satışlar – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sun, 23 Jul 2023 12:23:41 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 KDV Kanunu Geçici 37’inci Maddesi Kapsamında Yapılan Satışlar KDV Beyannamesinde Hangi Kod’la Bildirilecektir? https://www.muhasebenews.com/kdv-kanunu-gecici-37inci-maddesi-kapsaminda-yapilan-satislar-kdv-beyannamesinde-hangi-kodla-bildirilecektir/ https://www.muhasebenews.com/kdv-kanunu-gecici-37inci-maddesi-kapsaminda-yapilan-satislar-kdv-beyannamesinde-hangi-kodla-bildirilecektir/#respond Sun, 23 Jul 2023 12:23:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144619 3065 sayılı kanun geçici 37 madde kapsamında yapılan teslimlerde, satıcılar satılan ürünleri herhangi bir yere giriş yapmak zorunda mıdır? Bir de KDV beyanı tam istisna bölümünde mi gösterilmesi gerekir?

Yapılan satış için özel bir bildirim yapılmaz. KDV beyannamesinde Tam istisna bölümünde 339 kod ile beyan edilir.


KDV Kanunu

Geçici Madde 37

(7394 sayılı kanunun 11 inci maddesyle değiştirilen madde: Yürürlük; 01.05.2022) İmalat sanayii ile turizme yönelik yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki inşaat işlerine ilişkin mal teslimleri ve hizmet ifaları 31/12/2025 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.

Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, zamanında alınmayan vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte yatırım teşvik belgesi sahibi alıcıdan tahsil edilir. Bu vergiler ve cezalarda zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlar.

Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, bu Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.

Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan süreyi üç yıla kadar uzatmaya; Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kdv-kanunu-gecici-37inci-maddesi-kapsaminda-yapilan-satislar-kdv-beyannamesinde-hangi-kodla-bildirilecektir/feed/ 0
İyzico sanal pos ile yapılan satış kredi kartı ile satışlar içinde mi bildirilecek? https://www.muhasebenews.com/iyzico-sanal-pos-ile-yapilan-satis-kredi-karti-ile-satislar-icinde-mi-bildirilecek/ https://www.muhasebenews.com/iyzico-sanal-pos-ile-yapilan-satis-kredi-karti-ile-satislar-icinde-mi-bildirilecek/#respond Wed, 24 Aug 2022 07:12:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=130116 Mükellefim iyzico sanal pos ile satış yapmaktadır.biz bu satışları mükellefin KDV beyannamesinde kredi kartı ile satışlar kısmında bildirmeli miyiz?

Pos cihazının ismi ne olursa olsun Kredi kartı satırında beyan edilir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/iyzico-sanal-pos-ile-yapilan-satis-kredi-karti-ile-satislar-icinde-mi-bildirilecek/feed/ 0
İhraç kayıtlı satışlar dövizle tahsil edilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-satislar-dovizle-tahsil-edilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-satislar-dovizle-tahsil-edilebilir-mi/#respond Thu, 09 Jun 2022 05:54:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=126883 İhraç kayıtlı döviz faturaları dövizli ödenebilir mi?

İhraç kayıtlı satışlarda alıcısı Türkiye’dedir. Ödeme TL ile yapılmalıdır.


TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN 2008-32/34 SAYILI TEBLİĞ’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 2022-32/66 SAYILI TEBLİĞ’E İLİŞKİN DUYURU

21 Nisan 2022

Basın Açıklaması

Bilindiği üzere, 13.09.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 12.09.2018 tarihli ve 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri belirli sözleşme türlerinde sözleşme bedelinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyeceğine ilişkin bazı düzenlemeler yapılmış olup, söz konusu düzenlemeler sonrasında Bakanlığımızca belirlenen istisnalara ise Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8’inci maddesinde yer verilmiştir.

19.04.2022 tarihli 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2022-32/66 sayılı Tebliğ ile bahse konu 8’inci maddenin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

Bakanlığımızca, Türk parasının kıymetini koruma amacıyla oluşturulan kambiyo mevzuatının temel amacına uygun olacak şekilde, serbest piyasa koşulları çerçevesinde Türk Lirasının kullanımını önceliklendirmeye ve dolarizasyonla mücadeleye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edilmektedir.

Bu kapsamda, söz konusu değişikliklerle; menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına imkân tanıyan istisnanın piyasanın işleyişini ve ticaretin devamlılığını sekteye uğratmamak amacıyla korunması ancak bu sözleşmeler konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesinin ve kabul edilmesinin zorunlu hale getirilmesi, kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin ise bu zorunluluktan muaf tutulması hedeflenmiştir.

Diğer taraftan, Türkiye’de yerleşik kişilerin;

1) 19.04.2022 tarihinden önce kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

2) 19.04.2022 tarihinden önce düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması,

3) Borsa İstanbul A.Ş. Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nda döviz cinsinden gerçekleştirilen kıymetli maden ve kıymetli taş alım satım işlemleri ile bu işlemlerin takası kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi şartının aranmaması hususları Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.

 Ayrıca,

-Tebliğ’de geçen “menkul” ibaresinin gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve eşyayı kapsadığının,

-Yapılan değişikliğin Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerine ilişkin olması sebebiyle, Türkiye’de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişiler arasında akdedilmiş/akdedilecek menkul satış sözleşmelerine ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğunun bulunmadığının,

-Yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 19.04.2022 tarihi ve bu tarih sonrasında döviz cinsinden düzenlenmiş olan çek vb. ödeme araçlarının Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdettikleri/akdedecekleri menkul satış sözleşmeleri konusu ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde kullanılmasının mümkün olmadığının,

-Yapılan değişikliğin taşıt satış sözleşmelerinin mevcut durumunu değiştiren bir hüküm içermediğinin, 19.04.2022 tarihinde gerçekleştirilen değişiklik öncesinde olduğu gibi değişiklik sonrasında da Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri taşıt satış sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün olmadığının,

-4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin, Tebliğ’in 8’inci maddesinin on yedinci fıkrasına tabi olduğunun ve bu sözleşmelere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılmasının Tebliğ’in 8’inci maddesinin on sekizinci fıkrası uyarınca mümkün olduğunun ve bu işlemlere ilişkin yükümlülüklerin 19.04.2022 tarihinde yapılan değişiklik kapsamında olmadığının,

-Tebliğin 8’inci maddesinin diğer fıkralarında yer alan menkul satış sözleşmeleri dışındaki sözleşmelere ilişkin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden kabul edilmesi ve yerine getirilmesine yönelik herhangi bir değişiklik yapılmadığının ve mevcut istisnaların geçerli olduğunun,

belirtilmesinde fayda görülmektedir.

Kamuoyuna duyurulur.

19 Nisan 2022 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 31814

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2022-32/66)

MADDE 1- 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiş, on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması” ibaresi “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.


TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ

(TEBLİĞ NO: 2008-32/34)

Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

MADDE 8 – (Mülga:RG-11/7/2009-27285) (Yeniden Düzenleme:RG-6/10/2018-30557) (Değişik:RG-16/11/2018-30597)

(1) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(2) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya bu maddenin on dokuzuncu fıkrasında belirtilen kişilerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(4) Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinin işletilmesiamacıyla kiralanmasıyla ilgili gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(5) Gümrüksüz satış mağazalarının kiralanmasına ilişkin gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(6) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; yurt dışında ifa edilecekler ile gemi adamlarının taraf oldukları dışında kalan iş sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

(7) Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

c) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

ç) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri.

d ) (Ek:RG-30/1/2021-31380) Türkiye’de yerleşik kişilerin Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri.

(8) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu

sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini dövizcinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmalarımümkündür

(9) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. (Ek cümle:RG-19/4/2022-31814) Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.

(10) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(11) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile yurt dışında üretilen donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.

(12) 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(13) 32 sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(14) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(15) On altıncı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarının veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak (Değişik ibare:RG-19/4/2022-31814) kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul

edilmesi mümkündür.

