(Stj. Av. Sezer Emre) – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 15 Jul 2020 12:47:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.4 Arazi ve Arsa Düzenlemeleri-Düzenleme Ortaklık Payı (Stj. Av. Sezer Emre) https://www.muhasebenews.com/duzenleme-ortaklik-payi-stj-av-sezer-emre/ https://www.muhasebenews.com/duzenleme-ortaklik-payi-stj-av-sezer-emre/#respond Mon, 09 Mar 2020 13:50:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=79347

Stj. Av. Sezer Emre
s.emre@ozgunlaw.com


 

A.Hukuki Niteliği ve Kullanım Amacı

Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik’in 4. maddesinin (ç) bendinde, Düzenleme Ortaklık Payı, “Düzenleme alanındaki ve bölgedeki yaşayanların kentsel faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan umumi hizmet ve kamu hizmet alanlarını elde etmek ve/veya düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında; düzenlemeye tâbi tutulan arazi ve arsaların, düzenlemeden önceki yüzölçümlerinden, imar planındaki kullanım kararlarına göre yüzde kırk beşe (% 45) kadar düşülebilen miktardır.”  olarak tanımlanmıştır.

Yönetmelikteki tanımdan da anlaşılacağı üzere, Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi, imar planındaki kullanım kararı esas alınarak arazi ve arsanın %45’ine kadar olan kısmını düzenlemeye tabi tutabilir. Kamu gücünün kullanılmasıyla şekillenen %45’e varan Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi yapılırken taşınmaz maliklerinin, hissedarlarının veya hak sahiplerinin istek ve rızaları olup olmadığına bakılmaz.

Düzenleme Ortaklık Payının temel amacı, düzenleme alanındaki taşınmazların, imar mevzuatı ve imar planı hükümlerine uygun yapılanma imkanı sağlanması neticesinde, değer artışlarının olmasıdır.  Bu değer artışı karşılığında, taşınmazların belli orandaki bir bölümü kamusal hizmetlere tahsisi için Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi kapsamında alınır.

Bu sayede, Düzenlemeye giren arsa ve arazilerden Düzenleme Ortaklık Payı alan, kamu hizmeti alanı ayırmakla yükümlü olan idare, Düzenleme Ortaklık Payı imar uygulaması aracılığıyla, bu yükümlülüğünü maliyeti çok düşük bir şekilde yerine getirir.

B. Düzenleme Ortaklık Payının Kullanılacağı Umumi Hizmet Alanları

Düzenleme Ortaklık Paylarının, idare tarafından, düzenlemeye uğrayan taşınmazlardan alınması akabinde kullanabileceği kamu hizmeti alanları ise örnek yolu ile 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinin 3. fıkrasında belirtilmiştir.

Bu hükme göre, Düzenleme Ortaklık Payları, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, resmî kurum alanı, mezarlık alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları gibi umumi hizmet alanlarının ayrılmasında kullanılacak ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacaktır.

3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinin 3. fıkrasında sayılan alanlar, örnek yolu ile sayıldığından, hükümde bulunmayan, ancak genel anlamda o bölge halkı için faydalı olduğu düşünülen, düzenleme alanının içinde bulunduğu bölgenin ortak ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, başka umumi hizmet tesisleri için de Düzenleme Ortaklık Payı olarak alınan miktarın kullanabilmesi mümkün bulunmaktadır.

C. Hukuka Uygunluk Şartları

İdarenin Düzenli Ortaklık Payı kesintisi alabilmesi için mevzuatta belirlenen şartların sağlanması ve idari işlem olan Düzenli Ortaklı Payı işleminin, idari işlemlere ilişkin konu, amaç sebep, yetki şekil ve usul unsurlarının hukuka uygun olması gerekmektedir.

Öncelikli olarak, Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi alınacak taşınmaza ilişkin olarak onaylanmış bir imar planının mevcut olması ve İmar Kanunun 18’inci maddesi uygulaması gereğince arazi ve arsa düzenlenmesinin karşılığı olarak yapılması gerekmektedir.

