Teminat mektubu – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 18 Jan 2021 17:06:17 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Adi ortaklığın KDV iadesi için ortaklardan biri teminat mektubu verebilir https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligin-kdv-iadesi-icin-ortaklardan-biri-teminat-mektubu-verebilir/ https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligin-kdv-iadesi-icin-ortaklardan-biri-teminat-mektubu-verebilir/#respond Tue, 19 Jan 2021 06:05:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101847

T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef   Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

84974990-130[32-2014/2]-102

03/02/2015

Konu

:

Ortaklardan biri tarafından teminat mektubu verilmesi.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, Adi Ortaklığınız adına doğan KDV iade alacağının banka teminat mektubuna istinaden ilgili vergi dairesinden talep edildiği, 2013 takvim yılının muhtelif dönemleri ve Şubat 2014 dönemine ait KDV iade taleplerinizde Adi Ortaklığınızı oluşturan ortakların hisseleri oranında tanzim edilecek banka teminat mektuplarına istinaden yerine getirilip getirilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere teminat mektupları, lehtarın (asıl borçlunun) belli bir taahhüdü yerine getirmemesi halinde, muhatabına belli bir tutarı ilk talepte kayıtsız şartsız, borçlunun rızasını almaya veya herhangi bir hükme gerek kalmadan teminat mektubunu düzenleyen banka tarafından ödeneceğine yönelik bir tür garanti sözleşmeleridir. Teminat mektupları ancak lehtarın, taahhüdü yerine getirmemesi halinde ve yalnızca muhatabın talebi üzerine paraya çevrilmeleri mümkün bulunmaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanuna göre teminat olarak gösterilecek banka teminat mektuplarının 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar (katılım bankaları dahil) tarafından düzenlenmiş olması ve paraya çevrilmeleri konusunda hiçbir sınırlayıcı şart taşımaması (süresiz-şartsız) gerekmektedir.

Konuya ilişkin olarak, yayımlanan 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “IV/A-5.Teminat Karşılığı İade” başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, adi ortaklık ve iş ortaklıkları adına yapılacak iadelerde teminat mektubunun ortaklardan biri adına düzenlenmesi yeterli olup, 2013 takvim yılının muhtelif dönemleri ve Şubat 2014 dönemi katma değer vergisi iade alacağı için ortaklarınızdan birisi adına düzenlenen teminat mektubu yeterlidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligin-kdv-iadesi-icin-ortaklardan-biri-teminat-mektubu-verebilir/feed/ 0
İş Ortaklığının İade Alacağını Alabilmesi İçin Teminat Mektubu Kim Adına Düzenlenmelidir? https://www.muhasebenews.com/is-ortakliginin-iade-alacagini-alabilmesi-icin-teminat-mektubu-kim-adina-duzenlenmelidir/ https://www.muhasebenews.com/is-ortakliginin-iade-alacagini-alabilmesi-icin-teminat-mektubu-kim-adina-duzenlenmelidir/#respond Mon, 13 May 2019 19:30:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=15253  

Konu: İş Ortaklığının iade alacağını alabilmesi için teminat mektubunun kimin adına düzenlenmesi gerektiği

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; iş ortaklığınız tarafından kesinti suretiyle ödenmiş olan vergi alacağının nakden iadesinin talep edilmesi durumunda, ortaklardan biri adına düzenlenmiş teminat mektubu karşılığında nakden iadenin yerine getirilip getirilemeyeceği hususunda görüş bildirilmesi istenilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde; iş ortaklıklarının elde ettiği kazançların kurumlar vergisine tabi olduğu, 2’nci maddesinde; kurumlar vergisi mükelleflerinin kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenlerin iş ortaklığı olduğu ve bunların tüzel kişiliklerinin olmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanununun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrası ve 30’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre, kaynağında kesilmiş olan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceği, beşinci fıkrasında ise mahsubu yapılan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olduğu takdirde, bu durumun vergi dairesince mükellefe yazı ile bildirileceği, aradaki farkın mükellefin söz konusu yazıyı tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurusu halinde kendilerine red ve iade edileceği belirtilmiştir.

Ayrıca, anılan maddede Maliye Bakanlığının iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme raporuna, yeminli mali müşavir raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için aranılacak belgeleri belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmış olup, konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılmıştır.

Söz konusu Tebliğin “1.3.2. Nakden İade”  başlıklı bölümünde; nakden iade taleplerinin dilekçe ile yapılmasının şart olduğu, tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin nakden iade edilecek tutarın 10 bin lirayı geçmemesi halinde iade talebinin, yıl içinde yapılan tevkifatlara ilişkin tablo ile birlikte, ticari kazançlar ve zirai kazançlara ilişkin olarak tevkif yoluyla kesilen vergilerin vergi sorumlusu tarafından ilgili vergi dairesine ödenmiş olduğuna ilişkin belgenin ilgili kurumca onaylanan bir örneğinin dilekçeye eklenmesi koşuluyla inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirileceği; nakden yapılacak iade taleplerinin 10 bin lirayı aşması halinde, 10 bin lirayı aşan kısmın Vergi Usul Kanununa göre vergi inceleme yetkisi bulunanlarca yapılacak inceleme sonucunda düzenlenecek vergi inceleme raporuna göre iade edileceği; 10 bin liraya kadar olan kısmın ise, dilekçe ekinde yukarıda belirtilen belgelerin yer alması koşuluyla teminat aranmaksızın ve inceleme raporu beklenmeksizin iade edileceği; teminat gösterilmesi halinde iade talebinin inceleme sonucu beklenmeksizin yerine getirileceği, teminat olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde sayılanlardan bir veya bir kaçının gösterilebileceği, banka teminat mektuplarının (süresiz-şartsız) paraya çevrilmeleri konusunda hiçbir sınırlayıcı şart taşımaması ve Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar veya özel finans kurumları tarafından düzenlenmiş olması gerektiği, nakden iade talebinin 100 bin liraya kadar olan kısmının, mükellefle süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenlemiş yeminli mali müşavirce düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca iade edileceği, iade talebinin 100 bin lirayı aşan kısmının iadesinin ise denetim elemanlarınca düzenlenen vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirileceği belirtilmiştir.

