süreyle – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Fri, 01 Mar 2024 12:53:10 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Anonim şirket gerçek kişi ortağının 2 yıldan fazla süreyle elinde bulundurduğu hisse senedi satışından doğan kazanç vergiye tabi midir? https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-gercek-kisi-ortaginin-2-yildan-fazla-sureyle-elinde-bulundurdugu-hisse-senedi-satisindan-dogan-kazanc-vergiye-tabi-midir/ https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-gercek-kisi-ortaginin-2-yildan-fazla-sureyle-elinde-bulundurdugu-hisse-senedi-satisindan-dogan-kazanc-vergiye-tabi-midir/#respond Fri, 01 Mar 2024 12:53:10 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149290 Anonim şirket gerçek kişi ortağının aktifte 2 yıldan fazla bulundurduğu bastırılmış hisse senedini satması durumunda değer artış kazancı doğar mı acaba?

Değer artış kazancı doğmaz.


İLİNTİLİ İÇERİKLER

1- ANONİM ŞİRKETİN PAY (HİSSE) SENEDİ KURULUŞTAN ÖNCE ÇIKARILABİLİR Mİ?
Şirketin ve sermaye artırımının tescilinden önce çıkarılan paylar geçersizdir; ancak, iştirak taahhüdünden doğan yükümlülükler geçerliliklerini sürdürür.

2- PAY SENETLERİNİ KİM ÇIKARIR?
Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır.

3- PAY SENEDİ ÇIKARILMASI TESCİLE TABİ MİDİR?
Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur.

4- PAY SENEDİ ÇIKANA KADAR HANGİ GEÇİCİ BELGE KULLANILIR?
Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.

5- AZINLIK HİSSEDARLAR NAMA YAZILI PAY SENEDİ İSTEYEBİLİR Mİ?
Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.

6- TESCİLDEN ÖNCE PAY SENEDİ ÇIKARILIRSA SORUMLUSU KİMDİR?
Tescilden önce pay senedi çıkaran kimse, bundan doğan zararlardan sorumludur.


İSTANBUL YMM ODASI

BASTIRILMAMIŞ ANONİM ŞİRKET HİSSESİ DEVRİNDE VERGİLEME

1.GİRİŞ

Anonim şirket hisse devri uzun zamandır vergi ile ilgili kamuoyunda çeşitli tartışmalara konu olmaktadır. Anonim şirketlere ait hisselerin edinilmesi ve elden çıkarılması bir yönüyle Türk Ticaret Kanunu ile ilgili iken diğer yandan Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu açısından önemli hükümler içermektedir.

Anonim şirket hisselerine; hisse senedi, hisse senedi yerine geçen ilmühaber veya bu iki menkul kıymet basılmadan da sahip olabilmek mümkündür.

Bu raporumuz, senede bağlı hisselerin, senet yerine geçen ilmühaberlerin veya senet bastırılmamış hisselerin devrinde vergi uygulamalarını ele almak amacıyla hazırlanmıştır. Yazı içeriğinde hisse senedi yerine geçen ilmühaber ile yapılan senet devrinde yargı kararına rağmen katma değer vergisi uygulamasının doğru olup olmadığı sorusuna yanıt aranmaktadır.

Konu önce Türk Ticaret Kanunu açısından ele alınmıştır. Bu kapsamda pay senetleri, pay senetlerinin devri, pay defteri konusundaki TTK hükümleri belirtilmiştir.

Daha sonra konunun vergi hukuku açısından değerlendirilmesi sırasında 3 adet özelge ve 1 adet Danıştay kararı ele alınmış bulunmaktadır. Konu platform toplantısında görüşülmüş ve özelgeler ile Danıştay kararı arasındaki çelişki vurgulanmış ve katma değer vergisi yönünden Danıştay kararına uyacak şekilde düzenleme yapılması gereği üzerine büyük çoğunlukla mutabık kalınmıştır.

2.TÜRK TİCARET KANUNU HÜKÜMLERİ

Kanun içeriğinde yer alan ve ilgililerce de bilindiği üzere anonim şirketlerde hamiline ve nama yazılı olmak üzere iki çeşit hisse söz konusudur. Kanun maddelerinde görüleceği gibi hamiline yazılı hisse senetleri için halka açık olmayan anonim şirketlerde hisse senedi basımı 3 ay içinde zorunlu olup, basım kararının tescil edilmesi gerekmektedir. Söz konusu anonim şirketlerde nama yazılı hisse senedinin basılma zorunluluğu ancak azınlık hissesi isterse vardır. Basılacağı zaman karar tescili aranmaz. Dolayısıyla hisseleri nama yazılı olan halka açık olmayan anonim şirketlerde (sayıları 90.000 civarındadır) hisse basılmasına gerek olmadan ticari hayat devam etmektedir. Sahiplik durumları Ticaret Sicil kayıtlarında mevcut bulunmaktadır.

Halka açık olanlarda ise hisse senedi nama veya hamiline olsun basımı zorunlu olup hisse senetleri Merkezî Kayıt Kuruluşu’nda kayda alınmaktadır. TTK ve SPK mevzuatlarına tabi olarak işlemler yürütülmektedir.

Halka kapalı olan anonim şirketler hisse senedi basılıncaya kadar onların yerine geçen ilmühaber kullanabilirler ancak burada da zorunluluk olmadığı 486’ncı madde de belirtilmektedir.

Madde metni şu şekilde ifade edilmiştir; ” –(1) Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkartılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır.”

Diğer yandan Türk Ticaret Kanununun 484, 487, 489, 491, 493, 494, 498 ve 499 maddelerinde yer alan hükümler de bu hususu desteklemekte olup anonim şirketlerde hisse payına sahip olma ve gerektiğinde devretme aşamasına kadar uygulamaya ilişkin hükümler belirtilmiş bulunmaktadır.

3.VERGİ UYGULAMALARI

3.1. Vergi Kanunu Hükümleri

Vergi kanunları bakımından Gelir Vergisi Kanunu mükerrer 80/1 ve mükerrer 80/4 maddeleri,

Kurumların iştirakinde yer alan hisse senetleri için Kurumlar Vergisi Kanunu Md. 5/1-e ve

Katma Değer Vergisi Kanunu madde 17/4-g ve 17/4-r maddeleri önem arz etmektedir.