Düzenleme Ortaklık Payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırk beşini geçemez. Şayet Düzenleme Ortaklık Payı Oranı, % 45’in üstüne çıktığı takdirde, yani düzenleme sahasında umumi hizmetlere ayrılan miktarların düzenlemeye giren alan toplamının %45’inden daha fazla olması halinde, azami sınır olan % 45’e indirilmelidir.

Düzenleme Ortaklık Payı kesintisine uğrayan alanlar, mevzuatta örnek yoluyla sayılan ve bölgenin ortak ihtiyacı doğrultusunda ayrılması gereken umumi hizmet alanlarına ayrılır ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme Ortaklık Payı olarak alınan alanların kamunun özel malı haline getirilmesi ve kamusal faaliyetleri içerisinde yer almakla birlikte, imar planlama ve parselasyonla doğrudan ilgisi bulunmayan idari faaliyetlerin gerçekleştirilmesine yönelik olarak da kullanılması yasaktır.

Bunun yanı sıra, Düzenleme Ortaklık Payı olarak alınan taşınmazların Kanunda yer alan kullanım amacı doğrultusunda kullanılması gereğinin ortadan kalkması üzerine düzenleme karşılığı kamuya terk eden eski maliklerine bedeli karşılığı da verilmesi mümkündür.

Düzenleme Ortaklık Payı alan idare, bu payı alırken, düzenleme alanının içinde bulunduğu bölgenin ortak ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla almalıdır. Burada “düzenleme alanın içinde bulunduğu bölgenin ortak ihtiyaçları” kavramı önemlidir. Şayet ülke düzeyinde ya da düzenleme alanının bulunduğu bölgeden daha büyük bir bölgeye hitap eden umumi hizmet alanı, düzenleme alanının bulunduğu bölgenin ortak ihtiyacına hitap etmediğinden Düzenleme Ortaklık Payı alınmamalıdır.

“Dava konusu olayda da planlarda gösterilen spor alanının semt spor alanı olması halinde düzenleme ortaklık payından karşılanması, bölgesel bir spor alanı ve tüm kente hizmet verecek bir kamu tesis alanı olması halinde ise kamu ortaklık payı ile oluşturulması gerektiği sonucuna ulaşıldığından, spor alanının niteliği araştırılarak irdelenmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.”(Danıştay Kararı – 6. D., E. 2002/6584 K. 2004/2274 T. 14.4.2004)

3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, her parselden yalnız bir defa Düzenleme Ortaklık Payı alınması esastır. İstisna olarak yine aynı fıkra uyarınca, toplamda yine %45’lik azami sınırı aşmamak ve imar planı kararı ile yapılaşma koşulunda ve nüfusta artış olması hâlinde, artış olan parsellerden, uygulama sonucunda oluşan değerinin önceki değerinden az olmaması kaydıyla, tamamlama kesintisi yapılabilir.

İdare tarafından Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi alınabilmesi için, düzenlemeye tabi tutulması nedeniyle değer artışı meydana gelmelidir. Aksi takdirde yapılacak kesinti idarenin mal edinme usulü haline gelecek ve bu müdahale mülkiyet hakkını ihlal edecektir.

Düzenleme Ortaklık Payı olarak kesilen alanlar, düzenlemeye giren taşınmazların maliklerinin yararlanabileceği umumi hizmetlerin gerektirdiği tesisler için kullanılmaktadır. Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi gereğince, düzenlemeye tabi tüm parsellerden yüzölçümleri oranında eşit ve dengeli olarak alınmalıdır.

Ancak, farklı düzenleme alanlarının her birinden farklı oranlarda Düzenleme Ortaklık Payı alınması mümkündür ve bu husus Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez.

Düzenleme Ortaklık Payını alacak idare, düzenleme alanında düzenlemeyi yapan idaredir. Belediye ve mücavir alanlar dahilinde, belediyeler düzenleme işlemini yapıp Düzenleme Ortaklık Payını alırlar. Belediye ve mücavir alan dışında ise düzenleme işlemini yapıp Düzenleme Ortaklık Payını valilikler alabilirler.

