Tesisi – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 25 Feb 2023 08:22:41 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 AIRBNB firması aracılığı ile günlük konaklama hizmeti için konaklama vergisi hesaplanacak mı? https://www.muhasebenews.com/airbnb-firmasi-araciligi-ile-gunluk-konaklama-hizmeti-icin-konaklama-vergisi-hesaplanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/airbnb-firmasi-araciligi-ile-gunluk-konaklama-hizmeti-icin-konaklama-vergisi-hesaplanacak-mi/#respond Sat, 25 Feb 2023 08:22:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139233 Müşterim AIRBNB firması aracılığı ile günlük konaklama hizmeti sunmaktadır. Bankaya gelen tutar üzerinden KDV dahil fatura kesilmektedir. Konaklama vergisi, bankaya gelen tutar içinden mi alınacak yoksa artı %2 ilave mi edilecektir?

Konaklama vergisi; Otel ve benzeri yerlerin düzenledikleri faturada hesaplarlar Bahsettiğiniz sistemde konaklama vergisi hesaplanmaz.


Hangi Hizmetler Konaklama Vergisine Tabidir?

6802 sayılı Kanunun (bundan sonra Kanun olarak ifade edilecektir) 34 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca konaklama vergisinin konusunu, otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) oluşturur. Geceleme hizmetinin; sağlıklı yaşam tesisleri, eğlence merkezleri gibi tesislerin bünyesinde sunulması, vergilendirmeye etki etmez.

Mezkûr fıkrada, konaklama tesisleri bakımından bir sınırlandırma bulunmamakta olup, tesisin; türü, sınıfı, niteliği, ilgili mevzuatta yer alan tarif ve tanımlamaları ve ilgili mevzuata göre turizm işletmesi belgesi ve/veya işyeri açma/işletme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın, konaklama hizmeti sunan bütün tesislerde verilen yukarıda sayılan hizmetler vergiye tabidir.

Buna göre;

1) 31/5/2019 tarihli ve 1134 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelikte yer alan;

  • Konaklama tesisleri kapsamında düzenlenen oteller, tatil köyleri, butik oteller, özel konaklama tesisleri, moteller, pansiyonlar, apart otellerde,
  • Sağlık tesisleri kapsamında düzenlenen sağlıklı yaşam tesisleri ile bünyesinde konaklama tesisi bulunan termal tesislerde,
  • Kırsal turizm tesisleri kapsamında düzenlenen çiftlik evi, köy evi, yayla evi, dağ evi, kampingler, konaklama amaçlı mesire yerlerinde,
  • Muhtelif başlıklarda düzenlenen tesislerden (turizm kompleksleri, tatil merkezleri, eğlence merkezleri, personel eğitim tesisleri, özel tesisler gibi) geceleme hizmeti de sunan diğer tesislerde,

2) Her ne ad altında ve sürede olursa olsun kamu ya da özel sektörün tasarrufunda olan yerlerde personelin konaklaması için ayrılan (lojman olarak tahsis edilenler hariç) misafirhane, konukevi, dinlenme tesisi, kamp gibi tesislerde,

3) İlgili mevzuata göre işletilen uygulama otellerinde,

4) Yukarıda sayılanlar dışında kalan, turizm işletmesi belgesi ve/veya işyeri açma/işletme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın geceleme hizmeti sunan diğer tüm tesislerde,

verilen geceleme hizmetleri ve bu hizmetle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler vergiye tabidir.

Herhangi bir geceleme hizmeti sunulmayan, mola noktaları gibi tesislerde verilen hizmetler ise vergiye tabi değildir.

24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde tanımlanan sosyal hizmet kuruluşlarınca korunmaya, bakıma ve yardıma ihtiyacı olanlara verilen geceleme hizmetleri verginin konusuna girmez.

Konaklama vergisinin uygulanmasında hizmetten yararlananın uyruğuna ya da mukimlik durumuna bakılmaz.

Konaklama Tesislerinde Verilen Geceleme Hizmetinden Kasıt Nedir?

Konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti vergiye tabidir. Geceleme hizmeti, konaklama tesislerinde oda veya yer tahsis etmek suretiyle verilen, tesiste günlük yatma, barınma ve kalma hizmetini ifade eder. Konaklama tesisi bakımından, geceleme hizmetini ifa etmeye yönelik odanın (birden fazla kişinin bir arada konaklayabildiği odalarda yatağın) kişinin tasarrufuna bırakılması ile birlikte hizmet sunumu başlamış olur. Günlük gecelemelerde kişinin gecelemeyi tamamlamaksızın tesisten ayrılmasının vergilendirmeye tesiri yoktur. Birden fazla günü kapsayan gecelemelerde fiilen hizmetin sunulduğu günler esas alınır; geceleme hizmetinin sunulmadığı günler için vergi aranmaz.

Konaklama Vergisi Beyannamesini Kimler Verecektir?

6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 34’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, konaklama vergisinin mükellefi verginin konusuna giren hizmetleri sunanlardır.

Dolayısıyla konaklama vergisinin mükellefi, konaklama hizmetlerinin sunulduğu tesisi fiilen işletenlerdir. Tesisin mülkiyetinin işletene ait olup olmamasının, tesisin kamu veya özel sektör, gerçek veya tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği bulunmayan teşekküller tarafından işletilmesinin mükellefiyete tesiri yoktur.

Konaklama vergisi mükellefiyeti, konaklama tesisinin tamamen veya kısmen işletmeye hazır hale getirilmesiyle birlikte faaliyete başlanılmasından önce tesis ettirilir.

Mükellefiyet, konaklama tesisi işletenin katma değer vergisi (KDV) yönünden bağlı olduğu vergi dairesince, KDV mükellefiyeti bulunmayanlar bakımından ise tesisin bulunduğu yer vergi dairesince tesis edilir.

KDV mükellefiyeti bulunmayanların aynı il sınırları içindeki aynı veya farklı vergi dairelerinin yetki alanında bulunan tüm konaklama tesisleri için, talep etmeleri durumunda, ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı (bulunmayan illerde Defterdarlık) tarafından uygun görülecek vergi dairesince tek mükellefiyet tesis edilebilir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/airbnb-firmasi-araciligi-ile-gunluk-konaklama-hizmeti-icin-konaklama-vergisi-hesaplanacak-mi/feed/ 0
Akaryakıt istasyonlarında intifa hakkı tesisi ile kullanımlar kira olarak mı değerlendirilecektir? https://www.muhasebenews.com/akaryakit-istasyonlarina-intifa-hakki-tesis-edilmesi-neticesinde-yenileme-gelistirme-ve-destekleme-gibi-cesitli-adlar-altinda-pesin-odenen-bedeller-hangi-donem-kazancina-dahil-edilir/ https://www.muhasebenews.com/akaryakit-istasyonlarina-intifa-hakki-tesis-edilmesi-neticesinde-yenileme-gelistirme-ve-destekleme-gibi-cesitli-adlar-altinda-pesin-odenen-bedeller-hangi-donem-kazancina-dahil-edilir/#respond Fri, 26 Jul 2019 14:00:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=64631 Akaryakıt istasyonlarına, intifa hakkı tesis edilmesi neticesinde yenileme geliştirme ve destekleme gibi çeşitli adlar altında peşin ödenen bedeller hangi dönem kazancına dâhil edilir?

Ticari kazancın tespitinde tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri geçerli olduğundan alınan bedellerin intifa hakkı ve anlaşma süresi ile ilişkilendirilmeksizin tahakkuk eden dönem kazancına dâhil edilir.

Ancak bunun intifa hakkı tesisi ettirilmesi suretiyle kullandırılması durumunda kiralama olarak değerlendirilmesi ve tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereği ilgili yılların kurum kazancına dâhil edilmesi gerekmektedir.

