Tutarlarının – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 22 Jul 2024 14:45:44 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Peşin iskontolu faktoring işlemlerinde, hesaplanan faiz tutarlarının hangi dönemde gelir kaydedileceği https://www.muhasebenews.com/pesin-iskontolu-faktoring-islemlerinde-hesaplanan-faiz-tutarlarinin-hangi-donemde-gelir-kaydedilecegi/ https://www.muhasebenews.com/pesin-iskontolu-faktoring-islemlerinde-hesaplanan-faiz-tutarlarinin-hangi-donemde-gelir-kaydedilecegi/#respond Mon, 22 Jul 2024 14:45:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152850

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-64597866-125[6]-25740

12.12.2023

Konu

:

Peşin iskontolu faktoring işlemlerinde, hesaplanan faiz tutarlarının hangi dönemde gelir kaydedileceği hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ekinin incelenmesinden, şirketinizin Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine göre kredi ihtiyacı olan şirketlere finansman sağladığı, bu sebeple düzenlenen faktoring sözleşmelerinin bir kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, peşin iskontolu olarak kullandırılan faktoring alacaklarına ilişkin iskonto bedeli ve peşin olarak tahsil edilen komisyonların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu düzenlemeleri uyarınca aktif ve pasif hesaplara kaydedildiği ve alacağın vadesi boyuncu gelir hesaplarına aktarıldığı belirtilerek, peşin iskontolu işlemler dolayısıyla hesaplanan faiz tutarlarının, tahsil edildiği dönemde mi yoksa kredinin vadesine yayılarak ilgili olduğu dönemlerde mi gelir kaydedileceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 280 inci maddesinde, “Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır.

Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur.

Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir. Bunlardan vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar, bu Kanunun 281 ve 285 inci maddeleri uyarınca değerleme günü kıymetine irca edilebilir. Ancak senette faiz oranının yazılı olmadığı durumlarda değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınır.”,

– 281 inci maddesinde, “Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.

Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanır.

Bankalar ve bankerler ile sigorta şirketleri alacaklarını ya Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddi ile, değerleme günü kıymetine irca ederler.”,

– 285 inci maddesinde, “Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.

Vadesi gelmemiş olan senede bağlı borçlar değerleme günü kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz nispeti açıklanmışsa bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddinde bir faiz uygulanır.

Banka ve bankerler ile sigorta şirketleri borçlarını, Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddiyle, değerleme günü kıymetine irca ederler.

Alacak senetlerini değerleme gününün kıymetine irca eden mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar.”

hükümleri yer almaktadır.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde de, “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, ticari kazancın tespitinde “tahakkuk” ve “dönemsellik” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

Buna göre, şirketinizin peşin iskontolu faktoring işlemlerine ilişkin elde ettiği faiz ve komisyon tutarlarının, dönemsellik ilkesi gereğince faktoring işlem vadesi ile ilişkilendirilmek suretiyle ilgili oldukları dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/pesin-iskontolu-faktoring-islemlerinde-hesaplanan-faiz-tutarlarinin-hangi-donemde-gelir-kaydedilecegi/feed/ 0
Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile KDV indirim https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-ile-kdv-indirim/ https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-ile-kdv-indirim/#respond Sat, 06 Jul 2024 09:00:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152449

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

45404237-130[I.12.151.]-118

14/04/2014

Konu

:

Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile KDV indirim  

            İlgi (a)’da kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketiniz ile … arasında doğalgaz alım sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme hükümlerinde yer alan ödeme vadelerini …’ın tek taraflı değiştirmesi nedeniyle şirketiniz adına 2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV li gecikme faizi faturası düzenlendiği, söz konusu faturaların defterinize kaydedilmediği ve dava konusu edildiği, davanın şirketiniz aleyhine sonuçlandığı, şirketinizin doğalgaz alımından doğan borcunu geciktirmesi nedeniyle bahse konu yıllarda adı geçen firma tarafından düzenlenen faiz faturası (vade farkı) bedellerinin gecikme zammı ile birlikte …’a ödeneceği belirtilerek

            – Düzenlendiği tarihlerde kayda alınmayarak dava konusu yapılan (2006, 2007 ve 2010 tarihli) söz konusu gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının davanın sonuçlandığı 2012 takvim yılı kayıtlarına alınıp alınmayacağı ve indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,

