türmob – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 30 Aug 2024 13:36:13 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Enflasyon Düzeltmesine İlişkin Son Tebliğ Taslağı Hakkında TÜRMOB Değerlendirmeleri – 30.08.2024 https://www.muhasebenews.com/enflasyon-duzeltmesine-iliskin-son-teblig-taslagi-hakkinda-turmob-degerlendirmeleri-30-08-2024/ https://www.muhasebenews.com/enflasyon-duzeltmesine-iliskin-son-teblig-taslagi-hakkinda-turmob-degerlendirmeleri-30-08-2024/#respond Fri, 30 Aug 2024 13:36:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=154328 TÜRMOB

ENFLASYON DÜZELTMESİNE İLİŞKİN SON TEBLİĞ TASLAĞI HAKKINDA
TÜRMOB DEĞERLENDİRMELERİ

30.08.2024

Tüm kamuoyunun malumu olduğu üzere, enflasyon düzeltmesi şartları oluştuğu ilk günden bugüne kadar, konunun tüm muhatapları nezdinde ve her platformda bu uygulamanın doğuracağı sıkıntılar belirtilmiş, geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesinin uygulanmaması gerektiği, bilanço hazırlama işleminin Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre yıl sonlarında yapılabileceği ve uygulamanın mevcut sorunlu hali nedeniyle vergilemede adaletsiz sonuçlara yol açacağı defaten dile getirilmiştir. Bununla da yetinmeyerek Ülkemizin dört bir yanından binlerce cefakar meslektaşımızın katılımı ile 1 Ağustos günü Ankara’da büyük bir miting gerçekleştirmiştir. Bu mitingde ortak bir sesle, başta mesleğimizin problemleri olmak üzere enflasyon düzeltmesinin sorunlu yanları ve geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmaması gerektiği yüksek sesle ifade edilmiştir.

Birliğimizin muhtelif zamanlardaki tüm uyarılarına rağmen, Bakanlık tarafından sorunlu uygulamada maalesef ısrar edilmiş, 07.08.2024 tarihli Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile son kez olduğu belirtilerek 2024 yılı II. Geçici Vergi Beyannamesinin verilme süresi 27.08.2024 tarihine uzatılmıştır. Bu açıklamaya istinaden, meslek camiamız, mesleki sorumluluk bilinciyle gecesini gündüzüne katarak 1 milyondan fazla beyannamenin süresinde verilmesini sağlamıştır.

Bu süreçte, 172 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile beyanname verme süresi 6.9.2024 tarihine kadar bir kez daha uzatılmıştır. Bu ikinci uzatmayla birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı tüm kamuoyunda, enflasyon düzeltmesinin ertelenmeyeceğine ilişkin bir beklentiyi oluşturmuştur.

Ancak, 29.08.2024 günü Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ve Hazine ve Maliye Bakanının açıklamalarında; 563 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin yayınlanmak üzere Cumhurbaşkanlığına gönderildiği belirtilmiştir.
İlgili Tebliğ Taslağında “… 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde (213 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi kapsamında kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 555 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre karşılık gelen ilgili dönemde), enflasyon düzeltmesi yapma yükümlülüğü bulunan mükelleflerden, 31/12/2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50.000.000 TL’nin altında olanların (213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (9) uncu bendi kapsamındaki mükellefler hariç) enflasyon düzeltmesi yapmaması uygun bulunmuştur…” açıklamalarına yer verilmiş, Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla 2024 hesap dönemi ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerini veren mükelleflerin defter kayıtlarında bir düzeltme yapma zorunluluğu olmadan beyannamede gerekli düzeltme işlemlerini yaparak enflasyon düzeltmesinden kaynaklı olarak doğan kar veya zararların düzeltilmesi istenmiştir.

Ayrıca, 29.08.2024 günlü ve 173 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile 2024 yılı 2. Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme süresi üçüncü kez uzatılarak 13.09.2024 tarihi olarak belirlenmiştir.

Tebliğ Taslağı ile büyük fedakarlıklarla gecesini gündüzüne katarak son kez uzatıldığı belirtilen Geçici Vergi Beyannamelerini süresinde yetiştirebilmek için gayret gösteren meslek camiamızın bu emekleri yok sayılmakta, yapılan tüm düzeltme işlemlerinin sonuçlarının geri alınması ve beyanların düzeltilmesi istenmektedir. Süresinde düzeltme işlemi yapmayacak olan mükellefler bakımından da cezai işlemlerin yapılacağı 563 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ taslağında belirtilmiştir.

Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nda vergi beyannamelerinde düzeltme işleminin vergi hatalarının bulunması durumunda söz konusu olacağı belirtilmiştir. Beyanname verme süreci içinde mevcut kanuni ve idari düzenlemelere büyük fedakarlıklarla uyan meslek mensuplarından verdikleri beyannamelerin yeniden düzeltilmesini istemek hukuki olmadığı gibi vergi mükelleflerin ve meslektaşlarımızın gereksiz ve anlamsız bir iş yükü ile karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır.

Kamuoyu ile paylaşılan Tebliğ Taslağının mevcut hali ile yürürlüğe girmesi durumunda aşağıda belirti- len teknik ve hukuki sorunlar ortaya çıkacaktır.

• Defter kayıtları düzeltilmeden beyannamenin düzeltilmesini istemek, muhasebe ve vergilemenin temel ilkelerine aykırıdır. Bu durum defter kayıtları ile beyannamenin bağının ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.

• VUK’un Mükerrer 227. maddesi uyarınca defter kayıtları ile beyannamenin uyumlu olması bir zorunluluktur. Ayrıca, bu zorunluluğa uymayan meslek mensupları kanun gereği yaptıkları işlemlerden sorumludurlar. Tebliğ taslağı ile muhasebenin genel kabul görmüş prensiplerine ve kanuna aykırı davranılması istenilmektedir.

• İdarenin genel düzenleyici işlemler yapabileceği açık ise de bu düzenlemelerin üst normlara uygun olması zorunludur. Gerek VUK’da gerekse diğer kanuni düzenlemelerde, Hazine ve Maliye Bakan- lığına mükelleflerce kanuni süresinde mer’i mevzuata uygun olarak verilen bir beyannameyi zorla düzelttirme yetkisi verilmediği, verilmiş bir beyannamenin düzeltilmesinin istenmesinin “usul ve esas belirleme yetkisi” kapsamında olmadığı ve dolayısıyla düzeltme beyannamesi vermeyenlere ceza uygulama gibi bir yetkisinin de bulunmadığı değerlendirilmektedir.

• VUK’da hangi hallerde düzeltme beyannamesi verilebileceği belirtilmiştir. Vergi hatası olmayan hallerde, yürürlükteki mevzuata uygun olarak verilmiş beyannamenin zorla düzeltilmesini istemek mümkün değildir.

• Danıştay kararları uyarınca, Tebliğ taslağında istenen şekilde mükelleflerce düzeltme beyannameleri verilmesi halinde düzeltme beyannamelerine ihtirazi kayıt koymak mümkün olmayacaktır. Bu durum, 2024/2 geçici dönemi beyannamelerini ihtirazi kayıtla vererek – konusu ne olursa olsun- dava açma hakkını saklı tutan ve hatta bu Tebliğ’in yayımı tarihinde çoktan vergi davasını açmış bulunan mükelleflerin Anayasal bir hak olarak yargısal yollara başvurma hakları ellerinden alınmış olacaktır.

• Daha önceden verilmiş olan bir beyannamenin düzeltmesi amacına matuf olan beyannamede sadece 648 veya 658 hesapların etkisi dikkate alınarak düzeltme işleminin yapılmasını istemek, bu düzeltmenin ileride ortaya çıkaracağı muhtemel sorunların hiçbir şekilde öngörülemediği anlamına gelmektedir. Zira, gelir/gider, maliyet, kar veya zarar etkisini dönem içerisinde oluşturmuş ve kayıt- lara bu suretle alınmış durumları dikkate almaksızın, sadece beyannamede iki satırda bilgi girişi ya- pılarak düzeltme yapılmasının istenilmesi, ileride telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açacaktır. Ayrıca bu durum yatırımcılarda da çok büyük bir güven kaybına sebebiyet verecektir.

• 29/08/2024 tarihine kadar meslektaşlarımız tarafından yoğun emekler sonrasında 1 milyondan fazla Geçici Vergi Beyannamesi enflasyon düzeltmesi işlemleri yapılarak verilmiştir. Şimdi ise meslek mensuplarınca ortaya konulan yoğun emek yok sayılarak bu beyannamelerin düzeltilmesi istenilmektedir. Düzeltme işlemleri sonrası mükelleflerin vergisel durumları değişecek, bazı mükellefler ilave vergi yüküyle karşı karşıya kalacak, bazı mükelleflerin ise fazladan ödenen vergilerinin iadesi gündeme gelebilecektir. Kabul edilmesi mümkün olmayan bu durum, meslek mensuplarını adeta günah keçisi haline getirecek ve mükelleflerle gereksiz yere karşı karşıya gelmelerine sebebiyet verecektir.
Sahadaki vergi uygulamalarının merkezinde bulunan meslek mensuplarının temsilcisi olan Birliğimizin kamusal sorumluluğu gereği yaptığı öneri ve açıklamaların zamanında dikkate alınmaması nedeniyle ortaya çıkan bu kaotik durumun tekrar yaşanmaması ve mevcut sorunların en az hasarla ortadan kaldırılabilmesi adına;

1- Tebliğ Taslağının yayımının durdurulması,

2- Uzayan beyan süreleri dikkate alınarak e-defter uygulamasına ilişkin sürelerin uzatılması,

3- Verilmiş beyannamelerin düzeltmesinin ihtiyari hale getirilmesi,

4- Enflasyon düzeltmesi işlemlerinin tüm mükellefler için vergi etkisi olmayacak şekilde sadece yıllık olarak uygulanması,

5- Yatırım ortamını bozucu, vergilemede öngörülebilirliği ortadan kaldıran ve vergiye uyum maliyetlerini artırıcı bu türden son dakika değişikliklerin yapılmaması,

6- Kamu gelirlerinin toplamasında ve kayıtlı ekonominin sürdürülmesinde en önemli görevleri ifa eden meslek mensuplarının vergi uygulamaları konusundaki görüş ve önerilerinin dikkate alınması,

gerekmektedir.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.

 


Kaynak: TÜRMOB – 30.08.2024
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/enflasyon-duzeltmesine-iliskin-son-teblig-taslagi-hakkinda-turmob-degerlendirmeleri-30-08-2024/feed/ 0
TÜRMOB – Enflasyon Düzetmesi Süreci Hakkın Önemli Bilgilendirme https://www.muhasebenews.com/turmob-enflasyon-duzetmesi-sureci-hakkin-onemli-bilgilendirme/ https://www.muhasebenews.com/turmob-enflasyon-duzetmesi-sureci-hakkin-onemli-bilgilendirme/#respond Mon, 12 Aug 2024 04:00:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=153342 TÜRMOB

2024 Ağustos

ENFLASYON DÜZELTMESİ SÜRECİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLENDİRME 

Değerli Meslektaşlarımız; 

Kamuoyuna yansıyan, yanıltıcı, eksik ve açıkça kötü niyetli olduğu anlaşılan, sorunu üretenlere değil de çözümü için tüm gücüyle emek verenlere yönelen insafsız ve eleştiri sınırlarını aşan bazı bilgi paylaşımları karşısında, mesleki kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla aşağıdaki açıklamaları yapma ihtiyacı doğmuştur:

Enflasyon düzeltmesi uygulaması, ekonominin enflasyonist koşullar içerisine girdiği dönemlerde uygulanmak üzere vergi mevzuatımıza 2003 yılında girmiştir. Bu uygulama, ilk ve son kez 2003 ve 2004 yıllarında uygulanmış ve aradan geçen 20 yıl sonra enflasyonist koşulların tekrar oluşması nedeniyle 2021 yılında aniden tekrar karşımıza çıkmıştır.

Birliğimizce koşulların oluştuğu gözlemlenmiş; ancak gerek iş dünyasının gerekse meslektaşlarımızın aniden ortaya çıkan ve herkesi hazırlıksız yakalayan bu uygulamanın kanuni bir düzenleme yapılarak ertelenmesinin gerektiği ilk kez 15/12/2021 tarihli ve 14721 sayılı yazımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na (GİB) bildirilmiştir. Ayrıca Bakanlık yetkilileri ve siyasilerle yoğun bir görüşme trafiği yürütülmüştür.

Bu görüşmeler ve talebimiz üzerine Bakanlıkça ivedi bir şekilde kanun hazırlığı yapılmıştır. Kanun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında Birliğimizce gerekli teknik açıklamalar yapılmıştır. Anılan Kanun teklifi Birliğimiz talepleri de dikkate alınarak kabul edilmiş ve 7352 sayılı Yasa ile VUK’a Geçici 33 üncü madde eklenmiştir. Anılan düzenleme ile geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri ile 2023 hesap dönemi geçici vergi dönemlerinde mükerrer 298 inci madde kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tablolar enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı düzenlenmiştir. Bu yolla, 2021, 2022 yıllarında ve 2023 yılının geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmaması sağlanmıştır. Aynı düzenleme neticesinde 31/12/2023 tarihli mali tabloların enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın düzeltilmesi ve koşulları devam etmesi halinde de 2024 ve devamındaki mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu ortaya çıkmıştır. 

Ortaya çıkan bu durum üzerine, GİB tarafından ikincil mevzuat düzenleme çalışmalarına başlanmıştır. Birliğimizce, anılan ikincil düzenlemelerin sağlıklı ve sahada en az sorunla uygulanabilmesi amacıyla GİB çalışmalarına İstanbul SMMM Odamızla birlikte müdahil olunmuştur. Bu amaçla ilk olarak 10 Ocak 2023 tarihinde olmak üzere TÜRMOB, İSMMMO, GİB yetkilileri, akademisyenler ve eğitmenlerin de katılımıyla İstanbul’da Odamızın ev sahipliğinde iki günlük bir çalıştay yapılmış, akabinde uygulamaya ilişkin usul ve esasların belirlendiği 555 sıra numaralı VUK Genel Tebliği’nin yayımlandığı 30 Aralık 2023 tarihine kadar İdare ile Birliğimiz arasında 5 kez toplantı yapılmıştır.

Bu trafik devam ederken Birliğimizce, meslek mensuplarımızın olası uygulamaya hazır hale getirilmesi için eğitim çalışmalarına ve uygulamayı kolaylaştırmak için yazılım çalışmalarına başlanmıştır.

Birliğimizce, Tebliğ Taslağının tarafımızla paylaşılmasını müteakip detaylı çalışmalar yürütülmüş; konuya ilişkin görüş, öneri ve taleplerimiz 27/10/2023 tarihli, 12425 sayılı ve 11/12/2023 tarihli, 15863 sayılı yazılarımız ile GİB’e iletilmiştir. Tebliğin yayımlanmasını müteakip, 26/01/2024 sayılı ve 696 sayılı yazımız ile de uygulamada ortaya çıkacak sorunlar GİB’e bildirilmiştir.

Yapılan görüşme ve belirtilen yazılarımızda, açıklığa kavuşturulması gereken pek çok hususun yanında özellikle geçici vergi dönemlerinde bilançoların çıkarılmasındaki fiili imkansızlıklar ve ilgili diğer mevzuatlardaki düzenlemelerde bilançoların çıkarılmasına gerek olmadığı yönündeki düzenlemeler nedeniyle; öncelikli olarak Geçici Vergi Dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmaması yönündeki talebimiz İdareye aktarılmış, bu talebimiz kabul edilmez ise geçici vergi beyannamelerine bilanço eklenmemesinin sağlanması istenilmiştir.

