vergi zıyaı cezası – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 17 Jul 2021 12:07:16 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Aftan yararlanma zımnen kabul müdür? https://www.muhasebenews.com/aftan-yararlanma-zimnen-kabul-mudur/ https://www.muhasebenews.com/aftan-yararlanma-zimnen-kabul-mudur/#respond Mon, 12 Jul 2021 01:00:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=112268

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


Bu yazımda, kesinleşmemiş ve dava aşamasındaki alacakların yapılandırmasına ilişkin olarak mükelleflerin aklındaki haklı bir soru hakkında değerlendirmelerde bulunacağım.

7326 sayılı Kanunda, tıpkı önceki yapılandırma kanunlarında olduğu gibi, kesinleşmiş ve dava aşamasındaki alacaklar için yapılandırma başvurusu “kapsama giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması” şartına bağlanmıştır. Af kanunlarının bir amacının da vergi ihtilaflarını sonlandırmak olduğu düşünülürse bu düzenleme makuldür. Diğer taraftan, bu hüküm bazı teknik ve pratik belirsizlikler de içermektedir.

Teknik belirsizlik, Kanunda geçen “vazgeçme”nin hukuki karşılığının ne olduğu, daha açık bir ifadeyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanun (İYUK)’da yer alan “davadan feragat” olup olmadığı noktasındadır. (HMK’daki feragat müessesesinin idare hukukunda aynen kullanılmasının neden olduğu tartışmalar bu yazının konusu değildir.) İYUK’un 31. ve HMK’nın 307. maddesinde davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış ve 311. maddesinde feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı belirtilmiştir. HMK’nın 309. maddesinde feragatin mahkemeye sunulacak bir dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı belirtilmiştir. HMK’nın 312. maddesinde ise feragat beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği; feragat, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyetin ona göre belirleneceği belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere, davadan feragat HMK’da özel olarak düzenlenmiş teknik bir müessesedir. Af Kanunlarında ise “davadan feragat” kelimesi değil, “davadan vazgeçme” ibaresi kullanılmakta, davadan vazgeçme dilekçesinin ilgili tahsil dairesine verileceği, tahsil dairesinin bu dilekçeyi ilgili mahkemeye göndereceği belirtilmekte, ayrıca vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ilerinin talep edilmeyeceği ve bu alacaklar için icra takibi yapılamayacağı söylenmektedir. Bu durumda, af kanunlarındaki “davadan vazgeçme” hem başvuru usulü, hem sonuçları bakımından “davadan feragat”ten farklıdır. Vergi mahkemeleri de yapılandırma başvurusu yapılan davalarda “karar verilmesine yer olmadığı” yönünde kararlar vermektedir. Bu nedenle, af kanunlarındaki davadan vazgeçme şartını, feragatle aynı şekilde değerlendirmemek gerekir. Bununla birlikte, Gelir İdaresi Başkanlığı bir önceki yapılandırma kanunu olan 7256 sayılı Kanuna ilişkin çıkardığı Tebliğde davadan vazgeçmeyi davadan feragatle eşanlamlı olarak kullanmış ve feragat konusunda detaylı açıklamalara yer vermiştir. Söz konusu tebliğde önceki yapılandırma tebliğlerinden farklı olarak feragat konusunda uzun açıklamalar yapılmasının nedeni, 7256 sayılı Kanun’un sadece kesinleşmiş alacakları kapsayıp kesinleşmemiş alacakları dışarda bırakması sebebiyle hangi alacağın kesinleşmiş olduğunun detaylıca açıklanması ihtiyacıdır. İdarenin bu ihtiyacı karşılaması yerinde olmakla birlikte, davadan vazgeçme ile davadan feragatin eşanlamlı olarak kullanılması hukuki açıdan tartışmalı ve sorunludur. Af kanunlarında düzenlenen “davadan vazgeçme”yi, HMK’da düzenlenen “davadan feragat”ten ayrı, nevi şahsına münhasır bir müessese olarak değerlendirmek gerekir.

Davadan vazgeçme şartının getirdiği pratik belirsizlik ise açtığı veya açacağı davalarda hukuken haklı olduğunu düşünen mükelleflerin yapılandırmanın sağladığı ekonomik avantajlardan yararlanmak için yapılandırmaya başvurması ve davadan vaz geçmesi/dava açmaması halinde, yapılan bu başvurunun gelecekte kendi aleyhine kullanılabilme ihtimalidir. Örneğin, bir şirket hakkında aynı konuda farklı dönemler için farklı ihbarnameler ile tarhiyat yapılmışsa, bazı yıllar için aftan yararlanılması, bazı yıllar için dava açılması teknik olarak mümkündür. Böyle bir durum, mükellefin İdarenin haksız olduğunu düşünmesi ve gelecekte de aynı işlemlere devam etmek istemesi ve son sözün yargı tarafından söylenmesi istendiğinde görülebilir. Bu durumda olan mükellefler, yapılandırmaya başvurmaları halinde açtıkları/açacakları davalarda kendi aleyhlerine bir olgu yaratıp yaratmadıkları endişesi taşımaktadırlar. Aslında hukuken böyle bir endişenin olmaması beklenir. Zira her idari işlem kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Aynı hukuki sebebe dayanan farklı idari işlemlerin birine dava açılmaması veya açılmış davadan vaz geçilmesi, diğerine karşı dava açılamayacağı veya ilk işlemdeki tercihin zımni bir kabul olduğu anlamına gelmez. Ancak uygulamada İdarenin bu türden durumlara menfi yaklaştığı, “Madem haklı olduğunu düşünüyordun, niye aftan yararlandın?” sorusunu sorduğu durumların yaşandığı görülmektedir. Ne gariptir ki, İdare aynı tutumu uzlaşılan vergilere karşı da sergilemekte, uzlaşmayı sanki mükellefin hatasını kabul ettiği yönünde yorumlayıp ona göre davranabilmektedir. Oysa ne uzlaşma, ne yapılandırmaya başvurma, mükelleflerin zımni bir kabulü anlamına gelmemektedir.

