üye – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 30 Jul 2024 07:56:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Bağımsız olarak çalışan mali müşavirler derneklere üye olabilir mi? https://www.muhasebenews.com/bagimsiz-olarak-calisan-mali-musavirler-derneklere-uye-olabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bagimsiz-olarak-calisan-mali-musavirler-derneklere-uye-olabilir-mi/#respond Tue, 30 Jul 2024 07:56:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152137 Bağımsız olarak çalışan mali müşavirler derneklere üye olabilir mi?

Evet. Bağımsız olarak veya bordrolu olarak çalışan SMMM’lerin dernek ve vakıflara üye olmasında meslek mevzuatı açısından bir engel yoktur.

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK 

F – YASAK HALLER VE İSTİSNALARI 

Meslekle ve Meslek Onuru İle Bağdaşmayan Haller 

Madde 42 – Meslek mensuplarının aşağıda belirtilen davranışlarda bulunmaları meslekle ve meslek onuruyla bağdaşmayan hallerden sayılır.

a) Yanında çalıştırdığı kişilere karşı uygunsuz davranışlarda bulunmak,

b) Aşırı içki ve kumar düşkünlüğü ile tanınmak,

c)  (Değişik:R.G-21/11/2007-26707) İlgili mevzuat gereğince meslektaşlarına, müşterilerine ve kanunlara göre bilgi vermek zorunda olduğu kişi ve kuruluşlara bilgi vermemek veya kasten yanıltıcı bilgi vermek,

d) Kanunlara göre yapılması yasak olan işlerden herhangi birini yapmak.

e)  (Ek:R.G-21/11/2007-26707) Meslekî etik ve meslekî bağımsızlık kurallarını ihlal etmek,

Ticari Faaliyette Bulunamama 

Madde 43 – Meslek mensupları, Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunmazlar. Meslek mensupları kendi mesleki faaliyetleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunamazlar. Ticari mümessillik, ticari vekillik ve acentelik yapamazlar. Adi ve kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirketlerde komandite ortak olamazlar. Limited ve anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı görevinde bulunamazlar. 

Hizmet Akdi ve Çalışamama 

Madde 44 – (Mülga ibare:RG-22/5/2015-29363) (…) serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirler gerçek ve tüzel kişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalışamazlar.

Reklam Yasağı 

Madde 45 – Meslek mensupları; iş elde etmek için, açık ve kapalı dolaylı veya dolaysız yöntemlerle reklamlarını yapamazlar ve yaptıramazlar.

(Değişik:R.G-21/11/2007-26707) Meslek mensuplarının; tabelalarına, kartvizit, rapor ve bunlara benzer diğer yazışma kâğıtlarına; meslek unvanlarını, akademik unvanlarını, iletişim araçlarının numaralarını, açık adreslerini, internet adresi ile elektronik posta adresini yazmaları reklam sayılmaz.

Meslek mensupları, unvanlarını kullanarak mesleki konularda ve bilimsel nitelikte, gazete ve dergilerde devamlılık arz etmemek üzere yazı yazabilirler. Yayıncılık yapamazlar.

Sadece iş tekliflerinde kullanılmak ve yazılı, sözlü ve görüntülü yayın araçları ile yayınlanmamak üzere kendilerinin, ortaklık veya şirket kuruluşlarında görev yapan diğer meslek mensuplarının öz geçmişlerini kapsayan tanıtıcı broşür bastırabilirler. Bu broşürlerde evvelce veya halen iş yaptıkları müşteriler açıklanamaz.

Kendileri veya mesleki ortaklık veyahut şirketleri adına işin gerektirdiği ciddiyet ve boyutta eleman arama ilanı verebilirler.

İş ilişkisinde bulunduğu firmalar adına bu ilanları veremezler.

 

Enaz ücretin Altında İş Kabul Edememe 

Madde 46 – Meslek mensuplarının hizmetlerine karşılık alacakları ücretin enaz miktarının tespitine dair usul ve esaslar ayrı bir yönetmelikle belirlenir. Bu miktarın altında iş kabulü yasak olup, bunun üzerindeki ücret, meslek mensubu ile iş sahipleri arasında serbestçe belirlenebilir.

Meslekle Bağdaşan İşler 

Madde 47 – Aşağıda belirtilen işler meslekle bağdaşan işlerden olup yapılmasında bir sakınca yoktur.

a) Bilirkişilik, tasfiye memurluğu, hayri ve ilmi kuruluşların yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunmak,

b) Limited ve anonim şirketler’de ortak, komandit şirketlerde komanditer ortak olmak veya murakıplık yapmak,

c) Meslek mensuplarının, üyesi oldukları ve kurumlar vergisinden muaf olan yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri ve yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevlerinde bulunmak,

d) Kadrolu olarak çalışmamak şartıyla öğretim ve eğitim amacı ile ders vermek,

e) Devamlılık arzetmemek kaydı ile gazete ve dergilerde yazı ve makale yazmak,

f) Seminer ve konferanslara katılmak,

g) (Ek:R.G-21/11/2007-26707) Her türlü yazılı ve görsel sanat ve edebiyat faaliyetinde bulunmak.


Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bagimsiz-olarak-calisan-mali-musavirler-derneklere-uye-olabilir-mi/feed/ 0
İhracatçılar Birliğine Kayılı Olanların Döviz Alım Satımındaki BSMV İstisnası https://www.muhasebenews.com/ihracatcilar-birligine-kayili-olanlarin-doviz-alim-satimindaki-bsmv-istisnasi/ https://www.muhasebenews.com/ihracatcilar-birligine-kayili-olanlarin-doviz-alim-satimindaki-bsmv-istisnasi/#respond Sat, 15 Jul 2023 11:46:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144294 Şirketimiz ihracatçılar birliğine üye iki yıldır ihracat yapmıyor. İthalat yapıyor. döviz bürosundan döviz alırken İhracatçılar birlik üye kaydımızı gösterdik. Binde 2 BSMV vergisi ödemedik. Bir sakınca olur mu?

BSMV’nin mükellefi yetkili Döviz büfesidir. Sizin için bir sorumluluk ve sakınca olmaz.


