sorumluluğu – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 11 Mar 2023 09:16:00 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 A.Ş. Yönetim Kurulu Üyelerinin Kamu Borçlarına Karşı Olan Sorumlulukları Nedir? https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyelerinin-kamu-borclarina-karsi-olan-sorumluluklari-nedir/ https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyelerinin-kamu-borclarina-karsi-olan-sorumluluklari-nedir/#respond Sat, 11 Mar 2023 09:16:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=139763 Anonim Şirket imza yetkilisi müdürlerinin, Kamu borçları (Vergi, SGK..) borçları karşısından sorumlulukları nedir?

1- SGK borçları açısından, Müdürlükten ayrılan kişinin sorumluğu, Müdür olduğu ay/dönemlere ilişkin borçlarla sınırlı mıdır?

2- A.Ş. yeni çıkacak Vergi/SGK af kanunu göre tüm borçlarını yapılandırsa, mevcur Müdürler tüm borçlardan sorumlu olur mu? Eski müdürlere ait ay/dönem borçlarından dolayı eski müdürlerin sorumluluğu devam eder mi?

TTK Çerçevesinde YK Üyesi /Şirket Müdür Sorumluluğu

Kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri ihlal edildiğinde, üyeler şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludur.

Yönetim Kurulu’nun atadığı ama temsil yetkisi olmayan YK üyesi veya sınırlı yetkiye sahip olan ticari vekil veya tacir yardımcılarının verdiği zarardan YK üyeleri müteselsilen sorumludur.

Kamu Borçları Sorumluluğu

Vergi sorumlusu şirketlerin mal varlığından tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacaklar, ödevlerini yerine getirmeyenler şahsi olarak sorumlu tutulur.
Şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen diğer kamu borçları kanuni temsilcisi şahsi sorumludur.
Sigorta primleri ve diğer alacaklar ödenmediğinde yönetim kurulu üyeleri ile üst düzeydeki yöneticiler ve kanuni temsilcileri şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Aşağıda açıklanan sorumluluk şirket müdürleri için söz konusu olup, şirket müdürün ortak olup olmamasının bu sorumluluğa bir etkisi bulunmamaktadır.

KAMU BORÇLARI ÇERÇEVESİNDE SORUMLULUK

Vergi sorumlusu olan şirketlere düşen ödevler şirketlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilir. Bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden vergi sorumlusu şirketlerin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.

Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan şirketlerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır. Kanuni temsilciler bu suretle ödedikleri vergiler için şirketlere rücu edebilirler.
Şirketin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçları kanuni temsilcilerin şahsi malvarlıklarından tahsil edilir. Bu kural yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki temsilcileri için de uygulanmaktadır. Kanuni temsilciler, şirketi idare edenler veya vekiller, ödedikleri tutarları şirkete rücu edebilirler.

Sosyal Güvenlik Kurumu sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu süreleri içinde ödenmez ise borçlu şirket müdürleri, üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idari para cezaları, gecikme zamları ve katılım payları sosyal güvenlik kurumu alacağına dönüşecek ve bu alacakların tahsilinde borçlu şirket müdürleri, üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri kamu borçlarından müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

Kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanda kanuni temsilci veya şirketi idare eden müdür ve üst düzey yöneticilerin farklı şahıslar olması halinde bu şahıslar kamu borçlarından müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

Şirketin tasfiyeye girmiş olması veya tasfiye edilmiş olması kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önce doğmuş sorumlulukları ortadan kaldırmaz.

Müdürler ile üst düzey yöneticilerin sorumluluğu, görevde bulundukları döneme ait kamu borçlarına ilişkindir. Ancak dikkat edilmelidir ki, bu kişilerin şirketteki görevleri sona ermiş olsa bile görevde bulundukları döneme ait borçtan dolayı sorumlulukları devam eder. Müdürler ile üst düzey yöneticiler, görevlerinin sona erdiği tarihten sonraya ait kamu borçlarından sorumlu tutulamazlar.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/a-s-yonetim-kurulu-uyelerinin-kamu-borclarina-karsi-olan-sorumluluklari-nedir/feed/ 0
Çalışanlar için Yapılan Tamamlayıcı Sağlık Sigortasının SGK ve Vergi Mevzuatı Karşındaki Durumu Nedir? https://www.muhasebenews.com/calisanlar-icin-yapilan-tamamlayici-saglik-sigortasinin-sgk-ve-vergi-mevzuati-karsindaki-durumu-nedir/ Tue, 13 Dec 2022 02:31:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=135446 Firma çalışanlarına tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırmış. SGK ve Vergi mevzuatı karşında firmanın sorumluluğu nedir?

Firma tarafından ödenen tutarın Brütü maaşa eklenir. Oluşan toplam GV matrahından GVK 63/3. maddesinde belirtilen şartlar ve oranca indirim yapılır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
Tasfiye beyannamesinde gerçek faydalanıcı bilgisi doldurulmadığı için düzenlenen özel usulsüzlük cezasının sorumlusu kimdir? https://www.muhasebenews.com/tasfiye-beyannamesinde-gercek-faydalanici-bilgisi-doldurulmadigi-icin-duzenlenen-ozel-usulsuzluk-cezasinin-sorumlusu-kimdir/ https://www.muhasebenews.com/tasfiye-beyannamesinde-gercek-faydalanici-bilgisi-doldurulmadigi-icin-duzenlenen-ozel-usulsuzluk-cezasinin-sorumlusu-kimdir/#respond Thu, 24 Nov 2022 00:04:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134757 Tasfiye beyannamesinde gerçek faydalanıcı bilgisi doldurulmadığından özel usulsüzlük cezası düzenlenmiştir. Buradaki cezada mali müşavirin sorumluluğu nedir acaba?

Mali müşavirin direk sorumluluğu olmaz. Ancak, Müşteri beyanname ve bildirimlerini süresinde verilmemesi nedeni ile kendisine kesilen cezayı meslek mensubundan talep edebilir.


İLİNTİLİ İÇERİK

KVK GUT

17. Tasfiye

17.1. Tasfiye dönemi

Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır.

Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer.

Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği tarihte başlayacak ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edecektir.

Örnek 1:

Tasfiyenin aynı yıl içinde sonuçlanması hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  18/1/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  12/12/2006

Tasfiye dönemi :  18/1/2006-12/12/2006

Örnek 2:

Tasfiyenin bir yıldan fazla devam etmesi hali:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi:  15/4/2006

Tasfiyenin bitiş tarihi:  4/6/2008

I.Tasfiye dönemi :  15/4/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi:  1/1/2007-31/12/2007

III. Tasfiye dönemi:  1/1/2008-4/6/2008

17.1.1. Tasfiyenin zararla kapanması halinde düzeltme

Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve önceki dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe iade edilir. Nihai tasfiye sonucunda matrah beyan edilmesi halinde önceki tasfiye dönemlerinin düzeltilmesi söz konusu olmaz.

Tasfiye işlemleri sürerken vergi oranında meydana gelecek değişmeler söz konusu düzeltme işleminin yapılmasını gerektirmeyecektir. Düzeltme işlemleri ancak son tasfiye döneminin zararla sonuçlanması halinde yapılacaktır.

