Uluslararası ticaret – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 06 Mar 2024 14:13:57 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Transit ticarette faturadan başka ayrıca düzenlenecek bir belge var mıdır? https://www.muhasebenews.com/transit-ticarette-faturadan-baska-ayrica-duzenlenecek-bir-belge-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/transit-ticarette-faturadan-baska-ayrica-duzenlenecek-bir-belge-var-midir/#respond Wed, 06 Mar 2024 14:13:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149278 Transit ticarette (örnek Almanya’dan Amerika’ya gidecek mallar ) için faturadan başka ayrıca düzenlenecek evrak var mıdır?

Vergi ve muhasebe uygulamaları bakımından başka belge yoktur.


TRANSİT TİCARET: Bir malı başka bir ülkeden satın alıp, kendi ülkesinin gümrük sahasına sokmadan başka bir ülkeye satmaktır.


T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü

 

 

Sayı : 11395140-105[VUK-1-21427]-E.356164 08.05.2020
Konu : Transit ihracattan elde edilen gelirin vergilendirilmesi ve Ba, Bs formlarına dahil edilip edilmeyeceği hak.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; yurt dışından aldığınız malları yurt içine girmeden (millileşmeden) gümrük antreposundan başka bir ülkeye ihraç ettiğinizden bahisle transit ihracat kapsamında yaptığınız işin niteliğine göre alınan ve satılan malların Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre BA/BS formlarına dahil edilip edilmeyeceği, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu açısından nasıl vergilendirileceğiniz hususlarında Başkanlığımız görüşlerine başvurulmuştur.

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun;

– 1 inci maddesinde, kurumlar vergisine tabi kurumlar sayılmış olup, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanların, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirileceği,

– 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı,

– 32 nci maddesinin ikinci fıkrasında, kurumlar vergisi mükelleflerince, cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve cari dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödeneceği

hükme bağlanmıştır.

Bunun yanı sıra, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinde de, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca; hesaplanan geçici verginin üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilmesi ve onyedinci günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.

Bu hükümlere göre, tam mükellefiyete tabi şirketinizin, yurt dışından aldığı malları yurt içine girmeden gümrük üzerinden başka bir ülkeye ihraç etmesinden dolayı elde ettiği kazancın tamamının, ilgili dönem kurum kazancına ve geçici vergi beyanına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun,

– (1/1) maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler ile her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV’ye tabi olduğu,

– 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını ve hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği,

– (16/1-c) maddesinde, Gümrük Kanunundaki transit ve gümrük antrepo rejimleri ile geçici depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı malların KDV’den istisna olduğu

hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, konu ile ilgili olarak 6/6/2006 tarihli ve 26190 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İhracat 2006/6” sayılı “Transit Ticarete İlişkin Tebliğ“de gerekli açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, şirketiniz tarafından yurt dışından alınan malların henüz millileştirilmeden gümrüklerde başka ülkelere satışının yapılması işlemi KDV’nin konusuna girmemektedir.

III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde düzenlenen veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılması uygun görülen belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, Kanunun;

– 229 uncu maddesinde, faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

– 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,

– 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlarda fatura istemek ve almak mecburiyetinde olduğu, bu sayılanlar dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 2019 yılı için 1.200 TL’yi (2018 yılı için 1.000 TL’yi) geçmesi veya bedeli 2019 yılı için 1.200 TL’den (2018 yılı için 1.000.-TL’ den) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesinin mecburi olduğu

hükme bağlanmıştır.

Bunun yanı sıra, 253 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “B- Yurt Dışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılan İş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Bedellerle İlgili İşlemler” başlıklı bölümünde, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında ödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardan aldıkları muteber belgeleri gider olarak defterlerine kaydedebildikleri belirtilerek, yurt dışındaki kişi veya firmalardan belge alan mükelleflerin, bu belgeleri defter kayıtlarında gider olarak göstermeleri sırasında belgelerde yazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde Merkez Bankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevirerek kayıtlarında gösterecekleri, ancak inceleme sırasında inceleme elemanınca lüzum görülmesi halinde, mükelleflerin bu belgelerini tercüme ettirmek zorunda oldukları açıklanmıştır.

Dolayısıyla, Vergi Usul Kanunun 227 nci maddesi uygulamasında, yurt dışında mukim olan firmaların düzenlediği belgelerin, ilgili ülke mevzuatına göre geçerli belge sayılması durumunda, mezkur belgeler ispat/tevsik edici belge olarak kabul edilmektedir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak;

– 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş,

– 362 ve 381  Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleriyle bu yükümlülüğe ilişkin açıklamalar yapılmış,

– 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri yeniden belirlenmiştir.

396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “1.2. Bildirime Konu Alış/Satışlar ve Hadler” başlıklı bölümünün (1.2.1) numaralı bendinde, “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Aynı Tebliğin (1.2.2) numaralı bendinde ise, mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan KDV hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarının, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma KDV hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışlarının ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)“nun Tablo II alanında bildirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, mezkûr Tebliğin;

– (1.2.3) numaralı bendinde, “Herhangi bir mal ve hizmet alış veya satışına bağlı olarak, ödemenin gecikmesi ve döviz kurlarının değişmesi suretiyle ortaya çıkan ve fatura düzenlenmek suretiyle alıcıya/satıcıya yansıtılan vade veya kur farkı gelirleri/giderleri de haddi aşması halinde bildirimlere dahil edilecektir.“,

– (2.1) bölümünde, “Yükümlülük kapsamındaki mükelleflerin mal ve/veya hizmet alış/satışlarının aylık dönemler itibariyle bildirilmesi gerekmektedir. Mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirilecekleri aylık dönemler, bunlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirlenir.

ifadeleri yer almaktadır.

Diğer taraftan, 8/9/2012 tarih ve 28405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 418 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 5 inci maddesi ile 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (3.2.2) numaralı bendi, “İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihi, ihracat işlemlerinin form Bs ile bildirilmesinde ise, fiili ihracatın gerçekleştiği tarih dikkate alınacaktır…” şeklinde değiştirilmiştir.

Bu nedenle, transit ticaret kapsamında şirketinizce düzenlenen 5.000 TL ve üzeri faturalar ile yurtdışı mukim firmalar tarafından şirketiniz adına düzenlenen 5.000 TL ve üzeri faturaların (veya ilgili ülke mevzuatına göre muteber belgelerin), 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslara göre Form Ba ve Form Bs bildirimine dahil edilmesi gerekmektedir.


Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında kurulmuş bir firmanın yurt dışında bulunan bir firmadan ürünü alıp yurt dışında başka bir firmaya satarsa KDV beyannamesinde bu işlemleri bildirmeli midir?

