takdir – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 14 Sep 2022 08:20:38 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Kurumlar ve KDV yönünden matrah artırımına giden şirket takdir komisyonuna sevk edilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/kurumlar-ve-kdv-yonunden-matrah-artirimina-giden-sirket-takdir-komisyonuna-sevk-edilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kurumlar-ve-kdv-yonunden-matrah-artirimina-giden-sirket-takdir-komisyonuna-sevk-edilebilir-mi/#respond Wed, 14 Sep 2022 08:20:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=131571 Kurumlar ve KDV yönünden matrah artırımına giden şirket takdir komisyonuna sevk edilebilir mi?

Normal şartlarda Sevk edilememesi gerekir Ancak takdire sevk edilse de vergi tarh edilemez. Ceza kesilmez.


73276 sayılı Kanun Tebliği’nden alıntı;

C- GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNDE ARTIRIM

1- Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesine İlişkin Matrah Artırımı

a) Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde Matrah Beyan Etmiş Olan Mükelleflerin Matrah Artırımı

ae) Özellik arz eden durumlar

Ticari veya zirai kazancı bilanço esasına veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile serbest meslek erbabının, beyannamelerinde diğer gelir unsurlarının bulunması hâlinde söz konusu mükellefler, durumlarına göre, Tebliğin bu bölümünün (aa) veya (ab) alt bölümünde yer alan asgari matrahları dikkate almak suretiyle matrah artırımında bulunacaklardır. Diğer bir ifadeyle, ticari veya zirai kazancı bilanço esasına veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile serbest meslek erbabına ilişkin asgari matrah tutarı üzerinden artırımda bulunan mükellefler diğer gelir unsurları nedeniyle de vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır.

Beyannamelerinde, ticari ve zirai kazanç ile serbest meslek kazancı dışında kalan ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat (bu kazanç veya iratların birkaçının elde edilmiş olması hali dâhil) beyan eden gelir vergisi mükellefleri için, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahlar esas alınacaktır. Bu şekilde matrah artırımında bulunan mükellefler sayılan gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır.

Ticari kazancı basit usulde tespit edilmekle birlikte, bu kazancının yanında beyannamelerinde vergiye tabi başka gelir unsurları beyan eden mükellefler ile gayrimenkul sermaye iradının yanında ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat beyan eden gelir vergisi mükellefleri de işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahları esas alacaklardır. Dolayısıyla, bu şekilde matrah artırımında bulunan mükellefler sayılan gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır. 

Mükelleflerce ilgili yıllarda düzeltme beyannamesi verilmiş ve düzeltme işlemlerinin 7326 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihe kadar sonuçlandırılmış olması hali de dâhil olmak üzere, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlar üzerine Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, matrah artırımına esas ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır.

Ayrıca, ilgili yıllar için 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca matrah artırımında bulunan gelir vergisi mükellefleri, mesken olarak kiraya verilen binalardan elde edilen kira gelirlerine ilişkin olmak üzere o yıl için belirlenen istisna tutarlarını matrah artırımı yaparken dikkate almayacaklardır.

Verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamesinde birden fazla gelir unsuru bulunan mükellefler, matrah artırımlarını yıllık beyannamelerinde yer alan toplam matrah üzerinden yapacaklar, gelir unsurlarının bir kısmı itibarıyla artırımda bulunmayacaklardır.

Matrah artırımı talebinde bulunulan yıllarla ilgili olarak gelir vergisi mükelleflerinin ölümü veya gaipliği hâlinde, bu mükelleflerin varisleri, muris adına matrah artırımında bulunabilirler. Bu takdirde, tüm mirasçıların birlikte matrah artırımında bulunması gerekeceği tabiidir. Ancak şahsi ticari işletmenin faaliyetinin mirasçılar tarafından sürdürülmesi hâlinde, bu faaliyeti devam ettiren mirasçı veya mirasçıların matrah artırımında bulunması yeterli olacaktır.

5- Matrah ve Vergi Artırımı ile Matrah Beyanına İlişkin Diğer Hususlar

a) Vergi İncelemesi ve Tarhiyat Yapılmaması

 7326 sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulması durumunda, matrah ve vergi artırımında bulunulan yıllar için gelir veya kurumlar vergisi yönünden vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır. 

Ayrıca, birden fazla gelir unsurundan kazanç ve irat elde eden gelir vergisi mükelleflerince, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, ilgili gelir unsurları itibarıyla matrah artırımı yapılması şarttır. Dolayısıyla, ilgili dönemde matrah artırımında bulunulmuş gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır. Başka gelir unsurları için matrah artırımında bulunulmuş olsa dahi ilgili dönemde elde edilmekle birlikte matrah artırımına konu edilmeyen gelir unsurları için bu döneme ilişkin vergi incelemesi ve tarhiyat yapılabilecektir.

Bununla birlikte, mükellefler, durumlarına göre bilanço esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için veya işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahlardan az olmamak üzere matrah artırımında bulunmaları hâlinde bütün gelir unsurları için vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır. 

Örnek 11- Bay (H) 2019 yılı için herhangi bir gelir vergisi beyanında bulunmamıştır. Mükellefin ilgili takvim yılında iki adet taşınmaz kiralaması bulunmakta olup, söz konusu taşınmazlardan elde ettiği gelir ilgili yıla ilişkin mesken kira geliri istisna tutarının üzerindedir. Bay (H) bu yıla ilişkin olarak gayrimenkul sermaye iradı yönünden asgari matrah tutarını esas alarak artırımda bulunmuştur.

Mükellef hakkında, matrah artırımına konu edilen 2019 yılı gayrimenkul sermaye iradı yönünden herhangi bir vergi incelemesi ve tarhiyat yapılması söz konusu olmayacaktır. Ancak, adı geçen hakkında ilgili yıla ilişkin olarak diğer gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve gelir vergisi tarhiyatı yapılabilecektir. 

Yukarıda da belirtildiği gibi mükellef, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahlardan az olmamak üzere matrah artırımında bulunması hâlinde diğer gelir unsurları için de vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır.


Kaynak: 7326 Sayılı Kanun Tebliği, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kurumlar-ve-kdv-yonunden-matrah-artirimina-giden-sirket-takdir-komisyonuna-sevk-edilebilir-mi/feed/ 0
Yangında hasar gören ürünler için nasıl bir muhasebe kaydı yapmalıyız? https://www.muhasebenews.com/yanginda-hasar-goren-urunler-icin-nasil-bir-muhasebe-kaydi-yapmaliyiz/ https://www.muhasebenews.com/yanginda-hasar-goren-urunler-icin-nasil-bir-muhasebe-kaydi-yapmaliyiz/#respond Tue, 01 Feb 2022 02:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121664 Yangında hasar gören sabit kıymetler için bağlı bulunduğumuz vergi dairesine müracaat etmemiz neticesinde Taktir Komisyonu işyerimize gelerek hasar gören sabit kıymetlerimizin onarıldığını görerek tutanak tanzim etti. Sonra raporunu düzenleyerek sabit kıymetlerin defter değerinden fazla yani bu günkü değerini raporunda belirtti. Muhasebe kaydı nasıl yapılacak?

