senet – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 12 Jan 2022 08:20:29 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Dövizli senetler için kur değerlemesi yapılır mı? https://www.muhasebenews.com/dovizli-senetler-icin-kur-degerlemesi-yapilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/dovizli-senetler-icin-kur-degerlemesi-yapilir-mi/#respond Wed, 12 Jan 2022 15:30:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120844 Döviz ile olan bir alacağımızın karşılığında döviz olarak senet alımı yapılmıştır. Fakat karşı taraf döviz senedini ödememiştir ve senet elimizde durmaktadır. 

1- Elimizde bulunan karşılıksız senede yıl sonu kur değerlemesi veya başka bir değerleme yapacak mıyız? 

2- Senet ödendiğinde mi kur farkı değerlemesi yapacağız? 

1-Senet için Kur değerlemesi yapılacaktır.

2-Senet ödendiğinde yapacağınız bir işlem yoktur.


BENZER İÇERİKLER

Dövizli hesaplara her ay sonu kur değerlemesi yapabilir miyiz?
Kur değerlemesi yapılan hesaplara geçici vergi dönemi sonrası tekrar ters kayıt atılır mı?
Kolektif şirketler dövizli hesaplarına kur değerlemesi yaparlar mı?

Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/dovizli-senetler-icin-kur-degerlemesi-yapilir-mi/feed/ 0
Hisse senedi bastırmayan firmalar MKK’ya kaydolmak zorunda mıdır? https://www.muhasebenews.com/hisse-senedi-bastirmayan-firmalar-mkkya-kaydolmak-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/hisse-senedi-bastirmayan-firmalar-mkkya-kaydolmak-zorunda-midir/#respond Tue, 04 Jan 2022 10:30:35 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120435 Nama yazılı hisse senedi olan veya hiç hisse senedi bastırmayan A.Ş.’lerde MKK, ya kayıt zorunluluğu var mıdır?

NAMA yazılı senetler bildirilmez. Hisse senedi basılmamış ise bildirim yapılmayacağı görüşündeyiz. KONU hakkında MKK’dan bilgi alınız.


Hisse senedi alış ve satışından oluşan kar ve zarar hangi muhasebe hesabına kayıt edilmelidir?

Hisse senedi satışından gelir elde eden bir kişi yıllık gelir vergisi beyannamesinde bu geliri…

Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ…

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/hisse-senedi-bastirmayan-firmalar-mkkya-kaydolmak-zorunda-midir/feed/ 0
Geçici il muhabirlerin satışı gelir vergisinden muaf mıdır? https://www.muhasebenews.com/gecici-il-muhabirlerin-satisi-gelir-vergisinden-muaf-midir/ https://www.muhasebenews.com/gecici-il-muhabirlerin-satisi-gelir-vergisinden-muaf-midir/#respond Sun, 19 Dec 2021 22:30:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118622 Anonim şirket ortakları hisse senedi bastırmayıp elindeki geçici ilmühabere dayanarak satmış oldukları hisseler için gelir vergisine tabi olur mu?

Geçici İlmühaberlerin elden çıkarılması durumunda, bundan doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanmaktadır. 

Buna göre; geçici ilmühaberlerin edinme tarihinden itibaren ‘iki yıl içerisinde’ elden çıkarılması halinde, elde edilen kazanç, değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacaktır. Bu süreler geçtikten sonra (İki yıldan sonra) elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç ise tutarı ne olursa olsun hiçbir şekilde vergiye tabi tutulmayacaktır. 

Maliye Bakanlığı’nın 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği (23.03.2000 Tarih ve 23998 sayılı Resmi Gazete) ile yaptığı açıklamaya göre; geçici ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde; Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

232 SERİ NO’LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

Resmi Gazete Tarihi: 23/03/2000

Resmi Gazete No: 23998

1999-2002 yılları arasında hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazançların Vergilendirilmesi

Gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerini, 1.1.1999 _ 31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarmaları dolayısıyla elde ettikleri kazançların vergilendirilmesinde 4444 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 56 ncı maddede yer alan hükümler uygulanacaktır.

Sözkonusu maddede genel olarak değer artış kazançlarının diğer kazanç ve irat olarak vergiye tabi gelire dahil edileceği belirtilmiş ve ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde veya iktisaptan evvel elden çıkartılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca;

– İvazsız olarak iktisap edilen,

– İktisap tarihinden itibaren üç aydan fazla bir süreyle elde tutulan,

hisse senetlerinin, 1.1.1999_31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır.

Bir ivaz karşılığında iktisap edilen hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ise diğer kazanç ve irat olarak vergilendirilecektir.

Daha önce de belirtildiği üzere, bu düzenleme gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların vergilendirilmesine yöneliktir. Dolayısıyla, ticari işletmelere dahil hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançların ticari kazanç hükümlerine göre tespit ve beyanı gerekmektedir.

Diğer yandan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirilmesinde yıl içinde yapılan işlem sayısının birden fazla olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bununla birlikte ticari bir organizasyonu gerektirecek nitelikte alım-satım işlemlerinin yapılması halinde elde edilecek kazançların ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

2- Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin üç ay süreyle elde tutulduktan sonra satılması halinde doğan değer artış kazancının vergilendirilmeyecek olması hisse senedinin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılmaktadır. Bu nedenle, hisse senedi alım satımı yapanların vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebilmeleri açısından hisse senetlerinin iktisap tarihini izlemeleri gerekmektedir.

Genel olarak hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte gerçek kişi ortakların şirketin sermaye artırımına gitmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin ve aynı hisse senedinden değişik tarihlerde alım yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesi farklılık göstermektedir.

2.1- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır.

Örnek: Bay (A)3.2.1999 tarihinde (B) A.Ş.’nin hisse senetlerinden 1.000 adet satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak üzere sermayesini % 50 oranında artırmıştır. Bu işlem sonucunda Bay (A) 500 adet hisse senedi almıştır. Sözkonusu 500 adet hisse senedinin iktisap tarihi olarak 3.2.1999 tarihi esas alınacaktır.

Şirketler tarafından sermaye artırımına gidildiği durumlarda, ortaklar rüçhan haklarını kullanmak suretiyle artırılan sermayeyi temsil eden hisse senetlerini almaktadırlar. Hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de iktisap tarihi olarak sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır. Ortakların rüçhan haklarını sınırlamak suretiyle sermaye artırımını temsil eden hisse senetlerinin satılması durumunda ise yeni bir alım işleminin gerçekleştiği kabul edilecektir.

2.2- Aynı Hisse Senedinden Yıl İçinde Birden Fazla Alım Yapılması Halinde Satılan Hisse Senedinin İktisap Tarihinin Belirlenmesi

Belirli bir şirketin hisse senedinden değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra, alınan hisse senetlerinin bir kısmının elden çıkarılması halinde mükellefler elden çıkarılan hisse senetlerinin hangi işlem ile alındığı konusunda serbestçe karar verebilecektir. 

3- Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazancın Tespiti

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde uygulanacak hükümlere Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesinin safi değer artışını düzenleyen (F) bölümünde yer verilmiştir.

Buna göre, genel olarak değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacaktır.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde aşağıda belirtilen hususların dikkate alınması gerekmektedir.

3.1- Değer Artış Kazancının Tespitinde Esas Alınacak Maliyet Bedeli

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazancın tespitinde, satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin düşülmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı olarak tanımlanmıştır.

3.2- İktisap Bedelinin Tevsik Edilememesi

Hisse senetlerinin iktisap bedelinin tevsik edilememesi halinde, iktisap tarihindeki rayiç bedel iktisap bedeli olarak kabul edilecektir.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 266 ncı maddesi uyarınca rayiç bedel, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değeri olarak tanımlanmıştır.

3.3- Hisse Senetlerinin Maliyet Bedelinin Endekslenmesi

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca hisse senetlerinin maliyet (iktisap) bedeli, hisse senedinin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Dolayısıyla, kazancın tespitinde satış bedelinden maliyet bedelinin endekslenmesi sonucu bulunan tutarın düşülmesi gerekmektedir.

Örnek: Bay (A) 5.7.1999 tarihinde (B) A.Ş hisse senetlerinden 10.000 adet satın almıştır. Hisse senetlerinin birim maliyet bedeli 5.000 TL’dır. Bay (A) sözkonusu hisse senetlerini 29.9.1999 tarihinde satmıştır. 