GİB yetkilileri ile yapılan görüşmeler çerçevesinde, özellikle Geçici Vergi Dönemlerinde Enflasyon Düzeltmesi yapılmasının fiili imkansızlığı, Bakanlığımız ilgili birimlerine müteaddit görüşmelerde iletilmiş ve geçici vergi dönemleri için bu uygulamadan vazgeçilmesi talep edilmiştir.

Bu taleplerimiz üzerine; Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 3 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 560 sıra nolu VUK Genel Tebliği ile 2024/1. Geçici Vergi Döneminde enflasyon düzeltmesi yapılmaması sağlanmıştır.

Birliğimizce tüm iletişim kanalları sonuna kadar kullanılmak suretiyle, enflasyon düzeltmesinin geçici vergi dönemlerinde uygulanmaması gerektiği, bu uygulamanın teknik imkansızlıklar yanında özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde realize edilmemiş fiktif karlar nedeniyle enflasyon vergilemesine yol açacağı, bunun da ülke ekonomisine katkıdan çok zarar vereceği başta Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sn. Cevdet YILMAZ olmak üzere, Hazine ve Maliye Bakanına ve Bakan Yardımcılarına, Milletvekillerine, Gelir İdaresi Başkanına ve iş dünyasının temsilcilerine anlatılmıştır. Bu amaçla, uygulamanın gündeme düştüğü ilk günden bu güne sayısı 100’e varan görüşmeler yapılmıştır. Nitekim 23/05/2024 tarihinde GİB Başkanının katılımıyla TÜRMOB Hizmet Binasında gerçekleştirdiğimiz çalıştayda da ilk ve öncelikli mesleki talebimizin geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesinin uygulanmaması olduğu tüm katılımcılar önünde vurgulanmıştır.

Konuyu iş dünyasının gündeminde de tutmak amacıyla Birliğimizce basın-yayın organları da dahil tüm imkanlar kullanılmış, defalarca bu konuda haber yapılması sağlanmış, Genel Başkanımız ve Oda Başkanlarımız tarafından canlı yayınlara çıkılarak durumun vahameti kamuoyuna aktarılmıştır

Bakanlık, kanunen kendisine verilen yetkiyi kullanarak geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmamasını sağlayabilecek iken, meslek camiasının haklı ve ısrarlı taleplerine rağmen bu yetkiyi kullanmamakta ısrar etmiştir.

Bunun üzerine, Birliğimizce tüm meslektaşların ortak talebini daha bir yüksek sesle dile getirmek için Ankara’da bir miting organize edilmiş, ülkemizin dört bir yanından gelen binlerce meslektaşımızla birlikte demokratik tepkimiz ve taleplerimiz muhataplarına iletilmiş, geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi uygulamasının ve beyanname ekinde bilanço verilmesinin teknik olarak fiilen ve hukuken mümkün olmadığı yüksek sesle haykırılmıştır.

Yukarıda sunulan bütün çabalarımıza ve son dakikaya kadar süren mücadelemize rağmen, Bakanlık ısrarlı tutumundan vazgeçmemiş ve çoğu meslektaşımızı üzecek bir dille sadece beyan süresini uzatarak konuyu kapatmıştır.

Değerli Meslektaşlarımız;

Yürürlükte olan kanuni düzenlemelerin bir sonucu olarak karşımızda bulunan enflasyon düzeltmesi uygulamasının sahada eksiksiz ve kaliteli bir şekilde meslek mensupları tarafından tatbiki için ülkemizin dört bir yanında fiziki olarak 160 eğitim semineri düzenlenmiş, buna ilave olarak webinarlar ve konferanslar tertiplenmiştir.

Ayrıca, uygulamayı nispeten kolay hale getirmek için yaklaşık 100 meslek mensubumuzun katkı ve emekleriyle milyonlarca lira yatırım yapılarak TÜRMOB Enflasyon Düzeltmesi Yazılımı hazırlanmış ve ücretsiz olarak tüm meslektaşların kullanımına açılmıştır.

Bir meslek örgütünün, olası uygulamalara meslektaşlarını hazırlamak için eğitim ve yazılım çalışmaları yürütmesi, bu uygulamanın isteklisi ve müsebbibi o meslek örgütüymüş gibi yorumlanamaz. Meslektaşın mesleki donanım olarak bir düzenlemeyi hayata geçirebilecek seviyeye gelmesi için uğraş vermek, meslek örgütünün görevidir. Zorluklarla boğuşan ve gün geçtikçe ağırlaşan şartlar altında mesleğini ifa etmek için uğraşan kıymetli meslektaşlarımızın her türlü yapıcı öneri ve eleştirisi başımızın tacıdır. Ancak, sorunun gerçek muhataplarına değil de sorunu çözmek için uğraşanlara karşı eleştiri sınırlarını aşan ve bir karalama kampanyasına bürünen kimi paylaşımların, önü arkası tetkik edilmeden kabullenilmesi insafsızca bir yaklaşımdır.

Kariyer bir meslek olan mali müşavirliği icra edenlerin, olayları akıl süzgecinden geçirmeleri, konuşmaların arasından cımbızla karalama amacıyla seçilen ifadelere itibar etmemeleri ve haklı tepkilerini sorunu çözebilecek iken çözmeme yolunu seçenlere yöneltmeleri gerekmektedir. Meslek mensuplarımızın, Genel Başkanımız başta olmak üzere yöneticilerimize ve Oda Başkanlarımıza ithaf olunan açıklamalarının, kasıtlı olarak kesilip servis edilen bölümlerine göre değil, tamamına göre değerlendirme yapmaları, olayların gerçek mahiyetini anlamaları için gereklidir. Zaten meslek mensuplarımızın büyük bir çoğunluğu da bu şekilde hareket etmektedir.

Yukarıda süreçle ilgili tüm gelişmeler, detaya boğmadan şeffaflıkla paylaşılmıştır. Tüm bunlara rağmen bölük pörçük yazışmalar ve video görüntüleriyle mesleğimizin, meslektaşlarımızın ve meslek örgütümüzün yıpratılmaya çalışılması en hafif tabirle bu mesleğe ihanettir. Kişisel ve siyasi hesabı olan müfterilerin, 130 bin meslek mensubunun hakkını, hukukunu ve mesleğin şerefini düşünmeden insanları galeyana getirecek yalanlara başvurmaya ve mesleğe bu kadar zarar vermeye hakkı bulunmamaktadır. Ülkede enflasyonist koşulları TÜRMOB oluşturmadığı gibi gerekli koşullar oluştuğunda enflasyon düzeltmesi işlemlerinin yapılacağı kuralını da TÜRMOB kanunlaştırmamıştır.

Birliğimizce, meslek mensuplarının hak ve menfaatlerini korumak için öteden beri sürdürülen mücadeleye kararlılıkla devam edilecektir.

Mesleki kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

 


Kaynak: TÜRMOB – 2024-Ağusts
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turmob-enflasyon-duzetmesi-sureci-hakkin-onemli-bilgilendirme/feed/ 0
İSMMMO aidatı gider yazılır mı? https://www.muhasebenews.com/ismmmo-aidati-gider-yazilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ismmmo-aidati-gider-yazilir-mi/#respond Tue, 09 Apr 2024 07:15:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=150485 İSMMMO’ya yıllık aidat ödemesini 31.01.2024 tarihinde tek seferde yapmış olduğumuz aidatı serbest meslek kazancımızdan düşerek gider yapabilir miyiz? 4 dönem şeklinde yapmalıyız diye düşünüyorum doğru mu?

İSMMMO aidatının tamamı ödendiği tarihte  gider yazılır

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ismmmo-aidati-gider-yazilir-mi/feed/ 0
Enflasyon hesaplamaları için TÜRMOB tarafından yapılan hesaplama aracı meslek mensupları tarafından kullanılabilir https://www.muhasebenews.com/enflasyon-hesaplamalari-icin-turmob-tarafindan-yapilan-hesaplama-araci-meslek-mensuplari-tarafindan-kullanilabilir/ https://www.muhasebenews.com/enflasyon-hesaplamalari-icin-turmob-tarafindan-yapilan-hesaplama-araci-meslek-mensuplari-tarafindan-kullanilabilir/#respond Sat, 09 Mar 2024 07:33:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149736 Enflasyon hesaplamaları için TÜRMOB hesaplama programı yapmış ama anladığım kadarı ile sadece LUCA kullananlar için. kullanmayanlar için bir tablo hazırlığı var mı?

TÜM üyeler yararlanır. e-Birlik şifresi ile giriş yapıldığında tüm üyeler tarafından kullanılabilecektir.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/enflasyon-hesaplamalari-icin-turmob-tarafindan-yapilan-hesaplama-araci-meslek-mensuplari-tarafindan-kullanilabilir/feed/ 0
SMMM Sözleşmesini TÜRMOB üzerinden değil de direkt GİB üzerinden yapabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/smmm-sozlesmesini-turmob-uzerinden-degil-de-direkt-gib-uzerinden-yapabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/smmm-sozlesmesini-turmob-uzerinden-degil-de-direkt-gib-uzerinden-yapabilir-miyiz/#respond Fri, 10 Mar 2023 06:47:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139798 Basit usul mükellef ile daha önce sadece vergi dairesi sözleşmesi yaparak sisteme giriş yapabiliyorduk şimdi ise ayrıca sistem muhasebe sözleşmesinde istiyor muhasebeci sözleşmesi yapmadan giriş yapmamız mümkün müdür?

Gib sözleşmesi yapılmadan önce Türmob e-birlik sisteminden mesleki hizmet sözleşmesi yapılması zorunludur.


1) Vergi Kimlik Numarası (VKN) ve Önemi

 Birliğimiz ile Gelir İdaresi Başkanlığı arasında yapılan entegrasyonda, hizmet sözleşmeleri ile aracılık sorumluluk sözleşmesinin eşleşmesinde öncelikle müşteri ve meslek mensubunun 10 haneli vergi kimlik numarası bilgilerinin doğruluğuna bakılmaktadır.

 Bu bilgilerde herhangi bir yanlışlık olması halinde sözleşmeler eşleşmeyeceğinden, gerekli kontrol ve güncellemelerin yapılması son derece önemlidir.

 Gerçek kişiler için dahi mutlaka TCKN yerine, Vergi Kimlik Numarası girilmelidir.

2) Adi Ortaklık Firması olan müşterimin sözleşmesini nasıl yaparım?

Örneğin; İki ortaklı bir adi ortaklık için e-Birlik sistemine toplam üç adet sözleşme girişi yapılır.

Sözleşmelerin ilki adi ortaklığın kendisi için VKN bilgisi ile Tüzel kişilik olarak defter tutma sözleşme girişi yapılır. Adi ortaklığın Tüzel kişiliği olmamakla birlikte, sistem özelliği gereği işlem bu başlık altında yapılmaktadır.

Diğer sözleşmeler ise adi ortaklığı oluşturan kişiler adına VKN ve T.C. Kimlik numarası ile gerçek kişi olarak tanımlanır, tabii olduğu usul “Diğer” seçilir. Künye bilgileri tanımlandıktan sonra ikinci adıma geçilir (Defter Tutma Kapalı olarak gelir.) ve işin mahiyeti alanında gönderilmesi gereken beyanname türü/türleri seçilip mor artı butonuna basılır. Ardından sözleşme tarih aralıkları tanımlanıp, ek hizmet sözleşmesin diğer adım bilgileri girilip sözleşme kaydedilir.

e-Birlik sisteminde oluşturulan 3 adet sözleşmenin karşılığı olarak, İnternet Vergi Dairesinde 3 adet Aracılık ve Sorumluluk sözleşmesi, e-Birlik sisteminde bulunan sözleşme numara ve tarihi kullanılarak sözleşme oluşturulur.

3- Müşteri Vergi Kimlik Numarası (VKN) Güncellemesi Nedir? Nasıl Yapılır?

15/02/2021 tarihinden önce düzenlenen bazı sözleşmelerin VKN bilgisi yerine T.C. Kimlik numarası bilgisi ile yapıldığı, vergi kimlik numarası ile yapılan bazı sözleşmelerde ise VKN bilgisinin hatalı girildiği tespit edilmektedir.

Herhangi bir mağduriyet oluşmaması için, meslek mensuplarının halen beyannamelerini gönderdikleri müşterileri ile 15/02/2021 tarihinden önce düzenledikleri sözleşme bilgilerini kontrol etmeleri ve mutlaka müşterinin VKN bilgilerinin doğru olduğunu teyit etmeleri gerekmektedir.

Hizmet Sözleşmesi düzenlenirken girilen müşteri VKN bilgilerinin, toplu olarak e-Birlik sisteminde sol tarafta bulanan “Sözleşme Listesi” bölümünden dönemler itibariyle görüntülenmesi mümkündür. Bu bölüme girildikten sonra sağ üst kısımdaki “Dışa Aktar” butonu ile bu bilgilerin indirilmesi ve yazdırılması da mümkündür.

“Sözleşme Listesi” butonuna tıklandığında turuncu renk ile işaretlenmiş olan sözleşmelerde VKN bilgileri hatalıdır. Turuncu renkle işaretlenmiş sözleşmelerin müşteri VKN bilgilerini, sağ tarafta bulunan mavi çark simgesine tıklayarak burada yer alan “VKN Güncelle/ Doğrula” butonuna basmak suretiyle düzeltmeniz ve güncellemeniz mümkündür.

4- Vergi Kimlik Numarası Bilgileri Güncel, Aracılık Sorumluluk Sözleşmesi İle Hizmet Sözleşmesinin Tam Eşleşmesi İçin Ne Yapmalıyım?

Meslek mensubunun, kendisinin ve hizmet verdiği müşterinin VKN bilgisinin doğru olduğunu teyit ettikten sonra aşağıdaki adımları izlemesi gerekmektedir.

Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine girilerek aracılık sorumluluk sözleşmesi düzenlerken beyan edilen hizmet sözleşmesi numarasına bakması,

E-Birlik hizmet sözleşme numarası aracılık sorumluluk sözleşmesine yanlış girilmiş ise aracılık sorumluluk sözleşmesinin “Güncelle” butonuna basılması, sözleşme numarası doğru girildikten sonra aracılık sorumluluk sözleşmesinin güncellenmesi gerekmektedir.

TÜRMOB Hizmet Sözleşmesi numarası sözleşmesinin sağ üst köşesinde çıkan “Yıl/Sicil No/Sıra No”dur. Bu numara “S-1” ibaresi sayfa numarasını göstermekte olup, bu ibare sözleşme numarasına dahil değildir.

Örnek: 2021/125/3

5- E-Birlik Sisteminde Güncel Sözleşmem Yok Ancak Beyanname Gönderiyorum. Ne Yapmalıyım?

E-Birlik sistemine daha önce girilen ancak geçmiş yıllar ve en son 2021 yılı için uzatılmayan sözleşme var ise meslek mensubunun müşteri ile E-Birlik sistemi üzerinden yeniden sözleşme düzenlemesi ve bu sözleşme ile oluşan hizmet sözleşmesi bilgisini kullanarak aracılık sorumluluk sözleşmesini güncellenmesi gerekmektedir.

6- Daha Önce E-Birlik Sisteminde Sözleşme Yapmadım Ancak Aracılık Sorumluluk Yetkim Var. Ne Yapmalıyım?