Bir konuda yapılandırma veya uzlaşmaya başvurulması, her zaman mükellefin İdarenin hukuken haklı olduğunu kabul etmesinden kaynaklanmamakta olup bu tür başvuruların kahir ekseriyeti söz konusu müesseselerin vergi ve ceza indirimleri suretiyle sağladığı ekonomik avantajlardan yararlanmaktır. Günün sonunda insanoğlu “homo ekonomikus”tur1 ve kararlarını ekonomik gerçeklere göre alır.

Konuya ilişkin olarak vergi yargısının az sayıda kararı bulunmaktadır. Danıştay 9. Dairesi 2014 yılında verdiği bir kararda, sahte belge kullanıldığı gerekçesiyle yapılan KDV tarhiyatı ve kesilen vergi ziyaı cezası ile özel usulsüzlük cezasına karşı açılan bir davada, davacının kesinleşmiş borçlarına ilişkin yapılandırmaya başvurduğu, kesinleşmemiş veya dava safhasındaki borçları için bir başvurusunun olmadığı, dava konusu tarhiyatlarda davacının 6111 sayılı Kanun kapsamında başvurusu olmamasına rağmen 6111 sayılı Yasa çerçevesinde davalı idareye bir başvuru yapıldığı gerekçe gösterilerek davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar veren Vergi Mahkemesi kararını hukuka aykırı bulmuştur. (Kararda kesinleşmiş ve kesinleşmemiş alacakların aynı sebepten mi kaynaklandığının irdelenmediği notunu düşeyim.)

İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2.Vergi Dava Dairesi ise 2017 yılında enteresan iki karara imza atmıştır. Dava konusu olayda, davacı hakkında düzenlenen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı raporlarına dayanılarak düzenlenen cezalı kurumlar vergisi ve KDV tarhiyatlarına karşı açılan davalardan, davacının kurumlar vergisine ilişkin davaya ilişkin olarak 6736 sayılı Yasadan yararlanması nedeniyle inceleme raporuyla tespit edilen vergiyi doğuran olayın davacı tarafından zımnen kabul edildiği, bu meblağın artık şirket muhasebe kayıtları açısından kanunen kabul edilmeyen gider niteliğine büründüğü ve resen tarha konu üzerinden cezalı kurumlar vergisi ve dolayısıyla katma değer vergisi hesaplanan matrahın davacı şirket açısından kesinleştiği açık olduğundan, kanunen kabul edilmeyen gider nedeniyle yapılan dava konusu cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık görmemiştir. Bu karar oldukça tartışmalı olup kanaatimce yerinde değildir. Diğer taraftan, benzer durumda olan mükelleflere aynı sebeplerden doğan bütün vergi türlerinde tutarlı bir şekilde hareket edip davalarını sürdürmelerini tavsiye ediyorum.

Konuya ilişkin olarak İdarenin gelecekteki işlemlerini değiştirmesi adına bir hususu gündeme getirerek yazımı bitirmek istiyorum. Yapılandırma başvurularında davadan vazgeçme şartının bir bütün olarak uygulanması beklenmektedir. Danıştay içtihatlarının da yapılandırma başvurularında kısmi feragatin söz konusu olmayacağı, aynı esas numarasına kaydedilen dosyalarda yapılandırma kanunlarından yararlanmak için dosyadaki bütün taleplerden “feragat edilmesi” gerektiği yönünde olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda, içinde birden fazla eleştirilen konunun olduğu raporlara dayanılarak tek bir ihbarname düzenlenmesi halinde bu ihbarnameye karşı tek bir dava açılabildiğinden mükellefler ihbarnameye konu olan bazı eleştirilerde davalarına devam etmek isterlerken İdarenin tek ihbarname düzenlemesi nedeniyle “ya hep ya hiç” durumuyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Oysa, inceleme raporlarında belirtilen her bir konu için ayrı ayrı ihbarname düzenlense, her bir ihbarname için ayrı ayrı dava açılıp ayrı esas numaralı davalar oluşacağından bazı konularda yapılandırmaya başvurma, bazı konularda ise dava yoluna gitme imkanı mükelleflere sağlanmış olacaktır. Farklı konular için tek ihbarneme düzenlenmesi nedeniyle mükelleflerin karşı karşıya kaldıkları bu durumun mükelleflerin mahkemeye erişim ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini düşünüyorum. Bu nedenle, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın vergi inceleme raporlarındaki her bir eleştiri konusu için ayrı ihbarname düzenlenmesi yönünde bir iç genelge çıkarması gerekmektedir.