Örnek 3:

3/6/2006 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiye 15/4/2009 tarihinde tamamlanmıştır. Bu kurumda 3/6/2006 – 31/12/2006 tarihleri arasındaki dönem birinci tasfiye dönemini, 2007 ve 2008 yılları ikinci ve üçüncü tasfiye dönemlerini, 1/1/2009 – 15/4/2009 tarihleri arasındaki dönem dördüncü ve son tasfiye dönemini oluşturacaktır.

Kurum;

I.Tasfiye döneminde 20.000 TL Kazanç,

II.Tasfiye döneminde 150.000 TL Kazanç,

III. Tasfiye döneminde 50.000 TL Zarar,

Son tasfiye döneminde ise 25.000 TL Zarar,

bildirmiştir.

Bu beyanlara göre ilk iki dönemde (4.000 + 30.000 =) 34.000 TL kurumlar vergisi ödenmiştir.

Oysa tasfiyenin kesin ve nihai sonucuna göre kâr; [(20.000 + 150.000) – (50.000 + 25.000) =] 95.000.- YTL’dir. Bu matrah üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisi ise 19.000.- YTL olacaktır.

Bu durumda (34.000 – 19.000 =) 15.000.- YTL kuruma iade olunacaktır.

17.1.2. Tasfiyede zamanaşımı

Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği dönemi izleyen yıldan başlar.

Örnek 4:

11/2/2002 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiyenin 4/6/2006 tarihinde sonuçlanmış olması halinde tarh zamanaşımı 1/1/2007 tarihinden itibaren başlar ve 31/12/2011 tarihine kadar 11/2/2002 – 4/6/2006 tarihlerini kapsayan tasfiye dönemleri için tarhiyat yapılabilir.

17.2. Tasfiyeden vazgeçilmesi

Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Bu durumda tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı tasfiye döneminin başından itibaren geçerli olacak, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçecektir.

Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri de tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlayacaktır.

Örnek 5:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi : 14/2/2006

Tasfiyeden vazgeçme tarihi : 15/4/2008

I.Tasfiye dönemi :14/2/2006-31/12/2006

II.Tasfiye dönemi: 1/1/2007-31/12/2007

Normal beyan dönemi: 1/1/2008-31/12/2008

Örnekten de anlaşılacağı üzere, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihin içinde bulunduğu yıl başı itibarıyla normal beyan dönemine geçilmekte ve söz konusu tasfiyeden vazgeçme kararına ilişkin tarihin (15/4/2008) içinde bulunduğu üç aylık geçici vergi döneminin başından (1/4/2008) itibaren geçici vergi yükümlülüğü başlamaktadır.

17.3. Tasfiye beyannameleri

Tasfiye beyannamesi, tasfiyenin aynı takvim yılı içinde başlayıp sonuçlanması halinde, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Tasfiyeye giriş tarihi ile tasfiyenin sonuçlanma tarihinin farklı takvim yıllarında gerçekleşmesi durumunda, her bir tasfiye dönemine ilişkin tasfiye beyannamesi, tasfiye memuru tarafından tasfiye döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.Tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.

Örnek 6:

Kurumun tasfiyeye giriş tarihi: 4/6/2006

Tasfiyenin sonuçlandığı tarih:15/4/2008

Kıst dönem için beyanname verme süresi (1/1/2006 – 3/6/2006): 1-25/10/2006

I.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (4/6/2006– 31/12/2006):  1-25/4/2007

II.Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2007–31/12/2007) :  1-25/4/2008

III. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/2008–15/4/2008): 15/5/2008

Bu şekilde verilecek olan beyannamelere, bilanço ve gelir tablosu ile tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralar ve diğer değerlerin ayrıntılı bir listesi de eklenecektir.

17.4. Tasfiye kârı

Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır. Tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.

Tasfiye kârı hesaplanırken;

– Ortaklar veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,

– Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazanç ve iratlar da tasfiye döneminin başındaki servet değerine

eklenecektir.

Bununla birlikte, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecektir.

Ayrıca, tasfiye kârının hesaplanması sırasında, Kanunun indirilecek giderler, zarar mahsubu, diğer indirimler ve kabul edilmeyen indirimlerle ilgili madde hükümleri de dikkate alınacaktır.

Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler, ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir.

17.5. Servet değeri

Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde; izleyen tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilançosunda görülen servet değeridir.

Aşağıda belirtilenler dışında kalan her çeşit karşılıklar ile dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dahildir:

– Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik karşılıkları,

– Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı.

17.6. Tasfiye memurlarının sorumluluğu

Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Yukarıda belirtilen vergiler ile tasfiye işleminin incelenmesi sonucu tarh edilecek vergilerin asılları ve zamları, tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan aranacağı gibi tasfiye sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan ortaklardan da aranabilecektir. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmayacaktır.

Tasfiye memurları, Kanunun 17 nci maddesi gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiye sırasında kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara rücu edebilirler. Ortakların aldığı bu değerlerin vergileri karşılamaya yetmemesi durumunda ise İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun oranlar dahilinde aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacakları tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara da rücu edebileceklerdir.

17.7. Tasfiye işlemlerinin incelenmesi

Tasfiye işlemlerinin incelenmesi talebini içeren dilekçenin vergi dairesine verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanacak, vergi incelemesinin bitmesini takip eden otuz gün içinde de vergi dairesi, söz konusu vergi incelemesinin sonucunu tasfiye memurlarına bildireceklerdir. Buna göre, kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının Kanunun 17 nci maddesine göre varolan sorumlulukları devam edecektir.

Maliye Bakanlığı; mükelleflerin hukuki statülerini, faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmamaya yetkilidir.

(4 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 2. maddesiyle eklenen bölüm)

17.8. Tasfiye edilerek ticaret sicilinde tüzel kişiliği sona eren kurumlar vergisi mükellefleri hakkında yapılacak tarhiyatlar 

15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişik bölüm:RG-25/05/2018-30431) 5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 7103 sayılı Kanunun 74 üncü maddesiyle 27/3/2018 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Yine 7103 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, 27/3/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesine beşinci fıkra eklenmiş olup söz konusu fıkrada, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükellefler hakkında, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan kurumlar vergisi mükellefleriyle ilgili, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak 27/3/2018 tarihinden sonra yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.(*)

(*)15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmeden önceki hali:

(Ek:RG-13/8/2009-27318)

5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesine eklenen dokuzuncu fıkra uyarınca, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacaktır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacaklardır. Tasfiye dönemi için tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tasfiye artığı tutarıyla sınırlı olacaktır.

