ticari defter – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 10 Sep 2022 11:19:35 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Gerçek kişi ve kurumlar vergisi mükellefleri adına kesilen trafik cezaları ticari defter kayıtlarında yer alabilir mi? https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-ve-kurumlar-vergisi-mukellefleri-adina-kesilen-trafik-cezalari-ticari-defter-kayitlarinda-yer-alabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-ve-kurumlar-vergisi-mukellefleri-adina-kesilen-trafik-cezalari-ticari-defter-kayitlarinda-yer-alabilir-mi/#respond Sat, 10 Sep 2022 11:19:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130809 Gerçek kişi ve kurumlar vergisi mükellefleri adına kesilen trafik cezaları ticari defter kayıtlarında yer alabilir mi?

Gerçek kişinin bilanço esasına göre defter tutması halinde ve kurumlar vergisi mükellefleri için cezalar kkeg (689) hesabına kayıt edilir.


Araç kiralama faaliyetinde bulunan şirketin kiraya verdiği araç için kesilen trafik para cezalarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı : 93767041-125[11-2015-31]-97 31.12.2016
Konu : Araç kiralama faaliyetinde bulunan şirketin kiraya verdiği araç için kesilen trafik para cezalarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı.

            İlgide kayıtlı özelge talebinizde, araç kiralama faaliyetinde bulunduğunuz, kiraya vermiş olduğunuz araçlara trafik para cezası tahakkuk ettirildiği, cezaların Şirketinizce ödendiği ve müşteriye ulaşabilmeniz durumunda fatura düzenleyerek cezayı müşteriye rücu etmek istediğiniz belirtilerek ilgili bedelin kurum kazancına dahil edilmesi halinde veya müşteriye ulaşılamaması durumunda ödenen trafik para cezalarının yapılan araç kiralama sözleşmesine istinaden gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup aynı Kanunun “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, Kurumlar Vergisi Kanununa göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmayacağı hükmüne yer verilmiştir.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ticari Kazancın Tarifi” başlıklı 37 nci maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” Hükmü yer almış olup; Kanunun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde ise;

            “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

            1.İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

            2.İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

            Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”

            hükmüne yer verilmiştir.

            Kanunun “İndirilecek giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler ile işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların safi kazancın tespit edilmesi sırasında gider olarak indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

            Aynı Kanunun “Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler” başlıklı 41 inci maddesinde de, her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.) gider olarak indirilmesinin kabul olunmayacağı hükmüne yer verilmiştir.

            Buna göre, şirketiniz adına tahakkuk edip ödenen trafik para cezalarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, şirketinizce ödenen söz konusu trafik para cezalarının kiracılara yansıtılması ve kiracılara yansıtılan bu tutarların şirketinizce kurum kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınması halinde bu tutarlar kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

            Öte yandan, şirketiniz adına tahakkuk edip ödenen ve kiracılara yansıtılan trafik para cezalarının söz konusu kiracılar tarafından gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı tabiidir.


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gercek-kisi-ve-kurumlar-vergisi-mukellefleri-adina-kesilen-trafik-cezalari-ticari-defter-kayitlarinda-yer-alabilir-mi/feed/ 0
Ticaret Unvanı Kullanımı Zorunlu Mudur? https://www.muhasebenews.com/ticaret-unvani-kullanimi-zorunlu-mudur/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-unvani-kullanimi-zorunlu-mudur/#respond Wed, 07 Nov 2018 13:30:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18474 1- TİCARET UNVANI KULLANIMI ZORUNLU MUDUR?
Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır.

2- TESCİL EDİLEN TİCARET UNVANI NERELERDE VE HANGİ BİLGİLER İLE BİRLİKTE KULLANILIR?
2.1-
Tescil edilen ticaret unvanı, ticari işletmenin görülebilecek bir yerine okunaklı bir şekilde yazılır.
2.2- Tacirin işletmesiyle ilgili olarak düzenlediği ticari mektuplarda ve ticari defterlere yapılan kayıtların dayandığı belgelerde tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi ile tacir internet sitesi oluşturma yükümlülüğüne tabi ise tescil edilen internet sitesinin adresi de gösterilir.
2.3- Tüm bu bilgiler şirketin internet sitesinde de yayımlanır.

