resim – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 02 Mar 2024 19:05:06 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Serbest meslek erbabının müşteri adına kurumlara ödenmek üzere emanet olarak aldığı ücretler için makbuz kesilecek mi? https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-erbabinin-musteri-adina-kurumlara-odenmek-uzere-emanet-olarak-aldigi-ucretler-icin-makbuz-kesilecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-erbabinin-musteri-adina-kurumlara-odenmek-uzere-emanet-olarak-aldigi-ucretler-icin-makbuz-kesilecek-mi/#respond Sat, 02 Mar 2024 19:05:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149556

SERBEST MESLEK KAZANCININ TESPİTİ

Bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ile diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan (ödenen) giderler indirildikten sonra kalan fark serbest meslek kazancıdır.

Müşteri veya müvekkilinden, serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıkları da serbest meslek kazancına ilave edilir.

Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde, alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki müspet fark kazanca ilave edilir.

Vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve ekspertiz gibi hususlara harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan ve tamamen bu hususlara harcanan para ve ayınlar serbest meslek kazancı sayılmaz.

Serbest meslek erbabı “Serbest Meslek Kazanç Defteri” tutmak zorundadır. Kollektif, adi komandit ve adi şirketler de mesleki kazançlarını Serbest Meslek Kazanç Defteri üzerinden tespit ederler. Bu şirketlerin bilanço esasına göre tuttukları defterler serbest meslek kazanç defteri yerine geçer. Serbest meslek kazanç defterine işlemlerin günü gününe kaydedilmesi zorunludur.

Serbest meslek erbabı için nakden tahsil edilmemiş olmasına rağmen, aşağıda belirtilen bazı haller de tahsil olarak kabul edilmektedir:

  • Serbest meslek erbabının haberdar olması şartıyla; kendi adına, kamu müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya postaya para yatırılması,
  • Serbest meslek kazancı olarak doğan alacağın başka bir şahsa temliki veya müşterisine olan borcu ile takası da

tahsil hükmündedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.

 


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/serbest-meslek-erbabinin-musteri-adina-kurumlara-odenmek-uzere-emanet-olarak-aldigi-ucretler-icin-makbuz-kesilecek-mi/feed/ 0
Ressamın kendi yaptığı resimlerin satışından elde edilen gelir 2022 yılı için 880.000 TL’yi aşarsa tamamı gelir vergisini tabi tutulacaktır https://www.muhasebenews.com/ressamin-kendi-yaptigi-resimlerin-satisindan-elde-edilen-gelir-2022-yili-icin-880-000-tlyi-asarsa-tamami-gelir-vergisini-tabi-tutulacaktir/ https://www.muhasebenews.com/ressamin-kendi-yaptigi-resimlerin-satisindan-elde-edilen-gelir-2022-yili-icin-880-000-tlyi-asarsa-tamami-gelir-vergisini-tabi-tutulacaktir/#respond Mon, 10 Oct 2022 01:55:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=132799 T.C. 

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

   
Sayı:46480499-120.04.02[2020/1737]-11022929.09.2022
Konu:İşyerinde kendi yaptığı resimlerin sergilenmesi ve satılması durumunda istisnadan faydalanıp faydalanmayacağı 
İlgi:10/08/2020 tarihli ve 132118 gelen evrak kayıt numaralı özel talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ressamlık faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, işyerinizde sadece kendi yaptığınız resimlerin sergilendiği ve satışının yapıldığı, eserlerinizin Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından kayıt ve tescilinin bulunmadığı belirtilerek söz konusu faaliyetinizin, Gelir Vergisi Kanununun 18 nci maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve  3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun karşısındaki durumu hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratların satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanun’un 94’üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

Bu madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.”

hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı fıkranın (2) numaralı bendinde, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı BKK gereğince) % 17 oranında, diğer ödemelerden ise % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür.

Diğer taraftan, 311 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Serbest Meslek Kazançlarında İstisna Uygulaması ve İstisnanın Sınırı” başlıklı ikinci bölümünde, konu ile ilgili olarak ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup söz konusu Tebliğin;

– “İstisnanın kapsamı ve istisnadan yararlanma şartları” başlıklı 3 üncü maddesinde,

“(1) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde serbest meslek kazanç istisnasından yararlanan mükellefler ve istisna kapsamında olan eserler sayılmış olup, söz konusu maddede hangi hasılatın istisna kapsamında olduğu da ayrıca belirtilmiştir. Buna göre;

a) Anılan istisnadan yararlanma hakkı; müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı, mucitler ve bunların kanuni mirasçılarına tanınmıştır.

b) İstisna kapsamına; şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserler ile ihtira beratları girmektedir.

c) İstisna uygulanacak hasılat, eserlerin; gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanması veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarının satılması veya bunlar üzerindeki mevcut hakların devir ve temlik edilmesi veya kiralanması karşılığında elde edilen hasılattır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler de istisna kapsamındaki hasılata dahildir.

(2) 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre bazı eserlerde kayıt ve tescil zorunlu, bazı eserlerde ise ihtiyari tutulmuştur. 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde yer alan serbest meslek kazanç istisnasından yararlanabilmek için maddede belirtilen eserlerden kayıt ve tescili zorunlu olanların kayıt ve tescil ettirilmesi şart olup, diğer eserlerde kayıt ve tescil şartı aranmayacaktır.

(3) Kültür ve Turizm Bakanlığınca kayıt-tescil edilen eserlerin, aynı zamanda 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde sayılan eserler veya bu eserlere benzerlik gösteren eserlerden olması şart olup, 5846 sayılı Kanuna göre kayıt-tescil edilen tüm eserler istisna kapsamına girmemektedir.”

açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, iş yerinizde kendi yaptığınız resim çalışmalarınızın satışı nedeniyle elde edilen hasılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisna hükmünden faydalanmanız mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, söz konusu resim çalışmalarınızdan elde edilecek kazancın, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı  (2021 yılı için 650.000 TL, 2022 yılı için 880.000 TL’yi) aşması halinde, elde edilen kazancın tamamının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, resim çalışmalarınızın gelir vergisi tevkifatı yapmak mecburiyetinde olanlara satılması halinde, tarafınıza yapılacak ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği tabiidir.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

-9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği

hükme bağlanmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Serbest Meslek Faaliyeti Çerçevesinde Yapılan Teslim ve Hizmetler” başlıklı (I/C-2.1.2.2.) bölümünde;

“3065 sayılı Kanunun (1/1) inci maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir. Sözü edilen faaliyetleri mutat ve sürekli olarak yapanlar KDV mükellefi olacak, arızi serbest meslek faaliyetinde bulunanların ise KDV mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.

Serbest meslek faaliyetlerini mutat ve sürekli olarak yapanların, prensip olarak KDV mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerekmektedir. Ancak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV’nin, bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekir.

Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için KDV mükellefiyetinin sadece Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması gerekmektedir.

Ayrıca, sorumluluk uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemleri yapan kişilerin, bu şekilde işlem yapılmasını önceden vergi sorumlusuna (Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlara) bildirmesi gerekmektedir.

