verim – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 02 Oct 2020 09:46:47 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Hizmete alınacak Reyhanlı Barajı ile ülke ekonomisine yıllık 450 Milyon TL katkı sağlanacak https://www.muhasebenews.com/hizmete-alinacak-reyhanli-baraji-ile-ulke-ekonomisine-yillik-450-milyon-tl-katki-saglanacak/ https://www.muhasebenews.com/hizmete-alinacak-reyhanli-baraji-ile-ulke-ekonomisine-yillik-450-milyon-tl-katki-saglanacak/#respond Fri, 02 Oct 2020 12:00:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=93644 BAKAN PAKDEMİRLİ: “BARAJ İLE 585 BİN DEKAR SUYA HASRET TOPRAK SUYLA BULUŞACAK”

Amik Ovası’nda 585 bin dekar arazinin sulanmasına hizmet edecek olan Reyhanlı Barajı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı bağlantı yapacağı, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin ise baraj sahasından katılacağı törenle hizmete alınacak.

480 milyon m³ su biriktirme hacmine sahip Reyhanlı Barajı’nın Amik Ovası’nda 585 bin 160 dekar arazinin sulanmasına hizmet edeceğini belirten Bakan Pakdemirli “Bölgede yapılacak sulu tarım sayesinde hem tarlalardaki verim artacak hem de yörede ürün çeşitliliği sağlanacak. Projenin tüm üniteleri ile tamamlanmasıyla 2020 yılı birim fiyatları ile ülke ekonomisine yıllık 450 Milyon TL katkı sağlanacak” diye konuştu.

200 Bin Dekar Arazi Taşkından Korunacak

Reyhanlı Barajı’nın ana su kaynakları arasında yer alan Afrin Çayı’ndan yıllık 21 milyon metreküp suyun baraja aktarılacağını da söyleyen Pakdemirli “Tamamlanan iletim kanalı sayesinde saniyede 1.534 ton su Afrin Çayı’ndan alınarak baraj sahasına aktarılacak. Bu sayede yaz mevsiminde Amik Ovası’nda yaşanabilecek susuzluğun önüne geçilecek, kışın ise Amik Ovası’nda meydana gelmesi muhtemel taşkınlar engellenerek yaklaşık 200 bin dekar arazi taşkından korunacak” değerlendirmesinde bulundu.

Amik Gölü’nün Boyutlarına Yakın Büyüklükte Bir Sulak Alan Oluşacak

Reyhanlı Barajı ile Amik Gölü’nün boyutlarına yakın büyüklükte bir sulak alanın da oluşacağına vurgu yapan Bakan Pakdemirli “Bunun sonucunda göçmen kuşlar için ideal bir dinlenme, beslenme ve üreme alanı oluşmaya başlayacak. Böylece Reyhanlı Barajı Hatay’ın “yeni kuş cenneti adayı” olacak” açıklamasını yaptı.

3 Ekim 2020 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın telekonferans ile açılışını yapacağı Reyhanlı Barajı’nın yanında ayrıca Hatay’da tamamlanan Türkiye’nin en büyük iletim kanalı olan “Afrin Çayı Davutlar Regülatörü ve Derivasyon Kanalı”, “Tahtaköprü Barajı Yükseltilmesi” ve “Hatay-İçmesuyu Arıtma Tesisi” projelerinin de açılışları yapılacak.


Kaynak: T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Duyurusu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hizmete-alinacak-reyhanli-baraji-ile-ulke-ekonomisine-yillik-450-milyon-tl-katki-saglanacak/feed/ 0
Programlı sulamanın yapıldığı alanlarda %26 verim artışı sağlandı https://www.muhasebenews.com/programli-sulamanin-yapildigi-alanlarda-%26-verim-artisi-saglandi/ https://www.muhasebenews.com/programli-sulamanin-yapildigi-alanlarda-%26-verim-artisi-saglandi/#respond Wed, 16 Sep 2020 10:00:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=92740 Tarım vasfını kaybetmeye yüz tutmuş alanların tekrar tarıma kazandırılması amacıyla uygulamaya konulan Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesinin (SAY) meyvelerini vermeye başladığını belirten Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli “Belirlenen pilot alanlarda uyguladığımız proje sayesinde alandan alınan verim yaklaşık yüzde 26 arttı” diye konuştu.

