vazgeçme – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 30 Sep 2023 10:30:32 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Emeklilik için 3 koşulu da EYT dışında tamamlayanlar 5 Puanlık indiriminden yararlanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/emeklilik-icin-3-kosulu-da-eyt-disinda-tamamlayanlar-5-puanlik-indiriminden-yararlanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/emeklilik-icin-3-kosulu-da-eyt-disinda-tamamlayanlar-5-puanlik-indiriminden-yararlanabilir-mi/#respond Sat, 30 Sep 2023 10:30:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146698 8.9.1999 Tarihi ve öncesinde sigortalı olanlardan sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartının yanı sıra yaş şartını sağlayanlar için 5 puanlık teşvikten yararlanılamaz ŞEKLİNDE BELİRTİLİYOR, ŞARTLARIN ÜÇÜNÜN DE SAĞLANMIŞ OLMASI GEREKİYOR YOKSA BİR ŞARTI SAĞLAMASI TEŞVİKTEN FAYDALANAMAMASI İÇİN YETERLİ Mİ?

Söz konusu prim teşvikinin getiriliş amacı 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 95. madde uyarınca 08.09.1999 tarihinden önce çalışmaya başlamış olanlardan ilgili mevzuatı uyarınca yaş şartına bakılmaksızın yaşlılık aylığı bağlanması dolayısıyla emekli olanların faydalanması mümkündür. EYT ile ilgili yasa çıkmasaydı da; sigortalılık süresi, prim gün sayısı ve yaş şartını sağlayanlardan emekli olanlar 5 puanlık indirimden yararlanamayacaktır.

İSMMMO tarafından konu hakkında yayımlanan yazı aşağıdadır. 

SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ İŞVEREN HİSSESİ BEŞ PUANLIK PRİM İNDİRİMİ HAKKINDA

Sigortalının 03.03.2023 Tarihi ve Sonrasında Yaşlılık veya Emekli Aylığı Talebinde Bulunması ve Bu Talebe İstinaden Sigortalıya 5510 Sayılı Kanun’un Geçici 95 inci Maddesi Kapsamında İlk Defa Yaşlılık veya Emekli Aylığı Bağlanması” başlıklı bölümünde; 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden yararlanılmak istenen sigortalıların 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunması ve bu talebe istinaden anılan maddenin birinci fıkrası kapsamında sigortalılara ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanması gerektiği,

Buna göre, indirim kapsamında bildirilen sigortalıya 5510 sayılı Kanun’un geçici 95’inci maddesinin birinci fıkrasına istinaden ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanmamış olması halinde, bu indirimden yararlanılamayacağı gibi bu sigortalı için yersiz yararlanılan indirim tutarları 5510 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edileceği, açıklanmıştır.

5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 95 inci madde uyarınca 8.9.1999 tarihinden önce sigortalı olarak çalışmaya başlamış olanlardan ilgili mevzuatı uyarınca yaş şartına bakılmaksızın yaşlılık aylığı bağlananlar ile sınırlı olduğu,

8.9.1999 tarihi ve öncesinde sigortalı olarak çalışmaya başlayıp ilgili mevzuatında öngörülen yaş şartını tamamladıktan sonra yaşlılık aylığı bağlanmış olanların mezkur teşvikten yararlandırılmalarına imkan bulunmadığı belirtilmiştir.

Sonuç olarak; 5510 sayılı Kanunun geçici 95 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilen sigorta prim teşvikinden 8.9.1999 tarihi ve öncesinde sigortalı olanlardan sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartının yanı sıra yaş şartını sağlayanlardan dolayı yararlanılmasına imkan bulunmamaktadır.


T.C.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Sayı : E-83604451-207.02-80971419 22.09.2023

Konu : Sosyal Güvenlik Destek Primi İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim İndirimi

GENEL YAZI

Bilindiği gibi, 7438 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1’inci maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici 95 inci madde eklenmiş olup söz konusu maddenin ikinci fıkrası ile anılan maddenin birinci fıkrası kapsamında emekli olanların en son çalıştıkları özel sektör işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlamaları halinde sosyal güvenlik destek primi işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılanmasına imkan
sağlanmıştır.