Daha önce E-Birlik sistemine sözleşme girişi yapmayan ancak Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan aracılık sorumluluk yetkisi alan meslek mensuplarının, E-Birlik sisteminde yeni sözleşme düzenlemeleri, bu hizmet sözleşmesinin numarasını kullanmak suretiyle aracılık sorumluluk sözleşmesi bilgilerini güncellemeleri gerekmektedir.

Burada önemli olan husus, müşteri ile daha önce fiziki ortamda yapılan sözleşme için damga vergi ödenmiş ise e-Birlik yazılımında sözleşme düzenlenir iken özel hükümler bölümüne “Daha önce müşteri ile düzenlenen …… tarih ve …… sayılı sözleşmenin elektronik ortamda beyanı için bu sözleşme düzenlenmiştir.” ibaresinin koyulmasıdır. Bu suretle yeniden damga vergisi ödenmemesi amaçlanmaktadır.

7- GİB entegrasyonu hangi sözleşmeleri kapsamaktadır.

Entegrasyon süreci iki aşamada gerçekleştirilecektir. Birinci aşama, 15/02/2021 tarihinden sonra meslek mensubunun bir müşteri ile ilk kez aracılık sorumluluk sözleşmesi imzalayarak aracılık sorumluluk yetkisi almasına yöneliktir.

İkinci aşamada , daha önce E-Birlik sistemlerine sözleşme girmeyen ancak müşteri ile aracılık sorumluluk sözleşmesi imzalayan ve hali hazırda beyanname gönderen meslek mensupları için ayrı bir takvim belirlenecektir. Başka bir anlatımla, hali hazırda müşterisinin beyannamesini gönderen ancak e-Birlik sistemlerinde sözleşmesi bulunmayan meslek mensuplarının beyanname gönderme yetkileri iptal edilmeyecek, bu durumda olanlar için ikinci bir takvim ve yol haritası açıklanacaktır.

8- 15/02/2021 tarihinden sonra gelmiş olan müşteriler için ne yapmam gerekir?

eBirlik sisteminde yeni gelen müşteri adına sözleşme girişi olmadığı taktirde, G.İ.B tarafından işlem yaptırılmayacak. Bu durumla alakalı meslek mensubu bir uyarı alacak: “eBirlik sözleşmesi olmadığından işlem yapamazsınız, öncelikle eBirlik sisteminde sözleşme girişi yapınız”

9- Müşterimle artık çalışmayacağım, ne yapmam gerekir?

Müşterinizle çalışmayı bırakacağınız tüm durumlarda (vefat, işyeri kapanışı, başka meslek mensubu ile çalışma isteği v.b) müşteriye ait en son girdiğiniz sözleşmeyi FESİH/SONLANDIRMA butonuna basarak sözleşme ilişkisini bitirmeniz gerekmektedir.

10- Uzatma işleminden sonra sözleşmenin hatalı olduğu fark edildiğinde ne yapılması gerekir.

Sistem, girilen sözleşmelerde değişikliğe izin vermemektedir. Bu durumda, meslek mensubunun eski sözleşmesini İPTAL/FESİH etmeden yeni bir sözleşme girişi yapması gerekmektedir.

11- Girişi tamamlanmış bir sözleşmede niçin değişiklik yapamıyorum.

Girişi tamamlanmış bir sözleşmede değişiklik yapılmasına izin verilmemesinin nedeni kötüye kullanımların önüne geçmek ve elektronik ortamda düzenlenen sözleşme ile fiziki ortamda imzalanan sözleşmenin farklılık göstermesini engellemektedir.

Bu konudaki yakınmanın temel nedenlerinden bir tanesi damga vergisidir. Bilindiği üzere, sözleşmelerde damga vergisini doğuran olay, sözleşmenin düzenlenmesidir (taraflarca kağıt ortamında imza altına alınması). Dolayısıyla, henüz müşteri ile imza altına alınmamış bir sözleşmenin iptal edilerek düzenlenmesi damga vergisini doğurmamaktadır.

12- e-Birlik sisteminde sözleşme girişi yapmak istediğimde ‘İlzama yetkili olduğunuz kurum kuruluş kaydına ulaşılamamıştır. Lütfen Odanız ile irtibata geçiniz.’ Uyarısı almaktayım, ne yapmalıyım?

3568 sayılı kanun gereği, müşavirlik hizmetlerinden kazanç sağlamanın temel esası, mesleki büro/şirket ortağı olmak ve çalışanlar kütüğüne kayıtlı olmaktır. İlzama Yetkili ifadesi “Ortağı olduğunuz Şirket veya Büronuzda imza yetkisi kullandığınız ifade etmektedir”.

e-Birlik sisteminde sözleşme düzenlemek için en az bir yerde imza yetkiniz olmalıdır. İmza yetkileri tanımlama işlemleri ise; bağlı bulunduğunuz oda tarafından yapılmaktadır. Odanız tarafından, e-Birlik sistemine şirket/büro bilgilerinizi tanımladığı taktirde sistem üzerinden hizmet sözleşmesi düzenleyebilirsiniz.

13- Mesleki Büro/Şirket Unvanı, Adres, iletişim v.b bilgilerim e-Birlik sisteminde hatalı. Ne yapmam gerekiyor?

e-Birlik sisteminde bulunan mesleki büro/şirket veya kişisel bilgileriniz hatılı olması durumunda bağlı bulunduğunuz oda aracılığıyla bilgilerinizi güncellenmesi sağlaya bilirsiniz.

14- Müşterimin sözleşmesini uzatmak istiyorum. Ancak; müşterimin tabi olduğu usül değişti. Bilgileri nasıl güncellerim?

“Girişi tamamlanmış bir sözleşmede niçin değişiklik yapamıyorum” başlığı altında değinildiği üzere kağıt ortamında yapılan sözleşme ile sistem üzerinde bulunan sözleşmelerin değişiklik göstermemesi adına, mevcut sözleşmelerde güncelleme işlememi yapılamamaktadır. Bu durumda yeni bilgilerle sözleşme yeni sözleşme girişi yapılabilir.

15- Müşterimin e-Birlik hizmet sözleşmesini uzatırken tarih alanına müdahale edemiyorum. Ne yapmam gerekir

e-Birlik hizmet sözleşmesi uzatma işlemlerinde ücret dışındaki alanlar sabit kalır. Bu sebeple sözleşme uzatımlarında tarih alanına müdahale edilemez. Ancak; güncel tutar ve dönem bilgisi e-Birlik tarafından sistemsel olarak oluşturulan ek protokol kısmında gösterilmektedir.

16- e-Birlik sistemine kaydolmak istiyorum. Ancak; telefon numaram güncel değil/görünmüyor. Ne yapmam gerekiyor?

Meslek mensuplarına ait olan mesleki ve kişisel bilgilerin güncellenmesi veya yeni bilgilerin eklenmesi odalar tarafından yapılmaktadır.

Bu nedenle her türlü bilgi güncellenme veya tanımlama işlemlerinde bağlı bulunduğunuz oda ile irtibata geçmelisiniz.

17- 2015-2016 dönemine ait girdiğim sözleşmelerin uzatma işlemini yapabilir miyim?

Sözleşme uzatma işlemleri 2017 döneminde, matbu sözleşme formunun 7.maddesine eklenen “ Taraflar sözleşme süresi bitmeden 15 gün önce yazılı olarak fesih bildirimi ile sonlandırmadığı takdirde sözleşme, ücret dışında aynı şartlarla ve bir yıl süre ile kendiliğinden yenilenmiş sayılacaktır. Fesih bildirimi yapılmadığı sürece sözleşme müteakip yıllarda da ücrete ilişkin düzenleme haricinde aynı şekilde yenilenmiş kabul edilecektir. ” İbaresiyle sözleşme uzatma işlemleri yapılabilmektedir. Daha önceki dönemlerde söz konusu ibare yer almadığından sözleşme bir (1) dönemi kapsamaktadır.

18- 2017-2018-2019 döneminde girdiğim e-Birlik hizmet sözleşmesini mevcut döneme nasıl uzatabilirim?

Hizmet sözleşmelerinde aralarında dönem boşluğu mevcut ise, uzatılan sözleşme mevcut döneme, mevcut dönem asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanarak sözleşme listenize eklenir. Dönem boşlukları sistem tarafında doldurulmaz.

19- e-Birlik sisteminde sadece beyanname gönderme işlemleri için sözleşme düzenlemek istiyorum. Nasıl bir yol yol izlemeliyim?

Müşteri bilgilerinizi tanımladıktan sonra ikinci adımda bulunan “Tablo-I Defter tutma” butonunu pasif hale getirerek, asgari ücret tarifesinde defter tutma ücretinin (Tablo-I) dışındaki işlerin yer aldığı EK Hizmetler/İşin Mahiyeti bölümünden beyanname/hizmet türünü seçip, sözleşme düzenlemeye devam edebilirsiniz.

20- Sözleşme Ücretini Aylık Olarak mı Girmeliyim?

e-Birlik sistemine girilecek tutarlar, sözleşme süresi boyunca alınması gereken toplam tutar olarak belirtilmedir. Örn : Aylık 250 ₺ bir hizmet ücreti, 12 aylık hizmet süresince, 250 * 12 = 3.000,00 ₺ tutarında olacaktır.

21- Asgari Ücret Tarifesindeki tutar ile e-Birlik sisteminde hesaplanan tutar arasında fark var. Neden?

e-Birlik hizmet sözleşmesi için hesaplanan tutarlar, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanarak, Resmi Gazete’de ilan edilen asgari ücret tarifesi baz alınmaktadır. Ücret hesaplanırken, asgari ücret tarifesinin Notlar Ek 1-C kısmında yer alan maddelerde dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

22- Sözleşme devir almak istiyorum ancak vergi numarasını girdiğimde “başka meslek mensubu ile defter tutma sözleşmesi bulunmaktadır” şeklinde uyarı alıyorum ne yapmalıyım?

Defter tutma sözleşmeleri, belli bir dönemde sadece bir meslek mensubu tarafından yapabilir. Eğer hizmettin devri söz konusu ise; hizmet veren eski Meslek Mensubunun İlgili sözleşmeyi Feshetmesi gerekmektedir. Şayet defter tutma hizmeti dışında bir hizmet verilecekse, (Beyanname gönderimi, Danışmanlık vb) “Devam Et” butonu marifetiyle Ek Hizmet Sözleşmesi düzenlenebilir.

23- Sözleşme Devir Almak İstiyorum Nasıl Bir Yol İzlemeliyim?

Hizmet sözleşmesi başka bir meslek mensubu tarafından yapılacaksa, öncelikle sözleşmede yetkisi olan meslek mensubu tarafından sözleşmenin, “FESİH/Sonlandırma” işleminin yapılması akabinde, hizmet verecek yeni meslek mensubu tarafından hizmet sözleşmesi düzenlenebilir.



 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmm-sozlesmesini-turmob-uzerinden-degil-de-direkt-gib-uzerinden-yapabilir-miyiz/feed/ 0
TÜRMOB – “Deprem Yaralarının Sarılmasına Yönelik Mali Ve Sosyal Güvenlik Tedbir Önerilerimiz” 21.2.2023 https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/ https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/#respond Tue, 21 Feb 2023 15:33:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138984 T Ü R M O B

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ
(UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TÜRKİYE)

21 Şubat 2023 

—————————

DEPREM YARALARININ SARILMASINA YÖNELİK MALİ VE SOSYAL GÜVENLİK TEDBİR ÖNERİLERİMİZ

www.turmob.org.tr

 İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

  1. Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebep ve Zor Durum Hallerine İlişkin Hükümleri, Meslek Mensuplarının Mücbir Sebep veya Zor Durum Hallerini de Kapsayacak Şekilde Güncellenmelidir

  2. Vergi ve Diğer Amme Borçlarının Terkini Müessesesi Çalıştırılmalıdır

  3. Deprem Nedeniyle Zayi Belgesi Verilmesi Süreci Kalıcı Olarak Kolaylaştırılmalıdır

  4. Kanuni Merkezleri ve Mali Müşaviri Bölge Dışında Olmakla Birlikte Fiili Üretimleri ve Ön Muhasebe İşlemlerini Önemli Ölçüde Deprem Bölgesinde Yürüten İşletmeler de Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

  5. Zayi Olan Yasal Defterlerin Yeniden Tasdik Edilmesinde Tasdik Harcı/Ücreti Alınmamalı ve Elektronik Defter ve Belgelerden Zayi Olanların İlgili İdarelerden Teminine Olanak Sağlanmalıdır

  6. Deprem Sonucu Alınan Sigorta Tazminatlarının Gelir Yazılması Koşulu Kaldırılmalı veya Tazminatların Yenileme Fonu Kullanım Süresi Artırılmalıdır

  7. Deprem Bölgesindeki İşletmelerin KDV İade Süreçleri Hızlandırılmalı ve KDV’de Kısmi Tevkifat Uygulaması Nedeniyle Mükelleflerin Uğrayacağı Finansal Yüklerin Azaltılmasına Yönelik Tedbirler Alınmalıdır

  8. Deprem Bölgesindeki İşletmelerden Olan Alacakların Şüpheli Alacak Olarak Kabul Edilmesine İmkân Sağlanmalıdır

  9. Kıymeti Düşen Malların Değer Tespitlerinin Hızlı ve Alternatif Yeni Yöntemlerle Yapılmasına İmkan Sağlanmalıdır

  10. Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin Fevkalade Amortisman Uygulaması Koşulları Kolaylaştırılmalıdır

  11. Yasal Merkezleri Deprem Bölgesinde Kurumlar Vergisi Mükellefleri İle Gelir Vergisi Mükelleflerine 2023 ve İzleyen Yıllar İçin Belirli Bir Süre İndirimli Kurumlar ve Gelir Vergisi Oranları Uygulanmalıdır

  12. Deprem Bölgesine Yönelik Yapılacak Bağış ve Yardımlarda Denetim Şartı Aranılarak Kapsam Genişletilmelidir

  13. Ücretlilerin de Bağış Yapmasını Teşvik Edecek Vergisel Düzenlemeler Yapılmalıdır

  14. İşverenler Tarafından Depremzede Çalışanlarına Yapılacak Ayni veya

  15. Deprem Bölgesinden Zaruri Sebeplerle Göç Edenlerin Tekrar Bölgeye Geri Dönüşlerini Sağlayacak Vergisel Teşvikler
  1. Bölgedeki Yapıların Yeniden İnşasına Yönelik KDV İstisnası Getirilmelidir

  2. Depremzedelerin Barınma İhtiyacına Katkı Sunacak Prefabrik Yapılar ve Konteynerlere İlave Olarak Çadır, Karavan vb. Mallar İçin de KDV Oranı % 1 e İndirilmelidir

  3. CANSUYU Kredilerinin Verilmesi İvedilikle Başlatılmalıdır

  4. Depremden Kaynaklı İntikallerde Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası Sağlanmalıdır

  5. BES ve Hayat Sigortası Ödemelerinden Vergi Kesintisi Yapılmamalı ve Ödemeler Kolaylaştırılmalıdır

  6. Bölgedeki Firmalar İçin Yatırıma Katkı Oranı ve İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Artırılarak Bölgeye Yapılacak Yatırımlar Üst Seviyede Teşvik Edilmeli ve Yeni Ekonomik ve Ticari Faaliyetlerin Bölgede Gerçekleştirilmesine Yönelik Teşvik Uygulamaları Geliştirilmelidir

  7. Yatırım Teşvik Belgesi Kapatma İşlemleri Kolaylaştırılmalıdır

  8. Afet Nedeniyle Verilecek İhtiyaç Kredisi Gibi Kredilere İlişkin Vergisel Teşvikler Sağlanmalıdır

  9. Afet Bölgesinde Yapılacak İmar ve İnşa Faaliyetlerinin Finansmanı İçin Özel Çalışmalar Yapılmalıdır

  10. Deprem Bölgesinde Yürütülen Vergi İncelemeleri Mücbir Sebep Süresince Durdurulmalı ve Deprem Bölgesindeki Mükelleflerle Bağlantılı Karşıt İnceleme Yapılma Zorunluluğu Kaldırılmalıdır

  11. Yıkılan Binaların Tapu Kayıtlarında Arsa Vasfına Dönüştürülmesi Herhangi Bir Mali Yükümlülük Doğurmadan Yapılmalıdır

  12. Depremzedelere Yönelik İstihdam Teşvikleri Hayata Geçirilmelidir

  13. İşverenlerin, Deprem Bölgesinde Çalışan İşçilerine Yapacakları Nakdi Yardımlar Sigorta Priminden Muaf Tutulmalıdır

  14. Pandemi Döneminde Hayata Geçirilen Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin İvedilikle Başlatılmalıdır

  15. İşverenlerin İşlemleri Deprem Bölgesinden Yürütülen Deprem Bölgesi Dışındaki İşyerleri de SGK Uygulamaları Bakımından Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

  16. Depremden Etkilenen Çalışanların Mali, Sosyal ve Ekonomik Haklarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Devreye Alınmalıdır

 ———————– 

GİRİŞ

Bilindiği üzere, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olmak üzere Adıyaman, Adana, Gaziantep, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Elazığ’ı içine alan 11 ilimizde meydana gelen ve büyük yıkıma sebebiyet veren deprem felaketi yaşanmıştır.