BENZER İÇERİKLER

Kambiyo (Döviz) Muamelelerinde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi

6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28’inci maddesi 1’inci fıkrası; “Banka ve sigorta şirketlerinin 10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’na göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.” hükmündedir.

Bu düzenleme uyarınca yetkili kurum ve kuruluşların yapmış oldukları bütün işlemler nedeniyle (olayımızda ‘kambiyo muameleleri’ dahil) kendi lehlerine aldıkları paraların Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine (BSMV) tabi olduğu açıktır.

Kanunun, “Matrah” başlıklı 31’inci maddesine göre kambiyo alım ve satım muamelelerinde verginin matrahı, kambiyo satışlarının tutarıdır.

Kambiyo Satışlarında BSMV Uygulaması

Kanunda, kambiyo alım ve satım muamelelerinden bahsedilmekte ve verginin matrahı kambiyo satışlarının tutarı olarak belirtilmektedir. Kanun, bir gider vergisi düzenlemesidir. “Gelirden yapılan bir harcama” veya “yapılan bir gider” söz konusu olduğundan, burada belirtilen kambiyo muamelesinin “kambiyo satım işlemi” olduğu, ancak kanun düzenlemesinde belirtilen “alım ve satım” işleminin genel olarak karşılıklı yapılan “alım satım”ı ifade ettiği düşünülmektedir. Kambiyo satışında, kambiyo satışını yapan olarak banka veya yetkili müessese; kambiyo alışını yapan olarak ise kambiyoyu alan gerçek veya tüzel kişinin kastedildiği değerlendirilmektedir.

Kambiyo muamelelerinde verginin doğması, kambiyo satışının yapılmasına bağlıdır. Kambiyo muamelesini yapan kurum veya kuruluş açısından yapılan işlemin “kambiyo satışı” olması gerekmektedir. Kambiyo satım işlemini yapan, banka veya yetkili müessese olabilir. Kanun düzenlemesi, kambiyo satış tutarı üzerinden vergi alınmasını öngörmüştür.

Diğer taraftan, bankalarca yapılan döviz/kambiyo alışlarında bu verginin uygulanmayacağı, zira düzenlemenin “bir gider vergisi” olması nedeniyle kanunun amacına uygun olmayacağı değerlendirilmektedir.

Kambiyo satış muamelelerinde, 2008-2019 yılları arasında BSMV sıfır olarak belirlenmiştir. Bu zaman aralığında kambiyo muamelelerinde BSMV fiilen kaldırılmış gibi işlem görmüştür.

Kambiyo Muamelelerinde Yetkili Kurum ve Kuruluşlar

Bankalar: 6802 sayılı Kanun’un 28’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bankaların yaptıkları işlemler, genel olarak, mevcut düzenlemelere bağlı kalınmaksızın “para ve sermaye piyasasına özgü işlemler” olarak tanımlanmıştır.

Bu işlemler mevduat kabulü, senet iskontosu, menkul kıymet ticareti, kredi işlemleri, altın ticareti, akreditif, vesika ve mal karşılığı, çek muhataplığı gibi ödeme ve tahsil işlemleri, kiralık kasacılık gibi hizmetler, altın ve para ticareti, döviz alım ve satım işlemleri olarak sayılabilir.

5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4’üncü maddesinde bankaların diğer kanunlarda öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla gerçekleştirebileceği faaliyetler arasında “efektif dahil kambiyo işlemleri; para piyasası araçlarının alım ve satımı; kıymetli maden ve taşların alımı, satımı veya bunların emanete alınması işlemleri” de yer almaktadır.

Yetkili Müesseseler (Döviz Büroları) ise T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürlüğü tarafından tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde dövize ilişkin işlemler; kıymetli maden, taş ve eşyalara ilişkin işlemler de yapabilen anonim şirketlerdir.

Yetkili Müesseseler; 1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve bu Kanun Hakkında 32 Sayılı Karar, söz konusu Karara istinaden yayımlanan tebliğlerde yer alan düzenlemelere göre faaliyetlerini yürütmektedir. Kambiyo satım işlemleri, BSMV uygulamasında banka muamele ve hizmeti olarak kabul edilmektedir.

Kambiyo Nedir?

Pratikte, “altın”ın bir ödeme aracı olmasından dolayı altınla yapılan işlemlerin “kambiyo” işlemleri kapsamında değerlendirilmesi yönünde farklı görüşler bulunmaktadır. 6802 sayılı Kanun’un 31’inci maddesi uyarınca, kambiyo muamelelerinde kambiyo satış işlemiyle birlikte vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir.

Altın satış işlemlerinin döviz satış muamelelerinde olduğu gibi BSMV tabi tutulabilmesi için altının, kambiyo tanımı kapsamında olması gerekmektedir. Kıymetli madenlere -altına- ilişkin düzenlemeler Kambiyo Mevzuatı içerisinde yapılmış olmakla birlikte Kambiyo Mevzuatı olarak adlandırılan 1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan 32 Sayılı Kararın “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinin (h) bendinde; DÖVİZ (KAMBİYO): efektif dâhil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtalar olarak belirtilmiştir. Bu çerçevede “efektif dâhil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtalar”a ilişkin işlemler, kambiyo muamelesi olarak bilinmektedir.

Kambiyo Muamelelerinde Yeni BSMV Oranı

24.05.2020 tarihinden önce kambiyo muamelelerinde BSMV oranı 05.12.2019 tarihli ve 7194 sayılı Kanun’un 8’inci maddesi uyarınca %02 (binde iki) olarak belirlenerek bu oranı sıfıra kadar indirmeye ve %2’ye kadar yükseltmeye Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır. Bu yetkiye dayanılarak kambiyo muamelelerinde 23.05.2020 tarihli ve 2568 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 24.05.2020 tarihinden itibaren geçerli kanuni oran %1 (yüzde bir) olarak yeniden belirlenmiş bulunmaktadır.

Kambiyo Muamelelerinde BSMV “Sıfır” Olan İstisnai İşlemler Nelerdir?

