale getirilmesiyle birlikte faaliyete başlanılmasından önce tesis ettirilir.

Mükellefiyet, konaklama tesisi işletenin katma değer vergisi (KDV) yönünden bağlı olduğu vergi dairesince, KDV mükellefiyeti bulunmayanlar bakımından ise tesisin bulunduğu yer vergi dairesince tesis edilir.

KDV mükellefiyeti bulunmayanların aynı il sınırları içindeki aynı veya farklı vergi dairelerinin yetki alanında bulunan tüm konaklama tesisleri için, talep etmeleri durumunda, ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı (bulunmayan illerde Defterdarlık) tarafından uygun görülecek vergi dairesince tek mükellefiyet tesis edilebilir.

14 Aralık 2022 ÇARŞAMBA

Resmî Gazete Sayı : 32043

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

KONAKLAMA VERGİSİ UYGULAMA

GENEL TEBLİĞİ

5/12/2019 tarihli ve 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesiyle 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun yeniden düzenlenen 34 üncü maddesinde ihdas edilen konaklama vergisi, 14/10/2021 tarihli ve 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 61 inci maddesiyle değiştirilen 7194 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girmektedir.

Bu Tebliğin konusunu, konaklama vergisinin uygulamasına dair açıklamalar ile usul ve esaslarının belirlenmesi oluşturmaktadır.

I- VERGİNİN KONUSU

6802 sayılı Kanunun (bundan sonra Kanun olarak ifade edilecektir) 34 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca konaklama vergisinin konusunu, otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) oluşturur. Geceleme hizmetinin; sağlıklı yaşam tesisleri, eğlence merkezleri gibi tesislerin bünyesinde sunulması, vergilendirmeye etki etmez.

Mezkûr fıkrada, konaklama tesisleri bakımından bir sınırlandırma bulunmamakta olup, tesisin; türü, sınıfı, niteliği, ilgili mevzuatta yer alan tarif ve tanımlamaları ve ilgili mevzuata göre turizm işletmesi belgesi ve/veya işyeri açma/işletme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın, konaklama hizmeti sunan bütün tesislerde verilen yukarıda sayılan hizmetler vergiye tabidir.

Buna göre;

1) 31/5/2019 tarihli ve 1134 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelikte yer alan;

• Konaklama tesisleri kapsamında düzenlenen oteller, tatil köyleri, butik oteller, özel konaklama tesisleri, moteller, pansiyonlar, apart otellerde,

• Sağlık tesisleri kapsamında düzenlenen sağlıklı yaşam tesisleri ile bünyesinde konaklama tesisi bulunan termal tesislerde,

• Kırsal turizm tesisleri kapsamında düzenlenen çiftlik evi, köy evi, yayla evi, dağ evi, kampingler, konaklama amaçlı mesire yerlerinde,

• Muhtelif başlıklarda düzenlenen tesislerden (turizm kompleksleri, tatil merkezleri, eğlence merkezleri, personel eğitim tesisleri, özel tesisler gibi) geceleme hizmeti de sunan diğer tesislerde,

2) Her ne ad altında ve sürede olursa olsun kamu ya da özel sektörün tasarrufunda olan yerlerde personelin konaklaması için ayrılan (lojman olarak tahsis edilenler hariç) misafirhane, konukevi, dinlenme tesisi, kamp gibi tesislerde,

3) İlgili mevzuata göre işletilen uygulama otellerinde,

4) Yukarıda sayılanlar dışında kalan, turizm işletmesi belgesi ve/veya işyeri açma/işletme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın geceleme hizmeti sunan diğer tüm tesislerde,

verilen geceleme hizmetleri ve bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler vergiye tabidir.

Herhangi bir geceleme hizmeti sunulmayan, mola noktaları gibi tesislerde verilen hizmetler ise vergiye tabi değildir.

24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde tanımlanan sosyal hizmet kuruluşlarınca korunmaya, bakıma ve yardıma ihtiyacı olanlara verilen geceleme hizmetleri verginin konusuna girmez.

Konaklama vergisinin uygulanmasında hizmetten yararlananın uyruğuna ya da mukimlik durumuna bakılmaz.

A. Konaklama Tesislerinde Verilen Geceleme Hizmeti

Konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti vergiye tabidir. Geceleme hizmeti, konaklama tesislerinde oda veya yer tahsis etmek suretiyle verilen, tesiste günlük yatma, barınma ve kalma hizmetini ifade eder. Konaklama tesisi bakımından, geceleme hizmetini ifa etmeye yönelik odanın (birden fazla kişinin bir arada konaklayabildiği odalarda yatağın) kişinin tasarrufuna bırakılması ile birlikte hizmet sunumu başlamış olur. Günlük gecelemelerde kişinin gecelemeyi tamamlamaksızın tesisten ayrılmasının vergilendirmeye tesiri yoktur. Birden fazla günü kapsayan gecelemelerde fiilen hizmetin sunulduğu günler esas alınır; geceleme hizmetinin sunulmadığı günler için vergi aranmaz.

Örnek 1: (A) kişisi 24/5/2023 günü öğleden sonra (B) konaklama tesisine geceleme amacıyla bir günlüğüne giriş yapmış, kendisine tahsis edilen odaya yerleşmiştir. Aynı günün akşamı geceleme bedelini ödeyerek tesisten ayrılmıştır. Bu durumda, geceleme tamamlanmamış olsa dahi, konaklama faturasında konaklama vergisi hesaplanacaktır.