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sosyal güvenlik
destek primi işveren hissesi beş puanlık prim indiriminin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar 14.04.2023 tarihli ve 2023/19 sayılı Genelge ile açıklanmıştır.

Sosyal güvenlik destek primi beş puanlık prim indiriminden yararlanmanın usul ve esaslarını düzenleyen 2023/19 sayılı Genelgemizin “2.2. Sigortalının 03.03.2023 Tarihi ve Sonrasında Yaşlılık veya Emekli Aylığı Talebinde Bulunması ve Bu Talebe İstinaden Sigortalıya 5510 Sayılı Kanun’un Geçici 95 inci Maddesi Kapsamında İlk Defa Yaşlılık veya Emekli Aylığı Bağlanması” başlıklı bölümünde;

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden yararlanılmak istenen sigortalıların 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunması ve bu talebe istinaden anılan maddenin birinci fıkrası kapsamında sigortalılara ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanması gerektiği,

Buna göre, indirim kapsamında bildirilen sigortalıya 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci
maddesinin birinci fıkrasına istinaden ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanmamış olması halinde, bu indirimden yararlanılamayacağı gibi bu sigortalı için yersiz yararlanılan indirim tutarları 5510 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edileceği,

Açıklanmıştır.

Konuyla ilgili Genel Müdürlüğümüze gelen taleplerden, ilgili kanun maddesinin birinci
fıkrasında yaş şartı haricinde sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartını sağlayanlara emekli veya yaşlılık aylığı bağlanacağının belirtilmesi nedeniyle sosyal güvenlik destek primine tabi çalışan sigortalılara yönelik verilecek beş puanlık indirimden ilk defa 8.9.1999 tarihi ve önceki tarihte sigortalı olup sigortalılık süresi ve prim gün sayısı ile yaş şartını yerine getirmiş olanlardan dolayı yararlanılıp yararlanılmayacağı hususunda tereddüte düşüldüğü anlaşılmıştır.

Bu bağlamda, teşvikten yararlanacak sigortalı kapsamının belirlenmesi hususunda yaşanan bahse konu tereddüte ilişkin teşvikten yersiz yararlanmaya/kamu zararına sebebiyet verilmemesini teminen söz konusu teşvikin finansmanını sağlayan Hazine ve Maliye Bakanlığına görüş sorulmuştur.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Kamu Mali Yönetim ve Dönüşüm Genel Müdürlüğünden alınan
13.09.2023 tarihli ve 2458737 sayılı yazıda; ilgili maddenin gerekçesinde belirtildiği gibi söz konusu prim teşvikinin getiriliş amacının 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 95 inci madde uyarınca 8.9.1999 tarihinden önce sigortalı olarak çalışmaya başlamış olanlardan ilgili mevzuatı uyarınca yaş şartına bakılmaksızın yaşlılık aylığı bağlanması sebebiyle ortaya çıkabilecek istihdam kaybının önüne geçmek olduğunun açıkça ifade edildiği, söz konusu sigorta prim teşvikinin kapsamının aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlar ile sınırlı olduğu, 8.9.1999 tarihi ve öncesinde sigortalı olarak çalışmaya başlayıp ilgili mevzuatında öngörülen yaş şartını tamamladıktan sonra yaşlılık aylığı bağlanmış olanların mezkur teşvikten yararlandırılmalarına imkan bulunmadığı belirtilmiştir.