Alınan mal Türkiye’ye getirilmeden yine yurt dışındaki bir müşteriye satılması TRANSİT ticarettir. Alınan fatura ve düzenlenen fatura kayıtlara alınır formunda bildirilir. KDV beyannamesinde beyan EDİLMEZ.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/transit-ticarette-faturadan-baska-ayrica-duzenlenecek-bir-belge-var-midir/feed/ 0
İSO, Sanayide “Sürdürülebilir Üretim” Vizyonu ve Yeni Yol Haritasını Açıkladı https://www.muhasebenews.com/iso-sanayide-surdurulebilir-uretim-vizyonu-ve-yeni-yol-haritasini-acikladi/ https://www.muhasebenews.com/iso-sanayide-surdurulebilir-uretim-vizyonu-ve-yeni-yol-haritasini-acikladi/#respond Fri, 18 Jun 2021 14:00:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110993 İstanbul Sanayi Odası (İSO), küresel iklim değişikliği ve uluslararası ticarette dönüşen beklentilere Türk sanayicisinin uyum sağlaması için bu yıl odaklandığı “Sürdürülebilir Üretim” vizyonunu ve öncü adımlarını, basın toplantısında paylaştı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde Odakule’de düzenlenen toplantıya, İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve İSO Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir de katıldı.

Toplantıda konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan “Uluslararası anlaşmaların hatırına değil, çocuklarımızın saf ve temiz kalpleri için ‘Sürdürülebilir Dünya’ demek zorundayız. Bu bizim insani, vicdani ve de tarihi sorumluluğumuzdur. Sürdürülebilir üretim vizyonumuz kapsamında beş tematik alanda topladığımız çalışmalarımızla sanayi şirketlerimizin yüksek katma değer üretmelerine destek olacağız. Think-tank görevi görecek İSO Sürdürülebilirlik Platformu ile de kamu, özel sektör ve akademislerin katılımıyla stratejik yönlendirme yaparak sanayinin dönüşümü için önemli bir sinerji yaratacağız” dedi.

İSO’nun sürdürülebilir üretim konusundaki vizyonunu ve öncü adımlarını paylaştığı basın toplantısında konuşan İSO Başkanı Bahçıvan, pandemi nedeniyle yaşanan küresel krizin, ekonomi, sosyal hayat ve doğanın birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösterdiğini belirterek “Kalkınma anlayışlarında, üretim ve sanayi stratejilerinde çevresel sorunlara ve iklim değişikliğine yer vermeyen ülkeler, uluslararası rekabette kaybedeceği yeni bir dünya düzeni ile karşı karşıya. Burada esas olan; üretim ve çeşitliliğin devamlılığı sağlanırken çevrenin ve doğal yaşamın da korunmasıdır. Başka bir ifade ile sürdürülebilirlik, kendi ihtiyaçlarımızı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılayabilmemizdir. Bunu ülke olarak yapabilmek adına kendimizi de sorumlu hissediyoruz. Uluslararası anlaşmaların, STK’ların vurgularının hatırına değil; çocuklarımızın saf ve temiz kalpleri için “Sürdürülebilir Dünya” demek zorundayız. Bu bizim hem insani hem vicdani ve hem de tarihi sorumluluğumuzdur. Bu amaçla ‘Sürdürülebilir üretim’ vizyonumuz doğrultusunda “İSO Sürdürülebilirlik Platformu”nu da kurduk” dedi.

Bahçıvan, sürdürülebilirlik konusunda metodolojik bir bakış açısıyla yılbaşından itibaren attıkları adımları ve almaya çalıştıkları önlemleri şu şekilde paylaştı:

“Ülkemiz sanayisinin dünyanın bugün en önemli gündem konusu haline gelmiş olan sürdürülebilirlik bağlamındaki dönüşümü, önemli bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.

Bu nedenle sürdürülebilirlik konusunda geçen yıldan bu yana geleceğe ilişkin bir yol haritası hazırladık. Çünkü sanayinin tabanını, temel sektörlerini farklı farklı boyutta tetikleyecek birçok faktör ile karşı karşıyayız. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı yürütmek üzere organizasyon yapımızda da bir değişikliğe gittik ve İSO Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Şubesini hayata geçirdik. Yeni oluşturduğumuz Şubemiz, ilgili diğer şubelerimiz ve kendi sürdürülebilirlik alanında yarattığı değerle öne çıkan S360 firmasından aldığımız güçlü danışmanlık desteği ile sanayimize yol gösterecek bir merkez görevini görecek.”

Sürdürülebilirlik çalışmalarını beş tematik alanda topladıklarını belirten Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İSO olarak sürdürülebilirlik yolculuğunda vizyonumuzu “Sanayi şirketlerimizin, küresel değer zincirinde yüksek katma değer üretmelerine ve rekabetçi sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmalarına destek olmak” şeklinde güncelledik. Bu vizyon doğrultusunda sürdürülebilirlik çalışmalarımızı beş tematik alanda yürütüyoruz;

  • İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Sanayi alanında; iklim değişikliğinin sektörel etkilerine ve hem bu etkileri azaltmaya hem de etkilere uyum sağlayamaya yönelik çalışmalara odaklanacağız.
  • Daha iyi büyüme modelleri oluşturmak ve lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçmek için pandemi önemli bir fırsat yarattı. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye geçiş ile küresel sera gazlarını yüzde 55 oranında düşürürken, kalan yüzde 45’i de döngüsel ekonomi ile azaltabiliriz düşüncesiyle ikinci tematik alanımızı döngüsel ekonomi olarak belirledik.
  • Yaşanan teknolojik dönüşüm ile birlikte sosyo-ekonomik kutuplaşmanın küresel ölçekte işsizliğe, gelir eşitsizliğine ve sosyal istikrarsızlığa yol açması bekleniyor. Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için bu hızlı dönüşüm dalgasının yakalanması, işin geleceğini şekillendirmek için proaktif bir yaklaşım benimsenmesi ve şirketlerin çalışanların gelir güvenliği ve refah ihtiyaçlarını karşılaması büyük önem taşıyor. Bu sebeple işin geleceği üçüncü tematik alanımızı oluşturuyor.
  • Dördüncü tematik alanımız ise güvenli çalışma ortamı. Çalışma ortamının, mümkün olduğunca güvenli olacak şekilde tasarlanmasına ve tehlikelerin ortadan kaldırılması için güvenliği merkezine alan bir kurum kültürü oluşturulmasına odaklanıyor.
  • Böylesine bir dönüşümün sanayicimiz için önemli bir yatırım maliyeti doğurduğu aşikar. Bu nedenle son tematik alanımızı sürdürülebilir finans olarak belirledik. Bu alandaki çalışmalarımızla sürdürülebilir finans olgusunu yaygınlaştırmayı, bu konuda mevcut imkanlar ile İSO üyelerini buluşturmayı ve ihtiyaç duyulan sürdürülebilir finansal kaynağın oluşturulmasında özel sektörü harekete geçirmeyi hedefliyoruz.”

