TL Mevduat – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 18 Mar 2022 09:34:46 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Kur Korumalı TL Mevduat Hesaplarından Elde Edilen Gelirlerde Vergi İstisnası https://www.muhasebenews.com/kur-korumali-tl-mevduat-hesaplarindan-elde-edilen-gelirlerde-vergi-istisnasi/ https://www.muhasebenews.com/kur-korumali-tl-mevduat-hesaplarindan-elde-edilen-gelirlerde-vergi-istisnasi/#respond Fri, 18 Mar 2022 11:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124295 .1.7.14. 31/12/2021 Tarihli Bilançolarında Yer Alan Yabancı Paralar ve Altın Hesapları İle İşlenmiş ve Hurda Altın Karşılığı Altın Hesaplarının, Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümünden Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna

7352 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen ge-çici 14 üncü maddeyle, Türk Lirasına çevrilen yabancı paralar ve altın hesapları ile ilgili kur farklarına, faiz ve kar payı gelirleri ile diğer kazançların bazı koşullarla gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulmasına yönelik düzenlemede bulunulmuştur. Getirilen istisna düzenlemesin amacı bilanço esasında defter tutan ticari kazanç elde eden gerçek kişilerin ve kurumların sahip olduğu yabancı paraları ve altınları Türk Lirasına çevirmelerini ve belli bir süre Türk Lirası olarak elde tutmalarını teşvik etmektir.

Düzenleme uyarınca Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; bilanço esasında defter tutan gerçek kişi mükellefler ile kurumlar 31/12/2021 tarihli bilançolarında

yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihi olan 25 Şubat 202212 tarihine kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1/10/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

1.1.2022 tarihinden yabancı paraların Türk lirasına çevrildiği tarihe kadar oluşan kur farkı kazançları ile söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar da gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır. Dolayısıyla yabancı paraların TL’ye çevrilmesi ile bu istisnadan hem 2021 yılında hem de 2022 yılında yararlanılabilecektir.

Ayrıca; 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraların 25 Şubat 2022 tarihin-den önce değil de bu tarihten 2022 yılı sonuna kadar TL’ye çevrilmesi ve en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmesi halinde de kur farkı kazançlarının, geçici vergi dönemi sonu değerlemesiyle Türk lirasına çevrildiği tarih arasına isabet eden kısmı ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar gelir ve kurumlar vergisinden müstesna tutulmuş durumdadır.

Yukarında yer alan açıklamalar mükelleflerin 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan ve TL mevduat veya katılma hesaplarına çevrilen altın hesapları için de geçerlidir.

Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için de geçerli olan Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen Geçici 14 üncü madde düzenlemesi aşağıdaki gibidir.

“GEÇİCİ MADDE 14- (1) 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (I) numaralı bendinin (g) alt bendi hükmüne istinaden Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lira-sına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda aşağıda belirtilen kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır:

  • Bu fıkra kapsamındaki yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1/10/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı,
  • 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevrilen hesaplarla ilgili oluşan kur farkı kazançları ile söz konusu
  1. 16.02.2022 tarih ve VUK-139/ 2022-2 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile 17 Şubat 2022 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2021 IV. Geçici Vergi Dönemine (Ekim-Kasım-Aralık) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 25 Şubat 2022 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır

hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar.

  • Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda oluşan kur farkı kazançlarının, geçici vergi dönemi sonu değerlemesiyle Türk lirasına çevrildiği tarih arasına isabet eden kısmı ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.
  • Kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan altın hesabı ile bu tarihten sonra açılacak işlenmiş ve hurda altın karşılığı altın hesabı bakiyelerini 2022 yılı sonuna kadar Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kap-samında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda Türk lirasına çevrildiği tarihte oluşan kazançlar ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır.
  • Bu maddede öngörülen süre ve şekilde dönüşüm kuru/fiyatı üzerinden Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına çevrilen yabancı paralar ile altın hesaplarına ilişkin olarak bu istisnayla sınırlı olmak üzere Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.
  • Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan istisna hükümleri, aynı şartlarla geçerli olmak üzere bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinin kazançları hakkında da uygulanır.
  • Türk lirası mevduat veya katılma hesabından vadeden önce çekim yapılması durumunda bu madde kapsamında istisna edilen tutarlar nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.”