Çiftçilere Etkin Sulama Sistemi Uygulaması Gösteriliyor

Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen projenin amacının arazi bozulumu, iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin korunması, tarım ve orman alanlarının verimli kullanımı ve dolayısıyla yönetiminin sürdürülebilirliği olduğunun altını çizen Bakan Pakdemirli şöyle devam etti:

“2018 yılında başlattığımız ve pilot çalışma sahası olarak Konya Kapalı Havzasını seçtiğimiz proje kapsamında 11 adet elma bahçesi ile 15 adet şeker pancarı ve 13 adet mısır tarlası kuruldu. Kurulan bu araziler aracılığı ile çiftçilerimize etkin sulama sistemi uygulaması gösterildi. Bu kapsamda elma bahçelerine toprak altı sulama, mısır ve şeker pancarı tarlalarında damla sulama sistemleri kuruldu. FAO destekli projede kurulan sistemlerin toplam maliyeti 400 bin doları buldu”

Verim Yüzde 26 Arttı

Proje kapsamında bölge çiftçilerine programlı sulama konusunda eğitimler verildiğini de ifade eden Bakan Pakdemirli “Pilot uygulama alanlarında programlı sulamaya dair ilk sonuçları ise almaya başladık. Yapılan çalışmalar sonucunda örnek arazilerde programlı sulama ile yüzde 25.8 su, yüzde 26.6 enerji tasarrufu edilirken, verim  yaklaşık yüzde 26 arttı” değerlendirmesinde bulundu.

Projenin hedefinin bozulmuş arazilerinin rehabilitasyonu,  iklim dostu tarım uygulamaları ve sürdürülebilir arazi yönetimi olduğunu vurgulayan Bakan Pakdemirli “Pilot alanlardan aldığımız bu olumlu sonuçlar bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için büyük umut vadediyor. Bu bağlamda uygulamanın ülke çapında yaygınlaştırılması maksadıyla çalışmalarımıza hız vererek devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.


Kaynak: T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Duyurusu 16.09.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/programli-sulamanin-yapildigi-alanlarda-%26-verim-artisi-saglandi/feed/ 0
İSO: Türkiye’de 2020 yılında pamuk alanlarında %35 civarında düşüş bekleniyor. https://www.muhasebenews.com/iso-turkiyede-2020-yilinda-pamuk-alanlarinda-%35-civarinda-dusus-bekleniyor/ https://www.muhasebenews.com/iso-turkiyede-2020-yilinda-pamuk-alanlarinda-%35-civarinda-dusus-bekleniyor/#respond Tue, 07 Jul 2020 10:00:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=88219 İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye’nin en büyük pamuk üretim merkezleri olan Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası, Şanlıurfa Ticaret Borsası, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Söke Ticaret Borsası, Ulusal Pamuk Konseyi ve Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın yanı sıra tekstil ve hazır giyim sektör temsilcilerinin katılımıyla yaptıkları çalıştay sonrasında hazırladığı “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu”nu, basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu.

İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Rapordaki önerilerimizin ivedilikle uygulamaya alınması, üretim maliyetlerinin azalmasına, verimlilik, kalite ve katma değerin artmasına, ithalat ihtiyacının gerilemesine ve sektörün ülke ekonomisi, ihracatı ve istihdamına daha fazla katkı sağlamasına zemin hazırlayacak.” dedi.

İSO’nun konuyla ilgili olarak basına gönderdiği bültende şu bilgilere yer verildi:

İstanbul Sanayi Odası (İSO), 28 milyar dolara yakın ihracata ve 1 milyonu aşkın istihdama sahip tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere çok sayıda sektörün hammaddesi ve katmadeğer kaynağı olan pamuk için “Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı” düzenledi. Sektör temsilcilerinin katılımıyla Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine ve kalkınmasına katkı sunmayı hedefleyen çalıştayın raporu, pamuk için yeni ve kapsamlı bir üretim politikası gerekliliğini ortaya koydu.

Tarım ve sanayi için “beyaz altın” olarak tanımlanan ürüne yönelik hazırlanan Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’nda, Türkiye’nin pamukta dünyanın en etkili üreticisi olabilecek durumdayken gücünü yeteri kadar kullanamadığı vurgulandı.