Bu durumda elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedeli 7 ve 8 inci aylardaki toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Sekizinci ay sonu itibariyle toptan eşya fiyat endeksi 1.606,8 altıncı ay sonu itibariyle 1.496,5 tir. Buna göre elden çıkarılan hisse senetlerinin endekslenmiş maliyet bedeli [(1606,8 x 5.000)/1.496,5=) 5.368,5 TL olarak dikkate alınacaktır. (Maliyetin endekslenmesi uygulamasında kullanılabilecek toptan eşya fiyat endeksi aşağıda yer almaktadır.)

DİE Toptan Eşya Fiyat Endeksi (1994=100) (Aylık)

Dönem Endeks
Eylül 1998 1.101,2
Ekim 1998 1.146,8
Kasım 1998 1.185,7
Aralık 1998 1.215,1
Ocak 1999 1.258,6
Şubat 1999 1.301,0
Mart 1999 1.352,9
Nisan 1999 1.424,4
Mayıs 1999 1.469,9
Haziran 1999 1.496,5
Temmuz 1999 1.556,0
Ağustos 1999 1.606,8
Eylül 1999 1.700,8
Ekim 1999 1.780,1
Kasım 1999 1.852,7
Aralık 1999 1.979,5

Bununla birlikte, hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde kazancın, yıl içinde elde edilen toplam gelirden, Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilmesine de imkan tanınmıştır. Kazancın tespitinde bu yöntemin kullanılmasının tercih edilmesi halinde ayrıca iktisap bedeli için endeksleme yapılmayacaktır. Konuya ilişkin açıklama Tebliğin 3.7 bölümünde yer almaktadır.

3.4- 1.1.1999 Tarihinden Önce İktisap Edilen ve Menkul Kıymetler Borsasında İşlem Gören Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca, 1.1.1999 tarihinden önce iktisap edilen ve menkul kıymetler borsasında işlem gören hisse senetlerinin, 1.1.1999 tarihinden sonra elden çıkarılması halinde bunların maliyet bedeli olarak, 1998 yılının son işlem gününde borsada oluşan ortalama fiyatı esas alınabilecektir. Bu durumda iktisap tarihi ile 31.12.1998 tarihi arasında geçen süre için endeksleme yapılması mümkün olmayacaktır.

3.5- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Şirketlerin sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunmaları halinde, bu işlem sonrasında gerek önceden sahip olunan gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilecektir.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde 1.000 adet (B) A.Ş.’nin hisse senedini toplam 45.000.000 TL bedel ödemek suretiyle satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak suretiyle %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A) ‘ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir.

Bu durumda Bay (A)’nın sermaye artırımı sonrasında sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli ödenen 45.000.000 TL bedelin toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle (45.000.000:1.500=) 30.000 TL olarak belirlenecektir.

Kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu işlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde nominal bedeli 1.000 TL olan (B) A.Ş. hisse senetlerinden 15.000.0000 TL bedel ödemek suretiyle 1.000 adet almıştır. (B) A.Ş. 19.2.1999 tarihinde tamamı kar yedeklerinden karşılanmak üzere %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A)’ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir. 

Sermaye artırımından sonra Bay (A)’nın sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli, 1.000 adet hisse senedi alımında ödenen 15.000.000 TL ile sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin itibari değerinin [(500×1000=)500.000 TL] toplamının toplam hisse senedi sayısına [(1.000+500)=1.500] bölünmesi suretiyle [(15.000.000+500.000)/ 1.500=] 10.333 TL olarak belirlenecektir.

Şirketler tarafından nakit olarak sermaye artırımına gidildiği durumlarda, hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetleri için ödenen bedelin toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

3.6-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Zararların Mahsubu

Hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde elden çıkarılması ve bu işlem sonucunda bir zarar doğması halinde, bu zarar aynı takvim yılı içerisinde elden çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen kazançlardan mahsup edilebilecektir.

Doğan zararın, diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlara mahsup edilemeyen kısmının, Gelir Vergisi Kanununun 88 inci maddesi hükmü uyarınca diğer faaliyet veya işlemlerden elde edilen kazançlara mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Tebliğin birinci bölümünde açıklandığı üzere, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır. Dolayısıyla, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan zararların diğer kazançlara mahsubu mümkün bulunmamaktadır.

3.7-İndirim Oranı Uygulanmak Suretiyle Kazancın Tespiti

Daha öncede belirtildiği üzere, menkul kıymetlerin elden çıkarılması halinde kazanç, yıl içinde elde edilen toplam gelirden Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilecektir. Bilindiği üzere 1999 takvim yılı için indirim oranı %45,9 olarak hesaplanarak açıklanmıştır.

Elde edilen kazancın indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmını düşmek suretiyle belirlemeyi tercih edenler, menkul kıymetlerin iktisap bedelinin endekslenmesi uygulamasından yararlanamayacaklardır.

Elden çıkarılan hisse senetlerinin bir kısmından kazanç elde edilmesi, diğer bir kısmından ise zarar edilmesi halinde, öncelikle kazanç tutarından zarar tutarı mahsup edilerek toplam gelir bulunacak bu tutara indirim oranı uygulanacaktır.

3.8-Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak Giderler

Hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde doğan kazancın tespitinde satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin yanı sıra elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcı tarafından yüklenilen giderler de indirim konusu yapılabilecektir.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazancın tespitinde, kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

4- Beyan Edilecek Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü ile menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının 3.500.000.000 TL tutarındaki kısmı vergiden istisna edilmiştir.

Dolayısıyla hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan ve Tebliğin üçüncü bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde belirlenen kazançtan (varsa diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlar dahil) 3.500.000.000 liralık istisna düşülecek ve kalan tutar beyan edilecektir.

5- Geçici İlmühaberler

Bilindiği üzere geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir.

Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Buna göre, ilmühaberlerin; iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacak, iktisap tarihinden itibaren üç aylık sürenin geçmesinden sonra elden çıkarılması halinde ise elde edilen kazanç gelir vergisine tabi olmayacaktır. Ayrıca, ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarih dikkate alınacaktır.

Tebliğ olunur. 


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gecici-il-muhabirlerin-satisi-gelir-vergisinden-muaf-midir/feed/ 0
Balık halinde ürün teslimi yapan firmalar 7000 TL üstü tahsilatlarını nakit olarak yapabilir mi? https://www.muhasebenews.com/balik-halinde-urun-teslimi-yapan-firmalar-7000-tl-ustu-tahsilatlarini-nakit-olarak-yapabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/balik-halinde-urun-teslimi-yapan-firmalar-7000-tl-ustu-tahsilatlarini-nakit-olarak-yapabilir-mi/#respond Thu, 07 Oct 2021 12:30:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116546 İstanbul Balık halindeki kişilerce düzenlenen faturalarda 213 sayılı VUK’nun mük. 355. maddesinin 4. fıkrasına göre, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uyulması zorunluluğu var mıdır? 7.000 TL tevsik zorunluluğu balık hallerindeki satışlarda kapsam dışında mıdır?

Uygulama Tüm mükellefler içindir. Balık hali için özel bir düzenleme yok. 

7.000 TL’nin üstündeki ödemeler Banka, Çek, Kredi kart ile ödenecek veya tahsil edilecektir.

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 459)

4.Tevsik Zorunluluğunun Kapsamı ve Tutarı

4.1. Kapsam ve Tutar

Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.

Bu kapsamda örneğin;

– Her türlü mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin,

– Avans, depozito, pey akçesi gibi suretlerle yapılacak tahsilat ve ödemelerin,

– İşletmelerin kendi ortakları ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle yaptığı her türlü tahsilat ve ödemelerin

belirlenen haddi aşması durumunda, aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu işlemlerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.

4.1.1. Aynı Günde Aynı Kişi veya Kurumlarla Yapılan İşlemler

Aynı günde aynı kişi veya kurumlarla yapılan işlemlerin toplam tutarının bu Tebliğin (4.1.) bölümünde belirlenen haddi aşması durumunda, işlemlerin her biri işlem bazında belirlenen haddin altında kalsa bile, aştığı işlemden itibaren işleme konu tahsilat ve ödemelerin de aracı finansal kurumlar aracılığıyla yapılması zorunludur.

