pusula – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 21 Jul 2022 07:30:38 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Senaristlere yapılan ödemelerin KDV, Stopaj ve Vergi Usul Yönünden uygulaması https://www.muhasebenews.com/senaristlere-yapilan-odemelerin-kdv-stopaj-ve-vergi-usul-yonunden-uygulamasi/ https://www.muhasebenews.com/senaristlere-yapilan-odemelerin-kdv-stopaj-ve-vergi-usul-yonunden-uygulamasi/#respond Thu, 21 Jul 2022 07:30:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=129288 Müşteri firmam senariste senaryo için ödeme yaptı. Senaristin muafiyeti varmış, Gider pusulası düzenledik.Bakanlıktan eser yazısı olmadığı için yüzde 17 değil yüzde 20 stopajlı pusula düzenledik. Bunu Muhtasarda beyan ederken 021 kodu ile mi yoksa 022 kodu ile mi beyan etmemiz gerekiyor?

021 Kod dan beyan edilir. 021 kod açıklamasında 18. madde diye yazamaktadır. GVK 18. madde telif kazançlarını düzenleyen maddedir.
022 kod ise Diğer Serbest Meslek erbaplarının kesintilerini içindir (SMM SMMM YMM Av.Doktor Mühendis vb )


Dizi ve sinema filmleri için senariste, müzik bestecisine ve yönetmene yapılan ödemeler hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[230-2012/VUK-1- . . .]–1291

22/08/2013

Konu

:

Dizi ve sinema filmleri için senariste, müzik bestecisine ve yönetmene yapılan ödemeler.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; dizi ve film yapımcılığı sektöründe faaliyette bulunduğunuz, dizi ve sinema filmi senaryo yazımı için senariste, müzik bestecisi, sinema yapımcısı ve yönetmenine ücret ve telif hakkı kapsamında ödeme yaptığınız, bu faaliyeti icra edenlerin farklı şirketlerde aynı hizmeti vermelerinden dolayı bordro düzenlemediğiniz, bu ödemelere istinaden gider pusulası düzenleyip muhtasar beyanname ve 2 No.lu beyanname ile beyan ettiğinizi belirterek, yapılan işlemlerin vergi mevzuatına uygun olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almış olup, Kanunun 65 ve 66 ncı maddelerine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin de serbest meslek erbabı oldukları belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde, “Müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitlerin bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanmak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisi’nden müstesnadır.

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

Yukarıda yazılı kazançların arizi olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.” hükmü yer almaktadır.

Yine aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı: zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin (2) numaralı bendinde, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden %17, diğer işlerde ise %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Bu hükümlere göre, dizi ve film çekimi için senaryo yazan senaristlerin, müzik bestecilerinin ve yönetmenlerin çalışmalarının, Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesi kapsamında serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup

– Senaristlerin yazdığı senaryoların, müzik bestecilerinin yaptıkları bestelerin ve yönetmenlerin yapmış oldukları çalışmaların eser niteliği taşıdığının Kültür ve Turizm Bakanlığından alınacak yazı ile belgelendirilmesi durumunda yapılan çalışmalar Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisna kapsamında değerlendirilerek, yapılacak ödemelerden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (2-a) bendi uyarınca %17 oranında,

– Çalışmaların eser olduğunun belgelendirilememesi durumunda ise, serbest meslek kazancına ilişkin genel hükümler çerçevesinde yapılacak ödemelerden 94 üncü maddesinin (2-b) bendi uyarınca %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Ancak, söz konusu dizi ve sinema filmleri için işçi-işveren ilişkisini doğuran sözleşme akdedilmesi ve sözleşme dahilinde söz konusu faaliyetlerin, işveren konumundaki gerçek veya tüzel kişilerin emir ve talimatları doğrultusunda devamlılık ve bağlılık arz edecek şekilde ifa edilmesi durumunda, bu kapsamda bahsi geçen kişilere yapılan ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri uyarınca ücret olarak gelir vergisine tabi tutulması gerekir.

            II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabi bulunmaktadır.

Arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetlerinde ise vergi uygulanmayacaktır.

4 üncü maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu; bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek şeklinde gerçekleşebileceği, 6 ncı maddesinde; işlemlerin Türkiye’de yapılmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasını,

9 uncu maddesinde; mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

20 nci maddesinde ise, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,

hükme bağlanmıştır.

117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “2.2. Serbest Meslek Faaliyeti çerçevesinde Yapılan Teslim ve Hizmetler” başlıklı bölümünde;

“2.2.1. KDV Kanununun (1/1) maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir. Sözü edilen faaliyetleri mutad ve sürekli olarak yapanlar KDV mükellefi olacak, arızi serbest meslek faaliyetinde bulunanların ise KDV mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.

2.2.2. Serbest meslek faaliyetlerini mutad ve sürekli olarak yapanların prensip olarak, KDV mükellefiyeti tesis etmeleri gerekmektedir. Ancak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV nin bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için KDV mükellefiyetinin sadece Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması gerekmektedir.

Ayrıca, sorumluluk uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemleri yapan kişilerin, bu şekilde işlem yapılmasını önceden vergi sorumlusuna (Gelir Vergisi Kanunuun 94 üncü maddesinde sayılanlara) bildirmesi gerekmektedir.

İşlemlerine ait verginin beyan ve ödeme mükellefiyeti sorumlular tarafından yerine getirilen serbest meslek mensupları (Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde sayılanlar) ayrıca KDV beyannamesi vermeyecek ve defter tutmayacaklardır. İşlemin belgelendirilmesi ise Vergi Usul Kanununun genel hükümlerine göre gerçekleştirilecektir.

Bu uygulamaya göre, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar, aynı Kanunun 18 inci maddesi kapsamına giren kişilere yapacakları ödemeler ile ilgili olarak gelir vergisi (GV) stopaj tutarı dahil işlem bedeli üzerinden KDV hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyeceklerdir. Hesaplanan KDV tutarı gelir vergisi stopaj matrahına dahil edilmeyecektir.

2.2.3. Gelir Vergisi Kanununun I8 inci maddesi kapsamına giren teslim veya hizmetleri aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar yanında bu maddede yer almayanlara da yapanlar yukarıda belirtilen uygulamadan faydalanamayacaktır.

Sorumluluk uygulamasını tercih etmeyenler ile esasen bu kapsama girmesi mümkün olmayan mükelleflerin, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar ile bunlar dışındakilere yaptıkları işlemleri sebebiyle hesaplanan KDV, Tebliğin (3.) bölümü saklı kalmak kaydıyla, kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Bu mükellefler genel hükümler çerçevesinde defter tutacak, belge düzenleyecek ve KDV beyannamesi vereceklerdir. Bu durumda, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların, Tebliğin (3.) bölümü saklı kalmak kaydıyla, bu işlemler sebebiyle vergi sorumlulukları söz konusu olmayacaktır.

…” açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre, dizi ve film yapımcılığı faaliyetiniz ile ilgili olarak, yurt içinden temin edilecek senarist, besteci, yapımcı ve yönetmenlerin yaptığı işin sermayeden ziyade ilmi ya da mesleki bilgiye veya ihtisasa dayalı olarak ve ticari mahiyette olmadan, mutad olarak sürdürülmesi halinde elde edilen gelir serbest meslek faaliyeti kapsamında KDV ye tabi olacaktır. Ancak, söz konusu faaliyetlerin mutad meslek haline getirmeden arızi olarak yapılması halinde ise elde edilen kazanç arızi kazanç olacağından katma değer vergisine tabi olmayacaktır.