İşlemlerine ait verginin beyan ve ödeme mükellefiyeti sorumlular tarafından yerine getirilen serbest meslek mensupları (Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde sayılanlar) ayrıca KDV beyannamesi vermez ve defter tutmazlar. İşlemin belgelendirilmesi ise Vergi Usul Kanununun genel hükümlerine göre gerçekleştirilir.

Bu uygulamaya göre, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar, aynı Kanunun 18 inci maddesi kapsamına giren kişilere yaptıkları ödemeler ile ilgili olarak gelir vergisi (GV) stopaj tutarı dâhil işlem bedeli üzerinden KDV hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip öderler. Hesaplanan KDV tutarı GV stopaj matrahına dâhil edilmez.

Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren teslim veya hizmetleri aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar yanında bu maddede yer almayanlara da yapanlar, yukarıda belirtilen uygulamadan faydalanamazlar.

Sorumluluk uygulamasını tercih etmeyenler ile esasen bu kapsama girmesi mümkün olmayan mükelleflerin, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar ile bunlar dışındakilere yaptıkları işlemleri sebebiyle hesaplanan KDV, Tebliğin (I/C-2.1.3) bölümü saklı kalmak kaydıyla, kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenir. Bu mükellefler genel hükümler çerçevesinde defter tutar, belge düzenler ve KDV beyannamesi verirler. Bu durumda, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların, Tebliğin (I/C-2.1.3) bölümü saklı kalmak kaydıyla, bu işlemler sebebiyle vergi sorumlulukları söz konusu olmaz.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, ressamlık faaliyetinizin mutat ve sürekli olarak yapılması halinde faaliyetiniz kapsamında verdiğiniz hizmetler KDV’ye tabi olacaktır. Bu hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV, faaliyetinizin 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesi kapsamına girmesi ve hizmetin münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde yer alan kişi, kurum veya kuruluşlara verilmesi halinde, bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir. Faaliyetiniz kapsamındaki hizmetlerin 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar yanında bu maddede yer almayanlara da verilmesi halinde, faaliyetiniz kapsamında verdiğiniz hizmetlerin tamamına (193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara verilenler dahil) ilişkin hesaplanan KDV tarafınızca mükellef sıfatıyla beyan edilecektir.

Öte yandan, söz konusu hizmetlerin arızi olarak yapılması halinde ise bu hizmetler KDV’nin konusuna girmeyecektir.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup, söz konusu kayıtların ise mezkur Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan veya Bakanlığımıza verilen yetkiye dayanılarak kullanılma/düzenlenme zorunluluğu getirilen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, mezkûr Kanunun 236 ncı maddesi, “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteride bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.” hükmüne amirdir.

Diğer taraftan, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Defter tutma ve belge düzeni” başlıklı 6 ncı maddesinde, “(1) 213 sayılı Kanunun 172 nci maddesinde defter tutmaya mecbur olanlar sayılmış olup, aynı Kanunun 210 uncu maddesinde ise serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı hüküm altına alınmıştır. Yine aynı Kanunun 236 ncı maddesinde de serbest meslek erbabının tahsilatları için serbest meslek makbuzu düzenlemek mecburiyetinde olduğu belirtilmiştir.

(2) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini kısmen veya tamamen aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilenler dışındakilere teslim eden serbest meslek erbabının; defter tasdik ettirme (defter-beyan sistemine kaydolma) ve tutma ile belge düzenleme zorunlulukları bulunmaktadır.

(3) 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, münhasıran 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini sadece aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi ve kurumlara teslim eden serbest meslek erbabından isteyenlerin; yıl içindeki kazançlarının toplamının 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin dördüncü gelir diliminde yer alan (2020 yılı için 600.000 TL) tutarı aşıp aşmadığına bakılmaksızın, defter tasdik ettirme (defter-beyan sistemine kaydolma) ve belge düzenleme zorunluluklarının kaldırılması uygun görülmüştür.

(4) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerinin yanı sıra başkaca faaliyetleri nedeniyle serbest meslek kazancı mükellefiyeti bulunanların, defter tasdik ettirme (defter-beyan sistemine kaydolma) ve tutma ile belge düzenleme zorunlulukları bulunmaktadır. Başkaca faaliyetleri nedeniyle serbest meslek kazancı mükellefiyeti bulunan ve serbest meslek kazanç defteri tutan mükelleflerin 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesi kapsamındaki kazançlarına ilişkin kayıtlarını da aynı defterde göstermesi mümkündür.

(5) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetleri arızi olarak yapanların, defter tasdik ettirme (defter-beyan sistemine kaydolma) ve tutma ile belge düzenleme zorunlulukları bulunmamaktadır.

(6) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesi kapsamında elde edilen kazançların, aynı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşması nedeniyle istisnadan faydalanılamayacak olması, defter tutma ve belge düzenleme yükümlülüğünde bir değişiklik yaratmayacaktır.

(7) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesi kapsamında faaliyette bulunan ve serbest meslek makbuzu düzenleme zorunluluğu bulunmayanlardan alınan eserlere ilişkin yapılan ödemelerin gider pusulası imzalatılmak suretiyle tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.

(8) 193 sayılı Kanunun 18 inci maddesi kapsamında kazanç elde eden mükelleflerin, kendilerine düzenlenen gider pusulalarını ve bu faaliyetleri ile ilgili olarak satın aldıkları mal ve giderlerine ilişkin belgelerini, 213 sayılı Kanunda öngörülen süre boyunca saklamaları gerekmektedir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, yapmış olduğunuz resimleri sadece Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kişi ve kurumlara satmanız halinde Vergi Usul Kanunu kapsamında defter tutma ve belge düzenleme zorunluluğunuz bulunmamaktadır. Ancak, yapmış olduğunuz resimleri kısmen veya tamamen Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilenler dışındakilere satmanız halinde, Vergi Usul Kanunu kapsamında defter tutma ve belge düzenleme zorunluluğunuz bulunacağından, bu durumda mesleki faaliyetinize ilişkin her türlü tahsilatınız için tahsilat anında serbest meslek makbuzu düzenlemeniz icap etmektedir.

KATMA DEĞER VERGİSİ MÜKELLEFLERİNİN ÖDEME KAYDEDİCİ CİHAZLARI KULLANMALARI MECBURİYETİ HAKKINDA KANUN YÖNÜNDEN

Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 3100 sayılı Kanunla perakende ticaretle uğraşan veya hizmet ifa eden birinci ve ikinci sınıf tacirlere Vergi Usul Kanununa göre fatura verme mecburiyeti olmayan satışlarının belgelendirilmesi için ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti getirilmiştir.

426 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (VUK) ile satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarlara (perakende teslimde bulunan veya hizmet ifa eden) Vergi Usul Kanununa göre fatura vermek zorunda olmadıkları mal satışları veya hizmet ifalarının belgelendirilmesinde (6.12.1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanuna göre kullanmak zorunda oldukları ödeme kaydedici cihazların yerine) “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazları” kullanma mecburiyeti getirilmiştir.

