şirketten – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 22 Feb 2024 12:11:29 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Galerici Olmayan Şirketten Satın Alınan Binek Otonun KDV Oranı Ne Olacak? https://www.muhasebenews.com/galerici-olmayan-sirketten-satin-alinan-binek-otonun-kdv-orani-ne-olacak/ https://www.muhasebenews.com/galerici-olmayan-sirketten-satin-alinan-binek-otonun-kdv-orani-ne-olacak/#respond Thu, 22 Feb 2024 12:11:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149341 Galerici olmayan firmadan binek araç satın alındı. Araç KDV yüzde kaç olması gerekiyor?

Binek oto ise KDV oranı; % 1

Binek dışındaki ticari taşıtlar için KDV oranı % 20’dir.

 

-Satıcının ikinci el araçlar için düzenleyeceği fatura örnekleri

1- Binek oto

Araç bedeli: 1.000.000 TL

KDV %1: 10.000 TL

Genel Toplam: 1.010.000 TL

2- Ticari Araç 

Araç bedeli: 1.000.000 TL

KDV %20: 200.000 TL

Genel Toplam: 1.200.000 TL

 

 


PLAKA SATIŞINA İLİŞKİN ÖRNEK ÖZELGE

T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11355271-120.01[80-2019/11]-E.2776

16.01.2020

Konu

:

Ticari Plakaların Elden Çıkarılmasından Doğan Kazançların Vergisel Açıdan Değerlendirilmesi

 

İlgi

:

02/05/2019 kayıt tarihli Özelge Talep Formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ticari kazanç yönünden gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğunuzu belirterek noterde yapacağınız ticari plaka satışının harca tabi tutulup tutulmayacağı ve plaka satışından kaynaklanan gelirinizin hangi esaslara göre vergilendirileceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiş olup aynı Kanunun 38 inci maddesinde, “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1.İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2.İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

…”

hükmüne yer verilmiştir.

Yine aynı Kanunun 39 uncu maddesinde, işletme hesabı esasına göre ticari kazancın bir hesap dönemi içinde elde edilen hâsılat ile giderler arasındaki müspet fark olduğu, elde edilen hâsılatın, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları, giderlerin ise tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade ettiği hükmü yer almıştır.

Anılan Kanunun “Değer Artışı Kazançları” başlıklı mükerrer 80 inci maddesinin üçüncü fıkrasında “Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından doğan kazançların tamamı ile bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 14.800 Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, 23/03/2016 tarihinden itibaren Şehir içi, banliyö ve kırsal alanlarda kara yolu ile personel, öğrenci vb. grup taşımacılığı faaliyetinden dolayı gerçek usulde ticari kazanç mükellefi olmanız nedeniyle, söz konusu devir işleminden elde edilen gelirin ticari kazancınıza dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmekte olup, Kanunun mükerrer 80 inci maddesinde belirtilen değer artış kazancı istisnasından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.

ll-HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN:

492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanların noter harçlarına tabi olduğu; 41 inci maddesinde, noter harçlarının (2) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer veya ağırlık ölçüsüne göre nispi, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı hükme bağlanmış, Kanunun 42 nci maddesinde ise “Değer veya ağırlık ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (2) sayılı tarifede yazılı değer veya ağırlık esastır.

Menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi mukavele, senet ve kağıtlarda değer gösterilmesi mecburidir. Rehin bordroları ile kamu idarelerine verilmek üzere ilgili mevzuatla belirlenen kurallara uyulacağına ilişkin olarak düzenlenen taahhütnameler hakkında bu hüküm uygulanmaz.

hükmüne yer verilmiştir.

29/3/2018 tarihli ve 7104 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21 inci maddesi ile 492 sayılı Kanuna bağlı (2) sayılı tarifenin “I. Değer veya ağırlık üzerinden alınan nispi harçlar:” başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasına son paragraftan önce gelmek üzere eklenen paragrafta, “Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların devrine ilişkin işlemlerde, alım satım bedeli üzerinden (Alınacak harcın miktarında, bu fıkrada yer alan üst sınır dikkate alınmaz.) (Binde 30)” nispetinde harç alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, ticari plakanın devrine ilişkin işlemlerde, 492 sayılı Kanuna bağlı (2) sayılı tarifenin “I. Değer veya ağırlık üzerinden alınan nispi harçlar:” başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasına göre plakanın alım satım bedeli üzerinden binde 30 nispetinde noter harcı alınması gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/galerici-olmayan-sirketten-satin-alinan-binek-otonun-kdv-orani-ne-olacak/feed/ 0
Yurt dışındaki bir şirketten alınan tasarım hizmeti için stopaj ve KDV ödeyecek miyiz? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-bir-sirketten-alinan-tasarim-hizmeti-icin-stopaj-ve-kdv-odeyecek-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-bir-sirketten-alinan-tasarim-hizmeti-icin-stopaj-ve-kdv-odeyecek-miyiz/#respond Mon, 23 Oct 2023 10:03:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=147281 Firmamız Türkiye’ de reklam işi yapmaktadır. Bazı reklamlar için Amerika’da bir şirketten renklendirme hizmeti almaktayız. Bu hizmetlerle ilgili KVK’ya göre stopaj yapacak mıyız? Yapacaksak stopaj oranı kaç olmalıdır?

Stopaj yapılacak oran % 20

Ayrıca; Satın alınan hizmet için 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilir ve ödenir. (% 20) ödenen vergi aynı dönemde 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır.


Örnek Fatura ve Yevmiye Maddesi

Türü %  Tutar 
1 Yıllık Yazılım Kullanım Bedeli 300,00 USD
KDV 0% 0,00 USD
Genel Toplam 300,00 USD
1 USD =        26,00 ₺
TL KARŞILIĞI   7.800,00 ₺
SORUMLU SIFATLI KDV2 20%   1.560,00 ₺
KDV DAHİL   9.360,00 ₺

 

YURT DIŞI HİZMET FATURASI MUHASEBE KAYDI ÖRNEĞİ

HESAP BORÇLU ALACAKLI
770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ    7.800,00
191 İNDİRİLECEK KDV    1.560,00
329 DİĞER TİCARİ BORÇLAR                7.800,00
360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR                1.560,00
           -Sorumlu Sıfatlı KDV
TOPLAM    9.360,00                  9.360,00  

Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindaki-bir-sirketten-alinan-tasarim-hizmeti-icin-stopaj-ve-kdv-odeyecek-miyiz/feed/ 0
Kiralanan ve şirket çalışanlarına tahsis edilen lojman için ödenen kira bedeli brüt ücrete dahil edilecek mi? https://www.muhasebenews.com/kiralanan-ve-sirket-calisanlarina-tahsis-edilen-lojman-icin-odenen-kira-bedeli-brut-ucrete-dahil-edilecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/kiralanan-ve-sirket-calisanlarina-tahsis-edilen-lojman-icin-odenen-kira-bedeli-brut-ucrete-dahil-edilecek-mi/#respond Mon, 20 Feb 2023 01:01:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138693 Şirket çalıştırdığı personeller için lojman kiraladı. Lojman kirası aylık olarak şirketten mal sahibine ödeniyor. Ödenen kira bedeli personellerin aylık ücret bordrosuna eklenmesi gerekir mi?

Eklenmesinin gerekli olduğuna yönelik açıklamalar da buldum fakat TÜRMOB’ un 29.09.2017/120-1 nolu mevzuat sirkülerinde eklenmemesi yönünde açıklamasını da buldum. Bu kira bedeli, lojmanda konaklayan çalışanların prime esas kazancına eklenmeli mi yoksa eklenmemeli mi?
Teşekkürler

5510 sayılı kanun prime tabi olan ve olmayan kazanları saymış ve bunun dışında yapılan tüm ödemeleri prime tabi tutmuştur.
İşçinin barınma amacıyla kullandığı konuta ait kira bedeli işçiye ödenise prime tabidir / işveren tarafından Malsahibine ödenirse prime tabi değildir.


Çalışma Bakanlığından izin alınarak işletmemizde çalışan 6 yabancı çalışanımız için firmamız tarafından ev kiralanmış olup, bununla ilgili vergisel sorumluluklarımız nelerdir? Kira stopajı olarak beyanımız olacak mı? Ödenen kira tutarı brütleştirilerek personellerin maaşlarına ilave edilecek midir?

Ödenen kira için GV stopajı yapılır. Kiranın brüt tutarı kişi sayısına bölünerek maaşlarına eklenir.


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 Sayı   : 62030549-120[94-2020/10]-E.978841

TArih  : 30.12.2020

Konu  :  Şirkette çalışan personel için kiralanan lojman nedeniyle ödenen tutarların giderleştirilmesi

İlgide kayıtlı özelge talep formunu incelenmesi neticesinde; …Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, şirketinizde çalışan personel için şirket müştemilatı dışında gerçek kişiden bir daire kiralandığı, kiralanan gayrimenkulün kirasının tevkifat yapılarak ödendiği, ayrıca söz konusu kira ödemesinin personele ödenecek ücrete ekleneceği belirtilerek söz konusu ödemelerin gider kaydının nasıl yapılacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da,

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

  1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
  2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”

hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”

hükmü yer almaktadır.

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinde, tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise hesaben ödeme deyiminin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade ettiği belirtilmiştir.

Buna göre, giderleri karşılanmak suretiyle şirket tarafından kiralanan ve personele lojman olarak tahsis edilen konutların, personele sağlanan menfaat olarak ücret kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla, gayrimenkul için ödenen kira tutarı ile sağlanan menfaatlerin brütleştirilerek bordroya dahil edilmesi ve bu tutar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca vergi tevkifatı yapılması gerekmekte olup söz konusu tutarın da anılan Kanunun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, şirketinizce kiralanan ve personele lojman olarak tahsis edilen konutlar, personele sağlanan menfaat olarak ücret kapsamında değerlendirildiğinden ve söz konusu konutlara ilişkin kira bedelleri kurum kazancının tespitinde ücret gideri olarak dikkate alınacağından kira gideri olarak ayrıca dikkate alınmasının mümkün olmayacağı tabiidir.






Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kiralanan-ve-sirket-calisanlarina-tahsis-edilen-lojman-icin-odenen-kira-bedeli-brut-ucrete-dahil-edilecek-mi/feed/ 0
4/1-a (SSK) emeklisi şirket ortağı olursa huzur hakkı mı alacak? SGDP ödeyecek mi? https://www.muhasebenews.com/4-1-a-ssk-emeklisi-sirket-ortagi-olursa-huzur-hakki-mi-alacak-sgdp-odeyecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/4-1-a-ssk-emeklisi-sirket-ortagi-olursa-huzur-hakki-mi-alacak-sgdp-odeyecek-mi/#respond Fri, 17 Feb 2023 08:56:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138692 4/A Sgk dan emekli olan bir kişi şirket ortağı olursa bu kişi ortağı olduğu şirketten maaş alacak olursa huzur hakkı mı alır yoksa sgdp ödenecek şekilde ücret mi alır? Huzur hakkı alırsa vergisel boyutu nasıl olur?

SGK mevzuatına göre ise, huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerin prime tabii olup olmadığı hususu sigortalıların statüsüne göre belirlenecek olup kişiler, huzur hakkı ödenen veya ödenecek yerde 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında hizmet akdine bağlı olarak çalışıyorlarsa, bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulacaktır. Ancak anılan kişiler hizmet akdi ile çalışmamakta yani 4-1/b kapsamında sigortalı iseler huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerden sigorta primi kesilmeyecektir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/4-1-a-ssk-emeklisi-sirket-ortagi-olursa-huzur-hakki-mi-alacak-sgdp-odeyecek-mi/feed/ 0
Şirkete olan borcuna karşılık ortaklıktan ayrılan şirket ortağının kayıtlardaki borcunu diğer ortağın alacağı ile mahsup edebilir miyiz? https://www.muhasebenews.com/sirkete-olan-borcuna-karsilik-ortakliktan-ayrilan-sirket-ortaginin-kayitlardaki-borcunu-diger-ortagin-alacagi-ile-mahsup-edebilir-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/sirkete-olan-borcuna-karsilik-ortakliktan-ayrilan-sirket-ortaginin-kayitlardaki-borcunu-diger-ortagin-alacagi-ile-mahsup-edebilir-miyiz/#respond Wed, 18 Jan 2023 08:02:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=137334 Ltd. şti. 2 ortaklı sermaye 250 bin TL 1 ortağın 20 milyon alacağı var şirketten diğer ortağın 10 milyon borcu var hisse devri yapıldı. Borcu olan ayrıldı şirketten muhasebe kaydı ne olacak? hesaplar arası virman yapılabilir mi?

Hesaplar arası virman olmaz. Hisse devir edildi ise de Alacaklar tahsil edilir. Borçlar ödenir. Alacaklı veya borçlunun ortak olması bu kuralı değiştirmez.

_________________

BENZER İÇERİKLER

Şirketeki hissesini, borcuna karşılık diğer ortağa devrederek şirketten ayrılan kişinin borcu ile ortaklığı devam eden şirket ortağının alacağının birbirine mahsup edilebilmesi için iki kişinin buna ilişkin bir anlaşmaya varması ve bu anlaşma veya temlikname üzerinden hesaplanacak damga vergisi ve varsa diğer yükümülülüklerin işleme taraf olanlarca beyan edilmesi gerekiyor.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirkete-olan-borcuna-karsilik-ortakliktan-ayrilan-sirket-ortaginin-kayitlardaki-borcunu-diger-ortagin-alacagi-ile-mahsup-edebilir-miyiz/feed/ 0
Şirket ortağı ve müdürü kişi şirketten ücret alabilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-ve-muduru-kisi-sirketten-ucret-alabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-ve-muduru-kisi-sirketten-ucret-alabilir-mi/#respond Wed, 23 Nov 2022 02:25:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134010 Şirket ortağı ve aynı zamanda müdürü de olan bir kişi şirketten olan aylık kazancını, ücretini nasıl belgeleyebilir? Görevi süresince müdürü olduğu şirketten düzenli olarak ücret alabilir mi?

Şirket ortakları bilfiil şirket işlerini görmeleri durumunda Genel Kurul’un kararı doğrultusunda “Çalışan Ortaklarına” ücret ödeyebilirler.

Örnek;5. Şirket ortağı ve şirket genel müdürü olan kişilerin ayrıca ücretli olarak çalışmasından dolayı vergi ‘’şirket ortağı hem de şirket genel müdürlüğünü yürüttüğü ve şirket ortağınızın aynı zamanda Bağ-Kur emeklisi olduğunu belirtilerek, genel müdürlük görevini yürüten şirket ortağınıza aylık ücret ödenip ödenmeyeceği ile ücret üzerinden vergi kesintisi ve sosyal güvenlik kesintisi yapılıp yapılamayacağı hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır…..

işletmenizde hizmeti karşılığı şirket genel müdürünüze yapılacak ödemelerin ücret olarak kabul edilmesi gerekmekte olup ücret ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (1) numaralı bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Ayrıca şirket ortağınızın Bağ-Kur’dan emekli olması, vergi kanunları açısından ücretli olarak çalışmasına engel teşkil etmeyecek olup şirket ortağına yapacağınız ücret ödemelerinin emsaline nazaran yüksek olması durumunda Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesi hükmünün dikkate alınması gerekecektir. Öte yandan, şirket bünyenizde genel müdür olarak görev yapan şirket ortağının sigortalı olarak çalıştırılıp çalıştırılamayacağı ve sigorta kesintisine ilişkin tereddüt edilen hususlar için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması gerekmektedir. (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28.03.2011 Tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 61-208 sayılı Özelgesi)


Şirket müdürümüzün 2022 huzur hakkı ödemesinde gelir vergisi muafiyeti var mıdır?

Huzur hakkı ödemesi de GVK 61. maddesine göre ÜCRETTİR. Gelir vergisi ve Damga vergisi istisnasın dan yararlanır.


1- BAĞ-KUR primi ödemekte olan şirket ortağı; başka bir iş yerinde, kısmi istihdamla (ayda 12 gün) çalışmak istiyor. Bu durumda BAĞ-KUR’luluğu sona erer mi? 

2- Başka bir yerde tam zamanlı sigortalı çalışan şirket ortağı kendi firmasından da huzur hakkı alabilir mi? 

1 Kısmi çalışma BAĞ-KUR’luluğu engellemez 4b sigortalılığı devam edecektir. 

2.A.Ş. ise ve toplantılara katılıyor ise hakkı huzur almasında engel bulunmamaktadır.

Kendi İşyerinden Kendini Sigortalı Bildirmenin Sonuçları

5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi ile eski adıyla Bağ-Kur’lu, yeni adıyla 4/b kapsamındaki sigortalıların kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden kendilerini SSK’lı (4/a kapsamında sigortalı) olarak bildirmelerinin önüne geçilmiştir.

Yasada yapılan bu düzenlemeler çerçevesinde e-Sigorta kanalıyla Kuruma gönderilen sigortalı işe giriş bildirgelerinde de değişikliğe gidilmiş ve işverenlerin kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden kendileri için 4/a kapsamında sigortalı işe giriş bildirgesi göndermeleri engellenmiştir.

İşverenlerin 1/10/2008 tarihinden itibaren kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden kendilerini 4/a kapsamında sigortalı olarak bildirmeleri kesin olarak yasaklanmış olmasına rağmen, 2013/11 sayılı Genelgede sigortalı olarak çalıştıkları işyerlerine 1/10/2008 tarihinden önce ortak olan veya sigortalı olarak çalıştıkları işyerlerini 1/10/2008 tarihinden önce satın alan kişilerin 4/a kapsamındaki sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar, bu işyerlerinden 4/a kapsamında sigortalı bildirebilecekleri belirtilmiştir.

Dolayısıyla 1/10/2008 tarihinden önce 4/a kapsamında sigortalı olarak çalıştıkları işyerine ortak olan veya sigortalı olarak çalıştıkları işyerini 1/10/2008 tarihinden önce satın alan kişilerin, bu işyerlerini satın aldıkları veya ortak oldukları tarihten sonraki hizmetleri kesintiye uğrayıncaya kadar, 4/a kapsamındaki hizmetleri geçerli sayılmıştır. Çalıştıkları işyerine 1/10/2008 tarihinden sonra ortak olan veya çalıştıkları işyerini 1/10/2008 tarihinden sonra satın alan kişilerin ise ortak oldukları veya satın aldıkları tarihten itibaren 4/a kapsamındaki hizmetleri geçersiz sayıldığından, bu tarihten itibaren 4/b kapsamındaki sigortalılıkları başlatılmıştır.

Örneğin, 16/7/2005 tarihinde çalışmaya başladığı limited şirket işyerine 20/2/2007 tarihinde ortak olan bir kişinin 20/2/2007 tarihinden sonraki sürelere ilişkin 4/a kapsamındaki hizmetleri kesintisiz olarak bildirilmeye devam ettiği süre zarfında 4/a kapsamındaki hizmetleri geçerli sayılacaktır. Buna karşın bahse konu sigortalının çalıştığı işyerine 1/10/2008 tarihinden sonraki bir tarihte ortak olması halinde, bu defa ortak olduğu tarih itibariyle 4/a kapsamında sigortalılık sona erip 4/b kapsamındaki sigortalılık devreye girecektir.

Hal böyle olmakla birlikte 2014/5 sayılı Genelgede 1/10/2008 tarihinden önce çalıştıkları şirkete ortak olan veya 1/10/2008 tarihinden önce çalıştıkları işyerini satın alan kişilerin sigortalılıkları kesintisiz olarak devam etse de, bu işyerlerinde kendileri dışında sigortalı olarak bildirilen başka bir kişi daha yoksa, yalnızca kendilerinin sigortalı olarak bildirildikleri tarihten itibaren 4/a kapsamındaki sigortalılıklarının geçersiz olacağı belirtilmiştir.