2.4- Bu sitede ayrıca,
2.4.1- Anonim şirketlerde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin adları ve soyadları taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı,
2.4.2- Limited şirketlerde müdürlerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı,
2.4.3- Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticilerin adları ve soyadları ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı
yayımlanır.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-unvani-kullanimi-zorunlu-mudur/feed/ 0
Hukuki Uyuşmazlık Nedeniyle Ticari Defterler İncelenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/hukuki-uyusmazlik-nedeniyle-ticari-defterler-incelenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/hukuki-uyusmazlik-nedeniyle-ticari-defterler-incelenebilir-mi/#respond Sun, 04 Nov 2018 15:30:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18795 1- HUKUKİ UYUŞMAZLIK NEDENİYLE TİCARİ DEFTERLER İNCELENEBİLİR Mİ?
Bir hukuki uyuşmazlıkta ticari defterler ibraz edilmişse, defterlerin uyuşmazlıkla ilgili kısımları tarafların katılımı ile incelenir. Gerekli görülürse, defterlerin ilgili yapraklarından suret alınır.

2- TİCARİ DEFTERLER HANGİ HALLERDE TÜMÜYLE İNCELENEBİLİR?
2.1-
Malvarlığı hukukuna ilişkin olan, özellikle de mirasa,
2.2- Mal ortaklığına ve şirket tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıklarda,
mahkeme, ticari defterlerin teslimine ve bütün içeriklerinin incelenmesine karar verebilir.

3- TİCARİ DEFTERLER HANGİ HALLERDE TÜMÜYLE İNCELENEBİLİR?
3.1-
Malvarlığı hukukuna ilişkin olan, özellikle de mirasa,
3.2- Mal ortaklığına ve şirket tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıklarda,
mahkeme, ticari defterlerin teslimine ve bütün içeriklerinin incelenmesine karar verebilir.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/hukuki-uyusmazlik-nedeniyle-ticari-defterler-incelenebilir-mi/feed/ 0
TTK’ya Göre Belge ve Defterlerin Saklama Süresi Ne Kadardır? https://www.muhasebenews.com/ttkya-gore-belge-defterlerin-saklama-suresi-ne-kadardir/ https://www.muhasebenews.com/ttkya-gore-belge-defterlerin-saklama-suresi-ne-kadardir/#respond Mon, 22 Oct 2018 11:30:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18783 1- TTK’YA GÖRE TACİR HANGİ BELGELERİ SAKLAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR?
Her tacir;
1.1- Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini,
1.2- Alınan ticari mektupları,
1.3- Gönderilen ticari mektupların suretlerini,
1.4- TTK’ ya göre tutulması gereken defterler ve (64’üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan) kayıtların dayandığı belgeleri,
sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür.

2- TİCARİ MEKTUP NEDİR?
Ticari mektuplar, bir ticari işe ilişkin tüm yazışmalardır.

3- TUTULMASI VE SAKLANMASI ZORUNLU OLAN BELGELER NE ŞEKİLDE SAKLANABİLİR?
Açılış ve ara bilançoları, finansal tablolar ve topluluk finansal tabloları hariç olmak üzere, yukarıda sayılan belgeler, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak kaydıyla, görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanabilirler; şu şartla ki;
3.1- Okunur hâle getirildiklerinde, alınmış bulunan ticari mektuplar ve defter dayanaklarıyla görsel ve diğer belgelerle içerik olarak örtüşsünler;
3.2- Saklama süresi boyunca kayıtlara her an ulaşılabilsin ve uygun bir süre içinde kayıtlar okunabilir hâle getirilebiliyor olsun.
3.3- Kayıtlar TTK 65’ inci maddenin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca elektronik ortama alınıyor ise, bilgiler; bilgisayar yerine basılı olarak da saklanabilir. Bu tür yazdırılmış bilgiler birinci cümleye göre de saklanabilir.

4- TİCARİ DEFTER VE ENVANTERLER KAÇ YIL SAKLANMALIDIR?
4.1-
Ticari defterler,
4.2- Envanterler,
4.3- Açılış bilançoları,
4.4- Ara bilançoları,
4.5- Finansal tablolar,
4.6- Yıllık faaliyet raporları,
4.7- Topluluk finansal tabloları,
4.8- Yıllık faaliyet raporları,
4.9- Bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgeleri,
10 yıl saklanır.