Sözün özü: Her evet, kabul değildir.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Kentsel dönüşümde tapu harcı bilmecesine son! (06.07.2021)

Karşı vekalet ücreti BSMV’ye tabi midir? (21.06.2021)

Matrah artıran mükellefler dokunulmaz mı? (14.06.2021)

Finansman gider kısıtlamasında son durum ve sorunlar (31.05.2021)

Af, yeniden! (24.05.2021)

Evde ürettiği malları internetten satanlara vergi muafiyeti (17.05.2021)

Çek ibraz ve alkol yasağı, MASAK’ın kripto düzenlemesi ile sosyal ağ temsilcisi (03.05.2021)

Özel iletişim vergisi gider yazılabilir mi? (26.04.2021)

Merkez Bankası’nın kripto düzenlemesi: Yassak hemşerim! (19.04.2021)

Avukatların KDV ile imtihanı (12.04.2021)

Maliye ölümü gösterdi, sıtmaya razı etti (05.04.2021)

Finansman gider kısıtlamasında detaylar netleşiyor, ama…(01.04.2021)

Hukuk ve ekonomi reformu paketlerinde vergi (22.03.2021)

Beyaz yakalılar: Gelir vergisi beyannamesini unutmayın! (15.03.2021)

Kar Dağıtmama Stopajı (08.03.2021)

Tevkif edin şu KaDeVe’yi! (01.03.2021)

İzaha davete özel esaslara alma yetkisi (23.02.2021)

Sosyal medya fenomenlerinin ve Youtuberların vergilendirilmesi (15.02.2021)

İnşaat sektörüne ve yabancı kaynak kullananlara vergi sürprizi (08.02.2021)

İletişime bindirim, kentsel dönüşüme indirim (01.02.2021)

Sorularla Değerli Konut Vergisi (28.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

]]>
https://www.muhasebenews.com/aftan-yararlanma-zimnen-kabul-mudur/feed/ 0
Anayasa Mahkemesi, Sahte Fatura Kullanımına İlişkin Davada Başka Mahkemeler Tarafından Verilen Kararların Dikkate Alınmamasının Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkını İhlal Etmediğine Karar Verdi https://www.muhasebenews.com/anayasa-mahkemesi-sahte-fatura-kullanimina-iliskin-davada-baska-mahkemeler-tarafindan-verilen-kararlarin-dikkate-alinmamasinin-hakkaniyete-uygun-yargilanma-hakkini-ihlal-etmedigine-karar-verdi/ https://www.muhasebenews.com/anayasa-mahkemesi-sahte-fatura-kullanimina-iliskin-davada-baska-mahkemeler-tarafindan-verilen-kararlarin-dikkate-alinmamasinin-hakkaniyete-uygun-yargilanma-hakkini-ihlal-etmedigine-karar-verdi/#respond Thu, 21 Jan 2021 06:47:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102075 TÜRMOB

Mevzuat Sirküleri 20.01.2021/30

Anayasa Mahkemesi, Sahte Fatura Kullanımına İlişkin Davada Başka Mahkemeler Tarafından Verilen Kararların Dikkate Alınmamasının Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkını İhlal Etmediğine Karar Verdi

ÖZET: Anayasa Mahkemesi’nin 2017/30526 başvuru numaraları bireysel başvuruya ilişkin 18.11.2020 tarihinde verdiği ve 20.01.2021 tarihli ve 31370 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan kararıyla sahte fatura kullanma sebebiyle kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle açılan davada; “fatura düzenleyicisi mükellefin faaliyetinin gerçek olduğu yolunda başka mahkemeler tarafından verilen kararların dikkate alınmamasının hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine” karar verdi.

Kararın gerekçesi olarak ise Anayasa Mahkemesi’nin bir üst temyiz mercii niteliğinde olmadığı dolayısıyla başvurucunun iddialarının mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, mahkemenin karar gerekçesinde bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik olmadığından, başvurucunun iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi.

Anayasa Mahkemesi’nin 2017/30526 başvuru numaraları bireysel başvuruya ilişkin 18.11.2020 tarihinde verdiği ve 20.01.2021 tarih ve 31370 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan kararıyla sahte fatura kullanma sebebiyle kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle açılan davada fatura düzenleyicisi mükellefin faaliyetinin gerçek olduğu yolunda başka mahkemeler tarafından verilen kararların dikkate alınmamasının hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