Örnek 2: (C) kişisi, (D) oteline 1/7/2023-8/7/2023 tarihleri arasındaki 7 gece boyunca konaklamak amacıyla giriş yapmış, 4/7/2023 günü sabahında yalnızca 3 günlük geceleme bedelini ödeyerek tesisten ayrılmıştır. Bu durumda, tesise giriş sırasında müşteriyle anlaşılan konaklama süresi dikkate alınmaksızın kişinin tesiste gecelediği günler için vergi hesaplanır.

Kampinglerde, konaklayanların geceleme ihtiyaçlarını kendi imkânlarıyla karşılayıp karşılamaması veya gecelemenin, işletmeye ait olsun olmasın çadır, çadır-araba, çekme karavan, motokaravan, bungalov gibi ünitelerde yapılması, hizmetin geceleme hizmeti mahiyetini etkilemez.

B. Geceleme Hizmetiyle Birlikte Sunulan Diğer Hizmetler

Konaklama tesislerinde geceleme hizmetiyle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler konaklama vergisine tabidir. Buna göre, geceleme hizmetiyle birlikte konsept olarak pazarlanmak ve/veya satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi tüm hizmetler konaklama vergisine tabidir. Bu çerçevede, oda+kahvaltı, yarım pansiyon, tam pansiyon, her şey dahil, ultra her şey dahil ve benzeri adlar altında pazarlanan ve/veya satılan ve tesis bünyesinde geceleme hizmetinin yanı sıra konsept kapsamında verilen tüm hizmetler verginin konusuna girmektedir.

Ayrıca, konaklama tesisinin türü, sınıfı, niteliği, bulunduğu yöre ve benzeri hususlar dikkate alınarak geceleme hizmeti kapsamında verilmesi ve geceleme hizmetine dâhil edilmesi mutat olan tüm hizmetler, geceleme hizmetinden bağımsız olarak ayrıca fiyatlandırılsa ve bedeli konaklayandan ayrıca tahsil edilse dahi vergiye tabidir.

Konaklama tesisi tarafından geceleme hizmetinin yanı sıra tesis bünyesinde konaklayana sunulan yeme, içme, eğlence hizmetleri ve benzeri diğer hizmetlerin geceleme hizmetiyle beraber sunulan hizmetlerden olup olmadığının tespitinde, bu hizmetlerin ilan, reklam, rezervasyon, satış ve/veya pazarlama safhasında geceleme hizmetinden ayrı tutulup tutulmadığı, kapsamı önceden belirlenmiş bir konaklama konsepti dâhilinde sunulup sunulmadığı veya tesiste gecelemenin diğer hizmetlerden istifade edilmeksizin mümkün olup olmadığı gibi hususlar dikkate alınır. Konaklama vergisi mükellefince, verilen hizmetin kapsamını ve konaklayanın hangi konseptte söz konusu hizmeti aldığını tevsik eden bilgi ve belgelerin (ilan, reklam, ön sözleşme, teklif, rezervasyon, sözleşme ve benzeri) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz hükümleri gereğince muhafaza edilmesi ve talep edilmesi halinde ibrazı zorunludur.

Geceleme hizmetiyle birlikte sunulan diğer hizmetlerin, tesisin kendi imkânlarıyla veya tesis tarafından kısmen ya da tamamen tesis bünyesi dışından temin edilerek sunulmasının vergi uygulamasına etkisi yoktur.

Konaklama tesisinde konaklamayanlara (geceleme hizmeti almayanlara) verilen hizmetler vergiye tabi değildir.

Geceleme hizmetiyle birlikte pazarlanmak ve/veya satılmak suretiyle tesis bünyesinde sunulan hizmetler, düzenlenen faturada ayrıca gösterilmesine ya da bu hizmetler için ayrıca fatura düzenlenmesine bakılmaksızın, konaklama vergisine tabidir.

Tesis bünyesi dışındaki hizmetleri de kapsayacak şekilde yapılan (örneğin; ulaşım, transfer, gezi, rehberlik, müzelere giriş ve benzeri hizmetleri içeren) konsept satışlarda, her bir hizmetin mahiyeti ve tutarının açıkça gösterilmesi suretiyle konaklayana tesis bünyesi dışında sunulan hizmetler için ayrıca fatura düzenlenmesi veya bu hizmetlere ilişkin bedellerin konaklama hizmeti nedeniyle düzenlenecek faturada ayrıca gösterilmesi halinde bu hizmetler üzerinden konaklama vergisi hesaplanmaz. Bu durumda, vergi, sadece konaklama hizmetleri üzerinden alınır.

Konaklama tesislerinde geceleme hizmetinden bağımsız olarak sunulan sünnet, düğün, kokteyl, toplantı, kongre, sempozyum ve benzeri organizasyon hizmetleri verginin kapsamında değildir. Söz konusu organizasyon hizmetlerinin konaklamayı içerecek şekilde sunulması halinde, düzenlenen faturada organizasyon hizmetinin mahiyeti ve tutarının açıkça gösterilmesi veya bu hizmet için ayrıca fatura düzenlenmesi halinde bu hizmetler üzerinden konaklama vergisi hesaplanmaz. Bu durumda vergi, sadece konaklama hizmetleri üzerinden alınır.