Buna göre, 5510 sayılı Kanunun geçici 95 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilen sigorta prim teşvikinden 8.9.1999 tarihi ve öncesinde sigortalı olanlardan sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartının yanı sıra yaş şartını sağlayanlardan dolayı yararlanılmasına imkan bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 


Kaynak: İSMMMO, SGK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/emeklilik-icin-3-kosulu-da-eyt-disinda-tamamlayanlar-5-puanlik-indiriminden-yararlanabilir-mi/feed/ 0
7440 Kapsamında Davalık Olanlar Davadan Vazgeçme Dilekçelerini Vergi Dairesine Vermelidir https://www.muhasebenews.com/7440-kapsaminda-davalik-olanlar-davadan-vazgecme-dilekcelerini-vergi-dairesine-vermelidir/ https://www.muhasebenews.com/7440-kapsaminda-davalik-olanlar-davadan-vazgecme-dilekcelerini-vergi-dairesine-vermelidir/#respond Fri, 24 Mar 2023 08:53:42 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140533 7440 Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların, Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır.

Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine, bu Tebliğ uyarınca ilgili idareye verilmesi uygun görülen idari para cezaları ihtilaflarına ilişkin dilekçeler ise ilgili idareye verilecek ve bu dilekçelerin tahsil dairesine/idareye verildiği tarih, ilgili yargı merciine
verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilecektir.

Kanundan yararlanmak için elektronik ortamda başvuruda bulunan borçluların, devam eden ihtilaflardan vazgeçtiklerini gösterir ıslak imzalı dilekçelerini başvuru süresi içinde ilgili tahsil dairesine vermeleri gerekmektedir.

Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen yargı kararları uyarınca işlem yapılmayacak ve bu
kararlara ilişkin hükmedilmiş yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ve fer’ilerinin bulunması hâlinde bu tutarlar karşılıklı olarak talep edilmeyecektir.

Diğer taraftan, mükelleflerce Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilafların sürdürülmeyeceği tabiidir.

Öte yandan, Kanunun 9 uncu maddesinin on üçüncü fıkrasında, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulan borçlara ilişkin dava açılamayacağı ve hiçbir mercie başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulan alacaklara ilişkin herhangi bir yargı merciine, 213 sayılı Kanunun 124 üncü maddesi kapsamında ilgili idareye, dilekçe ve başvuru hakkı kapsamında Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu dâhil herhangi bir mercie başvurulması, başvurulsa dahi bu başvurular üzerine herhangi bir işlem yapılması mümkün bulunmamaktadır.


Kaynak: GİB – BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7440 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) 16.03.2023
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/7440-kapsaminda-davalik-olanlar-davadan-vazgecme-dilekcelerini-vergi-dairesine-vermelidir/feed/ 0
Kanun yolundan vazgeçme (VUK 379) kapsamında yapılan işlemlerin 7326 Kanun karşısındaki durumu https://www.muhasebenews.com/kanun-yolundan-vazgecme-vuk-379-kapsaminda-yapilan-islemlerin-7326-kanun-karsisindaki-durumu/ https://www.muhasebenews.com/kanun-yolundan-vazgecme-vuk-379-kapsaminda-yapilan-islemlerin-7326-kanun-karsisindaki-durumu/#respond Thu, 24 Jun 2021 09:49:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111354 14 Haziran 2021 Tarihli Resmi Gazete

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN
7326 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ
(SERİ NO: 1)

ç) 213 sayılı Kanunun 379 uncu Maddesinden Yararlanılarak Ödenecek Alacaklar

213 sayılı Kanunun “Kanun yolundan vazgeçme” başlıklı 379 uncu maddesinde “Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);

1. Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,

2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,

mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.

Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır…” hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi hükmünden yararlanmak üzere Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) davadan tamamen feragat edilerek anılan maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarından, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar için 7326 sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükümlerinden yararlanılabilecektir.