Arazi bölünmesi, göç, destek politikaları gibi faktörler nedeniyle pamuk ekim alanının son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 azalarak 5 milyon dekarın altına indiği, 2020 yılında da yine yüzde 35 civarında düşüş yaşamasının beklendiği belirtildi. Raporda, dünyadaki GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üreten Türkiye’nin pamuktaki gerilemenin önüne geçmesi ve dünya markası olması için aciliyeti ve etki gücü yüksek 10 Politika Önerisi yer aldı.

Öneriler arasında; pamuğun stratejik ürün olması, verimle birlikte kaliteyi ve sürdürülebilirliği önceleyen, pamuğu alternatif ürünlere ve fiyat dalgalanmalarına karşı koruyacak bir destekleme sistemi oluşturulması, çiftçilerin, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasat konularında eğitilmesi ve bütün süreçlerde bilgilendirmesi, üretim, hasat ve çırçırlama süreçlerinin modernize edilmesi, “organik’’ ve “iyi pamuk” üretiminin yaygınlaştırılması gibi konular yer aldı.

Özhamaratlı: “Üretim ve işleme kalitesinin yükseltilmesi çok önemli”

İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, raporu Türkiye’nin en büyük pamuk üretim merkezleri olan Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası, Şanlıurfa Ticaret Borsası, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Söke Ticaret Borsası, Ulusal Pamuk Konseyi ve Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın yanı sıra tekstil ve hazır giyim sektör temsilcilerinin katılımıyla yaptıkları çalıştay sonrasında hazırladıklarını söyledi.

Özhamaratlı, Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’nun birçok başlıkta Türkiye’nin pamuk gerçeğini ortaya koyduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Yaklaşık 28 milyar dolar ihracat yapan ve tarım, üretim ve pazarlama birlikte düşünüldüğünde 2 milyonun üzerinde istihdam sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörümüzün ana hammaddesi olan pamuk, ülkemizin en stratejik tarım ürünlerindendir ve bu sebeple yapılan her çalışmayı, verilen her desteği fazlasıyla hak etmektedir. ‘Beyaz altın’ olarak da adlandırılan pamuk için hazırladığımız rapordaki önerilerimizin ivedilikle uygulamaya alınması, üretim maliyetlerinin azalmasına, verimlilik, kalite ve katma değerin artmasına, ithalat ihtiyacının gerilemesine ve sektörün ülke ekonomisi ve ihracatına daha fazla katkı sağlamasına zemin hazırlayacak.”

Türkiye, verimlilik açısından önde gelen bir üretici

“Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu”nun giriş bölümünde, dünyada ve Türkiye’de güncel pamuk üretimine dair verilere ve gelişmelere yer verildi. Buna göre dünyada 250 milyona yakın insanın geçimini sağladığı, Covid-19 salgını nedeniyle kg birim fiyatı da 1,5 doların altına gerileyen pamuk, ülkemizde Ege, Çukurova ve Şanlıurfa dolaylarında üretiliyor. Pamukta, son 30 yılda alternatif ürünlerin gelişmesi, fiyatlardaki oynaklık, destek politikaları, kente göç, arazi bölünmesi gibi nedenlerle ekili alanlar geriledi ve 1998’de 7.6 milyon dekara yaklaşan ekili alan 2019’da 5 milyon dekarın altına indi. Türkiye’de 2020 yılında pamuk alanlarında yine yüzde 35 civarında düşüş bekleniyor. Ancak verimlilik açısından önde gelen bir üretici durumunda olan Türkiye’de dekar başına verim son 30 yılda yüzde 60 civarında yükseldi.

BM Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre Türkiye, dünya pamuk üretiminde 976 bin ton ile altıncı sırada yer alıyor ve pamuk üretiminin yılda yüzde 3,5’ini gerçekleştiriyor. Yılda 762 bin ton ithalat ile Çin’in ardından ikinci sırada yer alan Türkiye’nin, pamuk ihracatı ise 105 bin ton düzeyinde gerçekleşiyor. Türkiye, dünyada GDO’suz pamuğun yüzde 80’ine yakınını üretiyor. Organik ve İyi Pamuk üretim anlayışının giderek yaygınlaşıp güç kazandığı ülkemizde geçen yıl iyi pamuk üretimi yapan çiftçi sayısı 3 bin 299’a ulaştı. İyi pamuk tarımı yapılan arazi büyüklüğü 53 bin 400 hektar oldu.

