ülke – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 15 Apr 2023 14:06:24 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Altın Fiyatları Son 5 Yılda Nasıl Bir Seyir İzledi? https://www.muhasebenews.com/altin-fiyatlari-son-5-yilda-nasil-bir-seyir-izledi/ https://www.muhasebenews.com/altin-fiyatlari-son-5-yilda-nasil-bir-seyir-izledi/#respond Sat, 15 Apr 2023 14:06:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141747

Dünyadaki altın fiyatlarının son 5 yıllık trendi nasıl gerçekleşti

Dünya genelindeki altın fiyatları son 5 yılda oldukça dalgalı bir seyir izledi. İşte son 5 yıllık altın fiyatı trendlerinin özeti:

  • Nisan 2018’de ons başına altın fiyatları 1.350 dolara kadar yükseldi.
  • Daha sonra, altın fiyatları 2018 ve 2019 yılları boyunca düşüş yaşadı ve Eylül 2018’de ons başına 1.200 dolara kadar geriledi.
  • Ancak, 2019’un sonlarına doğru altın fiyatları tekrar yükselişe geçti ve Şubat 2020’de ons başına 1.650 dolara kadar ulaştı.
  • COVID-19 pandemisi nedeniyle küresel piyasalarda belirsizlikler yaşanması ve yatırımcıların güvenli liman arayışına girmesi sonucu altın fiyatları 2020 yılında yükselmeye devam etti ve Ağustos 2020’de ons başına 2.000 doları aştı.
  • Altın fiyatları 2021 yılının başlarından itibaren tekrar düşmeye başladı ve Mart 2021’de ons başına 1.700 doların altına düştü. Ancak, son zamanlarda altın fiyatları yeniden yükselişe geçti ve Nisan 2023 itibariyle ons başına 2.000 doların üzerinde seyrediyor.

Bu trendler, altın fiyatlarının çeşitli faktörlere özellikle de küresel ekonomik ve politik olaylara bağlı olduğunu gösteriyor.

Altın Fiyatları ile ilgili 2023 yılı sonu için ne tahminlerde bulunuluyor?

2023 yılı sonu için altın fiyatları ile ilgili kesin bir tahminde bulunmak mümkün değildir. Ancak, altın fiyatlarını etkileyen çeşitli faktörler göz önüne alındığında, birkaç senaryo belirleyebiliriz:

-ABD ekonomisi hızla toparlanır ve faiz oranları yükselir. Bu durum altın fiyatlarını düşürebilir ve ons başına 1.500-1.800 dolar aralığında kalabilir.

-Küresel ekonomik belirsizlikler devam eder ve yatırımcılar güvenli liman arayışını sürdürür. Bu durumda, altın fiyatları yüksek kalabilir ve ons başına 2.000-2.500 dolar aralığında seyredebilir.

-Küresel ekonomik dengelerde değişiklikler meydana gelir ve bu, altın fiyatları üzerinde belirgin bir etki yaratır. Bu senaryoda altın fiyatlarındaki değişimler tahmin edilmesi zor olabilir.

Tüm bu senaryoların gerçekleşme olasılığı olduğundan, kesin bir tahminde bulunmak zordur. Ancak, küresel piyasaları yakından takip etmek ve altın fiyatlarındaki değişimleri izlemek yatırımcılar için önemlidir.

Altın fiyatları genel olarak nelerden etkilenir

Altın fiyatları, birçok faktörden etkilenir. İşte altın fiyatlarını etkileyen ana faktörler:

Talep ve Arz: Altın fiyatları, talep ve arz faktörlerine bağlıdır. Altın talebi arttığında ve arz azaldığında, altın fiyatları yükselir. Aksine, talep düşerken ve arz artarken altın fiyatları düşer.

Döviz Kuru: Altın, genellikle ABD Doları cinsinden işlem görür ve dolardaki değişiklikler altın fiyatlarını etkiler. Dolar güçlendiğinde, altın fiyatları düşer. Tersi durumda ise altın fiyatları yükselir.

Faiz Oranları: Faiz oranları, altın fiyatlarını etkileyen diğer bir faktördür. Faiz oranları yükseldiğinde, yatırımcılar tahvil gibi güvenli liman yatırımlarına yönelirler ve altın talebi azalır. Bu nedenle, faiz oranlarındaki yükseliş, altın fiyatlarının düşmesine neden olabilir.

Jeopolitik Riskler: Siyasi ve jeopolitik riskler, altın fiyatlarını etkileyen diğer bir faktördür. Jeopolitik krizler, savaşlar, terör saldırıları ve benzeri olaylar, yatırımcıların güvenli liman arayışına girmesine neden olabilir ve altın fiyatlarını yükseltebilir.

Enflasyon: Enflasyon, altın fiyatlarını etkileyen diğer bir faktördür. Enflasyon yükseldiğinde, para birimi değer kaybeder ve yatırımcılar, parasal değerlerini korumak için altın gibi güvenli limanlara yönelirler. Bu nedenle, enflasyonun yükselmesi, altın fiyatlarını artırabilir.

Bu faktörler, altın fiyatlarını etkileyen en önemli faktörlerdir. Ancak, her zaman her faktör altın fiyatlarını aynı şekilde etkilemez ve altın fiyatlarının birçok farklı faktörden etkilendiği unutulmamalıdır.

Altın fiyatı en çok hangi durumda yükselir?

Altın fiyatları, birçok faktörden etkilendiği için, belirli bir durumda altın fiyatlarının artacağını söylemek zordur. Ancak, altın fiyatları genellikle aşağıdaki durumlarda yükselme eğilimi gösterir:

Küresel Ekonomik Belirsizlik: Küresel ekonomik belirsizlikler, yatırımcıların güvenli liman arayışına girmelerine neden olabilir. Bu nedenle, ekonomik krizler, jeopolitik riskler, doğal afetler gibi durumlarda altın fiyatları yükseliş gösterebilir.

Düşük Faiz Oranları: Düşük faiz oranları, alternatif yatırım araçlarının getirisini azaltırken, altın gibi güvenli liman yatırımlarına yönelimi artırabilir. Bu nedenle, düşük faiz oranları, altın fiyatlarının yükselmesine neden olabilir.

Düşük Dolar Değeri: Altın, genellikle ABD doları cinsinden işlem görür. Dolar değer kaybettiğinde, altın fiyatları yükseliş gösterebilir.

Enflasyon: Enflasyon yükseldiğinde, para birimi değer kaybeder ve yatırımcılar parasal değerlerini korumak için altın gibi güvenli liman yatırımlarına yönelirler. Bu nedenle, enflasyonun yükselmesi, altın fiyatlarının yükselmesine neden olabilir.

