tedbir – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 21 Feb 2023 15:33:03 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 TÜRMOB – “Deprem Yaralarının Sarılmasına Yönelik Mali Ve Sosyal Güvenlik Tedbir Önerilerimiz” 21.2.2023 https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/ https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/#respond Tue, 21 Feb 2023 15:33:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138984 T Ü R M O B

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ
(UNION OF CHAMBERS OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS OF TÜRKİYE)

21 Şubat 2023 

—————————

DEPREM YARALARININ SARILMASINA YÖNELİK MALİ VE SOSYAL GÜVENLİK TEDBİR ÖNERİLERİMİZ

www.turmob.org.tr

 İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

  1. Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebep ve Zor Durum Hallerine İlişkin Hükümleri, Meslek Mensuplarının Mücbir Sebep veya Zor Durum Hallerini de Kapsayacak Şekilde Güncellenmelidir

  2. Vergi ve Diğer Amme Borçlarının Terkini Müessesesi Çalıştırılmalıdır

  3. Deprem Nedeniyle Zayi Belgesi Verilmesi Süreci Kalıcı Olarak Kolaylaştırılmalıdır

  4. Kanuni Merkezleri ve Mali Müşaviri Bölge Dışında Olmakla Birlikte Fiili Üretimleri ve Ön Muhasebe İşlemlerini Önemli Ölçüde Deprem Bölgesinde Yürüten İşletmeler de Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

  5. Zayi Olan Yasal Defterlerin Yeniden Tasdik Edilmesinde Tasdik Harcı/Ücreti Alınmamalı ve Elektronik Defter ve Belgelerden Zayi Olanların İlgili İdarelerden Teminine Olanak Sağlanmalıdır

  6. Deprem Sonucu Alınan Sigorta Tazminatlarının Gelir Yazılması Koşulu Kaldırılmalı veya Tazminatların Yenileme Fonu Kullanım Süresi Artırılmalıdır

  7. Deprem Bölgesindeki İşletmelerin KDV İade Süreçleri Hızlandırılmalı ve KDV’de Kısmi Tevkifat Uygulaması Nedeniyle Mükelleflerin Uğrayacağı Finansal Yüklerin Azaltılmasına Yönelik Tedbirler Alınmalıdır

  8. Deprem Bölgesindeki İşletmelerden Olan Alacakların Şüpheli Alacak Olarak Kabul Edilmesine İmkân Sağlanmalıdır

  9. Kıymeti Düşen Malların Değer Tespitlerinin Hızlı ve Alternatif Yeni Yöntemlerle Yapılmasına İmkan Sağlanmalıdır

  10. Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin Fevkalade Amortisman Uygulaması Koşulları Kolaylaştırılmalıdır

  11. Yasal Merkezleri Deprem Bölgesinde Kurumlar Vergisi Mükellefleri İle Gelir Vergisi Mükelleflerine 2023 ve İzleyen Yıllar İçin Belirli Bir Süre İndirimli Kurumlar ve Gelir Vergisi Oranları Uygulanmalıdır

  12. Deprem Bölgesine Yönelik Yapılacak Bağış ve Yardımlarda Denetim Şartı Aranılarak Kapsam Genişletilmelidir

  13. Ücretlilerin de Bağış Yapmasını Teşvik Edecek Vergisel Düzenlemeler Yapılmalıdır

  14. İşverenler Tarafından Depremzede Çalışanlarına Yapılacak Ayni veya

  15. Deprem Bölgesinden Zaruri Sebeplerle Göç Edenlerin Tekrar Bölgeye Geri Dönüşlerini Sağlayacak Vergisel Teşvikler
  1. Bölgedeki Yapıların Yeniden İnşasına Yönelik KDV İstisnası Getirilmelidir

  2. Depremzedelerin Barınma İhtiyacına Katkı Sunacak Prefabrik Yapılar ve Konteynerlere İlave Olarak Çadır, Karavan vb. Mallar İçin de KDV Oranı % 1 e İndirilmelidir

  3. CANSUYU Kredilerinin Verilmesi İvedilikle Başlatılmalıdır

  4. Depremden Kaynaklı İntikallerde Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası Sağlanmalıdır

  5. BES ve Hayat Sigortası Ödemelerinden Vergi Kesintisi Yapılmamalı ve Ödemeler Kolaylaştırılmalıdır

  6. Bölgedeki Firmalar İçin Yatırıma Katkı Oranı ve İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Artırılarak Bölgeye Yapılacak Yatırımlar Üst Seviyede Teşvik Edilmeli ve Yeni Ekonomik ve Ticari Faaliyetlerin Bölgede Gerçekleştirilmesine Yönelik Teşvik Uygulamaları Geliştirilmelidir

  7. Yatırım Teşvik Belgesi Kapatma İşlemleri Kolaylaştırılmalıdır

  8. Afet Nedeniyle Verilecek İhtiyaç Kredisi Gibi Kredilere İlişkin Vergisel Teşvikler Sağlanmalıdır

  9. Afet Bölgesinde Yapılacak İmar ve İnşa Faaliyetlerinin Finansmanı İçin Özel Çalışmalar Yapılmalıdır

  10. Deprem Bölgesinde Yürütülen Vergi İncelemeleri Mücbir Sebep Süresince Durdurulmalı ve Deprem Bölgesindeki Mükelleflerle Bağlantılı Karşıt İnceleme Yapılma Zorunluluğu Kaldırılmalıdır

  11. Yıkılan Binaların Tapu Kayıtlarında Arsa Vasfına Dönüştürülmesi Herhangi Bir Mali Yükümlülük Doğurmadan Yapılmalıdır

  12. Depremzedelere Yönelik İstihdam Teşvikleri Hayata Geçirilmelidir

  13. İşverenlerin, Deprem Bölgesinde Çalışan İşçilerine Yapacakları Nakdi Yardımlar Sigorta Priminden Muaf Tutulmalıdır

  14. Pandemi Döneminde Hayata Geçirilen Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin İvedilikle Başlatılmalıdır

  15. İşverenlerin İşlemleri Deprem Bölgesinden Yürütülen Deprem Bölgesi Dışındaki İşyerleri de SGK Uygulamaları Bakımından Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

  16. Depremden Etkilenen Çalışanların Mali, Sosyal ve Ekonomik Haklarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Devreye Alınmalıdır

 ———————– 

GİRİŞ

Bilindiği üzere, 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olmak üzere Adıyaman, Adana, Gaziantep, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Elazığ’ı içine alan 11 ilimizde meydana gelen ve büyük yıkıma sebebiyet veren deprem felaketi yaşanmıştır.

Devletimiz tüm imkanları ile beraber depremin çeşitli alanlardaki yıkıcı etkileri ile mücadele etmeye başlamıştır. Bu kapsamda, depremden zarar gören illerdeki mükelleflerle ilgili mücbir sebep ilan edilmiş, mali ve vergisel yükümlülükler 31.07.2023 tarihi sonrasına ertelenmiştir.

Anılan bu mücbir sebep düzenlemesinin kısa vadede birtakım sorunları çözebilecek nitelikte olduğu değerlendirilmekle beraber, daha önceki tarihlerde ülkemizde yaşanmış doğal afetlerde elde edilen tecrübeleri, saha ziyaretlerimiz sırasında depremden zarar gören mükellef ve meslek mensuplarımızın tarafımıza iletmiş oldukları görüşleri de dikkate alarak kamusal sorumluluk bilinci içinde bazı önerilerin acil oluşturulması gerekli görülmüştür.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), aşağıda maddeler halinde belirtilen yasal ve/veya idari düzenlemelerin yapılmasının gerekli ve yararlı olduğunu değerlendirmektedir. Bu nedenle, yaşanılan süreçte yapılmasında yarar görülen hususları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarmak ve yürütülecek çalışmalara katkı sağlamak amacıyla aşağıda belirtilen öneriler hazırlanmıştır.

Hali hazırda 15/5/1959 tarihli 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun başta olmak üzere 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ve 2462 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gibi yasal düzenlemelerde deprem dahil olmak üzere doğal afetlerle ilgili faaliyet ve işlemlere ilişkin vergi istisna ve muafiyetleri yer almaktadır. Bu Raporda, bu düzenlemelere ilave düzenleme önerileri yer almaktadır.

İllerimizin ve bireylerin farklı düzeylerde depremden etkilenmiş oldukları göz önüne alınarak Birliğimizce önerilerin bu tedbirlerin hayata geçirilmesinde, toptancı bir yaklaşım yerine, söz konusu illerin ve bu illerdeki kişilerin depremden etkilenme düzeyleri dikkate alınarak iller arasında ince ayrımlarla farklı düzeyde tedbirlerin hayata geçirilebileceği değerlendirilmektedir.

Benzer bir felaketin ülkemizde tekrar yaşanmaması dileğiyle bu çalışmanın tüm kullanıcılara faydalı olmasını temenni ederim.

Saygılarımızla.

Emre KARTALOĞLU
TÜRMOB Genel Başkanı

—————————–

1- Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebep ve Zor Durum Hallerine İlişkin Hükümleri, Meslek Mensuplarının Mücbir Sebep veya Zor Durum Hallerini de Kapsayacak Şekilde Güncellenmelidir

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebepler’i düzenleyen 13 üncü maddesi ile Mühlet Verme’ye ilişkin 15 inci maddesi hükümleri arasında “mükelleflerin” mücbir sebep ve zor durum halleri düzenlenmiş ancak bu hükümler arasında, mükelleflerin vergi beyan ve bildirimlerinin yerine getirilmesinde çok büyük rolü olan meslek mensuplarının (SMMM, YMM) mücbir sebep halleri ile zor durum hallerine ilişkin olarak bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka ifade ile asıl mükellef bakımından mücbir sebep veya zor durum hali bulunmamakla birlikte, bu mükellefe ait vergisel ödevlerinin yerine getirilmesinde görevi bulunan meslek mensuplarının mücbir sebep veya zor durum haline düşmesi durumunda, mükellefin bu vergisel ödevlerinin yerine getirilmesine ilave süre tanınmasına ilişkin hükümler kanuni düzenlemelerde yer almamaktadır.

Özellikle ülkemizde geniş bir satha yayılan ve çok sayıda muhasebe meslek mensubunun da depremden olağanüstü derecede olumsuz etkilenmesine yol açan bu afette meslek mensuplarının bir kısmı işyerlerini tamamen kaybetmiş ve bunun sonucunda müşterileri olan mükelleflere ilişkin kanuni defter ve belgelerinin de tamamen zayi olduğu durumlar oluşmuştur.

Halen depren bölgesinde bulunan illerde yüzden fazla meslek mensubumuz hayatını kaybetmiş, ağır yaralanmış ya da birinci derece yakınlarını kaybetmiştir.

Her ne kadar idari görüş ve uygulamalar ile vergi idaresi yazılı başvurular üzerine bu gibi hallerde idari olarak ilave süre tanımlama işlemini yapmakta ise de, bu konunun kanun düzeyinde açıkça anlaşılır bir hale getirilmesini sağlamak amacıyla meslek mensubunun mücbir sebep ve zor durum hallerinde, mükellefin de mücbir sebep veya zor durum halinde sayılacağına ve vergisel ödevlerinin yerine getirilmesine ilişkin sürelerin duracağına, uzayacağına ilişkin hükümlere doğrudan kanun hükmünde yer verilmesi gerektiğini değerlendirmekteyiz.

2- Vergi ve Diğer Amme Borçlarının Terkini Müessesesi Çalıştırılmalıdır

Vergi Borçlarının ve diğer amme alacaklarının Terkinine (silinmesine) ilişkin Vergi Usul Kanunu ile Amme Alacaklarını Tahsili Usulü Hakkında Kanun’unda yer alan düzenlemeler aşağıdaki gibidir.

Verginin Terkini Madde 115

Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzir hayvan ve haşârat istilası ve bunlara benzer âfetler yüzünden:

  1. Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu âfetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları;
  2. Mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, âfete mâruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen Arazi Vergisi borçları ve vergi cezaları;

Maliye Bakanlığınca zararla mütenasip olmak üzere, kısmen veya tamamen terkin olunur. (Ek cümle: 28/12/2001-4731/4 md.) Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline devredebilir.

Zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını mahallî idare heyetleri yaptıracağı tahkikat üzerine tesbit eder.

Tabii afetler sebebiyle terkin Madde 105

Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, zararlı hayvan ve haşarat istilası ve bunlara benziyen afetler yüzünden zarara maruz kalan varlıklarının ve mahsullerinin en az üçte birini kaybedenler adına tahakkuk ettirilmiş ve afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili amme alacakları (700 Sayılı

KHK’nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı karariyle kısmen veya tamamen terkin olunur.

Bu madde hükmünden faydalanmak için afetin vukuu tarihinden itibaren 6 ay içinde ilgili amme idaresine yazı ile müracaat edilmesi şarttır.

Bu madde şümulüne giren bir zararın mevcut olup olmadığı mahalli il veya ilçe idare kurullarınca, zararın derecesi, Maliye Vekaletince genel olarak belirtilecek esaslar dahilinde ilgili amme idarelerince tesbit olunur.

Vergi Usul Kanunu mevzuuna giren amme alacakları hakkında mezkür kanunun 105 inci maddesi hükümleri tatbik olunur.

Belirtilen yasal hükümler çerçevesinde; depremin meydana geldiği 11 ilimizde bulunan vergi mükelleflerinin mevcut vergi borçları (Emlak Vergisi, MTV, ÇTV dahil) ve diğer amme borçlarının Hazine ve Maliye Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlar tarafından yapılacak düzenlemeler ile terkini yapılmalıdır.

Terkin müessesinin uygulanmaması halinde; depremden etkilen mükelleflerin borçlarına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi uyarınca teminat aranmaksızın tecil işlemlerinin kolaylıkla yerine getirilmesine yönelik gerekli idari düzenlemeler yapılmalıdır.

3- Deprem Nedeniyle Zayi Belgesi Verilmesi Süreci Kalıcı Olarak Kolaylaştırılmalıdır

Malumları olduğu üzere, 1999 yılında yaşanan Marmara Depreminden sonra 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’a 31.08.1999 tarih ve 574 sayılı KHK’nın 3’üncü maddesiyle eklenen Geçici 15’inci maddede;

“Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde vuku bulan depremler nedeniyle kaybeden mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 2 ay içinde yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Ancak tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefin il veya ilçe idare kurullarından defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Her ne kadar geçici maddeler ile bu türden olağanüstü durumlarda zayi belgesinin alınması kolaylaştırılmış olsa da, ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı ve sıklıkla doğal afetlerin yaşanmakta olduğu gerçeği göz önüne alındığında; başta deprem, sel felaketi, yangın vb. doğal afetler için Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulması ve muhafaza edilmesi gereken kanuni defter ve belgelerin (elektronik ortamda tutulan ve düzenlenen kanuni defter ve belgeler dahil) zayi olması durumunda, doğal afetten doğrudan etkilenen mükelleflerin Zayi Belgelerini alma hususunda gerekli kolaylaştırıcı hükmün ilgili Kanunlara kalıcı olarak eklenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.

Bu kapsamda aşağıda taslak metnine yer verilen hükmün, kalıcı hale getirilmesinin önem arz ettiği ve bu çerçevede Kanuni düzenlemenin yapılması gerektiğini değerlendirilmektedir.

“Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini deprem (yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde kaybeden mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde yetkili mahkemeden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefin illerde valiliklerden, ilçelerde kaymakamlıktan defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge hükmündedir. Mükellef ile arasında hizmet sözleşmesi bulunan ve 3568 sayılı Kanun Hükümleri uyarınca faaliyette bulunan meslek mensupları da bu belgeyi talep edebilir. Bu kapsamda uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Ticaret Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Böylece bundan sonra da yaşanabilecek her deprem felaketi sonrasında yeni bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç göstermeden afetler nedeniyle zayi belgesinin alınması süreci kolaylaştırılmış olacaktır.

Ayrıca yapılacak düzenlemelerde, zayi belgesi müracaatlarının mükellefin kendisinin, yasal temsilcisinin veya aralarında hizmet sözleşmesi bulunan meslek mensuplarının (SMMM, YMM) yapılabilmesine imkân sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir. Zira, mükelleflere ilişkin defter ve belgeler muhasebe bürolarında/şirketlerinde bulunmakta, bir büro yıkıldığında her bir mükellefin tek tek zayi belgesi alması işleri fevkalade zorlaştırmaktadır.Ü R M O B

4- Kanuni Merkezleri ve Mali Müşaviri Bölge Dışında Olmakla Birlikte Fiili Üretimleri ve Ön Muhasebe İşlemlerini Önemli Ölçüde Deprem Bölgesinde Yürüten İşletmeler de Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

Bilindiği üzere, bazı vergi mükelleflerinin kanuni merkezleri ile fiili üretim ve iş merkezleri ve muhasebe iş ve işlemlerinin yürütüldüğü yerler farklı illerde olabilmektedir. Birliğimize gelen taleplerden, kanuni merkezleri ve hizmet veren mali müşaviri başka ilde olmakla birlikte, depremden etkilenen bölgede üretim merkezleri olan ve ön muhasebe işlemleri de önemli ölçüde buradan yürütülen mükellefler bulunmaktadır. Bu durumda olan mükelleflerin mağdur olmamaları için (gerekli denetim/yoklama mekanizmaları da işletilerek) bunların da mücbir sebep kapsamına dahil edilmesinde yarar görülmektedir.