Bahçıvan, sürdürülebilir üretim konusunda raporların ve analizlerin ötesinde, uygulama öncelikli bir yaklaşımı da benimsediklerinin altını çizerek şunları söyledi:

  • “Tematik alanlar çerçevesinde sektörlerimizin sürdürülebilirlik önceliklerinin ortaya çıkarılması ve performans kriterlerinin belirlenmesi, sektörel bazlı riskler ve fırsatlar için yol gösterici rehberler hazırlıyoruz. Meslek komitelerimizle birlikte oluşturacağımız bu rehberlerle firmalarımızın öz değerlendirme yapabilecekleri araçlar oluşturacağız.
  • Sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığın artırılması, böylece şirketlerdeki bilgi eksikliklerini gidermek ve nitelikli iş gücünün yetişmesine katkıda bulunmak amacıyla yoğun ve seri sürdürülebilirlik eğitim programları düzenleyeceğiz. Bütün bu çalışmalara bu kadar önem vermemizin en önemli nedeni, bu süreçteki zaman kaybına artık Türk sanayisinin tahammülünün olmamasıdır. Çünkü yaşanacak olan tüm gecikmeler, ekonomimizin ve sanayimizin rekabet gücüne olumsuz yansıyacak, sanayicinin hem finansman kaynaklarına ulaşmasını güçleştirecek hem de ciddi pazar kayıplarına yol açabilecek.
  • Bu riskleri de göz önünde bulundurarak ve bir an önce aksiyon almak için “İSO Sürdürülebilirlik Platformu”nu kurduk ve platform ilk toplantısını gerçekleştirerek çalışmalarına başladı. İSO Sürdürülebilirlik Platformu ile tüm bu faaliyetlerimizde stratejik yönlendirmeyi yapacağız. Bir nevi think-tank görevi görecek olan bu platform sayesinde sürdürülebilirlik alanında kayda değer çalışmalar yürüten sanayicilerimizin, akademisyenlerin, kamu, özel sektör ve STK temsilcilerinin katılımıyla önemli bir sinerji yaratmayı hedefliyoruz.
  • İTÜ Arı Teknokent ile 2015 yılından bu yana geleceğin sanayicilerini ödüllendirmek üzere yapmakta olduğumuz ortak çalışmayı bu yıl “sürdürülebilirlik” konusundaki girişimleri desteklemek üzere bir adım ileri götürdük. Yılın sonunda, sürdürülebilirlik alanında yeni girişim ve teknolojileri desteklemenin heyecanının yaşayacağız.
  • Sürdürülebilirlik alanında üretim, araştırma ve geliştirme yapan kişi ve kurumların elde ettiği yenilikçi deneyim ve birikimleri paylaşmalarını ve iş birlikleri geliştirmelerini sağlamak üzere “İSO Açık İnovasyon Platformunu” hayata geçireceğiz.
  • İSO Genç Araştırmacı Programı ile de 21.yüzyılın akademik önderliğini yüklenecek genç araştırmacıların sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını destekleyeceğiz.
  • Tüm yıla yayılmış şekilde sürecek bu faaliyetlerimizi yıl sonunda Sürdürülebilirlik Zirvesi ile taçlandırmayı hedefliyoruz. Gelenekselleşen ve bu yıl 15.kez gerçekleşecek olan İSO Sanayi Kongresini sürdürülebilirlik teması ile bir zirve şeklinde düzenleyeceğiz ve konunun geniş kitlelere ulaşmasına, kolektif bir bilinç ve farkındalık oluşmasına katkı sağlayacağız.”

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “sürdürülebilirlik” temasının artık tüm ülkeleri en üst düzeyde kapsayan bir gündem haline geldiğini vurgulayarak “Dünyanın artık pandemiden sonraki temel ajandasının, iklim ve sürdürülebilirlik olduğu açık. Birleşmiş Milletler’den G20 ve G7’ye kadar bu kadar geniş bir mutabakat ve ortak kararın olduğu bir konuda, Türkiye’nin siyaset başta olmak üzere her kurumunun, bu konuya ivedilikle odaklanması gerektiği açıktır. Türkiye, G20 ülkeleri içinde Paris İklim Anlaşması’nı imzalayan ama parlamentosunda henüz onaylamayan tek ülke. Dünyada da Eritre, İran, Irak, Libya, Güney Sudan ve Yemen ile birlikte anlaşmayı onaylamayan birkaç ülkeden birisi. Türkiye’nin bu anlaşmayı onaylamamış olmasının bu saatten sonra artık savunulacak bir tarafı yok. Bu konuda oluşacak her türlü gecikme, ülkemiz için ileride çok daha zor kapanacak, itibar dahil bedeli çok daha yüksek olacak riskler içermeye başladı. Türk sanayicileri olarak, “Paris İklim Anlaşması”nı parlamentosunda onaylamış bir kulübün üyesi olmak istiyoruz” dedi.

Konuşmanın ardından basın mensuplarından gelen sorular İSO Başkanı Bahçıvan ve İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Mustafa Tacir tarafından yanıtlandı.


Kaynak: İSO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/iso-sanayide-surdurulebilir-uretim-vizyonu-ve-yeni-yol-haritasini-acikladi/feed/ 0
Globalizmden glokalizme https://www.muhasebenews.com/globalizmden-glokalizme/ https://www.muhasebenews.com/globalizmden-glokalizme/#respond Fri, 02 Apr 2021 01:00:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=106984

Dr. Hakan ÇINAR
Akademisyen
hakan.cinar@mentorgumruk.com.tr


21. yüzyıla coşku ile girdiğimiz gün dün gibi, üzerinden 20 sene ne çabuk da geçti. Dünya daha da global hale gelecek, sınırlar kalkacak, tüm ülkeler birbirleri ile ticareti neredeyse iç ticaretmiş gibi yapar hale gelecek ve korumacılık gibi kavramlar dünyada kalmayacak. Öngörü bu idi. Kısmen gerçekleşti de, ama dediğim gibi kısmen. Sınırlar kalkmadı, hatta bazı çizgiler koyulaştı. Fasoncu diye nitelendirilen doğu blok ülkeleri süper güç halini alma yoluna girince, korumacılık çok daha önemli hale geldi; sanıldığının aksine üretmek pek çok noktada satmanın ve marka sahibi olmanın önüne geçti. Marka sahibi ülkeler bunun farkına vardı. Dünya daha çok liderlerin hakim kişiler olduğu bir yönetim sistemine doğru kaymaya başladı, demokrasi sorgulanır oldu. Gelir dağılımının bozulması ile dengeler şaştı, finansal krizler dünyayı sardı. Yetmezmiş gibi bir de üzerine pandemi tuz biber oldu.

