talebinde – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 30 Jan 2023 16:01:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 İnşaat taahhüt işi yapanlar açısından işin bitimi geçici kabul mü yoksa kesin kabul mü olacak? https://www.muhasebenews.com/insaat-taahhut-isi-yapanlar-acisindan-isin-bitimi-gecici-kabul-mu-yoksa-kesin-kabul-mu-olacak/ https://www.muhasebenews.com/insaat-taahhut-isi-yapanlar-acisindan-isin-bitimi-gecici-kabul-mu-yoksa-kesin-kabul-mu-olacak/#respond Mon, 30 Jan 2023 16:01:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137792 İnşaat taahhüt işi geçici kabul 2022 ama kesin kabul 2023. 2022 gelirlerine alıp mahsup talebinde bulunmalı mıyım? yoksa 2023 gelirlerine alıp mahsubu 2023 yıllık damı yapmalıyım?

Maliye Bakanlığı vermiş olduğu özelgeler de geçici ve kesin kabul usulüne tabi yıllara yaygın inşaat ve onarma işlerinde iş bitim tarihi olarak bu işe ilişkin düzenlenecek geçici kabul tutanağının idarece onaylanacağı tarihin esas alınması ve bu işten elde edilecek kazancın da geçici kabul tutanağının idarece onaylanacağı tarihin içinde bulunduğu yılının geliri sayılarak, bu dönem için verilecek kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerektiği belirtmiştir.

Yani idare her ne olursa olsun işin beyanı için mutlak surette geçici kabulün yapılması şartını koymuş ve şartı hiçbir şekil ve şart altında esnetmemiştir. İşin beyanı için geçici kabul yapılacak ve geçici kabulün düzenlenme veya itibar tarihi değil onay tarihi esas alınacaktır.

Buna göre, geçici ve kati kabul usulüne tabi işlerde geçici kabul tutanağının idarece onaylandığı tarihin, geçici ve kati kabul usulüne tabi olmayan işlerde ise işin fiilen tamamlandığı veya bırakıldığı tarihin işin bitim tarihi olarak kabul edilmesi, bu işle ilgili kâr veya zararın bitim tarihi itibariyle tespit edilmesi ve tamamının işin bittiği yılın geliri olarak beyan edilmesi gerekmektedir.


Kimler geçici vergi ödemez?

Tasfiye halindeki kurumlar  vergisi mükellefleri tasfiye dönemlerinde, basit usulde vergilendirilen gelir  vergisi mükellefleri, yıllara sâri inşaat ve onarma işi yapanlar, ücret geliri  elde edenler, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı sahipleri, zirai kazanç  sahipleri, diğer kazanç ve irat elde edenler, kazançları vergiden istisna  edilen serbest meslek erbabı ile noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar geçici  vergi ödemezler. Ancak, geçici vergi ödemeyeceği belirtilen kişiler bu  işlerinden elde ettikleri kazançları dışında kalan ticari veya mesleki  kazançları nedeniyle geçici vergi ödemek zorundadırlar.

Özel İnşaat yapan firmalar geçici vergi beyannamesi verir mi?

Yıllara sâri inşaat ve onarma işi yapan firmalar hariç, tüm inşaat firmaları geçici vergi beyannamesi verirler.


T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Trabzon Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı: 26468226-120[ÖZG-6-2019]-E.87125

Tarih: 13.11.2019

Konu: Geçici kabul tutanağı onay tarihinden sonra yapılan hakediş ödemesinde tevkifat

İlgi: 05/02/2019 tarih ve 14409 kayıt sayılı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun ve eklerinin incelenmesinden, 18.06.2018 tarihinde düzenlenen sözleşme ile … tarafından ihale edilen inşaat taahhüt işinin tarafınızca üstlenildiği, sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 18.12.2018 olmasına rağmen ödenek yetersizliği sebebiyle ödemenin 2019 yılında yapılması uygun görülerek 21.01.2019 tarihinde gerçekleştirilen hakediş ödemesinden % 3 oranında vergi kesintisi hesaplandığı, ancak daha evvel sari olur alınmasına rağmen işin bitim tarihinin yalnızca 13 gün uzatılarak 31.12.2018 olarak kabul edildiği belirtilerek, söz konusu işin yıllara sari olarak kabul edilip edilemeyeceği ile hakediş ödemelerinin hangi yıl kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerektiği hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinde; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmü yer almaktadır.

Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için faaliyet konusunun inşaat ve onarma işi olması, inşaat ve onarma işinin birden fazla takvim yılına sirayet etmesi, inşaat ve onarma işinin taahhüde bağlı olarak yapılması şartlarının bir arada aranılması gerekmektedir.

Aynı Kanunun “İnşaat ve onarma işlerinde işin bitimi” başlıklı 44 üncü maddesinde de, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği ve bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılatın, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişi ve kuruluşların aynı maddede bentler halinde sayılan ödemeleri yapmaları halinde bu ödemeler üzerinden tevkifat yapacakları hüküm altına alınmış olup; aynı maddenin (3) numaralı bendinde, bu Kanunun 42 nci maddesi kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara (kurumlar dahil) ödenen istihkak bedellerinden sorumlularca gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür. Söz konusu tevkifat oranı bu maddedeki yetkiye dayanılarak, 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %3 olarak belirlenmiştir.

Özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; tarafınızca 18.06.2018 tarihli sözleşme ile üstlenilen inşaat taahhüt işine ilişkin olarak süre uzatımı yapılarak 31.12.2018 tarihinde geçici kabul tutanağının onaylandığı, ödemelere ilişkin düzenlenen son hakediş raporunun ise 21.01.2019 tarihinde diğer bir ifade ile geçici kabulden sonra düzenlendiği, bu işe ilişkin faturanın da tarafınızca 21.01.2019 tarihinde tanzim edildiği anlaşılmıştır.

Buna göre, 18.06.2018 tarihinde başlayıp 31.12.2018 tarihinde geçici kabul tutanağının onaylanması ile sona eren inşaat işinin aynı yıl içerisinde başlayıp bitirilmesinden dolayı yıllara sari inşaat işi olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamakta olup, geçici kabul tutanağının onaylanmasından sonra 21.01.2019 tarihinde düzenlenen ve geçici kabulden önceki tarihlerde yapılan işlere ait hakediş belgelerine istinaden yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94/3 maddesi gereği vergi kesintisi yapılmaması ve söz konusu hakediş ödemesinin elde edildiği dönem kazancına dahil edilmek suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/insaat-taahhut-isi-yapanlar-acisindan-isin-bitimi-gecici-kabul-mu-yoksa-kesin-kabul-mu-olacak/feed/ 0
Sanayi sicil belgesi ve kapasite raporu olmadan ihraç kayıtlı satış yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sanayi-sicil-belgesi-ve-kapasite-raporu-olmadan-ihrac-kayitli-satis-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sanayi-sicil-belgesi-ve-kapasite-raporu-olmadan-ihrac-kayitli-satis-yapilabilir-mi/#respond Fri, 14 Oct 2022 04:04:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132981

İhraç kayıtlı satış

KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİ

Resmi Gazete Tarihi: 26/04/2014

Resmi Gazete No: 28983

II. İSTİSNALAR

A.İHRACAT İSTİSNASI

8.İhraç Kaydıyla Teslimlerde Tecil-Terkin Uygulaması

8.1. Kapsam

3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi gereğince; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV, ihracatçılar tarafından ödenmez.

Bu kapsamda yapılan teslimlerle ilgili olarak düzenlenen faturaya;

“3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla teslim edildiğinden, KDV tahsil edilmemiştir.”

ifadesi yazılır.

Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.

Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.

İhracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun  51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların 213 sayılı Kanunda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.

Tecil veya terkin edilen bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesi hükmü uygulanmaz.

İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek KDV, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamaz.

İhracatçılara mal teslim eden imalatçıların terkin ve iade işlemleri ihracatın gerçekleşmesinden sonra yapılır. İade veya tecil olunacak vergi miktarı, mükellefin ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı dönem beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle hesaplanır.

İhracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara üç aya kadar ek süre verilebilir.

İhraç kaydıyla teslimlerde tecil-terkin uygulaması ihtiyari bir uygulama olup, bu kapsamdaki malların imalatçıları tarafından ihracatçılara KDV tahsil edilerek teslimi de mümkündür.

İhraç kaydıyla teslimlere ait faturanın esas itibarıyla ihracatçı firmanın düzenlediği fatura tarihinden önceki bir tarihte düzenlenmiş olması gerekir. İmalatçı tarafından düzenlenen fatura tarihinin; ihracatçı firmanın düzenlediği fatura tarihi veya fiili ihraç tarihinden sonraki bir tarih olması halinde, 213 sayılı Kanundaki fatura düzenleme sürelerine uyulması kaydıyla tecil-terkin uygulamasından yararlanılabilir.

Ancak, bu durumlar dışında ihraç kaydıyla teslime ilişkin faturanın, fiili ihraç tarihinden sonraki tarihi taşıması halinde işlemin ihraç kaydıyla teslime ilişkin şartlar açısından yapılacak inceleme veya YMM raporu ile tespit edilmesi şartıyla terkin ve/veya iade işlemleri sonuçlandırılır.

İhracat, gümrük beyannamesinin kapanma tarihi itibarıyla gerçekleştiğinden, süresinde ihraç edilmek kaydıyla bu tarih itibarıyla ihraç kaydıyla teslim nedeniyle tecil edilen vergi, terkin edilebilir hale gelir. Ödenecek KDV çıkmaması nedeniyle tecil edilecek vergisi bulunmayan mükellefler ise bu tarihten itibaren iade talep edebilirler.

Geçici ihracat veya hariçte işleme rejimleri çerçevesinde malların yurtdışı edilmesi, kesin ihracata dönmediği sürece, ihraç kaydıyla teslimler açısından ihracat olarak kabul edilmez. Diğer bir deyişle kesin ihracı öngörülmeyen mallar için ihraç kaydıyla teslim uygulaması mümkün değildir.

8.2. Tecil-Terkin Uygulanacak Teslimler

İmalatçılar tarafından ihracatçılara ihraç kaydıyla yapılan mal teslimlerinde, tecil-terkin uygulamasından yararlanılabilir.

Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan satışlarda, “İstisna İzin Belgesi” alan mükelleflere imalatçılar tarafından yapılacak ihraç kaydıyla teslimlerde, 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında işlem yapılabilir.

İstisna izin belgeli satıcılara ihraç kaydıyla teslimde bulunanların tecil edilen vergilerinin terkin işlemleri için, gümrükte tasdik edilen özel fatura nüshası ibraz edilir.

8.3. Tecil-Terkin Uygulamasından Yararlanacak Satıcılar

Tecil-terkin uygulamasından “imalatçı” vasfını haiz satıcılar yararlanabilir.

İmalatçının;

– Sanayi siciline kayıtlı ve sanayi sicil belgesini haiz olması veya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınmış çiftçi kayıt belgesi, gıda işletmesi kayıt belgesi ve işletme onay belgelerinden(üretici belgesi) herhangi birine sahip olması, (Bu belgeler sonraki bölümlerde “imalatçı belgesi” olarak anılacaktır.)

– İlgili meslek odasına kayıtlı bulunması,

– Üretimin yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan Sanayi Sicil Tebliğlerinde öngörülen sayıda işçi çalıştırması ve gerekli araç parkına sahip olması veya kapasite raporundaki üretim altyapısına sahip olması,

gerekmektedir.

Bu şartlara sahip olan imalatçılarca, ihraç kaydıyla ihracatçılara mal teslim edilen dönemde ve bir defa olmak üzere “imalatçı belgesi” ve ilgili meslek odasına üyelik belgesinin birer örneği, ilgili dönem KDV beyannamesinin verilme süresine kadar bağlı oldukları vergi dairesine bir dilekçe ekinde verilir.

İmalatçı niteliğindeki değişiklikler ve imalatçı niteliğinin kaybedilmesi halleri ayrıca vergi dairesine bildirilir.

İmalatçılar, ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların bir kısmını piyasadan hazır olarak satın alabilirler. Bu durumda, imalatçıların bizzat ürettikleri mallar için tecil-terkin uygulaması yapılır. Piyasadan hazır olarak alıp sattıkları mallar için tecil-terkin işlemi uygulanmaz.

Örnek: Bir Anonim Şirket, ihraç kaydıyla satış bağlantısı kurduğu 10.000 adet gömlekten, 6.000 adedini bizzat üretmiş, 4.000 adedini de hazır olarak piyasadan satın almıştır. Bu mükellefin ihraç kaydıyla ihracatçıya teslim ettiği 10.000 adet gömleğin, bizzat imalatçısı olduğu 6.000 adedi için tecil – terkin işlemi uygulanır, kalan 4.000 adet gömlek için bu uygulamadan yararlanılamaz.

Bu durumda, ihracatçıya satış yapan imalatçılar, bizzat ürettikleri mallar ile piyasadan hazır olarak satın aldıkları malları, düzenleyecekleri faturada ayrı gösterebilecekleri gibi, bu mallar için ayrı fatura da düzenleyebilirler.

İmalatçı belgesinde yer alan üretim kapasitesine göre imal edilebilecek mallar ile bu kapsamda fason olarak imal ettirilen mallar için tecil-terkin uygulamasından yararlanılabilir. Dolayısıyla, imalatçı belgesindeki üretim konusu malların tamamının fason olarak imal ettirilmesi, ihraç kaydıyla teslime engel değildir. Fason hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının devralınmaksızın ücreti karşılığı belirli işlemlere tabi tutularak/işlemlerden geçirilerek, tasarruf veya mülkiyet hakkı sahibine iade edilmesidir.