5- Zayi Olan Yasal Defterlerin Yeniden Tasdik Edilmesinde Tasdik Harcı/Ücreti Alınmamalı ve Elektronik Defter ve Belgelerden Zayi Olanların İlgili İdarelerden Teminine Olanak Sağlanmalıdır

Süresi içinde ve gerekli tasdik harçları ödenerek tasdik edilmiş olan kanuni defterler, deprem nedeniyle tamamen zarar görmüş ve zayi olmuştur. İlgili mükelleflerde faaliyetlerine tekrar devam edecek mükellefler için kanuni defterlerin yeniden tasdik edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Zamanında tasdik ücretleri ödendiği için, yeni yapılacak tasdik işlemlerinden kâğıt bedeli dışında tasdik harcı vb. vergisel yükümlülüklerden istisna tutulmasının gerektiği değerlendirilmektir.

Ayrıca son yıllarda vergi uygulamaları kapsamında kanuni defter ve belgelerin elektronik belge ve elektronik defter olarak düzenlenmesine yönelik önemli dijital dönüşüm çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalar neticesinde elektronik belgeler (e-Fatura, e-İrsaliye, e-Arşiv Fatura vb.)’in örnekleri ile elektronik defterlerin ikincil kopyaları Gelir İdaresi Başkanlığı’nın da bilgi işlem sistemlerine iletilmiş durumdadır. Bu nedenle, deprem felaketinin yaşandığı bu 11 ilimizde bulunan mükelleflerimizin Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemlerinde bulunan elektronik belge ve defter örneklerinin, mükelleflerimizin yazılı talepleri halinde kendilerine başkaca bir şart aranmaksızın elektronik ortamda verilmesine imkân veren bir idari düzenlemenin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. Ayrıca belge örnekleri GİB bilgi işlem sisteminde bulunmamakla birlikte, elektronik belgelere ilişkin rapor (e-Arşiv Raporları) verilerinin yer aldığı durumlarda, bu rapor veya elektronik listelerin de talep edecek vergi mükelleflerimize verilmesi ve bu rapor veya listelerin, fatura vb. belge hükmünde sayılmasına yönelik idare düzenlemelerin yapılmasında yarar görülmektedir.

6- Deprem Sonucu Alınan Sigorta Tazminatlarının Gelir Yazılması Koşulu Kaldırılmalı veya Tazminatların Yenileme Fonu Kullanım Süresi Artırılmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun 329 ve 330 uncu maddelerinde amortismana tabi mallar ile emtialar için sigorta kuruluşlarından alınan sigorta tazminatlarının vergi uygulaması karşısındaki durumu açıklanmıştır. İlgili Kanunu hükümlerine aşağıda yer verilmiştir:

Amortismana Tabi Malların Sigorta Tazminatı Madde 329

Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen zıyaa, uğrıyan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerinden (Amortismanlı olanlarda ayrılmış olan amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir.

(7338 sayılı kanunun 37 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce;

  1. Alınan sigorta tazminatı ile tamamen veya kısmen zarar gören amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa tazminat fazlası, tazminatın alındığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde zarar gören iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan tazminat fazlası, tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.
  2. Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dâhil olmak üzere (a) bendindeki esaslar dâhilinde iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin bu Kanun hükümlerine

göre ayrılacak amortismanlarına mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.

  1. Pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası, zarar gören iktisadi kıymetin yerine iktisap edilen yeni kıymetlerin amortisman ayrılabilecek tutarından fazla ise bu fazlalık, tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.

ç) Tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının sonundan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi hâlinde pasifte geçici bir hesapta tutulan tazminat fazlası o yılın kâr ve zarar hesabına eklenir. (*)

(7338 sayılı kanunun 37 nci maddesiyle değişen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)Maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.(**)

Emtia Sigorta Tazminatı Madde 330

Emtia ve zirai mahsul ve hayvan kıymetlerinde vukua gelen zayiat dolayısiyle alınan sigorta tazminatları bunların değerlerinden fazla olursa bu fazlalık kara alınır.

İşletme hesabı esasında tutulan defterde bu tazminat hasılat kaydedilir.

Kanun hükümlerine göre, alınan sigorta tazminatlarının meydan gelen zarardan fazla olan tutarı GELİR olarak kabul edilmekte ve vergiye tabi olmaktadır. Ancak yaşanan deprem nedeniyle varlıklarını kaybeden mükelleflerin ödeme güçleri de önemli şekilde azaldığından bu durumda alınan tazminatların gelir olarak addedilmemesi ve vergiye tabi tutulmaması için Vergi Usul Kanununda gerekli yasal düzenleme yapılması ya da gelir niteliği bulunan söz konusu tazminatların YENİLEME FONU olarak kullanım süresinin 3 yıl yerine 5 yıla çıkartılması gerektiği değerlendirilmektedir.

7- Deprem Bölgesindeki İşletmelerin KDV İade Süreçleri Hızlandırılmalı ve KDV’de Kısmi Tevkifat Uygulaması Nedeniyle Mükelleflerin Uğrayacağı Finansal Yüklerin Azaltılmasına Yönelik Tedbirler Alınmalıdır

Depremden etkilenen mükelleflerce yapılmış ve yapılacak olan KDV iade taleplerinin hızlı bir şekilde yerine getirilmesi mükelleflere önemli maddi katkılar sağlayabilecektir. Bu nedenle, depremzede mükelleflerin vergi dairelerinden olan KDV ve diğer vergi iade alacak taleplerinin, herhangi bir limit ve şekil şartı aranmaksızın sadece KDV İade Kontrol Raporu sonucuna göre 15 gün içinde yerine getirilmesi için gerekli idari düzenlemelerin yapılmasında yarar görülmektedir.

Ayrıca Deprem felaketi nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin alış/satış belgelerinin tetkiki mümkün olmadığı gibi bunların kanuni defterleri üzerinden başka mükelleflerin iş ve işlemlerinin tetkiki de mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, felaketinin yaşandığı 11 ilde bulunan vergi mükellefleri nezdinde gerek tanzim edilecek Yeminli Mali Müşavirlik tasdik raporları için gerekli olan karşıt inceleme çalışmalarının gerekse diğer illerdeki mükellefler hakkında tanzim edilecek tasdik raporları bakımından bu illerde bulunan mükellefler nezdinde yapılması gereken karşıt inceleme çalışmalarının, afet nedeniyle kanuni defter ve belgeleri zayi olan mükellefler bakımından, yapılması zorunluluğunun kaldırılması gerektiği ve bölgedeki mükelleflerden gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin KDV’nin beyanı mücbir sebep süresince uzadığından, diğer mükelleflerin KDV iadelerinin sonuçlandırılması sürecinde bölgedeki mükellefin söz konusu KDV yi beyan veya ödeme zorunluluğunun aranmaması ve KDV iade sistemlerinde bu yönde gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Buna ilave olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin C.2.1.3. bölümünde yer alan açıklamalar gereğince; mücbir sebep ilan edilen deprem bölgesindeki illerde bulunan mükelleflerin, deprem bölgesi dışındaki illerdeki mükelleflerden kısmi tevkifat kapsamında mal (örneğin tevkifata tabi demir çelik ürünleri) satın almaları durumunda TEVKİFAT UYGULANMAYACAK, bir başka deyişle alıcı satıcıya KDV’yi tam olarak ödeyecektir. Ancak bu suretle tam KDV ödeyerek satın aldığı malları deprem bölgesi dışındaki mükelleflere

satması halinde, hesaplayacağı KDV’nin bir kısmı alıcı (deprem bölgesi dışındaki) tarafından tevkif edilecek ve satıcıya ödenmeyecektir. Bu işlemler neticesinde; deprem bölgesindeki alıcı üzerinde tahsil edemediği KDV bir finansman yükü oluşturacaktır. Bu durumun bertaraf edilmesi için, ya bu durumdaki satışların da tevkifat kapsamından çıkarılması ve KDV’nin alıcıdan tam olarak tahsil edilmesi ya da deprem bölgesindeki ilk alıcının deprem bölgesi dışındaki mükelleflerden ilk alımı nedeniyle satıcının hesaplayacağı KDV’nin de tevkifat uygulaması kapsamına alınmasına (bir başka deyişle alıcının satıcıya KDV’yi tam olarak ödememesi bir kısmını tevkif etmesi) yönelik idari düzenlemelerin yapılmasında, özellikle deprem bölgesindeki mükellefler üzerinden KDV’nin finansman yükü olarak kalmasının önüne geçilmesi bakımından yarar görülmektedir.

8- Deprem Bölgesindeki İşletmelerden Olan Alacakların Şüpheli Alacak Olarak Kabul Edilmesine İmkân Sağlanmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun şüpheli alacaklara ilişkin düzenlemesi aşağıda yer almaktadır:

Şüpheli Alacaklar Madde 323

(Değişik: 30/12/1980 – 2365/55 md.) Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

  1. (Değişik: 1/5/1981 – 2455/3 md.) Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
  2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan (7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 26.10.2021)ve 3.000 (544 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2023’den itibaren 8.900 -TL) Türk lirasını aşmayan(*) alacaklar;

Şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.

(7338 sayılı kanunun 35 inci maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021)İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, yukarıdaki fıkralar kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde, kaydederler.

Kanun lafzından anlaşıldığı üzere; şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi alacak için dava veya icra safhasına geçilmesi ya da protesto gibi şekil şartlarının yerine getirilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak depremden etkilenen mükelleflerde bu koşulların yerine getirilmesi çabaları depremzede mükellefler için bir yandan psikolojik olarak olumsuz etkiler yaratacak bir yandan da herhangi bir faydası da olmayacaktır. Bu nedenle; mükelleflerin, deprem bölgesinde bulunan ve depremden etkilendiği tespit edilen mükelleflerden olan alacakları için maddede sayılan şartlar aranmaksızın şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesine yönelik düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

 

9- Kıymeti Düşen Malların Değer Tespitlerinin Hızlı ve Alternatif Yeni Yöntemlerle Yapılmasına İmkan Sağlanmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun kıymeti düşen mallar ile ilgili düzenlemesi aşağıdaki gibidir:

Kıymeti Düşen Mallar Madde 278

Yangın, deprem ve su basması gibi âfetler yüzünden veyahut bozulmak, çurumek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadı kıymetlerinde önemli bir azalış vâki olan emtia ile maliyetlerinin hesaplanması mûtat olmıyan hurdalar ve döküntüler, üstupu, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir.

Düzenlemeden görüleceği üzere kıymeti düşen malların emsal bedelinin tespiti Vergi Usul Kanunu’nun 267 inci maddesinin 3 sırasında yer verilen Takdir Komisyonları marifetiyle yapılmaktadır.

Depremin geniş alana yayılmış ve çok sayıda mükellefi etkilemiş olması nedeniyle; takdir komisyonlarında oluşabilecek iş yüklerinin ve yığılmaların bertaraf edilmesi amacıyla, kıymet takdirinin zayi belgesi olan mükellefler için mükelleflerin beyanı ile kabul edilmesinin sağlanmasına ya da zayi belgesi olmayan mükelleflerde mükelleflerce tayin olunan değer tespitinin meslek mensupları tarafından onaylanması koşuluyla takdir komisyonu kararı yerine geçeceğine yönelik düzenleme yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

Öte yandan iş yerleri depremden hasar görmemekle birlikte deprem sonrası bazı malları ve demirbaşları zaruret ve ihtiyaç gereği depremzedeler tarafında alınmak durumunda kalan ya da diğer bir şekilde kaybolan süper market vb. işletmelerin bu kayıplarının da sermayede meydana gelen azalma olarak kabul edilmemesi ve bu kıymetler için yüklenilen KDV’lerin indirimine müsaade edilmesi uygun olacaktır.

Ayrıca yapılan yeni kıymet takdiri sonrasında oluşan zarar tutarının 2022 yılına ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilecek kazancın tespitinde de indirim olarak dikkate alınmasına ilişkin yasal düzenleme yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.

10- Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin Fevkalade Amortisman Uygulaması Koşulları Kolaylaştırılmalıdır

Vergi Usul Kanunu’nun fevkalade amortisman uygulaması ilgili düzenlemesi aşağıdaki gibidir:

Fevkalade Amortisman Madde 317 Amortismana tabi olup:

  1. Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden;
  2. Yeni icatlar dolayısiyle teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen;
  3. Cebri çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan;

Menkul ve gayrimenkullerle haklara, mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili Bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” uygulanır.

Düzenlemeden de görüleceği üzere fevkalade amortisman uygulamasından yararlanılabilmesi Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru şartına ve Bakanlığın onayına bağlanmıştır. Vergi Usul Kanununda yapılacak yeni bir düzenleme ile depremden etkilenen 11 ilde bulunan mükellefler için, fevkalade amortisman uygulamasında herhangi bir başvuru ve onay şartın aranmadan mükelleflerce tayin edilecek yeni amortisman nispetine göre giderleştirilebilmesine imkân sağlanmalıdır.

Ayrıca, depremden zarar görmüş duran varlıkların yeniden satın alınması halinde bu iktisadi kıymetlerin alım maliyetlerinin doğrudan gider olarak dikkate alınmasına ya da maliyet bedellerinin giderleştirilmesinde amortisman nispetinin yüksek tutulabilmesine imkân sağlanmalıdır.

11- Yasal Merkezleri Deprem Bölgesinde Kurumlar Vergisi Mükellefleri İle Gelir Vergisi Mükelleflerine 2023 ve İzleyen Yıllar İçin Belirli Bir Süre İndirimli Kurumlar ve Gelir Vergisi Oranları Uygulanmalıdır

Yasal merkezleri deprem bölgesinde kurumlar vergisi mükellefleri ile gelir vergisi mükelleflerine 2023 ve izleyen yıllar için belirli bir süre indirimli kurumlar ve gelir vergisi oranları uygulanması gerektiği değerlendirilmektedir. Örneğin bu işletmeler gelir ve kurumlar vergilerini % 50 indirimli ödeyebilirler. Böylece bu işletmelerin faaliyetlerine geri dönüşün kolaylaştırılması ve kayıplarının daha kısa sürede telafisi mümkün olacaktır.

12- Deprem Bölgesine Yönelik Yapılacak Bağış ve Yardımlarda Denetim Şartı Aranılarak Kapsam Genişletilmelidir

Mevcut mevzuat düzenlemelerine göre yapılan bağış ve yardımların tamamının indirimi konusu yapılabildiği durum sadece Cumhurbaşkanlığınca başlatılan yardım kampanyaları kapsamında AFAD’a ve Kızılay’a yapılan bağışlara ilişkindir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde sayılan Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlarda ise yapılan bağış ve yardımlarda ise bağış ve yardım tutarının sadece beyan edilen kazancın yüzde 5 ile sınırlı tutulmaktadır.

Bu durum yapılacak bağış ve yardımların sınırlı kalmasına yol açabilmektedir.

Bu nedenle, özellikle depremden zarar gören 11 ile yönelik olarak yapılacak bağış ve yardımlarda, deprem bölgesinde yardım faaliyetlerini yürüten kamu kurum/kuruluşları, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları ve esas çalışma konusu yardım faaliyetleri olan SMMM veya YMM denetimine tabi olmayı taahhüt eden dernek ve vakıflara yapılacak nakdi ve ayni bağışların da belgelendirilmesi şartıyla tamamının kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesine ve kazancın yetersizliği nedeniyle cari yılda indirim konusu yapılamayan bağış ve yardım tutarının izleyen yıllarda da indirim olarak dikkate alınmasına yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca depremzede öğrencilere verilecek burslarda yukarıdaki kapsamda olduğu gibi değerlendirilerek vergiye tabi kazancın tespitinde tamamının indirim olarak dikkate alınmasına imkân verilmelidir

13- Ücretlilerin de Bağış Yapmasını Teşvik Edecek Vergisel Düzenlemeler Yapılmalıdır

Yapılacak bağış ve yardımlara katkı sağlamak amacıyla, beyanname verme zorunluluğu bulunmayan ücretlilerin de yapacakları nakdi bağış ve yardımları ücret matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılabilmesine yönelik yasal düzenleme yapılmasında yarar görülmektedir. Böylece ücretli durumunda olan bireylerin de yapacakları bağış ve yardımların vergi teşvikinden yararlanabilmesine imkân sağlanacak ve bu suretle daha fazla bağış ve yardım toplanabilecektir.

 

14- İşverenler Tarafından Depremzede Çalışanlarına Yapılacak Ayni veya Nakdi Yardımlar Ücret İstisnasından Yararlandırılmalıdır

Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ücretlere ilişkin hükümlerinde, işverenler tarafından çalışanlarına sağlanan ayni veya nakdi yardımlar ücret olarak değerlendirilmekte ve ücret sayılan bu ödemeler üzerinden Gelir Vergisi tevkifatı yapılmaktadır.

Ayrıca ücretlere ilişkin istisna hükümlerine (23.Md.) bakıldığında, işverenlerin depremden zarar gören çalışanlarına yapacakları ayni veya nakdi bağış ve yardımların gelir vergisinden istisna tutulmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğu görülmektedir. Yaşadığımız büyük depremden etkilenen ve bölgede çalışan ücretli vatandaşlarımızın yaralarının hızlı bir şekilde sarılabilmesine katkı sağlamak amacıyla, Gelir Vergisi Kanunun 23 üncü maddesinde yapılacak bir değişiklikle, işverenlerin depremzede çalışanlarına ayni veya nakdi bağış ve yardım olarak yapacakları ek ücret ödemelerinin gelir vergisinden istisna olacağına ilişkin bir hükme yer verilmesinde yarar görülmektedir. Böylece bu tür yardımlar ücret gideri olarak da dikkate alınmış olacaktır.