5- BELGE VE FİNANSAL TABLOLARIN SAKLAMA SÜRESİ NE ZAMANDAN İTİBAREN BAŞLAR?
Saklama süresi,
5.1- Ticari defterlere son kaydın yapıldığı,
5.2- Envanterin çıkarıldığı,
5.3- Ara bilançonun düzenlendiği,
5.4- Yılsonu finansal tablolarının hazırlandığı,
5.5- Konsolide finansal tabloların hazırlandığı,
5.6- Ticari yazışmaların yapıldığı,
5.7- Muhasebe belgelerinin oluştuğu
takvim yılının bitişiyle başlar.

6- TACİRİN SAKLAMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU DEFTERLER, DOĞAL AFET YA DA HIRSIZLIK SEBEBİ İLE KANUNİ SAKLAMA SÜRESİ İÇİNDE ZIYAA UĞRARSA NE YAPILMASI GEREKLİDİR?
Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.

7- GERÇEK KİŞİ TACİRİN ÖLÜMÜ HALİNDE DEFTER VE BELGELERİ KİMLER NE KADAR SÜRE SAKLAMAK ZORUNDADIR?
Gerçek kişi olan tacirin ölümü hâlinde mirasçıları ve ticareti terk etmesi hâlinde kendisi defter ve kâğıtları birinci fıkra gereğince saklamakla yükümlüdür. Mirasın resmî tasfiyesi hâlinde veya tüzel kişi sona ermişse defter ve kâğıtlar birinci fıkra gereğince 10 yıl süreyle sulh mahkemesi tarafından saklanır.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ttkya-gore-belge-defterlerin-saklama-suresi-ne-kadardir/feed/ 0
Tür Değiştiren Ticaret Şirketlerinde Ara Bilanço Nasıl Düzenlenir? https://www.muhasebenews.com/tur-degistiren-ticaret-sirketlerinde-ara-bilanco-nasil-duzenlenir/ https://www.muhasebenews.com/tur-degistiren-ticaret-sirketlerinde-ara-bilanco-nasil-duzenlenir/#respond Mon, 25 Jun 2018 05:00:30 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18932 1- TÜR DEĞİŞTİREN TİCARET ŞİRKETLERİNDE ARA BİLANÇO DÜZENLENİR Mİ?
Tür değiştirmede, yeni türün kuruluşuna ilişkin hükümler uygulanır; ancak, sermaye şirketlerinde ortakların asgari sayısına, ayni sermaye konulmasına ve kurucuların şirket sözleşmesini imzalamalarına ilişkin hükümler uygulanmaz.
Bilanço günüyle tür değiştirme raporunun düzenlendiği tarih arasında 6 aydan fazla zaman geçmişse veya son bilançonun çıkarıldığı tarihten itibaren şirketin malvarlığında önemli değişiklikler meydana gelmişse ara bilanço çıkarılır.

2- TÜR DEĞİŞTİREN TİCARET ŞİRKETLERİNDE ARA BİLANÇO NASIL DÜZENLENİR?
Aşağıdaki hükümler saklı olmak kaydı ile ara bilançoya yıllık bilançoya ilişkin hüküm ve ilkeler uygulanır. Ara bilanço için;
2.1- Fizikî envanter çıkarılması gerekli değildir;
2.2- Son bilançoda kabul edilen değerlemeler, sadece ticari defterdeki hareketler ölçüsünde değiştirilir; amortismanlar, değer düzeltmeleri ve karşılıklar ile ticari defterlerden anlaşılmayan işletme için önemli değer değişiklikleri de dikkate alınır.

3- TÜR DEĞİŞTİRME PLANI NASIL VE KİM TARAFINDAN DÜZENLENİR?
Yönetim organı bir tür değiştirme planı düzenler. Plan yazılı şekle ve 189’uncu madde uyarınca genel kurulun onayına tabidir. Tür değiştirme planı;
3.1- Şirketin tür değiştirmeden önceki ve sonraki ticaret unvanını, merkezini ve yeni türe ilişkin ibareyi,
3.2- Yeni türün şirket sözleşmesini,
3.3- Ortakların tür değiştirmeden sonra sahip olacakları payların sayısını, cinsini ve tutarını veya tür değiştirmeden sonra ortakların paylarına ilişkin açıklamaları,
içerir.