Dolayısıyla söz konusu faaliyet çerçevesinde düzenlenecek serbest meslek makbuzunda KDV nin gösterilerek beyan edilmesi, arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla ödenen bedellere KDV uygulanmayacağından firmanız tarafından düzenlenecek gider pusulası üzerinden ayrıca KDV hesaplanmayacaktır.

Diğer taraftan, faaliyetinize ilişkin olarak senarist, müzik bestecisi, yapımcı ve yönetmenlerle firmanız arasında yapılacak bir hizmet akdiyle söz konusu kişilerin firmanızda ücretli konumunda çalıştırılmaları halinde yapılan ödemeler “ücret” niteliğinde olacağından ücret bedeli üzerinden KDV hesaplanmayacaktır.

            III-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

Serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarıncada mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

Mezkur Kanunun 234 üncü maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu hükmüne yer verilmiş, Kanunun 238 inci maddesinde ise; işverenlerin her ay ödedikleri ücretler için ücret bordrosu tutmaya mecbur oldukları hükmedilmiştir.

224 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde ise konuya ilişkin olarak, münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini sadece aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi veya kurumlara teslim eden serbest meslek erbabından isteyenlerin, defter tasdik ettirme ve tutma ile belge düzenleme zorunluluklarının hasılat tutarına bağlı olmaksızın kaldırıldığı, aldığı eser ve hizmetleri bu kişiler tarafından düzenlenmiş serbest meslek makbuzu ile belgelemek zorunda olan mükelleflerin ise harcamalarını bunlara gider pusulası imzalatmak suretiyle tevsik edecekleri açıklanmıştır.

Buna göre;

Senaristlerin yazdığı senaryoların, müzik bestecilerinin yaptıkları bestelerin ve yönetmenlerin yapmış oldukları çalışmaların münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamındaki işlemlerden ibaret olması ve bu işlemlerin tamamının aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi ve kuruluşlara yapılması durumunda şirketinizce bu kişilere yapılan ödemelerin gider pusulası ile belgelendirilmesi ve gelir vergisi stopajı tutarı dahil işlem bedeli üzerinden KDV hesaplanarak sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenmesi,

Yukarıda sayılan kişilerin mezkûr Kanunun 18 inci maddesinde sayılanlar dışında faaliyetinin de olması veya söz konusu 18 inci madde kapsamındaki işlemlerinin 94 üncü maddede sayılanlar yanında diğer kişi ve kuruluşlara da yönelik olması halinde bu kişilerce şirketinize serbest meslek makbuzu düzenlenmesi,

Belirtilen faaliyetlerin süreklilik arz etmeyecek şekilde arızi olarak yapılması halinde, şirketinizce bu kişilere yapılan ödemeler için gider pusulası, hizmet akdi ile söz konusu kişilerin firmanızda ücretli olarak çalışması halinde ise, başka firmalarda da ücretli çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın, bu kişiler adına ücret bordrosu düzenlenmesi

gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/senaristlere-yapilan-odemelerin-kdv-stopaj-ve-vergi-usul-yonunden-uygulamasi/feed/ 0
Bankadan yapılan ücret ödemeleri için işveren personeline bordrolarını imzalatmak zorunda mıdır? https://www.muhasebenews.com/bankadan-yapilan-ucret-odemeleri-icin-isveren-personeline-bordrolarini-imzalatmak-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/bankadan-yapilan-ucret-odemeleri-icin-isveren-personeline-bordrolarini-imzalatmak-zorunda-midir/#respond Thu, 28 Apr 2022 23:30:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115755 Ücreti bankaya yatan personele ücret bordrosunu imzalatmak zorunlumu? Zorunlu ise 600 kişi çalışan fabrika da personellerden imza almak sıkıntı oluyor. Bu konu da nasıl bir yol izlememizi tavsiye edersiniz?

Ücret ödemelerinin banka kanalı ile yapılması ile imzası bordrodan dolayı yukarıdaki bahsedilen idari yaptırımların önüne geçebilmektedir.

Ücret hesap pusulası ya da ücret tediye bordrosunda işçi imzasının olması ücretin ödendiğine dair kanıt olacağı için banka kanalı ile yapılacak ödemelerde işçi imzası aranmamaktadır ve aksi ispat edilene kadar ücret bordrosunda yazılan bilgilerin de geçerli olduğunu hatırlatmamız gerekmektedir. İşçi ile işveren arasında ücret ve sair haklar yönünden anlaşmazlıkların olduğu Yargıtay’da bulunan dosya yükünden de anlaşılmaktadır. 

Yargıtay’ın bazı kararlarında işçi imzasının zorunluluk olarak arandığı görülmektedir.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU 

Kanun Numarası : 5510 

Kabul Tarihi : 31/5/2006

Kurumca verilecek idarî para cezaları 

MADDE 102- (Değişik: 17/4/2008-5754/60 md.) 

5) İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasının bulunması zorunludur. Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı tutarında,

 idari para cezası uygulanır. İbraz süresi geçirildikten sonra incelemeye sunulan ve tümünün veya bir bölümünün geçersiz olduğu tespit edilen defter ve belgeler yönünden, ayrıca geçersizlik fiilleri için idari para cezası uygulanmaz, sadece tutulan defter türü dikkate alınarak bu bendin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerine göre idari para cezası uygulanır.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bankadan-yapilan-ucret-odemeleri-icin-isveren-personeline-bordrolarini-imzalatmak-zorunda-midir/feed/ 0
Kuyumcular e-gider pusulası düzenlemek zorunda mıdır? https://www.muhasebenews.com/kuyumcular-e-gider-pusulasi-duzenlemek-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/kuyumcular-e-gider-pusulasi-duzenlemek-zorunda-midir/#respond Thu, 03 Feb 2022 08:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121731 Perakende kuyumcu, çeyrek altın bozduranlara gider pusulası düzenliyor. 5 bin TL’yi geçince e-gider pusulası mı düzenlenmelidir?

Merhaba; e-gider pusulası şu an için ihtiyari bir uygulamadır. 

5 bin TL sınırı, e-belge uygulamasına dahil olmayan mükelleflerin, vergi mükelleflerine düzenleyeceği faturalardaki kriter olarak alınan sınırdır. 


E defter mükellefi firmamız köylerde şahıslardan aldığı hurdaları teker teker gider pusulası düzenleyerek alıyor. Ayda 1.000 tane gider pusulası kesiyor. Çok zamanımızı alıyor. Çok zorlanıyoruz. E gider pusulası ile muhtelif müşteriler olarak toplu olarak gider pusulası düzenleyebilir miyiz?

Merhaba; elektronik gider pusulası şuan için ihtiyari bir uygulamadır. 

Kağıt ortamda da düzenlenen gider pusulalarının her muhatap için ayrı ayrı düzenlenmesi gereklidir.


Hediyelik eşya yapan bir mükellefim var. Dışardan kadınlara iş veriyorlar süsleme işi yaptırıyorlar. Gider pusulasında süreklilik arz etmemesi için yılda kaç defa olması gerekiyor?

Dışarıda yaptırılan iş için; işi yapanların Basit usulde vergi mükellefi olmaları gerekir. 