15- Deprem Bölgesinden Zaruri Sebeplerle Göç Edenlerin Tekrar Bölgeye Geri Dönüşlerini Sağlayacak Vergisel Teşvikler İvedilikle Hayata Geçirilmelidir

Yaşanan deprem felaketinin bölgeden büyük bir göçün yaşanmasına, bu göçün de gidilen yerlerdeki sosyal ve ekonomik yaşam koşullarında olumsuz etkilerinin olduğu ve ayrıca deprem bölgesinin ekonomik üretim kapasitesinin de işgücünün yetersizliği nedeniyle olumsuz etkilenebileceği tahmin edilmektir.

Depremin ilk günlerinde can havliyle en yakın diğer illere göç etmek zorunda kalan depremzede vatandaşlarımızın kendi ailevi ve ekonomik bağlarının bulunduğu yerleşim yerlerine geri dönmelerini ve deprem bölgesinin sosyal ve ekonomik olarak yeniden canlandırılmasında kendilerine duyulan ihtiyacın ivedilikle giderilebilmesini sağlamak amacıyla, depremden önce bölgede ikamet edenler başta olmak üzere, bölgede gerçekleştirilecek istihdama ilişkin olarak vergisel ve sosyal güvenlik teşviklerin sağlanmasında yarar görülmektedir.

 

16- Bölgedeki Yapıların Yeniden İnşasına Yönelik KDV İstisnası Getirilmelidir

Deprem bölgelerinde uzmanların ilk tespitlerine göre bazı illerde neredeyse % 75 oranında yapıların tamamen yok olduğu ve kalan kısımdaki yapılardan da ağır hasarlı ve içinde oturulamaz yapılar haline geldiği görülmektedir.

Bu nedenle bölgenin yeniden inşası ve hızlı bir şekilde hayatın normale dönmesi için, yüksek güvenlikli binaların inşasına yönelik uygun arsaların temini ve bu arsalar üzerine güvenli yapıların inşası ve kullanıma sunulması için KDV’ye yönelik istisnalarının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

Ayrıca deprem bölgesinde gerçekleştirilecek üretim ve altyapı yatırım faaliyetlerine yönelik yeni makine, teçhizat, demirbaş alımları ile yeni yapıların inşası için KDV istisnası getirilmesinin yarar sağlayacağı değerlendirilmektedir.

17- Depremzedelerin Barınma İhtiyacına Katkı Sunacak Prefabrik Yapılar ve Konteynerlere İlave Olarak Çadır, Karavan vb. Mallar İçin de KDV Oranı % 1’e İndirilmelidir

Deprem nedeniyle çok sayıda vatandaşımız evlerini, işyerlerini, bürolarını, ofislerini kaybetmiş durumdadırlar. Bu dönemde depremzede vatandaşlarımız için en temel ihtiyaçların başında barınma ihtiyacı gelmektedir. Bu ihtiyacın karşılanması için kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, hayırsever gerçek ve tüzel kişiler adeta seferber olmuşlardır.

14.02.2023 tarihine kadar olan mevcut mevzuat düzenlemelerimize göre Konteyner ve Prefabrik yapılar dahil barınma ihtiyacını karşılamaya önemli katkı sunacak çadır, karavan vb. malların KDV oranı % 18 idi. Ancak 14.02.2023 tarihli ve 6790 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, deprem nedeniyle olağanüstü hal ilan edilen illerde kullanılmak üzere prefabrik yapılar ile konteynırların depremzedeler ile KDV Kanunun 17

/1 inci maddesinde sayılan kuruluşlara tesliminde uygulanacak KDV oranı % 18 den % 1 e indirilmiştir. Bu düzenlemede çadır ve karavana yer verilmediğinden, hali hazırda gerek depremzedelere doğrudan gerekse KDV Kanunun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarla aracılığıyla dolaylı olarak depremzedelere bağışlanacak çadır ve karavanlarda KDV oranı halen % 18 olarak uygulanmaktadır. Sahada yapılan gözlemlerimizde halen, prefabrik yapı ve konteynırlara ilave olarak çadır ihtiyacının da bulunduğu ve bazı durumlarda karavan temini suretiyle de barınma ihtiyaçlarının karşılanmasına imkân bulunabileceği görülmektedir. Ayrıca bu gözlemlerimizde sahadan tarafımıza karavan ithalinin yasaklanmış olduğu yönünde açıklamalar iletilmiştir.

Bu nedenle münhasıran depremzedelere doğrudan veya depremzedelere bağışlanması koşuluyla bağışta bulunacak tüm gerçek kişi, kurum veya kuruluşlara yapılacak çadır ve karavan teslimlerinin ve izin verilmesi koşuluyla bu amaçla karavan ithalinin Cumhurbaşkanlığınca belirlenecek bir süreye kadar % 1 KDV oranına tabi kılınmasında büyük yarar görülmektedir.

18- CANSUYU Kredilerinin Verilmesi İvedilikle Başlatılmalıdır

Deprem bölgesinde pek çok vatandaşımız, işletmelerimiz, fabrikalarımız ve muhtelif serbest meslek mensuplarımız (mali müşavirler, avukatlar, mimarlar, doktorlar vb.) evlerini, işyerlerini kaybetmişlerdir. Pek çoğu, hayatına sıfırdan başlamak zorunda kalacaktır.

İşte bu zor günlerinde, hayata tekrar tutunmaları ve ülkemize katma değer yaratmaya devam edebilmeleri için gerek kamu bankaları gerekse özel bankalar ve diğer finans kuruluşları tarafından en az 3 yıl süre geri ödemesiz ve en az 10 yıl vadeli faizsiz veya çok düşük faizli ihtiyaç ve işletme kredilerinin CANSUYU kredileri olarak verilmesi sağlanmalıdır.

19- Depremden Kaynaklı İntikallerde Veraset ve İntikal Vergisi İstisnası Sağlanmalıdır

Depremden etkilenen 11 ilde hayatını kaybedenler ile bu depremlerdeki yaralanmalara bağlı olarak daha sonraki tarihlerde ölenlerin mirasçılarına deprem bölgesindeki menkul ve gayrimenkullerin veraset yoluyla depremden zarar görenlere ivazsız intikallerinin veraset ve intikal vergisinden istisna tutulmasına yönelik kanuni düzenleme yapılmalıdır.

20- BES ve Hayat Sigortası Ödemelerinden Vergi Kesintisi Yapılmamalı ve Ödemeler Kolaylaştırılmalıdır

Deprem nedeniyle vefat eden vatandaşlarımız ile ilgili olarak Hayat Sigortası ve Bireysel Emeklilik Sistemi kapsamında yapılacak ödemelerin gelir vergisinden istisna tutulması ve ayrıca bu ödemelerden Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesi kapsamında tevkifat yapılmaması sağlanmalıdır.

Afet bölgesinde varis veya üçüncü kişilere banka, sigorta ve hayat şirketleri tarafından yapılacak ödemelerde lehdarın veya varislerin Veraset ve İntikal Vergisinin ödendiğine ilişkin vergi dairesinden bir yazı getirilmesi talep edilmektedir. Aksi halde ilgili şirketler kendilerini korumak amacıyla % 5 ila % 15 arasında Veraset ve İntikal Vergisi kesintisi yapmak zorunda kalmaktadırlar. Yaşadığımız olağanüstü şartla göz önüne alındığında hayat sigortası ve diğer sigorta ödemelerinde vergi dairelerinden ilişik kesme yazılarının aranmamasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.

21- Bölgedeki Firmalar İçin Yatırıma Katkı Oranı ve İndirimli Kurumlar Vergisi Oranı Artırılarak Bölgeye Yapılacak Yatırımlar Üst Seviyede Teşvik Edilmeli ve Yeni Ekonomik ve Ticari Faaliyetlerin Bölgede Gerçekleştirilmesine Yönelik Teşvik Uygulamaları Geliştirilmelidir

Bilindiği üzere yatırım teşvik belgeleri kapsamında yapılan yatırımlar için indirimli kurumlar vergisi uygulaması bulunmaktadır. Bölgenin üretim kapasitesinin yeniden oluşturulması amacıyla yeni yapılacak yatırımlar ile mevcut yatırımlardan zarar görenlerin tadili için yapılacak tevsi yatırımlara yönelik olarak yatırıma katkı oranının ve indirimli kurumlar vergisi oranının artırımlı olarak belirlenmesinde yarar görülmektedir. Bu çerçevede depremden etkilenen 11 il için Yatırıma katkı oranının %100 ve vergi indirim oranının da % 100 olarak belirlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.

Ayrıca bölgenin üretim kapasitesinin tekrar oluşturulması ve ekonomik hayatın canlandırılması amacıyla bölgede yürütülecek yeni üretim faaliyetleri ile birlikte istihdamı sağlaması koşuluyla diğer bölgelerdeki firmaların ürettikleri ürünlerinin gerek pazarlanması gerekse perakende ve toptan ticari faaliyetlerinin depremden en fazla zarar gören illerden başlamak üzere yatırım teşvikleri kapsamında gerekli vergisel veya diğer ekonomik teşvik unsurlarının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

22- Yatırım Teşvik Belgesi Kapatma İşlemleri Kolaylaştırılmalıdır

Depremden etkilenen illerdeki mükelleflerin yatırım teşvik belgesi kapatma işlemlerinin sürelerinin uzatılması ve bu kapsamda, ilgililerce teşvik edilmesi gereken bilgi ve belgelerin ibrazında gereken kolaylıkların sağlanması gerektiği düşünülmektedir.

23- Afet Nedeniyle Verilecek İhtiyaç Kredisi Gibi Kredilere İlişkin Vergisel Teşvikler Sağlanmalıdır

Depremler nedeniyle binalarının veya ticari, zirai, sınai ya da mesleki faaliyete mahsus varlıklarının zarar gördüğü, hasar tespit komisyonlarınca belirlenen kişi ve kuruluşlara, bankalarca açılacak veya ertelemeye tabi tutulacak ihtiyaç kredisi gibi krediler ve bu kredilerin teminatına ilişkin işlem ve kağıtlar, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ile 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınmakta olan damga vergisi ve harçlardan ve bankaların bu krediler ile ilgili olarak her ne nam altında olursa olsun lehlerine aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisinden (BSMV) istisna tutulması ve KKDF alınmaması gerektiği değerlendirilmektedir.

24- Afet Bölgesinde Yapılacak İmar ve İnşa Faaliyetlerinin Finansmanı İçin Özel Çalışmalar Yapılmalıdır

Afet bölgesinin yeniden imar ve inşası için ortaya çıkacak ilave kamu geliri ihtiyacı; ek vergiler getirilmesi, dolaylı vergilerde oran artışı, harcamaların ötelenmesi, kısa ve orta vadede hazineden büyük miktarda kaynak çıkışını gerektirecek altyapı yatırımları ile uygulamaların ertelenmesi gibi bir takım gelir getirici / gider önleyici mali önlemlerin alınmasını gerektirmektedir.

Özellikle kısa vadede gelir toplamanın en kolay yollarından olan dolaylı vergilerin artırılması ilk etapta akla gelebilecek önlemdir. Ancak bu yöntemin tercih edilmesi hali hazırda vergi sistemimizde mevcut olan adaletsizliği daha da derinleştireceğinden ek gelir ihtiyacının mümkün mertebe zorunlu olmayan kamu harcamalarının kısılarak sağlanması ve hala ihtiyaç olması durumunda servet ve kazanç üzerinden alınacak vergiler (GV, KV, VİV, MTV, vb.) ile karşılanmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Bu suretle oluşacak ilave gelirlerin “Afet Bölgesi Kalkınma Fonu” nda toplanması ve bu fonun, afet bölgesinde ihtiyaç duyulan altyapı yatırımları ile bölgede gerçekleştirilecek yeni yatırımların düşük maliyetle finansmanında kullanılması sağlanmalıdır.

25- Deprem Bölgesinde Yürütülen Vergi İncelemeleri Mücbir Sebep Süresince Durdurulmalı ve Deprem Bölgesindeki Mükelleflerle Bağlantılı Karşıt İnceleme Yapılma Zorunluluğu Kaldırılmalıdır

Deprem felaketinin yaşandığı 11 ilde halen devam etmekte olan vergi inceleme çalışmaları, deprem felaketinden doğrudan etkilenen mükellefler bakımından Hazine ve Maliye Bakanlığınca ilan edilmiş olan mücbir sebep süresinin sonuna kadar durdurulmalıdır.

Ayrıca depremden zarar gören iller dışındaki diğer mükellefler nezdinde yürütülen vergi incelemeleri nedeniyle depremden zarar gören mükellefler nezdinde yürütülmesi gereken KARŞIT İNCELEME çalışmalarının da yapılması zorunluluğunun, deprem nedeniyle defter, kayıt ve belgelerin zayi olması nedeniyle gerek vergi inceleme elemanları gereken Yeminli Mali Müşavirler açısından tamamen kaldırılması gerektiği değerlendirilmektedir.

26- Yıkılan Binaların Tapu Kayıtlarında Arsa Vasfına Dönüştürülmesi Herhangi Bir Mali Yükümlülük Doğurmadan Yapılmalıdır

Deprem nedeniyle yıkılan binalar artık “arsa” vasfına dönmüştür. Üzerine bina yapılıp yapılmayacağı da belli değildir. Özellikle, yıkılan ve arsa haline gelen binaların cins tashihleri için her türlü vergi ve harç muafiyetinin getirilmesi, bina vasfı nedeniyle tahakkuk etmiş veya edecek emlak vergilerinin terkin edilmesi ve ayrıca ilgili resmi kayıtların düzeltim işlemlerinin de ilgili idare tarafından herhangi bir mali yükümlülük doğurmadan yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.

27- Depremzedelere Yönelik İstihdam Teşvikleri Hayata Geçirilmelidir

Depremzedelere yönelik sağlanacak istihdamı teşvik etmek amacıyla belirli bir süre ile depremzedelere ödenecek ücretlerin herhangi sınıra tabi tutulmaksızın Gelir Vergisi, Damga Vergisi ve Sigorta Primlerinden (İşçi ve İşveren Payı) istisna edilmesine yönelik yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.

Ayrıca deprem bölgesinde faaliyette bulunan işyerleri için pandemi döneminde olduğu gibi Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasının hayata geçirilmesinde yarar görülmektedir.

28- İşverenlerin, Deprem Bölgesinde Çalışan İşçilerine Yapacakları Nakdi Yardımlar Sigorta Priminden Muaf Tutulmalıdır

06.02.2023 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında birçok işveren bölgede çalışan işçilerine nakit para yardımı yapmak istemektedir. Ancak 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre nakit ödemeler sigorta primi istisnaları arasında yer almamaktadır. Bölgede çalışan ve zor durumda olan işçilerin sorunlarına bir nebze de olsa katkı saylayacak olan işverenleri tarafından yapılacak nakdi yardımların sigorta priminden muaf tutulmasına ilişkin düzenleme yapılması yararlı olacaktır.

29- Pandemi Döneminde Hayata Geçirilen Kısa Çalışma Ödeneği ve Nakdi Ücret Desteği Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin İvedilikle Başlatılmalıdır

Bölgede birçok işyeri depremden zarar görmüş olması nedeniyle kapasitesinin altında çalışmak durumda kalmıştır. Yine birçok işyerinin yıkılması veya kısmen zarar görmesi nedeniyle çalışanların işsiz kalması durumu ortaya çıkmıştır. Bu nedenlerden dolayı tıpkı pandemi döneminde uygulandığı üzere kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamasının hayata geçirilmesi yararlı olacaktır.

Bu amaçla e-Bildirge sisteminde yapılacak bir geliştirme ile sadece tek bir buton tıklanarak ilgili işverenin kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinden yararlanma isteminin alınmasını sağlanmasının isabetli olacağı değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan, bölgede ekonomik hayatın yeniden canlandırılmasında en önemli rolü oynayacak kendi nam ve hesabına çalışan meslek mensuplarımızı (SMMM-YMM) da bu destek unsurlarından (KÇÖ, NÜD) doğrudan yararlandıracak düzenleme ve uygulamaların ivedilikle hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.

30- İşverenlerin İşlemleri Deprem Bölgesinden Yürütülen Deprem Bölgesi Dışındaki İşyerleri de SGK Uygulamaları Bakımından Mücbir Sebep Kapsamına Alınmalıdır

Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamasında mücbir sebep kapsamına alınan deprem bölgesi dışındaki aynı işverenlerin işyerleri ertelemelerden yararlanamamaktadır. Örneğin işverenin Gaziantep ilindeki işyeri mücbir sebep kapsamına alınmasına rağmen aynı işverenin Ankara ve İstanbul’daki diğer işyerleri mücbir sebep kapsamına alınmamaktadır.

Gerek deprem bölgesindeki işyerlerinin zarar görmesi nedeniyle işverenlerin ekonomik kayıplara uğraması, gerek deprem bölgesindeki bilgi ve belgelere ulaşılamaması nedeniyle aynı işverenin deprem bölgesi dışındaki işyerleri için belgelerini vermesi ve doğacak sigorta primlerini ödemesi imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle aynı işverenin deprem bölgesi dışındaki işyerlerinin deprem bölgesi içinde kalan işyerleri gibi mücbir sebep kapsamına alınmasında yarar görülmektedir.