Gerçek kişilerin elinde bulunan hisse senetleri veya ilmühaberin devrinde katma değer vergisi söz konusu değildir. Gerçek kişilerin sahibi oldukları anonim şirket hisseleri senede bağlanmamış veya ilmühaber çıkarılmamış ise Gelir İdaresi Başkanlığı bu hisseleri GVK Mükerrer 80/4 kapsamında değerlendirmektedir.

Kapalı A.Ş. olarak TTK’da tanımlanan ve hisse senedi çıkarılmamış ve ilmühabere bağlanmamış ve uzun yıllardır elde tutulan nama yazılı A.Ş. paylarını GVK 80/1’e göre 2 yıl geçtikten sonra satışındaki istisnadan yararlanmayı önleyici bir anlayış söz konusudur.

Hisse senedi veya ilmühaberi çıkarmamış olmakla, bunları yapmış olmanın gerçek kişi açısından bir farkı yoktur. Genel kurula katılmak, yönetim kurulunda yer almak, kâr payı almak vs. hisse sahibi olmanın getirdiği haklar ve sorumluluk hep aynıdır.

Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini esas alırsak hisse senedi bastırmak veya ilmühaber çıkarmanın mecbur olmadığı hallerde her şey eşittir ve senede bağlanmamış hisselerin de GVK mükerer 80/1’e göre yorumlanmasına bir engel yoktur.

Aşağıda açıklanan üç adet özelge farklı vurguları nedeniyle seçilmiştir. Danıştay kararı ise idarenin uymadığı bütün vergi kanunları bakımından Hisse Senedi = İlmühaber kavramına vurgu yapmaktadır. Başka bir deyişle yargı hisse senedi ile ilmühaberin farklı olmadığını belirlemiştir. Hisse senedi = İlmühaber kavramı özelgelerde görüleceği üzere KDV için

geçerli sayılmamıştır. Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulamaları KDV ile bu yönüyle çelişmektedir.

Özellikle 09.09.2013 tarihli özelgede belirtilen “Geçici ilmühaberin hisse senedi mahiyetinde değil iştirak hisselerinin teslimi mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğinden” cümlesinin yasal dayanağı görülememektedir.

Özel bir kanun olan Türk Ticaret Kanununda geçici ilmühaberin hisse senedi yerine çıkarılabileceği hükmüne uymak, tıpkı ihracat işlemlerinde Gümrük kanununda yer alan gümrük beyannamesi yerine geçen belgeleri kullanmak gibidir.

3.2. GİB Özelgeleri

Özelge sisteminde yer alan üç adet özelgenin içinden alınan metinler aşağıda belirtilmektedir.

İlk özelge İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 23.02.2012 tarihinde alınmıştır. B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-227 sayılı bu özelge geçici ilmühaber kâğıtlarından hisse senedine dönüşen payların satışına ilişkindir. Özelgede;

“232 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği geçici ilmühaberlerin anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetler olduğu, sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kâr payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberlerin, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybettiği, dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmasını gerektiği ve ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarihin dikkate alınacağı belirtilmiştir. “

İkinci özelge İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 09.09.2013 tarihinde alınmıştır. 39044742-KDV.17-1460 sayılı bu özelge geçici ilmühaberlerle temsil edilen ortaklık paylarının satışına ilişkindir. Özelgede;

“Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Dolayısıyla, şirketinizin iştiraki … A.Ş. nin hisse senedi yerine geçen geçici ilmühaberle temsil edilen ortaklık hisselerinin satılması halinde dikkate alınacak iki yıllık sürenin hesabında, …

Ltd. Şti. nin sermayesine iştirak edilen tarih dikkate alınacak olup geçici ilmühaberlerin satışından elde edilecek kazancın %75 lik kısmının, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen şartların sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır”.

Aynı özelgenin KDV bölümünde ise;

“Bilindiği üzere, geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir”.

………………………

“Geçici ilmühaberin hisse senedi mahiyetinde değil iştirak hisselerinin teslimi mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğinden, bu teslimlerin Kanunun 17/4-g maddesi kapsamda KDV den istisna tutulması mümkün bulunmamaktadır”.

…………………

“Diğer taraftan, ….………. nin geçici ilmühaberle temsil edilen ortaklık hisselerinin teslimi,

ortaklık hisselerinin iki tam yıl süre ile şirket aktifinde kayıtlı olması halinde Kanunun 17/4-r maddesi kapsamında KDV den istisna tutulacak, aksi takdirde genel oranda (%18) KDV ye tabi olacaktır.” Denilmektedir.

Son özelge ise İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan 21.06.2017 tarihinde alınmıştır. 62030549-120 (Mük. 80-2016/211)181606 sayılı bu özelge geçici ilmuhaberlerle temsil edilen ortaklık paylarının satışına ilişkindir. Özelgede;

“05/03/2012  tarihinde  hisselerini  satın  alma  yoluyla  iktisap  ettiğiniz…..  Tic.  A.Ş.’deki

ortaklık payınız 05/02/2016 tarihinde hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğundan, tarafınıza ait hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olduğunuz 05/02/2016 tarihinin esas alınması gerekmektedir.

Şahsınıza ait bulunan pay senetlerinin tevsik zorunluluğu kapsamında olanlara satış tutarı 7.000 TL’yi aşıyor ise prensip olarak bu satışa ilişkin tüm tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kullanılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.” İfadeleri yer almaktadır.

3.3. Danıştay Kararı

Danıştay 9. Daire E.2010/10221 K.2011/281 sayılı ve 9.2.2011 tarihli kararı ise GİB özelgelerinden farklı bir şekilde konuya yaklaşmaktadır.

Bu karara göre;

“Hisse senetleri, sermaye şirketlerinde ortaklık payının karşılığı olarak çıkarılan ve onu temsil eden kıymetli evrak olup; geçici ilmühaberler ise, hisse senedi çıkarılıncaya kadar geçen sürede hüküm ifade eden, hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan ve sahiplerine hisse senedi sahiplerinin haklarını sağlayan kıymetli evrak niteliği taşımaktadır.