 

 

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/akaryakit-istasyonlarina-intifa-hakki-tesis-edilmesi-neticesinde-yenileme-gelistirme-ve-destekleme-gibi-cesitli-adlar-altinda-pesin-odenen-bedeller-hangi-donem-kazancina-dahil-edilir/feed/ 0
Maden İşletme Ruhsatı Üzerine İpotek Tesisi https://www.muhasebenews.com/maden-isletme-ruhsati-uzerine-ipotek-tesisi/ https://www.muhasebenews.com/maden-isletme-ruhsati-uzerine-ipotek-tesisi/#respond Tue, 02 Apr 2019 11:15:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=53304 Maden, kanundaki tanımıyla yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde olarak ifade edilmiştir.

“Anayasa Madde 168 – Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.”

Anayasanın 168. Maddesinde madenleri de kapsayan tabii servet ve kaynakların Devletin hüküm ve tasarrufunda olacağı açıkça kayıt altına alınmış ve özel mülkiyete kabil olmayacakları da maddenin lafzından açıkça anlaşılmaktadır kaldı ki bu kaynak ve tabii servetlerin aranması ve işletilmesi hakkı da yalnızca devlete aittir.

Devlet bu haklarını belli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere bırakabileceği de Anayasanın 168. Maddesinde hüküm altına alınmıştır. Günümüzün ekonomik koşulları ve ticaret anlayışı çoğu zaman devletin bu hakkının kullanımını devretmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu makalemizde de devletin bu hakkını devrettiği madenlerin işletilmesi için verilen maden işletme ruhsatını ve bu ruhsat üzerinde kurulan ipotek haklarının incelemesini yapacağız.

Maden İşletme ruhsatı madenin devlet tarafından işletilmesinin belirli bir süreliğine gerçek veya tüzel kişiye devredildiğini gösteren bir belgedir.

Maden kanunu Madde 3:
İşletme Ruhsatı:
İşletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi için verilen yetki belgesi şeklinde işletme ruhsatının tanımını yapmıştır aynı kanunda ruhsat ise
Ruhsat: (Değişik:14/2/2019-7164/5 md.) Madenlerin aranması ve işletilmesi için yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Genel Müdürlükçe verilen belge olarak tanımlanmıştır.

Sadece işletme ruhsatı üzerine maden ipoteği kurulabilir. Maden Kanunu’nun 42.maddesinde üretim olmasına rağmen arama ruhsat aşamasında maden ipoteği kurulmasına cevaz vermemiştir. Bu sebepten ötürü makalenin devamında “Ruhsat” işletme ruhsatı anlamında kullanılacaktır. Maden üzerinde kurulan diğer haklar gibi maden ipoteği de sicile tescille kurulur. İlgili sicil maden sicilidir. Tescil kurucudur. Maden ipoteği sicile tescil edilmeden önce işbu hukuki işlemin hukuki sebebini teşkil edecek bir sözleşmenin yapılması şarttır. Bu sözleşme resmi sözleşme niteliğinde olup resmi memur önünde yapılmalıdır.

Sicilin teşkili ve özellikleri: Madde 38 – Bütün maden hakları ve faaliyetleri ile ilgili teknik ve mali konuları havi maden sicili, yönetmelikte belirtildiği şekilde Genel Müdürlük tarafından tutulur. (2) Maden haklarının devir, intikal, haciz, rehin ve ipotek veya sona erme durumları bu sicile işlenir. Maden sicili alenidir. İlgililer sicil kayıtlarının maden sicil memurlarından biri huzurunda gösterilmesini isteyebilir. Maden sicilindeki kayıtların bilinmediği iddia edilemez. Madenler üzerine iktisap edilecek haklar tescil edilmedikçe hüküm ifade etmez.

Taşınmaz ipoteklerinde olduğu gibi maden ipoteği de harca ve damga vergisine tabiidir ancak bu ipotek bankadan alınacak kredinin teminatı olarak kurulacaksa 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun ekli (2) sayılı Tablonun IV. Bölümün (23) numaralı fıkrası ile damga vergisinden ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123. maddesinin (Ek fıkra: 20/6/2001-4684/23 md.; Değişik: 25/12/2003 – 5035/31 md.) gereği harçlardan muaf olacağı için herhangi bir harç veya vergi ödeme yükümlülüğü oluşmayacaktır.

