Türkiye’den – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 25 Jan 2024 08:15:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Yurt dışındaki şubeye Türkiye’den gönderilecek malzemeler için fatura düzenlenir mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-subeye-turkiyeden-gonderilecek-malzemeler-icin-fatura-duzenlenir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-subeye-turkiyeden-gonderilecek-malzemeler-icin-fatura-duzenlenir-mi/#respond Thu, 25 Jan 2024 08:15:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148836 Merkezi İstanbul olan tekstil firmasının yurt dışı şubeye mal gönderdiğinde yapılması gereken muhasebe kaydı nasıl olmalıdır?

 

Konuyla ilgili GİB tarafından 02/06/2014 tarihinde verilen özelge aşağıdadır. Özelgedeki açıklamaları kendi işleminizi yaparken dikkate alabilirsiniz.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

 

Sayı: 27575268-105[Mük257-2013-401]-556
Tarih: 02/06/2014

Sayı : 27575268-105[Mük257-2013-401]-556

Konu : Yurtdışında yapılan inşaat işiyle ilgili olarak merkezden yurt dışı şubeye yapılacak mal hareketlerinin vergi kanunları açısından değerlendirilmesi hak.

İlgi : … tarihli ve … sayılı özelge talep formunuz.

İlgi talep formunuzda; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olarak … Üniversitesi Ziraat ve Veterinerlik Fakültesi İnşaat yapım işi ile ilgili olarak verilen teklifin malzeme ve işçilik bedeli dahil tutarı olduğu ve bu inşaatla ilgili olarak alınacak malzeme ve ekipmanların ilgili ülkede bulunmaması nedeniyle Türkiye’den temin edilerek karşılığında bir bedel tahsil edilmeksizin …’da bulunan inşaat şantiyenize sevk edileceği, bu malzeme ve ekipmanların bedellerinin merkezden ödenerek merkez şube cari hesabına yazılacağı belirtilerek,

Söz konusu malzeme ve ekipmanların alışları ile ilgili oluşan maliyetleri merkezin muhasebe kayıtlarına alınıp, bu alışlarla ilgili katlanılan veya öngörülen diğer alış maliyet tutarlarının da ilavesi suretiyle fatura düzenlenip ilgili ülkeye sevk edildiğinde aradaki farkın ihracat geliri olarak değerlendirilip kurumlar vergisine tabi tutulup tutulmayacağı, bu alışlarla ilgili olarak satıcı firmalara merkez tarafından yapılacak ödemelerin merkez muhasebe kayıtlarında hangi hesaplarda muhasebeleştirileceği ve yurtdışına gönderilen bu alışlara ilişkin yüklenilen katma değer vergisi hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

A) KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinde; “Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.9. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisna” başlıklı bölümünde;

Öte yandan, yurt dışındaki şubelerden elde edilen kazançların genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, faaliyette bulunulan yabancı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibarıyla ilgili ülke mevzuatına göre tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye ‘de de aynı tarih itibarıyla genel sonuç hesaplarına kaydedilecektir. Bu hususun Türkiye ‘de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, kazancın kambiyo mevzuatına göre fiilen Türkiye’ye getirilmesinin herhangi bir etkisi olmayacaktır. Faaliyette bulunulan yabancı ülkede kazanca tasarruf edilebilmesi yeterlidir.”

açıklamaları yer almıştır.

Aynı Tebliğin “5.9.2. Yurt dışında yapılan inşaat işleri nedeniyle, merkez ve şube arasındaki cari hesapların değerlemesi” başlıklı bölümünde ise;

“Yurt dışında yapılan inşaat işleri ile ilgili olarak Türkiye’deki merkez ile yurt dışındaki işyeri arasında ortaya çıkan ilişkilerde yurt dışındaki işyerine Türkiye’den fatura kesilmek suretiyle yapılan ve o işyerinde maliyet veya gider olarak kabul edilen mal ve hizmet hareketleri ile yurt dışındaki işyeri ile Türkiye’deki merkez arasındaki para hareketlerinin ayrı ayrı hesaplarda izlenmesi ve değerlemenin buna göre yapılması gerekmektedir.

Yurt dışındaki işyerine merkez tarafından fatura düzenlenmek suretiyle ihraç olunan emtia ile yurt dışına yönelik olarak fatura düzenlenmek suretiyle yapılan hizmetlerden doğan dövize bağlı alacak ve borçların aynen mal veya hizmet ihracından doğan alacak ve borçlarda olduğu gibi değerlemeye tabi tutulacağı ve değerleme farklarının vergi matrahının tespitinde dikkate alınacağı tabiidir.

Türkiye’de bulunan merkez ile yurt dışındaki işyeri arasında gerçekleşen diğer para hareketlerinden doğan alacak ve borçların ise gerçek bir alacak ve borç niteliği taşımadığı açıktır. Bu nedenle, söz konusu para hareketlerine dayalı cari hesap bakiyelerinin değerlemesine gerek bulunmamaktadır.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, şirketinizin yurtdışında bulunan şubesi tarafından yapılan inşaat işine ait kâr veya zararın ilgili ülke mevzuatına göre tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yurtdışında bulunan şubede kullanılacak malların Türkiye’den tedarik edilerek yurtdışına gönderilmesi ihracat işlemi olarak değerlendirileceğinden, bu işlem dolayısıyla oluşan kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınacağı tabiidir.

Diğer taraftan inşaat yapım işine ilişkin olarak yurtdışı şubenize gönderilecek malzeme ve ekipman bedelleri bakımından Kurumlar Vergisi Kanununun 13’üncü maddesinde yer alan hükümlere de uyulması gerekmektedir.

B) KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun:

– 1/1 maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-4’üncü maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

– 6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hizmetin Türkiye’ de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’ de faydalanılmasını ifade ettiği,

hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanunun 11/1-a maddesi ile ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin vergiden istisna olduğu, 12/1-a maddesinde bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için “teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği; 12/2 maddesinde yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için ise hizmetlerin yurtdışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurtdışında faydalanılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için karşılığında yurda herhangi bir bedel getirilmesine gerek bulunmamakta olup, şirketinizin yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesine inşaat işi ile ilgili malları bedelsiz teslimi KDV Kanununun 12/1 maddesindeki şartlar çerçevesinde gerçekleştirilmesi kaydıyla ihracat teslimi olarak kabul edilecek ve KDV’den istisna tutulacaktır.

Öte yandan, ihracat istisnası uygulanan işlemleriniz nedeniyle yüklenilen vergilerin, KDV Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca bu maddede yer alan yetkiye istinaden Bakanlığımızca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde iadesinin talep edilebileceği tabiidir.

C) VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde; “B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.” denilmekte olup, anılan Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan; aynı Kanunun 231/5 inci maddesinde ise “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.

Buna göre, inşaat yapım işine ilişkin olarak malzeme ve ekipmanların bir daha geri getirilmemek üzere anılan ülkeye götürülmesi işlemi ihracat olarak değerlendirildiğinden, ihracata konu malzemelere ilişkin faturanın (gümrük mevzuatı hükümleri saklı kalmak kaydıyla, müteahhit firma veya şirketinizin yurt dışındaki şubesi adına) şirketinizce düzenlenerek defter kayıtlarına hâsılat olarak intikal ettirilmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-subeye-turkiyeden-gonderilecek-malzemeler-icin-fatura-duzenlenir-mi/feed/ 0
Yurtdışında kesilen debit note için, Türkiye’den fatura düzenlenmesi gerekli mi? https://www.muhasebenews.com/yurtdisinda-kesilen-debit-note-icin-turkiyeden-fatura-duzenlenmesi-gerekli-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurtdisinda-kesilen-debit-note-icin-turkiyeden-fatura-duzenlenmesi-gerekli-mi/#respond Mon, 25 Dec 2023 20:15:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=148251 Yurtdışında kesilen debit note için, Türkiye’den fatura kesmemiz gerekli mi?

Debit note; uluslar arası ticarette oluşan fiyat farklılıkları nedeniyle kullanılan bir araçtır. İthal edilen eşyanın kıymeti ile ilgili olarak debit note; satıcının alıcıdan alacaklı olduğunu göstermek amacıyla satıcı tarafından düzenlenen ve fatura yerine kullanılan bir belgedir. Ayrıca fatura düzenlenmez.

Ciro Primi vb. için yurt dışından düzenlenen credit note belgeleri için Türkiye’deki vergi mükellefinin satış faturası düzenlemesi gerekir.

ÖRNEK ÖZELGELER

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ KATMA DEĞER VERGİSİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.1-2338

27/07/2012

Konu

:

Yurt dışında mukim ana firma tarafından ilave indirimler ve komisyonların alacak notu (credit note) ile gönderilmesi ve KDV’ye tabi olup olmadığı.  