Basit usulde vergi mükellefi olanlar fatura düzenler. (KDV istisnası uygulanır.) 

Gider pusulası düzenlenmez. GV stopajı olmaz.


Banka ve ödeme kuruluşlarından yapılan ödemeler gider pusulası yerine geçer diye tebliğ yayımlanmıştı. Bu durumda şirket ortaklarından kiraladığı araçlar için her ay gider pusulası kesip Stopaj ve S.S. ile KDV ödüyorduk. Ödemeler banka aracılığıyla yapıldığından bu durumda gider pusulası kesmeden işlemlere devam edebilir miyiz? 

Bankadan ödemesi kira için ayrıca Gider pusulası düzenlenmez. Dekont Gider pusulası yerine geçer 

7338 SAYILI YASA İLE YAPILAN DÜZENLEMEYE GÖRE; VUK’un 234’üncü maddesinde Yapılan düzenleme ile, gider pusulasının düzenlenme zorunluluğunun bulunduğu durumlara açıklık getirilmekte ve belgenin düzenlenme süresinin de 7 gün olduğu açık bir şekilde ifade edilmektedir. Ayrıca, maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır. (7338 SK Md.23)


E defter mükellefi firmamız köylerde şahıslardan aldığı hurdaları teker teker gider pusulası düzenleyerek alıyor. Ayda 1.000 tane gider pusulası kesiyor. Çok zamanımızı alıyor. Çok zorlanıyoruz. E gider pusulası ile muhtelif müşteriler olarak toplu olarak gider pusulası düzenleyebilir miyiz?

Merhaba; elektronik gider pusulası şuan için ihtiyari bir uygulamadır. 

Kağıt ortamda da düzenlenen gider pusulalarının her muhatap için ayrı ayrı düzenlenmesi gereklidir.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kuyumcular-e-gider-pusulasi-duzenlemek-zorunda-midir/feed/ 0
Kendi sattığı ürünlerden iş yerinde kullanan firmalar bu işlem için bir belge düzenlenmeli midir? https://www.muhasebenews.com/kendi-sattigi-urunlerden-is-yerinde-kullanan-firmalar-bu-islem-icin-bir-belge-duzenlenmeli-midir/ https://www.muhasebenews.com/kendi-sattigi-urunlerden-is-yerinde-kullanan-firmalar-bu-islem-icin-bir-belge-duzenlenmeli-midir/#respond Tue, 01 Feb 2022 00:30:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121660 Marketçilik işi yapan bir firmamız personel yemeklerini dışardan temin etmekteydi.  Fakat firma bundan sonra yemek giderlerini kendi mağazasından karşılayıp kendi yemekhanesinde hazırlayacaktır. Bundan Dolayı gider pusulası düzenleyebilir mi?

Yemek için alınan malzemeler 770 hesaba yazılır. 

Malzeme mağazadaki mal ve malzemeden kullanılacak ise kullanılacak malzeme 153 hesaptan 770 hesaba virman yapılır. 

Gider pusulası da fatura da düzenlenmez.


İşçilere yapılan ayni yardımların vergisel durumu hk.

Sayı: 

B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-495

Tarih: 

03/11/2015

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

  
Sayı:67854564-1741-49503/11/2015
Konu:İşçilere yapılan ayni yardımların vergisel durumu hk. 

         İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ilimiz … Vergi Dairesi Müdürlüğünün   … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, yer altı kömür madeni işlettiğiniz, şirketinizce yer altında çalışan işçilerinize ücret dışında toplu iş sözleşmesinin  bir gereği olarak .. İşletmelerinden kömür alabilmeleri için belge verildiği ve bu işletmelerce de işçilere verilen kömürlere ilişkin faturaların şirketiniz adına düzenlendiği  belirtilerek, dağıtılan söz konusu kömürler için her bir işçi adına fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı, hesaplanacaksa bu KDV tutarının kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği, dağıtılan kömürün satın alma bedelinin kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.

            I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

         193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesinde;

         “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

         Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almaktadır.

         Yine aynı Kanunun 94’üncü maddesi ile maddenin birinci fıkrasında sayılanlar   tarafından, maddede bentler halinde sayılan ödemelerin nakden veya hesaben yapıldığı anda istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapılacağı, aynı fıkranın birinci bendi ile de hizmet erbabına ödenen ücretlerin 103 ve 104’üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacağı hükme bağlanmış, 96’ncı maddesinin birinci fıkrasında ise hesaben ödeme deyiminin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade edeceği belirtilmiştir.

         Mezkur Kanunun 23’üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışanların münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretlerinin gelir vergisinden istisna edildiği hükme bağlanmıştır.

         Konu ile ilgili olarak 25.02.1982 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 135 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “I-İstisna ve Muaflıklar”başlıklı bölümünün “D-Ücretlerde İstisnalar” başlıklı ayrımında,

         “1. Toprak Altı Maden İşletmelerinde Çalışanların Ücretlerine Uygulanacak İstisna:

         Bilindiği gibi, bu konuya ilişkin açıklamaların yapıldığı 128 Seri Sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer işlerde çalışan işçi, mühendis, jeolog, topoğraf gibi hizmet erbabının münhasıran yer altında çalıştıkları zamanlara ait ücretleri ile bu tür hizmet erbabına yıllık dönemler itibariyle yapılan ikramiye ve benzeri nitelikteki ödemelerin yer altında çalışılan süreye isabet eden kısımlarının Gelir Vergisi Kanununun 23/3’üncü maddesi gereğince vergiden istisna edileceği açıklanmıştır.

         Buna göre, toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer bütün işlerde çalışan hizmet erbabına hafta tatili ve genel tatil günleri için ödenen ücretlerin de yer altında geçen zamana isabet eden kısımları vergiden müstesna tutulacak; resmi tatil günleri dışında kalan izin günlerine ilişkin olarak ödenen ücretler ise, istisna kapsamına dâhil edilmeyerek vergiye tabi tutulacaktır. Bu tür hizmet erbabının istisna kapsamına dâhil bulunmayan ve vergiye tabi tutulacak ücretlerinin vergilendirilmesinde ücretin ödeme dönemine göre genel, özel ve varsa sakatlık indirimleri uygulanacaktır.

         Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 98’inci maddesine göre, 94’üncü maddesi gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Bu nedenle, toprak altı işletmesi halinde bulunan madenlerde cevher istihsali ve bununla ilgili diğer işlerde çalışanların ücretlerinin peşin ödenmekte olması halinde ücretin ödenmesi anında söz konusu istisna uygulanmayacak, ancak ay sonunda bu kişilerin yer altında çalıştıkları süreler tespit edilerek, bu sürelere ilişkin ücretler vergiden istisna edilecek ve muhtasar beyannamede istisna uygulandıktan sonra tespit edilen vergi beyan edilecektir.”

         açıklamaları yer almıştır.

         Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre; şirketinizin personelinize  yaptığı yakacak kömür yardımı bedellerinin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesi kapsamında net ücretin bir unsuru olarak değerlendirilip, ücretin brüt tutarı hesaplanarak, brüt tutar üzerinden aynı Kanunun 94’üncü maddesinin 1’inci bendi gereği tevkifat yapılması gerekmektedir.

         Ancak, yakacak yardımı yapılacak söz konusu personellerin çalışma süresinin bir kısmını yeraltında geçirmesi durumunda, çalışanlara yakacak yardımı adı altında yapılacak ücret ödemelerinin yeraltında çalışılan süreye isabet eden kısmı 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23’üncü maddesinin (3) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden istisna edileceği tabiidir.

