unsuru – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 13 Apr 2023 17:15:48 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Matrah ve Vergi Artırımı Ödemeleri Gider Veya Maliyet Unsuru Olarak Kabul Edilmeyecektir https://www.muhasebenews.com/matrah-ve-vergi-artirimi-odemeleri-gider-veya-maliyet-unsuru-olarak-kabul-edilmeyecektir/ https://www.muhasebenews.com/matrah-ve-vergi-artirimi-odemeleri-gider-veya-maliyet-unsuru-olarak-kabul-edilmeyecektir/#respond Thu, 13 Apr 2023 17:15:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141674

MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINA İLİŞKİN DİĞER HUSUSLAR 

a) Matrah ve vergi artırımı sonucunda, hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmeyecektir.

Söz konusu vergilerin herhangi bir vergiden indirim veya mahsup edilmesi mümkün olmadığı gibi iade edilmesi de söz konusu değildir.

b) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmayacak ve tahsil olunmayacaktır.

c) Matrah ve vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartları yerine getiren mükelleflerin defter ve belgeleri artırıma konu vergi türleri için kendileri adına tarhiyat yapılmak amacıyla incelenmeyecek olmasına rağmen, defter ve belgelere, diğer vergi türleri için inceleme yapılması, üçüncü kişilerle ilgili olarak karşıt incelemeler yapılması, mahkemelerce belli konulara bakılması veya bilirkişilerce ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle müracaat edilebilecektir. Bu nedenle, matrah ve vergi artırımından yararlanan mükelleflerin, defter ve belgelerini 213 sayılı Kanun hükümleri uyarınca saklayacakları ve ibraz edecekleri tabiidir.

ç) Defter ve belgeleri üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler dilerlerse vergi incelemesi yapılan yıllar için de matrah ve vergi artırımında bulunabileceklerdir.

d) Matrah ve vergi artırımı yapılmayan yıllar ve dönemler için vergi incelemesi yapılabilecektir.

e) 7440 sayılı Kanunun 5 inci ve geçici 1 inci maddelerine göre matrah ve vergi artırımları, bu Tebliğe ekli bildirim formları ile yapılacaktır.

f) Matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin, matrah ve vergi artırımlarının, 7440 sayılı Kanun hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı vergi dairelerince araştırılabilecektir. Kanun hükümlerine göre, doğru beyan edilmeyen veya vergi hataları nedeniyle eksik beyan edilen matrah ve vergi artırımları ile ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılacak ve Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilecektir. Diğer taraftan Kanun hükümlerinin ihlal edilmemesi şartı ile mükellefe bildirimde bulunularak eksik tahakkuk eden tutarın bir ay içinde geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi istenecek olup verilen sürede ödeme yapılması halinde eksik tahakkuk eden vergiler açısından Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.

g) 7440 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış incelemeler sonucu düzenlenen ve Kanunun yayımını izleyen yedi iş günü içerisinde vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettirilen inceleme raporlarında; ilave tarhiyat olmaksızın sadece zarar azaltılması öngörülmesi hâlinde, kabul edilmeyen zarar tutarının öncelikle ilgili dönemde beyan edilen zarar tutarından indirilmesi, bu işlem sonucu 2018 ila 2021 yıllarına ilişkin kalan zarar tutarının %50’sinin ve 2022 yılına ilişkin zararların tamamının müteakip yıl kazançlarından 193 veya 5520 sayılı Kanunun ilgili maddelerine göre mahsup konusu yapılmaması gerekir.

Örnek 46- (B) A.Ş. hakkında 2021 yılına ilişkin olarak 7440 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış bir vergi incelemesi bulunmaktadır. Mükellef 10/4/2023 tarihinde 7440 sayılı Kanuna uygun olarak incelemenin yapıldığı yıla ait kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergisi açısından artırımda bulunmuştur.