İdare, Düzenli Ortaklık Payı kesintisi yaparken mevzuatta belirlenen şartlara uymadığı takdirde veya idari işlem olan, Düzenleme Ortaklık Payının yetki, amaç, konu, sebep veya şekil unsurlarından birinin eksik olması halinde, hukuka aykırı hale gelen Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi işlemi hakkında, idare mahkemesinde iptal davası açılması neticesinde Düzenli Ortaklık Payı kesintisi işlemi iptal edilmelidir.

 

Stj. Av. Sezer Emre

s.emre@ozgunlaw.com

 

İmar Hukuku, Prof. Dr. Nusret İlker Çolak, XII Levha Yayınları, Ekim 2010

Teşkilat, Planlama ve Uygulama Boyutlarıyla İmar Hukuku, Doç. Dr. Tahir Muratoğlu, Seçkin Yayınları, 2019

İmar Hukukunda Planlama Süreci ve Arazi ve Arsa Düzenlemeleri, Ömer Köroğlu, Onikilevha Yayınları, 2016

Düzenleme Ortaklık Payı- Kamu Ortaklık Payı İlişkisi, Dr. Öğr. Üyesi Aynur Hasoğlu, Terazi Hukuk Dergisi, 2019

İmar Hukuku Cilt-1, Prof. Dr. Halil Kalabalık, Seçkin Yayınları, Eylül 2012

3194 sayılı İmar Kanunu

31047 sayılı Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik


Kaynak: Stj. Av. Sezer Emre – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. 09.03.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/duzenleme-ortaklik-payi-stj-av-sezer-emre/feed/ 0
Ticari Elektronik İleti Yönetim Sisteminin Kapsamı ve Uygulamaya İlişkin Esasları (Stj. Av. Sezer Emre) https://www.muhasebenews.com/ticari-elektronik-ileti-yonetim-sisteminin-kapsami-ve-uygulamaya-iliskin-esaslari-stj-av-sezer-emre/ https://www.muhasebenews.com/ticari-elektronik-ileti-yonetim-sisteminin-kapsami-ve-uygulamaya-iliskin-esaslari-stj-av-sezer-emre/#respond Tue, 11 Feb 2020 14:05:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=77467

Stj. Av. Sezer Emre
s.emre@ozgunlaw.com

 


04.01.2020 tarihli Resmi Gazetede  0998 sayısıyla yayınlanan “Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Dair Yönetmelik” ile  ticari elektronik ileti yönetim sistemine kayıt zorunluluğunu getirilmiş ve bu sistemin uygulanmasına ilişkin esaslar Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.

Ticari elektronik ileti, Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmeliğinde, telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri olarak tanımlanmıştır.

Yönetmelikte değişiklik yapılmadan önce, ticari elektronik ileti göndermek isteyen, elektronik ticari faaliyetlerde bulunan hizmet sağlayıcıları, ticari elektonik ileti alıcısına ileti gönderebilmek için onayını almakla yükümlüydü ancak alınan onayların kaydedildiği müşterek bir sistem bulunmamaktaydı.

Yapılan değişiklikle beraber hizmet sağlayıcısının onay yükümlülüğünün devam etmesinin yanı sıra, ticari elektronik ileti alıcısına ilişkin onay ve ret bilgilerinin “Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi”  ( https://iys.org.tr/ ) içerisine, hizmet sağlayıcı tarafından, kayıt edilmesi zorunluluğu da getirildi.

Ticari elektronik ileti göndermek isteyen gerçek ve tüzel kişilere getirilen bir başka zorunluluk ise, bu kişilerin, Ticari Elektronik İleti Yönetim sistemine kaydolma zorunluluğudur. Bu sisteme kayıt olmayan hizmet sağlayıcıları ticari elektronik ileti gönderemeyeceklerdir. Gönderdikleri takdirde ise, alıcının şikayeti üzerine, ticari elektronik ileti gönderen kişiye idari yaptırımlar uygulanacaktır.

Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi üzerinden onay alınmaması halinde ise, onayın alındığına ilişkin ispat yükümlülüğünün hizmet sağlayıcısına ait olmasıyla beraber, bu onay beyanları, sistem içerisine, 3(üç) iş günü içerisinde hizmet sağlayıcısı tarafından kaydedilmesi gerekli olacak. Aksi takdirde sisteme kaydedilmemiş onaylar geçersiz hale gelecek, hizmet sağlayıcı onayı geçersiz hale gelen kişilere ticari elektronik ileti gönderemeyecektir. Hizmet sağlayıcısı, 3 iş günü içerisinde onay beyanlarını sisteme kaydetmekle yükümlü olduğu gibi ret beyanlarını da 3 iş günü içerisinde sisteme kaydetmekle yükümlüdür.

Onay ve ret işlemlerinin haricinde, yönetmelikle getirilen bir başka yenilik ise, ticari elektronik alıcısının şikayette bulunması hususuna ilişkindir. Geçmiş düzenlemeye göre yönetmeliğe aykırı hallerde, şikayet başvuruları e Devlet Kapısı veya Bakanlığın internet sitesi üzerinden veyahut yazılı olarak şikâyetçinin ikametgâhının bulunduğu yerdeki il müdürlüğünden yapılmaktaydı. Yapılan değişiklikle beraber artık, mevcut şikayet başvuru yollarına ek olarak, Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi üzerinden de şikayet başvurusu yapılabilecektir.

Hizmet sağlayıcılarının dikkate alması alması gereken bir diğer husus ise, özellikle VERBİS sistemine kişisel verileri işlerken, ticari elektronik iletilere ilişkin onay kayıtlarının, onay geçerliliğinin sona erdiği tarihten itibaren, ticari elektronik iletilere ilişkin diğer kayıtların ise kayıt tarihinden itibaren olmak üzere olan bir yıllık saklama süresi değişiklikle beraber üç yıla çıkarılmıştır.

Hizmet sağlayıcıları tarafından alınmış olan onaylar, 01/06/2020 tarihine kadar hizmet sağlayıcıları tarafından Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemine aktarılmalıdır. Bu sürenin, 01/06/2020 tarihinin, sonunda alıcılara onayların Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemine yüklendiği ve 01/09/2020 tarihine kadar kontrol edilmediği takdirde bu onayların geçerli sayılacağı ile reddetme imkanının Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi üzerinden kullanabileceği bilgisini içeren bir ileti gönderilmelidir. 01/09/2020 tarihine kadar alıcılar kendilerine ticari elektronik ileti gönderilmesini reddetmezse bu tarihten itibaren gönderilen ticari elektronik iletiler onaylı kabul edilecektir. Ancak herhalükarda alıcılar, bu tarihten sonra da, ret beyanında bulunarak ticari elektronik ileti almayı reddebilirler.

Stj. Av. Sezer Emre

s.emre@ozgunlaw.com

 

Kaynakça:

1. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/01/20200104-2.htm

2. https://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.20914&MevzuatIliski=0

3. https://iys.org.tr/

 


Kaynak: Stj. Av. Sezer EMRE- İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. 11.02.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ticari-elektronik-ileti-yonetim-sisteminin-kapsami-ve-uygulamaya-iliskin-esaslari-stj-av-sezer-emre/feed/ 0
Sponsorluk Sözleşmelerinin Genel Hatlarıyla Hukuki İncelenmesi (Stj. Av. Sezer Emre) https://www.muhasebenews.com/sponsorluk-sozlesmelerinin-genel-hatlariyla-hukuki-incelenmesi-stj-av-sezer-emre/ https://www.muhasebenews.com/sponsorluk-sozlesmelerinin-genel-hatlariyla-hukuki-incelenmesi-stj-av-sezer-emre/#respond Sun, 15 Dec 2019 14:00:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=75029

Stj. Av. Sezer Emre
s.emre@ozgunlaw.com


13.12.2019

A.GİRİŞ

Taraflarını destekleyen (sponsorluk veren, sponsor) ve desteklenin (sponsorluk alan) oluşturduğu, konusu para, ayni edim, veya hizmet edimi olan ve amacın destekleyenin edimiyle desteklenenin faaliyetini/organizasyonunu yerine getirmek olduğu sözleşmeler sponsorluk sözleşmeleridir.