Örnek: Tevsik zorunluluğu kapsamında olan (A) A.Ş., aynı gün içerisinde (B) Ltd. Şti.’nden sırasıyla 1.000 TL, 3.000 TL, 3.500 TL ve 500 TL tutarında ayrı ayrı mal alımları gerçekleştirmiştir. Tevsik zorunluluğu kapsamında olan (A) A.Ş.’nin (B) Ltd. Şti.’nden aynı günde yaptığı mal alımları toplamı 3.500 TL’lik alımla 7.000 TL’lik haddi aştığından, son iki işleme ait tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu kapsamında aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması gerekmektedir.

Söz konusu tahsilat ve ödemelerde tevsik zorunluluğuna uyulmaması durumunda (A) A.Ş. ile (B) Ltd. Şti.’ne ayrı ayrı ceza uygulanacaktır.

4.1.2. Kısım Kısım Yapılan Tahsilat ve Ödemeler

Tahsilat ve ödemeye konu işlem tutarının tevsik zorunluluğu kapsamında bu Tebliğin (4.1.) bölümünde belirlenen haddi aşması halinde, bedelin farklı tarihlerde kısım kısım ödenmesinde işlemin toplam tutarı dikkate alınacak ve her bir tahsilat ve ödeme, tevsik zorunluluğu kapsamında aracı finansal kurumlar kanalıyla gerçekleştirilecektir.

Örnek: Serbest meslek erbabı (C), (D) A.Ş.’ye bir yıl süreyle vereceği hizmet karşılığında 12.000 TL alacaktır. Aralarındaki anlaşma gereği (D) A.Ş., hizmet bedelini 1.000 TL’lik taksitler halinde ödeyecektir. Bu durumda serbest meslek makbuzunun, taksitlerin ödendiği tarihlerde 1.000 TL üzerinden düzenlenmesi tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmayacak, sözleşmenin toplam tutarı belirlenen haddi aştığından kısım kısım yapılan her bir tahsilat ve ödeme de aracı finansal kurumlar kanalıyla tevsik edilecektir.

Söz konusu tahsilat ve ödemelerde tevsik zorunluluğuna uyulmaması durumunda serbest meslek erbabı (C) ile (D) A.Ş.’ye ayrı ayrı ceza uygulanacaktır.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/balik-halinde-urun-teslimi-yapan-firmalar-7000-tl-ustu-tahsilatlarini-nakit-olarak-yapabilir-mi/feed/ 0
Yazar kasa fişleri e-defter kayıtlarına hangi belge türü ile kayıt edilmelidir? https://www.muhasebenews.com/yazar-kasa-fisleri-e-defter-kayitlarina-hangi-belge-turu-ile-kayit-edilmelidir/ https://www.muhasebenews.com/yazar-kasa-fisleri-e-defter-kayitlarina-hangi-belge-turu-ile-kayit-edilmelidir/#respond Mon, 27 Sep 2021 00:11:46 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110902 E-fatura ve e-defter mükellefi olan bir firmayız. Firmamıza, satmak üzere ticari mal alımı yaptık. Fakat rakam düşük olduğu için, satıcı firma mal alım faturası yerine yaza kasa fişi verdi. Bu yazar kasa fişini kayıtlarıma alırken, e-defterde belge türü olarak ne seçmem gerekiyor? 

Muhasebe kaydında belge tipi “other” seçilecektir.

E-deftere tabi mükellefin muhasebe kayıtlarında, aynı güne ait banka hareketleri, satış ve alış faturaları tek fiş ile kayıt edilebilir mi? 

Banka hareketleri için yapılacak yevmiye kayıtlarında dekont bazlı olarak kaydın yapılması esastır. 

Ancak sistem buna uygun değilse aynı gün içindeki bankalar ayrıştırılarak gün bazlı olarak diğer başlığının altından banka kayıtları açıklamalarda yazılacak şekilde yapılabilir. 

Çek kayıtlarında ise esas olan her çek kaydının ayrı yevmiye maddesinde gösterilmesidir. 

Ancak alıcısı ve satıcı aynı olması kaydıyla birden fazla çek bordro ile diğer başlığı altından kaydı yapılabilir.

e-defter uygulamasında birden fazla faturanın aynı yevmiye maddesine kaydedilip edilemeyeceği

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü 

   
Sayı : 11395140-105[Mük.242-2015/VUK-1-19090]-270229 30.12.2016
Konu : e-defter uygulamasında birden fazla faturanın aynı yevmiye maddesine kaydedilip edilemeyeceği  
         

 

         İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eki dilekçenizde, e-Fatura ve e-Defter uygulamasına tabi olan şirketinizin 30 yıl süreyle EPDK’dan aldığı … sayılı dağıtım lisansına istinaden … alanında yaklaşık 20.000 aboneye doğal gaz dağıtım faaliyetinde bulunduğu, e-Defter uygulamasında her bir belge için ayrı yevmiye kaydı oluşturulmasının öngörüldüğü, şirketinizin uygulama olarak 15-20 ya da daha fazla fatura başlangıç ve bitiş numarasına göre belge numarasını baz alarak kayıt yaptığı, şirketinizde günlük ortalama 1.000 adet fatura kesildiği bir o kadar da tahsilat yapıldığı, bu nedenle söz konusu işlemlerin tek tek muhasebe kayıtlarına aktarılmasının zaman kaybına ve kontrol güçlüğüne yol açtığı, uygulamada her satış faturasının tek tek mi kaydedilmesi gerektiği yoksa her bir belge türüne bir fiş numarası mı verileceği, şayet her belge tek tek kayıt edilecek ise kayıtlarınızı geriye dönük düzeltmenizin gerekeceği, şirketinizin mevcut durumunun dikkate alınarak e-defter uygulamasında her bir belge için ayrı bir yevmiye maddesi yerine tek bir fiş ile konsolide olarak günlük satışlarınızın ve tahsilatlarınızın tek bir yevmiye fişi olarak muhasebeleştirilip muhasebeleştirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

         213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesinde, defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış olup Kanunun 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap döneminde kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu hükmüne yer verilmiştir. Anılan Kanunun 183 üncü maddesinde ise yevmiye defterinin, kayda geçirilmesi icap eden muamelelerin tarih sırasıyla ve madde halinde tertipli olarak yazıldığı defter olduğu, yevmiye defterinin ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralı olacağı hüküm altına alınmıştır.

         Aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

         Anılan Kanunun mükerrer 242 nci maddesi ile Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

         Konuya ilişkin olarak yayımlanan 397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile anonim ve limited şirketlerin elektronik fatura oluşturmalarına, alıcısına iletmelerine, muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmelerine izin verilmiş, 421 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de bazı mükellef gruplarına elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirilmiştir. 20/06/2015 tarih ve 29392 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 454 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile söz konusu uygulamaların kapsamı genişletilmiştir.

         397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura uygulaması haricinde “e-Arşiv Uygulaması”na yönelik olarak 433 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlanmış olup, 443 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile güncellenen söz konusu Tebliğde; e-Arşiv fatura uygulamasına kayıtlı bulunan satıcılar tarafından sunulan mal veya hizmetler karşılığında düzenlenen faturaların, alıcının e-Fatura sistemine kayıtlı olmayan mükellef veya nihai tüketici durumunda olması halinde dahi elektronik ortamda (e-arşiv uygulaması aracılığı ile) e-Arşiv faturası olarak düzenlenebilmesine ve alıcılarının talebi doğrultusunda kağıt veya elektronik ortamda alıcılarına iletilebilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Anılan Tebliğ ile Vergi Usul Kanunu uyarınca kâğıt ortamında düzenlenmek, muhafaza ve ibraz edilmek zorunluluğu bulunan faturanın, elektronik ortamda düzenlenmesi ve ikinci nüshasının elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine imkân tanıyan e-Arşiv uygulaması mükelleflerin kullanımına açılmıştır.

         Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Defter Tutma Mükellefiyeti” başlıklı 64 üncü maddesinde; yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, karar ve işletme defterinin elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulabileceği ve bu defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca çıkarılacak müşterek bir tebliğle belirleneceği hükme bağlanmış olup, bu kapsamda yayımlanan 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliği ile Vergi Usul Kanunu kapsamında tutulması zorunlu olan defterlerden www.edefter.gov.tr internet adresinde format ve standardı yayımlanan defterlerin elektronik ortamda oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenerek elektronik defter kullanımına izin verilmiştir.

         Diğer taraftan, elektronik defter uygulamasına ilişkin olarak www.edefter.gov.tr de yayımlanan “e-Defter Uygulama Kılavuzu V 1.4” ün “18. Belge Tipi (documentType)” bölümünde;

   “… Yapılacak olan muhasebe kayıtlarında kaynak belgeye ait detay bilgileri, e-Defter uygulamasında istenilmektedir.

         Ayrıca 19 Aralık 2012 tarih ve 28502 Sayılı Resmi gazetede yayımlanan ‘Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’de yevmiye maddelerinin en az aşağıdaki bilgileri içermesi şarttır:

a) Madde sıra numarası,

b) Tarih,

c) Borçlu hesap,

ç) Alacaklı hesap,

d) Tutar,

e) Her kaydın dayandığı belgelerin türü ile varsa tarihleri ve sayıları.

         Dolayısıyla elektronik defter uygulamasında her bir belgeye ait bilgilerin, tek bir yevmiye kaydında gösterilmesi esastır. e-Defter uygulamasında kullanılan standartların gereği olarak belge bilgisine ilişkin detaylar (belge tipi, numarası ve tarihi) elektronik defterlerde gösterilmelidir.” açıklamaları yer almaktadır.

         “18. Belge Tipi (documentType)” bölümünün “Fatura kaydına istinaden açıklama” kısmında ise;

         “Bilindiği üzere e-Defter uygulamasında faturaların, ’18. Belge Tipi’ başlığında açıklandığı gibi her bir fatura ayrı bir yevmiye maddesinde olacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir. Ancak e-Arşiv kullanıcısı olmak şartıyla abonelik esasına göre çalışan firmalar ve kargo şirketleri ile yazılı talep üzerine Başkanlıkça uygun görülen sektörlerde faaliyet gösteren mükellefler e-defter uygulaması ile ilgili belirlenmiş olan diğer düzenlemelere uymak koşulu ile birden fazla faturayı kapsayacak şekilde yevmiye kaydı düzenleyebileceklerdir. Bu şekilde yapılan kayıtta belge tipi ‘other’, belge açıklaması ‘e-Arşiv fatura icmali’ olacaktır ve bu icmalin numarası ve tarih bilgisinin de yevmiye maddesinde gösterilmesi zorunludur. Ayrıca, bu icmalin e-arşiv raporu formatında ve aynı içerikte olması ayrıca mali mühür ya da elektronik imza ile imzalanarak elektronik ortamda muhafaza edilmesi zorunludur.

         Bununla birlikte, muhasebe kaydına konu edilecek faturaların aynı mahiyette olacak şekilde gruplandırılması (Örneğin Mal ve Hizmet Satış Faturaları, Mal ve Hizmet Alış Faturaları, Genel Gider Faturaları, vb şekilde gruplandırılması) en fazla 10’ar günlük muhasebe kayıt periyodunun dikkate alınması, en fazla 50 adet faturaya yer verilmesi ve her bir faturanın ait olduğu hesabın altında ayrı ayrı gözükecek şekilde belgenin türü, tarihi ve numarasına yer verilmesi kaydıyla, bir yevmiye maddesi içinde kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.” açıklamasına yer verilmiştir.

         Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;

      e-Defter uygulamasında, her bir faturanın ayrı bir yevmiye maddesinde olacak şekilde kaydedilmesi esas olmakla birlikte; faturaların, mezkur Kılavuzda belirtildiği şekilde gruplandırılarak (alış faturaları, satış faturaları, genel gider faturaları vb.) en fazla 10’ar günlük muhasebe kayıt periyodunun dikkate alınması, en fazla 50 adet faturaya yer verilmesi ve her bir faturanın ait olduğu hesabın altında ayrı ayrı gözükecek şekilde belgenin türü, tarihi ve numarasına yer verilmesi kaydıyla, bir yevmiye maddesi içinde kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.

         Öte yandan, e-Fatura kullanıcısı olan şirketinizin, aynı zamanda e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olması ve abonelik esasına göre fatura düzenlemesi halinde; anılan Kılavuzda belirtildiği şekilde   “e-Arşiv Fatura İcmali” düzenlenmek ve yevmiye maddesine bu icmali other belgesi ve e-Arşiv İcmali açıklamasıyla ilişkilendirmek suretiyle,  birden fazla faturanın aynı yevmiye maddesine kaydedilmesi de mümkün bulunmaktadır.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/yazar-kasa-fisleri-e-defter-kayitlarina-hangi-belge-turu-ile-kayit-edilmelidir/feed/ 0
Hisse senedi satışından gelir elde eden bir kişi yıllık gelir vergisi beyannamesinde bu geliri beyan etmeli midir? https://www.muhasebenews.com/hisse-senedi-satisindan-gelir-elde-eden-bir-kisi-yillik-gelir-vergisi-beyannamesinde-bu-geliri-beyan-etmeli-midir/ https://www.muhasebenews.com/hisse-senedi-satisindan-gelir-elde-eden-bir-kisi-yillik-gelir-vergisi-beyannamesinde-bu-geliri-beyan-etmeli-midir/#respond Tue, 07 Sep 2021 13:30:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115033 Senet veya ilmühabere ye bağlanmamış firmada 100.000 TL hissesi olan ortak (Hisseyi 2012 edinmiştir) 100.000 TL hissesini 500.000 TL ye satacaktır. Bu durumda bu kişi alış ve satış vergi hesaplama yapılacağı zaman hissenin edinme bedeli 100.000 TL endeksleme yapılacak mıdır? Hisse satışında gayrimenkul gibi endekslemeye tabi tutulmalı mıdır? 

Endeksleme yapılabilir.

Hisse satışından elde ettiği kazanç Değer artış kazancı olarak Yıllık GV beyannamesi ile beyan edilecektir. Hesaplamaya ilişkin bilgiler için aşağıdaki link de bulunan rehberimizi inceleyiniz. https://www.ismmmo.org.tr/dosya/797/Mevzuat-Dosya/Mali-Rehber.pdf

232 SERİ NO’LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

1999-2002 yılları arasında hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan gelirlerin vergilendirilmesine ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

1-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazançların Vergilendirilmesi

Gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerini, 1.1.1999 _ 31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarmaları dolayısıyla elde ettikleri kazançların vergilendirilmesinde 4444 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 56 ncı maddede yer alan hükümler uygulanacaktır.

Sözkonusu maddede genel olarak değer artış kazançlarının diğer kazanç ve irat olarak vergiye tabi gelire dahil edileceği belirtilmiş ve ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde veya iktisaptan evvel elden çıkartılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca;

– İvazsız olarak iktisap edilen,

– İktisap tarihinden itibaren üç aydan fazla bir süreyle elde tutulan,

hisse senetlerinin, 1.1.1999_31.12.2002 tarihleri arasında elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır.

Bir ivaz karşılığında iktisap edilen hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ise diğer kazanç ve irat olarak vergilendirilecektir.

Daha önce de belirtildiği üzere, bu düzenleme gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların vergilendirilmesine yöneliktir. Dolayısıyla, ticari işletmelere dahil hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançların ticari kazanç hükümlerine göre tespit ve beyanı gerekmektedir.

Diğer yandan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların değer artış kazancı olarak vergilendirilmesinde yıl içinde yapılan işlem sayısının birden fazla olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bununla birlikte ticari bir organizasyonu gerektirecek nitelikte alım-satım işlemlerinin yapılması halinde elde edilecek kazançların ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

2- Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin üç ay süreyle elde tutulduktan sonra satılması halinde doğan değer artış kazancının vergilendirilmeyecek olması hisse senedinin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılmaktadır. Bu nedenle, hisse senedi alım satımı yapanların vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebilmeleri açısından hisse senetlerinin iktisap tarihini izlemeleri gerekmektedir.

Genel olarak hisse senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte gerçek kişi ortakların şirketin sermaye artırımına gitmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin ve aynı hisse senedinden değişik tarihlerde alım yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap tarihinin belirlenmesi farklılık göstermektedir.