Bu hükümlere göre hisse senedi ve geçici ilmühaber ayrı iki kıymetli evrak olarak görülse dahi, birbirinin devamı olan aynı hakları sağlayan ve aynı usullere göre çıkarılan, tamamen aynı niteliklere haiz ve birbirini tamamlayan belgelerdir.

Nitekim 232 seri no.lu Gelir Vergisi Tebliği’nde de geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan menkul kıymetler olduğundan ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Bu itibarla, hisse senedi ile geçici ilmühaberlerin: Türk Ticaret Kanununda “Hisse Senetleri” başlığı altında ve aynı kısımda düzenlenmiş olması, geçici ilmühaberin hisse senedi çıkarılıncaya kadar onun yerini tutması, aynı nitelikleri taşıması, birbirinin devamı olması ve sahibine aynı hakları sağlaması nedeniyle, geçici ilmühaberin de vergi hukuku açısından hisse senedi kapsamında bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, geçici ilmühaberle yapılan ortaklık payı devrinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesi kapsamında bulunmadığından bahisle yapılan cezalı tarhiyatın bu kısmında ve buna karşı açılan davanın bu kısmını reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir” denilmektedir.

Kısaca Danıştay yukarıdaki kararında KDV yönünden de hisse senetleri ile ilmühaberi aynı kabul etmektedir.

4.SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Yazı içeriğini oluşturan konu platformda görüşülmüştür. Katılımcıların büyük çoğunluğu Danıştay Kararında belirtilen şekilde anonim şirket hisse senetleri ve hisse senedi yerine geçen ilmühaberin bütün vergi kanunları için eşit olarak ele alınması görüşünü belirtmişlerdir.

Maliye Bakanlığınca çıkarılacak tebliğ veya sirküler ile, ilmühaber ile yapılan satışların hisse senedi teslimi ile aynı kabul edilmesi ve bu tür işlemlerin KDV Kanunu 17/4-g maddesine girmesi yönünden düzenleme yapılması önerilmektedir.

Katılımcılar ayrıca TTK madde 487’de belirtilen kapalı anonim şirketlerdeki hisse sahiplerinin, hisse senedi çıkarılmış veya ilmühaber haline gelmiş şirketlerdeki pay sahipleriyle bütün hak ve borçlarının aynı olduğu vurgulanmıştır.

Bu tür şirketlerde hisse sahipleri bu sıfatlarıyla, genel kurula katılmakta, kâr payı almakta, hisselerini devir etmekte, kısaca her konuda yetki kullanmaktadır. İstedikleri anda hisse senedi çıkarma hakkına da sahip bulunmaktadır. Bu nedenlerle katılımcılarca kapalı anonim şirketlerdeki hisse senedi sahipliği tarihinin ortaklık tarihi ile aynı kabul edilmesi yönünde görüş belirtilmiştir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-gercek-kisi-ortaginin-2-yildan-fazla-sureyle-elinde-bulundurdugu-hisse-senedi-satisindan-dogan-kazanc-vergiye-tabi-midir/feed/ 0
Çalışma Süresine Göre İşsiz Kalanlara Ne Kadar Süreyle İşsizlik Maaşı Ödenir? https://www.muhasebenews.com/calisma-suresine-gore-issiz-kalanlara-ne-kadar-sureyle-issizlik-maasi-odenir/ https://www.muhasebenews.com/calisma-suresine-gore-issiz-kalanlara-ne-kadar-sureyle-issizlik-maasi-odenir/#respond Sat, 12 Aug 2023 01:00:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145326 İşsizlik Ödeneğinin Süresi

hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde;

600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,

900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,

1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,

süre ile işsizlik ödeneği verilmektedir.

 


Kaynak: İşkur
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/calisma-suresine-gore-issiz-kalanlara-ne-kadar-sureyle-issizlik-maasi-odenir/feed/ 0
Üniversiteden Mezun Olunan Tarihten İtibaren 2 Yıl Süreyle (25 yaşa kadar) GSS Primi Devlet Tarafından Karşılanmaktadır https://www.muhasebenews.com/universiteden-mezun-olunan-tarihten-itibaren-2-yil-sureyle-25-yasa-kadar-gss-primi-devlet-tarafindan-karsilanmaktadir/ https://www.muhasebenews.com/universiteden-mezun-olunan-tarihten-itibaren-2-yil-sureyle-25-yasa-kadar-gss-primi-devlet-tarafindan-karsilanmaktadir/#respond Mon, 17 Jul 2023 03:51:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144415

GENÇLER GENEL SAĞLIK SİGORTASINDAN NASIL YARARLANMAKTADIR?

Lise ve dengi öğrenimden/ yüksek öğrenimden mezun olan gençler genel sağlık sigortasından nasıl faydalanmaktadır?

Lise ve dengi öğrenimden mezun olan gençlerimiz mezun oldukları tarihten sonra 20 yaşını, yükseköğrenim görüyorken mezun olan gençlerimiz ise mezun oldukları tarihten sonra 25 yaşını geçmemek üzere iki yıl süre ile primleri Devlet tarafından karşılanmak suretiyle genel sağlık sigortasından yararlanma hakları bulunmaktadır.


Kaynak: SGK
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/universiteden-mezun-olunan-tarihten-itibaren-2-yil-sureyle-25-yasa-kadar-gss-primi-devlet-tarafindan-karsilanmaktadir/feed/ 0
Türkiye’de 6 aydan az süreyle kalanlar dar mükellefiyet esasına göre vergilendirilir https://www.muhasebenews.com/turkiyede-6-aydan-az-sureyle-kalanlar-dar-mukellefiyet-esasina-gore-vergilendirilir/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-6-aydan-az-sureyle-kalanlar-dar-mukellefiyet-esasina-gore-vergilendirilir/#respond Tue, 04 Apr 2023 08:40:43 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141221 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre, gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir vergisine tabi gelir unsurları; ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazancı, ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır.

Dar mükellefler, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yani ikametgâhı bulunmayan ve bir takvim yılı içinde devamlı olarak Türkiye’de altı aydan fazla oturmayan gerçek kişilerdir. Dar mükellefler, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar  üzerinden vergilendirilir, yabancı ülkelerde elde ettikleri kazanç ve iratlarını Türkiye’de beyan etmezler.

