vergiye tabi midir? – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 01 Mar 2024 12:53:10 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Anonim şirket gerçek kişi ortağının 2 yıldan fazla süreyle elinde bulundurduğu hisse senedi satışından doğan kazanç vergiye tabi midir? https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-gercek-kisi-ortaginin-2-yildan-fazla-sureyle-elinde-bulundurdugu-hisse-senedi-satisindan-dogan-kazanc-vergiye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-gercek-kisi-ortaginin-2-yildan-fazla-sureyle-elinde-bulundurdugu-hisse-senedi-satisindan-dogan-kazanc-vergiye-tabi-midir/#respond Fri, 01 Mar 2024 12:53:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149290 Anonim şirket gerçek kişi ortağının aktifte 2 yıldan fazla bulundurduğu bastırılmış hisse senedini satması durumunda değer artış kazancı doğar mı acaba?

Değer artış kazancı doğmaz.


İLİNTİLİ İÇERİKLER

1- ANONİM ŞİRKETİN PAY (HİSSE) SENEDİ KURULUŞTAN ÖNCE ÇIKARILABİLİR Mİ?
Şirketin ve sermaye artırımının tescilinden önce çıkarılan paylar geçersizdir; ancak, iştirak taahhüdünden doğan yükümlülükler geçerliliklerini sürdürür.

2- PAY SENETLERİNİ KİM ÇIKARIR?
Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır.

3- PAY SENEDİ ÇIKARILMASI TESCİLE TABİ MİDİR?
Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur.

4- PAY SENEDİ ÇIKANA KADAR HANGİ GEÇİCİ BELGE KULLANILIR?
Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.

5- AZINLIK HİSSEDARLAR NAMA YAZILI PAY SENEDİ İSTEYEBİLİR Mİ?
Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.

6- TESCİLDEN ÖNCE PAY SENEDİ ÇIKARILIRSA SORUMLUSU KİMDİR?
Tescilden önce pay senedi çıkaran kimse, bundan doğan zararlardan sorumludur.


İSTANBUL YMM ODASI

BASTIRILMAMIŞ ANONİM ŞİRKET HİSSESİ DEVRİNDE VERGİLEME

1.GİRİŞ

Anonim şirket hisse devri uzun zamandır vergi ile ilgili kamuoyunda çeşitli tartışmalara konu olmaktadır. Anonim şirketlere ait hisselerin edinilmesi ve elden çıkarılması bir yönüyle Türk Ticaret Kanunu ile ilgili iken diğer yandan Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu açısından önemli hükümler içermektedir.

Anonim şirket hisselerine; hisse senedi, hisse senedi yerine geçen ilmühaber veya bu iki menkul kıymet basılmadan da sahip olabilmek mümkündür.

Bu raporumuz, senede bağlı hisselerin, senet yerine geçen ilmühaberlerin veya senet bastırılmamış hisselerin devrinde vergi uygulamalarını ele almak amacıyla hazırlanmıştır. Yazı içeriğinde hisse senedi yerine geçen ilmühaber ile yapılan senet devrinde yargı kararına rağmen katma değer vergisi uygulamasının doğru olup olmadığı sorusuna yanıt aranmaktadır.

Konu önce Türk Ticaret Kanunu açısından ele alınmıştır. Bu kapsamda pay senetleri, pay senetlerinin devri, pay defteri konusundaki TTK hükümleri belirtilmiştir.

Daha sonra konunun vergi hukuku açısından değerlendirilmesi sırasında 3 adet özelge ve 1 adet Danıştay kararı ele alınmış bulunmaktadır. Konu platform toplantısında görüşülmüş ve özelgeler ile Danıştay kararı arasındaki çelişki vurgulanmış ve katma değer vergisi yönünden Danıştay kararına uyacak şekilde düzenleme yapılması gereği üzerine büyük çoğunlukla mutabık kalınmıştır.