Devletimiz tüm imkanları ile beraber depremin çeşitli alanlardaki yıkıcı etkileri ile mücadele etmeye başlamıştır. Bu kapsamda, depremden zarar gören illerdeki mükelleflerle ilgili mücbir sebep ilan edilmiş, mali ve vergisel yükümlülükler 31.07.2023 tarihi sonrasına ertelenmiştir.

Anılan bu mücbir sebep düzenlemesinin kısa vadede birtakım sorunları çözebilecek nitelikte olduğu değerlendirilmekle beraber, daha önceki tarihlerde ülkemizde yaşanmış doğal afetlerde elde edilen tecrübeleri, saha ziyaretlerimiz sırasında depremden zarar gören mükellef ve meslek mensuplarımızın tarafımıza iletmiş oldukları görüşleri de dikkate alarak kamusal sorumluluk bilinci içinde bazı önerilerin acil oluşturulması gerekli görülmüştür.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), aşağıda maddeler halinde belirtilen yasal ve/veya idari düzenlemelerin yapılmasının gerekli ve yararlı olduğunu değerlendirmektedir. Bu nedenle, yaşanılan süreçte yapılmasında yarar görülen hususları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarmak ve yürütülecek çalışmalara katkı sağlamak amacıyla aşağıda belirtilen öneriler hazırlanmıştır.

Hali hazırda 15/5/1959 tarihli 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun başta olmak üzere 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ve 2462 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gibi yasal düzenlemelerde deprem dahil olmak üzere doğal afetlerle ilgili faaliyet ve işlemlere ilişkin vergi istisna ve muafiyetleri yer almaktadır. Bu Raporda, bu düzenlemelere ilave düzenleme önerileri yer almaktadır.

İllerimizin ve bireylerin farklı düzeylerde depremden etkilenmiş oldukları göz önüne alınarak Birliğimizce önerilerin bu tedbirlerin hayata geçirilmesinde, toptancı bir yaklaşım yerine, söz konusu illerin ve bu illerdeki kişilerin depremden etkilenme düzeyleri dikkate alınarak iller arasında ince ayrımlarla farklı düzeyde tedbirlerin hayata geçirilebileceği değerlendirilmektedir.

Benzer bir felaketin ülkemizde tekrar yaşanmaması dileğiyle bu çalışmanın tüm kullanıcılara faydalı olmasını temenni ederim.

Saygılarımızla.

Emre KARTALOĞLU
TÜRMOB Genel Başkanı

—————————–

1- Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebep ve Zor Durum Hallerine İlişkin Hükümleri, Meslek Mensuplarının Mücbir Sebep veya Zor Durum Hallerini de Kapsayacak Şekilde Güncellenmelidir

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebepler’i düzenleyen 13 üncü maddesi ile Mühlet Verme’ye ilişkin 15 inci maddesi hükümleri arasında “mükelleflerin” mücbir sebep ve zor durum halleri düzenlenmiş ancak bu hükümler arasında, mükelleflerin vergi beyan ve bildirimlerinin yerine getirilmesinde çok büyük rolü olan meslek mensuplarının (SMMM, YMM) mücbir sebep halleri ile zor durum hallerine ilişkin olarak bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka ifade ile asıl mükellef bakımından mücbir sebep veya zor durum hali bulunmamakla birlikte, bu mükellefe ait vergisel ödevlerinin yerine getirilmesinde görevi bulunan meslek mensuplarının mücbir sebep veya zor durum haline düşmesi durumunda, mükellefin bu vergisel ödevlerinin yerine getirilmesine ilave süre tanınmasına ilişkin hükümler kanuni düzenlemelerde yer almamaktadır.

Özellikle ülkemizde geniş bir satha yayılan ve çok sayıda muhasebe meslek mensubunun da depremden olağanüstü derecede olumsuz etkilenmesine yol açan bu afette meslek mensuplarının bir kısmı işyerlerini tamamen kaybetmiş ve bunun sonucunda müşterileri olan mükelleflere ilişkin kanuni defter ve belgelerinin de tamamen zayi olduğu durumlar oluşmuştur.

Halen depren bölgesinde bulunan illerde yüzden fazla meslek mensubumuz hayatını kaybetmiş, ağır yaralanmış ya da birinci derece yakınlarını kaybetmiştir.

Her ne kadar idari görüş ve uygulamalar ile vergi idaresi yazılı başvurular üzerine bu gibi hallerde idari olarak ilave süre tanımlama işlemini yapmakta ise de, bu konunun kanun düzeyinde açıkça anlaşılır bir hale getirilmesini sağlamak amacıyla meslek mensubunun mücbir sebep ve zor durum hallerinde, mükellefin de mücbir sebep veya zor durum halinde sayılacağına ve vergisel ödevlerinin yerine getirilmesine ilişkin sürelerin duracağına, uzayacağına ilişkin hükümlere doğrudan kanun hükmünde yer verilmesi gerektiğini değerlendirmekteyiz.

2- Vergi ve Diğer Amme Borçlarının Terkini Müessesesi Çalıştırılmalıdır

Vergi Borçlarının ve diğer amme alacaklarının Terkinine (silinmesine) ilişkin Vergi Usul Kanunu ile Amme Alacaklarını Tahsili Usulü Hakkında Kanun’unda yer alan düzenlemeler aşağıdaki gibidir.

Verginin Terkini Madde 115

Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzir hayvan ve haşârat istilası ve bunlara benzer âfetler yüzünden:

  1. Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu âfetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları;
  2. Mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, âfete mâruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen Arazi Vergisi borçları ve vergi cezaları;

Maliye Bakanlığınca zararla mütenasip olmak üzere, kısmen veya tamamen terkin olunur. (Ek cümle: 28/12/2001-4731/4 md.) Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline devredebilir.

Zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını mahallî idare heyetleri yaptıracağı tahkikat üzerine tesbit eder.

Tabii afetler sebebiyle terkin Madde 105

Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, zararlı hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benziyen afetler yüzünden zarara maruz kalan varlıklarının ve mahsullerinin en az üçte birini kaybedenler adına tahakkuk ettirilmiş ve afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili amme alacakları (700 Sayılı

KHK’nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı karariyle kısmen veya tamamen terkin olunur.

Bu madde hükmünden faydalanmak için afetin vukuu tarihinden itibaren 6 ay içinde ilgili amme idaresine yazı ile müracaat edilmesi şarttır.

Bu madde şümulüne giren bir zararın mevcut olup olmadığı mahalli il veya ilçe idare kurullarınca, zararın derecesi, Maliye Vekaletince genel olarak belirtilecek esaslar dahilinde ilgili amme idarelerince tesbit olunur.

Vergi Usul Kanunu mevzuuna giren amme alacakları hakkında mezkür kanunun 105 inci maddesi hükümleri tatbik olunur.

Belirtilen yasal hükümler çerçevesinde; depremin meydana geldiği 11 ilimizde bulunan vergi mükelleflerinin mevcut vergi borçları (Emlak Vergisi, MTV, ÇTV dahil) ve diğer amme borçlarının Hazine ve Maliye Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlar tarafından yapılacak düzenlemeler ile terkini yapılmalıdır.

Terkin müessesinin uygulanmaması halinde; depremden etkilen mükelleflerin borçlarına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi uyarınca teminat aranmaksızın tecil işlemlerinin kolaylıkla yerine getirilmesine yönelik gerekli idari düzenlemeler yapılmalıdır.

3- Deprem Nedeniyle Zayi Belgesi Verilmesi Süreci Kalıcı Olarak Kolaylaştırılmalıdır

Malumları olduğu üzere, 1999 yılında yaşanan Marmara Depreminden sonra 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a 31.08.1999 tarih ve 574 sayılı KHK’nın 3’üncü maddesiyle eklenen Geçici 15’inci maddede;

“Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde vuku bulan depremler nedeniyle kaybeden mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 2 ay içinde yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Ancak tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefin il veya ilçe idare kurullarından defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Her ne kadar geçici maddeler ile bu türden olağanüstü durumlarda zayi belgesinin alınması kolaylaştırılmış olsa da, ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı ve sıklıkla doğal afetlerin yaşanmakta olduğu gerçeği göz önüne alındığında; başta deprem, sel felaketi, yangın vb. doğal afetler için Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulması ve muhafaza edilmesi gereken kanuni defter ve belgelerin (elektronik ortamda tutulan ve düzenlenen kanuni defter ve belgeler dahil) zayi olması durumunda, doğal afetten doğrudan etkilenen mükelleflerin Zayi Belgelerini alma hususunda gerekli kolaylaştırıcı hükmün ilgili Kanunlara kalıcı olarak eklenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.

Bu kapsamda aşağıda taslak metnine yer verilen hükmün, kalıcı hale getirilmesinin önem arz ettiği ve bu çerçevede Kanuni düzenlemenin yapılması gerektiğini değerlendirilmektedir.

“Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini deprem (yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde kaybeden mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefin illerde valiliklerden, ilçelerde kaymakamlıktan defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir. Mükellef ile arasında hizmet sözleşmesi bulunan ve 3568 sayılı Kanun Hükümleri uyarınca faaliyette bulunan meslek mensupları da bu belgeyi talep edebilir. Bu kapsamda uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Ticaret Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Böylece bundan sonra da yaşanabilecek her deprem felaketi sonrasında yeni bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç göstermeden afetler nedeniyle zayi belgesinin alınması süreci kolaylaştırılmış olacaktır.

Ayrıca yapılacak düzenlemelerde, zayi belgesi müracaatlarının mükellefin kendisinin, yasal temsilcisinin veya aralarında hizmet sözleşmesi bulunan meslek mensuplarının (SMMM, YMM) yapılabilmesine imkân sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir. Zira, mükelleflere ilişkin defter ve belgeler muhasebe bürolarında/şirketlerinde bulunmakta, bir büro yıkıldığında her bir mükellefin tek tek zayi belgesi alması işleri fevkalade zorlaştırmaktadır.Ü R M O B

4- Kanuni Merkezleri ve Mali Müşaviri Bölge Dışında Olmakla Birlikte Fiili Üretimleri ve Ön Muhasebe İşlemlerini Önemli Ölçüde Deprem Bölgesinde Yürüten İşletmeler de Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

Bilindiği üzere, bazı vergi mükelleflerinin kanuni merkezleri ile fiili üretim ve iş merkezleri ve muhasebe iş ve işlemlerinin yürütüldüğü yerler farklı illerde olabilmektedir. Birliğimize gelen taleplerden, kanuni merkezleri ve hizmet veren mali müşaviri başka ilde olmakla birlikte, depremden etkilenen bölgede üretim merkezleri olan ve ön muhasebe işlemleri de önemli ölçüde buradan yürütülen mükellefler bulunmaktadır. Bu durumda olan mükelleflerin mağdur olmamaları için (gerekli denetim/yoklama mekanizmaları da işletilerek) bunların da mücbir sebep kapsamına dahil edilmesinde yarar görülmektedir.

5- Zayi Olan Yasal Defterlerin Yeniden Tasdik Edilmesinde Tasdik Harcı/Ücreti Alınmamalı ve Elektronik Defter ve Belgelerden Zayi Olanların İlgili İdarelerden Teminine Olanak Sağlanmalıdır

Süresi içinde ve gerekli tasdik harçları ödenerek tasdik edilmiş olan kanuni defterler, deprem nedeniyle tamamen zarar görmüş ve zayi olmuştur. İlgili mükelleflerde faaliyetlerine tekrar devam edecek mükellefler için kanuni defterlerin yeniden tasdik edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Zamanında tasdik ücretleri ödendiği için, yeni yapılacak tasdik işlemlerinden kâğıt bedeli dışında tasdik harcı vb. vergisel yükümlülüklerden istisna tutulmasının gerektiği değerlendirilmektir.

Ayrıca son yıllarda vergi uygulamaları kapsamında kanuni defter ve belgelerin elektronik belge ve elektronik defter olarak düzenlenmesine yönelik önemli dijital dönüşüm çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalar neticesinde elektronik belgeler (e-Fatura, e-İrsaliye, e-Arşiv Fatura vb.)’in örnekleri ile elektronik defterlerin ikincil kopyaları Gelir İdaresi Başkanlığı’nın da bilgi işlem sistemlerine iletilmiş durumdadır. Bu nedenle, deprem felaketinin yaşandığı bu 11 ilimizde bulunan mükelleflerimizin Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemlerinde bulunan elektronik belge ve defter örneklerinin, mükelleflerimizin yazılı talepleri halinde kendilerine başkaca bir şart aranmaksızın elektronik ortamda verilmesine imkân veren bir idari düzenlemenin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca belge örnekleri GİB bilgi işlem sisteminde bulunmamakla birlikte, elektronik belgelere ilişkin rapor (e-Arşiv Raporları) verilerinin yer aldığı durumlarda, bu rapor veya elektronik listelerin de talep edecek vergi mükelleflerimize verilmesi ve bu rapor veya listelerin, fatura vb. belge hükmünde sayılmasına yönelik idare düzenlemelerin yapılmasında yarar görülmektedir.

6- Deprem Sonucu Alınan Sigorta Tazminatlarının Gelir Yazılması Koşulu Kaldırılmalı veya Tazminatların Yenileme Fonu Kullanım Süresi Artırılmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun 329 ve 330 uncu maddelerinde amortismana tabi mallar ile emtialar için sigorta kuruluşlarından alınan sigorta tazminatlarının vergi uygulaması karşısındaki durumu açıklanmıştır. İlgili Kanunu hükümlerine aşağıda yer verilmiştir:

Amortismana Tabi Malların Sigorta Tazminatı Madde 329

Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen zıyaa, uğrıyan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerinden (Amortismanlı olanlarda ayrılmış olan amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir.

(7338 sayılı kanunun 37 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce;

  1. Alınan sigorta tazminatı ile tamamen veya kısmen zarar gören amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa tazminat fazlası, tazminatın alındığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde zarar gören iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan tazminat fazlası, tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
  2. Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dâhil olmak üzere (a) bendindeki esaslar dâhilinde iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin bu Kanun hükümlerine

göre ayrılacak amortismanlarına mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.