(16) Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında gerçekleştirilecek olan projeler dahilinde; yükleniciler veya görevli şirketlerin ve bunların sözleşme imzaladığı tarafların üçüncü taraflarla akdedeceği veya bahsi geçen projeler çerçevesinde akdedilecek, gayrimenkul satış sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması

mümkündür.

(17) 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak yapılan sözleşmelerde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür. Bu işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmelerde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden

kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(18) 32 sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülüklerin döviz cinsinden kararlaştırılması mümkündür.

(19) Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkündür.

(20) Türkiye’de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az yüzde elli hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye’de yerleşik kişilerle döviz

cinsinden veya dövize endeksli bedeller içeren gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri akdetmeleri mümkündür.

(21) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evraklarda yer alan bedellerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir. Ancak, 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evraklar anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(22) Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilir. Ancak, taşımacılık faaliyetlerine ilişkin hizmet sözleşmelerinde akaryakıt fiyatlarına endeksleme yapılması mümkündür.

(23) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilir. Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(25) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(26) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.

(27) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.

(28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu

bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut  ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun

belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.


-19 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan tebliğde firmaların kendi aralarında yapacakları döviz ödemeleri yasaklandı mı?
-Dövizli fatura kesip cari hesap tutanlar ödemeleri TL mi yapmalı? Bir de TL’ye çevirirken hangi kur dikkate alınacak?
-Her ne kadar değerlemeler alış kurundan olsa da genelde fatura kesilirken firmalar TL satış kurunu alıyor.

Kişiler sözleşmeyi Döviz ile yapabilir, ancak ödeme veya tahsilatlar TÜRK Lirası ile yapılacaktır. Kur MB döviz alış kurudur.

Aşağıdaki Bilgi Notunu İnceleyiniz.

19 Nisan 2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (No: 2022-32/66) yayımlandı.

Tebliğ ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasının sonuna “Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” cümlesi eklenmiştir.

Buna göre, TÜRKİYE’DE YERLEŞİK KİŞİLERİN KENDİ ARALARINDA AKDEDECEKLERİ; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan MENKUL SATIŞ sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapmaları mümkündür.

ANCAK; Sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden Yapılması zorunludur.

Ayrıca Tebliğ’de , herhangi bir istisna hükmü olmadığından, menkul niteliğinde olan TİCARİ MALLARIN da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.


19/04/2022’de yürürlüğe giren Türk parasını Koruma Yasası gereği Döviz cinsinden tahsilat ve ödemeler yasaklandı. Fakat vadesi henüz gelmemiş ve 19/04/2022’den önce düzenlenmiş döviz cinsinden çeklerin durumu nasıl olacaktır?

19.04.2022 tarihinden ÖNCE kendi aralarında akdetmiş oldukları menkul satış sözleşmelerinin ifası kapsamında 2022-32/66 sayılı Tebliğ’in yürürlük tarihi öncesinde dolaşıma girmiş bulunan döviz cinsinden kıymetli evraklar (ÇEK SENET ) kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ŞARTI YOKTUR.

19.04.2022 tarihinden ÖNCE düzenlenmiş faturalar kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi ŞARTI YOKTUR. TL ÖDEMESİ YAPILABİLİR.


19.04.22 itibariyle çıkan karara göre ödemelerin TL olarak yapılması zorunluluğu Serbest Bölge firmalarını da kapsamakta mıdır? Serbest bölge firmaları yurtiçi olarak mı kabul etmek gerekir?

32 Sayılı Türk Parasını Koruma Kanununa göre 19/04/2022 tarihinde yürürlüğe giren tebliği hükümleri Serbest Bölgede uygulanmaz. Serbest bölge yurt için bölge değildir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihrac-kayitli-satislar-dovizle-tahsil-edilebilir-mi/feed/ 0
Elektrikli araçların pazar payı 10 yılda 41 kat arttı, satışlar 2021’de rekor kırdı https://www.muhasebenews.com/elektrikli-araclarin-pazar-payi-10-yilda-41-kat-artti-satislar-2021de-rekor-kirdi/ https://www.muhasebenews.com/elektrikli-araclarin-pazar-payi-10-yilda-41-kat-artti-satislar-2021de-rekor-kirdi/#respond Tue, 19 Apr 2022 06:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=125907 İklim değişikliğiyle mücadele hedefleri kapsamında ülkeler fosil yakıt tüketimlerini azaltmak için düşük karbon teknolojilere dönüşümü hızlandırıyor. Elektrikli araçlar, ulaşım sektöründen kaynaklanan emisyonların düşürülmesi konusunda kritik önem taşırken, otomobil markalarının bu alandaki yatırımları ve marka modelleri hızla artıyor.

Elektrikli araç pazarındaki dönüşüm satışlara da aynı hızda yansıyor. Geçen yıl küresel araç pazarındaki net büyümenin tamamı elektrikli araçlardan sağlandı.

EV volumes.com verilerine göre, küresel elektrikli araç satışları 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 108 artışla 6,75 milyona ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Elektrikli araç satışları 2020’de salgına rağmen 3,24 milyon adet olmuştu.

Elektrikli araçların pazar payı 2012’de yüzde 0,2 seviyesinde bulunurken, geçen yılki rekor satışla yüzde 8,3’e ulaştı. Böylece, elektrikli araçlar pazar payını 10 yılda 41 kat artırdı.

Geçen yıl ayrıca elektrikli araçlarda son 10 yılın en büyük yıllık büyümesi görüldü.

Çin, 2021’deki 3,4 milyonla geçen yıl en fazla elektrikli araç satışının kayda geçtiği ülke oldu.

Çin’deki satışlar bir önceki yıla göre yüzde 155, bir başka deyişle 2,06 milyon adet, artış gösterdi.

Avrupa’da ise 2,3 milyon adet elektrikli araç satılırken, bu rakam 2020’ye göre yüzde 66 büyüdü. ABD, 735 bin elektrikli araç satışıyla üçüncü sırada yer alırken, Güney Kore’de 114 bin 500 adet elektrikli araç satıldı. İsrail, Avustralya, Hindistan ve Japonya’daki elektrikli araç satışları ise 10 bin adetin üzerinde gerçekleşti.

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN YILLIK TÜKETİMİ, İRLANDA’NIN ELEKTRİK ÜRETİMİNE EŞİT

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, 2012’de tüm yıl boyunca 130 bin elektrikli araç satılırken, bu rakama 2021’de bir haftada ulaşıldı.

Geçen yılki satışların ardından dünyadaki toplam elektrikli araç sayısı ise 16 milyonu buldu.

Dünyadaki toplam elektrikli araçların elektrik tüketimi 2021’de 30 teravatsaate ulaştı. Bu miktar, İrlanda’nın bir yıllık elektrik üretimine eşit.

Geçen yıl elektrikli araç satışlarında 936 bin adetle Tesla ilk sırada yer aldı. En fazla Tesla araç 352 bin adetle ABD, 321 bin adetle Çin ve 170 bin adetle Avrupa’da satıldı.

Tesla’yı 763 bin adetle

Volkswagen (VW) Group, 598 bin adetle BYD, 517 bin adetle GM ve 385 bin adetle Stellantis takip etti.

Küresel elektrikli araç satışlarının bu yıl 2021 bandını aşarak rekor tazelemesi bekleniyor.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/elektrikli-araclarin-pazar-payi-10-yilda-41-kat-artti-satislar-2021de-rekor-kirdi/feed/ 0
İkinci el online oto pazarında satışlar da fiyatlar da geriledi https://www.muhasebenews.com/ikinci-el-online-oto-pazarinda-satislar-da-fiyatlar-da-geriledi/ https://www.muhasebenews.com/ikinci-el-online-oto-pazarinda-satislar-da-fiyatlar-da-geriledi/#respond Mon, 21 Feb 2022 06:00:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=122814 ]]> Indicata’nın ikinci el online pazar raporuna göre, Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında ocak ayı satışları, Aralık 2021’e kıyasla yüzde 54,41 azalarak 90 bin 310 (ilandan tamamen kaldırılan araçlar satılmış kabul edildiğinde) oldu.