Örneğin, 16/7/2005 tarihinde çalışmaya başladığı limited şirket işyerine 20/2/2007 tarihinde ortak olan bir kişinin 20/2/2007 tarihinden sonraki sürelere ilişkin 4/a kapsamında bildirilen hizmetleri işyerinde çalışan diğer sigortalılarla birlikte kesintisiz olarak bildirilir iken, bu işyerinde çalışan diğer sigortalıların 15/6/2014 tarihinde işten ayrıldıkları ve bu tarihten itibaren sadece kendisini 4/a kapsamında sigortalı bildirdiği varsayıldığında, bahse konu şirket ortağının 4/a kapsamındaki sigortalılığı 15/6/2014 tarihinde sonlandırılarak 16/6/2014 tarihinden itibaren 4/b kapsamındaki sigortalılığı başlatılacaktır.

Bu bağlamda, işverenlerin kendi işyerlerinden veya ortak oldukları işyerlerinden kendilerini sigortalı olarak bildirebilmeleri için;

1-Kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinde sahiplik veya ortaklık tarihinden önce SSK’lı çalışmalarının bulunması,

2-Bu işyerlerine 1/10/2008 tarihinden önce ortak olmaları veya bu işyerlerini 1/10/2008 tarihinden önce satın almaları,

3-Ortak oldukları veya satın aldıkları tarihten sonraki sürelere ilişkin hizmetlerinin kesintisiz olması (kesintiye uğradığı tarihe kadar ki hizmetler geçerli sayılır)

4- Kendilerinden başka en az bir kişinin daha 4/a kapsamında sigortalı olarak bildiriliyor olması gerekmektedir.

Dolayısıyla, kendi işyerinden veya ortak olukları işyerinden kendilerini 4/a kapsamında sigortalı olarak bildiren kişiler için bu dört koşul birlikte gerçekleşmediği takdirde, 4/a kapsamındaki hizmetler geçersiz sayılacağından, bu durumda 4/b kapsamındaki sigortalılık devreye girecektir.

Kendilerine ait işyerlerinden veya ortak oldukları işyerlerinden kendilerini sigortalı olarak bildiren kişilerle ilgili olarak 2014/28 sayılı Genelgede, Sigortalı Tescil Ve Hizmet Servislerince gerek sigortalılık statüsünün belirlenmesi, gerek hizmet bildirme, gerekse aylık bağlanma işlemleri sırasında yapılacak hizmet birleştirme işlemlerinde sigortalıların kendi işyerlerinden kendilerini sigortalı olarak bildirip bildirmediklerinin mutlaka kontrol edileceği belirtilmiştir. Ayrıca, kendi işyerlerinden veya ortak oldukları işyerlerinden kendilerini 4/a kapsamında sigortalı olarak bildirdiği tespit edilen kişilerin 4/a kapsamındaki hizmetlerinin geçersiz, 4/b kapsamındaki hizmetlerinin geçerli olduğu durumlarda 4/a kapsamında ödenen primlerin 4/b kapsamındaki sigortalılık statüsüne aktarılıp aktarılmayacağı hususu da yine aynı genelgede açıklanmıştır.

2014/27 sayılı Genelgeye göre,

-Kendilerine ait işyerlerinden kendilerini 4/a kapsamında sigortalı olarak bildiren kişilerin (gerçek kişilerin) 4/a kapsamındaki sigortalılıklarının geçersiz olduğunun anlaşılması halinde, hem sigortalı, hem de işveren hissesine ait sigorta primi ve işsizlik sigortası primlerinin

-Ortak oldukları işyerlerinden kendilerini 4/a kapsamında sigortalı olarak bildiren kişilerin (Tüzel kişi işletmelerinin ortaklarının) 4/a kapsamındaki sigortalılıklarının geçersiz olduğunun anlaşılması halinde ise, yalnızca sigortalı hissesine ait sigorta primi ve işsizlik sigortası primlerinin

4/b kapsamındaki prim borçlarına aktarılması gerekecektir.


Şirket Ortaklarının sigortalılığı – Sigorta statüsü  – 24 Ekim 2022

ÖZET 

1- Limited Şirket Ortaklarının Kendi Şirketlerinden Sigortalı Olarak Gösterilmesi

Limited şirket ortağının kendi çalıştığı şirkette eski adıyla SSK yeni adıyla 4/1-a sigortalı statüsünden bildirilmesi mümkün değildir. Bu durumdaki kişilerin eski adıyla Bağkur yeni adıyla 4/1-b statüsünden sigortalı olmaları gerekir. Limited şirket ortağı olan kişinin fiili çalışması karşılığında şirketten ücret veya huzur hakkı alması mümkündür ancak bu durumda hazırlanacak ücret bordrosunda, SGK primi ve işsizilik primi hesaplanmayacak gelir vergisi ve damga vergisi hesaplaması yapılacaktır. Bu kişilere ödenen ücret veya huzur hakkının 1.1.2022 tarihinden itibaren asgari ücret için uygulanan gelir vergisi ve damga vergisi istisnasından yararlanması mümkündür. Bu durumda olan şirket ortağının 4/1-b sigorta primini şahsi olarak ödemesi gerekmektedir. Ödenen bu şahsi 4/1-b primi kişinin elde ettiği kişisel gelirler için vereceği gelir vergisi beyannamesindeki kazançtan indirilebilir.
Ortağı olduğu limited şirketten 4/1-a sigortalısı olarak bildirilen kişi adına sehven bildirilen 4/1-a SGK primlerinin, 4/1-b sigorta statüsüne devredilmesi gerekmektedir. 
Limited şirket ortağının, bu ortaklığı devam ederken; herhangi bir ortaklığının olmadığı diğer bir limited şirkette 4/1-a statüsünde çalışması mümkün olup, bu durumda ortağı olduğu limited şirketteki zorunlu 4/1-b sigortalılığı, diğer şirketteki 4/1-a sigortalılığı kesintiye uğrayıncaya kadar dondurulur. Diğer şirketteki sigortalılık bildirimlerinin yasada sayılan geçerli hallerin dışında kesintisiz olarak devam etmesi gerekmektedir. Kesinti olması durumunda kendi ortak olduğu limited şirket nedeniyle 4/1-b sigortalılığı devreye girer. Diğer şirketteki iş akdi sona eren kişinin ara vermeden başka bir şirkette 4/1-a sigortalısı olması halinde zorunlu 4/1-b sigortalılığı devreye girmez. Çıkış ve yeni bir şirkete giriş arasında boş gün olması halinde zorunlu 4/1-b sigortalılığı boşta kalan gün sayısı kadar devreye girer.

 

2- Anonim Şirket Pay Sahibi/Yönetim Kurulu Üyesinin Kendi Şirketlerinden Sigortalı Olarak Gösterilmesi

2.1. Anonim şirkette pay sahibi olup yönetim kurulunda yer almayanlar
Anonim şirkette sadece pay sahibi olan ancak yönetim kurulunda yer almayan ve bu şirkette fiilen çalışan kişiler, pay sahibi olduğu şirkette eski adıyla SSK yeni adıyla 4/1-a sigortalı statüsünden bildirilebilir. Bu durumdaki kişiler eski adıyla Bağkur yeni adıyla 4/1-b statüsünden sigortalı bildirilemezler.
2.2. Anonim şirkette pay sahibi olup aynı zamanda yönetim kurulunda yer alanlar
Anonim şirkette pay sahibi olan ve aynı zamanda yönetim kurulunda yer alan kişiler, bu şirkette fiilen çalışsalar bile  eski adıyla SSK yeni adıyla 4/1-a sigortalı statüsünden bildirilemezler. Bu durumdaki kişilerin eski adıyla Bağkur yeni adıyla 4/1-b statüsünden sigortalı olması  gerekmektedir. Anonim şirkette pay sahibi olan kişi, fiili çalışması karşılığında şirketten ücret veya huzur hakkı alabilir ancak bu durumda ücret bordrosunda SGK primi ve işsizilik primi hesaplaması yapılmaz, gelir vergisi ve damga vergisi hesaplaması yapılır. Bu kişilere ödenen ücret veya huzur hakkının 1.1.2022 tarihinden itibaren asgari ücret için uygulanan gelir vergisi ve damga vergisi istisnasından yararlanması mümkündür. Kişinin 4/1-b sigorta primini şahsi hesabından ödemesi gerekir. Ödenen 4/1-b primi, kişinin elde ettiği kişisel gelirler için vereceği gelir vergisi beyannamesindeki kazançtan indirilebilir. 
Pay sahibi olduğu anonim şirketten 4/1-a sigortalısı olarak bildirilen kişi adına sehven bildirilen 4/1-a SGK primlerinin, 4/1-b sigorta statüsüne devredilmesi gerekmektedir. 

Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-ortagi-ve-muduru-kisi-sirketten-ucret-alabilir-mi/feed/ 0
Şirkettin mal varlığı olmadığı için alacağını tahsil edemeyen çalışan şirket ortağına gidebilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirkettin-mal-varligi-olmadigi-icin-alacagini-tahsil-edemeyen-calisan-sirket-ortagina-gidebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirkettin-mal-varligi-olmadigi-icin-alacagini-tahsil-edemeyen-calisan-sirket-ortagina-gidebilir-mi/#respond Sat, 05 Nov 2022 07:47:17 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134144 Tasfiyeden geri döndürülmüş bir şirketin çalışanı şirketten alacağını şirket boş olduğu için tahsil edemiyor şirketin ortaklarına alacağı için işlem yapabilir mi?

Alacak için öncelikle şirket tüzel kişiliğine müracat edilmelidir. Şirket mal varlığından tahsil edilemez ise Şirket yönetici veya ortaklarından talep edilir.


İşçi-İşveren Uyuşmazlıklarında Arabulucuya Başvuru Süresi Var Mı?

İşçi-İşveren Uyuşmazlıklarında Arabulucuya Başvuru Süresi Var Mı?

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 3 üncü maddesi uyarınca, 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren İş Kanununa, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline gelmiştir.