Sponsorluk sözleşmeleri ve sponsorluk ilişkisi, 19. yüzyıldan itibaren İngiltere’de sporun yaygınlaşmasıyla uygulama alanını yaygınlaştırsa da, günümüzde uygulama alanı sadece spor ile sınırlı kalmamış, kültür, sosyal faaliyetler ve bilimsel faaliyetler gibi birçok uygulama alanı bulmuştur.

B.GENEL OLARAK

Sponsorluk sözleşmelerinde desteklenenin amacı destekleyenden aldığı teşvikle faaliyetini yerine getirmek, organizasyonunu sürdürüp başarıya ulaştırmaktır. Destekleyenin amacıysa desteklenenin faaliyetini teşvik edip yerine getirmesini sağlayarak kamuoyunda olumlu bir imaj yaratarak kitlelere ulaşmayı sağlamaktadır. Dolayısıyla günümüzde sponsorluk sözleşmeleri ve ilişkileri iletişim ve rekabet aracı olarak da kullanılmaktadır.

Sponsorluk sözleşmelerine taraflar anlaştığı takdirde münhasırlık kaydı koyulabilmektedir. Sözleşmeye konulan münhasırlık kaydıyla destekleyen, sözleşmede belirlenen süre boyunca tek sponsor olacak ve potansiyel destekleyen adaylarının faaliyete/organizasyona sponsor olmalarını da hukuken engelleyecektir. Böylece desteklediği, sponsor olduğu faaliyetle destekleyen, kamuoyunda tek olarak ön plana çıkacak olmakla beraber sponsorluk ilişkisinin rekabet aracı olarak kullanılma fonksiyonu münhasırlık kaydıyla perçinlenecektir.

Sponsorluk sözleşmeleri belirli ya da belirsiz süreli olarak yapılabilir. Sponsorluk ilişkisinde sözleşmeye herhangi bir süre kaydı konulmamışsa ya da  sponsorluğun faaliyetin  süresi ile sınırlı olmak üzere anlaşılmıyorsa belirsiz süreli sponsorluk sözleşmesi vardır.

C.SPONSORLUK SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI VE SINIRLARI

Sponsorluk sözleşmesinin geçerlilik şartları sözleşmelerde aranan genel geçerlilik şartlarıdır. Taraflar sözleşme kurma hususunda fiil ehliyetine sahip olmalı, sözleşmenin konusunun ahlaka adaba, kişilik haklarına, kanunun emredici hükümlerine uygun olması, sözleşmenin konusunun imkansız olmaması, tarafların iradelerinin sakatlanmamış olması sponsorluk sözleşmesi bakımından aranan koşullardır.

Sponsorluk ilişkilerinde iktisadi bakımdan güçlü olan taraf destekleyendir. Desteklenin teşviki ve desteği kaybetmemek adına, destekleyenin, iradesine uygun hareket etmek durumunda kalması halinde sponsor kendi menfaatini sağlamak üzere desteklenenin kişilik haklarına müdahale ettiği takdirde Medeni Kanun madde 23 kapsamında kişilik hakları ihlal edilecektir. Medeni Kanun madde 23’te, kimsenin, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemeyeceği ve kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlâka aykırı olarak sınırlayamayacağı koruma altına alınmıştır Medeni Kanun madde 23 uyarınca sponsorluk sözleşmeleri kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde akdedilmeli ve sponsorluk ilişkileri yine bu madde kapsamında yürütülmelidir. Aksi takdirde sponsorluk sözleşmesinin geçersiz olması söz konusu olacaktır.

D. TARAFLARIN BORÇLARI

Tarafların müzakere safhasında ve sözleşme süresince birbirlerine karşı yerine getirmesi yükümlülükler ve ifa etmesi gereken borçlar bulunmaktadır.

Müzakere Safhası

Müzakere safhasında tarafların culpa in contrahendo sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluk uyarınca taraflar,  culpa in contrahendo sorumluluğu, sözleşmenin kurulmasından önceki safhada taraflardan birinin veya yardımcılarının, diğer tarafa veya onun koruma alanında bulunan kişilere aralarında oluşan toplumsal bağlantı sonucu doğan, kökenini dürüstlük kuralında bulan güven ilişkisine aykırı davranarak vermiş olduğu zarardan sorumlu olmasıdır, şeklinde tanımlanabilir. Taraflar müzakereler esnasında birbirlerine dürüst olmakla yükümlüdürler.