Bununla birlikte Türkiye’deki pamuk üretimin bütün aşamalarında ise sık sık yanlış uygulamalar yapılıyor. Raporda yapılan hatalar ve sorunlar; 16 madde halinde belirtildi. Bunlar arasında; azalan ekim alanları, düşük kalite, ölçek küçüklüğü, kooperatifleşme eksikliği, çiftçinin eğitim ve bilgilendirilme ihtiyacı, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasatta yapılan hatalar yer aldı. Raporun sonundaki “Politika Önerileri” bölümünde ise sorunların aşılmasındaki aciliyeti ve etki gücü yüksek öncelikli 10 maddeye yer verildi. Devletin pamuğu destekleme politikasının gözden geçirilmesi gerektiği belirtilen raporda, yeni pamuk üretimi politikası ile çiftçilerin, sanayicilerin ve tüketicilerin faydası gözetildi.

Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı Raporu’ndaki 10 Politika Önerisi şöyle:

  1. Verimle birlikte kaliteyi ve sürdürülebilirliği önceleyen, pamuğu alternatif ürünlere ve fiyat dalgalanmalarına karşı koruyacak bir destekleme sistemi oluşturulmalı,
  2. Tekstil ve hazır giyim sektörleri başta olmak üzere pek sektörün hammaddesi olan Pamuk, stratejik ürün olarak kabul edilmeli, üretim, hasat ve çırçır süreçlerindeki tüm yasal yetki ve sorumluluk Tarım Bakanlığı’nda toplanmalı,
  3. Tohumdan nihai ürüne kadar tüm süreçler teknolojik bir altyapı ve devlet-STK-üretici işbirliğiyle geliştirilen bir sistemle denetlenmeli,
  4. Pamuk ekim alanları birleştirilerek büyütülmeli, ölçekten kaynaklanan maliyetler minimuma çekilmeli, modern tarım teknikleri ile istikrarlı pamuk ekimi yapılmalı,
  5. Çiftçiler, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasat konularında eğitilmeli, bütün süreçlerde bilgilendirmeli,
  6. Verim ve kaliteyi artırmak, erken ve gece hasadını engellemek için etkin bir denetim uygulanmalı, toprağın nem ve sıcaklık ölçümlerine göre hasat yapılmalı,jüt çuval kullanımı engellenmeli, makineli hasat KDV indirimi ile desteklenmeli,
  7. Emanet sistemi kaldırılmalı, lisanslı depoculuk yaygınlaştırılmalı,
  8. Üretim sürecindeki en önemli basamaklardan olan çırçır fabrikaları modernize edilmeli, standartlar getirilmeli,
  9. Organik Pamuk ve İyi Pamuk Standardı ile sürdürülebilir üretim yapan çiftçilerin yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi için ilave destek primi verilmeli,
  10. Mazot, sulamada kullanılan elektrik ve üreticiler tarafından alınan makinelerin KDV’si destekleme sistemine alınmalı, çırçırlama, makineli hasat, ilaçlama ve diğer müteahhitlik hizmet giderlerindeki KDV yüzde 1’e indirilmeli.

Kaynak: İSO Duyurusu 06.07.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/iso-turkiyede-2020-yilinda-pamuk-alanlarinda-%35-civarinda-dusus-bekleniyor/feed/ 0
AB’de tarım işi verimliliği endeksi 2019’da arttı https://www.muhasebenews.com/abde-tarim-isi-verimliligi-endeksi-2019da-artti/ https://www.muhasebenews.com/abde-tarim-isi-verimliligi-endeksi-2019da-artti/#respond Tue, 17 Dec 2019 08:00:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=73314 AB’de tarım işi verimliliği endeksi 2019’da arttı

Avrupa Birliği’ne bağlı istatistik ofisi Eurostat’ın yayınladığı verilere göre, tarımsal ekonomik hesaplara ait en son verilere bakıldığında, AB’de tarım işi verimliliği endeksi 2019’da arttı (%+2).

Tarım sektöründeki iş verimliliği, tam zamanlı iş eşdeğeri başına ifade edilen faktör geliri olarak ölçülebilir. Tarım sektöründe her tam zamanlı çalışan işçiye eşdeğer net katma değerinin bir ölçüsüdür ve reel olarak ölçülür (enflasyona göre) ve endeks olarak ifade edilir. Bu nedenle, bu endeksin gelişmesi, tarımda elde edilen reel gelirden ve/veya işgcü değişimlerinden etkilenir.