31- Depremden Etkilenen Çalışanların Mali, Sosyal ve Ekonomik Haklarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Devreye Alınmalıdır

Depremden etkilenen çalışanların mali, sosyal ve ekonomik haklarının korunmasına yönelik olarak aşağıda belirtilen tedbirlerin devreye alınmasında yarar görülmektedir.

  • Depremde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine prim ödeme ve çalışma süresi koşulları aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalıdır.
  • Deprem sebebiyle meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenler prim ve sigorta süresi şartı aranmaksızın malul sayılmalı ve malullük sigortasından aylık bağlanmalıdır.
  • Depremden zarar görmüş işçilerin korunması için derhal işten çıkarma (fesih) yasağı getirilmelidir.
  • Depremzede işsizler önkoşul aranmaksızın işsizlik ödeneğinden yararlanmalıdır.
  • Deprem nedeniyle işten ayrılmak isteyen depremzedelerin kıdem tazminatı ödenmelidir.
  • Afetle mücadele kapsamında yeni istihdam yaratılmalı ve işverenlere afetzede çalıştırma yükümlülüğü getirilmelidir

 

 


Kaynak: TÜRMOB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/turmob-deprem-yaralarinin-sarilmasina-yonelik-mali-ve-sosyal-guvenlik-tedbir-onerilerimiz-21-2-2023/feed/ 0
Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle “Okullarda Covid-19 Pozitif Vaka Çıkması Durumunda Yapılması Gereken Uygulamalar Rehberi” hazırlandı https://www.muhasebenews.com/milli-egitim-bakanligi-ve-saglik-bakanligi-is-birligiyle-okullarda-covid-19-pozitif-vaka-cikmasi-durumunda-yapilmasi-gereken-uygulamalar-rehberi-hazirlandi/ https://www.muhasebenews.com/milli-egitim-bakanligi-ve-saglik-bakanligi-is-birligiyle-okullarda-covid-19-pozitif-vaka-cikmasi-durumunda-yapilmasi-gereken-uygulamalar-rehberi-hazirlandi/#respond Mon, 06 Sep 2021 16:00:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114944 Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle “Okullarda Covid-19 Pozitif Vaka Çıkması Durumunda Yapılması Gereken Uygulamalar Rehberi” hazırlandı. Bu kapsamda, bir sınıfta öğrencilerden herhangi birine Covid-19 pozitif tanısı konulması durumunda öğrenciler izleme alınacak ve okula devam edecekler. Aynı durumda, öğretmenler de izleme alınacak ve eğitim vermeye devam edecekler. Aynı sınıfta 10 gün içinde 2. kez vaka çıktığında sınıf öğrencilerinin tamamı, yakın temaslı olarak kabul edilecek. Bu öğrenciler, eve gönderilecek ve 14 gün boyunca temaslı takibine alınacak.

Yeni eğitim öğretim yılı yarın başlıyor. Yüz yüze eğitimin bir kez daha kesintiye uğramaması için tüm imkânlarını seferber eden Millî Eğitim Bakanlığı, Covid-19 salgınına karşı önlemlerine bir yenisini daha ekledi.

Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı iş birliğinde hazırlanan “Okullarda Covid-19 Pozitif Vaka Çıkması Durumunda Yapılması Gereken Uygulamalar Rehberi”, Türkiye geneli tüm okullarda uygulanacak.

Rehbere göre, bir sınıfta öğrencilerden herhangi birine Covid-19 pozitif tanısı konulması durumunda öğrenciler izleme alınacak ve okula devam edecekler. Aynı durumda öğretmenler de izleme alınacak ve eğitim vermeye devam edecekler.

Pozitif vaka çıkan sınıfta görev alan öğretmenler ve o sınıfın diğer öğrencilerin okul girişinde 14 gün boyunca günde en az iki defa semptom sorgulaması yapılarak ateş ölçümleri gerçekleştirilecek ve bunlar, kayıt altına alınacak. Bu sınıftaki çocukların teneffüs saatinin diğer sınıflardan farklılaştırılması sağlanacak.

Semptom veya yüksek ateş tespit edilen kişi sağlık kuruluşuna yönlendirilecek. Sağlık kuruluşunun değerlendirmesine göre herhangi bir semptom göstermeyen öğrenci ya da öğretmen okula devam edecek, aksi durumda ise vaka olarak kabul edilecek.

Öğrencinin pozitif vaka çıkması durumunda aynı sınıfta 10 gün içinde 2. kez vaka çıktığı için sınıf öğrencilerinin tamamı, yakın temaslı olarak kabul edilecek. Bu öğrenciler, eve gönderilecek ve 14 gün boyunca temaslı takibine alınacak.

Öğretmenin pozitif vaka çıkması durumunda öğretmenin okul dışında riskli bir teması yoksa ilk pozitif vaka çıkan sınıftaki tüm öğrenciler yakın temaslı kabul edilecek. Bu öğrenciler eve gönderilecek ve 14 gün boyunca temaslı takibine alınacak.

Ayrıca bu durumda okulda tüm öğretmenler, temaslı kabul edilecek ve maske takmak koşuluyla okula devam edecekler. Temaslı öğretmenlerin okul tarafından 14 gün boyunca en az 2 ders saati arayla günde iki kez semptom sorgulaması yapılarak ateş ölçümleri gerçekleştirilecek ve bunlar kayıt altına alınacak.

Semptom belirten veya yüksek ateşi tespit edilen öğretmen, sağlık kuruluşuna yönlendirilecek; sağlık kuruluşunun değerlendirmesine göre okula devam edecek veya vaka olarak kabul edilecek.

Öğretmenin okul dışında riskli bir teması olması durumunda ise diğer öğretmenler ve ilk vaka çıkan sınıftaki öğrenciler temaslı kabul edilecek, okul tarafından 14 gün boyunca en az 2 ders saat arayla günde iki kez semptom sorgulaması yapılarak ateş ölçümleri gerçekleştirilecek ve bunlar kayıt altına alınacak. Semptom belirten veya yüksek ateş tespit edilen kişiler, sağlık kuruluşuna yönlendirilecek. Sağlık kuruluşunun değerlendirmesine göre kişiler, okula devam edecek veya vaka olarak kabul edilecek.

Sınıfta ders veren öğretmende Covid-19 pozitif vaka saptanması durumunda şu uygulamalar yapılacak:

Öğrenciler temaslı kabul edilecek ve kuralına uygun maske takmak koşuluyla okula devam edecek. Diğer öğretmenler temaslı kabul edilip maske ile çalışmaya devam edecek.

Temaslı öğretmenler ve pozitif öğretmenin derse girdiği sınıftaki öğrencilerin okul tarafından 14 gün boyunca en az 2 ders saati arayla günde iki kez semptom sorgulaması yapılarak ateş ölçümleri gerçekleştirilecek ve bunlar, kayıt altına alınacak. Semptom belirten veya yüksek ateş tespit edilenler, sağlık kuruluşuna yönlendirilecek. Sağlık kuruluşunun değerlendirmesine göre bu kişiler, okula devam edecek veya vaka olarak kabul edilecek.

Servislerde öğrencilerden birinde Covid-19 pozitif vaka saptanması durumunda öğrenciler temaslı kabul edilecek ve kuralına uygun maske takmak koşuluyla okula devam edecekler. Bu durumda, servis şoförü ve rehber personel temaslı kabul edilecek ve kuralına uygun maske takmak koşuluyla çalışmaya devam edecekler.

“Temaslı kabul edilenler” ve “yakın temaslı kabul edilenler”

Hazırlanan rehbere göre, “temaslı kabul edilenler” ve “yakın temaslı kabul edilenler” olmak üzere iki ayrı durumda neler yapılacağına ilişkin  şu detaylara da yer verildi:

Temaslı kabul edilenler:

Öğretmenler ve öğretmenin derse girdiği sınıftaki öğrencilerin okul tarafından 14 gün boyunca en az 2 ders saati arayla günde iki kez semptom sorgulaması yapılarak ateş ölçümleri gerçekleştirilecek ve bunlar, kayıt altına alınacak. Semptom belirten veya yüksek ateşi tespit edilenler, sağlık kuruluşuna yönlendirilecek. Sağlık kuruluşunun değerlendirmesine göre bu kişiler, okula devam edecek veya vaka olarak kabul edilecek.

Yakın temaslı kabul edilenler:

Aynı sınıfta eş zamanlı (10 gün içerisinde) birden fazla vaka çıkması durumunda sınıftaki tüm öğrenciler, yakın temaslı olarak kabul edilecek. Bu öğrenciler, eve gönderilecek ve 14 gün boyunca temaslı takibine alınacak.

Okul öncesi ve kreşlerde pozitif vaka çıkması durumunda yapılacaklar

Okuldaki öğretmen veya öğrencilerden birinde Covid-19 vakası çıkması durumunda Covid-19 döneminde yapılan temizliğe ek olarak Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’nin “Covid-19 kapsamında okullarda alınması gereken önlemler” başlığı altındaki bilgilere göre temizlik yapılacak.

Covid-19 tespit edilen öğretmen ve öğrenci, Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’ne göre izole edilerek tedavi edilecek. Öğretmen veya öğrencinin ailesinde pozitif bir vaka tespit edildiğinde vakanın tespit edildiği ailedeki öğretmen veya öğrenci yakın temaslı kabul edilecek.

Okul öncesinde pozitif vaka çıkması durumunda tüm sınıf, yakın temaslı kabul edilecek. Bu sınıftaki tüm öğrenciler, yakın temaslı kabul edilerek eve gönderilecek ve 14 gün boyunca temaslı takibine alınacak.

Kreşlerde de öğretmen veya öğrencilerden birinin okula pozitif olduğu hâlde gelmesi durumunda bu sınıftaki öğrencilerin hepsi, yakın temaslı olarak kabul edilerek eve gönderilecek ve 14 gün boyunca temaslı olarak takip edilecek.


Kaynak: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/milli-egitim-bakanligi-ve-saglik-bakanligi-is-birligiyle-okullarda-covid-19-pozitif-vaka-cikmasi-durumunda-yapilmasi-gereken-uygulamalar-rehberi-hazirlandi/feed/ 0
Yüz yüze eğitime 6 Eylül Pazartesi günü gerekli tedbirler alınarak başlanacak https://www.muhasebenews.com/yuz-yuze-egitime-6-eylul-pazartesi-gunu-gerekli-tedbirler-alinarak-baslanacak/ https://www.muhasebenews.com/yuz-yuze-egitime-6-eylul-pazartesi-gunu-gerekli-tedbirler-alinarak-baslanacak/#respond Tue, 31 Aug 2021 16:00:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114677 Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2021-2022 eğitim öğretim döneminde yüz yüze eğitimin tam zamanlı ve tüm kademelerde başlatılmasına ilişkin detayları açıkladı. 2021-2022 eğitim ve öğretim yılının tüm kademe ve tüm sınıf seviyelerinde, 6 Eylül Pazartesi günü gerekli tedbirler alınarak haftada 5 gün yüz yüze eğitim ile başlatılacağını belirten Bakan Özer,  “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak birinci önceliğimiz, tüm sağlık önlemlerini alarak okulları açık tutmaktır. Bununla ilgili tüm önlemlerimizi de aldık. Bu önlemlerin takipçisi olacağız. Velilerimiz çok rahat olsunlar” diye konuştu.

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2021-2022 eğitim öğretim döneminde yüz yüze eğitimin tam zamanlı ve tüm kademelerde başlatılmasına ilişkin detayları paylaştı.

Son 1,5 yılda tüm dünya genelinde Kovid-19 salgını sürecinin sıkıntılar doğurduğunu hatırlatan Özer, Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu süreçte zaman zaman okulları açık tutarak zaman zaman uzaktan eğitimle özellikle EBA dijital platformu ve TRT EBA kanalları ile öğrencilerin yanında olmaya çalıştıklarını anlattı.

Özer, “2021-2022 eğitim ve öğretim yılını, tüm kademe ve tüm sınıf seviyelerinde 6 Eylül Pazartesi günü gerekli tedbirler alınarak haftada 5 gün yüz yüze eğitim ile başlatıyoruz.” açıklamasında bulunarak 1-3 Eylül’de okul öncesi ve ilkokul 1. sınıf öğrencileri için okullarda uyum haftası düzenleyeceklerini bildirdi.

Özer, “Öğrencilerimiz okullara belirli saatlerde gelecekler, okula alışmaya başlayacaklar, öğretmenleri ile diyaloglarını geliştirecekler. İnşallah bir sıkıntı olmadan tüm velilerimizin tüm öğretmenlerimizin tüm öğrencilerimizin beklentilerini yerine getirerek okullarımızı tam zamanlı olarak açacağız.” ifadelerini kullandı.

Okulların Kovid-19 salgınına karşı alınması gereken tüm önlemleri Sağlık Bakanlığı ile birlikte belirlediklerini belirten Özer, “Servislerdeki ve okullardaki hijyen tedbirleri, maske kullanımı, havalandırma gibi tüm ayrıntıları Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışarak alınması gereken önlemleri tüm valiliklere, tüm illerimize, tüm ilçelerimize bildirdik.” dedi.

Öğretmenlere Kovid-19 tedbirleri seminerleri verilecek

Bakan Özer, öğretmenlere yönelik yeni öğretim yılı mesleki çalışma dönemi faaliyetlerinin de 31 Ağustos-3 Eylül tarihleri arasında yapılacağını hatırlatarak bu yılki programda bazı değişiklikler yaptıklarını bildirdi. Bu seneki seminer haftasının içeriğini değiştirdiklerini belirten Özer, “Öğretmenlerimize yönelik bu yıl tamamen Kovid-19 salgınında okullarda alınması gereken tedbirler, öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin korunması ve süreçlerin çok dikkatli şekilde yürütülmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığının önerileri doğrultusunda çok kapsamlı eğitim seminerleri hazırladık. Okul öncesi ve birinci sınıflar 1-3 Eylül’de okula başlayacağı için bu kademedeki öğretmenlerimize yönelik seminerleri 31 Ağustos’ta düzenleyeceğiz, 6 Eylül’de başlayacak diğer tüm kademelerdeki öğretmenlerimizin mesleki çalışma dönemi ise 1-3 Eylül’de gerçekleştirilecek.” diye konuştu.

“Eğitim öğretimi sürdürebilmemiz için öğrencilerimizi korumamız gerekiyor”

Yüz yüze eğitim döneminin başlamasıyla Kovid-19 tedbirleri kapsamında öğrencilerle bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarının aşı olmamaları durumunda haftada iki kez PCR testi ile taranmalarının isteneceğinin hatırlatılarak öğrencilere yönelik böyle bir uygulamanın olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Özer, şöyle konuştu:

“Kamuoyunda bu konuda dezenformasyon söz konusu. Öncelikle net olarak ifade etmek isteriz ki öğrencilerimize yönelik aşı ve PCR testi zorunluluğu bulunmuyor. Burada kılavuzda da yer aldığı şekliyle sadece öğretmenlerimiz değil servis şoförlerinden, servislerde görevli yardımcı personel, okullardaki idari personel, kantin ve yemekhane çalışanlarına kadar eğitim-öğretim ortamına dahil olan tüm çalışanlarımız aşı olmak istiyorlarsa aşı olacaklar. Aşı zorunlu değil, süreç gönüllülük esasına göre işliyor. Öğrencilerimiz ile bir araya gelmesi zorunlu olan öğretmen ve okul çalışanlarımızın aşı olmayacaklarsa haftada 2 defa PCR testi yaptırma zorunluluğu var.”

Dünyadaki veriler, çocuklardan yetişkinlere bulaş oranının, yetişkinlerden çocuklara bulaş oranına göre çok daha düşük olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla eğitim öğretimi sürdürebilmemiz için öğrencilerimizi korumamız gerekiyor. Öğrencilerimizin sağlıklı bir şekilde eğitim öğretime devam etmeleri için her türlü önlemi almak zorundayız.” 

Aşı olmayan köy okulu öğretmeni ve çalışanlarının PCR testi durumu

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yüz yüze eğitim kapsamında istenecek zorunlu PCR testlerinin devlet hastanelerinde ücretsiz yapılacağı yönündeki açıklamasını anımsatan Özer, “Ulaşım imkânı zor olan köy okullarımız gibi yerlerde görev yapan ve aşı olmayan okul çalışanlarımız ve öğretmenlerimizin PCR testleri ile ilgili de Sağlık Bakanlığımız ile çalışmalarımız devam ediyor. Sağlık Bakanlığı ekipleri ile oralarda (köy okulları) aşı olmayan öğretmenlerimizin ve çalışanlarımızın PCR testi yaptırmalarını sağlamak için çalışıyoruz.” bilgisini verdi.

Tüm okulların Kovid-19 durumu takip edilecek

Bakanlık tarafından Kovid-19 salgını sürecinde eğitim-öğretim ortamının sağlıklı yürütülebilmesi amacıyla vaka ve temaslara yönelik süreçlerin takip edilebildiği elektronik takip sisteminin geliştirildiğini bildiren Özer, şunları söyledi:

“Velilerimiz rahat olsunlar. Okul bazlı ortaya koymuş olduğumuz Kovid-19 önlemleri için elektronik takip sistemimiz hazır. Okullarımız bu verileri kendileri kullanabildiği gibi ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz ilçedeki tüm okulları bu sistem üzerinden takip edebilecekler. İl millî eğitim müdürlükleri, kendi ilçelerindeki süreçleri, aynı zamanda Bakanlık olarak ilgili genel müdürlüklerimiz, kendilerine bağlı tüm okullardaki süreçleri kontrol edebilecekler. Çoklu kontrolle, sistemin sağlıklı çalışabilmesi ile ilgili tüm önlemlerimizi almış bulunmaktayız.”