Başvurucu hakkında 2013 yılında 2010 yılındaki faaliyetlerine ilişkin olarak vergi incelemesi yapılmıştır. İnceleme sonucunda, sahte fatura tespiti gerçekleşmiş ve 30.12.2015 tarihinde cezalı katma değer vergisi tarhiyatı tebliğ edilmiştir. Başvurucunun tarhiyatın iptali için açtığı dava İstanbul 14. Vergi Mahkemesi’nce reddedilmiştir. Mahkeme, başvurucu şirketin defter ve belgelerini ibraz etmediğini, 2010, 2011 ve 2012 yıllarındaki alışlarının %98’i hakkında sahte belge düzenleme yönünde olumsuzluk bulunan mükelleflerle ticari faaliyetin gerçekleştiğini, hakkında olumsuzluk bulunmayan bir kurumdan yapılan alımların ise toplam alımların binde 7’sine tekabül ettiğini, bu nedenle şirketin gerçek ticari muamele gerçekleştirmediğinin kabulünün gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Başvurunun istinaf başvurusunu değerlendiren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi ise 28.12.2016 tarihinde İstanbul 14. Vergi Mahkemesi kararını kaldırmış ve davayı kabul etmiştir. Bölge İdare Mahkemesi, şirketin yapılan yoklamalarında aktif olarak faaliyet gösterdiğinin, işçilerinin bulunduğunun ve sahte fatura düzenlediğine yönelik yeterli ve somut tespit bulunmaması karşısında şirket tarafından indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin yer aldığı faturaların gerçek bir alım satıma dayalı olmadığı sonucuna ulaşılmasının mümkün
olmadığını belirtmiştir.

Davalı idarenin 9.2.2017 tarihli karar düzeltme talebi sonrasında ise Bölge İdare Mahkemesi, karar düzeltme talebinin kısmen kabulüne karar vermiştir. Sonuç olarak başvurucunun davasının bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatına ilişkin kısmı reddedilmiştir. Başvurucu 2.8.2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuruda bulunmuştur.

Başvurucu, aynı mükelleften alınan faturalarla ilgili yapılan tarhiyatlara karşı başka şirketler tarafından açılan davalarda verilen kararlardan bahsederek aynı maddi olduğunun farklı değerlendirilmesinin adil yargılanmaya aykırılık teşkil ettiğini iddia etmiştir. Emsal kararlarda şirketin sahte fatura düzenleyicisi olmadığı, dolayısıyla bu faturalara bağlı olarak kesilen vergi cezalarının iptal edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu kapsamda bariz takdir hatası bulunduğunu adil yargılanma hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Anayasa Mahkemesi ise benzer konularda aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıkları tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi, derece mahkemeleri veya temyiz mercilerinin, uyuşmazlıklara ilişkin olarak, tarafların talepleri ve delilleri arasındaki yorum farklılıkları da tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceğinden hareketle sahte fatura kullanma sebebiyle kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle açılan davada fatura düzenleyicisi mükellefin faaliyetinin gerçek olduğu yolunda başka mahkemeler tarafından verilen kararların dikkate alınmamasının hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.


Kaynak: TÜRMOB Mevzuat Sirküleri
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anayasa-mahkemesi-sahte-fatura-kullanimina-iliskin-davada-baska-mahkemeler-tarafindan-verilen-kararlarin-dikkate-alinmamasinin-hakkaniyete-uygun-yargilanma-hakkini-ihlal-etmedigine-karar-verdi/feed/ 0
AYM, sahte belge kullananlar için kararını ver(me)di https://www.muhasebenews.com/aym-sahte-belge-kullananlar-icin-kararini-vermedi/ https://www.muhasebenews.com/aym-sahte-belge-kullananlar-icin-kararini-vermedi/#respond Thu, 21 Jan 2021 01:00:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102054

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


Uygulamada “naylon fatura” olarak bilinen sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ve kullanma ülkemizin kanayan yaralarından birisidir. Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde “vergi kaçakçılığı” olarak tanımlanan ve 3 kat vergi ziyaı cezasına ilave olarak hapis cezası da öngörülen bu suç; hem Maliye, hem iyi niyetli mükellefler açısından ciddi mağduriyetlere neden olmaktadır. Maliye açısından, ciddi bir vergi kaybına neden olunmakta, gerekli tespitler yapılıncaya kadar bu işin ticaretini yapanlar çoktan kayıplara karışıp kurdukları yeni şirketlerle sahte belge ticaretine devam etmektedirler. Vatandaş açısından ise mal/hizmet alınan şirketler hakkında sahte belge düzenleyicisi raporu düzenlendiğinde, bu şirketten alım yapan bütün mükellefler hakkında sahte belge kullanıcı raporu düzenlenmekte (alımlar gerçek olsa da) ve bundan sonrası vergi müfettişinin insafına kalmaktadır. Çünkü, müfettiş sahte belge kullanımının kasten yapıldığı yönünde rapor düzenlerse hem 3 kat vergi cezası kesilmekte, hem de mükellefi savcılığa göndermektedir. Müfettiş, sahte belge kullanımının kasten olmadığı yönünde rapor düzenlerse sadece 1 kat vergi ziyaı cezası kesilmektedir. Dolayısıyla, kasten kullanıp kullanmama tespiti çok önemlidir. Hakkında sahte belge kullanma ve düzenleme tespiti olanları Maliye özel koda almakta ve bu mükelleflerin ticari hayatı da bitme noktasına gelebilmektedir. Zira koda alınan bir şirketle kimse çalışmak istememektedir. Ayrıca, hakkında kasten sahte belge kullanma raporu düzenlenenler uzlaşma gibi imkanlardan yararlanamadıkları gibi geçmişte çıkarılan vergi barışı (affı) uygulamalarının da dışında bırakılmışlardır.