Ancak, 7326 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin onbirinci fıkrasında bu madde hükmünden yararlananların, ayrıca 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirimlerden yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesine göre tahakkuk eden ve tahakkuk tarihinden itibaren bir aylık ödeme süresi 7326 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla geçmemiş olan alacakların bu Kanuna göre yapılandırılarak ödenmesi hâlinde, ayrıca 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirimlerden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

Örnek 8- Mükellef hakkında Kasım/2019 dönemine ilişkin katma değer vergisine yönelik yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen rapor uyarınca 180.000,00 TL katma değer vergisi tarh edilmiş, 180.000,00 TL vergi ziyaı cezası kesilmiş ve buna ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiştir. Mükellef bu ihbarnameye karşı süresinde vergi mahkemesi nezdinde dava açmıştır. Yapılan yargılama sonucunda vergi mahkemesi tarafından istinaf yolu açık olmak üzere verginin 60.000,00 TL ve bu vergiye bağlı vergi ziyaı cezasının 60.000,00 TL tutarındaki kısımlarının tasdik edilmesi, vergi ve cezanın kalan kısımlarının ise kaldırılması yönünde karar verilmiştir.

Mükellef, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi hükmünden yararlanmak için 20/5/2021 tarihinde vergi dairesine kanuni süresi içerisinde başvurmuştur.

Anılan madde hükmüne göre;

– 60.000,00 TL vergi tasdik edildiği için bu tutarın tamamı,

– 120.000,00 TL vergi kaldırıldığı için bu tutarın %60’ı olan (120.000,00 x %60=)72.000,00 TL,

– 60.000,00 TL vergi ziyaı cezası tasdik edildiği için bu tutarın %75’i olan (60.000,00 x %75=)45.000,00 TL,

– 132.000,00 TL vergi aslı üzerinden hesaplanan 34.320,00 TL gecikme faizi,

olmak üzere toplamda 211.320,00 TL tahakkuk etmiştir.

Mükellef kanun yolundan vazgeçme dilekçesini 20/5/2021 tarihinde verdiğinden bu alacakların bir aylık ödeme süresi Kanunun yayımı tarihi itibarıyla devam etmektedir (vade tarihi 20/6/2021).

213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin birinci fıkrasına istinaden tahakkuk eden tutarların tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi durumunda anılan maddenin ikinci fıkrasında yer verilen hükümlere göre indirim yapılmaktadır. Ancak, 7326 sayılı Kanundan yararlanmak için başvuranlara, Kanunun 2 nci maddesinin onbirinci fıkrası gereğince, 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirim hükümleri uygulanmayacaktır.

Bu durumda, Kanun kapsamında ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Gecikme Faizi Hesaplanan Süre

Alacak Aslı Tutarı

(TL)

Toplam Gecikme Faizi Oranı

Gecikme Faizi Tutarı

(TL)

Toplam Yİ-ÜFE Oranı

Yİ-ÜFE Tutarı

(TL)

27/12/2019-20/5/2021 132.000,00 %26 34.320,00 %5,60 7.392,00
Ödenecek Tutar
Katma Değer Vergisi :

132.000,00 TL

Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi Yerine) :

7.392,00 TL

TOPLAM :

139.392,00 TL

Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
Vergi Ziyaı Cezası :

45.000,00 TL

Gecikme Faizi :

34.320,00 TL

TOPLAM :

79.320,00 TL

Yukarıda belirtilen 139.392,00 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, 79.320,00 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.

d) 213 sayılı Kanun Uyarınca İkmalen, Re’sen ya da İdarece Yapılan Tarhiyata İlişkin Olarak Dava Açılmaksızın Kesinleşen Alacaklar

İkmalen, re’sen ya da idarece tarh edilmiş ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla dava açılmaksızın kesinleşmiş ancak ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için tarhiyata ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerinde belirtilen tutar ve hesaplanan gecikme faizi dikkate alınarak Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanılabilecektir.

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/kanun-yolundan-vazgecme-vuk-379-kapsaminda-yapilan-islemlerin-7326-kanun-karsisindaki-durumu/feed/ 0
Tasfiyeden vazgeçme kararı verildiğinde hangi tarihten itibaren yeniden geçici vergi beyanı verilir? https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecme-karari-verildiginde-hangi-tarihten-itibaren-yeniden-gecici-vergi-beyani-verilir/ https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecme-karari-verildiginde-hangi-tarihten-itibaren-yeniden-gecici-vergi-beyani-verilir/#respond Sat, 05 Dec 2020 07:43:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=97918 Tasfiye

1. Tasfiye dönemi

Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır.

Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer.

Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği tarihte başlayacak ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edecektir.

Örnek 1:

Tasfiyenin aynı yıl içinde sonuçlanması hali:
Kurumun tasfiyeye giriş tarihi…………………………. :  18/1/2006
Tasfiyenin bitiş tarihi……………………………………. :  12/12/2006
Tasfiye dönemi…………………………………………… :  18/1/2006-12/12/2006

Örnek 2:

Tasfiyenin bir yıldan fazla devam etmesi hali:
Kurumun tasfiyeye giriş tarihi………………………. :  15/4/2006
Tasfiyenin bitiş tarihi………………………………….. :  4/6/2008
I. Tasfiye dönemi …………………………………….. :  15/4/2006-31/12/2006
II. Tasfiye dönemi ……………………………………. :  1/1/2007-31/12/2007
III. Tasfiye dönemi……………………………………. :  1/1/2008-4/6/2008

1.1. Tasfiyenin zararla kapanması halinde düzeltme

Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve önceki dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe iade edilir. Nihai tasfiye sonucunda matrah beyan edilmesi halinde önceki tasfiye dönemlerinin düzeltilmesi söz konusu olmaz.

Tasfiye işlemleri sürerken vergi oranında meydana gelecek değişmeler söz konusu düzeltme işleminin yapılmasını gerektirmeyecektir. Düzeltme işlemleri ancak son tasfiye döneminin zararla sonuçlanması halinde yapılacaktır.

Örnek 3:

3/6/2006 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiye 15/4/2009 tarihinde tamamlanmıştır. Bu kurumda 3/6/2006 – 31/12/2006 tarihleri arasındaki dönem birinci tasfiye dönemini, 2007 ve 2008 yılları ikinci ve üçüncü tasfiye dönemlerini, 1/1/2009 – 15/4/2009 tarihleri arasındaki dönem dördüncü ve son tasfiye dönemini oluşturacaktır.

Kurum;

I. Tasfiye döneminde ……………………………… 20.000.- YTL………… Kazanç,
II. Tasfiye döneminde …………………………… 150.000.- YTL………… Kazanç,
III. Tasfiye döneminde ……………………………. 50.000.- YTL………… Zarar,
Son tasfiye döneminde ise ……………………….. 25.000.- YTL………… Zarar,
bildirmiştir.

Bu beyanlara göre ilk iki dönemde (4.000 + 30.000 =) 34.000.- YTL kurumlar vergisi ödenmiştir.

Oysa tasfiyenin kesin ve nihai sonucuna göre kâr; [(20.000 + 150.000) – (50.000 + 25.000) =] 95.000.- YTL’dir. Bu matrah üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisi ise 19.000.- YTL olacaktır.

Bu durumda (34.000 – 19.000 =) 15.000.- YTL kuruma iade olunacaktır.

1.2. Tasfiyede zamanaşımı

Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği dönemi izleyen yıldan başlar.

Örnek 4:

11/2/2002 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiyenin 4/6/2006 tarihinde sonuçlanmış olması halinde tarh zamanaşımı 1/1/2007 tarihinden itibaren başlar ve 31/12/2011 tarihine kadar 11/2/2002 – 4/6/2006 tarihlerini kapsayan tasfiye dönemleri için tarhiyat yapılabilir.

2. Tasfiyeden vazgeçilmesi

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Bu durumda tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı tasfiye döneminin başından itibaren geçerli olacak, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçecektir.

Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri de tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlayacaktır.