Doktrinde maden ipoteğinde ipotek hukukunda hakim olan belirlilik ilkesine uygun uluslararası standartlarda bir rezerv belirleme sisteminin getirilmemiş olması sıklıkla eleştirilmektedir ve bizce de bu eleştiri son derece yerindedir. Böyle bir sistemin yokluğu bankaların maden ipoteği güvencesiyle kredi verme eğilimini köreltmekte ve madencinin maden için gerekli finansal desteği bulmasını çoğu zaman zorlaştırmaktadır bu durumun çözümü olarak uluslararası standartların ilgili mevzuatça düzenlenmesinin yerinde olacağı kanaatindeyim.

Maden ipoteği Maden Kanunu’nun 42. Maddesinde tanımlanmıştır;
Madde 42 – Maden (…)işletme ruhsat sahibinin maden için yapmış olduğu borcunu veya ileride bu maksatla borçlanmasının temini için maden üzerinde bir veya müteaddit derece ve sırada ipotek tesis olunabilir.

Kanunun açık ifadesi bu ipoteğin yalnızca ruhsat sahibinin maden için yapmış olduğu borcunu veya ileride yine aynı maksatla borçlanmasını sağlamak için kurulabileceğini söylemektedir.

Maden üzerinde bir veya birden fazla sıralı ipotek kurulabilir. Maden ipoteği maden harici başka bir borcun teminatı için kurulamayacağı gibi 3. bir kişinin borcunun teminatı olarak da maden ipoteği kurulması mümkün değildir.

Maden ipoteğinin kapsamına işletme ruhsatı ile bir bütün teşkil eden madenin işletilmesi için gerekli olan bütün araç gereç ve tesislerin tamamı girer. Bu sayılanlar arasında tapu siciline kayıtlı taşınmazlarda bulunabilir, bu durumda ipotek hakkı sahibi hakkının zarar görmemesi için genel hükümlere göre tapu siciline şerh verilmesini isteyebilir.

Maden ipoteğinin süresi işletme ruhsatının süresi kadardır ancak ruhsatın sona ermesi üzerine ruhsattan bağımsızlaşan ve ruhsat sahibinin mülkiyetinde yer alan 33. Maddenin birinci fıkrasında belirtilen kuyular, galeriler ve bunların muhafazası için yapılmış olan iksa tesisleri dışında kalan tesis, vasıta, alet ve malzeme üzerinde maden ipoteği devam eder.

Tesislerin intikali: Madde 33 – Arama, (…)(1) ve işletme ruhsatının fesholunması, yürürlük sürelerinin bitmesi veya terk sebebiyle sona ermesi hallerinde ruhsat sahibine tazminat verilmeksizin kuyular, galeriler ve bunların muhafazası için yapılmış olan iksa tesisleri Devlete intikal eder. (1) 1 inci fıkra şümulü dışında kalan tesis, vasıta, alet ve malzeme ruhsat sahibine aittir.

İpotek alacaklısı vadenin gelmesi veya alacağın muaccel hale gelmesi durumunda genel hükümler dairesinde maden işletme ruhsatını sattırabilir. Maden işletme ruhsatını bu yolla iktisap etmek isteyen alıcı bu hakkın iktisabı için aranan maden ehliyetini taşımak zorundadır. MAPEG’den alınacak ehliyetli olduğunu belirten belge bunun için yeterli olacaktır. Satış sonrası MAPEG’e yeni ruhsat sahibi bildirilir ve bu husus maden siciline işlenir ve ipotek kaydı terkin edilir.

İpoteğin paraya çevrilmesi: Madde 43 – İpoteğin vadesi sonunda veya alacağın muacceliyet kesbetmiş olması halinde alacaklı alacağının tahsili için ipoteğin taalluk ettiği maden (…) (2) işletme ruhsatını genel hükümler dairesinde sattırabilir. (2) Maden (…)işletme ruhsatını iktisap etmek isteyen talibin bu hakkın iktisabı için aranan kanuni şartları haiz olması lazımdır. Talip bu şartları haiz bulunduğunu, Genel Müdürlükten alacağı vesika ile ispat eder. İcra dairesi bu vesikayı ibraz etmiş olan talipler arasında satışı yapar.