Globalleşmeyi biliriz de glokalizm de ne acaba. Hem global olayım, hem lokal kalayım. Var ya dilimize dolanmış cümle, ortaya karışık, işte bu da onun gibi bir şey. Dünyanın, birbirinden farklı sayısız noktasından yeni bir dünya yönetimi sisteminin çıkması gerektiği fikri hızla olgunlaşarak yayıldığı için artık yalnızca güçlü veya ekonomik hükümdarlığı olan ulusların hükümetlerine güvenilemeyeceğinin anlaşılmasından dolayı ortaya çıkan bir kavram olduğunu da söyleyebiliriz. Zaman içerisinde, ki bu pandemi ile birlikte daha da belirgin ortaya çıkmaya başladı, glokalizm ile endüstriyel tarım uygulamaları yerine herkesin bahçesinde yetiştirdiklerini tüm dünyaya satabilme imkanı olan bir ağ oluşacak, bunun sonucunda ise tam manasıyla ekolojik ve kültürel bir devrim yaşanacağı varsayımları giderek kuvvetlenmekte. Hem global olurken, hem de lokalleşmeye önem vermek olarak bağlayayım ben bu cümleyi ve hepimizi kendi içimizde düşünmeye sevk edeyim isterim.

Globalleşmenin önüne ne korumacılık geçebilmekte, ne de pandemi. Aslında bunun en önemli örneklerinden bir tanesini de e-ticaretin dünyadaki gelişme hızı vermekte. Geçtiğimiz hafta başkanı olduğum Dışyönder olarak bir e-ihracat webinarı gerçekleştirdik. İlginin yüksekliği de zaten gelişimi çok net ortaya koymakta. Ben sunumumda kullandığım bazı verileri paylaşarak dünyadaki büyümeye dikkat çekmek istiyorum.

Dünyada yer alan 4,67 milyar internet kullanıcısının, 2.05 milyarı internet üzerinden alışveriş yaparken, alışveriş yapanların %26’sı sınır ötesi alışverişi tercih etmekte. 2020 yılında 4.2 trilyon dolara ulaşan küresel e-ticaretin, genel perakende içindeki payı 2015 yılında %7,5 iken 2020’de %16,1’e ulaşmış durumda. 2025 için öngörü ise %25 düzeylerinde. Çin %53,3, ABD ise %18.1 ile sıralamanın başını çekiyorlar. Küresel toplam e-ticaret satışların %51,3’ü mobil üzerinden yapılmakta. ABD’de bu oran %45 iken, Çin’de %80 oranlarına ulaşmış durumda.

Ülkemizde internet kullanım oranı %71. Online alışveriş yapanların nüfusa oranı ise %44. Yani hiç de fena değil. Türkiye’nin E- Ticaret rakamı olan 24 Milyar doların, %9’u uluslararası kaynaklı. Mikro e-ihracatımız, 2019 yılı itibari ile 656 Milyon dolar olup, 2020 yılı %31,9 artış ile 865,6 milyon dolar. Diğer bir deyişle mikro e-ihracatımızın, genel ihracatımıza oranı binde 3,6 ki, bu oran çok düşük olarak nitelendirilebilir. Bu da gösteriyor ki daha gidecek çok yolumuz var. Kısaca mikro ihracatın ne olduğunu da bilmeyenler için belirteyim. 300 kg ve 15.000 Euo limitine kadar ETGB (Elektronik Ticaret Gümrük Beyanı) ile yurtdışı edilen bedelli ihracatlara bu isim veriliyor ve artık mikro ihracat yapmak çok kolay hale gelmiş durumda. Daha önce de kaleme aldığım gibi evindeki Ayşe teyze bile artık e-ihracat yapabilir.

Dünya artık daha global ve kabul etmek gerekir ki uluslararası ticaret de bir şekilde artışını sürdürecek. Global dünyayı bir anda ne terk etmek mümkün, ne de ondan uzaklaşmak. Zaten buna gerek de yok. Önemli olan başta da söylediğim gibi global oyunun içerisinde kalırken, lokal dengeleri ve güçleri de doğru yönetebilmek. Yoksa bir bakmışsınız, oyun devam ediyor, ama siz içinde yoksunuz.


Kaynak: İşbu içerik, Sayın Dr. Hakan ÇINAR’ın özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Suez

Yurtdışı Lojistik Merkezler

Ayşe teyze e-ihracata da başladı

İhracatçının çilesi bitmez

Tedarik edebilsek satacağız

Hangi ambargo daha iyi?

Hoş bulduk Avrupa Birliği

Kime gelişmiş ülke denir?

Aynı yollardan gidip farklı sonuçlar beklenir mi?

Aldık mı mesajı?

Harika bir yılı geride bırakırken…

Esnaf deyip geçmeyin

Anneme perakendeci olduğumu söylemeyin o beni halen mutlu bir insan sanıyor…

Menşede takıldık

İzmir’de deniz göründü

Böyle kapanmaz

Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın

]]>
https://www.muhasebenews.com/globalizmden-glokalizme/feed/ 0
Uluslararası Ticarette ve Turizm Sektöründe Debit Note ve Credit Note Uygulamaları https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-ticarette-ve-turizm-sektorunde-debit-note-ve-credit-note-uygulamalari/ https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-ticarette-ve-turizm-sektorunde-debit-note-ve-credit-note-uygulamalari/#respond Tue, 16 Mar 2021 01:00:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98900

Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi
info@adenymm.com.tr


Credit Note-Debit Note Uygulamaları:

Turizm sektöründe sektörün niteliği gereğince yurtdışı müşteriler veya yurtdışı acentalar ile çeşitli şekilde mevcut borç veya alacağı sonradan artıran veyahut azaltan çeşitli işlemler ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenlerle düzenlenen credit ve debit note uluslararası ticarette oluşan fiyat farklılıkları nedeniyle kullanılan ve iç mevzuatta tanımlanmamış bir tür hesap denkleştirme belgeleridir.

Vergi yasalarımızda tanımlanmamış olan credit note ve debit note şeklindeki belgelerin gider veya hasılat açısından değerlendirilmeleri ile KDV uygulamaları için öncelikle aşağıdaki bazı açıklamalara ihtiyaç duyulmaktadır:

Debit Note-Satıcı Fiyat Farkı-Borcu Artıran Belge; satıcının alıcıdan alacaklı olduğunu göstermek amacıyla satıcı tarafından düzenlenen bir belgedir. Alıcının ithal etmiş olduğu eşyaya ilişkin olarak ödemesi gereken ek bir maliyet, ithalatçı yurtiçi firmanın yurt dışına olan borcunu arttıran ilave bir yüktür. Ülkemizi borçlandırıcı işlev görmektedir.