Geçen yıl ocak ayında 103 bin 398 satış gerçekleşmişti. Böylece geçen yılın ocak ayı ile kıyaslandığında satışlarda yüzde 13’lük azalış görüldü.

Bu yılın ocak ayında ikinci el online satışlar içinde binek araçların payı yüzde 80, hafif ticari araçların payı yüzde 20 olarak belirlendi.

Geçen ay ikinci el online binek ve hafif ticari pazarında ilana çıkan araç adedi 302 bin 883 ile Ocak 2021’e göre yüzde 13 arttı. İlana çıkan araçların yüzde 30’u satıldı.

DİZEL TERCİHİ DEVAM ETTİ

Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari pazarı motor tipine göre değerlendirildiğinde, ocakta en yüksek payı 55 bin 288 satış ve yüzde 61,2 payla dizel otomobiller aldı. Dizel otomobilleri, 32 bin 342 satış ve yüzde 35,8 payla benzinli, 1.168 satış ve yüzde 1,3 payla oto gazlı otomobiller takip etti.

Hibrit otomobillerin payı 1.307 satışla yüzde 1,4 ve elektrikli otomobillerin payı da 205 satışla yüzde 0,2 olarak belirlendi.

C SEGMENT İLK SIRADA

Ocak ayında 28 bin 717 adetle en çok C segment araç satıldı. C segmentinden sonra en çok satış 15 bin 210 adetle B segmentinde gerçekleşti.

Ocakta 2. el online binek ve hafif ticari araç pazarında satışlarda en yüksek paya yüzde 35,1’le 11 ve 17 yaş üstü araçlar sahip oldu. Ardından yüzde 34,2 payla 1 ve 4 yaşındaki araçlar ve yüzde 30,8’le de 5-10 yaş aralığındaki araçlar sıralandı.

İSTANBUL SATIŞLARDA İLK SIRADA

Ocak ayında iller bazında bakıldığında en fazla 2. el otomotiv satışı yüzde 26 pay ve 23 bin 744 satışla İstanbul’da gerçekleşti. Ardından yüzde 8 pay, 7 bin 440 satışla Ankara ve 4 bin 959 satış, yüzde 5 payla İzmir sıralandı.

FİYATLAR AYLIK BAZDA YÜZDE 1,5 GERİLEDİ

İkinci el pazarında en çok satışı gerçekleşen ilk 32 markanın 258 modeline ait 2.543 varyantın 2010-2021 model yıllarındaki 133 bin 600 ilanının fiyat değişimleri incelenerek yapılan analize göre, ocakta ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında bir önceki aya göre ortalama yüzde 1,5’lik fiyat azalışı gözlendi.

Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlerden biri otomotiv oldu. İlk dönemlerde fabrikaların üretimi durdurması, bulunurluk sorununa yol açarken, sıfır araç bulamayan kullanıcılar, salgın döneminde bireysel araç kullanımı talebinin artmasıyla da ikinci el araçlara yönelmişti.

Artan talep karşısında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ikinci el araç fiyatlarında yükseliş yaşandı. Ayrıca salgın döneminde ortaya çıkan yarı iletken (çip) krizi de üretimde aksaklıklara sebep oldu ve arz-talep dengesini olumsuz yönde etkiledi.

Sektör temsilcileri, ikinci el otomotiv piyasasının sıfır araç fiyatlarını referans aldığını, sıfır araç fiyatlarındaki düşüşün ikinci el piyasasına da düşüş olarak yansıyacağını ve döviz kurundaki gelişmelerin fiyatları yukarı yönlü etkilediğini belirtiyor. Uzmanlar, satışların geçen yılın ocak ayında olduğu gibi yavaş başladığını ancak yılın ikinci çeyreğinden itibaren ikinci el otomotiv pazarının tekrar hareketleneceğini öngörüyor.

40 BİNDEN FAZLA KURUMUN 450 BİNDEN FAZLA İKİNCİ EL ARAÇ DATASI İNCELENİYOR

Makine öğrenmesi, yapay zeka ve büyük verinin birleşmesinden oluşan iş zekası seti Indicata, Türkiye’deki ikinci el online araç pazarını tarayarak günlük 450 binden fazla ikinci el araç datasını analiz ediyor.

Rapordaki satış verileri, ikinci el ticareti yapan 40 binden fazla kurum ve kuruluşun online pazarda verdikleri ilan verilerine dayanırken, bu verilerin içinde bireysel araç ilanlarına ait veriler bulunmuyor. Online platformda ikinci el ticareti yapan kurumlar, iki sebeple satışa sundukları araçların ilanlarını geri çekiyor. Birincisi, değişen pazar koşullarına göre ilandaki araçların fiyatını revize ederek yeniden ilanı yayınlıyor.

Bu ilanların yeniden ne zaman yayınlandığı da Indicata tarafından takip ediliyor. İkinci olarak, ticaret yapan kurum, aracını sattığı için ilandan çekiyor ve yeniden satışa sunacağı bir aracının ilanını yayınlıyor. Bu ikinci grup araç ilanları, yani ilandan tamamen kaldırılan araçlar, satış olarak kabul ediliyor.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ikinci-el-online-oto-pazarinda-satislar-da-fiyatlar-da-geriledi/feed/ 0
Küçük satışlar için kağıt fatura düzenlenebilir mi? https://www.muhasebenews.com/kucuk-satislar-icin-kagit-fatura-duzenlenebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kucuk-satislar-icin-kagit-fatura-duzenlenebilir-mi/#respond Fri, 14 Jan 2022 07:00:02 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120891 Perakende satışlarımız için kağıt ortamında fatura kesebilir miyiz

Vergi mükellefii olmayanlara (nihai tüketicilere) 30 Bin TL, Vergi mükellefi olanlara 5 Bin TL’ye kadar Kağıt fatura düzenlenebilir. Satışın toptan veya perakende olmasının önemi yok. 

Burada önemli olan limittir.


E-fatura mükellefi olan firmamız e-arşiv mükellefi olan diğer grup firmasına KDV dahil 1.000 TL fatura kesiyor. Kâğıt olarak kesebilir mi?

E-fatura uygulamasına dahil olan firmalar birbirlerine düzenleyecekleri faturaları e-fatura düzenlemelidir. (Her iki tarafın da e-fatura olması durumunda) 

E-fatura uygulamasına dahil olmayanlara ise e-arşiv fatura düzenlemelidir.


E-defter berat yüklemeleri ile ilgili bir şey sormak istiyorum. Bizim şubemiz serbest bölge de bulunuyor ve defterler usd olarak tutuluyor. Berat yüklemeleri yapıldıktan sonra defterlerin basımı zorunlu mu acaba? 

Elektronik defterlerinizi ve berat dosyalarınızı; üretildiği şekilde elektronik ortamda muhafaza, istendiğinde de elektronik ortamda ibraz edilmesi yükümlülüğü bulunmaktadır. Basımı zorunlu değildir.

 


Kaynak: İSMMMO,GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kucuk-satislar-icin-kagit-fatura-duzenlenebilir-mi/feed/ 0
İnternetten yapılan satışlar için düzenlenen e-Arşiv Fatura Kargo ekinde gönderilecek mi? https://www.muhasebenews.com/internetten-yapilan-satislar-icin-duzenlenen-e-arsiv-fatura-kargo-ekinde-gonderilecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/internetten-yapilan-satislar-icin-duzenlenen-e-arsiv-fatura-kargo-ekinde-gonderilecek-mi/#respond Fri, 06 Aug 2021 05:16:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=113417 IV.2.4.5. Elektronik Ticaret Kapsamında Düzenlenen e-Arşiv Faturalara İlişkin Usul ve Esaslar

e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olup internet üzerinden mal ve hizmet satışı yapanlar, yaptıkları satışlara ilişkin e-Arşiv Faturaları elektronik ortamda iletmek zorundadır. Söz konusu satışlarda irsaliye yerine geçen; e-Arşiv Faturanın kağıt çıktısı, ÖKC fatura bilgi fişi ya da sevk irsaliyesinin sevk edilen malın yanında bulunması gerekmektedir.

e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olan mükellefler tarafından elektronik ticaret kapsamında gerçekleştirilen mal ve hizmet satışlarına ilişkin düzenlenecek e-Arşiv Faturalarda aşağıdaki bilgilere yer verilmesi zorunlu olup, ayrıca fatura üzerinde “Bu satış internet üzerinden yapılmıştır.” ifadesi yer almalıdır

  1. Satış işleminin yapıldığı web adresi.
  2. Ödeme şekli.
  3. Ödeme tarihi.
    4. Mal satışlarında gönderiyi taşıyanın adı soyadı/unvanı ve VKN/TCKN bilgisi.
    5. Satışa konu malın gönderildiği veya hizmetin ifa edildiği tarih.
    6. İade bölümünde; malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası, iade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutarı.

