tanık – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 09 Apr 2021 06:34:42 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Tahkim ve Çevrimiçi Duruşmalar https://www.muhasebenews.com/tahkim-ve-cevrimici-durusmalar/ https://www.muhasebenews.com/tahkim-ve-cevrimici-durusmalar/#respond Thu, 08 Apr 2021 23:00:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100325

    Av. Pelin Baysal |  Av. Melis Sılacı Korkmaz

Giriş

COVID-19 salgınının yayılması ile tüm dünya neredeyse durma noktasına gelmiş ve insanlar günlük ihtiyaçlarını şimdiki zamanın işleyişine göre ayarlamak zorunda kalmıştır. Hükümetler salgının yayılmasını önlemek için okulların ve işletmelerin kapatılması, sokağa çıkma yasaklarının ilan edilmesi ve seyahat kısıtlamaları da dâhil olmak üzere birçok önlem almıştır. Fiziken görüşme yapılmasını zorlaştıran bu durum, normalde yüz yüze olarak gerçekleştirilen mahkeme ve tahkim duruşmalarını da şüphesiz etkilemiştir. Pek çok tahkim kurumu teknolojiden faydalanarak duruşmaları video konferans yoluyla gerçekleştirmeye başlamıştır.

Tahkimin taraf iradelerinin uyuşması ile başladığı gözetildiğinde, bu süreçte tahkim camiasını meşgul eden gündemlerden biri de taraflardan birinin itirazına rağmen hakemlerce çevrimiçi duruşma yapılmasına karar verilmesinin genel hukuk prensiplerini ve başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok düzenleme ile koruma altına alınan adil yargılanma hakkını ihlal edip etmediği konusu olmuştur.

Yakın zamanda Avusturya Yüksek Mahkemesi (“Mahkeme”) tarafından verilen karara kadar, bilindiği kadarıyla bu konuda bir karar verilmemiştir[1]. Mahkeme kararında yargı süreci ile çevrimiçi duruşmalar arasındaki ilişkiyi inceleyerek, yargılamanın yürütülmesi tarafların adil yargılanma hakkını güvence altına aldığı müddetçe, hakem tarafından, taraflardan birinin itirazlarına rağmen çevrimiçi duruşma yapılmasına karar verilebileceği belirtilmiştir[2].

Vakıalar/ Uyuşmazlık Hakkında Genel Bilgi

Bahsi geçen uyuşmazlık Mahkeme’nin önüne gelmeden önce, Viyana Uluslararası Tahkim Merkezi (DAHA) nezdinde 3 hakemden oluşan bir hakem heyeti önünde Ağustos 2017’den beri görülmektedir.

Delil duruşması COVID-19 salgınından önce 10 Mart 2020 tarihine atılmışken şartlar nedeniyle sonradan 15 Nisan 2020 tarihine ertelenmiştir.

19 Mart 2020 tarihinde düzenlenen toplantıda taraflar, COVID-19 nedeniyle duruşmaların çevrimiçi olarak düzenlenmesi olasılığını tartışmışlardır. 2 Nisan 2020 tarihinde ise davalılar çevrimiçi duruşma düzenlenmesini kesin olarak reddetmiş ve duruşmaların daha ileri bir tarihte yüz yüze yapılmasını istediklerini belirtmişlerdir. Ancak davalıların bu teklifi 8 Nisan 2020 tarihinde hakem heyeti tarafından reddedilmiş ve çevrimiçi duruşma tarihi olarak 15 Nisan 2020’ye gün verilmiştir.

21 Nisan 2020 tarihinde, davalılar silahların eşitliği ilkesine aykırı muamele yapıldığı ve yargılamanın adil olmayan bir şekilde yürütüldüğü gerekçeleriyle hakem heyetine itiraz etmiş; ancak davalıların iddiaları DAHA tarafından reddedilmiştir. Söz konusu olayın ardından davalılar itirazlarını Mahkeme’ye taşımışlardır.

Davalıların çevrimiçi duruşmaların hukuki temeli hakkındaki iddiaları üç bölümde ve aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

   (1) Çevrimiçi duruşma için belirlenen tarih ile davalılara duruşma için yeterli bir hazırlanma süresi verilmemesi nedeniyle silahların eşitliği ilkesi ihlal edilmektedir: Davalılar, duruşmaların yüz yüze yapılması tekliflerinin hakem heyeti tarafından 8 Nisan 2020 tarihinde reddedilmesi sebebiyle, 15 Nisan 2020 tarihindeki duruşmaya hazırlanmak için kendilerine yeterli zaman verilmediğini ileri sürmüştür.