Debit note, ithalatın maliyetini arttırdığı için ilgili olduğu ithalata konu eşyanın gümrük ve katma değer vergisini artırıcı bir etkisi vardır. Bu durumda; 2 no’lu KDV beyannamesi ile vergi dairelerine ve/veya istisnai kıymetle beyan usulü ile de gümrük idarelerine bir beyan söz konusudur. Ayrıca, debit note türü borçlandırma notları Gümrük Yönetmeliği’nin 53. maddesinde belirtilen süreler içerisinde ödenmez veya beyan edilmez ise kaynak kullanımı destekleme fonu ödemesine de konu olabilirler.

Credit Note-Alıcı Fiyat Farkı-Borcu Azaltan Belge; ise çeşitli nedenlerle ortaya çıkan fiyat indirimleri/iskonto/fiyat farkları sebebiyle, alıcının satıcıdan alacaklı olduğunu gösteren bir tür belgedir. Herhangi bir mal veya hizmet ithalatından sonra, malın veya hizmetin kalitesinin düşüklüğü, malın bir kısmının bozuk çıkması gibi reklamasyonların, geri iadesi veya hizmetten, standartlarından, mevsuf ve kalitesinden memnun kalınmaması, mal veya hizmetin eksik veya kusurlu gönderilmesi vb. sebeplerle mal veya hizmetin bedelinde bir değişiklik, bir eksilme vukubulmasına bağlı olarak düzenlenmektedirler.

Özetle; credit note; çeşitli nedenlerle ortaya çıkan fiyat indirimleri sebebiyle, alıcının satıcıdan alacaklı olduğunu gösteren ve fatura yerine kullanılan bir belgedir. Alıcıdan/müşteriden alacak miktarını azaltan bir işlemdir.

Debit note ise, satıcının alıcıdan alacaklı olduğunu göstermek amacıyla satıcı tarafından düzenlenen ve fatura yerine kullanılan bir belgedir. Alıcının ithal etmiş olduğu eşyaya ilişkin olarak ödemesi gereken ek bir gider veya maliyettir. İthalatçı firmanın yurt dışına olan borcunu arttıran ilave bir yüktür.

Credit note genelde yurtiçi alıcı tarafından düzenlenmekle beraber, idari görüşlerde yurtdışı satıcı tarafından da düzenlenmesi uygun görülmekte ve alıcının her hal ve şart altında fatura veya fatura benzeri belgeyi düzenlenmesi istenmektedir.

İthalatta credit note işlemi alıcıdan/müşteriden alacak miktarını azaltan bir işlemdir. Buna göre, yurt dışındaki satıcı tarafından satılan mal miktarına veya fiyat farkına istinaden yurt içi firmalar adına fiyat indiriminde bulunması durumunda alınan mal veya hizmetin fiyatı azalacak, dolayısıyla şirketin yurt dışındaki satıcıya olan borcu da azalarak geliri artmış olacaktır. Bu durumda, yurt içindeki mükellefler tarafından yurt dışındaki firma (satıcılar) adına fatura düzenlemesi gerekmektedir.

Ayrıca, ihracatta yurt dışındaki müşterinin de credit note düzenlemesi mümkün olmakla beraber kayıtların vergi mevzuatına göre tevsiki açısından faturanın düzenlenmesi zorunluluğu ortadan kalkmamaktadır. Yurtiçindeki şirket tarafından fatura düzenlenmemesi idare tarafından %10 özel usulsüzlük cezasına tabi tutulabilir.

Gümrük Yönetmeliğinin 53. maddesinin 5. fıkrasında “ithal eşyasının gümrük kıymetine veya katma değer vergisi matrahına girmesi gereken, ancak gümrük beyannamesinin tescili anında beyan sahibi tarafından mevcudiyetinin bilinmesi mümkün olmayan kıymet veya matrah unsurları için, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar beyanda bulunulur.” hükmü yer almaktadır.

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün “Credit Note ve Gümrük Kıymeti” konulu ve 85593407/165.01 sayılı veya 02.07.2015 tarihli ve 9021634 sayılı Tasarruflu Yazısında ise credit note belgelerinin ithal eşyasının gümrük kıymetinin belirlenmesinde ne şekilde işleme tabi tutulacağı hususunda tereddüt hasıl olduğu; credit note’nin; ithal eşyası ile ilgili olarak; fiyat farklılığı veya eşyanın öngörülen evsafta olmaması gibi gerekçelerle yapılan fiyat indirimleri nedeniyle, alıcının satıcıdan alacaklı olduğunu ve alacak tutarını göstermek üzere düzenlenen bir belge olduğu, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten önce credit note ile yapılan indirimlerin gümrük mevzuatı yani yukarıda yer alan düzenlemeler çerçevesinde ithal eşyasının gümrük kıymetinin belirlenmesinde dikkate alınacağı, gerekli koşulların sağlanması halinde, credit note uygulamasının Gümrük Yönetmeliği’nin 53. maddesi çerçevesinde istisnai kıymetle beyana konu edilmesinin mümkün olduğu, geri verme ve kaldırma ile istisnai kıymetle beyan hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ithalat işlemlerinin tamamlanmasından sonra sunulan credit note belgelerinin ithal eşyasının gümrük kıymetinin tespitinde dikkate alınmayacağı; credit note belgesinde satıcı ve alıcı, tarih ve sayı, ilgili sözleşmenin ve faturanın tarih ve sayısı, eşyaya ilişkin bilgiler ile indirimin hangi gerekçelerle yapıldığının bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İdare bir görüşünde yurt dışındaki firmanın ülkesi mevzuatına göre fatura düzenlemesi mümkün değilse, ilgili ülke mevzuatına göre geçerli bir belge olması ve bu durumun gerektiğinde ispatı şartıyla, bu firmanın düzenleyeceği “debit note”un kayıtların tevsiki açısından ispat edici belge olarak kullanılmasının mümkün olduğunu ifade etmiştir1.
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 2011/48 sayılı Genelge’de ithal eşyasının gümrük kıymeti unsurlarında herhangi bir değişiklik meydana gelmesi halinde gümrük idaresinin tespitinden önce bu değişikliğe ilişkin eksik KDV’nin vergi dairesine 2 Nolu KDV beyannamesi ile ödenebileceği belirtilmiştir. Vergi dairesine ödenen KDV tutarı ile gümrükte hesaplanan KDV tutarı arasında farklılık olmaması kaydıyla Gümrük İdaresi tarafından ek bir işlem tesis edilmeyecektir.