Takdir işleminin onarım yapılmadan önce yapılması gerekirdi. Yapılan Takdir işlemi yanlıştır. 

Elbette onarım yapınca değeri yüksek olur. 

Onarım bedelini kayıtlı değere ilave yaparak muhasebe kaydı yapmanız gerekir.


Özelge: Yangın sonucu zayi olan mallara ait takdir edilen bedelin stoklardan düşülmesi ve KDV karşısındaki durumu hk.

Sayı: B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-1647

Tarih: 28/09/2011

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı:B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-164728/09/2011
Konu:Yangın sonucu zayi olan mallara ait takdir edilen bedelin stoklardan düşülmesi ve KDV karşısındaki durumu. 

İlgide kayıtlı dilekçenizde, 2009 yılında işyerinizde çıkan yangın sonucunda zayi olan ve Takdir Komisyonunca emsal bedeli 0 (sıfır) olarak tespit edilen mallarınızın değerinin 215.293,33 TL olduğu belirtilerek, bu malların stoklardan düşülerek zarara atılıp atılamayacağı ile söz konusu mallar için yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinin 1 inci bendinde de, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 278 inci maddesinde; “Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, dese ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, emtianın kıymeti düşen mal olarak emsal bedeli ile değerlenebilmesi için iktisadi kıymetindeki önemli azalışın yangın, deprem, su basması gibi tabii bir afet ve bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller nedeniyle olması gerekir.

Vergi Usul Kanunu’nun 267 nci maddesinde emsal bedelinin; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tesbit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu ve sıra ile ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası, takdir esasına göre tayin olunacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümlere göre, maliyet bedeli ile takdir edilen değer arasındaki tutarın stoklardan düşülmek suretiyle dönem hesaplarına gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

Katma Değer Vergisi Kanununun;

-29 uncu maddesinde mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklendikleri katma değer vergisini indirebilecekleri;

-30/c maddesinde ise, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı,

hüküm altına alınmıştır.

Bu çerçevede, mükelleflerin işyerlerinin bulunduğu yerin Bakanlığımızca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilen yer olması kaydıyla yangın sonucu zayi olan mallara ait katma değer vergisi mükellefler tarafından indirim konusu yapılabilecek, Bakanlığımızca böyle bir belirleme yapılmayan ve münferit olarak çıkan yangın nedeniyle zayi olan mallara ait katma değer vergisi ise indirim konusu yapılamayacaktır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, işyerinizde çıkan yangın sonrasında Bakanlığımızca  mücbir sebep ilan edilmediği taktirde, yangında zayi olan mallara ait yüklenilen KDV nin indirimi mümkün değildir. Bu nedenle, zayi olan mallara ait daha önce indirim konusu yapılan KDV nin, işyerinizde münferit olarak çıkan yangının meydana geldiği vergilendirme dönemi itibariyle 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yanginda-hasar-goren-urunler-icin-nasil-bir-muhasebe-kaydi-yapmaliyiz/feed/ 0
Bozulan, son kullanma tarihi geçen ürünlerimizi stoklarımızdan nasıl çıkartabiliriz? https://www.muhasebenews.com/bozulan-son-kullanma-tarihi-gecen-urunlerimizi-stoklarimizdan-nasil-cikartabiliriz/ https://www.muhasebenews.com/bozulan-son-kullanma-tarihi-gecen-urunlerimizi-stoklarimizdan-nasil-cikartabiliriz/#respond Mon, 17 Jan 2022 07:30:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121020 Bilanço usulüne göre tutulan şahıs firması kimyevi madde alış satışı yapmaktadır. Deposunda uzun süre durmuş ve bozulduğundan satamadığı malı nasıl zarara yazabilir. Fiilen yapması gereken ve muhasebesel olarak yapması gereken nedir?

Bahsettiğiniz malın gider olarak yazılabilmesi için; Vergi Dairesine müracaat ederek Takdir komisyonu kararı aldırmanız gerekir.

Takdir Komisyon nezdinde yapılması şartıyla, söz konusu malların VUK’un 278. maddesine göre ‘Takdir Komisyonu’nca değeri sıfır kabul edilmesi şartıyla, doğrudan gider yazılabilir.

Alışta ödenen ve Önceden indirilen KDV ise 1 No.lu KDV Beyannamesinin ‘İlave edilecek KDV’ satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.

Özelge: Miadı dolan ilaçların takdir komisyonu olmaksızın imha edilmesi durumunda stok değerlerinin gider olarak kaydedilip kaydedilemeyeceği ve ödenmiş olan kdv nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk. 

Sayı:  B.07.1.GİB.0.06.29-010-9

Tarih:  06/04/2012

T.C. 

MALİYE BAKANLIĞI 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI 

Sayı : B.07.1.GİB.0.06.29-010-9 06/04/2012

Konu : Miadı dolan ilaçların takdir komisyonu olmaksızın imha

edilmesi durumunda stok değerlerinin gider olarak

kaydedilip kaydedilemeyeceği ve ödenmiş olan kdv nin

indirim konusu yapılıp yapılamayacağı

İlgide kayıtlı dilekçenizin incelenmesinden, depolarınızda yer alan miadı dolmuş, hasar görmüş, üretimden kalkmış ve insan sağlığını tehdit eden ilaçların ve ilaç hammaddelerinin tespiti için … Üniversitesi … Anabilim Dalına başvurarak bir bilirkişi raporu aldığınız, ayrıca imha edilecek ilaçlar ve ilaç hammaddeleri için …. Sağlık Grup Başkanlığı yetkilileri tarafından bir tespit tutanağının tarafınıza verildiği, ancak … İl Çevre ve Orman Müdürlüğü yetkililerinin iş yoğunluğu nedeniyle imha işlemine katılamayacaklarının tarafınıza bildirildiği, bahsi geçen ilaçların ve ilaç hammaddelerinin takdir komisyonu veya konuyla ilgili Bakanlıkların yetkilileri nezdinde olmaksızın … tesislerinde imha edilmesi durumunda söz konusu malların stok değerlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ile söz konusu emtialara ilişkin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Takdir Komisyonlarının Görevleri” başlıklı 74 üncü maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak takdir komisyonlarının görevleri arasında sayılmıştır.

Mezkur Kanunun 278 inci maddesinde, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi hâller neticesinde iktisadî kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartaların emsal bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 267 nci maddesinde ise, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın emsal bedelinin, ortalama fiyat, maliyet bedeli ve takdir esası olmak üzere üç esasa göre tayin edileceği; ilk iki sıradaki usul ile belli edilemeyen emsal bedelin ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edileceği hüküm altına alınmıştır.