Diğer taraftan, 2001/1 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında İç Genelgede, yeminli mali müşavir, avukat, mimar, mühendis, doktor gibi kişilerin serbest meslek erbabı olmaları sebebiyle 3100 sayılı Kanun kapsamına girmediklerinden ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetlerinin bulunmadığı açıklanmış bulunmaktadır.

Bu nedenle, söz konusu faaliyetinizin serbest meslek faaliyeti ve düzenlenecek belgenin serbest meslek makbuzu olması nedeniyle ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetiniz bulunmamaktadır.


Kaynak: GİB Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ressamin-kendi-yaptigi-resimlerin-satisindan-elde-edilen-gelir-2022-yili-icin-880-000-tlyi-asarsa-tamami-gelir-vergisini-tabi-tutulacaktir/feed/ 0
Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı İle Damga Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu’nda Yer Alan “Uluslararası İhale” Tanımındaki Değişiklik ve Kısmi İptal Kararının Değerlendirilmesi https://www.muhasebenews.com/anayasa-mahkemesinin-iptal-karari-ile-damga-vergisi-kanunu-ve-harclar-kanununda-yer-alan-uluslararasi-ihale-tanimindaki-degisiklik-ve-kismi-iptal-kararinin-degerlen/ https://www.muhasebenews.com/anayasa-mahkemesinin-iptal-karari-ile-damga-vergisi-kanunu-ve-harclar-kanununda-yer-alan-uluslararasi-ihale-tanimindaki-degisiklik-ve-kismi-iptal-kararinin-degerlen/#respond Sun, 07 Nov 2021 01:00:07 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=116012

Stj. Av. Gülşah Işık
g.isik@ozgunlaw.com


I- GİRİŞ

Vergi kanunları genel olarak ekonomik ve sosyal yaşamı düzenlemeyi amaçlamaktadır. Devlet, bu amacı gerçekleştirmek üzere çeşitli vergi yükümlülükleri belirlerken belli ilkeler çerçevesinde hareket etmelidir. Bu nedenle yasama organı tarafından kullanılan vergilendirme yetkisine birtakım sınırlamalar getirilmiştir. Vergi kanunlarının tabi olduğu Anayasal ilkeler, genel ilkeler ve Anayasanın 73. Maddesinden kaynaklanan ilkeler olmak üzere iki başlık altında sınıflandırılabilir.

Anayasanın tamamına hâkim genel ilkelerden; hukuk devleti ilkesi, sosyal devlet ilkesi, hukuki güvenlik ilkesi, verginin belirliliği ilkesi, kıyas yasağı ilkesi vergi kanunları bakımından da gözetilmelidir. Dar anlamda vergi ilkelerinden olan; vergi adaleti ilkesi, verginin genelliği ilkesi, vergide eşitlik ilkesi, mali güce göre vergilendirme ilkesi, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkesi, verginin kamu giderlerinin karşılığı olması ilkesi, verginin kanuniliği ilkesinin ise vergilendirme yetkisi kullanılırken gözetilmesi gerektiği izahtan varestedir.

Günümüzdeki teknolojik ve ekonomik gelişmelerle birlikte; uluslararası ticaretin ve uluslararası yatırımların ulaşmış olduğu seviye göz önünde bulundurulduğunda, bir ülkede vergilendirmenin hukuki güvenlik ilkesi gözetilerek uygulanması ve öngörülebilirliğin sağlanması yadsınamaz derecede önem arz etmektedir.

Kişiler ve kurumlar arasındaki anlaşma ve işlemlerin geçerliliğini belgeleyen kağıtlardan alınan vergi “damga vergisi” olarak tanımlanmaktadır. Harç ise belirli kamu kurum ve kuruluşlarının verdikleri hizmet karşılığında, hizmeti alanlardan tahsil ettikleri ödemelere verilen addır. Ticaretin var olduğu her alanda kişi ve kurumların karşısına çıkacak olan damga vergisi ve harçların yasama organı tarafından Anayasal ilkeler ve vergi ilkeleri gözetilerek düzenlenmesi büyük önem arz etmektedir.

488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nda öngörülen düzenlemelere göre; bir ihalenin “uluslararası ihale” niteliğinde olması halinde ilgililer damga vergisi ve harçtan muaf tutulmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce Damga Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu’na göre bir ihalenin uluslararası niteliğe sahip olarak damga vergisinden ve harçtan muaf tutulabilmesi için; kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkılması ve yabancı firmalarca da teklif verilmesi gerekmektedir. Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresinin Anayasa’nın 2. Ve 73. Maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması talebiyle somut norm denetimi yoluna başvurulmuştur.

1- Anayasa Mahkemesi’nin 2020/15 E. 2020/78 K. Sayılı 24/12/2020 Tarihli İptal Kararı

Danıştay Dokuzuncu Dairesi tarafından 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun ek 2. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresi ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ek 1. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresi iptal talebine konu edilmiştir. 488 ve 492 sayılı kanunların ilgili bölümleri aşağıdaki gibidir:

488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu

Ek Madde 2 – (Ek: 25/12/2003 – 5035/28 md.; Değişik: 15/7/2016-6728/27 md.)

  1. İhracat ve ihracata ilişkin olduğunun tevsiki kaydıyla aşağıda sayılan işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar (gümrük idarelerine verilen beyannameler dâhil) damga vergisinden müstesnadır.

  1. Bu maddenin uygulamasında;

Uluslararası ihale: Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkılan ve yabancı firmalarca da teklif verilen ihaleyi,

Vergi, Resim, Harç İstisnası Belgesi: Döviz kazandırıcı faaliyetleri teşvik etmek amacıyla damga vergisi istisnası uygulanabilmesi için alınması ve ibraz edilmesi gereken, vergiye tabi kâğıdın düzenlendiği tarihte geçerli Ekonomi Bakanlığınca düzenlenen belgeyi ifade eder.

492 Sayılı Harçlar Kanunu

Ek Madde 1- (Ek:25/12/2003 – 5035/33 md.; Değişik: 15/7/2016-6728/35 md.)

  1. İhracat ve ihracata ilişkin olduğunun tevsiki kaydıyla aşağıda sayılan işlemler harçlardan müstesnadır:

  1. Bu maddenin uygulamasında;

Uluslararası ihale: Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkılan ve yabancı firmalarca da teklif verilen ihaleyi,

Vergi, Resim, Harç İstisnası Belgesi: Döviz kazandırıcı faaliyetleri teşvik etmek amacıyla harç istisnası uygulanabilmesi için alınması ve ibraz edilmesi gereken, harca konu işlemin yapıldığı tarihte geçerli Ekonomi Bakanlığınca düzenlenen belgeyi ifade eder.

1.1. İtirazın Gerekçesi

Danıştay Dokuzuncu Dairesi, kamu yatırımlarına ilişkin uluslararası ihaleyi kazanan ana yüklenici firmaların faaliyetlerinin itiraz konusu kurallarla döviz kazandırıcı faaliyet sayıldığı, döviz kazandırıcı faaliyetlerin de damga vergisi ve harçlardan istisna tutulduğu, bir ihalenin uluslararası ihale kabul edilebilmesi için yerli ve yabancı katılımcılara açık olmasının yanı sıra yabancı firmalarca teklif verilmesi şartının da arandığı ancak ihale sürecinde yabancı katılımcıların teklif verip vermediğinin diğer katılımcılar tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, bu durumun ihaleye teklif veren bir katılımcının ihaleyi kazanması durumunda karşılaşacağı vergi yükünü öngörememesine yol açtığı ve dolayısıyla hukuki güvenlik, belirlilik ve verginin yasallığı ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2. Ve 73. Maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.