  1. Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, zarar gören iktisadi kıymetin yerine iktisap edilen yeni kıymetlerin amortisman ayrılabilecek tutarından fazla ise bu fazlalık, tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.

ç) Tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının sonundan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi hâlinde pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası o yılın kâr ve zarar hesabına eklenir. (*)

(7338 sayılı kanunun 37 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)Maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.(**)

Emtia Sigorta Tazminatı Madde 330

Emtia ve zirai mahsul ve hayvan kıymetlerinde vukua gelen zayiat dolayısiyle alınan sigorta tazminatları bunların değerlerinden fazla olursa bu fazlalık kara alınır.

İşletme hesabı esasında tutulan defterde bu tazminat hasılat kaydedilir.

Kanun hükümlerine göre, alınan sigorta tazminatlarının meydan gelen zarardan fazla olan tutarı GELİR olarak kabul edilmekte ve vergiye tabi olmaktadır. Ancak yaşanan deprem nedeniyle varlıklarını kaybeden mükelleflerin ödeme güçleri de önemli şekilde azaldığından bu durumda alınan tazminatların gelir olarak addedilmemesi ve vergiye tabi tutulmaması için Vergi Usul Kanununda gerekli yasal düzenleme yapılması ya da gelir niteliği bulunan söz konusu tazminatların YENİLEME FONU olarak kullanım süresinin 3 yıl yerine 5 yıla çıkartılması gerektiği değerlendirilmektedir.

7- Deprem Bölgesindeki İşletmelerin KDV İade Süreçleri Hızlandırılmalı ve KDV’de Kısmi Tevkifat Uygulaması Nedeniyle Mükelleflerin Uğrayacağı Finansal Yüklerin Azaltılmasına Yönelik Tedbirler Alınmalıdır

Depremden etkilenen mükelleflerce yapılmış ve yapılacak olan KDV iade taleplerinin hızlı bir şekilde yerine getirilmesi mükelleflere önemli maddi katkılar sağlayabilecektir. Bu nedenle, depremzede mükelleflerin vergi dairelerinden olan KDV ve diğer vergi iade alacak taleplerinin, herhangi bir limit ve şekil şartı aranmaksızın sadece KDV İade Kontrol Raporu sonucuna göre 15 gün içinde yerine getirilmesi için gerekli idari düzenlemelerin yapılmasında yarar görülmektedir.

Ayrıca Deprem felaketi nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin alış/satış belgelerinin tetkiki mümkün olmadığı gibi bunların kanuni defterleri üzerinden başka mükelleflerin iş ve işlemlerinin tetkiki de mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, felaketinin yaşandığı 11 ilde bulunan vergi mükellefleri nezdinde gerek tanzim edilecek Yeminli Mali Müşavirlik tasdik raporları için gerekli olan karşıt inceleme çalışmalarının gerekse diğer illerdeki mükellefler hakkında tanzim edilecek tasdik raporları bakımından bu illerde bulunan mükellefler nezdinde yapılması gereken karşıt inceleme çalışmalarının, afet nedeniyle kanuni defter ve belgeleri zayi olan mükellefler bakımından, yapılması zorunluluğunun kaldırılması gerektiği ve bölgedeki mükelleflerden gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin KDV’nin beyanı mücbir sebep süresince uzadığından, diğer mükelleflerin KDV iadelerinin sonuçlandırılması sürecinde bölgedeki mükellefin söz konusu KDV yi beyan veya ödeme zorunluluğunun aranmaması ve KDV iade sistemlerinde bu yönde gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Buna ilave olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin C.2.1.3. bölümünde yer alan açıklamalar gereğince; mücbir sebep ilan edilen deprem bölgesindeki illerde bulunan mükelleflerin, deprem bölgesi dışındaki illerdeki mükelleflerden kısmi tevkifat kapsamında mal (örneğin tevkifata tabi demir çelik ürünleri) satın almaları durumunda TEVKİFAT UYGULANMAYACAK, bir başka deyişle alıcı satıcıya KDV’yi tam olarak ödeyecektir. Ancak bu suretle tam KDV ödeyerek satın aldığı malları deprem bölgesi dışındaki mükelleflere

satması halinde, hesaplayacağı KDV’nin bir kısmı alıcı (deprem bölgesi dışındaki) tarafından tevkif edilecek ve satıcıya ödenmeyecektir. Bu işlemler neticesinde; deprem bölgesindeki alıcı üzerinde tahsil edemediği KDV bir finansman yükü oluşturacaktır. Bu durumun bertaraf edilmesi için, ya bu durumdaki satışların da tevkifat kapsamından çıkarılması ve KDV’nin alıcıdan tam olarak tahsil edilmesi ya da deprem bölgesindeki ilk alıcının deprem bölgesi dışındaki mükelleflerden ilk alımı nedeniyle satıcının hesaplayacağı KDV’nin de tevkifat uygulaması kapsamına alınmasına (bir başka deyişle alıcının satıcıya KDV’yi tam olarak ödememesi bir kısmını tevkif etmesi) yönelik idari düzenlemelerin yapılmasında, özellikle deprem bölgesindeki mükellefler üzerinden KDV’nin finansman yükü olarak kalmasının önüne geçilmesi bakımından yarar görülmektedir.

8- Deprem Bölgesindeki İşletmelerden Olan Alacakların Şüpheli Alacak Olarak Kabul Edilmesine İmkân Sağlanmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun şüpheli alacaklara ilişkin düzenlemesi aşağıda yer almaktadır:

Şüpheli Alacaklar Madde 323

(Değişik: 30/12/1980 – 2365/55 md.) Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

  1. (Değişik: 1/5/1981 – 2455/3 md.) Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
  2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan (7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 26.10.2021)ve 3.000 (544 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2023’den itibaren 8.900 -TL) Türk lirasını aşmayan(*) alacaklar;

Şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.

(7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, yukarıdaki fıkralar kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde, kaydederler.

Kanun lafzından anlaşıldığı üzere; şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi alacak için dava veya icra safhasına geçilmesi ya da protesto gibi şekil şartlarının yerine getirilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak depremden etkilenen mükelleflerde bu koşulların yerine getirilmesi çabaları depremzede mükellefler için bir yandan psikolojik olarak olumsuz etkiler yaratacak bir yandan da herhangi bir faydası da olmayacaktır. Bu nedenle; mükelleflerin, deprem bölgesinde bulunan ve depremden etkilendiği tespit edilen mükelleflerden olan alacakları için maddede sayılan şartlar aranmaksızın şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesine yönelik düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

 

9- Kıymeti Düşen Malların Değer Tespitlerinin Hızlı ve Alternatif Yeni Yöntemlerle Yapılmasına İmkan Sağlanmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun kıymeti düşen mallar ile ilgili düzenlemesi aşağıdaki gibidir:

Kıymeti Düşen Mallar Madde 278

Yangın, deprem ve su basması gibi âfetler yüzünden veyahut bozulmak, çurumek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadı kıymetlerinde önemli bir azalış vâki olan emtia ile maliyetlerinin hesaplanması mûtat olmıyan hurdalar ve döküntüler, üstupu, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir.

Düzenlemeden görüleceği üzere kıymeti düşen malların emsal bedelinin tespiti Vergi Usul Kanunu’nun 267 inci maddesinin 3 sırasında yer verilen Takdir Komisyonları marifetiyle yapılmaktadır.

Depremin geniş alana yayılmış ve çok sayıda mükellefi etkilemiş olması nedeniyle; takdir komisyonlarında oluşabilecek iş yüklerinin ve yığılmaların bertaraf edilmesi amacıyla, kıymet takdirinin zayi belgesi olan mükellefler için mükelleflerin beyanı ile kabul edilmesinin sağlanmasına ya da zayi belgesi olmayan mükelleflerde mükelleflerce tayin olunan değer tespitinin meslek mensupları tarafından onaylanması koşuluyla takdir komisyonu kararı yerine geçeceğine yönelik düzenleme yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

Öte yandan iş yerleri depremden hasar görmemekle birlikte deprem sonrası bazı malları ve demirbaşları zaruret ve ihtiyaç gereği depremzedeler tarafında alınmak durumunda kalan ya da diğer bir şekilde kaybolan süper market vb. işletmelerin bu kayıplarının da sermayede meydana gelen azalma olarak kabul edilmemesi ve bu kıymetler için yüklenilen KDV’lerin indirimine müsaade edilmesi uygun olacaktır.

Ayrıca yapılan yeni kıymet takdiri sonrasında oluşan zarar tutarının 2022 yılına ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilecek kazancın tespitinde de indirim olarak dikkate alınmasına ilişkin yasal düzenleme yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

10- Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin Fevkalade Amortisman Uygulaması Koşulları Kolaylaştırılmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun fevkalade amortisman uygulaması ilgili düzenlemesi aşağıdaki gibidir:

Fevkalade Amortisman Madde 317 Amortismana tabi olup:

  1. Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden;
  2. Yeni icatlar dolayısiyle teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen;
  3. Cebri çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan;

Menkul ve gayrimenkullerle haklara, mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili Bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” uygulanır.

Düzenlemeden de görüleceği üzere fevkalade amortisman uygulamasından yararlanılabilmesi Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru şartına ve Bakanlığın onayına bağlanmıştır. Vergi Usul Kanununda yapılacak yeni bir düzenleme ile depremden etkilenen 11 ilde bulunan mükellefler için, fevkalade amortisman uygulamasında herhangi bir başvuru ve onay şartın aranmadan mükelleflerce tayin edilecek yeni amortisman nispetine göre giderleştirilebilmesine imkân sağlanmalıdır.

Ayrıca, depremden zarar görmüş duran varlıkların yeniden satın alınması halinde bu iktisadi kıymetlerin alım maliyetlerinin doğrudan gider olarak dikkate alınmasına ya da maliyet bedellerinin giderleştirilmesinde amortisman nispetinin yüksek tutulabilmesine imkân sağlanmalıdır.

11- Yasal Merkezleri Deprem Bölgesinde Kurumlar Vergisi Mükellefleri İle Gelir Vergisi Mükelleflerine 2023 ve İzleyen Yıllar İçin Belirli Bir Süre İndirimli Kurumlar ve Gelir Vergisi Oranları Uygulanmalıdır

Yasal merkezleri deprem bölgesinde kurumlar vergisi mükellefleri ile gelir vergisi mükelleflerine 2023 ve izleyen yıllar için belirli bir süre indirimli kurumlar ve gelir vergisi oranları uygulanması gerektiği değerlendirilmektedir. Örneğin bu işletmeler gelir ve kurumlar vergilerini % 50 indirimli ödeyebilirler. Böylece bu işletmelerin faaliyetlerine geri dönüşün kolaylaştırılması ve kayıplarının daha kısa sürede telafisi mümkün olacaktır.

12- Deprem Bölgesine Yönelik Yapılacak Bağış ve Yardımlarda Denetim Şartı Aranılarak Kapsam Genişletilmelidir

Mevcut mevzuat düzenlemelerine göre yapılan bağış ve yardımların tamamının indirimi konusu yapılabildiği durum sadece Cumhurbaşkanlığınca başlatılan yardım kampanyaları kapsamında AFAD’a ve Kızılay’a yapılan bağışlara ilişkindir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde sayılan Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlarda ise yapılan bağış ve yardımlarda ise bağış ve yardım tutarının sadece beyan edilen kazancın yüzde 5 ile sınırlı tutulmaktadır.

Bu durum yapılacak bağış ve yardımların sınırlı kalmasına yol açabilmektedir.

Bu nedenle, özellikle depremden zarar gören 11 ile yönelik olarak yapılacak bağış ve yardımlarda, deprem bölgesinde yardım faaliyetlerini yürüten kamu kurum/kuruluşları, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları ve esas çalışma konusu yardım faaliyetleri olan SMMM veya YMM denetimine tabi olmayı taahhüt eden dernek ve vakıflara yapılacak nakdi ve ayni bağışların da belgelendirilmesi şartıyla tamamının kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesine ve kazancın yetersizliği nedeniyle cari yılda indirim konusu yapılamayan bağış ve yardım tutarının izleyen yıllarda da indirim olarak dikkate alınmasına yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca depremzede öğrencilere verilecek burslarda yukarıdaki kapsamda olduğu gibi değerlendirilerek vergiye tabi kazancın tespitinde tamamının indirim olarak dikkate alınmasına imkân verilmelidir

13- Ücretlilerin de Bağış Yapmasını Teşvik Edecek Vergisel Düzenlemeler Yapılmalıdır

Yapılacak bağış ve yardımlara katkı sağlamak amacıyla, beyanname verme zorunluluğu bulunmayan ücretlilerin de yapacakları nakdi bağış ve yardımları ücret matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılabilmesine yönelik yasal düzenleme yapılmasında yarar görülmektedir. Böylece ücretli durumunda olan bireylerin de yapacakları bağış ve yardımların vergi teşvikinden yararlanabilmesine imkân sağlanacak ve bu suretle daha fazla bağış ve yardım toplanabilecektir.

 

14- İşverenler Tarafından Depremzede Çalışanlarına Yapılacak Ayni veya Nakdi Yardımlar Ücret İstisnasından Yararlandırılmalıdır

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ücretlere ilişkin hükümlerinde, işverenler tarafından çalışanlarına sağlanan ayni veya nakdi yardımlar ücret olarak değerlendirilmekte ve ücret sayılan bu ödemeler üzerinden Gelir Vergisi tevkifatı yapılmaktadır.

Ayrıca ücretlere ilişkin istisna hükümlerine (23.Md.) bakıldığında, işverenlerin depremden zarar gören çalışanlarına yapacakları ayni veya nakdi bağış ve yardımların gelir vergisinden istisna tutulmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğu görülmektedir. Yaşadığımız büyük depremden etkilenen ve bölgede çalışan ücretli vatandaşlarımızın yaralarının hızlı bir şekilde sarılabilmesine katkı sağlamak amacıyla, Gelir Vergisi Kanunun 23 üncü maddesinde yapılacak bir değişiklikle, işverenlerin depremzede çalışanlarına ayni veya nakdi bağış ve yardım olarak yapacakları ek ücret ödemelerinin gelir vergisinden istisna olacağına ilişkin bir hükme yer verilmesinde yarar görülmektedir. Böylece bu tür yardımlar ücret gideri olarak da dikkate alınmış olacaktır.

15- Deprem Bölgesinden Zaruri Sebeplerle Göç Edenlerin Tekrar Bölgeye Geri Dönüşlerini Sağlayacak Vergisel Teşvikler İvedilikle Hayata Geçirilmelidir

Yaşanan deprem felaketinin bölgeden büyük bir göçün yaşanmasına, bu göçün de gidilen yerlerdeki sosyal ve ekonomik yaşam koşullarında olumsuz etkilerinin olduğu ve ayrıca deprem bölgesinin ekonomik üretim kapasitesinin de işgücünün yetersizliği nedeniyle olumsuz etkilenebileceği tahmin edilmektir.

Depremin ilk günlerinde can havliyle en yakın diğer illere göç etmek zorunda kalan depremzede vatandaşlarımızın kendi ailevi ve ekonomik bağlarının bulunduğu yerleşim yerlerine geri dönmelerini ve deprem bölgesinin sosyal ve ekonomik olarak yeniden canlandırılmasında kendilerine duyulan ihtiyacın ivedilikle giderilebilmesini sağlamak amacıyla, depremden önce bölgede ikamet edenler başta olmak üzere, bölgede gerçekleştirilecek istihdama ilişkin olarak vergisel ve sosyal güvenlik teşviklerin sağlanmasında yarar görülmektedir.