Örnek 5:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi………………………. :     14/2/2006
Tasfiyeden vazgeçme tarihi…………………………… :     15/4/2008
I. Tasfiye dönemi………………………………………….. :     14/2/2006-31/12/2006
II. Tasfiye dönemi…………………………………………. :     1/1/2007-31/12/2007
Normal beyan dönemi…………………………………… :     1/1/2008-31/12/2008

Örnekten de anlaşılacağı üzere, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihin içinde bulunduğu yıl başı itibarıyla normal beyan dönemine geçilmekte ve söz konusu tasfiyeden vazgeçme kararına ilişkin tarihin (15/4/2008) içinde bulunduğu üç aylık geçici vergi döneminin başından (1/4/2008) itibaren geçici vergi yükümlülüğü başlamaktadır.

3. Tasfiye beyannameleri

Tasfiye beyannamesi, tasfiyenin aynı takvim yılı içinde başlayıp sonuçlanması halinde, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Tasfiyeye giriş tarihi ile tasfiyenin sonuçlanma tarihinin farklı takvim yıllarında gerçekleşmesi durumunda, her bir tasfiye dönemine ilişkin tasfiye beyannamesi, tasfiye memuru tarafından tasfiye döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.Tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Örnek 6:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi………………………………………………………………………………… : 4/6/2006
Tasfiyenin sonuçlandığı tarih………………………………………………………………………………….. :15/4/2008
Kıst dönem için beyanname verme süresi (1/1/2006 – 3/6/2006)………. : 1-25/10/2006
I. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (4/6/2006– 31/12/2006 :  1-25/4/2007
II. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2007–31/12/2007). :  1-25/4/2008
III. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2008–15/4/2008)    : 15/5/2008

Bu şekilde verilecek olan beyannamelere, bilanço ve gelir tablosu ile tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralar ve diğer değerlerin ayrıntılı bir listesi de eklenecektir.

4. Tasfiye kârı

Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır. Tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.

Tasfiye kârı hesaplanırken;

– Ortaklar veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,

– Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazanç ve iratlar da tasfiye döneminin başındaki servet değerine

eklenecektir.

Bununla birlikte, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecektir.

Ayrıca, tasfiye kârının hesaplanması sırasında, Kanunun indirilecek giderler, zarar mahsubu, diğer indirimler ve kabul edilmeyen indirimlerle ilgili madde hükümleri de dikkate alınacaktır.

Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler, ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir.

5. Servet değeri

Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde; izleyen tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilançosunda görülen servet değeridir.

Aşağıda belirtilenler dışında kalan her çeşit karşılıklar ile dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dahildir:

– Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik karşılıkları,

– Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı.

6. Tasfiye memurlarının sorumluluğu

Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Yukarıda belirtilen vergiler ile tasfiye işleminin incelenmesi sonucu tarh edilecek vergilerin asılları ve zamları, tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan aranacağı gibi tasfiye sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan ortaklardan da aranabilecektir. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmayacaktır.

Tasfiye memurları, Kanunun 17 nci maddesi gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiye sırasında kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara rücu edebilirler. Ortakların aldığı bu değerlerin vergileri karşılamaya yetmemesi durumunda ise İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun oranlar dahilinde aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacakları tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara da rücu edebileceklerdir.

7. Tasfiye işlemlerinin incelenmesi

Tasfiye işlemlerinin incelenmesi talebini içeren dilekçenin vergi dairesine verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanacak, vergi incelemesinin bitmesini takip eden otuz gün içinde de vergi dairesi, söz konusu vergi incelemesinin sonucunu tasfiye memurlarına bildireceklerdir. Buna göre, kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının Kanunun 17 nci maddesine göre varolan sorumlulukları devam edecektir.

Maliye Bakanlığı; mükelleflerin hukuki statülerini, faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmamaya yetkilidir.