Sözleşme Süresince

Sponsorun (Destekleyenin) Borçları ve Yükümlülükleri

Sözleşme süresi boyunca sponsorun asıl borcu, desteklediği ve teşvik verdiği faaliyetin icra edilebilmesi için taahhüt ettiklerini, edimini yerine getirmesidir. Sponsor edimini yerine getirirken borcu istisnai haller haricinde kural olarak desteklenene ifa edecektir. Destekleyen sponsor ile desteklenen sponsorluk sözleşmesine edimin üçüncü bir kişiye ifa edilmesi huşunda kayıt koyabilirler. Bu halde, edim istisnai olarak üçüncü bir kişiye ifa edilebilir.

Sponsorun asıl borcunun yanı sıra ifa etmesi gereken yan borçları da bulunmaktadır. Sponsor destekleneni korumalı gözetmeli, sponsorluk ilişkisini etkileyecek durumların ortaya çıkması halinde desteklenene haber vermeli, sözleşmeyle alakalı hususlarda destekleneni bilgilendirmeli ve sözleşmenin amacına uygun olarak davranmalıdır.

Ayrıca sponsor, hem sözleşme süresi boyunca hem sözleşmeden sonra, meslek sırrı kapsamında değerlendirilen veya korunması gerekli olan şahsiyet haklarının kapsamına giren her türlü bilgiyi saklamakla yükümlüdür.

Desteklenin Borçları ve Yükümlülükleri

Desteklenenin sponsorluk sözleşmesinde ifa etmesi gereken asli borçları, teşvik/destek aldığı faaliyeti yerine getirmek ve sponsorun kamuoyuna olumlu tanıtımını yapmasıdır. Desteklenen, tanıtım borcunu sponsorun talimatları doğrultusunda ifa etmelidir.

Asli borçlarının yanında desteklenenin destek verenle ortak  yan borçları vardır. Bu yan borçlar sır saklama borcu, sözleşmenin amacına uygun davranma borcu ve haber verme borcudur. Bu yan borların haricinde desteklenene özgü olan yan borçlar, sponsorun verdiği malzemeleri özenle kullanma borcu ve sponsorun talimatlarına uyun davranma borcudur.

Sponsor ve desteklenen borcu ifa ederken temerrüde düşmesi ve kötü ifa etmesi  halinde Borçlar Kanunun borçlunun temerrüdü ve borcun kötü ifası ile ilgili hükümler uyarınca sorumlu olacaklardır.

E. SPONSORLUK SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

Sponsorluk sözleşmeleri kendiliğinden ya da tarafların hukuki işlemiyle sona erebilir.

Sözleşmede kararlaştırılmış olan sürenin dolması, taraflardan birinin ölümü, fiil ehliyetini kaybetmesi, iflası sözleşmenin imkansızlık sebebiyle sonra ermesi sözleşmenin kendiliğinden sonra erdiği hallerken; tarafların anlaşması ile sonra ermesi, kararlaştırılmış olan feshi ihbar hakkının kullanılması ile sözleşmenin sona erdirilmesi ve olağanüstü fesih sebebi olarak haklı sebeple fesih halleri sözleşmenin hukuki işlemle sona erdiği hallerdir.

 

Stj. Av. Sezer Emre

s.emre@ozgunlaw.com

 

Kaynakça:

1. Sponsorluk Sözleşmesi – Doç. Dr. Gülçin Elçin Grassinger- Seçkin Yayınları, Ocak 2003

2. CULPA IN CONTRAHENDO SORUMLULUĞU- Arş.. Gör. Mustafa ARIKAN- Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 17, Sayı 1, Yıl 2009


Kaynak: Stj. Av. Sezer EMRE – İçerik, Ozgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. 13.12.2019
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sponsorluk-sozlesmelerinin-genel-hatlariyla-hukuki-incelenmesi-stj-av-sezer-emre/feed/ 0