Özetle, naylon fatura konusu herkes açısından dramatik sonuçlar doğurmaktadır. Vergi yargısının da kafası bu konuda net değildir. Aynı düzenleyiciden mal alan mükelleflerin bazısı açtıkları davaları kazanırken bazısı kaybetmektedir. Bazı durumlarda kullanıcılar mahkum olurken, düzenleyiciler aklanmaktadır. Alımları gerçek olan, ödemelerini bankadan yapan mükellefler davalarını kaybederken, gerçek kullanıcılar yetersiz tespit, eksik inceleme nedeniyle açtıkları davaları kazanabilmektedir.

Anayasa Mahkemesi (AYM), 20 Ocak 2021 tarihli RG’de yayımlanan 18.11.2020 tarihli, 2017/30526 başvuru numaralı kararında naylon fatura kullanıcılarını ilgilendiren önemli bir karar vermiştir. (Aslında birazdan açıklayacağım üzere karar vermemiştir.) Karara konu başvuru, sahte fatura kullanma sebebine dayalı olarak resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin iptali istemiyle açılan davada, fatura düzenleyicisi mükellefin faaliyetinin gerçek olduğu yolunda başka mahkemeler tarafından verilen kararların dikkate alınmaması nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası ile yapılmıştır. Yani başvurucu “Aynı şirketten alım yapanların açtığı davalarda mahkemeler sahte belge düzenlemesi yok derken, benim açtığım davada mahkemenin sahte belge düzenlemesi var demesi hakkaniyetli değil” diyerek AYM’nin yolunu tutmuştur.

AYM, kararda önce derece mahkemelerinin her iki yöndeki kararlarının gerekçelerini irdelemiş ve farklılıklarını ortaya koymuştur. Daha sonra, benzer konularda aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıklarının tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği yönündeki içtihatlarını hatırlattıktan sonra, başvuru konusu olayda farklılığın kanun hükümlerinin yorumlanmasındaki farklılıktan kaynaklanmadığı, dolayısıyla içtihat farklılığı olarak nitelendirilmeyeceğini belirtmiştir.

Yüksek Mahkeme, başvuru konusu olayda sahte belge düzenlediği iddia edilen şirket hakkında yapılan tespitlerin bu şirketin gerçek bir faaliyetinin bulunmadığını göstermeye yetip yetmediği konusunda mahkemeler arasında bir değerlendirme farklılığı bulunduğunu, derece mahkemelerince ulaşılan sonuçların birbirinden farklı olmakla birlikte, varılan sonuca hangi nedenle ulaşıldığını başvurucu ve üçüncü kişiler tarafından objektif olarak anlaşılmasına imkan verecek yeterli gerekçeler sunduğunu söylemiştir. Ayrıca başvurucunun mahkemelerin kararlarında bariz takdir hatası olduğu yönündeki iddianın mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, mahkemelerin karar gerekçesinde bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik olaşturan bir hususun bulunmadığı dikkate alındığında, bu iddianın “kanun yolu şikayeti” niteliğinde olduğundan açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

AYM, yukarıdaki kararıyla konunun Anayasal açıdan değerlendirelemeyeceği yönünde içtihat oluştumuştur. Bu kararın doğrudan ve dolaylı etkileri olacaktır. Doğrudan etki, sahte belge kullanıcıları açısındandır. Bir içtihat değişikliği olmadıkça, bundan sonra vergi mahkemelerinin sahte belge kullanımı konusunda farklı yöndeki kararlarının anayasal denetimi yapılamayacaktır. Ancak bunun için mahkemelerin kararlarının objektif olarak yeterli düzeyde gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Kararın dolaylı etkisi ise bütün mahkemeleri ilgilendirmektedir. AYM, derece mahkemelerinin hukuk kurallarını yorumlamada farklılıklarını (içtihat farklılıklarını) anayasa açısından problem olarak görmemektedir. Bu kararla birlikte, mahkemelerin olguları (maddi vakaları) değerlendirmelerindeki farklılıkların da yeterli ve objektif gerekçelendirilmek şartıyla, anayasa açısından problemli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

AYM’nin söz konusu kararına karşı şu eleştiri yapılabilir. Kararın arkasında iki temel gerekçe bulunmaktadır. 1) Derece mahkemelerinin kararlarını yeterli gerekçelendirmesi, 2) konunun kanun yolu şikayeti niteliğinde olması. Öncelikle, mahkemeler kararlarını gerekçelendirse bile bu gerekçelerin ne kadar yeterli ve objektif olduğu konusu subjektiftir. Mahkemenin bu tür kararlarında temel ilkeler koyarak derece mahkemelerine yol göstermesi, hangi değerlendirmeleri yaptıklarında yeterli ve objektif bir gerekçe sunulmuş olduğunu belirtmesi gerekir. Örneğin, dava konusu sahte belge kullanma olayında derece mahkemesinin hangi incelemeleri yapması gerektiği veya tespitlerin asgari hangi hususları içermesi gerektiği yönünde değerlendirme yapmalıdır diye düşünüyorum. Yoksa derece mahkemelerinin ulaştığı sonuçlar için sundukları gerekçelerin ne kadar yeterli olduğunun denetimi yapılamaz. Aslında bu denetim AYM’nin söylediği üzere kanun yolu şikayetinin konusudur. Ancak, tıpkı başvuru konusu olaydaki gibi artık başvuracak kanun yolu kalmamışsa veya kanun yolunda en üst mahkeme (Danıştay, Yargıtay veya kesin kararlarında istinaf mahkemeleri) bu duruma sebep en olmuşsa ne olacaktır?