2.TÜRK TİCARET KANUNU HÜKÜMLERİ

Kanun içeriğinde yer alan ve ilgililerce de bilindiği üzere anonim şirketlerde hamiline ve nama yazılı olmak üzere iki çeşit hisse söz konusudur. Kanun maddelerinde görüleceği gibi hamiline yazılı hisse senetleri için halka açık olmayan anonim şirketlerde hisse senedi basımı 3 ay içinde zorunlu olup, basım kararının tescil edilmesi gerekmektedir. Söz konusu anonim şirketlerde nama yazılı hisse senedinin basılma zorunluluğu ancak azınlık hissesi isterse vardır. Basılacağı zaman karar tescili aranmaz. Dolayısıyla hisseleri nama yazılı olan halka açık olmayan anonim şirketlerde (sayıları 90.000 civarındadır) hisse basılmasına gerek olmadan ticari hayat devam etmektedir. Sahiplik durumları Ticaret Sicil kayıtlarında mevcut bulunmaktadır.

Halka açık olanlarda ise hisse senedi nama veya hamiline olsun basımı zorunlu olup hisse senetleri Merkezî Kayıt Kuruluşu’nda kayda alınmaktadır. TTK ve SPK mevzuatlarına tabi olarak işlemler yürütülmektedir.

Halka kapalı olan anonim şirketler hisse senedi basılıncaya kadar onların yerine geçen ilmühaber kullanabilirler ancak burada da zorunluluk olmadığı 486’ncı madde de belirtilmektedir.

Madde metni şu şekilde ifade edilmiştir; ” –(1) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkartılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.”

Diğer yandan Türk Ticaret Kanununun 484, 487, 489, 491, 493, 494, 498 ve 499 maddelerinde yer alan hükümler de bu hususu desteklemekte olup anonim şirketlerde hisse payına sahip olma ve gerektiğinde devretme aşamasına kadar uygulamaya ilişkin hükümler belirtilmiş bulunmaktadır.

3.VERGİ UYGULAMALARI

3.1. Vergi Kanunu Hükümleri

Vergi kanunları bakımından Gelir Vergisi Kanunu mükerrer 80/1 ve mükerrer 80/4 maddeleri,

Kurumların iştirakinde yer alan hisse senetleri için Kurumlar Vergisi Kanunu Md. 5/1-e ve

Katma Değer Vergisi Kanunu madde 17/4-g ve 17/4-r maddeleri önem arz etmektedir.

Gerçek kişilerin elinde bulunan hisse senetleri veya ilmühaberin devrinde katma değer vergisi söz konusu değildir. Gerçek kişilerin sahibi oldukları anonim şirket hisseleri senede bağlanmamış veya ilmühaber çıkarılmamış ise Gelir İdaresi Başkanlığı bu hisseleri GVK Mükerrer 80/4 kapsamında değerlendirmektedir.

Kapalı A.Ş. olarak TTK’da tanımlanan ve hisse senedi çıkarılmamış ve ilmühabere bağlanmamış ve uzun yıllardır elde tutulan nama yazılı A.Ş. paylarını GVK 80/1’e göre 2 yıl geçtikten sonra satışındaki istisnadan yararlanmayı önleyici bir anlayış söz konusudur.

Hisse senedi veya ilmühaberi çıkarmamış olmakla, bunları yapmış olmanın gerçek kişi açısından bir farkı yoktur. Genel kurula katılmak, yönetim kurulunda yer almak, kâr payı almak vs. hisse sahibi olmanın getirdiği haklar ve sorumluluk hep aynıdır.

Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini esas alırsak hisse senedi bastırmak veya ilmühaber çıkarmanın mecbur olmadığı hallerde her şey eşittir ve senede bağlanmamış hisselerin de GVK mükerer 80/1’e göre yorumlanmasına bir engel yoktur.