2.1- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin İktisap Tarihi

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır.

Örnek: Bay (A)3.2.1999 tarihinde (B) A.Ş.’nin hisse senetlerinden 1.000 adet satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak üzere sermayesini % 50 oranında artırmıştır. Bu işlem sonucunda Bay (A) 500 adet hisse senedi almıştır. Sözkonusu 500 adet hisse senedinin iktisap tarihi olarak 3.2.1999 tarihi esas alınacaktır.

Şirketler tarafından sermaye artırımına gidildiği durumlarda, ortaklar rüçhan haklarını kullanmak suretiyle artırılan sermayeyi temsil eden hisse senetlerini almaktadırlar. Hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de iktisap tarihi olarak sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınacaktır. Ortakların rüçhan haklarını sınırlamak suretiyle sermaye artırımını temsil eden hisse senetlerinin satılması durumunda ise yeni bir alım işleminin gerçekleştiği kabul edilecektir.

2.2- Aynı Hisse Senedinden Yıl İçinde Birden Fazla Alım Yapılması Halinde Satılan Hisse Senedinin İktisap Tarihinin Belirlenmesi

Belirli bir şirketin hisse senedinden değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra, alınan hisse senetlerinin bir kısmının elden çıkarılması halinde mükellefler elden çıkarılan hisse senetlerinin hangi işlem ile alındığı konusunda serbestçe karar verebilecektir.

3- Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazancın Tespiti

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde uygulanacak hükümlere Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesinin safi değer artışını düzenleyen (F) bölümünde yer verilmiştir.

Buna göre, genel olarak değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacaktır.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların tespitinde aşağıda belirtilen hususların dikkate alınması gerekmektedir.

3.1- Değer Artış Kazancının Tespitinde Esas Alınacak Maliyet Bedeli

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazancın tespitinde, satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin düşülmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı olarak tanımlanmıştır.

3.2- İktisap Bedelinin Tevsik Edilememesi

Hisse senetlerinin iktisap bedelinin tevsik edilememesi halinde, iktisap tarihindeki rayiç bedel iktisap bedeli olarak kabul edilecektir.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 266 ncı maddesi uyarınca rayiç bedel, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değeri olarak tanımlanmıştır.

3.3- Hisse Senetlerinin Maliyet Bedelinin Endekslenmesi

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca hisse senetlerinin maliyet (iktisap) bedeli, hisse senedinin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Dolayısıyla, kazancın tespitinde satış bedelinden maliyet bedelinin endekslenmesi sonucu bulunan tutarın düşülmesi gerekmektedir.

Örnek: Bay (A) 5.7.1999 tarihinde (B) A.Ş hisse senetlerinden 10.000 adet satın almıştır. Hisse senetlerinin birim maliyet bedeli 5.000 TL’dır. Bay (A) sözkonusu hisse senetlerini 29.9.1999 tarihinde satmıştır.

Bu durumda elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedeli 7 ve 8 inci aylardaki toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilecektir. Sekizinci ay sonu itibariyle toptan eşya fiyat endeksi 1.606,8 altıncı ay sonu itibariyle 1.496,5 tir. Buna göre elden çıkarılan hisse senetlerinin endekslenmiş maliyet bedeli [(1606,8 x 5.000)/1.496,5=) 5.368,5 TL olarak dikkate alınacaktır. (Maliyetin endekslenmesi uygulamasında kullanılabilecek toptan eşya fiyat endeksi aşağıda yer almaktadır.)

DİE Toptan Eşya Fiyat Endeksi (1994=100) (Aylık)

Dönem Endeks
Eylül 1998 1.101,2
Ekim 1998 1.146,8
Kasım 1998 1.185,7
Aralık 1998 1.215,1
Ocak 1999 1.258,6
Şubat 1999 1.301,0
Mart 1999 1.352,9
Nisan 1999 1.424,4
Mayıs 1999 1.469,9
Haziran 1999 1.496,5
Temmuz 1999 1.556,0
Ağustos 1999 1.606,8
Eylül 1999 1.700,8
Ekim 1999 1.780,1
Kasım 1999 1.852,7
Aralık 1999 1.979,5

Bununla birlikte, hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde kazancın, yıl içinde elde edilen toplam gelirden, Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilmesine de imkan tanınmıştır. Kazancın tespitinde bu yöntemin kullanılmasının tercih edilmesi halinde ayrıca iktisap bedeli için endeksleme yapılmayacaktır. Konuya ilişkin açıklama Tebliğin 3.7 bölümünde yer almaktadır.

3.4- 1.1.1999 Tarihinden Önce İktisap Edilen ve Menkul Kıymetler Borsasında İşlem Gören Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü uyarınca, 1.1.1999 tarihinden önce iktisap edilen ve menkul kıymetler borsasında işlem gören hisse senetlerinin, 1.1.1999 tarihinden sonra elden çıkarılması halinde bunların maliyet bedeli olarak, 1998 yılının son işlem gününde borsada oluşan ortalama fiyatı esas alınabilecektir. Bu durumda iktisap tarihi ile 31.12.1998 tarihi arasında geçen süre için endeksleme yapılması mümkün olmayacaktır.

3.5- Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerinin Maliyet Bedeli

Şirketlerin sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunmaları halinde, bu işlem sonrasında gerek önceden sahip olunan gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilecektir.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde 1.000 adet (B) A.Ş.’nin hisse senedini toplam 45.000.000 TL bedel ödemek suretiyle satın almıştır. (B) A.Ş. 9.3.1999 tarihinde tamamı sermaye yedeklerinden karşılanmak suretiyle %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A) ‘ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir.

Bu durumda Bay (A)’nın sermaye artırımı sonrasında sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli ödenen 45.000.000 TL bedelin toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle (45.000.000:1.500=) 30.000 TL olarak belirlenecektir.

Kar yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu işlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

Örnek: Bay (A) 3.2.1999 tarihinde nominal bedeli 1.000 TL olan (B) A.Ş. hisse senetlerinden 15.000.0000 TL bedel ödemek suretiyle 1.000 adet almıştır. (B) A.Ş. 19.2.1999 tarihinde tamamı kar yedeklerinden karşılanmak üzere %50 oranında sermaye artırımına gitmiştir. Bay (A)’ya bu işlem dolayısıyla 500 adet hisse senedi verilmiştir.

Sermaye artırımından sonra Bay (A)’nın sahip olduğu her bir hisse senedinin maliyet bedeli, 1.000 adet hisse senedi alımında ödenen 15.000.000 TL ile sermaye artırımı dolayısıyla alınan hisse senetlerinin itibari değerinin [(500×1000=)500.000 TL] toplamının toplam hisse senedi sayısına [(1.000+500)=1.500] bölünmesi suretiyle [(15.000.000+500.000)/ 1.500=] 10.333 TL olarak belirlenecektir.

Şirketler tarafından nakit olarak sermaye artırımına gidildiği durumlarda, hisse senedi sahipleri tarafından rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleri yönünden de maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetleri için ödenen bedelin toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.

3.6-Hisse Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Zararların Mahsubu

Hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren üç ay içinde elden çıkarılması ve bu işlem sonucunda bir zarar doğması halinde, bu zarar aynı takvim yılı içerisinde elden çıkarılan menkul kıymetlerden elde edilen kazançlardan mahsup edilebilecektir.

Doğan zararın, diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlara mahsup edilemeyen kısmının, Gelir Vergisi Kanununun 88 inci maddesi hükmü uyarınca diğer faaliyet veya işlemlerden elde edilen kazançlara mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Tebliğin birinci bölümünde açıklandığı üzere, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar vergiye tabi olmayacaktır. Dolayısıyla, iktisap tarihinden itibaren 3 aydan fazla elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan zararların diğer kazançlara mahsubu mümkün bulunmamaktadır.

3.7-İndirim Oranı Uygulanmak Suretiyle Kazancın Tespiti

Daha öncede belirtildiği üzere, menkul kıymetlerin elden çıkarılması halinde kazanç, yıl içinde elde edilen toplam gelirden Gelir Vergisi Kanununun 76 ncı maddesinde belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın düşülmesi suretiyle hesaplanabilecektir. Bilindiği üzere 1999 takvim yılı için indirim oranı %45,9 olarak hesaplanarak açıklanmıştır.