İstisnanın ne şekilde uygulanacağına ilişkin açıklamalara 11.02.2022 tarih ve 31747 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yarpılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 19)’de yer verilmiştir.

4.1.7.14.1. Türk Lirasına Çevrilen Yabancı Paralara İlişkin İstisna Uygulaması

Mükelleflerin 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralar ve altın hesapları ile 1/1/2022 tarihinden itibaren (bu tarih dahil) açılacak işlenmiş ve hurda altın hesabı bakiyeleri Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesi kapsamındadır.

Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilmiş olan kurumlar vergisi mükellefleri de hangi özel hesap dönemine tabi olduklarına bakılmaksızın, 31/12/2021 tarihi itibarıyla çıkaracakları bilançolarını dikkate almak suretiyle bu bilançoda yer alan yabancı paralar ve altın hesapları ile 1/1/2022 tarihinden itibaren (bu tarih dahil) açılacak işlenmiş ve hurda altın hesabı baki-yeleri dolayısıyla bu istisnadan yararlanabileceklerdir.

Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir vergisi mükelleflerinin de aynı şartlarla bu istisnadan yararlanabilmeleri mümkündür.

Öte yandan, 31/12/2021 tarihi itibarıyla şirket aktifinde mevcut olmakla birlikte, 1211 sayılı Kanunun ilgili hükmü kapsamında Türk Lirasına dönüşümü yapılamayacak olan alacaklar ve verilen avanslar gibi hesaplarda izlenen yabancı paraların bu kapsamda istisnaya konu edilemeyecektir.

Kapsama giren mükelleflerin 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını dördüncü .geçici vergilendirme dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihi olan 25.02.2022 tarihine kadar Türk Lirasına çevirmeleri suretiyle elde ettikleri Türk Lirası varlıklarını 1211 sayılı Kanunun ilgili hükmü kapsamında açılan Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri halinde;

  • yabancı paralarının dördüncü geçici vergilendirme (1/10/2021-31/12/2021) dönemine ilişkin dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançları,
  1. 1/1/2022 tarihinden Türk Lirası mevduat veya katılma hesabının açılış tarihine kadar olan döneme ilişkin kur farkı kazancı
  • mevduat veya katılma hesaplarının vadelerinden önceki bir tarihte sona eren geçici vergilendirme dönemleri dahil olmak üzere dönem sonları itibarıyla tahakkuk eden faiz ve kar payı gelirleri
  • Kanunda öngörülen süre ve şekilde dönüştürülen yabancı paraların aktarıldıkları Türk Lirası mevduat veya katılma hesaplarından vade sonunda elde edilen faiz veya kar payı gelirleri ile diğer kazançlar
  • gelir ve kurumlar vergisi istisnasından yaralanabileceklerdir.

Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna tutarının hesaplanmasında; istisnaya konu edilecek kur farkı gelirinin tespitine münhasır olmak üzere, dönem içi döviz çıkışlarında ve istisna tutarının he-saplanmasında ilgili hesaba giriş sırasının esas alınması gerekmektedir.

Öte yandan, 31/12/2021 tarihli bilançonun “Bankalar Hesabında” yer alan yabancı paraların birden fazla döviz tevdiat hesabından oluşması halinde Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ilgili mevzuatı çerçevesinde dönüştürülebilen döviz cinslerine ilişkin döviz tevdiat hesapları ( Amerikan Doları, Euro ve İngiliz Sterlini) istisna tutarının belirlenmesinde birlikte dikkate alınacaktır.

İstisna hesabında aynı döviz cinsinden döviz tevdiat hesapları birlikte dikkate alınacağından, bu hesaplar arasında yapılan aktarma işlemleri giriş çıkış olarak değerlendirilmeyecektir.