            – Mahkemenin gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verdiği yukarıda bahsi geçen gecikme faizi faturaları üzerinden ilaveten hesaplanacak gecikme faizi tutarları için BOTAŞ’ın 2012 mali yılı döneminde fatura düzenleyip düzenlemeyeceği, düzenlenmesi halinde söz konusu faturada gösterilen KDV nin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenilmesi üzerine, ilgi (b)’de kayıtlı özelgemizde; … A.Ş.’ne dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarlarının fatura düzenlenmesi suretiyle belgelendirilmesi gerektiği, şirketinizce belirtilen yıllara ilişkin olarak düzenlenen ve aranızdaki ihtilaftan dolayı günümüze kadar kayıtlarınıza alınmayan fatura bedellerinin genel muhasebe ilkelerine uymak ve ilgili yıl gelir hesaplarıyla bağlantı kurulması suretiyle 2012 yılı defterlerine kaydedilmesi mümkün bulunduğu,

            – Şirketiniz adına düzenlenen (2006, 2007 ve 2010 tarihli) gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının, söz konusu belgeler vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceğinden vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılından sonra kanuni defterlerinize kaydettiğiniz belgelere istinaden indirim hakkından yararlanmanızın mümkün olmadığı,

            – Ancak, …  A.Ş.’ye dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarları için adı geçen şirket tarafından düzenlenecek faturalarda gösterilen KDV tutarının, Kanunun 29 ila 34 üncü maddesindeki hükümler çerçevesinde söz konusu belgelerin vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği yönünde görüş tayin edilmişti.

            Bu defa ilgi (c) ve (ç)’de kayıtlı özelge talep formlarınızda;  2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV’li olarak düzenlenen gecikme faizi faturalarında yer alan tutarların 2012 mali yılı kayıtlarında gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile geçmiş dönemlerle  ilgili olarak 2012 yılında ödenecek gecikme faizi tutarlarının KDV indirimi açısından vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleşeceği hususunda bilgi talep edilmektedir.

            KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (3) numaralı bendinde ise işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilam veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği; aynı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların gider olarak yazılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

            Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmeyeceği; (g) bendinde ise sözleşmelerde cezai şart olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar ile tazminat giderlerinin kurum kazançlarının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

            Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

            Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 yıllarına ilişkin gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarları miktar itibarıyla kesinleşip ödendiği dönem itibarıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir

            KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

            KDV Kanununun;

            29/1-a maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,

            29/3 üncü maddesinde; indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

            34/1 inci maddesinde de, yurt içinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinden ayrıca gösterilmek ve kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle indirilebileceği

            hükme bağlanmıştır.

            Buna göre; şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 tarihli faturalar üzerinden ilaveten hesaplanan gecikme faizi tutarları için düzenlenen faturalarda yer alan KDV tutarları,  mahkeme kararının tebliğ edildiği takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla belgelerin kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecektir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-dikkate-alinip-alinmayacagi-ile-kdv-indirim/feed/ 0
Finansman gider kısıtlaması hesabında aynı işlemden kaynaklanan alacak ve borç tutarlarının birbiri ile mukayese edilmek suretiyle netleştirilmesi mümkün müdür? https://www.muhasebenews.com/finansman-gider-kisitlamasi-hesabinda-ayni-islemden-kaynaklanan-alacak-ve-borc-tutarlarinin-birbiri-ile-mukayese-edilmek-suretiyle-netlestirilmesi-mumkun-mudur/ https://www.muhasebenews.com/finansman-gider-kisitlamasi-hesabinda-ayni-islemden-kaynaklanan-alacak-ve-borc-tutarlarinin-birbiri-ile-mukayese-edilmek-suretiyle-netlestirilmesi-mumkun-mudur/#respond Thu, 06 Apr 2023 06:45:52 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141335

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-62030549-125[2022]-166914

03.02.2023

Konu

:

Finansman gider kısıtlaması

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; … sayılı … hükümlerine tabi olarak sigorta ve reasürans brokerliği faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, bu kapsamda müşterilerinizin sigorta veya reasürans şirketlerinden alacakları hizmetler için aracılık hizmeti verdiğiniz, ayrıca sigorta veya reasürans şirketlerinden almış olduğunuz yetki çerçevesinde prim tahsilatlarına da aracılık ettiğiniz, tahsilatına aracılık ettiğiniz işlemlerin şirket kayıtlarına bir taraftan müşteriden alacak olarak kaydedilirken diğer taraftan sigorta veya reasürans şirketine borç olarak kaydedildiği belirtilerek, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde düzenlenen finansman gider kısıtlaması uygulamasına yönelik olarak yabancı kaynak tutarının tespitinde kayıtlarda yer alan aynı işlemden kaynaklanan alacak ve borç tutarlarının ve aynı işlemden kaynaklanan alacak ve borç tutarlarının değerlenmesi sonucu oluşan kur farkı gelir ve giderlerinin netleştirilip netleştirilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin bir hesap dönemi içinde elde edilen safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Aynı Kanunun “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11 inci maddesinde ise;

” (1) Kurum kazancının tespitinde aşağıdaki indirimlerin yapılması kabul edilmez:

i) Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmı. Belirlenecek oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı, bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

hükümleri yer almaktadır.

Cumhurbaşkanı söz konusu bentte düzenlenen yetkisini 4/2/2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup bu Kararda 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının %10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.

Diğer taraftan, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “11.13. Finansman gider kısıtlaması” başlıklı bölümünde:

6322 sayılı Kanunun 37 nci maddesiyle 1/1/2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 5520 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendiyle; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul edilmiştir.

Ayrıca, bu oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı, bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

Cumhurbaşkanı bu yetkisini 4/2/2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3/2/2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup bu Kararda 1/1/2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının %10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.

Dolayısıyla, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşmış olan kurumlar vergisi mükelleflerinin, aşan kısımla sınırlı olmak üzere, yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’luk kısmı, kurum kazancının tespitinde KKEG olarak dikkate alınacaktır.

Söz konusu gider kısıtlaması uygulamasında;

-Finansman giderleri: Yabancı kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğan her türlü faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı, faktoring kuruluşlarına verilen iskonto bedelleri ve benzeri adlar altında yapılmış olan gider ve maliyet unsurlarını,

-Yabancı kaynaklar: Bilançonun kısa vadeli yabancı kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamını,

ifade etmektedir.” açıklamaları, 

“11.13.8. Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması durumu” başlıklı bölümünde de;

“Finansman giderlerinin yanı sıra finansman geliri de elde etmiş olan mükelleflerin gider kısıtlaması uygulamasında söz konusu gelir ve giderlerini birbiri ile mukayese etmek suretiyle netleştirmeleri mümkün olmayıp finansman giderleri toplamının gider kısıtlamasına konu edilmesi gerekmektedir.

1/1/2013 tarihinden itibaren sağlanan yabancı kaynaklardan doğan kur farkı giderleri 2021 yılı kazancının tespiti de dahil olmak üzere döviz kurlarındaki değişim dikkate alınarak hesaplanan gerçek tutarları ile finansman gider kısıtlamasına konu edilecektir.

Yabancı para kurlarındaki düşüş veya yükselişler nedeniyle, geçici vergilendirme dönemleri itibarıyla kur farkı geliri veya kur farkı gideri söz konusu olabilmektedir. Şu kadar ki aynı kaynağa ilişkin olarak bir hesap dönemi içindeki aynı veya farklı geçici vergilendirme dönemlerinde oluşan kur farkı gelir ve giderleri mahsuplaştırılarak işlem tarihi veya dönem sonu itibarıyla bu kaynağa ilişkin net kur farkı gideri doğması halinde bu tutar finansman gideri kısıtlamasında dikkate alınacaktır.