Müşteri malı iade etmek isterse elektronik ortamda kendisine iletilen faturanın kâğıt çıktısını alır ve iadeye ilişkin bölümü doldurup imzalamak suretiyle mal ile birlikte malı satana geri gönderir. Bu suretle malı satana geri gönderilen bu belge satıcı tarafından düzenlenen gider pusulası yerine geçer.


Kaynak: 509 No.lu VUK Tebliği
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


İlginizi çekebilir

Nihai Tüketicilere e-Arşiv Fatura ile yapılan satışlarda TC kimlik no veya vergi no yazılmak zorunda mıdır?

]]>
https://www.muhasebenews.com/internetten-yapilan-satislar-icin-duzenlenen-e-arsiv-fatura-kargo-ekinde-gonderilecek-mi/feed/ 0
“Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasına göre 2020 yılında üretimden satışlara göre zirvede 58 milyar 593 milyon TL ile TÜPRAŞ yer aldı https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-500-buyuk-sanayi-kurulusu-arastirmasina-gore-2020-yilinda-uretimden-satislara-gore-zirvede-58-milyar-593-milyon-tl-ile-tupras-yer-aldi/ https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-500-buyuk-sanayi-kurulusu-arastirmasina-gore-2020-yilinda-uretimden-satislara-gore-zirvede-58-milyar-593-milyon-tl-ile-tupras-yer-aldi/#respond Thu, 27 May 2021 12:00:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=109875 İSO, “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması-2020” Sonuçlarını Açıkladı

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) sanayi sektörünün en değerli verilerini oluşturan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasına göre 2020 yılında üretimden satışlara göre zirvede 58 milyar 593 milyon TL ile TÜPRAŞ yer aldı. Sıralamada ikinci Ford Otomotiv ve üçüncü de Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları oldu. İSO 500’teki kuruluşların ihracatı ise yüzde 12,8 gerileyerek 64,1 milyar dolar oldu.

İSO 500’te faaliyet karı yüzde 55, istihdam yüzde 3 ve Ar-Ge harcamaları da yüzde 5 artış gösterdi. Özkaynaklardaki artış umut verirken, mevcut borç-özkaynak dağılımı ise çözülmesi gereken kronik sorun olmayı sürdürdü. Finansman yükü ise yüzde 39,2 gibi yüksek oranda artarak 88,8 milyar TL’ye yükselirken, duran varlıkların toplam aktifler içindeki payı da 2,8 puan azalarak yüzde 36,3’e geriledi. Devreden KDV yükü, yüzde 14,3 artışla İSO 500’ün toplam mali borçlarının yüzde 2,5’i düzeyine ulaştı.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO 500’ün kamuoyuna açıklandığı basın toplantısında yaptığı konuşmada “İSO 500’te sonuçlar, ekonomimizin sanayi gibi güçlü bir sacayağının olduğunu ortaya koydu. Enflasyonda ve finansman piyasalarında tekrar başlayan olumsuzluklar ile ithal hammadde fiyatlarındaki artış, sanayicimiz üzerinde giderek daha fazla baskı yaratıyor. Herkes için öngörülemezlik ve istikrarsızlık olan enflasyon ile mücadeleyi mutlaka kazanmalıyız. Enflasyonun olduğu ortamda yatırım yapılmaz. Geçen yıl yatırım teşvik belgelerinde yaşanan yüksek oranlı artışa rağmen, yatırım iştahı fiiliyata dönmedi” dedi.

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 1968 yılından bu yana aralıksız gerçekleştirdiği ve sektör için en değerli verileri oluşturan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasının 2020 yılı sonuçları açıklandı.

İSO Odakule’de Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından açıklanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2020” araştırmasına göre, 2020 yılında üretimden satışlara göre en büyük kuruluş geçen yıl olduğu gibi 58 milyar 593 milyon TL ile TÜPRAŞ (Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.) oldu. Sıralamada ikinci 45 milyar 223 milyon TL ile Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., üçüncü 31 milyar 242 milyon TL ile Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. ve dördüncü de 30 milyar 812 milyon TL ile Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. oldu.

Sanayinin check-up’ı olarak nitelenen, sanayi sektörü başta olmak üzere Türkiye ekonomisinin büyümesinden ihracatına, finansmandan yatırım iklimine kadar birçok alanda detaylı bilgiler içerdiği için önemli bir gösterge olan araştırma, aynı zamanda şimdiye kadarki en erken tarihte açıklanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması oldu.

İSO 500, Odakule’de yapılan basın toplantısı ile açıklanırken İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın konuşması şu şekilde gerçekleşti:

Saygıdeğer Medya Mensupları,

Değerli Misafirler,

İstanbul Sanayi Odası (İSO) olarak, “İSO-Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2020 yılı sonuçlarını açıklamak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Sizleri İSO adına, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılarımız Sayın İrfan Özhamaratlı ve Sayın Sadık Ayhan Saruhan ile birlikte sevgi ve saygıyla selamlıyor, hoş geldiniz diyorum.

Biraz sonra paylaşacağımız sonuçlarla birlikte, 500 Büyük çalışmamız 53. yaşını doldurmuş oluyor. Yarım asrı geçen ve her yıl uzmanlarımız tarafından büyük bir özenle, titizlikle, emekle hazırlanan bu araştırmaların her biri, Türkiye ekonomisinin tarihi açısından adeta bir bilgi hazinesi niteliği taşıyor.

Bundan hareketle, İSO 500 Büyük’ün 50. yıldönümünden bu yana her yıl eski sayılarımızdan birini sizlerle paylaşıyoruz. Bu yıl da dosyalarınızın arasında 1971 yılında, yani bundan tam 50 yıl önce yayınladığımız kitabımızı bulacaksınız. Bu vesile ile o dönem Odamızın Yönetim Kurulu Başkanı olan Ertuğrul Soysal’ı Rahmetle anarken bu çalışmalara emek veren herkese teşekkür ediyorum.

Bu yıla dönecek olursak; nasıl bir dönemden geçtiğimizi sanırım uzun uzun anlatmaya gerek yok. Şu toplantı formatımız dahi her şeyi anlatmaya yeter sanırım. Covid-19 pandemisinin üzerimizde yarattığı etkinin gelip geçici olmadığı artık bir gerçek. Salgın, sağlıktan eğitime ve sosyal hayata; üretimden lojistiğe ve nihayetinde tüketime kadar yeni alışkanlıklar, yeni sistemler ve yeni yaklaşımlar geliştirilmesine neden oldu.

Pandemi, geçen yıl 500 Büyük’ü açıklama takvimimizi de olumsuz etkilemişti. Son yıllarda büyük emeklerle önce Haziran’a sonra Mayıs’a çektiğimiz 500 Büyük’ü açıklama takvimimizi, geçen yıl pandemi koşullarında maalesef Temmuz ortasına ötelemek zorunda kalmıştık. Bu yıl da aynı koşullar sürmesine rağmen başta Ekonomik Araştırmalar ve Kurumsal Finans Şubemiz olmak üzere danışmanlarımızın özverili ve titiz katkılarıyla açıklama tarihimizi yine öne çekmeyi başardık.

