sorumlulukları – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 22 Jul 2023 09:13:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Ressamdan Alınacak Tablolar İçin Stopaj Ödenecek Mi? https://www.muhasebenews.com/ressamdan-alinacak-tablolar-icin-stopaj-odenecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/ressamdan-alinacak-tablolar-icin-stopaj-odenecek-mi/#respond Sat, 22 Jul 2023 09:13:55 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144605 Şirketimiz bir organizasyon kapsamında bir ressama yaptıracağı tablolar karşılığı gider pusulası ile ödeme yapacaktır. Yapılan ödemelerin şirketimizin gelir vergisi ve KDV yönünden sorumlulukları nelerdir?

Yapılan ödeme için % 17 GV stopajı yapılır (GVK Md.18) 2 no.lu KDV Beyannamesi verilecek.


BENZER İÇERİKLER

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

11395140-019.01-958

02/07/2013

Konu

:

Sanat galerisi faaliyetinden elde edilen komisyon gelirinin vergilendirilmesi ve belge düzeni  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, iştigal konunuzun sanat eğitim danışmanlığı ve sanat galerisi komisyonculuğu olduğunu, sanatçıların tablolarını galerinizde sergilemeye ve sanatçı adına satmaya başlayacağınızı, tabloları satılacak sanatçıların çoğunun gelir vergisi istisnasından yararlandığını belirterek;

– Vergi mükellefi olan veya olmayan alıcılara bedeli nakit veya kredi kartı ile tahsil edilecek satışlara ilişkin olarak, sanatçı ve kendiniz tarafından hangi belgelerin düzenleneceği veya alınacağı,

– Söz konusu sanatçıların serbest meslek kazançlarının arızi veya sürekliliğinin tespiti açısından kriterin ne olduğu,

– Eserleri satın alanların vergi mükellefi olmaları durumunda gelir vergisi stopajı ve katma değer vergisi açısından sorumluluklarının bulunup bulunmadığı,

– Tabloları satın alanların vergi mükellefi olmamaları durumunda ne şekilde işlem yapılması gerektiği,

– Tabloların tanıtımı için vermiş olduğunuz kokteylde konuklara ikram edilen içki bedellerinin kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı,

hususlarına ilişkin Başkanlığımız görüşleri sorulmaktadır.

            I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesi hükmüne göre, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.

Bu hükümden anlaşılacağı üzere, ticari faaliyet bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Safi kazancının tespit edilmesi için indirilmesi kabul edilen giderlere anılan Kanunun 40 ıncı maddesinde yer verilmiş olup maddenin 1 inci bendi gereği ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler safi kazancın tespitinde indirilebilecektir. Bununla birlikte, bir masrafın gider yazılabilmesi için yapılan harcama ile iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması ve işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.

Aynı Kanunun 65 inci maddesinin birinci fıkrasıyla da her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre ise serbest meslek faaliyeti, sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.

Kanunun 18 inci maddesinde, müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılatın gelir vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler de istisnaya dahil olup söz konusu kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.

Ancak, serbest meslek kazançları istisnasının, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye etkisi bulunmamaktadır.

Kanunun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrası hükmü uyarınca, bu fıkrada sayılanların madde içerisinde bentler halinde yazılı ödemeleri avans olarak yapılan ödemeler  de dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben  tevkifat yapmaları gerekmektedir.

Söz konusu 94 üncü maddenin 1 inci fıkrasının 2 numaralı bendine göre, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden %17 oranında, noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç olmak üzere diğer serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden ise %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması icap etmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesindeki istisnadan yararlanan sanatçıların eserlerinin, sanatçılar tarafından veya tarafınızdan aynı Kanunun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında sayılanlara satılması durumunda eseri alanlarca yapılan ödemeler üzerinden, Kanunun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 2/a bendine göre %17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması, bahsi geçen gelir vergisi istisnasından yararlanmayan sanatçıların meydana getirdikleri ürünlerin Kanunun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında sayılanlara satılması durumunda ise ürünü alanlar tarafından ödenecek tutarlar üzerinden Kanunun 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının 2/b bendine göre %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Sözü edilen eser veya ürünlerin bahse konu fıkrada yazılı olmayanlara satılması halinde ise eseri veya ürünü alan kişilerin yaptıkları ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapmasına gerek bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, sanatçıların eserlerini galeride nakit veya kredi kartı ile satmanız karşılığında elde edeceğiniz komisyon tutarının ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmekte, tablolarının tanıtımı ve satılması için yaptığınız ikramlara ilişkin giderlerin işinizin mahiyeti ve genişliği ile mütenasip olması şartıyla, bu harcamaların ticari kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler kapsamında değerlendirilmesi ve ticari kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

            II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

KDV Kanununun;

– 1/1 inci maddesine göre her türlü ticari, zırai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabi olup, maddenin dördüncü fıkrasında, ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre belirleneceği,

– 20 nci maddesinde verginin matrahının, teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin de malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılandan bu işlem karşılığı alınan veya borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen değerler toplamını ifade ettiği,

hüküm altına alınmıştır.