İmalatçı kapsamına girmeyen mükellefler, tecil-terkin uygulamasından yararlanamaz. Ancak, diğer şartları taşımakla beraber, sadece imalatçı belgesine sahip olmayan mükelleflerden, ilgili Kuruma başvuran ve bu Kurumdan söz konusu belgenin verileceğine ilişkin olumlu görüş alanlar da bu belgelerin verilmesi beklenilmeden tecil-terkin uygulamasından yararlanırlar.

İlgili Kurumdan olumlu görüş alan mükelleflerin, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki dönemlerde (ilgili kuruma başvuru tarihinden sonraki) diğer tüm şartları taşıdığının ilgili vergi dairesince tespit edilmesi kaydıyla, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki söz konusu teslimlerinde de tecil-terkin uygulamasından yararlandırılmaları mümkündür.

8.4. Uygulama Kapsamına Giren Mallar

Tecil-terkin işlemleri imalatçıların ihraç kaydıyla satışını yaptıkları mal teslimlerine uygulanır. Satıcının ihraç kaydıyla satışını yaptığı malın, ihraç edilen nihai mamul olması gerekir. Bu şartı taşımayan teslimlerde tecil-terkin işlemi uygulanmaz.

Örnek: (A) A.Ş. iplik imalatçısı bir firmadan pamuk ipliği almaktadır. (A) Şirketi, almış olduğu iplikleri kumaş haline getirip ihraç etmiştir.

(A) A.Ş. ye pamuk ipliği satan iplik imalatçısı firma, tüm şartları taşımasına rağmen, iplik teslimi ile ilgili olarak KDV Kanununun (11/1-c) maddesinde düzenlenen tecil-terkin uygulamasından yararlanamaz. Zira ihraç edilen nihai mamul, pamuk ipliği olmayıp, bu ipliklerden üretilen kumaştır.

İhraç kaydıyla teslimi yapılan malın, ihracat faturası ve gümrük beyannamesinde yer alan malla aynı olması gerekir. Aynı olmasına rağmen fatura ve/veya gümrük beyannamesinde farklı belirtilmesi halinde, ihraç kaydıyla teslim edilen mal ile ihraç edilen malın aynı olduğunun, bu konuya münhasır vergi inceleme raporu veya YMM raporu ile tespiti istenir.

İhracatçı, ihraç kaydıyla aldığı malı imalatçının teslim ettiği şekilde ihraç etmelidir. İhraç kaydıyla teslim edilen malın eklentisi veya ayrılmaz parçası niteliğindeki mallar ile ihraç malı için ambalaj maddesi veya malzemesi olarak kullanılan malların 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında teslimi mümkündür. Ancak, bu malların tesliminde tecil-terkin uygulanabilmesi için, asıl malın 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında tecil-terkin uygulanarak satın alınması ve yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen faturada ve gümrük beyannamesinde asıl malla birlikte bu nitelikteki malların da yer alması gerekir.

Örnek 1: İhracatçı (A)’nın yurtdışındaki müşterisinin siparişi üzerine, (B) fabrikasından ihraç kaydıyla teslim aldığı şasi kamyona, (C) fabrikası tarafından da ihraç kaydıyla teslim edilen kasa monte edilmiştir.

İhracatçı (A)’nın yurtdışındaki müşterisi adına düzenlediği faturada şasi kamyon ile kasanın ayrı ayrı gösterilmesi ve bu malların gümrük beyannamesinde belirtilen şekilde ve imalatçıların ad ve unvanıyla yer alması halinde, söz konusu malların Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında işlem görmesi mümkündür.

Örnek 2: (A) A.Ş. imalatçı firmadan satın aldığı gömlekleri, kendisi ambalajlayarak ihraç etmektedir. Ancak ambalaj maddelerini, bir başka imalatçı firmadan satın almaktadır.

Bu örnekte yer alan gömleklerin teslimlerinde hesaplanan KDV için tecil-terkin uygulaması kapsamında işlem yapılır. Ayrıca ambalaj maddelerini imal edip (A) A.Ş. ne satan firma da bu işlem ile ilgili olarak tecil-terkin uygulamasından yararlanır. Çünkü ambalaj maddesi, ihracatçı firmanın ihraç ettiği malın (gömleğin) eklenti ve ayrılmaz parçası niteliğindedir.

Örnek 3: Asıl üretim konusu porselen yemek takımı üretimi olan (A) Porselen İmalat A.Ş., üretimini yaptığı porselen takımları iç ve dış piyasalara satmaktadır. Üretimini yaptığı porselen takımların kırılmasını önlemek için, bunları (B) Ambalaj Ltd. Şti. den temin ettiği özel paletlerle ambalajlayarak ihraç etmekte ve söz konusu ambalaj bedellerini ihracat faturasında ayrıca göstererek yurtdışındaki müşteriye yansıtmaktadır.

(A)’nın, mamullerin ambalajlanmasında kullandığı özel paletleri, ihracata konu mamulün ihraç kaydıyla satın alınmaması nedeniyle, (B)’den ihraç kaydıyla satın alması mümkün değildir.

İhraç edilecek asıl malın istisna kapsamında satın alınması halinde, ambalaj maddeleri ve malzemeleri de dahil olmak üzere bu malın eklentisi veya ayrılmaz parçası niteliğindeki malların alımında, 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında işlem yapılabilir.

Örnek: (A) Sektörel Dış Ticaret Şirketi ihracatını yaptığı taze sebze ve meyveyi Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden, ambalaj maddelerini ise KDV mükelleflerinden satın almaktadır.

İhracata konu asıl mal olan sebze ve meyvenin teslimi 3065 sayılı Kanunun (17/4-b) maddesine göre vergiden müstesnadır ve bu teslimde tecil- terkin hükümlerinin uygulanması söz konusu değildir. Ancak bu husus ihraç edeceği malların ambalajlanmasında kullanacağı ambalaj maddelerinin Şirkete tesliminde tecil-terkin uygulanmasına engel değildir.

8.5. Tecil Edilecek Verginin Hesabı ve Terkini

Tecil edilecek vergi miktarı, mükellefin ihraç kaydıyla teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi tutarından fazla olamaz. Ancak mükellefin ödenmesi gereken vergi tutarı, ihraç kaydıyla teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi tutarından az ise bu tutar esas alınır. İhraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV tutarından tecil edilemeyen bir kısım varsa, bu kısım imalatçı mükellefe iade edilir.

Örnek 1: Otomobil lastiği imalatçısı (A), Temmuz/2012 döneminde bir kamu kuruluşuna 5.000 TL, ihracatçı bir firmaya da ihraç kaydıyla 7.000 TL tutarında otomobil lastiği teslim etmiştir. (A) nın bu döneme ait toplam KDV indirimi 1.700 TL’dir.

(A) nın ilgili dönem beyannamesi ile tecil işlemlerine ilişkin hesaplamalar aşağıdaki şekilde yapılır:

Hesaplanan KDV [(5.000 + 7.000) x % 18] 2.160 Toplam Vergi İndirimi -1.700 Fark (Ödenmesi Gereken KDV) 460 Tecil Edilebilir KDV (7.000 x %18) 1.260 Tecil Edilecek KDV 460 İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek KDV 800 Ödenmesi Gereken KDV 0

Örnek 2: İmalatçı (A), Ekim/2012 ayında toptancılara 8.000 TL tutarında, ihracatçı firmaya ise ihraç kaydıyla 2.000 TL tutarında gömlek teslim etmiştir. Ekim ayında yüklendiği KDV toplamı 600 TL’dir. İmalatçının önceki dönemlerden devreden indirilebilir KDV’si yoktur.

Hesaplanan KDV [(8.000 + 2.000.) x (% 8)] 800

Toplam Vergi İndirimi 600

Fark (Ödenmesi Gereken KDV) 200

Tecil Edilebilir KDV (2.000 x %8) 160

Tecil Edilecek KDV 160

Ödenmesi Gereken KDV 40

Bu mükellef Ekim/2012 ayına ait olmak üzere vergi dairesine 40 TL KDV ödeyecektir. 160

TL KDV ise ihracatın tamamlanmasından sonra terkin edilmek üzere tecil edilir.

Örnek 3: İmalatçı (B), Şubat/2012 ayında müteahhit (C) ye 500 TL, ihracatçı firmaya ise ihraç kaydıyla 2.000 TL tutarında mobilya teslim etmiştir. İmalatçının bir önceki dönemden devreden KDV tutarı 150 TL, Şubat/2012 dönemindeki alış ve giderleri nedeniyle yüklendiği KDV ise 450 TL’dir.

İmalatçı mükellefin, Şubat/2012 ayı beyannamesinin düzenlenmesi ve tecil işlemlerine ilişkin hesaplamalar aşağıdaki şekilde yapılır:

Hesaplanan KDV [(500 + 2.000) x (%18)] 450

Toplam Vergi İndirimi (450 + 150) 600

Sonraki Döneme Devreden KDV 150

Tecil Edilebilir KDV (2.000 x %18) 360

Tecil Edilecek KDV 0

İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek KDV 360

İhraç kaydıyla mal teslimlerine ait beyan edilen ve tecil edilen KDV, ihracata konu malın süresi içinde ihraç edildiğinin tevsik edilmesi kaydıyla terkin edilir.

Terkin işleminin yapılabilmesi için, ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğini gösteren gümrük beyannamesi veya listesinin ihraç kaydıyla satış faturaları ile birlikte vergi dairesine ibraz edilmesi gerekir.

Gümrük beyannamesi üzerinde imalatçı firma bilgilerine ilişkin kayıt bulunmaması halinde, imalatçılar ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan bir yazı alarak gümrük beyannamesi veya listesine eklerler. Bu yazıda;

– İhracata ilişkin gümrük beyannamesinin tarihi ve sayısı,

– Belgeyi talep eden imalatçının; adı-soyadı veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

– İhraç kayıtlı teslim edilen mala ilişkin fatura tarihi, numarası, malın cinsi, miktarı, bedeli, KDV oranı ve hesaplanan KDV tutarı,

gösterilir.

İmalatçılara ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine ilişkin yazı veren ihracatçılar, bir ay içerisinde bu yazıyı verdikleri imalatçılara ait bir listeyi (Bu listede en az, yazı verilen imalatçıların adı-soyadı, unvanı, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası ile adres bilgilerine yer verilir.), izleyen ayın 15 inci günü akşamına kadar kendilerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerine verirler.

Vergi daireleri, imalatçı tarafından verilen gümrük beyannamesi listesi ve ihracatçının yazısına istinaden terkin işlemini yapar.

Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan ihracatta, istisna izin belgeli satıcılara ihraç kaydıyla teslim edilen mallar nedeniyle hesaplanan ve tecil edilen verginin terkini için, gümrük beyannamesi yerine gümrükte tasdik edilen özel faturanın aslı veya noter, ilgili gümrük idaresi ya da YMM tarafından onaylanmış örneği ibraz edilir.

Serbest bölgeye “Serbest Bölge İşlem Formu” ile yapılan ihracatta, ihraç kaydıyla teslim edilen mallar nedeniyle hesaplanan ve tecil edilen verginin terkini için, gümrük beyannamesi yerine “Serbest Bölge İşlem Formu”nun aslı veya onaylı bir örneği ibraz edilebilir.

8.6. İhracat İçin Ek Süre Verilmesi

İhraç kaydıyla teslim aldıkları malları yasal süresi içinde mücbir sebepler veya beklenmedik durumlara bağlı olarak ihraç edemeyen ihracatçıların ek süre talepleri ilgili vergi dairesi başkanlıkları ve defterdarlıklar tarafından değerlendirilir.

Buna göre, 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi uyarınca ihraç kaydıyla teslim edilen bir malın (teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üçüncü ayın sonuna kadar) ihracatının gerçekleşmemesi halinde, ek süre ihracatçılar tarafından en geç üç aylık sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde ilgili vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlığa verilecek bir dilekçe ile istenir. Bu süreden sonra yapılan veya ihracatçısı tarafından yapılmayan ek süre taleplerinin değerlendirilmesi ve kabulü söz konusu değildir.

İhracatçı ek süre talebine ilişkin dilekçede mücbir sebep veya beklenmedik durumu belirterek, bu dilekçeye yalnızca ihraç kaydıyla teslime ait faturanın bir örneğini ekler. Vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından mükelleflerden ek süre talebine dayanak olay veya durumun tevsikine yönelik herhangi bir belge talep edilmez.

Vergi dairesi başkanlıkları ile defterdarlıklar kendilerine yapılan ek süre taleplerini, öncelikle talebin zamanında ve ilgili ihracatçı mükellef tarafından yapılıp yapılmadığı bakımından inceler.

Ek süre verilmesinde mücbir sebebin varlığı 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi hükmü esas alınarak belirlenir. İhracatın kanuni süresinde gerçekleşmesine engel teşkil eden ve mücbir sebep kabul edilmeyen haller ise beklenmedik durum sayılır.

Bu çerçevede; ihracatın yapılacağı ülkedeki savaş hali/siyasal karışıklıklar, ekonomik belirsizlik ve durgunluk, yurt dışındaki alıcının sipariş ertelemesi/iptal etmesi, teslim programındaki değişiklikler, bedelin transferinde karşılaşılan aksaklık veya gecikmeler, akreditif süresinin dolması, ihraç edilecek malın tüketim mevsiminin geçmesi, uygun depolama koşullarına sahip olunmaması, ithalatçı ülke ile yaşanan siyasi veya ekonomik sorunlar, ihraç malının taşınmasında karşılaşılan sorunlar (gemilerin yükleme limanlarına gecikmeli yanaşması, taşıma aracı veya konteyner bulunamaması), milli tatiller, iklim koşulları, gümrüklerde yaşanan sorunlar (gümrüklerdeki araç yoğunluğu, gümrüklerde grev-iş yavaşlatma), resmi makamlardan ihracat için izin alınamaması gibi haller beklenmedik durumlar kapsamında değerlendirilir. Vergi dairesi başkanlıkları veya defterdarlıklar mücbir sebep veya beklenmedik durum sayılıp sayılamayacağı konusunda tereddüt ettikleri hususlar hakkında Gelir İdaresi Başkanlığından görüş isteyebilir.