Bugün 26 Mayıs’ta İSO 500’ü açıklıyor olmamız, araştırmayı şimdiye kadarki en erken tarihte açıklama gururunu bize yaşatıyor. Bilgiye erken ulaşmanın son derece önemli olduğu çağımızda, bu değerli hazineyi bugün sizlerle paylaşmamızda emeği geçen tüm arkadaşlarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Bu vesileyle her sayısı ekonomi tarihimize kalıcı bir not düşmek anlamına gelen, her sayısı Türkiye ekonomisinin, sanayimizin bir tür check-up’ını ortaya koyan İSO 500’ün ortaya çıkması için son derece değerli bilgilerini yıllardır bizlerle paylaşan tüm sanayi şirketlerimize de buradan şükranlarımı sunuyorum.

Değerli Basın Mensupları

Az önce de söylediğim gibi dünyamız, insanlık için unutulmayacak tarihi bir dönemden geçiyor. Daha ne kadar süreceğini bilmiyoruz ama pandemi herkeste, her şeyde bir iz, bir etki bırakıyor. Elbette kimse için kolay değil bu günleri hasarsız atlatmak. Bireysel travmalarımız bir yana en küçük toplumsal kurum olan ailelerden, şirketlere ve devletlere kadar her organizma, bu virüsün etkilerini derinden hissediyor, yaşıyor. Tabii ki ülke olarak ekonomimiz ve sanayimiz de bu durumdan payını alıyor.

Birazdan bu etkileri şirketlerimizin bizzat kendi verileri üzerinden görme imkânımız olacak. Fakat öncesinde dünya ve Türkiye ekonomisinin bu süreçteki performansına kısaca değinmek istiyorum.

2020 yılında yaşanan salgın, dünyanın tüm ekonomileri üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştır. Öyle ki 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,3 ile son on yılların en sert küçülmesini yaşamış ve daralma hemen hemen tüm bölge ve ülkelerde hissedilmiştir.

Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’deki küçülme yüzde 3,5, Euro Bölgesi’ndeki küçülme ise tarihi bir seviyede, yüzde 6,6 olarak gerçekleşmiştir. Japonya’dan Hindistan’a, Brezilya’dan Rusya’ya kadar hissedilen bu ekonomik küçülmeye karşın ülkemiz yüzde 1,8 ile dünyada pozitif büyüme performansı gösteren az sayıda ülkeden biri olmuştur.

Bu noktada Türkiye’nin büyümesi içinde sanayimizin yeri ve önemine değinmeden geçmek istemiyorum. Ekranda da gördüğünüz gibi, 2020 yılında ekonomimiz yüzde 1,8 büyürken, sanayi sektörümüz yüzde 2 ile daha güçlü bir performans ortaya koymuştur. Bu zor koşullarda sanayimizin yaptığı katkı her türlü takdire değerdir.

Bu performans için şunu söylemek istiyorum. Türkiye sanayisi, daha önce, farklı zamanlarda birçok sektörün sıkıntılar yaşadığı zorlu dönemlerde olduğu gibi; bu salgın döneminde de çok daha hassas ve sorumlu davranarak üretimini devam ettirmiştir.

Pandeminin en zor günlerinde dahi, sağlıktan temel ihtiyaç maddelerine kadar hiçbir alanda ülkemizde bir sıkıntı yaşanmamasına en büyük katkıyı sunmuştur. Diğer yandan gerek ihracatta, gerek istihdamda ve gerekse vergi gelirlerinde Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturduğunu ortaya koymuştur. Böylece yıllardır söylediğimiz gibi, geçen yıl da, salgının bütün olumsuz etkilerine karşın, kendisi açısından gurur verici bir yılı geride bırakmıştır.

Birazdan göreceğimiz İSO 500’deki veriler, bazı olumsuz göstergelerine rağmen, bunu ortaya koymaktadır. Bu da sanayinin sadece zor günlerde değil, ekonominin her döneminde önemsenmesi ve desteklenmesi gerektiğini, bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu vesileyle buradan, İSO 500’de yer alan almayan, ama ekonomimizin bu performansına katkı sunan, destek veren tüm yatırımcılarımızı, sanayicilerimizi yürekten kutluyorum.

Değerli Basın Mensupları
Kıymetli Misafirler

Şimdi merakla beklenen “İstanbul Sanayi Odası 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2020 Araştırması” sonuçlarına, ilk tablomuzla başlamak istiyorum.

İSO 500’de üretimden satışlar 2020 yılında; 1 trilyon 22 milyar TL’den 1 trilyon 179 milyar TL’ye yükselerek, yüzde 15,3 oranında artmıştır. 2018’deki yüzde 34,5 ve 2019’daki yüzde 16,4’lük artışlar ile karşılaştırdığımızda üretimden satışlarda büyüme performansı yavaşlamıştır.

2020 yılında tüketici enflasyonu ile arındırıldığında üretimden satışlar reel olarak sadece binde 6 artış göstermiştir. Bu oran son dört yılın en düşük reel artışıdır.

2020 yılında görülen bu yavaşlamada Covid-19’a karşı uygulanan kısıtlamalar ve küresel pazarların bir süre kapalı kalması tabii ki etkili olmuştur. Yılın ikinci yarısında talep toparlanmaya başlasa da, finansal dalgalanma, yükselen faizler ve salgında yükselen ikinci dalga iç satışları sınırlamıştır.

İSO 500’ü oluşturan şirketler 50’lik gruplar halinde değerlendirildiğinde, ilk 10 kuruluş İSO 500’ün toplam üretimden satışlarının dörtte birini oluşturmayı sürdürse de bu payın geçtiğimiz yıllara göre düşüş eğilimi içinde olduğu görülüyor.

Sıralamanın ilk 50’sini oluşturan kuruluşların toplam üretimden satışlar içinden aldığı pay ise bir miktar azalmakla birlikte toplamda yüzde 50’ye yakın seviyelerini koruyor.

İSO 500 Büyük’ün en temel ve üzerinde en çok konuştuğumuz tablolarından biri de; satış ve karlılık performansını gösteren bu tablodur.

İSO 500’ün esas faaliyetlerinden elde ettiği karı gösteren faaliyet karı bir önceki yıla göre yüzde 55 oranında artarak 142,8 milyar TL olmuştur. Faaliyet karlılığı oranı da 2,7 puan artarak yüzde 10,8’e çıkmıştır.

Benzer şekilde ölçülmeye başlandığı 2013’ten bu yana 2019 yılı hariç sürekli artış gösteren FAVÖK büyüklüğü, 2020 yılında yüzde 43,1 artışla 184,4 milyar TL’ye çıkmıştır. FAVÖK karlılığı oranı da 2,6 puan artışla yüzde 13,9’a yükselmiştir.

Yine vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamı da yüzde 50,1 artarak 92,5 milyar TL olmuştur. Görüldüğü üzere sanayi kuruluşlarının karları 2020 yılında artış eğilimi göstermiştir.

İSO 500’ün karlılık verilerine baktığımızda, faaliyet karlılığındaki iyileşmenin yanı sıra özellikle net kambiyo karlarının etkisiyle üretim faaliyeti dışı gelirlerdeki artış da karlılığa pozitif katkı yapmıştır.

2020 yılında İSO 500’ün diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karları 237,9 milyar lira iken, gider ve zararları 194,4 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Bu iki rakam arasındaki fark alındığında, İSO 500’ün 43,4 milyar liralık üretim faaliyeti dışı net gelir elde ettiği görülmektedir.

Finansman giderleri, İSO 500’ün karlılığında belirleyici olmayı sürdürmektedir. 2020 yılında Covid-19 salgını ile oluşan finansal koşullar içinde Türk lirasındaki değer kaybı, enflasyondaki artış ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar sonucunda bir önceki yıla göre finansman yükü önemli ölçüde artmıştır.