Kaynak: Kurumlar Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tur-degistiren-ticaret-sirketlerinde-ara-bilanco-nasil-duzenlenir/feed/ 0
Ticaret Şirketlerinde Birleşme Halinde Ortaklık Payları Nasıl Devrolunur? https://www.muhasebenews.com/ticaret-sirketlerinde-birlesme-halinde-ortaklik-paylari-nasil-devrolunur/ https://www.muhasebenews.com/ticaret-sirketlerinde-birlesme-halinde-ortaklik-paylari-nasil-devrolunur/#respond Wed, 20 Jun 2018 21:00:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18884 1- TİCARET ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME HALİNDE ORTAKLIK PAYLARI NASIL DEVROLUNUR?
Ortaklık payının ve haklarının korunması;
1.1- Devrolunan şirketin ortaklarının, mevcut ortaklık paylarını ve haklarını karşılayacak değerde, devralan şirketin payları ve hakları üzerinde istemde bulunma hakları vardır. Bu istem hakkı, birleşmeye katılan şirketlerin malvarlıklarının değeri, oy haklarının dağılımı ve önem taşıyan diğer hususlar dikkate alınarak hesaplanır.
1.2- Ortaklık paylarının değişim oranları belirlenirken, devrolunan şirketin ortaklarına tahsis olunan ortaklık paylarının gerçek değerlerinin onda birini aşmaması şartıyla, bir denkleştirme ödenmesi öngörülebilir.
1.3- Devrolunan şirketin oydan yoksun paylarına sahip ortaklarına aynı değerde, oydan yoksun veya oy hakkını haiz paylar verilir.
1.4- Devrolunan şirkette mevcut bulunan paylara bağlı imtiyaz hakları karşılığında, devralan şirkette eş değerde haklar veya uygun bir karşılık verilir.
1.5- Devralan şirket, devrolunan şirketin intifa senedi sahiplerine, eş değerli haklar tanımak veya intifa senetlerini, birleşme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki gerçek değeriyle satın almak zorundadır.

2- BİRLEŞME HALİNDE AYRILMA AKÇESİ VERİLİR Mİ?
Ayrılma akçesi;
2.1- Birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler.
2.2- Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler.

3- BİRLEŞME HALİNDE SERMAYE ARTIRIMI YAPILIR MI?
Birleşme halinde sermaye artırımı
3.1- Devralma yoluyla birleşmede, devralan şirket, sermayesini, devrolunan şirketin ortaklarının haklarının korunabilmesi için gerekli olan düzeyde, artırmak zorundadır.
3.2- Birleşmede, ayni sermaye konulmasına ilişkin düzenlemelerle, halka açık anonim şirketlerde, yeni payların halka arzına dair hükümler, Sermaye Piyasası Kurulu kaydına alınmasına ilişkin olanlar müstesna, uygulanmaz.

4- YENİŞ KURULUŞ YOLU İLE BİRLEŞME NASIL YAPILIR?
Yeni kuruluş yolu ile birleşmede, bu Kanun ile 24.04.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun, ayni sermaye konulmasına dair düzenlemeleri ve asgari ortak sayısına ilişkin hükümleri dışındaki maddeleri yeni şirketin kuruluşuna uygulanır.

5- TİCARET ŞİRKETİ BİRLEŞMELERİNDE ARA BİLANÇO NE ZAMAN DÜZENLENMELİDİR?
Ara bilanço;
5.1- Birleşme sözleşmesinin imzalandığı tarih ile bilanço günü arasında 6 aydan fazla zaman geçmişse veya son bilançonun çıkarılmasından sonra, birleşmeye katılan şirketlerin malvarlıklarında önemli değişiklikler meydana gelmişse, birleşmeye katılan şirketler bir ara bilanço çıkarmak zorundadır.

5.2- Aşağıdaki hükümler saklı olmak kaydı ile ara bilançoya yıllık bilançoya ilişkin hüküm ve ilkeler uygulanır. Ara bilanço için;
5.2.1- Fizikî envanter çıkarılması gerekli değildir;
5.2.2- Son bilançoda kabul edilen değerlemeler, sadece ticari defterdeki hareketler ölçüsünde değiştirilir; amortismanlar, değer düzeltmeleri ve karşılıklar ile ticari defterlerden anlaşılmayan işletme için önemli değer değişiklikleri de dikkate alınır.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ticaret-sirketlerinde-birlesme-halinde-ortaklik-paylari-nasil-devrolunur/feed/ 0
Ortağın Vefat Etmesi Nedeniyle Pay Dağılımı Nasıl Yapılmalıdır? https://www.muhasebenews.com/ortagin-vefat-etmesi-nedeniyle-pay-dagilimi-nasil-yapilmalidir/ https://www.muhasebenews.com/ortagin-vefat-etmesi-nedeniyle-pay-dagilimi-nasil-yapilmalidir/#respond Tue, 07 Nov 2017 11:45:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18443 Ortağın vefat etmesi nedeniyle pay dağılımı yapılması;