Teminat mektupları, lehtarın (asıl borçlunun) belli bir taahhüdü yerine getirmemesi halinde, muhatabına belli bir tutarı ilk talepte kayıtsız şartsız, borçlunun rızasını almaya veya herhangi hükme gerek kalmadan teminat mektubunu düzenleyen banka tarafından ödeneceğine yönelik bir tür garanti sözleşmeleridir. Teminat mektupları ancak lehtarın, taahhüdünü yerine getirmemesi halinde ve yalnızca muhatabın talebi üzerine paraya çevrilmeleri mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, esas borçlu yerine üçüncü kişiler tarafından gösterilen teminat mektuplarının teminat olarak kabul edilmemesi hususunda, gerek 6183 sayılı Kanun, gerekse 5411 sayılı Kanunda herhangi bir hükme yer verilmemiştir.

Bu nedenle, iş ortaklığınızın kurumlar vergisi iade alacağına ilişkin olarak ortaklarınızdan birinin kefaleti ile “süresiz ve şartsız” olarak düzenlenecek olan teminat mektubunun verilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Ancak bu şekilde alınacak teminat mektubunda “…  Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi … İş Ortaklığı’nın işbu teminat mektubu karşılığında 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği kapsamında inceleme yapılmaksızın nakden veya mahsuben iade alması ve iadeden sonra yapılan inceleme neticesinde … İş Ortaklığı’nın haksız iade aldığının tespiti halinde söz konusu kamu alacağının ödenmesinde kullanılmak üzere verilmiştir.” ifadesinin de yer alması gerekmektedir.


 

Kaynak: Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı – 2 Kasım 2015 Tarih ve 38418978-125[34-14/8]-1086 Sayılı Özelge
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER


Adi Ortaklığın Yaptığı İnşaat İşinde Onay Tarihi Bulunmaması Halinde Geçici Kabul Tarihi Nasıl Belirlenir?

 


 

Yatırım Ortaklığı Statüsü Bulunan ve Tasfiyeye Giren Şirketin Portföy İşletmeciliğinden Elde Edeceği Kazanç İstisna Kapsamına Girer mi?

 


 

Fonlar ile yatırım ortaklıklarının kazançlarına ilişkin kurumlar vergisi istisnası nedir?

 


 

Adi Ortaklığın Kararları nasıl alınır?

 


 

Adi Ortaklığın Sermayesi olur mu?

 


 

Konsorsiyum Olarak Üstlenilen Mühendislik İşleri, Yıllara Sari İnşaat İşi Olarak Değerlendirilebilir mi?

 


 

İş Ortaklıkları nasıl vergilendirilir?

 


 

Anonim Şirketlerde Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/is-ortakliginin-iade-alacagini-alabilmesi-icin-teminat-mektubu-kim-adina-duzenlenmelidir/feed/ 0
Mahkeme Kararına İstinaden Ödenen Harç ve Faizler Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/mahkeme-kararina-istinaden-odenen-harc-faizler-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/mahkeme-kararina-istinaden-odenen-harc-faizler-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Fri, 15 Feb 2019 05:00:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17599 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Şirketçe ödenen mahkeme harcı, avukatlık ücreti ve faizin gider olarak gösterilip gösterilmeyeceği
İlgi: 29.08.2013 tarih ve 7468 sayı ile gelen 28.08.2013 tarihli özelge talebiniz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

– … Holding A.Ş. ile 01.03.2005 tarihinde imzalanan hisse devir sözleşmesiyle … … AŞ’nin hisselerinin satın alındığı,
– Anlaşmaya göre 01.01.2005 tarihinden önceki şirket faaliyetleri nedeniyle doğabilecek borçların teminatı olmak üzere garantör sıfatıyla … AŞ’den 31.12.2008 tarihine kadar geçerli olan banka teminat mektubunun alındığı ve 24.11.2008 tarihinde teminat mektubunun şirketinizce paraya çevrildiği,
– Ancak, söz konusu firmanın teminat mektubunun süresi bitmeden paraya çevrilmesine itiraz etmesi neticesinde dava açıldığı ve mahkeme kararında ana bedele ilişkin gecikme faizi, icra inkâr tazminatı, yargı harcı ve sair dava/icra masraflarının ödenmesine hükmedildiği
belirtilmiş olup, bu ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı; alınabilecekse hangi dönemin kazancı ile ilişkilendirileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, ikinci fıkrasında ise, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (3) numaralı bendinde ise, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye, ilam veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, sözleşmelerde cezai şart olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak yazılabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır. Ancak, kurumlar tarafından işle ilgili ödenen tazminatlar sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurlarından kaynaklanan tazminatlar gider olarak yazılamayacaktır.

Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağının veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, mahkeme kararına istinaden ödenecek gecikme faizi, icra inkâr tazminatı, yargı harcı ve diğer dava masraflarının işle ilgili olması, ilama bağlı bulunması ve kurumun kendisinin, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurlarından doğmamış bulunması şartıyla, fiilen ödendiği tarihler itibariyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Kaynak: Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı
25 Nisan 2014 Tarih ve 93767041-125[6-11-GV-40-2013/35]-68 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/mahkeme-kararina-istinaden-odenen-harc-faizler-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
KDV İadesi Kontrol Raporlarının Oluşması İçin Gereken Kriterler Nelerdir? https://www.muhasebenews.com/kdv-iadesi-kontrol-raporlarinin-olusmasi-icin-gereken-kriterler-nelerdir/ https://www.muhasebenews.com/kdv-iadesi-kontrol-raporlarinin-olusmasi-icin-gereken-kriterler-nelerdir/#respond Tue, 06 Nov 2018 17:00:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=23500 KDV İADESİ KONTROL RAPORLARININ OLUŞMASI İÇİN MÜKELLEFLERİN ONAYLAMASI GEREKEN İŞLEMLER:
KDV İadesi Kontrol Raporlarının oluşması için mükelleflerin;
1- İnternet Vergi Dairesi üzerinden ilgili dönem KDV iade liste girişlerini elektronik ortamda yapmaları ve onaylamaları,
2- İlgili döneme ait Standart İade Talep Dilekçelerini elektronik ortamda girmeleri ve onaylamaları
gerekmektedir.