Aynı dönem içinde olsa bile farklı yabancı kaynaklara ilişkin olarak oluşan kur farkı gelirleri ile kur farkı giderlerinin birlikte değerlendirilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, temin edilen yabancı kaynağın mevduat vb. şekillerde değerlendirilmesi sonucu doğacak kur farkı geliri şirketin bilançosunun aktifinde yer alan bir varlığın değerlemesi sonucu oluştuğu için, yabancı kaynağa ilişkin kur farkı giderinden mahsup edilemeyecektir.”

açıklamaları yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, finansman gider kısıtlaması uygulamasında yabancı kaynak ve öz kaynak karşılaştırmasına esas yabancı kaynaklar bilançonun kısa vadeli yabancı kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamını ifade etmekte olduğundan, yabancı kaynak tutarının tespitinde bilançonuzda yer alan aynı işlemden (prim tahsilatına aracılık vb.) kaynaklanan alacak ve borç tutarlarının birbiri ile mukayese edilmek suretiyle netleştirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Ayrıca, müşterilerinizden olan alacaklardan kaynaklanan ve bilançonuzda “Müşteriden Alacaklar” hesabında izlenen alacak tutarları ile “Sigorta Şirketine Borçlar” hesabında izlenen ilgili sigorta şirketlerine olan borç tutarlarının aynı kaynağa ilişkin olmaması nedeniyle, söz konusu borç ve alacaklara istinaden oluşan kur farkı gelir ve kur farkı giderlerinin birbirinden mahsubu da mümkün bulunmamaktadır.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/finansman-gider-kisitlamasi-hesabinda-ayni-islemden-kaynaklanan-alacak-ve-borc-tutarlarinin-birbiri-ile-mukayese-edilmek-suretiyle-netlestirilmesi-mumkun-mudur/feed/ 0
Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak mı yoksa indirim olarak mı değerlendirileceği https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-mi-yoksa-indirim-olarak-mi-degerlendirilecegi/ https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-mi-yoksa-indirim-olarak-mi-degerlendirilecegi/#respond Wed, 30 Dec 2020 09:16:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100021

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I-12-151]-115484

03.11.2017

Konu

:

Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak mı yoksa indirim olarak mı değerlendirileceği

İlgide kayıtlı özelge talep formlarınızda; şirketiniz ile BOTAŞ arasında doğalgaz alım sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme hükümlerinde yer alan ödeme vadelerini BOTAŞ’ın tek taraflı değiştirmesi nedeniyle şirketiniz adına 2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV li gecikme faizi faturası düzenlendiği, söz konusu faturaların defterinize kaydedilmediği ve dava konusu edildiği, davanın şirketiniz aleyhine sonuçlandığı, şirketinizin doğalgaz alımından doğan borcunu geciktirmesi nedeniyle bahse konu yıllarda adı geçen firma tarafından düzenlenen faiz faturası bedellerinin gecikme zammı ile birlikte BOTAŞ’a ödeneceği belirtilerek dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV’li olarak düzenlenen gecikme faizi faturalarında yer alan tutarlarının 2012 mali yılı kayıtlarında gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile geçmiş dönemlerle ilgili olarak ödenecek gecikme faizi tutarlarının KDV indirimi açısından vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleşeceği hususunda bilgi talep edilmesi üzerine ilgi (d)’de kayıtlı özelgemizde;

-Kurumlar Vergisi yönünden; şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 yıllarına ilişkin gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının miktar itibariyla kesinleşip ödendiği dönem itibariyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı,

-Katma Değer Vergisi yönünden ise; şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan 2006,2007 ve 2010 tarihli faturalar üzerinden ilaveten hesaplanan gecikme faizi tutarları için düzenlenen faturalarda yer alan KDV tutarlarının, mahkeme kararının tebliğ edildiği takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla belgelerin kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği yönünde görüş tayin edilmişti.

Bu defa ilgi (e)’de kayıtlı özelge talep formunuzda,  gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının indirim veya gider olarak dikkate alınması konusunda özelgemizde çelişki bulunduğu belirtilerek konunun yeniden değerlendirilmesi istenilmektedir.

KDV Kanununun;

29/1-a maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,

29/3 üncü maddesinde; indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

34/1 inci maddesinde; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği,

58 inci maddesinde; mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefçe indirilebilecek Katma Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği,

hükme bağlanmıştır.

15/02/2017 tarihli ve 29980 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 11 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “III/C-5.6.İndirimin Zamanı” başlıklı bölümüne, “Diğer taraftan, düzenlenen faturanın alıcı tarafından dava konusu yapılması nedeniyle ilgili takvim yılında indirim konusu yapılamayan KDV, davanın sonuçlandığı yıl içinde alıcı tarafından kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirim konusu yapılabilir.” açıklaması eklenmiştir.