            İlgide kayıtlı dilekçenizde, firmanızın takım tezgahları makina sanayii alanında yurt dışında faaliyette bulunan ana firmanın distribütörlüğünü yaptığı, ithal ettiği takım tezgahları ve yedek parçalarının yurt içinde pazarladığı ve servis hizmeti verdiği, aynı zamanda yurt dışında mukim ana firmanın Türkiye’de tekstil makinası satışına aracılık ettiği, yurt dışında mukim ana firma tarafından bu aracılık hizmeti nedeniyle yurt dışındaki firmaya olan borcun azaltılması amacıyla “alacak notu” düzenlendiği belirtilerek “alacak notu” nun katma değer vergisine tabi olup olmadığı sorulmaktadır.

            I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

             5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 2 nci fıkrasıyla, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluştuğu hüküm altına alınmış olup, anılan Kanun’un 6 ncı maddesi ile de kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safı kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safı kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

             Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır” hükmü yer almış olup; aynı Kanun’un “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde ise;

             “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır.Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

             1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

            2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

             Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40  ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiş, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.

             Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

             Bu itibarla; firmanızın, yurt dışında mukim ve % 76 oranında hissesine sahip olmak suretiyle iştirakçisi olan firmanın Türkiye’deki distribütörlük faaliyeti nedeniyle alacak notu (credit note) ile alacaklarına ilave indirim suretiyle yapacağı komisyon ödemelerinin öz sermayeyi artırıcı unsur olarak kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

             Ayrıca, firmanızın yurt dışındaki firmaya olan borçlarında yapılan indirimler, firmanız tarafından nakden veya hesaben yapılan bir ödeme olarak değerlendirilemeyeceğinden adı geçen mükellef tarafından tevkifat yapılması söz konusu olmadığı gibi yurt dışı firmanın mukimi olduğu devletin vergi mevzuatı ile bu devletle Türkiye Cumhuriyeti arasında akdedilmiş çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde anlaşma hükümleri uyarınca hesaben ödeme yapan açısından tevkifat hususunun ayrıca değerlendirilmesi gerekeceği tabiidir.

             Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrasıyla; kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı, alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği hüküm altına alındığından, dilekçeye konu olayda bu madde hükmünün uygulanmasına ilişkin usul ve esasların yer aldığı diğer yasal düzenlemelerdeki açıklamaların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

            Bilindiği üzere, alacak ve borç notu “credit note – debit note” uluslararası ticaret yapan şirketlerce ticarette öngörülmeyecek şekilde ortaya çıkan maliyete ilişkin unsurları karşılıklı olarak dengelemek amacıyla kullanılan notlardır. Bu notlar, genellikle satıcı tarafından alıcıya ticari, lojistik, teknik talepler, fiyat düzeltmeleri, komisyon ve indirim gibi nedenlerle gönderilir.

             Alacak notu “credit note” satılan mal veya hizmetin istenilen kalite standartlarına uygun olmaması sonucu ortaya çıkan indirimler ile fiyat farklılığı gibi nedenlerle alıcının satıcıdan alacaklı olduğunu göstermek amacıyla satıcı tarafından düzenlenen bir belgedir.

            II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

             Diğer taraftan, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun “İspat edici kâğıtlar” başlıklı 227 nci maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almaktadır.

             Anılan hüküm gereğince tevsik edici belgeler Vergi Usul Kanunu’nun 229-242 nci maddelerinde tek tek sayılmak suretiyle belirtilmiştir. 229 uncu madde ile mal teslimi ve hizmet ifalarının “Fatura” ile belgelendirileceği hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, yurt dışında mukim ana firma tarafından, firmanızın Türkiye’de vermiş olduğu distribütörlük faaliyeti ile ilişkili yapılacak ilave indirimler ve komisyonlar tutarında yurt dışındaki satıcı firma adına fatura düzenlenmesi ve bu fatura ile birlikte fiyat indirimi ve komisyonlara yönelik gönderilen alacak dekontunun (credit note) zamanaşımı süresine bağlı olarak muhafaza edilmesi gerekmektedir.

             III-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

            KDV Kanununun;

            1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

            6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasını ifade ettiği

            hükme bağlanmıştır.

            Buna göre, firmanızın yurt dışında mukim ana firmaya verdiği tekstil makinası satışına aracılık hizmeti, KDV Kanununun 1/1 ve 6 ncı maddelerine göre KDV ye tabi olacaktır. Hizmet bedelinin yurt dışındaki ana firmaya olan borcunuzun azaltılması için düzenlenen “alacak notu” ile ödenmesi bu uygulamayı değiştirmeyecektir.


 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

97726449-130[5260044566]-E.134979

23.11.2018

Konu

:

Yurtdışındaki firma tarafından düzenlenen “credite note” belgesi hk.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yurt dışındaki yerleşik firmalardan, yem katkı maddeleri, vitaminler, mineraller gibi ürünler ithal ettiğinizi, ithalat yaptığınız yurt dışı satıcıları tarafından hammaddelerin global piyasa dinamiklerine göre değişen fiyatlarına paralel olarak belli oranlarda “credite note” şeklinde belge düzenlenerek tarafınıza iskonto (satış iskontosu veya ciro iskontosu) yapıldığı belirtilerek, düzenlenen “credite note” belgelerine istinaden şirketiniz tarafından yurt dışı satıcılara fatura düzenlenmesinin gerekip gerekmediği, fatura düzenlenmesi halinde iskonto tutarı üzerinden KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı ve KDV matrahının ne olacağı konusunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

I- VERGİ USUL KANUNU UYGULAMASI:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu kayıtların ise mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan, fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu şeklindeki belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Buna göre, üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtlar vesikalara dayanılarak tevsik edilecektir.

Diğer taraftan, alacak ve borç notu “credit note-debit note” uluslararası ticaret yapan şirketlerce ticarette öngörülmeyecek şekilde ortaya çıkan maliyete ilişkin unsurları karşılıklı olarak dengelemek amacıyla kullanılan notlardır. Bu notlar, genellikle firmalar tarafından fiyat farklılıklarına ilişkin birer düzeltme aracı olarak kullanıldığı gibi, satıcı tarafından alıcıya ticari, lojistik, teknik talepler, komisyon ve indirim gibi nedenlerle de gönderilir.

Buna göre, yurt dışındaki satıcı tarafından satılan mal miktarına veya fiyat farkına istinaden firmanız adına fiyat indiriminde bulunması durumunda alınan mal veya hizmetin fiyatı azalacak, dolayısıyla şirketinizin yurt dışındaki satıcıya olan borcu da azalarak geliri artmış olacaktır. Bu durumda şirketiniz tarafından yurt dışındaki firma adına fatura düzenlemesi gerekmektedir. Ayrıca, yurt dışındaki müşterinin credit note düzenlemesi mümkün olmakla beraber kayıtların vergi mevzuatına göre tevsiki açısından faturanın düzenlenmesi zorunluluğu ortadan kalkmamaktadır.

Öte yandan, tüm tevsik edici belge ve yazışmaların muhafazasının ve gerektiğinde ibraz edilmesinin şart olduğu tabiidir.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU UYGULAMASI:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun (8/2) maddesine göre, vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya KDV’yi fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde, düzenlediği bu tür vesikalarda KDV gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler. Bu husus kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de geçerlidir. Bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hazineye ödenen vergi, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edilir. Şu kadar ki söz konusu iadenin yapılabilmesi için işlemle ilgili beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi şarttır.

Konuyla ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin I/C-1.1.2. Fazla veya Yersiz Ödenen Verginin İadesi başlıklı bölümde, “İndirim hakkına sahip mükelleflerin ithalat matrahında, ithalat işleminden sonra meydana gelen azalmalar (transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtıldığının tespit edildiği durumlar dahil) nedeniyle fazla veya yersiz ödenen vergiler, bu mükellefler tarafından indirim hesaplarına alındığından iade edilmez.