Ayrıca Mükellefler açısından aşağıda belirtilen hususları da sağlanması gerekmektedir:
Diğer taraftan,  yukarıda yer verilen ana koşulları yerine getirmiş olan mükellefler açısından aşağıda belirtilen ve kendilerine uygun olan hususların da sağlanması gerekmektedir.
1- “Artırımlı Teminat Mektubu” veya “Teminat Mektubu” ile yapılan iade taleplerinde, KDV iade listelerinin ve Standart İade Talep Dilekçesinin elektronik ortamda gönderilmesi ile birlikte iade dönemine ait “banka/katılım bankası teminat mektubunun” vergi dairesine ibraz edilmiş olması gerekmektedir.

Vergi dairesine ibraz edilen teminat mektubunun vergi dairesi tarafından “203 evrak kodu” ile kayıt altına alınmış olması gerekmektedir.

Gelir Yönetimi Daire Başkanlığı (I)’nın 04.04.2017 tarih ve 20668 sayılı yazısında yer alan “Mükellefler tarafından iade taleplerine ilişkin olarak her bir dönem için ayrı teminat mektubu verilmesi gerekmektedir.” İfadesi gereğince mükellefler tarafından iade taleplerine ilişkin olarak her bir iade dönemi için ayrı teminat mektubu/artırımlı teminat mektubu verilmesi gerekmektedir.

2- Mükellef, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu ile iade talep etmiş ise, KDV iade listelerinin ve Standart İade Talep Dilekçesinin elektronik ortamda gönderilmesi ile birlikte iade dönemine ait “YMM KDV İade Tasdik Raporunun” da vergi dairesine ibraz edilmiş olması gerekmektedir.

Vergi dairesine ibraz edilen YMM KDV İade Tasdik Raporunun vergi dairesi tarafından “302 evrak kodu” ile kayıt altına alınmış olması gerekmektedir.

3- Mükellef, “Teminat Mektubu” ile beraber “YMM KDV İadesi Tasdik Raporu” ile de iade talep etmiş ise, KDV iade listelerinin ve Standart İade Talep Dilekçesinin gönderilmesi ile birlikte iade dönemine ait “banka/katılım bankası teminat mektubunun” ve “YMM KDV İadesi Tasdik Raporunun” vergi dairesine ibraz edilmiş olması gerekmektedir.

Vergi dairesine ibraz edilen teminat mektubunun vergi dairesi tarafından “203 evrak kodu” ile YMM KDV İade Tasdik Raporunun ise “302 evrak kodu” ile kayıt altına alınmış olması gerekmektedir.

ATU KONTROL RAPORUNUN OLUŞABİLMESİ İÇİN DOLDURULMASI GEREKEN BİLGİLER:
ATU Kontrol Raporunun oluşabilmesi için;
1- Mükellefler İnternet Vergi Dairesinden KDV iade liste girişi yaparken; “İade Türü” bölümünde, “Nakden İade” veya “Kısmen Mahsup Kısmen Nakden” İade seçeneklerinden birisini seçtikten sonra “İade Talebiniz İçin ARTIRIMLI TEMİNAT MEKTUBU Verecek misiniz?” sorusunda “Evet” işaretleyip teminat mektubu referans numarası eksiksiz olarak yazmalıdır.

Ayrıca aşağıdaki tablo örneğindeki gibi mükellefler internet vergi dairesi bilgi giriş ekranlarında iade talep şeklini YMM KDV İadesi Tasdik Raporu Olmaksızın İade kısmını işaretlemeleri gerekmektedir.

2- İade dönemine ilişkin internet vergi dairesinde bulunan “İade Talep Dilekçe İşlemleri” menüsünden, standart iade talep dilekçesi doldururken “Artırımlı Teminat ile Nakden İade” seçilerek iade tutarı ilgili kutucuğa yazılmış olmalıdır.

3- Mükelleflerin ATU iade talepleri için vergi dairesine ibraz ettikleri teminat mektubunun, 203 evrak kodundan iade dönem bilgileri doğru girilerek kaydedilmiş olması gerekmektedir.

Yukarıda sayılan 3 koşuldan birinin eksikliği halinde ATU Kontrol Raporu oluşmayacaktır.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kdv-iadesi-kontrol-raporlarinin-olusmasi-icin-gereken-kriterler-nelerdir/feed/ 0
İhale İçin Verilen Teminat Mektubu Vergi Borcuna İstinaden Vergi Dairesince Haczedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/ihale-icin-verilen-teminat-mektubu-vergi-borcuna-istinaden-vergi-dairesince-haczedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ihale-icin-verilen-teminat-mektubu-vergi-borcuna-istinaden-vergi-dairesince-haczedilebilir-mi/#respond Sat, 19 May 2018 09:30:56 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=4826 1- ŞARTNAMEYE AYKIRILIK HALİNDE KESİN TEMİNAT MEKTUBUNUN GELİR KAYDEDİLMESİ.
İhale makamına verilen Kati teminatın Kanun ve Şartnameye aykırı bir durum oluşması halinde 2886 Sayılı Kanunun 62’nci maddesi gereğince teminat mektubunun üzerindeki taahhüt doğrultusunda nakde çevrilir gelir kaydedilir. Bu gelir müteahhidin diğer borçlarına mahsup edilemez.

2- TEMİNAT MEKTUBU NEDİR?
Bilindiği üzere teminat mektupları, lehdarın (asıl borçlunun) belli bir taahhüdü yerine getirmemesi halinde, muhatabına muayyen bir meblağın ilk talepte kayıtsız Şartsız, borçlunun rızasını almaya veya hüküm istihsaline gerek kalmadan teminat mektubunu düzenleyen banka tarafından ödeneceğine dair, bir tür garanti akdidir.