2020 yılında İSO 500’ün finansman giderleri yüzde 39,2 artışla 88,8 milyar TL’ye yükselmiştir. Bununla birlikte, faaliyet karı yüzde 55’lik artışla 142,8 milyar TL’ye çıkmış ve bu sayede finansman giderlerinin faaliyet karına oranı yüzde 69,3’ten yüzde 62,2’ye gerilemiştir. Yaşanan bu göreli iyileşmeye rağmen, sanayi kuruluşlarımız ana faaliyetlerinden elde ettikleri karların halen oldukça önemli bir bölümünü finansman giderlerine ayırmaya devam etmiştir.

Değerli Basın Mensupları

Ekranda gördüğünüz bu tabloda da İSO 500’ün ana bilanço kalemleri ve son 3 yılda gösterdiği değişimler yer alıyor. Tabloya baktığımızda 2020 yılında İSO 500’ün toplam borçlarının yüzde 23 gibi yüksek bir oranda arttığını görüyoruz. Firmalarımız faaliyet karlılığındaki artışın desteğiyle özkaynaklarını da yüzde 23,2 gibi benzer bir oranda büyütebilmiştir.

Bu durum, borçların özkaynaklara göre çok daha hızlı arttığı geçmiş iki yılla kıyaslandığında umut verici görünüyor. Buna rağmen mevcut borç-özkaynak dağılımının sanayicilerimiz için mutlaka çözülmesi gereken kronik bir sorun olduğunu biraz sonra paylaşacağım tabloda daha açık göreceğiz.

Şimdi görmekte olduğunuz bu tablo bizlere borçlanma ile özkaynakların dağılımını yansıtmaktadır. İSO 500’de 2015 yılı ile birlikte ilk kez yüzde 60’ların üstüne çıkan toplam borçların payı takip eden yıllarda artış eğilimini sürdürmüştür. 2020 yılında ise toplam borçların payı yüzde 68,4 ve özkaynakların payı yüzde 31,6 ile aynı kalmıştır.

İSO 500’ün toplam mali borçları 2020 yılında yüzde 23 oranında artarak 406,3 milyar TL’den 499,6 milyara ulaşmıştır. Borçların vadelerine göre gelişiminde ise kısa vadeli mali borçlar yüzde 22,4’lük artışla 168,3 milyar TL’den 206 milyar TL’ye yükselmiştir. Uzun vadeli mali borçlar ise yüzde 23,3 oranında artarak 238 milyar TL’den 293,5 milyar TL’ye çıkmıştır.

Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. 2020 yılında Türkiye’de yüzde 35’lerde seyreden oldukça güçlü bir kredi büyümesi yaşanırken, İSO 500’ün mali borçlarındaki artışın yüzde 23’le sınırlı kalması, kredilerin daha çok sanayi dışı sektörlere yöneldiğini göstermektedir.

Kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payına baktığımızda, 2017 ve 2018 yıllarında artış eğilimi gösteren bu oranın 2019’da yüzde 41,4’e, 2020’de ise yüzde 41,2’ye gerilediğini görüyoruz. Son iki yılda gerek borç yapılandırmaları gerekse farklı finansal enstrüman seçeneklerine rağmen kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payı yatay seyrini korumuştur.

Son dönemlerde sizlerle paylaştığımız en önemli göstergelerden biri de toplam varlıklar içinde dönen ve duran varlıklar ilişkisini gösteren bu tablodur.

İSO 500’de duran varlıkların toplam aktifler içindeki payı 2015 yılında yüzde 46,3’e kadar yükseldikten sonra ne yazık ki gerilemeye başlamış ve 2019 yılında yüzde 39,1 olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılında duran varlıkların payı 2,8 puan daha azalarak yüzde 36,3’e gerilemiştir. Olağan dışı koşullar firmaları likit varlıklara yöneltirken, duran varlık yatırımlarını sınırlamıştır.

Her ne kadar bu tabloda duran varlıklar son yıllarda düşüş eğiliminde olsa da buna yol açan bir faktöre daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Biliyorsunuz en son enflasyon muhasebesi uygulaması 2004 yılında yapılmıştı. Sonrasında firmaların bilançolarında yeniden değerleme işlemi genellikle yapılamadı. Son 3 yılda yüksek enflasyonun hayatımıza yeniden girdiği göz önüne alındığında, sanayimizin duran varlığını yeniden değerleme ihtiyacı açıkça görülmektedir. Sanayicilerimizin son dönemlerde yeniden değerleme taleplerini giderek daha sık bir şekilde dile getirmeleri de bunu göstermektedir.

Değerli Basın Mensupları

Son yıllarda sürekli olarak gündeme getirdiğimiz konulardan biri de “Devreden KDV” miktarlarıdır. Rakamlara baktığımızda İSO 500’ün devreden KDV yükü, geçen seneki sınırlı artışın ardından yükselişini sürdürmüştür. İSO 500’ün üzerindeki devreden KDV yükü bir önceki yıla göre yüzde 14,3 oranında artarak 12,4 milyar TL olmuştur. Bu rakamın İSO 500’ün toplam mali borçlarının yüzde 2,5’i düzeyinde olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Sanayicilerimizin yüksek finansman ihtiyacı sürerken, kuruluşlarımız önemli bir kaynağı, sıfır faiz ile devlete borç vermeye devam etmektedir. Bu noktada, sürekli gündeme getirdiğimiz KDV reformunun hayata geçirilerek artık sanayici üzerindeki yükün kaldırılması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.

İSO 500’ün her yıl paylaştığımız kar/zarar eden kuruluşlar tablosuna baktığımızda; 2020 yılında kar eden kuruluş sayısı 411’den 423’e yükselmiştir.

Bu tablo İSO 500’ün üretim yapısının niteliği konusunda önemli veriler ortaya koymaktadır. Teknoloji yoğunluğuna göre yaratılan katma değer dağılımına bakıldığında, son 3 yıldır özellikle orta-yüksek ve yüksek teknoloji gruplarında küçük adımlarla da olsa umut veren bir ilerleme görülmektedir.

2018 yılında İSO 500’de yaratılan katma değer içerisinde orta yüksek ve yüksek teknoloji ile yaratılan katma değer toplamı yüzde 27,5 iken, bu oran 2019’da yüzde 30,4’e, 2020 yılında yüzde 31,2’ye çıkmıştır.

Hiç kuşkusuz sanayimizde teknoloji yoğunluğunun artırılmasının en önemli yollarından biri, şirketlerimizin AR-GE çalışmaları yapmasıdır.

İSO 500’ün bu anlamda ortaya koyduğu verilere baktığımızda AR-GE harcaması yapan kuruluş sayısının 2013 yılından itibaren kademeli olarak arttığı görülmektedir. Önceki yıl yaşanan duraksamanın ardından 2020 yılında İSO 500’de AR-GE yapan kuruluş sayısı 271 olarak tespit edilmiştir.

2020 yılında İSO 500’ün AR-GE harcamaları, anket verileri ile 6,2 milyar TL’dir ve 2019 yılına göre 4,9 oranında artış göstermiştir. 2019 yılında yüzde 0,58 olan AR-GE harcamalarının üretimden satışlara oranı, 2020’de hafif bir düşüşle yüzde 0,53’e gerilemiştir.

Her zaman söylediğimiz gibi sanayi sektörü, istihdam ve nitelikli insan kaynakları için önemli alanların başında gelmektedir. Bu çerçevede İSO 500’de çalışan sayısındaki gelişmeler ile çalışanlara ödenen maaş ve ücretlerdeki artışlar önemli bir gösterge olmaktadır.

2020 yılında bütün olumsuz gelişmelere rağmen İSO 500’ün istihdamı yüzde 2,9 oranında artmıştır. Yine ödenen maaş ve ücretlerdeki artış yüzde 14,4 olmuştur. Bu rakamlar sanayi sektörünün tüm zorlu koşullara rağmen istihdamını korumaya özen gösterdiğini ortaya koyması açısından önemlidir.

2020 yılında İSO 500 içinde yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı 110’a inmiştir. 2009 yılından sonra İSO 500 içinde yer alan yabancı sermaye paylı kuruluş sayısında yaşanan kademeli gerileme devam etmektedir.