Anılan hüküm, maddenin yürürlüğe girdiği 3/7/2009 tarihinden itibaren konu ile ilgili olarak yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanacaktır. 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/tasfiye-beyannamesinde-gercek-faydalanici-bilgisi-doldurulmadigi-icin-duzenlenen-ozel-usulsuzluk-cezasinin-sorumlusu-kimdir/feed/ 0
Anonim şirket yönetim kurulundaki imza yetkisi olmayan 2 kişinin vergi ve SGK borçlarından dolayı sorumluluğu var mıdır? https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-yonetim-kurulundaki-imza-yetkisi-olmayan-2-kisinin-vergi-ve-sgk-borclarindan-dolayi-sorumlulugu-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-yonetim-kurulundaki-imza-yetkisi-olmayan-2-kisinin-vergi-ve-sgk-borclarindan-dolayi-sorumlulugu-var-midir/#respond Thu, 03 Nov 2022 02:18:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134059 Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri 5 kişi var ancak yönetim kurulu üyelerinden 3 kişinin temsil ve ilzam yetkisi var. Temsil ve ilzam yetkisi olmayan 2 kişinin vergi ve sgk borçlarından dolayı sorumluluğu var mıdır?

6183 SAYILI AATUHK Mük 35. madde aşağıdadır.

Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu
Mükerrer Madde 35

TÜZEL KİŞİLERLE kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır.

Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.

Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.

YUKARIDAKİ MADDE HÜKMÜNE GÖRE;

Anonim şirketler vergi cezaları, gecikme zammı, gecikme faizi, SGK prim borcu gibi kamu alacaklarının ödenmemesi halinde vergi dairesi tarafından takibe girmektedir. Bu takip sonucunda kamu alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememiş olması veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması gerekir.

Anonim şirket yönetim kurulu üyesi adına takip işlemlerinin başlatılabilmesi için;

– şirket hakkında yapılan takipte hiç mal bulunmaması,

– bulunan malların satış bedellerinin kamu alacağını karşılamaması,

– şirket hakkında iflas kararı verilmiş olması ve iflas sonucunda malların toplam miktarı itibarıyla alacağın tamamının masadan karşılanamayacağının anlaşılması,

– şirketin ticareti terk nedeniyle adresinde bulunamaması gibi nedenlerin mevcut olması gerekmektedir.

Tüm bu şartların sağlanması halinde yönetim kurulu üyesi, şirketin vergi borçlarından şahsi malvarlığı ile sorumlu olmaktadır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/anonim-sirket-yonetim-kurulundaki-imza-yetkisi-olmayan-2-kisinin-vergi-ve-sgk-borclarindan-dolayi-sorumlulugu-var-midir/feed/ 0
Yurt dışından alınan hizmet faturası için KDV2 hesaplanacak mı? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-hizmet-faturasi-icin-kdv2-hesaplanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-hizmet-faturasi-icin-kdv2-hesaplanacak-mi/#respond Fri, 30 Sep 2022 01:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132327 Kazakistan firmasının mukimi olduğu Türkiye deki şirketi le ortak kullanılan bilgi kullanıcı hesapları ve posta mail adresi hizmeti ile ilgili düzenlenen Invoice KDV sorumluluğu var mı? KDV 2 beyannamesi verilmeli mi?

Hizmet yurt dışından ithal ediliyor ve Türkiye’de yararlanılıyor ise;2 no.lu KDV beyannamesi verilecektir.


Firmamız; Polonya’da düzenlenen bir fuara katıldı. Fuar organizasyonu ile ilgili Polonya menşeili bir firma tarafımıza fuar katılım organizasyon bedeli olarak 2.403,20 Euro KDV’siz fatura keserek e-posta ile gönderdi. Bu fatura için kdv2 ve stopaj hesaplayacak mıyız? Ya da başkaca yapmamız gereken herhangi bir işlem var mı?

Hizmetten yararlanma; Polonya ‘da olduğu için (2) nolu KDV ve GV stopajı hesaplanmaz. 

Fatura giderleştirilir. 

Faturanın Türkçeye çevrilmesi zorunluluğu yok. İleride yapılacak bir incelemede inceleme elemanı ister ise çevrilir.


Yurtdışı firması olan Godaddy de kurumsal e-posta yenileme faturası gelmiş. 59,88 TL ayrıca Facebook firmasından da reklam faturası gelmiş 97,26 TL Bu faturalar için KDV hesaplanmalı mıdır?

Yaptığınız hesaplamaya göre (2) no.lu KDV beyannamesi verilmelidir. Ayrıca Stopaj hesaplaması yapılıp beyan edilecektir.

Google ve Facebook gibi Sosyal medya üzerinden reklam hizmeti satın alma işleminde, söz konusu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış olması ve Google firmasının yurt içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması şartı ile, KDV Genel Tebliğine göre; “Türkiye’ye getirilen hizmet, Türkiye’deki firmanın Türkiye’deki faaliyeti ile ilgili ise, hizmetten Türkiye’de faydalanılmıştır. KDV Genel Tebliği’nde, yurt dışından sağlanan hizmetlere ait KDV’nin hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edileceği açıklanmıştır. 

Dolayısıyla yurt dışından sağlanan ve KDVK’nın 1/2. maddesine göre hizmet ithali kapsamında değerlendirilen işlemlere ait KDV’nin, hizmetten yararlanan Türkiye’ de mukim kişi ve kuruluşlarca sorumlu sıfatıyla verilecek olan 2. no.lu KDV beyannamesi ile beyan (KDV oranı % 18) edilerek bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesi, 1 no.lu KDV beyannamesinde de gösterilerek indirilmesi mümkün olacaktır. 

Yapılan ödemeden %15 oranında GV stopajı yapılarak muhtasar beyanı ile beyan edilerek ödenecektir.


Mükellefimiz yurtdışı Norton firmasından yazılım hizmeti alıyor. Ancak vergi numarasını tanımlayamadığı için fatura KDV’li olarak düzenlenmiştir. Unvan ve adres kısımları doğru olmasına rağmen vergi numarası tanımlanmadığı için KDV’li fatura düzenlemiştir. Bu durumda kdv1 ve kdv2 hesaplayamayacağımı düşünüyorum, bu fatura gider yazılabilir mi? 

Yurt dışındaki firma Türk vergi kanunlarına göre KDV hesaplamaz. 

Fatura üzerinden hesaplayacağınız % 18 oranındaki KDV’yi (2) no.lu KDV beyannamesi i ile beyan etmelisiniz. Alınan hizmet nedir bilmiyoruz. Kanun kabul ettiği bir gider ise elbette gider olarak kayıtlara alabilirsiniz.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-hizmet-faturasi-icin-kdv2-hesaplanacak-mi/feed/ 0
SMMM Sözleşmesinin müşteri tarafından imzalanmaması halinde işten kaçınılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/smmm-sozlesmesinin-musteri-tarafindan-imzalanmamasi-halinde-isten-kacinilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/smmm-sozlesmesinin-musteri-tarafindan-imzalanmamasi-halinde-isten-kacinilabilir-mi/#respond Sat, 27 Aug 2022 08:35:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130485 Mükellefle sözleşme yapılmış fakat imzalanmamışsa, meslek mensubu tarafından sadece bir aylık beyanname verilmesi durumunda meslek mensubu sözleşmeyi derhal fesih ederse herhangi bir sorumluluğu doğar mı?