(4 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 2. maddesiyle eklenen bölüm)

17.8. Tasfiye edilerek ticaret sicilinde tüzel kişiliği sona eren kurumlar vergisi mükellefleri hakkında yapılacak tarhiyatlar

15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişik bölüm:RG-25/05/2018-30431) 5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 7103 sayılı Kanunun 74 üncü maddesiyle 27/3/2018 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Yine 7103 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, 27/3/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesine beşinci fıkra eklenmiş olup söz konusu fıkrada, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükellefler hakkında, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan kurumlar vergisi mükellefleriyle ilgili, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak 27/3/2018 tarihinden sonra yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.(*)

(*)15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmeden önceki hali:
(Ek:RG-13/8/2009-27318)
5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesine eklenen dokuzuncu fıkra uyarınca, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacaktır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacaklardır. Tasfiye dönemi için tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tasfiye artığı tutarıyla sınırlı olacaktır.

Anılan hüküm, maddenin yürürlüğe girdiği 3/7/2009 tarihinden itibaren konu ile ilgili olarak yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanacaktır. 

 

 


Kaynak: 1 SERİ NO’LU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiyeden-vazgecme-karari-verildiginde-hangi-tarihten-itibaren-yeniden-gecici-vergi-beyani-verilir/feed/ 0
Kapsamlı teminatta indirim ve teminattan vazgeçme başvurusu ortak koşulları nelerdir? https://www.muhasebenews.com/kapsamli-teminatta-indirim-ve-teminattan-vazgecme-basvurusu-ortak-kosullari-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/kapsamli-teminatta-indirim-ve-teminattan-vazgecme-basvurusu-ortak-kosullari-nelerdir/#respond Thu, 25 Apr 2019 08:00:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=55646 Kapsamlı teminatta indirim ve teminattan vazgeçme başvurusu ortak koşulları nelerdir?

Gümrük Yönetmeliğin 230 uncu maddesinde belirtilen genel koşulları sağlayan ve kapsamlı teminatta indirim veya teminattan vazgeçme izni için başvuran kişi, 4 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği ( Transit Rejimi) Ek-9’da yer alan başvuru formu ile birlikte Yönetmeliğin 232’nci maddesinde belirtilen bilgi ve belgelere ilave olarak;

a) Kapsamlı teminatta indirim veya teminattan vazgeçme için söz konusu Tebliğin 11. maddesinde yer alan ek koşullara

b) Teminattan vazgeçme izni için kağıt usulde işlem yapıldığında kullanılmak üzere talep edilen TC33-Teminattan Vazgeçme Sertifikası adedine,ilişkin bilgi ve belgeleri sunar.
Kapsamlı teminatta indirim ve teminattan vazgeçme başvuruları en az 2 milyon TL tutarındaki kapsamlı teminat mektupları için yapılır. İzin sahibine ait, teminat gümrük idaresince kabul edilerek sisteme tanımlanmış birden fazla teminat mektubu bulunması durumunda, hangisi için talepte bulunulduğu başvuruda belirtilir.
Kapsamlı teminatta indirim ve teminattan vazgeçme başvurusunda aşağıdaki ortak koşullar aranır:

a) Başvurunun kayda alındığı tarih itibarıyla, son 1 ay içerisinde tescil edilmiş beyannameler hariç olmak üzere, başvuruya konu GRN kapsamında tescil edilen ve nihai statüye getirilmemiş beyanname sayısının, toplam beyanname sayısının %1’ini ve her durumda 200 adeti aşmaması

b) Başvurunun kayda alındığı tarihten önceki üç yıl esas alınmak suretiyle, ek-11’e uygun olarak yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen raporda, başvuru sahibinin genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun bir muhasebe sistemine ve şirket büyüklüğüne uygun bir idari örgütlenmeye sahip olduğunun, mali yapısının sağlam olduğunun, yükümlülüklerini karşılayacak yeterli mali kaynağa sahip olduğunun ve referans tutar ile kapsamlı teminat tutarı arasındaki farkı karşılayacak kadar öz kaynağının bulunduğunun gösterilmesi.

 


Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

BENZER İÇERİKLER

 

Ortak Transit Rejiminin başlıca avantajları nelerdir?

 

Gümrük Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı!

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/kapsamli-teminatta-indirim-ve-teminattan-vazgecme-basvurusu-ortak-kosullari-nelerdir/feed/ 0