Örnek 1: Pansiyon işleten (A), oda+kahvaltı konaklama seçeneğinde yer alan kahvaltı hizmetini, düzenlediği konaklama faturasında ayrıca gösterse ya da bu hizmet için ayrıca fatura düzenlese dahi, geceleme hizmetiyle birlikte pazarlanmak veya satılmak suretiyle tesis bünyesinde sunulan söz konusu hizmet konaklama vergisine tabidir.

Örnek 2: Özel konaklama tesisi işleten (B) tarafından, Kapadokya’da bulunan tesisinde üç gece her şey dahil konaklama ile birlikte tesis bünyesi dışında sunulacak balon turu satışında, balon turu için konaklayana ayrıca fatura düzenlenmesi veya balon turuna ilişkin bedelin konaklama faturasında ayrıca gösterilmesi halinde, konaklama hizmetinden bağımsız olarak faydalanılan ve tesis bünyesi dışında sunulan söz konusu hizmetten dolayı konaklama vergisi hesaplanmaz.

Örnek 3: Motel işleten (C) tarafından, tesiste konaklayanlara tesisin bünyesinde bulunan kuru temizleme ünitesinde verilen ve parça başına ayrıca fiyatlandırılıp konaklayana bedeli mukabili sunulan kuru temizleme hizmetleri, geceleme hizmeti ile birlikte satılmaması durumunda vergiye tabi değildir. Ancak, konaklayana konaklama hizmet bedeline dâhil edilmek suretiyle birlikte sunulan kuru temizleme, yıkama, kurutma, ütüleme gibi hizmetler için konaklama vergisi hesaplanır.

Örnek 4: Tatil köyü işleten (D) tarafından, tesisin bünyesinde bulunan eğlence salonunda verilen ve ayrıca fiyatlandırılıp konaklayana bedeli mukabili sunulan eğlence hizmetleri, geceleme hizmeti ile birlikte satılmaması durumunda konaklama vergisine tabi değildir. Diğer taraftan, konaklayana konaklama bedeline dahil edilerek konsept dahilinde sunulan bu türden eğlence hizmetleri vergiye tabidir.

Örnek 5: Butik otel işleten (E) tarafından, otelin bünyesinde bulunan restoranda otelde konaklamayanlara bedeli mukabili yemek hizmeti verilmesi halinde, bu hizmet konaklama vergisine tabi değildir.

Örnek 6: Termal otel işleten (F) tarafından, otelin bünyesinde bulunan SPA ve yüzme havuzu alanlarında, otelde konaklamayanlara günübirlik hizmet verilmesi halinde bu hizmet konaklama vergisine tabi değildir.

II- VERGİYİ DOĞURAN OLAY

Kanunun 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, konaklama vergisinde vergiyi doğuran olay, verginin konusuna giren hizmetlerin sunulması ile meydana gelir.

Bedelin bir kısmının veya tamamının hizmetin sunumundan önce veya sonra tahsil edilmesinin veya hiç tahsil edilmemesinin vergiyi doğuran olaya tesiri yoktur.

Hizmetin sunulmasından önce fatura veya benzeri belgeler düzenlenmesi hallerinde vergiyi doğuran olay gerçekleşmez.

Dolayısıyla, 5/10/2007 tarihli ve 26664 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Seyahat Acentaları Yönetmeliğinde tanımlanan seyahat acentalarına (bundan sonra acenta olarak ifade edilecektir) yapılan satışlarda, acentaya satış aşamasında vergi doğmaz. Aynı şekilde acentanın satışı aşamasında da konaklama tesisi işleticisi bakımından vergiyi doğuran olay gerçekleşmez.

Buna göre, gerek acentalar üzerinden gerekse doğrudan konaklama tesisleri tarafından satışa konu edilen hizmetlerde, hizmetin konaklayana sunulması ile vergiyi doğuran olay gerçekleşir.

Birden fazla vergilendirme dönemine sirayet eden hizmetlerde, ilgili vergilendirme dönemlerinde verilen hizmetler bakımından, konaklama hizmetinin bitiş (tesisten çıkış) tarihinin hizmet sunumundan önce belli olması durumunda hizmetin son gününün (çıkış günü) rastladığı vergilendirme dönemi, böyle bir belirleme olmaması halinde ise hizmetin sunumunun yapıldığı günlere ilişkin her vergilendirme döneminin son günü itibarıyla vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş sayılır.

Tesisi işletenlerin ve yakınlarının veya işletme personelinin konaklama hizmetlerinden karşılıksız olarak yararlandırılması ya da diğer şahıslara promosyon, eşantiyon, hediye, tanıtım ve benzeri adlar altında bedelsiz olarak konaklama hizmetleri sunulması hallerinde de vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş sayılır. Ancak, konaklama tesisi bünyesinde, tesis personelinin yalnızca kendi kullanımı için tahsis edilmiş yerlerde gecelemesi bu kapsamda değerlendirilmez.

III- VERGİNİN MÜKELLEFİ

Kanunun 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, konaklama vergisinin mükellefi verginin konusuna giren hizmetleri sunanlardır.