Tarım için hanehalkının toplam geliri veya tarımda çalışan bir kişinin geliri ile karıştırılmamalıdır.

En yüksek artış Danimarka’da

2018’de yaşanan düşüşün ardından, Üye Devletlerin çoğu 2019’da bu tarımsal gelir endeksinde artış kaydetmiştir. En yüksek artış oranları Danimarka (%+68), Estonya (%+38), Almanya (%+32), İsveç (% + 28) ve Litvanya’dadır (%+27).

Öte yandan, AB faktörü gelirinin neredeyse yarısına katkıda bulunan büyük ülkelerin üçünde düşüş odluğu bildirildi: İspanya (%-10), Fransa (%-8) ve İtalya (%-3).


Kaynak: Eurostat / Link: https://ec.europa.eu/eurostat/web/products-eurostat-news/-/DDN-20191216-1?inheritRedirect=true&redirect=%2Feurostat%2Fweb%2Fmain
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/abde-tarim-isi-verimliligi-endeksi-2019da-artti/feed/ 0
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü: Obezite ile mücadele ekonomik ve sosyal refahı artırır https://www.muhasebenews.com/ekonomik-kalkinma-ve-isbirligi-orgutu-obezite-ile-mucadele-ekonomik-ve-sosyal-refahi-artirir/ https://www.muhasebenews.com/ekonomik-kalkinma-ve-isbirligi-orgutu-obezite-ile-mucadele-ekonomik-ve-sosyal-refahi-artirir/#respond Mon, 04 Nov 2019 11:00:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=70126 Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü: Obezite ile mücadele ekonomik ve sosyal refahı artırır

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 10 Ekim 2019 tarihli raporuna göre, obezite ile ilgili hastalıkların, önümüzdeki 30 yıl içinde OECD ülkelerinde yaşayan 90 milyondan fazla kişiyi etkileyeceği ve yaşam beklentilerinin yaklaşık 3 yıl azalacağı öngörülmektedir. Obezite ve obezite ile ilgili koşullar, OECD ülkelerinde* Gayri Safi Yurtiçi Hasılayı (GSYİH) % 3.3 oranında düşürmekte ve insanların bütçelerinden kişi başına yıllık olarak 360 ABD Doları götürmektedir.

36 OECD ülkesinden 34’ünde, nüfusun yarısından fazlası şu anda fazla kilolu ve neredeyse dört kişiden biri ise obezdir. OECD ülkelerinde ortalama yetişkin obezite oranları 2010 yılında %21 iken 2016’da % 24’e yükselmiştir. Yani 50 milyon insan daha obez sınıfına girmiştir.

Özellikle obez olan çocukların yaşam kaliteleri bir hayli düşmüştür. Fazla kilolu çocukların okulda başarılı olamamaları, okulu asmaları daha muhtemeldir ve büyüdüklerinde yüksek öğrenimlerini tamamlama olasılıkları daha düşüktür. Obez yetişkinler ise diyabet gibi kronik hastalıklar açısından daha büyük bir risk altındadır. AB28*’de, en düşük gelir grubundaki kadın ve erkeklerin, en yüksek gelir grubuna kıyasla sırasıyla %90 ve %50 oranında obez sınıfına girme olasılığı daha yüksektir.

Obezite ile ilişkili en az bir kronik hastalığı olan bireylerin bir sonraki yıl çalışma olasılığı % 8 daha azdır. Çalışan obez kişilerin işyerine gidememe, verimli çalışamama veya daha az üretken olma olasılıkları %3.4’tür.

OECD Genel Sekreteri Angel Gurría’ya göre “obezite ile mücadele ve sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmek amacıyla yatırımların artırılması acil ekonomik ve sosyal bir durumdur. Bu bilgiler ve bulgular daha iyi verimli yaşamayı sağlayan, daha iyi sosyal, sağlık ve eğitim politikalarına olan ihtiyacı açıkça göstermektedir. Obeziteyi önlemek adına yatırım yaparak politika yapıcılar gelecek nesiller için obezite artışını durdurabilir ve ekonomilerden yararlanabilir. Çalışmamak ve hareket etmemek için bahane olmamalıdır.”.