24.05.2020 tarihinde yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararıyla yetkili kurum ve kuruluşların kambiyo satışlarında BSMV sıfır olarak uygulayacağı istisnai işlemler belirlenmiştir. İstisnai işlemler;

-Bankalar ile yetkili müesseselerin kendi aralarında veya birbirlerine yaptıkları kambiyo satışları,

-Hazine ve Maliye Bakanlığına yapılan kambiyo satışları,

-Döviz kredisinin ödenmesine yönelik olarak, döviz kredisi kullanılan ya da kullanımına aracılık eden banka tarafından kredi borçlusuna yapılan kambiyo satışları,

-Sanayi sicil belgesini haiz işletmelere yapılan kambiyo satışları,

-İhracatçı Birliklerine üye olan ihracatçılara yapılan kambiyo satışlarıdır.

Kambiyo Muamelelerinde Geçmişten Günümüze BSMV Oranları?

Kambiyo Muamelelerinde BSMV Oranlarına İlişkin Tablo aşağıda yer almaktadır.

  TARİH İLGİLİ KANUN/MADDE ORAN
1 01.08.1956 6802 sayılı kanun/33 md. Onbinde 4,5
2 10.08.1970 1318 sayılı kanun/59 md. Onbinde 5,0
3 01.05.1981 2447 sayılı kanun/8 md. ‰ 1
4 01.01.1984 3239 sayılı kanun/133 md. ‰ 1
5 19.04.1986 08.04.1986 tarihli ve 86/10563 sayılı BKK ‰ 1
6 01.01.1989 06.12.1988 tarihli ve 88/13608 sayılı BKK ‰ 1
7 01.01.1992 12.08.1991 tarihli ve 91/2072 sayılı BKK ‰ 1
8 01.09.1998 28.08.1998 tarihli ve 98/11591 sayılı BKK (91/2072 sayılı  BKK yürürlükten kaldırılmıştır.) ‰ 1
9 01.08.2002 07.10.1998 tarihli ve 98/11795 sayılı BKK

(98/11591 sayılı BKK’da değişiklik)

‰ 1
10 01.05.2008 31.03.2008 tarihli ve 2008/13459 sayılı BKK

(98/11591 sayılı BKK’da değişiklik)

0
11 15.05.2019 14.05.2019 tarihli ve 1108 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ‰ 1
12 07.12.2019 7194 sayılı kanun/8 md. ‰ 2
 

13

 

24.05.2020

23.05.2020 tarihli ve 2568 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı % 1

 

Uygulanan BSMV oranları 1956 yılından günümüze kadar geçen zaman içerisinde 0 ile %1 arasında değişkenlik göstermiştir.

 


Kaynak: OAİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihracatcilar-birligine-kayili-olanlarin-doviz-alim-satimindaki-bsmv-istisnasi/feed/ 0
Şirketin tasarladığı kart sistemine üye kazandıranlara yapılan ödemelerin vergilendirilmesi https://www.muhasebenews.com/sirketin-tasarladigi-kart-sistemine-uye-kazandiranlara-yapilan-odemelerin-vergilendirilmesi/ https://www.muhasebenews.com/sirketin-tasarladigi-kart-sistemine-uye-kazandiranlara-yapilan-odemelerin-vergilendirilmesi/#respond Mon, 10 Jan 2022 08:24:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120732

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

90792880-160.02.01[2014/94]-187447

04.08.2016

Konu

:

Şirketin tasarladığı …..cart sistemine üye kazandıranlara yapılan ödemelerin vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, şirketinizce tasarlanan ….cart sistemine üye olanların  ve sisteme kazandırdıkları üyelerin satın alacakları asıl kart bedelinin %10’u oranındaki bedelin şirketinizce üyelere geri ödeneceğinden bahisle, söz konusu ödemelerin tabi olacağı vergi ile ödemelere ilişkin olarak düzenlenmesi gereken belgeler hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

            A) Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler halinde sayılarak, anılan maddenin üçüncü fıkrasında, ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usulde gelir vergisine tâbi olanlar ile söz konusu maddede sayılan işleri gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacakları hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin son fıkrasında ise “Bu muaflığın 94’üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 61’inci maddesinde de “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

            Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94’üncü maddesinde ise “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

            1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61’inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

            …

            13. Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden,

            …

            d) Diğer hizmet alımları (“a”, “b” ve “c” alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için (2009/14592 sayılı B.K.K. ile %10 Yürürlük; 12.01.2009)hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin tasarladığı ….card sistemine üye kazandıranlara, bu hizmetleri dolayısıyla ……..card satın almak için ödedikleri asıl kart bedelinin %10’u oranında yapılan ödemelerin; söz konusu sisteme üye kazandıranların bu faaliyetlerini anılan şirketin emir ve talimatları dahilinde sunması, aralarında işçi işveren ilişkisinin bulunması halinde, ücret hükümlerine göre Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103’üncü maddeleri kapsamında vergilendirilmesi gerekmektedir.

Ancak, ….card sistemine üye kazandıran kişilerin söz konusu faaliyetinin ücretin unsurlarını ihtiva etmemesi durumunda, bu kişilerden alınacak hizmetin anılan Kanunun 94’üncü maddesinin 13/(d) numaralı alt bendi kapsamında “diğer hizmet alımı” olarak değerlendirilmesi ve bunlara yapılacak ödemelerin sözü edilen hüküm uyarınca tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.

            B) Vergi Usul Kanunu Yönünden Değerlendirme:

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “İspat edici kağıtlar” başlıklı 227’nci maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun 229’uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış, Kanunun 231’inci maddesinin (5) numaralı bendinde ise; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır…” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, yine aynı Kanunun 234’üncü maddesinde; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:

            …

            3- Vergiden muaf esnafa;

            Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.

            Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev’i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.” hükmü yer almaktadır.