Bakan Özer, okul başlangıcında velilere olası hastalık durumunda bilgi paylaşabilmeleri için bilgilendirme formu verileceğini belirterek “Şunu net olarak ortaya koymamız lazım, burada bir taahhüt yok, bu konuyla ilgili zaman zaman kamuoyuna yansımalar var. Herhangi bir vaka durumunda okulun bilgilendirilmesiyle ilgili bir taahhütname şeklinde bir metin değil o, bu metin sadece okullar tarafından Kovid-19 süreçleri ile ilgili bilgilendirildiklerine dair metindir.” değerlendirmesinde bulundu. 

“Öğretmenlerimizin her türlü ihtiyacını karşılayacağız”

Okullardaki tıbbi maske kullanımına ilişkin önlemlere değinen Özer, yeni eğitim-öğretim döneminde tüm öğretmenlerin, personelin ve öğrencilerin okullara maske takarak geleceğini belirtti. Öğrenci, öğretmen ve personelin okullarda bulunduğu süre içerisinde yeniden maskeye ihtiyaç duymaları durumunda ücretsiz maske desteği verileceğini dile getiren Özer, şunları kaydetti:

“Şu anda 81 ildeki bütün okullarımıza maske teminiyle ilgili her türlü ödenekleri gönderdik. Okullarımız maske, dezenfektan, hijyen koşullarıyla ilgili her türlü yatırımlarını, stoklarını yaptılar. Özellikle belirtmek isterim ki okullarımızda kullanılacak tüm maske ve dezenfektanlar, mesleki teknik eğitim okullarımız ve kurumlarımızda, aynı zamanda halk eğitim merkezlerinde, özel eğitim meslek okullarında üretiliyor. Maskelerimizi ve dezenfektanlarımızı dışarıdan değil, kendi ihtiyacımızı karşılayacak şekilde 81 ilde yeniden yapılandırdık. Bu süreç içerisinde okullarımızda maskeyle ve diğer ihtiyaçla ilgili bir sıkıntı yaşanmayacak. Diğer taraftan öğretmenlerimiz için maske ve dezenfektandan oluşan bir hijyen kitini her ay ücretsiz olarak öğretmenlerimize vereceğiz. Öğretmenlerimizin bu alandaki her türlü ihtiyacını karşılayacağız.”

Özer, hayatın normalleştirilmesi için eğitimin normalleştirilmesi gerektiğini, Kovid-19 vaka sayısının şu an için sıfırlanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak birinci önceliğimiz, tüm sağlık önlemlerini alarak okulları açık tutmaktır. Bununla ilgili tüm önlemlerimizi de aldık. Bu önlemlerin takipçisi olacağız. Velilerimiz çok rahat olsunlar. Sonuçta bu konu çok paydaşlı bir konu. Sadece bizim öğretmen camiamızla ilişkili bir konu değil, aynı zamanda velilerimizi, çalışanlarımızı, servis şoförlerimizi, kantin ve yemekhane çalışanlarımızı ilgilendiren bir konu. Şu konuda hiçbir tereddüt yok: Tüm velilerimiz istiyor ki tüm sağlık önlemleri alınarak çocuklarımız okula girebilsin. O zaman hep iş birliği yapacağız. İstirhamım tüm velilerimizin, öğretmenlerimizin, çalışanlarımızın, Sağlık Bakanlığıyla birlikte hazırladığımız Kovid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi’nde belirtilen tüm kuralları harfiyen yerine getirmeleri. Eğer biz bu kurallara uyarsak bu süreçleri çok rahat şekilde yönetebiliriz. Sıkıntılar olabilecek ama süreç içerisinde bunların hepsini çözebilecek durumdayız.”

Veli, öğretmen ve eğitim çalışanlarına aşı çağrısı

Velilerin PCR test sonuçlarının kontrol edilmeyeceğini dile getiren Özer, “Tabii velilerden istirhamımız aşılarını olmaları.” dedi. Velilerle ilgili bir izleme, takibin kesinlikle olmayacağının altını çizen Bakan Özer, tüm veli, öğretmen ve eğitim çalışanlarına aşı olmaları çağrısında bulundu.

“Okullara ziyaretçi kısıtı getirilecek”

Okulları mümkün olduğu kadar izole tutmayı istediklerini vurgulayan Özer, “Dışarıdan okula giriş çıkışları kontrol altına almak istiyoruz. Bunun için okul müdürlüklerimiz, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz okullara ziyaretçi kısıtı getirecekler.” diye konuştu.

“Çocuklarımızın eğitimi, ülkemizin geleceği”

Özer, veli de olsa okula her giren vatandaşın HES kodunun kontrol edileceğini aktararak şunları kaydetti:

“HES kodunda herhangi bir olumsuzluk olmadığı zaman mutlaka maske takarak okul ortamına girecekler. Hepimiz hassas bir şekilde davranacağız. Çünkü çocuklarımızın eğitimi, ülkemizin geleceği. Artık bunun kesintiye uğramaması lazım. Şunu özellikle belirtmek isterim. Önlemleri aldığımız müddetçe eğitim öğretimi yüz yüze devam ettirebilme imkanımız var. Tüm velilerimize, öğretmenlerimize, servis ve kantin çalışanlarımıza seslenmek istiyorum. Öncelikle kendi sağlıkları sonra da öğrencilerimiz ve eğitimin yüz yüze devam edebilmesi için kurallarımıza uyalım. Her türlü sağlık önlemini alalım.”


Kaynak: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yuz-yuze-egitime-6-eylul-pazartesi-gunu-gerekli-tedbirler-alinarak-baslanacak/feed/ 0
Kronik Rahatsızlığı Bulunan Vergi Mükellefleri İçin Mücbir Sebep Hali Sona Erdi https://www.muhasebenews.com/kronik-rahatsizligi-bulunan-vergi-mukellefleri-icin-mucbir-sebep-hali-sona-erdi/ https://www.muhasebenews.com/kronik-rahatsizligi-bulunan-vergi-mukellefleri-icin-mucbir-sebep-hali-sona-erdi/#respond Tue, 29 Jun 2021 10:00:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111566 26 Haziran 2021 tarihli Resmî Gazete’de Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı. Tebliğde, Kovid-19 salgını kapsamında Mart 2020’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kronik rahatsızlığı bulunması nedeniyle sokağa çıkma yasağı kapsamına giren mükelleflerin ve 22 Mart 2020 ile sokağa çıkma yasağının sona ereceği tarih arasında mücbir sebep halinde olduğu kabul edilenlerin, bu hallerinin sona erdirilmesine yönelik açıklamalara yer verildi.

Salgının seyrinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak, İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan 1 Haziran 2021 tarihli genelgede, kademeli normalleşme sürecinde uygulanacak hususlara ilişkin açıklamalara yer verildiğine işaret edilen tebliğde, 22 Mart 2020 tarihinden itibaren mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen kronik rahatsızlığı bulunan mükellefler ve meslek mensupları ile söz konusu tebliğin yayımlandığı tarih itibarıyla geçerli olan ‘Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi’ uyarınca beyanname/bildirimleri bu meslek mensuplarınca verilenlerin mücbir sebep hallerinin sona erdirilmesinin uygun bulunduğu belirtildi.

Mücbir sebep hali sona erenlerin, bu döneme ilişkin verilemeyen beyanname/bildirimlerinin (2020 yılına ilişkin geçici vergi beyannameleri hariç) tebliğ tarihinden sonraki 15. günün sonuna kadar verilmesi ve bu beyanname/bildirimlere istinaden tahakkuk eden vergilerin de aynı süre içinde ödenmesi gerektiği bildirildi.

Kronik rahatsızlığın bulunduğunu tevsik eden sağlık kuruluşundan alınan belgelerin mükellefler tarafından, tebliğin yayımlandığı tarihi takip eden 30 gün içinde bağlı oldukları vergi dairesine ibraz edilmesi gerekiyor.

Yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe giren söz konusu Tebliğe https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/06/20210626-23.htm adresinden erişim sağlanmaktadır.


Kaynak: TİM
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kronik-rahatsizligi-bulunan-vergi-mukellefleri-icin-mucbir-sebep-hali-sona-erdi/feed/ 0
Haziran Ayı Normalleşme Tedbirleri Genelgesi Yayınlandı https://www.muhasebenews.com/haziran-ayi-normallesme-tedbirleri-genelgesi-yayinlandi/ https://www.muhasebenews.com/haziran-ayi-normallesme-tedbirleri-genelgesi-yayinlandi/#respond Tue, 01 Jun 2021 16:00:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110152 Koronavirüs (Covid-19) salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla, salgınla mücadele sürecinin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra hayatın her alanına yönelik uyulması gereken kurallar ve önlemler; salgının genel seyrinin ve Sağlık Bakanlığı ile Koronavirüs Bilim Kurulu’nun önerilerinin değerlendirilmesi sonucunda Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde alınan kararlar doğrultusunda belirlenmektedir.
Bu çerçevede gerek 14 Nisan 2021 tarihinden bu yana sırasıyla uygulan kısmi kapanma, tam kapanma ve kademeli normalleşme tedbirleri ile birlikte sosyal izolasyonun artırılması; gerekse aziz milletimizin tedbirlere uyum noktasındaki sağduyulu ve fedakârca yaklaşımı sonucunda günlük vaka, hasta ve ağır hasta sayılarında ciddi bir düşüş yaşandığı kamuoyunun malumudur.
Öte yandan hep birlikte elde edilen bu başarının sürdürülmesi, salgının yayılımının kontrol altında tutulması ve ivmelenen aşılama faaliyetleri ile birlikte kalıcı normalleşmenin sağlanması için salgınla mücadele tedbirlerine riayet etmek önümüzdeki dönemde de önemini korumaktadır.
Bu doğrultuda salgının seyrinde yaşanan gelişmeler ile Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan 31 Mayıs 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde ele alınarak; Haziran ayı boyunca uygulanacak olan kademeli normalleşme sürecinin ikinci etabı kapsamında aşağıdaki tedbirlerin 1 Haziran 2021 Salı günü saat 05.00’ten itibaren hayata geçirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

1. SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI

Kademeli normalleşme döneminin ikinci etabında; Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri 22.00 – ­05.00 saatleri arasındaPazar günleri ise Cumartesi günü saat 22.00’den başlayıp Pazar gününün tamamını kapsayacak ve Pazartesi günü saat 05.00’te tamamlanacak şekilde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.
1.1– Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak süre ve günlerde üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğinin sağlanması amacıyla Ek’te belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacaktır.
Sokağa çıkma kısıtlamasına yönelik tanınan muafiyetler, 14.12.2020 tarih ve 20799 sayılı Genelgemizde açıkça belirtildiği şekilde muafiyet nedeni ve buna bağlı olarak zaman ve güzergâh ile sınırlı olup aksi durumlar muafiyetlerin kötüye kullanımı olarak görülerek idari/adli yaptırımlara konu edilecektir.
Sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulan iş yeri/fabrika/imalathane gibi yerlerde çalışan kişiler yapılan denetimlerde 29.04.2021 tarih ve 7705 sayılı Genelgemiz çerçevesinde e-Devlet platformunda yeralan İçişleri Bakanlığı e-Başvuru sistemi üzerinden alınan “çalışma izni görev belgesini” ibraz etmek zorundadırlar. Ancak NACE kodu eşleşme hatası, muafiyet kapsamındaki bir iş yerinde görev yapmasına rağmen alt işverenin muafiyet kapsamında olmaması nedeniyle görev belgesi alınamaması veya erişim hatası gibi durumlarda örneği bahse konu genelge ekinde yer alan ve işveren ile çalışanın beyanı/taahhüdüyle manuel doldurularak imza altına alınan “çalışma izni görev belgesi formu” da denetimlerde ibraz edilebilecektir.
1.2– Tam gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak Pazar günlerinde bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılar 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek, vatandaşlarımız zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılara gidip gelebileceklerdir.
1.3– Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri (sadece ekmek ve unlu mamul satışı için)açık olacaktır. Vatandaşlarımız ekmek ve unlu mamul ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine yürüme mesafesinde olan fırına gidip gelebileceklerdir.
Fırın ve unlu mamul ruhsatlı iş yerlerine ait ekmek dağıtım araçlarıyla sadece market ve bakkallara ekmek servisi yapılabilecek, sokak aralarında kesinlikle satış yapılmayacaktır.
1.4– Yabancılara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına dair muafiyet sadece turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süre için ülkemizde bulunan yabancıları kapsamakta olup; ikamet izinliler, geçici koruma statüsündekiler veya uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri dahil olmak üzere turistik faaliyetler kapsamı dışında ülkemizde bulunan yabancılar sokağa çıkma kısıtlamalarına  tabidirler.
1.5– Kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olan ileri yaş gruplarındaki veya ağır hastalığı olan vatandaşlarımızın 112, 155 ve 156 numaraları üzerinden bildirdikleri temel ihtiyaçları, VEFA Sosyal Destek Gruplarınca karşılanacak olup, bu konuda gerek personel görevlendirilmesi gerekse ihtiyaçların bir an evvel giderilmesi bakımından gerekli tedbirler Valiler ve Kaymakamlar  tarafından alınacaktır.
1.6– Aşı hakkını kullanarak iki doz aşı olmuş olan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 18 yaş altı gençler ve çocuklarımızla ilgili olarak, herkes için uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının dışında ayrıca bir sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmayacaktır.
Aşı hakkı bulunmasına rağmen aşı olmayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız pazar günleri dışındaki diğer günlerde sadece 10.00 – 14.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecekler; pazar günleri ise tam gün sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olacaklardır.
1.7– Sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olup olmadığına bakılmaksızın 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 18 yaş altı gençler ve çocuklarımız şehir içi toplu ulaşım araçlarını (metro, metrobüs, otobüs, minibüs, dolmuş vb.) kullanamayacaklardır.
Bu hükümden, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüz yüze eğitim ve öğretim yapmasını uygun gördüğü öğrenciler istisna tutulacaktır.

2. ŞEHİRLER ARASI SEYAHAT KISITLAMASI

Kademeli normalleşme döneminin ikinci etabında; sadece sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde şehirler arası seyahat kısıtlaması uygulanacak olup sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmayan süre içerisinde şehirler arası seyahate ilişkin herhangi bir kısıtlamaya gidilmeyecektir.
2.1- Şehirler arası seyahat kısıtlamasının istisnaları;
– Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde vatandaşlarımızın uçak, tren, otobüs gibi toplu taşıma vasıtalarıyla yapacakları şehirler arası seyahatler için ayrıca seyahat izni alması istenmeyecek, şehirler arası seyahat edeceğini bilet, rezervasyon kodu vb. ile ibraz etmeleri yeterli olacaktır. Bu durumdaki kişilerin şehirler arası toplu taşıma vasıtaları ile ikametleri arasındaki  hareketlilikleri, kalkış-varış saatleriyle uyumlu olmak kalmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır.
– Zorunlu bir kamusal görevin ifası kapsamında ilgili Bakanlık ya da kamu kurum veya kuruluşu tarafından görevlendirilmiş olan kamu görevlilerinin (müfettiş, denetmen vb.) özel veya resmi araçlarla yapacakları şehirler arası seyahatlerine, kurum kimlik kartı ve görevlendirme belgesini ibraz etmeleri kaydıyla izin verilecektir.
– Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat etmek amacıyla herhangi bir cenaze yakınının e-devlet kapısındaki İçişleri Bakanlığına ait e-Başvuru veya ALO 199 sistemleri üzerinden yapacakları başvurular (yanında akraba konumundaki 9 kişiye kadar bildirimde bulunabilecektir) sistem tarafından vakit kaybetmeksizin otomatik olarak onaylanarak cenaze yakınlarına özel araçlarıyla seyahat edebilmeleri için gerekli seyahat izin belgesi oluşturulacaktır.
Cenaze nakil ve defin işlemleri kapsamında başvuru yapacak vatandaşlarımızdan herhangi bir belge ibrazı istenilmeyecek olup Sağlık Bakanlığı ile sağlanan entegrasyon üzerinden gerekli sorgulama seyahat izin belgesi düzenlenmeden önce otomatik olarak yapılacaktır.
2.2– Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde vatandaşlarımızın özel araçlarıyla şehirler arası seyahate çıkmamaları esastır.
Ancak aşağıda belirtilen zorunlu hallerin varlığı durumunda vatandaşlarımız, bu durumu belgelendirmek; e-devlet üzerinden İçişleri Bakanlığına ait e-Başvuru ve ALO 199 sistemleri üzerinden Valilik/Kaymakamlık bünyesinde oluşturulan Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla özel araçlarıyla da seyahat edebileceklerdir. Seyahat İzin Belgesi verilen kişiler, seyahat süreleri boyunca sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır.
Zorunlu Hal Sayılacak Durumlar;
  • Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen, doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan,
  • Kendisi veya eşinin, hastanede tedavi gören birinci derece yakınına ya da kardeşine refakat edecek olan (en fazla 2 kişi),
  • Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler),
  • ÖSYM tarafından ilan edilen sınavlar ile merkezi düzeyde planlanan sınavlara katılacak olanlar,
  • Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen,
  • Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan,
  • Ceza infaz kurumlarından salıverilen,
kişilerin zorunlu hali bulunduğu kabul edilecektir.