Dolayısıyla konaklama vergisinin mükellefi, konaklama hizmetlerinin sunulduğu tesisi fiilen işletenlerdir. Tesisin mülkiyetinin işletene ait olup olmamasının, tesisin kamu veya özel sektör, gerçek veya tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği bulunmayan teşekküller tarafından işletilmesinin mükellefiyete tesiri yoktur.

Konaklama vergisi mükellefiyeti, konaklama tesisinin tamamen veya kısmen işletmeye hazır hale getirilmesiyle birlikte faaliyete başlanılmasından önce tesis ettirilir.

Mükellefiyet, konaklama tesisi işletenin katma değer vergisi (KDV) yönünden bağlı olduğu vergi dairesince, KDV mükellefiyeti bulunmayanlar bakımından ise tesisin bulunduğu yer vergi dairesince tesis edilir.

KDV mükellefiyeti bulunmayanların aynı il sınırları içindeki aynı veya farklı vergi dairelerinin yetki alanında bulunan tüm konaklama tesisleri için, talep etmeleri durumunda, ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı (bulunmayan illerde Defterdarlık) tarafından uygun görülecek vergi dairesince tek mükellefiyet tesis edilebilir.

IV- İSTİSNALAR

A. Öğrenci Yurtları, Pansiyonları ve Kamplarında Öğrencilere Verilen Hizmetler

Kanunun 34 üncü maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendine göre, öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında öğrencilere verilen hizmetler vergiden müstesnadır. Buna göre, istisna, ilgili mevzuat hükümlerine göre öğrencilere barınma hizmeti sunmak amacıyla işletilen öğrenci yurdu veya pansiyonları ile münhasıran öğrencilerin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerde bulunabildiği öğrenci kamplarında sunulan hizmetler için uygulanır.

Yukarıda sayılan yerlerde arızi olarak öğrenci olmayanlara verginin konusuna giren hizmetlerin sunulması durumunda, söz konusu satışlar için istisna uygulanmaz. Vergiye tabi bu işlemler sadece işlemin gerçekleştiği dönemler için verilecek Konaklama Vergisi Beyannamesi ile beyan edilir.

B. Diplomatik İstisna

Kanunun 34 üncü maddesinin yedinci fıkrasının (b) bendine göre, karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları ile uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve mensuplarına verilen hizmetler vergiden müstesnadır.

Bu hüküm uyarınca, diplomatik temsilcilikler ve konsolosluklar ile bunların diplomatik haklara sahip mensuplarına yönelik istisna uygulaması karşılıklılık ilkesi çerçevesinde yürütülür.

İstisnadan yararlanan kişi ve kuruluşlara Dışişleri Bakanlığınca, konaklama vergisi istisnasından yararlanacaklarını gösteren bir belge verilir ve Dışişleri Bakanlığınca verilen belge konaklama vergisi mükellefine ibraz edilerek bu işlemde konaklama vergisi uygulanmaması talep edilir.

Konaklama vergisi mükellefince, kendilerine ibraz edilen belgedeki bilgilere, düzenledikleri faturada yer verilir. Bu suretle yapılan konaklama hizmeti için konaklama vergisi hesaplanmaz ve tahsil edilmez.

Konaklama vergisi mükellefince, bu kapsamda verilen hizmete ait bilgiler ile bedeli, hizmetin ifa tarihi ve konaklayana ait bilgilerin yer aldığı ve yanına kaşe tatbik edilerek imzalanan söz konusu belgenin bir fotokopisi, Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz hükümleri gereğince muhafaza edilir ve talep edilmesi halinde ibraz edilir.

Konaklama vergisi mükellefleri, diplomatik istisna kapsamındaki hizmetlerine ilişkin düzenledikleri faturada “Gider Vergileri Kanununun 34 üncü Maddesinin 7 nci Fıkrası Kapsamında Konaklama Vergisi Hesaplanmamıştır.” şerhi ile söz konusu istisnayı gösterir.

İstisna kapsamında sunulan hizmetler, Konaklama Vergisi Beyannamesinde “Diplomatik İstisna” bölümünde beyan edilir.

Konaklama vergisi mükelleflerince ayrıca, beyannamenin “Ekler” bölümünde yer alan “Diplomatik İstisna” tablosuna, Dışişleri Bakanlığınca verilen belgeye ilişkin bilgiler, istisnalı hizmete ait fatura bilgileri ile Gelir İdaresi Başkanlığınca istenebilecek diğer bilgiler girilir.

V- MATRAH, ORAN VE YETKİ, VERGİNİN BELGELERDE GÖSTERİLMESİ

A. Matrah

Kanunun 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, konaklama vergisinin matrahı, verginin konusuna giren hizmetler karşılığında, KDV hariç, her ne suretle olursa olsun alınan veya bu hizmetler için borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamıdır.

Buna göre, konaklama vergisi matrahına KDV dahil edilmez.

Sunulan konaklama hizmetlerine ilişkin vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler de matraha dâhildir.

Bedelin döviz ile hesaplanması halinde döviz, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihte geçerli olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilir. Merkez Bankasınca Resmî Gazete’de ilan edilmeyen dövizlerin Türk parasına çevrilmesinde vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki cari kur esas alınır.

Konaklama hizmetinin müşteriye acenta tarafından konaklama vergisi dahil satılması ve bu durumun konaklama tesisine ispat ve tevsik edilmesi şartıyla, konaklama vergisi konaklama tesisi tarafından konaklama hizmetine ilişkin acentaya düzenlenecek faturada gösterilir.