 1.2. Anayasa Mahkemesi’nin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, 2020/15 E. 2020/78 K. sayılı 24.12.2020 tarihli kararı ile; Damga Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu’nda yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibarelerinin Anayasanın 13. 48. ve 73. Maddeleri kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptallerine karar verilmiştir.

Ø  Anayasa’nın 13. Maddesi kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda;

“Anayasa’nın 13. Maddesi ile hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabileceği, bu çerçevede sözleşme özgürlüğüne yapılan sınırlamalarda dikkate alınacak öncelikli ölçütün sınırlamanın kanunla yapılması olduğu, temel hakları sınırlayan kanunun şeklen var olmasının yeterli olmadığı, yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliğinde olması gerektiği” gerekçesiyle itiraza konu ibarelerin Anayasa’nın 13. Maddesine aykırılık teşkil ettiği tespit edilmiştir.

Ø  Anayasa’nın 48. Maddesi kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda;

“Sözleşme özgürlüğü uyarınca kişilerin hukuksal ilişkilerini özgür iradeleriyle ve sözleşmelerle düzenlemekte serbest olduğu, Anayasa’nın anılan maddesinde koruma altına alınan sözleşme özgürlüğünün sözleşme yapma serbestisinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, itiraza konu ibarelerin yer aldığı kurallarda uluslararası nitelikteki kamu ihaleleri yönünden ihalelere katılımı ve sözleşme şartlarını etkileyen önemli bir unsur olan vergi ve harç istisnasının şartının düzenlendiği, bu nedenle kuralların sözleşme özgürlüğünü sınırladığı” tespitinde bulunulmuştur.

Ø  Anayasa’nın 73. Maddesi kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda özetle;

“Anayasa’nın 73. Maddesinde ‘Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır’ denilmek suretiyle verginin kanuniliği ilkesi benimsenmiştir. Verginin kanuniliği ilkesinin benimsendiği, verginin kanuniliği ilkesinin vergilendirmeye ilişkin istisna ve muafiyetleri de kapsadığı, vergilemede belirlilik ilkesinin vergi yükümlülüğünün hem kişiler hem de idare yönünden belirli ve kesin olmasını, kanun metinlerinin ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesini gerektirdiği, buna göre matrah, tarh ve tahsil zamanı ve yöntemi, verginin tarh ve tahsiline yetkili idare ile muafiyet ve istisna hükümleri gibi vergi ve benzeri diğer kamu alacaklarının esaslı unsurlarına ilişkin düzenlemelerin makul bir düzeyde öngörülebilir nitelikte olması gerektiği, ihaleye yabancı firmalarca teklif verilip verilmemesine göre ihalenin uluslararası niteliğinin değiştiği, teklif sunma aşamasında ihaleye uluslararası ihale niteliği kazandıracak olan yabancı firmalarca da teklif verilmesi şartının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin önceden bilinmesinin mümkün olmadığı, ihaleye katılanların maliyet hesabı yaparken öngörülemez ve belirsiz bir durum ile karşı karşıya kaldıkları” gerekçeleriyle itiraza konu ibarelerin Anayasa’nın 73. maddesine aykırılık teşkil ettiği tespit edilmiştir.

 1.3. Anayasa Mahkemesi Tarafından Verilen Kısmi İptal Kararının Uygulanması

Anayasa yargısının kabul edildiği hukuk düzenimizde Anayasa Mahkemesi’nin kanunu iptal etmesi ve bu kararın Resmî Gazete’de yayımlanması ile kanun yürürlükten kalkmaktadır. Gereken hallerde iptal edilen kanunun yürürlükten kalkma tarihi, kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren bir yılı geçmemek üzere ileri bir tarih olarak belirlenebilmektedir.

İncelemeye konu 2020/15 E. ve 2020/78 K. sayılı 24.12.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi kararında ayrıca bir yürürlük tarihi belirtilmediğinden; 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun ek 2. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresi ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ek 1. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresi, kararın Resmî Gazete’de yayımlanma tarihi olan 28.04.2021 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır.

İlgili kanun hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden önce; kamu kurum ve kuruluşları tarafından yerli ve yabancı firmaların ayrı ayrı veya birlikte iştirakine açık olarak çıkılan ihaleye teklif veren isteklilerin, ihalede “yabancı firmalarca da teklif verilmesi” şartının sağlanamamasından dolayı yüklü miktarda vergiye maruz kalması söz konusu olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararından sonra, Anayasa’ya aykırı bulunup iptal edilen ibare nedeniyle yüklü miktarda vergi ödeyen kişilerin yaşamış oldukları mağduriyetin giderilip giderilemeyeceği hususu gündeme gelmiştir.

II- Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı Doğrultusunda, Değişiklik Öncesi Yaşanan Mağduriyetlerin Giderilip Giderilemeyeceği Sorunu

Anayasa Mahkemesi’nin Damga Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu’nda, ilgililer bakımından öngörülemezlik ve belirsizlik teşkil eden düzenlemeyi iptal kararının; Anayasa iptal kararı öncesi yüklü miktarda vergilere maruz kalan kişiler bakımından olası sonuçları; özellikle Hukuk Devleti İlkesi, Hukuki Güvenlik İlkesi ve Bu Kapsamda Belirlilik, Geriye Yürümezlik İlkesi, Adalet İlkesi ve Eşitlik İlkesi bağlamında ele alınacaktır.

2.1. Hukuk Devleti İlkesi Kapsamında Vergilendirme

Hukuk devleti, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, kazanılmış haklara saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, bütün eylem ve işlemleri Anayasa ve hukuk kurallarına uygun ve yargı denetimine açık bulunan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ile Anayasa’nın bulunduğu bilincinde olan devlettir. [1]

Yasama organı tarafından kullanılan vergilendirme yetkisi birtakım sınırlamalara tabidir. Bu sınırlamalardan en önemlisi Anayasal İlkeler çerçevesinde getirilen sınırlamalardır. Anayasa’nın tamamına da hâkim olan hukuk devleti ilkesi, yasama organının vergilendirme yetkisini kullanırken gözetmesi gereken ilkelerin başında gelmektedir.

Birey açısından hukuk devleti bireyin üç temel gereksinimi olan “özgürlük”, “güvenlik” ve “eşitliğe” hizmet etmektedir. [2] Vergi hukukunda “hukuk devleti ilkesi” nin önemi yadsınamaz derecede yüksektir. Zira devlet, vergilendirme yetkisini kullanırken kişilerin hak ve özgürlüklerine çeşitli müdahalelerde bulunmaktadır. [3] Hukuk devleti ilkesinin unsurlarından birini; kişilerin kendilerine uygulanacak kuralları bilmeleri ve hukuki güvenlik içerisinde bulunmaları gerekliliği oluşturmaktadır.