Sözleşme müşteri ve meslek mensubunca aynı anda imzalanması gerekir. İmza edilmeden beyanname gönderilmesi halinde meslek mensubu sorumluluğu kabul etmiş sayılır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmm-sozlesmesinin-musteri-tarafindan-imzalanmamasi-halinde-isten-kacinilabilir-mi/feed/ 0
Alış faturasındaki ÖTV için beyanname vermeye gerek var mı? https://www.muhasebenews.com/alis-faturasindaki-otv-icin-beyanname-vermeye-gerek-var-mi/ https://www.muhasebenews.com/alis-faturasindaki-otv-icin-beyanname-vermeye-gerek-var-mi/#respond Tue, 26 Jul 2022 08:22:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=129012 Firmamız almış olduğu dolap için Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara İlişkin ÖTV 5.400 TL ödemiştir. Bu tutarın bizim için beyanname sorumluluğu hangi beyanla ne zamana kadar yapılmalıdır?

Ödenen ÖTV Malın maliyetine eklenir. ÖTV ithalat ve imalatda da bir kez ödenir sonraki safhalarda ÖTV tahsil edilmez beyan verilmez.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/alis-faturasindaki-otv-icin-beyanname-vermeye-gerek-var-mi/feed/ 0
SMMM’ler müşterilerinin yıl sonundaki stok sayımına katılmak zorunda mı? https://www.muhasebenews.com/smmmler-musterilerinin-yil-sonundaki-stok-sayimina-katilmak-zorunda-mi/ https://www.muhasebenews.com/smmmler-musterilerinin-yil-sonundaki-stok-sayimina-katilmak-zorunda-mi/#respond Wed, 18 May 2022 05:39:04 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=127162 1- Firmalardan 31 Aralık tarihli Stok Listesi alarak bu stok durumuna göre kazanç vergisi hazırlayan karı/kazancı buna göre çıkaran mali müşavirin ileride çıkabilecek vergi kaybından müteselsil sorumluluğu olur mu?

2- 31 Aralık firmaların stok sayımında mali müşavirin yer alması mecburi midir? Bir mali müşavirin 40 firması olsa hangi firmanın stok sayımına gitsin?

1-Olur veya olmaz diye kesin bir yorum olmaz. Vergi incelemesinde Vergi müfettişinin incelemede meslek mensubunun kusurunu tespit etmesi halinde sorumluluk iddia edebilir.

2-Stok sayımında meslek mensubu işletmede bulunmaz. Böyle bir yetkisi de yok görevi de yok.


1-7326 Sayılı Kanun ile yararlanılan stok affı tutarının (7326 SK Md.6 -İşletmede Fiilen olan ve Kayıtlarda yer Almayan Stok) sermaye ilave edilmesinde herhangi bir sakınca var mıdır? Sermayeye eklenmesi konusunda sınırlayıcı bir süre var mıdır? Her zaman sermayeye ekleyebilir miyiz.? 

2-Varlık barışı hükümlerinden yararlanılarak şirkete eklenen nakit parayı 549-Özel Fonlar hesabına aldık. 549 Özel Fonlara eklenen bu tutarı şirkette sermaye artırımı için kullanabilir miyiz? 

Sermayeye istenildiği zaman eklenir. 

Süre sınırlaması yok.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/smmmler-musterilerinin-yil-sonundaki-stok-sayimina-katilmak-zorunda-mi/feed/ 0
Yıllık İşletme Cetvelini verilmesinde mali müşavirin sorumluluğu var mıdır? https://www.muhasebenews.com/yillik-isletme-cetvelini-verilmesinde-mali-musavirin-sorumlulugu-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/yillik-isletme-cetvelini-verilmesinde-mali-musavirin-sorumlulugu-var-midir/#respond Thu, 05 May 2022 07:13:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=126443 Yıllık İşletme Cetvelini verilmesi mali müşavirin sorumluluğunda mıdır?

Meslek mensubunun sorumluluğunda değil Ancak, Gönderilmezse; Müşteriniz ile sorun yaşarsınız.


Bilgilendirme

Dikkat: E-Devlet sistemine geçilmiş olup 31/07/2019 tarihine kadar mevcut kullanıcı adı ve şifre kullanılarak giriş yapabilecektir. 01/08/2019 tarihi itibari ile sadece E-Devlet üzerinden giriş yapılacağından bu tarihe kadar E-Devlet alanından giriş yapılarak mevcut firmalarınızı Belge no ile işletme getir menüsünden üzerinize kaydetmeniz gerekmektedir.

6948 sayılı Sanayi Sicil Kanunun 2. Maddesi gereği, sanayi işletmelerinin üretim faaliyetlerine başladıktan sonra iki ay içinde Sanayi Sicil Bilgi Sistemi’ne kayıt olması zorunludur. Her üretim yapılan yerin ayrı ayrı kaydedilmesi gerekmektedir.

Sanayi Sicil Bilgi Sistemi’ne kayıt yapılan her işletme adına Sanayi Sicil Belgesi düzenlenir. Veriliş tarihi itibariyle Sanayi Sicil Belgesi iki yılda bir vize yapılır.

Kanunun 4. Maddesi gereği sanayi işletmelerinin faaliyetlerine son vermeleri, ara vermeleri, yeniden üretime başlaması ve verilen bilgilerde değişiklik olması durumlarında bir ay içinde Bakanlığa (il Müdürlüğüne) bilgi verilmesi zorunludur.

Kanunun 5.maddesi gereği sanayi işletmeleri bir önceki yılla ilgili faaliyetlerinin yer aldığı yıllık işletme cetvellerini yılsonundan itibaren dört ay içinde Bakanlığa (il Müdürlüğüne) vermek zorundadırlar.

Kanunun 2. ,4. ve 5. Maddesinde yer alan yükümlülükleri yerine getirmeyen sanayi işletmeleri hakkında kanunun 9. Maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmaktadır.

Yanlış beyanda bulunanlara kanunun 11. Maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmaktadır.

Yapılan denetimlerde firma adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi görevli personele ibraz etmeyenlere idari para cezası uygulanacaktır.


SANAYİ SİCİL TEBLİĞİ

(SGM 2014/11)

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Genel Hususlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicil Kanunu kapsamındaki işletmelerin sanayi siciline kaydına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 6948 sayılı Sanayi Sicil Kanununun 1 inci, 2 nci, 3 üncü, 4 üncü ve 5 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Bakanlık: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını,

b) İl Müdürlüğü: Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğünü,

c) İşletme: Kanunun 1 inci maddesi kapsamında sayılan sanayi işletmesini,

ç) Kanun: 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununu,

d) Mikro, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme: 19/10/2005 tarihli ve 2005/9617 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesinde sınıflandırılan işletmeyi,

ifade eder.

İlk kayıt müracaatı

MADDE 4 – (1) Üretime geçen veya üretimde bulunan bir işletmenin sanayi siciline kaydedilmesi için, e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden elektronik ortamda başvuru yapılması gerekmektedir.

(2) Başvuruda bulunan işletme, içeriği Bakanlık tarafından belirlenen beyannameyi, müracaat tarihinden bir önceki yılda faaliyette bulunmuş ise yıllık işletme cetvelini ve anket formunu elektronik ortamda doğru ve eksiksiz olarak doldurur.