Maden İpoteği ve Şahsi Mesuliyet
Kanun koyucu maden ipoteği ile teminat altına alınmış alacaktan dolayı aynı zamanda ruhsat sahibinin de sorumluluğuna işaret etmiştir. Bu sebepten dolayı borçlu ruhsat üzerindeki ipotekten olan sorumluluğunun yanında tüm malvarlığı ile şahsi borcundan da sorumludur. Bu sorumluluk ipotek yüklü ruhsatın devri halinde de devam ettiği gibi aynı zamanda işletme ruhsatı üzerindeki ipoteğin alacağa teminat olma özelliği devam eder. İpotek yüklü ruhsatın devri şahsi sorumluluğu ortadan kaldırmaz şahsi sorumluluğun ipotek yüklü yeni ruhsat sahibine geçmesi için ipotek hakkı sahibinin buna rıza göstermesi ve devralan tarafın bu borcu kabul etmesi gerekmektedir. Ancak Kanun koyucu şahsi sorumluluğun devrinin bakanlıkça alacaklıya bildirilmesinden itibaren alacaklının buna itiraz etmemesi durumunda bu durumun borcu devreden ilk borçluyu borcundan kurtaracağını belirtmiştir, kanun koyucu susmaya burada olumsuz bir sonuç yüklemiştir.

Şahsi mesuliyet: Madde 44 – Maden ipoteğiyle temin edilen alacaktan dolayı maden (…)işletme ruhsat sahibi şahsen de mesuldür. (1) İpotekle takyit edilmiş bir maden (…)işletme ruhsatının ahara devri halinde, bu hakkı devredenin borçluluk durumunda bir değişiklik husule gelmeyeceği gibi, alacağın teminatını teşkil eden ipotek de aynen baki kalır. (1) Ancak, maden (…)işletme ruhsatını devralan şahıs ipotekle temin edilmiş olan borcu da şahsen kabul ve taahhüt ettiği ve alacaklı, keyfiyetin Genel Müdürlükçe kendisine tebliğinden itibaren, bir yıl içinde hakkını evvelki borçluya karşı muhafaza eylediğini yazı ile bildirmediği taktirde (…) işletme ruhsatını devreden evvelki borçlu borcundan kurtulur. (1)(3)

(3)(4) Satışın neticesi icra dairesi tarafından Genel Müdürlüğe bildirilir. Keyfiyet madenin sicil kütüğüne şerh ve ipotek kaydı terkin edilir. Devir muamelesi bu surette tekemmül eder.(4)

Medeni Kanun’a Atıf
Maden kanunu ipoteğe ait hükümlerde olan eksikleri medeni kanuna atıf yoluyla tamamlamıştır ancak bu atıf tamamlayıcı nitelikte olup ancak maden kanununa aykırı olmayan hükümlerin uygulanabileceğini göstermektedir ayrıca bu atıf külli bir atıf olmayıp yalnızca ipotek konusundaki hükümlerin maden kanunu tamamlayıcı nitelikte uygulanabileceğini belirtmektedir.

Her ne kadar bu hüküm külli bir atıf niteliğinde olmasa da kamu hukuku ve özel hukuk arasında kalan karma bir hukuk alanı olan Maden Hukukunun Özel Hukuk yönü ağır basan alanlarında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 5. Maddesinin açık hükmü gereği Medeni Kanunun ve Borçlar Kanununun ilgili hükümlerinin Maden Kanununa aykırı olmamak kaydıyla işbu maddeden bağımsız olarak uygulanabileceği görüşündeyim.

Madde 5 – Bu Kanun ve Borçlar Kanununun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır.

Detaylı Bilgi İçin; Barkın Çalışır b.calisir@ozgunlaw.com

Kaynakça:

1. Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu Maden Hukuku
2. Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu Maden İpotekleri
3. Bünyamin Çitil Tüm Yönleriyle Maden Hukuku
4. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
5. Maden Kanunu
6. Türk Medeni Kanunu

 

 

 


Kaynak: ozgunlaw.com
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/maden-isletme-ruhsati-uzerine-ipotek-tesisi/feed/ 0