2.2. Hukuki Güvenlik Kapsamında İlgili İptal Kararının Değerlendirilmesi

Hukuki Güvenlik İlkesi, herkesin tabi olacağı kanunu önceden bilmesi ve bu kanunlara göre davranışlarını ve kararlarını belirlemesini temin etmektedir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk devleti ilkesinin bireyi doğrudan ilgilendiren yönünü teşkil etmektedir. Bu anlamda hukuki güvenlik ilkesi, hukuk devleti ilkesinin birey bakımından somutlaşmış halini ortaya koymaktadır.

Hukuki güvenlik ilkesinin katı bir şekilde gözetilmesi gereken alanlardan biri, devletin müdahale alanının geniş olduğu vergilendirme alanıdır. Kişiler, devletin vergilendirme yoluyla hak ve özgürlükler alanlarına yönelttiği müdahaleleri önceden tahmin edebilmeli ve geleceğe dönük planlarını buna göre yapmalıdırlar, böylece vergilendirmede keyfilik de önemli ölçüde önlenecektir. [4] Bununla birlikte; kişi ve kuruluşların devlete güven duymaları, temel hak ve özgürlüklerden yararlanabilmeleri ancak hukuki güvenliğin ve hukuk üstünlüğünün sağlandığı bir devlet düzeni ile mümkün olabilecektir. [5]

Hukuki güvenlik ilkesi ile hukuki belirlilik ilkesi arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Zira bir hukuk düzeninde kişi veya kurumlar tabi olacakları kanun hükümlerini öngöremiyorlarsa, o hukuk düzeninde hukuki güvenliğin var olduğundan söz edilemeyecektir. Anayasa Mahkemesi’nin Damga Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu’nda yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresini iptal gerekçesi, büyük ölçüde hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine dayanmaktadır.

2.3. Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararından Önce İlgili Hüküm Nedeniyle Mağduriyet Yaşayanların Durumu ve Geriye Yürümezlik İlkesi

Anayasa’nın “Anayasa Mahkemesinin kararları” başlıklı 153. Maddesine göre; iptal kararları geriye yürümemektedir. Anayasal yargıda iptal kararlarının geriye yürüme etkisi kabul edilmemiştir. Bu durumun başlıca sebepleri; toplumun kanunlara duyduğu güven duygusunu zedelememek ve iptal edilen kanun hükmü ile kazanılmış olan hakları yok etmemektir. [6] Bir anlamda iptal kararlarının geriye yürümemesinin kabulü ile hukuki güvenliğin temin edilmesi amaçlanmıştır.

Hukuki güvenlik ilkesinin bir yönünü iptal kararlarının geriye yürümezliği oluşturmaktadır. Ancak geriye yürümezliğin kabulündeki amaç daha çok kazanılmış hakların yok edilmesinin önüne geçmektir. Bununla birlikte; istikrar, adalet, kamu düzeni ve kamu yararı gibi temel kavramlar da Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümemesinde gerekçe olarak gösterilmektedir. [7]

Her ne kadar hukuki güvenliğin tesisi ve kazanılmış hakların korunmasının temini amacıyla, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği kabul görmüş olsa da iptal kararlarının geriye yürümemesi kuralının mutlak bir şekilde uygulanması halinde, iptal kararına kadar kanunun uygulanmasından zarar görenler bir kez daha cezalandırılmış olacak ve bu durum eşitlik ve adalet ilkesine aykırılık teşkil edecektir.

Anayasa, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesine hiçbir istisna getirmemiştir. Ayrıntılı olarak belirlenmemiş bir geriye yürümeme ilkesi gereği konulmuş anayasal hükmün salt lafzi olarak değerlendirilerek uygulanması hakkaniyet, nefaset, eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı sonuçlar meydana getirecektir. [8]

Doktrinde yer alan pek çok görüşe göre de “geriye yürümezlik” ilkesinin katı bir şekilde uygulanması hakkaniyete ve adalete aykırı durumlar yaratmaktadır. Bu görüşlerden biri aşağıdaki gibidir;

“Geriye yürümezlik ilkesi ceza hukukunda katı bir norm olmasına rağmen vergilemede katı bir norm değil Anayasa hükümlerinden ulaşılan bir ilkedir ve geriye yürümezlik ilkesinin istisnaları mevcuttur. Geriye yürümezlik ilkesinin istisnaları aşağıdaki gibidir:

– Mükellefler vergi kanununun geriye yürütüleceğini önceden tahmin ediyorlarsa,

– Eski vergi kanununda muğlak bir durum söz konusuysa,

-Daha önce yürürlükte olan vergi kanunu açıkça Anayasaya aykırı ise,

-Kamu yararının gerektirdiği hallerin mevcut olup hukuki güvenlik ilkesine tercih edilebilir olmasıdır.” [9]

Bir yandan eşitlik ve adaleti temin etmeye çalışırken, bir yandan da Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceğini mutlak bir şekilde kabul etmek tezat bir durum meydana getirmektedir. Bu çelişkiyi gidermek amacıyla yapılması gereken hükmün amaçsal yorum yapılarak değerlendirilmesidir. Zira Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geri yürümemesi ile amaçlanan, kanunun uygulanması ile elde edilmiş olan kazanılmış hakların korunması ve hukuki güvenliğin zedelenmesinin önüne geçilmesidir. [10]

Somut olay kapsamında iptal kararının geriye yürümesi ile; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce ilgili ibareler nedeniyle ağır vergi yükümlülüğü ile karşılaşan ilgililerin yaşadığı mağduriyet giderilecek ve adalete, eşitliğe, hakkaniyete uygun bir durum meydana gelecektir. Kişilerin aleyhine olan, onlara yükümlülük yükleyen hükümlerin iptalini konu edinen kararların hukuki güvenlik, toplumun kanunlara duyduğu güven duygusunu zedelememek gibi sebeplerle geriye yürümemesi, bu amaçlara hizmet etmeyecek aksine kanuna olan güvenin sarsılmasına sebep olacaktır.

III- SONUÇ

Anayasa Mahkemesi, 2020/15 E. ve 2020/78 K. sayılı 24.12.2020 tarihli kararı ile; 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun ek 2. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresini ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ek 1. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “… ve yabancı firmalarca da teklif verilen…” ibaresini iptal etmiştir.

Gerçekten de ilgili kanunlarda yer alan düzenlemeler, iptal kararından önce ihaleye teklif sunacak ilgililer bakımından büyük bir belirsizliğe ve öngörülemezliğe yol açmaktadır. Zira ihaleye teklif veren isteklilerin, ihaleye teklif sunan diğer katılımcıların kimler olduğunu, yabancı firmalarca da teklif verilip verilmeyeceğini ve bu doğrultuda ihalenin uluslararası ihale niteliğini kazanıp damga vergisinden ve harçtan muaf olup olmayacağını bilmeleri mümkün olmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile birlikte; ihaleye katılan isteklilerin karşılaşacakları maliyeti hesaplayabilme ve buna göre hareket edebilme imkânı doğmuştur. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, ilgili düzenlemede yer alan belirsizliği gidermiş, düzenlemeyi Anayasa’ya uygun hale getirmiştir.