            II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

         213 sayılı Vergi Usul Kanununun 238’inci maddesinde “İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (Ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz… ” hükmüne yer verilmiştir.

         Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; toplu  iş sözleşmesinin bir gereği olarak  personelinize yapılan yakacak kömür yardımı kapsamında dağıtılan kömürlere ait tutarların, 193 sayılı  Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesi uyarınca net ücretin bir unsuru olarak  değerlendirilmesi nedeniyle şirketinizce bahse konu  kömür yardım tutarları için  bu kişiler adına ücret bordrosu düzenlenmesi gerekmektedir.

            III-KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

         5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde;

         “(1)Kurumlar Vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır.

         (2)Safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır…” hükmü yer almaktadır.

         Gelir Vergisi Kanununun bilanço esasında ticari kazancın tespiti ile ilgili 38’inci maddesinde; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;

         1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.

         2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilâve olunur.

         Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer  verilmiştir.

         Bu hüküm gereğince, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci ve Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddelerinde sayılan giderler hasılattan indirim konusu yapılmaktadır.

         193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “İndirilecek giderler” başlıklı 40’ıncı maddesinde, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış, söz konusu maddenin 1 numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi ticari kazancın tespitinde indirilecek gider olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.

         Bu hükme göre, yapılan bir harcamanın yukarıda belirtilen maddeye göre genel gider olarak ticari kazançtan indirilebilmesi için; yapılan giderin kazancın elde edilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgili olması, işin ifası için gerekli olması, keyfi olmaması; işin hacmi ve mahiyetine uygun olması, karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyet unsuru olmaması gerekmektedir.

         Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, yakacak yardımı adı altında yapılan ücret ödemesinin brüt tutarının 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40/1 inci maddesine istinaden kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

            IV-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

         3065 Sayılı KDV Kanununun 1/1’inci maddesinde; Türkiye’de yapılan ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

         3/a maddesinde; vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı,

         hüküm altına alınmıştır.

         3065 Sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinin Teslim Sayılan Haller başlıklı I/A-3 bölümünde;

         ” . . . 

         3065 sayılı Kanunun (3/a)maddesine göre;

         -Vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi,

         -Vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi,

         teslim sayılarak vergiye tabi tutulur.

         Örnek: Akaryakıt ticareti ile uğraşan bir şahsın,satmak amacıyla aldığı bu akaryakıtın   bir kısmını özel otomobilinde kullanması veya ticaretini yaptığı dayanıklı tüketim mallarından bir kısmını kendi şahsi ihtiyacında kullanmak üzere işletmeden çekmesi veya ücret, ikramiye, hediye, teberru gibi adlarla işletme personeline vermesi de teslim sayılarak vergiye tabi tutulur.

         Bu gibi hallerde işletmeden çekilen değerlerin 3065 sayılı Kanunun 27’nci maddesine   göre emsal bedeli ile değerlendirilmesi gerekir.

         3065 sayılı Kanunun (3/b) maddesine göre, vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden istisna edilmiş olan mallar için her ne suretle olursa olsun kullanılması veya sarfı da teslim sayılır.”

         açıklamasına yer verilmiş, aynı tebliğin “Personele Sağlanan Menfaatler ” başlıklı I/B-5 bölümünde;

         “KDV uygulamasında personele bedelsiz sağlanan menfaatlerden aşağıda sayılanlar vergiye tabi tutulmaz:

         a) Personele işyerinde veya müştemilatında yemek verilmesi,

         b) Personele yatacak yer veya konut tahsisi,

         c) Personelin toplu olarak işyerine gidip gelmesini sağlamak amacıyla yapılan taşıma

hizmetleri,

         ç) Personele demirbaş olarak verilen giyim eşyası.

         İşletmenin iktisadi faaliyetini sürdürebilmesi için yapılan ve işletmede yaratılan katma değerin bir unsuru olan bu masraflar, maliyetin bir parçası olduğundan, personele tahsis sırasında vergiye tabi tutulmaz, bu mal ve hizmetlerin iktisabında yüklenilen vergiler ise genel hükümlere göre indirim konusu yapılabilir.”

         açıklaması yer almaktadır.

         Bu itibarla; şirketinizin yeraltında çalışan işçilerinize toplu iş sözleşmesi gereği yaptığı kömür yardımı 3065 sayılı Kanunun 3/a maddesi kapsamında teslim niteliğinde olduğundan verilen kömürün emsal bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

         Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kendi-sattigi-urunlerden-is-yerinde-kullanan-firmalar-bu-islem-icin-bir-belge-duzenlenmeli-midir/feed/ 0
Ev hanımlarına yaptırılan el işleri için gider pusulası düzenlenmeli midir? https://www.muhasebenews.com/ev-hanimlarina-yaptirilan-el-isleri-icin-gider-pusulasi-duzenlenmeli-midir/ https://www.muhasebenews.com/ev-hanimlarina-yaptirilan-el-isleri-icin-gider-pusulasi-duzenlenmeli-midir/#respond Sat, 29 Jan 2022 22:30:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120990 Hediyelik eşya yapan bir mükellefim var. Dışardan kadınlara iş veriyorlar süsleme işi yaptırıyorlar. Gider pusulasında süreklilik arz etmemesi için yılda kaç defa olması gerekiyor?

Dışarıda yaptırılan iş için; işi yapanların Basit usulde vergi mükellefi olmaları gerekir.

Basit usulde vergi mükellefi olanlar fatura düzenler. (KDV istisnası uygulanır.)

Gider pusulası düzenlenmez. GV stopajı olmaz.

Banka ve ödeme kuruluşlarından yapılan ödemeler gider pusulası yerine geçer diye tebliğ yayımlanmıştı. Bu durumda şirket ortaklarından kiraladığı araçlar için her ay gider pusulası kesip Stopaj ve S.S. ile KDV ödüyorduk. Ödemeler banka aracılığıyla yapıldığından bu durumda gider pusulası kesmeden işlemlere devam edebilir miyiz? 

Bankadan ödemesi kira için ayrıca Gider pusulası düzenlenmez. Dekont Gider pusulası yerine geçer

7338 SAYILI YASA İLE YAPILAN DÜZENLEMEYE GÖRE; VUK’un 234’üncü maddesinde Yapılan düzenleme ile, gider pusulasının düzenlenme zorunluluğunun bulunduğu durumlara açıklık getirilmekte ve belgenin düzenlenme süresinin de 7 gün olduğu açık bir şekilde ifade edilmektedir. Ayrıca, maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır. (7338 SK Md.23)

E defter mükellefi firmamız köylerde şahıslardan aldığı hurdaları teker teker gider pusulası düzenleyerek alıyor. Ayda 1.000 tane gider pusulası kesiyor. Çok zamanımızı alıyor. Çok zorlanıyoruz. E gider pusulası ile muhtelif müşteriler olarak toplu olarak gider pusulası düzenleyebilir miyiz?

Merhaba; elektronik gider pusulası şuan için ihtiyari bir uygulamadır.