3. İŞ YERLERİNİN FAALİYETLERİ

3.1– Yeme-içme yerleri (restoran, lokanta, kafeterya, pastane gibi);
  • Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirtilen tüm kurallara uyulması, masalar arasında her yönden 2 metre, yan yana sandalyeler arasında 60 cm mesafe bırakılması,
  • Aynı anda aynı masada açık alanlarında üç, kapalı alanlarında ise ikiden fazla müşteri kabul edilmemesi,
kaydıyla,
  • Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi günlerinde 07.00-21.00 saatleri arasında masada servis, gel-al ve paket servis, 21.00 – 24.00 saatleri arasında ise sadece paket servis,
  • Pazar günleri ise 07.00 – 24.00 saatleri arasında sadece paket servis, şeklinde faaliyet gösterebileceklerdir.
3.2– 14 Nisan 2021 tarihinden bu yana faaliyetlerine ara verilmiş durumda olan;
  • Sinema salonları,
  • Kahvehane, kıraathane, kafe, dernek lokali, çay bahçesi gibi yerler,
  • İnternet kafe/salonu, elektronik oyun yerleri, bilardo salonları,
  • Halı sahalar, spor salonları, açık yüzme havuzları,
  • Lunaparklar ve tematik parkları,
Faaliyet alanında bulunan iş yerleri;
  • Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde her bir iş kolu/faaliyet alanı için ayrı ayrı belirlenen kurallara eksiksiz uyulması,
  • Kahvehane, kıraathane, kafe, dernek lokali, çay bahçesi, çay ocağı gibi yerlerde herhangi bir şekilde oyun (kağıt-okey, tavla dahil) oynanmaması, aynı anda aynı masada açık alanlarında üç, kapalı alanlarında ise ikiden fazla müşteri kabul edilmemesi,
  • Sinema salonlarında % 50 kapasite (bir koltuk dolu bir koltuk boş) sınırına uyulması,
kaydıyla 1 Haziran 2021 tarihinden itibaren (Pazar günleri hariç) 07.00 – 21.00 saatleri arasında faaliyet gösterebileceklerdir.
Öte yandan kapalı yüzme havuzları, hamamlar, saunalar ve masaj salonları, nargile salonu/kafeleri ile gazino, taverna, birahane gibi iş yerlerinin faaliyetlerine yeni bir karar alınıncaya kadar ara verilmesine devam edilecektir.
3.3– Yukarıda sayılan iş yerleri dışında kalan perakende ve hizmet sektöründeki giyim, tuhafiye, züccaciye, hırdavat, terzi, berber gibi dükkanlar, büro ve ofisler vb. iş yerleri ile AVM’ler;
  • Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde içerisinde bulunduğu iş kolu için belirlenen tüm salgınla mücadele tedbirlerine riayet etmek kaydıyla (Pazar günleri hariç) 07.00 – 21.00 saatleri arasında faaliyet gösterebileceklerdir.
3.4– Zincir marketler başta olmak üzere çeşitli iş yerleri tarafından açılış veya belirli gün ya da saatlere özgü genel indirim uygulamalarının oluşturduğu yoğunluğun önüne geçilebilmesi için indirim uygulamalarının en az bir hafta sürecek şekilde uzun periyodlarla yapılması gerekmektedir.
3.5– Tam gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan Pazar günlerinde; marketlerde (zincir ve süper marketler dahil) zorunlu temel ihtiyaçlar kapsamındaki ürünler dışında elektronik eşya, oyuncak, kırtasiye, giyim ve aksesuar, alkol, ev tekstili, oto aksesuar, bahçe malzemeleri, hırdavat, züccaciye vb. ürünlerin satışına izin verilmeyecektir.
3.6– Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirlenen kurallara uymak kaydıyla pazar yerleri (Pazar günleri hariç) 07.00 – 20.00 saatleri arasında faaliyet gösterebileceklerdir.
3.7– Online market ve yemek sipariş firmaları, hafta içi ve hafta sonu 07.00 – 24.00 saatleri arasında evlere/adrese servis şeklinde çalışabileceklerdir.

4. EĞİTİM – ÖĞRETİM FAALİYETLERİ

Halihazırda faaliyetlerine devam etmekte olan kreşler ve anaokulları kademeli normalleşmenin ikinci etabında da faaliyetlerine devam edecek olup diğer tüm okul ve sınıf seviyeleri için Milli Eğitim Bakanlığı’nca kamuoyuna duyurulduğu şekilde uygulama sürdürülecektir.

5. KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA MESAİ

Cumhurbaşkanlığının 14.04.2021 tarih ve 2021/8 sayılı Genelgesi ile Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının 27.04.2021 tarih ve 17665 sayılı yazısı doğrultusunda, kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanmakta olan 10.00 – 16.00 saatleri arası mesai sistemi ile uzaktan/dönüşümlü gibi esnek çalışma usulünün uygulanmasına kademeli normalleşme döneminin ikinci etabında da devam edilecektir.

6. TOPLANTI / ETKİNLİKLER İLE NİKAHLAR / DÜĞÜNLER VE ZİYARETLER

6.1– Dönemsel açıdan zorunluluk taşıyan spor kulüplerinin genel kurulları hariç olmak üzere sivil toplum kuruluşları, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatiflerin genel kurul dahil yapacakları geniş katılımlı her türlü etkinlikleri 15 Haziran 2021 tarihine kadar ertelenecektir.
Dönemsel açıdan yapılması zorunlu olan spor kulüplerinin genel kurulları ise; fiziki mesafe ile temizlik/maske/mesafe kurallarına uyulması ve açık alanlarda kişi başı asgari 4 m², kapalı alanlarda kişi başı asgari 6 m² alan bırakılması kaydıyla yapılabilecektir.
15 Haziran 2021 Salı gününden itibaren ise sivil toplum kuruluşları, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, birlikler ve kooperatiflerce yapılacak genel kurul dahil geniş katılımlı etkinliklere; fiziki mesafe ile maske/mesafe/temizlik kurallarına uyulması ve açık alanlarda kişi başı asgari 4 m², kapalı alanlarda kişi başı asgari 6 m² alan bırakılması kaydıyla izin verilecektir.
6.2- Nikah törenleri ile nikah merasimi şeklindeki düğünler;
– Açık alanlarda; 
  • Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde nikah törenleri ve düğünlerle ilgili belirlenen tüm kurallara eksiksiz riayet edilmesi,
  • Masa ve sandalyeler arasında gerekli mesafenin bırakılması ile temizlik, maske, mesafe kurallarına uyulması,
  • Yiyecek-içecek ikramının yapılmaması,
  • Kapalı alanlarda ise yukarıdaki kurallara ilave olarak;
  • Kişi başı asgari 6 m² alan bırakılması,
  • Azami 100 davetli ile sınırlandırılması, kaydıyla 1 Haziran 2021 Salı gününden itibaren yapılabilecektir.
  • Yiyecek-içecek ikramına ve kapalı alanlarda azami davetli sayısına ilişkin kısıtlamalara 15 Haziran 2021 Salı günü son verilecektir. Bu tarihten sonraki nikah törenleri ve düğünlerde yiyecek-içecek ikramı yapılabilecek olup kapalı alanlarda kişi başına en az 6 m² alan bırakılması kaydıyla azami katılımcı sınırı uygulanmayacaktır.
  • Nişan ve kına gibi etkinliklere 1 Temmuz 2021 tarihinden sonra izin verilecektir.
6.3– Huzurevi, yaşlı bakımevi, rehabilitasyon merkezi, çocuk evleri gibi sosyal koruma/bakım merkezlerinde kalanlara yönelik ziyaretlere bu yerlerde kalan her kişi için haftada en fazla bir ziyaret olacak şekilde izin verilecektir.

7. TOPLU ULAŞIM TEDBİRLERİ

7.1– Şehirler arası faaliyet gösteren toplu taşıma araçları (uçak hariç); araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin %50’si oranında yolcu kabul edebilecekler ve araç içindeki yolcuların oturma şekli yolcuların birbirleriyle temasını engelleyecek (1 dolu 1 boş) şekilde olacaktır.
Otobüs, tren vb. şehirler arası toplu taşıma araçlarında kapasite sınırlamasının tespiti sırasında aynı adreste ikamet eden ve aynı çekirdek aileden (eş, anne-baba, kardeş) olan kişiler, hesaplamaya dahil edilmeyecek ve yan yana seyahat etmelerine izin verilecektir.
Ayrıca 2+1 koltuk düzenindeki şehirler arası toplu taşıma yapan otobüslerde her iki cam kenarındaki koltuklara yolcu kabul edilebilecek olup (ortadaki koltuklar boş bırakılacaktır), yolcu taşıma kapasitesi buna göre belirlenecektir.
7.2– Şehir içi toplu ulaşım araçları (minibüs, midibüs vb.) ise 14.04.2021 tarih ve 6638 sayılı Genelgemizle getirilen esaslar çerçevesinde % 50 kapasite sınırlamasına ile ayakta yolcu kabul edilmemesi kuralına tabi olarak faaliyet sunabileceklerdir.

8. KONAKLAMA TESİSLERİNE DAİR TEDBİRLER

8.1– Şehirler arası karayolları üzerinde bulunan dinlenme tesisleri (yerleşim sahası içerisinde bulunanlar hariç) ile konaklama tesislerinin (otel, motel, apart otel, pansiyon vb.) içerisinde bulunan yeme-içme yerleri (sadece konaklamalı müşterilerle sınırlı olacak şekilde); aynı masada aynı anda açık alanlarında üç, kapalı alanlarında ise ikiden fazla müşteri kabul edilmemek kaydıyla hizmet verebileceklerdir.
8.2– Konaklama tesislerinin kapalı alanlarında bulunan eğlence merkezleri kapalı tutulacak ve bu alanlarda müşteri kabul edilmeyecektir.
8.3– Konaklama tesislerinin açık alanlarında toplu eğlence şeklinde etkinliklere kesinlikle izin verilmeyecek, bu yerlerde yoğunlaşmanın önüne geçilebilmek adına fiziksel mesafe kurallarına azami özen gösterilecektir.
8.4– Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan süre ve günlerde konaklama tesislerinde rezervasyonunun bulunması (bedelinin tamamı ödenmiş olmak kaydıyla) vatandaşlarımız açısından sokağa çıkma ve/veya şehirler arası seyahat kısıtlamasından muafiyet sağlayacak olup bu amaçla seyahat edecek vatandaşlarımızın denetimlerde rezervasyon ve ödeme belgelerini ibraz etmeleri yeterli olacaktır.
8.5– 30.09.2020 tarih ve 16007 sayılı ile 28.11.2020 tarih ve 19986 sayılı Genelgelerimiz doğrultusunda konaklama tesislerinin denetimleri etkin şekilde sürdürülecek, sahte rezervasyon başta olmak üzere her türlü kötüye kullanımın önüne geçilecektir.

9. GENEL ESASLAR

9.1– Valilik ve Kaymakamlıklarca; Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde her bir iş kolu/faaliyet alanına ilişkin ayrı ayrı olarak belirlenmiş olan koronavirüs salgınıyla mücadele amaçlı tedbir, usul ve esasların ilgili iş yeri yetkilileri ve çalışanlarına hatırlatılmasına dair bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verilecektir.
9.2– Gerek Bakanlığımız Genelgeleri gerekse Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirlenen tedbir, usul ve esaslar çerçevesinde, Vali ve Kaymakamlarımızın koordinesinde kolluk kuvvetlerinin azami düzeyde kapasite ile katılım gösterdiği (diğer kurum ve kuruluşların personeli/görevlileri ile takviye edilmiş şekilde) yoğunlaştırılmış denetimler gerçekleştirilecektir.
9.3– Yürütülecek her türlü denetim faaliyetinde iş yeri sahipleri/çalışanları ile vatandaşlarımızı kurallara uymaya/sorumlu davranmaya nezaketle davet eden rehberlik edici bir yaklaşım sergilenecek olup, kurallara aykırılıklarda ısrar, tekerrür, kuralların esaslı ihlali gibi suistimal edici tutum ve davranışlarla karşılaşılması halinde ise gerekli idari/adli işlem tesisinden imtina edilmeyecektir.

Kaynak: T.C. İçişleri Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/haziran-ayi-normallesme-tedbirleri-genelgesi-yayinlandi/feed/ 0
TESK Başkanı Palandöken: Son 14-15 aydır uygulanmakta olan tam ve kontrollü kapanmalarda fatura esnafımıza çıkarıldı https://www.muhasebenews.com/tesk-baskani-palandoken-son-14-15-aydir-uygulanmakta-olan-tam-ve-kontrollu-kapanmalarda-fatura-esnafimiza-cikarildi/ https://www.muhasebenews.com/tesk-baskani-palandoken-son-14-15-aydir-uygulanmakta-olan-tam-ve-kontrollu-kapanmalarda-fatura-esnafimiza-cikarildi/#respond Mon, 17 May 2021 16:00:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=109329 Açıklanan genelge ile kademeli normalleşme sürecinde faturanın yine esnaf ve zanaatkarlara çıkarıldığını söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Yeni kademeli normalleşme sürecinde yine fatura 415 meslek dalında çalışmakta olan 2 milyonu aşkın esnaf ve sanatkarlar ile çalışanlarına çıkarıldı” dedi.

-“BU YÜKÜ ESNAFIMIZ ARTIK KALDIRACAK DURUMDA DEĞİL”

Esnafın kapanmaya değil açılmaya ve insanların işlerinin başına geçmeye ihtiyaç olduğunu belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Son 14-15 aydır uygulanmakta olan tam ve kontrollü kapanmalarda fatura esnafımıza çıkarıldı. Verilen destekler çok yetersiz kaldı. Borçlar hep faizli ertelendi. Şimdi bu saatten sonra esnafın yarasına merhem olacak şekilde karşılıksız hibe desteği ve tüm borçların faizsiz yıl sonuna kadar ertelenmesi kaçınılmaz oldu. Çünkü bu yükü esnafımız artık kaldıracak durumda değil”  diye konuştu

-TAŞIMACILIK SEKTÖRÜNE İNDİRİMLİ AKARYAKIT VERİLMELİ”

Her meslekte olduğu gibi ulaştırma sektörünün de çok yoğun şekilde desteklenmesi gerektiğini anlatan Bendevi Palandöken, “Havayoluna hiçbir kısıtlama getirilmez iken şehiriçi ve şehirler arası toplu ulaştırma araçlarına yüzde 50 kapasite ile yolcu taşıma kısıtlaması getirilmesi artık esnafımızın taşıyacağı bir yük değildir. Bu kesimde hizmet veren esnafımıza KDV ve ÖTV den arındırılmış ticari akaryakıt verilmeli ve özel olarak desteklenmelidir. Pandemi ile tam mücadele edilecek ise hafta içi zincir marketlerde uygulanan bir günlük indirim kampanyalarının bir haftaya yayılması engellenerek bu dönemde indirim kampanyaları tamamen kaldırılmalı”   şeklinde konuştu. 