Sahte belge kullanma raporlarına karşı açılan davalar açısından pratik önerim, bu davalar arasında zorunlu olarak bağlantı kararları verilmesini sağlayacak bir düzenlemenin yapılmasıdır.

Sözün özü: Her gerekçe ikna edici değildir.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Sorularla Değerli Konut Vergisi (18.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

]]>
https://www.muhasebenews.com/aym-sahte-belge-kullananlar-icin-kararini-vermedi/feed/ 0
2016 Yılında Kaç Mükellef Vergi Dairesi Tarafından İncelenmiş Biliyor musunuz? https://www.muhasebenews.com/2016-yilinda-kac-mukellef-vergi-dairesi-tarafindan-incelenmis-biliyor-musunuz/ https://www.muhasebenews.com/2016-yilinda-kac-mukellef-vergi-dairesi-tarafindan-incelenmis-biliyor-musunuz/#respond Fri, 24 Aug 2018 15:00:45 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=9524 2016 yılı Vergi Dairesi Müdürlerince yapılan inceleme faaliyetleri sonucunda;
1- İncelenen mükellef sayısı 6.861,
2- Vergi inceleme raporu düzenlenen 7.758 adet,
3- 2.118.233.018-TL matrah üzerinden, bulunan matrah farkı 1.273.504.627-TL
4- Tarh edilen vergi tutarı ise 150.406.830-TL’dir. 

2016 yılında yapılan incelemelerde vergi türlerine göre inceleme sonuçları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir;

2016 yılı Vergi Türleri İtibari İle İnceleme Sonuçları

Buna göre; Kesilen cezalar
Özel Usulsüzlük Cezası   :   20.374.243-TL
Vergi Zıyaı Cezası          : 101.184.242-TL
Usulsüzlük Cezası          :          62.419-TL’dir.

___________________________________________________________________________________________________

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/2016-yilinda-kac-mukellef-vergi-dairesi-tarafindan-incelenmis-biliyor-musunuz/feed/ 0
Kira Gelirini Beyan Etmezseniz Ne Olur? https://www.muhasebenews.com/kira-gelirini-beyan-etmezseniz-ne-olur/ https://www.muhasebenews.com/kira-gelirini-beyan-etmezseniz-ne-olur/#respond Mon, 26 Mar 2018 16:30:40 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=11057 Kira geliri elde ettiği halde beyanname verilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde;
1- Konutlardan elde edilen kira gelirleri beyan edilmez veya eksik beyan edilirse, istisna uygulamasından yararlanılamaz.

***Ancak, idarece herhangi bir tespit yapılmadan önce, süresinde beyan etmedikleri veya süresinde verdikleri beyannamede yer almayan mesken kirası gelirlerini, kendiliklerinden, süresinden sonra verecekleri beyanname ile beyan edenler söz konusu istisnadan yararlanabileceklerdir.

2-
Geçmiş takvim yıllarına ait kira gelirlerini ilgili beyan döneminde hiç beyan etmeyen veya eksik beyan eden kira geliri sahiplerinin bu gelirlerini, Vergi Usul Kanununda yer alan Pişmanlık ve Islah hükümlerinden yararlanarak beyan etmeleri de mümkündür.

3- Beyan edilmesi gereken kira gelirinin bildirilmemesi halinde,
3.1- Mükellef adına ceza kesilir,
3.2- Gelir takdir komisyonunca takdir edilir,
3.3- Takdir edilen gelir üzerinden, gelir vergisi ile vergi zıyaı cezası hesaplanır,
3.4- Ayrıca gecikilen her ay için gecikme faizi talep edilir.
3.5- Bu şekilde tahakkuk eden vergi, ceza ve gecikme faizinin tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.
3.6- Ödenmediği takdirde, vergi dairesince ayrıca her ay için ayrı ayrı gecikme zammı hesaplanmak suretiyle cebren tahsil yoluna gidilir.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kira-gelirini-beyan-etmezseniz-ne-olur/feed/ 0
Defter ve Belgelerini İncelemeye İbraz Etmeyen Mükelleflere Vergi Ziyaı Cezası Kesilir mi? https://www.muhasebenews.com/defter-belgelerini-incelemeye-ibraz-etmeyen-mukelleflere-vergi-ziyai-cezasi-kesilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/defter-belgelerini-incelemeye-ibraz-etmeyen-mukelleflere-vergi-ziyai-cezasi-kesilir-mi/#respond Tue, 13 Feb 2018 17:30:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18357 KONU: KDV İndirimi-KDV İndiriminin Belgelendirilmesi
Sahte Fatura Tekerrür Hakkında Rapor Düzenlenen Mükellef Hakkında Sahte Fatura Düzenlemekten Dolayı Rapor Bulunan Şirketlere Ait Olanlar Dışındakilere Dayalı İndirimlerin Kabulü Gerektiği, Tekerrür Nedeniyle Artırılan Kısımda Da İsabet Bulunmadığı Hakkında.