 

16- Bölgedeki Yapıların Yeniden İnşasına Yönelik KDV İstisnası Getirilmelidir

Deprem bölgelerinde uzmanların ilk tespitlerine göre bazı illerde neredeyse % 75 oranında yapıların tamamen yok olduğu ve kalan kısımdaki yapılardan da ağır hasarlı ve içinde oturulamaz yapılar haline geldiği görülmektedir.

Bu nedenle bölgenin yeniden inşası ve hızlı bir şekilde hayatın normale dönmesi için, yüksek güvenlikli binaların inşasına yönelik uygun arsaların temini ve bu arsalar üzerine güvenli yapıların inşası ve kullanıma sunulması için KDV’ye yönelik istisnalarının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

Ayrıca deprem bölgesinde gerçekleştirilecek üretim ve altyapı yatırım faaliyetlerine yönelik yeni makine, teçhizat, demirbaş alımları ile yeni yapıların inşası için KDV istisnası getirilmesinin yarar sağlayacağı değerlendirilmektedir.

17- Depremzedelerin Barınma İhtiyacına Katkı Sunacak Prefabrik Yapılar ve Konteynerlere İlave Olarak Çadır, Karavan vb. Mallar İçin de KDV Oranı % 1’e İndirilmelidir

Deprem nedeniyle çok sayıda vatandaşımız evlerini, işyerlerini, bürolarını, ofislerini kaybetmiş durumdadırlar. Bu dönemde depremzede vatandaşlarımız için en temel ihtiyaçların başında barınma ihtiyacı gelmektedir. Bu ihtiyacın karşılanması için kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, hayırsever gerçek ve tüzel kişiler adeta seferber olmuşlardır.

14.02.2023 tarihine kadar olan mevcut mevzuat düzenlemelerimize göre Konteyner ve Prefabrik yapılar dahil barınma ihtiyacını karşılamaya önemli katkı sunacak çadır, karavan vb. malların KDV oranı % 18 idi. Ancak 14.02.2023 tarihli ve 6790 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, deprem nedeniyle olağanüstü hal ilan edilen illerde kullanılmak üzere prefabrik yapılar ile konteynırların depremzedeler ile KDV Kanunun 17

/1 inci maddesinde sayılan kuruluşlara tesliminde uygulanacak KDV oranı % 18 den % 1 e indirilmiştir. Bu düzenlemede çadır ve karavana yer verilmediğinden, hali hazırda gerek depremzedelere doğrudan gerekse KDV Kanunun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarla aracılığıyla dolaylı olarak depremzedelere bağışlanacak çadır ve karavanlarda KDV oranı halen % 18 olarak uygulanmaktadır. Sahada yapılan gözlemlerimizde halen, prefabrik yapı ve konteynırlara ilave olarak çadır ihtiyacının da bulunduğu ve bazı durumlarda karavan temini suretiyle de barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına imkân bulunabileceği görülmektedir. Ayrıca bu gözlemlerimizde sahadan tarafımıza karavan ithalinin yasaklanmış olduğu yönünde açıklamalar iletilmiştir.

Bu nedenle münhasıran depremzedelere doğrudan veya depremzedelere bağışlanması koşuluyla bağışta bulunacak tüm gerçek kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak çadır ve karavan teslimlerinin ve izin verilmesi koşuluyla bu amaçla karavan ithalinin Cumhurbaşkanlığınca belirlenecek bir süreye kadar % 1 KDV oranına tabi kılınmasında büyük yarar görülmektedir.

18- CANSUYU Kredilerinin Verilmesi İvedilikle Başlatılmalıdır

Deprem bölgesinde pek çok vatandaşımız, işletmelerimiz, fabrikalarımız ve muhtelif serbest meslek mensuplarımız (mali müşavirler, avukatlar, mimarlar, doktorlar vb.) evlerini, işyerlerini kaybetmişlerdir. Pek çoğu, hayatına sıfırdan başlamak zorunda kalacaktır.

İşte bu zor günlerinde, hayata tekrar tutunmaları ve ülkemize katma değer yaratmaya devam edebilmeleri için gerek kamu bankaları gerekse özel bankalar ve diğer finans kuruluşları tarafından en az 3 yıl süre geri ödemesiz ve en az 10 yıl vadeli faizsiz veya çok düşük faizli ihtiyaç ve işletme kredilerinin CANSUYU kredileri olarak verilmesi sağlanmalıdır.

19- Depremden Kaynaklı İntikallerde Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası Sağlanmalıdır

Depremden etkilenen 11 ilde hayatını kaybedenler ile bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak daha sonraki tarihlerde ölenlerin mirasçılarına deprem bölgesindeki menkul ve gayrimenkullerin veraset yoluyla depremden zarar görenlere ivazsız intikallerinin veraset ve intikal vergisinden istisna tutulmasına yönelik kanuni düzenleme yapılmalıdır.

20- BES ve Hayat Sigortası Ödemelerinden Vergi Kesintisi Yapılmamalı ve Ödemeler Kolaylaştırılmalıdır

Deprem nedeniyle vefat eden vatandaşlarımız ile ilgili olarak Hayat Sigortası ve Bireysel Emeklilik Sistemi kapsamında yapılacak ödemelerin gelir vergisinden istisna tutulması ve ayrıca bu ödemelerden Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesi kapsamında tevkifat yapılmaması sağlanmalıdır.

Afet bölgesinde varis veya üçüncü kişilere banka, sigorta ve hayat şirketleri tarafından yapılacak ödemelerde lehdarın veya varislerin Veraset ve İntikal Vergisinin ödendiğine ilişkin vergi dairesinden bir yazı getirilmesi talep edilmektedir. Aksi halde ilgili şirketler kendilerini korumak amacıyla % 5 ila % 15 arasında Veraset ve İntikal Vergisi kesintisi yapmak zorunda kalmaktadırlar. Yaşadığımız olağanüstü şartla göz önüne alındığında hayat sigortası ve diğer sigorta ödemelerinde vergi dairelerinden ilişik kesme yazılarının aranmamasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.

21- Bölgedeki Firmalar İçin Yatırıma Katkı Oranı ve İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Artırılarak Bölgeye Yapılacak Yatırımlar Üst Seviyede Teşvik Edilmeli ve Yeni Ekonomik ve Ticari Faaliyetlerin Bölgede Gerçekleştirilmesine Yönelik Teşvik Uygulamaları Geliştirilmelidir

Bilindiği üzere yatırım teşvik belgeleri kapsamında yapılan yatırımlar için indirimli kurumlar vergisi uygulaması bulunmaktadır. Bölgenin üretim kapasitesinin yeniden oluşturulması amacıyla yeni yapılacak yatırımlar ile mevcut yatırımlardan zarar görenlerin tadili için yapılacak tevsi yatırımlara yönelik olarak yatırıma katkı oranının ve indirimli kurumlar vergisi oranının artırımlı olarak belirlenmesinde yarar görülmektedir. Bu çerçevede depremden etkilenen 11 il için Yatırıma katkı oranının %100 ve vergi indirim oranının da % 100 olarak belirlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca bölgenin üretim kapasitesinin tekrar oluşturulması ve ekonomik hayatın canlandırılması amacıyla bölgede yürütülecek yeni üretim faaliyetleri ile birlikte istihdamı sağlaması koşuluyla diğer bölgelerdeki firmaların ürettikleri ürünlerinin gerek pazarlanması gerekse perakende ve toptan ticari faaliyetlerinin depremden en fazla zarar gören illerden başlamak üzere yatırım teşvikleri kapsamında gerekli vergisel veya diğer ekonomik teşvik unsurlarının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

22- Yatırım Teşvik Belgesi Kapatma İşlemleri Kolaylaştırılmalıdır

Depremden etkilenen illerdeki mükelleflerin yatırım teşvik belgesi kapatma işlemlerinin sürelerinin uzatılması ve bu kapsamda, ilgililerce teşvik edilmesi gereken bilgi ve belgelerin ibrazında gereken kolaylıkların sağlanması gerektiği düşünülmektedir.

23- Afet Nedeniyle Verilecek İhtiyaç Kredisi Gibi Kredilere İlişkin Vergisel Teşvikler Sağlanmalıdır

Depremler nedeniyle binalarının veya ticari, zirai, sınai ya da mesleki faaliyete mahsus varlıklarının zarar gördüğü, hasar tespit komisyonlarınca belirlenen kişi ve kuruluşlara, bankalarca açılacak veya ertelemeye tabi tutulacak ihtiyaç kredisi gibi krediler ve bu kredilerin teminatına ilişkin işlem ve kağıtlar, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ile 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınmakta olan damga vergisi ve harçlardan ve bankaların bu krediler ile ilgili olarak her ne nam altında olursa olsun lehlerine aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisinden (BSMV) istisna tutulması ve KKDF alınmaması gerektiği değerlendirilmektedir.

24- Afet Bölgesinde Yapılacak İmar ve İnşa Faaliyetlerinin Finansmanı İçin Özel Çalışmalar Yapılmalıdır

Afet bölgesinin yeniden imar ve inşası için ortaya çıkacak ilave kamu geliri ihtiyacı; ek vergiler getirilmesi, dolaylı vergilerde oran artışı, harcamaların ötelenmesi, kısa ve orta vadede hazineden büyük miktarda kaynak çıkışını gerektirecek altyapı yatırımları ile uygulamaların ertelenmesi gibi bir takım gelir getirici / gider önleyici mali önlemlerin alınmasını gerektirmektedir.

Özellikle kısa vadede gelir toplamanın en kolay yollarından olan dolaylı vergilerin artırılması ilk etapta akla gelebilecek önlemdir. Ancak bu yöntemin tercih edilmesi hali hazırda vergi sistemimizde mevcut olan adaletsizliği daha da derinleştireceğinden ek gelir ihtiyacının mümkün mertebe zorunlu olmayan kamu harcamalarının kısılarak sağlanması ve hala ihtiyaç olması durumunda servet ve kazanç üzerinden alınacak vergiler (GV, KV, VİV, MTV, vb.) ile karşılanmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Bu suretle oluşacak ilave gelirlerin “Afet Bölgesi Kalkınma Fonu” nda toplanması ve bu fonun, afet bölgesinde ihtiyaç duyulan altyapı yatırımları ile bölgede gerçekleştirilecek yeni yatırımların düşük maliyetle finansmanında kullanılması sağlanmalıdır.

25- Deprem Bölgesinde Yürütülen Vergi İncelemeleri Mücbir Sebep Süresince Durdurulmalı ve Deprem Bölgesindeki Mükelleflerle Bağlantılı Karşıt İnceleme Yapılma Zorunluluğu Kaldırılmalıdır

Deprem felaketinin yaşandığı 11 ilde halen devam etmekte olan vergi inceleme çalışmaları, deprem felaketinden doğrudan etkilenen mükellefler bakımından Hazine ve Maliye Bakanlığınca ilan edilmiş olan mücbir sebep süresinin sonuna kadar durdurulmalıdır.

Ayrıca depremden zarar gören iller dışındaki diğer mükellefler nezdinde yürütülen vergi incelemeleri nedeniyle depremden zarar gören mükellefler nezdinde yürütülmesi gereken KARŞIT İNCELEME çalışmalarının da yapılması zorunluluğunun, deprem nedeniyle defter, kayıt ve belgelerin zayi olması nedeniyle gerek vergi inceleme elemanları gereken Yeminli Mali Müşavirler açısından tamamen kaldırılması gerektiği değerlendirilmektedir.

26- Yıkılan Binaların Tapu Kayıtlarında Arsa Vasfına Dönüştürülmesi Herhangi Bir Mali Yükümlülük Doğurmadan Yapılmalıdır

Deprem nedeniyle yıkılan binalar artık “arsa” vasfına dönmüştür. Üzerine bina yapılıp yapılmayacağı da belli değildir. Özellikle, yıkılan ve arsa haline gelen binaların cins tashihleri için her türlü vergi ve harç muafiyetinin getirilmesi, bina vasfı nedeniyle tahakkuk etmiş veya edecek emlak vergilerinin terkin edilmesi ve ayrıca ilgili resmi kayıtların düzeltim işlemlerinin de ilgili idare tarafından herhangi bir mali yükümlülük doğurmadan yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

27- Depremzedelere Yönelik İstihdam Teşvikleri Hayata Geçirilmelidir

Depremzedelere yönelik sağlanacak istihdamı teşvik etmek amacıyla belirli bir süre ile depremzedelere ödenecek ücretlerin herhangi sınıra tabi tutulmaksızın Gelir Vergisi, Damga Vergisi ve Sigorta Primlerinden (İşçi ve İşveren Payı) istisna edilmesine yönelik yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.

Ayrıca deprem bölgesinde faaliyette bulunan işyerleri için pandemi döneminde olduğu gibi Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

28- İşverenlerin, Deprem Bölgesinde Çalışan İşçilerine Yapacakları Nakdi Yardımlar Sigorta Priminden Muaf Tutulmalıdır

06.02.2023 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında birçok işveren bölgede çalışan işçilerine nakit para yardımı yapmak istemektedir. Ancak 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre nakit ödemeler sigorta primi istisnaları arasında yer almamaktadır. Bölgede çalışan ve zor durumda olan işçilerin sorunlarına bir nebze de olsa katkı saylayacak olan işverenleri tarafından yapılacak nakdi yardımların sigorta priminden muaf tutulmasına ilişkin düzenleme yapılması yararlı olacaktır.

29- Pandemi Döneminde Hayata Geçirilen Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin İvedilikle Başlatılmalıdır

Bölgede birçok işyeri depremden zarar görmüş olması nedeniyle kapasitesinin altında çalışmak durumda kalmıştır. Yine birçok işyerinin yıkılması veya kısmen zarar görmesi nedeniyle çalışanların işsiz kalması durumu ortaya çıkmıştır. Bu nedenlerden dolayı tıpkı pandemi döneminde uygulandığı üzere kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamasının hayata geçirilmesi yararlı olacaktır.

Bu amaçla e-Bildirge sisteminde yapılacak bir geliştirme ile sadece tek bir buton tıklanarak ilgili işverenin kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinden yararlanma isteminin alınmasını sağlanmasının isabetli olacağı değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan, bölgede ekonomik hayatın yeniden canlandırılmasında en önemli rolü oynayacak kendi nam ve hesabına çalışan meslek mensuplarımızı (SMMM-YMM) da bu destek unsurlarından (KÇÖ, NÜD) doğrudan yararlandıracak düzenleme ve uygulamaların ivedilikle hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.

30- İşverenlerin İşlemleri Deprem Bölgesinden Yürütülen Deprem Bölgesi Dışındaki İşyerleri de SGK Uygulamaları Bakımından Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamasında mücbir sebep kapsamına alınan deprem bölgesi dışındaki aynı işverenlerin işyerleri ertelemelerden yararlanamamaktadır. Örneğin işverenin Gaziantep ilindeki işyeri mücbir sebep kapsamına alınmasına rağmen aynı işverenin Ankara ve İstanbul’daki diğer işyerleri mücbir sebep kapsamına alınmamaktadır.

Gerek deprem bölgesindeki işyerlerinin zarar görmesi nedeniyle işverenlerin ekonomik kayıplara uğraması, gerek deprem bölgesindeki bilgi ve belgelere ulaşılamaması nedeniyle aynı işverenin deprem bölgesi dışındaki işyerleri için belgelerini vermesi ve doğacak sigorta primlerini ödemesi imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle aynı işverenin deprem bölgesi dışındaki işyerlerinin deprem bölgesi içinde kalan işyerleri gibi mücbir sebep kapsamına alınmasında yarar görülmektedir.