Mükellefler tarafından, 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarının sadece bir kısmının bu düzenleme kapsamında Türk Lirası mevduat veya katılma hesabına dönüştürülmesi halinde, dönem sonu (31/12/2021) itibarıyla kur farkı değerlemesinden doğan kambiyo karının istisna uygulanacak kısmı, Türk Lirasına dönüştürülen yabancı paraların mükellefin 31/12/2021 tarihli bilançosunda yer alan yabancı para hesabına oranı dikkate alınmak suretiyle tespit edilecektir. Ancak, bu değerlemede sadece 31/12/2021 tarihli bilançoda yer alan ve bu Kanun kapsamında dönüştürülebilir nitelikteki yabancı paraların dikkate alınabilecektir.

4.1.7.14.2. Dördüncü Geçici Vergilendirme Dönemine İlişkin Beyannamenin Verilmesi Gereken Tarihin Sonundan 31/12/2022 Tarihine Kadar Türk Lirasına Çevrilen Yabancı Paralara İlişkin İstisna Uygulaması

Öte yandan kapsama giren mükelleflerinin, 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, 1211 sayılı Kanunun ilgili hükmüne istinaden Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden, Kanunda öngörülen süre ve şekilde dördüncü geçici vergilendirme dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihinden 31/12/2022 tarihine kadar Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürmeleri halinde;

  • Yabancı paraların Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına aktarıldıkları tarihi içeren geçici vergilendirme döneminin başından, Türk Lirası mevduat ve katılma hesabının açılış tarihine kadar olan döneme ilişkin kur farkı kazançları,
  • Söz konusu Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarının (vadesinden önceki tarihte sona eren geçici vergilendirme dönemleri dahil olmak üzere) dönem sonları itibarıyla tahakkuk eden faiz gelirleri ve kar payları ile

31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını dördüncü geçici vergilendirme dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihinden sonra Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştüren mükellefler, 31/12/2021 tarihinde biten geçici vergilendirme dönemi sonu ile hesabın açıldığı tarihten önce sona ermiş olan geçici vergilendirme dönemlerinin sonu itibarıyla, hesaplanan kur farkı kazançları için bu istisnadan yararlanamayacaklardır. Başka bir deyişle 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 10.4.2022 tarihinde Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştüren mükellefler dönüştürülen yabancı paralar ile ilgili olarak 1.1.2002 -31.3.2022 tarihleri arası için hesaplanacak kur farkı kazançları için istisnadan yararlanamayacaklar; 1.4.2022-10.4.2022 arası oluşan kur farkı kazancı içinse istisnadan yararlanabilecekleridir.

4.1.7.14.3. Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüştürülen Altın Hesabı İle İşlenmiş ve Hurda Altın Karşılığı Altın Hesabı Bakiyelerinden Elde Edilen Kazançlarda İstisna

Kurumlar vergisi mükelleflerinin 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan altın hesabı ile bu tarihten sonra açılacak işlenmiş ve hurda altın karşılığı altın hesabı bakiyelerini 2022 yılı sonuna kadar Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kap-samında dönüşüm fiyatı üzerinden Türk Lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk Lirası varlığı Kanunda öngörülen süre ve şekilde Türk Lirası mevduat ve katılma hesapların-da değerlendirmeleri durumunda;

–     Altın hesabı ile işlenmiş ve hurda altın karşılığı altın hesabı bakiyelerinin Türk Lirası mevduat veya katılma hesabına dönüştüğü tarihte doğan kazançlar,

  • Söz konusu Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarının vadelerinden önceki tarihte sona eren geçici vergilendirme dönemleri dahil olmak üzere dönem sonları itibarıyla tahakkuk eden faiz ve kar payı gelirleri ile
  • Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarından vade sonunda elde edilen faiz ve kar payı gelirleri ile diğer kazançlar,
  • kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır.