1- Yapılan düzenlemelere göre noterler veraset (miras paylaşım) belgesi düzenleyebilmektedir.
2- Bu belge ile ortaklar genel kurulunda verasetin dağılım kararı alınabilir ve bu karar hisse devri gibi tescili zorunludur.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ortagin-vefat-etmesi-nedeniyle-pay-dagilimi-nasil-yapilmalidir/feed/ 0
Belediye Tarafından Yapılacak Kum Satışları İçin Vergi Hesaplanır mı? https://www.muhasebenews.com/belediye-tarafindan-yapilacak-kum-satislari-icin-vergi-hesaplanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/belediye-tarafindan-yapilacak-kum-satislari-icin-vergi-hesaplanir-mi/#respond Fri, 03 Nov 2017 07:45:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16422 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Belediye tarafından yapılan kum satışında vergileme ve belge düzeni.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; 6360 sayılı Kanunla Belediyenize devredilen kum ocağından vatandaşların kum satışı yapılmasını talep ettiği belirtilerek, Belediye olarak 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu çerçevesinde makbuz mukabili satış yapılıp yapılamayacağı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, iktisadi kamu kuruluşları vergi mükellefiyeti kapsamına alınmış olup aynı Kanunun 2’nci maddesinin üçüncü fıkrasında da Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu kuruluşu olduğu; altıncı fıkrasında ise iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kar edilmemesi veya karın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadi niteliğini değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.

03/04/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “2.3.İktisadi kamu kuruluşları” başlıklı bölümünde; iktisadi kamu kuruluşunun ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Anılan Tebliğin “Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler” başlıklı (2.4) bölümünde; iktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerektiği, aksi halde diğer unsurlar var olsa dahi bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilemeyeceği ifade edilmiştir.

İktisadi işletmenin belirgin özellikleri; bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade etmektedir. Aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.

Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu takdirde bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilir.

          Belediye Başkanlığınız tüzel kişiliği itibarıyla kurumlar vergisi mükellefi olmamakla birlikte devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai faaliyetleri nedeniyle Belediyenizin tüzel kişiliğine bağlı oluşan iktisadi kamu kuruluşlarının kurumlar vergisine tabi tutulması gerekecektir.

Buna göre, Belediyeniz bünyesinde kum ocağından yapılacak kum satışlarının piyasa ekonomisi içerisinde bir bedel karşılığı devamlılık arz edecek şekilde yapılması halinde söz konusu faaliyet nedeniyle Belediyenize bağlı bir iktisadi kamu kuruluşu oluşacağından bu iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilecektir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,
-1/3-g maddesinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV ye tabi olduğu,
-1’inci maddesinin ikinci fıkrasında, ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı,
-29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler sırasında hesaplanan katma değer vergisi ile ithalat sırasında ödenen katma değer vergisini indirebilecekleri,
-30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün olmadığı,
-33/1 inci maddesinde, bu kanuna göre indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmı indirim konusu yapılacağı,
hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, kum ocağından kum üretilerek satışının yapılması nedeniyle Belediye Başkanlığınıza bağlı iktisadi işletme oluşması halinde, söz konusu kum teslimleri Kanunun 1/3-g maddesi uyarınca KDV’ye tabi olacaktır. Dolayısıyla bu faaliyetleri nedeniyle Belediyeniz bünyesinde oluşan iktisadi işletme adına KDV mükellefiyeti tesis edilmesi ve mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan Belediye Başkanlığınıza ait bir iktisadi işletme oluşması halinde, söz konusu iktisadi işletmenin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladığı KDV’den, yalnızca bu satışlara ilişkin olarak yüklenilen KDV’yi indirmesi mümkün olup, iktisadi işletmenin faaliyetleri kapsamında olmayan mal ve hizmetlere ilişkin ödenen KDV’nin, söz konusu iktisadi işletmenin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilmesi mümkün değildir.