Mer’i mevzuata göre, bir mükellefe ait takdir işleminin mükellefin bağlı olduğu vergi

dairesinin bulunduğu il veya ilçedeki takdir komisyonunca yapılması gerekmektedir. Ancak özellik arz edebilecek bazı durumlarda takdir işlemlerinin başka mahalde bulunan takdir komisyonlarınca da yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Bu durumda, farklı bölgelerde bulunan ve kıymetleri düşen emtianın emsal bedelleri, bulundukları il veya ilçelerdeki takdir komisyonlarınca tespit edilebileceği gibi, emtianın bulunduğu il veya ilçelerdeki takdir komisyonlarınca emsal bedellerini belirleyici gerekli tespitler yapılarak mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin takdir işlemlerini yapmakta olan takdir komisyonuna veri olarak da gönderilebilecektir.

Emtiaların imhasında genel uygulama, imhaların takdir komisyonu nezaretinde yapılmasıdır. Ancak son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk olan ilaç, tıbbi malzeme, gıda, atık vb. emtianın insan sağlığına zararlı olabileceği ve acilen imha edilmesi mecburiyeti bulunan bu ürünlerin emsal bedellerinin takdir komisyonlarınca muayyen bir zamanda takdirinin mümkün olamayacağı hususları göz önüne alınarak; takdir komisyonuna başvurulmaksızın ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde tutanakla tespit edilmek suretiyle imha edilebilmesi Başkanlığımızca benimsenmiştir.

Bu çerçevede imha edilecek emtianın niteliğine göre, ilgili mevzuat gereği görevli olan bakanlıkların veya yetkili kurumun görevlileri ve bu emtiayı imha etmeye yetkili müessese ile mükellefin temsilcilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde imha işleminin yapılması ve bu durumun komisyon tarafından tutanakla tespit edilmesi gerekmektedir.

Söz konusu ürünlerin yukarıda bahsedilen şekilde teşekkül ettirilen bir komisyon nezdinde imha edilmesi halinde, bu ürünlerin imhası aşamasına mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi görevlilerinin söz konusu komisyona katılımına gerek bulunmamaktadır.

Yukarıda izah edilen şekilde ilgili bakanlık ve yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı komisyon nezdinde imha işlemine ilişkin olarak düzenlenen tutanağın istenildiğinde ibraz edilmesi şartıyla muhafaza edilmesi gerekmekte olup, imha işleminin söz konusu tutanağa istinaden muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk ürünlerin imha edilmesi işlemine ilgili bakanlık yetkililerinin katılımının sağlanamaması ve imhaya ilişkin tespitin bu komisyon nezdinde tutanağa bağlanamaması durumunda, olayın mutlaka takdir komisyonuna intikalinin sağlanması gerekmekte olup, imha edilen ürünlerin takdir komisyonunca belirlenecek emsal bedel üzerinden kayıtlara alınarak işlem yapılması gerekecektir.

Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1 nci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle hesaplanan katma değer vergisi ile ithalat sırasında ödenen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 30/c maddesinde ise, deprem ve sel felaketi nedeniyle zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Uygulamanın usul ve esaslarına ilişkin olarak yayımlanan 113 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinin E Bölümünde de kullanım süresi geçen veya kullanılamayacak hale gelen mallara ilişkin yüklenilen KDV hakkında yapılacak işlemler açıklanmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalar uyarınca, kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır.

Zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin, imha tarihini

kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına ilave edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.

Buna göre, stoklarınızda bulunan ve miadı dolmuş, hasar görmüş, üretimden kalkmış ve insan sağlığını tehdit eden ilaçlar ve ilaç hammaddelerine ilişkin yüklendiğiniz KDV’yi, söz konusu mallar her ne şekilde imha edilirse edilsin, indirim konusu yapmanız mümkün olmayıp, indirim hesaplarına almış olmanız halinde çıkarmanız gerekmektedir.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan

değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı ve ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, resmi makamlar nezdinde imha edilecek malların Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesi uyarınca belirlenecek emsal bedeli ile işletmenin kayıtlarında yer alan değer arasındaki farkın kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olabilecektir.

Ancak, takdir komisyonu veya Sağlık Bakanlığı yetkilileri nezdinde olmaksızın imha edilen malların emsal bedelinin takdir komisyonu tarafından belirlenmemesi nedeniyle, söz konusu mal bedellerinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olmayacaktır.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bozulan-son-kullanma-tarihi-gecen-urunlerimizi-stoklarimizdan-nasil-cikartabiliriz/feed/ 0
Kayıtlarımızda yer alan ticari malları bedelsiz fatura keserek envanterimizden çıkartabilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/kayitlarimizda-yer-alan-ticari-mallari-bedelsiz-fatura-keserek-envanterimizden-cikartabilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/kayitlarimizda-yer-alan-ticari-mallari-bedelsiz-fatura-keserek-envanterimizden-cikartabilir-miyiz/#respond Mon, 20 Sep 2021 22:11:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115249 Geri dönüşüm tesisinde bulunan ve çevre bakanlığı stok takip sisteminde kayıtlı 170 ton geri dönüşüm malzemesini hiçbir ekonomik değeri olmadığı için satamıyoruz. Çimento fabrikaları bedelsiz olarak alıp yakarak bertaraf ediyorlar. Bu kadar ürünü bedelsiz fatura edebilir miyiz? 

Bedelsiz fatura olmaz. 

Bahsettiğiniz mal için VD aracılığı ile Takdir komisyonundan karar alarak kayıtlardan çıkarabilirsiniz.

VERGİ USUL KANUNU

Komisyonların Görevleri

Madde 74

(Değişik: 4/11/1985 – 3239/6 md.)  a) 72 nci maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun görevleri şunlardır.

1. Yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak;

2. Vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek (Bu gibi takdirler de takdir kararına bağlanır.)

Takdir komisyonu bu görevlerini yaparken takdir sebepleri bulunup bulunmadığını incelemez. Yalnız hatalı gördüğü muamelelerde, ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecburdur.

b) 72 nci maddenin ikinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu: 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun (Değişik:3/4/2002-4751/6-A) 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köyün cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeleri (Turistik bölgelerde değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parsel) itibariyle asgarî ölçüde birim değer tespit etmekle görevlidir.

c) 72 nci maddenin üçüncü fıkrasına göre kurulan takdir komisyonu: 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun (Değişik:3/4/2002-4751/6-A) 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca her il veya ilçe için arazinin cinsi (Kıraç, taban ve sulak) itibariyle asgarî ölçüde birim değer tespit etmekle görevlidir.