İthalat sırasında fazla veya yersiz olarak ödenen bu vergiler ile ilgili olarak indirim hesaplarında herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.” açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, fiili ithal tarihinden sonra yurtdışındaki firmanın alış iskontosu nedeniyle tarafınıza göndereceği “credit note” belgesine istinaden lehinize bir fiyat indirimi yapılması nedeniyle ortaya çıkan KDV, ilgili dönemde indirim konusu yapıldığından, indirim hesaplarında herhangi bir düzeltme yapılmasına ve KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurtdisinda-kesilen-debit-note-icin-turkiyeden-fatura-duzenlenmesi-gerekli-mi/feed/ 0
Türkiye’den yurt dışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetlerde %50 vergi istisnası https://www.muhasebenews.com/turkiyeden-yurt-disi-mukimi-kisi-ve-kurumlara-verilen-hizmetlerde-%50-vergi-istisnasi/ https://www.muhasebenews.com/turkiyeden-yurt-disi-mukimi-kisi-ve-kurumlara-verilen-hizmetlerde-%50-vergi-istisnasi/#respond Wed, 29 Nov 2023 20:46:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147820 10.5. Türkiye’den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler

(Ek bölüm:RG-31/12/2012-28514  4. Mükerrer)

6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine eklenen (ğ) bendi ile 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, (Değişik ibare:RG-31/12/2016-29935 3.Mükerrer) çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleriyle ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

10.5.1. İndirim kapsamındaki hizmetler
(Değişik ibare:RG-31/12/2016-29935 3.Mükerrer)

İlgili şirketler tarafından elde edilen kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilmesi için bu kazancın aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.

– Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi hizmetleri.

– İlgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmetleri.

– İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri.

Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mesleki eğitim hizmetleriyle ilgili olarak Maliye Bakanlığına belirleme yetkisi verilmiş olup ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle bu indirimin uygulanmasında mesleki eğitimin kapsamına giren hizmetler aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.

– Planlama, tanıtım, satış, satış sonrası hizmetler, marka yönetimi, finansal yönetim, teknik destek, Ar-Ge, tasarım, dış tedarik, yeni geliştirilen ürünlerin test edilmesi, laboratuvar, araştırma ve analiz,

– Sanayi, turizm, inşaat, tarım, savunma, reklam, internet ve e-ticaret, çevre, sağlık, basın, kültür-sanat, sigorta, enerji, spor ve denizcilik, iç ve dış ticaret, lojistik ve ulaştırma.

Buna göre, yukarıda yer alan alanlarda verilen mesleki eğitim hizmetleri, indirim kapsamında değerlendirilecektir.

10.5.2. İndirimden faydalanma şartları 

10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu 

İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, (Değişik ibare:RG-31/12/2016-29935 3.Mükerrer)çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.

Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, (Değişik ibare: RG-31/12/2016-29935 3.Mükerrer) çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmeti ile Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin Türkiye’de yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil etmeyecek, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın %50’sine indirim uygulanacaktır.

Sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin elde ettiği kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık Bakanlığından alınan ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunulması zorunludur. Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekmektedir.

Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış olmak şartıyla sağlık turizmi ile uğraşan işletmelerin de indirimden faydalanması mümkündür.

10.5.2.2. Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması

Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, (Değişik ibare: RG-31/12/2016-29935 3. Mükerrer) çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen verilmesi gerekmekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.

10.5.2.3. Faturanın yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi

Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekmektedir.

Sağlık alanında faaliyette bulunan şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması bulunan ülkelerde yerleşik olanlara verdikleri hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli karşılığı faturanın Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenmesi durumunda da indirimden faydalanılabilecektir.

10.5.2.4. Türkiye’den verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme ve veri analizi hizmetlerinden yurt dışında yararlanılması (Değişik başlık: RG-31/12/2016-29935 3. Mükerrer)

Verilen hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.

10.5.2.5. İlgili bakanlığın izin ve denetimine tabi olarak Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetleri ile mesleki eğitim hizmetlerinin yararlanıcısının yurt dışında olması (Değişik başlık: RG-31/12/2016-29935 3. Mükerrer)

Bu hizmetler, fiziki olarak Türkiye’de verilmekle birlikte yararlanıcısının Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler olması gerekmektedir.

10.5.3. Türkiye’den yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurumlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın tespiti, kayıtlarda izlenmesi ve beyanı

10.5.3.1. İndirim tutarının tespiti

İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın %50’si, kurumlar vergisi beyannamesinin “Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılabilecektir. Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere devredilemeyecektir. Faaliyet sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz konusu olmayacaktır.

10.5.3.2. Kazançların kayıtlarda izlenmesi

Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, (Değişik ibare: RG-31/12/2016-29935 3. Mükerrer) çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi, ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim ve sağlık hizmetleri ile ilgili olarak indirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekmektedir.

İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurlarının ayrı olarak tespit edilmesi esastır.

Gider ve maliyet unsurlarının ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olmadığı hallerde ise müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan hasılatın toplam hasılata oranı esas alınarak dağıtılacaktır.

İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsamda değerlendirilmeyen faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanlarının ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması gerekmektedir.

Hangi işte ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar ise, müşterek genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulacaktır.

10.5.3.3. İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetlerine ilişkin bildirim ve belgeler

Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde ettikleri kazançlarının %50’sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad-soyad ya da unvan, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren formun, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak verilmesi gerekmektedir. İlgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki formla bildirilmesi mümkündür.

Bunun yanı sıra, sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelere Sağlık Bakanlığınca verilen ruhsatın, eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelere de Milli Eğitim Bakanlığınca verilen izin belgesi veya ruhsatın bir örneğinin, istisnadan faydalanılacak ilk yıl, yıllık kurumlar vergisi beyanname verme süresi içerisinde bağlı bulunan vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

10.5.3.4. Esas faaliyet konusu dışındaki gelirler

İlgili şirketlerin esas faaliyet konusu dışındaki işlemlerinden elde ettikleri gelirleri ile olağandışı gelirlerinin indirim kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, kasadaki dövizlerin değerlemesinden kaynaklanan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyeden-yurt-disi-mukimi-kisi-ve-kurumlara-verilen-hizmetlerde-%50-vergi-istisnasi/feed/ 0
Yurt Dışında Emekli Olan Bir Kişinin (dul kadının) Türkiye’den 4/1-c Statüsünde Emekli Olan Babasının Vefat Etmesi Durumunda Türkiye’de Bu Maaştan Yararlanma Hakkı Var Mıdır? https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-emekli-olan-bir-kisinin-dul-kadinin-turkiyeden-4-1-c-statusunde-emekli-olan-babasinin-vefat-etmesi-durumunda-turkiyede-bu-maastan-yararlanma-hakki-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-emekli-olan-bir-kisinin-dul-kadinin-turkiyeden-4-1-c-statusunde-emekli-olan-babasinin-vefat-etmesi-durumunda-turkiyede-bu-maastan-yararlanma-hakki-var-midir/#respond Tue, 22 Aug 2023 02:39:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145583 Yurtdışında emekli olan bir kişinin (dul kadının) Türkiye’den 4c statüsünde emekli olan babasının vefat etmesi durumunda Türkiye’de bu maaştan hak kazanabilir mi?

Yetim aylığını Emekli Sandığı’ndan alıyorsa, yurt dışında çalışıyor olması ya da emekli aylığı alıyor olması engel olmayacaktır.


ÖLÜM AYLIĞI

Ölüm Aylığına Hak Kazanma Koşulları Nelerdir?

Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için;

a-) En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya,

b-) 4/1-(a) sigortalıları için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,

olması şartıyla ölüm aylığı bağlanır.

Ayrıca;

a-) Malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemleri tamamlanmamış,

b-) Bağlanmış bulunan malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,

durumda iken ölen sigortalıların hak sahiplerine yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanır.

 Ölüm aylığı bağlanabilmesi için sadece 4/1-(a) sigortalıları için öngörülen her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartında; gerek ölen sigortalı tarafından, gerekse hak sahipleri tarafından yapılan tüm borçlanmalar bu şartların oluşmasında dikkate alınmamaktadır.

Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce ölen sigortalıların 900 gün hesabında borçlanılan tüm süreler dikkate alınmaktadır.

Ayrıca, kendi nam ve hesabına (5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi) çalışan sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölen sigortalıların genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şarttır.

Ölüm Aylığı Kimlere Bağlanır?

Ölüm aylığı, ölen sigortalının;

a-) Eşine,

b-) Çocuklarına,

c-) Anne ve babasına,

bağlanır.

Hayatını Kaybeden Sigortalının Eşine Aylık Bağlanmasının Şartları Nelerdir?

Eşine aylık bağlanması için, ölüm tarihinde sigortalının eşi ile yasal evlilik bağı bulunması şarttır. Sigortalının dul eşine % 50 si;  aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 75 i oranında aylık bağlanacaktır.

Hayatını Kaybeden Sigortalının Çocuklarına Aylık Bağlanmasının Şartları Nelerdir?

Ölen sigortalının çocuklarına aylık bağlanabilmesi için çocukların cinsiyeti, yaşı, malul olup olmaması, öğrenim durumu ve medeni hali gibi kıstaslar mevcuttur.