Kağıt ortamda da düzenlenen gider pusulalarının her muhatap için ayrı ayrı düzenlenmesi gereklidir.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ev-hanimlarina-yaptirilan-el-isleri-icin-gider-pusulasi-duzenlenmeli-midir/feed/ 0
Kuyumcular kağıt gider pusulası düzenleyebilir mi? https://www.muhasebenews.com/kuyumcular-kagit-gider-pusulasi-duzenleyebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kuyumcular-kagit-gider-pusulasi-duzenleyebilir-mi/#respond Thu, 27 Jan 2022 15:30:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121498 E-defter mükellefi olan kuyumcu mükellefimiz var. Altın bozdurulurken kullandığımız gider pusulasını kağıt ortamda tutabilir miyiz?

7.000 TL ve üzeri ödemelerinizi (alışlarınız) Bankadan yapmanız gerekir.

Bankadan yapılan ödeme için dekont yeterlidir. Gider pusulası düzenlenmez.

7.000 TL’nin altındaki satın almanız için Gider pusulası düzenlenecektir.

01.01.2022 tarihi itibariyle gider pusulasında değişiklik oldu mu?

VUK’un 234’üncü maddesinde Yapılan yeni düzenleme ile, gider pusulasının düzenlenme süresinin de 7 gün olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca, maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır. İade edilen malların bedeli bankadan yapılması halinde ayrıca gider pusulası düzenlenmeyecektir. Dekont yeterli olacaktır.

Kağıt ortamında Gider pusulası düzenlenmesi de devam etmektedir.

Galerici mükellefimiz var. Oto alımlarının çoğu vergi mükellefi olmayan kişilerden oluşuyor. Nihai Tüketici diye tabir ettiğimiz kişilerden Noter satış sözleşmesi ile araçları alıyor. Örneğin 400.000 TL’ye vergi mükellefi olmayan birinden bu aracı noter kanalı ile aldık. Noter satış sözleşmesinde her ne kadar KDV dahil yazsa da bu vatandaş mükellef vs. değil. Bizde bu aracı binek olduğu için 153’e tamamını atıyoruz. BA formunda MATRAHI 400.000 TL mi yazmalıyım. Ya da hiç bildirmesem bir müeyyidesi var mı?

Vergi mükellefi olmayan kişilerden alınan taşıtlar için ayrıca Gider pusulası düzenlenecektir.

Gider pusulasında KDV ve GV stopajı hesaplanmaz. Ba formuna örneğinizdeki 400.000 TL yazılır.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kuyumcular-kagit-gider-pusulasi-duzenleyebilir-mi/feed/ 0
Bilgisayar hizmeti karşılığı düzenlenecek gider pusulasında uygulanacak stopaj oranı nedir? https://www.muhasebenews.com/bilgisayar-hizmeti-karsiligi-duzenlenecek-gider-pusulasinda-uygulanacak-stopaj-orani-nedir/ https://www.muhasebenews.com/bilgisayar-hizmeti-karsiligi-duzenlenecek-gider-pusulasinda-uygulanacak-stopaj-orani-nedir/#respond Wed, 26 Jan 2022 09:30:26 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121403 Bilgisayar ve internet hizmetimizi yaptırdık. Karşı taraf şahıs olduğu için fatura veremedi. Gider makbuzu imzalatacağız.  Gider makbuzunda stopaj oranı ne kadar ve muhtasar beyannamede hangi kod ile beyan etmeliyiz?

Aldığınız hizmet için düzenlenen Gider pusulasında %20 GV stopajı yapılmalıdır.

(Arızi serbest meslek kazancı) Muhtasar kodu 022

Bir çalışanımız son 3 yılda en az 600 günü var. 28.12.2020 de kçö ye girdi, 31.01.2021 de kçö den çıktı. 26.02.2021 de istifa sebebiyle işten ayrılmıştır. 01.03.2021 de başka bir yerde işe başlamıştır. İstifa sebebiyle tekrar işten çıkarsa işsizlik maaşı alabilir mi ?

İŞKUR tarafından belirlenen işsizlik maaşı alma şartları şu şekildedir:

Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak.

Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak.

Son 3 yıl içinde en az 600 gün süre ile sigorta primi ödemiş olmak.

1- Kıdem tazminatının ödenmesi için gereken koşullar nelerdir?

İşçinin, 1475 sayılı İş Kanunun 14’üncü maddesine göre, aynı işverene bağlı olarak en az 1 yıl çalışması ön koşulu ile birlikte;

– İşveren tarafından iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık nedenleri dışındaki nedenlerle iş sözleşmesinin feshedilmesi,

-İşçi tarafından sağlık, iyi niyet ve ahlak kuralarına aykırılık veya işyerinde işin durması ve benzeri nedenlerle sözleşmesinin feshedilmesi,

-Askerlik görevi nedeniyle işten ayrılma,

-Emeklilik hakkının elde edilmesi veya bu kapsamda yaş dışında gereken sigortalılık süresi ve prim gününün doldurulması nedeni ile işten ayrılma,

-Kadının evlenmesi halinde 1 yıl içinde kendi arzusu ile işten ayrılma,

-İşçinin ölümü,

koşullarından birinin gerçekleşmesi halinde kıdem tazminatı ödenmesi gerekmektedir.

2- İşyerinin satılması durumunda işçi kıdem tazminatının ödenmesini isteyebilir mi?

Herhangi bir işyerinin kısmen veya tümüyle devredilmesi durumunda, söz konusu işyerinde çalışmakta olanlar aynı şartlarla çalışmaya devam ederler. İşyerinin devri, çalışanların yasal hakları konusunda herhangi bir kayba yol açmaz ancak bu devir, işçiye de haklı fesih nedeni oluşturmaz. Yani işyerinin devri nedeni ile işten ayrılan bir işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerekmemektedir. Gerek kıdem tazminatı, gerekse yıllık ücretli izin haklarının belirlenmesi gerektiğinde devir öncesi ve devir sonrası oluşan toplam çalışma süresi esas alınmalıdır.

3- Evlilik nedeniyle istifa eden kadın işçi kıdem tazminatı alabilir mi?

Kural olarak işten kendi isteğiyle ayrılan (istifa)  işçi, kıdem tazminatı alamamaktadır. Ancak, yasal düzenleme gereği; kadın işçiler, evlilik nedeni ile işten ayrılmaları durumunda, çalışma süresinin gerektirdiği kıdem tazminatına hak kazanabilmektedirler. Bu haktan yararlanılabilmesi için; iş sözleşmesinin evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içinde yazılı olarak feshi, evliliği gösteren belgenin işverene sunulması, feshin gerekçesinin evlilik olduğunun açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

4- Kıdem tazminatı tutarı nasıl hesaplanır?

Herhangi bir iş sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektiren bir nedenle feshi durumunda, çalışılan her tam yıl için 30 günlük brüt ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmektedir. Bir yıldan artan süreler de oranlanarak hesaplamaya dahil edilmektedir. Kıdem tazminatı hesaplamaları sırasında işçiye ödenen ücretin yanı sıra, kendisine düzenli olarak sağlanan tüm para ve para ile ölçülebilen menfaatler (yol parası, yemek parası, düzenli olmak koşuluyla ikramiye ödemeleri vb.) de dikkate alınmaktadır. Her tam çalışma yılı için ödenen kıdem tazminatı tutarı, fesih tarihinde geçerli olan kıdem tazminatı tavanı ile sınırlandırılmıştır.

5- İşyerinin taşınması veya çalışma şartlarının değiştirilmesi halinde işçi kıdem tazminatını alarak işten ayrılabilir mi?