Sermaye piyasaları, sanayi kuruluşlarının yeni finansman kaynaklarına ulaşmasında önemli bir faktördür. İSO 500 verilerine baktığımızda, sınırlı sayıda firmanın halka açık olduğunu görüyoruz. Her ne kadar son dönemde halka arzlara ilgi artsa da İSO 500’de halka açık kuruluşların sayısı 67 ile yatay seyrini korumaktadır.

Halka açık kuruluşların sayısının sınırlı olması, sanayi sektörü ve sermaye piyasaları arasındaki bağın kuvvetlendirilmesi gereğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu noktada, sanayi şirketlerimizin sermaye piyasalarına açılma ve bu piyasalardan fon sağlama konusunda desteklenmesi oldukça önemlidir.

İSO 500’de yer alan kuruluşları bağlı olduğu oda bilgilerine göre sıraladığımızda; yavaş da olsa sanayideki Anadolu ağırlığının artmakta olduğunu görüyoruz.

Son yıllarda sayısal olarak düşüş yaşanmasına karşın en büyük pay 161 şirket ile hala İstanbul Sanayi Odası’na ait. Bu sayının beş yıl önce 180 olduğunu görüyoruz. İstanbul’u Ege Bölgesi Sanayi Odası 44 şirket ile izlerken, Ankara 37, Kocaeli 36, Gaziantep 29, Bursa 19 şirket ile yer alıyor.

Bu tabloda ise İSO 500 kuruluşlarının, Odamız tarafından oluşturulmuş olan 10’lu sektör gruplandırmasına göre dağılımı görülüyor.

Verilere göre İSO 500 içerisinde yer alan firmalarımızın yarıdan fazlası üç sektör grubunda toplanıyor: Bunlar sırasıyla 118 firmayla “ana metaller ve makine imalat sanayii”, 85 firmayla “kara, deniz taşıtları ve yan sanayii” ve 65 firmayla “kimyasal, plastik ve kauçuk ürünler” sektörleri.

Söz konusu sektörler aynı zamanda 2020 yılı verilerine göre üretimden satışların da yarısını gerçekleştirmekte. Öte yandan üretimden satışlar içerisindeki paylarına baktığımızda en yüksek ağırlığın, firma sayısına göre ikinci olan “kara, deniz taşıtları ve yan sanayii” grubunda olduğunu görüyoruz.

5 yıl öncesiyle karşılaştırdığımızda sektörel dağılımdaki en çarpıcı değişimler, firma sayılarının ana metal ve makine imalat sanayii grubunda 10 artmasına karşılık tekstil ürünleri sanayiinde 20 azalmış olması.

Değerli Basın Mensupları

Sıra araştırmamızın en çok merak edilen kısmı olan büyüklük sıralamasına geldi. Sizlerle paylaştığımız dosyalarda 500 Büyük şirketin üretimden satışlara göre sıralamasını daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz. Burada sadece ilk 10 şirketimizi sizlerle paylaşıyoruz.

İSO 500 çalışmasında 2020 yılında üretimden satışlara göre en büyük kuruluş geçen yıl olduğu gibi 58 milyar 593 milyon TL ile “TÜPRAŞ-Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.” olmuştur. 45 milyar 223 milyon TL ile ikincilik sırasında “Ford Otomotiv Sanayi A.Ş.” yer almıştır.

31 milyar 242 milyon TL’lik üretimden satışlarıyla “Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş.” üçüncülüğe yerleşirken, “Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş.” 30 milyar 812 milyon TL ile dördüncü olmuştur.

2020’de beşinci olan şirketimiz bilgilerinin açıklanmasını istememiştir. Altıncı sırada 24 milyar 30 milyon lira ile “Star Rafineri A.Ş.” yer almıştır. “Arçelik A.Ş.” 21 milyar 803 milyon lira ile yedinci olmuştur.

“TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.” 20 milyar 719 milyon liralık üretimden satışlarıyla sekizinci sırada iken, “Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş.” 16 milyar 976 milyon liralık üretimden satışlarıyla dokuzuncu olmuştur. “İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.” ise 16 milyar 910 milyon lira ile onuncu sırada bulunmaktadır.

Konuşmamın başında, Covid-19’un hayatın her alanında yarattığı negatif etkiyi İSO 500’ün de bazı verilerinde gördüğümüzü söylemiştim. İSO 500’ün ihracat performansını gösteren bu tabloda bunu en somut şekilde görmekteyiz.

2020 yılı küresel ticaret ve ihracat açısından zor bir yıl olmuştur. Bu zor yılda Türkiye’nin ihracatı yüzde 6,2’lik düşüşle 169,7 milyar dolara gerilemiştir. Sanayi sektörü ihracatı da yüzde 6,6’lık düşüşle 163,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İSO 500’ün ihracatı ise bunların da üstünde yüzde 12,8 oranında gerileyerek 64,1 milyar dolar olmuştur.

2020 yılında İSO 500’ün ihracat performansı Türkiye’nin genel ve sanayi ihracat performansından bir ölçüde olumsuz ayrışsa da yine de İSO 500, Türkiye ihracatı içinde oldukça önemli bir ağırlığa sahiptir. 2020 yılında İSO 500 Türkiye ihracatının 37,8’ini, sanayi sektörü ihracatının ise yüzde 39,2’sini gerçekleştirmiştir.

Bu tablomuzda da ihracat yapan firma sayısını görüyoruz. 2000’li yılların ortalarından itibaren 460 bandında seyreden ihracat yapan kuruluşların sayısı 2020 yılında da 465 olmuştur.

Değerli Basın Mensupları

İSO-Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2020 araştırma sonuçları, görüldüğü üzere bu yıl da bizlere son derece aydınlatıcı ve ekonomimizin temel meselelerine ilişkin ufuk açıcı bilgiler veriyor. Şimdiye kadar yayınlanan 50’yi aşkın rapor gibi bu çalışmamız da ekonomi tarihimizin en önemli kaynaklarından biri olmak üzere raflardaki yerini alacaktır.

Bu sonuçlara bakarak bizim ilgili mercilere iletmek istediğimiz mesaj şudur: İSO 500 Büyük’ün 2020 sonuçları ekonomimizin sanayi gibi güçlü bir sacayağının olduğunu ortaya koymaktadır. Ama bunun sürdürülebilir kılınması adına dünün sonuçlarını güncel gelişmeler ve veriler ışığında da değerlendirmeliyiz.

Bu anlamda İSO-Markit işbirliği kapsamında açıklanan İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerine baktığımızda, özellikle son birkaç aydır ülkemizin dünya sanayi verilerinden negatif ayrıştığını görmekteyiz.

Geçen yıl dünyanın sanayiden aldığı güç ister istemez Türkiye’yi de olumlu yönde etkilemişti. Ama bu yılın PMI değerlerine baktığımız zaman geçen seneki olumlu tablonun Türkiye açısından aynı istikamette gitmediğini görüyoruz.

Açıklanan son Nisan 2021 PMI verilerine baktığımızda, 55,8 olarak ölçülen Küresel İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) son 11 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış görünüyor. En büyük ihracat pazarımız olan Euro bölgesi PMI endeksi de 62,9’luk seviyesi ile 24 yıllık veri geçmişinin rekoruna imza atıyor.

Buna karşın Türkiye PMI endeksinin Nisan’da 50,4’lük seviyesiyle dünyadan negatif ayrışmasını her kesimin dikkate alması gerektiğini düşünüyorum. Dünya sanayisi, 2009 yılından bu yana en olumlu günlerini yaşarken, global kıyaslama yapabilme noktasında en değerli ve güvenilir marka olan ve imalat sektöründe 34 ekonomide ölçülen PMI verilerinde performansı en düşük dördüncü ülke olduğumuzu göz ardı etmememiz gerekiyor.