   (2) Saat dilimi farkı nedeniyle taraflar arası eşitsizlik söz konusu olmaktadır: Davalılar ayrıca, Los Angeles merkezli olduklarını ve hakem heyeti tarafından belirlenen 15:00 CET olan duruşma saatinin Los Angeles saati ile sabah 6:00’da gerçekleşeceğini ve bu sebeple Viyana merkezli davacıların duruşmaya öğleden sonra saat 15:00’te başlarken kendilerinin duruşmaya sabah saat 6:00’da başlamak zorunda kalacağı gerekçesiyle taraflara eşit olmayan muamele yapıldığını ileri sürmüştür.

   (3) Tanıklara müdahale edilme tehlikesi bulmaktadır: Davalılar, çevrimiçi duruşma kararlaştırmakla tanıklara müdahale edilmesi tehlikesi meydana getirdiklerinden bahisle hakemlerin eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ve bu durumun hakemlerin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü iddia etmiştir.

Mahkemenin Kararı

Mahkeme taraflarca ileri sürülen iddiaları değerlendirdikten sonra aşağıdaki şekilde karar kurmuştur/vermiştir:

   (1) Duruşmaya hazırlanmak için yeterli süre olmaması hakkında: Mahkeme, duruşmanın ertelenmesi talebinin reddedildiği kararın tebliğinden önce taraflara duruşma tarihi hakkında bilgi verildiğini belirtmiştir. Ayrıca, uyuşmazlık taraflarından birinin erteleme talebinde bulunması halinde, erteleme talebinde bulunan tarafından bu talebinin hemen kabul edileceğini ve bu sebeple de duruşmanın erteleneceğini düşünerek hareket etmesinin makul olmadığını ifade etmiştir. Erteleme talebinde bulunan taraf, talebinin reddedilme olasılığını dikkate almalı ve bu nedenle duruşmanın daha önceden kararlaştırılan gün ve saatte yapılması ihtimaline karşı gerekli hazırlıkları yapmalıdır. Bu kapsamda Mahkeme davalıların hazırlanmak için yeterli zamanı olup olmadığını değerlendirirken, ret kararının verildiği tarih yerine erteleme talep edilmeden önce taraflara bildirilen duruşma tarihinin dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir. Bu sebepler doğrultusunda, Mahkeme davalıların duruşmaya hazırlanmak için yeterli sürelerinin olduğu yönünde karar vermiştir.

   (2) Farklı zaman dilimleri hakkında: Mahkeme, davalıların Los Angeles ve Viyana arasındaki coğrafi uzaklık sebebiyle seyahate ve saat dilimi farklılarına ilişkin ortaya çıkabilecek zorlukları en başta kabul ettiklerini belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, saat 6:00’da gerçekleşecek çevrimiçi duruşmanın davalılar için çok büyük bir yük oluşturmadığını belirterek, çevrimiçi duruşmanın, fiziki duruşmaya kıyasla davalıların Los Angeles’tan Viyana’ya gitmek için harcayacakları emek ve zamanı da azalttığını ifade etmiştir. Bu sebeple, Mahkeme davalıların zaman dilimlerine ilişkin iddialarını reddetmiştir.

   (3) Tanıklara müdahale edilebileceği hakkında: Mahkeme, COVID-19 salgınından önce de video konferans yoluyla çevrimiçi duruşma usulünün kullanıldığını ifade ederek, kaldı ki salgın ile beraber uyuşmazlıkları verimli bir şekilde çözmeye devam etmek için teknoloji kullanımının arttığını belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, tanıklara müdahale tehlikesinin yüz yüze gerçekleştirilen duruşmalarda da bulunduğunu ifade ederek, duruşmaların çevrimiçi olarak yürütülmesinin tek başına ciddi bir usulî ihlale sebebiyet vermeyeceğini, hakem heyetinin tarafsızlığına gölge düşürmeyeceğini ve adil yargılanma ilkesinin ihlali anlamına gelmeyeceğini belirtmiştir. Ayrıca davalıların itirazlarını ileri sürerken, spesifik olarak hangi usul kurallarının ihlal edildiğini de belirtmek yerine, afaki bir şekilde adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiğini belirtmeleri de haklı bulunmamıştır. Sonuç olarak Mahkeme, davalıların tanık beyanlarına müdahale edilebileceğine ilişkin iddialarını da reddetmiştir.