OECD ülkeleri halihazırda toplam sağlık bütçelerinin % 8.4’ünü obezite ile ilgili hastalıkların tedavisi için harcamaktadır. Bu, yıllık olarak yaklaşık 311 milyar ABD Doları veya kişi başına 209 ABD Dolarına eşittir. Obezite, diyabet için tüm tedavi maliyetlerinin %70’inden, kardiyovasküler hastalıkların %23’ünden ve kanser maliyetlerinin %9’undan sorumludur.

Yeni OECD analiz raporu, marketlerdeki yiyeceklerin daha açıklayıcı şekilde etiketlenmesi veya çocuklar için yapılan sağlıksız yiyecek reklamlarının düzenlenmesi gibi girişimlere yatırım yapılmasının büyük tasarruflar sağlayabileceğini ortaya koymaktadır.

* (28 üyeyi içeren Avrupa Birliği)

**Not: (OECD ülkeleri: A.B.D., Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kanada, Kore, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Meksika, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovak, Slovenya, Şili, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan)


Kaynak: OECD / link: http://www.oecd.org/newsroom/tackling-obesity-would-boost-economic-and-social-well-being.htm
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ekonomik-kalkinma-ve-isbirligi-orgutu-obezite-ile-mucadele-ekonomik-ve-sosyal-refahi-artirir/feed/ 0
Getiri Eğrisi / Verim Eğrisi NEDİR? https://www.muhasebenews.com/getiri-egrisi-verim-egrisi-nedir/ https://www.muhasebenews.com/getiri-egrisi-verim-egrisi-nedir/#respond Wed, 28 Feb 2018 11:10:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=48963 Getiri Eğrisi / Verim Eğrisi
(Yield Curve)

Herhangi bir zaman diliminde bir yatırım aracının çeşitli vadeleri ile bu vadelerdeki getirileri arasındaki ilişkinin grafiksel ifadesidir.
Dikey eksende getiri/verim (yield), yatay eksende ise vadeler yer alır. Pozitif eğimli (normal) getiri eğrisi, negatif eğimli (inverted) getiri eğrisi, düz getiri eğrisi ve orta vadelerde yüksek getiriyi ifade eden (bell shape) getiri eğrileri olarak sınıflandırılırlar. Eğrinin zaman içindeki hareketleri; dikleşmesi, “steeping” (pozitif eğimli bir eğri söz konusu ise eğrinin orijine uzak kısmının yükselmesi, yakın kısmının düşmesi, eğimin artması), düzleşmesi, “flattening” (pozitif eğimli verim eğrilerinde orijine uzak kısmın düşmesi, yakın kısmın yükselmesi, eğimin azalması) ve eğrinin şeklinin değişmeden
yukarı aşağı hareket etmesi, “paralel shift” olarak adlandırılır. Eğrinin eğiminin artması, uzun vadede faizlerin (enflasyonun) yükseleceği beklentisini yansıtır. Eğimin azalması, diğer bir deyişle pozitif eğimli bir getiri eğrisinin düzleşmesi (orijine yakın tarafın yükselip, uzak tarafın düşmesi) ise, yatırımcıların ileride faizlerin düşeceği beklentisi ile mevcut faiz oranlarından daha uzun süre faydalanmak için uzun vadeye yönelmelerini, dolayısıyla artan talep ile bu vadede getirinin düşmesini, fon talep edenlerin de ileride daha düşük faiz oranlarından borçlanma imkanı imkânı doğacağı beklentisi ile kısa vadeyi tercih etmelerini, dolayısıyla arz fazlası nedeniyle getirinin artmasını ifade eder.

 

 


Kaynak: TCMB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/getiri-egrisi-verim-egrisi-nedir/feed/ 0
İş Güvencesi Kapsamındaki İşçinin İş Sözleşmesinin Feshinde Uyulması Gereken Kurallar Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/is-guvencesi-kapsamindaki-iscinin-is-sozlesmesinin-feshinde-uyulmasi-gereken-kurallar-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/is-guvencesi-kapsamindaki-iscinin-is-sozlesmesinin-feshinde-uyulmasi-gereken-kurallar-nelerdir/#respond Wed, 17 May 2017 15:30:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16148 İş güvencesi kapsamında olan işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinde uyulması gereken kurallar;

1- İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve
2- Fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek
zorundadır.

İşçinin hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan belirsiz süreli iş sözleşmesi, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez.

Kaynak: İş Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/is-guvencesi-kapsamindaki-iscinin-is-sozlesmesinin-feshinde-uyulmasi-gereken-kurallar-nelerdir/feed/ 0