Örnek 1: Tatil köyü işleten (A), bünyesinde bulunan tek kişilik odanın 10/7/2023-15/7/2023 tarihlerini kapsayan beş gecesini (B) kişisine 14/3/2023 tarihinde KDV hariç 200 avroya satmıştır. Buna göre, (A)’nın (B) kişisine hizmeti sunmasıyla birlikte düzenleyeceği faturada matrah olarak, 200 avronun 15/7/2023 tarihinde geçerli olan döviz alış kuru üzerinden Türk lirası karşılığını gösterecektir.

Örnek 2: Otel işleten (C), bünyesinde bulunan üç adet odanın 30/7/2023-4/8/2023 tarihlerini kapsayan beş gecesini (D) acentasına 9/1/2023 tarihinde KDV hariç 20.000 Türk lirasına satmıştır. (D) acentası 15/5/2023 tarihinde, odaların tamamını aynı dönem için KDV hariç 22.000 Türk lirasına (E) turist grubuna satmış ve müşteriye yapılan satış bedeline konaklama vergisinin dahil olduğunu konaklama tesisine konaklama hizmeti sunulmadan önce ispat ve tevsik etmiştir. Buna göre, (E) turist grubuna hizmetin sunulmasıyla birlikte mükellef (C) tarafından 4/8/2023 tarihinde konaklayanların tamamının bilgilerini içerecek şekilde (D) acentasına düzenlenecek faturada 20.000 Türk lirası matrah üzerinden konaklama vergisi hesaplanacaktır. Acenta (D)’nin müşteriye satış bedeline konaklama vergisi tutarını dahil etmemesi durumunda ise vergi, konaklayana otel tarafından hizmetin sunulmasını takiben düzenlenecek ve sadece konaklama vergisini ihtiva edecek olan faturada gösterilir.

Mükellefin, konaklama hizmetine ilişkin düzenlediği faturada ayrıca gösterdiği ticari teamüllere uygun iskontoların konaklama vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.

Tesis bünyesi dışındaki hizmetleri de kapsayacak şekilde yapılan ve hizmet sunumları ayrı faturalandırılan veya aynı faturada ayrıca gösterilen satışlarda, konaklama vergisi matrahının, konaklama hizmetine ilişkin emsal bedelden düşük olmamak üzere, konaklama hizmeti ile tesis bünyesi dışında sunulan diğer hizmetlerin bedellerinin objektif bir yöntemle belirlenmesi suretiyle tespit edilmesi gerekir.

Aynı şekilde, toplantı, kongre, sempozyum ve benzeri organizasyon hizmetlerinin konaklamayı içerecek şekilde sunulması durumunda, konaklama vergisi matrahının, konaklama hizmetine ilişkin emsal bedelden düşük olmamak üzere, organizasyon ve konaklama hizmetlerinin bedellerinin objektif yöntemle belirlenmesi suretiyle tespit edilmesi gerekir.

Konaklama hizmetine ilişkin bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah, Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesi hükümlerine göre tespit olunur.

Mükellefin hizmet satış bedelinin emsal bedeline göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde matrah olarak emsal bedel esas alınır. Tesisi işletenler ile yakınlarına, personeline veya üçüncü kişilere bedelsiz verilen konaklama hizmetinde de matrah olarak emsal bedel esas alınır.

B. Oran ve Yetki

Kanunun 34 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, konaklama vergisinin oranı % 2’dir.

Aynı fıkra uyarınca, Cumhurbaşkanı, bu oranı bir katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, bu sınırlar içinde farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir.

C. Verginin Belgelerde Gösterilmesi

Kanunun 34 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, konaklama vergisi, konaklama tesislerince düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilir. Bu vergiden herhangi bir ad altında indirim yapılamaz. Bu vergi, KDV matrahına dâhil edilmez.

Konaklama hizmetinin sunumundan önce fatura ve benzeri belge düzenlense dahi, bu belgede konaklama vergisi gösterilmez.

Örnek 1: Otel işleten (A) tarafından KDV hariç 5.000 Türk lirası karşılığında sunulan tam pansiyon konaklama hizmetine ilişkin olarak

7/2/2023 tarihinde müşteriye düzenlenen faturada aşağıdaki bilgilere yer verilir.

Konaklama Bedeli (KDV hariç)                                                        :   5.000 TL

Hesaplanan Konaklama Vergisi Tutarı (5.000 TL x 0,02=)              :      100 TL

KDV Matrahı                                                                                    :   5.000 TL

Hesaplanan KDV Tutarı (5.000 TL x 0,08=)                                    :      400 TL

GENEL TOPLAM                                                                           :   5.500 TL

Örnek 2: Tatil köyü işleten (B) tarafından, 6/8/2023-10/8/2023 tarihlerini kapsayan dört gece her şey dahil konaklama hizmeti, 15/3/2023 tarihinde KDV hariç 2.000 Türk lirası karşılığında (C) acentasına; acenta tarafından da 3/4/2023 tarihinde müşteri (D)’ye 2.400 Türk lirası karşılığında satılmıştır.  Acenta (C) tarafından müşteri (D)’ye yapılan satış konaklama vergisi hariç olarak gerçekleşmiştir. Bu durumda mükellef (B) tarafından konaklayan (D)’ye sadece konaklama vergisine ilişkin düzenlenen faturada aşağıdaki bilgilere yer verilir.