Bunun temel sebeplerine mutlaka inmeliyiz. Bu konuda enflasyonda ve finansman piyasalarında tekrar başlayan olumsuzluklar en temel iki neden olarak sıralanabilir. Öte yandan yurt dışından gelen hammaddelerin fiyatlarında yaşanan yüksek boyutlu artışlar sanayicimiz üzerinde giderek daha fazla baskı yaratmaktadır. Bu artışlar, ilave bir işletme sermayesi ve buna bağlı bir finansman ihtiyacı oluşturması bakımından önümüzdeki günler için çok ciddi bir stres kaynağı olacaktır.

Bu yıl sanayicimiz açısından bir başka önemli stres kaynağı da enflasyondur. Biz sanayiciler olarak asla ve asla yüksek enflasyonlu bir ortamda yaşamak istemiyoruz. Enflasyonun toplumlar için de, ekonomiler için de, sanayiler için de öngörülemezlik, istikrarsızlık olduğuna inanıyoruz. Onun için ne yapıp edip enflasyon mücadelesini mutlaka kazanmalıyız.

Çünkü enflasyonun olduğu yerde öngörü olmaz, enflasyonun olduğu yerde uzun vadeli iş yapılmaz. Enflasyonun olduğu ortamda kolay kolay yatırım yapılmaz. Nitekim geçen yıl yatırım teşvik belgelerinde yaşanan yüksek oranlı artışa rağmen, yatırım iştahının fiiliyata dönmediğini son dönemlerde net bir şekilde gözlemliyoruz.

Değerli Basın Mensupları

Konuşmamın bu son bölümünde İSO 500 sonuçlarına bakarak bir kez daha söylemem gerekirse; Türk sanayicisi, ülkemize karşı olan sorumluluk anlayışı gereği, pandeminin daha ilk gününden itibaren elindeki tüm imkanları en optimum ve enerjik şekilde kullanarak ülkemizin pandemi ile mücadelesinin en ön saflarında başarıyla yerini almıştır.

Tabii gönül arzu ediyor ki bu başarı, güçlü desteklerle beslenen yeni yatırımlarla dünyadaki her pazarda rekabet edebilir boyutta gelişebilsin. Sanayimiz, Türkiye’nin ihtiyacı olan kaliteli büyümeye, Türkiye’nin ihtiyacı olan ihracata daha yüksek ve daha kaliteli katkı sağlayabilsin. Özellikle de ileri teknoloji tarafı önemsenen, daha katma değerli bir sanayi altyapısına, sanayi gücüne ulaşabilsin. Böyle bir fırsat penceresinin oluşturulması halinde, umuyor ve inanıyorum ki; gelecek yılların İSO 500’leri bugünkünden daha olumlu, daha güçlü, daha sürdürülebilir tablolarla çıkabilecek.

Bu duygu ve düşüncelerle konuşmamı tamamlarken, hepinizi tekrar saygı, sevgi ve sağlık dilekleriyle selamlıyorum.


Kaynak: İSO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-500-buyuk-sanayi-kurulusu-arastirmasina-gore-2020-yilinda-uretimden-satislara-gore-zirvede-58-milyar-593-milyon-tl-ile-tupras-yer-aldi/feed/ 0
Galericilerin ikinci el araçların satışında KDV oranı nedir? Özel matrah tutarı nasıl hesaplanır? https://www.muhasebenews.com/galericilerin-ikinci-el-araclarin-satisinda-kdv-orani-nedir-ozel-matrah-tutari-nasil-hesaplanir/ https://www.muhasebenews.com/galericilerin-ikinci-el-araclarin-satisinda-kdv-orani-nedir-ozel-matrah-tutari-nasil-hesaplanir/#respond Sat, 13 Apr 2019 06:00:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=52830 İkinci el araç satışında kesilmesi gereken fatura satış bedeli üzerinden %1 KDV’li olarak mı kesilmeli? Yoksa galerilerde olduğu gibi sadece kar tutarı dikkate alınarak % 1 KDV mi olmalı?

Araç BİNEK OTO ise KDV oranı % 1 olarak uygulanır.

İKİNCİ EL ARAÇ (OTO) ALIM SATIMI 3065 sayılı Kanunun 7104 sayılı Kanunla değişik (23/f) maddesine göre, İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITI veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, KDV mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dâhil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.

KDV mükellefi olmayanlardan veya istisna kapsamında KDV ödenmeksizin alınan ikinci el motorlu kara taşıtları satışında düzenlenecek faturalarda alış bedeli ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden KDV hesaplanır.

KDV hesaplanarak alınan ikinci el motorlu kara taşıtları teslimlerinde ise özel matrah uygulanmayacağı tabiidir.

Buna göre, ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz teslimlerinde özel matrah uygulaması YALNIZCA İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITI TİCARETİYLE İŞTİGAL EDEN MÜKELLEFLER TARAFINDAN UYGULANACAKTIR.

Yapılan düzenlemeye göre; Vergi mükellefi olmayan kişilerden alınan araçların alış bedeli ile satış bedeli arasındaki farka Binek otolar için % 1 TİCARİ ARAÇLAR İÇİN % 18 KDV HESAPLANACAKTIR.

Düzenlenecek faturada kdv uygulanmayan tutar KDV beyannamesinde Özel matrah bölümünde beyan edilecek KDV tabi olan kısım normal teslimler arasında yer alacaktır.

ÖRNEK (Sadece Galericiler için)

1- Vergi Mükellefi olmayan kişiden 20.000 TL İKİNCİ EL BİNEK OTO satın alınıyor.
2- Bu ikinci el oto 25.000 TL satmıştır.

3- Alış bedeli 20.000 Satış bedeli 25.000
4- FATURA DÜZENLENMESİ:

Satış bedeli 25.000

KDV uygulanacak tutar 5.000

Hesaplanan KDV %1    50  TL

Tahsil edilen tutar 25.050

5- KDV beyannamesinde özel matrah bölümünde gösterilecek tutar: 20.000

6- KDV beyannamesinde normal teslimler bölümünde gösterilecek tutar: 5.000

7- Bs formunu yazılacak tutar (25.050 -50 )= 25.000 TL (B formlarında KDV hariç tutar yazılır.)

 

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

BENZER İÇERİKLER

Galericiler ikinci el araç satışında kdv’yi hangi bedel üzerinden hesaplayacaklardır?

 

 

Şirket aktifine kayıtlı ikinci el araç satışında KDV oranı nedir?

 

 

İkinci el araç satışında KDV oranı ne olacaktır?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/galericilerin-ikinci-el-araclarin-satisinda-kdv-orani-nedir-ozel-matrah-tutari-nasil-hesaplanir/feed/ 0
Otoyol geçiş bedellerini taşımacılığını yaptığımız firmaya faturalandırdığımızda faturamızı muhasebede hangi hesaba kayıt etmeliyiz? https://www.muhasebenews.com/otoyol-gecis-bedellerini-tasimaciligini-yaptigimiz-firmaya-faturalandirdigimizda-faturamizi-muhasebede-hangi-hesaba-kayit-etmeliyiz/ https://www.muhasebenews.com/otoyol-gecis-bedellerini-tasimaciligini-yaptigimiz-firmaya-faturalandirdigimizda-faturamizi-muhasebede-hangi-hesaba-kayit-etmeliyiz/#respond Thu, 28 Mar 2019 14:00:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=52831 Taşımacılık işi yapmakta olan mükellefimiz köprü ve otoban geçiş bedellerini taşımasını yaptığımız firmalara fatura etmektedir. Faturalarımızın muhasebe kaydını 600 satışlarımıza işlememiz uygun mudur? Hangi hesaba işlenmelidir?

Yurt içinde yapılan Mal ve hizmet satışları sektör ayrımı olmaksızın 600 hesap da takip edilir.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

BENZER İÇERİKLER

KDV’den istisna edilen satışlar hangi hesapta takip edilir?

 

 

 

Damga vergisi yansıtma faturasında KDV hesaplanacak mı?

 

 

 

Gider yansıtmaları hangi hesapta takip edilecek?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/otoyol-gecis-bedellerini-tasimaciligini-yaptigimiz-firmaya-faturalandirdigimizda-faturamizi-muhasebede-hangi-hesaba-kayit-etmeliyiz/feed/ 0