4.1.7.14.4. Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüştürülen Yabancı Para-lara ve Altın Hesaplarına İlişkin Olarak İstisna Uygulanabilecek Dönemlerde Doğan Zararın Durumu

Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmemektedir. Ancak, bu maddede öngörülen süre ve şekilde dönüşüm kuru/fiyatı üzerinden Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına çevrilen yabancı paralar ile altın he-saplarına ilişkin olarak bu istisnayla sınırlı olmak üzere Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmayacaktır.

4.1.7.14.5. Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesabından Vadeden Önce Çekim Yapılma-sı Durumu

Türk Lirası mevduat ve katılma hesabından, vadeden önce çekim yapılması durumunda Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesi kapsamında yararlanılan kurumlar vergisi istisnası nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmak suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunacaktır.


Kaynak: türmob – 2021 Gelir Vergisi Beyanname Düzenleme Rehberi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kur-korumali-tl-mevduat-hesaplarindan-elde-edilen-gelirlerde-vergi-istisnasi/feed/ 0
Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma! https://www.muhasebenews.com/altin-elma-dersem-cik-armut-dersem-cikma/ https://www.muhasebenews.com/altin-elma-dersem-cik-armut-dersem-cikma/#respond Fri, 29 May 2020 12:16:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=85476

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com

 


27 Mayıs 2020 tarihli yazımızda son yıllarda uygulanan büyüme modelinin ve ekonomi politikalarının sonucu olarak dövize olan talebi azaltmak için alınan önlemleri açıklamış; ayrıca bugüne kadar kıymetli maden olarak işlem gören altın hesaplarının fiziki teslimatla sonuçlanmaması halinde kambiyo olarak muamele göreceğine ilişkin Maliye’nin görüş değişikliğinden bahsetmiştik. Peki bu görüş değişikliği nereden çıktı? Yapılan doğru mu? Fiziki altın teslim edilmemesi bu hesapları kambiyo yapar mı? Devlet “okus pokus” deyince altın kambiyoya dönüşür mü?

Yazımızda son on yılda kıymetli maden hesaplarına ilişkin bazı tablo ve grafikler paylaşmıştık. Devletin bu görüş değişikliğinin altında yatırımların altına yönelmesini kısmak ve elbette bütçeye gelir sağlamak olduğunu düşünmekteyiz.

Konuyu aşağıdaki tabloda daha çarpıcı şekilde görebilmekteyiz. Tabloda, 2010 yılında kıymetli maden, döviz, TL mevduat tutarının 100 TL olması ve bu tutarın mevduatlardaki gerçek artış oranlarıyla eskale edilmesi halinde, mevduatların Mart 2020’de ulaşacağı rakamlar gösterilmektedir. Tablo incelendiğinde, son 10 yılda TL mevduatı 3 kat artarken, döviz mevduatı 7 kat, kıymetli maden (ağırlıklı olarak altın) cinsinden mevduat tam 50 kat artmıştır. Aynı dönemde, altın fiyatı 4,7 kat, ABD doları/TL kuru 4,2 kat, Euro/TL kuru ise 3,4 kat, TÜFE endeksi ise 2,5 kat civarında artmıştır. Dolayısıyla, altın mevduattaki artışın önemli bir kısmı reel/fiziksel artıştan kaynaklanmaktadır.

Dönem Kıymetli Maden Mevduatı Döviz
Mevduat
TL
Mevduat
2010-12 100 100 100
2011-12 597,43 122,12 106,10
2012-12 775,52 128,74 120,05
2013-12 871,94 182,63 137,04
2014-12 677,55 207,07 152,56
2015-12 458,84 286,50 164,91
2016-12 727,36 326,31 194,85
2017-12 1.004,99 404,27 220,17
2018-12 1.725,79 525,98 240,31
2019-12 3.436,20 676,50 290,41
2020-3 5.088,03 730,50 311,60

Kaynak: BDDK verilerinden yola çıkarak yazar tarafından oluşturulmuştur.