Bu hükümler uyarınca, değişik sanatçılara ait eser ve ürünlerin teslim alınarak sanat galeriniz tarafından doğrudan satışı Kanunun 1/1 inci maddesi gereğince KDV’ye tabidir.

Sanat galerinizin sanatsal ürünleri teslim almadan satışına aracılık etmesi halinde ise aracılık hizmeti karşılığını oluşturan komisyon bedelleri KDV’ye tabi olacaktır.

Diğer taraftan, sanat galerinizin komisyon karşılığı satışına aracılık ettiği eser ve ürünlerin alıcılara eser sahipleri tarafından teslimi ise eser sahibinin Gelir Vergisi Kanunu karşısındaki durumuna bağlıdır. Eser sahibinin (serbest meslek) faaliyeti Gelir Vergisi Kanunu bakımından süreklilik arz etmesi halinde KDV’ye tabi olacak, arizi nitelik taşıması halinde ise KDV uygulanmayacaktır.

Öte yandan, sanatçılar adına satışı yapılan eser ve ürünlere ait bedelin sanat galeriniz tarafından kredi kartı ile tahsilinde, kredi kartı ile tahsil edilen tutar verilecek beyannamenin ilgili dönemde gerçekleştirilen teslim ve hizmetlere ait bedelin kredi kartı ile tahsil edilen kısmında yer alacaktır. Ancak, yer alan bu tutarın Tablo I (e-Beyannamede Matrah) de beyan edilen tutar ile uyum göstermemesi ve vergi dairesince bu hususun sorulması halinde, bu tutarın hangi teslim ve hizmete ait olduğu ve teslim ve hizmetin gerçekleştirilmesi anında Vergi Usul Kanununda belirtildiği şekilde belgelendirildiği “izah” nedeni olarak kullanılabilecektir.

            III- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesi hükmüne göre, fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.

Aynı Kanunun 231 inci maddesinin 5 inci bendinde, faturanın, malın  teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde; satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarların, bu Kanun’a göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetinde oldukları, ödeme kaydedici cihazlar kullanılarak verilen satış fişleri ve ruloların yukarıda sayılan mükelleflerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışların ve yaptıkları işlerin belgelendirilmesinde kullanılacağı ve fatura yerine geçeceği, ödeme kaydedici cihazların kullanılması mecburiyetinin Maliye Bakanlığınca tespit edilen faaliyetlerle uğraşanlar hakkında uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.

38 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun’la İlgili Genel Tebliğ’de, sanat ürünlerinin satışı ile uğraşan sanat galerilerinin ödeme kaydedici cihaz kullanma zorunluluğu bulunmadığı belirtilmiştir.

Buna göre, sanatçıların eser ve ürünlerinin galerinizden satışına ilişkin olarak ödeme kaydedici cihaz kullanma zorunluluğunuz bulunmamakta, bu satışlara bağlı komisyon geliriniz için sanatçılara fatura düzenlemeniz gerekmektedir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuza konu edilen ve sanatçıların gelir vergisi ve katma değer vergisi karşısındaki durumları ile bu kişiler tarafından düzenlenecek belgelere ilişkin hususların değerlendirilebilmesi ise bu kişiler tarafından özelge talep formu ile bizzat müracaat edilmesi halinde mümkün olabilecektir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ressamdan-alinacak-tablolar-icin-stopaj-odenecek-mi/feed/ 0
A.Ş. Yönetim Kurulu Üyelerinin Kamu Borçlarına Karşı Olan Sorumlulukları Nedir? https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyelerinin-kamu-borclarina-karsi-olan-sorumluluklari-nedir/ https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyelerinin-kamu-borclarina-karsi-olan-sorumluluklari-nedir/#respond Sat, 11 Mar 2023 09:16:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139763 Anonim Şirket imza yetkilisi müdürlerinin, Kamu borçları (Vergi, SGK..) borçları karşısından sorumlulukları nedir?

1- SGK borçları açısından, Müdürlükten ayrılan kişinin sorumluğu, Müdür olduğu ay/dönemlere ilişkin borçlarla sınırlı mıdır?

2- A.Ş. yeni çıkacak Vergi/SGK af kanunu göre tüm borçlarını yapılandırsa, mevcur Müdürler tüm borçlardan sorumlu olur mu? Eski müdürlere ait ay/dönem borçlarından dolayı eski müdürlerin sorumluluğu devam eder mi?

TTK Çerçevesinde YK Üyesi /Şirket Müdür Sorumluluğu

Kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri ihlal edildiğinde, üyeler şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludur.

Yönetim Kurulu’nun atadığı ama temsil yetkisi olmayan YK üyesi veya sınırlı yetkiye sahip olan ticari vekil veya tacir yardımcılarının verdiği zarardan YK üyeleri müteselsilen sorumludur.