Mükellef hakkında ilgili döneme ilişkin yapılan vergi incelemesine istinaden düzenlenen vergi inceleme raporu Kanunun yayımı tarihinden itibaren yedi iş günü içerisinde vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmiştir. Söz konusu raporda; mükellefin 2021 yılında beyan ettiği 960.000 TL zarar tutarının 610.000 TL’si kabul edilmemiştir. Bu durumda artırımda bulunan mükellefin, anılan yıla ilişkin olarak beyan ettiği zarar tutarından raporda kabul edilmeyen zararın mahsup edilmesi ve kalan (960.000 – 610.000=) 350.000 TL’nin yarısı olan 175.000 TL’nin 2022 ve müteakip yıl kazançlarından 5520 sayılı Kanunun ilgili hükmü çerçevesinde indirilmesi gerekir. Kalan 175.000 TL zarar tutarı ise hiçbir şekilde indirim konusu yapılmayacaktır.

ğ) 7440 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin ilgili vergi dairelerine vermiş oldukları bildirim veya yaptıkları beyanlarda yer alan bilgiler herhangi bir vergi türü incelemesi için veri olarak kullanılmayacaktır.

h) Matrah ve vergi artırımı yapılacak yıllarda faaliyette bulunmuş ve gelir elde etmiş olmakla birlikte bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakan gelir
vergisi mükellefleri T.C. kimlik numaralarını, yabancı gerçek kişiler ise varsa yabancı kimlik numaralarını kullanarak artırımda bulunabileceklerdir.

Yabancı kimlik numarası olmayan yabancı gerçek kişiler ile kurumlar vergisi mükellefi olması gerekenler ise vergi dairelerine başvurmak suretiyle alacakları vergi kimlik numaralarını kullanarak artırımda bulunabileceklerdir.

ı) Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 15 inci maddesi hükümlerinden yararlananların bu Kanunun 5 inci ve geçici 1 inci maddeleri hükümlerinden yararlanmalarına engel bir durum bulunmamaktadır.

i) Gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında ve katma değer vergisi artırımında bulunan mükelleflerin, artırıma konu dönemlere ilişkin olarak vermiş oldukları “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu” (Form Ba) ile “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu”nu (Form Bs) artırım nedeniyle düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.

j) Matrah ve vergi artırımlarında, artırıma esas alınacak matrah ve vergi tutarlarının tespitinde Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan beyannameler ve kesinleşen tarhiyatlar esas alınacaktır.

Buna göre, bu Tebliğin (V/C-1.a) ve (V/C-2.a) bölümlerinde yapılan açıklamalar saklı kalmak kaydıyla, 7440 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren verilen düzeltme beyannameleri ile Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında verilen beyannameler matrah ve vergi artırımının hesabında dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, matrah ve vergi artırımına konu dönemlerle ilgili olarak ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilmiş ve Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ihtilaflı bulunan alacaklarla ilgili olarak Kanunun 3 üncü maddesinden yararlanmak üzere yapılan başvurular nedeniyle tahakkuk eden alacaklar da matrah ve vergi artırımının hesabında dikkate alınmayacaktır.

k) 7440 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra ile geçici 1 inci maddesinin birinci fıkra hükümlerinden yararlananlar hakkında 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında inceleme yapılabilecektir. Buna göre, matrah ve vergi artırımından yararlanılması, matrah ve vergi artırımında bulunulan dönemler de dâhil olmak üzere, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan kaçakçılık fiillerinin işlenip işlenmediğinin tespiti yönünden inceleme yapılmasına engel teşkil etmeyecektir. Yürütülen bu incelemeler sırasında söz konusu fiillerin işlendiğinin tespit edilmesi durumunda, aynı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah ve vergi artırımında bulunulan dönem ve vergiler için tarhiyat yapılmayacaktır.

l) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları, 193 sayılı Kanunun Mükerrer 121 inci maddesi kapsamında vergi indiriminden yararlanmalarına engel teşkil etmeyecektir.

m) 7326 sayılı Kanunlar kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olması bu Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımda bulunulmasına engel değildir.