Altın hesaplarının kıymetli maden olarak değerlendirilmesi halinde, bireysel yatırımcı açısından, altın ticareti yapılmadığı sürece, altındaki değer artışı üzerinden gelir vergisi ödenmemekte; altın hesaplarından bir faiz elde ediliyorsa menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmektedir. Ayrıca, alım satımı sırasında da BSMV, KDV da hesaplanmamaktadır. (Bankalar altın satışında lehlerine kalan para (kâr) üzerinden BSMV ödemekteler.) Şirketler açısından ise altın hesapları birer mevduat hesabı (alacak) olduğundan mukayyet değerle değerleniyor ve altın satılmayıp hesapta kaldığı sürece değerlemeden kaynaklanan bir vergi ödenmesi söz konusu değildir. Maliye öteden beri bu görüşteydi. Dolayısıyla, altın hesapları yatırımcılar açısından hem altının değerinin artması ve güvenli bir liman olması, hem de vergisel avantajı nedeniyle cazip bir yatırım aracıydı.

21 Mayıs 2020 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’ndan Türkiye Bankalar Birliği’ne gönderilen yazıda, Vergi Denetim Kurulu (VDK) tarafından yapılan araştırmalarda bankalar tarafından yatırım hesapları ve diğer (vadesiz, vb.) hesaplar üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın alım satım işlemlerinin kambiyo işlemi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda müfettişlerde tereddüt hasıl olduğundan bahisle Başkanlıktan görüş talep edildiği, bu talep üzerine Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürlüğünün görüşüne başvurulduğu, söz konusu genel müdürlüğün de “…kıymetli maden ve dövizin kambiyo mevzuatında düzenlenen değerler olması, kambiyo mevzuatında kıymetli maden depo hesaplarında işlem gören kaydi tutarların açık bir tanımının yer almaması ve özü itibarıyla fiziki teslimat yapılmadığı sürece kaydi ve değeri dövizle belirlenen bir tutarın söz konusu olması hususları dikkate alındığında; vadesiz ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın alım satım işlemlerinin kambiyo işlemi olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir” görüşünü vermesi üzerine, bankalar nezdinde yatırım hesapları ve diğer (vadesiz, vb.) hesaplar üzerinden “fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın satış işlemleri”nin “kambiyo işlemi” kapsamında değerlendirilerek bu işlemler üzerinden yürürlükteki oranlara göre kambiyo muamele vergisi (BSMV) hesaplanması gerektiği bildirilmiştir.

Bu durumda, söz konusu yazı öncesinde bankalar altın alım satımında “lehlerine kalan para (kâr)” üzerinden %5 oranında BSMV öderken, değişiklik sonrası fiziksel olmayan altın “satış tutarı” üzerinden binde 2 oranında BSMV hesaplanması durumu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, ilk durumda ödenen BSMV dolaylı (örtülü) olarak hesap sahibine yansıtılırken ikinci durumda satış sırasında açıkça yansıtılacaktır. Yani vergi yükü, her durumda altın alan yatırımcı üzerindedir. GİB yazısının ortaya çıkmasıyla birlikte, vergiciler “Bayram değil, seyran değil; enişte bizi niye öpüyor?” diye düşünüp hangi durumda daha çok vergi çıktığını hesaplamaya çalışırken, 3 gün sonra, Ramazan Bayramı’nın ilk gününde (Bildiğimiz kadarıyla resmi tatilde, hele bir dini bayramda ilk kez Resmi Gazete yayımlanmıştır), 24 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2568 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile işin rengi belli oldu. Zira, bu Karar ile kambiyo satışında BSMV oranı binde 2’den binde 10’a (%1) çıkarılmıştı. Artık hesap yapmaya gerek kalmamıştı, çünkü değişiklik öncesinde aynı tutarda BSMV için bankaların altını %25 kâr marjıyla satması gerekir ki; bu durum ekonomik olarak mümkün değildir. Devlet, bu hareketiyle hem daha çok vergi almayı, hem de altına ve dövize olan talebi kırmayı amaçlamaktadır.