Öte yandan; Anayasa Mahkemesi’nin iptali kararından önce Anayasa’ya aykırı bulunan ibare nedeniyle damga vergisi ve harçtan muaf tutulmayan, yüklü miktarda vergi ödemek durumunda kalan ihale isteklileri ile damga vergisi ve harçtan muaf tutulan ihale katılımcıları arasında eşitliğe ve adalete aykırı bir durum meydana gelmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, Anayasal ilkeleri ve vergilendirme ilkelerini ihlal eden düzenlemenin kaldırılması bakımından olumlu olsa da iptal kararından önce yapılan harç ve vergi ödemelerinin iadesi ile tam olarak adaletin tesisi sağlanabilecektir. Bu da Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesinin amaçsal olarak yorumlanması ile mümkün olacaktır.

Stj. Av. Gülşah Işık

Kaynakça:

  1. 2001/34 E. 2003/2 K. sayılı 14.01.2003 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı
  2. ÖKÇESİZ, (1998a) s.132
  3. ÇAĞAN s.144
  4. ÇAĞAN s.141
  5. Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı 39, Cilt 2, Ankara, 2004, s.598
  6. Özbudun, s.400
  7. Erol Cansel, Anayasa Mahkemesinin Verdiği İptal Kararlarından Doğan Kimi Sorunlar”
  8. Anayasa Mahkemesi Kararlarının Geriye Yürümezliği Sorunu, Ankara Barosu Dergisi, 1990/3, s.362
  9. ÇAĞAN s.143
  10. Kuzu, s. 197

Kaynak: Stj. Av. Gülşah Işık- İçerik, Özgun Law firmasının özel izni ile yayınlanmıştır. Yazıya ilişkin tüm hak ve sorumluluk yazara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

“Çalışma Koşullarında Esaslı Değişiklik” Kavramı ve İş Hukukunda Değişiklik Feshi

Yargıtay Kararları Işığında Yoksulluk Nafakasının Artırılıp Azaltılması ve Kaldırılması Davasına Genel Bakış

]]>
https://www.muhasebenews.com/anayasa-mahkemesinin-iptal-karari-ile-damga-vergisi-kanunu-ve-harclar-kanununda-yer-alan-uluslararasi-ihale-tanimindaki-degisiklik-ve-kismi-iptal-kararinin-degerlen/feed/ 0
Sanatçı, düşünür, film, tiyatro, sahne, gösteri, müzik, resim, heykel ve yazarların sigortalılığı  https://www.muhasebenews.com/sanatci-dusunur-film-tiyatro-sahne-gosteri-muzik-resim-heykel-ve-yazarlarin-sigortaliligi/ https://www.muhasebenews.com/sanatci-dusunur-film-tiyatro-sahne-gosteri-muzik-resim-heykel-ve-yazarlarin-sigortaliligi/#respond Fri, 30 Jul 2021 02:14:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=111997 Sanatçı, düşünür ve yazarların sigortalılığı 

506 sayılı Kanuna 11/7/1978 tarihinden itibaren ilave edilen ek 10 uncu madde ile bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları, müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşıları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar, düşünür ve yazarlar sigortalı sayılmıştır.

2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe giren Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarların sigortalılıkları aynı şartlarla devam ettirilmiştir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği (SSİY) ekinde yer alan tabloda belirtilen işleri yapanlar (EK-4) sigortalı sayılmışlardır.

Sanatçıların çalışma sürelerinin diğer meslek gruplarından farklılık göstermesi ve kayıt dışılığın fazla olması hususları da dikkate alınarak kayıtlı çalışmanın artırılması amacıyla Kanuna 1/3/2011 tarihinden itibaren eklenen ek 6 ncı madde ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılanlardan ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olanlar, primi 30 gün üzerinden kendileri tarafından ödenmek kaydıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına alınmışlardır. Bunlar hakkında bu Genelgenin ikinci kısım üçüncü bölümündeki açıklamalar doğrultusunda işlem yapılacaktır.

SSİY ekinde yer alan “Kanunun 4 üncü Maddesinin İkinci Fıkrasının (b) Bendi Kapsamında Sayılan Sigortalılara İlişkin Uğraşı Alanı ve Çalışanları Gösterir Liste”nin “1- Sinema sanatçıları ve çalışanları” bölümünde belirtilen işleri yapanların çalışma sürelerinin diğer meslek gruplarından farklılık göstermesi nedeniyle;

– Yapım şirketlerinde ya da yapım şirketlerine oyuncu, yardımcı oyuncu (figüran) temin eden ajanslarda çalışmaları nedeniyle işverenin emrinde, işveren tarafından belirlenen sürede ve ücret karşılığında çalışanlar 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalı sayılacaklardır.

– Yapım şirketlerine oyuncu temin eden ajanslarda 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olan figüranlar için yapım şirketlerince ajanslardan fatura mukabili hizmet satın alınması durumunda, bu kişilerin söz konusu işlerde görevlendirildikleri kabul edilmek suretiyle ayrıca sigortalı olarak bildirilmeyeceklerdir.

– Yapımcı şirket adına kendi hususiyetini vermek suretiyle bir eser (ürün) üreten, çalışma zamanı ve yeri yapımcı şirketin emir ve talimatı dışında bulunup mesleğini icra eden senarist, özgün müzik yapımcısı, diyalog yazarı ve başrol oyuncusu gibi kişiler, bireysel olarak yaptıkları bu işlerden dolayı serbest meslek faaliyeti yürütmesi nedeniyle doğan serbest meslek kazancı olan ve bu kapsamda serbest meslek makbuzu veya fatura düzenleyerek çalışanların yapım şirketi ile arasındaki ilişki istisna (eser) sözleşmesi kapsamında sayılarak 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık olarak değerlendirilecektir.

– (Ek, 28/2/2014 tarihli ve 2014/5 sayılı Genelge) Senaryo yazarlığı, özgün müzik yapımcılığı, yönetmenlik ve diyalog yazarlığı gibi işleri yapanların sırf vergi kaydının olmaması, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümleri çerçevesinde vergiden muaf olmaları sebebiyle belirtilen işleri vergiden muaf olarak ortaya bir eser koymak suretiyle gider pusulası mukabilinde gerçekleştirenler ile yapımcı arasında hizmet akdinin bulunmaması sebebiyle Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrası (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmayacaklardır.