Buna göre; şirketinizce dava sonucunda gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 tarihli faturalar üzerinden ilaveten hesaplanan gecikme faizi tutarları için düzenlenen faturalarda yer alan KDV tutarları, mahkeme kararının tebliğ edildiği takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği dönemde indirim konusu yapılabilecektir. Dolayısıyla indirimi mümkün olan KDV tutarlarının Kurumlar Vergisi matrahınızın tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabulü söz konusu değildir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-mi-yoksa-indirim-olarak-mi-degerlendirilecegi/feed/ 0
Harcırah ödemelerindeki konaklama ve yol giderlerine ilişkin KDV tutarlarının indirim konusu yapılması ve belge düzeni https://www.muhasebenews.com/harcirah-odemelerindeki-konaklama-ve-yol-giderlerine-iliskin-kdv-tutarlarinin-indirim-konusu-yapilmasi-ve-belge-duzeni/ https://www.muhasebenews.com/harcirah-odemelerindeki-konaklama-ve-yol-giderlerine-iliskin-kdv-tutarlarinin-indirim-konusu-yapilmasi-ve-belge-duzeni/#respond Thu, 24 Dec 2020 05:50:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99404

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

27575268-105[227-2017-366]-288397

03.11.2020

Konu

:

Harcırah ödemelerindeki konaklama ve yol giderlerine ilişkin KDV tutarlarının indirim konusu yapılması ve belge düzeni hk.

İlgi

:

 18/05/2017 tarihli ve … sayılı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; özel bütçeli bir kamu kuruluşu olduğunuz, Sayıştay Başkanlığının 13/4/2017 tarihli ve 2017-33 sayılı yazısı ekinde Kurumunuza intikal ettirilen “… 2016 Yılı Denetim Raporu”nun “Bulgu-3” bölümünün “Kamu İdaresinin Vergiye Tabi Faaliyetleri Kapsamında Yapılan Harcırah Ödemelerinde Konaklama ve Yol Giderleriyle İlgili KDV Tutarlarının İndirim Konusu Yapılmayarak 191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabında Hataya Neden Olunması” başlıklı bölümünde; “… özel bütçeli bir kamu kuruluşu olan … KDV’ye tabi olan faaliyetleri ile ilgili yaptığı işlemler maliyete dahil edilerek müşteri firmalara faturalanan harcırah ödemelerinde konaklama ve yol (uçak, tren, taksi vb.) giderlerine ilişkin KDV tutarlarının tamamının VUK hükümlerine göre belgelendirilmesi ve 191 İndirilecek Katma Değer Vergisi hesabına kaydedilerek indirilmesi gerektiği düşünülmektedir.” şeklinde görüş bildirildiğinden, katma değer vergisine (KDV) tabi olan faaliyetlerinizin maliyete dahil edilerek müşteri firmalara düzenlenen fatura bedellerine yansıtıldığı belirtilerek, personelinize ödenen görev bildirimlerindeki konaklama ve yol (uçak, tren, taksi vb) giderlerine ilişkin KDV tutarlarının tamamının 191 İndirilecek KDV hesabına kaydedilerek indirilmesinin mümkün olup olmadığı ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ne şekilde belgelendirileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

24 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Gider karşılığı olarak yapılan aşağıda yazılı ödemeler Gelir Vergisi’nden istisna edilmiştir.

            1.Harcırah Kanunu’na tabi kurumlar tarafından harcırah veya yolluk olarak yapılan ödemeler;

            2.Harcırah Kanunu kapsamı dışında kalan müesseseler tarafından idare meclisi başkanı ve üyeleri ile denetçilerine, tasfiye memurlarına ve hizmet erbabına (Harcırah Kanunu’na tabi olsun olmasın her türlü sözleşmeli personel dahil) verilen gerçek yol giderlerinin tamamı ile yemek ve yatmak giderlerine karşılık verilen gündelikler (Bu gündelikler aynı aylık seviyesindeki devlet memurlarına verilen gündeliklerden fazla ise veya devletçe verilen gündeliklerin en yüksek haddini aşarsa, aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur);”,

61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

            Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan, 6245 sayılı Harcırah Kanununun 14 üncü maddesinde ise bir görevin yapılması amacıyla geçici olarak yurt içinde veya yurt dışında başka bir yere gönderilenlere geçici görev yolluğu olarak yol giderleri ve gündelik verileceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre harcırah, memur ve hizmetlilerin memuriyet mahalli dışına gönderilmeleri ve burada kaldıkları sürece yapacakları yol giderleri ile yeme, içme ve yatma giderlerine karşılık verilmektedir.