 


Kaynak: 7440 Tebliğ
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/matrah-ve-vergi-artirimi-odemeleri-gider-veya-maliyet-unsuru-olarak-kabul-edilmeyecektir/feed/ 0
Şirket ortağı adına düzenlenen sponsorluk faturası gider yazılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-adina-duzenlenen-sponsorluk-faturasi-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-adina-duzenlenen-sponsorluk-faturasi-gider-yazilabilir-mi/#respond Sat, 10 Sep 2022 11:03:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130827 Müşavirliğini yaptığım firmada, şirket ortağı firma yararına Spor Kulübüne sponsorluk (reklam)ödemesi yaptı. İlgili sponsorluk için kulüp tarafından ortağa kesilen fatura şirkette gider unsuru olarak işleme alınabilir mi?

Ortak adına düzenlenen fatura gider olarak kayıtlara alınmaz.


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

   
Sayı : 45404237-130[ I.14.44]-10 23.01.2017
Konu : Sponsorluk sözleşmesi kapsamında yapılan harcamaların KV,KDV karşısındaki durumu  

 

         İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizce Yamaç Paraşütü sporunu desteklemek amacıyla bu sporu yapmakta olan spor klubüne bağlı lisanslı sporcuya veya spor klubüne sponsorluk sözleşmesi kapsamında sponsor olunacağı ve şirketinizin de reklamının yapılacağı, bu kapsamda sporcuya ve kulübe alınan her türlü spor malzemelerinin ve yapılacak her türlü nakdi ve ayni yardımların (tıbbi malzeme, sağlık harcamaları, yeme içme, ulaşım v.s) şirketiniz tarafından karşılanacağı belirtilerek,  bu harcamaların ne kadarının gider yazılabileceği, bu harcamalara ait faturalardaki KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak şirketinizin tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve şirketinizin tanıtımını amaçlayan harcamaların gider yazılıp yazılamayacağı, bu harcamaların sporcunun şirketinizin ortağı olması halinde de gider yazılıp yazılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN :

         5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında da, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

         Aynı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50 sinin beyannamede ayrıca gösterilmek suretiyle kurum kazancından indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

         Öte yandan, Kanunun “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” başlıklı 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.” hükmüne yer verilmiş, “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde de, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indiriminin kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

         Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.3.1. Sponsorluk harcamaları” başlıklı bölümünde;

         “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50’si kurumlar vergisi matrahının tespitinde, beyan edilen kurum kazancından indirilebilecektir.

         Sponsorluk harcamaları, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan veya ilişkisi ölçülemeyen, sosyal amacı öne çıkan harcamalar olup ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olan reklam harcamalarından farklılık arz etmektedir.

         Sponsor olan kurumun adının anılması koşuluyla,

  • Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
  • Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
  • Spor malzemesi bedeli,
  • Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdi harcamalar,
  • Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
  • Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde ayni ve nakdi ödemeler

         gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak değerlendirilecektir.

         Spor sahalarına, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumun tanıtımını amaçlayan harcamalar ise reklam harcaması olarak değerlendirilecektir.

         Ayrıca, sponsorluk faaliyetinin yanında reklam ve tanıtım amacını da içeren işlemler nedeniyle yapılan harcamaların, sözleşmede belirtilmek ve emsaline uygun olmak şartıyla, reklam ve sponsorluk harcamaları olarak ayrıştırılabilmesi mümkündür. Örneğin, bir kurumun, bir kulübe bonservis bedelini karşılayarak transfer ettiği bir sporcuyu aynı zamanda şirketin veya ürünlerinin tanıtımına yönelik reklamlarda kullanması halinde, reklam faaliyetine ilişkin harcamalar, bonservis bedelinden sözleşmede belirtilmek ve emsallerine uygun olmak şartıyla ayrıştırılabilecek ve reklam gideri olarak dikkate alınacaktır.