3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde öngörülen ek süre üç ay ile sınırlıdır. Bu nedenle üç aydan az ek süre isteyen ve bu talebi kabul edilen mükellefler hariç olmak üzere, üç aylık ek süre içinde ihracatın gerçekleştirilememesi halinde ikinci bir ek sürenin verilmesine Kanunen imkan yoktur. Üç aydan az ek süre isteyen mükelleflerin ise sonradan üç aya kadar olan dönem için ilave süre istemeleri mümkündür.

8.7. İhracatın Gerçekleşmemesi Hali

İhracatçıların ihraç kaydıyla aldıkları malları hiç ihraç edememeleri ya da süresinden sonra ihraç etmeleri durumunda, ihraç kaydıyla yapılan teslim mahiyet itibarıyla yurtiçi mal teslimine dönüşür.

Bu durumda, ihraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan ve tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte imalatçıdan tahsil olunur.

Ancak, ihraç kaydıyla teslim edilen malların 213 sayılı Kanunda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilememesi halinde tecil edilen vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil olunur.

İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihracatının gerçekleşmemesi üzerine imalatçının ödediği vergi için ihracatçıya rücu etmesi halinde, ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ilişkin hesaplanan KDV, ihracatçı açısından ihracatın gerçekleşmesi gereken sürenin (ek süre verilmişse bu süre) sonu itibarıyla indirilebilir hale gelmektedir. Bu kapsamda, ihracatçının süresinde ihraç edemediği mallara yönelik olarak imalatçıya ödediği KDV’yi en erken ihraç süresinin (ek süre verilmişse bu süre) sona erdiği tarihi takip eden günün dahil olduğu dönem içinde ve nihai olarak o dönemi kapsayan takvim yılını takip eden takvim yılı17 içerisinde indirim konusu yapması mümkündür.

Malların ihraç edilmesi durumunda ise indirim hesaplarına alınan bu tutarlar, ihracattan kaynaklanan KDV iade taleplerinde iade hesabına dâhil edilebilir.

Örnek: İmalatçı (A) firması tarafından Eylül 2018 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (B) firmasına teslim edilen malların ihracatı, (B) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun nedeniyle 31/12/2018 tarihine kadar gerçekleşmemiştir.

Yaşanan bu gelişme üzerine imalatçı (A) firması 15/1/2019 tarihinde vergi dairesine Eylül 2018 döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. İmalatçı (A) vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (B) firmasına rücu etmiş, (B) firması da KDV ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini Ocak 2019 döneminde imalatçıya ödemiştir.

Bu durumda (B) firması, imalatçıya ödediği KDV’yi Ocak 2019 dönemi veya 2020 takvim yılı sonuna kadar indirim konusu yapabilir.

(B) firmasının daha sonra yurtdışı bağlantılarını yeniden kurup KDV’sini ödediği bu malları ihraç etmesi durumunda da ödenen KDV’nin indirim yoluyla telafi edilememesi halinde iadesi mümkündür.18

İhraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçının, imalatçı vasfını taşımadığının anlaşılması durumunda, ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ilişkin olarak hesaplanan vergi ihracatçı tarafından ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı takvim yılını takip eden takvim yılı19 aşılmamak kaydıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirilebilir.

Örnek: (B) firması tarafından Eylül 2018 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (Z) firmasına teslim edilen malların ihracatı, (Z) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun nedeniyle 31/12/2018 tarihine kadar gerçekleşmemiştir.

Yaşanan bu gelişme üzerine (B) firması 15/1/2019 tarihinde vergi dairesine Eylül 2018 döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. Ödeme sırasında vergi dairesinin yaptığı sorgulamada (B) firmasının imalatçı vasfını taşımadığı ortaya çıkmıştır.

Sonrasında (B) firması vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (Z) firmasına rücu etmiş, (Z) firması da KDV ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini Ocak 2019 döneminde imalatçıya ödemiştir.

Bu durumda, yurtiçi teslim niteliğindeki işlemle ilgili (Z) firmasının, (B) firmasına ödediği KDV’yi en geç 2019 takvim yılı içerisinde indirim konusu yapması gerekmektedir.20

8.8. İmalatçı Lehine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik

İhracatçıların yurtdışına teslim ettiği mal karşılığında aldıkları vergi iadesi, kur farkı ve kaynak kullanımı destekleme primleri üzerinden KDV hesaplanması söz konusu değildir.

İhracatçılar tarafından, ihraç kaydıyla mal aldıkları imalatçılara, malın satın alındığı dönemden ve ihracattan sonra reklamasyon, vergi iadesi, kur farkı, kaynak kullanımı destekleme primi, faiz vb. unsurların kısmen veya tamamen aktarılması 3065 sayılı Kanunun 20 nci maddesine göre ihraç kaydıyla teslim bedeline dahildir.

İhraç kaydıyla teslimlerde, teslim tarihinden sonra ortaya çıkan ve ihracatçılar tarafından imalatçılara yapılan ödemelerde, imalatçı tarafından ihracatçı adına ödeme tutarı üzerinden bir fatura düzenlenir ve bu faturada; ödemenin mahiyeti ayrı ayrı belirtilir, malın tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanır, bu KDV tutarının tahsil edilmediğine dair bir açıklama yazılır, ödemenin kaynağı olan ilk ihraç kaydıyla teslim faturasına ve ihracata ilişkin gümrük beyannamesine tarih ve numara belirtilmek suretiyle atıfta bulunulur.

İmalatçı, faturada gösterdiği KDV’yi, fatura tarihini içine alan döneme ait KDV beyannamesinde hem hesaplanan hem de indirilecek KDV olarak beyan eder. Hesaplanan KDV’nin beyanında, “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler” tablosunda malın tabi olduğu orana ilişkin satır kullanılır. İndirim beyanında ise “İndirimler” tablosunun “Bu Döneme Ait İndirilecek KDV” satırı kullanılır. İhracatçı ise ihraç kaydıyla teslimde olduğu gibi, bu faturada belirtilen ancak imalatçıya ödenmeyen KDV’yi indirim konusu yapamayacağından KDV beyannamesine dahil etmez.

8.9. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik

3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde, ihracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisinin, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.21

İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; “3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir.

İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir.22 Ancak, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmaz.23

İhraç edilen mallar için yurtdışındaki firmalar tarafından sunulan yurtdışında ifa edilen ve yurtdışında yararlanılan mümessillik, pazarlama, reklâm vb. hizmetler verginin konusuna girmez.

Bu nedenle, KDV’nin konusuna girmeyen hizmetler karşılığında ödenen bedellerin ihracatçı tarafından imalatçılara aynen aktarılmasında da KDV hesaplanmaz.

8.10. Bedelsiz İhracatta Tecil-Terkin Uygulaması

Bedelsiz olarak yurtdışına gönderilen malların 3065 sayılı Kanunun (12/1) inci maddesindeki şartlar çerçevesinde gümrük beyannamesi ve ilgili makamlardan (Ekonomi Bakanlığı, Gümrük İdaresi, İhracatçı Birlikleri gibi) alınan izin yazısı ile tevsiki şartıyla ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. Bu malların imalatçıları tarafından ihracatçılara tesliminde 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında tecil-terkin uygulanabilir.

8.11. İhraç Kaydıyla Teslim Edilerek İhraç Edilen Malların Geri Gelmesi

3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kaydıyla teslim edilen ve ihracatı gerçekleştirilen malların Gümrük Kanununun 168, 169 ve 170 inci maddelerinde belirtildiği şekilde geri gelmesi halinde, ithalat istisnasından faydalanılabilmesi için, ihracatçıya düzenlenen faturada hesaplandığı halde tahsil edilmeyen KDV’nin ihracatçı tarafından ilgili gümrük idaresine ödenmesi gerekir.

İhraç edilip geri gelen mallar ile ilgili KDV, 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi gereğince, ihracatçı tarafından imalatçıya ödenmeyip, tecil ve terkin edilmişse ihracat istisnasından faydalanılan miktar, imalatçı satış bedeline göre hesaplanıp ihracatçı tarafından ödenmeyen tutar olur.

Bu durumda, 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi uyarınca fatura üzerinde hesaplandığı halde ihracatçı tarafından ödenmeyen KDV tutarının, ilgili gümrük idaresine ödendiğinin ihraç kaydıyla mal teslim eden tarafından tevsiki şartıyla, gecikme zammı aranmaksızın bahse konu madde kapsamında terkin veya iade işlemleri yerine getirilir.

İhracatçı tarafından ilgili gümrük idaresine ödenen KDV tutarları, ilgili dönem beyannamesinde indirim konusu yapılabilir.

Geri gelen malların ihracatçılar tarafından imalatçılarına, tedarikçilerine ya da yurtiçindeki üçüncü şahıslara teslimi, genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir.

8.12. İhraç Kaydıyla Teslimin Beyanı

İhraç kaydıyla teslimin beyanı için teslimin yapıldığı dönem 1 No.lu KDV Beyannamesinde şu kayıtlar yer alır.

“Matrah” kulakçığına yapılan kayıt sonucu “Ödenecek KDV” çıkmaması halinde, ihraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı “İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV” satırında yer alır.

Tahsil edilmediği halde beyan edilen bu verginin tecil-terkin ve/veya iade yoluyla telafi edilmesi ise “İhraç Kaydıyla Teslimler” kulakçığının “İhraç Kaydıyla Teslimlere İlişkin Bildirim” tablosuna yapılacak kayıtlar ile “İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV” tutarı ve/veya “Sonuç Hesapları” kulakçığının “Tecil Edilecek KDV” satırında yer alacak verilere dayanılarak sağlanır.

Genel orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimi, beyannamede “Matrah” kulakçığının “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler” tablosunda (%18) oranını gösteren satır seçilerek beyan edilir.

Aynı beyannamenin “İhraç Kaydıyla Teslimlere İlişkin Bildirim” tablosunun “İşlem Türü” listesinden “701” kod numaralı satır seçilir ve satırın “Teslim Bedeli” sütununa KDV hariç teslim bedeli girilip (% 18) oranı seçilir. İşleme ait KDV, beyanname programı tarafından hesaplanır ve aynı tutar, “Yüklenilen KDV” sütununa da aktarılır. Bu nedenle genel orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimlerinde söz konusu tablonun “Yüklenilen KDV” sütununa mükelleflerce giriş yapılmaz.

İndirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimi ise beyannamede “Matrah” kulakçığının “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler” tablosunda (% 1) veya (% 8) oranını gösteren satır seçilerek beyan edilir.

Aynı beyannamenin “İhraç Kaydıyla Teslimlere İlişkin Bildirim” tablosuna, “İşlem Türü” listesinden “701” kod numaralı satır seçilir ve satırın “Teslim Bedeli” sütununa KDV hariç teslim bedeli girilip vergi oranı seçildikten sonra “Hesaplanan KDV” sütunu, beyanname programı tarafından hesaplanır. “Yüklenilen KDV” sütunu ise mükellef tarafından doldurulur. Bu sütuna mükellef tarafından hesaplanacak olan ihraç kaydıyla teslimin bünyesine giren vergi tutarı yazılır.

(24)

İhracatın gerçekleştiği dönemde tecil edilen KDV terkin edilir, tecil edilemeyen KDV için ise mükellefin iade hakkı doğar.

İhraç kaydıyla teslimlerde tecil edilemeyen KDV, ihracatın gerçekleştiği dönemde iade konusu yapılabilir. İhracatın kısmen gerçekleşmesi halinde, gerçekleşen kısma isabet eden tutarın iadesi talep edilebilir.

İadenin yapılabilmesi için ihracatın gerçekleşmesi ve Tebliğin (II/A-8.13) bölümünde bu uygulama ile ilgili olarak belirtilen belgelerin vergi dairesine ibraz edilmesi yeterlidir.

İhracatın gerçekleştiği dönem beyannamesinin herhangi bir satırına bu şekilde hesaplanacak iade tutarı yazılmaz.

Ayrıca, tecil-terkin uygulayarak satış yapabilme şartlarının sağlandığına ilişkin belgeler de (sanayi sicil belgesi, üretici belgesi) bir defaya mahsus olmak üzere vergi dairesine verilir.

Bu durumda, iade işlemi aşağıdaki şekilde gerçekleştirilir:

– Mükellefler, ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların kısmen veya tamamen ihraç edilmesi halinde, standart iade talep dilekçesi ve gerekli belgelerle vergi dairesine başvurarak ihracatı gerçekleşen kısma isabet eden tutarın iadesini talep edebilir.

– Vergi dairesi beyanname verilmesini beklemeden talebi değerlendirerek genel hükümler çerçevesinde talebi sonuçlandırır. Red ve iade, ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı dönem beyannamesine (Beyannamenin “İhraç Kaydıyla Teslimler” kulakçığında “İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV” satırına) dayandırılır.

– Mükellef bu iade tutarını daha sonra hiçbir beyannamede herhangi bir satırda göstermez. İhraç kaydıyla teslimin yapıldığı dönem beyannamesinin “İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV” satırında bir tutar bulunması ve iade başvurusunun gerekli belgelerle birlikte usulüne uygun olarak yapılması, iade talebinin yerine getirilmesi için yeterlidir. İade, beyanname dışında gerçekleştirileceğinden, ihracatın gerçekleştiği tarihten sonra ortaya çıkacak bu iade talebine ait tutarın herhangi bir beyannameye dahil edilmesi25, mükerrer iadeye ve dolayısıyla cezalı tarhiyatlara yol açabilir.