Altın Talebindeki Artış: Altın talebi arttığında, altın fiyatları da artma eğiliminde olabilir. Özellikle, mücevher sektöründeki talep, özellikle Hindistan ve Çin gibi ülkelerde arttığında, altın fiyatları yükselebilir.

Ancak, yukarıda belirtilen durumların her biri, altın fiyatları üzerinde farklı derecelerde etkiye sahiptir ve altın fiyatlarının yükselmesi veya düşmesi için diğer faktörler de önemlidir. Bu nedenle, yatırımcıların altın fiyatlarındaki değişimleri yakından takip etmeleri önemlidir.

Dünyadaki altın rezervleri ne kadardır?

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 2021 yılı sonu itibariyle, dünya genelinde merkez bankaları, hükümetler ve özel sektörde toplam 198,509 ton altın rezervi bulunmaktadır. Bu rakam, küresel altın rezervlerindeki artışın bir göstergesi olan son 10 yılda yaklaşık %23 artışa işaret etmektedir.

En büyük altın rezervine sahip ülkeler arasında ABD, Almanya, İtalya, Fransa ve Rusya yer almaktadır. Bunların yanı sıra, Çin, Hindistan, İsviçre, Japonya, Hollanda, Tayland, Tayvan ve İngiltere gibi diğer ülkeler de önemli altın rezervlerine sahiptir.

Türkiye’nin altın rezervi ne kadardır?

Türkiye’nin altın rezervi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan verilere göre, 2021 yılı sonu itibariyle 408 ton civarındadır. Bu rakam, Türkiye’nin altın rezervlerinin son yıllarda artmasına rağmen, küresel ölçekteki en büyük altın rezervlerine sahip ülkelerle karşılaştırıldığında daha düşük kalmaktadır. Ancak, Türkiye, altın üretimi açısından dünya genelinde önemli bir konuma sahip olduğu için, yeraltı kaynaklarına dayalı diğer endüstriyel faaliyetlerle birlikte altın, Türkiye’nin ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır.

DÜnya’da henüz çıkarılmamış kaç ton altın olduğu tahmin ediliyor?

Dünya genelinde henüz çıkarılmamış tam olarak ne kadar altın bulunduğunu belirlemek zordur. Ancak, ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’na göre, dünya genelinde tahmini 54.000 ton altın rezervi bulunmaktadır. Bu tahmini rezervlerin büyük bir bölümü yeraltında veya deniz yataklarında bulunmaktadır.

Ancak, bu tahmini rezervlerin tam olarak çıkarılıp çıkarılamayacağı, ne kadarının çıkarılabilir olduğu ve çıkarılmasının ne kadarının ekonomik olarak mümkün olduğu gibi faktörler, tam bir tahmin yapılmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca, altın fiyatlarındaki dalgalanmalar ve üretim maliyetlerindeki değişiklikler gibi diğer faktörler, çıkarılabilir altın miktarını da etkileyebilir.

Altının satın alım değeri son 50 yılda nasıl bir seyir izledi?

Altının satın alma gücü zaman içinde değişebilir ve fiyatlar farklı faktörlere bağlı olarak dalgalanabilir. Bununla birlikte, altının uzun dönemli fiyat trendleri, genellikle enflasyon, ekonomik belirsizlik, siyasi çalkantılar ve döviz kurları gibi faktörler tarafından etkilenir.

50 yıllık bir zaman dilimi içinde, altın fiyatları önemli ölçüde değişti. Örneğin, 1970’lerin başında, ABD dolarındaki zayıflık, petrol krizi ve enflasyonun yükselmesi, altın fiyatlarının hızla yükselmesine neden oldu. 1980’lerde, ABD ekonomisinin güçlenmesi ve enflasyonun düşmesi nedeniyle altın fiyatları düştü. 1990’larda, altın fiyatları genellikle istikrarlıydı ve genel olarak düşük seviyelerde kaldı. Ancak, 2000’li yılların başından itibaren, ekonomik belirsizlik, küresel krizler ve para politikalarındaki gevşemeler gibi faktörler, altın fiyatlarını tekrar artırdı ve 2010’larda altın fiyatları rekor seviyelere ulaştı.

Son 50 yılda altın fiyatları, 1970’lerin başında yaklaşık 35 dolardan 1980’lerin başında 600 dolara yükseldikten sonra 1990’larda ortalama 300-400 dolar arasında gezindi. 2000’li yılların başında, altın fiyatları yine yükselişe geçerek 2011 yılında tarihi zirvesi olan 1.900 dolara ulaştı. 2020 yılında ise altın fiyatları 2.000 dolar seviyelerine yükseldi. Ancak, 2021 yılında altın fiyatları bir miktar geriledi ve 1.700-1.800 dolar aralığında seyretti.

Son 5 yılda hangi ülke ne kadar altın ihraç ve ithal etti

Dünya Altın Konseyi (World Gold Council) tarafından yayınlanan verilere göre, son 5 yılda (2017-2021) en fazla altın ithal eden ve ihraç eden ülkeler şu şekildedir:

En fazla altın ithal eden ülkeler:

1- Çin – 1.428 ton
2- Hindistan – 836 ton
3- Almanya – 646 ton
4- Tayland – 335 ton
5- İsviçre – 322 ton

En fazla altın ihraç eden ülkeler:

1- İsviçre – 2.035 ton
2- Hong Kong – 389 ton
3- Birleşik Arap Emirlikleri – 273 ton
4- ABD – 245 ton
4- Avustralya – 213 ton

Bu veriler, dünya genelinde altın ithalatı ve ihracatı yapılan ülkeler arasında bir fikir vermektedir. Ancak, bazı ülkelerin altın ticaretine ilişkin verileri doğrudan açıklamadığı veya tam olarak bildirmediği için, bu veriler tam ve kesin bir resim sunmamaktadır.

 


Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/altin-fiyatlari-son-5-yilda-nasil-bir-seyir-izledi/feed/ 0
Kendi ülkesinde sigortalı olarak çalışan kişi Türkiye’de sigortasız olarak çalışabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kendi-ulkesinde-sigortali-olarak-calisan-kisi-turkiyede-sigortasiz-olarak-calisabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kendi-ulkesinde-sigortali-olarak-calisan-kisi-turkiyede-sigortasiz-olarak-calisabilir-mi/#respond Mon, 18 Apr 2022 05:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122015 Uluslararası anlaşması olmayan ülke sıfatıyla yapılan işe girişlerde sigorta hesaplamaları ve sigortalılık durumları hakkında bilgi alabilir miyim?

Yurtiçinden yapılan başvurularda çalışma izni başlangıç tarihini izleyen 30 gün içinde, yurtdışından yapılan başvurularda ise yabancının yurda giriş tarihinden itibaren 30 gün içinde SGK sigortalı girişinin, en az Bakanlığımıza beyan edilmiş ücret üzerinden, yapılması zorunludur. 