Buna göre, mal ticaretinde temel kural olarak ithalatta debit note üzerinden hesaplanacak KDV tutarı ilgili gümrük müdürlüğüne ödenebileceği gibi 2 No.lu KDV beyannamesi ile vergi idaresine de ödenebilecektir.

Buna karşın, tam tersi durumlar yani ithalat matrahının da fazla beyan edildiği durumlar ortaya çıkabilmektedir. 1 seri nolu KDV Uygulama Genel Tebliğinin “1.1.2. Fazla veya Yersiz Hesaplanan ve Hazineye Ödenen Verginin İadesi” bölümünde yer alan açıklamalara göre ithalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan vergiler, 3065 sayılı Kanunun 48 inci maddesi hükmüne göre; indirim hakkına sahip olmayanlara Gümrük Kanununa göre iade olunacaktır.

İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan verginin indirim hakkına sahip mükelleflere iadesi, mükellefin beyanlarının düzeltilmesi üzerine bağlı olduğu vergi dairesince gerçekleştirilir. Bunun için, indirim hakkına sahip mükellef, gümrük idaresine bir dilekçe ile başvurarak, gümrük idaresi fazla veya yersiz tahsil ettiği vergi tutarını mükellefin vergi dairesine doğrudan göndereceği bir yazı ile bildirir. Vergi dairesi bu yazı üzerine iade talebini sonuçlandırır.

Buna karşın, indirim hakkına sahip mükelleflerin ithalat matrahında, ithalat işleminden sonra meydana gelen azalmalar (transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtıldığının tespit edildiği durumlar dâhil) nedeniyle fazla veya yersiz ödenen vergiler, bu mükellefler tarafından indirim hesaplarına alındığından iade edilmez. İthalat sırasında fazla veya yersiz ödenen bu vergiler ile ilgili olarak indirim hesaplarında herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

Yani, yurtdışı acentalara gönderilen credit-note (veya doğrudan onlar kanalıyla düzenlenen credit notelar) nedeniyle ithalat matrahını etkileyen bir durum olduğunda ithalatçı yurt içi firmalar lehine oluşan bu fark için KDV beyanı düzeltilmeyecektir. Fazla ödenen KDV, turizm işletmeleri tarafından KDV indirim hesaplarında kalacak ve beyan edilecektir. Beyan edilmesine karşın indirim imkanına kavuşamamış KDV tutarı ise duruma göre KDV iadesine konu edilebilecektir.

Genel Tebliğde, bu uygulamanın yurtdışından temin edilen hizmetlere (gayri maddi hak ödemeleri dâhil) ilişkin sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen vergiler için de geçerli olduğu belirtildiğine göre, yurtdışı acentalar kanalıyla daha önceden faturalandırlan alacaklar için sonradan oteller tarafından düzenlenen credit note kanalıyla KDV matrahında değişme sözkonusu olmayacaktır.

Özetle, yurt içindeki konaklama şirketleri yurtdışı acenatlar tarafından kendilerine düzenlenen “debit note” borçlandırıcı belgeler sonucu oluşan matrah artışı üzerinden KDV ödeyecek, fakat credit note sonucu oluşan matrah azalışı nedeniyle fazla ödedikleri KDV tutarları da kendilerine iade edilmeyecektir. Dolayısıyla, yurtiçi firmalar kendilerince düzenlenen credit note sonucu fazla ödedikleri KDV tutarlarını indirim hesaplarında herhangi bir düzeltme yapmadan tahsil ettikleri KDV tutarlarından mahsup etmek suretiyle giderebileceklerdir. Devreden KDV tutarları yüksek olan şirketler ise credit note sonucu ödedikleri fazla KDV tutarlarını mahsup edemeyeceklerinden söz konusu KDV tutarları üzerlerinde finansman yükü olarak kalacaktır. Bu şirketler, tam istisna veya iade gerektiren iğer işlemlerse bulunurlarsa o zaman iade talep etme hakları olacaktır. Yukarıda açıklandığı üzere, idare credit note düzenlenmesi ile ilgili, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227, 229 ve müteakip maddelerine atıf yapmış, yurtiçindeki firmanın yurt dışındaki satıcıya olan borcunun azalarak gelirinin arttığı bu nedenle yurtiçindeki firma tarafından yurt dışındaki firma adına fatura düzenlenmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Credit ve debit notelara ilişkin kayıtların tevsik edilmesi halinde; bu belgelerin düzenlenmesine neden olan işlemlerle ilgili yazışmaların ve belgelerin bu notla birlikte muhafaza edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

————————————————————-

[1] Gelir İdaresi Başkanlığı 14/08/2012 tarihli B.07.1.GİB.4.99.16.01.0-vuk-229-189 sayılı Özelgesi

YAZARIN NOTU: Makale konularını yazıldığı dönem dikkate alınarak güncel mevzuat açısından değerlendirmenizi rica ederiz. Gerekli olması halinde konunun spesifik boyutları da dikkate alınarak bir uzmana danışmakta yarar olduğu düşünülmektedir. Makalenin Tüm Hakları Yazarına Aittir. İzinsiz çoğaltılamaz, dağıtılamaz, kopyalanamaz, amacı dışında ve atıf yapmadan kullanılamaz. Aksi takdirde derhal yasal işlem yapılacaktır. Soru, görüş, öneri ve değerlendirmelerinizi yazarın kendisine iletebilirsiniz.                              


Kaynak: İşbu içerik YMM Ali ÇAKMAKCI’nın özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Limited Şirketlerde Pay Devirleri ve Değer Artış Kazancının Tespitine İlişkin Kurallar

Anonim Şirket Hissesi veya Ortaklık Paylarının Devir veya Satışlarında Özel Durumlar

Yeni Varlık Barışı Yasası Bize Ne Anlatıyor, Ne Vaad Ediyor?

Transit Taşımacılıkta Yetkili Kuruluşların Teminat Sağlama Hizmetinin KDV Açısından Değerlendirilmesi

Özel Sektör Yap-İşlet-Devret Yatırımlarında Vergilendirme

Araç Satış Bedellerinin Kasko Değerinin Aşağısında Olması Tarhiyat Sonucunu Doğurur Mu?