Ancak, indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla tesliminde, teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergi kısmen ya da tamamen tecil edilemezse, genel orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimlerinde olduğu gibi, tecil edilemeyen tutar beyanname programı tarafından “İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV Hesabı” satırında gösterilir. Bu tutarın iadesi ihracat gerçekleştiğinde yukarıda anlatıldığı şekilde vergi dairesinden talep edilir. Söz konusu işlemlere ilişkin (Yüklenilen KDV-Hesaplanan KDV) farkı ise yine program tarafından “Teslimin Yapıldığı Dönemde İade Edilecek Yüklenilen Vergi Farkı” satırında gösterilir. Bu tutarın iadesine ilişkin talepler, 3065 sayılı Kanunun (29/2) nci maddesi kapsamında değerlendirilir.

Bu tutar, ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı dönem KDV beyannamesinde “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunda 405 kod numaralı işlem türü satırı kullanılarak yılı içinde mahsuben iade konusu yapılabilir. Bu tutarın izleyen yıl içinde nakden veya mahsuben iadesinin istenmesi halinde, iade talebinde bulunulan dönem KDV beyannamesinin “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosunda 439 kod numaralı işlem türü satırına kayıt yapılmalıdır. İade Tebliğin (III/B-3) bölümdeki açıklamalara göre gerçekleştirilir.

Yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde beyan edilen ihraç kaydıyla teslimlerden kaynaklanan iade tutarları (yüklenilen vergi farkına ilişkin tutar hariç), bu Tebliğin (IV/A) bölümünde belirtilen usul çerçevesinde mükelleflere iade edilir.

Mükellefler ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadeleri için ihracatın gerçekleştiği dönemde standart iade talep dilekçesi ve gerekli belgelerle birlikte vergi dairesine başvurur, yapılacak değerlendirmeden sonra iade talepleri bu dönem beyannamesi dışında gerçekleştirilir.

Örnek: İmalatçı (A) 25 Şubat 2013 tarihinde 100.000 TL tutarında ihraç kaydıyla teslim yapmış, bu teslim 24 Mart 2013 tarihine kadar verilmesi gereken beyannameye dahil edilmiş, beyannamedeki diğer bilgilere göre,

-Tecil Edilebilir KDV: 18.000 TL

-Tecil Edilecek KDV : 6.000 TL

-İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV: 12.000 TL olarak hesaplanmıştır.

Söz konusu malın 25.000 TL tutarındaki kısmı 14 Mart 2013 tarihinde ihraç edilmiş ise tecil edilen 1.500 TL terkin edilir, iade talep dilekçesi ve gerekli belgelerle birlikte vergi dairesine başvurulmak suretiyle ihracatı gerçekleşen kısma isabet eden 3.000 TL’nin iadesi talep edilir.

İhraç kaydıyla teslim edilen malın geri kalan 75.000 TL tutarındaki kısmının 4 Nisan 2013 tarihinde ihraç edilmesi halinde bu kısma isabet eden tecil edilen 4500 TL’nin terkini ve 9.000 TL’nin iadesi de yukarıda açıklandığı şekilde yapılır.

8.13. İade

İhraç kaydıyla teslimlerden kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır.

– Standart iade talep dilekçesi

– İlgili meslek odasına üyelik belgesinin26 onaylı örneği (Belgede değişiklik olmadığı sürece bir defa verilmesi yeterlidir.)

– İmalatçı belgesi (Belgede değişiklik olmadığı sürece bir defa verilmesi yeterlidir.).

– İhraç kaydıyla teslim faturaları veya listesi

– Gümrük beyannamesi çıktısı veya listesi (serbest bölge işlem formu veya özel fatura örneği)

– Gümrük beyannamesi üzerinde imalatçı firma bilgisine ilişkin kayıt bulunmaması halinde, ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan alınan onaylı yazı27, (Bu yazıda; ihracata ilişkin gümrük beyannamesinin tarihi ve sayısının, belgeyi talep eden imalatçının adı, soyadı veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası, ihraç kayıtlı teslim edilen mala ilişkin fatura veya benzeri belgenin tarihi, numarası, malın cinsi, miktarı, bedeli, KDV oranı ve hesaplanan KDV tutarının gösterilmesi gerekmektedir.)

– İhraç kayıtlı teslimin yapıldığı döneme ait indirilecek KDV listesi

8.13.1. Mahsuben İade

Mükelleflerin ihraç kaydıyla teslimlerinden kaynaklanan mahsuben iade talepleri, yukarıdaki belgelerin ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir.

8.13.2. Nakden İade

Mükelleflerin ihraç kaydıyla teslimlerinden kaynaklanan ve 5.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 5.000 TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.


Kaynak: KDVK GUT,
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sanayi-sicil-belgesi-ve-kapasite-raporu-olmadan-ihrac-kayitli-satis-yapilabilir-mi/feed/ 0
Hammadde alıp fason üretim yapıp ihracat yaparsak KDV iadesi alınabilir mi? https://www.muhasebenews.com/hammadde-alip-fason-uretim-yapip-ihracat-yaparsak-kdv-iadesi-alinabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/hammadde-alip-fason-uretim-yapip-ihracat-yaparsak-kdv-iadesi-alinabilir-mi/#respond Wed, 28 Sep 2022 00:14:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132222 Çalışmakta olduğum firma bir ihracat firması, fakat alternatif olarak hammadde alıp fason olarak ürettirip ihracatını yapmak istiyor. Bu şekilde bir işlemde alınan hammaddeler ile ilgili vergi iade talebinde bulunulabilir mi?

KDV iadesi alınabilir.


İhracat Mal 

KDV Genel Uygulama Tebliği

A.İHRACAT İSTİSNASI

1.1Mal İhracı 

1.1. Gümrük Beyannameli Mal İhracı 

1.1.1. İstisnanın Kapsamı ve Beyan

3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesine göre, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler KDV’den istisnadır. Aynı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki iki şartın gerçekleşmesi gerekir:

a) Teslim, yurtdışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya veya 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir

3065 sayılı Kanunun (12/2) nci maddesine göre yurtdışındaki müşteri, ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurtdışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan firmanın yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleridir.

Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunan firmaların yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlar Türkiye’de mukim firmaların yurtdışında kendi adına müstakil olarak faaliyet gösteren şubeleri kapsamındadır. Dolayısıyla, KDV mükelleflerinin yurtdışında iş yapmak için açmış oldukları şube, büro, temsilcilik, acentelik ve benzeri kuruluşlarında kullanmak veya satmak üzere yurtdışına çıkaracakları mallarla ilgili teslimler de kesin ihracat olması koşuluyla ihracat teslimi niteliğindedir. 

Serbest bölgedeki alıcı kavramı, ilgili mevzuatları çerçevesinde söz konusu bölgelerde faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişi alıcıları ifade eder.

Serbest bölgedeki alıcı kavramı, ilgili mevzuatları çerçevesinde söz konusu bölgelerde faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişi alıcıları ifade eder.

İhracat teslimine ait fatura ve benzeri belgelerin yukarıda belirtilen yurtdışındaki müşteri veya serbest bölgedeki alıcı adına düzenlenmesi gerekir.

b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya

bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara

veya bunların depolarına veya yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır.

3065 sayılı Kanundaki istisna uygulamasında ihracat, esas itibarıyla, serbest dolaşımda bulunan bir malın dış ticaret ve gümrük mevzuatları doğrultusunda, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesi dışına çıkarılmasıdır. Dış ticaret mevzuatında ihracat olarak değerlendirilen ancak, 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ve Tebliğin

bu bölümünde belirlenen şartları taşımayan işlemlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurtdışındaki alıcı adına hareket eden yurtiçindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi ya da herhangi bir şekilde değerlendirilmesi halinde ihracat istisnasının uygulanabilmesi için malın Türkiye Cumhuriyeti

gümrük bölgesinden çıkması şarttır. Bu durumda, yurtdışındaki alıcı adına hareket eden yurtiçindeki ilgililere yapılan teslimler vergiye tabi olacak, bunların yaptığı ihracat ise istisna kapsamına girecektir.

3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca, bir serbest bölgedeki alıcıya yapılan ve serbest bölgeye vasıl olan teslimler ile gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına yapılan teslimler ihracat istisnası kapsamındadır. Gümrüksüz satış mağazaları ve depoları, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı

fıkrasındaki yetkiye istinaden 8/8/2017 tarihli ve 30148 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gümrüksüz Satış Mağazaları Yönetmeliğinde tanımlanmıştır. Gümrüksüz satış mağazalarına veya depolarına sadece ilgili gümrük mevzuatına göre buralarda satılması uygun bulunan mallar istisna kapsamında teslim edilebileceğinden, gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına istisna kapsamında teslim edilecek malların ilgili gümrük mevzuatına göre gümrüksüz satış

mağazalarında satılabilecek mal cinslerinden olup olmadığı mükelleflerce kontrol edilir.

Uluslararası taşımacılığa ilişkin olarak deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde vergiden istisnadır:

—- 

1 19 Seri No.lu Tebliğ ile bölüm değiştirilmiştir. (Yürürlük 1/6/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 6/7/2018 tarihinde)

—- 

a) Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler ihracat teslimi kapsamında KDV’den istisnadır.

b) Uluslararası taşımacılık yapan yerli gemi ve uçaklar ise “yurtiçinde bulunan bir firmanın yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesi” niteliği taşıdığından bu araçlara yapılan söz konusu teslimler ihracat istisnası kapsamına girer.

c) Yukarıda açıklanan ve istisna kapsamına giren teslimlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından yapılması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

ç) Söz konusu teslimlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilebilmesi için gümrük çıkış beyannamesi ile tevsik edilmesi gerektiği tabiidir.

Mal ihracına ilişkin istisna, ihracatın gerçekleştiği tarih olan gümrük beyannamesinin “kapanma tarihi”ni içine alan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesi ile beyan edilir.  İhracat işlemleri iç gümrüklerde yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin sınır gümrüklerince kapatıldığı tarih, ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir.

Serbest bölgelere yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin düzenlenmediği hallerde, malın serbest bölgeye giriş işlemlerinin tamamlanarak serbest bölgeye vasıl olduğu tarih ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir. Bu tarih, malların serbest bölgeye girişinin yapıldığını gösteren, serbest bölge işlem formunun ilgili idare tarafından onaylandığı tarihtir.

Gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına yapılan teslimlerde, antrepo beyannamesi düzenlenecek olup, malın gümrüksüz satış mağazasına veya deposuna konulduğunu (fiilen işleticiye teslim edildiğini/işletici tarafından fiilen teslim alındığını) gösteren antrepo giriş sayım tutanağını da ihtiva eden antrepo beyannamesinin ilgili gümrük idaresi tarafından onaylandığı tarih itibarıyla istisna kapsamındaki işlemin gerçekleştiği kabul edilir. İstisna kapsamında gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına yapılan teslimler ile ilgili faturaya, “3065 sayılı Kanunun 11 ve 12 nci maddelerine göre gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına teslim” ibaresi şerh olarak düşülür.

İhracat faturası malın yurtdışı edildiği dönemden önce düzenlenmiş olsa dahi, istisna ihracatın yapıldığı dönem KDV beyannamesi ile beyan edilir. 

Mal ihracına ilişkin beyan, ilgili dönem KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığında “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 301 kod numaralı işlem türü satırı kullanılmak suretiyle yapılır.

Bu satırın, “Teslim ve Hizmet Tutarı” sütununa ihracat tesliminin bedeli girilir. İhracat bedeli, gümrük beyannamesinin kapanma tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanmış bulunan (kapanma tarihinde Resmî Gazete’de kurlar ilan edilmemiş ise kapanma tarihinden önceki ilk Resmî Gazete’de yayınlanmış bulunan) T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden TL’ye çevrilir.

“Yüklenilen KDV” sütununa ise istisna kapsamındaki teslimin bünyesine giren, bu Tebliğin (IV/A) bölümündeki açıklamalar dikkate alınarak belirlenen KDV tutarı yazılır. 

İstisna kapsamındaki teslimin bünyesine giren verginin mahsuben veya nakden iadesinin talep edilmemesi halinde “Yüklenilen KDV” alanına “0” yazılır.

1.1.2. İstisnanın Tevsiki 

Gümrük beyannameli mal ihracatının beyanında, gümrük beyannamesi ve satış faturaları, bir dilekçe ile ihracat istisnasına ilişkin beyanname ekinde vergi dairesine verilir. Söz konusu belgelerden elektronik ortamda alınanların ayrıca beyanname ekinde ve kâğıt ortamında vergi dairesine verilmesine gerek olmayıp, dilekçe ekinde internet vergi dairesi liste alındısının vergi dairesine verilmesi yeterlidir.

İhracata ilişkin gümrük beyannamesi verilebileceği gibi, gümrük beyannamelerindeki bilgilerin yer aldığı listelerin verilmesi de mümkündür. Verilecek listenin, gümrük beyannamesinin tarihi, sayısı, ihraç edilen malın cinsi, miktarı ve tutarı, gümrük kapısının ismi, varış ülkesi, varsa imalatçının adı-soyadı veya unvanı, varsa intaç ve çıkış tarihi bilgilerini içermesi gerekir.

İhracata ilişkin yurtdışındaki alıcı adına düzenlenen faturaların fotokopileri ya da faturaların dökümünü ihtiva eden firma yetkililerince imzalı ve kaşeli bir liste ibraz edilir. 

Posta ve hızlı kargo taşımacılığı yolu ile yapılan ihracat teslimleri, kargo şirketi adına düzenlenen, malı yurtdışına gönderilen mükellefin bilgisinin yer aldığı ve gümrük müdürlüğü tarafından elektronik ortamda onaylanan elektronik ticaret gümrük beyannamesi ile tevsik edilir. 

Sınır ticareti kapsamında yapılan ihracat, gümrük beyannamesi veya listesi ile tevsik edilir. 