         Sponsorluk uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, 16/6/2004 tarih ve 25494 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsorluk Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Buna göre, gerçek ve tüzel kişiler, federasyonlara, gençlik ve spor kulüplerine veya sporculara, spor tesisleri ve faaliyetlerine ilişkin olarak anılan Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar dahilinde sponsor olabileceklerdir.

        

         Sponsorluk hizmetini alan kişi, kurum ve kuruluşlara sponsorlarca nakdi bir destekte bulunulması ve bu desteğin de hizmeti alanlar adına açılmış bir banka hesabına yatırılmış olunması durumunda, sponsorlara yatırılan tutarlar için bankalar tarafından verilecek makbuz veya dekontun yapılan bağışın tevsik edici belgesi olarak kabul edilmesi gerekir. Ancak, banka dekontu veya makbuzda paranın “sponsorluk amacıyla” yatırıldığına dair bir ifadeye yer verilmesi şarttır.

        

         Diğer taraftan, desteğin nakdi olarak değil de ayni olarak yapılmış olunması durumunda;

        

  • Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan sağlanarak sponsorluk hizmeti alanlara bağışlanmış olması durumunda da hizmeti alanlarca teslim alınacak bu değerler için alındı makbuzunun düzenlenmesi ve makbuzda, bağışlanan kıymetlerin değerlerinin, cinsinin, miktarlarının, adedinin v.b. hususların tereddüde mahal bırakmayacak şekilde yer alması

         şarttır.

        

         Yukarıda kapsamı belirtilen sponsorluk harcamalarının indirimi için söz konusu beyannamelerin ekinde herhangi bir belgenin ibraz zorunluluğu bulunmamaktadır. Gerçek ve tüzel kişiler, süresiz bir şekilde sponsor olamayacakları gibi; bunların herhangi bir şekilde vergi borçları da bulunmamalıdır. Bu nedenle kurumların sponsor olabilmeleri için bağlı bulundukları vergi dairesine müracaat ederek, vergi borcu olmadığına dair bir yazı almaları ve yapılan sponsorluk sözleşmesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.

         …”

         açıklamalarına yer verilmiştir.

         Bu hüküm ve açıklamalara göre, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsorluk Yönetmeliğinde belirtilen usul ve esaslar dahilinde yapacağınız  sponsorluk sözleşmesine istinaden gerek spor kulübüne bağlı lisanslı sporcuya, gerekse spor kulübüne yapılacak nakdi ve ayni (her türlü spor malzemesi, tıbbi malzeme, sağlık harcamaları, yeme-içme, ulaşım gibi) sponsorluk harcamalarının kurum kazancınızın yeterli olması ve beyanname üzerinde ayrıca gösterilmesi şartıyla kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.

         Öte yandan, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumunuzun tanıtımını amaçlayan harcamalar ise reklam harcaması olarak dikkate alınabilecektir.

         Ancak, şirket ortağının yamaç paraşütü faaliyetinin desteklenmesi amacıyla sponsor olunması, yamaç paraşütü sporunun desteklenmesinden, şirketin ticari reklamının yapılmasından veya şirkete ticari fayda sağlanmasından ziyade ilişkili kişi olan şirket ortağının bu sporla ilgili faaliyetlerinin finanse edilmesi olacağından bu kapsamda yapılan harcamaların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

             KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

         3065 sayılı KDV Kanununun;

        -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’nin konusunu oluşturduğu,

        -17/2-b maddesinde;  17/1 inci maddesinde sayılan, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, siyasî partiler ve sendikalara, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıklarına, kamu menfaatine yararlı derneklere, tarımsal amaçlı kooperatiflere ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifalarının katma değer vergisinden istisna olacağı,

         -29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,

         – 30/a maddesinde, vergiden istisna edilmiş malların teslimi ve hizmet ifasıyla ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin,  30/d maddesinde ise Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı

         hükme bağlanmıştır.