Bu hükümlere göre, Kurumunuz tarafından personele yapılacak harcırah ödemeleri ücret olarak değerlendirilmekte olup, söz konusu ödemeler Gelir Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi kapsamında gelir vergisinden istisna edilmiştir. Ancak, istisna üzerinde bir ödeme yapılması halinde aşan kısmın ücret olarak vergilendirileceği tabiidir.

II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılma zorunluluğu getirilen belgelerden uygun olanı ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;

– 3 üncü maddesinin (B) bendinde, “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.”,

– 238 inci maddesinde, “İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz…”

hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, Kurumunuz tarafından personele yapılan harcırah ödemeleri Gelir Vergisi Kanununa göre ücret mahiyetinde olduğundan, bu ödemelerin mezkûr Kanunun 238 inci maddesi gereğince ücret bordrosu ile tevsik edilmesi ve temin edilen belgelerin bu bordroya ek yapılması icap etmektedir.

 III-KDV KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-1/3-g maddesinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV’ye tabi olduğu,

-29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,

-29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı (7104 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile yapılan değişiklikle 1/1/2019’dan itibaren takvim yılını takip eden takvim yılı) aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

-30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği,

-34/1 inci maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanunî defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği,

-53 üncü maddesinde, bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği

hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, Kurumunuz tarafından personele yapılan harcırah ödemeleri Gelir Vergisi Kanununa göre ücret mahiyetinde olduğundan, bu ödemeler vasıtasıyla personel tarafından yapılan harcamalara ait KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Ancak, gerçek gider yöntemine göre belgelendirilmesine bağlı olarak ve belgede yer alan tutarla sınırlı karşılanan konaklama ve yol masraflarının Gelir Vergisi Kanunu uyarınca gelir vergisinden istisna olan kısmına isabet eden KDV tutarları, harcamaların faaliyetinize yönelik olması ve bunlara ilişkin fatura ve benzeri vesikaların Kurumunuz adına düzenlenmesi kaydıyla genel esaslar çerçevesinde indirime konu edilebilecektir.

Diğer taraftan, personeliniz adına düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin her halükarda indirim konusu yapılamayacağı tabiidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/harcirah-odemelerindeki-konaklama-ve-yol-giderlerine-iliskin-kdv-tutarlarinin-indirim-konusu-yapilmasi-ve-belge-duzeni/feed/ 0
Temlikli olarak düzenlenen fatura tutarlarının tutulacak defterlerin tayininde dikkate alınıp alınmayacağı https://www.muhasebenews.com/temlikli-olarak-duzenlenen-fatura-tutarlarinin-tutulacak-defterlerin-tayininde-dikkate-alinip-alinmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/temlikli-olarak-duzenlenen-fatura-tutarlarinin-tutulacak-defterlerin-tayininde-dikkate-alinip-alinmayacagi/#respond Mon, 21 Dec 2020 17:16:47 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=99185 T.C.
ÇORUM VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

76071283-105-180[2015-5]-1

21/01/2016

Konu

:

Temlikli olarak düzenlenen fatura tutarlarının   tutulacak defterlerin tayininde dikkate alınıp alınmayacağı.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ek dilekçenizin tetkikinden; cep telefonu alım satımlarınıza ilişkin olarak faturaların temlikli olarak düzenlendiğinden bahisle, temlikli olarak düzenlenen bu fatura tutarlarının tutacağınız defterin tayininde dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Defterdarlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 176 ncı maddesinde tüccarlar defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış, I inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre, II nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına göre defter tutacakları hüküm altına alınmıştır.