Hak sahibi çocuklara ölüm aylığı bağlama şartları aşağıda açıklanmış olmakla birlikte, 21/03/2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun ile hak sahibi çocuklar için  yeni düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, 27/3/2018 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması talebinde bulunan çocuklardan 4/1-(a) kapsamında sigortalı sayılanlara; 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurana kadar aylık bağlanacaktır. Aylık almakta iken 4/1-(a) kapsamında sigortalılığa tabi çalışmaya başlayan hak sahibi çocukların da Kanunda belirtilen yaş ve öğrencilik nitelikleri devam ettiği sürece bağlanan aylıkları kesilmeyecektir.

Erkek çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için;

Evli olup olmadıklarına bakılmaksızın, erkek çocukların yükseköğrenim görmeleri halinde 25 yaşını doldurmamış olmamaları, ortaöğrenim görmeleri halinde 20 yaşını doldurmamış olmaları, herhangi bir eğitim kurumunda öğrenim görmemeleri halinde ise 18 yaşını doldurmamış olmaları,

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmıyor olmaları,

Kendi sigortalılıkları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması,

şarttır.

Kız çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için;

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmıyor olmaları,

Kendi sigortalılıkları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması,

evli olmamaları veya evli olmakla birlikte sonradan boşanmış veya dul kalmış olmaları şarttır. Kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için herhangi bir yaş ya da öğrenim durumu şartı bulunmamaktadır.

Malul çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için ;

Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirdiği tespit edilen malul çocuklara da evli olup olmadığına, yaşına veya cinsiyetine bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.

Malul çocuklara bağlanan ölüm aylıkları;

– Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başladıkları tarihi,

– Kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlandığı tarihi,

– Kanunun 94 üncü maddesine göre yapılan kontrol muayenesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirmediği tespit edilen çocukların yeni malullük durumuna esas tutulan rapor tarihini,

izleyen ödeme dönemi başından itibaren kesilecektir.

Hayatını Kaybeden Sigortalının Anne Ve/Veya Babasına Aylık Bağlanmasının Şartları Nelerdir?

5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra vefat eden sigortalının anne ve/veya babasına aylık bağlanabilmesi için de yine birtakım kıstaslar mevcuttur. Öncelikle anne ve/veya baba 65 yaşın altında ise, ölen sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarından geriye artan hisse olmak zorundadır. Ayrıca anne ve/veya babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş oldukları gelirleri asgari ücretin net tutarından az olmak zorundadır. Yine anne ve/veya babaya ölen çocuklarından ölüm aylığı bağlanabilmesi için, diğer çocuklarından hak kazanılan gelir/aylıklar hariç olmak üzere, gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması da şarttır.

Anne ve/veya baba 65 yaşın üstünde ise, yukarıda belirtilen şartları taşımaları halinde ölen sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarından geriye artan hisseye bakılmamakta, artan hisse olmasa bile ölüm aylığı bağlanmaktadır.

Ölüm Aylığı Bağlanması İçin Nereye Ve Nasıl Başvurulur? Müracaat İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

4(a) (SSK) ve 4(b) (BAĞ-KUR) kapsamındaki ölüm aylığı bağlama işlemleri için sigortalının dosyasının bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüklerimize Gelir/Aylık/Ödenek Talep Belgesi ile müracaat edilmesi gerekir.

Gelir/Aylık/Ödenek Talep belgesine;

-Malul çocuklar için sağlık kurulu raporu

-Vasi İlamı (Hak sahiplerine vasi tayin edilmesi durumunda)

eklenir.

5510 Sayılı Kanuna tabi kamu görevlisi olan (4/c’li) sigortalıların hak sahipleri ile 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi sigortalıların hak sahipleri ise Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığı Mithatpaşa Cad. No:7 Sıhhiye/ANKARA adresine  müracaat etmeleri gerekir.

Ayrıca, www.turkiye.gov.tr adresi üzerinden başvuru imkanı bulunmaktadır.

Kurumumuz ve MEB ve YÖK arasında yapılan protokol kapsamında öğrenci belgeleri elektronik ortamda temin edilmektedir. Öğrenci belgesinin güncel olup olmadığı konusunda tereddüt edilmesi durumunda hak sahiplerinden talep edilmektedir.

5434 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Dul ve Yetim Aylığı Bağlananların Aylıkların Kesilmesi

Dul Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Evlenme: Harp malulü ile evlenen kadının aylıkları kesilmemektedir. Sonradan evlendiği eşinin ölümü nedeniyle, ikinci eşinden de ölüm aylığına hak kazanan dul eşe, bu aylıklardan tercih ettiği aylığı bağlanmaktadır.

5434 sayılı Kanuna göre dul aylığı bağlananların 5510 sayılı Kanunun 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c statüsünde çalışmaya başlamaları halinde aylıkları kesilmemektedir. Ancak, çalışılan statüye göre aylık bağlama oranları değişmektedir. Ayrıca çalışmaya başlayanların hangi sigorta kapsamında çalıştığına bakılmaksızın ek 81 inci ve ek 84 üncü madde kapsamında yapılan ek/ilave ödemeleri, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren kesilmektedir.

Kız ve Erkek Yetimin Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Evlenme: Yetim aylığı almakta iken evlenen erkek ve kız yetimin aylıkları kesilmektedir.
  • Çalışma Halinde Aylıkların Kesilmesi: 5434 sayılı Kanuna göre yetim aylığı bağlananların 5510 sayılı Kanunun 4/1-a, ve 4/1-b statüsünde çalışmaya başlamaları halinde yetim aylıkları kesilmemektedir. 5434 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi gereğince yetim aylığı alanların 5510 sayılı Kanunun 4/1-c statüsünde çalışması halinde, yetimin aylığı göreve girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren kesilmektedir. Ayrıca çalışmaya başlayanların hangi sigorta kapsamında çalıştığına bakılmaksızın ek 81 inci ve ek 84 üncü madde kapsamında yapılan ek ödemeleri, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren kesilecektir.
  • Öğrenim Durumu Değişikliği Nedeniyle Aylıkların Kesilmesi: Erkek yetimlerin ölüm tarihinde 18, ortaöğrenim yapmakta ise 20, yükseköğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurması halinde aylıkları kesilmektedir. Ayrıca, 25 yaşını doldurmayan erkek yetimin bir yüksek öğrenimi bitirmesinden sonra ikinci bir yüksek öğrenimde geçen süreleri ile doktora veya ikinci defa yapılan master veyahut lisans üstü uzmanlık öğreniminde geçen süreleri için aylık bağlanmamakta, ödenen aylıklar kesilmektedir.

Malul Erkek Yetimin Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Çalışma Halinde Aylıkların Kesilmesi: 5434 sayılı Kanuna göre göre aylık almakta olan malul erkek yetimin 5510 sayılı Kanunun 4/1-c kapsamında çalışması durumunda 5434 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi gereğince aylığı kesilmektedir. 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ve 4/1-b kapsamında çalışmaları nedeniyle bağlanan aylıklarının asgari ücretin net tutarından fazla olduğu tespit edilenlerden muhtaç olmadıklarına karar verilenlerin aylıkları  kesilmektedir.
  • Evlenme: Malul erkek yetimin evlenmesi halinde aylıkları kesilmemektedir.

Anne ve Babanın Yetim Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Çalışma Halinde Aylıkların Kesilmesi: 5434 sayılı Kanuna göre göre aylık almakta olan  anne ve babanın 5510 sayılı Kanunun 4/1-c kapsamında çalışması durumunda 5434 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi gereğince aylığı kesilmektedir. 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ve 4/1-b kapsamında çalışmaları nedeniyle bağlanan aylıklarının asgari ücretin net tutarından fazla olduğu tespit edilenlerden muhtaç olmadıklarına karar verilenlerin aylıkları  kesilmektedir.
  • Evlenme: Aylık almakta iken evlenen babanın aylığı kesilmemektedir. Ancak aylık almakta iken evlenen annenin aylığı evlenme tarihini takip eden aybaşından itibaren kesilmektedir.
  • Vazife ve harp malullerinin annelerine bağlanmış olan aylıklar evlenmeleri halinde ise kesilmemektedir. Ayrıca, vazife ve harp malullerinin baba ve annelerine bağlanmış olan aylıklar 5510 sayılı Kanunun 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c statüsünde çalışmaya başlamaları halinde de kesilmemektedir.

Kaynak: SGK, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-emekli-olan-bir-kisinin-dul-kadinin-turkiyeden-4-1-c-statusunde-emekli-olan-babasinin-vefat-etmesi-durumunda-turkiyede-bu-maastan-yararlanma-hakki-var-midir/feed/ 0
Yurt Dışından Emekli Olan Dul Kadın Vefat Eden Babasının Türkiye’deki Emekli Maaşını Alabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-emekli-olan-dul-kadin-vefat-eden-babasinin-turkiyedeki-emekli-maasini-alabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-emekli-olan-dul-kadin-vefat-eden-babasinin-turkiyedeki-emekli-maasini-alabilir-mi/#respond Thu, 17 Aug 2023 02:00:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145479 Yurt dışında emekli olan bir kişinin (dul kadının) Türkiye’den emekli olan babasının vefat etmesi durumunda Türkiye’de bu maaştan hak kazanabilir mi?