Yurtdışında Geliri Olup Beyan Etmeyenlerin Acilen Pişmanlık Hükmünden Yararlanmaları Gerekmektedir

Şirket Ortaklarının “Şahsi Borçlarının” Şirketlere Etkisi

Uluslararası Taşımacılıkta KDV İadesi

]]>
https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-ticarette-ve-turizm-sektorunde-debit-note-ve-credit-note-uygulamalari/feed/ 0
Euro bölgesinde uluslararası ticaret fazlası 18,7 milyar Euro oldu https://www.muhasebenews.com/euro-bolgesinde-uluslararasi-ticaret-fazlasi-187-milyar-euro-oldu/ https://www.muhasebenews.com/euro-bolgesinde-uluslararasi-ticaret-fazlasi-187-milyar-euro-oldu/#respond Sat, 16 Nov 2019 08:00:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=70966 Euro bölgesinde uluslararası ticaret fazlası 18,7 milyar Euro oldu

Avrupa Birliği’ne bağlı istatistik ofisi Eurostat’ın 15 Kasım 2019 tarihli haberine göre, Eylül 2019’da tüm dünyaya yapılan mal ihracatı, Eylül 2018’e (186.5 milyar Euro) kıyasla Euro bölgesinde (EA19)  % 5.2 artışla 196.2 milyar Euro oldu. İthalat ise, Eylül 2018’e (173.9 milyar Euro) kıyasla % 2.1 artışla 177.6 milyar Euro oldu. Sonuç olarak, Euro bölgesi Eylül 2019’da dünyanın geri kalanı ile yapılan mal ticaretinde 18.7 milyar Euro fazla kazanmıştır. Euro bölgesi iç ticareti Eylül 2019’da 163.4 milyar Euro’ya yükselmiştir. Eylül 2018’e göre %0.9 artmıştır.

Eylül 2019’da AB28 dışına yapılan mal ihracatı için yapılan ilk tahmin, Eylül 2018’e kıyasla (4.3.3 milyar Euro), % 4.3 artışla 168.3 milyar Euro olmuştur. Dünyanın geri kalanından yapılan ithalat, Eylül 2018’e (162.8 milyar Euro) kıyasla % 6.4 artışla 173.3 milyar Euro olmuştur. Sonuç olarak, AB28 Eylül 2019’da dünyanın geri kalanı ile yapılan mal ticaretinde 5,0 milyar Euro açık olmuştur.  AB28 içi ticaret Eylül 2019’da 301,0 milyar Euro’ya yükselmiştir.

Not: AB28: 28 üyeyi içeren Avrupa Birliği

Not:  (Euro bölgesi Belçika, Almanya, Estonya, İrlanda, Yunanistan, İspanya, Fransa, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Avusturya, Portekiz, Slovenya, Slovakya ve Finlandiya’dan oluşmaktadır.)


Kaynak: Eurostat / link: https://ec.europa.eu/eurostat/documents/2995521/10081507/6-15112019-BP-EN.pdf/3395a5a5-e473-41c5-a0fd-540695316b35
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/euro-bolgesinde-uluslararasi-ticaret-fazlasi-187-milyar-euro-oldu/feed/ 0
Uluslararası Ticaret ve Hint Okyanusu’ndaki Şnorkelli Develer (Dünya Tarihi) (Hızlandırılmış Kurs) https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-ticaret-ve-hint-okyanusundaki-snorkelli-develer-dunya-tarihi-hizlandirilmis-kurs-2/ https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-ticaret-ve-hint-okyanusundaki-snorkelli-develer-dunya-tarihi-hizlandirilmis-kurs-2/#respond Tue, 14 May 2019 06:00:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=57841  

 

 

 


Kaynak: KHAN Academy Türkçe Youtube Sayfası
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-ticaret-ve-hint-okyanusundaki-snorkelli-develer-dunya-tarihi-hizlandirilmis-kurs-2/feed/ 0
Serbest Bölge Nedir? Serbest Bölgenin Avantajları Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-nedir-serbest-bolgenin-avantajlari-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-nedir-serbest-bolgenin-avantajlari-nelerdir/#respond Sat, 12 May 2018 23:00:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=23338 SERBEST BÖLGE NEDİR?
Genel anlamda Serbest bölge; ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanabilir.

3218 SAYILI SERBEST BÖLGELER KANUNU’NA GÖRE SERBEST BÖLGENİN KURULUŞ AMAÇLARI:
3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu 1. Maddesinde Serbest bölge şu şekilde tanımlanmaktadır;
Madde 1. Bu kanun, Türkiye’de
1- İhracat için yatırım ve üretimi arttırmak,
2- Yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmak,
3- Ekonominin girdi ihtiyacını ucuz ve düzenli bir şekilde temin etmek,
4- Dış finansman ve ticaret imkânlarından daha fazla yaralanmak üzere,
5- Serbest Bölgelerin kurulması,
6- Yer ve sınırlarının tayini, yönetimi,
7- Faaliyet konularının belirlenmesi, işletilmesi,
8- Bölgelerdeki yapı ve tesislerin teşkili ile ilgili hususları kapsar.

TÜRKİYE’DE FAALİYETTE OLAN SERBEST BÖLGELER:
Türkiye’de temel olarak ihracata dayalı yatırım ve üretimi teşvik etmek amacıyla 1987 yılından bu yana Akdeniz kıyısında, Mersin, Antalya ve Adana-Yumurtalık Serbest Bölgeleri, Ege Bölgesinde Ege (İzmir), Denizli ve İzmir Serbest Bölgeleri, Marmara Bölgesinde, İstanbul Atatürk Havalimanı, İstanbul Endüstri ve Ticaret, İstanbul Trakya, Avrupa, Kocaeli, Tübitak-Mam Teknoloji ve Bursa Serbest Bölgeleri, Karadeniz kıyısında, Trabzon, Rize ve Samsun Serbest Bölgeleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Gaziantep Serbest Bölgesi,  İç Anadolu Bölgesinde, Kayseri Serbest Bölgesi faaliyete geçmiştir.

TÜRKİYE’DEKİ SERBEST BÖLGELERİNİN KURULUŞ AMACI:
1-
İhracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek,
2- Doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak,
3- İşletmeleri ihracata yönlendirmek,
4- Uluslararası ticareti geliştirmek.

SERBEST BÖLGELERİN İŞLEVİ:
Serbest bölgeler;
1- Ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine imkân sağlayacak uygun zemin yaratılması,
2- Sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve ara malların kolaylıkla, istenilen miktarda ve zaman kaybı olmadan temin edilebilmesi,
3- Sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı,
4- Türkiye dışından gelen malların transit olarak diğer ülkelere satımı,
5- Yeni istihdam olanaklarının yaratılması,
6- Türk ihraç ürünlerinin ihracatını kolaylaştırmak ve hızlandırmak bakımından bir basamak olması işlevlerini görmektedir.