Aşağıda açıklanan üç adet özelge farklı vurguları nedeniyle seçilmiştir. Danıştay kararı ise idarenin uymadığı bütün vergi kanunları bakımından Hisse Senedi = İlmühaber kavramına vurgu yapmaktadır. Başka bir deyişle yargı hisse senedi ile ilmühaberin farklı olmadığını belirlemiştir. Hisse senedi = İlmühaber kavramı özelgelerde görüleceği üzere KDV için

geçerli sayılmamıştır. Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulamaları KDV ile bu yönüyle çelişmektedir.

Özellikle 09.09.2013 tarihli özelgede belirtilen “Geçici ilmühaberin hisse senedi mahiyetinde değil iştirak hisselerinin teslimi mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğinden” cümlesinin yasal dayanağı görülememektedir.

Özel bir kanun olan Türk Ticaret Kanununda geçici ilmühaberin hisse senedi yerine çıkarılabileceği hükmüne uymak, tıpkı ihracat işlemlerinde Gümrük kanununda yer alan gümrük beyannamesi yerine geçen belgeleri kullanmak gibidir.

3.2. GİB Özelgeleri

Özelge sisteminde yer alan üç adet özelgenin içinden alınan metinler aşağıda belirtilmektedir.

İlk özelge İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 23.02.2012 tarihinde alınmıştır. B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-227 sayılı bu özelge geçici ilmühaber kâğıtlarından hisse senedine dönüşen payların satışına ilişkindir. Özelgede;

“232 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği geçici ilmühaberlerin anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetler olduğu, sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kâr payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberlerin, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybettiği, dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmasını gerektiği ve ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarihin dikkate alınacağı belirtilmiştir. “

İkinci özelge İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 09.09.2013 tarihinde alınmıştır. 39044742-KDV.17-1460 sayılı bu özelge geçici ilmühaberlerle temsil edilen ortaklık paylarının satışına ilişkindir. Özelgede;

“Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Dolayısıyla, şirketinizin iştiraki … A.Ş. nin hisse senedi yerine geçen geçici ilmühaberle temsil edilen ortaklık hisselerinin satılması halinde dikkate alınacak iki yıllık sürenin hesabında, …

Ltd. Şti. nin sermayesine iştirak edilen tarih dikkate alınacak olup geçici ilmühaberlerin satışından elde edilecek kazancın %75 lik kısmının, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen şartların sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır”.

Aynı özelgenin KDV bölümünde ise;

“Bilindiği üzere, geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir”.

………………………

“Geçici ilmühaberin hisse senedi mahiyetinde değil iştirak hisselerinin teslimi mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğinden, bu teslimlerin Kanunun 17/4-g maddesi kapsamda KDV den istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır”.

…………………

“Diğer taraftan, ….………. nin geçici ilmühaberle temsil edilen ortaklık hisselerinin teslimi,

ortaklık hisselerinin iki tam yıl süre ile şirket aktifinde kayıtlı olması halinde Kanunun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den istisna tutulacak, aksi takdirde genel oranda (%18) KDV ye tabi olacaktır.” Denilmektedir.

Son özelge ise İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 21.06.2017 tarihinde alınmıştır. 62030549-120 (Mük. 80-2016/211)181606 sayılı bu özelge geçici ilmuhaberlerle temsil edilen ortaklık paylarının satışına ilişkindir. Özelgede;

“05/03/2012  tarihinde  hisselerini  satın  alma  yoluyla  iktisap  ettiğiniz…..  Tic.  A.Ş.’deki

ortaklık payınız 05/02/2016 tarihinde hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğundan, tarafınıza ait hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğunuz 05/02/2016 tarihinin esas alınması gerekmektedir.

Şahsınıza ait bulunan pay senetlerinin tevsik zorunluluğu kapsamında olanlara satış tutarı 7.000 TL’yi aşıyor ise prensip olarak bu satışa ilişkin tüm tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kullanılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.” İfadeleri yer almaktadır.

3.3. Danıştay Kararı

Danıştay 9. Daire E.2010/10221 K.2011/281 sayılı ve 9.2.2011 tarihli kararı ise GİB özelgelerinden farklı bir şekilde konuya yaklaşmaktadır.