Anne veya babası 1.10.2008 gününden önce vefat etmiş kız çocukları, yurt dışında emekli olsalar bile SGK’dan yetim aylığı alabilirler. Anne veya babası 1.10.2008 sonrasında ölenler ise yurt dışında emekli iseler yetim aylığı alamamaktadırlar.


ÖLÜM AYLIĞI

Ölüm Aylığına Hak Kazanma Koşulları Nelerdir?

Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için;

a-) En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya,

b-) 4/1-(a) sigortalıları için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,

olması şartıyla ölüm aylığı bağlanır.

Ayrıca;

a-) Malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemleri tamamlanmamış,

b-) Bağlanmış bulunan malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,

durumda iken ölen sigortalıların hak sahiplerine yazılı istekte bulunmaları halinde ölüm aylığı bağlanır.

 Ölüm aylığı bağlanabilmesi için sadece 4/1-(a) sigortalıları için öngörülen her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartında; gerek ölen sigortalı tarafından, gerekse hak sahipleri tarafından yapılan tüm borçlanmalar bu şartların oluşmasında dikkate alınmamaktadır.

Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce ölen sigortalıların 900 gün hesabında borçlanılan tüm süreler dikkate alınmaktadır.

Ayrıca, kendi nam ve hesabına (5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi) çalışan sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölen sigortalıların genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şarttır.

Ölüm Aylığı Kimlere Bağlanır?

Ölüm aylığı, ölen sigortalının;

a-) Eşine,

b-) Çocuklarına,

c-) Anne ve babasına,

bağlanır.

Hayatını Kaybeden Sigortalının Eşine Aylık Bağlanmasının Şartları Nelerdir?

Eşine aylık bağlanması için, ölüm tarihinde sigortalının eşi ile yasal evlilik bağı bulunması şarttır. Sigortalının dul eşine % 50 si;  aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 75 i oranında aylık bağlanacaktır.

Hayatını Kaybeden Sigortalının Çocuklarına Aylık Bağlanmasının Şartları Nelerdir?

Ölen sigortalının çocuklarına aylık bağlanabilmesi için çocukların cinsiyeti, yaşı, malul olup olmaması, öğrenim durumu ve medeni hali gibi kıstaslar mevcuttur.

Hak sahibi çocuklara ölüm aylığı bağlama şartları aşağıda açıklanmış olmakla birlikte, 21/03/2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun ile hak sahibi çocuklar için  yeni düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, 27/3/2018 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması talebinde bulunan çocuklardan 4/1-(a) kapsamında sigortalı sayılanlara; 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurana kadar aylık bağlanacaktır. Aylık almakta iken 4/1-(a) kapsamında sigortalılığa tabi çalışmaya başlayan hak sahibi çocukların da Kanunda belirtilen yaş ve öğrencilik nitelikleri devam ettiği sürece bağlanan aylıkları kesilmeyecektir.

Erkek çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için;

Evli olup olmadıklarına bakılmaksızın, erkek çocukların yükseköğrenim görmeleri halinde 25 yaşını doldurmamış olmamaları, ortaöğrenim görmeleri halinde 20 yaşını doldurmamış olmaları, herhangi bir eğitim kurumunda öğrenim görmemeleri halinde ise 18 yaşını doldurmamış olmaları,

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmıyor olmaları,

Kendi sigortalılıkları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması,

şarttır.

Kız çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için;

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmıyor olmaları,

Kendi sigortalılıkları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması,

evli olmamaları veya evli olmakla birlikte sonradan boşanmış veya dul kalmış olmaları şarttır. Kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için herhangi bir yaş ya da öğrenim durumu şartı bulunmamaktadır.

Malul çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için ;

Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirdiği tespit edilen malul çocuklara da evli olup olmadığına, yaşına veya cinsiyetine bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.

Malul çocuklara bağlanan ölüm aylıkları;

– Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başladıkları tarihi,

– Kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlandığı tarihi,

– Kanunun 94 üncü maddesine göre yapılan kontrol muayenesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirmediği tespit edilen çocukların yeni malullük durumuna esas tutulan rapor tarihini,

izleyen ödeme dönemi başından itibaren kesilecektir.

Hayatını Kaybeden Sigortalının Anne Ve/Veya Babasına Aylık Bağlanmasının Şartları Nelerdir?

5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra vefat eden sigortalının anne ve/veya babasına aylık bağlanabilmesi için de yine birtakım kıstaslar mevcuttur. Öncelikle anne ve/veya baba 65 yaşın altında ise, ölen sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarından geriye artan hisse olmak zorundadır. Ayrıca anne ve/veya babanın her türlü kazanç ve irattan elde etmiş oldukları gelirleri asgari ücretin net tutarından az olmak zorundadır. Yine anne ve/veya babaya ölen çocuklarından ölüm aylığı bağlanabilmesi için, diğer çocuklarından hak kazanılan gelir/aylıklar hariç olmak üzere, gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması da şarttır.

Anne ve/veya baba 65 yaşın üstünde ise, yukarıda belirtilen şartları taşımaları halinde ölen sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarından geriye artan hisseye bakılmamakta, artan hisse olmasa bile ölüm aylığı bağlanmaktadır.

Ölüm Aylığı Bağlanması İçin Nereye Ve Nasıl Başvurulur? Müracaat İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

4(a) (SSK) ve 4(b) (BAĞ-KUR) kapsamındaki ölüm aylığı bağlama işlemleri için sigortalının dosyasının bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüklerimize Gelir/Aylık/Ödenek Talep Belgesi ile müracaat edilmesi gerekir.

Gelir/Aylık/Ödenek Talep belgesine;

-Malul çocuklar için sağlık kurulu raporu

-Vasi İlamı (Hak sahiplerine vasi tayin edilmesi durumunda)

eklenir.

5510 Sayılı Kanuna tabi kamu görevlisi olan (4/c’li) sigortalıların hak sahipleri ile 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi sigortalıların hak sahipleri ise Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığı Mithatpaşa Cad. No:7 Sıhhiye/ANKARA adresine  müracaat etmeleri gerekir.

Ayrıca, www.turkiye.gov.tr adresi üzerinden başvuru imkanı bulunmaktadır.

Kurumumuz ve MEB ve YÖK arasında yapılan protokol kapsamında öğrenci belgeleri elektronik ortamda temin edilmektedir. Öğrenci belgesinin güncel olup olmadığı konusunda tereddüt edilmesi durumunda hak sahiplerinden talep edilmektedir.

5434 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Dul ve Yetim Aylığı Bağlananların Aylıkların Kesilmesi

Dul Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Evlenme: Harp malulü ile evlenen kadının aylıkları kesilmemektedir. Sonradan evlendiği eşinin ölümü nedeniyle, ikinci eşinden de ölüm aylığına hak kazanan dul eşe, bu aylıklardan tercih ettiği aylığı bağlanmaktadır.

5434 sayılı Kanuna göre dul aylığı bağlananların 5510 sayılı Kanunun 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c statüsünde çalışmaya başlamaları halinde aylıkları kesilmemektedir. Ancak, çalışılan statüye göre aylık bağlama oranları değişmektedir. Ayrıca çalışmaya başlayanların hangi sigorta kapsamında çalıştığına bakılmaksızın ek 81 inci ve ek 84 üncü madde kapsamında yapılan ek/ilave ödemeleri, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren kesilmektedir.

Kız ve Erkek Yetimin Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Evlenme: Yetim aylığı almakta iken evlenen erkek ve kız yetimin aylıkları kesilmektedir.
  • Çalışma Halinde Aylıkların Kesilmesi: 5434 sayılı Kanuna göre yetim aylığı bağlananların 5510 sayılı Kanunun 4/1-a, ve 4/1-b statüsünde çalışmaya başlamaları halinde yetim aylıkları kesilmemektedir. 5434 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi gereğince yetim aylığı alanların 5510 sayılı Kanunun 4/1-c statüsünde çalışması halinde, yetimin aylığı göreve girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren kesilmektedir. Ayrıca çalışmaya başlayanların hangi sigorta kapsamında çalıştığına bakılmaksızın ek 81 inci ve ek 84 üncü madde kapsamında yapılan ek ödemeleri, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren kesilecektir.
  • Öğrenim Durumu Değişikliği Nedeniyle Aylıkların Kesilmesi: Erkek yetimlerin ölüm tarihinde 18, ortaöğrenim yapmakta ise 20, yükseköğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurması halinde aylıkları kesilmektedir. Ayrıca, 25 yaşını doldurmayan erkek yetimin bir yüksek öğrenimi bitirmesinden sonra ikinci bir yüksek öğrenimde geçen süreleri ile doktora veya ikinci defa yapılan master veyahut lisans üstü uzmanlık öğreniminde geçen süreleri için aylık bağlanmamakta, ödenen aylıklar kesilmektedir.