Bu durumda ayrıca, bir defaya mahsus olmak üzere sınır ticareti yetki belgesi de ibraz edilmelidir. 

NATO (Kuzey Atlantik Antlaşma Örgütü – North Atlantic Treaty Organization) ülkelerinde askeri teçhizat ve malzemenin transit-ithalat-ihracat işlemleri için düzenlenen Form 302 belgesinin, bu belge ile yapılan ihracat teslimlerinde gümrük beyannamesi yerine kullanılması mümkündür. 

İhracat teslimlerine ilişkin olarak düzenlenen fatura ile gümrük beyannamesi arasında uyumsuzluk olması halinde vergi dairesince ilgili gümrük müdürlüğünden bilgi talep edilir ve sonucuna göre işlem tesis edilir.

Gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına yapılan teslimlerde istisna, gümrük idaresi tarafından onaylanmış antrepo beyannamesiyle tevsik edilir.

Gümrüksüz satış mağazasına veya bunların depolarına konulan malın ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olarak usulsüz satışının yapıldığının tespiti halinde (hak sahipleri dışındakilere satış yapılması, hak sahibi olanlara belirlenen limitlerin üstünde satış yapılması, malın yersiz veya haksız olarak her türlü kullanımı gibi haller), malın gümrüksüz satış mağazasına konulması sırasında alınmayan vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar alıcı gümrüksüz satış mağazası işleticisinden aranır. Usulsüz satış yapıldığı hususu, ilgili gümrük idaresi tarafından mağaza işleticisinin bağlı olduğu vergi dairesine bildirilir.

Gümrüksüz satış mağazalarına veya depolarına ilgili mevzuata uygun olarak teslimde bulunan satıcının istisna ve iadeye ilişkin işlemleri belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilir.

Gümrüksüz satış mağazaları veya bunların depolarına, belirlenen usul ve esaslara göre istisna kapsamında işlem tesis edilmemesi gerektiği halde, istisna kapsamında mal teslim edilmesi halinde, mağaza işleticisinin doğrudan sorumlu tutulduğu haller dışında, zamanında alınmayan vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar satıcı mükelleften aranır.2

1.1.3. İhraç Edilen Malların Geri Gelmesi  

3065 sayılı Kanunun ithalat istisnasını düzenleyen (16/1-b) maddesi uyarınca, ihracat istisnasından faydalanılarak ihraç edilen ancak; Gümrük Kanununun 168, 169 ve 170 inci maddelerinde belirtildiği şekilde geri gelen eşyanın ithalat istisnasından faydalanabilmesi için, bu eşya ile ilgili olarak ihracat istisnası nedeniyle faydalanılan miktarın gümrük idaresine ödenmesi veya bu miktar kadar teminat gösterilmesi gerekir. İhraç edildikten sonra geri gelen eşya için ithalat istisnasından faydalanılmak istenmemesi halinde, genel hükümler çerçevesinde KDV ödenerek eşyanın ithali mümkündür. Bu durumda, ilk ihracat kesin ihracat olarak değerlendirilir.

___________

2- 19 Seri No.lu Tebliğ ile bölüm sonuna dört paragraf eklenmiştir. (Yürürlük 1/6/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 6/7/2018 tarihinde)

___________

İthalat istisnasının uygulanabilmesi için ilgili gümrük idareleri ihracat istisnasından yararlanılan miktarı tespit etmek amacıyla mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesinden durumu bir yazı ile sorar. Bu yazıda geri gelen eşyanın cinsi, miktarı, tutarı, ilgili bulunduğu gümrük beyannamesinin tarih ve sayısı ile diğer gerekli bilgilere de yer verilir.

KDV ödenmek suretiyle satın alınan veya işletmede imal edilen malların geri gelmesi halinde, vergi dairelerince ihracat istisnasından faydalanılan miktarın belirlenmesinde, Kanunun 11 inci maddesi ile ihracatçıya getirilen imkânlar göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde hareket edilir: 

a) Vergi dairesince yapılacak inceleme sonunda, mükellefin geri gelen mallarla ilgili olarak ihracat sırasında iade talebinde bulunmadığı tespit edilirse, bu mallarla ilgili olarak ihracat istisnasından yararlanılan bir miktarın bulunmadığı ilgili gümrük idaresine bildirilir. Bu yazıyı alan gümrük idareleri geri gelen eşya ile ilgili olarak ithalat istisnası kapsamında işlem yapar.

b) Geri gelen malların bünyesine giren vergiler için ihracatçının, bu vergileri indiremeyip nakden veya mahsuben iade olarak talep ettiğinin belirlenmesi halinde, iade henüz yapılmamışsa ihracatçının KDV iadesinden yararlanmadığı kabul edilir ve geri gelen mallar için gümrükte KDV ödenmesi istenmez. Bu durumda, ihracatçının ilgili dönem beyannamesinde “iade” olarak beyan edilen tutarın geri gelen mallara isabet eden kısmı, malların geri geldiği vergilendirme dönemi 1 No.lu KDV Beyannamesinin 103 no.lu satırına yazılarak indirilir.

c) İhraç edilen malın, bu mala ait yüklenilen KDV’nin nakden veya mahsuben iadesinden sonra geri gelmesi halinde, geri gelen mallara isabet eden iade tutarının gümrükte ödenmesinden sonra ithalat istisnası kapsamında işlem yapılır. Dolayısıyla, geri gelen malların bünyesine giren vergiler için ihracatçının, bu vergileri indiremeyip nakden veya mahsuben iade olarak aldığının belirlenmesi halinde bu iadeden; geri gelen mallara isabet eden kısım kadar ihracat istisnasından faydalanıldığı belirtilir.

ç) Vergi dairelerince, geri gelen eşyayla ilgili olarak ihracatçının ihracat istisnası nedeniyle faydalandığı miktar tespit edildikten sonra ilgili gümrük idaresine durum bildirilir.

d) Geri gelen mallara ilişkin olarak yüklenilen vergilerin indirim yolu ile giderilmiş veya iade talep edilmeksizin sonraki dönemlere devredilmiş olması hallerinde, bu vergilere ilişkin olarak bir işlem yapılmaz.

Geri gelen eşya dolayısıyla ihracatçı tarafından ilgili gümrük idaresine ödenen KDV, ilgili dönem beyannamesinde indirim konusu yapılabilir.

Gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına konulan malların satıcılara geri gönderilmesi halinde mağaza işleticisi tarafından KDV hesaplanmaz.

Gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına yapılan teslim dolayısıyla iade talep edilmemiş olması halinde, yalnızca matrahta meydana gelen değişiklik doğrultusunda defter kayıtları ile beyanların düzeltilmesi yeterlidir. Ancak, gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına istisna kapsamında yapılan teslime ait iade talebi sonuçlandırıldıktan sonra KDV iadesini ortaya çıkaran malların geri gelmesi durumunda aşağıdaki şekilde hareket edilir:

– Malların geri geldiği vergilendirme döneminde, yukarıda belirtildiği şekilde defter kaydı ve beyanname üzerinde gerekli düzeltmeyi yapan mükellefin vergi dairesine yazılı olarak müracaat edip, daha önce iadesini aldığı tutarı iade etmesi halinde bu tutar, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın mükelleften geri alınır.

– Mükellefin, malların geri geldiği dönemde düzeltme işlemini yapmaması halinde; istisna kapsamındaki işlem nedeniyle iade edilen KDV, malların geri geldiği dönemden düzeltmenin yapıldığı döneme kadar gecikme faizi uygulanarak vergi ziyaı cezası ile birlikte mükelleften aranır.3

____

3 19 Seri No.lu Tebliğ ile bölüm sonuna dört paragraf eklenmiştir. (Yürürlük 1/6/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 6/7/2018 tarihinde)

____

1.1.4. İade 

1.1.4.1. Genel Olarak

Mal ihracatından kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

– Standart iade talep dilekçesi

– Satış faturaları listesi

– Gümrük beyannamesi veya listesi (Serbest bölgeye yapılan ihracatta serbest bölge işlem

formu, posta veya kargo yoluyla gerçekleştirilen ihracatta elektronik ticaret gümrük beyannamesi,

gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına yapılan

teslimlerde, malın gümrüksüz satış mağazasına veya deposuna konulduğuna dair ilgili gümrük

idaresinin onayını da içeren antrepo beyannamesi)4

– İhracatın beyan edildiği döneme ait indirilecek KDV listesi

– Yüklenilen KDV listesi

– İadesi Talep Edilen KDV Hesaplama Tablosu

1.1.4.1.1. Mahsuben İade 

Mükelleflerin mal ihracından kaynaklanan mahsuben iade talepleri, yukarıdaki belgelerin ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir.

1.1.4.1.2. Nakden İade

Mükelleflerin mal ihracından kaynaklanan ve 10.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 10.000 TL’yi aşması halinde, aşan kısmın iadesi vergi inceleme raporu veya YMM tasdik raporuna göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde, mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.5 

1.1.4.2. İmalatçılar Tarafından Yapılan Mal İhracında İhracat Bedeline Göre İade

1.1.4.2.1. Kapsam

3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde, imalatçılar tarafından yapılan ihracat işlemlerinden kaynaklanan iadelerde, yüklenilen KDV yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yaptırma konusunda Bakanlığımıza yetki verilmiştir.

Bu çerçevede, sektör ayrımı yapılmaksızın imal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçılar, ihracat teslimlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebilirler. Bu uygulama ihtiyari olup, uygulamadan Tebliğin (II/A-8.3.) bölümünde tanımlanan imalatçılar faydalanabilir.

Bu uygulama kapsamındaki mallara ilişkin istisnanın kapsamı ve beyanı Tebliğin (II/A1.1.1.), istisnanın tevsiki Tebliğin (II/A-1.1.2.), ihraç edilen malların geri gelmesi Tebliğin (II/A1.1.3.) bölümlerinde yer alan açıklamalar doğrultusunda yürütülür.

Bununla birlikte, imalatçılar bu uygulama kapsamındaki işlemlerini, ilgili dönem KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 338 kodlu “İmalatçıların Mal İhracatları [KDVGUT-(II/A1.1.4.2.)]” satırını kullanmak suretiyle beyan ederler. Bu satırdaki “Yüklenilen KDV” sütununa, ihraç edilen mallara ilişkin yüklenilen KDV hesabı yapılmaksızın, ihracat bedelinin % 10’unuaşmamak kaydıyla iadeye konu olan KDV tutarı yazılır.

____

4 19 Seri No.lu Tebliğ ile parantez içi ibare değişmiştir.(Yürürlük 1/6/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 6/7/2018 tarihinde) 5 41 Seri No.lu Tebliğ ile bölümde yer alan “5.000 TL” ibareleri “10.000 TL” olarak değiştirilmiştir. Yürürlük:1/5/2022 den itibaren yapılacak işlemlere ilişkin iade taleplerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde.

____

Öte yandan, ihraç edilen malların geri gelmesi halinde ithalat istisnasından faydalanılabilmesi için, bu uygulama kapsamında iade edilen tutarların gümrük idaresine ödenmesi veya bu tutar kadar teminat gösterilmesi gerekir.

İmalatçılar bu bölüm kapsamında, Tebliğin (II/A-8.3.) bölümünde belirtilen imalatçı belgelerinde yer alan üretim kapasitesinde öngörülen ve imal edip ihraç ettikleri mallara ilişkin iade talep edebilirler. İmalatçı belgesinde yer alan üretim kapasitesine göre imal edilebilecek mallar ile bu kapsamda fason olarak imal ettirilen mallar için bu uygulamadan yararlanılabilir. Dolayısıyla, imalatçı belgesindeki üretim konusu malların tamamının fason olarak imal ettirilmesi, bu kapsamda iade uygulanmasına engel değildir. İmalatçılar, piyasadan hazır olarak satın alıp ihraç ettikleri mallar için bu uygulamadan yararlanamamakla birlikte, söz konusu mallar için Tebliğin (II/A1.1.4.1.) bölümü kapsamında yüklenilen KDV’nin iadesini talep edebilirler.

Aynı dönemde imalatçıların 3065 sayılı Kanunun 11/1-c veya geçici 17 nci maddeleri kapsamında ihraç kaydıyla teslimlerinin de bulunması, doğrudan ihraç ettikleri mallar bakımından bu uygulamadan yararlanmalarına engel teşkil etmez.

İmalatçıların doğrudan ihraç ettikleri malların bünyesinde yurtiçi veya yurtdışından KDV ödemeksizin temin ettiği malların bulunması halinde, ihracat bedeline ilişkin iadenin hesabında, ihracat bedelinden bu şekilde temin edilen malların bedeli düşülür. İade edilecek KDV kalan tutar dikkate alınarak belirlenir.

Bu bölüm kapsamında iade talep eden imalatçıların, aynı ihracat teslimi ile ilgili olarak iadesini alamadığı tutar için ayrıca yüklenilen KDV tutarına göre iade talep etmeleri mümkün değildir. Ancak imalatçılar, bu uygulama yerine imal ettikleri ürünlerin ihracatına ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin iadesini Tebliğin (II/A-1.1.4.1.) bölümü kapsamında talep edebilirler. Ayrıca bir dönem bu uygulamadan yararlanan mükellefler diğer dönemlerde yüklenilen KDV’nin iadesi uygulamasından faydalanabilirler.

1.1.4.2.2. İade 

İmalatçıların mal ihracatından kaynaklanan bu kapsamda yapacakları iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

 – Standart iade talep dilekçesi

– İlgili meslek odasına üyelik belgesinin onaylı örneği (Belgede değişiklik olmadığı sürece bir defa verilmesi yeterlidir.)

– İmalatçı belgesi (Belgede değişiklik olmadığı sürece bir defa verilmesi yeterlidir.)