3100 SAYILI KANUNA GÖRE

3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunun 1’inci maddesinin bir numaralı bendinde; “Satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, bu Kanuna göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetindedirler.” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre mükelleflerin sattıkları emtia veya yaptıkları iş karşılığında belge düzenlemek zorunda olmaları ve kum satışı sebebiyle kurumlar vergisi mükellefiyetinin olması halinde işletmede ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti bulunmaktadır.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153’üncü maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerinin işe başlamayı vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları; 172’nci maddesinde, iktisadi kamu müesseselerinin defter tutma bakımından tüccarların tabi oldukları hükümlere tabi oldukları; 176’ncı maddesinde defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış tüccarlardan I inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre defter tutacakları; 177’nci maddesinde, her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi olan diğer tüzel kişilerin I inci sınıfa dahil oldukları hüküm altına alındıktan sonra, 182’nci maddede, bilanço  esasında tutulacak defterler sayılmış, 220’nci maddede ise tasdike tabi defterlere ilişkin hükümler yer almıştır.

Mezkûr kanunun 229’uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 230,231 ve 232’nci maddelerinde, faturanın şekli ve nizamı ile fatura kullanma mecburiyetinde (fatura vermek ve almak zorunda) olanlara dair hükümlere yer verilmiş, 233’üncü ve müteakip maddelerinde de fatura yerine geçen belgeler düzenlenmiştir.

Yukarıda yer alan kanun hükümlerine göre, Belediyenize ait kum ocağından yapılacak kum satışları nedeniyle Belediyenize bağlı iktisadi işletme oluşacağından Vergi Usul Kanununda belirtilen tüm vergisel yükümlülüklerin (defter tutma, belge düzenleme vb.) yerine getirilmesi gerekmektedir.

Kaynak: Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı
7 Ekim 2016 Tarih ve 13649056-125[01-2015/ÖZE-06]-103 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/belediye-tarafindan-yapilacak-kum-satislari-icin-vergi-hesaplanir-mi/feed/ 0
Acente Ne Zaman ve Nasıl Ücret Kazanır? https://www.muhasebenews.com/acente-ne-zaman-nasil-ucret-kazanir/ https://www.muhasebenews.com/acente-ne-zaman-nasil-ucret-kazanir/#respond Thu, 22 Jun 2017 19:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=18839 1- ACENTE HANGİ HALLERDE ÜCRETE HAK KAZANIR?
1.1-
Acente, acentelik ilişkisinin devamı süresince kendi çabasıyla veya aynı nitelikteki işlemler için kazandırdığı üçüncü kişilerle kurulan işlemler için ücret isteyebilir. Bu ücret hakkı, üçüncü fıkra uyarınca önceki acenteye ait olduğu hâlde ve ölçüde doğmaz.

1.2- Acenteye belli bir bölge veya müşteri çevresi bırakılmışsa, acente, acentelik ilişkisinin devamı süresince bu bölgedeki veya çevredeki müşterilerle kendi katkısı olmadan kurulan işlemler için de ücret isteyebilir. Birinci fıkranın ikinci cümlesi burada da uygulanır.

1.3- Acentelik ilişkisinin bitmesinden sonra kurulan işlemler için acente;
1.3.1- İşleme aracılık etmişse veya işlemin yapılmasının kendi çabasına bağlanabileceği ölçüde işlemi hazırlamış ve işlem de acentelik ilişkisinin bitmesinden sonra uygun bir süre içinde kurulmuşsa,
1.3.2- Birinci veya ikinci fıkraların birinci cümleleri uyarınca ücret istenebilecek bir işleme ilişkin olarak üçüncü kişinin icabı, acentelik ilişkisinin sona ermesinden önce acenteye veya müvekkile ulaşmışsa, ücret isteyebilir. Bu ücretin, hâl ve şartlara göre paylaşılması hakkaniyet gereği ise, sonraki acente de uygun bir pay alır.

1.4- Acente, ayrıca, müvekkilinin talimatına uygun olarak tahsil ettiği paralar için de tahsil komisyonu isteyebilir.

2- ACENTE ÜCRETE NE ZAMAN HAK KAZANIR?
2.1-
Acente, kurulan işlem yerine getirildiği anda ve ölçüde ücrete hak kazanır. Taraflar bu kuralı acentelik sözleşmesiyle değiştirebilir; ancak müvekkil işlemi yerine getirince, acente, izleyen ayın son günü istenebilecek uygun bir avansa hak kazanır. Her hâlde acente, üçüncü kişi kurulan işlemi yerine getirdiği anda ve ölçüde ücrete hak kazanır.
2.2- Üçüncü kişinin işlemi yerine getirmeyeceği kesinleşirse, acentenin ücret hakkı düşer; ödenmiş tutarlar geri verilir.
2.3- Aracılık edilen sözleşmeyi müvekkilin kısmen veya tamamen yahut öngörüldüğü şekliyle yerine getirmeyeceği kesinleşse bile, acente ücret isteyebilir. Müvekkile yüklenemeyen sebeplerle sözleşmenin yerine getirilemediği hâlde ve ölçüde acentenin ücret hakkı düşer.