Dolayısıyla istisnai durumlar hariç işçi – işveren uyuşmazlıklarında iş mahkemesinde dava açmadan önce adliyede bulunan arabuluculuk bürosuna başvurularak arabuluculuk sürecinin tamamlanması zorunludur. Bu şarta uymadan açılan davalar esasa girmeden mahkemeler tarafından reddedilmektedir.

Arabulucuya Başvuru İçin Kanunda Belirlenmiş Bir Süre Var mı ?

İşe iade talebi hariç arabulucuya başvuru konusunda kanunda belirlenmiş bir süre yok

Arabulucuya başvuru konusunda Kanunda sadece işe iade başvurusuyla ilgili süre belirlenmiş olup, 4857 sayılı İş Kanunun 20 inci maddesi uyarınca; iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır.

Dolayısıyla işe iade taleplerinde, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde arabulucuya başvurulması gerekir.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açabilir.

Diğer Konularla İlgili Arabulucuya Başvuru Süresi

Ücret, tazminat gibi işçilik alacaklarıyla ilgili arabulucuya başvuru konusunda Kanunda bir süre belirtilmemiş olmakla beraber, bu konuda zamanaşımı süreleri geçerlidir.

İş Kanunun 32 inci ve Ek 3 üncü maddeleri uyarınca; ücret, kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait izin ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, ayrımcılık tazminatı 5 yıllık zamanaşımına tabidir.

Yukarıda belirtilenler dışındaki sendikal tazminat, iş güvencesi kapsamına girmediği için işe iade hakkı olmayan işçinin isteyeceği kötüniyet tazminatı, işe iade başvurusu kabul edilen işçiyle ilgili başlatmama tazminatı, 4857 sayılı İş Kanununun 26/2 maddesindeki maddi ve manevi tazminat (haklı feshe bağlı tazminat), 28 inci maddedeki belgenin (çalışma belgesi – bonservis) zamanında verilmemesinden kaynaklanan tazminat, 31/son maddesi uyarınca askerlik sonrası işe almama nedeni ile öngörülen tazminat istekleri ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ıncı maddesinde 10 yıl olarak belirlenen genel zamanaşımı süresine tabidir.

Dolayısıyla yukarıda belirtilen zamanaşımı süreleri geçmedikçe her zaman arabulucuya başvuruda bulunulabilir. Ancak yine de özellikle iş akdinin feshinden sonra işçi – işveren arasında doğacak uyuşmazlıklarda, beklemeden bir an önce arabulucuya başvurulmasında fayda vardır. Çünkü özellikle arabuluculuk sürecinden sonuç alınamaması ve iş mahkemesinde dava açmak zorunda kalınması halinde, dava ne kadar geç açılmış olursa iddiaları ispatlamak, dolayısıyla da davayı kazanmak o kadar zorlaşır. Şahit (tanık) dinletilecekse onlara ulaşmak zorlaşabilir, işveren vefat etmiş veya iflas etmiş olabilir.

Zamanaşımına Uğramış Alacaklar İçin Arabulucuya Başvurulamaz mı ?

Zamanaşımına uğramış işçilik alacakları için arabulucuya başvurulamayacağına dair bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Ancak işveren zamanaşımına uğramış işçi alacağını ödemek zorunda olmadığını düşünebilir, ödemeyebilir, dolayısıyla arabuluculuk sürecinden sonuç alınamayabilir.

Zamanaşımına Uğramış Alacaklar İçin İş Mahkemesinde Dava Açılamaz mı ?

Zamanaşımına uğramış işçi alacağıyla ilgili arabulucuya başvurulduğu halde işverenin ödememesi veya arabuluculuk sürecinden sonuç alınamaması halinde iş mahkemesinde dava açılabilir tabii ki buna engel bir durum yok ancak davadan da sonuç alınamayabilir.

Çünkü Yargıtay 9. Hukuk Dairesi konuya ilişkin bir kararında;

“Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.

Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.

Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır.

Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır.

Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur.

Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.

Hemen belirtmelidir ki, gerek İş Kanununda, gerekse Borçlar Kanununda, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.”

açıklamalarına yer vermiştir. (T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi – Esas No. 2014/36960, Karar No. 2016/8128 – Tarihi: 04.04.2016)

Dolayısıyla zamanaşımına uğramış (zamanaşımı süresi dolmuş) işçilik alacağıyla ilgili olarak arabulucuya başvurulması ve işverenin işçilik alacağını ödememesi veya herhangi bir şekilde arabuluculuk sürecinden sonuç alınamaması ve iş mahkemesinde dava açılması halinde mahkeme zamanaşımı süresini kendisi doğrudan dikkate alamaz, işveren de zamanaşımı itirazında bulunmazsa dava devam eder. Ancak işçilik alacağı zamanaşımına uğradığı için arabuluculuk sürecinde ödemeyen işverenin, mahkemede işçinin talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmemesi, zamanaşımı itirazında bulunmaması düşünülemez. Eğer işveren mahkemede zamanaşımı itirazında bulunursa yani hukuki ifadeyle zamanaşımı definde bulunursa o zaman işçilik alacağının dava edilebilme niteliği ortadan kalkar, mahkemenin davayı reddetmesi gerekir.

Zamanaşımını Kesen Durumlar

Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz, dolayısıyla arabuluculuk süresince zamanaşımı işlemez. Aynı şekilde dava açılmasıyla da zamanaşımı kesilir. Dolayısıyla burada önemli olan arabuluculuk süreci başlayana veya dava açana kadar alacağın zamanaşımına uğramamış olmasıdır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 154 maddesinde de aşağıdaki durumlarda zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir;

  1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
  2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.

BAROLAR BİRLİĞİ DERGİSİNDE YAYIMLANAN “İŞVERENİN İFLASI VEYA İŞVERENE YÖNELİK HACİZ HALİNDE İŞÇİNİN ÜCRET ALACAĞININ ÖNCELİĞİ SORUNU” başlıklı makaleden ödeme aczi içindeki şirketin borçları için hukuki yollar ve işçi alacaklarının durumunu inceleyebilirsiniz. Makale için tıklayın…


Kaynak: İSMMMO, TES-İŞ, TBB Dergisi
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirkettin-mal-varligi-olmadigi-icin-alacagini-tahsil-edemeyen-calisan-sirket-ortagina-gidebilir-mi/feed/ 0
Yurt dışından alınan ürün geliştirme hizmeti faturası için KDV2 ve stopaj bildirilecek mi? https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-urun-gelistirme-hizmeti-faturasi-icin-kdv2-ve-stopaj-bildirilecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-urun-gelistirme-hizmeti-faturasi-icin-kdv2-ve-stopaj-bildirilecek-mi/#respond Wed, 02 Nov 2022 00:24:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=134012 Yurtiçindeki firmaların ürün geliştirme ve imalatı için , yurtdışındaki şirketten formül yaptırıp yurtiçi firmalara bu formülleri satıyoruz. yaptırdığımız bu formüller için yurtdışındaki şirkete fatura karşılığı ücret ödüyoruz.
1-yurtdışına ödenen Bu fatura bedeli için sorumlu sıfatıyla KDV ödemeli miyiz?
2-yine yurtdışına ödenen fatura bedeli stopaja tabi midir?

1-(2) no.lu KDV beyannamesi verilecek
2- GV stopajı yapılacaktır.


Yurt dışından alınan danışmanlık ve hizmetlerde KDV ve Stopaj Uygulaması

HİZMET İTHALATI

Yurt dışında bulunan kişi ve kurumların Türkiye’deki müşterisine sunduğu hizmet karşılığı aldıkları paralar Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi türünden stopaja tabi tutulmaktadır.

a) Gelir Vergisi Kanununa Göre Stopaj Yapılabilmesi İçin;

-Hizmeti yurt dışında sunan gerçek kişi(şahıs) olmalı,

-Yapılan hizmetin stopaja tabi olması,(GVK 94.maddeye göre)

-Türkiye’de hizmeti alan ve ödemeyi yapacak olan kişi GVK ’ya göre tevkifat yapmak zorunda olan bir mükellef olması.

b)Kurumlar Vergisi Kanununa Göre Stopaj Yapılması İçin;

-Hizmeti yurt dışından sunan bir kurum olmalı,

-Yapılan hizmetin stopaja tabi olması,(KVK 30.maddeye göre)

Burada önemli olan bir diğer hususta, Türkiye ile ilgili ülke arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olmamalı veya vergi anlaşmasında stopajı engelleyici bir hüküm bulunmamalıdır.

STOPAJA TABİ OLAN BAZI ÖDEMELER

-Mühendislik, Danışmanlık, Montaj, Eğitim vb hizmetler,

-Tercümanlık hizmetleri, serbest meslek kapsamında verilen hizmetler,

-Faiz ödemeleri(Borç verme faizi, Mevduat faizi vb)

-Kiralama Hizmet Bedeli,

-Personel Ücretleri(Yurt dışında bulunan bir işletmede çalışan bir personel, geçici bir süre için Türkiye’de çalıştırıldığında yurt dışında bulunan işletmeye bu çalışma karşılığı yapılan ödemeler)

-Gayri maddi haklar(Know-how, ticaret unvanı, telif, vb)

HİZMET İTHALATINDA KDV SORUMLULUĞU

Aşağıda belirtilen hizmetlerin ithal edilmesi durumunda faydalanmanın Türkiye’de olması ve söz konusu hizmetin KDV’den istisna edilmemiş olması şartıyla KDV sorumluluğu doğar;

-Proje Hizmetleri(Yurt dışında çizilen bir mimari projenin Türkiye’ye gönderilmesi)

-Yurt dışından danışmanlık hizmeti, montaj hizmeti gibi teknik hizmetlerin alınması yada tamir bakım hizmetinin alınması,

(Türkiye’de üretimi yapılan bir mal için yurt dışında pazar oluşturmak anlamında gerekli çalışmaları yapan ve yurt dışında bulunan bir kişiye yapılacak komisyon ödemesi KDV sorumluluğunu doğurmaz. Ancak, Türkiye’de bulunan otel, hastane, okul gibi işletmeler için müşteri bulma karşılığı yapılan ödemeler KDV sorumluluğunu doğurur. Burada esas olan, hizmetten yurt dışında mı yoksa yurt içinde mi yararlanıldığıdır.)