3- TEMİNAT MEKTUBU HACZEDİLEBİLİR Mİ?
Teminat mektupları ancak lehdarın (Menfaati olan kişi), taahhüdünü yerine getirmemesi halinde ve yalnızca muhatabın talebi üzerine paraya çevrilmeleri mümkün bulunduğundan dolayı kıymetli evrak vasfı taşımazlar ve haczedilemezler. (1994/5 Seri no’lu Tahsilat İç Genelgesi gerekli açıklamalara yer verilmiştir)

***Bu sebeple İhale komisyonu arasında yapılan sözleşme gereği Şirketçe taahhüt edilen işler için ihale makamı kuruluşa verilen teminat mektubunun vergi borçları nedeniyle haczedilemeyeceği gibi paraya çevrilmesi de mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/ihale-icin-verilen-teminat-mektubu-vergi-borcuna-istinaden-vergi-dairesince-haczedilebilir-mi/feed/ 0
Yurt Dışında Yapılan İnşaat İşlerinde Yapılan Sözleşmenin Tek Taraflı Feshi Halinde İnşaat Bitim Tarihi Neye Göre Belirlenir? https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-yapilan-insaat-islerinde-yapilan-sozlesmenin-tek-tarafli-feshi-halinde-insaat-bitim-tarihi-neye-gore-belirlenir/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-yapilan-insaat-islerinde-yapilan-sozlesmenin-tek-tarafli-feshi-halinde-insaat-bitim-tarihi-neye-gore-belirlenir/#respond Wed, 07 Mar 2018 15:00:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16680 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Yurt dışında yapılan inşaat işinde Kurumlar Vergisi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin 20.06.2012 tarihinde Fas Ulusal Demiryolu İdaresi (ONCF) ile imzaladığı sözleşmeyle; … ve… arası hızlı tren yapımı projesi … toprak işleri, sanat yapıları ve bağlantı yollarının yenilenmesi işlerini taahhüt ettiği, ancak işveren idarenin kamulaştırma ile ilgili sıkıntıları nedeniyle proje kapsamında çalışılacak alanların şirketinize tahsisinde gecikmeler olmasına rağmen, işveren idarenin söz konusu projenin öngörülen yapım hızına erişilemediği gerekçesiyle 26/04/2013 tarihli yazı ile sözleşmeyi tek taraflı feshettiği ve fesih kararının 29/04/2013 tarihinde tarafınıza tebellüğ edildiği, ayrıca şirketinizin Türkiye’deki merkezi tarafından verilen banka teminat mektuplarının işveren idare tarafından 23/05/2013 tarihinde nakde çevrildiği ve bu gelişmeler üzerine, sözleşmenin işveren idare tarafından haksız şekilde feshedildiğine dair yetkili Fas mahkemelerinde dava açıldığı ve halen devam eden dava ile sözleşmenin haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan hak ediş bedelleri, kar kayıpları, itibar kaybı vb. sebeplerle uğranan maddi ve manevi zararın işveren idare tarafından tazmininin talep edildiği, yine işveren idare tarafından nakde çevrilen banka kesin teminat mektubu ve banka avans teminat mektuplarının tarafınıza iadesi talebiyle ilave dava açıldığı ve söz konusu davanın da halen devam ettiği belirtilerek;
-Yurtdışındaki taahhüt işinin kar veya zararının Türkiye’deki sonuç hesaplarına aktarılması için iş bitim tarihinin hangi tarih olarak dikkate alınması gerektiği,
-İş bitim tarihinden sonra taahhüt sözleşmesi kapsamındaki hak ve yükümlülükleriniz çerçevesinde meydana gelen gider ve maliyetler ile gelir ve tazminatların Türkiye’de kurum kazancının tespitinde gelir ve gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı,
-Şirketinizin Türkiye’deki merkezi tarafından verilen ve işveren idarenin fesih tarihinden sonra nakde çevirdiği teminat mektubu tutarlarının Türkiye’de kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı,
hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3’üncü maddesinde; “Kanunun 1’inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.”
hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun İstisnalar başlıklı 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (h) bendinde, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden istisna olduğu, aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükümlerine yer verilmiştir.

Konuyla ilgili olarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun uygulanmasına ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin, “(5.9.) Yurt Dışında Yapılan İnşaat, Onarım, Montaj İşleri ile Teknik Hizmetlerden Sağlanan Kazançlarda İstisna” başlıklı bölümünde;

“Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Benzer şekilde, anılan fıkranın (h) bendi ile de yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılan ve yurt dışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurt içinde de vergilendirilmesinin önüne geçilmesi amacıyla bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Bu istisnanın uygulanması açısından, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu kazançların Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi istisnadan yararlanılması için yeterlidir.

Öte yandan, yurt dışındaki şubelerden elde edilen kazançların genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, faaliyette bulunulan yabancı ülkenin mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibarıyla ilgili ülke mevzuatına göre tespit edilen faaliyet sonucu, Türkiye’de de aynı tarih itibarıyla genel sonuç hesaplarına kaydedilecektir. Bu hususun Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesinde, kazancın kambiyo mevzuatına göre fiilen Türkiye’ye getirilmesinin herhangi bir etkisi olmayacaktır. Faaliyette bulunulan yabancı ülkede kazanca tasarruf edilebilmesi yeterlidir.

Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazanç, hesaplara intikal ettirilmesi gereken tarihte T.C. Merkez Bankasının o gün için tespit ve ilan ettiği döviz alış kurlarıyla değerlendirilecektir. T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan olunmayan yabancı paralarda ise Maliye Bakanlığının Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit ve ilan ettiği kurlar dikkate alınacaktır.

Yurt dışı faaliyet sonucunda elde edilen kazançlar elde edildiği dönem itibarıyla, Türkiye’de ilgili olduğu geçici vergi matrahının tespitinde de dikkate alınacaktır….”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Ayrıca anılan Tebliğin, “5.14. Kurumlar Vergisinden İstisna Edilen Kazançlara İsabet Eden Giderlerin Diğer Kazançlardan İndirilememesi” başlıklı bölümünde ise;

“Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, iştirak hissesi alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hükmü yer almaktadır.