(b) ve (c) fıkralarına göre yapılacak değer tespitinde, Emlak Vergisi Kanununun 31 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan normlardan ve bu maddeye göre hazırlanmış bulunan (700 Sayılı KHK’nın 46 ncı maddesiyle değişen ibare; Yürürlük:09.07.2018)yönetmelik(*) hükümleri ile gerektiğinde bilirkişiden yararlanılır.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kayitlarimizda-yer-alan-ticari-mallari-bedelsiz-fatura-keserek-envanterimizden-cikartabilir-miyiz/feed/ 0
Takdir Komisyonlarına Sevk Edilmiş veya Haklarında Vergi İncelemesine Başlanılmış Mükelleflerin Matrah Artışı Karşısındaki Durumu https://www.muhasebenews.com/takdir-komisyonlarina-sevk-edilmis-veya-haklarinda-vergi-incelemesine-baslanilmis-mukelleflerin-matrah-artisi-karsisindaki-durumu/ https://www.muhasebenews.com/takdir-komisyonlarina-sevk-edilmis-veya-haklarinda-vergi-incelemesine-baslanilmis-mukelleflerin-matrah-artisi-karsisindaki-durumu/#respond Mon, 16 Aug 2021 05:33:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=112656 18.06.2021 tarihinde tarafımıza 2019 Yılı Vergi İncelemesi yazısı tebliğ edildi. 7326 sayılı Kanun kapsamında matrah arttırımları yaptığımıza takdirde Vergi İncelemesi durur mu? Kanun yayın tarihinden sonra bu inceleme yazısı geldi vergi müfettişi daha belge talebinde bulunması yani incelemeye başlama tutanağı düzenlenmedi.

Matrah artırımı yapacağınız görüşündeyiz. Vergi Müfettişi ile görüşünüz.

3- Takdir Komisyonlarına Sevk Edilmiş veya Haklarında Vergi İncelemesine Başlanılmış Mükelleflerin Durumu

7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, matrah ve vergi artırımı kapsamına giren dönemler için başlatılmış ve henüz sonuçlandırılmamış incelemelerin veya takdir işlemlerinin bulunması, artırıma engel değildir. 

Öte yandan, matrah ve vergi artırımında bulunulması, Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmeyecektir. Bu mükellefler hakkında vergi incelemesi ile takdir işlemlerine göre tarhiyat yapılabilmesi için aşağıda belirtilen hususlara uyulması gerekmektedir.

 a) 7326 sayılı Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında, artırımda bulunulan yıllar ve vergi türleri ile ilgili olarak Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin, 2/8/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar sonuçlandırılması şarttır. Bu süre içerisinde sonuçlandırılamayan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edilmeyecek, bulunduğu safhada bırakılacaktır. Mükellefler sadece artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan veya artırılan vergileri ödeyeceklerdir.

Bir başka anlatımla, Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 2/8/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar tamamlanamaması hâlinde mükelleflerin, başvuru süresinin sonuna kadar (31 Ağustos 2021) matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları şartıyla, 2/8/2021 tarihinden sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden raporlar ve kararlar üzerine tarhiyat yapılmayacağından, vergi incelemesi ve takdir işlemlerine devam edilmeyecektir.

 b) Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış söz konusu vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin (a) bölümünde belirtilen sürede sonuçlandırılması ve tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde;

 ba) Mükellef, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah ve vergi artırımında bulunmuş ise inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah veya vergi farkı ile mükelleflerin Kanunun 5 inci maddesi hükümlerine göre artırdıkları matrahlar birlikte değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu mükellefin ilgili yıllarda artırılan matrah veya vergi tutarlarının, vergi incelemeleri veya takdir komisyonu kararlarına göre o yıl için belirlenen matrah veya vergi farkından fazla veya bu tutar kadar olması durumunda mükellef hakkında ayrıca vergi incelemeleri ve takdir komisyonu kararlarına göre vergi tarhiyatı yapılmaz ve ceza uygulanmaz.

 bb) Vergi incelemeleri ve takdir sonucu belirlenen tarhiyata konu matrah veya vergi farkının, mükellefin ilgili yıl için artırdığı matrah veya vergi tutarından fazla olması hâlinde, aradaki fark tutar kadar matrah veya vergi farkı üzerinden mükellef hakkında gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve ceza uygulanacaktır. Ancak mükellef, bu fark tutar üzerinden tarh edilen vergiler ile uygulanan gecikme faizi ve cezalar için Kanunun 4 üncü maddesi hükmünden yararlanarak ödemede bulunabilecektir.

 bc) KDV uygulaması bakımından vergi inceleme raporuna veya takdir komisyonu kararına göre tarh edilmesi gereken vergiden, artırım nedeniyle ödenecek tutarlar düşülerek işlem yapılacaktır. Buna göre; 

-İnceleme, KDV yönünden artırım talebinde bulunulan yılın bütün dönemlerini kapsıyorsa, rapora göre tarh edilmesi gereken vergiden, 7326 sayılı Kanunun KDV artırımına ilişkin hükümleri gereğince yılın tamamı için hesaplanan vergi tutarı (bu Kanuna göre tahakkuk eden vergi) düşülecektir.

-İnceleme, KDV yönünden artırımda bulunulan yılın bazı dönemlerini kapsıyorsa, artırım nedeniyle hesaplanan yıllık tutar 12’ye bölünerek aylık ortalama bulunacak, bu ortalamanın raporun kapsadığı dönem sayısı ile çarpılması sonunda bulunan tutar, rapora göre tarh edilmesi gereken vergiden düşülecektir.

7326 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan takdir işlemleri bakımından da bu ayrım kapsamında işlem tesis edilecektir. 

bç) 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılan ve yukarıda (ba), (bb) ve (bc) bölümlerinde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılan tarhiyatlar ile ilgili olarak mükelleflerin tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacaktır. 

bd) 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrasının uygulanmasında, inceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, vergi inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.

 c) Kanunun yayımı tarihinden önce haklarında vergi incelemesi ve takdir işlemlerine başlanılmış mükellefler, 2/8/2021 tarihinden önce matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmakla birlikte artırım, vergi inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten sonra yapılmış ise yukarıda (b) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde mahsup imkanından yararlanamayacaklar, ancak söz konusu inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatlar için bu Kanunun 4 üncü maddesi hükmünden faydalanabileceklerdir.

 ç) Kanuna göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin iadesi konusundaki başvuruları, ilgili kanun hükümleri ve genel tebliğ esasları çerçevesinde sonuçlandırılacak ancak matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında iade talebi ile sınırlı olmak üzere vergi incelemesi yapılabilecektir. Bu incelemelerin 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılması şartı aranmayacaktır. İnceleme sonucuna göre mükellefin iade talebi yerine getirilecek veya reddedilecektir. İade talebinin reddi hâlinde söz konusu vergiler teminat karşılığı veya teminat alınmadan daha önce iade edilmiş ise gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve ceza kesilecektir.