Ancak; Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin “Sigortalılığın başlangıcı ve bildirim yükümlülüğü” başlıklı 11’inci maddesinin 3/e fıkrası uyarınca; 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesi birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan yabancı uyruklu kişilerin; çalışma izin belgesindeki izin başlangıç tarihinden itibaren 30 gün içinde ya da çalışma izin belgesinin işverene tebliğ tarihi ile çalışma izin tarihinin farklı olması halinde çalışma izin belgesinin işverene tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bildirimler süresinde yapılmış sayılacaktır. 

Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 55’inci maddesinde; yabancıların hangi durumlarda ve ne kadar süre ile çalışma izninden muaf oldukları belirtilmektedir. 

Burada sayılı muafiyet hükümlerinden yararlanacak yabancılar için çalışma izni düzenlenen yabancılar da olduğu gibi sosyal güvenlikle ilgili yükümlülüklerin ilgili işverenliklerce yerine getirilmesi zorunludur. 

Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda bulunan yabancılardan sigorta primlerinin kendi ülkesinde ödenmeye devam ettiği kanıtlanan yabancılar, Sözleşmelerde öngörülen süreler kadar Türkiye’de sosyal güvenlik yükümlülüklerinden muaftırlar.


Yabancı ortaklı limited şirket kurduğumuzda, yabancı ortağı bağkura bildirecek miyiz?

Sosyal Sigorta Hükümleri Açısından: 5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılanlar” başlıklı 4. maddesi sigortalı sayılanları anlatmıştır Bu hükümlere göre; 

1- Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış bir ülke uyruğunda olan, 

2- Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye’ye bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen, yabancılar Türkiye’de 5510 sayılı Kanun açısından sigortalı sayılmayacaktır.


Azerbaycan uyruklu kişiye tek ortaklı Ltd.Şti.kurduk. Tescil tarihi 08/09/2021. Bu kişi için çalışma izni almak gerekiyor mu? 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş olan; Limited şirketlerin şirket ortağı olan müdürü, Anonim şirketlerin şirket ortağı olan yönetim kurulu üyesi, Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yönetici olan komandite ortağı, olan yabancılar çalışma izni alarak çalışabilirler. 

6102 sayılı Kanuna göre kurulmuş; Anonim şirketlerin Türkiye’de ikamet etmeyen yönetim kurulu üyesi, Diğer şirketlerin yönetici sıfatı olmayan ortağı, çalışma izni muafiyeti kapsamında değerlendirilir. 

Yabancı uyruklu şirket ortakları çalışma izni başvurularını yurt içinden veya yurtdışından yapabilirler. Şirket ortağının Türkiye’den başvuruda bulunabilmesi için en az 6 ay süreli ikamet izni sahibi olması aranır. Eğer böyle bir izne sahipse yabancı Türkiye’den başvurusunu doğrudan Bakanlığa yönlendirebilir.


1- Çalışma iznim bitmek üzere ikamet izni başvurusu yapabilir miyim?

Çalışma izni bitmeden son 60 gün içerisinde amacınıza uygun ikamet izni için başvuru yapabilirsiniz.

2- Çalışma iznim çıktıktan sonra ikamet izni almam gerekli mi?

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı tarafından veya kendi mevzuatında çalışma izni vermeye yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen çalışma izinleri, geçerli olduğu sürece ikamet izni olarak kabul edilir. Çalışma izninin sona erdiği tarih, aynı zamanda ikamet izninin de bitiş tarihidir. Çalışma izni süresi sona erdiği halde süresini uzatmayan ya da yeni durumuna uygun ikamet izni almayan yabancılar, ikamet izni ihlali yapmış sayılırlar.

3- Çalışma iznim iptal olduğunda ikamet iznim de iptal olur mu?

Çalışma izni ikamet izni yerine sayıldığı için süresi devam ettiği sürece ikamet izni alınması gerekmemektedir. Ancak çalışma izninin süresi dolması halinde ikamet izni gibi 10 gün daha yasal hakkı olup bu süre içinde amacına uygun ikamet iznine başvuru yapılabilir. Eğer yabancının hem çalışma izni hem de ikamet izin belgesi var ise çalışma izninin iptal olması halinde ikamet izni iptal olmayıp yasal kalış hakkı sağlamaktadır. İkamet izninin süresinin sonuna kadar yasal olarak kalabilir.

4- Çalışma iznim var. Türkiye’de eğitim görebilir miyim?

Çalışma iznine sahip olan yabancının öğrenci ikamet izni alabilme koşullarının ortaya çıkması halinde, çalışma izni ile öğrenci ikamet izninin sağladığı haklardan faydalanabilir.

5- Çalışma iznine başvurabilmek için en az kaç ay/yıl ikamet izni süresine sahip olmalıyım?

Yasal düzenlemeler çerçevesinde yurt içinden başvuru yapma hakkı tanınanlar hariç, ülkemizden yapılacak çalışma izni başvurularında geçmişe dönük en az 6 ay süresi bulunan (Turizm amaçlı kısa dönem ikamet izni hariç) ve halen geçerli bir ikamet iznine sahip olunması durumunda Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı müracaat edilebilir.

6- Çalışma izninin ikamet izni sayılmasıyla birlikte yabancıların herhangi bir bildirimde bulunması gerekiyor mu?

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun yirmi yedinci maddesine göre çalışma izini ve çalışma izni muafiyet teyit belgesi ikamet izni yerine geçmektedir. Söz konusu çalışma izni alan yabancılar ülkemize giriş tarihinden itibaren 20 iş günü içerisinde İl Göç İdaresine kayıtlarını yaptırmak zorundadırlar.

7- Geçici koruma kapsamındayım, çalışma izni alabilir miyim?

Geçici koruma sağlanan yabancılar geçici koruma kimlik belgesinin düzenlendiği tarihten altı ay sonra çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti almak için başvurabilirler.

8- Mülteci statüsünde Türkiyede bulunuyorum, çalışma izni alabilir miyim?

Mülteci ya da ikincil koruma statüsü sahibi yabancılar çalışamayacağı iş ve mesleklere ilişkin diğer mevzuatta yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla statü alınmasından itibaren bağımlı veya bağımsız olarak çalışabilmektedir. Mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi kimlik belgesi, çalışma izni yerine de geçer ve bu durum kimlik belgesine yazılmaktadır.

9- Türkiye’de öğrenci olarak bulunmaktayım. Çalışma izni konusunda nereye başvuracağım?

Türkiye’de öğrenim gören ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri, çalışma izni almak kaydıyla çalışabilirler. Ancak, ön lisans ve lisans öğrencileri için çalışma hakkı, ilk yıldan sonra başlar ve ilgili kanunla düzenlenir. Başvurular Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığına yapılmaktadır.