İstisna kazançlar ile diğer faaliyetlerden doğan kazançların, işletme kayıtlarında ayrımının yapılması ve istisna kazançlara ilişkin maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlarla ilişkilendirilmemesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, istisna kapsamındaki faaliyetlerin zararla sonuçlanması halinde, zarar tutarı “kanunen kabul edilmeyen gider” olarak dikkate alınacaktır….”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Öte yandan, “Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 18.07.2006 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

Anlaşma’nın “İşyeri” başlıklı 5’inci maddesinde hangi hallerde diğer devlette bir iş yeri oluşacağı veya oluşmayacağı açıkça belirtilmiş olup, müteahhitlik işleri bakımından iş yerinin oluşmasını düzenleyen 2’nci fıkrasının (g) bendinde;
“2. İşyeri” terimi özellikle şunları kapsamına alır:
g) 10 ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım veya kurma projesi.”
hükmüne yer verilmiştir.

Anlaşma’nın “Ticari Kazançlar”ı düzenleyen 7’nci maddesinin 1’inci fıkrasında ;”1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticarî faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları yalnızca bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir.”
hükümleri öngörülmektedir.

Yukarıda hükümlerine yer verilen Türkiye – Fas Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’nda inşaat, yapım, montaj ve kurma işleri bakımından iş yerinin oluşması, on aylık süre koşuluna bağlanmış olup, on aylık sürenin hesaplanmasında başlangıç tarihi olarak şantiyenin oluştuğu tarihin (müteahhidin hazırlık çalışmaları da dâhil ilgili ülkede çalışmalara başladığı tarih); bitim tarihi olarak ise işin tamamlandığı veya sürekli olarak terk edildiği tarihin dikkate alınması gerekmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde ve özelge talep formu ekinde yer alan sözleşmenin incelenmesinden; Türkiye’de mukim ……….. A.Ş. unvanlı firmanızın üstlendiği ………. ve …………arası hızlı tren hattı yapımı projesi ……….. toprak işleri, sanat yapıları ve bağlantı yollarının yenilenmesi işinin, Fas’ta on ayı aşan bir süre devam etmesi nedeniyle (sözleşme imza tarihi: 20/06/2012 fesih tebellüğ tarihi: 29/04/2013) Fas’ta bir iş yerinin oluştuğu kabul edilecek ve bu iş yeri ile ilgili kar-zarar ve işin bitim tarihi Fas mevzuatına göre tespit edilecek ve Fas Hükümeti tarafından vergilendirilecektir. Söz konusu inşaat faaliyeti sonucunu (kar-zarar) Fas mevzuatına göre hesap döneminin kapandığı tarih itibarıyla tespit etmeniz ve aynı tarih itibariyle de Türkiye’deki genel sonuç hesaplarına aktarmanız halinde Kurumlar Vergisi Kanunun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (h) bendine göre vergiden istisna edilmesi mümkündür.

Diğer taraftan, şirketiniz tarafından haksız şekilde feshedildiğine dair yetkili Fas Mahkemelerinde dava konusu edilen ve davası halen devam eden taahhüt sözleşmesi kapsamındaki hak ve yükümlülükleriniz çerçevesinde oluşabilecek gider ve maliyetler ile gelir ve tazminatların ve yine tarafınızca iadesi talebiyle dava konusu edilen ve davası halen devam eden işveren idare tarafından nakde çevrilen banka kesin teminat mektubu ve banka avans teminat mektup tutarlarının, taahhüt işi dışında ayrı bir ticari organizasyon sonucunda meydana gelmemesi ve inşaat işine esas teşkil eden taahhüt sözleşmesi kapsamında olması nedeniyle, söz konusu inşaat işi ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla, taahhüt sözleşmesi kapsamındaki hak ve yükümlülükleriniz çerçevesinde oluşabilecek gelir ve tazminatların hem çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasındaki hükümler uyarınca hem de Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesi uyarınca Türkiye’de vergiden istisna edilmesi nedeniyle, anılan taahhüt sözleşmesi kapsamındaki hak ve yükümlülükleriniz çerçevesinde oluşabilecek gider ve maliyetler ile işveren idare tarafından nakde çevrilen banka kesin teminat mektubu ve banka avans teminat mektup tutarlarının Türkiye’de kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle Fas mahkemelerine dava konusu edilen ve davası halen devam eden söz konusu iş kapsamında elde edilebilecek gelir veya tazminatların vergilendirilmesi hususunun dava sonuçlanınca ayrıca değerlendirilebileceği tabiidir.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
8 Aralık 2015 Tarih ve 64597866-125[5/1-h-2016]-25294 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disinda-yapilan-insaat-islerinde-yapilan-sozlesmenin-tek-tarafli-feshi-halinde-insaat-bitim-tarihi-neye-gore-belirlenir/feed/ 0
Şirketi İdarece Kapatılan (Resen Terk) Kişiler Teminat İle İşyeri Açma Hakkı Kazanabilir! https://www.muhasebenews.com/sirketi-idarece-kapatilan-resen-terk-kisiler-teminat-ile-isyeri-acma-hakki-kazanabilir/ https://www.muhasebenews.com/sirketi-idarece-kapatilan-resen-terk-kisiler-teminat-ile-isyeri-acma-hakki-kazanabilir/#comments Fri, 19 May 2017 17:30:58 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=6910 1- UYGULANACAK TEMİNAT NASIL BELİRLENİR?
Teminat;
1.1- 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 153/A maddesinde yer alan
1.2- Her yıl yeniden değerleme oranına göre belirlenen asgari tutardan (2017 yılı için 90.000 TL) az olmamak üzere,
1.3- Düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan (vergiler dâhil) toplam tutarın % 10’u olarak hesaplanan ve
1.4- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan;
1.4.1- Parayı,
1.4.2- Bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektuplarını,
1.4.3- Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerini
1.4.4- Bu senetler yerine düzenlenen belgeleri,
İfade etmektedir.