Hesaplanan Konaklama Vergisi Tutarı (2.000 TL x 0,02=)          : 40 TL

GENEL TOPLAM                                                                       : 40 TL

Örnek 3: Otel işleten (R), bünyesinde bulunan bir odanın beş gecesini (S) acentasına 15/2/2023 tarihinde KDV hariç 10.000 Türk lirasına satmış, söz konusu oda aynı süre için (T) kişisine (S) acentası tarafından da tüm vergiler dahil 12.000 Türk lirasına satılmış ve müşteriye yapılan satışın konaklama vergisi dahil olduğu konaklama tesisine tevsik edilmiştir. Buna göre, hizmetin sunulmasından sonra mükellef (R) tarafından acenta (S)’ye düzenlenen faturada aşağıdaki bilgilere yer verilir.

Konaklama Bedeli (KDV hariç)                                                     :    10.000 TL

Hesaplanan Konaklama Vergisi Tutarı (10.000 TL x 0,02=)         :         200 TL

(Konaklayan T’nin Adı Soyadı)

KDV Matrahı                                                                                 :    10.000 TL

Hesaplanan KDV Tutarı (10.000 TL x 0,08=)                               :         800 TL

GENEL TOPLAM                                                                        :    11.000 TL

VI- VERGİLENDİRME İŞLEMLERİ

A. Vergilendirme Dönemi

Kanunun 34 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca, konaklama vergisinde vergilendirme dönemi, faaliyette bulunulan takvim yılının birer aylık dönemleridir.

B. Verginin Beyanı

Kanunun 34 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca, her bir vergilendirme dönemine ait konaklama vergisi, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar KDV yönünden bağlı olunan vergi dairesine, KDV mükellefiyeti bulunmayanlarca ise tesisin bulunduğu yer vergi dairesine beyan edilir.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi kapsamında konaklama vergisine ilişkin tüm beyannamelerin elektronik ortamda verilmesi uygun bulunmuştur.

Konaklama Vergisi Beyannamesini;

a) 30/9/2004 tarihli ve 25599 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No:340 ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan diğer düzenlemelere göre beyannamelerini elektronik ortamda kendileri gönderme şartlarını taşıyan mükellefler,

b) Gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamakla birlikte konaklama vergisini beyan etme zorunluluğu bulunanlar,

elektronik ortamda kendileri gönderebileceklerdir.

Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan düzenlemeler kapsamında bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce kendileri tarafından elektronik ortamda beyanname göndermek üzere kullanıcı kodu, parola ve şifre alan mükellefler mevcut kullanıcı kodu, parola ve şifrelerini kullanarak Konaklama Vergisi Beyannamesini gönderebileceklerdir.

Gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamakla birlikte konaklama vergisini beyan etme zorunluluğu bulunanlardan beyannamelerini elektronik ortamda kendileri göndermek için talepte bulunanlara, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslara göre yetkili vergi dairesince kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecektir. Anılan mükellefler talep etmeleri halinde Konaklama Vergisi Beyannamelerini aracılık yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan usul ve esaslar doğrultusunda gönderebileceklerdir. Bu durumda ilk beyanname gönderilmeden önce gerekli kayıt işlemlerinin yapılması için yetkili vergi dairesine müracaat edilmesi gerekmektedir.

Konaklama Vergisi Beyannamesini elektronik ortamda bizzat gönderme şartlarını taşımayan mükelleflerin (adi ortaklıklar dahil) elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde yer alan sözleşmelerden durumuna uyan sözleşmeyi düzenlemek suretiyle elektronik ortamda göndermeleri gerekmektedir.

KDV mükellefiyeti bulunan mükellefler işlettikleri tüm konaklama tesislerinin hesapladığı toplam vergiyi, KDV yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine verecekleri tek beyannameyle beyan ederler.

KDV mükellefiyeti bulunmayanlar, her bir konaklama tesisinin hesapladığı vergiyi, konaklama tesisinin bulunduğu yerdeki vergi dairesine verecekleri beyanname ile beyan ederler. Bunların, bu Tebliğin (III) numaralı bölümü kapsamında birden fazla konaklama tesisi için tek mükellefiyet tesis ettirmeleri durumunda, konaklama tesislerinin hesapladığı toplam vergiyi tek beyannameyle beyan ederler.

Konaklama vergisi mükellefleri, bir vergilendirme döneminde vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi bu dönemlerle ilgili olarak beyanname vermek zorundadır.

Kanunun 34 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, Konaklama Vergisi Beyannamesinin şekil, içerik ve ekleri Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenir ve elektronik ortamda mükelleflerin kullanımına sunulur. Gelir İdaresi Başkanlığı, beyannamenin şekil, içerik ve eklerinde değişiklik yapmaya yetkilidir.

C. Tarh İşlemleri

1. Tarh Yeri

Konaklama vergisi, mükellefin KDV yönünden bağlı bulunduğu vergi dairesince, KDV mükellefiyeti bulunmayanlar bakımından ise konaklama tesisinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunur.

KDV mükellefiyeti bulunmayıp bu Tebliğin (III) numaralı bölümü kapsamında birden fazla konaklama tesisi için tek mükellefiyet tesis ettiren mükellefler bakımından konaklama vergisi, beyannamenin verildiği yer vergi dairesince tarh olunur.