31- Depremden Etkilenen Çalışanların Mali, Sosyal ve Ekonomik Haklarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Devreye Alınmalıdır

Depremden etkilenen çalışanların mali, sosyal ve ekonomik haklarının korunmasına yönelik olarak aşağıda belirtilen tedbirlerin devreye alınmasında yarar görülmektedir.

  • Depremde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine prim ödeme ve çalışma süresi koşulları aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalıdır.
  • Deprem sebebiyle meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenler prim ve sigorta süresi şartı aranmaksızın malul sayılmalı ve malullük sigortasından aylık bağlanmalıdır.
  • Depremden zarar görmüş işçilerin korunması için derhal işten çıkarma (fesih) yasağı getirilmelidir.
  • Depremzede işsizler önkoşul aranmaksızın işsizlik ödeneğinden yararlanmalıdır.
  • Deprem nedeniyle işten ayrılmak isteyen depremzedelerin kıdem tazminatı ödenmelidir.
  • Afetle mücadele kapsamında yeni istihdam yaratılmalı ve işverenlere afetzede çalıştırma yükümlülüğü getirilmelidir

 

 


Kaynak: TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/feed/ 0
TÜRMOB DEPREMDEN ETKİLENEN MESLEKTAŞLARIMIZA DESTEK KAMPANYASI DEVAM EDİYOR!. GÜN DAYANIŞMA GÜNÜDÜR. https://www.muhasebenews.com/turmob-depremden-etkilenen-meslektaslarimiza-destek-kampanyasi-devam-ediyor-gun-dayanisma-gunudur/ https://www.muhasebenews.com/turmob-depremden-etkilenen-meslektaslarimiza-destek-kampanyasi-devam-ediyor-gun-dayanisma-gunudur/#respond Mon, 13 Feb 2023 09:47:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138411 Deprem felaketinden etkilenen meslek mensuplarımıza destek amacıyla Anayasamızın   135. Maddesi ve 3568 Sayılı Yasamızın 29. Maddesi çerçevesinde üyelerimiz arasında bağış kampanyası düzenlenmiştir.

Destek olmak isteyen üyelerimiz, aşağıda belirtilen hesap numarasına bağış yapabilirler.

Halkbank Yenişehir / Ankara Şubesi
TR340001200921200016000234


Hesap Adı: Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği
 

Not: Açıklama kısmına T.C kimlik numaranızın belirtilmesi rica olunur.


Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turmob-depremden-etkilenen-meslektaslarimiza-destek-kampanyasi-devam-ediyor-gun-dayanisma-gunudur/feed/ 0
SMMM meslek unvanının kullanan kişiler, kartvizitlerinde hizmet verdiği alanlara ilişkin bilgilere yer verebilir mi? https://www.muhasebenews.com/smmm-meslek-unvaninin-kullanan-kisiler-kartvizitlerinde-hizmet-verdigi-alanlara-iliskin-bilgilere-yer-verebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/smmm-meslek-unvaninin-kullanan-kisiler-kartvizitlerinde-hizmet-verdigi-alanlara-iliskin-bilgilere-yer-verebilir-mi/#respond Sat, 21 Jan 2023 12:11:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137449 Bastıracağım yeni karvizitimde; Sgk Mevzuatı, Bordrolama Vergi Mevzuatı, Güncel Teşvikler, Mali Konularda Danışmalık Gibi ibarelerin bulunmasının meslek hukukumuz açısından herhangi bir sakıncası var mıdır?

Kartvizit de sadece isim ve unvan yazılır Başka ibareler yazılmaz.

_________________________________________

BENZER İÇERİKLER

TÜRMOB’UN MECBURİ MESLEK KARARLARINA İLİŞKİN GENELGESİ

1996/2
(20.03.1996 tarih ve 22586 sayılı R.G.)

Amaç
Madde 1– 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2. Maddesinde belirtilen mesleki konuların ifası ve 45. Maddenin son fıkrasında yer alan birden çok meslek mensubunun serbest muhasebecilik, serbest muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik ortaklık bürosu veya şirketi altında çalışmaları bu genelgeye göre düzenlenecektir.

Kapsam
Madde 2– Bu genelgede, 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinde yer alan,

Gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin; 

Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, kar-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak, Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, mali mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işleri düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak, 

Yukarıdaki (a) ve (b) no’lu alt bentlerde yazılı konularda, belgelere dayanarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, Yukarıdaki (A) bendinin (a) ve (b) no’lu alt bentlerindeki işlerin yanısıra 3568 sayılı kanunun 12. Maddesine göre tasdik işlemlerini yapmak üzere birden çok meslek mensubunun bir araya gelerek kurdukları ortaklık bürosu veya şirketleri kapsamaktadır. 

Başka kanunlara veya yukarıdaki hizmetleri talep eden kuruluşların kanun, yönetmelik veya tebliğlerine dayanılarak düzenlenen “müşavirlik” veya “bağımsız denetim kuruluşlar”nın çalışma konuları da bu madde kapsamında olup, bu genelgenin düzenleme hükümlerine tabidir.

Mesleki Ortaklık Bürosu veya Şirket Türleri ve Unvanları
Madde 3– Birden çok meslek mensubunun bir araya gelerek kurdukları ortaklık bürosu veya şirketler şunlardır. 

Ortaklık Bürosu (Adi Şirket), 

Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket, 

Limited Şirket, 

Anonim Şirket.

Bu türde kurulacak şirketler, kurulacak ortaklık bürosu veya meslek şirketinin kurucusu meslek mensuplarının mesleki ünvanlarına bağlı olarak bu genelgenin 2. Maddesinin yalnız (A) bendinin (a) alt bendini faaliyet konusu olarak seçenler “Serbest Muhasebecilik” ünvanını, (A) bendinin tümünü faaliyet konusu olarak seçenler “ Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik” ünvanını, meslek ünvanı olarak kullanırlar.

Buna göre kurulacak ortaklık bürosu veya şirketler; 

“Serbest Muhasebecilik” faaliyetinde bulunacaklarsa,
1 – Serbest Muhasebecilik Ortaklık Bürosu,
2 – Serbest Muhasebecilik Limited Şirketi,
3 – Serbest Muhasebecilik Anonim Şirketi,
4 – Serbest Muhasebecilik Hisseli Komandit Şirketi, 

“Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik” faaliyetinde bulunacaklarsa,
1 – Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ortaklık Bürosu,
2 – Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Limited Şirketi,
3 – Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Anonim Şirketi,
4 – Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Hisseli Komandit Şirketi, 

“Yeminli Mali Müşavirlik” faaliyetinde bulunacaklarsa,
1 – Yeminli Mali Müşavirlik Ortaklık Bürosu,
2 – Yeminli Mali Müşavirlik Limited Şirketi,
3 – Yeminli Mali Müşavirlik Hisseli Komandit Şirketi,
4 – Yeminli Mali Müşavirlik Anonim Şirketi

unvanını alırlar. 

Ortaklık Bürosu ve Unvanlarındaki Yasaklar
Madde 4– Ortaklık Bürosu veya şirketlerin Unvanlarında 3568 sayılı kanunun 8. Maddesine göre yetki almış kişilerin isim ve soyadları dışında yabancı isim veya ünvan kullanılması veya meslek ünvanları dışında danışmanlık, denetim ve benzeri rumuzların yer alması yasaktır.

Ortaklık Bürosu
Madde 5– Ortaklık Bürosu ortaklarının aşağıdaki özelliklere haiz olmaları şarttır.

“Serbest Muhasebecilik-Ortaklık Bürosu” unvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından kurulacak ortaklık Bürosu’nun ortaklarının “Serbest Muhasebeci” ruhsatına sahip olmaları, 

“Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik-Ortaklık Bürosu” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından kurulacak Ortaklık Bürosu’nun ortaklarının “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” ünvanına sahip olmaları,

“Serbest Muhasebeci” ünvanına sahip meslek mensupları, “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Bürosu”na ortak olabilir, buna karşılık yalnız 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a) alt bendindeki işleri yapar ve bunlardan sorumlu olabilirler. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ünvanına sahip ortaklar ise, 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a), (b) ve (c) alt bentlerinde belirtilen işlemleri yapar ve bunlardan sorumlu olurlar.

“Yeminli Mali Müşavirlik Ortaklık Bürosu” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından kurulacak Ortaklık Bürosu’nun ortaklarının “Yeminli Mali Müşavirlik” ruhsatına sahip olmaları gerekmektedir. 

Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler

Madde 6– a) “Serbest Muhasebecilik Hisseli Komandit Şirketi” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket hükümlerine göre kurulacak Hisseli Komandit Şirket ortaklarının “Serbest Muhasebeci” ünvanına sahip olmaları gerekmektedir.

Bu şirketler, 3568 Sayılı Kanunun 2. Maddesine giren işlerden yalnız (A) bendinin (a) alt bendindeki işleri yaparlar.

b) “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Hisseli Komandit Şirketi” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket Hükümlerine göre kurulacak Hisseli Komandit Şirket ortaklarının “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” ünvanına sahip meslek mensubu olmaları gerekmektedir.

“Serbest Muhasebeci” ünvanına sahip meslek mensupları “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Hisseli Komandit Şirketi” ne ortak olabilir, buna karşılık sorumlu olarak yalnız 3568 Sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a) alt bendindeki işleri yapar ve bunlardan sorumlu olabilirler. Serbest Muhasebeciler, 3568 Sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (b) ve (c) alt bentlerindeki işlemleri yapamazlar ve bu işlemlerden sorumlu tutulamazlar.

Şirket ortağı “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” ünvanına sahip meslek mensupları 3568 Sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a), (b) ve (c) alt bentlerindeki işlemleri yaparlar.

“Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Hisseli Komandit Şirketi” nin komandite ortaklarından en az birisinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ünvanına sahip olması ve bunlardan en az birisinin çalışanlar listesine kaydolması gerekmektedir. Komanditer ortakların hissesi komandite ortakların hissesinden fazla olamaz.

c) “Yeminli Mali Müşavirlik Hisseli Komandit Şirketi” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket hükümlerine göre kurulacak Hisseli Komandit Şirket ortaklarının “Yeminli Mali Müşavir” ünvanına sahip olmaları gerekmektedir.

Limited Şirketler
Madde 7-a) “Serbest Muhasebecilik Limited Şirketi” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak Limited Şirketlerin ortaklıklarının “Serbest Muhasebeci” ünvanına sahip olmaları gerekmektedir. Bu şirketler 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesine giren işlerden, yalnız (A) bendinin (a) alt bendindeki işleri yaparlar.

b) “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Limited Şirketi” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak Limited Şirketlerin ortaklarının “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” ünvanına sahip meslek mensubu olmaları gerekmektedir.

“Serbest Muhasebeci” ünvanına sahip meslek mensupları “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Limited Şirketi”ne ortak olabilir, buna karşılık sorumlu olarak yalnız 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a) alt bendindeki işleri yapar ve bunlardan sorumlu olabilirler. Serbest

Muhasebeciler, 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (b) ve (c) alt bentlerindeki işlemleri yapamazlar ve bu işlemlerden sorumlu tutulamazlar.

Şirket ortağı “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” ünvanına sahip meslek mensupları 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a), (b) ve (c) alt bentlerinde belirtilen işlemleri yaparlar.

“Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Limited Şirketi” ortaklarından en az birisinin “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” ünvanına sahip olması ve sorumlu ortak sıfatıyla çalışanlar listesine kaydolması gerekmektedir.

c) “Yeminli Mali Müşavirlik Limited Şirketi” ünvanı altında birden fazla meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak Limited Şirketleri ortaklarının “Yeminli Mali Müşavir” ünvanına sahip olmaları ve en az birinin çalışanlar listesine kaydolması gerekmektedir.

Anonim Şirketler

Madde 8-a) “Serbest Muhasebecilik Anonim Şirketi” ünvanı altında en az beş meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak Anonim Şirketlerin ortaklarının “Serbest Muhasebeci” ünvanına sahip meslek mensubu olmaları gerekmektedir. Bu şirketler 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesine giren işlerden yalnız A bendinin (a) alt bendindeki işleri yaparlar.

b) “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Anonim Şirketi” ünvanı altında en az beş meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak Anonim Şirketlerin ortaklarından en az birinin “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir” ünvanına sahip meslek mensupları olması şarttır.

“Serbest Muhasebeci” ünvanına sahip meslek mensupları “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Anonim Şirketine” ortak olabilir, buna karşılık sorumlu olarak yalnız 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a) alt bendindeki işleri yapar ve bunlardan sorumlu olurlar. Serbest Muhasebeci ünvanına sahip ortaklar genelgenin 2. Maddesinin (A) bendinin (b) ve (c) alt bentlerindeki işlemleri yapamaz ve bu işlemlerden sorumlu tutulamazlar.

Şirket ortağı “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik” ünvanına sahip meslek mensupları 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesinin (A) bendinin (a), (b) ve (c) alt bentlerindeki işleri sorumlu olarak yaparlar.

“Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Anonim Şirketi” nin Yönetim Kurulu üyelerinin en az birisinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olması ve çalışanlar listesine kaydolması şarttır.

c) “Yeminli Mali Müşavirlik Anonim Şirketi” ünvanı altında en az 5 meslek mensubu tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulacak Anonim Şirketin ortaklarının Yeminli Mali Müşavir ünvanına sahip olmaları ve en az birisinin sorumlu ortak sıfatıyla çalışanlar listesine kaydolması şarttır.

Tescilde Aranacak Belgeler
Madde 9– Bir ortaklık bürosu veya şirketinin tescilinde aşağıdaki belgeler başvuru formuna eklenir.

Bildirim formu, 

Şirket ana sözleşmesi ve Anasözleşmenin yayımlandığı Ticaret Sicil Gazetesi, 

Ortakların ve istihdam edilen meslek mensuplarının ruhsat tarih ve no.larının listesi ve ilgililerin yazılı beyanları, 

İmza sirküleri, 

Birlik ve Oda paylarının ödendiğini gösteren tescil harcı makbuzunun fotokopisi, 

Mesleki sorumluluk taahhütnamesi,

Bu belgelerin dışında başvuru formuna, Ortaklık Bürosu veya şirketlerin mesleki faaliyetlerde imza atacak meslek mensuplarının çalışanlar listesine kayıtlı olduklarına dair ilgili Oda’dan alınmış belgeler eklenecektir.

Ortaklık Bürosu ve Şirketlerin Kuruluş ve Tescili
Madde 10– Bu genelgedeki düzenlemelere göre kurulacak ortaklık bürosu ve şirketlerin Türk Ticaret Kanununa göre kurulmalarını müteakip faaliyette bulunabilmeleri için bağlı oldukları Odaya başvurup Oda aracılığıyla Birlik Meslek Kütüğüne kayıt olmaları ve Meslek Kütüğü numarası almaları şarttır. Bu şirketlerin faaliyete başlamaları için, Meslek Kütüğü numarasının verilmesini beklemeksizin bu genelgenin 9. Maddesinde yazılı belgelerle başvurup, sorumlu ortağının çalışanlar listesine kayıt olması yeterlidir.

Büro Tescil Belgesi
Madde 11– Meslek mensupları büroları ve meslek şirketleri, ilgili Oda’nın çalışanlar listesine kaydolarak Büro Tescil Belgesi alacak ve her yıl ilgili Oda’ya aidat ödenirken bu belgeyi vize ettireceklerdir.