Bu karara göre;

“Hisse senetleri, sermaye şirketlerinde ortaklık payının karşılığı olarak çıkarılan ve onu temsil eden kıymetli evrak olup; geçici ilmühaberler ise, hisse senedi çıkarılıncaya kadar geçen sürede hüküm ifade eden, hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan ve sahiplerine hisse senedi sahiplerinin haklarını sağlayan kıymetli evrak niteliği taşımaktadır.

Bu hükümlere göre hisse senedi ve geçici ilmühaber ayrı iki kıymetli evrak olarak görülse dahi, birbirinin devamı olan aynı hakları sağlayan ve aynı usullere göre çıkarılan, tamamen aynı niteliklere haiz ve birbirini tamamlayan belgelerdir.

Nitekim 232 seri no.lu Gelir Vergisi Tebliği’nde de geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan menkul kıymetler olduğundan ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Bu itibarla, hisse senedi ile geçici ilmühaberlerin: Türk Ticaret Kanununda “Hisse Senetleri” başlığı altında ve aynı kısımda düzenlenmiş olması, geçici ilmühaberin hisse senedi çıkarılıncaya kadar onun yerini tutması, aynı nitelikleri taşıması, birbirinin devamı olması ve sahibine aynı hakları sağlaması nedeniyle, geçici ilmühaberin de vergi hukuku açısından hisse senedi kapsamında bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, geçici ilmühaberle yapılan ortaklık payı devrinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesi kapsamında bulunmadığından bahisle yapılan cezalı tarhiyatın bu kısmında ve buna karşı açılan davanın bu kısmını reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir” denilmektedir.

Kısaca Danıştay yukarıdaki kararında KDV yönünden de hisse senetleri ile ilmühaberi aynı kabul etmektedir.

4.SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Yazı içeriğini oluşturan konu platformda görüşülmüştür. Katılımcıların büyük çoğunluğu Danıştay Kararında belirtilen şekilde anonim şirket hisse senetleri ve hisse senedi yerine geçen ilmühaberin bütün vergi kanunları için eşit olarak ele alınması görüşünü belirtmişlerdir.

Maliye Bakanlığınca çıkarılacak tebliğ veya sirküler ile, ilmühaber ile yapılan satışların hisse senedi teslimi ile aynı kabul edilmesi ve bu tür işlemlerin KDV Kanunu 17/4-g maddesine girmesi yönünden düzenleme yapılması önerilmektedir.

Katılımcılar ayrıca TTK madde 487’de belirtilen kapalı anonim şirketlerdeki hisse sahiplerinin, hisse senedi çıkarılmış veya ilmühaber haline gelmiş şirketlerdeki pay sahipleriyle bütün hak ve borçlarının aynı olduğu vurgulanmıştır.

Bu tür şirketlerde hisse sahipleri bu sıfatlarıyla, genel kurula katılmakta, kâr payı almakta, hisselerini devir etmekte, kısaca her konuda yetki kullanmaktadır. İstedikleri anda hisse senedi çıkarma hakkına da sahip bulunmaktadır. Bu nedenlerle katılımcılarca kapalı anonim şirketlerdeki hisse senedi sahipliği tarihinin ortaklık tarihi ile aynı kabul edilmesi yönünde görüş belirtilmiştir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-gercek-kisi-ortaginin-2-yildan-fazla-sureyle-elinde-bulundurdugu-hisse-senedi-satisindan-dogan-kazanc-vergiye-tabi-midir/feed/ 0
Mütercimlik Faaliyeti Noter Yeminli Tercümanlık faaliyeti vergiye tabi midir? https://www.muhasebenews.com/mutercimlik-faaliyeti-noter-yeminli-tercumanlik-faaliyeti-vergiye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/mutercimlik-faaliyeti-noter-yeminli-tercumanlik-faaliyeti-vergiye-tabi-midir/#respond Thu, 21 Jan 2021 11:16:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102103