Diğer taraftan, çalışma veya oturma izni alarak yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları da dar mükellef kapsamında değerlendirilmektedir. 210 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre, kamu kurumlarına veya merkezi Türkiye’de bulunan özel teşebbüslere bağlı olarak işleri sebebiyle yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları hariç olmak üzere, çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla bir süredir yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları bakımından dar mükellef esasında vergilendirilmektedir.

 

 


Kaynak: GİB REHBER
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-6-aydan-az-sureyle-kalanlar-dar-mukellefiyet-esasina-gore-vergilendirilir/feed/ 0
Tenoparklarda sağlanan Ücret Desteği ile asgari ücretin aylık brüt tutarı kadarlık kısmı, iki yıl süreyle bakanlık tarafından karşılanır https://www.muhasebenews.com/tenoparklarda-saglanan-ucret-destegi-ile-asgari-ucretin-aylik-brut-tutari-kadarlik-kismi-iki-yil-sureyle-bakanlik-tarafindan-karsilanir/ https://www.muhasebenews.com/tenoparklarda-saglanan-ucret-destegi-ile-asgari-ucretin-aylik-brut-tutari-kadarlik-kismi-iki-yil-sureyle-bakanlik-tarafindan-karsilanir/#respond Tue, 31 May 2022 05:40:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=124144 7033 sayılı Kanunun 63. Maddesi ile 4691 sayılı Kanunun 8. maddesine eklenen ve 1/7/2017 tarihinden yürürlüğe giren 4. fıkra hükmü uyarınca; temel bilimler alanlarında en az lisans derecesine sahip Ar-Ge personeli istihdam eden Teknoloji Geliştirme Bölgeleri firmalarının, bu personelin her birine ödedikleri aylık ücretin o yıl için uygulanan asgari ücretin aylık brüt tutarı kadarlık kısmı, iki yıl süreyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Ancak bu kapsamda her bir Teknoloji Geliştirme Bölgesi firmasına sağlanacak destek, ilgili ayda Teknoloji Geliştirme Bölgesi firmasında istihdam edilen toplam personel sayısının yüzde onunu geçemez. Bu destek, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri yönetici şirketlerinde istihdam edilen temel bilimler mezunu Ar-Ge personeline de aynen uygulanır.

 


Kaynak: TÜRMOB 2021 G.V. Beyanname Rehberi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tenoparklarda-saglanan-ucret-destegi-ile-asgari-ucretin-aylik-brut-tutari-kadarlik-kismi-iki-yil-sureyle-bakanlik-tarafindan-karsilanir/feed/ 0
Süper ligde görev yapan yabancı uyruklu kişi dar mükellef olarak mı vergilenecek? https://www.muhasebenews.com/super-ligde-gorev-yapan-yabanci-uyruklu-kisi-dar-mukellef-olarak-mi-vergilenecek/ https://www.muhasebenews.com/super-ligde-gorev-yapan-yabanci-uyruklu-kisi-dar-mukellef-olarak-mi-vergilenecek/#respond Fri, 29 Apr 2022 01:35:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125916 Türkiye’de süper ligde bir spor kulübünde teknik direktör olarak görev yapan yabancı uyruklu bir kişi 6 aydan daha az süreyle Türkiye’de kalsa dahi Türkiye’de mukim tam mükellef olan spor kulübünden elde ettiği gelirleri dar mükellef olarak Türkiye’de vergilendirip gelir vergisi beyannamesini burada verebilir mi? 6 aydan daha az süreyle Türkiye’de kalması Türkiye’de beyanname vermesine engel midir?

GVK Geçici Madde 72

31/12/2023 tarihine kadar sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden aşağıdaki oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılır.

a) Lig usulüne tabi spor dallarında;

1) En üst ligdekiler için 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere % 20),

2) En üst altı ligdekiler için % 10,

3) Diğer liglerdekiler için % 5,

b) Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden % 5.

(2) 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere Bu ödemeler üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz. Bu madde kapsamındaki gelirler toplamının, 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü diliminde (2021 İÇİN 650.000 TL 2022 İÇİN 880.000 TL) yer alan tutarı aşması hâlinde, bu gelirler yıllık beyannameyle beyan edilir. Yıllık beyanname verilmesi durumunda, beyan edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca vergi dairesine ödenmiş olması şartıyla, bu Kanuna göre kesilen vergiler mahsup edilir.

YUKARIDAKİ Hükme göre; Antrenör Dar mükellef olarak Yıllık GV beyannamesi verecektir.


Türkiye’de faaliyet gösteren dar mükelleflerin elde ettikleri gelirler üzerinden yapılacak vergi kesintisine ilişkin açıklamalar

1.Vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlar

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde dar mükelleflerin elde ettikleri kazanç ve iratlardan vergi kesintisine tabi tutulacak olanlar tek tek sayılmıştır. Buna göre, dar mükellef kurumların elde edecekleri aşağıdaki kazanç ve iratlar, anılan maddeye göre vergi kesintisine tabi olacaktır.

  • Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri,
  • Serbest meslek kazançları,
  • Gayrimenkul sermaye iratları,
  • Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye iratları,
  • Ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satış, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller,
  • Tam mükellef kurumlar tarafından, dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan ve Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan kâr payları (Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç),
  • Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar ile (c) bendinde belirtilen şirketlerin (b) bendindeki şartları taşıyan iştirak kazançlarından anonim veya limited şirket niteliğindeki dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr payları,
  • Türkiye’de işyeri ve daimi temsilcisi bulunmayan dar mükelleflerin, yetkili makamların izniyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar,
  • Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutarlar,
  • Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler.

1.1. Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan dar mükellef kurumlara yapılan hakediş ödemeleri

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan dar mükellef kurumlara bu işleriyle ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüş olup aynı maddede bu madde uyarınca yapılacak vergi kesintilerinde kesinti oranına ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna yetki tanınmıştır.