Ortağın veya Meslek Mensubu Değişiminin Bildirimi
Madde 12– Ortaklık bürosu veya şirket ortaklarından birinin ayrılması yada yeni bir ortağın katılması halinde, Birlik tarafından bastırılmış değişim bildirim formlarına belirlenen belgeler eklenerek ilgili Oda aracılığıyla Meslek Kütüğüne işlenmek üzere Birliğe bildirilir. Şirket hisselerinin devrinde devralanın şirket nevinin gerektirdiği meslek ünvanına sahip olması şarttır.

Şirket Ruhsatları

Madde 13– Mesleki şirketler, Meslek Kütüğüne kayıt olmak için başvurduklarında kendilerine Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) tarafından Mesleki Şirket Ruhsatı verilir.

Mesleki Şirket Ruhsatı, Birlik tarafından hazırlanarak imzalandıktan sonra ilgili Oda’ya, imzalanmak ve şirket yetkililerine teslim edilmek üzere gönderilir.

Mesleki Şirket Ruhsatı alan şirketler seçme ve seçilme hakları hariç meslek mensuplarının haklarından faydalanırlar ve mükellefiyetlere tabi olurlar.

Mesleki Şirket Ruhsatı olmayan şirketler ile her yıl büro tescil belgesini Oda’ya onaylatmayan şirketler ve veraset hariç bu kararlardaki niteliklerini sonradan kaybeden şirketler faaliyette bulunamaz ve 3568 sayılı Kanunun 2. Maddesi kapsamındaki işleri yapamazlar.

Meslek Kütüğü
Madde 14– Mesleki ortaklık bürosu ve şirketler Birlik tarafından tutulan Meslek Kütüğü’ne kayıt edilirler. Bu şirketler tasfiyeleri halinde meslek kütüğünden silinirler.

Meslek Kütüğünün Yayımlanması
Madde 15– Her yıl Aralık ayı sonunda mesleki ortaklık bürosu ve şirketleri, yayımlanacak Meslek Kütüğünde kendilerine ayrılan bölümlerinde yayınlanırlar.

Yeni kurulan ortaklık bürosu veya şirketler Meslek Kütüğünün yayımlanmasını müteakip her ay yayımlanacak genelgelerle Meslek Kütüğüne eklenirler.

Meslek Mensubunun Değişiminde Sorumluluklar
Madde 16– Mesleki ortaklık bürosu ve şirketlerde üstlenilen işlerden sorumlu ortağın veya çalışan meslek mensubunun ayrılması veya işi devretmesi halinde yaptığı işlerden ayrılan ortaklar da kıst olarak müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.

Mesleki Sorumluluk
Madde 17– Mesleki ortaklık bürosu veya şirketler, üstlendikleri işlerden ortaklarla birlikte tüzel kişilik olarak da, müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.

Mesleki ortaklık bürosu ve şirketler üstlendikleri işlerle ilgili olarak aldıkları kararlar ve hazırladıkları raporlarda sayı ve tarih belirtmek zorundadırlar.

Mesleki ortaklık bürosu ve şirketlerin mesleki faaliyetlerine imza atacak meslek mensuplarının çalışanlar listesine kayıtlı olması şarttır.

Reklam Yasağı
Madde 18– Mesleki ortaklık bürosu ve şirketler reklam yapamazlar.

Bunların kuruluşlarını tanıtıcı mahiyetteki tanıtım dosya ve katalogları ile kendi ihtiyaçları için kullandıkları basılı kağıt, bloknot ve kalem reklam sayılmaz.

Mesleki Özen
Madde 19- Mesleki ortaklık bürosu ve şirketler üstlendikleri işlerin yapılmasında ve tamamlanmasında gerekli mesleki özeni göstermek zorundadırlar.

Tasfiye, Konkordato ve İflas
Madde 20– Mesleki ortaklık bürosu veya şirketlerin tasfiye kararı almaları, konkordato ilan etmeleri ve iflaslarının istenmesi halinde ilgili Oda Yönetim Kurulu tarafından en az bir en fazla üç meslek mensubu gözetmen olarak atanır ve mevcut işlerin tamamlatılması sağlanır. Bu durumdaki ortaklık bürosu ve şirketlerin yeni iş kabul etmeleri yasaktır. Meslek kütüğünde tasfiye, konkordato ve iflas halleri belirtilir ve ek genelgelerle duyurulur.

Sır Saklama
Madde 21– Mesleki ortaklık bürosu ve şirketler, meslek mensubu ortakları, çalışan meslek mensupları ve diğer meslek mensubu olmayan çalışanlar sır saklama ile yükümlüdürler. Aksine davrananlar hakkında 3568 sayılı Kanunun 47. Maddesine göre işlem yapılır.

Ortaklık Bürosu ve Şirketlerin Hakları
Madde 22– Mesleki ortaklık bürosu ve şirketler, tüzel kişi olarak meslek mensuplarına 3568 sayılı Kanunla tanınan seçme ve seçilme hakları hariç tüm haklardan yararlanırlar ve 3568 sayılı Kanunun disiplin hükümleri bunlara da uygulanır.

Ortaklık Bürosu ve Şirket Mensubu ile Meslek Mensuplarının Çalışanlar Listesine Yazılmaları
Madde 23– Mesleki ortaklık bürosu ve şirket ortaklarının ve mensuplarının tümü bireysel olarak ilgili meslek Odalarına kaydolmak zorundadırlar. Ancak, ortaklık bürosu veya şirket faaliyet izni için en az bir kişinin çalışanlar listesine kaydolması şarttır.

Ortaklık Varisleri
Madde 24– Ortak meslek mensubunun vefatı halinde, varislerine intikal eden hisseleri bir yıl içinde tasfiye edilir.

Ancak, varisler arasında meslek mensubu olma şartlarını taşıyanlar varsa bunlar için süre, staj ve sınavın gerektirdiği süre kadar uzatılır. 

Bu süre zarfında mirasçılar mesleğin icrası ile ilgili kararlara iştirak edemezler ve yetki kullanamazlar.

Ortaklar
Madde 25– Meslek mensubu olarak ruhsat sahibi olamayanlar, ortaklık bürosu veya şirketlere ortak olamazlar. (24. Madde hükmündeki mirasçıların hakları saklıdır.)

İntibak
Madde 26– Bu genelgenin yürürlüğe girdiği anda faaliyette bulunan şirketler, kararın hükümlerine 31.13.1996 tarihine kadar intibak etmek zorundadırlar.

Yürürlük
Madde 27– Bu genelge, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
Madde 28– Bu genelge hükümleri, TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) Yönetim Kurulu tarafından yürütülür.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmm-meslek-unvaninin-kullanan-kisiler-kartvizitlerinde-hizmet-verdigi-alanlara-iliskin-bilgilere-yer-verebilir-mi/feed/ 0
TÜRMOB’un sisteminde yayınladığı ücret tarifesi brüt ücret üzerinden mi yayınlanmaktadır? https://www.muhasebenews.com/turmobun-sisteminde-yayinladigi-ucret-tarifesi-brut-ucret-uzerinden-mi-yayinlanmaktadir/ https://www.muhasebenews.com/turmobun-sisteminde-yayinladigi-ucret-tarifesi-brut-ucret-uzerinden-mi-yayinlanmaktadir/#respond Mon, 31 Jan 2022 06:30:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121596 TÜRMOB’un 08.02.2016 tarih 2016/1 sayılı genelgesinde, SM, SMMM mesleki asgari ücret tarifesindeki ücretlerin Danıştay kararı gereğince KDV dahil brüt ücret olduğu belirtilmiştir. Aynı genelgede, tarifedeki ücretin 1,18’e bölünüp brüt ücretin bulunduğu bir hesaplanma örneği de verilmiştir. Özet olarak tarifedeki ücret, KDV dahil brüt ücret midir? 

Maliye Bakanlığı Resmi Gazete de yayımladığı Ücret Tarifesindeki; NOTLAR BÖLÜMÜNDE 2015 yılına kadar aşağıdaki belirlemeyi yapmıştır.

“2- Tarifedeki ücretler aylık olup KDV hariç brüt tutarlardır”. (2015 ve öncesi yıllar) 2016 ve günümüze kadar yayımlanan tarifeler de ise aşağıdaki belirlemeyi yapmıştır.; “

2- Tarifedeki ücretler aylık olup KDV dahil tutarlardır.” (2016 ve devamı yıllar) 

2022 YILI SM VE SMMM ÜCRET TARİFESİ

23 Aralık 2021

Değerli Üyemiz,

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 2022 Yılı için uygulanacak mesleki asgari ücret tarifesi, 22/12/2021 Tarih ve 31697 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Resmi Gazetede yayımlanan tarifedeki notlar bölümünde yer alan (3.6 fıkrası)- Defter tutma ücretleri için A ve B bentlerinde tespit edilen ücretler 1. Grup İller arasında yer alan (İstanbul 1. Grup iller içinde yer almaktadır.) %35, oranında artırılarak uygulanır.hükmüne göre;

 Defter tutma ücretleri İstanbul için revize ettiğimiz tarifenin A ve B bentlerinde %35 ve (3.10) fıkrası gereği Maliye Bakanlığı’na verilen Ba-Bs bildirim formları için sözleşmede anlaşılan ücretin %4’ü tutarından ek ücret alınır hükmüne göre; İlaveleri yapılmış olup, ayrıca ilave yapılmayacaktır.

Müşterinin özelliğine göre, notlar bölümündeki diğer ilaveler ve indirimler değerlendirilerek TÜRMOB e-birlik sisteminden elektronik ortamda mesleki hizmet sözleşmesi yapılacaktır.

E-birlik sözleşme formatındaki tutarlar asgari olup, bu tutarların üstünde de sözleşme yapılabilir.

Sağlıklı bir yıl geçirmeniz dileği ile çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar dilerim.

Saygılarımla,

Yücel AKDEMİR

Başkan

 Eklere ulaşmak için tıklayın;

2022 YILINDA İSTANBULDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFESİ

RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN 2022 YILI ÜCRET TARİFESİ


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turmobun-sisteminde-yayinladigi-ucret-tarifesi-brut-ucret-uzerinden-mi-yayinlanmaktadir/feed/ 0
TÜRMOB e-birlik üzerinden sözleşme girişi https://www.muhasebenews.com/turmob-e-birlik-uzerinden-sozlesme-girisi/ https://www.muhasebenews.com/turmob-e-birlik-uzerinden-sozlesme-girisi/#respond Sat, 15 Jan 2022 09:30:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120946 31.12.2021 tarihi itibariyle e-beyanname aracılık ve sorumluluk sözleşmelerini 14.01.2022 tarihine kadar iptal edip 01.01.2022 tarihi itibariyle yeni düzenleyeceğimiz mesleki hizmet sözleşmeleri ve e-beyanname aracılık ve sorumluluk sözleşmelerini 15.01.2022 tarihine kadar sisteme giriş yapabilir miyiz? Yeni yapılan düzenleme ile e-beyanname aracılık ve sorumluluk sözleşmelerinde 15 günlük bildirim süresi değişti mi? 

Yapılacak işlemler aşağıdaki sıraya göre yapınız.

1-GİB de bulunan Aracılık ve sorumluluk sözleşmesini FESİH ediniz.

2-Türmob e-birlik sisteminden Mesleki hizmet sözleşmesini düzenleyiniz.

3-GİB internet VD sisteminden yeni Aracılık ve Sorumluluk sözleşmesi giriniz Sözleşmeye Türmob sözleşmesinin sayı ve tarihini yazınız ve giriş yapınız.

4- Türmob sözleşmesindeki yıllık tutar için DV beyannamesini siz veya müşteri verecek

3568 sayılı Kanuna göre süre uzatımı yapılan sözleşmelerde Damga Vergisi hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı : 66813766-155[2-2018/16]-E.408826                                                                                                                                                 17/10/2018

Konu : 3568 sayılı Kanuna göre süre uzatımı

yapılan sözleşmelerde Damga Vergisi

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, mali müşavirliğini yaptığınız müşterinizle …/…/2017 tarihinde, 01/01/2017 – 31/12/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, aylık hizmet bedeli KDV dahil … TL olan hizmet sözleşmesi imzalandığı; sözleşmenin süresinin bitmesi üzerine TÜRMOB’un e-birlik internet adresi üzerinden …/…/2018 tarihinde, 01/01/2018 – 31/12/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere aylık hizmet bedeli KDV dahil … TL olarak belirlenen “Ek Protokol”un düzenlendiği, söz konusu “Ek Protokol”un süre uzatımından dolayı ayrıca damga vergisine tabi tutulup tutulmayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği, 2 nci maddesinde ise vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olduğu; 10 uncu maddesinde damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olacağı, belli para teriminin, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği; 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında da, mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette vergi alınacağı hükmüne yer verilmiştir.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “I.Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/1 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerin nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 02/01/1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde, ücret sözleşmelerinin münferit ya da süreli olarak yapılabileceği, süreli sözleşmelerin en az bir yıllık olmasının şart olduğu, sözleşmelerin ait oldukları işlemleri ve bunlara ait süreleri kapsayıp, diğer işlem ve sürelere uygulanamayacağı, bu durumda yeni sözleşme yapılması gerektiği belirtilmektedir.

Özelge talebinizde belirtilen …/…/2017 tarihli ve … numaralı hizmet sözleşmesinin (6.1.) maddesinde, ücretin, bu sözleşmenin 3 üncü maddesinde belirtilen işlere karşılık, sözleşme süresi boyunca aylık KDV dahil … TL olduğu; sözleşmenin 7 nci maddesinde de, sözleşmenin 01/01/2017 – 31/12/2017 tarihleri arasında muteber olacağı, tarafların sözleşme süresi bitmeden 15 gün önce yazılı olarak fesih bildirimi ile sonlandırılmadığı takdirde sözleşmenin, ücret dışında aynı şartlarla ve bir yıl süre ile kendiliğinden yenilenmiş sayılacağı hususlarına yer verildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, mali müşavirliğini yaptığınız müşterilerinizle düzenlediğiniz hizmet sözleşmelerinin süresi, içeriği ve geçerlilik şartları gibi hususlar 3568 sayılı Kanun uygulaması ile ilgili olup, bu hususlardan ari olarak Damga Vergisi Kanunu yönünden, söz konusu sözleşmelerin süresinin, bu sözleşmelere şerh konulması veya yeni bir sözleşme veyahut bu mahiyette bir kağıt düzenlenmesi şeklinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın kendiliğinden uzaması durumunda, sözleşme süresinin bitimini izleyen yıllar için ayrıca damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, özelge talep formunuz ekinde yer alan ve damga vergisine ilişkin görüş talep edilen …/…/2018 tarihli ve … sayılı “Ek Protokol” başlıklı kağıdın incelenmesinden ise, söz konusu protokolün şahsınız ile müşteriniz tarafından imzalandığı ve …/…/2017 tarihli ve … sayılı sözleşmenin 2018 dönemi için aylık hizmet bedelinin KDV dahil … TL olarak belirlenmesine ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılmıştır.

Bu itibarla, müşterinizle imzalanan …/…/2018 tarihli “Ek Protokol” ile …/…/2017 tarihinde düzenlenen hizmet sözleşmesine atıfta bulunulduğu, 2018 dönemine ilişkin uygulanacak hizmet bedelinin belirlendiği ve 1/1/2018-31/12/2018 tarihleri arasında geçerli olduğu hususlarının düzenlendiği dikkate alındığında, sözleşme süresinin uzatılmasına ve ilgili yıl hizmet bedelinin belirlenmesine ilişkin düzenlenen söz konusu protokolün, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca bir yıllık (KDV hariç) hizmet bedeli üzerinden Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turmob-e-birlik-uzerinden-sozlesme-girisi/feed/ 0