Elde edilen kazancın indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmını düşmek suretiyle belirlemeyi tercih edenler, menkul kıymetlerin iktisap bedelinin endekslenmesi uygulamasından yararlanamayacaklardır.

Elden çıkarılan hisse senetlerinin bir kısmından kazanç elde edilmesi, diğer bir kısmından ise zarar edilmesi halinde, öncelikle kazanç tutarından zarar tutarı mahsup edilerek toplam gelir bulunacak bu tutara indirim oranı uygulanacaktır.

3.8-Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak Giderler

Hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde doğan kazancın tespitinde satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin yanı sıra elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcı tarafından yüklenilen giderler de indirim konusu yapılabilecektir.

Hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazancın tespitinde, kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

4- Beyan Edilecek Kazancın Tespitinde Dikkate Alınacak İstisna Tutarı

Gelir Vergisi Kanununun geçici 56 ncı maddesi hükmü ile menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının 3.500.000.000 TL tutarındaki kısmı vergiden istisna edilmiştir.

Dolayısıyla hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan ve Tebliğin üçüncü bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde belirlenen kazançtan (varsa diğer menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan kazançlar dahil) 3.500.000.000 liralık istisna düşülecek ve kalan tutar beyan edilecektir.

5- Geçici İlmühaberler

Bilindiği üzere geçici ilmühaberler anonim şirketler tarafından hisse senetlerinin yerini tutmak amacıyla çıkartılan menkul kıymetlerdir. Sahiplerine genel kurul toplantılarına katılmak, oy kullanmak, kar payı almak gibi pay sahipliği haklarını kazandıran ilmühaberler, ilgili anonim şirketçe hisse senetleri düzenlenip ortaklara teslim edildiği anda geçerliliğini kaybetmektedir.

Dolayısıyla ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanununun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Buna göre, ilmühaberlerin; iktisap tarihinden itibaren üç ay içerisinde elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacak, iktisap tarihinden itibaren üç aylık sürenin geçmesinden sonra elden çıkarılması halinde ise elde edilen kazanç gelir vergisine tabi olmayacaktır. Ayrıca, ilmühaberlerin hisse senetleri ile değiştirilmesi dolayısıyla alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak ilmühaberlerin elde edildiği tarih dikkate alınacaktır.

Tebliğ olunur.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/hisse-senedi-satisindan-gelir-elde-eden-bir-kisi-yillik-gelir-vergisi-beyannamesinde-bu-geliri-beyan-etmeli-midir/feed/ 0
E-Defter kayıtlarında aynı yevmiye fişi içerisine birden fazla kayıt işlenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/e-defter-kayitlarinda-ayni-yevmiye-fisi-icerisine-birden-fazla-kayit-islenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/e-defter-kayitlarinda-ayni-yevmiye-fisi-icerisine-birden-fazla-kayit-islenebilir-mi/#respond Sun, 27 Jun 2021 22:26:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110860 E-deftere tabi mükellefin muhasebe kayıtlarında, aynı güne ait banka hareketleri, satış ve alış faturaları tek fiş ile kayıt edilebilir mi? 

Banka hareketleri için yapılacak yevmiye kayıtlarında dekont bazlı olarak kaydın yapılması esastır. 

Ancak sistem buna uygun değilse aynı gün içindeki bankalar ayrıştırılarak gün bazlı olarak diğer başlığının altından banka kayıtları açıklamalarda yazılacak şekilde yapılabilir. 

Çek kayıtlarında ise esas olan her çek kaydının ayrı yevmiye maddesinde gösterilmesidir. 

Ancak alıcısı ve satıcı aynı olması kaydıyla birden fazla çek bordro ile diğer başlığı altından kaydı yapılabilir.

e-defter uygulamasında birden fazla faturanın aynı yevmiye maddesine kaydedilip edilemeyeceği

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü 

   
Sayı : 11395140-105[Mük.242-2015/VUK-1-19090]-270229 30.12.2016
Konu : e-defter uygulamasında birden fazla faturanın aynı yevmiye maddesine kaydedilip edilemeyeceği  
         

 

         İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eki dilekçenizde, e-Fatura ve e-Defter uygulamasına tabi olan şirketinizin 30 yıl süreyle EPDK’dan aldığı … sayılı dağıtım lisansına istinaden … alanında yaklaşık 20.000 aboneye doğal gaz dağıtım faaliyetinde bulunduğu, e-Defter uygulamasında her bir belge için ayrı yevmiye kaydı oluşturulmasının öngörüldüğü, şirketinizin uygulama olarak 15-20 ya da daha fazla fatura başlangıç ve bitiş numarasına göre belge numarasını baz alarak kayıt yaptığı, şirketinizde günlük ortalama 1.000 adet fatura kesildiği bir o kadar da tahsilat yapıldığı, bu nedenle söz konusu işlemlerin tek tek muhasebe kayıtlarına aktarılmasının zaman kaybına ve kontrol güçlüğüne yol açtığı, uygulamada her satış faturasının tek tek mi kaydedilmesi gerektiği yoksa her bir belge türüne bir fiş numarası mı verileceği, şayet her belge tek tek kayıt edilecek ise kayıtlarınızı geriye dönük düzeltmenizin gerekeceği, şirketinizin mevcut durumunun dikkate alınarak e-defter uygulamasında her bir belge için ayrı bir yevmiye maddesi yerine tek bir fiş ile konsolide olarak günlük satışlarınızın ve tahsilatlarınızın tek bir yevmiye fişi olarak muhasebeleştirilip muhasebeleştirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

         213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesinde, defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış olup Kanunun 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap döneminde kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu hükmüne yer verilmiştir. Anılan Kanunun 183 üncü maddesinde ise yevmiye defterinin, kayda geçirilmesi icap eden muamelelerin tarih sırasıyla ve madde halinde tertipli olarak yazıldığı defter olduğu, yevmiye defterinin ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralı olacağı hüküm altına alınmıştır.

         Aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Maliye Bakanlığının, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

         Anılan Kanunun mükerrer 242 nci maddesi ile Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

         Konuya ilişkin olarak yayımlanan 397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile anonim ve limited şirketlerin elektronik fatura oluşturmalarına, alıcısına iletmelerine, muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmelerine izin verilmiş, 421 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de bazı mükellef gruplarına elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirilmiştir. 20/06/2015 tarih ve 29392 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 454 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile söz konusu uygulamaların kapsamı genişletilmiştir.

         397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen e-Fatura uygulaması haricinde “e-Arşiv Uygulaması”na yönelik olarak 433 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlanmış olup, 443 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile güncellenen söz konusu Tebliğde; e-Arşiv fatura uygulamasına kayıtlı bulunan satıcılar tarafından sunulan mal veya hizmetler karşılığında düzenlenen faturaların, alıcının e-Fatura sistemine kayıtlı olmayan mükellef veya nihai tüketici durumunda olması halinde dahi elektronik ortamda (e-arşiv uygulaması aracılığı ile) e-Arşiv faturası olarak düzenlenebilmesine ve alıcılarının talebi doğrultusunda kağıt veya elektronik ortamda alıcılarına iletilebilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Anılan Tebliğ ile Vergi Usul Kanunu uyarınca kâğıt ortamında düzenlenmek, muhafaza ve ibraz edilmek zorunluluğu bulunan faturanın, elektronik ortamda düzenlenmesi ve ikinci nüshasının elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine imkân tanıyan e-Arşiv uygulaması mükelleflerin kullanımına açılmıştır.

         Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Defter Tutma Mükellefiyeti” başlıklı 64 üncü maddesinde; yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, karar ve işletme defterinin elektronik ortamda veya dosyalama suretiyle tutulabileceği ve bu defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları ile bu defterlerin nasıl tutulacağının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca çıkarılacak müşterek bir tebliğle belirleneceği hükme bağlanmış olup, bu kapsamda yayımlanan 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliği ile Vergi Usul Kanunu kapsamında tutulması zorunlu olan defterlerden www.edefter.gov.tr internet adresinde format ve standardı yayımlanan defterlerin elektronik ortamda oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenerek elektronik defter kullanımına izin verilmiştir.