(3) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Küçük, orta ve büyük işletmelerin makine ve tesisat, üretim kapasitesi ve tüketim kapasitesi bilgileri kapasite raporu esas alınarak elektronik ortamda eksiksiz olarak beyannameye doldurulur. Müracaatın sonuçlandırılması için kapasite raporu elektronik ortamda yüklenir. Üretim faaliyetinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, kapasite raporu yerine elektronik ortamda girdikleri kapasite bilgilerini beyan olarak yükler.

(4) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Mikro işletme vasıflarını taşıyan sanayi işletmelerinin makine ve tesisat, üretim kapasitesi ve tüketim kapasitesi bilgileri varsa kapasite raporları esas alınarak elektronik ortamda eksiksiz olarak beyannameye doldurulur. Mikro işletme vasıflarını taşıyan sanayi işletmelerinden kapasite raporu olmayanlar için firma beyanı esas alınır.  Kapasite raporu, kapasite raporu yoksa ekspertiz raporu veya firma beyanı elektronik ortamda yüklenir.

(5) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Elektronik ortamda yapılan müracaat, İl Müdürlüğü tarafından ilgili mevzuat hükümleri ve ürün sınıflaması çerçevesinde incelenir. İl Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda kayıt kontrol edilerek uygun bulunan müracaat onaylanır. Kaydı uygun bulunmayan müracaat ile eksik ya da hatalı müracaat, gerekçesi belirtilerek reddedilir ve elektronik ortamda işletmeye bildirilir.

(6) İl Müdürlüğü gerekli gördüğü takdirde, ürün ve üretim teknolojisi veya işletmenin hukuki durumu ile ilgili ilave belge ve bilgi isteyebilir, üretim yerinde inceleme yapabilir.

(7) Bakanlık gerekli gördüğü takdirde, elektronik ortamda hazırlanan Sanayi Sicil Belgesi, beyanname, yıllık işletme cetveli ve anket içerik ve formatında değişiklik yapabilir veya yeniden düzenleyebilir.

(8) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Mücbir sebeplerden dolayı, elektronik ortamda müracaat işlemlerini tamamlayamayan işletmelerin kayıt işlemleri İl Müdürlüğü tarafından yapılır.

İşletmelerin sanayi siciline kaydedilmesi

MADDE 5 – (1) Kayıt işlemleri üretim yerinin bulunduğu ilin İl Müdürlüğü sorumluluğunda yürütülür.  Bir işletmenin sanayi siciline kaydında Kanunun 1 inci maddesinde yapılan tanım ve bu Tebliğin 12 nci maddesinde belirtilen ürün sınıflaması esas alınır.

(2) Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen faaliyete başlama tarihinin tespitinde, Sanayi Sicil Bilgi Sistemi şirket kimlik bilgisi bölümünde yer alan ve işletme tarafından beyan edilen üretime başlama tarihi esas alınır. İl Müdürlüğü gerekli gördüğü takdirde, beyan edilen üretime başlama tarihini tevsik eden ilave belge isteyebilir.

(3) Bir işletmenin birden fazla üretim yerinin olması halinde her üretim yeri ayrı ayrı sanayi siciline kaydedilir.

(4) Bir işletmenin üretim yaptığı yerin yetersiz olmasından dolayı, üretim yerine bitişik ikinci bir üretim yerinde aynı üretimin yapılması durumunda, ikinci üretim yerine ait kapı numarası da Sanayi Sicil Belgesinde belirtilir.

Sanayi sicil belgesi düzenlenmesi ve sanayi sicil belgesi tarihi

MADDE 6 – (1) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Sanayi siciline kayıt için yapılan müracaatın uygun bulunması halinde Sanayi Sicil Belgesi İl Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda onaylanır.

(2) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Sanayi Sicil Belgesinin onaylandığına dair bilgi, işletme yetkilisine elektronik ortamda verilir.

(3) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Sanayi Sicil Belgesi tarihi, kayıt için elektronik ortamda veya mücbir sebeplerden dolayı İl Müdürlüğüne yapılan müracaat tarihidir.

(4) Unvan, fiili üretim yeri adresi ve ürün değişikliği veya ürün ilavesinde Sanayi Sicil Belgesi tarihinde değişiklik yapılmaz.

Sanayi sicil belgesi değişikliği

MADDE 7 – (1) Sanayi siciline kayıtlı olan işletmelerin fiili üretim yeri adresi değişikliği, ürün değişikliği veya ürün ilavesi ile unvan değişikliği müracaatlarında Sanayi Sicil Belgesi değişikliği yapılır.

(2) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) İşletme ile ilgili değişiklik işlemleri elektronik ortamda işletme tarafından gerçekleştirilir. Mücbir sebeplerden dolayı değişiklik işlemleri İl Müdürlüğü tarafından yapılır.

(3) (Değişik:RG-24/5/2017-30075)  Değişiklik işlemi ile ilgili müracaat elektronik ortamda yapılır.

(4) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Fiili adres değişikliği olmayan durumlarda elektronik ortamda İl Müdürlüğüne bilgi verilir.

(5) Yapılan değişikliklerin İl Müdürlüğü tarafından uygun bulunması halinde, aynı numara ve tarihli yeni belge düzenlenir.

İşletme nevi değişikliği

MADDE 8 – (1) Nevi değişikliğinde eski unvanlı kayıt iptal edilir.

(2) Yeni unvanlı işletmenin kaydı bu Tebliğin 4, 5 ve 6 ncı maddeleri çerçevesinde yapılır.

Sanayi sicil belgesi vizesi

MADDE 9 – (Değişik:RG-24/5/2017-30075)

(1) Sanayi Sicil Belgesi veriliş tarihi itibarıyla iki yılda bir elektronik ortamda vize yapılır.  Vizenin düzenli yapılması esastır. Vize süresi ile ilgili olarak işletmeler elektronik posta yolu ile bilgilendirilir.

(2) Vizenin yapılmasında işletmeye ait bilgilerin güncel olması esastır. Vize işlemi sırasında, işletme veya mücbir sebeplerden dolayı İl Müdürlüğü tarafından elektronik ortamda işletmenin tüm bilgileri güncellenir. İl Müdürlükleri tarafından Sanayi Sicil Belgesi üzerindeki unvan, nevi, adres ve ürün bilgileri, en son yıla ait yıllık işletme cetvelinde yer alan bilgiler ile karşılaştırılır. Bilgilerin farklı olması halinde bu Tebliğin 7 nci ve 8 inci maddeleri kapsamında işlem yapılır.

(3) Vize işlemi sırasında, İl Müdürlüğü tarafından gerekli görüldüğü takdirde kontrol amaçlı ilave bilgi ve belge istenebilir.

(4) Vize süresini geçiren işletmeler hakkında ilgili kurumlara bilgi verilir.

Sanayi sicil belgesi ve kayıt iptali

MADDE 10 – (1) İşletme üretim faaliyetine son vermediği sürece Sanayi Sicil Belgesi geçerlidir.