Teminat karşılığı veya teminat alınmaksızın yapılan iadeler ile ilgili inceleme raporunda, tespit edilen matrah ve vergi farkı nedeniyle talep edilen iadeyi aşan bir vergi farkı bulunması hâlinde; iadesi talep edilen tutarı aşan kısım için tarhiyat yapılabilmesi, incelemenin 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılmasına bağlıdır. Bu takdirde de mükellefin matrah ve vergi artırımının dikkate alınacağı tabiidir. Ancak, iade tutarı ile ilgili olarak incelemenin 2/8/2021 tarihine kadar sonuçlandırılması şartı aranılmadığından, iade tutarı ile sınırlı olmak üzere inceleme devam edebilecek ve yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılacaktır. Dolayısıyla, matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin iadesine yönelik incelemeler nedeniyle 2/8/2021 tarihinden sonra düzenlenecek raporlarda, iade tutarını aşan bir tarhiyat önerilmeyecektir.

Kanunun KDV artırımına ilişkin hükümleri gereğince, bu açıklamaların KDV uygulaması bakımından da geçerli olacağı tabiidir.

 d) Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrasında, katma değer vergisi artırımında bulunulan yıllarla ilgili olarak mükellefler hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan tecil-terkin ve iade işlemleri ile sınırlı olmak üzere 2/8/2021 tarihine kadar inceleme şartı aranmaksızın bu Tebliğin (V/D-6) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. Ayrıca, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği kapsamında haklarında özel esaslar uygulanan mükelleflerin genel esaslara geçme taleplerine yönelik inceleme yapılması mümkün olmakla birlikte, bu incelemeler sonucunda artırımda bulunulan yıllarla ilgili tarhiyat yapılamayacaktır.

 e) Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerinden yararlanmak için mükelleflerce 31 Ağustos 2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) başvuruda bulunulabileceğinden, mükelleflerin bu tarihe kadar matrah ve vergi artırımında bulunması ve tahakkuk eden verginin Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, artırımda bulunulan yıllar ve vergi türleri ile ilgili olarak Kanunun yayımı tarihinden sonra başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerine (Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu ve onüçüncü fıkralarında belirtilen hallerin mevcudiyeti hali hariç) devam edilmeyeceği tabiidir.


Kaynak: İsmmmo,7326 Tebliğ
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/takdir-komisyonlarina-sevk-edilmis-veya-haklarinda-vergi-incelemesine-baslanilmis-mukelleflerin-matrah-artisi-karsisindaki-durumu/feed/ 0
Takdir Komisyonuna Sevk İşlemlerinde Zaman Aşımı https://www.muhasebenews.com/takdir-komisyonuna-sevk-islemlerinde-zaman-asimi/ https://www.muhasebenews.com/takdir-komisyonuna-sevk-islemlerinde-zaman-asimi/#respond Sun, 01 Nov 2020 11:52:56 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=95417 TAKDİR KOMİSYONUNA SEVK İŞLEMLERİNDE ZAMANAŞIMI

I-GİRİŞ

Bilindiği gibi genel olarak, zaman aşımına uğramasına az bir süre kalmış vergi incelemelerinde, zaman kazanmak ve incelenen konudaki çıkması muhtemel matrah farklarını ve vergi alacağını güvenceye almak için, beş yıllık zaman aşımı süresinin, takdir komisyonuna sevk işlemi ile durması nedeniyle, öncelikle takdir komisyonuna sevki sağlanmakta, daha sonra beş yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra, vergi incelemesine başlanmakta, yapılan inceleme sonucunda, takdir komisyonuna done olacak şekilde vergi tekniği raporu düzenlenmekte ve takdir komisyonuna gönderilmektedir. Takdir komisyonlarınca da, her hangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, vergi inceleme raporunda önerilen hususlarda, matrah takdiri yapılmakta, yapılacak tarhiyatın dayanağı olarak, takdir komisyonu kararları, vergi dairesine gönderilmektedir.

Platformda, takdir komisyonuna sevk işlemlerinin, 213 sayılı V.U.K’ nun 113 ve 114′ ncü maddelerinde yapılan yasal düzenlemeler ve yargı kararları birlikte değerlendirilmiştir.

II-KONU İLE İLGİLİ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

V.U.K.’ nun 114′ ncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ” “Şu kadarki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zaman aşımını durdurur. Duran zaman aşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.” hükmü Anayasa Mahkemesinin 15.10.2009 tarih, 2006/124 Esas sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının gerekçesi özetle aşağıdaki gibidir; “Zaman   aşımı   süresinin   geçmesiyle   artık    vergi   incelemesi yapılamayacaktır. Zaman  aşımı  hükümlerindeki  açıklık, sadece  zaman aşımı süresinin  başlangıç  ve  bitişinin  yasada  gösterilmesiyle  kendisini  göstermez. Vergilemede hukuksal kararlılığın sağlanması amacıyla getirilen zaman aşımını durduran  nedenlerle,  durma  süresinin  ve  duran  zaman  aşımının  işlemeye başlama tarihinin de açık, belirgin,  somut ve öngörülebilir olması, keyfiliğe izin vermemesi, yasallık ve hukuk devleti ilkesinin gereğidir.”

Kararda iptal hükmünün, kararın resmi gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiş ve Maliye Bakanlığınca, söz konusu iptal kararına uygun olarak,114’ncü maddenin ikinci fıkrası 23.07.2010 tarih ve 6009 sayılı Kanunun 8’inci maddesiyle aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir;

Şu kadarki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zaman aşımını durdurur. Duran zaman aşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak, işlemeyen süre her ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.”

6009 sayılı Kanunun 62’nci maddesinin (d) bendi ile söz konusu 114’ncü madde 01.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 01.08.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu kere yürürlük maddesi yönünden Anayasa Mahkemesine gidilmiş ve Anayasa Mahkemesinin 26/1/2012 tarihli ve E.: 2011/74, K.: 2012/15 sayılı Kararı ile; 23/7/2010 tarihli ve 6009 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin (d) bendinde yer alan “… 1/7/2010 tarihinden ge-çerli olmak üzere …” ibaresi iptal edilmiştir.

Maliye Bakanlığı Anayasa Mahkemesi’nin son iptal kararından sonra, yeni bir düzenleme yapmamıştır. Yani bir başka anlatımla, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yasal düzenleme uygulanmaya devam edilmektedir.

Buna bağlı olarak, Yakın zamana kadar yargı karalarında genel olarak, yukarıda açıklaması yapılan, Anayasa Mahkemesi karaları doğrultusunda, takdire sevk işlemlerinin, zaman aşımını durdurmayacağı yönünde kararlar verilmiştir. Ancak son dönemlerde, ilk verilen kararların tam aksine, bu kez, takdire sevk işlemlerinin, zaman aşımını durduracağı, bu şekilde yapılan işlemlerde, zaman aşımı olmadığı yönünde kararlar verilmeye başlanmıştır.