2. Tarhiyatın Muhatabı

Konaklama vergisi, bu verginin mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunur.

Mükellefin adi ortaklık olması durumunda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap tutulur.

Ç. Verginin Ödenmesi

Konaklama vergisi, beyanname verme süresi içinde ödenir.

D. Düzeltme

Konaklama vergisinin yersiz veya fazla hesaplanması durumunda gerek mükellef gerekse alıcı/konaklayan nezdinde işlemin söz konusu vergi uygulanmadan önceki hale döndürülmesi esastır. Bu bakımdan, fazla veya yersiz olarak hesaplanan vergi, öncelikle mükellef tarafından alıcıya/konaklayana iade edilecek ve ilgili dönem beyanları düzeltilecek olup, mükellefin söz konusu işlemleri yapmasına mukabil fazla veya yersiz hesaplanan ve Hazineye ödenen verginin iadesi, 10/10/2013 tarihli ve 28791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:429)’nde öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde Standart İade Talep Dilekçesi ile nakden ya da bu dönemdeki veya gelecek dönemlerdeki vergi borçlarına mahsuben talep edilebilecektir.

Yürürlük

Bu Tebliğ 1/1/2023 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

 

 

 


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yapimi-bitmeyen-otel-icin-konaklama-vergisi-beyannamesi-verilecek-mi/feed/ 0
Faiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin nakden veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı https://www.muhasebenews.com/faiz-gelirleri-uzerinden-yapilan-kesintilerin-nakden-veya-mahsuben-iadesinin-yapilip-yapilamayacagi/ https://www.muhasebenews.com/faiz-gelirleri-uzerinden-yapilan-kesintilerin-nakden-veya-mahsuben-iadesinin-yapilip-yapilamayacagi/#respond Mon, 14 Oct 2024 07:03:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=156700 T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Tarih: 11/06/2015

Sayı: 38418978-125[34-14/3]-636

Konu: Faiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin nakden veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı hak.

 İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin bankalardan elde ettiği faiz gelirleri üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatlarının nakden veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı konusunda görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde sermaye şirketlerinin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu; 2 nci maddesinin birinci fıkrasında ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi fonların sermaye şirketi olduğu hükme bağlanmıştır. Mezkur Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, Türkiye’de kurulu gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisnadır.

Diğer taraftan, 28/5/2013 tarih ve 28660 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliğinin “Ortaklığın Amacı ve Faaliyet Konusu” başlıklı 5/1 inci maddesinde; “Ortaklıklar, belirli bir projeye veya gayrimenkule yatırım yapmak ya da belirli bir alanda faaliyet göstermek amacıyla kurulabileceği gibi amaçlarında böyle bir sınırlama olmaksızın ancak bu Tebliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde belirtilen varlık ve haklardan oluşan portföyü işletmek amacı dahilinde kalmak şartıyla da kurulabilirler.

            …” hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Tebliğin “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3 üncü maddesinin (l) bendinde ise ortaklık portföyünün, ortaklığın aktifinde bulundurulan gayrimenkuller, gayrimenkule dayalı projeler, gayrimenkule dayalı haklar, sermaye piyasası araçları, Takasbank para piyasası ve ters repo işlemleri, Türk Lirası veya yabancı para cinsinden mevduat veya katılma hesapları ile iştiraklerden ve Kurulca uygun görülen diğer varlık ve haklardan oluşan malvarlığını ifade edeceği belirtilmiştir.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi Kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinin birinci fıkrasında; kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları maddede sayılan ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben kesinti yapmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.

Aynı maddenin üçüncü fıkrasında emeklilik yatırım fonlarının kazançları hariç olmak üzere, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yazılı kazançlardan, dağıtılsın veya dağıtılmasın, kurum bünyesinde vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu tevkifat oranı sıfır olarak belirlenmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 5281 sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle eklenen ve 1/1/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Geçici 67 nci maddesinin dördüncü fıkrasında; Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca tevkifat yapılacağı; beşinci fıkrasında ise gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olmasının, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmamasının, vergiden muaf olup olmamasının ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmamasının bu madde hükmüne göre yapılacak tevkifatı etkilemeyeceği belirtilmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Fonların ve Yatırım Ortaklıklarının Gelirleri Üzerinden Ödenen Vergilerin Mahsubu” başlıklı 34.6 bölümünde; “Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan fonların ve yatırım ortaklıklarının kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilmiş bulunmaktadır.

            Söz konusu fon ve yatırım ortaklıkları, aynı bentte yer alan kazançların elde edilmesi sırasında, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi veya Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca, gelirleri üzerinden kesilen vergileri, öncelikle kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edeceklerdir. Fon ve ortaklıklar, bu mahsup işleminden sonra (kurumlar vergisi beyannamesinde matrah oluşmaması nedeniyle) mahsup edilemeyen kesinti tutarlarını, Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurum bünyesinde yapacakları vergi kesintisinin beyan edildiği muhtasar beyanname üzerinden mahsup edebileceklerdir. Ancak, söz konusu vergi mahsubunun yapılabilmesi için kesilen vergilerin vergi kesintisi yapanlarca ilgili vergi dairesine ödenmiş olması şarttır.