Buna göre, birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden, (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 21.maddesiyle değişen ibare)2009/14593(***) sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 21.maddesiyle değişen ibare)3/2/2009(****) tarihinden itibaren %3 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

1.2. Serbest meslek kazançları

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, dar mükellef kurumların elde edecekleri serbest meslek kazançları üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüş olup 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 1/1/2007 tarihinden itibaren;

  • Petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan %5,
  • Diğer serbest meslek kazançlarından %20

oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

1.3. Gayrimenkul sermaye iratları

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, dar mükellef kurumların elde edecekleri gayrimenkul sermaye iratları üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüş olup 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 1/1/2007 tarihinden itibaren;

  • Finansal Kiralama Kanunu kapsamındaki faaliyetlerden sağlanacak gayrimenkul sermaye iratlarından %1,
  • Diğer gayrimenkul sermaye iratlarından %20

oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

1.4. Menkul sermaye iratları

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, dar mükellef kurumların elde edecekleri kâr payları hariç diğer menkul sermaye iratları üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüştür.

Anılan Kanunun geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında da Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulmuş kazanç ve iratlar üzerinden, bu Kanun uyarınca ayrıca kesinti yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır. 

(6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 22.maddesiyle değişen paragraf)Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinde ise aynı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratları ile (1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler hariç) (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratları üzerinden %15 oranında kesinti yapılacağı hükme bağlanmıştır.(*****)

Buna göre, her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 22.maddesiyle değişen ibare)Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından(6) sağlanan gelirler, mevduat faizleri, faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve repo gelirleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi hükmü uyarınca  vergi kesintisi yapılacaktır.

(6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 22.maddesiyle eklenen paragraflar )Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faizlerin vergilendirilmesinde, 279 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamaların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirlerden 2011/1854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 29/6/2011 tarihinden itibaren

  • Vadesi 1 yıla kadar olanlara sağlanan gelirlerden %10,
  • Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %7,
  • Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %3,
  • Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlara sağlanan gelirlerden %0

oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

Öte yandan, her nevi alacak faizlerinden, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 3/2/2009 tarihinden itibaren

  • Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil) %0,
  • Bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için ödenecek faizler üzerinden %1,
  • Katılım bankaları tarafından ödenen kâr payları hariç olmak üzere, mal tedarikinden kaynaklanan vade farkları üzerinden %5,
  • Diğerlerinden%10

oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

Ayrıca, bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için ödenecek faizler üzerinden yapılacak vergi kesintisi uygulamasında, bahse konu kredi temini işlemlerine yönelik sözleşmelerin Kararnamenin yürürlük tarihi olan 3/2/2009 tarihinden önce düzenlenmiş olması halinde ödenecek faiz tutarlarının, 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı dikkate alınmak üzere vergi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir.

(6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 22.maddesiyle yürürlükten kalkan paragraf )(7)

Gelir Vergisi Kanununun 75 nci maddesinin ikinci fıkrasının (10) numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından anılan Karar uyarınca %10 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

1.5. Gayrimaddi hakların satış, devir ve temliki

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında, ticari veya zirai kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın dar mükellef kurumların telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi haklarının satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedellerin, nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından vergi kesintisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Söz konusu bedeller üzerinden, (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 23.maddesiyle değişen ibare)2009/14593(***) sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 23.maddesiyle değişen ibare )3/2/2009(****) tarihinden itibaren %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

1.6. Dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf dar mükelleflere dağıtılan kâr payları

Tam mükellef kurumlar tarafından, dar mükellef kurumlara veya kurum statüsünde olup bu Kanunla veya özel kanunlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuş bulunan yabancı kurumlara dağıtılan Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan kâr payları üzerinden Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisi yapılacaktır. Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla faaliyet gösteren dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden ise kesinti yapılmayacaktır.

Öte yandan, kurumlarca kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmayacaktır.

Bakanlar Kuruluna tanınan yetkiye istinaden yayımlanan (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 23.maddesiyle değişen ibare)12/1/2009 tarih ve 2009/14593 sayılı(8) Kararla kâr dağıtımına ilişkin vergi kesintisi oranı %15 olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, dar mükellef kurumlara veya kurum statüsünde olup bu Kanunla veya özel kanunlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuş bulunan yabancı kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tabi tutulan Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yazılı kazançlardan 30 uncu madde uyarınca ayrıca bir vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Tebliğin (15.6) bölümünde yer alan açıklamalar, dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf dar mükelleflere dağıtılan kâr payları hakkında da geçerlidir.

1.7. Yurt dışı iştirak kazançları üzerinden dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr payları

Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, kazancın elde edildiği tarih itibarıyla aralıksız en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının %75 veya daha fazlası, kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin her birinin sermayesine en az %10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tabi anonim şirketlerin, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kurum kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Ayrıca, anılan bentte belirtilen tam mükellefiyete tabi anonim şirketlerin Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan şartları taşıyan iştirak kazançları da kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, yukarıda yer verilen kurumlar vergisinden istisna edilmiş söz konusu kazançlardan, anonim veya limited şirket niteliğindeki dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr paylarından vergi kesintisi yapılacak olup söz konusu kesinti oranı anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca uygulanacak olan oranın yarısını aşmayacaktır.

Anılan kâr paylarından yapılacak vergi kesintisi oranı, Kanunun 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre, (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 23.maddesiyle değişen ibare)2009/14593(9) sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirlenen oranının yarısı (%7,5) olarak uygulanacaktır.

1.8. Sergi ve panayır kazançları

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrasında, Türkiye’de işyeri ve daimi temsilcisi bulunmayan dar mükelleflerin, yetkili makamların izniyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden, kurum bünyesinde vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Söz konusu kazançlar üzerinden, (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 23.maddesiyle değişen ibare)2009/14593(***) sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 23.maddesiyle değişen ibare )3/2/2009(****) tarihinden itibaren  %0 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.

1.9. Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların menkul sermaye iradı sayılan kazançlarından ana merkeze aktarılan tutarlar

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin altıncı fıkrasında yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutar üzerinden, kurum bünyesinde kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmını, ana merkezlerine aktarmaları sırasında, aktardıkları bu tutarlar üzerinden vergi kesintisi yapmaları gerekmektedir. Kesinti oranı, (6 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 23.maddesiyle değişen ibare)2009/14593(9) sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %15 olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, dar mükellef kurumların Türkiye’de elde edilen kârı ana merkezlerine aktarmamaları halinde ise vergi kesintisi yapılmayacaktır.