10- Türkiye’de öğrenim gören yüksek lisans ve doktora öğrencileri çalışma iznine başvuruda bulunabilirler mi?

Türkiye’de öğrenim gören yüksek lisans ve doktora öğrencileri, çalışma izni aldıkları takdirde çalışabilirler. Çalışma izni alan öğrenciler, çalışma izninin geçerli olduğu süre içinde öğrenci ikamet izni alma yükümlülüğünden muaf tutulurlar. Ancak yabancı, çalışma izni süresi bittiğinde veya uzatılmadığında öğrenci ikamet izni almak zorundadır.

11- Yabancı futbolcular için çalışma izni almamız lazım mı?

Türkiye Futbol Federasyonunca veya Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce talepleri uygun bulunan yabancı futbolcular ile diğer sporcu ve antrenörlerin sözleşmeleri süresince çalışma izni almalarına gerek bulunmamaktadır.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kendi-ulkesinde-sigortali-olarak-calisan-kisi-turkiyede-sigortasiz-olarak-calisabilir-mi/feed/ 0
Mobilya ihracat artışında ülke ortalamasını geçecek https://www.muhasebenews.com/mobilya-ihracat-artisinda-ulke-ortalamasini-gececek/ https://www.muhasebenews.com/mobilya-ihracat-artisinda-ulke-ortalamasini-gececek/#respond Tue, 01 Mar 2022 06:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123388 İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, önümüzdeki dönemde mobilya ihracat yüzdesindeki artışın, genel ihracat yüzdesindeki artıştan daha fazla olacağını söyledi.
Türkiye, dünya mobilya pazarında 4.3 milyar dolarlık ihracatla adından söz ettiriyor. Özellikle son 20 yılda ihracatçı sayısı yüzde 300 artan mobilya sektörü, bugün dünyanın 200 ülkesine ihracat yapıyor. Türkiye’nin dış ticaret fazlası veren sektörlerinin başında gelen mobilyada, en büyük rakip İtalya. Türk mobilya sektörünün markaj büyütmesinin yolunun, küçük ölçekli firmaların toplanarak ihracat yapmasından ya da hali hazırda ihracat yapan firmaların ölçeklerinin büyüyebilmesi için çeşitli düzenlemeler yapılmasından geçtiği düşünülüyor.
500 BİN KİŞİYE EKMEK KAPISI
Mobilya sektörü, doğrudan 250 bin kişiye, dolaylı olarak da 500 bin kişiye istihdam sağlıyor. Emek yoğun sektörlerden biri olan mobilya, aynı zamanda çok bileşenli üretimiyle diğer sektörleri de hareketlendiriyor. Özel tasarımlı mobilyaların hızla artmasıyla Türkiye son yıllarda dünya pazarında rakiplerini eledi.
HEDEF 6 MİLYAR DOLAR
Dünya mobilya sektörü, 505 milyar dolarlık bir pazara sahip. Bunun 200 milyar doları uluslararası ticarete konu oluyor. Türk mobilya sektörü ise geçen yıl 4.3 milyar dolarlık ihracatla hedefi aştı. Bu yılın sonunda 6 milyar dolarlık ihracat hedefi belirleyen sektör; en çok ABD, Almanya, İngiltere, Irak ve İsrail’e ihracat yaptı. Sektörde 65 bin işyeri var. Bunların 700’ü 1 milyon doların üzerinde ihracat yapıyor. Kısa vadede hedef ise bunu 3 bine çıkarmak. Özellikle akıllı mobilya üretiminde adından söz ettiren İtalya, sektörün markajında bulunuyor. Türkiye’de İstanbul, Bursa, Kayseri, İzmir, Ankara gibi bölgelerde üretim yapılırken, katma değeri yüksek mobilya üretiminin merkezi ise İstanbul.
YENİ YAPILANMA
Endüstriyel tasarım mobilyalara göre 4.6 kat döviz girdisi sağlayan özel tasarımlı mobilya üretimi içinse daha büyük ölçekli firmalara ihtiyaç duyuluyor. Türkiye’nin artık bundan sonraki adımının özel tasarım mobilya konusunda dünya liderliği olduğunu düşünen sektör temsilcileri, İstanbul Ticaret Odası’nda bir araya gelerek mobilya sektörünü masaya yatırdı. Toplantıya, İstanbul Ticaret Odası Mobilya Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ali Ekber Özkan başkanlık ederken, açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç yaptı.
YÜZ AKI BİR SEKTÖR
Şekib Avdagiç-İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı: Son senelere baktığımızda mobilya sektörünün ciddi bir atılım içinde olduğunu görüyoruz. Dış pazarlarda oluşturduğu imaj, döviz girdisi, katma değeri ve taklitçilikten ziyade kendi çizgisini koruyan özelliği ile mobilya sektörünün yüz akımız olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde mobilya ihracat yüzdesindeki artış genel ihracat yüzdesindeki artıştan daha fazla olacak. Hammadde konusunda sektörün sıkıntı çekmemesi için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız. Tabii bütün dünyada emtia fiyatlarının arttığı dönemde Türkiye’nin bundan ari olması düşünülemez. Yatırımcıya ek tedbirler, ek teşvikler konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bazı sektörlerin pozitif teşvik kapsamında olmasını istiyoruz. Şu anda Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nın binde 8’ini mobilya sektörü oluşturuyor. Önümüzdeki günlerde bunun yüzde 1 olarak hedeflenmesi gerektiğini düşünüyorum.
NOKTA ATIŞI İHRACAT YAPMALIYIZ