İşveren işçi ilişkileri, yasa ile belirlenen esaslar çerçevesinde iş sözleşmelerinde düzenlenmektedir. Bu kapsamda; işin niteliği, görev tanımları, çalışma süre ve koşulları, işçiye ödenecek ücret ve diğer esaslar iş sözleşmelerinde düzenlenmektedir. İş sözleşmesi hükümleri, işyeri uygulamaları veya çalışma koşulları konusunda değişiklik yapmak isteyen işveren, durumu yazılı olarak bildirmek ve işçinin onayını almakla yükümlüdür. İşçi tarafından 6 gün içinde kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamamaktadır. Bu durum kıdem tazminatı açısından özel bir durum arz etmemektedir

6- Ücreti artırılmayan işçi kıdem tazminatını alarak işten ayrılabilir mi?

Ücretlerin hangi dönemlerde veya oranlarda artırılacağına ilişkin herhangi bir yasal çerçeve belirlenmiş durumda değildir. Ücret uygulamaları konusundaki yasal düzenleme asgari ücretin altında ücretle işçi çalıştırılamayacağı ile sınırlıdır. Bunun ötesinde ücret uygulamalarına ilişkin esaslar, iş sözleşmelerinde belirlenebilmektedir. İş sözleşmesinde bir hüküm bulunmaması halinde, uygulamaya ilişkin inisiyatif işverene aittir. İş sözleşmesinde bir hüküm bulunmaması durumunda, ücret artışlarındaki anlaşmazlık nedeni ile işten ayrılan işçi istifa etmiş sayılacağından, herhangi bir tazminat hakkı oluşmayacaktır.

7- Uzun süreli rapor alan işçinin iş sözleşmesi bu nedenle feshedilebilir mi?

İş sözleşmesinin işveren tarafından sağlık nedenlerine dayalı devamsızlıklar kapsamında feshi mümkündür. Rapor süresinin kişinin çalışma süresine isabet eden bildirim süresini 6 hafta aşması durumunda işveren iş sözleşmesini feshedebilir. Bu durum işçinin kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmaz.

8- Malulen emekli olarak işten ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanır mı?

1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca malullük aylığı almak amacıyla işten ayrılma kıdem tazminatına hak kazanılan hallerdendir.

9- Toptan ödeme almak amacıyla işten ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanır mı?

1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan toptan ödeme almak amacıyla işten ayrılma kıdem tazminatına hak kazanılan hallerdendir.

10- 5510 sayılı Kanunda öngörülen yaşlılık aylığı almak için yaş dışındaki sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayılarını tamamlayarak kendi isteğiyle işten ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanır mı?

5510 sayılı Kanunda öngörülen yaşlılık aylığı almak için yaş dışındaki sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayılarını tamamlayarak kendi isteğiyle işten ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Çünkü 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde yaşlılık aylığı almak için yaş dışındaki sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayılarını tamamlayarak kendi isteğiyle işten ayrılanlara kıdem tazminatı ödeneceği belirtilmiştir.

11- 10 ay önce evlenen kadın işçi işten ayılmak zorundaysa, kıdem tazminatı alabilir mi?

10 ay önce evlenen kadın işçi işten ayrılmak zorundaysa, kıdem tazminatı alabilir. 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde iş sözleşmesini kendi arzusu ile sona erdirmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı belirtilmektedir.

12- 1 yıl 2 ay önce evlenen kadın işçi, işten ayrılırsa kıdem tazminatı alabilir mi?

1 yıl 2 ay önce evlenen kadın işçi, işten ayrılırsa kıdem tazminatı alamaz. Çünkü 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde iş sözleşmesini kendi arzusu ile sona erdirmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı belirtilmektedir.

13- Çalışan vefat ettiği takdirde çalışana ait kıdem tazminatı tutarını mirasçıları talep edebilir mi?

Vefat eden çalışana ait kıdem tazminatı, tüm yasal mirasçılarına veraset ilamındaki hisseleri oranında ödenir.

14- İşyerinde 10 yıldan beri çalışan işçi, ne kadarlık ücret tutarında kıdem tazminatı alabilir?

1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği belirtilmektedir. Dolayısıyla, işçi her yıl için 30 günlük olmak üzere toplam 300 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatına hak kazanır.

15- Daha önce çalıştığı kamu kurumundan kıdem tazminatı alarak ayrılan işçi, daha sonra başka bir kamu kurumunda çalışmaya başlarsa, kıdem tazminatına esas süre ne kadar olur?

Ayrıldığı kurumdaki süre dikkate alınmayarak, ikinci kamu kurumundaki hizmet süresi üzerinden kıdem tazminatına hak kazanılır.

16- 10.000 TL net ücret alan bir çalışanın, kıdem tazminatına esas ücreti ne kadardır?

Kıdem tazminatı ödemesinin her hizmet yılı için ödenebilecek üst sınırı en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenebilecek azami miktarı geçemez. Bu nedenle işçiye kıdem tazminatı ödemesi yapılırken işçinin ücretinin yanında ilgili döneme ait kıdem tazminatı tavanı miktarı dikkate alınmalıdır.

17- Daha önceki hizmetinden dolayı kıdem tazminatı alan işçi, tekrar aynı işyerinde çalışmaya devam ederse, daha önceki süre için tekrar kıdem tazminatı alabilir mi?

Alamaz. 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı ödenmeyeceği belirtilmektedir.

18- Kıdem tazminatı zamanında ödenmezse faiz istenilebilir mi?

İstenilebilir. Çünkü kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmedileceği 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilmektedir.

19- Kıdem tazminatında her yıl için ödenecek 30 günlük ücret artırılabilir mi?

Kıdem tazminatında her yıl için ödenecek 30 günlük ücret artırılabilir. 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi, kıdem tazminatı ile ilgili 30 günlük sürenin hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebileceğini belirtmektedir.

20- Kıdem tazminatından kesinti yapılır mı?

Kıdem tazminatından sadece damga vergisi kesilmektedir, başka kesinti yapılmamaktadır.

21- Kıdem tazminatı hesaplanırken ücrete hangi ödemeler dahil edilir?

Net ücret, yemek yardımı, kasa tazminatı, gıda yardımı, yakacak yardımı, eğitim yardımı, konut yardımı, giyecek yardımı, erzak yardımı, sosyal yardım niteliğindeki ayakkabı ya da bedeli, unvan tazminatı, aile yardımı, çocuk yardımı, temettü, havlu ve sabun yardımı (işyerinde kullanılacaksa tazminat hesabında dikkate alınmaz), taşıt yardımı, yıpranma tazminatı, kalifiye, nitelik zammı, sağlık yardımı, mali sorumluluk tazminatı, devamlı ödenen primler.

22- Kıdem tazminatı hesaplanırken ücrete hangi ödemeler dâhil edilmez?

Yıllık izin ücreti, evlenme yardımı, hafta tatili ücreti, bayram harçlığı, hastalık yardımı, genel tatil ücreti, doğum yardımı, ölüm yardımı, izin harçlığı, jestiyon ödemeleri, teşvik ikramiyesi ve primleri, jübile ikramiyesi, seyahat primleri, devamlılık göstermeyen primler, fazla çalışma ücreti, iş arama yardımı, harcırah, bir defalık verilen ikramiyeler, iş elbisesi ve koruyucu malzeme bedelleri.

23- Ücreti zamanında ödenmediği için iş görmekten kaçınan işçinin iş sözleşmesi feshedilir mi?