1.10. Dar mükellef kurumlarca yapılan türev işlemlerde vergi kesintisi

1.10.1. Forward işlemleri

Türkiye’de bir işyeri ve daimi temsilcisi olmayan dar mükellef kurumlar tarafından forward işlemlerinden elde edilen kazancın niteliği ticari kazanç olup bu kazançlar üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır.

1.10.2. Swap işlemleri

1.10.2.1. Para swapı

Türkiye’de bir işyeri ve daimi temsilcisi olmayan dar mükellef kurumlar tarafından para swap işlemlerinden elde edilen kazancın niteliği ticari kazanç olup bu kazançlar üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır.

1.10.2.2. Faiz swapı

Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilcisi olmayan dar mükellef kurumlar açısından faiz swapı işlemlerinden elde edilen kazanç alacak faizi olarak değerlendirilecek, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi gereğince vergi kesintisi yoluyla Türkiye’de vergilendirilecektir.

Anılan maddenin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı2 uyarınca bu kapsamda, yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlara yapılacak faiz ödemeleri üzerinden %0, diğer kurumlara yapılacak faiz ödemeleri üzerinden %10 oranında vergi kesintisi yapılması gerekecektir.

Buna göre, Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla faaliyette bulunmayan dar mükellefiyete tabi banka ve finans kurumlarının bu işlemlerden doğan kazançları üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ve anılan Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (14) numaralı fıkrası uyarınca, yabancı banka ve finans kurumları dışında kalan ve Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmayan dar mükellef kurumlar tarafından faiz swapı işlemlerinden elde edilen kazançların anılan madde uyarınca vergi kesintisine tabi olması durumunda, bu işlemlere yönelik olarak ayrıca Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır.

1.10.3. Opsiyon sözleşmeleri ve opsiyon primi

Tezgah üstü piyasalarda gerçekleştirilen opsiyon sözleşmelerinde, dar mükellef bir kurum tarafından, gerek opsiyon sözleşmesinden gerekse opsiyon priminden elde edilen kazançlar ticari kazanç olarak değerlendirilecek ve bu kazançlar üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Türkiye’de kurulu organize borsalarda gerçekleştirilen opsiyon sözleşmelerine ilişkin olarak izleyen bölümde yer alan açıklamaların dikkate alınması gerekecektir.

1.10.4. Vadeli işlem ve opsiyon borsası işlemleri

Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasında gerçekleştirilen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen gelirler Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında vergi kesintisine tabi olup bu gelirler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca ayrıca vergi kesintisi yapılmayacağı gibi dar mükellef kurumlar tarafından bu işlemler nedeniyle elde edilen gelirlerin özel beyanname ile beyan edilmesi söz konusu olmayacaktır.

1.10.5. Aracı kuruluş varantları

Türkiye’de bir işyeri ve daimi temsilcisi olmayan dar mükellef kurumlar tarafından, aracı kuruluş varantlarından elde edilen kazançlar ticari kazanç olarak değerlendirilecek ve bu kazançlar üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır.

(17 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile eklenmiştir. Ek bölüm: RG-15/02/2019-30687)

1.11. Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerde vergi kesintisi

Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

1.11.1. Kesinti kapsamına alınan ödemeler

Tebliğin (15.3.11.) bölümünde açıklandığı üzere, 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara internet ortamında verilen reklam hizmetleri vergi kesintisi kapsamına alınmış olup bu hizmetlere ilişkin olarak hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına bakılmaksızın vergi kesintisi yapılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır.

Mezkûr Kararın üçüncü maddesi ile, Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlarından yapılacak vergi kesintisi oranları hakkındaki 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1 inci maddesinin birinci fıkrasına (15) numaralı bent eklenmiş ve internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi oranı %15 olarak belirlenmiştir.

1.11.1.1. İnternet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi

476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yapılan değişiklik uyarınca, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin olarak, bu hizmeti veren veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık eden dar mükellef kurumlara yapılan ödemeler üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Buna göre, Tebliğin (15.1.) bölümünde sayılan vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar, dar mükellefiyete tabi bir kurumun internet ortamında verdiği reklam hizmeti karşılığında bu kuruma yapacakları ödemeler üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapmakla yükümlüdürler. Tebliğin (15.1.) bölümünde sayılan vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar dışında kalanların ise dar mükellef bir kurumdan aldığı internet ortamındaki reklam hizmetleri karşılığında bu kuruma yapacakları ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapma yükümlülükleri bulunmamaktadır.

Asıl hizmet sunucusu olan dar mükellef bir kurum tarafından internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin ödemelerin, bu hizmetlere aracılık eden tam mükellef bir kuruma yapılması durumunda, Tebliğin (15.3.11.) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

Ancak, hizmete aracılık eden tam mükellef kurum tarafından, internet ortamında verilen reklam hizmetlerine ilişkin tahsil edilen bedellerin, internet ortamında reklam hizmeti veren asıl hizmet sunucusu dar mükellef kuruma ödenmesinde, bu ödemeler üzerinden hizmete aracılık eden tam mükellef kurum tarafından %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Ayrıca, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık eden dar mükellef gerçek kişilere yapılan ödemelerde vergi kesintisi oranı %15 olarak uygulanacaktır.

İnternet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlerin mükellef olup olmadığına bakılmaksızın, bu hizmetlere ilişkin ödemelerden vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı 1/1/2019 tarihinden itibaren yapılacak ödemelere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiş olup hizmet bu tarihten önce verilmiş olsa dahi, anılan tarihten itibaren (bu tarih dahil) yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır.