3- ACENTE ÜCRETİ NEYE GÖRE BELİRLENİR?
Sözleşmede hüküm yoksa ücretin miktarı, acentenin bulunduğu yerdeki ticari teamüle, teamül de mevcut değilse hâlin gereğine göre o yerdeki asliye ticaret mahkemesince belirlenir.

4- ACENTENİN ÜCRETİ NE ZAMAN ÖDENMELİDİR?
4.1-
Acentenin hak kazandığı ücretin, doğumu tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde ve her hâlde sözleşmenin sona erdiği tarihte ödenmesi gerekir.
4.2- Ücret istemi, muacceliyeti ve hesaplanması bakımından önemli olan bütün konular hakkında acente bilgi istediği takdirde müvekkil bu bilgileri vermek zorundadır. Ayrıca acente, ücrete bağlı işlemlere ilişkin defter kayıtlarının suretlerinin de kendisine gönderilmesini müvekkilinden isteyebilir. Müvekkil, defter suretini vermekten kaçınırsa ya da defterlerin doğruluğu ve tamlığı konusunda kuşku duymayı gerektiren haklı nedenler varsa, acente, ticari defter ve belgelerin ilgili kısımlarını ya kendisi inceler ya da bir uzmana inceletebilir. Müvekkil buna izin vermezse sorunu mahkeme duruma en uygun şekilde karara bağlar.
4.3- Bu hükümlerin aksinin kararlaştırılması acentenin aleyhine olduğu ölçüde geçersizdir.

5- ACENTE OLAĞANÜSTÜ GİDERLERİNİN ÖDENMESİNİ İSTEYEBİLİR Mİ?
Acente, yükümlülüklerini yerine getirmek için yaptıklarından ancak olağanüstü giderlerin ödenmesini isteyebilir.

***Avans ve olağanüstü giderler hakkında 20’nci maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesi hükmü uygulanır.

6- HAPİS HAKKI NEDİR?
6.1-
Acente, müvekkilindeki bütün alacakları ödeninceye kadar, acentelik sözleşmesi dolayısıyla alıp da gerek kendi elinde gerek özel bir sebebe dayanarak zilyet olmakta devam eden bir üçüncü kişinin elinde bulunan taşınırlar ve kıymetli evrak ile herhangi bir eşyayı temsil eden senet aracılığıyla kullanabildiği mallar üzerinde hapis hakkına sahiptir.
6.2- Müvekkile ait mallar acente tarafından sözleşme veya kanun gereği satıldığı takdirde, acente bu malların bedelini ödemekten kaçınabilir.
6.3- Müvekkil aciz hâlinde bulunduğu takdirde, acentenin henüz muaccel olmamış alacakları hakkında da birinci ve ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
6.4- Türk Medenî Kanununun 950’nci maddesinin ikinci fıkrasıyla, 951 ilâ 953’üncü maddeleri hükümleri saklıdır.

7- MÜVEKKİLİN ACENTEYE KARŞI BORÇLARI NELERDİR?
Müvekkil, acenteye;
7.1- Mallarla ilgili belgeleri vermek,
7.2- Acentelik sözleşmesinin yerine getirilmesi için gerekli olan hususları ve özellikle iş hacminin acentenin normalde bekleyebileceğinden önemli surette düşük olabileceğini bildirmek,
7.3- Acentenin yaptığı işleri kabul edip etmediğini ya da yerine getirilmediğini uygun bir süre içinde bildirmek,
7.4- Acentenin istemeye hak kazandığı ücreti ödemek,
7.5- Ücret, avans ve olağanüstü giderler hakkında 20’nci madde hükümlerine göre faiz ödemek,
zorundadır.

***Bu maddeye aykırı şartlar, acentenin aleyhine olduğu ölçüde, geçersizdir.

Kaynak: Türk Ticaret Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/acente-ne-zaman-nasil-ucret-kazanir/feed/ 0