Mezkur Kanunun 238’inci maddesinde de, işverenlerin her ay ödedikleri ücretler için ücret bordrosu tutmaya mecbur oldukları, Gelir Vergisi Kanunu’na göre vergiden muaf olan ücretlerle “diğer ücret” üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre;  şirketinizin tasarladığı ….card sistemine üye kazandıranlara, bu hizmetleri dolayısıyla ….card satın almak için ödedikleri asıl kart bedelinin %10’u oranında yapılan ödemelerin; söz konusu sisteme üye kazandıranların bu faaliyetlerini şirketinizin emir ve talimatları dahilinde sunulması, aralarında işçi işveren ilişkisinin bulunması halinde ücret bordosu ile bu faaliyetlerin şirketin emir ve talimatları dışında diğer hizmet alımı olarak değerlendirilmesi halinde ise gider pusulası düzenlenmek suretiyle belgelendirilmesi gerekmektedir.

            C) Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun; 1/1’inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 17/4-a maddesinde 4842 sayılı kanunla yapılan değişiklikle Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

Bu durumda; adı geçen şirketin tasarladığı …card sistemine üye kazandıranlara, bu hizmetleri dolayısıyla ….card satın almak için ödedikleri asıl kart bedelinin % 10’u oranında yapılan ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu gereğince ücret hükümlerine göre değerlendirilmesi halinde katma değer vergisi uygulanmayacaktır.

Söz konusu faaliyetin ücret unsurlarını ihtiva etmemesi durumunda ise Gelir Vergisi Kanunu yönünden diğer hizmet alımları kapsamında değerlendirilerek KDV Kanununun 17/4-a maddesi gereğince katma değer vergisinden istisna olması gerekmektedir.

D) Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, 2/d maddesinde de, İvazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade edeceği, aynı Kanunun 5’inci maddesinde ise, Veraset ve İntikal Vergisinin mükellefinin, veraset tarikiyle veya ivazsız bir tarzda mal iktisap eden şahıslar olduğu hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, ……card sistemine üye kazandıran kişilere bu hizmetleri karşılığında yapılan ödemeler ivazsız intikal niteliğinde olmadığından veraset ve intikal vergisine tabi bulunmamaktadır.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirketin-tasarladigi-kart-sistemine-uye-kazandiranlara-yapilan-odemelerin-vergilendirilmesi/feed/ 0
Yabancı uyruklu şirket ortakları için çalışma izni alınması gerekli midir? https://www.muhasebenews.com/yabanci-uyruklu-sirket-ortaklari-icin-calisma-izni-alinmasi-gerekli-midir/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-uyruklu-sirket-ortaklari-icin-calisma-izni-alinmasi-gerekli-midir/#respond Sun, 14 Nov 2021 13:30:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118065 Azerbaycan uyruklu kişiye tek ortaklı Ltd.Şti.kurduk. Tescil tarihi 08/09/2021. Bu kişi için çalışma izni almak gerekiyor mu? 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş olan; Limited şirketlerin şirket ortağı olan müdürü, Anonim şirketlerin şirket ortağı olan yönetim kurulu üyesi, Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yönetici olan komandite ortağı, olan yabancılar çalışma izni alarak çalışabilirler. 

6102 sayılı Kanuna göre kurulmuş; Anonim şirketlerin Türkiye’de ikamet etmeyen yönetim kurulu üyesi, Diğer şirketlerin yönetici sıfatı olmayan ortağı, çalışma izni muafiyeti kapsamında değerlendirilir. 

Yabancı uyruklu şirket ortakları çalışma izni başvurularını yurt içinden veya yurtdışından yapabilirler. Şirket ortağının Türkiye’den başvuruda bulunabilmesi için en az 6 ay süreli ikamet izni sahibi olması aranır. Eğer böyle bir izne sahipse yabancı Türkiye’den başvurusunu doğrudan Bakanlığa yönlendirebilir.

1- Çalışma iznim bitmek üzere ikamet izni başvurusu yapabilir miyim?

Çalışma izni bitmeden son 60 gün içerisinde amacınıza uygun ikamet izni için başvuru yapabilirsiniz.

2- Çalışma iznim çıktıktan sonra ikamet izni almam gerekli mi?

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı tarafından veya kendi mevzuatında çalışma izni vermeye yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen çalışma izinleri, geçerli olduğu sürece ikamet izni olarak kabul edilir. Çalışma izninin sona erdiği tarih, aynı zamanda ikamet izninin de bitiş tarihidir. Çalışma izni süresi sona erdiği halde süresini uzatmayan ya da yeni durumuna uygun ikamet izni almayan yabancılar, ikamet izni ihlali yapmış sayılırlar.

3- Çalışma iznim iptal olduğunda ikamet iznim de iptal olur mu?

Çalışma izni ikamet izni yerine sayıldığı için süresi devam ettiği sürece ikamet izni alınması gerekmemektedir. Ancak çalışma izninin süresi dolması halinde ikamet izni gibi 10 gün daha yasal hakkı olup bu süre içinde amacına uygun ikamet iznine başvuru yapılabilir. Eğer yabancının hem çalışma izni hem de ikamet izin belgesi var ise çalışma izninin iptal olması halinde ikamet izni iptal olmayıp yasal kalış hakkı sağlamaktadır. İkamet izninin süresinin sonuna kadar yasal olarak kalabilir.

4- Çalışma iznim var. Türkiye’de eğitim görebilir miyim?

Çalışma iznine sahip olan yabancının öğrenci ikamet izni alabilme koşullarının ortaya çıkması halinde, çalışma izni ile öğrenci ikamet izninin sağladığı haklardan faydalanabilir.

5- Çalışma iznine başvurabilmek için en az kaç ay/yıl ikamet izni süresine sahip olmalıyım?

Yasal düzenlemeler çerçevesinde yurt içinden başvuru yapma hakkı tanınanlar hariç, ülkemizden yapılacak çalışma izni başvurularında geçmişe dönük en az 6 ay süresi bulunan (Turizm amaçlı kısa dönem ikamet izni hariç) ve halen geçerli bir ikamet iznine sahip olunması durumunda Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı müracaat edilebilir.

6- Çalışma izninin ikamet izni sayılmasıyla birlikte yabancıların herhangi bir bildirimde bulunması gerekiyor mu?

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun yirmi yedinci maddesine göre çalışma izini ve çalışma izni muafiyet teyit belgesi ikamet izni yerine geçmektedir. Söz konusu çalışma izni alan yabancılar ülkemize giriş tarihinden itibaren 20 iş günü içerisinde İl Göç İdaresine kayıtlarını yaptırmak zorundadırlar.