İLGİLİ KANUN MADDELERİ:
3065/md. 1, 29, 34

İSTEMİN ÖZETİ: Davacı adına, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle indirimlerin reddi yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2010/Şubat-Aralık dönemleri için tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile tekerrür nedeniyle artırılarak kesilen üç kat vergi zıyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; hakkında sahte fatura düzenlemekten dolayı rapor bulunan şirketlere ait olanlar dışındakilere dayalı indirimlerin kabulü gerektiği, tekerrür nedeniyle artırılan kısımda da isabet bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul edilen, kısmen reddedilen İzmir 2. Vergi Mahkemesinin 03.12.2014 tarih ve E: 2012/1504, K: 2014/1621 sayılı kararının kabule ilişkin kısmının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

CEVABIN ÖZETİ: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HAKİMİ ……….. DÜŞÜNCESİ: İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü: Vergi Mahkemesi kararının dayandığı hukuki sebepler ve gerekçesi Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Danıştay-9. Daire-E. 2015/4929-K. 2015/6614-T. 8.6.2015

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/defter-belgelerini-incelemeye-ibraz-etmeyen-mukelleflere-vergi-ziyai-cezasi-kesilir-mi/feed/ 0
Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Taşınmaz Satış Kazancı İstisnasından Faydalanmak İçin Şartlar Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-kanununa-gore-tasinmaz-satis-kazanci-istisnasindan-faydalanmak-icin-sartlar-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-kanununa-gore-tasinmaz-satis-kazanci-istisnasindan-faydalanmak-icin-sartlar-nelerdir/#respond Sat, 08 Jul 2017 05:00:15 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=10444 Bu istisna, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesinde hüküm altına alınmış; ayrıca 1 seri no.lu  Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5.6.Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnası başlıklı bölümünde de ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

İstisnadan faydalanmanın şartları;
1- Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının en az iki tam yıl süreyle aktifte bulundurulması,
2- Satış kazancının istisnadan  yararlanan kısmının, satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması,
3- Satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi,

4-
Fon hesabında tutulan kazançların işletmeden çekilmemesi yani,
4.1- İstisna uygulamasında, satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması gereken kazançların,
4.2- Beş yıl içinde fon hesabından başka bir hesaba (sermayeye ilave hariç) nakledilmesi,
4.3- İşletmeden çekilmesi,
4.4- Dar mükellef kurumlar tarafından yurt dışına transfer edilmesi,
4.5- Bu süre içinde işletmenin tasfiyeye girmesi halinde,
bu işlemlere tabi tutulan kazanç kısmı için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi zıyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte alınacaktır,

5- Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması.


Kaynak: Kurumlar Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kurumlar-vergisi-kanununa-gore-tasinmaz-satis-kazanci-istisnasindan-faydalanmak-icin-sartlar-nelerdir/feed/ 0
7020 Sayılı Yapılandırma Kanununun Yayımı Tarihi İtibarıyla Kesinleşmiş ve Vadesi Geldiği Halde Ödenmemiş Vergiler İçin Nasıl Hesap Yapılır? https://www.muhasebenews.com/7020-sayili-yapilandirma-kanununun-yayimi-tarihi-itibariyla-kesinlesmis-vadesi-geldigi-halde-odenmemis-vergiler-icin-nasil-hesap-yapilir/ https://www.muhasebenews.com/7020-sayili-yapilandirma-kanununun-yayimi-tarihi-itibariyla-kesinlesmis-vadesi-geldigi-halde-odenmemis-vergiler-icin-nasil-hesap-yapilir/#respond Mon, 19 Jun 2017 13:30:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17869 7020 sayılı Yapılandırma Kanununun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olan ve Kanunun yayımlandığı 27.05.2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, bu tarihe kadar (bu tarih dâhil) vadesi geldiği hâlde ödenmemiş vergiler girmektedir.
Madde kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına;
1- Vade tarihinden, Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı yerine,
2- daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması hâlinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.

Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi aslına bağlı vergi cezaları ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.

Örnek 1-
26.01.2014 vadeli 13.400,00 TL gelir (stopaj) vergisi süresinde ödenmemiştir. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar 7.504,00 TL gecikme zammı hesaplanmıştır. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla toplam borç tutarı 20.904,00 TL’dir.
Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, vergi aslına uygulanan gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.

Buna göre, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 15.885,70 TL tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 7.504,00 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.

Örnek 2-
2012 vergilendirme dönemine ilişkin olarak 25.03.2013 tarihine kadar elektronik ortamda verilmesi gereken yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmemiştir. Yapılan inceleme sonucunda, 2012 dönemi için 42.000,00 TL gelir vergisi tarh edilmesi ve bir kat vergi zıyaı cezası ile 1.170,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Vergi/ceza ihbarnamesi 17.04.2014 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir. İnceleme sonucu yapılan bu tarhiyat 17.05.2014 tarihinde tahakkuk etmiş ve Kanunun yayımı tarihine kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır. Bu tarhiyata göre tahakkuk eden vergi, vergi zıyaı cezası, özel usulsüzlük cezası, gecikme faizi ve gecikme zamları şu şekildedir.Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları aşağıdaki gibi olacaktır.

Vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan ve Kanun kapsamına giren vergi cezalarının Kanundan yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, Kanunun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince bu cezaların %50’sinin ödenmesi şartıyla, cezanın geri kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Vergi aslına uygulanan gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak, Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.