Ücreti zamanında ödenmediği için iş görmekten kaçınan işçinin bu nedenle, iş sözleşmesinin feshedilemeyeceği, işçinin yerine yeni işçi alınamayacağı ve yapılan işlerin başkasına yaptırılamayacağı 4857 sayılı İş Kanununun 34 üncü maddesinde açıkça belirtilmiştir.

24- İşveren veya işçinin haklı nedenle fesih hakkını kullanma süresi nedir?

4857 sayılı İş Kanununun 24 ve 25 inci maddelerinde gösterilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı işgünü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren 1 yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde 1 yıllık süre uygulanmaz.

Bu haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır.

25- İş sözleşmesi feshedilen işçi tazminatlarını almak için nereye başvurmalıdır?

İş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş veya toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetleri inceleme yetkisi Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinde olmadığından tazminat talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. İşyerinin bulunduğu ildeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen sulh hukuk mahkemesine başvurulabilmektedir.

26- İş güvencesi kapsamında olan işçinin iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinde uyulması gereken kurallar nelerdir?

İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. İşçinin hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan belirsiz süreli iş sözleşmesi, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez.

27- Fesih bildirimine dava açma süresi ne kadardır?

İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, 2 hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi halinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren 2 hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.

28- İşe iade davası mahkemeler tarafından kaç gün içerisinde sonuçlandırılması gerekir?

Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir.

29- İş sözleşmesinin feshinde usul nasıldır?

İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.

30- İşçi işten ayrılmak istediğinde bu durumu ne kadar önce işverene haber vermelidir?

Bu süre yani ihbar süresi, işçinin hizmet süresine göre belirlenir. İşçinin hizmet süresi 6 aydan az ise 2 hafta, 6 ay-1,5 yıl arasında ise 4 hafta, 1,5 yıl-3 yıl arasında ise 6 hafta ve 3 yıldan fazla ise 8 hafta önce işten ayrılacağını işverene bildirmesi gereklidir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.

31- İşveren işçiyi işten çıkarmak istediğinde, işçiye önceden durumu bildirmeli midir?

İşveren işçiyi işten çıkarmak istediğinde, işçiye önceden durumu bildirmelidir. İşverenin, işçinin hizmet süresi 6 aydan az ise 2 hafta, 6 ay-1,5 yıl arasında ise 4 hafta, 1,5 yıl-3 yıl arasında ise 6 hafta ve 3 yıldan fazla ise 8 hafta önce, işçiyi işten çıkaracağını işçiye bildirmesi gerekmektedir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.

32- Belirli süreli hizmet akdi ile çalışılan durumlarda da işverenin bildirim süresine uyma zorunluluğu var mıdır?

Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışılan durumlarda işverenin bildirim süresine uyma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bildirim süreleri 4857 sayılı İş Kanununda sadece belirsiz süreli iş sözleşmeleri için öngörülmüştür.

33- İşveren işçiyi ihbar süresine uymaksızın, yani önceden haber vermeksizin işten çıkardığında işçinin talep edebileceği bir hak var mıdır?

İşverenin işçiyi işten çıkarması eğer İş Kanununda sayılan haklı nedenlerden birine dayanmıyor ise, işçiye bildirim süresine ilişkin ücret tutarı kadar tazminat ödemek zorundadır.

34- İşçi önceden haber vermeksizin işten ayrılırsa işveren işçiden ihbar tazminatı talep edebilir mi?

Eğer işçinin işten ayrılması haklı bir nedene dayanmıyor ise, işverenin de işçiden ihbar süresine ilişkin ücret tutarında tazminatı talep etmesi yasal olarak mümkündür.

35- İşverenin bildirim süresi kullandırmaksızın işçinin iş sözleşmesini feshetmesi mümkün müdür?

İşverenin bildirim süresi kullandırmaksızın işçinin iş sözleşmesini feshetmesi mümkündür. İşveren bildirim süresine ilişkin tazminatı peşin ödeyerek hizmet akdini her zaman feshedebilir.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bilgisayar-hizmeti-karsiligi-duzenlenecek-gider-pusulasinda-uygulanacak-stopaj-orani-nedir/feed/ 0
Banka havalesi ile yapılan ödemeler için gider pusulası düzenlemeli miyiz? https://www.muhasebenews.com/banka-havalesi-ile-yapilan-odemeler-icin-gider-pusulasi-duzenlemeli-miyiz/ https://www.muhasebenews.com/banka-havalesi-ile-yapilan-odemeler-icin-gider-pusulasi-duzenlemeli-miyiz/#respond Mon, 17 Jan 2022 12:30:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121035 01.01.2022 tarihi itibariyle gider pusulasında değişiklik oldu mu?

VUK’un 234’üncü maddesinde Yapılan yeni düzenleme ile, gider pusulasının düzenlenme süresinin de 7 gün olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca, maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır. İade edilen malların bedeli bankadan yapılması halinde ayrıca gider pusulası düzenlenmeyecektir. Dekont yeterli olacaktır.

Kağıt ortamında Gider pusulası düzenlenmesi de devam etmektedir.

Galerici mükellefimiz var. Oto alımlarının çoğu vergi mükellefi olmayan kişilerden oluşuyor. Nihai Tüketici diye tabir ettiğimiz kişilerden Noter satış sözleşmesi ile araçları alıyor. Örneğin 400.000 TL’ye vergi mükellefi olmayan birinden bu aracı noter kanalı ile aldık. Noter satış sözleşmesinde her ne kadar KDV dahil yazsa da bu vatandaş mükellef vs. değil. Bizde bu aracı binek olduğu için 153’e tamamını atıyoruz. BA formunda MATRAHI 400.000 TL mi yazmalıyım. Ya da hiç bildirmesem bir müeyyidesi var mı?

Vergi mükellefi olmayan kişilerden alınan taşıtlar için ayrıca Gider pusulası düzenlenecektir.

Gider pusulasında KDV ve GV stopajı hesaplanmaz. Ba formuna örneğinizdeki 400.000 TL yazılır.

Mükellefiyeti olmayan gerçek kişiye hizmet karşılığı brüt 5.000 TL gider pusulası düzenledik. 

BA-BS bildirme zorunluluğu var mıdır? 

Gider pusulası da Ba formuna yazılır.
Bir sigorta şirketine firmamızın aracını sigorta yaptırdım. Sigorta poliçesini Ba bildirim formunda bildirecek miyim?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (1.2.1.) numaralı bölümünde yer alan “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir” açıklaması uyarınca sigorta hizmeti alanların poliçe bilgilerini Ba bildirim formuna dahil etmeleri gerekmektedir.

Ba-Bs bildirim formlarının verilme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, bildirimlerin verilmesine ilişkin süreler nasıl hesaplanır?