Ahmet Güleç-Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Yönetim Kurulu Başkanı: Türkiye son 20 yılda kendinden her anlamda söz ettirdi. Biz öyle bir üretim tarzı oluşturuyoruz ki, çok sektörlü bir üretim yapıyoruz.
Bizim gibi üretim tarzına sahip olan ABD, Çin, bir de Polonya var. Biz 4. sıradayız. 36 bin üreticimizle kendi hikâyemizi oluşturduk. 12 bini direkt ihracat yapıyor. Üreticilerimizi hikâye haline getirmemiz lazım. Yüzde 90’ı kendi öz kaynaklarını kullanıyor. Dünyanın yüzde 5’ini 2030’da alabiliriz. Doğu Avrupa’da, Polonya’da başlayan, Bulgaristan’da biten bir yatırım var. Meksika’nın ciddi yatırımları var.
Vietnam ve Malezya da ciddi rakibimiz olacak. 12 bin firmamızın potansiyeli 1 milyon doların altında. Ölçek sorunumuz var. Ya firmalarımız bir araya gelecek ya da her biri ölçek büyüterek bir Türkiye hikâyesi yazacak. Mahalle arasında kalmış ve bulundukları alanda büyüme imkânları kalmamış İstanbul’daki üreticilerimizi bir yerde toplayarak, üretimimizi canlandırmamız lazım. Ayrıca ihracatta nokta atışı yapmamız gerekiyor. En büyük sorunumuz yoğunlaşma. Biz her ülkede azar azar noktasındayız. Belli ülkelere odaklanmamız gerekiyor. İhracat potansiyelimizi düşüren KDV’nin de sadeleştirilmesine ihtiyacımız var. Bu bize direkt maliyet olarak dönüyor. Yüzde 1’e düşürülmesini istiyoruz.
YEŞİL MUTABAKAT SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇACAK
Ziynet Berna Orhan-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Tekstil ve Ağaç Ürünleri Sanayi Daire Başkanı: Mobilya, katma değer açısından önde gelen bir sektör; ithalat bağımlılığı da çok az. Mobilya 2020’de yüzde 113 büyüdü. Ortalama kapasite kullanım oranı yüzde 70 civarında. Mobilyada Ar-Ge ve tasarım ön plana çıkıyor. Bu ikisi olmadan sektörün büyümesi çok zor. Sadece mobilya alanında 30 Ar-Ge ve tasarım merkezi var. Yeşil Mutabakat mobilya sektörünü etkileyecek. Sektörün bunu bir fırsat olarak görmesini bekliyoruz.
ÖZEL TASARIM İÇİN OSB
Nuri Gürcan-Mobilya Sanayi İşadamları Derneği (MOBSAD) Yönetim Kurulu Başkanı: Üretimimizin yüzde 43’ünü ihraç ediyoruz. MOBSAD üyeleri katma değerli mobilya üreterek kilo başına 10 dolarlık ihracat yapıyor. Türk mobilyası vizyonu oluşturmamız gerekiyor. Bizi imaj konusunda bir üst basamağa taşıyacak olan üretim özel tasarımlı mobilyalar. Bunun üretim üssü de İstanbul. Biz bu konuda İtalya ile yarışıyoruz. Özel tasarım mobilya konusunda yeni nesil bir Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) ihtiyacımız var.
GERİ DÖNÜŞEREK BÜYÜYELİM
Koray Çalışkan-Modoko Mobilyacılar Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı: Yurt dışına çalışan firmalarımız iyi ama iç piyasada sıkıntı var. Ölçek sorunumuz var. Çok küçük firmalar yok denecek sermaye ile kuruluyor. Sonra mevcut firmaların potansiyelini baltalıyor. Almanya’da bizden üç kat daha az üretici var ama bizden üç kat fazla ihracat yapıyorlar. Firma kurmak için kişi sayısı, dükkân metrekare sınırı, sermaye gibi ölçekler belirlenmeli. Evimizde, işyerimizde kullandığımız mobilyaları geri dönüştürerek sektörün hammadde ihtiyacını karşılayabiliriz.
FUAR BÜYÜK KATKI SAĞLADI
Murat Tunç-Mobilya Sanayicileri ve İhracatçıları Deneği Yönetim Kurulu Başkanı: Finansmana erişim, Ar-Ge desteklerinden faydalanamama, kapasite kullanamama gibi sorunlar var. KDV indirimi olumlu sonuç getirdi. Ancak hammadde ve üretim malzemelerimizi yüzde 18 ile alıp yüzde 8 ile satıyoruz. Bunun çözülmesini istiyoruz. Birlik ve beraberlik ruhumuz 2000’li yıllarda başladı. Bu ruhla geçtiğimiz yıl Cumhuriyet tarihinin en büyük fuarını yaptık. Sadece fuar haftasında 3 milyar dolarlık bağlantı kurduk.
YETİŞMİŞ ELEMAN SORUNU
Hakan Pakoy-Mobilya Aksesuar Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: Pandemi sektörümüz için pek çok fırsatı da beraberinde getirdi. Ucuz diyebileceğimiz işgücümüz ve coğrafi konumumuz bize avantaj sağladı. Türkiye, Çin’in karşısında Polonya ile birlikte önemli bir üretim üssü. Türkiye’yi lojistik bir üs haline getirmemiz lazım. Mobilya aksesuarlarındaki yüzde 18 KDV bizi zorluyor. KDV’nin yüksek tutulması mobilyacılar için dezavantaj. Meslek liselerinin artırılması yetişmiş eleman sorunumuzu çözecek.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mobilya-ihracat-artisinda-ulke-ortalamasini-gececek/feed/ 0
Türkiye, Tacikistan’a en çok yatırım yapan ikinci ülke https://www.muhasebenews.com/turkiye-tacikistana-en-cok-yatirim-yapan-ikinci-ulke/ https://www.muhasebenews.com/turkiye-tacikistana-en-cok-yatirim-yapan-ikinci-ulke/#respond Fri, 11 Feb 2022 22:40:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122217 ]]> Tacikistan Devlet Yatırımlar ve Mülk Komitesi Başkanı Sadi Kadirzade, düzenlediği basın toplantısında, 2021 yılında ülke ekonomisine yapılan doğrudan yabancı yatırım hacminin 2 kattan fazla artarak 340 milyon dolar seviyesine ulaştığını duyurdu.