         Buna göre,  KDV Kanununun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sponsorluk sözleşmesi kapsamında yapacağınız bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları katma değer vergisinden istisna olup, söz konusu mal teslimi ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin, aynı kanunun 30 uncu maddesi uyarınca indirimi mümkün değildir. İndirimi mümkün olmayan bu verginin kurumlar vergisi kazancının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.

         Öte yandan, KDV Kanununun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlar dışındakilere sponsorluk kapsamında yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olup, bu harcamalar dolayısıyla yüklenilen vergilerin de Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1 inci maddesi uyarıca indirim konusu yapılması mümkündür.

         Ayrıca, şirketiniz tarafından sponsorluk  sözleşmesi kapsamında yapılan nakdi bağışlar ise KDV’nin konusuna girmediğinden KDV’ye tabi olmayacaktır.

         Yine bu çerçevede, şirket ortağının yamaç paraşütü faaliyetinin desteklenmesi amacıyla sponsor olunması halinde ise bu kapsamda yapılan harcamaların KDV Kanununun 30/b maddesi uyarınca indirimi mümkün değildir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-adina-duzenlenen-sponsorluk-faturasi-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
İşletmeden çekilen sermaye düzeltmesi olumlu farklarının vergiye tabi tutulacağı  https://www.muhasebenews.com/isletmeden-cekilen-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarinin-vergiye-tabi-tutulacagi/ https://www.muhasebenews.com/isletmeden-cekilen-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarinin-vergiye-tabi-tutulacagi/#respond Fri, 25 Feb 2022 11:35:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123135 Bilanço esasına göre defter tutan ve 2003 ty nyapılan enflasyon muhasebesinde hesaplanan olumlu karlar ve sermaye olumlu farkları ile ilgili gelir unsuru olarak beyannamenin neresinde beyan edeceğiz? Şahıs işletmesi kapanış yapacak.

Vergi Usul Kanunu’nun geçici 25/g ve mükerrer 298/5 maddelerinde açıkça belirtildiği üzere, öz sermaye olumlu farklarının sermayeye ilave edilebilmesi imkânı sadece kurumlar vergisi mükelleflerine tanınmıştır. GV mükellefleri için böule bir işlem yapılamaz. Dolayısıyla kazançları bilanço esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükelleflerinin 502 hesap daki bakiyeleri dönem kazancına ilave edilir ve vergilendirilir. Beyanname üzerinden işlem yapılmaz.

502 (B) – 690 (A)


İşletmeden çekilen sermaye düzeltmesi olumlu farklarının vergiye tabi tutulacağı

Sayı: B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-420
Tarih: 03/05/2011

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-420

03/05/2011

Konu

:

İşletmeden çekilen sermaye düzeltmesi olumlu farklarının vergiye tabi tutulup tutulmayacağı.  

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2004 hesap döneminde varlıklarınız ve özkaynaklarınızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu oluşan sermaye düzeltmesi olumlu farkları toplamının sermayeye ilave edildiği, tamamlanan yatırımların amortisman yoluyla itfa edilmesi sonucu serbest kalan sermayenin bir kısmının işletmeden çekilmesi ihtiyacı doğduğu belirtilerek, söz konusu işlemin vergiye tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 298’inci maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinin 5228 sayılı Kanunla değişik 5’inci fıkrasında; “Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyonfarkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.”

Aynı maddenin yine (A) fıkrasının (6) numaralı bendinde; “Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.”

…” hükümleri yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan 328 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “XII. Pasif Kalemlere Ait Enflasyon Fark Hesabında Yer Alan Değerlerin Çekilişi” başlıklı bölümünde; “Parasal olmayan pasif kalemler arasında yer alan “avans ve depozitolar, hakedişler, kar yedekleri ve özel fonlar (sabit kıymet yenileme fonu gibi)” hariç olmak üzere; pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacaktır. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesapları, kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilecek ve bu işlem kar dağıtımı sayılmayacaktır.” denilmektedir.