2- MÜKELLEFİYET KAYDI RE ’SEN TERKİN EDİLEN MÜKELLEFİN, KAYDININ AÇILABİLMESİ İÇİN KİMLER BAŞVURU YAPABİLİR?
213 sayılı Kanunun 153/A maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre, mükellefiyet kaydı re ’sen terkin edilen mükellefin;
2.1- Serbest meslek erbabı olması durumunda kendisince,
2.2-  Şahıs işletmesi olması durumunda sahibince (193 sayılı Kanun uyarınca elde etmiş oldukları ticari kazançları gerçek veya basit usulde vergilendirilen gerçek kişiler ile zirai kazançları gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler tarafından işletilen işletmeler),
2.3- Adi ortaklık olması durumunda ortaklardan her biri tarafından,

2.4- Ticaret şirketi olması durumunda şirketin,
2.4.1- Kendisi,
2.4.2- Kanuni temsilcileri,
2.4.3- Yönetim kurulu üyeleri,
2.4.4- Söz konusu şirketin asgari % 10 ve üzeri hissesine sahip olan gerçek veya tüzel kişiler,
2.4.5- Zikredilen tüm bu kişilerin asgari % 10 ve üzeri hisseye sahip olduğu,
2.4.6- Yönetiminde bulundukları teşebbüsler tarafından,

2.5- Tüzel kişiliği olmayan teşekkül olması durumunda bunları idare edenler tarafından,
işe başlama bildiriminde bulunulması halinde, adlarına mükellefiyet tesis edilebilmesi işlemleri yapılabilir.

3- TEKRAR MÜKELLEFİYET KAYDININ TESİS EDİLEBİLMESİ İÇİN HANGİ ŞARTLARIN YERİNE GETİRİLMESİ GEREKLİDİR?
Mükellefiyet kaydının tekrar tesis edilebilmesi için yukarıda sayılan kişi veya temsilcileri tarafından işe başlama bildiriminde bulunulması halinde, bunların ve mükellefiyet kaydı re ‘sen terkin edilenlerin;
3.1- Varsa tüm vergi borçlarının ödenmesi,
3.2- Teminat verilmesi şartlarına bağlıdır.

***Aynı şartlar, yukarıda sayılanlar dışında olup vergi inceleme raporlarında münhasıran sahte belge düzenleme fiilinin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenlerin işe başlama bildiriminde bulunmaları halinde de geçerlidir.

***Bu kapsamda olup işe başlama bildiriminde bulunanların mükellefiyetleri şartlar yerine getirilmediği takdirde tesis edilmeyecektir. Şartların yerine getirilmesi halinde ise bu tarih itibarıyla mükellefiyet tesis edilecektir.

Örnek: Ticari faaliyeti nedeniyle Gaziantep Şahinbey Vergi Dairesinin mükellefi olan Bay (A) hakkında vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen vergi inceleme raporunda,
1- Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği,
2- Toplam 500.000 TL tutarında sahte belge düzenlediği
3- Mükellefiyet kaydının 27.11.2014 tarihi itibarıyla terkin edilmesi gerektiği tespitine yer verilmiştir.
Bunun üzerine vergi dairesince, Bay (A)’nın mükellefiyet kaydı, raporda belirtilen tarih itibarıyla re ‘sen terkin edilmiştir.

Yapılması gereken işlemler;
Bay (A)’nın, 2017 yılında Ankara Ulus Vergi Dairesine işe başlama bildiriminde bulunması durumunda, mükellefiyetinin tesis edilebilmesi için
1- Varsa tüm vergi borçlarının ödenmiş,
2- Rapor ile tespit edilmiş sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’unun (500.000 TL x %10 = 50.000 TL) 2017 yılı için geçerli asgari teminat tutarından az olması nedeniyle 90.000 TL tutarında
teminat verilmiş olması gerekmektedir.

4- ŞİRKETİ İDARECE KAPATILAN (RE’SEN TERK) TÜZEL KİŞİLİĞİ OLMAYANLARIN MÜKELLEFİYET KAYITLARI AÇILMASI İÇİN NE YAPMALARI GEREKİR?
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 153/A maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre,
4.1- İşe başlama bildirimi alınması üzerine,
4.2- Varsa tüm vergi borçlarını ödenmiş olması,
4.3- Teminat verilmesi,
şartlarını yerine getirmesi halinde mükellefiyet tesis edilebilir.

5- TÜZEL KİŞİLİĞİ OLMAYIP, ŞİRKETİ İDARECE KAPATILANLARIN HANGİ ŞARTLARDA MÜKELLEFİYET TESİS EDİLMEZ?
Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler gibi mükellefiyeti bulunan ancak ayrı bir tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin tespiti üzerine mükellefiyet kaydının re ‘sen terkin edilmesi durumunda,
5.1- Bu teşekküllerin münhasıran sahte belge düzenleme fiilinin işlenmiş olduğu dönemde idarecisi olan kişilerin işe başlama bildirimlerinin alınması üzerine,
5.1.2- Varsa tüm vergi borçlarını ödenmiş olması,
5.1.3- Teminat verilmesi şartını,
yerine getirilmeden mükellefiyetleri tesis edilmeyecektir.

6- TÜZEL KİŞİLİĞİ BULUNMAYANLARDA HANGİ HALLERDE MÜKELLEFİYET TESİSİ ŞARTLARINI YERİNE GETİRMELERİ İSTENMEZ?
Tüzel kişiliği bulunmayan teşekküllerin mükellefiyetlerinin terkin tarihi itibarıyla bunları idare edenlerin,
6.1- Ticari faaliyet,
6.2- Zirai faaliyet,
6.3- Mesleki bir faaliyetten dolayı mevcut bir mükellefiyetleri varsa,
6.4- Bu mükellefiyetleri veya bu mükellefiyetlerin,
6.4.1- Başka bir vergi dairesine nakledilmesi nedeniyle bu aşamada kendilerinden maddenin birinci fıkrasındaki şartları yerine getirmeleri istenmeyecektir.

***Ancak, mezkûr kişilerin mükellefiyetleri herhangi bir neden ile terkin edildikten sonra yeniden mükellefiyet tesis ettirmek için işe başlama bildiriminde bulunmaları halinde, maddenin birinci fıkrası hükümleri çerçevesinde işlem tesis edilecektir.