Kaynak: SGK Genelge – 2013/11
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sanatci-dusunur-film-tiyatro-sahne-gosteri-muzik-resim-heykel-ve-yazarlarin-sigortaliligi/feed/ 0
Emlak Vergilerinin Kurum Kazancının Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınması https://www.muhasebenews.com/emlak-vergilerinin-kurum-kazancinin-tespitinde-gider-olarak-dikkate-alinmasi/ https://www.muhasebenews.com/emlak-vergilerinin-kurum-kazancinin-tespitinde-gider-olarak-dikkate-alinmasi/#respond Thu, 13 May 2021 02:26:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=107912 İşletme ile İlgili Olmak Şartıyla; Bina, Arazi, Gider, İstihlak, Damga, Belediye Vergileri, Harçlar ve Kaydiyeler Gibi Ayni Vergi, Resim ve Harçların Kurum Kazancının Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınması

İşletme ile ilgili olmak şartı ile ödenen bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir. Buna göre; işletme ile ilgili olan ve maddede sayılanlarla aynı mahiyette olan vergiler (banka ve sigorta vergileri, emlak vergileri, işletme ile ilgili olan taşıt vergileri) gider olarak kabul edilebilmektedir. İşletme ile ilgili mükellef sıfatıyla ödenen emlak vergileri de indirilebilir.

Mükellef sıfatıyla ödenen damga ve harçlar indirilebilir. Verginin asıl mükellefçe başka bir işletmeye yansıtılması durumunda, diğer işletmenin bu tutarı gider olarak yazması mümkün değildir.

BSMV’nin mükellefi banka, banker ve sigorta şirketleri olup, bunlar tarafından ödenen vergi indirilir. Uygulamada BSMV müşteriye yansıtılmaktadır. Bu durumda mükellefler (banka müşterisi) bu vergiyi GVK madde 40/1’e göre gider yazabilirler.

Öte yandan KDV Kanunu uyarınca indirimi kabul edilmeyen KDV ticari kazancın tespitinde gider ya da maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir.

“Müşavirlik hizmeti veren davacının müşterilerinin işlemleri için kullanılmak üzere satın aldığı ve düzenlediği hizmet faturalarında bedele dahil unsurlar arasında gösterilmeyen damga pulu alış bedellerinin maliyet kayıtlarına intikal ettirilemez.

Müşavirlik faaliyetine ait olmadığı halde maliyet kayıtlarına aldığı ve müşterisine yansıttığı bedelleri hasılat kayıtlarına intikal ettirdiğini kanıtlama yükü kendisine ait olan ve bu yönde bir kanıt sunamayan davacı adına yapılan tarhiyatın, damga vergilerinin davacı tarafından ödendiği gerekçesiyle kaldırılması hukuka uygun düşmemiştir.”

DANIŞTAY 3. DAİRE, E.2007/513, K.2009/775

 

 

 


Kaynak: TÜRMOB Kurumlar Vergisi Rehberi – 2021 Nisan
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/emlak-vergilerinin-kurum-kazancinin-tespitinde-gider-olarak-dikkate-alinmasi/feed/ 0
Sadece maket bıçağı ve tutkal kullanılarak tropikal ağaç parçalarından yapılan resim çalışmaları vergiden muaf mıdır? https://www.muhasebenews.com/sadece-maket-bicagi-ve-tutkal-kullanilarak-tropikal-agac-parcalarindan-yapilan-resim-calismalari-vergiden-muaf-midir/ https://www.muhasebenews.com/sadece-maket-bicagi-ve-tutkal-kullanilarak-tropikal-agac-parcalarindan-yapilan-resim-calismalari-vergiden-muaf-midir/#respond Sat, 13 Feb 2021 08:53:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=104490 Sadece maket bıçağı ve tutkal kullanılarak tropikal ağaç parçalarından yapılan resim çalışmalarının vergilendirilmesi hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-120[18-2019/461]-E.821988

06.11.2020

Konu

:

Sadece maket bıçağı ve tutkal kullanılarak tropikal ağaç parçalarından yapılan resim çalışmalarının vergilendirilmesi hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, evinizde sadece maket bıçağı ve tutkal kullanarak tropikal ağaç parçalarından resimler yaptığınız ve bu çalışmalarınızın Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğünce güzel sanat eseri olarak kabul edildiği belirtilerek, söz konusu çalışmalarınızın satışından elde edeceğiniz kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde yer alan esnaf muaflığından veya 18 inci maddesinde yer alan serbest meslek kazanç istinasından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 ncı maddelerinde, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı olduğu ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin serbest meslek erbabı oldukları belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratların satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanun’un 94’üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

(7194 sayılı kanunun 10 uncu maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 07.12.2019) Bu madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.” hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş ve maddenin ikinci bendinde 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı BKK gereğince) % 17 oranında, diğer ödemelerden ise % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür.

Buna göre, maket bıçağı ve tutkal kullanarak tropikal ağaç parçalarından yaptığınız resim çalışmalarınızın satışı nedeniyle elde edilen hasılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisna hükmünden faydalanmanız mümkün bulunmaktadır.

Ancak, resim çalışmalarınızın satışından 2020 takvim yılında elde edeceğiniz kazancınızın, Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde, kazancınızın tamamını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmeniz gerekmektedir.

Ayrıca, resim çalışmalarınızın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasına istinaden tevkifat yapmak mecburiyetinde olanlarca satın alınması halinde, tarafınıza yapılacak ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği tabiidir.

 

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sadece-maket-bicagi-ve-tutkal-kullanilarak-tropikal-agac-parcalarindan-yapilan-resim-calismalari-vergiden-muaf-midir/feed/ 0
Bir işyeri açarak resim öğretmenliği yapan bir kişi serbest meslek mükellefiyeti açmalıdır https://www.muhasebenews.com/bir-isyeri-acarak-resim-ogretmenligi-yapan-bir-kisi-serbest-meslek-mukellefiyeti-acmalidir/ https://www.muhasebenews.com/bir-isyeri-acarak-resim-ogretmenligi-yapan-bir-kisi-serbest-meslek-mukellefiyeti-acmalidir/#respond Sat, 30 Jan 2021 04:46:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101700 T.C.
SİVAS VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü

Sayı

:

67630374-120[Gelir Vergisi Kanunu Uygulamaları]-4

31/10/2016

Konu

:

Gelir Vergisi Kanunu Uygulamaları

      İlgide kayıtlı talep formunda, herhangi bir kamu kurumunda çalışmadığınız, resim öğretmeni olduğunuz, bir işyeri kiralayıp ücret karşılığı resim kursu vereceğiniz, serbest meslek kazanç defteri mi yoksa işletme defteri mi tasdik ettireceğiniz konusunda Defterdarlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Serbest meslek kazancının tarifi” başlıklı 65’inci maddesinde;

 ” Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.

…” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 66’ncı maddesinde ise, serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin serbest meslek erbabı olduğu, serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılmasının bu vasfı değiştirmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, serbest meslek faaliyetinde ana unsur, faaliyetin sermayeden çok kişisel çalışmaya, ilmi ya da mesleki bilgiye dayanmasıdır. Bu kapsamda, ticari bir organizasyon ve sermaye unsuru hakim olmaksızın, şahsi mesai veya mesleki bilgiye dayanarak kendi nam ve hesabınıza ücret karşılığı yapacağınız resim öğretmenliği faaliyeti, serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmektedir.