– Satış faturaları listesi

– Gümrük beyannamesi veya listesi (Serbest bölgeye yapılan ihracatta serbest bölge işlem formu, posta veya kargo yoluyla gerçekleştirilen ihracatta elektronik ticaret gümrük beyannamesi, gümrüksüz satış mağazalarında satılmak üzere bu mağazalara veya bunların depolarına yapılan teslimlerde, malın gümrüksüz satış mağazasına veya deposuna konulduğuna dair ilgili gümrük idaresinin onayını da içeren antrepo beyannamesi)

– İhracatın beyan edildiği döneme ait indirilecek KDV listesi

– İhracatın beyan edildiği dönemden önceki son yirmi dört döneme ilişkin indirilecek KDV listesi (Aynı dönemleri kapsayan indirilecek KDV listesinin bir defa verilmesi yeterlidir. Önceki dönemlerin herhangi birisinde ödenecek KDV beyan edilmesi durumunda, ödenecek KDV beyan edilen dönemden sonraki dönemlere ilişkin indirilecek KDV listesi verilmesi yeterlidir.)

– İadesi Talep Edilen KDV Hesaplama Tablosu

1.1.4.2.2.1. Mahsuben İade 

İmalatçıların bu bölüm kapsamındaki mahsuben iade talepleri, yukarıdaki belgelerin ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir

1.1.4.2.2.2. Nakden İade

İmalatçıların bu bölüm kapsamındaki 10.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. Süresinde düzenlenmiş YMM Tam Tasdik Sözleşmesi bulunan mükellefler için bu sınır 100.000 TL olarak uygulanır. İade talebinin 10.000 TL’yi veya YMM Tam Tasdik Sözleşmesi bulunan mükellefler için 100.000 TL’yi aşması halinde, aşan kısmın iadesi vergi inceleme raporu veya YMM raporuna göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde, mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.6

_______

6 41 seri no.lu Tebliğ ile bölüm eklenmiştir. (Yürürlük:1/5/2022 tarihinden itibaren yapılacak işlemlere ilişkin iade taleplerine uygulanmak üzere 21/4/2022 tarihinde)

_______


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hammadde-alip-fason-uretim-yapip-ihracat-yaparsak-kdv-iadesi-alinabilir-mi/feed/ 0
İş yerinde yangın çıkan mükellefin vergi ve yapılandırma borçlarının ertelenme talebine ilişkin SGK özel amaçlı SMMM raporu gerekiyor mu? https://www.muhasebenews.com/is-yerinde-yangin-cikan-mukellefin-vergi-ve-yapilandirma-borclarinin-ertelenme-talebine-iliskin-sgk-ozel-amacli-smmm-raporu-gerekiyor-mu/ https://www.muhasebenews.com/is-yerinde-yangin-cikan-mukellefin-vergi-ve-yapilandirma-borclarinin-ertelenme-talebine-iliskin-sgk-ozel-amacli-smmm-raporu-gerekiyor-mu/#respond Sat, 27 Aug 2022 09:45:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130039 İşletme defteri olarak işlem gören bir mükellefimizin işyerinde yangın çıkmıştır. Borçlarının ve yapılandırmalarının ödemelerine ait erteleme talebinde bulunduk. SGK Bizden Özel amaçlı Smm raporu istediler. Bu raporun bir örneği var mıdır?

Ek: 3

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VEYA YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENEN “ÇOK ZOR DURUM” HALİNİN TESPİTİNE İLİŞKİN RAPOR

………………………….Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne
……………………………….Sosyal Güvenlik Merkezine
……………..

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesi gereği borçlarını tecil ve taksitlendirmek üzere başvuruda bulunan aşağıda adı geçen borçlunun tarafımdan tespit edilen …/…/…. tarihi itibariyle “çok zor durum” haline ilişkin bilgi ve belgelerden “Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar/Kısa Vadeli Borçlar” formülü sonucunda bulunan (……………) oranının doğruluğunu kabul eder, rapor muhteviyatının, borçlunun işyeri defter ve belgelerine uygun olmadığının anlaşılması halinde, hakkımda Türk Ceza Kanunu ve 3568 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre işlem yapılmasını kabul ve taahhüt ederim.

…./…./……..
Meslek Mensubu
Adı Soyadı- İmza-Kaşe
Ekler:1-Ruhsat Belgeleri
2-Faaliyet Belgesi
3-Hesaplamalara Esas Belgeler
Borçlunun
T.C.Kimlik No

İşyeri Sicil No
Adı Soyadı ve Ünvanı
Vergi Kimlik No
Ticaret Sicil No
İşyeri Adresi
Telefon No, Faks No, e-posta adresi

Raporun Tarihi …/…/… Sayısı………..
Ruhsatname / Faaliyet Belgesi……………………….

Mali Durumu Gösterir Değerler (Toplam)TL
Kasa Banka Kısa Vadeli Alacaklar Kısa Vadeli Borçlar RASYO

Raporu Düzenleyen Meslek Mensubunun
T.C.Kimlik No
Adı , Soyadı ve Unvan
Vergi Kimlik No
Kayıtlı olduğu Oda
İşyeri Adresi
Telefon, Faks, e-posta


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/is-yerinde-yangin-cikan-mukellefin-vergi-ve-yapilandirma-borclarinin-ertelenme-talebine-iliskin-sgk-ozel-amacli-smmm-raporu-gerekiyor-mu/feed/ 0
Çip krizi ve Kovid-19 motosiklet talebinde kuyruk oluşturdu https://www.muhasebenews.com/cip-krizi-ve-kovid-19-motosiklet-talebinde-kuyruk-olusturdu/ https://www.muhasebenews.com/cip-krizi-ve-kovid-19-motosiklet-talebinde-kuyruk-olusturdu/#respond Mon, 18 Apr 2022 00:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125827 Motosiklet Endüstrisi Derneği (MOTED) Genel Koordinatörü Remzi Öztürk, çip ve konteynır krizinin motosiklet sektörünü de ürün tedarikinde önemli ölçüde sıkıntıya soktuğunu belirterek, “Müşterilerin bayilerden motosiklet alımı için sıraya yazılma talebi yoğun şekilde devam ediyor. Bu sorun 2022 yılının tamamında devam edeceğini ancak 2023’de ortadan kalkacağını düşünmekteyiz.” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de motosiklet satışları salgının sosyal hayata etkisi ve kurye sektörünün gelişimiyle artmaya devam ediyor.

Bu yılın ilk 2 ayında toplam pazar 24 bin adetle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,3 büyüdü. Yaklaşık 500 bin adet motosiklet satışının gerçekleştiği 2020-2021 yıllarında ise pazar uzun aradan sonra ilk kez büyüme kaydetti.

Özellikle salgın döneminde gelişen e-ticaret nedeniyle kuryelerin motosiklet ihtiyacının artması ve toplu taşıma yerine bireysel araç kullanmanın tercih edilmesi, pazarın büyümesinde önemli rol oynadı. Ayrıca otomobile kıyasla vergisel ve fiyat avantajlarının olması da motosiklet sektörünü ileri taşıdı.

Ancak otomobilde olduğu gibi motosiklet sektöründe de çip krizi ve salgının etkileriyle tedarik ve bulunurluk sorunu yaşanıyor.

“MOTOSİKLET ARTIK ÖNEMLİ BİR ULAŞIM ALTERNATİFİ HALİNE GELDİ”

MOTED Genel Sekreteri Remzi Öztürk, kentleşmenin de artmasıyla motosikletin artık önemli bir ulaşım alternatifi haline geldiğini dile getirdi.

En yaygın kurye ulaşım aracının motosiklet olmasının sektörün büyümesinde rol alan en önemli etkenlerden birisi olduğunu belirten Öztürk, “Özellikle salgın döneminde ticari kullanım için kullanılan motosiklet sayısında önemli artışlar yaşandı. Özellikle B sınıfı ehliyetle de kullanılabiliyor olması ve yıllık motorlu taşıt vergi yükü olmaması sebebiyle 50cc motor hacmine sahip motosikletlerin satışlarını artırıyor. Göreceli olarak diğer motosikletlere göre ucuz ve kolay ulaşılıyor olmasının getirdiği kolaylık ile pazara yeni kullanıcıların katılması sağlandı.” ifadelerini kullandı.

“SON 2 YILDA 200 BİN KİŞİ MOTOSİKLETLE TANIŞTI”

Son 2 yılda 200 bin kişinin motosikletle tanıştığına dikkati çeken Öztürk, “Buradaki artış sadece ticari değil aynı zamanda bireysel kullanıcıların da tercih edilmesinden kaynaklanıyor. 2021 yılında yüzde 41’lik kısmını oluşturan 0-50cc motosikletler 2021 yılının da artış oranı yüzde 28 oldu. Motosiklete kullanımına ilk giriş sağlayan bu segment ileriki yıllarda aynı zamanda bir üst sınıf motosiklet satışlarını artmasını sağlıyor.” dedi.

Motosikletin insanların yaşam kalitesini zenginleştiren ve özellikle hareketlilik açısından özgürlük sunan araç olduğunu ifade eden Öztürk, “2030’da ve hatta 2050’de gelecekteki hareketlilikte motosiklet önemli rol oynayacak. Motosiklet hem eğlence hem de kentsel hareketlilik önemli bir ulaşım aracı. Tüketici tercihleri yenilikçi, uygun fiyatlı ve verimli ürünlerle geleceğini şekillendirecek.” diye konuştu.

“ÇİP KRİZİ MOTOSİKLET SEKTÖRÜNÜ DE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE SIKINTIYA SOKTU”

Remzi Öztürk, otomotiv sektöründe başta çip krizi olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı yaşanan araç bulunurluğu sıkıntısının motosiklet sektöründe de yaşandığını bildirdi.

Çip krizinin motosiklet sektörünü ürün tedarikinde önemli ölçüde sıkıntıya soktuğuna dikkati çeken Öztürk, “Sadece çip krizi değil konteyner krizi de sektörün önemli sorunlarından biri. Müşterilerin bayilerden motosiklet alımı için sıraya yazılma talebi oldukça yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu sorunun 2022 yılının tamamında devam edeceğini ancak 2023’de ortadan kalkacağını düşünmekteyiz.” dedi.

“YIL SONUNDA PAZARIN 260 BİN SATIŞLA KAPANACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ”

Yıl sonu motosiklet pazar tahminini de paylaşan Öztürk, şunları kaydetti: “2022 yılında da motosiklete talep yoğun şekilde devam etmektedir. Ürün tedarikinde yaşanan sorunlar olmasa idi 2022 yılında satışlar 400 bin adeti geçebilirdi. Mevcut koşullar göz önüne alındığında 2022 yılında pazarın 260 bin civarında bir satışla kapanacağını öngörmekteyiz. Ülke olarak avantajı iyi değerlendirirsek, coğrafi konum avantajlarımızı da göz önüne aldığımızda, sektörün son 15 yıldır sıkıştığı 100 binli rakamlardan birkaç yıl içinde kademeli olarak 300 bin adetlere taşımamız çok daha kolay olacaktır. Unutmayalım, artan motosiklet satışları yan sanayinin gelişmesini de olumlu katkılar sağlayacaktır. Yan sanayinin gelişmesi ile oluşacak istihdamdaki büyüme, ülkemizde üretim yapma fikrini de ortaya çıkaracak ve Türkiye ithal eden ülke konumundan üretici ülke konumuna geçecektir. Bu nedenle vergilerle iki katına çıkan ürün fiyatların üzerindeki vergi yükü azaltılması bu gelişimi daha da hızlandıracaktır.”

Öztürk artan motosiklet kullanımı nedeniyle kara yolunda diğer araç sürücülerinin motosiklet kullanıcılarına ve iki tekerlekli araç sürücülerinin de araç kullanırken yaya ve diğer araçlara saygılı olması gerektiğini de sözlerine ekledi.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/cip-krizi-ve-kovid-19-motosiklet-talebinde-kuyruk-olusturdu/feed/ 0
2008 Ekim öncesi sigortalı olup, 2008/Ekim sonrası SGK emeklilik talebinde bulunanların emekli maaşı hesabı nasıldır? https://www.muhasebenews.com/2008-ekim-oncesi-sigortali-olup-2008-ekim-sonrasi-sgk-emeklilik-talebinde-bulunanlarin-emekli-maasi-hesabi-nasildir/ https://www.muhasebenews.com/2008-ekim-oncesi-sigortali-olup-2008-ekim-sonrasi-sgk-emeklilik-talebinde-bulunanlarin-emekli-maasi-hesabi-nasildir/#respond Wed, 18 Jul 2018 14:00:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=31200 2008 Ekim öncesi sigortalı olup, 2008/Ekim sonrası SGK emeklilik talebinde bulunanların emekli maaşı hesabı nasıldır?

 2008/Ekim (hariç) öncesi sigortalı olup, 2008/Ekim (dahil) sonrası tahsis talebinde bulunan sigortalılar ( karma sistem)

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya iştirakçi olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık talebinde bulunanlardan, farklı sosyal güvenlik kanunlarına ya da bu Kanunda belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanlara aylık bağlanmasına esas alınacak kanun, bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanun hükümleridir. Yaşlılık aylıklarında son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği sigortalılık hali, hizmetlerin eşit olması ile malullük ve ölüm aylığında ise son sigortalılık hali esas alınacaktır.

4/1-(a) sigortalıları için

Karma sisteme göre aylıklar;

2008/Ekim (hariç) öncesi kısmi aylığın (A) hesabı
2000 yılı öncesi kısmi aylığın (A1) hesabı 2000-2008/Eylül (dahil)  arası kısmi aylığın (A2) hesabı 2008/Ekim (dahil) sonrası kısmi aylığın (B) hesabı Kısmi aylıkların birleştirilmesi olmak üzere üç aşamalı olarak belirlenecektir.