(2) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) İşletmenin üretim faaliyetini tamamen sonlandırması halinde, işletme tarafından Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden elektronik ortamda veya mücbir sebeplerden dolayı İl Müdürlüğüne kayıt iptali müracaatı yapılır. İptal işleminin tamamlanabilmesi için İl Müdürlüğü işletmenin üretim faaliyetinin sonlandırıldığına dair yerinde inceleme yapar. İnceleme sonucunda düzenlenecek tespit tutanağına istinaden kayıt iptali gerçekleştirilir.

(3) İki yıl üst üste yıllık işletme cetvelinin verilmemesi halinde, işletmenin faal olup olmadığı konusunda üretim yerinde İl Müdürlüğü tarafından denetim yapılır. İşletme belirtilen adreste üretim faaliyetinde bulunmuyor ve yeni adresine hiçbir şekilde ulaşılamıyor ise bu durum İl Müdürlüğü tarafından yerinde bir tutanak ile tespit edilir.

(4) İkinci ve üçüncü fıkralarda belirtilen durumlarda,  faal olmayan işletmenin elektronik ortamdaki kaydı, gerekçesi belirtilerek iptal edilir. Sanayi sicil kaydının iptaline ilişkin ilgili kurum ve kuruluşlara bilgi verilir. Kayıt bilgileri elektronik ortamda muhafaza edilir.

(5) Sanayi sicil kaydı iptal edilen işletmenin unvanı ve Sanayi Sicil Belgesi numarası İl Müdürlüğü web sayfasında yayımlanır.

İKİNCİ BÖLÜM

Uygulama ve Değerlendirme ile İlgili Diğer Hususlar

Yıllık işletme cetveli verilmesi

MADDE 11– (1) Yıllık işletme cetveli, e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden elektronik ortamda verilir.

(2) İşletme tarafından elektronik ortamda verilen yıllık işletme cetveli bilgileri İl Müdürlüğü tarafından incelenir ve onaylanır.

(3) (Değişik:RG-24/5/2017-30075) Mücbir sebeplerden dolayı yıllık işletme cetvelleri ile ilgili İl Müdürlüğüne yapılan müracaatlarda Sanayi Sicil Bilgi Sistemine girişi İl Müdürlüğü tarafından yapılır.

Ürün sınıflaması

MADDE 12 – (1) Ürün sınıflamasında, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Avrupa Birliği Sanayi Ürünleri Listesine uygun olarak hazırlanan Türkiye Sanayi Ürünleri Listesi esas alınır.

(2) Ürün birimi olarak Türkiye Sanayi Ürünleri Listesindeki ürün kodu birimleri esas alınır.

Aynı adreste birden fazla işletmenin faaliyeti

MADDE 13 – (1) Aynı adreste faaliyette bulunan birden fazla işletmenin sanayi siciline kaydında aşağıdaki hususlar aranır.

a) İşletmelerin üretim faaliyetlerinin farklı olması,

b) Kullandıkları fiziki alanın görülebilir şekilde bölünmüş olması ve ortak makine ve teçhizatın olmaması,

c) Her türlü Oda ve Sosyal Güvenlik Kurumu işyeri kayıtlarının yapılmış olması,

ç) Sosyal Güvenlik Kurumu bildirimlerine göre ortak personel kullanılmaması,

d) İşletmelerin ayrı ayrı kapasite raporuna sahip olması.

(2) Sanayi sicil işlemlerinde kapasite raporu düzenlenmesi zorunlu olmayan mikro ölçekli işletme vasfındaki sanayi işletmelerinin kapasite bilgilerinin belirlenmesinde işletme beyanı esas alınır.

(3) İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından birinci fıkrada belirtilen hususların yerine getirilip getirilmediği yerinde incelenir ve bir tespit tutanağı hazırlanır. Tespit tutanağı sonucuna göre işlem yapılır.

Üretime başlamadan önce yapılan müracaatlar

MADDE 14 – (1) Hammadde temin edemediğinden üretim faaliyetine başlayamayan işletmelerin müracaatlarında, işyerinin İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından yerinde incelenerek; yatırımın büyük ölçüde tamamlanmış olması, yerli makine ve teçhizatın monte edilmiş olması, ithal makinelerin geri dönülmez şekilde akreditiflerinin açılmış olduğunun belgelendirilmesi halinde, düzenlenecek rapora istinaden ilgili yerlere ibraz edilmek üzere, işletmenin üretime başladığında sanayi siciline kaydedileceğine dair yazı düzenlenir.

(2) Birinci fıkra kapsamında işlem yapılan işletmelerin üretim faaliyetine geçip geçmedikleri takip edilir. Üretim faaliyetine geçilmiş ise, Sanayi Sicil Belgesi düzenlenir ve ilgili kurum ve kuruluşlara bilgi verilir.

Yürürlükten kaldırılan tebliğ

MADDE 15 – (1) 12/1/2008 tarihli ve 26754 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (SGM 2008/2) sayılı Sanayi Sicil Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 16 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 17 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yillik-isletme-cetvelini-verilmesinde-mali-musavirin-sorumlulugu-var-midir/feed/ 0
Firma ortaklarının şirketin bankasından şahsi hesabına para aktarması işleminin kayıtlara alınmasında mali müşavirin sorumluluğu var mıdır? https://www.muhasebenews.com/firma-ortaklarinin-sirketin-bankasindan-sahsi-hesabina-para-aktarmasi-isleminin-kayitlara-alinmasinda-mali-musavirin-sorumlulugu-var-midir/ https://www.muhasebenews.com/firma-ortaklarinin-sirketin-bankasindan-sahsi-hesabina-para-aktarmasi-isleminin-kayitlara-alinmasinda-mali-musavirin-sorumlulugu-var-midir/#respond Thu, 28 Apr 2022 06:24:28 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=126300 Firmanın kasasına, banka hesaplarına ortakların kendi şahsi hesabından para aktarması ile mali müşavirin sorumluluğu nedir?

Mali müşavirlerin sorumluluğu olmaz. Meslek mensupları müşterinin ticari faaliyeti ile ilgili kendisine sunulan belgeleri yasal defterlere usulüne göre kayıt etmek ve beyannameleri vermek ile yükümlüdür.


Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar için 7326 sayılı kanundan faydalandık. Bu tutarları Eylül ayı Ba Bs formunda bildirmem gerekiyor muydu?

Kasa /ortak düzeltmesi ile ilgili tutarlar B formuna yazılmaz.


C- KAYITLARDA YER ALDIĞI HÂLDE İŞLETMEDE MEVCUT OLMAYAN KASA MEVCUDU VE ORTAKLARDAN ALACAKLARIN BEYANI 

7326 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü ile bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerine, 31/12/2020 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini 31 Ağustos 2021 tarihine  (bu tarih dâhil) kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltmeleri ve böylece kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirmeleri imkanı verilmiştir. 

1- Kapsam 

Bu hüküm, sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır.

C- KAYITLARDA YER ALDIĞI HÂLDE İŞLETMEDE MEVCUT OLMAYAN KASA MEVCUDU VE ORTAKLARDAN ALACAKLARIN BEYANI 

7326 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü ile bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerine, 31/12/2020 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini 31 Ağustos 2021 tarihine  (bu tarih dâhil) kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltmeleri ve böylece kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirmeleri imkanı verilmiştir. 