Kamu Borçları Sorumluluğu

Vergi sorumlusu şirketlerin mal varlığından tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacaklar, ödevlerini yerine getirmeyenler şahsi olarak sorumlu tutulur.
Şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen diğer kamu borçları kanuni temsilcisi şahsi sorumludur.
Sigorta primleri ve diğer alacaklar ödenmediğinde yönetim kurulu üyeleri ile üst düzeydeki yöneticiler ve kanuni temsilcileri şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Aşağıda açıklanan sorumluluk şirket müdürleri için söz konusu olup, şirket müdürün ortak olup olmamasının bu sorumluluğa bir etkisi bulunmamaktadır.

KAMU BORÇLARI ÇERÇEVESİNDE SORUMLULUK

Vergi sorumlusu olan şirketlere düşen ödevler şirketlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilir. Bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden vergi sorumlusu şirketlerin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.

Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan şirketlerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır. Kanuni temsilciler bu suretle ödedikleri vergiler için şirketlere rücu edebilirler.
Şirketin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçları kanuni temsilcilerin şahsi malvarlıklarından tahsil edilir. Bu kural yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki temsilcileri için de uygulanmaktadır. Kanuni temsilciler, şirketi idare edenler veya vekiller, ödedikleri tutarları şirkete rücu edebilirler.

Sosyal Güvenlik Kurumu sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu süreleri içinde ödenmez ise borçlu şirket müdürleri, üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idari para cezaları, gecikme zamları ve katılım payları sosyal güvenlik kurumu alacağına dönüşecek ve bu alacakların tahsilinde borçlu şirket müdürleri, üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri kamu borçlarından müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

Kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanda kanuni temsilci veya şirketi idare eden müdür ve üst düzey yöneticilerin farklı şahıslar olması halinde bu şahıslar kamu borçlarından müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

Şirketin tasfiyeye girmiş olması veya tasfiye edilmiş olması kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önce doğmuş sorumlulukları ortadan kaldırmaz.

Müdürler ile üst düzey yöneticilerin sorumluluğu, görevde bulundukları döneme ait kamu borçlarına ilişkindir. Ancak dikkat edilmelidir ki, bu kişilerin şirketteki görevleri sona ermiş olsa bile görevde bulundukları döneme ait borçtan dolayı sorumlulukları devam eder. Müdürler ile üst düzey yöneticiler, görevlerinin sona erdiği tarihten sonraya ait kamu borçlarından sorumlu tutulamazlar.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyelerinin-kamu-borclarina-karsi-olan-sorumluluklari-nedir/feed/ 0
A.Ş. Yönetim kurulu üyesinin istifa dilekçesinin noter onaylı olması zorunlu mu? https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyesinin-istifa-dilekcesinin-noter-onayli-olmasi-zorunlu-mu/ https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyesinin-istifa-dilekcesinin-noter-onayli-olmasi-zorunlu-mu/#respond Thu, 16 Feb 2023 01:22:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138610 Anonim şirkette bir Yönetim Kurulu üyesi istifa edecek ve yerine başka bir yönetim kurulu üyesi atanacak. İstifa eden yönetim Kurulu üyesinin istifa dilekçesinin noter onayı gerekir mi?

Noterden tasdik zorunluluğu yoktur.


Türk Ticaret Kanunu 

Yönetim kurulu görev ve sorumlulukları

Madde 375

Yönetim Kurulunun Devredilemez görev ve yetkiler

MADDE 375- (1) Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri şunlardır:

a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.

b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.

c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.

d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları.

e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.

f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.

g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.

TTK Madde 376

Sermayenin kaybı, borca batık olma durumu

a) Çağrı ve bildirim yükümü

Madde 376 – (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.

(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.

(3) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur. [*]

TTK Madde 377

b) İflasın ertelenmesi

MADDE 377- (1) Yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Bu hâlde İcra ve İflas Kanununun 179 ilâ 179/b maddeleri uygulanır.

TTK Madde 378

Riskin erken saptanması ve yönetimi

MADDE 378- (1) Pay senetleri borsada işlem gören şirketlerde, yönetim kurulu, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite kurmak, sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlüdür. Diğer şirketlerde bu komite denetçinin gerekli görüp bunu yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmesi hâlinde derhâl kurulur ve ilk raporunu kurulmasını izleyen bir ayın sonunda verir.

(2) Komite, yönetim kuruluna her iki ayda bir vereceği raporda durumu değerlendirir, varsa tehlikelere işaret eder, çareleri gösterir. Rapor denetçiye de yollanır.

TTK Madde 395

VI – Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı

Madde 395 – (1) Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi hâlde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz.

(2) Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393 üncü maddede sayılan yakınları şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir [1]

(3) 202 nci madde hükmü saklı kalmak şartıyla, şirketler topluluğuna dahil şirketler birbirlerine kefil olabilir ve garanti verebilirler.

(4) Bankacılık Kanununun özel hükümleri saklıdır.




Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyesinin-istifa-dilekcesinin-noter-onayli-olmasi-zorunlu-mu/feed/ 0