            Muhtasar beyanname üzerinden vergi mahsubunun yapılmasından sonra mahsup edilemeyen bir vergi tutarı kalması halinde söz konusu vergi kesintisi, mükellefin başvurusu üzerine 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde red ve iade edilecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsubu ve kalan kısmın iadesine ilişkin düzenleme ve açıklamalar 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer almıştır. Anılan Tebliğin 1.3.1 numaralı bölümünde mahsup yoluyla iade işlemlerine, 1.3.2 numaralı bölümünde ise nakden iade işlemlerine ilişkin usul ve esaslar belirtilmiştir.

            Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketinizin bankalardan elde ettiği faiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin; kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi, mahsup yoluyla giderilemeyen tutarın ise 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği çerçevesinde Şirketinize iade edilmesi mümkündür.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/faiz-gelirleri-uzerinden-yapilan-kesintilerin-nakden-veya-mahsuben-iadesinin-yapilip-yapilamayacagi/feed/ 0
SMMM’lerin Ortaklık Bürosu veya Şirket Kurarak Mesleki Faaliyette Bulunmasına İlişkin Düzenlemeler https://www.muhasebenews.com/smmmlerin-ortaklik-burosu-veya-sirket-kurarak-mesleki-faaliyette-bulunmasina-iliskin-duzenlemeler/ https://www.muhasebenews.com/smmmlerin-ortaklik-burosu-veya-sirket-kurarak-mesleki-faaliyette-bulunmasina-iliskin-duzenlemeler/#respond Sat, 12 Oct 2024 14:09:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=156677 Ortaklık Bürosu veya Şirket Kurarak Mesleki Faaliyette Bulunma

Madde 30 – Birden çok meslek mensubu, ortaklık bürosu veya şirket kurarak mesleki faaliyette bulunabilirler.

Bu takdirde;

a) Meslek mensuplarının bu büro veya şirketlerde sürdürdükleri faaliyetler ticari faaliyet sayılmaz.

b) Ortaklık bürosu veya şirket ancak aynı unvana sahip meslek mensupları arasında kurulabilir.

c) Kanunda belirtilen kendi faaliyet konuları dışında başka işlerle uğraşamazlar.

d) Şirket veya ortaklık bürosu, mesleğin icrasına taalluk eden işlerde ancak ortak veya ortaklar tarafından temsil edilebilir.

e) Varislere intikal eden hisselerin en geç bir yıl içinde tasfiye edilmeleri gerekir. Bu müddet içinde mirasçılar meslek mensubu sayılmaz ve mesleki faaliyette bulunamazlar.

f) Ortaklık bürosu veya şirketlerde yapılan işlerden doğacak cezai sorumluluk işi yapan meslek mensubuna aittir.

g) Ortaklık bürosu veya şirketlerin unvanında meslek unvanının açık şekilde kullanılması zorunludur.

h) Ortaklık bürosu veya şirketlerin unvanlarında yabancı isim ve unvanlar kullanılmaz. Kanunun 8 inci madde hükmü saklıdır.

ı) (Ek:RG-22/5/2015-29363) Kanunen yetkili kuruluşlardan yetki almış bağımsız denetim kuruluşları, mesleki unvandan sonra gelmek kaydıyla, şirket unvanlarında “bağımsız denetim” ibaresini kullanabilirler.

i)(Ek:RG-22/5/2015-29363)Çalışanlar listesine kayıtlı olmayan veya farklı odanın çalışanlar listesine kayıtlı olan meslek mensupları ortaklık bürosu kuramazlar. Ortaklık büroları şube açamazlar.

 


Kaynak: Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik (1)
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmmlerin-ortaklik-burosu-veya-sirket-kurarak-mesleki-faaliyette-bulunmasina-iliskin-duzenlemeler/feed/ 0
SMMM Faaliyeti Ortaklık Bürosu veya Şirket Olarak Yapılabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/smmm-faaliyeti-ortaklik-burosu-veya-sirket-olarak-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/smmm-faaliyeti-ortaklik-burosu-veya-sirket-olarak-yapilabilir-mi/#respond Sat, 12 Oct 2024 13:59:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=156668 Kurulan Ortaklık Bürosu veya Şirketin Bildirilmesi

 Madde 13 – Meslek Mensupları ortaklık bürosu veya şirket kurdukları takdirde;

a) Ortaklık bürolarında; ortaklık sözleşmesinin noterden tasdikli bir örneği,

b)(Değişik:R.G-21/11/2007-26707) Şirketlerde; şirket sözleşmesinin yayımlandığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin aslı veya Ticaret Sicilinden alınmış onaylı bir örneği veya aslı görülerek ilgili odasınca onaylanmış bir sureti,

c)(Ek:R.G-21/11/2007-26707)Şirket ortaklarının, ortaklık paylarının veya adresinin değişmesi hâlinde, konuya ilişkin kararın noterden onaylı nüshası ile kararın yayımlandığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin aslı veya Ticaret Sicilinden alınmış onaylı bir örneği veya aslı görülerek ilgili odasınca onaylanmış bir sureti,

Bu ortaklık bürosu veya şirketlerin merkez ve şubelerinin bağlı olduğu odalara ortaklar tarafından bir ay içinde bir dilekçe ekinde verilir.


Kaynak: Mevzuat.gov.tr
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmm-faaliyeti-ortaklik-burosu-veya-sirket-olarak-yapilabilir-mi/feed/ 0