T.C.
OSMANİYE VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

SÜRELİ

Sayı

:

B.07.4.DEF.0.80.10.00-080-10-13

29/12/2011

Konu

:

Mütercimlik Faaliyetinin Vergilendirilmesi

İlgi      :28.04.2010 tarih ve 773 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınız ekinde yer alan, … tarafından Defterdarlığımıza (BİMER) elektronik ortamda gönderilen … tarihli özelge talep formunun tetkikinde; adı geçenin … da sigortalı personel olarak çalıştığını ve iyi derecede İngilizce bildiğini belirterek, … ve … Noterlerince tercüme edilmesi istenen bazı belgelerin İngilizceden Türkçeye çevrisini bedel karşılığı yapacağını, adlarına çevri yapacağı kişilerin ise genellikle vergi mükellefi olmayan şahıslar olacağından, mütercimlik faaliyetinin Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde vergiden müstesna edilmiş serbest meslek kazançları arasında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ile basit usulde vergi mükellefiyeti tesis edilip edilemeyeceği konusunda görüş istenildiği anlaşılmıştır.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır…”denilmiştir.

Aynı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.” hükmü yer almıştır.

Yukarıdaki hükümlere göre, bazı belgeleri İngilizceden Türkçeye çevirme işi Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesi uyarınca serbest meslek kazancı olmakla birlikte, söz konusu işin Kanunun 18 inci maddesinde yer alan eser gruplarından hiç birinin kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu iş nedeniyle söz konusu maddede yer alan istisnadan faydalanılması mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu faaliyetten elde edilen serbest meslek kazancınızın gerçek usulde vergilendirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilâtları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 2 nci bendinde, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç); %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Buna göre, bazı belgelerin İngilizceden Türkçeye çevirme işinin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilere yapılması halinde, yapılacak bu ödemelerden %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması ve tevkifat yapılmayanlar dahil elde edilen serbest meslek kazancının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile bildirilmesi gerekmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı KDV Kanununun;

– 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de, ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-1 inci fıkrasında, ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde,Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği,

-19 uncu maddesinde, diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, … ve … Noterlerince tercüme edilmesi istenen bazı belgelerin İngilizceden Türkçeye çevirme faaliyeti mutad ve sürekli bir şekilde yapılması halinde gerçek usulde katma değer vergisine tabi olacak ve KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekecektir. Söz konusu faaliyetin arızi olarak yapılması halinde bu faaliyetlerin KDV’ye tabi tutulması söz konusu değildir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mutercimlik-faaliyeti-noter-yeminli-tercumanlik-faaliyeti-vergiye-tabi-midir/feed/ 0
Mahkeme kararı ile satışı iptal edilen taşınmaz için elde edilen faiz geliri vergiye tabi midir? https://www.muhasebenews.com/mahkeme-karari-ile-satisi-iptal-edilen-tasinmaz-icin-elde-edilen-faiz-geliri-vergiye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/mahkeme-karari-ile-satisi-iptal-edilen-tasinmaz-icin-elde-edilen-faiz-geliri-vergiye-tabi-midir/#respond Wed, 18 Sep 2019 06:46:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=67202 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-125[5-1/e-2018/389]-E.737682

10.09.2019

Konu

:

Mahkeme kararı gereği tapu iptaline karar verilen taşınmaz satışından dolayı elde edilecek kazancın verilendirilmesi

İlgi

:

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin her türlü züccaciye emtiasının alım satımı ve züccaciye mamulün imalini yaptırmak, ithalatını, ihracatını gerçekleştirmek de dahil ticaretini yapma alanında faaliyet gösterdiği, …  tarihinde 20.563,00 m2 büyüklüğünde bir arsanın ¼ hissesinin …’dan … TL bedel karşılığında alınarak tapuya tescil işleminin yaptırıldığı  ve aktifinize kaydedildiği, … tarihinde söz konusu arsanın ¾ hissesine sahip diğer mal sahiplerinin … Asliye Hukuk Mahkemesine tapu iptali ve tescil konulu şufa davası açtıkları,