Yorumlar

Çevrimiçi duruşmalar COVID-19’dan önce de kullanılmakta ise de pandemi ile birlikte, uyuşmazlıkların etkin bir şekilde çözülmesini temin etmek adına, tahkim kurumlarınca yeni kurallar ve prosedürler benimsenmek durumunda kalınmıştır. Bununla birlikte, bu kurallar ve prosedürler çevrimiçi duruşmalar için zemin hazırlamış olsalar da tarafların eşitliği ilkesi, hukuki dinlenilme hakkı gibi hususları netleştirmekte eksik kalmıştır.

Bu konudaki ilk emsal olan Avusturya Yüksek Mahkemesi’nin kararı COVID-19’un başlangıcından bu yana tahkim camiasını meşgul eden bu soruna tatmin edici bir cevap getirmiştir. Aynı zamanda çevrimiçi duruşmaların temelini atması ve usulî süreci derinlemesine irdelemesi sebebiyle çok önemli bir karardır. Mahkeme’nin çevrimiçi duruşmaları destekleyen tutumunun diğer yargılamaları da etkilemesi kuvvetle muhtemeldir.

COVID-19’un önümüzdeki süreçte de devam edeceği göz önüne alındığında daha birçok uyuşmazlığın çözümünü etkileyeceğine şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle, tahkim yargılamalarında tarafların alışılageldik usulî yöntemlere nazaran, günümüz şartlarına uygun yeni yöntemlere eğilim göstermesi ve adapte olmaya çalışması son derece önem arz etmektedir.

Katkılarından dolayı Dilara Kaçar’a teşekkür ederiz.

[1] Maxi Scherer, Franz Schwarz, Helmut Ortner, J. Ole Jensen, “In a ‘First’ Worldwide, Austrian Supreme Court Confirms Arbitral Tribunal’s Power to Hold Remote Hearings Over One Party’s Objection and Rejects Due Process Concerns”, Kluwer Arbitration Blog (24 Ekim 2020), http://arbitrationblog.kluwerarbitration.com/2020/10/24/in-a-first-worldwide-austrian-supreme-court-confirms-arbitral-tribunals-power-to-hold-remote-hearings-over-one-partys-objection-and-rejects-due-process-concerns/

[2] OGH Dosya No 18 ONc 3/20s

25.12.2020

Makalelerin tamamına https://gun.av.tr/tr/goruslerimiz adresinden ulaşabilirsiniz. 


Kaynak: İşbu içerik, Gün + Patners Avukatlık Bürosu’nun özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hak ve sorumluluğu yazarlara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tahkim-ve-cevrimici-durusmalar/feed/ 0
Sigorta Hizmet Başlangıç Tarihinin Tespiti Nasıl Yapılır? https://www.muhasebenews.com/sigorta-hizmet-baslangic-tarihinin-tespiti-nasil-yapilir/ https://www.muhasebenews.com/sigorta-hizmet-baslangic-tarihinin-tespiti-nasil-yapilir/#respond Wed, 24 Oct 2018 08:00:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17827 KONU: Yapılacak İş, İşyerinin İnşaatı Olduğu Anlaşıldığından Sağlık Bakanlığından Söz Konusu İnşaat İle İlgili Belgeleri Getirtmek, Davacının Çalışmaları İle İlgili Bilgi ve Belge Bulunup Bulunmadığını Sormak, Dava Konusu Dönemde İnşaatının Bulunduğu Yere Yakın Oturan Kişileri Tespit Edip Tanık Olarak Beyanlarına Başvurmak Ve Gerçek Çalışma Olgusunu Somut Ve İnandırıcı Bilgilere Dayalı Şekilde Ortaya Koyduktan Sonra Sonucuna Göre Karar Vermekten İbarettir.

İLGİLİ KANUN MADDELERİ
(506/md.2,108)

5510/md.4

Davacı, 15.04.1982 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının ve bu çalışmasının sigorta hizmet başlangıç tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava; davacının sigortalılık başlangıcının 15.04.1982 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108. maddesinin 1. fıkrasında; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir” hükmü düzenlenmiştir.

Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.

Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 03.05.1982 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 15.04.1982 tarihinde K.. Y.. ünvanlı ve sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, hizmet cetvelindeki bildirimlerinin 02.05.1996 tarihinde başladığı, işyerinden 1982 yılına ait dönem bordrolarının verilmediği anlaşılmaktadır.