Örnek : 
1- Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği tespit olunan ve rapora istinaden mükellefiyet kaydı 30.11.2015 tarihi itibarıyla Ankara Cumhuriyet Vergi Dairesi tarafından re ‘sen terkin edilen tüzel kişiliği olmayan mükellef (B) teşekkülünün,
2- Münhasıran sahte belge düzenleme fiilinin işlenmiş olduğu dönemde idarecisi olan Bay (C)’nin İstanbul Sarıgazi Vergi Dairesine 2017 yılında işe başlama bildiriminde bulunması halinde, mükellefiyetinin tesis edilebilmesi için Bay (C)’nin ve (B) teşekkülünün varsa tüm vergi borçlarının ödenmiş ve Bay (C) tarafından teminat verilmiş olması şarttır.
3- (B) teşekkülünün mükellefiyetinin terkin tarihi itibarıyla Bay (C)’nin, ticari, zirai veya mesleki bir faaliyetten dolayı mevcut bir mükellefiyeti varsa bu mükellefiyeti veya bu mükellefiyetin başka bir vergi dairesine nakledilmesi nedeniyle bu aşamada birinci fıkrada belirtilen şartların yerine getirilmesi istenmeyecektir.
4- Ancak, Bay (C)’nin bu mükellefiyeti herhangi bir neden ile terkin edildikten sonra yeniden mükellefiyet tesis ettirmek için işe başlama bildiriminde bulunması halinde, maddenin birinci fıkrası hükümleri çerçevesinde işlem tesis edilecektir.

7- KİMLERİN İŞE BAŞLAMA BİLDİMİ YAPMALARI HALİNDE TEMİNAT İSTENEBİLİR?
Mükellefin başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde,
7.1- Münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğini tespit eden raporda,
7.2- Sahte belge düzenleme fiilinin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilen,
7.3- Raporda açıkça isimlerine yer verilen kişilerin,
işe başlama bildiriminde bulunmaları halinde de, varsa tüm vergi borçlarının ödenmiş olması ve teminat verilmesi hükümleri tatbik edilir.

Örnek:
Ankara Kızılbey Vergi Dairesi mükelleflerinden Özgür A.Ş. hakkında yapılan vergi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda,
1- Mükellefin başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenleme faaliyetinde bulunduğu tespiti üzerine vergi dairesince mükellefiyet kaydı 20.04.2015 tarihi itibarıyla re ’sen terkin edilmiştir.
2- Söz konusu raporda, anılan şirket ile herhangi bir ortaklık veya idarecilik ilişkisi bulunmayan Bay (D)’in sahte belge düzenleme faaliyetinde bilfiil bulunduğu tespit edilmiştir.
Yapılması gerekenler:
Bay (D) tarafından 2017 yılında yapılan işe başlama bildirimi üzerine adına mükellefiyet tesis edilebilmesi için,
Özgür AŞ’nin ve Bay (D)’nin varsa;
1- Tüm vergi borçlarının ödenmiş,
2- Bay (D)’den teminat alınmış olması gerekmektedir.

8- SAHTE BELGE DÜZENLEME FİİLİ MÜKELLEFİYET TESİSİNDEN FARKLI BİR TARİHTE İŞLENMESİ HALİNDE KİMLERE HANGİ İŞLEM YAPILIR?
Vergi inceleme raporunda münhasıran sahte belge düzenleme fiilinin, mükellefiyet tesisinden itibaren değil de belirli bir tarihten sonra işlenmeye başlandığı tespit edilmişse raporda belirtilen bu tarihten önceki dönemlere ilişkin;
8.1- Kanuni temsilciler,
8.2- Yönetim kurulu üyeleri,
8.3- Asgari % 10 hisseye sahip ortaklar,
8.4- Bunların asgari % 10 ortağı olduğu,
8.5- Yönetiminde bulundukları teşebbüsler ile adi ortaklık ortakları,
8.6- Tüzel kişiliği olmayan teşekkül idarecileri hakkında
varsa tüm vergi borçlarının ödenmiş olması ve teminat verilmesi hükümleri tatbik edilmez.

Örnek : 
1- 24.09.2013 tarihinde kurulmuş olan (M) A.Ş. hakkında düzenlenen rapor ile 14.05.2015 tarihinden itibaren münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla faaliyette bulunduğu tespit edilmiş,
2- Bursa İnegöl Vergi Dairesince mükellefiyet kaydı raporda belirtilen tarih itibarıyla re ‘sen terkin edilmiştir.
3- Şirketin kurucu ortaklarından olan Bay (N) % 30’luk hissesinin tamamını 10.04.2014 tarihinde Bay (O)’ya devrederek şirketten ayrılmıştır.
Yapılması gerekenler:
Bay (N)’nin işe başlama bildiriminde bulunması halinde varsa tüm vergi borçlarının ödenmiş olması ve teminat verilmesi şartları aranmadan mükellefiyeti tesis edilecektir. 

9- MÜKELLEFİYET TESİS ETTİRMEKSİZİN KAYIT DIŞI FAALİYETTE BULUNDUĞU TESPİT EDİLENLERİN DURUMU NASIL DEĞERLENDİRİLİR?
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 153/A maddesinin birinci fıkrasında sayılanlardan olup işe başlama bildiriminde bulunması gerekirken, faaliyetini vergi dairesinin bilgisi dışında sürdürenlerin bu durumlarının tespiti halinde, bu kişiler hakkında idarece teminat istenmeden mükellefiyete ilişkin gerekli işlemler tesis ettirilir.

10- KAYIT DIŞI FAALİYETTE BULUNULDUĞUNUN TESPİTİ HALİNDE HANGİ İŞLEMLER YAPILIR?
Bu durumda;
10.1- Mükellefiyet tesis tarihinden itibaren 1 ay içinde ilgili vergi dairesi tarafından;
10.2- 30 gün içerisinde teminat verilmesi ve mükellefiyet kaydı re ‘sen terkin edilen mükellefin,
10.3- Kendilerinin varsa tüm vergi borçlarının ödenmesi,
yazılı olarak talep edilir.