2008/Ekim (hariç)  öncesi kısmi aylığın (A) hesabı

2008/Ekim (hariç) öncesi kısmi aylığın (A) hesabı; 2000 yılı öncesi prim ödeme gün sayısına ait aylığın (A1) hesabı ile 2000-2008/Ekim (hariç) arası kısmi aylığın (A2) hesabı olmak üzere iki aşamalı olarak belirlenecektir.

 2000 yılı öncesi kısmi aylığın (A1) hesabı (506 SK GM 82/1-a)

Bilindiği üzere, katsayı esasına dayalı gösterge sistemi 2000 yılı itibariyle kaldırıldığından, sigortalıların 2000 yılından önceki kısmi aylıklarına esas göstergelerinin tespitinde kamu ve özel sektör için düzenlenen gösterge ve üst gösterge tespit tabloları kullanılmakta idi. Göstergenin tespitinde sigortalının 2000 yılından önce primi ödenmiş son 10 yılın prime esas kazancının ortalaması esas alınarak önce üst gösterge tespit tablosundan gösterge tespiti yapılmakta, ortalama yıllık kazanca yakın göstergenin bulunamaması halinde, bu defa 5 yıllık prime esas kazançların ortalaması alınarak gösterge tespit tablosundan gösterge tespiti yapılmakta, ortalama yıllık kazancın tespitine esas son 10 veya 5 yıllık prime esas kazançların bulunmaması halinde mevcut yıl sayısı esas alınarak aynı şekilde gösterge tespiti yapılmakta idi.

Kanunun geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin (a) bendine göre gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmi aylıklara esas göstergenin, sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısına göre hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit tabloları esas alınarak belirleneceği öngörüldüğünden, göstergenin tespitine esas 1 ila 10 yıla ilişkin prime esas kazançlar için özel ve kamu sektörüne ait gösterge tespit tabloları hazırlanmış olup, gösterge tabloları Genelge ekinde (Ek-6) yer almıştır.

A1 aylığı: Gösterge x Katsayı x Aylık Bağlama Oranı formülüne göre hesaplanacaktır.

Aylığın Hesabına Esas Parametreler 
Gösterge

Sigortalının 2000 yılından önce çalıştığı sektör (kamu/özel) için geçerli olan ve ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısı esas alınmak suretiyle hazırlanan gösterge ve üst gösterge tespit tablolarında ortalama yıllık kazanca eşit sayının, tabloda eşit sayı yoksa en yakın sayının karşılığı olarak alınacaktır.

Aylık Bağlama Oranı (ABO)

Yaşlılık aylıkları için: Gösterge Tablosu’ndan hak kazanılan yaşlılık aylıklarının oranı

% 60 tır. Üst Gösterge Tablosu’nun her kademesi için ayrı bir oran belirlenmiş olup, 10’uncu derecenin 1 inci kademesinin karşılığı oran % 59.9, 1 inci derecenin 10 uncu kademesinin karşılığı oran ise % 50 dir. Ara göstergelerin oranları ise en düşük göstergenin karşılığı olan  %

59.9 oranı, izleyen her gösterge için binde bir azaltılarak belirlenmiştir. Belirlenen oranlar;

Sigortalı kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurulan her tam yaş için ve 5000 günden fazla ödenen her 240 günlük prim için (1) er puan arttırılacak, 5000 günden eksik her 240 günlük prim için (1) er puan eksiltilecektir.

Özel koşullara göre Gösterge Tablosundan bağlanan aylığın oranı % 60 ın altında olmayacaktır. Özel koşullara göre aylığa hak kazananlar için indirim uygulanmayacaktır.

ABO hiçbir şekilde % 85 i geçmeyecektir.

Malullük aylıkları için: Gösterge Tablosu’ndan hak kazanılan malullük aylıklarının oranı % 70 tir. Ancak, sigortalı bir başkasının bakımına muhtaç durumda ise, bu oran % 80 e çıkartılır. Üst Gösterge Tablosundan bağlanan aylıkların oranı üst göstergenin karşılığı olan derece ve kademeye isabet eden orandır (% 50 ile % 59.9 arasında). Sigortalı bakıma muhtaç olsa bile, bu şekilde tespit olunan oran değiştirilmez.

Ölüm aylıkları için: Gösterge Tablosundan bağlanan ölüm aylığının oranı % 60 tır. Üst Gösterge Tablosu’ndan bağlanan aylıkların oranı ise her derecenin her kademesi için ayrı ayrı belirlenmiş olup, % 50 ile % 59,9 arasında değişmektedir. Bu oranlar, sigortalılık süresindeki prim ödeme gün sayısı ve ölüm tarihindeki yaşı dikkate alınarak, sigortalının kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5000 günden fazla her 240 gün için (1) er puan artırılacaktır. 5000 günden eksik her 240 gün için indirim uygulanmaz. Gösterge Tablosundan bağlanan ölüm aylığının oranı % 70, Üst Gösterge Tablosundan bağlanan aylığın oranı ise % 50 den az olamaz. Her iki gösterge tablosundan bağlanan aylıkların oranı, hiçbir şekilde % 85 i geçemez.

Katsayı

En son 01/07/1999 tarihinde belirlenen ve 31/12/1999 tarihinde geçerli olan 12.000 rakamıdır.

Aylığın hesabı

Tam aylık: (Gösterge x 12000 x ABO) formülü uygulanarak hesaplanacaktır. Ancak aylık, üst gösterge tablosundan hesaplanmışsa (10175 x 12000 x ABO) formülüne göre hesaplanan tutardan, gösterge tablosundan hesaplanmışsa (9475 x 12000 x % 70) 79.590.000 liradan az olmayacaktır.

Kısmi aylık : 1999/Aralık ayına ait kısmi aylık; tam aylık x (2000 yılından önceki gün sayısı / toplam prim ödeme gün sayısı) formülüne göre hesaplanacaktır.

1999/Aralık ayı itibariyle bulunan (A1) kısmi aylığı, önce 1999/Aralık ayı TÜFE artış oranı olan % 5,9 kadar arttırılarak 2000/Ocak ödeme dönemine, daha sonra 2000 yılı dahil olmak üzere 2008 yılına kadar geçen her takvim yılı için TÜFE artış oranı ve GH kadar ayrı ayrı artırılarak 2008/Ocak ayına taşınacaktır. Kısmi aylığın güncellenmesinde kullanılacak TÜFE ve GH oranları ile kazançların güncellenmesinde kullanılacak ortak çarpanlar aşağıda gösterilmiştir.

Yıl Tüfe GH Çarpan (TüfexGH) (2000-2008

Kazançları İçin)

Ara.99 1,059 1,00
2000 1,39 1,072 5,35616155290963
2001 1,685 1,00 3,17873089193450
2002 1,297 1,078 2,27350035112747
2003 1,184 1,058 1,81492070639998
2004 1,0932 1,089 1,52450956224251
2005 1,0772 1,0740 1,31773938558075
2006 1,0965 1,061 1,13267550000000
2007 1,0839 1,045 1,00000000000000

Eski kısmi aylığın (EKA) 2008/Ocak ayına taşınmasında ortak çarpan olarak 8,45199464995839, eski tam aylığın (ETA) 2008/Ocak ayına taşınmasında ise 5,33084633754782 ortak çarpanı kullanılacaktır.

2000-2008/Ekim (hariç) arası kısmi aylığın (A2) hesabı (506 SK GM 82/1-b)

Aylığın hesabına esas parametreler 1.1.2.1.1. Ortalama yıllık kazanç (OYK)

2000 (dahil) yılından 2008 yılına kadar geçen her takvim yılına (2000, 2001, 2002, 2003, 2004, 2005 ve 2006) ait prime esas kazanç, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren 2008 yılına kadar geçen her takvim yılı için önce Aralık ayına göre açıklanan TÜFE’deki artış oranı daha sonra GH kadar arttırılarak güncellenecektir. 2007 ve 2008/Ocak-Eylül (dahil) kazançlar, kendinden sonra geçen yıl olmaması ve güncel olması nedeniyle güncellenmeden olduğu gibi alınacaktır. Güncellenen kazançlar toplamının, 2000 yılı (dahil) ile 2008/Eylül (dahil) arasındaki prim ödeme gün sayısına bölümünün 360 katı ortalama yıllık kazancı  vermektedir.

Aylık bağlama oranı (ABO)

Yaşlılık aylıkları için: Toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3600 günün her 360 günü için % 3,5, sonraki 5400 günün her 360 günü için % 2, daha sonraki her 360 gün için % 1,5 oranlarının toplamından oluşmaktadır. Özel koşullara göre hak kazanılan yaşlılık aylıklarında bu oran % 60 ın altında olamaz.

Malullük aylıkları için: % 60 olarak esas alınacak, ancak başka birinin sürekli bakımına muhtaç sigortalılar için % 70 oranı uygulanacaktır.

Ölüm aylıkları için: % 60 olarak esas alınır. Ancak, bu oran sigortalının ölüm tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden;

8100 ile 9000 gün arasında prim ödenen her 360 gün için % 2, 9000 günden sonra ödenen her 360 gün için de % 1,5, artırılarak belirlenecektir.

 Aylığın hesabı

Tam aylık: (OYK x ABO) / 12 formülü uygulanarak hesaplanacaktır. Hesaplanan bu aylık, tahsis talep veya ölüm yılının prime esas günlük kazanç alt sınırının aylık tutarının % 35’inden az olamaz.

Kısmi aylık: 2008/Ocak ayına ait kısmi aylık; tam aylık x (2000-2008/Eylül (dahil) arasındaki prim ödeme gün sayısı / toplam prim ödeme gün sayısı) formülüne göre hesaplanacaktır.

Sigortalının 2008/Eylül (dahil) önceki prim ödeme gün sayısına ait kısmi aylık (A), (A1) ve (A2) kısmi aylıklarının toplamından oluşmaktadır.

2008/Ekim (dahil) sonrası kısmi aylığın (B) hesabı (5510 SK M. 29 – GM 2/b)

Aylığın hesabına esas parametreler

Ortalama aylık kazanç (OAK) : 2008/Ekim (dahil) ve sonraki her yıla ait prime esas kazancın, ait olduğu yıldan itibaren aylık talep veya ölüm tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşecek güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, 2008/Ekim (dahil) daha sonraki prim ödeme gün sayısına bölünmek suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın 30 katıdır.

Aylık bağlama oranı (ABO):

Yaşlılık aylıkları için: Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanacaktır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacaktır.

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların yaşlılık aylığı bağlama oranının hesabında, sigortalının Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınacaktır. Ancak, bu hesaplama şekli  30/4/2008 (dahil) öncesi sigortalı olanlar için uygulanacaktır.

Özel hükümlere göre aylık bağlananlardan;

Kanunun geçici 9 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışan sigortalılara bağlanan aylıkların aylık bağlama oranı, 8100 gün üzerinden,

Kanunun geçici 10 uncu maddesinin bir ve ikinci fıkralarına göre sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malul olan sigortalılar ile sakatlığı nedeniyle  vergi indiriminden yararlanan sigortalılara bağlanan aylıkların aylık bağlama oranı, 5400 gün üzerinden,

hesaplanan orandan az olmayacaktır. Aylık bağlama oranı % 90 ı  geçmeyecektir.

Malullük ve ölüm aylıkları için: 4/1-(a) sigortalıları açısından % 40 dır. (7200 günden az prim ödeme gün sayısı olanlar için) 7200 günden fazla her tam yıl için bu oran % 2 puan artırılacaktır.

Aylık bağlama oranının hesabında, 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacaktır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılacaktır. Ancak aylık bağlama oranı % 90 ı geçmeyecektir.

Aylığın hesabı

Kısmi aylığa esas aylık : (OAK x ABO) formülüne göre hesaplanır. Bu aylık, sigortalının 2008/Ekim (dahil) sonrası çalışma süreleri için prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm yılına ait Ocak ayı itibariyle belirlenen ortalama aylık kazancının % 35 inden, sigortalının talep veya ölüm tarihinde bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40 ından hesaplanan alt sınır aylığından az olamaz.

Kısmi aylık (tahsis talep veya ölüm  yılı Ocak ayına ait) :

Tam aylık x (2008/Ekim (dahil) sonraki prim ödeme gün sayısı / toplam prim ödeme gün sayısı)

Kısmi aylıkların birleştirilmesi (5510 SK GM 2/c)

A1 + A2  = (A) kısmi aylığı;

(A1) kısmi aylığının hesabına esas tam aylığın, 2000 (dahil) yılından 2008 yılına kadar geçen takvim yılları için her yılın TÜFE artış oranlarına göre artırılarak bulunan miktarıyla,

1999/Aralık döneminde en düşük göstergenin katsayı ile çarpımının % 70 i oranındaki (9475 x 12000 x % 70 = 79.590.000 TL) asgari aylığın 2008 Ocak ayına kadar aylık artışları uygulanmak suretiyle taşınmış miktarının,

2008/Eylül (dahil) önceki prim ödeme gün sayısı ile çarpımının toplam prim ödeme gün sayısı ile bölünerek elde edilen miktarlarının altında olmayacaktır.

Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde Kanunun  yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınacaktır.

Yukarıdaki şekilde belirlenen (A) kısmi aylığı, 2008 yılı dahil olmak üzere tahsis talep veya ölüm tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak tahsis talep veya ölüm yılının Ocak ayına taşınacaktır.

Sigortalının Aylığı (C); (A) ve (B) kısmi aylıklar toplamından oluşmaktadır. Aylık (C) =

(A) Kısmi Aylığı + (B) Kısmi Aylığı

Malullük ve ölüm aylıklarında diğer bir alt sınır kontrolü ise, hesaplanan ölüm veya malullük aylığı tahsis talep veya ölüm yılından önceki yılın son ödeme ayında 4/1-(a) kapsamındaki sigortalılar için dosya bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olmayacaktır. Az olması durumunda, sigortalının aylığı bu miktara yükseltilecektir.