7- Geçici koruma kapsamındayım, çalışma izni alabilir miyim?

Geçici koruma sağlanan yabancılar geçici koruma kimlik belgesinin düzenlendiği tarihten altı ay sonra çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti almak için başvurabilirler.

8- Mülteci statüsünde Türkiyede bulunuyorum, çalışma izni alabilir miyim?

Mülteci ya da ikincil koruma statüsü sahibi yabancılar çalışamayacağı iş ve mesleklere ilişkin diğer mevzuatta yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla statü alınmasından itibaren bağımlı veya bağımsız olarak çalışabilmektedir. Mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi kimlik belgesi, çalışma izni yerine de geçer ve bu durum kimlik belgesine yazılmaktadır.

9- Türkiye’de öğrenci olarak bulunmaktayım. Çalışma izni konusunda nereye başvuracağım?

Türkiye’de öğrenim gören ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri, çalışma izni almak kaydıyla çalışabilirler. Ancak, ön lisans ve lisans öğrencileri için çalışma hakkı, ilk yıldan sonra başlar ve ilgili kanunla düzenlenir. Başvurular Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığına yapılmaktadır.

10- Türkiye’de öğrenim gören yüksek lisans ve doktora öğrencileri çalışma iznine başvuruda bulunabilirler mi?

Türkiye’de öğrenim gören yüksek lisans ve doktora öğrencileri, çalışma izni aldıkları takdirde çalışabilirler. Çalışma izni alan öğrenciler, çalışma izninin geçerli olduğu süre içinde öğrenci ikamet izni alma yükümlülüğünden muaf tutulurlar. Ancak yabancı, çalışma izni süresi bittiğinde veya uzatılmadığında öğrenci ikamet izni almak zorundadır.

11- Yabancı futbolcular için çalışma izni almamız lazım mı?

Türkiye Futbol Federasyonunca veya Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce talepleri uygun bulunan yabancı futbolcular ile diğer sporcu ve antrenörlerin sözleşmeleri süresince çalışma izni almalarına gerek bulunmamaktadır.

Bağımsız çalışma izni nedir?

Yabancı çalışma izni alınan personelin tabi olacağı sigorta kolu nedir?

Çalışma izni alan yabancı personelin işe giriş tarihi ne olmalıdır?

Türkiye’de ikamet etmeyen A.Ş. yönetim kurulu üyelerine çalışma izni almalı mıyız?

Çalışma izni aldığımız personelimiz yurt dışına çıkabilir mi?

Yurt dışında ikamet eden yabancı kişiler Türkiye’de şirket kurmak isterlerse çalışma izni almak zorunda…

Hafta sonu şantiyemizde çalışacak olan personeller için çalışma izni almalı mıyız?

..


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-uyruklu-sirket-ortaklari-icin-calisma-izni-alinmasi-gerekli-midir/feed/ 0
Hizmet ihracı yapmak için ihracatçılar birliğine üye olmak zorunda mıyız? https://www.muhasebenews.com/hizmet-ihraci-yapmak-icin-ihracatcilar-birligine-uye-olmak-zorunda-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/hizmet-ihraci-yapmak-icin-ihracatcilar-birligine-uye-olmak-zorunda-miyiz/#respond Sun, 10 Oct 2021 08:30:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116295 Bir LTD.ŞTİ ortağı işi ile ilgili yurt dışı otel konaklaması yapmış ve karşılığında 450 Euro INVOICE almıştır. Bu faturanın işleyişinde gider ve KDV 2 olmalımıdır?

Hizmetten yararlanma Yurt dışında olduğu için KDV ve Stopaj olmaz.

Şahıs işletmemiz hizmet ihracatı yapmak istiyor. KDV’siz fatura düzenleyecektir. Hizmet ihracatı yapmak için ihracatçılar birliğine üye olması yada ito ya üye olması gerekiyor mu?

Hizmet ihracatı yapmak için her hangi kurum veya kuruluşa kayıt zorunluluğu olmaz.

KDV 12 / 2. maddedeki şartların olması yeterlidir.

3065 – KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU

İhracat Teslimi ve Yurt Dışındaki Müşteriler İçin Yapılan Hizmetler

Madde 12

Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır:

a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya veya 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.[1]

b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına veya yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez.

Yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak malın cinsi ve miktarı ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin olarak sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Yetkili gümrük antrepolarının işleyişine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca belirlenen esaslara uyulmaması halinde ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden katma değer vergisi iadesi alanla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumludur.[2]

Yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade eder. Bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır.

a) Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.

b) Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır.

3) Fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılması için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır.

a) Fason hizmet serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olmalıdır.

b) Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılmalıdır.[3]


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hizmet-ihraci-yapmak-icin-ihracatcilar-birligine-uye-olmak-zorunda-miyiz/feed/ 0
Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri 4/1-b sigortalılık kapsamında mıdır? https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerde-yonetim-kurulu-uyeleri-4-1-b-sigortalilik-kapsaminda-midir/ https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerde-yonetim-kurulu-uyeleri-4-1-b-sigortalilik-kapsaminda-midir/#respond Thu, 29 Jul 2021 02:33:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110625 Anonim Şirket de ortaklığı bulunmayan yönetim kurulu başkanı zorunluluk sigortalılık durumu 4/1-B kapsamında mıdır?

1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (“1479 sayılı Kanun”)’nun mülga 24’üncü maddesi gereğince anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları sigortalı sayılmakta iken 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi ile anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları sigortalı sayılarak yönetim kurulu üyesi olmayan ortaklar ile kurucu ortaklar zorunlu 4/1-b kapsamı dışında tutulmuştur.

Bu kapsamda, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olmayan şirket ortakları bahse konu şirkette ayrıca başka bir görev üstleniyorlarsa 4-a kapsamında sigortalı olabilecekler ve ücret alabileceklerdir.

A.Ş.’de SGK’lı avukat olarak çalışan personel aynı şirkete yüzde 10 hisse ile ortak oldu.

SGK devam etmektedir SGK açısından engel var mıdır?