Kaynak: TESK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tesk-baskani-palandoken-son-14-15-aydir-uygulanmakta-olan-tam-ve-kontrollu-kapanmalarda-fatura-esnafimiza-cikarildi/feed/ 0
Tam kapanma döneminde Cumartesi günleri 10.00-17.00 saatleri arasında sadece yaş sebze/meyve ile fide satışı yapan pazar yerleri açık olacak https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-doneminde-cumartesi-gunleri-10-00-17-00-saatleri-arasinda-sadece-yas-sebze-meyve-ile-fide-satisi-yapan-pazar-yerleri-acik-olacak/ https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-doneminde-cumartesi-gunleri-10-00-17-00-saatleri-arasinda-sadece-yas-sebze-meyve-ile-fide-satisi-yapan-pazar-yerleri-acik-olacak/#respond Wed, 05 May 2021 16:00:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108818
İçişleri Bakanlığı tarafından 81 İl Valiliğine Pazar Yerleri Genelgesi gönderildi.
Genelgede, tam kapanma sürecindeki sokağa çıkma kısıtlamasında, temel gıda, ilaç ve temizlik ürünlerinin satıldığı yerler (bakkal, market, kasap, manav, kuruyemişçi, tatlıcı, fırın ve yeme-içme yerleri) ile üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması amacıyla muafiyet kapsamında bulunan iş yerleri dışındaki tüm ticari işletme, iş yeri ve/veya ofislerin kapalı olacağının düzenlendiği hatırlatıldı.
Genelgede, mevsimsel etkiler nedeniyle ürün arzında yaşanan artış, ürünlerin saklama zorluğu ve raf ömürlerindeki kısalık nedeniyle çiftçiler tarafından üretilen tarımsal ürünlerin (yaş sebze-meyve) zayi olabileceği yönünde tespitler bulunduğu belirtildi.
Bu doğrultuda, ilgili Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, meslek odaları ve sektör temsilcileri ile yapılan görüşmeler sonucunda alınan kararlar şu şekilde sıralandı:
  • Tam kapanma dönemi içerisinde 8 ve 15 Mayıs 2021 tarihlerine denk gelen Cumartesi günleri 10.00-17.00 saatleri arasında sadece yaş sebze/meyve ile fide satışı yapan pazar yerleri açık olacak. Vatandaşlarımızın yaş sebze/meyve ve fide ihtiyaçlarını temin amacıyla ikametlerine en yakın pazar yerine gidip gelebilmelerine izin verilecek.
  • Cumartesi günleri 10.00-17.00 saatleri arasında kurulacak pazarlarda sadece yaş sebze/meyve ile fide satılabilecek, (özellikle köylülerimizin ürünleri olmak üzere), temizlik ürünleri, giyim, züccaciye, oyuncak, süs eşyası, çanta vb. ürünlerin satışına ise izin verilmeyecek.
  • Pazar yerlerinde oluşabilecek yoğunluk göz önünde tutularak Valilik/Kaymakamlıkların koordinasyonunda mahalli idareler tarafından gerekli tedbirler alınacak. Bu amaçla mevcut pazar yerleri genişletilecek veya ilave pazar alanları oluşturulacak.
  • Pazar yerlerine kontrollü giriş/çıkışları sağlamak için belirlenen noktalar haricinde diğer tüm alanlar demir bariyer ve benzeri araç-gereç ile kapatılarak kontrolsüz giriş/çıkışlar engellenecek.
  • Pazar yerlerinde Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirtildiği üzere sergi ve tezgahlar arasında en az 3 metre olacak şekilde mesafe bırakılacak.
  • Her bir pazar yerinde gerekli kontrolleri yapmak için başta zabıta olmak üzere yeterli sayıda personel görevlendirilecek, görevlendirilen personel tarafından pazar yerlerinin içerisinde yoğunluk oluşmaması için gerekli tedbirler alınacak, bu kapsamda içerdeki yoğunluk azaltılana kadar yeni müşteri girişine geçici olarak izin verilmeyecek.
  • Pazar yerlerinde ambalajsız satılan yaş sebze ve meyvelerin tüketicilerce temas edilmeden, doğrudan pazarcı esnafı tarafından hijyen koşullarına dikkat edilerek poşetlenecek ve satışı yapılacak.
  • İlgili mahalli idare birimlerince pazar yerlerinde çöp toplama, hijyen ve dezenfeksiyon hususunda gerekli tedbirler alınacak.
  • Pazar yerlerinde satış yapacak pazarcılar, ilgili meslek odası tarafından düzenlenen mesleki faaliyet belgesi ile ticari araç görevlendirme belgesini ibraz etmek ve güzergahla sınırlı kalmak kaydıyla Cumartesi günleri sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacak.
Bu esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27 nci ve 72 nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararları ivedilikle alınacak.
Pazar yerlerine yönelik her türlü tedbirin; Vali/Kaymakamlar ile belediye başkanları ve meslek odası temsilcilerinin katılımıyla planlancak ve sahada bizzat takip edilmesi sağlanacak.
Başta zabıta görevliler ve kolluk kuvvetleri olmak üzere denetim ekiplerince bu hususa ilişkin gerekli kontrol faaliyetlerinin eksiksiz yerine getirilecek.
Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek ve mağduriyete neden olunmayacak.

Kaynak: T.C. İçişleri Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-doneminde-cumartesi-gunleri-10-00-17-00-saatleri-arasinda-sadece-yas-sebze-meyve-ile-fide-satisi-yapan-pazar-yerleri-acik-olacak/feed/ 0
2 Milyonun Üzerinde İhtiyaç Sahibi Haneye ‘Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı’ ile 1.100 TL tutarında nakdi destek sağlanacak https://www.muhasebenews.com/2-milyonun-uzerinde-ihtiyac-sahibi-haneye-tam-kapanma-sosyal-yardim-programi-ile-1-100-tl-tutarinda-nakdi-destek-saglanacak/ https://www.muhasebenews.com/2-milyonun-uzerinde-ihtiyac-sahibi-haneye-tam-kapanma-sosyal-yardim-programi-ile-1-100-tl-tutarinda-nakdi-destek-saglanacak/#respond Mon, 03 May 2021 09:00:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108634

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 17 Mayıs tarihine kadar sürecek olan tam kapanma dönemi için ihtiyaç sahibi hanelere 1.100 TL tutarında nakdi yardımda bulunacaklarını açıkladı.

Tam kapanma sürecinde ihtiyaç sahibi hanelere destek olmak için ‘Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı’ adı altında yeni bir yardım programı başlattıklarını söyleyen Bakan Yanık, söz konusu yardım programının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca, salgın nedeniyle dönemsel ihtiyaç sahibi olduğu değerlendirilen hanelere yönelik olarak ve ayrıca başvuruya gerek olmaksızın yapılacağını belirtti.

Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı ile başvuruya gerek olmaksızın 2 milyonun üzerinde haneye ulaşacaklarını kaydeden Bakan Yanık şunları söyledi: “Bir önceki Sosyal Destek Programımızın başvurularını e-Devlet üzerinden almıştık. Daha önce e-devlet üzerinden başvurmuş ve ihtiyaç sahibi olduğu SYDV’lerimiz tarafından tespit edilmiş 2 milyonu aşkın haneye, hane başı 1.100 TL tutarında ‘Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı’ ödemesi gerçekleştireceğiz.” dedi.

Bakanlık, destek ödemelerinin, daha önce e-devlet başvurularında banka hesap bilgisi bulunan kişilerin banka hesaplarına, başvurularında banka hesap bilgisi bulunmayanların ise PTT kartlarına yapılacağını bildirdi. Hem banka hesap bilgisi bulunmayan, hem de PTT kart kullanmayan kişilerin ise destek ödemeleri Ramazan Bayramına kadar konutlarına Vefa Sosyal Destek Grupları tarafından teslim edilecek. Ayrıca aynı dönemde ödemeleri gerçekleştirilen 2022 sayılı Kanun kapsamındaki yaşlı ve engelli aylıkları da Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı ödemeleri ile birlikte yapılacak.

Bakan Yanık, Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı hak sahipliği durumunun e-Devlet kapısı üzerinden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının “Sosyal Yardım Sorgula” başlıklı bölümden kontrol edilebileceğini hatırlattı.

Öte yandan Bakanlık, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca destek olunan diğer hanelere desteğin devamı için ayrıca 183 milyon lira ilave kaynak aktaracak.


Kaynak: T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2-milyonun-uzerinde-ihtiyac-sahibi-haneye-tam-kapanma-sosyal-yardim-programi-ile-1-100-tl-tutarinda-nakdi-destek-saglanacak/feed/ 0
Tam kapanma bugün başlıyor 29 Nisan 2021 https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-bugun-basliyor-29-nisan-2021/ https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-bugun-basliyor-29-nisan-2021/#respond Thu, 29 Apr 2021 16:00:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108486 81 İl Valiliğine Tam Kapanma Tedbirleri Genelgesi Gönderildi
Covid-19 virüsünün mutasyona uğrayan yeni varyantları sonrasında artan bulaşıcılığıyla birlikte Koronavirüs (Covid-19) salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme ve hastalığın yayılım hızını kontrol altında tutma amacıyla yeni tedbirlerin alınması gerekmiş ve 13 Nisan 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısında alınan kararlar doğrultusunda 14 Nisan 2021 Çarşamba gününden itibaren iki haftalık kısmi kapanma sürecine girilmiştir.
Gelinen aşamada temel usul ve esasları 14.04.2021 tarih ve 6638 sayılı Genelgemizle belirlenen kısmi kapanma tedbirleri sonrasında salgının artış hızının önce yavaşladığı, akabinde durduğu, son günlerde ise bir düşüş eğilimine girdiği görülmektedir.
Bu çerçevede 26.04.2021 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde alınan kararlar doğrultusunda; halihazırda uygulanmakta olan kısmi kapanma tedbirlerine yeni önlemler eklenerek tam kapanma dönemine geçilecektir. 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan itibaren 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar sürecek olan tam kapanma döneminde ülke genelini kapsayacak şekilde aşağıdaki tedbirlerin alınması gerektiği değerlendirilmektedir.
Tam kapanma döneminde 14.04.2021 tarih ve 6638 sayılı Genelgemizde belirtilen tedbirlere ilave olarak;

1. Sokağa Çıkma Kısıtlaması

Hafta içi hafta sonu ayrımı olmaksızın 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’da başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’te bitecek şekilde tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.
1.1- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak günlerde üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla Ek’te belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacaktır.
Sokağa çıkma kısıtlamasına yönelik tanınan muafiyetler, 14.12.2020 tarih ve 20799 sayılı genelgemizde açıkça belirtildiği şekilde muafiyet nedeni ve buna bağlı olarak zaman ve güzergâh ile sınırlı olup, aksi durumlar muafiyetlerin kötüye kullanımı olarak görülerek idari/adli yaptırımlara konu edilecektir.
1.2- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılar 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek, vatandaşlarımız zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi ve tatlıcılara gidip gelebilecektir.
Aynı saatler arasında bakkal, market, manav, kasap, kuruyemişçi, tatlıcılar ve online sipariş firmaları evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabileceklerdir.
Yukarıda belirtilen uygulama zincir ve süper marketler için haftanın altı günü geçerli olacak, zincir marketler pazar günleri kapalı kalacaktır.
1.3- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde yeme-içme yerleri (restoran, lokanta, kafeterya, pastane gibi yerler) sadece paket servis şeklinde faaliyet gösterebileceklerdir.
Yeme-içme yerleri ile online yemek sipariş firmaları Ramazan ayı sonuna denk gelen 13 Mayıs 2021 Perşembe gününe kadar 24 saat esasına göre paket servis yapabilecektir. Yeme-içme yerleri ile online yemek sipariş firmaları Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte saat 01.00’e kadar paket servis yapabilecektir.
1.4- Tam kapanma döneminde ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacaktır (Bu iş yerlerinde sadece ekmek ve unlu mamul satışı yapılabilir.). Vatandaşlarımız ekmek ve unlu mamul ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine yürüme mesafesinde olan fırına gidip gelebileceklerdir.
Fırın ve unlu mamul ruhsatlı iş yerlerine ait ekmek dağıtım araçlarıyla sadece market ve bakkallara ekmek servisi yapılabilecek, sokak aralarında kesinlikle satış yapılmayacaktır.
1.5- Sokağa çıkma kısıtlaması sırasında yukarıda belirtilen temel gıda, ilaç ve temizlik ürünlerinin satıldığı yerler ile üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması amacıyla muafiyet kapsamında bulunan iş yerleri dışında tüm ticari işletme, iş yeri ve/veya ofisler kapalı olacak olup uzaktan çalışma haricinde yüz yüze hizmet verilmeyecektir.
1.6- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan dönemde konaklama tesislerinde rezervasyonunun bulunması vatandaşlarımız açısından sokağa çıkma ve/veya şehirler arası seyahat kısıtlamasından muafiyet sağlamayacak olup bu dönemde konaklama tesisleri sadece zorunlu durumlara bağlı olarak seyahat izin belgesi alan kişilere hizmet verebileceklerdir.
1.7- Yabancılara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına dair muafiyet sadece turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süre için ülkemizde bulunan yabancıları kapsamakta olup; ikamet izinliler, geçici koruma statüsündekiler veya uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri dahil olmak üzere turistik faaliyetler kapsamı dışında ülkemizde bulunan yabancılar sokağa çıkma kısıtlamalarına tabidirler.
1.8- Tam kapanma sürecinde kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdaki ileri yaş gruplarındaki veya ağır hastalığı olan vatandaşlarımızın 112155 ve 156 numaraları üzerinden bildirdikleri temel ihtiyaçları VEFA Sosyal Destek Gruplarınca karşılanacak olup, bu konuda gerek personel görevlendirilmesi gerekse ihtiyaçların bir an evvel giderilmesi bakımından gerekli tedbirler Valiler ve Kaymakamlar tarafından alınacaktır.

2. Şehirler Arası Seyahat Kısıtlaması

Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00’e kadar vatandaşlarımızın şehirler arası seyahatlerine zorunlu haller dışında izin verilmeyecektir.
2.1- Şehirler arası seyahat kısıtlamasının istisnaları;
  • Zorunlu bir kamusal görevin ifası kapsamında ilgili Bakanlık ya da kamu kurum veya kuruluşu tarafından görevlendirilmiş olan kamu görevlileri (müfettiş, denetmen vb.) kurum kimlik kartı ile birlikte görev belgesini ibraz etmek kaydıyla bu hükümden muaf tutulacaktır.
  • Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat etmek amacıyla herhangi bir cenaze yakınının e-Devlet kapısındaki İçişleri Bakanlığına ait e-BAŞVURU veya ALO 199 sistemleri üzerinden yapacakları başvurular (yanında akraba konumundaki 9 kişiye kadar bildirimde bulunabilecektir) sistem tarafından vakit kaybetmeksizin otomatik olarak onaylanarak cenaze yakınlarına gerekli seyahat izin belgesi oluşturulacaktır.
Cenaze nakil ve defin işlemleri kapsamında başvuru yapacak vatandaşlarımızdan herhangi bir belge ibrazı istenilmeyecek olup Sağlık Bakanlığı ile sağlanan entegrasyon üzerinden gerekli sorgulama seyahat izin belgesi düzenlenmeden önce otomatik olarak yapılacaktır.
2.2- Zorunlu Hal Sayılacak Durumlar;
  • Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen, doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan,
  • Kendisi veya eşinin, hastanede tedavi gören birinci derece yakınına ya da kardeşine refakat edecek olan (en fazla 2 kişi),
  • Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler),
  • ÖSYM tarafından ilan edilmiş merkezi sınavlara katılacak olan,
  • Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen,
  • Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan,
  • Ceza infaz kurumlarından salıverilen,
Kişilerin zorunlu hali bulunduğu kabul edilecektir.
2.3- Vatandaşlarımız, yukarıda belirtilen zorunlu hallerin varlığı halinde bu durumu belgelendirmek kaydıyla; e-devlet üzerinden İçişleri Bakanlığına ait E-BAŞVURU ve ALO 199 sistemleri üzerinden Valilik/Kaymakamlık bünyesinde oluşturulan Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla seyahat edebileceklerdir. Seyahat İzin Belgesi verilen kişiler seyahat süreleri boyunca sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaktır.
2.4- Tam kapanma sürecinde seyahat izin taleplerinde yaşanabilecek artış göz önünde bulundurularak Vali ve Kaymakamlarımızca yeterli sayıda personel görevlendirilmesi başta olmak üzere seyahat izin taleplerinin hızlı bir şekilde değerlendirilerek karara bağlanabilmesi için her türlü tedbir alınacaktır.
2.5- Belirtilen dönem içerisinde uçak, tren, gemi veya otobüs gibi toplu ulaşım aracıyla seyahat edecek kişilere biletleme işlemi yapılmadan önce mutlaka seyahat izin belgesinin olup olmadığı kontrol edilecek, geçerli bir seyahat izninin bulunması halinde biletleme işlemi gerçekleştirilecektir.
Uçak, tren, gemi veya otobüs gibi toplu taşıma araçlarıyla yapılacak seferlerde yolcuların araçlara kabulü öncesinde HES kodu sorgulaması muhakkak yapılacak ve tanılı/temaslı gibi sakıncalı bir durumun olmaması halinde araca alınacaktır.
2.6- Şehirler arası faaliyet gösteren toplu taşıma araçları (uçak hariç); araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin %50’si oranında yolcu kabul edebilecekler ve araç içindeki yolcuların oturma şekli yolcuların birbirleriyle temasını engelleyecek (1 dolu 1 boş) şekilde olacaktır.
3. Tam kapanma sürecinde sağlık, güvenlik, acil çağrı gibi kritik görev alanları hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında hizmetlerin sürdürülebilmesi için gerekli olan asgari personel seviyesine düşülecek (asgari personel seviyesi toplam personel sayısının % 50’sini aşmayacak ölçüde) şekilde uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya geçilecektir.
Bu dönemde;
  • Uzaktan ve dönüşümlü çalışmaya tabi kamu personeli, herhangi bir özel muafiyete sahip olmamaları nedeniyle diğer vatandaşlarımızın tabi olduğu esaslar haricinde ikametlerinden ayrılmayacaklardır.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binalarında/yerlerinde görev alacak kamu personeli için yetkili yönetici tarafından bu durumu ortaya koyan görev belgesi düzenlenecek ve görevli olduğu zaman dilimi içerisinde ikameti ile iş yeri arasındaki güzergahla sınırlı şekilde muafiyete tabi olacaktır.
4. İller arası hareketliliğin zorunlu olduğu mevsimlik tarım işçileri, hayvancılık ve arıcılık faaliyetlerinde salgınla mücadele koşullarına uygun hareket edilebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda valilikler tarafından gerekli tedbirler eş zamanlı olarak alınacak, bu bağlamda mevsimlik tarım işçilerinin iller arası hareketliliği ile konaklayacakları alanlarda alınacak tedbirler ve iller arası hayvancılık ve arıcılık faaliyetleri konusunda Bakanlığımızca yeni bir Genelge yayımlanıncaya kadar 03.04.2020 tarih ve 6202 sayılı Genelgemizde belirlenen esaslara göre hareket edilecektir.
5. Tam gün uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması tedbirinin konut sitelerinde de uygulanmasını temin etmek amacıyla site yönetimlerine sorumluluk verilecek, site içerisinde izinsiz şekilde dışarı çıkan kişilerin (özellikle çocukların ve gençlerin) ikametlerine dönmeleri konusunda uyarılmaları sağlanacaktır.
6. Sokağa çıkma süresi boyunca sokak hayvanlarının beslenmelerine özel önem verilecek, bu kapsamda Vali/Kaymakamlar tarafından yerel yönetimler, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli koordinasyon tesis edilerek sokak hayvanlarının beslenmeleri için gerekli tedbirler alınacak, bu amaçla başta hayvan barınakları olmak üzere park, bahçe, orman gibi sokak hayvanlarının doğal
yaşam alanlarına düzenli olarak mama, yem, yiyecek ve su bırakılması sağlanacaktır.