11- YAZILI BAŞVURUDAN SONRA ŞARTLARIN YERİNE GETİRİLMEMESİ HALİNDE HANGİ İŞLEMLER YAPILIR?
Yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük süre içerisinde bu şartlar yerine getirilmezse;
11.1- İstenen teminat tutarı verilen sürenin son günü vade tarihi kabul edilmek suretiyle söz konusu mükellefler adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilir.
11.2- Teminat alacağı, bu mükelleflerden 6183 sayılı Kanun uyarınca gecikme zammı tatbik edilerek takip ve tahsil edilir.
11.3- 30 günlük süre sonunda bu şartların yerine getirilmemesi halinde, mükelleflerin açılmış olan mükellefiyet kayıtları vergi dairesi tarafından ayrıca terkin edilir.

***Mükelleflerin faaliyetlerine devam etmek istemeleri durumunda, mükellefiyetin tesis edilebilmesi için mükellefiyet kaydı re ‘sen terkin edilen mükellefin ve kendilerinin varsa tüm vergi borçları ile teminat alacağı tutarının ödenmiş olması şarttır.

Kaynak: Resmi Gazete (11.02.2017 – 29976)

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirketi-idarece-kapatilan-resen-terk-kisiler-teminat-ile-isyeri-acma-hakki-kazanabilir/feed/ 2
Tecil Faiz Oranı Yıllık Ne Kadar Biliyor musunuz? https://www.muhasebenews.com/tecil-faiz-orani-yillik-ne-kadar-biliyor-musunuz/ https://www.muhasebenews.com/tecil-faiz-orani-yillik-ne-kadar-biliyor-musunuz/#respond Tue, 21 Mar 2017 13:00:26 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=9239 1- TECİL FAİZ ORANI VE AZAMİ TAKSİTLENDİRME SÜRESİ NE KADARDIR?
Tecil faizi oranı yıllık % 12’dir. Azami taksitlendirme süresi yasa gereği 36 aydır.

2- TECİL VE TAKSİTLENDİRİLECEK BORÇLAR İÇİN TEMİNAT OLARAK NELER KABUL EDİLİR?
Amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı 50.000 TL’ yi (bu tutar dâhil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi  zorunlu teminat tutarı 50.000 TL’ yi aşan kısmın yarısıdır.

Teminat olarak;
2.1- Para,
2.2- Bankalar tarafından verilen süresiz teminat mektupları,
2.3- Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler, (Nominal bedele faiz dâhil edilerek ihraç edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış  değerleri esas alınır.)
2.4- İlgililer veya ilgililer lehine üçüncü şahıslar  tarafından gösterilen ve vergi dairelerince haczedilen menkul ve gayrimenkul mallar,
kabul edilir.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tecil-faiz-orani-yillik-ne-kadar-biliyor-musunuz/feed/ 0
İşletmesi Vergi Dairesi Tarafından Kapatılan Adi Ortaklıklar Teminat Karşılığı İşe Başlama Bildirimini Nasıl Yapabilir? https://www.muhasebenews.com/mukellefiyet-kayitlari-re-sen-silinen-isletmelerin-idarecileri-icin-teminat-karsiligi-is-yapabilme-imkani-geldi/ https://www.muhasebenews.com/mukellefiyet-kayitlari-re-sen-silinen-isletmelerin-idarecileri-icin-teminat-karsiligi-is-yapabilme-imkani-geldi/#respond Mon, 20 Feb 2017 18:30:19 +0000 http://www.muhasebenews.com/?p=6933 1- İŞLETMESİ İDARECE KAPATILAN ADİ ORTAKLIKLAR İÇİN İŞE BAŞLAMA BİLDİRİMİNİ KİMLER YAPABİLİR?
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, maddenin birinci fıkrasında sayılanların şahsen veya doğrudan mükellefiyet tesis ettirmeyip de işe başlama bildiriminde bulunan;
1.1- Bir adi ortaklığın ortağı,
1.2- Bir ticaret şirketinin kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, % 10 veya fazlası nispette hissedarı veya
1.3- Tüzel kişiliği olmayan bir teşekkülün idarecisi
sıfatını taşımaları halinde de maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanacaktır.

2- İDARECE KAPATILAN MÜKELLEFLERİN, ADİ ORTAKLIKLARI HANGİ ŞARTLARI YERİNE GETİRMEDEN MÜKELLEFİYET TESİS EDİLMEZ?
Buna göre, maddenin birinci fıkrasında sayılanların ortağı oldukları adi ortaklıkların,
2.1- Kanuni temsilcisi,
2.2- Yönetim kurulu üyesi,
2.3- Şirket sermayesinin asgari % 10’una sahip oldukları ticaret şirketlerinin veya idare ettikleri tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin,
işe başlama bildiriminde bulunmaları durumunda, bunlar nezdinde mükellefiyet tesis edilebilmesi için, kendileri ile mükellefiyet kayıtları re ‘sen terkin edilenlerin,
varsa tüm vergi borçlarının ödenmiş ve teminat verilmiş olması şarttır.

Örnek:
Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde;
1- Münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla serbest meslek erbabı olarak mükellefiyet tesis ettirdiği vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit olunan Bay (Ö)’nün mükellefiyet kaydı,
2- Ankara Ostim Vergi Dairesince raporda belirtilen 24.06.2014 tarihi itibarıyla re ‘sen terkin edilmiştir.

Yapılması Gereken:
Bursa Nilüfer Vergi Dairesince işe başlama bildirimi alınan (P) AŞ’nin evraklarının tetkikinden, Bay (Ö)’nün, (P) AŞ’de en az % 10 ortaklık payının olduğu veya kanuni temsilci/yönetim kurulu üyesi vasfını haiz bulunduğu tespit edildiğinde, maddenin birinci fıkrasındaki şartları yerine getirmeden (P) AŞ’nin mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.

Kaynak: Resmi Gazete (11.02.2017 – 299769)

Tarih: 20 Şubat 2017

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/mukellefiyet-kayitlari-re-sen-silinen-isletmelerin-idarecileri-icin-teminat-karsiligi-is-yapabilme-imkani-geldi/feed/ 0