1.10.2008 tarihinden sonra ilk defa veya yeniden yönetim kurulu üyesi olan anonim şirket ortakları zorunlu olarak kanunun 4. Maddesi (b) bendi kapsamında sigortalı olacakları için bu işyerlerinden kanunun 4. Maddesi (a) bendi kapsamında (Ssk sigortalısı olarak) bildirilmeleri mümkün değildir. 

Anonim şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyelerinin çalışması hizmet akdi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, vekâlet akdine daha yakın olduğu, ancak vekalet akdinin de 4/a (SSK) sigortalısı olma koşullarını sağlamadığı bilinmelidir. 

Böylelikle anonim şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyeleri bu sıfatları dolayısıyla 4/a (SSK), 4/b (Bağ – Kur) ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında sigortalısı olarak değerlendirilemez. 

Ancak şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyesinin aynı şirket bünyesinde hizmet akdine tabi olarak çalışmasının önünde herhangi bir engel bulunmamakta ve bu kapsamda çalışmaları durumunda 4/a (SSK) sigortalısı olmaları zorunluluk teşkil etmektedir. 

Yine Yönetim Kurulu üyesi olmayan A.Ş. ortakları, ortak olduğu şirkette Türk Ticaret Kanunundan kaynaklanmayan bir görev (üretim, personel, muhasebe müdürü vb.) almaları halinde şirket tüzel kişiliği ile aralarında hizmet akdi bulunacağından 4-a kapsamında sigortalı olmaları gerekmektedir.

A.Ş.’de şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyesinin emekli olması halinde 4/a SGDP’li olması gerekliliği mevzuatta hangi genelgede yer almaktadır. 

Ayrıca, yine AŞ, de şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyelerinin şirkette ayrıca genel müdür görevini yürütmesi halinde 4/a’lı mı olması gerekir? Bu da hangi genelgede yer almaktadır? 

Anonim şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyelerinin çalışması hizmet akdi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, vekâlet akdine daha yakın olduğu, ancak vekalet akdinin de 4/a (SSK) sigortalısı olma koşullarını sağlamadığı bilinmelidir. 

Böylelikle anonim şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyeleri bu sıfatları dolayısıyla 4/a (SSK), 4/b (Bağ- Kur) ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında sigortalısı olarak değerlendirilemez. 

Ancak şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyesinin aynı şirket bünyesinde hizmet akdine tabi olarak çalışmasının önünde herhangi bir engel bulunmamakta ve bu kapsamda çalışmaları durumunda 4/a (SSK) sigortalısı olmaları 3 zorunluluk teşkil etmektedir. 

Ayrıca Şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyesinin emekli olması halinde ise 4/a SGDP’li olması gerekmektedir.

Anonim şirket yönetim kurulu üyesi aynı zamanda başka bir firmada 4/a statüsünde çalışıyor. Diğeri ise Bağ-Kur’lu Huzur hakkı ödemesi yaparsak her ikisi için de SGK’ya prim ödenmeli mi?

Huzur hakkı, düzenli olarak toplantılara iştiraki sağlamak ve toplantı yapmayı teşvik etmek üzere yönetim kurulu üyelerine toplantı başına ödenen bir mali haktır. Huzur hakkının ödenmesi ya esas sözleşmeye hüküm konulmakla ya da genel kurulda görüşülerek karara bağlanmakla mümkündür. Huzur hakkının SGK primine tabi olup olmadığı hususu, yönetim kurulu üyesinin 4-1/a kapsamın ya da 4-1/b kapsamında olup olmadığına göre farklılık arz edecektir.

Yönetim kurulu üyesi, 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında sigortalılığı devam ediyorsa bu kimselerin elde ettikleri huzur hakkı ücret özelliği taşıdığı dikkate alınarak prime tabi tutulması gerekirken, 4-1/b kapsamında sigortalı iseler huzur hakkı adı altında kendilerine yapılan ödemelerden sigorta primi kesilmeyecektir. Genel anlamda yönetim kurulu üyeleri ve ortaklar ile şirket arasındaki ilişki hizmet akdine bağlı bir işçi işveren ilişkisinden doğmadığından, 4/a kapsamında sigorta primine tabi tutulmamaktadır. Bu nedenle de anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları 4/b kapsamında sigortalı sayılmışlardır.


Kaynak: ismmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-sirketlerde-yonetim-kurulu-uyeleri-4-1-b-sigortalilik-kapsaminda-midir/feed/ 0
Türkiye’de ikamet etmeyen A.Ş. yönetim kurulu üyelerine çalışma izni almalı mıyız? https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-a-s-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-almali-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-a-s-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-almali-miyiz/#respond Fri, 23 Jul 2021 23:18:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=84173 ABD merkezli bir şirketin Türkiye şubesini kuracağız ve Türk şube yetkilisine ek olarak, ABD pasaportlu Türkiye’de yerleşik olmayan 2 kişi daha şube yetkilisi olarak atanacaktır. Müdürlerin ve ikamet etmeyen yabancıların çalışma izni almasına gerek var mı?

6735 sayılı yeni Uluslararası İş gücü Kanununa göre anonim şirketlerin Türkiye’de ikamet etmeyen yönetim kurulu üyelerine ve Limited şirketlerin şirket yetkilisi olmayan diğer yabancı ortaklarına çalışma izni alma zorunluluğu kaldırılmıştır. Şirket müdürü yabancı uyruklu ise o kişinin çalışma izni alması zorunludur.

Yabancı uyruklu bir kişi daha önceki çalışmış olduğu işyerinde iken çalışma izni almış. Şimdi yeni bir işyerinde sigortalı çalışmak istiyor. Yeni işyeri için yeniden çalışma izni almasına gerek var mıdır?