         Diğer taraftan, elektronik defter uygulamasına ilişkin olarak www.edefter.gov.tr de yayımlanan “e-Defter Uygulama Kılavuzu V 1.4” ün “18. Belge Tipi (documentType)” bölümünde;

   “… Yapılacak olan muhasebe kayıtlarında kaynak belgeye ait detay bilgileri, e-Defter uygulamasında istenilmektedir.

         Ayrıca 19 Aralık 2012 tarih ve 28502 Sayılı Resmi gazetede yayımlanan ‘Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’de yevmiye maddelerinin en az aşağıdaki bilgileri içermesi şarttır:

a) Madde sıra numarası,

b) Tarih,

c) Borçlu hesap,

ç) Alacaklı hesap,

d) Tutar,

e) Her kaydın dayandığı belgelerin türü ile varsa tarihleri ve sayıları.

         Dolayısıyla elektronik defter uygulamasında her bir belgeye ait bilgilerin, tek bir yevmiye kaydında gösterilmesi esastır. e-Defter uygulamasında kullanılan standartların gereği olarak belge bilgisine ilişkin detaylar (belge tipi, numarası ve tarihi) elektronik defterlerde gösterilmelidir.” açıklamaları yer almaktadır.

         “18. Belge Tipi (documentType)” bölümünün “Fatura kaydına istinaden açıklama” kısmında ise;

         “Bilindiği üzere e-Defter uygulamasında faturaların, ’18. Belge Tipi’ başlığında açıklandığı gibi her bir fatura ayrı bir yevmiye maddesinde olacak şekilde kaydedilmesi gerekmektedir. Ancak e-Arşiv kullanıcısı olmak şartıyla abonelik esasına göre çalışan firmalar ve kargo şirketleri ile yazılı talep üzerine Başkanlıkça uygun görülen sektörlerde faaliyet gösteren mükellefler e-defter uygulaması ile ilgili belirlenmiş olan diğer düzenlemelere uymak koşulu ile birden fazla faturayı kapsayacak şekilde yevmiye kaydı düzenleyebileceklerdir. Bu şekilde yapılan kayıtta belge tipi ‘other’, belge açıklaması ‘e-Arşiv fatura icmali’ olacaktır ve bu icmalin numarası ve tarih bilgisinin de yevmiye maddesinde gösterilmesi zorunludur. Ayrıca, bu icmalin e-arşiv raporu formatında ve aynı içerikte olması ayrıca mali mühür ya da elektronik imza ile imzalanarak elektronik ortamda muhafaza edilmesi zorunludur.

         Bununla birlikte, muhasebe kaydına konu edilecek faturaların aynı mahiyette olacak şekilde gruplandırılması (Örneğin Mal ve Hizmet Satış Faturaları, Mal ve Hizmet Alış Faturaları, Genel Gider Faturaları, vb şekilde gruplandırılması) en fazla 10’ar günlük muhasebe kayıt periyodunun dikkate alınması, en fazla 50 adet faturaya yer verilmesi ve her bir faturanın ait olduğu hesabın altında ayrı ayrı gözükecek şekilde belgenin türü, tarihi ve numarasına yer verilmesi kaydıyla, bir yevmiye maddesi içinde kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.” açıklamasına yer verilmiştir.

         Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;

      e-Defter uygulamasında, her bir faturanın ayrı bir yevmiye maddesinde olacak şekilde kaydedilmesi esas olmakla birlikte; faturaların, mezkur Kılavuzda belirtildiği şekilde gruplandırılarak (alış faturaları, satış faturaları, genel gider faturaları vb.) en fazla 10’ar günlük muhasebe kayıt periyodunun dikkate alınması, en fazla 50 adet faturaya yer verilmesi ve her bir faturanın ait olduğu hesabın altında ayrı ayrı gözükecek şekilde belgenin türü, tarihi ve numarasına yer verilmesi kaydıyla, bir yevmiye maddesi içinde kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.

         Öte yandan, e-Fatura kullanıcısı olan şirketinizin, aynı zamanda e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olması ve abonelik esasına göre fatura düzenlemesi halinde; anılan Kılavuzda belirtildiği şekilde   “e-Arşiv Fatura İcmali” düzenlenmek ve yevmiye maddesine bu icmali other belgesi ve e-Arşiv İcmali açıklamasıyla ilişkilendirmek suretiyle,  birden fazla faturanın aynı yevmiye maddesine kaydedilmesi de mümkün bulunmaktadır.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/e-defter-kayitlarinda-ayni-yevmiye-fisi-icerisine-birden-fazla-kayit-islenebilir-mi/feed/ 0
Karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin yeni düzenleme https://www.muhasebenews.com/karsiliksiz-cikan-cek-protesto-edilmis-senet-kredi-karti-ve-diger-kredi-borclarina-iliskin-yeni-duzenleme/ https://www.muhasebenews.com/karsiliksiz-cikan-cek-protesto-edilmis-senet-kredi-karti-ve-diger-kredi-borclarina-iliskin-yeni-duzenleme/#respond Wed, 09 Jun 2021 08:04:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=110535 7326 Kanun Numaralı “BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN” 

Resmi Gazete: 9 Haziran 2021 ÇARŞAMBA – Sayı : 31506

MADDE 13 – 22/1/2009 tarihli ve 5834 sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 3 – (1) Anapara ve/veya taksit ödeme tarihi 20/5/2021 tarihinden önce olup da; kullandığı nakdî ve gayrî nakdî kredilerinin anapara, faiz ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin 5411 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi hükmü uyarınca kurulan Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi geciken kısmının 31/12/2021 tarihine kadar tamamının ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde, bu kişilerle yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar tarafından dikkate alınmaz.

(2) Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların birinci fıkra hükmü uyarınca mevcut kredileri yeniden yapılandırması veya yeni kredi kullandırması, bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.”

 


Kaynak: Resmi Gazete 9.6.2021
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/karsiliksiz-cikan-cek-protesto-edilmis-senet-kredi-karti-ve-diger-kredi-borclarina-iliskin-yeni-duzenleme/feed/ 0
İthalat ve ihracat işlemlerinde hangi kur değeri kullanılmalıdır? https://www.muhasebenews.com/ithalat-ve-ihracat-islemlerinde-hangi-kur-degeri-kullanilmalidir/ https://www.muhasebenews.com/ithalat-ve-ihracat-islemlerinde-hangi-kur-degeri-kullanilmalidir/#respond Mon, 26 Apr 2021 22:32:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107578 İthal edilen mal için yurt dışındaki satıcı firmaya döviz cinsinden avans yollanmaktadır.

Döviz tutarı muhasebe kayıtlarında TL’ye çevirirken hesaplamasında bir önceki günün Merkez Bankası döviz alış kuru mu, döviz satış kurumu dikkate alınır?

İthal edilen mal teslim olduğunda mal bedeli hesabında gümrük beyannamesindeki tescil tarihindeki döviz kuru mu, yoksa gümrük beyannamesi kapanış tarihinden bir önceki günün döviz alış veya döviz satış kurumu baz alınır?

1)- Avans ödemesi bir önceki günün M.B. döviz alış kuru kullanılır. 

2)- Malın gümrükten çekildiği tarihteki bir önceki günün m.b. döviz alış kuru kullanılır.

İstanbul’da x limited şirketi Romanya’da %100 iştiraki olan limited şirketine borç sözleşmesi adı altında usd ve euro borç vermiştir. İstanbul’daki x şirketi geçici vergi döneminde kur farkı değerlemesi yapmak zorunda mı?

Yabancı para birimli borç, alacak, banka, kasa, çek ,senet avans hesapları dönem sonlarında değerlemeye tabi tutulmak zorundadır.

Kur farkına ilişkin fatura KDV dahil mi yoksa hariç olarak mı düzenlenecek?

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı : B.07.1.GİB.4.06.17.01-130[2011-2-24-02]-571 16/05/2012
Konu : Döviz cinsinden yapılan hakediş ödemelerinin vergi kanunları karşısındaki durumu.