-Yurt dışından gayri maddi hak alınması(Know-how, ticaret unvanı, telif, vb)

-Yurt dışından yazılım hizmetinin alınması,

-Kiralama işleri(Yurt dışından kiralanan bir makinanın Türkiye’ye getirilip kullanılması)

– Personel Ücretleri(Yurt dışında bulunan bir işletmede çalışan bir personel, geçici bir süre için Türkiye’de çalıştırıldığında yurt dışında bulunan işletmeye bu çalışma karşılığı yapılan ödemeler)

-Faiz ödemeleri(Yurt dışında bulunan ve banka yada finans kurumu olmayan bir kişiye alınan borç para için faiz ödenmesi. Yurt dışında bulunan bir bankadan kredi alınması karşılığı ödenen faizler için KDV sorumluluğu doğmaz)

Hizmet ithalatından dolayı KDV türünden doğan sorumluluk 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilir ve aynı dönemde 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılır.

STOPAJ VE KDV MATRAHININ TESPİT EDİLMESİ

Hizmet ithalatı için yurt dışında bulunan kişi yada kurumlara ödeme yapılırken net bir tutar üzerinden anlaşılmış ise, hem KDV hem de gelir ve kurumlar vergisi türünden yapılacak beyanname brüt tutar üzerinden yapılmalı.

Müşavirliğini yaptığımız ihracatçı bir firma Romanya’da depo kiralamış ve kira bedeli karşılığı Romanya’daki firma tarafından fatura düzenlenmiştir. Faturayı kayıtlarımıza alırken KDV uygulamalı mıyız?

Hizmetten yararlanma yurt dışında olduğu için KDV ve GV stopajı yapılmayacaktır.


Yurtdışı firması olan Godaddy da kurumsal e-posta yenileme faturası gelmiş. 59,88 TL ayrıca facebook firmasında reklam faturası gelmiş.97,26 TL. Bu faturalar için KDV hesaplanmalı mıdır?

Yaptığınız hesaplama ya göre (2) nolu KDV beyannamesi verilecek Ayrıca Stopaj hesaplamada yapılıp beyan edilecek. Google ve Facebook gibi Sosyal medya üzerinden reklam hizmeti satın alma işleminde, söz konusu hizmetten Türkiye’de faydalanılmış olması ve Google firmasının yurt içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması şartı ile, KDV Genel Tebliğine göre ; “Türkiye’ye getirilen hizmet, Türkiye’deki firmanın Türkiye’deki faaliyeti ile ilgili ise, hizmetten Türkiye’de faydalanılmıştır. KDV Genel Tebliği’nde, yurt dışından sağlanan hizmetlere ait KDV’nin hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edileceği açıklanmıştır. 

Dolayısıyla yurt dışından sağlanan ve KDVK’nın 1/2. maddesine göre hizmet ithali kapsamında değerlendirilen işlemlere ait KDV’nin, hizmetten yararlanan Türkiye’ de mukim kişi ve kuruluşlarca sorumlu sıfatıyla verilecek olan 2. no.lu KDV beyannamesi ile beyan (KDV oranı % 18) edilerek bağlı bulunulan vergi dairesine ödenmesi, 1 no.lu KDV beyannamesinde de gösterilerek indirilmesi mümkün olacaktır. 

Yapılan ödemeden %15 oranında GV stopajı yapılarak muhtasar beyanı ile beyan edilerek ödenecektir.


Mükellefimiz yurtdışı norton firmasından yazılım hizmeti alıyor. Ancak vergi numarasını tanımlayamadığı için fatura KDV’li olarak düzenlenmiştir. Unvan ve adres kısımları doğru olmasına rağmen vergi numarası tanımlanmadığı için KDV’li fatura düzenlemiştir. Bu durumda kdv1 ve kdv2 hesaplayamayacağımı düşünüyorum, bu fatura gider yazılabilir mi? 

Yurt dışındaki firma Türk vergi kanunlarına göre KDV hesaplamaz. 

Fatura üzerinden hesaplayacağınız % 18 oranındaki KDV ni (2) nolu KDV beyannamesi i ile beyan edeceksiniz.

Alınan hizmet nedir bilmiyoruz. Kanun kabul ettiği bir gider ise elbette gider olarak kayıtlara alabilirsiniz.


Yurt dışından CD ortamında veya doğrudan internetten şifreyle indirilerek temin edilen bilgisayar yazılımları için yapılan ödemelerin tevkifata tabi olup olmadığı hk.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı:64597866-125[30-2014]-4427 – 10.03.2017

Konu : Yurt dışından CD ortamında veya doğrudan internetten şifreyle indirilerek temin edilen bilgisayar yazılımları için yapılan ödemelerin tevkifata tabi olup olmadığı.

             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin İrlanda ve Hollanda’dan, müşterilerinize satışını yapmak üzere CD içerisinde veya doğrudan internetten şifreyle indirip aktive etmek suretiyle yazılımlar ithal ettiği, söz konusu yazılımların tedarikçi firma tarafından bütün müşterileri için standart olarak satışa sunulan paket programlar olduğu, bunların üzerinde tarafınızca herhangi bir değişiklik ve geliştirme yapılmadığı belirtilerek, İrlanda ve Hollanda’daki firmalara bu yazılımlar için ödenen bedellerin Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi kapsamında tevkifata tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların, dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirileceği hükmü yer almış, üçüncü fıkrasında dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmıştır. 

            Aynı Kanunun 30 uncu maddesinde, dar mükellefiyete tâbi kurumların maddede bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiş olup maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazançlarından, ikinci fıkrasında ise ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Vergi kesintisi oranları 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 3/2/2009 tarihinden itibaren, petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlarda %5, diğer serbest meslek kazançlarında % 20, gayrimaddi hak bedeli ödemelerinde ise %20 olarak belirlenmiştir. 

            Bu açıklamalara göre; 

            -Yurtdışında mukim firmalardan ithal edilen bilgisayar programları üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya çoğaltılmadan nihai tüketicilere satılması veya aynı şekilde

işletmede kullanılması halinde yurtdışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç ticari kazanç niteliği taşıyacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. 

            -Yurtdışında mukim firmalardan işletmenizde kullanmak ve/veya müşterilere satışını yapmak üzere daha önce piyasada bulunmayan bir bilgisayar programının özel olarak hazırlatılması halinde, yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç serbest meslek kazancı niteliği taşıdığından bu kapsamdaki ödemeler üzerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. 

            -“Copyright” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme gibi haklarının satın alınması halinde, şirketiniz tarafından bir gayri maddi hak elde edilecek olup, yurtdışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayri maddi hak bedeli ödemelerinden %20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. 

            Öte yandan, bilgisayar yazılım ürünlerinin, şirketinize CD, disket vb. taşıyıcı medya içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra internet üzerinden indirilen şifre ile aktive edilerek iktisap edilmiş olması ya da bilgisayar programının doğrudan doğruya internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmiş olması durumu yurtdışına yapılacak ödemelerin vergilendirilmesinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır. 

            Diğer taraftan, yurt dışındaki firmaların mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda söz konusu ödemelere ilişkin bir hükmün bulunması durumunda, öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.    

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN

            “Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 01/01/1989 tarihinden itibaren; “Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” ise 01/01/2011 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

            Şirketiniz tarafından Hollanda ve İrlanda mukimi firmalardan alınan bilgisayar programlarının üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya söz konusu programlar üzerinde başkaca herhangi bir hakka sahip olunmadan yalnızca aracılık yapılarak müşterilere satılması durumunda, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalara yapılacak ödemelerin vergilendirilmesi hususu, anılan Anlaşmaların birer örnekleri ekli 7 nci maddesi kapsamında değerlendirilecektir.

            Anılan maddenin 1 inci fıkrasına göre, bu kazancın Türkiye’de vergilendirilmesi için Hollanda ve İrlanda mukimi firmaların faaliyetlerini Türkiye’de sahip olduğu bir iş yeri vasıtasıyla gerçekleştirmesi gerekmektedir.

            “İş yeri” tanımı ise, Anlaşmaların birer örnekleri ekli “İş yeri” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Anlaşmanın amaçları bakımından “iş yeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.” şeklinde yapılmış olup, aynı maddede hangi hallerde diğer Devlette bir iş yeri oluşup oluşmayacağı açıkça belirtilmektedir.

            Bağımsız temsilcilik ise Hollanda ve İrlanda Anlaşmalarının 5 inci maddesinin sırasıyla 6 ile 7 nci fıkralarında düzenlenmiş olup, bu fıkralarda, bir Akit Devlet teşebbüsünün, diğer Devletteki işlerini, kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürütmesi durumunda, faaliyetin icra edildiği ülkede bir iş yerine sahip olmadığının kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.

            Bu kapsamda bağımsız nitelikte bir temsilciden söz edilebilmesi için, temsilcinin hem hukuken hem de ekonomik olarak teşebbüsten bağımsız olması ve teşebbüs adına faaliyette bulunurken kendi işlerine olağan şekilde devam etmesi gerekmektedir. Bir temsilcinin müteşebbisten bağımsızlığı aynı zamanda onun müteşebbise karşı sorumluluklarının derecesine bağlıdır. Temsilci faaliyetlerini müteşebbisten aldığı emir ve talimatlar ile yürütüyor ise müteşebbisten bağımsız addedilmeyecektir. Bağımsız bir temsilci için diğer bir önemli kıstas ise temsilcinin faaliyetlerinin müteşebbisin etkin bir kontrolüne tabi olmaması ve temsilcinin faaliyetlerini tek bir işveren adına yürütmemesidir.

            Daimi temsilcilik ise Hollanda ve İrlanda Anlaşmalarının 5 inci maddelerinin sırasıyla Hollanda için 5 inci ve İrlanda için 6 ncı fıkralarında düzenlenmiştir. Bu fıkralara göre, bir kişi, bir Akit Devlette diğer Akit Devletin teşebbüsü adına hareket eder ve söz konusu fıkralar kapsamında belirtilen faaliyetleri temsil ettiği teşebbüs adına yürütürse bu durumda bu faaliyetler diğer Akit Devletin teşebbüsü için bir iş yeri oluşturacaktır.

            Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalar tarafından elde edilecek kazançlar, ilgili Anlaşmaların 5 inci maddesinin 1, 2 ile Hollanda için 5 ve İrlanda için 6 ncı fıkraları kapsamında Türkiye’de yer alan bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla ticari faaliyette bulunulmak suretiyle kazanılmadıkça bu kazançların yalnızca mukim olunan söz konusu ülkelerde vergilendirilmesi gerekmektedir.

            Anılan firmalar, Türkiye’de yer alan bir iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa Türkiye’nin, bu iş yerine veya daimi temsilciye atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere iç mevzuatımız çerçevesinde vergi alma hakkı bulunmaktadır.

            Bununla birlikte, “Copyright” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme vb. gibi haklarının satın alınması halinde ise Hollanda ve İrlanda mukimi firmalara yapılacak ödemelerin Anlaşmaların “Gayrimaddi Hak Bedelleri”ne ilişkin 12 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir.

            Türkiye-Hollanda Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının “Gayrimaddi Hak Bedelleri” başlıklı 12 nci maddesinde;

            “1. Devletlerden birinde doğan ve diğer Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 

  1. Bununla beraber, sözkonusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır. 
  1. Devletlerin yetkili makamları 2 nci fıkranın uygulama şeklini karşılıklı anlaşmayla belirleyeceklerdir.
  1. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak bedelleri” terimi, sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri kapsar.
  1. Devletlerden birinin mukimi olan bir gayrimaddi hak bedeli lehdarı, bu bedelin elde edildiği diğer Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi Hollanda’da bulunan bir sabit yeri kullanarak Hollanda’da serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulama dışı kalacaktır. Bu durumda olayına göre, 7 nci veya 14 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” 

            hükümleri yer almaktadır. 

            Yine Anlaşmaya ek Protokolün XI inci maddesi;

            “Bu Anlaşmanın 12 ve 13 üncü Maddeleri yönünden şu husus anlaşılmaktadır. 12 nci Maddenin 4 üncü fıkrasında belirtilen bir varlığın devri dolayısıyla yapılan ödemelere, bu ödemenin, sözkonusu varlığın gerçekten de devredildiği için yapıldığı ispat edilmedikçe 12 nci madde hükümleri uygulanacaktır. Bu husus ispat edilirse 13 üncü Madde hükümleri uygulanacaktır.” 

            hükmünü öngörmektedir. 

            Anlaşmanın “Sermaye Değer Artış Kazançları”nı düzenleyen 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasında ise; 

            “4. 1, 2 ve 3 üncü fıkralarda değinilenler dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanç, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Devlette vergilendirilebilecektir.” 

            hükmü bulunmaktadır. 

            Bu çerçevede, gayrimaddi hak satışının gerçek olduğunun ispatlanması halinde Anlaşmanın 13 üncü maddesi uygulanacaktır. Bununla birlikte, gayrimaddi hakkın mülkiyeti alıcıya geçmediği sürece, bir başka ifadeyle alıcı, gayrimaddi hakkı süreli veya süresiz olarak istediği kişiye kiralama hakkını devir almadığı durumda gerçek bir hak satışından bahsedilemeyecektir. 

            Gayrimaddi hak satışının gerçek olduğunun ispat edilmemesi veya doğrudan kullanımının ya da kullanım hakkının devredilmesi durumunda, bu ödemeler için Anlaşmanın 12 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamdaki ödemeler üzerinden vergilendirme hakkı Hollanda’ya ait olup, Türkiye’nin de bu ödemelerin gayri safi tutarı üzerinden yüzde 10 oranında vergi alma hakkı bulunmaktadır. Ancak, söz konusu ödemelere iç mevzuatımızda daha düşük bir oranın uygulanması halinde iç mevzuatımızda belirlenen bu düşük oranın  uygulanacağı tabiidir. 

            Ancak, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin Hollanda mukimi şirketin Türkiye’de bulunan bir iş yeri vasıtasıyla elde edilmesi ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu iş yeri arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa vergileme, 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen yüzde 10 vergi oranı dikkate alınarak değil, 7 nci maddeye ilişkin “Ticari Kazançlar” kapsamında iş yeri kazançlarıyla birlikte Türkiye’de yapılacaktır. 

            Bununla birlikte, bahsi geçen yazılımların mülkiyet hakkının şirketinize devredilmesi ve söz konusu devrin belgelerle tevsik edilmesi halinde ise Hollanda mukimi şirkete yapılacak ödemeleri vergilendirme hakkı, Anlaşmanın 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasına göre Hollanda’ya ait olup, Türkiye’nin söz konusu ödemeler üzerinden vergi alma hakkı bulunmamaktadır. 

            İrlanda bakımından ise, İrlanda Anlaşmasının “Gayrimaddi Hak Bedelleri”ne ilişkin 12 nci maddesinde; 

            “1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 

  1. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı diğer Akit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu aşmayacaktır. 
  1. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak bedelleri” terimi, sinema filmleri ile radyo ve televizyon kayıtları dahil olmak üzere, edebi, sanatsal veya bilimsel her nevi telif hakkının, her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında veya sınai, ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikimi için veya sınai, ticari veya bilimsel teçhizatın kullanımı ya da kullanım hakkı karşılığında yapılan her türlü ödemeyi ifade eder. “Gayrimaddi hak bedelleri” terimi aynı zamanda, verimliliğe, kullanıma veya tasarrufa bağlı herhangi bir benzer hak ya da varlığın elden çıkarılmasından doğan gelirleri de kapsar. 
  1. Bir Akit Devlet mukimi olan gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı, söz konusu bedelin elde edildiği diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. 

            …..” 

            hükümlerine yer verilmiştir. 

            Buna göre, şirketiniz tarafından İrlanda mukimi firmadan bilgisayar programlarının copyright kapsamında alınması halinde Anlaşmanın 12 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca, söz konusu firmaya yapılacak gayrimaddi hak bedeli ödemelerinin gayrisafi tutarı üzerinden Türkiye’de iç mevzuatımızda daha düşük bir oran öngörülmemesi halinde % 10 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

            Ancak, aynı maddenin 4 üncü fıkrası uyarınca, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin İrlanda mukimi şirketin Anlaşmanın 5 inci maddesi çerçevesinde Türkiye’de bulunan bir iş yeri veya sabit yer vasıtasıyla elde edilmesi ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu iş yeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması halinde vergileme, 12 nci maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen yüzde 10 vergi oranı dikkate alınarak değil, duruma göre 7 nci maddeye ilişkin “Ticari Kazançlar” veya 14 üncü maddeye ilişkin “Serbest Meslek Faaliyetleri” kapsamında iş yeri veya sabit yer kazançlarıyla birlikte Türkiye’de yapılacaktır. 

            Diğer taraftan, Hollanda ve İrlanda mukimi firmalardan alınan söz konusu yazılım programlarının CD, disket vb. araçlar içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra internet üzerinden indirilen şifre ile aktive edilerek iktisap edilmiş olması ya da bilgisayar programının doğrudan internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmiş olması, yurt dışına yapılacak ödemelerin vergilendirilmesinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır. 

            İlgili Anlaşma hükümlerine göre Türkiye’de vergi ödenmesi durumunda, söz konusu vergiler, Anlaşmaların “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 23 üncü maddeleri çerçevesinde duruma göre istisna veya mahsup edilebilecektir. 

            Anlaşma hükümlerinin iç mevzuata göre değişiklik getirdiği durumlarda, Anlaşma hükümlerinden yararlanabilmek için Hollanda ve İrlanda mukimi firmaların, bu ülkelerde tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğini Hollanda ve İrlanda yetkili makamlarından alınacak bir belge (mukimlik belgesi) ile kanıtlamaları ve bu belgenin aslı ile Noterce veya bu ülkelerdeki Türk Konsolosluklarınca tasdik edilen Türkçe tercümesinin bir örneğini ilgili vergi dairesi veya vergi sorumlularına ibraz etmeleri gerekmektedir. Mukimlik belgesinin ibraz edilmemesi durumunda ise, ilgili Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümlerimizin uygulanacağı tabiidir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yurt-disindan-alinan-urun-gelistirme-hizmeti-faturasi-icin-kdv2-ve-stopaj-bildirilecek-mi/feed/ 0
Türkiye’deki yabancı ortaklı bir A.Ş ile SMMM sözleşmesini Euro veya USD olarak yapılabilir miyim? Tahsilatını dövizli olarak yapabilir miyim? https://www.muhasebenews.com/turkiyedeki-yabanci-ortakli-bir-a-s-ile-smmm-sozlesmesini-euro-veya-usd-olarak-yapilabilir-miyim-tahsilatini-dovizli-olarak-yapabilir-miyim/ https://www.muhasebenews.com/turkiyedeki-yabanci-ortakli-bir-a-s-ile-smmm-sozlesmesini-euro-veya-usd-olarak-yapilabilir-miyim-tahsilatini-dovizli-olarak-yapabilir-miyim/#respond Thu, 15 Sep 2022 03:43:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=131615 %100 yabancı sermaye olan Türkiye de yerleşik bir anonim şirketten mali müşavir olarak Euro anlaşma yapıp, Euro tahsil edebilecek miyim?

TL zorunluluğu sadece mal alım ve satımları içindir. Hizmet alım ve satımları için TL zorunluluğu olmaz. Yabancı para birimi tahsilat yapılabilir.


TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN 2008-32/34 SAYILI TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 2022-32/66 SAYILI TEBLİĞ’E İLİŞKİN DUYURU

21 Nisan 2022

Basın Açıklaması

Bilindiği üzere, 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenlemeler sonrasında Bakanlığımızca belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8’inci maddesinde yer verilmiştir.