Çalışma İzinleri başvuru yaptıkları işyerleri için geçerli olup yeni işyerine girişte yeniden alınması gerekmektedir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-a-s-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-almali-miyiz/feed/ 0
Anonim şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyeleri 4a sigortalı olarak aynı şirkette sigortalı olarak çalışabilir mi? https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-ortagi-olmayan-yonetim-kurulu-uyeleri-4a-sigortali-olarak-ayni-sirkette-sigortali-olarak-calisabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-ortagi-olmayan-yonetim-kurulu-uyeleri-4a-sigortali-olarak-ayni-sirkette-sigortali-olarak-calisabilir-mi/#respond Tue, 29 Jun 2021 02:21:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108228 A.Ş.’de şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyesinin emekli olması halinde 4/a SGDP’li olması gerekliliği mevzuatta hangi genelgede yer almaktadır. 

Ayrıca, yine AŞ, de şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyelerinin şirkette ayrıca genel müdür görevini yürütmesi halinde 4/a’lı mı olması gerekir? Bu da hangi genelgede yer almaktadır? 

Anonim şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyelerinin çalışması hizmet akdi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, vekâlet akdine daha yakın olduğu, ancak vekalet akdinin de 4/a (SSK) sigortalısı olma koşullarını sağlamadığı bilinmelidir. 

Böylelikle anonim şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyeleri bu sıfatları dolayısıyla 4/a (SSK), 4/b (Bağ- Kur) ve 4/c (Emekli Sandığı) kapsamında sigortalısı olarak değerlendirilemez. 

Ancak şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyesinin aynı şirket bünyesinde hizmet akdine tabi olarak çalışmasının önünde herhangi bir engel bulunmamakta ve bu kapsamda çalışmaları durumunda 4/a (SSK) sigortalısı olmaları 3 zorunluluk teşkil etmektedir. 

Ayrıca Şirket ortağı olmayan yönetim kurulu üyesinin emekli olması halinde ise 4/a SGDP’li olması gerekmektedir.

_______________________________________________________________________

Anonim şirket yönetim kurulu üyesi aynı zamanda başka bir firmada 4/a statüsünde çalışıyor. Diğeri ise Bağ-Kur’lu Huzur hakkı ödemesi yaparsak her ikisi için de SGK’ya prim ödenmeli mi?

Huzur hakkı, düzenli olarak toplantılara iştiraki sağlamak ve toplantı yapmayı teşvik etmek üzere yönetim kurulu üyelerine toplantı başına ödenen bir mali haktır. Huzur hakkının ödenmesi ya esas sözleşmeye hüküm konulmakla ya da genel kurulda görüşülerek karara bağlanmakla mümkündür. Huzur hakkının SGK primine tabi olup olmadığı hususu, yönetim kurulu üyesinin 4-1/a kapsamın ya da 4-1/b kapsamında olup olmadığına göre farklılık arz edecektir.

Yönetim kurulu üyesi, 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında sigortalılığı devam ediyorsa bu kimselerin elde ettikleri huzur hakkı ücret özelliği taşıdığı dikkate alınarak prime tabi tutulması gerekirken, 4-1/b kapsamında sigortalı iseler huzur hakkı adı altında kendilerine yapılan ödemelerden sigorta primi kesilmeyecektir. Genel anlamda yönetim kurulu üyeleri ve ortaklar ile şirket arasındaki ilişki hizmet akdine bağlı bir işçi işveren ilişkisinden doğmadığından, 4/a kapsamında sigorta primine tabi tutulmamaktadır. Bu nedenle de anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları 4/b kapsamında sigortalı sayılmışlardır.


Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-ortagi-olmayan-yonetim-kurulu-uyeleri-4a-sigortali-olarak-ayni-sirkette-sigortali-olarak-calisabilir-mi/feed/ 0
Türkiye’de ikamet etmeyen şirket ortakları veya yönetim kurulu üyelerine çalışma izni alınmalı mıdır? https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-sirket-ortaklari-veya-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-alinmali-midir/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-sirket-ortaklari-veya-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-alinmali-midir/#respond Wed, 03 Feb 2021 04:46:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98308 Bir ortağı Türk diğer ortağı Etiyopyalı olan bir limited Şirket kurduk. Türk ortak yönetici ortak imza yetkisine sahip, yabancı olan ise herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır. Yabancı ortağa çalışma izni almalı mıyız?

Yabancı uyruklu şahıs aşağıdaki sıfatlardan birini taşıması durumunda, çalışma izni muafiyeti kapsamında değerlendirilecektir. Bu kişilerin Türkiye’de çalışma izni alması gerekmemektedir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu göre kurulan Anonim Şirketlerin Türkiye dışında bulunan yönetim kurulu üyesi; diğer şirketlerin yönetici konumunda olan ortakları.

Yukarıda belirtilenlerin dışındakiler çalışma izni almalıdır.


Yabancı bir kişiye şahıs firması açmak istiyoruz. Sadece oturma izni var. Çalışma izni almadan şahıs firması kurabilir miyiz?

Oturma izni ile yabancı uyruklu kişiye işletme kaydının yapılabileceğini, açılış sonrası çalışma iznine başvuru yapılması gerektiğini değerlendirilmektedir.


Çalışma iznim bitmek üzere ikamet izni başvurusu yapabilir miyim?

Çalışma izni bitmeden son 60 gün içerisinde amacınıza uygun ikamet izni için başvuru yapabilirsiniz.

Çalışma iznim çıktıktan sonra ikamet izni almam gerekli mi?

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı tarafından veya kendi mevzuatında çalışma izni vermeye yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen çalışma izinleri, geçerli olduğu sürece ikamet izni olarak kabul edilir. Çalışma izninin sona erdiği tarih, aynı zamanda ikamet izninin de bitiş tarihidir. Çalışma izni süresi sona erdiği halde süresini uzatmayan ya da yeni durumuna uygun ikamet izni almayan yabancılar, ikamet izni ihlali yapmış sayılırlar.

Çalışma iznim iptal olduğunda ikamet iznim de iptal olur mu?

Çalışma izni ikamet izni yerine sayıldığı için süresi devam ettiği sürece ikamet izni alınması gerekmemektedir. Ancak çalışma izninin süresi dolması halinde ikamet izni gibi 10 gün daha yasal hakkı olup bu süre içinde amacına uygun ikamet iznine başvuru yapılabilir. Eğer yabancının hem çalışma izni hem de ikamet izin belgesi var ise çalışma izninin iptal olması halinde ikamet izni iptal olmayıp yasal kalış hakkı sağlamaktadır. İkamet izninin süresinin sonuna kadar yasal olarak kalabilir.