… Hukuk Dairesinin … tarihli … Esas No.lu, … Karar No.lu Yargıtay İlamı ile karar düzeltme talebinin reddine ilişkin karar sonucunda tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği, … yılında alınan bu arsanın faiziyle birlikte … TL bedel ile arsanın ¾ ‘üne sahip maliklerine satışına karar verildiği, bu satış işlemi sonucunda şirketiniz nezdinde… TL kar oluştuğu belirtilerek, söz konusu satıştan doğan kazanç dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki istisna hükmünden faydalanıp faydalanmayacağınız hususunda bilgi talep edildiğinin anlaşılması üzerine Müdürlüğümüz görüşü aşağıda açıklanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinde, “(1) Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:

e) (7061 sayılı kanunun 89 uncu maddesiyle değişen cümle; Yürürlük: 05.12.2017) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı.

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

…. ”

hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “5.6. Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnası” başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup “5.6.2.2.1. Taşınmazlar” bölümünde; “İstisnaya konu olan taşınmazlar, Türk Medeni Kanununda “Taşınmaz” olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır.

Bunlar Türk Medeni Kanununun 704 üncü maddesinde;

Arazi,

Tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar,

Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler,

olarak sayılmıştır.

Elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili kurum adına tapuya tescili yapılmamış bir binanın satışından doğan kazanca bu istisna uygulanmayacaktır.

…” denilmiştir.

Diğer taraftan, özelge talep formu ekinde yer alan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen … tarih,  … Esas No:, … Karar No.lu kararında, “… İli … İlçesi … Köyü … Mevkii …ada, … parsel, …arsel, … parselde davalı …’dan satın alınan davalı …A.Ş. adına kayıtlı 1/3 payların tapu kaydının iptali ile davacı … adına tesciline,

Karar kesinleştiğinde davacı tarafça yatırılan toplam şufa bedeli olan …’nin işleyen faizi ile birlikte ….’ne ödenmesine ...” ifadesi yer almaktadır.

… Hukuk Dairesi’nce verilen … tarihli … Esas No.lu, … Karar No.lu kararında Yargıtay İlamında, taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen … tarihli ve … sayılı hükmün; Dairelerince … gün ve … Esas,… Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, süresi içinde … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenildiği ancak karar düzeltme isteminin reddine, karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde düzenlenen istisna, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmına ilişkin olarak düzenlenmiştir.

Buna göre, … tarihinde … TL bedel ile satın alınan taşınmaza ilişkin olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali davasına ilişkin, anılan Mahkemece verilen … tarihli … Esas No.lu, … Karar No.lu kararda tapu kaydının iptal edilerek karar kesinleştiğinde şirketiniz tarafından satın alma bedeli olarak ödenen … TL’nin işleyen faizi birlikte şirketinize ödenmesine karar verilmiş  olup söz konusu karar …. Hukuk Dairesince verilen … tarihli … Esas No.lu, … sayılı kararla kesinleşmiş olduğundan, mahkeme kararı ile tescilin iptaline karar verilmesi suretiyle yapılan tapu devri işlemi iade işlemi olup satış olarak değerlendirilemeyeceğinden ve yapılan bu işlem nedeniyle elde ettiğiniz gelir taşınmazın şirketiniz adına tescil tarihinden itibaren tapu tescilinin iptali nedeniyle mahrum kaldığınız muhtemel gelirin şirketinize tazmin edilmesi mahiyetinde olduğundan, mahkeme kararı gereğince elde ettiğiniz faiz gelirinin Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnaya konu edilmesi mümkün değildir.

 

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mahkeme-karari-ile-satisi-iptal-edilen-tasinmaz-icin-elde-edilen-faiz-geliri-vergiye-tabi-midir/feed/ 0