7. Denetim Faaliyetlerinin Etkinliğinin Artırılması

7.1- Tam kapanma döneminde kolluk kuvvetlerinin tam kapasiteyle denetim faaliyetlerine katılımı sağlanacak, özellikle sokağa çıkma ile şehirler arası seyahat kısıtlamaları başta olmak üzere kolluk kuvvetleri tarafından kapsamlı, geniş katılımlı, etkili ve sürekli denetim faaliyetleri planlanarak uygulamaya geçirilecektir.
7.2- Sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında;
  • Muafiyet tanınan iş yerlerinde çalışıldığına dair gerçeğe aykırı belge düzenlenmesi,
  • Özel sağlık kuruluşlarından sahte randevu alınması,
  • Fırın, market, bakkal, kasap, manav, kuruyemişçi veya tatlıcılara çıkış serbestisinin maksadını aşan şekilde kullanımı (markete ailece gidilmesi gibi),
  • Çiftçi Kayıt Belgesinin (ÇKS) amaç dışı kullanılması gibi durumlarda muafiyetlerin giderek artan bir sıklıkla kötüye kullanıldığı göz önünde bulundurularak, bu suistimallerin önlenmesi amacıyla kolluk kuvvetleri tarafından her türlü tedbir alınacak ve yapılacak denetimlerde bu hususların kontrolü özellikle sağlanacaktır.
7.3- Şehirler arası seyahat kısıtlamasının etkinliğinin artırılması amacıyla şehirlerin tüm giriş ve çıkışlarında (iller arası koordinasyon sağlanmak kaydıyla) kontrol noktaları oluşturulacak, kontrol noktalarında görevlendirilecek yeterli sayıda kolluk personeli (trafik ve asayiş birimlerinden) marifetiyle toplu ulaşım araçlarıyla veya özel araçlarla yolculuk edenlerin seyahat izin belgelerinin olup olmadığı muhakkak tetkik edilecek ve geçerli bir mazereti/muafiyeti bulunmayan kişilerin şehirler arası seyahatlerine izin verilmeyecektir.
7.4- Tam gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak olan tam kapanma döneminde, vatandaşlarımızın sadece temel ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla açık tutulacak fırın, market, bakkal, kasap, manav, kuruyemişçi ve tatlıcı gibi iş yerlerinin çevresinde gerekli kontrollerin yapılabilmesi için yeterli sayıda kolluk personeli görevlendirilecek; yürütülecek devriye ve denetim faaliyetlerinde, bu iş yerlerinin kurallara uyup uymadıkları ile vatandaşlarımızın bu iş yerlerine gidişlerinde araç kullanmama ve ikametlerine en yakın yere gitme kuralına riayet edip etmedikleri kontrol edilecektir.

EK: Sokağa Çıkma Kısıtlamasından Muaf Yerler ve Kişiler Listesi

Sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanacağı günlerde istisna kapsamında olduğunu belgelemek ve muafiyet nedeni/güzergahı ile sınırlı olmak kaydıyla;
1. TBMM üyeleri ve çalışanları,
2. Kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olanlar (özel güvenlik görevlileri dâhil),
3. Zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları ile işletmeler (Havalimanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, karayolları, huzurevleri, yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri, PTT vb.), buralarda çalışanlar ile ibadethanelerdeki din görevlileri, Acil Çağrı Merkezleri, Vefa Sosyal Destek Birimleri, İl/İlçe Salgın Denetim Merkezleri, Göç İdaresi, Kızılay, AFAD ve afet kapsamındaki faaliyetlerde görevli olanlar ve gönüllü olarak görev verilenler, cemevlerinin dede ve görevlileri,
4. Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri ile buralarda çalışanlar, hekimler ve veteriner hekimler,
5. Zorunlu sağlık randevusu olanlar (Kızılay’a yapılacak kan ve plazma bağışları dahil),
6. İlaç, tıbbi cihaz, tıbbi maske ve dezenfektan üretimi, nakliyesi ve satışına ilişkin faaliyet yürüten iş yerleri ile buralarda çalışanlar,
7. Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar,
8. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, sulanması, işlenmesi, ilaçlanması, hasadı, pazarlanması ve nakliyesinde çalışanlar,
9. Tarımsal üretime ilişkin zirai ilaç, tohum, fide, gübre vb. ürünlerin satışı yapılan iş yerleri ve buralarda çalışanlar,
10. Yurt içi ve dışı taşımacılık (ihracat/ithalat/transit geçişler dâhil) ve lojistiğini yapan firmalar ve bunların çalışanları,
11. Ürün ve/veya malzemelerin nakliyesinde ya da lojistiğinde (kargo dahil), yurt içi ve yurt dışı taşımacılık, depolama ve ilgili faaliyetler kapsamında görevli olanlar,
12. Oteller ve konaklama yerleri ile buralarda çalışanlar,
13. Sokak hayvanlarını besleyecek olanlar, hayvan barınakları/çiftlikleri/bakım merkezlerinin görevlileri/gönüllü çalışanları ve 7486 sayılı Genelgemizle oluşturulan Hayvan Besleme Grubu üyeleri,
14. İkametinin önü ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvanlarının zorunlu ihtiyacını karşılamak üzere dışarı çıkanlar,
15. Gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet medya kuruluşları, medya takip merkezleri, gazete basım matbaaları, bu yerlerde çalışanlar ile gazete dağıtıcıları,
16. Akaryakıt istasyonları, lastik tamircileri ve buralarda çalışanlar,
17. Sebze/meyve ve su ürünleri toptancı halleri ile buralarda çalışanlar,
18. Ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri, üretilen ekmeğin dağıtımında görevli olan araçlar ile buralarda çalışanlar,
19. Cenaze defin işlemlerinde görevli olanlar (din görevlileri, hastane ve belediye görevlileri vb.) ile birinci derece yakınlarının cenazelerine katılacak olanlar,
20. Doğalgaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet gösteren büyük tesis ve işletmeler (rafineri ve petrokimya tesisleri ile termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi) ile bu yerlerde çalışanlar,
21. Elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon vb. kesintiye uğramaması gereken iletim ve altyapı sistemlerinin sürdürülmesi ve arızalarının giderilmesinde görevli olanlar ile servis hizmeti vermek üzere görevde olduklarını belgelemek şartı ile teknik servis çalışanları,
22. Kargo, su, gazete ve mutfak tüpü dağıtım şirketleri ve çalışanları,
23. Mahalli idarelerin toplu taşıma, temizlik, katı atık, su ve kanalizasyon, karla mücadele, ilaçlama, itfaiye ve mezarlık hizmetlerini yürütmek üzere çalışacak personeli,
24. Şehir içi toplu ulaşım araçlarının (metrobüs, metro, otobüs, dolmuş, taksi vb.) sürücü ve görevlileri,
25. Yurt, pansiyon, şantiye vb. toplu yerlerde kalanların gereksinim duyacağı temel ihtiyaçların karşılanmasında görevli olanlar,
26. İş sağlığı ve güvenliği ile iş yerlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla iş yerlerinde bulunması gerekli olan çalışanlar (iş yeri hekimi, güvenlik görevlisi, bekçi vb.),
27. Otizm, ağır mental retardasyon, down sendromu gibi “Özel Gereksinimi” olanlar ile bunların veli/vasi veya refakatçileri,
28. Mahkeme kararı çerçevesinde çocukları ile şahsi münasebet tesis edecekler (mahkeme kararını ibraz etmeleri şartı ile),
29. Yurt içi ve yurt dışı müsabaka ve kamplara katılacak olan milli sporcular ile seyircisiz oynanabilecek profesyonel spor müsabakalarındaki sporcu, yönetici ve diğer görevliler,
30. Bankalar başta olmak üzere yurt çapında yaygın hizmet ağı olan kurum, kuruluş ve işletmelerin bilgi işlem merkezleri ile çalışanları (asgari sayıda olmak kaydıyla),
31. ÖSYM tarafından ilan edilmiş merkezi sınavlara katılacağını belgeleyenler (bu kişilerin yanlarında bulunan eş, kardeş, anne veya babadan bir refakatçi) ile sınav görevlileri,
32. İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca izin verilen, şehirler arası karayolları kenarında bulunan dinleme tesislerinde yer alan yeme-içme yerleri ve buralarda çalışanlar,
33. Zorunlu müdafi/vekil, duruşma, ifade gibi yargısal görevlerin icrasıyla sınırlı kalmak kaydıyla avukatlar,
34. Dava ve icra takiplerine ilişkin yapılacak zorunlu iş ve işlemler için adliyelere gitmesi gereken taraf veya vekilleri (avukat) ile mezat salonlarına gidecek ilgililer,
35. Araç muayene istasyonları ve buralarda çalışan personel ile araç muayene randevusu bulunan taşıt sahipleri,
36. Milli Eğitim Bakanlığı EBA LİSE TV MTAL ve EBA platformunda yayınlanmak üzere Bakanlığa bağlı mesleki ve teknik ortaöğretim okul/kurumlarında çalışmaları devam eden uzaktan eğitim video çekimi, kurgu ve montaj faaliyetlerini yürütmekte olan ya da söz konusu çalışmaların koordinasyonunu sağlayan personel,
37. Profesyonel site yöneticileri ile apartman/site yönetimince düzenlenen görevli olduklarına dair belgeyi ibraz etmek ve ikametleriyle görevli oldukları apartman veya sitelere gidiş-geliş güzergâhıyla sınırlı olmak kaydıyla apartman ve sitelerin temizlik, ısınma vb. işlerini yerine getiren görevliler,
38. İş yerinde bulunan hayvanların günlük bakım ve beslenmelerini yapabilmek için ikamet ile iş yeri arasındaki güzergâh ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvan satışı yapan iş yerlerinin sahipleri ve çalışanları,
39. Sadece yarış atlarının bakım ve beslenmelerini ve yarışlara hazırlık antrenmanlarını yapmak ve ikamet ile yarış ya da antrenman alanı arasındaki güzergâhla sınırlı kalmak kaydıyla at sahipleri, antrenörler, seyisler ve diğer çalışanlar,
40. Sadece ilaçlama faaliyetleri için zorunlu olan güzergâhlarda kalmak ve bu durumu belgelemek kaydıyla iş yerlerinin haşere ve diğer zararlı böceklere karşı ilaçlamasını yapan firmalarda görevli olanlar,
41. Muafiyet nedenine bağlı olmak ve ikametlerinden iş yerlerine gidiş/gelişleri ile sınırlı olmak kaydıyla serbest muhasebeciler, serbest muhasebeci mali müşavirler, yeminli mali müşavirler ile çalışanları,
42. 10.00-16.00 saatleri arasında sayıları banka yönetimlerince belirlenecek şekilde sınırlı sayıda şube ve personel ile hizmet verecek olan banka şubeleri ile çalışanları,
43. Nöbetçi noterler ile buralarda çalışanlar.

Kaynak: T.C. İçişleri Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-bugun-basliyor-29-nisan-2021/feed/ 0
Tam Kapanma Tedbirleri Genelgesi İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-tedbirleri-genelgesi-ile-ilgili-sikca-sorulan-sorular/ https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-tedbirleri-genelgesi-ile-ilgili-sikca-sorulan-sorular/#respond Wed, 28 Apr 2021 16:00:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=108426
Yurt dışı seyahatlerle ilgili herhangi bir kısıtlama/sınırlandırma bulunmamaktadır.
Bakanlığımızca yayımlanan 01.07.2020 tarih ve 10504 sayılı Genelgemizde de belirtildiği üzere yurt dışı bağlantılı (geliş veya gidiş) uçakla seyahat edecek olan yolcuların yurt içi aktarma uçuşları ile ikametleri ile bağlantılarını (geliş/gidiş dahil) sağlayacakları diğer ulaşım araçlarıyla (özel araç, otobüs, tren vb.) yapacakları seyahatlerde, yurt dışı uçuşlarını belgelemek kaydıyla seyahat izin belgeleri almalarına gerek bulunmamaktadır.
Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak dönem içerisinde yapılacak her türlü şehirler arası seyahat izne tabi tutulacaktır. Bu nedenle sokağa çıkma kısıtlamasının başlamasından sonraya denk gelen seyahatler için de zorunlu hallerin varlığının olup olmadığına bağlı olarak seyahat izni alınması gerekmektedir.
Bu durumun tek istisnası olarak tam kapanma kararından önce alınan biletlerle 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 24.00’e kadar (19.00-24.00 arasına yönelik istisna getirilecek şekilde) seferine başlayacak olan otobüs yolculukları için seyahat izin belgesi istenilmeyecektir.
Ramazan ayı boyunca gıda kolisi ve yemek dağıtımı vb. gibi yardım faaliyeti yürüten vakıf ve dernekler ile Vefa Sosyal Destek Grupları koordinesinde yapılan yardım faaliyetleri devam edebilecek olup bu amaçla Valilik ve Kaymakamlıklara yapacakları başvurularda faaliyetin kapsamı ile birlikte vakıf/dernek faaliyetine katılacak gönüllülerin bilgileri de bildirilecektir.
Valilik/Kaymakamlıklar tarafından yapılacak değerlendirme ile şartları taşıdığı belirlenen vakıf/dernek görevlileri, başvuru yapılan yer ve yardım faaliyetleri ile sınırlı olmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacaktır.
Tam kapanma tedbirlerinin uygulandığı tarihlerde il göç idaresi müdürlüklerinden ikamet izni randevusu bulunan yabancılar, randevu tarihini gösterir e-ikamet başvuru/kayıt formu (İstanbul ve Ankara illerinde randevu tarihini gösterir SMS/mail bilgisi de gereklidir) ve pasaport yerine geçen seyahat belgesiyle beraber kısıtlamaya tabi olmaksızın il göç idaresi müdürlüğündeki randevusuna katılabileceklerdir.
Bahse konu muafiyet ikamet izni randevusunun zamanı ve il göç idaresi müdürlüğü ile ikamet arasındaki güzergahla sınırlıdır.
Çiçek satışı yapan iş yerleri, Anneler Günü nedeniyle 8-9 Mayıs 2021 Cumartesi ve Pazar günleri 10.00-17.00 saatleri arasında açık olabilecek ve vatandaşlarımız ikametlerine en yakın çiçekçiye giderek alışveriş yapabileceklerdir. Çiçek satışı yapan iş yerleri bu tarihlerde, 10.00-24.00 saatleri arasında evlere servis şeklinde de hizmet verebileceklerdir.
Havalimanı, gar, liman, terminal gibi yerlerde bulunan iş yerleri, kendi sektörleri için belirlenen genel kurallara tabidirler.
Bu kapsamda belirli koşullara ve sürelere tabi olarak açık olabilecek olan yeme-içme yeri, market gibi yerler, belirlenen süre ve koşullara uymak kaydıyla açık olabilecekler, diğer iş yerleri ise kapalı olacaklardır.
İşverenlerin, esnafın, genel sağlık, isteğe bağlı ve primini kendi ödeyen diğer sigortalıların; 2021 yılı Mart ayına ait sigorta primleri ile yapılandırılan SGK prim borçlarının 2.taksit ödemelerinin son tarihinin 30 Nisan 2021 olması nedeniyle, tam kapanmanın ilk günü olan 30 Nisan 2021 Cuma günü prim borcunu ödemek isteyen işveren, esnaf ve diğer sigortalılar durumlarını belgelemek ve SGK müdürlüğü güzergahında kalmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasında muaf tutulacaktır.
Beslenme/temizlik ihtiyaçlarını yerine getiremeyen ileri yaş grubundaki kişiler ile ağır hastalara yardımcı olan bakıcı ve refakatçiler; bakıma muhtaç kişinin sağlık raporunu ibraz etmek ve muafiyet nedenine bağlı olarak zaman ve güzergahla sınırlı olacak şekilde sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacaklardır.
Genelgemiz kapsamında 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19.00’dan itibaren her türlü vasıtayla yapılacak olan şehirler arası seyahatler, ancak zorunlu hallerin varlığı halinde seyahat izin kurullarından izin alınması şartına tabidir.
Bu doğrultuda; muafiyet nedeni ve buna bağlı olarak zaman ve güzergahla sınırlı olan (genel niteliği bulunmayan) sokağa çıkma kısıtlamalarına dair muafiyeti bulunan kişilerin yapacakları şehirler arası seyahatleri de izne tabidir.
Kişilerin ikamet ettikleri vilayetlerle çalıştıkları vilayetlerin farklı olduğu ve işe geliş gidişin düzenli olarak günlük yapıldığı İstanbul-Gebze, İstanbul-Çorlu/Çerkezköy, İstanbul/Yalova, İzmir-Manisa, Kütahya-Uşak ve benzeri sınır/komşu olan illerde, İl Hıfzıssıhha Kurullarının bu konuda alacakları kararlar doğrultusunda işçi servisleri ile yapılan yolcu taşımacılığı faaliyetleri şehirler arası seyahat iznine tabi olmaksızın yapılabilecektir.

Kaynak: T.C. İçişleri Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tam-kapanma-tedbirleri-genelgesi-ile-ilgili-sikca-sorulan-sorular/feed/ 0