2021’de ülke ekonomisine en çok yatırım yapan ülkenin 210 milyon dolarla Çin olduğunu aktaran Kadirzade, Türkiye’nin 25 milyon dolar, İsviçre’nin 21 milyon dolar, Fransa’nın ise 19 milyon dolar yatırımda bulunduğuna dikkati çekti.

Kadirzade, yapılan doğrudan yatırımların yüzde 56,9’unun madencilik, yüzde 9,9’unun sanayi üretimi, yüzde 2,1’inin inşaat sektöründe gerçekleştiğini bildirerek, şu an ülkede toplam tutarı 3,7 milyon dolarlık 78 yatırım projesinin ise devam ettiğini söyledi.

2020’de ülkeye yapılan doğrudan yabancı yatırım hacmi, Kovid-19 nedeniyle yüzde 53 azalarak 162 milyon dolar seviyelerinde kaydedilmişti.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiye-tacikistana-en-cok-yatirim-yapan-ikinci-ulke/feed/ 0
Yabancı ülke uyruklu murisin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mirasçılarına intikal eden terekenin vergilendirilmesi https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulke-uyruklu-murisin-turkiye-cumhuriyeti-vatandasi-mirascilarina-intikal-eden-terekenin-vergilendirilmesi/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulke-uyruklu-murisin-turkiye-cumhuriyeti-vatandasi-mirascilarina-intikal-eden-terekenin-vergilendirilmesi/#respond Mon, 03 Jan 2022 13:26:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120413 T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Sayı : 97895701-160[2018/5.1-6]-E.885198
Tarih: 04.10.2018

Konu : Yabancı ülke uyruklu murisin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mirasçılarına intikal eden terekenin vergilendirilmesi 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinden, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan dayınız ….n ….’de yaşadığını ve orada vefat ettiğini, yasal mirasçıları olarak size ve kardeşinize bir miktar paranın miras kaldığını, veraset olarak da paranın bu ülkede tasarrufunuza geçtiğini, takip eden dönemlerde de paranın ülkemize Türkiye’ye aktarıldığını belirterek; veraseten tarafınıza intikal eden bu paranın ülkemizde veraset ve intikal vergisine tabi olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde,

“Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabidir.

Bu vergi, Türk tabiiyetinde bulunan şahısların ecnebi memleketlerde aynı yollardan iktisabedecekleri mallara da şamildir.

Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetindeki bir şahsın Türkiye hudutları dışında bulunan malını veraset tarikiyle veya sair suretle ivazsız bir tarzda iktisabeden ve Türkiye’de ikametgahı olmayan ecnebi şahıs bu vergi ile mükellef tutulmaz

hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 2 nci maddesinde, “Şahıs” tabirinin, hilafına sarahat olmadıkça hakiki ve hükmü şahısları; “Mal” tabirinin, mülkiyete konu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen sair bütün hakları ve alacakları ifade ettiği belirtilmiştir.

Diğer taraftan 1 Seri Nolu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde konuya ilişkin olarak;

Kanunun Vinci maddesi : Kanunun 1 inci maddesi verginin hudut ve şümulünü ve mevzuunu tâyin etmektedir. Maddede kanunun hudut ve şümulü sarahaten belirtilmiş ve mükellefiyet noktasından (Mal tabiiyet) esası kabul edilerek miras hisseleri üzerinden vergi istifası prensibi muhafaza olunmuştur. İşbu birinci madde hükmüne göre veraset tarikiyle veya herhangi bir surette olursa olsun ivazsız bir tarzda hakikî veya hükmî bir şahıstan diğer hakikî veya hükmî bir şahsa intikal eden mallar Veraset ve İntikal Vergisine tabidir. Bu esasa göre:

Muris veya tasarrufu yapan şahıs ister Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde olsun isterse diğer bir ecnebi devlet tabiiyetinde bulunsun, Türkiye Cumhuriyeti hudutları dâhilinde bulunan mallar ile nerede olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti tâbiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar;

Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahısların ecnebi memleketlerde aynı yollardan iktisap edecekleri mallar;

Veraset ve intikal vergisinin mevzuunu teşkil etmekte ve Türkiye’de ikametgâhı olmayan yabancı bir şahsa Türkiye Cumhuriyeti hudutları dışında intikal eden mallar, bu verginin mevzuu dışında kalmaktadır…”

açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahısların yabancı ülkelerde Veraset ve İntikal Vergisi Kanununda tanımlanan ivazsız veya veraset yoluyla elde edilen mallar da veraset ve intikal vergisinin konusuna girmektedir.

Bu itibarla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan ….’ın yasal mirasçıları olarak size ve kardeşinize Türkiye’de bulunmayan ve yurt dışında tasarrufunuza veraseten intikal eden mirasın 7338 sayılı Kanun kapsamında veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulke-uyruklu-murisin-turkiye-cumhuriyeti-vatandasi-mirascilarina-intikal-eden-terekenin-vergilendirilmesi/feed/ 0
Suriyeli personel girişinde hangi SGK kodunu seçmeliyiz? https://www.muhasebenews.com/suriyeli-personel-girisinde-hangi-sgk-kodunu-secmeliyiz/ https://www.muhasebenews.com/suriyeli-personel-girisinde-hangi-sgk-kodunu-secmeliyiz/#respond Sat, 25 Dec 2021 00:30:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=119295 Suriyeli personel girişi yaparken sigorta kodu 12-U.Söz.Olmayan Yab. Uyrk.Sigortalı olarak seçiyoruz. SGK grup kolunu da 10-ikili sosyal güvenlik sözl. olmayan ülke vatandaşları olarak mı seçmeliyiz?

Sosyal Güvenlik Kurumunca işe giriş bildirgesi programlarında yakın zamanda yapılan değişiklikler sonrasında sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülke vatandaşları için “0-Tüm Sigorta Kolları (Zorunlu)” seçeneğinin işaretlenmesine izin verilmediğinden, ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülke vatandaşları için düzenlenecek işe giriş bildirgelerinde sigorta kolu seçeneği “12-U.Söz.Olmayan Yab. Uyrk.Sigortalı” seçeneği işaretlenmelidir. 

Ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkeler 

1 Almanya 

19 Kanada 

2 Arnavutluk 

20 Karadağ 

3 Avusturya 

21 Kebek 

4 Azerbaycan 2

2 Kırgızistan 

5 Belçika, 

23 Kore 

6 Bosna-Hersek, 

24 Libya 

7 Çekya 

25 Lüksemburg 

8 Danimarka, 

26 Macaristan 

9 Fransa 

27 Makedonya 

10 Gürcistan 

28 Moğolistan 

11 Hırvatistan 

29 Moldova 

12 Hollanda 

30 Norveç 

13 İngiltere 

31 Polonya 

14 İran 

32 Romanya 

15 İsveç 

33 Sırbistan 

16 İsviçre 

34 Slovakya 

17 İtalya 

35 Tunus 

18 K.K.T.C.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/suriyeli-personel-girisinde-hangi-sgk-kodunu-secmeliyiz/feed/ 0
Yabancı ülke vatandaşlarına Türkiye’de verilen sağlık hizmetleri KDV’den istisnadır https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulke-vatandaslarina-turkiyede-verilen-saglik-hizmetleri-kdvden-istisnadir/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulke-vatandaslarina-turkiyede-verilen-saglik-hizmetleri-kdvden-istisnadir/#respond Tue, 16 Feb 2021 10:16:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104681 Yabancılara Verilen Sağlık Hizmetlerinde İstisna

7104 sayılı Kanunla 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen (l)
bendine göre, Sağlık Bakanlığınca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere, münhasıran sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri (Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere söz konusu hizmetlerle birlikte sağlanan diğer teslim ve hizmetler istisnanın kapsamına dahil değildir.) 1/6/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere KDV’den istisnadır.

Kapsam

3065 sayılı Kanunun (13/l) maddesinde düzenlenen istisnanın kapsamına Türkiye’de
yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere, Sağlık Bakanlığınca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, münhasıran sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri girmektedir.

Koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde istisna uygulanabilmesi
için bu hizmetleri veren gerçek veya tüzel kişilerin ilgili mevzuat çerçevesinde Sağlık Bakanlığınca izin verilen sağlık kurum ve kuruluşu olmaları zorunludur.

Buna göre, hastaneler (kamu, özel, üniversite), tıp merkezleri, polikliniklerin yanında Sağlık Bakanlığından izin almak suretiyle faaliyette bulunan; aile ve toplum sağlığı merkezleri, muayenehaneler, laboratuvarlar, müesseseler, ağız ve diş sağlığı hizmeti sunan özel sağlık kuruluşları, ambulans hizmetleri sunan kuruluşlar, diyaliz merkezleri, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri, genetik hastalıklar tanı merkezleri, hiperbarik oksijen tedavisi uygulanan özel sağlık kuruluşları, hemoglobinopati tanı merkezleri, madde bağımlılığı tedavi merkezleri, üremeye yardımcı tedavi merkezleri, terapötikaferez merkezleri, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama merkezleri, kordon kanı bankaları ile kaplıcaların Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere verdikleri koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinde istisna uygulanır.

İstisna Kapsamına Giren Hizmetler

İstisna kapsamına Sağlık Bakanlığınca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından
verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri girmektedir. Söz konusu hizmetlerin münhasıran bu sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilmesi gerekmektedir.

Koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin kapsamı Sağlık
Bakanlığının ilgili mevzuat hükümlerine göre belirlenir

Saç ekimi, cilt bakımı, kırışıklık tedavisi, dolgu maddeleri uygulamaları gibi estetik
amacıyla yapılan hizmetler bu istisna kapsamında değerlendirilmez

Koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ile birlikte verilebilen
konaklama, ulaşım, yemek gibi teslim ve hizmetler istisna kapsamına girmez.

İstisnadan Yararlanacak Alıcılar

İstisnadan, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler yararlanabilir

5901 sayılı Kanunun (3/1-d) maddesinde, yabancının Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile
vatandaşlık bağı bulunmayan kişiyi ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Kanunun “Türkiye’de yerleşme” başlıklı 4 üncü maddesine göre, ikametgahı
Türkiye’de bulunanlar ile bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.) Türkiye’de yerleşmiş sayılır.

193 sayılı Kanunun 5 inci maddesi uyarınca, belli ve geçici görev veya iş için Türkiye’ye
gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler ile tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye’de alıkonulmuş veya kalmış olan yabancılar memlekette altı aydan fazla kalsalar dahi, Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar.

Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan ve 193 sayılı
Kanuna göre Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler bu istisnadan
faydalanabilir

Öte yandan, 5901 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca kendilerine mavi kart verilen ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler de bu istisnadan faydalanabilir

İstisna kapsamında hizmet sunan sağlık kurum ve kuruluşları, alıcının istisna kapsamında
olduğunun tevsikine ilişkin olarak uyruğunda bulunduğu ülke tarafından verilmiş pasaport
üzerinden Türkiye’ye son giriş tarihinin altı aydan fazla olmadığını kontrol etmek ve pasaportun fotokopisini (çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerde mavi kartın fotokopisini) hizmet sunulmadan önce alıcıdan almak zorundadırlar.

 

 


Kaynak: 1 Seri No.lu KDV Uygulama Genel Tebliği
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-ulke-vatandaslarina-turkiyede-verilen-saglik-hizmetleri-kdvden-istisnadir/feed/ 0
Aralık 2020’de en fazla tekstil ve hammaddeleri ihracatı AB(27) ülkelerine yapıldı ve ihracat Aralık 2019’a göre %40,7 oranında arttı https://www.muhasebenews.com/aralik-2020de-en-fazla-tekstil-ve-hammaddeleri-ihracati-ab27-ulkelerine-yapildi-ve-ihracat-aralik-2019a-gore-%407-oraninda-artti/ https://www.muhasebenews.com/aralik-2020de-en-fazla-tekstil-ve-hammaddeleri-ihracati-ab27-ulkelerine-yapildi-ve-ihracat-aralik-2019a-gore-%407-oraninda-artti/#respond Thu, 28 Jan 2021 11:00:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102773 Ülke Grupları Bazında Toplam Tekstil ve Hammaddeleri İhracatımız

2020 yılı Aralık ayında en fazla tekstil ve hammaddeleri ihracatı AB (27) ülkelerine yapılmış ve AB (27) ülkelerine yapılan ihracat, 2019 yılı Aralık ayına göre %40,7 oranında artışla 439 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir. AB (27) ülkelerine 2020 yılı Ocak-Aralık dönemi ihracatı ise, bir önceki yıla göre %1 oranında gerileyerek 4,4 milyar dolar değerinde gerçekleşmiştir.

2020 Ocak-Aralık döneminde, ülkemizden en fazla tekstil ve hammaddeleri ihracatı yapılan ikinci ülke grubu Eski Doğu Bloğu Ülkeleri olmuştur. Bu bölgeye yapılan ihracat Ocak – Aralık döneminde %3,3 oranında artarak 1,1 milyar dolar olmuştur.

2019 yılı Ocak-Aralık dönemine göre ihracatında artış olan ülke grupları ise Amerika Ülkeleri, Diğer Avrupa Ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleridir. Amerika Ülkelerine ihracat %4,4 artışla 789 milyon dolar, Diğer Avrupa Ülkelerine ihracat %8,7 artışla 584 milyon dolar, Türk Cumhuriyetlerine ihracat ise %6,2 artışla 326 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir.

Toplam Tekstil ve Hammaddeleri İhracatımızda Önemli Ülkeler

2020 yılı Ocak-Aralık döneminde, Türkiye tekstil ve hammaddeleri ihracatında öne çıkan ülkeler değerlendirildiğinde, en önemli ihracat pazarımızın Almanya olduğu gözlemlenmektedir. Almanya’ya gerçekleştirilen tekstil ve hammaddeleri ihracatımız 2020 Aralık ayında %41,6 oranında artarak 104 milyon dolar değerinde gerçekleşirken, 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde ise ihracatımız %9 artarak 933 milyon dolar değerinde kaydedilmiştir.

2020 yılı Ocak-Aralık döneminde ülkemizden en fazla tekstil ve hammaddeleri ihracatı gerçekleştirilen ikinci ülke İtalya’dır. İtalya’ya tekstil ve hammaddeleri ihracatımız 2020 yılı Aralık ayında %53 oranında artarak 65 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir. 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde ise İtalya’ya tekstil ve hammaddeleri ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %7,5 oranında azalarak 737 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir.