19.04.2022 tarihli 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile bahse konu 8’inci maddenin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

Bakanlığımızca, Türk parasının kıymetini koruma amacıyla oluşturulan kambiyo mevzuatının temel amacına uygun olacak şekilde, serbest piyasa koşulları çerçevesinde Türk Lirasının kullanımını önceliklendirmeye ve dolarizasyonla mücadeleye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.

Bu kapsamda, söz konusu değişikliklerle; menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına imkân tanıyan istisnanın piyasanın işleyişini ve ticaretin devamlılığını sekteye uğratmamak amacıyla korunması ancak bu sözleşmeler konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesinin ve kabul edilmesinin zorunlu hale getirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin ise bu zorunluluktan muaf tutulması hedeflenmiştir.

Diğer taraftan, Türkiye’de yerleşik kişilerin;

1) 19.04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

2) 19.04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

3) Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması hususları Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.

 Ayrıca,

-Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının,

-Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığının,

-Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılmasının mümkün olmadığının,

-Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün olmadığının,

-4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Tebliğ’in 8’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabi olduğunun ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkün olduğunun ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-Tebliğin 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmadığının ve mevcut istisnaların geçerli olduğunun,

belirtilmesinde fayda görülmektedir.

Kamuoyuna duyurulur.

__________________________________________

19 Nisan 2022 SALI Resmî Gazete Sayı : 31814

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2022-32/66)

MADDE 1- 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

______________________________________________

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008-32/34)

Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

MADDE 8 – (Mülga:RG-11/7/2009-27285) (Yeniden Düzenleme:RG-6/10/2018-30557) (Değişik:RG-16/11/2018-30597)

(1) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(2) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(4) Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinin işletilmesiamacıyla kiralanmasıyla ilgili gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(5) Gümrüksüz satış mağazalarının kiralanmasına ilişkin gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(6) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; yurt dışında ifa edilecekler ile gemi adamlarının taraf oldukları dışında kalan iş sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(7) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

ç)Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri.

d ) (Ek:RG-30/1/2021-31380) Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri.

(8) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(9) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. (Ek cümle:RG-19/4/2022-31814) Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.

(10) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(11) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(12) 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(13) 32 sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(14) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(15) On altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak (Değişik ibare:RG-19/4/2022-31814) kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul

edilmesi mümkündür.

(16) Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde; yükleniciler veya görevli şirketlerin ve bunların sözleşme imzaladığı tarafların üçüncü taraflarla akdedeceği veya bahsi geçen projeler çerçevesinde akdedilecek, gayrimenkul satış sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması

mümkündür.

(17) 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür. Bu işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden

kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(18) 32 sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(19) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(20) Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az yüzde elli hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle döviz

cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdetmeleri mümkündür.

(21) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evraklarda yer alan bedellerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir. Ancak, 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evraklar anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(22) Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilir. Ancak, taşımacılık faaliyetlerine ilişkin hizmet sözleşmelerinde akaryakıt fiyatlarına endeksleme yapılması mümkündür.

(23) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilir. Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(25) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(26) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(27) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.

(28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu

bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut  ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun

belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.

_________________________________________

-19 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan tebliğde firmaların kendi aralarında yapacakları döviz ödemeleri yasaklandı mı?
-Dövizli fatura kesip cari hesap tutanlar ödemeleri TL mi yapmalı? Bir de TL’ye çevirirken hangi kur dikkate alınacak?
-Her ne kadar değerlemeler alış kurundan olsa da genelde fatura kesilirken firmalar TL satış kurunu alıyor.

Kişiler sözleşmeyi Döviz ile yapabilir, ancak ödeme veya tahsilatlar TÜRK Lirası ile yapılacaktır. Kur MB döviz alış kurudur.

Aşağıdaki Bilgi Notunu İnceleyiniz.

19 Nisan 2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2022-32/66) yayımlandı.

Tebliğ ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiştir.

Buna göre, TÜRKİYE’DE YERLEŞİK KİŞİLERİN KENDİ ARALARINDA AKDEDECEKLERİ; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan MENKUL SATIŞ sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapmaları mümkündür.

ANCAK; Sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden Yapılması zorunludur.

Ayrıca Tebliğ’de , herhangi bir istisna hükmü olmadığından, menkul niteliğinde olan TİCARİ MALLARIN da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.

__________________________________________

19/04/2022’de yürürlüğe giren Türk parasını Koruma Yasası gereği Döviz cinsinden tahsilat ve ödemeler yasaklandı. Fakat vadesi henüz gelmemiş ve 19/04/2022’den önce düzenlenmiş döviz cinsinden çeklerin durumu nasıl olacaktır?

19.04.2022 tarihinden ÖNCE kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar (ÇEK SENET ) kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ŞARTI YOKTUR.

19.04.2022 tarihinden ÖNCE düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi ŞARTI YOKTUR. TL ÖDEMESİ YAPILABİLİR.

_______________________________________

19.04.22 itibariyle çıkan karara göre ödemelerin TL olarak yapılması zorunluluğu Serbest Bölge firmalarını da kapsamakta mıdır? Serbest bölge firmaları yurtiçi olarak mı kabul etmek gerekir?

32 Sayılı Türk Parasını Koruma Kanununa göre 19/04/2022 tarihinde yürürlüğe giren tebliği hükümleri Serbest Bölgede uygulanmaz. Serbest bölge yurt için bölge değildir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyedeki-yabanci-ortakli-bir-a-s-ile-smmm-sozlesmesini-euro-veya-usd-olarak-yapilabilir-miyim-tahsilatini-dovizli-olarak-yapabilir-miyim/feed/ 0
Galerici olan mükellefin şirketten aldığı binek otomobilin satışında uygulayacağı KDV oranı nedir? https://www.muhasebenews.com/galerici-olan-mukellefin-sirketten-aldigi-binek-otomobilin-satisinda-uygulayacagi-kdv-orani-nedir/ https://www.muhasebenews.com/galerici-olan-mukellefin-sirketten-aldigi-binek-otomobilin-satisinda-uygulayacagi-kdv-orani-nedir/#respond Sat, 10 Sep 2022 10:54:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130830 Galerici olan mükellefimiz şahıs veya şirketten almış olduğu binek otomobil aracın satışı için % kaçlık KDV uygulayacaktır?

KDV ödemeden nihai tüketiciden alınan binek otomobil ile vergi mükellefi olan şirket veya kişiden alınan binek taşıt için satışta uygulanacak KDV oranı % 18’dir.

KDV ödemeden alınan araç için Özel matrah sistemi uygulanır.

3065 sayılı Kanunun 7104 sayılı Kanunla değişik (23/f) maddesine göre, İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITI ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.

KDV mükellefi olmayanlardan veya istisna kapsamında KDV ödenmeksizin alınan ikinci el motorlu kara taşıtları satışında düzenlenecek faturalarda alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplanır. KDV hesaplanarak alınan ikinci el motorlu kara taşıtları teslimlerinde ise özel matrah uygulanmayacağı tabiidir.

Buna göre, ikinci el motorlu kara taşıtın teslimlerinde özel matrah uygulaması YALNIZCA İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITI TİCARETİYLE İŞTİGAL EDEN YETKİ BELGESİ OLAN MÜKELLEFLER TARAFINDAN UYGULANACAKTIR.

Sanayi il ticaret müdürlüğünden yetki belgesini almaları gerekir.
-Yetki belgesi olmayan ikinci el oto alım satımı yapan mükellefler özel matrahtan yararlanamaz!
-Yetki belgesi olmayan ikinci el oto alım satım yapanlar, Sanayi il ticaret müdürlüğünden yetki belgesini almaları gerekir.
-İkinci el oto alım satım yapan galericiler, yetki belgesine sahip olsa bile vergi mükellefinden faturalı aldığı araç için özel matrah uygulayamaz.

Düzenlenecek faturada KDV uygulanmayan tutar KDV beyannamesinde özel matrah bölümünde beyan edilecek KDV tabi olan kısım normal teslimler arasında yer alacaktır.

KDV ÖDENMEDEN ALINAN binek araçlar için ÖZEL MATRAH uygulaması ile yapılan teslimde alış satış arasındaki farka %18 KDV uygulanır.


İSMMMO SİRKÜLERİ

29/03/2022

Değerli Üyemiz,

29 Mart 2022 Tarih ve 31793 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5359 CUMHURBAŞKANI KARARI ile KDV oranlarında yapılan değişiklikler aşağıda açıklanmıştır. Yeni oranlar 01/NİSAN /2022 Tarihinden itibaren uygulanacaktır.

KDV ORANLARI, 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre;

a) Ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere, vergiye tabi işlemler için, %18

b) Ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için, %1

c) Ekli (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için, %8

Olarak uygulanmaktadır.

1) KONUT, ARSA, ARAZİ VE İŞ YERİ TESLİMLERİNDE UYGULANACAK KDV ORANLARI:

a)- 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında (KENTSEL DÖNÜŞÜM) rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde yapılan konutların net alanının 150 m2’ye kadar olan kısmı için KDV oranı %1 olarak uygulanacaktır. Aşan kısım için ise; %18 KDV oranı uygulanacaktır.

b)- Belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bunların %51 veya daha fazla hissesine ya da yönetiminde oy hakkına sahip oldukları işletmeler tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların (sosyal tesisler için ayrılan bölümler dahil) net alanının 150 m2’ye kadar olan kısmı için KDV oranı %1 olarak uygulanacaktır .Aşan kısım için ise; %18 KDV oranı uygulanacaktır.

c)- Yukarıdaki kapsama girmeyen konutların net alanının 150 m2’ye kadar olan kısmı için %8 KDV oranı, aşan kısım için ise; %18 KDV oranı uygulanacaktır.

d)- Arsa ve arazi teslimleri için KDV oranı %8 olarak uygulanacaktır.

e)-İş yeri teslimlerin metrekaresi ne olursa olsun eskiden olduğu gibi %18 oranında KDV

hesaplanır.