Malul Erkek Yetimin Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Çalışma Halinde Aylıkların Kesilmesi: 5434 sayılı Kanuna göre göre aylık almakta olan malul erkek yetimin 5510 sayılı Kanunun 4/1-c kapsamında çalışması durumunda 5434 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi gereğince aylığı kesilmektedir. 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ve 4/1-b kapsamında çalışmaları nedeniyle bağlanan aylıklarının asgari ücretin net tutarından fazla olduğu tespit edilenlerden muhtaç olmadıklarına karar verilenlerin aylıkları  kesilmektedir.
  • Evlenme: Malul erkek yetimin evlenmesi halinde aylıkları kesilmemektedir.

Anne ve Babanın Yetim Aylığının Kesilmesini Gerektiren Haller:

  • Türk Vatandaşlığından Çıkma/Çıkarılma
  • Çalışma Halinde Aylıkların Kesilmesi: 5434 sayılı Kanuna göre göre aylık almakta olan  anne ve babanın 5510 sayılı Kanunun 4/1-c kapsamında çalışması durumunda 5434 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi gereğince aylığı kesilmektedir. 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ve 4/1-b kapsamında çalışmaları nedeniyle bağlanan aylıklarının asgari ücretin net tutarından fazla olduğu tespit edilenlerden muhtaç olmadıklarına karar verilenlerin aylıkları  kesilmektedir.
  • Evlenme: Aylık almakta iken evlenen babanın aylığı kesilmemektedir. Ancak aylık almakta iken evlenen annenin aylığı evlenme tarihini takip eden aybaşından itibaren kesilmektedir.
  • Vazife ve harp malullerinin annelerine bağlanmış olan aylıklar evlenmeleri halinde ise kesilmemektedir. Ayrıca, vazife ve harp malullerinin baba ve annelerine bağlanmış olan aylıklar 5510 sayılı Kanunun 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c statüsünde çalışmaya başlamaları halinde de kesilmemektedir.

Kaynak: SGK, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-emekli-olan-dul-kadin-vefat-eden-babasinin-turkiyedeki-emekli-maasini-alabilir-mi/feed/ 0
Yurt Dışındaki Müşteriye Türkiye’den Verilen Reklam Tasarımı Hizmeti İçin %50 Vergi İstisnasından Yararlanılır Mı? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-musteriye-turkiyeden-verilen-reklam-tasarimi-hizmeti-icin-%50-vergi-istisnasindan-yararlanilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-musteriye-turkiyeden-verilen-reklam-tasarimi-hizmeti-icin-%50-vergi-istisnasindan-yararlanilir-mi/#respond Wed, 16 Aug 2023 07:31:44 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145472

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-62030549-125-644684

12.06.2023

Konu

:

Yurt dışında faydalanılmak üzere Türkiye üzerinden verilen reklam tasarımı ve danışmanlık hizmetinden elde edilen kazancın vergilendirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve ekli dilekçede, şirketinizin faaliyet konusunun danışmanlık ve reklam tasarım hizmeti olduğu, bu kapsamda Türkiye üzerinden Fransa mukimi gerçek ve tüzel kişilere Fransa uzantılı (…) internet sayfalarında yayınlanmak üzere hizmet verildiği, söz konusu hizmetin web sitelerinde reklam vermek isteyen veya buralarda alım satım yapmak isteyen müşterilere doğru satış pazarlama teknikleri gösterilerek ürünlerin daha hızlı bir şekilde satılmasını sağlamak ya da da bu web sitelerinin dizaynını veya tasarımını yapmak olduğu belirtilerek Türkiye’de faydalanılması söz konusu olmayan bu hizmetler nedeniyle elde edilen kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamında kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanların, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun 6 ncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan anılan Kanunun “Diğer indirimler” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından yapılabilecek indirimlere yer verilmiş olup anılan maddenin birinci fıkrasının (ğ) bendinde;

“Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si.

Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.

…”

hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde,

”10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu

İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi, mesleki eğitim, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.

Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmeti ile Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin Türkiye’de yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil etmeyecek, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın %50’sine indirim uygulanacaktır.

10.5.2.2.Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması

Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen verilmesi gerekmekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.

10.5.2.3. Faturanın yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi

Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekmektedir.

10.5.2.4.Türkiye’den verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme ve veri analizi hizmetlerinden yurt dışında yararlanılması

Verilen hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.

açıklamaları yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, yurt dışı uzantılı web sitelerinde reklam vermek isteyen veya buralarda alım satım yapmak isteyen yabancı müşterilere doğru satış pazarlama teknikleri gösterilerek ürünlerin daha hızlı bir şekilde satılmasını sağlamak ya da bu web sitelerinin dizaynı hizmetleri mezkur Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamında sayılan hizmetler arasında yer almadığından, söz konusu faaliyetlerden elde edilen kazancın yüzde ellisinin anılan düzenleme kapsamında kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-musteriye-turkiyeden-verilen-reklam-tasarimi-hizmeti-icin-%50-vergi-istisnasindan-yararlanilir-mi/feed/ 0
Emekli kişinin yurt dışında üniversite okuyan çocuğu Türkiye’de sağlık hizmetinden yararlanabilir mi? https://www.muhasebenews.com/emekli-kisinin-yurt-disinda-universite-okuyan-cocugu-turkiyede-saglik-hizmetinden-yararlanabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/emekli-kisinin-yurt-disinda-universite-okuyan-cocugu-turkiyede-saglik-hizmetinden-yararlanabilir-mi/#respond Thu, 18 May 2023 09:01:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=142773 Türkiye’den emekli maaşı alan (SGK emeklisi) kişinin yurtdışında üniversite okuyan 21 yaşındaki erkek evladı, Türkiye’ye geldiğinde Babası üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlanabilir mi?

Üniversite denkliği var ise evet yaralanabilir.
18 yaş üstünde olan gençlerden anne veya babası genel sağlık sigortalısı olanlar lise öğrenimi için 20 yaş, üniversite öğrenimi için 25 yaşına kadar genel sağlık sigortasından faydalanmaya devam ederler.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/emekli-kisinin-yurt-disinda-universite-okuyan-cocugu-turkiyede-saglik-hizmetinden-yararlanabilir-mi/feed/ 0
Dünya fındık üretiminin %70’i Türkiye’den https://www.muhasebenews.com/dunya-findik-uretiminin-%70i-turkiyeden/ https://www.muhasebenews.com/dunya-findik-uretiminin-%70i-turkiyeden/#respond Thu, 06 Apr 2023 16:23:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141369 Dünyada fındık üretim

Başlıca üretici ülkelerin yıllara göre kabuklu fındık üretim miktarını gösteren tablo (ton)

Ülke 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Ortalama
Türkiye 800.791 500.000 600.000 430.000 660.000 549.000 412.000 646.000 588.974
İtalya 125.000 85.000 87.200 140.000 85.000 120.000 100.000 125.000 102.525
Azerbaycan 40.000 30.000 25.000 55.000 45.000 35.000 25.000 50.000 34.848
Gürcistan 35.000 27.000 40.000 30.000 40.000 30.000 35.000 40.000 28.424
ABD 36.280 42.600 24.500 35.000 36.000 35.000 36.300 43.500 34.045
İspanya 26.000 18.000 20.000 22.000 16.000 19.500 19.500 20.000 21.000
Diğerleri 5.900 20.000 27.000 27.000 27.000 25.000 25.000 45.000 31.988
TOPLAM 1.068.971 722.600 823.700 739.000 909.000 813.500 660.773 969.000 841.804

Ayrıca Çin, İran, Şili, Avustralya ve Fransa da fındık üretiminde önemli ülkelerdendir. Listedeki ülkelerin yanında küçük miktarlarda üretim yapan diğer ülkeler şunlardır: Polonya, Yunanistan, Belarus, Hırvatistan, Tacikistan, Özbekistan, Rusya, Kamerun, Portekiz, Moldova, Ukrayna, Tacikistan, Tunus, Slovakya, Slovenya, Suriye, Kıbrıs, Arjantin, Avusturya, Estonya, Yeni Zelanda ve Romanya.

Dünya fındık ticareti

Dünyada ticarete konu olan fındığının büyük kısmı (%91) Avrupa ülkeleri tarafından satın alınır ve çoğunlukla (%80) şekerleme ve çikolata sanayinde kullanılır.