Söz konusu vergi kesintisinin uygulanması açısından, internet ortamında reklam hizmeti veren veya bu hizmetlerin verilmesine aracılık edenlere anılan Kararın yürürlük tarihinden önce nakden veya hesaben ödeme yapılmış olması halinde,  bu ödemelerin konusunu teşkil eden hizmetlere ilişkin olarak 1/1/2019 tarihinden sonra yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Örneğin, (C) A.Ş. reklam acenteliği faaliyetinde bulunan Bay (E) aracılığıyla Kasım 2018 döneminde kanuni ve iş merkezi İrlanda’da bulunan (L) Ltd.’den internet ortamında reklam hizmeti almıştır. (C) A.Ş., 100.000 ABD Doları olan hizmet bedelinin %25 lik kısmını anlaşma gereği Kasım 2018 döneminde avans olarak Bay (E)’ye ödemiştir. (L) Ltd. bu reklam hizmetine ilişkin faturayı Bay (E) adına Aralık 2018 döneminde düzenlemiş ve Bay (E) faturayı bu dönemde yasal defterlerine kaydetmiştir. Bay (E) de reklam hizmet bedeline ilişkin olarak Aralık 2018 döneminde (C) A.Ş. adına fatura düzenlemiş ve (C) A.Ş. söz konusu faturayı aynı dönemde yasal defterlerine kaydetmiştir. (C) A.Ş. hizmet bedelinin kalan kısmını 20 Ocak 2019 tarihinde Bay (E)’ye ödemiş, Bay (E) ise hizmet bedelinin tamamını 31 Ocak 2019 tarihinde (L) Ltd.’nin hesabına transfer etmiştir.

Kasım 2018 döneminde yapılan avans ödemesiyle bir kısmı nakden ve Aralık 2018 döneminde faturanın (C) A.Ş.’nin defterlerine kaydedilmesiyle hesaben ödemesi gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, 20 Ocak 2019 tarihinde Bay (E)’ye yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Kanuni ve iş merkezi İrlanda’da bulunan (L) Ltd. tarafından reklam hizmetine ilişkin düzenlenen faturanın Bay (E)’nin yasal defterlerine Aralık 2018 döneminde kaydedilmesi ile hesaben ödeme gerçekleşmiş olduğundan Bay (E)’nin 31 Ocak 2019 tarihinde yaptığı nakden ödeme üzerinden vergi kesintisi yapmasına gerek bulunmamaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/super-ligde-gorev-yapan-yabanci-uyruklu-kisi-dar-mukellef-olarak-mi-vergilenecek/feed/ 0
Gelir vergisi mükellefi aktifinde 5 yıldan fazla süreyle kayıtlı olan gayrimenkulün satışında istisnadan yararlanır mı? https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefi-aktifinde-5-yildan-fazla-sureyle-kayitli-olan-gayrimenkulun-satisinda-istisnadan-yararlanir-mi/ https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefi-aktifinde-5-yildan-fazla-sureyle-kayitli-olan-gayrimenkulun-satisinda-istisnadan-yararlanir-mi/#respond Sat, 23 Apr 2022 10:13:20 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=126069 Gelir vergisi mükellefi şahıs firmasının aktifinde 5 yıldan fazladır kendi adına kayıtlı gayrimenkulun satılması halinde gelir vergisinden muafiyeti var mıdır?

GV mükellefinin aktife kayıtlı gayrimenkulün satışında elde edilecek gelir için muafiyet veya istisna olmaz.


Emlak ve gayrimenkul alım satım kiralama işi yapan işletme defterine tabi olan bir mükellef 15 sene önce sahsı adına almış olduğu arsayı satarsa bu satış ticari hesaplara alınmalı mı? 

İşletmesine kayıtlı olmayan, şahsi mal varlığında bulunan taşınmazın satışından elde edilen kazanç (5 yıl geçmiş) vergilendirilmez.


Özelge: Aktifte bulunan gayrimenkulün leasing şirketine satılıp geri kiralanması halinde satıştan elde edilen kazancın istisnaya konu olup olmadığı hk.

 

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

Sayı : 62030549-125[5-2013/219]-870                                                                      11/04/2014

Konu : Aktifte bulunan gayrimenkulün leasing şirketine satılıp geri kiralanması halinde satıştan elde edilen kazancın istisnaya konu olup olmadığı hk. 

İlgi :… tarih ve … evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi numarasında kayıtlı mükellefi olarak soğuk hava depo işletmeciliği işi ile iştigal ettiğinizi, hiçbir şekilde gayrimenkul ticareti yapmadığınızı belirterek; 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ile cevaz verilmek suretiyle 2 yıldan fazla süreyle şirketiniz aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkulünüzü leasing şirketine satışından sonra tekrar geri kiralamanız halinde satıştan elde edeceğiniz kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında istisnaya konu edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinde;

” (1) Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır :

e) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı. (02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan 6495 sayılı Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 42’nci maddesi ile değişik hüküm)(Taşınmazların; kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketlerine satışı ve varlık kiralama ile finansal kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için bu oran %100 olarak uygulanır ve bu taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmaz. Ancak söz konusu taşınmazların; kaynak kuruluş, kiracı veya sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi hâli hariç olmak üzere, varlık kiralama veya finansal kiralama şirketi tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, bu taşınmazların kaynak kuruluşta veya kiracıdaki varlık kiralama veya finansal kiralama şirketine devirden önceki kayıtlı değeri ile anılan kurumlarda ayrılan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak satışı gerçekleştiren kurum nezdinde vergilendirme yapılır).

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

îstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.” hükmüne yer verilmiştir.

Konuya ilişkin 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6. Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüchan hakları satış kazancı istisnası” başlıklı bölümde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Diğer taraftan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca finansal kuruluşlara; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka surette temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakma sözleşmesi düzenlenme olanağı sağlamakta olup kurumlar vergisi istisnası uygulamasına ilişkin bir belirlemede bulunulmamıştır.

Buna göre şirketiniz aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkulün 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, finansal kiralama şirketine satışı halinde, elde edilen kazançların, Kurumlar Vergisi Kanununun (5/1-e) maddesinin parantez içi hükmüne göre %100’ünün, anılan hükmün kapsamında olmaksızın yapılacak satışlardan elde edilecek kazançların ise anılan maddede belirtilen diğer şartların varlığı halinde %75’inin kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefi-aktifinde-5-yildan-fazla-sureyle-kayitli-olan-gayrimenkulun-satisinda-istisnadan-yararlanir-mi/feed/ 0
SGK’sız işçi çalıştıran işletmeler teşviklerden ne kadar süreyle yararlanamaz https://www.muhasebenews.com/sgksiz-isci-calistiran-isletmeler-tesviklerden-ne-kadar-sureyle-yararlanamaz/ Sat, 05 Mar 2022 07:12:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=123207 Bir işyerinde 4 SGK çalışanı mevcutken ayriyeten 4 kişide SGK olmadan çalışırken yapılan denetimde müfettişler tarafında tutanak tutuluyor bu durumda bu işyeri SGK teşviklerinden yararlanabilirler mi?
yoksa 1 yıl boyunca teşvik alamayacaklar mı?

Kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında, caydırılığı sağlamak bakımından 2008‘den bu yana yürürlüğe konulan sigorta primi teşvik ve destekleri ile ilgili düzenlemelerde, sigortasız işçi çalışılması veya işyerinde fiilen çalışmayan kişinin sigortalı (sahte sigortalı) olarak gösterilmesi durumunda, işverenler tespit tarihini takip eden aydan itibaren bir yıl süreyle sigorta primi teşvik ve desteklerinden yasaklanmaktaydı.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen 14 ncü ek madde ile prim teşvik yasağı ile ilgili kademeli bir düzenleme yapılmıştır.

İlk tespitte 1 ay, ilk tespitten sonraki üç yıl içinde tekrar eden her bir tespite 1 yıl yasaklılık

Mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyerleri ilk tespitte bir ay süreyle, ilk tespit tarihinden itibaren üç yıl içinde tekrar eden her bir tespit için ise bir yıl süreyle 5510 sayılı Kanun, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda yer alan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamayacaktır.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
Nakit sermaye artışı yaptık. Faiz indiriminden ne kadar süreyle yararlanabiliriz? https://www.muhasebenews.com/nakit-sermaye-artisi-yaptik-faiz-indiriminden-ne-kadar-sureyle-yararlanabiliriz/ https://www.muhasebenews.com/nakit-sermaye-artisi-yaptik-faiz-indiriminden-ne-kadar-sureyle-yararlanabiliriz/#respond Wed, 04 Nov 2020 06:13:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=39755 KONU

Nakit sermaye artışı sonrası faiz indirimi süresi hak.


SORU

Limited Şirket için yapılacak nakit sermaye arttırımı sonrasında kullanılan faiz indirim hakkı kaç yıl boyunca devam eder?


CEVAP

Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si.

Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır.

Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin kalan ay süresi kadar hesaplanır.

Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine devreder.

Bu bendin uygulanmasında sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ya da ortaklar veya bu Kanunun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

 


Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

Nakit sermaye artışında faiz indirimi nasıl uygulanır?

 

Faaliyet Geliri Kira Olan Firmaların, Nakdi Sermaye Artırımından Kaynaklanan Faiz İndirimi Oranı Kaçtır?

 

Öz kaynaklardaki fonlar sermayeye eklenmeden nakit sermaye artırımı yapabilir miyiz?

 

Ar-Ge İndirimi nedir? Sponsor olursam vergi avantajım olur mu? Bağış ve Yardımları Vergiden düşebilir miyim?

 

Yatırım teşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilen yatırımların finansmanı amacıyla sermayeye nakden yatırılan tutarın nakdi sermaye indiriminden yararlanabilir mi?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/nakit-sermaye-artisi-yaptik-faiz-indiriminden-ne-kadar-sureyle-yararlanabiliriz/feed/ 0
TIR karnesi ile geçici süreyle ihraç edilmiş bir malın taşıma işlemi bitmemişse nasıl bir işlem yapılması gerekir? https://www.muhasebenews.com/tir-karnesi-ile-gecici-sureyle-ihrac-edilmis-bir-malin-tasima-islemi-bitmemisse-nasil-bir-islem-yapilmasi-gerekir/ https://www.muhasebenews.com/tir-karnesi-ile-gecici-sureyle-ihrac-edilmis-bir-malin-tasima-islemi-bitmemisse-nasil-bir-islem-yapilmasi-gerekir/#respond Fri, 26 Apr 2019 08:30:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=55876 TIR sisteminden geçici süreyle ihraç edilmiş bir firmanın, ihraç tarihi öncesinde başlayan bir taşıması varsa ve ihraç başlangıç tarihi öncesinde bu taşıma bitirilememişse nasıl işlem yapılması gerekir?

Geçici ihraç kararı nedeniyle, ihracın başladığı tarihte ilgili programa veri girişi yapılmakta ve ihraç süresi boyunca firmanın TIR karnesi kapsamında taşıma yapması engellenmektedir. İhraç tarihi öncesinde başlayan ve bitirilemeyen taşımalar için, ihraç tarihi sonrasında, gümrük idarelerince TIR Transit Takip Programında Volet-2 veri girişi yapılması mümkün değildir.
Bu durumda, TIR karnesi kapsamında yapılan taşımanın manuel olarak sonlandırılması gerekmektedir. Sonlandırma işleminde, karne ve eki belgelerde beyan edilen eşya ile araçta bulunan eşyaların karşılaştırılarak tam tespitinin yapılması ve Volet-2 sayfası üzerine gerekli meşruhatların düşülerek ekleriyle birlikte Manuel Veri Giriş Programına veri girişi yapılmak üzere Gümrük İdarelerine gönderilmesi gerekmektedir. Böylece TIR karnesinin ilgili programda artan giriş vermesinin önüne geçilecektir.

Ayrıca, TIR sisteminden ihraç süresi boyunca sınır kapılarında (Türkiye’ye giriş) veya iç gümrüklerde (yükleme), ithalat, transit, ihracat vb. rejim ayrımı gözetmeksizin, hiçbir şekilde TIR karnesi açılması söz konusu değildir ve Volet-1 sayfasına işlem yapılmayacaktır. Aynı durum, parsiyel yüklemelerde yapılan Volet-1 işlemlerini de kapsamaktadır. Bu tür durumlarda, ilgili firmanın talep etmesi halinde, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun transit rejimine ilişkin hükümleri kapsamında aracın çıkış veya varış gümrük idaresine sevki sağlanabilecektir.

 

 


Kaynak: Ticaret Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

TIR karnesinde yazılı varış ülkesi ile CMR, fatura vb. eklerde görünen alıcı ülke farklı ise nasıl işlem yapılması gerekir?

TIR karnesi kapsamında yapılan taşımalarda fatura ibrazı neden isteniyor?

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/tir-karnesi-ile-gecici-sureyle-ihrac-edilmis-bir-malin-tasima-islemi-bitmemisse-nasil-bir-islem-yapilmasi-gerekir/feed/ 0