2020 yılı Ocak–Aralık döneminde tekstil ve hammaddeleri ihracatımızda üçüncü önemli ihracat pazarımız ABD olmuştur. ABD’ye ihracat 2020 yılının Aralık ayında %37,6 oranında artarak 69 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir. 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde ise bu ülkeye tekstil ve hammaddeleri ihracatımız %8 oranında artarak 628 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir.

2020 yılı Ocak-Aralık döneminde dördüncü ve beşinci büyük ihracat pazarlarımız sırasıyla İngiltere ve Bulgaristan olmuştur. İngiltere’ye yapılan tekstil ve hammaddeleri ihracatımız 2020 yılı Aralık ayında %57,3 oranında artarak 54 milyon dolar değerinde gerçekleşirken, 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde ise ihracatımız %5,9 oranında artış kaydederek 491 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. Bulgaristan’a ise 2020 yılı Aralık ayındaki sektörümüz ihracatı, %29,3 oranında artarak 33 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir. Bulgaristan’a sektörümüz ihracatı 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde 2019 yılının aynı dönemine kıyasla %13,3 oranında gerileyerek 366 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

2020 yılı Aralık ayında tekstil ve hammaddeleri ihracatımızda ilk on ülke arasında ihracatımızın en fazla artış gösterdiği ülke, 10. en büyük ihracat pazarımız olan Belarus olmuştur. 2020 yılı Aralık ayında sektörümüzün Belarus’a ihracatı %68,6 oranında artarak 36 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir.


Kaynak: İTHİB Raporu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/aralik-2020de-en-fazla-tekstil-ve-hammaddeleri-ihracati-ab27-ulkelerine-yapildi-ve-ihracat-aralik-2019a-gore-%407-oraninda-artti/feed/ 0
Yıkama ve temizlik sektöründe Ocak-Kasım 2020 döneminde en çok ihracat yapılan 3 ülke sırasıyla Irak, İsrail, Azerbaycan oldu https://www.muhasebenews.com/yikalama-ve-temizlik-sektoru-ihracati-137pay-turkiyeden-yapildi/ https://www.muhasebenews.com/yikalama-ve-temizlik-sektoru-ihracati-137pay-turkiyeden-yapildi/#respond Wed, 27 Jan 2021 11:00:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102642 Yıkama ve temizlik sektöründe Ocak-Kasım 2020 döneminde en çok ihracat yaptığımız 5 ülke sırasıyla Irak, İsrail, Azerbaycan, Gürcistan ve İran olduğu görülmektedir.

En çok ihracat yaptığımız ülkelerin başında gelen Irak’ın  Tablo 8’deki Trademap verilerine göre dünya geneli toplam ithalat rakamı 261,6 milyon $’dır. İthalatının % 32,5’ine karşılık gelen 85,2 milyon $’ı ithalat yaptığı ülkelerin başında gelen Türkiye’den yapmaktadır.

Ocak-Kasım döneminde en çok ihracat yapmış olduğumuz ikinci ülke olan İsrail’in ithalatına bakıldığında ise tüm dünyadan yıkama ve temizlik sektöründe ithalatı 265,5 milyon $ olup, 36,4 milyon dolar ve % 13,7’pay ile en büyük ithalatı Türkiye’den yaptığı görülmektedir.
Azerbaycan’ın tüm dünyadan ithalatına bakıldığında ise yaklaşık 65,1 milyon $ olup Türkiye’den 32 milyon $ ithalat ile %49,3 ile en büyük ithalatı Türkiye’den yaptığı görülmektedir.
Gürcistan’ın tüm dünyadan ithalatı yaklaşık 42 milyon $ olup Türkiye’nin payı 24,6 milyon $ ile %58,5’tür. En büyük ithalat kalemini Türkiye’den yapmaktadır.
İran’ın tüm dünyadan ithalatı yaklaşık 68 milyon $ olup Türkiye’nin payı 20 milyon $ ile %29,6’dır.
En büyük ithalat kalemini Türkiye’den yapmaktadır.
Dünyanın en büyük yıkama ve temizlik sektörü ithalatçısı olan Almanya ise ithalatının %0,2’ye denk gelen 5,6 milyon $’lık kısmını Türkiye’den karşılamıştır.


Kaynak: İMMİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yikalama-ve-temizlik-sektoru-ihracati-137pay-turkiyeden-yapildi/feed/ 0
Yabancı bir ülkede bordrolu olarak görünen kişi Türkiye’de çalıştığı günler için çalışma izni almalı mıdır? https://www.muhasebenews.com/yabanci-bir-ulkede-bordrolu-olarak-gorunen-kisi-turkiyede-calistigi-gunler-icin-calisma-izni-almali-midir/ https://www.muhasebenews.com/yabanci-bir-ulkede-bordrolu-olarak-gorunen-kisi-turkiyede-calistigi-gunler-icin-calisma-izni-almali-midir/#respond Fri, 06 Nov 2020 17:02:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=93419 İngiltere vatandaşı olup yılda 183 günü geçen surette Türkiye’de ikamet eden bir gerçek kişi, kanuni ve iş merkezi İngiltere’de bulunan bir işverenden ücret geliri elde etmektedir ve işverenin İngiltere’deki bordrosunda kayıtlı olup İngiliz sosyal güvenlik sistemine kayıtlıdır. Hem gerçek kişinin ve hem de işvereninin Türk sosyal güvenlik sistemindeki yükümlülükleri nelerdir?

Sosyal güvenlik sözleşmelerinde temel kural çalışılan ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabi olmaktır.

Ancak, sosyal güvenlik sözleşmelerinde bazı gruplar sözleşmenin bu ana prensibinden ayrı tutulmuştur.

Bunlar; İşverenleri tarafından geçici bir süre ile akit ülkeye gönderilenler, Uluslararası nakliyat işinde çalışanlar, Elçilik, konsolosluk, diplomatik misyon ve benzeri yerlerde çalışan gönderen ülkenin sivil ve askeri personelleri, Akit taraflardan birinin bayrağını taşıyan gemilerde veya akit ülkenin limanlarında çalışanlar olarak sıralanabilir.

Sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelere geçici görevle gönderilen kişiler İş merkezi Türkiye’de bulunan bir işverenin işçisi bu işverenin hesabına çalışmak üzere veya işvereni tarafından belirli bir işin icrası amacıyla geçici olarak sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış bir ülkeye gönderildiği takdirde, bu işçi hakkında o ülkede çalıştığı sürece, sanki Türkiye’de çalışıyormuş gibi, ülkemiz mevzuatı uygulanacaktır.

Bu şekilde iki ülkede de sigorta primi ödenmesi engellenerek mükerrer sigortalılığın önlenmesi sağlanmıştır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yabanci-bir-ulkede-bordrolu-olarak-gorunen-kisi-turkiyede-calistigi-gunler-icin-calisma-izni-almali-midir/feed/ 0