Bu itibarla, şahsi mesaiye ve mesleki bilgiye dayanarak bir işverene bağlı olmaksızın bir işyeri açarak ücret karşılığı yapacağınız resim öğretmenliği faaliyeti serbest meslek faaliyeti kapsamında olup, elde edeceğiniz kazanç dolayısıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 210’uncu maddesi hükümlerine göre serbest meslek kazanç defteri tutmanız ve aynı Kanunun 236’ncı maddesi uyarınca iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenleyerek bir nüshasını müşteriye vermeniz gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bir-isyeri-acarak-resim-ogretmenligi-yapan-bir-kisi-serbest-meslek-mukellefiyeti-acmalidir/feed/ 0
Resim ve moda, ayakkabı tasarım çalışmalarının eser istisnasından yararlanıp yararlanamayacağı https://www.muhasebenews.com/resim-ve-moda-ayakkabi-tasarim-calismalarinin-eser-istisnasindan-yararlanip-yararlanamayacagi/ https://www.muhasebenews.com/resim-ve-moda-ayakkabi-tasarim-calismalarinin-eser-istisnasindan-yararlanip-yararlanamayacagi/#respond Thu, 21 Jan 2021 07:16:14 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=102092

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[18-11/23]-263

21/02/2012

Konu

:

Resim ve moda ,ayakkabı tasarım çalışmalarının eser istisnasından yararlanıp yararlanamayacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde, mülkiyeti kendinize ait atölyede akrilik, suluboya, yağlı boya kullanarak yaptığınız resim çalışmalarınız ile elde çizim ve renklendirme şeklinde yaptığınız moda-ayakkabı tasarım çalışmalarınızın Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğünce güzel sanat eseri kapsamında değerlendirildiğini belirterek, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesindeki istisnadan yararlanıp yararlanmayacağınız konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 ncı maddelerine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler de serbest meslek erbabıdır.

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye,roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür,fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi,bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanmak veya kitap,CD, disket,resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.” hükmü yer almaktadır.

Yine aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi tevkifatı yapacaklar sayılmış olup, aynı maddenin 2/a bendinde 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden %17 oranında, 2/b bendinde de diğerlerinden %20 oranında (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince) gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, ilgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan 20.10.2011 tarih ve 215141 sayılı yazıda, resim, moda ve ayakkabı tasarım çalışmalarınızın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser niteliği taşıdığı belirtilmiştir.

Buna göre, söz konusu resim çalışmalarınızdan dolayı elde edeceğiniz hasılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan faydalanmanız mümkün bulunmaktadır. Moda ve ayakkabı tasarım çalışmalarınız ise, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde güzel sanat eseri olarak değerlendirilmiş olmakla birlikte, söz konusu çalışmalar Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde sayılan eser grupları içerisinde yer almadığından, aynı maddede belirtilen istisnadan faydalanmanız mümkün bulunmamakta olup, söz konusu faaliyetleriniz dolayısıyla elde edeceğiniz kazancın serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca söz konusu istisna kapsamında bulunan çalışmalarınızın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasına istinaden tevkifat yapmak mecburiyetinde olanlarca satın alınması halinde, tarafınıza yapılacak ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı ve istisna kapsamındaki bu kazançlarınız için yıllık beyanname verilmeyeceği tabiidir.

Öte yandan serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

Buna göre, serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin, 213 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümlerinde yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. Ancak, konuya ilişkin olarak 224 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini sadece aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi veya kurumlara teslim eden serbest meslek erbabından isteyenlerin, defter tasdik ettirme ve tutma ile belge düzenleme zorunluluklarının kaldırıldığı açıklanmıştır.

Bu çerçevede, söz konusu faaliyetinizi mutad meslek halinde ifa etmeniz ve istisna kapsamındaki eserlerinizi Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlar dışındakilere de satmanız halinde, 213 Sayılı Kanunun 153, 172, 210 ve 236 ncı maddeleri uyarınca işe başlama bildiriminde bulunma, serbest meslek kazanç defteri tutma ve serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/resim-ve-moda-ayakkabi-tasarim-calismalarinin-eser-istisnasindan-yararlanip-yararlanamayacagi/feed/ 0
Ambalaj giderleri KDV Matrahına dahil midir? https://www.muhasebenews.com/ambalaj-giderleri-kdv-matrahina-dahil-midir/ https://www.muhasebenews.com/ambalaj-giderleri-kdv-matrahina-dahil-midir/#respond Fri, 29 May 2020 07:42:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=85396 KDV Kanununun 20 nci maddesinde teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği; 24/b maddesinde ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurların, 24/c maddesinde de vade farkı, fiyat farkı, faiz vb. unsurların matraha dahil olduğu hükme bağlanmıştır.

 

 


Kaynak: KDV 60 no.lu sirküler
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ambalaj-giderleri-kdv-matrahina-dahil-midir/feed/ 0
İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğ (İhracat: 2017/4)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (İhracat: 2019/4) https://www.muhasebenews.com/ihracat-transit-ticaret-ihracat-sayilan-satis-ve-teslimler-ile-doviz-kazandirici-hizmet-ve-faaliyetlerde-vergi-resim-ve-harc-istisnasi-hakkinda-teblig-ihracat-2017-4de-degisiklik-yapilm/ https://www.muhasebenews.com/ihracat-transit-ticaret-ihracat-sayilan-satis-ve-teslimler-ile-doviz-kazandirici-hizmet-ve-faaliyetlerde-vergi-resim-ve-harc-istisnasi-hakkinda-teblig-ihracat-2017-4de-degisiklik-yapilm/#respond Sat, 11 May 2019 07:45:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=57639
11 Mayıs 2019 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 30771
TEBLİĞ
Ticaret Bakanlığından:
İHRACAT, TRANSİT TİCARET, İHRACAT SAYILAN SATIŞ VE TESLİMLER İLE
DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMET VE FAALİYETLERDE VERGİ, RESİM VE
HARÇ İSTİSNASI HAKKINDA TEBLİĞ (İHRACAT: 2017/4)’DE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
(İHRACAT: 2019/4)

MADDE 1 – 18/5/2017 tarihli ve 30070 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğ (İhracat: 2017/4)’e aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Vergi, resim ve harç istisnası belgelerinin iptaline ilişkin geçici uygulama

GEÇİCİ MADDE 3 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Tebliğin 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde iptal edilmiş ve aynı maddenin beşinci fıkrası çerçevesinde iptal işleminin geri alınması için Bakanlığa başvurulmamış vergi, resim, harç istisnası belgelerinin kapatma işleminin yapılabilmesini teminen, (belge kapsamında kısmen ya da tamamen müeyyide tahsil edilmediğinin tespiti kaydıyla) bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 (üç) ay içerisinde Bakanlığa başvurulması halinde, söz konusu belgenin iptal işlemi geri alınabilir.”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Ticaret Bakanı yürütür.

Tebliğ Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

18/5/2017

30070

Tebliğde Değişiklik Yapan Tebliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

31/12/2018

30642 (4. Mükerrer)

 

 


Kaynak: Resmi Gazete
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihracat-transit-ticaret-ihracat-sayilan-satis-ve-teslimler-ile-doviz-kazandirici-hizmet-ve-faaliyetlerde-vergi-resim-ve-harc-istisnasi-hakkinda-teblig-ihracat-2017-4de-degisiklik-yapilm/feed/ 0