Yapılacak iş, işyerinin inşaatı olduğu anlaşıldığından Sağlık Bakanlığından söz konusu inşaat ile ilgili belgeleri getirtmek, davacının çalışmaları ile ilgili bilgi ve belge bulunup bulunmadığını sormak, dava konusu dönemde inşaatının bulunduğu yere yakın oturan kişileri tespit edip tanık olarak beyanlarına başvurmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Yargıtay-21. Hukuk Dairesi-E. 2016/304-K. 2016/7055-T. 21.04.2016

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sigorta-hizmet-baslangic-tarihinin-tespiti-nasil-yapilir/feed/ 0
Yurtdışından Türkiye’de şirket kuracaklar imza beyanını konsolosluklardan alabilecekler https://www.muhasebenews.com/yurtdisindan-turkiyede-sirket-kuracaklar-imza-beyanini-konsolosluklardan-alabilecekler/ https://www.muhasebenews.com/yurtdisindan-turkiyede-sirket-kuracaklar-imza-beyanini-konsolosluklardan-alabilecekler/#respond Tue, 17 Apr 2018 11:22:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=28099 ŞİRKET KURULUŞ SÖZLEŞMESİNİN TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜKLERİNDE İMZALANMASI HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
MADDE 1 – 6/12/2016 tarihli ve 29910 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Şirket Kuruluş Sözleşmesinin Ticaret Sicili Müdürlüklerinde İmzalanması Hakkında Tebliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 2 – Aynı Tebliğin 7 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(5) Kurucunun işitme, konuşma veya görme engelli olması durumunda sözleşme engellinin isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda imzalanır. İlgilinin işitme veya konuşma engelli olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.”
MADDE 3 – Aynı Tebliğin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dördüncü fıkrasında yer alan “verilmesi veya MERSİS’e yüklenmesinin” ibaresi “verilmesinin veya beyanname başka bir Müdürlükte onaylanmışsa beyannamenin bir örneğinin elektronik ortamda kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlüğe iletilmesinin” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Beyannameyi onaylayan Müdürlük beyannamenin bir nüshasını fiziki ve bir örneğini de elektronik ortamda ilgili Müdürlüğe gönderir.”
“(6) Yabancı ülkede yerleşik olan imzaya yetkili kimselerin imza beyanı, bunların imzalarının o ülkedeki Türk konsolosluğundan onaylatılması suretiyle de verilebilir.
MADDE 4 – Aynı Tebliğin 15 inci maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Belgelerin saklanması
MADDE 15 – (1) Kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlükte imzalanan sözleşme ile düzenlenen imza beyannameleri, ilgili şirketin dosyasında saklanır.
(2) İmza beyannamesinin kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlükten başka bir Müdürlüğe verilmesi durumunda, ilgili Müdürlükçe beyannamenin bir nüshası bu amaçla oluşturulmuş dosyada muhafaza edilir.”
MADDE 5 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 6 – Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

Kaynak:Resmi Gazete
17.04.2018-30394
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/yurtdisindan-turkiyede-sirket-kuracaklar-imza-beyanini-konsolosluklardan-alabilecekler/feed/ 0
2018 Yılı Tanıklık Ücret Tarifesi – Resmi Gazete Tarihi Nosu: 29.12.2017 – 30285 https://www.muhasebenews.com/2018-yili-taniklik-ucret-tarifesi-resmi-gazete-tarihi-nosu-29-12-2017-30285/ https://www.muhasebenews.com/2018-yili-taniklik-ucret-tarifesi-resmi-gazete-tarihi-nosu-29-12-2017-30285/#respond Sat, 13 Jan 2018 05:00:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=25791 2018 YILI TANIKLIK ÜCRET TARİFESİ –
Resmi Gazete Tarihi Nosu: 29.12.2017 – 30285

Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Tarifenin amacı, ceza muhakemesi sırasında tanığa verilecek tazminatın miktarı ile ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Tarife, ceza muhakemesi sırasında Cumhuriyet savcısı, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrılan tanıklara verilecek tazminatı kapsar.

Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Tarife, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 61 inci maddesi hükümlerine göre hazırlanmıştır.

Tazminat
MADDE 4 – (1) Tanığa, tanıklık nedeniyle kaybettiği zamanla orantılı olarak günlük 15,00 ilâ 40,00 Türk Lirasına kadar ücret ödenir.

Giderler
MADDE 5 – (1) Tanık hazır olabilmek için seyahat etmek zorunda kalmışsa yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri de karşılanır.

Muafiyet
MADDE 6 – (1) Tanığa ödenmesi gereken tazminat ve giderler hiçbir vergi, resim ve harç alınmaksızın ödenir.

Yargılama gideri

MADDE 7 – (1) Bu Tarife uyarınca Devlet hazinesinden yapılan harcamalar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 324 üncü maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılır.

Yürürlük
MADDE 8 – 
(1) Bu Tarife 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girer.

Kaynak: Resmi Gazete

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/2018-yili-taniklik-ucret-tarifesi-resmi-gazete-tarihi-nosu-29-12-2017-30285/feed/ 0