1- Kapsam 

Bu hüküm, sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır. 

2- Bilanço Düzenleme ve Beyan 

Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2020 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan; 

-Kasa mevcutlarını, 

-İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını, 

-Bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini 

31 Ağustos 2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebileceklerdir (Ek: 22)

Düzeltme uygulamasında, kasa mevcutları ile ortaklardan net alacak tutarlarıyla ilgili olmakla beraber başka hesaplarda takip edilen tutarların da dikkate alınması mümkündür. 

Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca verilmesi gereken ve elektronik ortamda gönderilebilen beyannamenin, kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda olan mükellefler tarafından 340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderilmesi zorunludur. Elektronik ortamda beyanname ve bildirim verme zorunluluğu bulunmayanlarca, söz konusu beyan kurumlar vergisi mükellefiyeti yönünden bağlı olunan vergi dairelerine kağıt ortamında yapılabilecektir. 

İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarının belirlenmesinde, başka hesaplarda takip edilen tutarlar da dikkate alınarak tek düzen hesap planında yer alan “131. Ortaklardan Alacaklar” ve “231. Ortaklardan Alacaklar” toplamından “331. Ortaklara Borçlar” ve “431. Ortaklara Borçlar” toplamının çıkarılması sonucunda kalan net tutar esas alınacaktır. 

Söz konusu beyan sonucunda aşağıdaki esaslara göre kayıtlar düzeltilebilecektir. 

3- Vergisel Yükümlülükler ve Muhasebe Kayıtları 

Bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini düzeltmek için beyanda bulunan mükellefler, beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında vergi hesaplayacak ve hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi içinde ödeyeceklerdir. Bu süre içerisinde ödenmeyen bu vergiler 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gecikme zammıyla birlikte takip edilecektir. 

Söz konusu tutarların beyanı üzerine, defter kayıtlarının düzeltilmesi gerekeceği tabiidir. 

Örnek 6- (A) A.Ş.’nin 31/12/2020 tarihi itibarıyla düzenlediği bilançosunda kasa hesabında 600.000 TL görülmekle birlikte fiilen kasada bulunmayan tutar 580.000 TL’dir. Şirketin dönem içindeki faaliyetleri sonucunda, beyan tarihi olan 27/7/2021 tarihi itibarıyla kasa hesabının mevcudu 800.000 TL olarak görülmektedir. 

Anılan mükellef, her ne kadar beyan tarihi itibarıyla kasa mevcudu 800.000 TL olsa da, 31/12/2020 tarihli bilançosunu baz almak suretiyle bu tarih itibarıyla var olan kasa mevcudu içinde fiilen kasada bulunmayan tutarları esas alacak, bu tutarın 580.000 TL olması nedeniyle, bu tutarı beyan edecek ve beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi sonuna (31/8/2021 tarihine) kadar ödeyecektir. 

Bu çerçevede; 

Beyan tutarı         : ……………………………………………… 580.000 TL

Hesaplanan vergi: …………………………(580.000 x %3=) 17.400 TL

Beyanla ilgili muhasebe kayıtları da aşağıdaki şekilde olacaktır.

 

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudunun, kasa hesabından düşülmesi:

 ___________________________ 27/7/2021 __________________________

 689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE  ZAR.            580.000 TL

       (7326 sayılı Kanun 6/3 md.)

       (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

                                100 KASA                                                       580.000 TL

______________________________ / _______________________________

 

– Verginin hesaplanması:

 __________________________ 27/7/2021 __________________________

 689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE  ZAR.                 17.400 TL

        (7326 sayılı Kanun 6/3 md.)     

        (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

                                360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR       17.400 TL

_____________________________ / ________________________________

 

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudundan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:

 

 ___________________________ 27/7/2021 __________________________

 950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN            597.400 TL

       GİDERLER

                                    951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN       597.400 TL

                                         GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________

 

Örnek 7- (K) A.Ş.’nin, 31/12/2020 tarihi itibarıyla düzenlediği bilançosunda kasa hesabında 800.000 TL görülmekte olup dönem içindeki faaliyetleri sonucunda, beyan tarihi olan 20/7/2021 tarihi itibarıyla kasa mevcudu 440.000 TL’dir.

Anılan mükellef, her ne kadar, 31/12/2020 tarihli bilançosunu baz almak suretiyle bu tarih

 itibarıyla var olan kasa mevcudu 800.000 TL olsa da beyan tarihi itibarıyla kasa mevcudu 440.000 TL olduğundan, fiilen kasada bulunmayan kısım esas alınmak suretiyle en fazla bu tutar (440.000 TL) kadar beyanda bulunabilecektir.

 

Bu tutarın 400.000 TL’lik kısmının kasada fiilen bulunmadığı varsayıldığında beyan edilecek tutar ve üzerinden hesaplanacak vergi aşağıdaki gibi olacaktır.

 

Beyan tutarı          : ……………………………………..  400.000 TL

Hesaplanan vergi : ……………………… (400.000 x %3=) 12.000 TL

 

Beyanla ilgili muhasebe kayıtları da aşağıdaki şekilde olacaktır.

 

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudunun, kasa hesabından düşülmesi:

 ___________________________20/7/2021__________________________

 689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE  ZAR.                 400.000 TL

       (7326 sayılı Kanun 6/3 md.)

       (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

                                                   100  KASA                                      400.000 TL

_____________________________ / ________________________________

 

 – Verginin hesaplanması:

 

 ___________________________20/7/2021__________________________

 689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE  ZAR.                 12.000 TL

       (7326 sayılı Kanun 6/3 md.)

       (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

                                    360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR            12.000 TL

_____________________________ / ________________________________

 

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudundan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı: 

 ___________________________ 20/7/2021__________________________

950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN           412.000 TL

       GİDERLER

                                    951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN       412.000 TL

                                          GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________

 

Örnek 8- (C) A.Ş.’nin, 31/12/2020 tarihli bilançosunda ortaklardan alacak ve ortaklara borç tutarları, bilanço hesapları itibarıyla aşağıdaki gibi olup, beyan tarihi olan 20/6/2021 tarihi itibarıyla bu tutarların değişmediği varsayılmıştır. Ayrıca, mükellef kurumun ortaklardan alacaklar hesabında izlenmesi gerekirken “136. Diğer Çeşitli Alacaklar” hesabında izlediği 200.000 TL bulunmaktadır. 

– 136. Diğer Çeşitli Alacaklar hesabı……………………. 200.000 TL

– 131. Ortaklardan Alacaklar hesabı……………………… 400.000 TL

– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı……………………… 300.000 TL

– 331. Ortaklara Borçlar hesabı…………………………… (340.000)TL

– 431. Ortaklara Borçlar hesabı…………………………..  (240.000)TL

 

Bu çerçevede; 

Beyan tutarı        : [200.000+(400.000+300.000)-(340.000+240.000) =] 320.000 TL

Hesaplanan vergi: ……………………………………….(320.000 x %3=) 9.600 TL 

olacaktır.