        İlgide kayıtlı dilekçenizde, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile TOKİ arasında imzalanan “Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi İçinde Yapılacak Doğalgaz Hizmetlerine İlişkin Protokol” kapsamında yapılacak ada içi ve ada dışı doğalgaz altyapı tesisatının bedelinin, yüklenici olarak şirketinizin yaptıracağı ihale bedeli üzerinden ödeneceği, tanzim edilen hakedişlerin müşavir onayından sonra kesinleşeceği ve idarenin ve belediyenin oluruyla yükleniciye aylık olarak hesaptan ödeneceğinin hüküm altına alındığı; bu kapsamda şirketiniz tarafından söz konusu işlerin 8.494.036 USD bedel ile alt yüklenici firmaya ihale edildiği ve bu şekilde belirlenen hakediş tutarının alt yükleniciye fatura tarihindeki kur esas alınarak TL olarak ödendiği, şirketinizce düzenlenen hakediş belgelerinin onaylanmak üzere Ankara Büyükşehir Belediyesine gönderildiği, ancak, adı geçen Belediyenin hakediş belgesinin USD olarak değil alt yükleniciye ödenen TL tutarı üzerinden düzenlenmesi gerektiği iddiasıyla hakediş raporunu imzalamadığı belirtilerek, konunun kurumlar vergisi stopaj matrahı, KDV matrahı ve kurumlar vergisine esas alınması gereken gelir yönünden değerlendirilmesi talep edilmiştir.

A-Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

         193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır.) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmü yer almaktadır.

         Aynı Kanunun 44 üncü maddesinde, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.

         Bir işin 42 nci madde kapsamına girmesi için faaliyet konusu işin, inşaat ve onarma işi olması, işin taahhüde bağlı olarak yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekir.

         Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Vergi kesintisi” başlıklı 15 inci maddesinin 1 numaralı fıkrasında; aynı fıkrada belirtilen kişi, kurum ve kuruluşların, yine aynı fıkrada bentler halinde sayılan nakden ya da hesaben ödemeleri üzerinden avanslar da dahil olmak üzere istihkak sahiplerinin kurumlar vergilerine mahsuben vergi kesintisi yapmak zorunda oldukları hükme bağlanmış olup, anılan fıkranın (a) bendinde; Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden % 3 oranında 2009/14594 sayılı Karara göre) vergi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

         Hakediş raporları, istihkakları ödeyenleri işi üstlenen firmaya karşı borçlu durumda gösteren bir işlem olduğundan, hakediş raporlarının onaylandığı tarihte hesaben ödemenin gerçekleştiği kabul edilmektedir.

         Buna göre, tevkifatın; hakediş bedellerinin hesaben ödendiği tarih itibariyle yapılması gerekmektedir. Ayrıca, hakediş ödemelerinin döviz cinsinden yapılması halinde tevkifatın matrahı , hesaben ödemenin yapıldığı tarihteki döviz alış kuru dikkate alınarak hesaplanan TL karşılığı tutarı olacaktır.

         Diğer taraftan, döviz üzerinden düzenlenen hakedişlerde, hak edişin onay tarihi ile ödeme tarihi arasındaki kur artışından kaynaklanan fazla ödemeler yıllara sari inşaat işi ile ilgili olduğundan, istihkak tutarına dahil edilmesi ve ödenen kur farkları üzerinden de tevkifat yapılması gerekir.

         Ancak, hesaben ödeme gerçekleştikten sonra döviz kurunun düşmesi halinde hesaben ödeme tarihindeki kur esas alınarak hesaplanan tevkifat tutarı; işin bittiği dönem için verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edileceğinden, söz konusu tevkifat tutarının düzeltilmesi veya iadesi mümkün olmamaktadır.

            Bu çerçevede, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan 22/01/2007 tarihli protokolde belirtilen Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında bulunan doğalgaz alt yapı işleri için şirketinize ödenecek hakediş bedelleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 inci maddesine göre yapılacak tevkifatların; hak ediş bedellerinin hesaben ödendiği tarih itibariyle yapılması gerekmekte olup, hakediş ödemelerinin döviz cinsinden yapılması halinde ise, tevkifatın matrahı, hesaben ödemenin yapıldığı tarihteki döviz alış kuru dikkate alınarak hesaplanan TL karşılığı tutarı olacaktır.

         Öte yandan, şirketinizin taahhüt ettiği Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında bulunan doğalgaz alt yapı işine ait kazancın işin bitirildiği yıl kati olarak tespit edilmesi ve tamamının o yılın geliri sayılarak beyan edilmesi gerekmektedir.

B-Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

         Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

         -10/a maddesinde mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile; 10/b maddesinde ise malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,

         -24/c maddesinde vade farkı, fiyat farkı, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu,

         -26 ncı maddesinde ise, bedelin döviz ile hesaplanması halinde, dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği,

         hükme bağlanmıştır.

         Buna göre, taahhüde dayanan işlerde vergiyi doğuran olay, düzenlenen hakediş raporlarının ihale makamınca onaylandığı anda meydana gelmekte olup, bedelin döviz cinsinden belirlenmesi halinde işleme ait faturanın, döviz bedeli Türk Lirasına çevrilmek suretiyle bulunacak tutar üzerinden KDV hesaplanarak düzenlenmesi; döviz tutarının Türk Lirasına çevrilmesinde ise söz konusu hakediş raporlarının ihale makamınca onaylandığı tarihteki Merkez Bankası cari alış kurunun esas alınması gerekmektedir.

         Öte yandan, 105 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “2.Kur Farkları” başlıklı bölümünde;

         “Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

         Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır.

         …”

         açıklamalarına yer verilmiştir.

            Buna göre, hizmet bedelinin döviz cinsinden belirlenip, ödemenin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihten sonra yapılması halinde ödeme tarihi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih arasında ortaya çıkan vade farkı mahiyetindeki kur farkları katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Bu durumda, kur farkının KDV dahil işlem bedeli üzerinden hesaplanması halinde kur farkı tutarı üzerinden iç yüzde yoluyla, kur farkının KDV hariç bedel üzerinden hesaplanması halinde ise kur farkı tutarı üzerinden ayrıca KDV hesaplanıp beyan edilecektir.

         Ayrıca, dilekçenizde bahsi geçen, Ankara Büyükşehir Belediyesinin söz konusu yapım işi dolayısıyla şirketinize ödeyeceği bedelin faturada alt yüklenicilere yaptığınız ödemelerin TL karşılığı olarak gösterilmesi yönündeki talebi Başkanlığımız görev alanına giren bir konu olmayıp, bu hususun düzenlenmiş protokol hükümleri çerçevesinde adı geçen belediye ile şirketiniz arasında özel hukuk hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir.

 

 


Kaynak: İsmmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir.Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ithalat-ve-ihracat-islemlerinde-hangi-kur-degeri-kullanilmalidir/feed/ 0
Elektronik ürün senedi (ELÜS) nedir? https://www.muhasebenews.com/elektronik-urun-senedi-elus-nedir/ https://www.muhasebenews.com/elektronik-urun-senedi-elus-nedir/#respond Thu, 18 Mar 2021 07:30:54 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=106288 Tarım ürünleri lisanslı depoculuk faaliyetinden dolayı ilk yatırımcı olarak ELÜS alımı yaptık. Daha sonra aldığımız ELÜS’lerimizi sattık. Elüs satışından dolayı meydana gelen kazanç istisnasını kurum geçici vergi beyannamesinde nerede göstereceğiz?

Elektronik Ürün Senedi (Elüs) Nedir?

Ticaret Bakanlığı’nın denetim ve gözetiminde bulunan Lisanlı Depolara teslim edilen tarım ürünleri karşılığında çıkarılan ve çıkarıldığı ürünü temsil eden elektronik bir kayıttır. ELÜS’e bağlı ürünler Lisanslı Depoculuk Sistemi güvencesindedir.

Bu konu ile ilgili istisna uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bilgimiz yoktur.Bu neden ile yorum yapamıyoruz. GİB den görüş alınız.

Gelir vergisinden indirim konusu yapılabilecek giderlerden; eğitim giderin 2020/2021 dönemine aittir. Bu durumda ilgili giderin indirime tabi olması hangi dönemleri kapsamalıdır?

2020 yılı Yıllık GV beyannamesinden 2020 yılında ödenen kısımları indirilir.


Kaynak: ismmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/elektronik-urun-senedi-elus-nedir/feed/ 0