Buna göre, örnek olayda gecikme faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi tutarı, bu sürelere ilişkin toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları aşağıda gösterilmiştir.Gecikme zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekildedir.Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 52.999,03 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 90.526,82 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.

Kaynak: Resmi Gazete (03.06.2017 – 30085)

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/7020-sayili-yapilandirma-kanununun-yayimi-tarihi-itibariyla-kesinlesmis-vadesi-geldigi-halde-odenmemis-vergiler-icin-nasil-hesap-yapilir/feed/ 0
Özel Etiketi veya İşareti Bulunmayan Malları Bulunduranlar İçin ÖTV Nasıl Uygulanır? https://www.muhasebenews.com/ozel-etiketi-veya-isareti-bulunmayan-mallari-bulunduranlar-icin-otv-nasil-uygulanir/ https://www.muhasebenews.com/ozel-etiketi-veya-isareti-bulunmayan-mallari-bulunduranlar-icin-otv-nasil-uygulanir/#respond Wed, 19 Apr 2017 04:00:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=11146 ÖTV Kanununa göre, kullanılma zorunluluğuna rağmen özel etiketi veya işareti olmayan ÖTV’ye tabi malların bulundurulduğunun tespit edilmesi halinde bu malları bulunduranlar adına ÖTV resen tarh edilir.

Ayrıca, her bir tespit için;
1- Kanuna ekli (III) sayılı listenin (A) cetvelindeki malların 50 litreyi,
2- (B) cetvelindeki tütün içeren sigaralar ile tütün yerine geçen maddelerden yapılmış sigaraların 5.000 adedi aşması durumunda,
müteselsilen sorumlu olmak üzere, bu malları bulunduranlar ile ithal veya imal edenlerden herhangi biri adına ÖTV resen tarh edilir.

Bu tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası da uygulanır.

Kaynak: Özel Tüketim Vergisi

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ozel-etiketi-veya-isareti-bulunmayan-mallari-bulunduranlar-icin-otv-nasil-uygulanir/feed/ 0
Hangi Vergi Ve Cezaları İçin Uzlaşma Yapılabilir? https://www.muhasebenews.com/hangi-vergi-cezalari-icin-uzlasma-yapilabilir/ https://www.muhasebenews.com/hangi-vergi-cezalari-icin-uzlasma-yapilabilir/#respond Thu, 30 Mar 2017 03:00:11 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=8625 1- TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞMA KAPSAMINA GİREN VERGİ VE CEZALAR HANGİLERİDİR?
Tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamındaki vergi ve cezalar şunlardır;
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca yapılan vergi incelemelerine dayanılarak bulunan
1.1- Matrah veya matrah farkları üzerine salınacak
1.1.1- Vergi,
1.1.2- Resim,
1.1.3- Harçlar,
ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları.

2- TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞMA KAPSAMI DIŞINDA KALAN VERGİ VE CEZALAR NELERDİR?
Tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamı dışında kalan vergi ve cezalar şunlardır;
2.1- Kaçakçılık suçlarından dolayı 3 kat vergi ziyaı cezası kesilecek vergiler ile bunlara ilişkin cezalar,
2.2- Kaçakçılık suç ve cezalarına iştirak nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ile kesilecek cezalar,
2.3- Vergi incelemesine dayanmaksızın bulunan,
2.3.1- Matrah,
2.3.2- Matrah farkları üzerinden tarh edilecek vergiler,
2.3.3- Kesilecek,
2.3.3.1- Vergi zıyaı cezası,
2.3.3.2- Usulsüzlük,
2.3.3.3- Özel usulsüzlük cezaları.

3- TARHİYAT SONRASI UZLAŞMA KAPSAMINA GİREN VERGİ VE CEZALAR NELERDİR?
Tarhiyat Sonrası Uzlaşma kapsamındaki vergi ve cezalar şunlardır,
3.1- Kaçakçılık dışındaki fiiller sonucu vergi zıyaına sebebiyet verilen durumlarda
3.1.1- Tarh edilen vergiler,
3.1.2- Kesilen vergi zıyaı cezaları,

3.2- Mükellefler tarafından yasal süresinden sonra verilen beyannameler ile VUK 371’inci maddesine göre pişmanlık talepli olarak kabul edilen ancak şartların ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak işleme tabi tutulan beyannameler üzerinden tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin olarak kesilen vergi zıyaı cezaları.

4- TARHİYAT SONRASI UZLAŞMA KAPSAMI DIŞINDA KALAN VERGİ VE CEZALAR NELERDİR?
Tarhiyat Sonrası Uzlaşma kapsamı dışında kalan vergi ve cezalar ise şunlardır,
4.1- Usulsüzlük cezaları (VUK 336’ncı maddesi hükmüne göre kesilen usulsüzlük cezaları dâhil)
4.2- Özel usulsüzlük cezaları.

5- MÜKELLEFLER VADESİNDE ÖDEMEDİKLERİ BORÇLARI İÇİN UZLAŞMADAN YARARLANABİLİR Mİ?
Uzlaşmanın konusuna ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler girmekte olup, kesinleşmiş ve tahsil aşamasına gelmiş kamu alacakları uzlaşma kapsamı dışındadır.

Kaynak: Vergi Usul Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/hangi-vergi-cezalari-icin-uzlasma-yapilabilir/feed/ 0