Vergi mahkemesince, “sırf vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde yapılmasını zorunlu kılan zaman aşımı hükmünü aşmak amacıyla takdire sevk işlemi yapılmasının, işlemeye başlamış olan zaman aşımı süresini durdurmayacağı gerekçesiyle yapılan tarhiyatları kaldırma kararları başlangıçta D.V.D.D.K.nca da onanmış iken daha sonra karar düzeltme talebini görüşen aynı Kurulda; “….tarh zaman aşımı süresinin dolmasından önce yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zaman aşımı süresini durduracağından, vergi ve cezaların zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle verilen temyize konu vergi mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” şeklindeki, önceki kararların tam aksine bir kararla, tarhiyatı kaldıran mahkeme karanını bozmuş olduğu görülmüştür.

D.V.D.D.K nun son kararı, Anayasa mahkemesi kararlarıyla çelişmektedir.

Oysa yasa ile konulan hukuk kurallarının uygulanmasında, yoruma ve duruma göre değil, yargılamada silahların eşitliği ilkesine göre karar verilmesi beklenir. Vatandaşlardan hukuk kurallarına uymaları beklenirken, kamunun ve de idarenin de, eylem ve işlemlerini, hukuka uygunluğu yönünden denetleyen yargının da, evrensel hukuka uygun karar vermelerinin bekleneceği tabiidir. Her hangi bir kanun değişikliği olmadığı halde, aynı olayla ilgili olarak, kısa zaman aralığında, bir birinin tamamen tersi kararlar alılmasının, Anayasa mahkemesi kararlarının göz ardı edilmesinin, silahların eşitliği ilkesine uygun olduğu ve öngörülebilir olduğu da, iddia edilemez.

Anayasa Mahkemesi, yukarıda açıklaması yapılan, kanunların geriye yürütülemeyeceği ilkesine dayanan iptal kararını gerekçesinde; “Düzenlemeden beklenen kamu yararının, vergi borçlarının zaman aşımına uğramasını önleyerek daha yüksek oranda tahsilatın sağlanması olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşılık mükelleflerin zaman aşımına uğramış vergi borçlarından sorumlu tutulmaları, diğer bir anlatımla, zaman aşımına uğramış borçların yeniden canlandırılması, hukuka olan güven duygusunu zedeler ve hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaşmaz.” denilmektedir.

 

III- VERGİ USUL KANUNUN 114. MADDESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kanunun 113’ncü maddesi aşağıdaki gibidir;

Zaman aşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır. Zaman aşımı mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.

114’ncü madde ise şöyledir;

“Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak, beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrar. (6009 s.k.8 inci maddesi ile eklenen fıkra.1.08.2010 geçerlilik) Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zaman aşımını durdurur. Duran zaman aşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak bu işlemeyen süre her hal ve takdirde bir yıldan fazla olamaz”

Yazımızın önceki bölümlerinde, 213 sayılı V.U.K’ nun 114’üncü maddesinde düzenlemesi yapılan kanun hükmünün, Maliye Bakanlığı yorum ve uygulamaları ile yargı organlarındaki farklı yorumları, Anayasa Mahkemesi’nin aynı yasal düzenleme ve uygulanmasında ortaya çıkan farklı yorumlamalar ortaya konulmuştur. Platform toplantısında, yaşanan ihtilaflar bütün sonuçları ile örnek olaylar üzerinden tartışılmıştır.

Örnek: 1 Mükellefin 2007 hesap dönemi faaliyetleri, Gelir Vergisi, Geçici Gelir Vergisi ve KDV matrah takdiri için, 15.11. 2012 tarihinde takdir komisyonuna sevk edilmiştir.

Mükellefe matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk tarihi………15.11.2012

Normal koşullarda zamanaşımının dolma tarihi ……………………………31.12.2012

Olayda zamanaşımının durduğu tarih ……………………………………………15.11.2012

Komisyon Kararının vergi dairesine tevdii tarihi ……………………………30.11.2013

Komisyon kararının vergi dairesince mükellefe tebliğ tarihi …………30.12.2013

Zamanaşımının durduğu tarih ile, komisyon kararının

Vergi dairesine tevdi edilen tarih arasında geçen süre………………1 yıl 15 gün.

Normal koşullarda işlemeyen süre ……………………………………………………45 gün

Komisyona sevki nedeniyle işlemeyen sürenin en üst sınırı ………………1 yıl

Platformun görüşüne göre 1 yıllık işlemeyen sürenin hesabı yapılırken 5 yıllık zamanaşımı süresine 1 yıl ekleme suretiyle olmaması gerekmektedir. 1 yıllık ek süre + 5 yıllık zamanaşımı şeklinde yorumlanması kanunun açık hükmüne aykırıdır. 1 yıllık süre duran zaman aşımının durduğu yerden itibaren, eklenen bir süre olup, örneğimizde işlemeyen 45 günlük süre + Komisyon kararının vergi dairesince mükellefe tebliği için geçen süre de dahil, 1 yıllık hesabın içinde kaldığı için, bu olayda zamanaşımı gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle de Komisyon kararı mükellefe zamanaşımı nedeniyle tebliğ edilemez.

Danıştay kararında, duran 45 günlük zamanaşımı süresinin, 1 yıl 45 güne uzatıldığı açıktır. Oysa uzatılan süre en fazla 1 yıl olmalıdır. Kanuna tamamen aykırı bir karardır. Duran sürenin en fazla 1 yıl olacağı ve noksan kalan tüm işlemlerin, (komisyonun karar vermesi, vergi dairesinin yasaya uygun olarak yapacağı tebligat için gerekli süreler gibi) bu süre içinde tamamlanması gerektiği açıktır. Anayasa Mahkemesi, yukarıda belirtildiği gibi, yasanın bu hükmünü iptal gerekçesinde;

Zaman aşımı hükümlerindeki açıklık, sadece zaman aşımı süresinin başlangıç ve bitişinin yasada gösterilmesiyle kendisini göstermez. Vergilemede hukuksal kararlılığın sağlanması amacıyla getirilen zaman aşımını durduran nedenlerle, durma süresinin ve duran zaman aşımının işlemeye başlama tarihinin de açık, belirgin, somut ve öngörülebilir olması, keyfiliğe izin vermemesi, yasallık ve hukuk devleti ilkesinin gereğidir.” Denilmektedir. Yüce Mahkeme tarafından vurgulanarak yapılan gerekçelendirme, son derece de yerindedir. Aksi takdirde takdir komisyonunda geçen süre, örtülü bir şekilde esnek uygulamalara, hukuka aykırı vergilendirme yapılmasına sebebiyet vermiş olmaktadır.