SERBEST BÖLGELERİN AVANTAJLARI NELERDİR?
1- Üretici Kullanıcılar İçin Vergi Avantajlarından Yararlanma İmkânı:
Üretim konulu Faaliyet Ruhsatı kapsamında faaliyet gösteren serbest bölge kullanıcılarının imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Avrupa Birliği üyeliğinin gerçekleşeceği yılın vergileme dönemi sonuna kadar Gelir veya Kurumlar Vergisinden istisnadır.
Serbest bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurt dışına ihraç eden kullanıcıların istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesnadır. Bu oran Bakanlar Kurulu tarafından %50″ye kadar indirilebilir.
Üretim faaliyetinde bulunan serbest bölge kullanıcılarının, serbest bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemleri ve düzenlenen kağıtları damga vergisi ve harçlardan müstesnadır.
Üretim faaliyeti dışındaki konularda 06.02.2004 tarihinden önce Ruhsat almış olan kullanıcıların Gelir veya Kurumlar Vergisi muafiyeti, Faaliyet Ruhsatı süresi sonuna kadar devam edecektir. 06.02.2004 tarihinden itibaren diğer konularda düzenlenen Faaliyet Ruhsatları kapsamında vergi muafiyeti bulunmamaktadır.

2- Orta ve Uzun Vadede Geleceği Planlayabilme İmkânı:
Hazır iş yeri kiralayan kiracı-kullanıcı firmalar için 15 yıl,
Hazır iş yeri kiralayan üretici-kiracı-kullanıcı firmalar için 20 yıl,
Kendi iş yerini inşa eden yatırımcı-kullanıcı firmalar için 30 yıl,
Kendi iş yerini inşa eden üretici-yatırımcı-kullanıcı firmalar için 45 yıl, süreli faaliyet ruhsatı düzenlenmektedir.
Diğer taraftan, yatırımcı kullanıcılara Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan arazi, arsa ve binalar kiralanabilir veya bunlar üzerinde 49 yıla kadar irtifak hakkı tesis edilebilir.

3- Kâr Transferi İmkânı: Serbest bölge faaliyetlerinden elde edilen kazanç ve gelirler, hiç bir izne tabi olmaksızın yurt dışına veya Türkiye’ye serbestçe transfer edilebilmektedir.

4- Ticaret Kolaylığı İmkânı:
Serbest bölgeler ile Türkiye’nin diğer yerleri arasında yapılan ticarette dış ticaret rejimi hükümleri uygulanır. Başka bir deyişle, Türkiye’den serbest bölgeye satılan mallar ihracat rejimine, serbest bölgeden Türkiye’ye satılan mallar ise ithalat rejimine tabi olup, serbest bölge kullanıcıları Türkiye’den ihraç fiyatına (KDV’siz) mal ve hizmet satın alabilirler. Diğer taraftan, serbest bölge ile diğer ülkeler ve diğer serbest bölgeler arasında dış ticaret rejimi hükümleri uygulanmaz.

Ayrıca, bölgelerde sarf malzemelerinin en kısa sürede teminini sağlayabilmek amacıyla bedeli 5000 ABD Doları veya karşılığı Yeni Türk Lirasını geçmeyen Türkiye mahreçli mallar, isteğe bağlı olarak ihracat işlemine tabi tutulmayabilir.

5- Gümrük Vergisi Prosedüründen Arındırılmış Ticari Faaliyet İmkânı: Serbest bölgeye getirilen Türkiye veya AB menşeli ya da buralarda serbest dolaşımda bulunan malların, serbest dolaşımda bulunma statüsü değişmediğinden, Türkiye’ye veya AB üyesi ülkelere girişinde gümrük vergisi ödenmez. Ayrıca üçüncü ülke menşeli malların serbest bölgeye girişinde ve bu malların Türkiye veya AB üyesi ülkeler dışındaki üçüncü ülkelere gönderilmesi halinde de gümrük vergisi ödenmez. Ancak serbest bölgeden Türkiye’ye veya AB üyesi ülkelere gönderilen serbest dolaşım durumunda olmayan üçüncü ülke menşeli mallar için Ortak Gümrük Tarifesinde belirtilen oran üzerinden gümrük vergisi ödenir.

6- AB ve Gümrük Birliği Kriterlerinin Gerektirdiği Serbest Dolaşım Belgelerinin Temini İmkânı: Serbest bölgeler, “Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin parçası sayıldığından, bölgelerden Türkiye veya AB menşeli ürünler ile Türkiye’de serbest dolaşım durumunda bulunan ürünlerin A.TR Belgesi düzenlenerek AB’ye gönderilmesi mümkündür. Üçüncü ülke menşeli ürünler ise Ortak Gümrük Tarifesinde belirtilen oran üzerinden Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğüne gümrük vergisi ödenerek serbest dolaşıma geçirildikten sonra A.TR Belgesi düzenlenerek AB’ye gönderilebilir.

7- Eşitlik Prensibi: Serbest bölgede sağlanan teşvik ve avantajlardan yerli ve yabancı bütün firmalar eşit olarak yararlanır. İşleticiler ve kullanıcılar, yatırım ve üretim safhalarında Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek vergi dışı teşviklerden de yararlandırılabilir.

8- Zaman Kısıtlaması Bulunmaması: Mallar serbest bölgede süre sınırlaması olmaksızın kalabilir.

9- Pazar İhtiyaçlarına ve Şartlarına Göre Serbestçe Belirlenecek Ticari Faaliyet İmkânı: Gümrük ve kambiyo mükellefiyetlerine dair mevzuat hükümleri ile üretici işletmelerin talepleri hariç olmak üzere, fiyat, kalite ve standartlarla ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarına verilen yetkiler serbest bölgelerde uygulanmaz.

10- Gerçekçi Bir Enflasyon Muhasebesi İmkânı: Serbest bölgelerdeki faaliyetlerle ilgili her türlü ödeme dövizle yapılır.

11- Yerli ve Yabancı Tüm Pazarlara Erişim İmkânı: Serbest bölgelerden Türkiye’ye yönelik mal satışına ve serbest bölge ile diğer ülkeler arasında yapılacak ticarete kısıtlama getirilmemiştir. Serbest bölgelerden yurt içine mal satışına, tüketim malları ve riskli mallar dışında, herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir.

12- Azaltılmış Bürokratik Prosedür ve Dinamik İşletme Yönetimi: Başvuru ve faaliyet süresince her türlü bürokrasi en aza indirilmiştir. Serbest bölgeler özel sektör şirketlerince işletilmektedir.

13- Stratejik Avantaj: Serbest bölgelerimiz, AB ve Orta Doğu pazarlarının yakınında, Akdeniz, Ege ve Karadeniz’deki büyük limanlara, uluslararası havaalanlarına, karayolu ağlarına, kültür, turizm ve eğlence merkezlerine yakın yerlerde kurulmuştur.

14- Her Türlü Ticari ve Sınai Faaliyete Uygun ve Ucuz Altyapı İmkânı: Serbest bölgelerin altyapısı gelişmiş ülkelerdeki benzerleri ile aynı standarttadır.

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı – İzmir Serbest Bölgesi

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-bolge-nedir-serbest-bolgenin-avantajlari-nelerdir/feed/ 0