2000-2008 yılları arasında %85’i Türkiye tarafından satılan ortalama 540 bin ton kabuklu fındık ticareti gerçekleşmiştir.

İtalya, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İspanya, Türkiye dışındaki önemli ihracatçı ülkelerdir. Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Avusturya, Birleşik Krallık, İrlanda, İsviçre, Bulgaristan, Macaristan ve Kanada, fındık üretmemesine karşın ithal ettiği ürünü ihraç eden ülkelerdendir.

Dünyada en fazla fındık satın alan ülkeler şunlardır; Almanya, İtalya, Fransa, İsviçre, Belçika, Lüksemburg, Rusya, Avusturya, Hollanda, Birleşik Krallık, ABD, İspanya, Polonya, Yunanistan, Danimarka.

Türkiye son 30 yılda ortalama olarak 400.000 ton kabuklu fındığa eşdeğer 200 bin ton iç fındık ihracatı yapmıştır.

Son yıllarda fındık üretiminin artmasına bağlı olarak bu miktarda artmaktadır.2010-11 sezonunda 527 bin ton kabuklu fındığa karşılık gelen 263 bin ton ihracat gerçekleştirilmiştir.

2011-2012 sezonu ihracatımız ülke gruplarına göre:
%74 AB ülkeleri,
%10 diğer Avrupa ülkeleri,
%9,5 deniz aşırı ülkeler,
%6 diğer ülkeler şeklindedir.

Ülkeler bazında ihracat:
%21 Almanya,
%17 İtalya,
%14 Fransa,
%4 Polonya ve
%4 Kanada şeklindedir.

Türkiye fındığını;

%58 oranında iç fındık,

%17 işlenmiş bütün fındık,

%25 ileri işlenmiş fındık olarak ihraç eder.

Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığına göre: Fındık ihracatı tarımsal ihracatın %15-20’sini, genel ihracatın %2’sini oluşturur.

380 bin aile, 700 bin hektar alanda fındık üreterek, 3 milyon kişiye geçim imkânı sunar.

2012/13 sezonunda 600 bin ton kabuklu fındığa eşdeğer ihracat yapılmış ve Cumhuriyet tarihi rekoru olan 1,8 milyar dolar gelir elde edilmiştir.

Fındığın faydaları

Çok iyi bir enerji kaynağıdır, vücuda güç ve enerji verir, beden ve zihin yorgunluğunu giderir. Fındık, kalp ve damar sağlığı açısından çok faydalıdır. Kolesterolü düşürür, kalp ritmini ayarlamaya yardımcı olur. Düzenli olarak her gün fındık yemek kalp krizi geçirme riskini azaltmakta çok etkilidir. Kansızlığa iyi gelir, vücut ve kemik gelişimini destekler. Hamilelerin hem kendileri için hem de doğacak çocukları için fındık yemeleri çok faydalıdır. Cinsel gücü arttırır, varislere iyi gelir. Fındık, soğuk algınlığı ve akciğer hastalıklarına da faydalıdır. Ayrıca, cildi güzelleştirdiği bilinmektedir. En önemli özelliği ise kansızlığa çok iyi gelmesidir.

Zararlıları

Türkiye’de fındığın en önemli zararlıları olarak, karamuk oluşturup fındığın iç bağlamamasına ya da lekeli olmasına sebep olarak ekonomik zararı dokunan iki böcek türü vardır: Yarım kanatlılar takımından fındık yeşil kokarcası (Palomena prasina) ile kın kanatlılar takımından Fındık kurdu (Curculio nucum). Ayrıca Balaninus nucum da önemli bir fındık zararlısı olarak bilinmektedir. Bu konuda 1915’te bir Osmanlı Ermeni ziraatçisi olan Antreasyan’ın önemli çalışmaları bulunmaktadır.

 


Kaynak: Wikipedia
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dunya-findik-uretiminin-%70i-turkiyeden/feed/ 0
Yurtdışı lisans diplomasına sahip ancak Türkiye’den denklik alamayan personelin ücret gelirinde Ar-Ge istisnası uygulanacak mı? https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lisans-diplomasina-sahip-ancak-turkiyeden-denklik-alamayan-personelin-ucret-gelirinde-ar-ge-istisnasi-uygulanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lisans-diplomasina-sahip-ancak-turkiyeden-denklik-alamayan-personelin-ucret-gelirinde-ar-ge-istisnasi-uygulanacak-mi/#respond Mon, 30 Jan 2023 10:00:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137780 T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

    
Sayı : 90792880-155.01.05.02[6235]-615052 30.12.2022
Konu : Yurtdışı lisans diplomasına sahip personelin elde ettiği ücret gelirinde Ar-Ge istisnası  
         
İlgi :

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Ar-Ge merkezinizde mühendis pozisyonda çalışan Türkiye Cumhuriyeti ve Pakistan vatandaşı olan personelinin, Pakistan’daki bir üniversiteden aldığı mühendislik lisans diplomasına Yükseköğretim Kurulunun denklik vermediği belirtilerek, bu durumunun söz konusu çalışanın Ar-Ge personeli olarak değerlendirilmesine engel teşkil edip etmeyeceği, personelin Ar-Ge merkezinde çalıştığı süreye isabet eden ücretine gelir ve damga vergisi istisnası uygulanıp uygulanmayacağı ile bu ücret ödemelerinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde Ar-Ge indirimine esas Ar-Ge harcaması sayılıp sayılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 A – GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretin tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

…”

hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına 7349 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile eklenen (18) numaralı bendinde; “Hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri (Şu kadar ki, istisnayı aşan ücret gelirinin vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir. Ödenecek vergi tutarı, bu suretle bulunan vergi tutarının içinde istisna tutara isabet eden kısım düşülmek suretiyle hesaplanır. İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden hesaplanması gereken vergiyi aşamaz. Birden fazla işverenden ücret alanlarda bu istisna sadece en yüksek olan ücrete uygulanır.).” hükmü yer almaktadır. Yine, 7349 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 32 inci maddesinde düzenlenen asgari geçim indirimi uygulaması kaldırılmıştır.

Diğer taraftan, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun;

-“Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde,“…

f) Ar-Ge personeli: Ar-Ge faaliyetlerinde doğrudan görevli araştırmacı ve teknisyenleri,

g) Araştırmacı: Ar-Ge faaliyetleri ile yenilik tanımı kapsamındaki projelerde, yeni bilgi, ürün, süreç, yöntem ve sistemlerin tasarım veya oluşturulması ve ilgili projelerin yönetilmesi süreçlerinde yer alan en az lisans mezunu uzmanları,

ğ) Teknisyen: Meslek lisesi veya meslek yüksek okullarının tasarım, teknik, fen veya sağlık bölümlerinden mezun, teknik bilgi ve deneyim sahibi kişileri,

h) Destek personeli: Ar-Ge veya tasarım faaliyetlerine katılan veya bu faaliyetlerle doğrudan ilişkili yönetici, teknik eleman, laborant, sekreter, işçi ve benzeri personeli,

…” hükmüne,

-“İndirim, istisna, destek ve teşvik unsurları” başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Gelir vergisi stopajı teşviki: Kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde ve rekabet öncesi işbirliği projelerinde çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile bu Kanun kapsamında yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen tasarım projelerinde ve tasarım merkezlerinde çalışan tasarım ve destek personelinin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar ile desteklenecek program alanlarından birinde en az yüksek lisans derecesine sahip olanlar için yüzde doksan beşi, yüksek lisanslı olanlar ile desteklenecek program alanlarından birinde lisans derecesine sahip olanlar için yüzde doksanı ve diğerleri için yüzde sekseni, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir….” hükmüne,

yer verilmiştir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun “Yükseköğretim Kurulunun görevleri” başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinin (p) alt bendinde; “Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınmış ön lisans, lisans ve lisans üstü diplomaların denkliğini tespit etmek,” hükmüne yer verilmiştir.

Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliğinin “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3 üncü maddesinde;

“…

d) Denklik: Yükseköğretim Kurulunca tanınan yurtdışı yükseköğretim kurumlarından ve programlarından alınan ön lisans, lisans ve yüksek lisans diplomalarının, ilgili eğitim düzeyindeki kazanımlar bakımından Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarınca verilen ön lisans, lisans ve yüksek lisans diplomalarına eşdeğerliğinin tespit edilmesini,

e) Diploma denklik belgesi: Denkliği talep edilen diplomanın Türk yükseköğretim sisteminde hangi alan ve düzeye eşdeğer olduğunu gösterir belgeyi,

ifade eder.”

açıklamasına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin Ar-Ge merkezinde mühendis pozisyonda çalışan personelin Pakistan’da bulunan bir üniversite tarafından düzenlenmiş olan diplomasına, Yükseköğretim Kurulunca denklik verilmemesi nedeniyle, söz konusu personelin 5746 sayılı Kanun kapsamında lisans mezunu Ar-Ge personeli olarak değerlendirilmesi ve Ar-Ge personeline tanınan teşvikten faydalanılması mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, söz konusu personelin, 5746 sayılı Kanunda yer alan destek personeli tanımı kapsamında değerlendirilmesi ve diğer şartları da taşıması halinde, bu çalışmaları karşılığında;

– 1.1.2022 tarihinden önce yapılan ücret ödemeleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden asgari geçim indirimi düşüldükten sonra kalan vergi tutarının,

– 1.1.2022 tarihinden itibaren yapılacak ücret ödemeleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde düzenlenen istisna nedeniyle alınmayacak olan vergi düşüldükten sonra kalan vergi tutarının,

%80’inin, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilmek suretiyle teşvikten faydalanılması mümkün bulunmaktadır.

B- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun “İndirim, istisna, destek ve teşvik unsurları” başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Ar-Ge ve tasarım indirimi: Teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı ile bu Kanun kapsamında yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen tasarım projelerinde ve tasarım merkezlerinde gerçekleştirilen münhasıran tasarım harcamalarının tamamı, 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine göre kurum kazancının ve 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılır.  Cumhurbaşkanınca belirlenen kriterleri haiz Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamalarının bir önceki yıla göre artışının yüzde ellisine kadarı; Cumhurbaşkanınca belirlenen kriterleri haiz tasarım merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan tasarım harcamalarının bir önceki yıla göre artışının yüzde ellisine kadarı yukarıdaki esaslar dâhilinde indirim konusu yapılabilir. Belirlenen kriterlere göre kanuni hadler içerisinde oranları ayrı ayrı veya birlikte farklılaştırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. Ayrıca bu harcamalar, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre aktifleştirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilir, bir iktisadi kıymet oluşmaması halinde ise doğrudan gider yazılır. Kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devredilir. Devredilen tutarlar, takip eden yıllarda 213 sayılı Kanuna göre her yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır.” hükmü yer almıştır.

Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinin “Ar-Ge, yenilik ve tasarım harcamalarının kapsamı” başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde;

“c) Personel giderleri:

1) Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla çalıştırılan Ar-Ge veya tasarım personeliyle ilgili olarak tahakkuk ettirilen ve gelir vergisi stopajı teşviki uygulaması kapsamında bulunan ücretler ile bu mahiyetteki giderlerdir. Ar-Ge veya tasarım merkezleri alanı dışında geçirilen süreye isabet eden ve Bakanlar Kurulunca belirlenen sınırlar dâhilinde gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilen ücretler de Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilir. Ancak, Ar-Ge veya tasarım merkezleri alanı dışında geçirilen süreye ilişkin olarak; gerçek yol giderleri dâhil olmak üzere yol, konaklama, gündelik gibi adlar altında gider karşılığı olarak yapılan ödemeler ile sağlanan menfaatler Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilemez.

2) Tam zaman eşdeğer Ar-Ge veya tasarım personeli sayısının yüzde onunu aşmamak üzere, Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerine katılan ve bu faaliyetlerle doğrudan ilişkili destek personelinin gelir vergisi stopajı teşviki uygulaması kapsamında bulunan ücretleri ile bu mahiyetteki giderler de personel gideri kapsamındadır.

3) Kısmi çalışma hâlinde, personelin Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerine ayırdığı zamanın toplam çalışma zamanına oranı dikkate alınmak suretiyle bulunan ücret tutarları, ArGe, yenilik veya tasarım harcaması olarak dikkate alınır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketinizin Ar-Ge merkezinde mühendis pozisyonda çalışan personelin Pakistan’da bulunan bir üniversite tarafından düzenlenmiş olan diplomasına, Yükseköğretim Kurulunca denklik verilmemesi nedeniyle, söz konusu personelin 5746 sayılı Kanun kapsamında lisans mezunu Ar-Ge personeli olarak değerlendirilemeyeceğinden söz konusu ücret giderinin 5746 sayılı Kanun uyarınca Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan,  adı geçenin yürütülen Ar-Ge faaliyetleriyle doğrudan ilişkili destek personeli kapsamında çalışması durumunda, gelir vergisi stopaj teşviki kapsamındaki ücret giderleri Ar-Ge indirimine konu edilebilecektir.

C- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dâhil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kâğıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, “Damga vergisi istisnası: Bu Kanun kapsamındaki her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile tasarım faaliyetlerine ilişkin olarak düzenlenen kağıtlardan damga vergisi alınmaz.” hükmü yer almaktadır.

Konu ile ilgili olarak 30/9/2016 tarihli ve 29843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5 Seri No.lu 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği’nin “Damga Vergisi İstisnası Uygulaması” başlıklı bölümünün “Uygulama Esasları” başlıklı 3 üncü maddesinde; “(4) 5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerinde istihdam edilen personele münhasıran bu görevleri ile ilgili olarak yapılan ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ile 5746 sayılı Kanun kapsamına giren sigortalılar için düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgelerinden damga vergisi alınmayacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, 5746 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik kapsamındaki Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyetlerinde istihdam edilen personele münhasıran bu görevleri ile ilgili olarak yapılan ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası uygulandığı dikkate alındığında, şirketiniz tarafından yürütülen projenin 5746 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik kapsamında olması halinde, söz konusu Kanunda tanımlanan Ar-Ge ve destek personelinize münhasıran bu görevleri ile ilgili olarak yapılan ücret ödemelerine ilişkin düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna tutulması mümkün bulunmaktadır.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurtdisi-lisans-diplomasina-sahip-ancak-turkiyeden-denklik-alamayan-personelin-ucret-gelirinde-ar-ge-istisnasi-uygulanacak-mi/feed/ 0
Yurt dışında düzenlenen fuarlarda verilen stand kurulumu KDV’ye tabi değildir https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-duzenlenen-fuarlarda-verilen-stand-kurulumu-kdvye-tabi-degildir/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-duzenlenen-fuarlarda-verilen-stand-kurulumu-kdvye-tabi-degildir/#respond Wed, 30 Nov 2022 08:32:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=135012 Bir mükellefimiz yurt dışında düzenlenen bir fuara Türkiye’den katılan firmaya yurt dışında verdiği stant kurulum montaj ve hizmet için düzenleyeceğimiz faturası KDV’den istisna mıdır?

Yurtdışında verilen hizmet için KDV hesaplanmaz. İstisna değil KDV ne tabi işlem değildir. (Hizmetten yararlanma Yurtdışında olmuştur)

__________________________________

BENZER İÇERİKLER

Firmamız; Polonya’da düzenlenen bir fuara katıldı. Fuar organizasyonu ile ilgili Polonya menşeili bir firma tarafımıza fuar katılım organizasyon bedeli olarak 2.403,20 Euro KDV’siz fatura keserek e-posta ile gönderdi. Bu fatura için kdv2 ve stopaj hesaplayacak mıyız? Ya da başkaca yapmamız gereken herhangi bir işlem var mı?

Hizmetten yararlanma; Polonya ‘da olduğu için (2) nolu KDV ve GV stopajı hesaplanmaz.  Fatura giderleştirilir.  Faturanın Türkçeye çevrilmesi zorunluluğu yok. İleride yapılacak bir incelemede inceleme elemanı ister ise çevrilir.

__________________________________

Özelge: Yurt dışında düzenlenen fuarlarda verilen stand kiralanması işleminin KDV karşısındaki durumu hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 12-1038

21/07/2011

Konu

:

Yurt dışında düzenlenen fuarlarda verilen stand kiralanması işleminin KDV karşısındaki durumu.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yurt dışında düzenlenen fuarlarda stand, masa, sandalye vb. dekoratif ürünlerin kurulması ve montajına yönelik hizmetlerin katma değer vergisinden (KDV) istisna olup olmadığı konusunda bilgi istenilmektedir.

KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınaî, zirai, faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

-4 üncü maddesinde hizmetin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

-6 ncı maddesinde de işlemlerin Türkiye’de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını, hizmetin Türkiye’de yapılmasını veya hizmetten Türkiye de faydalanılmasını ifade ettiği,

hükme bağlanmıştır.

Buna göre, Şirketiniz tarafından ….’ne yurt dışında düzenlenen fuarlarda stand, masa, sandalye vb. dekoratif ürünlerin kurulum ve montajı dahil kiralanması şeklinde verilen hizmetler, hizmet yurt dışında verildiğinden ve hizmetten  yurt dışında faydalanıldığından KDV nin konusuna girmemektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-duzenlenen-fuarlarda-verilen-stand-kurulumu-kdvye-tabi-degildir/feed/ 0