ÖRNEK 2. Birinci örnekte verilen mükellefle ilgili olarak, aynı konuda tarihler aşağıdaki gibidir;

Mükellefe matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk tarihi ..…………..31.12.2012

Normal koşullarda zamanaşımının dolma tarihi …………………………………..31.12.2012

Olayda zamanaşımının durduğu tarih, ……………………………………………….…31.12.2012

Komisyon Kararının vergi dairesine tevdii tarihi :…………………………….,..31.11.2013

Komisyon kararının vergi dairesince mükellefe tebliğ tarihi :……………31.12.2013

Zamanaşımının durduğu tarih ile, komisyon kararının

vergi dairesince, mükellefe tebliğ tarihi arasında geçen süre :………1 yıl, 1 gün.

Normal koşullarda işlemeyen süre. (1 yıllık süreye eklenmemiştir)…………1 gün

Komisyona sevki nedeniyle işlemeyen süre :………………………………………………1 yıl

Yukarıda ifade edildiği gibi 1 yıllık işlemeyen sürenin hesabı yapılırken 5 yıllık zamanaşımı süresine 1 yıl ekleme suretiyle olmaması gerekmektedir. 1 yıllık ek süre + 5 yıllık zamanaşımı şeklinde yorumlanması kanunun açık hükmüne aykırıdır. 1 yıllık süre duran zaman aşımının durduğu yerden itibaren eklenen bir süre olup örneğimizde işlemeyen 1 günlük süre + Komisyon kararının vergi dairesince mükellefe tebliği için geçen sürede dahil, 1 yıllık hesabın içinde kaldığı için bu olayda zamanaşımı yoktur.

SONUÇ.

Platformda yapılan tartışma sonucunda;

V.U.K’ nun 114 ‘üncü maddesindeki zaman aşımı süresinin hesaplanmasında, takdir komisyonuna sevk işleminin, 5 yıllık zaman aşımı süresi artı 1 yıllık ek süre olarak yorumlanamayacağı, takdir komisyonunda geçen sürenin, her şekilde 1 yılı geçemeyeceği, örneklerde görüldüğü gibi, zaman aşımının durduğu tarih ile, takdir komisyonu kararının vergi dairesince mükellefe tebliğ tarihi arasında geçen toplam süre 1 yıldan fazla olduğundan, vergi alacağının zaman aşımına uğramış olacağına,

Anayasa Mahkemesince, ikinci defa iptal kararı verilen yasal düzenleme nedeniyle, takdir komisyonuna sevk işlemlerinde, 5 yıllık zaman aşımı süresinin, 1 yıl uzayacağı hükmünün, 01.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olacak şeklinde düzenlenmesinin, kanunların geriye yürütülemeyeceği hukuk genel prensibine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesinin yerinde olduğu. Bu nedenle, 01.07.2010 tarihinden önceki dönemler için, takdir komisyonuna sevk işlemlerinde, 1 yıllık ek sürenin uygulanmaması gerektiği

Kanaatine varılmıştır.


Kaynak: İstanbul YMM odası
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/takdir-komisyonuna-sevk-islemlerinde-zaman-asimi/feed/ 0
Ayni olarak yapılan bağış ve yardımların emsal değeri nasıl tespit edilecek? https://www.muhasebenews.com/bagis-ve-yardimin-nakden-yapilmamasi-halinde-degeri-nasil-tespit-edilecektir/ https://www.muhasebenews.com/bagis-ve-yardimin-nakden-yapilmamasi-halinde-degeri-nasil-tespit-edilecektir/#respond Mon, 29 Jul 2019 09:00:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=64761 Bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde değeri nasıl tespit edilecektir?

Gelir vergisi mükellefleri tarafından bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu teşkil eden mal veya hakkın varsa mukayyet değeri, yoksa Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonunca tespit edilecek değeri esas alınır.

Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından bağış ve yardımların nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.

 

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bagis-ve-yardimin-nakden-yapilmamasi-halinde-degeri-nasil-tespit-edilecektir/feed/ 0
Kira bedelinin hiç olmaması veya rayiçten düşük olması halinde ne yapılmalıdır? https://www.muhasebenews.com/kira-bedelinin-hic-olmamasi-veya-rayicten-dusuk-olmasi-halinde-ne-yapilmalidir/ https://www.muhasebenews.com/kira-bedelinin-hic-olmamasi-veya-rayicten-dusuk-olmasi-halinde-ne-yapilmalidir/#respond Thu, 25 Jul 2019 13:00:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=64571 Kira bedelinin hiç olmaması veya düşük olması halinde ne yapılmalıdır?

 

Kira bedelinin hiç olmaması veya düşük olması halinde, “emsal kira bedeli” esas alınır.

Buna göre;
– Gayrimenkulün bedelsiz olarak başkalarının kullanımına bırakılması,
– Kiraya verilen gayrimenkulün kira bedelinin emsal kira bedelinden düşük olması,
hallerinde emsal kira bedeli esası uygulanacaktır.

Kiraya verilen bina ve arazilerde emsal kira bedeli, varsa yetkili özel makamlarca veya mahkemelerce saptanmış kira bedelidir. O bina ya da arazi için kira takdiri veya tespiti yapılmamışsa; emsal kira bedeli, emlak vergisi değerinin % 5’idir.

Bina veya arazi dışında kalan mal ve haklarda emsal kira bedeli, bunların maliyet bedelinin % 10’udur.

Bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanununun servetlerin değerlemesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin %10’udur.

Örnek: Bay C, emlak vergisi değeri 100.000 TL olan bir apartman dairesini arkadaşına bedelsiz olarak kiralamıştır.
Bu durumda, Bay C’nin kira geliri elde etmediği halde, emsal kira bedeli hesaplaması ve buna göre bulunacak tutar kadar kira geliri elde etmiş sayılması gerekmektedir.
Emsal Kira Bedeli: 100.000 x %5= 5.000 TL olacaktır.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kira-bedelinin-hic-olmamasi-veya-rayicten-dusuk-olmasi-halinde-ne-yapilmalidir/feed/ 0
Süresi Dolan Ürünlerin Gümrükte İmha Edilmesi Halinde, Ürün Mal Bedeli Ve Gümrük Harcamaları Gider Yazılabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/suresi-dolan-urunlerin-gumrukte-imha-edilmesi-halinde-urun-mal-bedeli-gumruk-harcamalari-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/suresi-dolan-urunlerin-gumrukte-imha-edilmesi-halinde-urun-mal-bedeli-gumruk-harcamalari-gider-yazilabilir-mi/#respond Fri, 22 Feb 2019 18:30:03 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=14631 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Miadı dolan ürünlerin gümrükte imha edilmesi halinde ürünün mal bedeli ile gümrükte yapılan harcamaların gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hk.