Altın hesaplarının kambiyo (yabancı para) olarak değerlendirilmesi için bu hesapların öncelikle para olarak kabul edilmesi ve tanımlanması gerekir.

İktisat bilimine göre bir şeyin para olarak kabul edilebilmesi için şu üç fonksiyonu ifa etmesi gerekir:
1) Değişim aracı olması,
2) Değer ölçüsü olması,
3) Tasarruf ve yatırım aracı olması.
(Bazı iktisatçılar dördüncü bir fonksiyon olarak vadeli ödeme aracı olmasını da eklemektedir.) Altın, madeni paranın kullanıldığı dönemlerde bir ödeme aracı ve değer ölçüsüyken, kağıt para ve sonrasında kaydi-elektronik-dijital paranın kullanılmasıyla birlikte günümüzde, ister fiziki olsun ister banka hesabında olsun, artık bir yatırım aracıdır. Dolayısıyla, günümüzde altının iktisaden bir para olarak değerlendirilmesi söz konusu değildir. Altın, ticareti yapılması halinde emtia, diğer hallerde ise bir yatırım aracı olarak kıymetli madendir.

Konuyu iktisat düzleminden hukuk düzlemine taşıdığımızda, altın hesaplarına ilişkin bu görüş değişikliği ile vergi alınmasının hukuki olup olmadığı sorusu gündeme gelir. Bu sorunun cevabı açık olarak “Hayır”dır. Gerekçelerimizi şu şekilde açıklayabiliriz. Öncelikle altın depo hesaplarına ilişkin düzenlemeler, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile bu Karara ilişkin 2008-32/35 sayılı Tebliğ’de yapılmıştır. Söz konusu mevzuat incelendiğinde altın veya diğer kıymetli maden hesaplarının, ister fiziki ister nakdi/kaydi teslimle sonuçlansın, kambiyo olarak tanımlanmasına yol açacak açık bir düzenleme yoktur. Bilakis, mevzuat uyarınca söz konusu hesaplar fiziki teslim yapılmak üzere açılabilmekte, hesap sahibinin talebi üzerine mudi ile banka arasındaki anlaşmaya göre ödeme günündeki değeri üzerinden TL/döviz olarak ödeme yapılabilmektedir. Ancak uygulama ağırlıklı olarak fiziki teslim yerine nakden/kayden uzlaşı şeklinde olmaktadır. Uygulamanın bu şekilde gelişmesi bu hesapların kambiyo olduğu sonucunun çıkarılmasını gerektirmez. (Uygulama, altın hesapları aracılığıyla kaydi para yaratılmasına katkı sağlamıştır.) Zaten geçmişte türev işlemler açısından Maliye’nin yaptığı fiziki uzlaşı-nakdi uzlaşı ayırımına göre farklı BSMV oranlarının uygulanması vergi yargısında haklı olarak kabul görmemiştir. Böyle bir ayırım, BSMV’nin yer aldığı Gider Vergileri Kanunu’nda olmadığı gibi, Kanunda İdareye bu şekilde ayırım yaparak farklı vergileme yapma yetkisi de verilmemiştir.

İkinci olarak, İdare’nin dün “elma” dediğine bugün “armut” diyerek daha fazla vergi salmaya çalışması Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’nın 73. maddesi uyarınca, vergi ancak kanunla konulur, değiştirilir, kaldırılır. Vergilendirmeye ilişkin konu, mükellef, istisna, oran gibi esaslı unsurlar ancak kanunla düzenlenir. Dolayısıyla, altın hesabının kıymetli maden değil de kambiyo olarak vergilendirilmesi isteniyorsa, bunun kanunla yapılması zorunludur. İdarenin verginin konusunu oluşturan bir ekonomik varlığa ilişkin bir görüş değişikliği ile vergi salması Anayasa’nın verginin kanuniliği, hukuki güvenlik, hukuki belirlik ilkelerine ve vergide kıyas yasağına açıkça aykırıdır.