Buna göre, şirketiniz sermayesinin bir kısmının  işletmeden çekilmesi işlemi, sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının işletmeden çekilmesi olarak değerlendirilecek olup, çekilen tutarın vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isletmeden-cekilen-sermaye-duzeltmesi-olumlu-farklarinin-vergiye-tabi-tutulacagi/feed/ 0
Gayrimenkul değerleme hizmetinin hangi gelir unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği https://www.muhasebenews.com/gayrimenkul-degerleme-hizmetinin-hangi-gelir-unsuru-olarak-degerlendirilmesi-gerektigi/ https://www.muhasebenews.com/gayrimenkul-degerleme-hizmetinin-hangi-gelir-unsuru-olarak-degerlendirilmesi-gerektigi/#respond Wed, 06 Oct 2021 23:41:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116089

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-300.10.54-144

08/05/2014

Konu

:

Yansıtma Faturası

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve ekinde yer alan belgelerin incelenmesinden; tarafınızdan …….. ‘ye gayrimenkul değerleme hizmeti verdiğiniz ve şirket adına yaptığınız giderlerin tarafınıza “Adınıza ödenen resmi kurum gideri” adı altında katma değer vergisine (KDV) ve gelir vergisi stopaj kesintisine tabi tutulmadan serbest meslek makbuzu düzenlemeniz suretiyle ödendiğinden bahisle, yapılan bu uygulamanın Vergi Usul Kanunu ve KDV Kanunu açısından uygun olup olmadığı sorulmaktadır.

GELİR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…” hükmü yer almıştır.

Aynı maddenin 5 numaralı bendinde, “Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler” in ücret sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre, gayrimenkul değerleme işini yapan kişilere ekspertiz faaliyetleri karşılığında yapılan ödemelerin, ücretin unsurlarını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinin 5 numaralı bendi uyarınca ücret olarak kabul edilmesi ve ücretlerin vergilendirilmesine ilişkin hükümler çerçevesinde vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

KDV KANUNU AÇISINDAN

            3065 sayılı KDV Kanununun, 1/1 inci maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zırai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV ye tabidir. Ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edilmektedir.

Buna göre, ……………ye verilen gayrimenkul değerleme hizmetiyle ilgili aldığınız bedel ücret olarak kabul edildiğinden, bu işlem KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre KDV nin konusuna girmemektedir.

VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 238 inci maddesinde; ” İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz. Ücret bordrolarına en az aşağıdaki malumat yazılır:

1. Hizmet erbabının soyadı, adı; ücretin alındığına dair imzası veya mührü (ücretin ödenmesinde ayrıca makbuz alan iş verenlerin tutacakları ücret bordrosuna imza veya mühür konulması mecburi değildir.);

2. Varsa vergi karnesinin tarih ve numarası;

3. Birim ücreti (Aylık, haftalık, gündelik, saat veya parça başı ücreti);

4. Çalışma süresi veya ücretin ilgili olduğu süre;

5. Ücret üzerinden hesaplanan vergilerin tutarı;

Bordronun hangi aya ait olduğu baş tarafında gösterilir. Bir aya ait bordro ertesi ayın yirmi üçüne kadar hazırlanıp tarihlenerek, müessese sahibi veya müdürü ile bordroyu tanzim eden memur tarafından imzalanır. İş verenler ücret bordrolarını, yukarıdaki esaslara uymak şartıyla diledikleri şekilde tanzim edebilirler.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, ……………ye verdiğiniz gayrimenkul değerleme hizmetiyle ilgili aldığınız bedel ücret olarak kabul edildiğinden, adı geçen şirketçe şahsınıza yapılan ücret ödemeleri için ücret bordrosu düzenlenmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gayrimenkul-degerleme-hizmetinin-hangi-gelir-unsuru-olarak-degerlendirilmesi-gerektigi/feed/ 0