Çalışma izninin ikamet izni sayılmasıyla birlikte yabancıların herhangi bir bildirimde bulunması gerekiyor mu?

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun yirmi yedinci maddesine göre çalışma izini ve çalışma izni muafiyet teyit belgesi ikamet izni yerine geçmektedir. Söz konusu çalışma izni alan yabancılar ülkemize giriş tarihinden itibaren 20 iş günü içerisinde İl Göç İdaresine kayıtlarını yaptırmak zorundadırlar.

Yabancı futbolcular için çalışma izni almamız lazım mı?

Türkiye Futbol Federasyonunca veya Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce talepleri uygun bulunan yabancı futbolcular ile diğer sporcu ve antrenörlerin sözleşmeleri süresince çalışma izni almalarına gerek bulunmamaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-ikamet-etmeyen-sirket-ortaklari-veya-yonetim-kurulu-uyelerine-calisma-izni-alinmali-midir/feed/ 0
Üye olmayanlardan bağış alan kooperatif kurumlar vergisi öder mi? https://www.muhasebenews.com/uye-olmayanlardan-bagis-alan-kooperatif-kurumlar-vergisi-oder-mi/ https://www.muhasebenews.com/uye-olmayanlardan-bagis-alan-kooperatif-kurumlar-vergisi-oder-mi/#respond Wed, 20 Jan 2021 07:02:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101984 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

13649056-125.04.02[04-2018-ÖZE-01]-E.45229

03.09.2020

Konu

:

Kalkınma kooperatifine yapılan bağış ve yardımın vergilendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ticari faaliyetinde üye dışı işlem yapan Kooperatifinizin mevcut borçlarını ödemek ve tasfiye işlemleri ile ilgili giderlerini karşılamak için üyelerden ve üye dışı kişilerden bağış geliri elde ettiği belirtilerek, Kooperatifinizin elde ettiği bağış gelirinin kurumlar vergisi ve katma değer vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun; 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde kooperatiflerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu, 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatiflerin 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade ettiği, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde;

 “Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri. (Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler “ortak dışı” işlemlerdir. Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz. Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edilir. Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi yoktur. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.)” hükümlerine yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 6 ncı maddesinde ise kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.3. Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerde ortak dışı işlemlerin vergilendirilmesi” başlıklı bölümünde;

“7061 sayılı Kanunla 5520 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendine eklenen parantez içi hükümle 1/1/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kurumlar vergisinden muaf kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceği, kooperatiflerin bu iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının da muafiyete etkisinin olmayacağı ve ortak dışı işlemlerden elde edilen kazancın vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

            Bu suretle kooperatiflerin, 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirecekleri ortak dışı işlemler nedeniyle muafiyetleri etkilenmeyecek; ancak bu işlemlerden elde edilen kazançlar kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, muafiyete ilişkin diğer şartları taşıyan kooperatiflerin ortak dışı işlemlerinden elde edilen kazançları kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacak, ortak içi işlemlerinden elde edilen kazançlarının kurumlar vergisine tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.

            Ortak dışı işlemlerle ilgili olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme adına gerekli kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.

            Öte yandan, ortak dışı işlemlerde bulunmaları nedeniyle 1/1/2018 tarihinden önce kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş olan kooperatiflerin, muafiyete ilişkin diğer şartları da taşıyor olmaları kaydıyla, 1/1/2018 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi mükellefiyet kayıtları sonlandırılacaktır. Bu kooperatiflerin 1/1/2018 tarihinden itibaren gerçekleştirdikleri ortak dışı işlemlerine ilişkin olarak kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmek suretiyle bu işlemlerden elde ettikleri kazançları vergilendirilecektir.

            (17 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişen paragraf: RG15/02/2019-30687) Kurumlar vergisinden muaf olan kooperatiflerce, ortak dışı işlemlerden doğan kazancın ve kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından ortak dışı işlem kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi, ortak dışı işlemlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının diğer işlemlerle ilişkilendirilmemesi ve kooperatif tarafından tutulan defterlere, bu ayrımı sağlayacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ticari faaliyeti nedeniyle 1/1/2002 tarihi itibariyle kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmiş olan Kooperatifinizin, Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan şartları taşıması halinde, ortak dışı işlemleriniz nedeniyle 1/1/2018 tarihinden itibaren Kooperatifinize bağlı bir iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir. Kooperatifinizin bağış veya yardım adı altında tahsil ettiği paralar ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup 1/1/2018 tarihinden itibaren ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların tamamı söz konusu iktisadi işletme nezdinde vergiye tabi kurum kazancının tespitinde dikkate alınacaktır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ (KDV) KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-20/1 inci maddesinde, vergi matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

-20/2 nci maddesinde ise, bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

60 No.lu KDV Sirkülerinin “1.3. Aidatlar” başlıklı bölümünde;

“Üyelerden veya katılımcılardan alınan aidatlar, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV’nin konusuna girmemektedir. Örneğin dernek tüzüğünde belirtilen gelirlerden olan üye aidatları KDV’ye tabi tutulmayacaktır.

            Ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV’ye tabi tutulacaktır. Örneğin tüketim ve taşımacılık kooperatifleri gibi kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatiflerin üyeleri tarafından yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV’ye tabi bulunmaktadır. Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan kooperatifin ortak giderleri karşılamak (üyelerin güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı, elektrik ve su gibi ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil ettiği aidatlar ise ticari mahiyet arz etmediğinden KDV’ye tabi tutulmayacaktır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, Kooperatifinizin bağış veya yardım adı altında tahsil ettiği tutarlar herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemesi şartıyla KDV’nin konusuna girmeyecektir.

Ancak, bağış veya yardım adı altında tahsil edilen tutarların Kooperatifinizin teslim veya hizmetlerine ilişkin olması halinde bu tutarların KDV’ye tabi tutulacağı tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/uye-olmayanlardan-bagis-alan-kooperatif-kurumlar-vergisi-oder-mi/feed/ 0