A + B = C aylığının başlangıç tarihi yılın ilk altı aylık döneminde ise Ocak ödeme döneminde uygulanan artış oranı kadar, yılın ikinci altı aylık döneminde ise Ocak ve Temmuz ödeme dönemlerinde uygulanan artış oranları kadar arttırılmak suretiyle aylık başlangıç tarihindeki aylığı bulunacaktır.

4/1-(b) sigortalıları için

4/1-(b) sigortalıları için Kanunun yürürlük tarihinden önceki sürelere ilişkin aylığın hesaplanmasında 2926 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık hesaplama kuralları burada belirtilmemiş olup, 1479 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık hesaplama sistemi anlatılmıştır.

Yaşlılık aylıkları

2008/Ekim (hariç) öncesi kısmi aylığın (A) hesabı

2000 yılı öncesi kısmi aylığın (A1) hesabı

2000-2008/Eylül (dahil)  arası kısmi aylığın (A2) hesabı 2008/Ekim (dahil) sonrası kısmi aylığın (B) hesabı Kısmi aylıkların birleştirilmesi

olmak üzere üç aşamalı olarak belirlenecektir.

2008/ Ekim (hariç) öncesi kısmi aylığın (A) hesabı

2008/Ekim (hariç) öncesi kısmi aylığın (A) hesabı; 2000 yılı öncesi prim ödeme gün sayısına ait aylığın (A1) hesabı ile 2000-2008/Ekim (hariç) arası kısmi aylığın (A2) hesabı olmak üzere iki aşamalı olarak belirlenecektir.

2000 yılı öncesi kısmi aylığın (A1) hesabı (1479 SK Md. 36)

Aylık: Basamak Karşılığı Gösterge Tablosundaki Değer x Aylık Bağlama Oranı formülüne göre hesaplanacaktır.

 Aylık hesabına esas parametreler

 Basamak karşılığı gösterge tablosundaki değer

Sigortalının 31/12/1999 tarihindeki basamak karşılığının 2003 yılı ikinci dönem gösterge tablosundan bulunan değeridir.

Aylık bağlama oranı (ABO)

Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalılara en son prim ödediği gelir basamağından en az bir tam yıl prim ödemiş olması halinde, bulunduğu gelir basamağının, bir yıl ödememiş olması halinde ise bir alt basamağın %70 i oranında aylık  hesaplanacaktır. Bu oran;

25  yıldan fazla prim ödenen her tam yıl için 1 puan artırılacaktır.

Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonraki hizmetleri için fazla olan her tam yaş için 1 puan artırılacaktır.

Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmakla beraber en az 15 tam yıl sigorta primi ödemiş olanlara hesaplanacak aylıklarda primi ödenmemiş 25 yıldan az her tam yıl için %1 puan indirim yapılacaktır.

4/1-(b) sigortalıları için Kanunun 28 inci maddesinin dört ve beşinci fıkralarına (ilk defa sigortalı olduğu tarihte malul olanlar ile çalışma gücü kaybı oranı % 60 ın altında olanlar) göre aylık bağlanırken, 2000 yılı öncesine ilişkin kısmi aylık hesaplanırken aylık bağlama oranı, 9000 günden eksik her 360 gün için % 70 oranından 1 puan indirilmek suretiyle tespit edilecektir.

Aylığın hesabı

Kısmi aylık: Basamak karşılığı gösterge tablosundaki değer x aylık bağlama oranı x 2000 yılı öncesi gün sayısı/ toplam prim gün sayısı formülüne göre hesaplanacaktır.

2000-2008/Eylül (dahil) arası kısmi aylığın (A2) hesabı (1479 SK M. 36 ve Geçici 11. Md.)

Aylık: Ağırlıklı ortalama  x aylık bağlama oranı formülüne göre hesaplanacaktır.

Aylık hesabına esas parametreler 2.2.1.1.2.1.1. Ağırlıklı ortalama

Sigortalının 1/1/2000 ile 1/10/2008 tarihleri arasında prim ödediği gelir basamaklarının basamaklardaki bekleme süresi dikkate alınarak 2003 yılı ikinci dönem gelir tablosu karşılığının prim ödenen ay sayısına oranıdır.

Aylık bağlama oranı

Sigortalının toplam sigortalılık süresinin;

İlk 10 tam yılının her bir yılı için              % 3,5, Takip eden 15 tam yılın her bir yılı için  %  2, 25 yıldan fazla her bir tam yıl için                                                       % 1,5 oranlarının toplamından oluşmaktadır.

4/1-(b) sigortalıları için Kanunun 28 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarına (ilk defa sigortalı olduğu tarihte malul olanlar ile çalışma gücü kaybı oranı % 60 ın altında olanlar) göre aylık bağlanırken, sigortalının toplam prim ödeme gün sayısına göre yukarıda belirtilen kurallar çerçevesinde aylık bağlama oranı belirlenecektir.

Aylığın hesabı

Kısmi aylık: Ağırlıklı ortalama  x aylık bağlama oranı x  1/1/2000-30/9/2008  arası gün sayısı/ Toplam prim gün sayısı formülüne göre hesaplanacaktır.

A1 ve A2 kısmi aylıkları toplanacak, 2003 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan gelir tablosu (01/07/2003) esas alınarak, bulunan bu tutar, 2003 yılı Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken sosyal destek ödemesi tutarından 2003/Temmuz ayına kadar kümülatif TÜFE oranı kadar düşülerek, 2003/Temmuz itibariyle kalan sosyal destek ödemesi miktarının (100 TL ödenenler için 85.95 TL ve 75 TL ödenenler için ise 64.46 TL’nin 2008/Ekim öncesi gün sayısı ile çarpımının toplam gün sayısına oranı) 2008/Ekim öncesi gün sayısına isabet eden miktarı 2004 yılı Ocak ödeme döneminden 2007/Temmuz dönemi dahil aylıklara uygulanan artışlar uygulanmak suretiyle 2008/Ocak dönemine taşınacaktır.

Malullük ve ölüm aylıkları

Kanunun 4/1-(b) bendi kapsamındaki sigortalılara, Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre bağlanacak malullük ve ölüm aylıklarının hesaplanmasında, 1/1/2000 tarihinden önce ve sonra sigortalılık süresinin bulunması halinde, sadece 1/1/2000 tarihinden sonraki süreler dikkate alınacaktır. Bu sigortalılara bağlanacak malullük ve ölüm aylıkları Kanunun geçici 2 nci maddesi hükümleri dikkate alınarak Kanunun 27 ve 33 üncü maddeleri hükümlerine göre hesaplanacak, bu şekilde hesaplanan aylıklar, Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelerin, toplam hizmet süresine oranlanması şeklinde kısmileştirilecektir.

Karma sisteme göre malullük ve ölüm aylıkları; 2008/Ekim (hariç) öncesi kısmi aylığın (A) hesabı, 2008/Ekim (dahil) sonrası kısmi aylığın (B) hesabı, Kısmi aylıkların birleştirilmesi,

olmak üzere üç aşamalı olarak belirlenecektir.

2008/Ekim (hariç) öncesi kısmi aylığın (A) hesabı (1479 Geçici 11. Md.) Aylık: Ağırlıklı ortalama x aylık bağlama oranı formülüne göre hesaplanacaktır.

Aylık hesabına esas parametreler 2.2.2.1.1.1. Ağırlıklı ortalama (AO)

Sigortalının 1/1/2000 tarihi ile aylık talep veya ölüm tarihi arasında prim ödediği gelir basamaklarının, basamaklardaki bekleme süresi de dikkate alınarak 2003 yılı ikinci dönem gelir tablosu karşılığının prim ödenilen ay toplamına oranıdır.

Aylık Bağlama Oranı (ABO)

Malullük aylıkları için: % 65 alınacaktır. Ancak başka birinin sürekli bakımına muhtaç sigortalılar için % 75 oranı uygulanacaktır.

Ölüm aylıkları için: Ölüm aylığı bağlama oranı % 65 dir. 25 yıldan fazla her tam yıl için 1.5 puan artırılacaktır. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malul sayılarak aylık bağlanmasına hak kazanmış ise bu durum dikkate alınmayacaktır.

 Aylığın hesabı

1/1/2000-1/10/2008 arası hizmetlere göre hesaplanan kısmi aylık:

A aylığı = Ağırlıklı ortalama x aylık bağlama oranı x 1/10/2008 tarihine kadar geçen hizmet süresi / toplam hizmet süresi formülüne göre hesaplanacaktır.

2003 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan gelir tablosu (1/7/2003) esas alınarak, bulunan bu tutar, 2003 yılı Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken sosyal destek ödemesi tutarından 2003/Temmuz ayına kadar kümülatif TÜFE oranı kadar düşülerek, Temmuz/2003 itibariyle kalan sosyal destek ödemesi miktarının (100 TL ödenenler için 85.95 TL ve 75 TL ödenenler için ise 64.46 TL’nin 2008/Ekim öncesi gün sayısı ile çarpımının toplam gün sayısına oranı) 2008/Ekim  öncesi  gün  sayısına  isabet  eden  miktarı  2004  yılı  Ocak  ödeme  döneminden

2007/Temmuz  dönemi     dahil  aylıklara  uygulanan  artışlar  uygulanmak  suretiyle 2008/Ocak dönemine taşınacaktır.

2008/Ekim (dahil) sonrası kısmi aylığın (B) hesabı (5510 SK 29 – GM 2/b) Aylık: Ortalama aylık kazanç x aylık bağlama oranı formülüne göre hesaplanacaktır.

Aylık hesabına esas parametreler 2.2.2.2.1.1. Ortalama aylık kazanç (OAK)

2008/Ekim (dahil) daha sonraki her yıla ait prime esas kazancın, ait olduğu  yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşecek güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, 2008/Ekim (dahil) daha sonraki prim ödeme gün sayısına bölünmek suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın 30 katıdır.

Aylık bağlama oranı (ABO):

Yaşlılık aylıkları için: Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanacaktır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacaktır. Aylık bağlama oranı % 90 ı geçemez.

Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan sigortalıların yaşlılık aylığı bağlama oranının hesabında, sigortalının Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için % 3 oranı esas alınır. Ancak bu hesaplama şekli  30/4/2008 (dahil) öncesi sigortalı olanlar için uygulanacaktır.

Özel hükümlere göre aylık bağlananlardan;

Kanunun 28 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre bağlanan aylıkların aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60 a bölünmesi suretiyle hesaplanan gün sayısına göre % 50 yi geçmemek üzere tespit edilen orandır. Prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenecektir.

Malullük ve ölüm aylıkları için: Prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olan sigortalılar için 9000 gün (% 50) üzerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacaktır. Malullük aylıklarında, sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılacaktır. Aylık bağlama oranı % 90 ı  geçmeyecektir.

 Aylığın hesabı

Kısmi aylığa esas aylık: (OAK x ABO) formülüne göre hesaplanacaktır. Bu aylık, sigortalının 2008/Ekim (dahil) sonrası çalışma süreleri için prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm yılı Ocak ayı itibariyle belirlenen ortalama aylık kazancının % 35 inden, sigortalının talep tarihinde bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40 ından hesaplanan alt sınır aylığından az olamaz.

Kısmi aylık (tahsis talep tarihinden önceki yılın aralık ayına ait) : Tam aylık x (2008/Ekim (dahil) sonraki prim ödeme gün sayısı / toplam prim ödeme gün sayısı) formülüne göre hesaplanacaktır.

Kısmi aylıkların birleştirilmesi (5510 SK GM 2/c)

Yaşlılık aylıkları için hesaplanan A1 + A2 = (A) kısmi aylığı, malullük ve ölüm aylıkları için belirlenen A kısmi aylığı 2008 yılı dahil olmak üzere tahsis talep veya ölüm tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak tahsis talep veya ölüm yılının Ocak ayına taşınacaktır.

Sigortalının aylığı (C),  (A) ve (B) kısmi aylıklar toplamından oluşmaktadır. Aylık (C) =

(A) Kısmi aylığı + (B) kısmi aylığı

Malullük ve ölüm aylıklarında hesaplanan ölüm veya malullük aylığı tahsis talep veya ölüm yılından önceki yılın son ödeme ayında 4/1-(b) kapsamındaki sigortalılar için dosya bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olmayacaktır. Az olması durumunda, sigortalının aylığı bu miktara yükseltilecektir.

A + B = C aylığının başlangıç tarihi yılın ilk altı aylık döneminde ise Ocak ödeme döneminde uygulanan artış oranı kadar, yılın ikinci altı aylık döneminde ise Ocak ve Temmuz ödeme dönemlerinde uygulanan artış oranları kadar arttırılmak suretiyle aylık başlangıç tarihindeki aylığı bulunacaktır.

2926 sayılı kanuna tabi sigortalılar

2926 sayılı Kanunun ‘Malullük Aylığının Hesaplanması’ başlıklı 14 üncü, ‘Yaşlılık Aylığının Hesaplanması’ başlıklı 18 inci ve ‘Ölüm Aylığının Hesaplanması’ başlıklı 24 üncü maddeleri hariç diğer maddeleri 4956 sayılı Kanunla 2/8/2003 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılarak, bunlar hakkında 1479 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaya başlanmıştır.

Diğer taraftan, Kanunla 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun tamamı yürürlükten kaldırılmıştır.

Kanunun 4/1-(b) sigortalıları için öngörülen hükümleri, 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılar içinde uygulanacak olup, bu sigortalıların Kanunun geçici 2 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre hesaplanacak malullük, yaşlılık ve ölüm aylıkları 2926 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmak suretiyle belirlenecektir.


Kaynak:Sgk Mevzuatı
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/2008-ekim-oncesi-sigortali-olup-2008-ekim-sonrasi-sgk-emeklilik-talebinde-bulunanlarin-emekli-maasi-hesabi-nasildir/feed/ 0