Mezkur Kanunun 177 nci maddesinde ise, “Aşağıda yazılı tüccarlar, I inci sınıfa dahildirler:

            1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı (1/1/2016 tarihinden itibaren) 168.000 lirayı veya satışlarının tutarı (1/1/2016 tarihinden itibaren) 230.000 lirayı aşanlar,

            2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı (1/1/2016 tarihinden itibaren) 90.000 lirayı aşanlar;

            3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı (1/1/2016 tarihinden itibaren) 168.000 lirayı aşanlar; …” hükmü yer almaktadır.

Maddede yazılı olan hadler 2016 takvim yılında tutulacak defterler tayininde dikkate alınacak olan hadlerdir. Diğer bir ifadeyle, 2015 yılı alım, satım veya gayrisafi iş hasılatı ile karşılaştırılacak olan ve Kanunun sınıf değiştirmeye ilişkin hükümleri ile birlikte dikkate alınacak hadlerdir.

Aynı Kanunun 180 inci maddesinde; “b) (II) nciden (I) inciye geçiş: İş hacmi bakımından II nci sınıfa dahil tüccarların durumları aşağıda yazılı şartlara uyduğu takdirde bunlar bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlayarak I inci sınıfa geçerler.

            1. Bir hesap döneminin iş hacmi 177 nci maddede yazılı hadlerden %20’yi aşan bir nispette fazla olursa veya,

            2. Arka arkaya 2 dönemin iş hacmi 177 nci maddede yazılı hadlere nazaran %20’ye kadar bir fazlalık gösterirse.” hükmü bulunmaktadır.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, fatura, “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” şeklinde tanımlanmıştır. Hükümden anlaşılacağı üzere fatura, satılan emtia veya yapılan işe ilişkin bedelin ödenmiş olup olmadığına bakılmaksızın düzenlenmesi zorunlu olan tahakkuka ilişkin bir belgedir.

Bu itibarla, düzenlenen fatura üzerine temlikli olduğuna ilişkin şerh düşülmesinin Vergi Usul Kanununa göre tutulacak defterin tayini bakımından bir önemi bulunmamakta olup söz konusu fatura tutarları da dahil olmak üzere Kanunun 177 nci ve 180 nci maddeleri dikkate alınarak 2016 takvim yılında tutulacak defter belli edilmelidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.



Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/temlikli-olarak-duzenlenen-fatura-tutarlarinin-tutulacak-defterlerin-tayininde-dikkate-alinip-alinmayacagi/feed/ 0
Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak dikkate alınabilir mi? https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-dikkate-alinabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-dikkate-alinabilir-mi/#respond Mon, 09 Nov 2020 07:11:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=96005

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

Sayı

:

45404237-130[I.12.151.]-118

14/04/2014

Konu

:

Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile KDV indirim

            İlgi (a)’da kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketiniz ile … arasında doğalgaz alım sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme hükümlerinde yer alan ödeme vadelerini …’ın tek taraflı değiştirmesi nedeniyle şirketiniz adına 2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV li gecikme faizi faturası düzenlendiği, söz konusu faturaların defterinize kaydedilmediği ve dava konusu edildiği, davanın şirketiniz aleyhine sonuçlandığı, şirketinizin doğalgaz alımından doğan borcunu geciktirmesi nedeniyle bahse konu yıllarda adı geçen firma tarafından düzenlenen faiz faturası (vade farkı) bedellerinin gecikme zammı ile birlikte …’a ödeneceği belirtilerek

            – Düzenlendiği tarihlerde kayda alınmayarak dava konusu yapılan (2006, 2007 ve 2010 tarihli) söz konusu gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının davanın sonuçlandığı 2012 takvim yılı kayıtlarına alınıp alınmayacağı ve indirim konusu yapılıp yapılmayacağı,