Bir diğer konu, Gider Vergileri Kanunu’nun 33. maddesinde Cumhurbaşkanına kambiyo işlemlerindeki BSMV’yi 10 katına kadar artırma yetkisinin Anayasaya uygun olup olmadığıdır. Anayasanın 73. maddesine göre yukarı ve aşağı sınırları kanunda belirtilmek şartıyla Cumhurbaşkanına vergi oranlarında değişiklik yapma yetkisi verilebilir. Ama bu yetki ucu bucağı olmayan bir yetki değildir. Yani, sırf kanunda yazıldı diye yürütme organına vergi oranını yüksek (örneğin 10, 20, 50 kat) oranlarda artırma yetkisi verilmesi, şeklen Anayasaya uygun olsa bile Anayasanın yasama yetkisinin devredilmezliği, hukuki belirlilik, vergide adalet ve verginin kanuniliği ilkelerine aykırılık iddialarını gündeme getirecektir. Nitekim Anayasa Mahkemesi, geçmişte Bakanlar Kuruluna motorlu taşıtlar vergisini 20 katına kadar artırma yetkisi veren kanun maddesini Anayasaya aykırı bulup iptal etmiştir.

Altın hesabının kambiyo olarak kabul edilmesi farklı hukuki ihtilaflara da gebedir. Geçmişte lehe kalan para (kâr) üzerinden hesaplanan BSMV, satış tutarı üzerinden hesaplanması gereken BSMV’den fazlaysa geçmişe dönük olarak vergi iadesi yapılacak mıdır? Değişiklik talebi Maliye’den geldiğine göre Maliye bugüne kadar yanlış vergi aldığını kabul edip iade yapacak mıdır? Veya iade için başvuru yapanlara ne cevap verecektir? GİB yazısından konunun VDK’nın araştırmalarından tetiklendiğini anlıyoruz. VDK sırf meraktan araştırma yapmayacağından ve görevi gereği bu araştırmaların nihai amacının vergi incelemesi başlatmak olduğundan, iadeden ziyade geçmişe dönük vergi raporlarının yazılması muhtemeldir. Böyle bir senaryoda, bankalarla Maliye vergi mahkemesinde karşı karşıya gelecektir.

Yukarıda açıkladığımız üzere, altın hesaplarının kambiyo işlemi olarak değerlendirilip BSMV’ye tabi tutulması Anayasaya ve hukuka aykırıdır. Dolayısıyla, altın hesaplarında altın alımı sırasında hesaplanacak BSMV için vergi davası açılması mümkündür. Bu davayı verginin mükellefi olan bankalar açabileceği gibi, vergiyi yüklenen hesap sahipleri de açabilir. Dava, banka tarafından açılacaksa ilgili ay beyannamesinin verilmesinden, hesap sahibi tarafından açılacaksa BSMV hesapta altın alımı yapıldığında işlem anında ödeneceğinden bu tarihten itibaren 30 gün içinde açılmalıdır. Gelecekteki işlemler açısından, BSMV bankaların değil de mudilerin cebinden çıkacağından bankaların dava açacağını düşünmüyoruz. Bu durumda, altın hesabı sahibi mudiler ile Devlet mahkemede karşı karşıya gelecek gibi durmaktadır. Ayrıca, altın hesaplarının kambiyo olarak değerlendirilmesi halinde, şirketlerin altın hesaplarını değerleyip kur farkına benzer şekilde altın fiyatındaki artış üzerinden vergi ödemeleri gerekecektir. Bu durumdaki şirketler ihtirazi kayıtla beyanname verip dava açabilirler. Her durumda vergi mahkemelerinin kapısı aşınacak gibi gözükmektedir.

Sözün özü: Çinliye İngilizce takma ad (nickname) verince İngiliz olmaz.

 


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Auvukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/altin-elma-dersem-cik-armut-dersem-cikma/feed/ 0