İlgide kayıtlı bilgi edinme başvuru formunuz, özelge talep formunuz ve ek dilekçenizde; miadı dolan ve gümrükte bekleyen bazı parti numaralı ürünlerin Gümrük Müdürlüğü tarafından ithalatına izin verilmemesi sebebiyle ithalatının gerçekleştirilemediği, hasarlı ve miadı dolan ürünlerin tespit ve kontrollerinin ……  Gümrük Müdürlüğü tarafından yapılarak ve 6 (altı) araçla mühürlenerek imha edilmek üzere …………………….. AŞ’ye 15/10/2014 tarihinde teslim edildiği belirtilerek, miadı dolan ve ithalatı gerçekleştirilemeyerek Gümrükte imha edilecek ürünlerin mal bedeli ve Gümrükte gerçekleştirilecek imha masraflarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

KURUMLAR VERGİSİNE GÖRE
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

GELİR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddesinde ise; ‘’Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümler uyarınca, tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde ise, safi kazancın tespit edilmesinde indirilebilecek giderler sayılmış olup, aynı maddenin (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Takdir Komisyonlarının Görevleri” başlıklı 74 üncü maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak takdir komisyonlarının görevleri arasında sayılmıştır.

Mezkûr Kanunun 278’inci maddesinde, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi hâller neticesinde iktisadî kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartaların emsal bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 267’nci maddesinde ise, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın emsal bedelinin, ortalama fiyat, maliyet bedeli ve takdir esası olmak üzere üç esasa göre tayin edileceği; ilk iki sıradaki usul ile belli edilemeyen emsal bedelin ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edileceği hüküm altına alınmıştır.

Emtiaların imhasında genel uygulama, imhaların takdir komisyonu nezaretinde yapılmasıdır. Ancak son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk olan ilaç, tıbbi malzeme, gıda, atık vb. emtianın insan sağlığına zararlı olabileceği ve acilen imha edilmesi mecburiyeti bulunan bu ürünlerin emsal bedellerinin takdir komisyonlarınca muayyen bir zamanda takdirinin mümkün olamayacağı hususları göz önüne alınarak; takdir komisyonuna başvurulmaksızın ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde tutanakla tespit edilmek suretiyle imha edilebilmesi Maliye Bakanlığınca benimsenmiştir.

Bu çerçevede imha edilecek emtianın niteliğine göre, ilgili mevzuat gereği görevli olan bakanlıkların veya yetkili kurumun görevlileri ve bu emtiayı imha etmeye yetkili müessese ile mükellefin temsilcilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde imha işleminin yapılması ve bu durumun komisyon tarafından tutanakla tespit edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, imha işlemine ilgili bakanlık yetkililerinin katılımının sağlanamaması ve imhaya ilişkin tespitin bu komisyon nezdinde tutanağa bağlanamaması durumunda, olayın mutlaka takdir komisyonuna intikalinin sağlanması gerekmekte olup, imha edilen emtianın takdir komisyonunca belirlenecek emsal bedeli üzerinden kayıtlara alınarak işlem yapılması gerekecektir.

Bu itibarla, özelge talep formunuz ve eklerinden imhanın yukarıda açıklanan şekilde takdir komisyonu veya ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde yapılmadığı anlaşıldığından söz konusu emtia için emsal bedel takdiri yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, imha edilen söz konusu ürünlere ilişkin olarak Vergi Usul Kanununa göre emsal bedel takdiri yapılamadığından, bu ürünlerin maliyet bedellerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, imha işlemleri kapsamında üstlenilen masrafların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
4 ekim 2016 Tarih 11395140-105[Mük257-2016/VUK1-18758]152824 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/suresi-dolan-urunlerin-gumrukte-imha-edilmesi-halinde-urun-mal-bedeli-gumruk-harcamalari-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
Miadı Dolduğu İçin İmha Edilen Ürünler Gider Yazılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/miadi-doldugu-icin-imha-edilen-urunler-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/miadi-doldugu-icin-imha-edilen-urunler-gider-yazilabilir-mi/#respond Fri, 21 Dec 2018 16:30:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=12985 Miadı dolan ve gümrükte bekleyen ürünlerin gümrük müdürlükleri tarafından ithalatına izin verilmemesi sebebiyle ithalatının gerçekleştirilemediği, hasarlı ve miadı dolan ürünlerin tespit ve kontrollerinin gümrük müdürlüğü tarafından yapılarak mühürlenerek imha edilmek üzere ithalatçıya teslim edilmesi halinde, miadı dolan ve ithalatı gerçekleştirilemeyerek Gümrükte imha edilecek ürünlerin mal bedeli ve Gümrükte gerçekleştirilecek imha masraflarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağına ilişkin açıklamalar aşağıda belirtilmiştir.

Tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde ise, safi kazancın tespit edilmesinde indirilebilecek giderler sayılmış olup, aynı maddenin (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Takdir Komisyonlarının Görevleri” başlıklı 74 üncü maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak takdir komisyonlarının görevleri arasında sayılmıştır.

Adı geçen kanunun 278 inci maddesinde, yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi hâller neticesinde iktisadî kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartaların emsal bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 267 nci maddesinde ise, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın emsal bedelinin, ortalama fiyat, maliyet bedeli ve takdir esası olmak üzere üç esasa göre tayin edileceği; ilk iki sıradaki usul ile belli edilemeyen emsal bedelin ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edileceği hüküm altına alınmıştır.

Emtiaların imhasında genel uygulama, imhaların takdir komisyonu nezaretinde yapılmasıdır.
Ancak son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk olan ilaç, tıbbi malzeme, gıda, atık vb. emtianın insan sağlığına zararlı olabileceği ve acilen imha edilmesi mecburiyeti bulunan bu ürünlerin emsal bedellerinin takdir komisyonlarınca muayyen bir zamanda takdirinin mümkün olamayacağı hususları göz önüne alınarak; takdir komisyonuna başvurulmaksızın ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde tutanakla tespit edilmek suretiyle imha edilebilmesi Maliye Bakanlığınca benimsenmiştir.

Bu çerçevede imha edilecek emtianın niteliğine göre, ilgili mevzuat gereği görevli olan bakanlıkların veya yetkili kurumun görevlileri ve bu emtiayı imha etmeye yetkili müessese ile mükellefin temsilcilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde imha işleminin yapılması ve bu durumun komisyon tarafından tutanakla tespit edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, imha işlemine ilgili bakanlık yetkililerinin katılımının sağlanamaması ve imhaya ilişkin tespitin bu komisyon nezdinde tutanağa bağlanamaması durumunda, olayın mutlaka takdir komisyonuna intikalinin sağlanması gerekmekte olup, imha edilen emtianın takdir komisyonunca belirlenecek emsal bedeli üzerinden kayıtlara alınarak işlem yapılması gerekecektir.

Miadı dolan emtia ile ilgili imha işleminin yukarıda açıklanan şekilde takdir komisyonu veya ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde yapılması halinde gider yazılabilmekte, yapılmaması durumunda ise Vergi Usul Kanununa göre emtia için emsal bedel takdiri yapılamadığından, bu ürünlerin maliyet bedellerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, imha işlemleri kapsamında üstlenilen masrafların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/miadi-doldugu-icin-imha-edilen-urunler-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0