 

Anılan mükellef, söz konusu tutarı beyan etmesi hâlinde beyan edilen bu tutar üzerinden hesaplanan vergiyi beyanname verme süresinde ödeyecektir. 

Beyanla ilgili muhasebe kayıtları aşağıdaki şekilde olacaktır. 

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacakların düşülmesi: 

  ___________________________ 20/6/2021 __________________________

 689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE  ZAR.                 320.000 TL

      (7326 sayılı Kanun 6/3 md.)

      (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

                             136 DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR                 200.000 TL

                             131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR               60.000 TL

                             231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR               60.000 TL

____________________________ / ________________________________

 

– Verginin hesaplanması:

 ___________________________ 20/6/2021 __________________________

 689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE  ZAR.                     9.600 TL

        (7326 sayılı Kanun 6/3 md.)

        (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

                                    360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR           9.600 TL

_____________________________ / ________________________________

 

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacaklardan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:

 

 ___________________________ 20/6/2021 __________________________

 950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN                       329.600 TL

       GİDERLER

                                    951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN       329.600 TL

                                         GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________

 

Bu madde kapsamında beyan edilen kasa mevcutları ve ortaklardan net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerin, dileyen mükelleflerce “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı yerine bilançonun aktifinde herhangi geçici bir hesapta izlenmesi mümkündür. Söz konusu geçici hesapta izlenen tutarın herhangi bir şekilde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı tabiidir. 

Örnek 9- (Y) Limited Şirketinin, 31/12/2020 tarihli bilançosunda ortaklardan alacak ve ortaklara borç tutarları bilanço hesapları itibarıyla aşağıdaki gibidir. 

– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı …………………………………. 800.000 TL

– 431. Ortaklara Borçlar hesabı ……………………………………… (320.000) TL 

Beyan tarihi itibarıyla ise ortaklardan alacak ve ortaklara borç tutarları şu şekildedir. 

– 131. Ortaklardan Alacaklar hesabı………………………………….. 200.000 TL

– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı …………………………………. 720.000 TL

– 331. Ortaklara Borçlar hesabı ………………………………………. (400.000) TL

 

Bu çerçevede, beyan tarihi itibarıyla ortaklardan (net) alacak tutarı;

[(200.000 + 720.000) – (400.000) =]  520.000 TL olsa da 31/12/2020 tarihi itibarıyla ortaklardan (net) alacak tutarı; (800.000 – 320.000 =) 480.000 TL’dir. 

Buna göre; 

Beyan tutarı        :………………………….. (800.000 – 320.000 = )    480.000 TL

Hesaplanan vergi:……………………………….. (480.000 x %3 = )       14.400 TL 

olacaktır. 

Anılan mükellef, söz konusu tutarı beyan etmesi hâlinde beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan vergiyi beyanname verme süresinde ödeyecektir. 

Öte yandan, (Y) Limited Şirketinin 31/12/2020 tarihli bilançosundaki “231. Ortaklardan Alacaklar” hesabında görülen tutarın 200.000 TL’lik kısmı dönemsellik ilkesi uyarınca “131. Ortaklardan Alacaklar” hesabına aktarılmıştır. 

Mükellef, bu beyanıyla ilgili muhasebe kayıtlarını yaparken düzeltmeden kaynaklanan işlemler nedeniyle “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı yerine bilançonun aktifinde bir geçici hesap oluşturma tercihinde bulunmuştur. 

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacakların düşülmesi:

 _____________________________ / ________________________________

 296 GEÇİCİ HESAP                                                      480.000 TL

       (7326 sayılı Kanun 6/3 md. uyarınca düzeltme hesabı)

                                   131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR                   200.000 TL

                                   231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR                   280.000 TL

_____________________________ / ________________________________

 

-Verginin hesaplanması:

 _____________________________ / ________________________________

 689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE  ZAR.     14.400 TL

        (7326 sayılı Kanun 6/3 md.) 

        (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

                                    360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR                 14.400 TL

_____________________________ / ________________________________

 

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacaklardan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:

 _____________________________ / ________________________________

 950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN                            14.400 TL

        GİDERLER

                                 951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN                14.400 TL

                                       GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________

 

Öte yandan, mükelleflerce kâr dağıtımı yapılması hâlinde, ticari bilanço açısından dağıtılabilir ticari kar tutarı, 7326 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında beyan edilen ve “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı altında muhasebeleştirilen tutarlar dikkate alınmaksızın tespit olunacaktır. 

4- Esas Alınacak Bilanço 

Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında beyanda bulunacak mükelleflerin, kurumlar vergisi beyannamesi ekinde vermiş oldukları 31/12/2020 tarihli bilançolarını dikkate almaları gerekmektedir. 

Özel hesap dönemi kullanan mükellefler ise 2020 yılı içerisinde sona eren hesap dönemlerine ilişkin olarak vermiş oldukları kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan bilançolarını esas alacaklardır. 

Dolayısıyla, mükelleflerin kanuni süresinden sonra verdikleri düzeltme beyannamelerinin ekinde yer alan bilançoları dikkate alınmayacaktır. 

5- Diğer Hususlar 

a) 7326 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmeyecektir.

b) Bu kapsamda beyan edilen tutarlar ile ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir.

c) Kurumlar vergisi mükelleflerince 7326 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca yapılan beyanla ilgili olarak, söz konusu tutarların ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı vergi tevkifatına yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacaktır.

ç) 7326 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü kapsamında beyanda bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu beyanları nedeniyle 2021 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde beyanname verme süresi içinde gerekli düzeltme işlemlerinin yapılması mümkün bulunmaktadır. 

Bu çerçevede, hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan kurumlar vergisi mükelleflerinin anılan madde kapsamında yapacakları beyanları nedeniyle, ilgili dönem matrahlarında bir düzeltme ihtiyacı doğması hâlinde, beyan tarihi itibarıyla 2021 hesap döneminin sona ermiş bulunan geçici vergilendirme dönemlerine ait geçici vergi beyanlarını 31 Ağustos 2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar düzeltebilmeleri mümkün bulunmaktadır. Özel hesap dönemi kullanan mükelleflerin ise anılan madde kapsamında yapacakları beyanları nedeniyle düzeltme gerekmesi hâlinde, beyan tarihi itibarıyla cari hesap döneminin sona ermiş bulunan geçici vergi beyanlarını aynı tarihe kadar düzeltebilmeleri mümkündür. 

Bu kapsama giren düzeltme işlemleri nedeniyle vergi dairelerince yapılacak ek tarhiyatlar için herhangi bir ceza veya faiz aranmayacaktır. 

d) Tam tasdik sözleşmesi çerçevesinde daha önceki dönemlerine ilişkin rapor düzenlenmiş bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin, 7326 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi hükmünden yararlanmaları hâlinde, raporu düzenleyen yeminli mali müşavirlerin bu işlemlerle sınırlı olarak sorumluluğu aranmayacaktır.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/firma-ortaklarinin-sirketin-bankasindan-sahsi-hesabina-para-aktarmasi-isleminin-kayitlara-alinmasinda-mali-musavirin-sorumlulugu-var-midir/feed/ 0