            – Mahkemenin gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verdiği yukarıda bahsi geçen gecikme faizi faturaları üzerinden ilaveten hesaplanacak gecikme faizi tutarları için BOTAŞ’ın 2012 mali yılı döneminde fatura düzenleyip düzenlemeyeceği, düzenlenmesi halinde söz konusu faturada gösterilen KDV nin indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün istenilmesi üzerine, ilgi (b)’de kayıtlı özelgemizde; … A.Ş.’ne dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarlarının fatura düzenlenmesi suretiyle belgelendirilmesi gerektiği, şirketinizce belirtilen yıllara ilişkin olarak düzenlenen ve aranızdaki ihtilaftan dolayı günümüze kadar kayıtlarınıza alınmayan fatura bedellerinin genel muhasebe ilkelerine uymak ve ilgili yıl gelir hesaplarıyla bağlantı kurulması suretiyle 2012 yılı defterlerine kaydedilmesi mümkün bulunduğu,

            – Şirketiniz adına düzenlenen (2006, 2007 ve 2010 tarihli) gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarlarının, söz konusu belgeler vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceğinden vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılından sonra kanuni defterlerinize kaydettiğiniz belgelere istinaden indirim hakkından yararlanmanızın mümkün olmadığı,

            – Ancak, …  A.Ş.’ye dava sonucu gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan faiz tutarları için adı geçen şirket tarafından düzenlenecek faturalarda gösterilen KDV tutarının, Kanunun 29 ila 34 üncü maddesindeki hükümler çerçevesinde söz konusu belgelerin vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabileceği yönünde görüş tayin edilmişti.

            Bu defa ilgi (c) ve (ç)’de kayıtlı özelge talep formlarınızda;  2006, 2007 ve 2010 yılları için KDV’li olarak düzenlenen gecikme faizi faturalarında yer alan tutarların 2012 mali yılı kayıtlarında gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile geçmiş dönemlerle  ilgili olarak 2012 yılında ödenecek gecikme faizi tutarlarının KDV indirimi açısından vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleşeceği hususunda bilgi talep edilmektedir.

            KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (3) numaralı bendinde ise işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilam veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği; aynı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların gider olarak yazılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

            Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmeyeceği; (g) bendinde ise sözleşmelerde cezai şart olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar ile tazminat giderlerinin kurum kazançlarının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

            Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

            Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 yıllarına ilişkin gecikme faizi faturalarında yer alan KDV tutarları miktar itibarıyla kesinleşip ödendiği dönem itibarıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir

            KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:

            KDV Kanununun;

            29/1-a maddesinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,

            29/3 üncü maddesinde; indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

            34/1 inci maddesinde de, yurt içinden sağlanan veya ithal edilen mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar üzerinden ayrıca gösterilmek ve kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle indirilebileceği

            hükme bağlanmıştır.

            Buna göre; şirketinizce dava konusu yapılan ve 2012 yılında neticelenen dava sonucunda gecikme faizi ile birlikte ödenmesine hükmolunan 2006, 2007 ve 2010 tarihli faturalar üzerinden ilaveten hesaplanan gecikme faizi tutarları için düzenlenen faturalarda yer alan KDV tutarları,  mahkeme kararının tebliğ edildiği takvim yılı aşılmamış olmak kaydıyla belgelerin kanuni defterlerinize kaydedildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecektir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dava-sonucunda-odenmesine-hukmolunan-gecikme-faizi-faturalarinda-yer-alan-kdv-tutarlarinin-gider-olarak-dikkate-alinabilir-mi/feed/ 0
Bazı Mallara Uygulanacak Özel Tüketim Vergisi Oran ve Tutarlarının Yeniden Belirlenmesi Hakkında Karar https://www.muhasebenews.com/bazi-mallara-uygulanacak-ozel-tuketim-vergisi-oran-ve-tutarlarinin-yeniden-belirlenmesi-hakkinda-karar/ https://www.muhasebenews.com/bazi-mallara-uygulanacak-ozel-tuketim-vergisi-oran-ve-tutarlarinin-yeniden-belirlenmesi-hakkinda-karar/#respond Sat, 05 Jan 2019 07:45:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=43395  Bazı Mallara Uygulanacak Özel Tüketim Vergisi Oran ve Tutarlarının Yeniden Belirlenmesi Hakkında Karar (Karar Sayısı: 554)

Karar metni için tıklayınız…

 

 

 


Kaynak: T.C Resmi Gazete – 5.01.2019
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bazi-mallara-uygulanacak-ozel-tuketim-vergisi-oran-ve-tutarlarinin-yeniden-belirlenmesi-hakkinda-karar/feed/ 0