NOT: 29/03/2022 Tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 5359 Sayılı CUMHURBAŞKANI Kararının 1. Maddesi ile 24/12/2007 Tarih ve 2007/13033 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlükte olan “Mal ve hizmetlere uygulanacak katma değer vergisi oranlarının tespitine ilişkin kararının 1. Maddesinin (6) fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlükten kaldırılan fıkra; Konut teslimlerindeki hesaplama sistemlerini içermekteydi (Büyükşehir & Arsa metre kare değeri & İnşaat cinsi & Yapı ruhsat tarihi) Bu sistem yürürlükten kaldırılmış olup, yeni sistem yukarıdaki gibi olacaktır.

2)- TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TARAFINDAN SERTİFİKALANDIRILAN TOHUMLUK VE FİDANLAR TESLİMLERİNDE UYGULANACAK KDV ORANI: (%1)

Eski Hali

5- Buğday, arpa, mısır, çeltik, fasulye, yer fıstığı, ayçiçeği, soya, şeker pancarı, patates, pamuk, nohut, yonca, korunga, adi ve diğer fiğler, sorgum, sudan otu ve sorgum-sudan melezinin sertifikalı tohumlukları ile sertifikalı meyve fidanları,

Yeni Hali

5- Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sertifikalandırılan tohumluk ve fidanlar.

Yapılan düzenleme ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sertifikalandırılan TÜM tohumluk ve fidanlar için uygulanacak KDV oranı %1 olarak belirlenmiştir.

3)- İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITI TİCARETİYLE İŞTİGAL EDEN MÜKELLEFLERİN (OTO GALERİLERİ) ÖZEL MATRAH UYGULAYARAK YAPTIKLARI ARAÇ TESLİMLERİNDE UYGULANACAK KDV ORANI : (%18 )

Eski Hali

İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce bu Kararın birinci maddesinin (a) bendinde belirtilen vergi oranı uygulanarak satın alınan araçların tesliminde, bu araçların alımında uygulanan katma değer vergisi oranı uygulanır.

Yeni Hali

İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce bu Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı uygulanarak satın alınan araçların teslimi ile özel matrah uygulanarak yapılan teslimlerde, bu Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı uygulanır.” (% 18) KDV Kanununun “Özel Matrah Şekilleri” başlıklı 23 üncü maddesinin (f) bendinde; 

ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrahın, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar olduğu hüküm altına alınmıştır.

5359 Sayılı C.Başkanı Karar ile yapılan değişiklik uyarınca, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerin, KDV mükellefi olmayanlardan KDV uygulanmaksızın satın aldıkları ve özel matrah uyguladıkları teslimlerde %1 yerine %18 oranında KDV hesaplanacaktır.

ÖNEMLİ NOT: YUKARIDAKİ AÇIKLAMALAR DIŞINDA;

a) Galericilerin, Sıfır araçlar ile araç kiralama firmalarından, sürücü kurslarından veya gerçek usulde vergilendirilen taksi işletmelerinden %18 oranında KDV uygulanarak satın aldığı binek otomobillerin satışları için düzenlenecek Faturada %18 oranında KDV hesaplanacaktır.

b) Galericilerin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerinden %1 KDV ödeyerek satın almış oldukları İKİNCİ EL BİNEK OTOMOBİL satışları için düzenlenecek Faturada %1 oranında KDV hesaplanacaktır.

Bu konuda daha önce yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 26) yürürlüktedir.

Söz konusu tebliğe göre ; söz konusu Kararın yürürlüğe girdiği 22/3/2019 tarihinden itibaren ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce;

– %1 KDV oranı uygulanarak satın alınan binek otomobillerinin tesliminde %1,

– %18 KDV oranı uygulanarak satın alınan binek otomobillerinin tesliminde %18

KDV oranı uygulanacaktır.

4)- YATLAR, KOTRALAR, TEKNELER VE GEZİNTİ GEMİLERİNİN TESLİMLERİNDE UYGULANACAK KDV ORANI: (%18 )

5359 Sayılı C. Başkanı Kararının 5 inci maddesi ile aynı Kararın eki (I) sayılı listenin “B) DİĞER MAL VEHİZMETLER” bölümünün 19 uncu sırası yürürlükten kaldırılmıştır.

Buna göre, yatlar, kotralar, tekneler ve gezinti gemilerinin tesliminde %1 yerine %18 oranında KDV uygulanacaktır.

5) TÜM TIBBİ CİHAZLARIN KİRALANMASINDA VE TESLİMİNDE UYGULANACAK KDV ORANI: (% 8)

5359 Sayılı C. Başkanı Kararının 6 ncı maddesi ile aynı Kararın eki (II) sayılı listenin 22 nci sırası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Yapılan değişiklik uyarınca, daha önce sadece yukarıda anılan 22 nci sırada GTİP numaraları belirlenen tıbbi eşyalar için %8 KDV oranı uygulanmaktayken;

01/04/2022 tarihinden itibaren Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan “Tıbbi Cihaz Yönetmeliği” ve “İn Vitro Tanı Amaçlı Tıbbi Cihaz Yönetmeliği” hükümlerine tabi olan TÜM CİHAZLARIN teslimi ile bunların kiralanması hizmetleri için %8 KDV oranı uygulanacaktır.

6)- BİRİNCİ SINIF LOKANTA RUHSATI YA DA İŞLETME BELGESİNE SAHİP OLAN YERLER İLE ÜÇ YILDIZ VE ÜZERİ OTELLER, TATİL KÖYLERİ VE BENZERİ TESİSLERİN BÜNYESİNDEKİ LOKANTALARDA UYGULANACAK KDV ORANI %8

Eski Hali

Gazino, açık hava gazinosu, bar, dans salonu, diskotek, pav yon, taverna, birahane, kokteyl salonu ve benzeri yerler hariç olmak üzere kahvehane, kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, kıraathane, kafeterya, pastane, ayakta yemek yenilen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerler, lokanta, içkili lokanta, kebapçı ve benzeri yerlerde (birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip olan yerler ile üç yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri ve benzeri tesislerin bünyesindeki lokantalar hariç) verilen hizmetler (bu yerlerde verilen hizmetlerin alkollü içeceklere isabet eden kısmı hariç),

Yeni Hali

Gazino, açık hava gazinosu, bar, dans salonu, diskotek, pavyon, taverna, birahane, kokteyl salonu ve benzeri yerler hariç olmak üzere kahvehane, kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, kıraathane, kafeterya, pastane, ayakta yemek yenilen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerler, lokanta, içkili lokanta, kebapçı ve benzeri yerlerde verilen hizmetler (bu yerlerde verilen hizmetlerin alkollü içeceklere isabet eden kısmı hariç),

Birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip olan yerler ile üç yıldız ve üzeri otellerin, tatil köylerinin ve benzeri tesislerin bünyesindeki lokantalarda verilen yeme içme

hizmetlerinde %8 oranında KDV uygulanacaktır. (Daha önce %18 oranı uygulanıyordu)

Bu yerlerde verilen hizmetlerin alkollü içeceklere isabet eden kısmı için %18 KDV oranı

uygulanacaktır.

7) – SÜTÇÜLÜKTE VE TARIM ÜRÜNLERİNDE KULLANILAN BAZI MAKİNE VE CİHAZLARIN TESLİMİNDE UYGULANACAK KDV ORANI %8

5359 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 8 inci maddesi ile aynı Kararın eki (II) sayılı listenin 28 inci sırasındaki tabloda yer alan “8434.10.00.00.00 Süt sağma makinaları” satırı “84.34 Süt sağma makinaları ve sütçülükte kullanılan makina ve cihazlar” olarak değiştirilmiş ve tablonun sonuna 30/12/2021 tarihli ve 5045 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının eki İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelinin aşağıdaki sıraları eklenmiştir.

Buna göre, daha önce sadece süt sağma makinalarına uygulanan %8 KDV oranı;

  • 84.34 Süt sağma makinaları ve sütçülükte kullanılan makina ve cihazlar, %8
  • 8418.69.00.99.19 – Diğerleri (Yalnız süt soğutma tankları), %8
  • 8433.60.00.00.00 – Yumurtaları, meyveleri veya diğer tarım ürünlerini ağırlık veya

büyüklüklerine göre ayırmaya veya temizlemeye mahsus makina ve cihazlar, için de

uygulanacaktır. %8 Bu makineler için daha önce %18 oranında KDV Uygulanmakta idi.

8)- BAZI TEMİZLİK MALZEMELERİ, HİJYEN ÜRÜNLER, VE BEBEK BEZLERİ NİN TESLİMİNDE UYGULANACAK KDV ORANI : %8

5359 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 9 uncu maddesi ile aynı Kararın eki (II) sayılı listeye aşağıdaki sıra eklenmiştir.

Buna göre, daha önce %18 KDV oranına tabi olan;

  • Sabun, şampuan, deterjan, dezenfektanlar, ıslak mendil (sabun, deterjan veya solüsyon

emdirilmiş olsun olmasın), tuvalet kâğıdı, kağıt havlu, kağıt mendil ve peçete, diş fırçası ve macunu, diş iplikleri, %8

  • 9619.00 GTİP pozisyonunda yer alan hijyenik havlular ve tamponlar, bebek bezleri ve

benzeri hijyenik eşyaların teslimde %8 oranında KDV uygulanacaktır.

(II) sayılı listeye Yeni eklenen sıralar:

37- Sabun, şampuan, deterjan, dezenfektanlar, ıslak mendil (sabun, deterjan veya solüsyon emdirilmiş olsun olmasın), tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, kâğıt mendil ve peçete, diş fırçası ve macunu, diş iplikleri,

38- 30/12/2021 tarihli ve 5045 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı eki İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 9619.00 pozisyonunda yer alan mallar,”

( 9619.00 POZİSYONU : Hijyenik havlular ve tamponlar, bebek bezleri ve benzeri hijyenik eşyalar)

YUKARIDAKİ ORANLARIN YÜRÜRLÜK TARİHİ : 01 NİSAN 2022’dir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/galerici-olan-mukellefin-sirketten-aldigi-binek-otomobilin-satisinda-uygulayacagi-kdv-orani-nedir/feed/ 0