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 18 inci maddesi uyarınca, resmi tatil günleri süreye dahil olmakla birlikte, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatili takibeden ilk iş gününün tatil saatinde biter. Bu bağlamda; bildirim formlarının verilme süresinin son günü resmi tatile rastlarsa, bildirimlerin tatili takibeden ilk iş günü saat 24:00’ten önce gönderilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan aynı Kanunun mükerrer 355 inci maddesine göre kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezasına ilişkin süre hesabında (bildirimlerin kanuni süresinden sonraki 3 gün içinde verilmesi veya düzeltme bildiriminin kanuni süresinden sonra verilmesi hallerinde) bildirimlerin verilmesi gereken son gün dikkate alınır.
Örneğin; 2017/Ağustos dönemine ait bildirim formlarının 1/9/2017 tarihinden itibaren en geç 30/9/2017 tarihi akşamı saat 24:00’e kadar verilmesi gerekmektedir. Ancak, son gün resmi tatile (Cumartesi) rastladığından, bildirim formlarının verilme süresi, tatili takip eden ilk iş günü olan 2/10/2017 tarihi (Pazartesi) akşamı saat 24:00’e kadar uzamaktadır.
Ancak, 3 günlük 1/10 oranında cezalı bildirim, 10 günlük cezasız düzeltme ile 15 günlük 1/5 oranında cezalı düzeltme bildirimi verme tarihleri hesaplanırken, 2/10/2017 tarihi değil, 30/9/2017 tarihi esas alınacaktır.

Ba-Bs formlarını bildirim süresinden 3 gün sonra verdim. Ceza uygulanacak mı? 3 gün sonra verdiğim için cezaya indirim uygulanır mı?

Bildirim formlarını süresinde vermeyen mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununun mükerrer 355. maddesi hükmü uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilir. Ancak, elektronik ortamda verilmesi gereken bildirim formlarını belirlenen sürelerin sonundan itibaren 3 gün içinde veren mükellefler hakkında ilgili hüküm uyarınca ceza miktarı 1/10 oranında uygulanır. Bu durumda kesilecek ceza için söz konusu Kanunun 376. maddesine göre indirim de talep edilebilir.

Yazar kasa fişlerini Ba bildirim formunda bildirecek miyim ?

Bir aylık dönem içinde aynı kişi veya kurumdan alınan yazar kasa fişlerinin toplamının Tebliğ ile belirlenen haddi aşması halinde Ba bildirimine dâhil edilmesi gerekmektedir.

İşyerimiz için ödediğimiz kirayı Ba formunda bildirecek miyiz?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (1.2.1.) numaralı bölümüne göre işyeri kira bedelinin Ba bildirimine dahil edilmesi gerekmektedir. Aynı Tebliğin (1.2.2.) numaralı bölümünde “Belgelerde gelir vergisi tevkifatına da yer verilen hallerde tevkifattan önceki brüt tutarlar dikkate alınacaktır” ifadesi yer almaktadır. Buna göre belgede gelir vergisi tevkifatına da yer verilmesi halinde kesintiden önceki brüt tutarın bildirilmesi gerekmektedir.

Yabancı bir şahsa Türkiye’de mal sattık. Vergi kimlik numarası bulunmamaktadır. Bu satışı nasıl bildireceğiz?

Şahsın yabancı uyruklu olması nedeniyle, T.C kimlik numarası ve vergi kimlik numarası alanları boş bırakılarak ad-soyad/unvan bilgileri yazılıp, ülkesi alanına Türkiye seçilerek bildirilmesi gerekmektedir.

Türkiye’de merkezi ve serbest bölgede şubesi olan bir mükellefin hem merkezinden hem de serbest bölgede bulunan şubesinden mal aldık. Bu mal alımını Ba formunda ne şekilde bildireceğiz?

Türkiye’de bulunan merkezden yapılan alımların, Türkiye’nin kodu seçilerek bir satıra yazılması, ayrı bir satıra da serbest bölgenin kodu seçilerek serbest bölgedeki şubeden yapılan alımların yazılması gerekmektedir. Alış yapılan mükellefin vergi kimlik numarası ve unvan bilgileri her iki satıra da yazılmalıdır.

Satış yaptığımız firmanın vergi kimlik numarasını sehven hatalı yazdık, sadece vergi kimlik numarasını düzelteceğiz. Bu düzeltme için ceza kesilecek mi?

Düzeltme işlemlerinin, bildirimlerin verilme süresi içinde veya bildirimlerin verilme süresinin sonundan itibaren 10 gün içinde yapılması halinde özel usulsüzlük cezası kesilmez, takip eden 15 gün içinde yapılması halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/5 oranında uygulanır. Bu süre de dolduktan sonra yapılan düzeltmelere ise özel usulsüzlük cezası tam olarak uygulanır.

Sigorta şirketi olarak faaliyetimizi sürdürmekteyiz. Poliçe ve dekont bilgilerimizi B-trans yolu ile Başkanlığınıza bildiriyoruz. Başka herhangi bir satışımız bulunmamaktadır. Bs formu verme zorunluluğumuz var mı?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (1.) ve (3.2.4.) numaralı bölümleri gereğince bilanço esasına göre defter tutan ve kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bütün mükelleflerin, belirlenen haddi aşan herhangi bir alım satımı olmasa dahi Ba-Bs formlarını vermeleri gerekmektedir.

Şubat ayının 7’sinde nev’i değiştirerek limited şirketten anonim şirkete döndük. Şubat ayına ait Ba-Bs formlarımızı limited şirket adına mı anonim şirket adına mı vermeliyiz?

396 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin (2.2.5.) numaralı bölümüne göre Şubat dönemi için, devrin gerçekleştiği tarihe kadar olan Ba-Bs bildirim formlarının limited şirket adına, devrin gerçekleştiği tarihten ay sonuna kadar olan Ba-Bs bildirim formlarının ise anonim şirket adına, takip eden ayın sonuna kadar verilmesi gerekmektedir.

25 Ocak 2021 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 31375

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 396)’NDE 

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SIRA NO: 523)

MADDE 1 – 4/2/2010 tarihli ve 27483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 396)’nin “1-KAPSAM” başlıklı bölümünün 1.1.7. numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıda yer alan 1.1.8. numaralı bent eklenmiştir.

“1.1.8. Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlenen belgeler, 2021 yılının Temmuz ayına ilişkin dönemden itibaren Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmeyecektir.”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin “1.2. Bildirime Konu Alış/Satışlar ve Hadler” başlıklı bölümünün 1.2.2. numaralı bendinin ilk paragrafından sonra gelmek üzere aşağıda yer alan paragraflar eklenmiştir.

“Bir kişi veya kurumdan yapılan mal ve/veya hizmet alış tutarları ile bir kişi veya kuruma yapılan mal ve/veya hizmet satış tutarlarına ilişkin 5.000 TL tutarındaki haddin belirlenmesinde, elektronik olarak ve kâğıt ortamında düzenlenen tüm belgelerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu haddin aşılması halinde sadece kâğıt ortamında düzenlenen belgeler bildirimlere dâhil edilecektir.

Örnek 1. Form Ba ve Form Bs bildirimi verme yükümlülüğü bulunan A işletmesine 2021/Kasım dönemi içerisinde, B firması tarafından KDV hariç 4.800 TL tutarında e-Arşiv Fatura ve her biri 150 TL tutarında 2 adet kâğıt ortamında fatura düzenlenmiştir. Söz konusu mükellefe, aynı ay içerisinde B firmasınca düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç (4.800+150+150) 5.100 TL olduğundan, A işletmesi B firmasından yaptığı alımlara ilişkin olarak 2021/Kasım dönemi Form Ba bildiriminde sadece kâğıt ortamında düzenlenen 2 adet belgeyi, KDV hariç toplam 300 TL olarak bildirecektir.

Diğer taraftan, B firması A işletmesine yaptığı satışlara ilişkin olarak 2021/Kasım dönemi Form Bsbildiriminde elektronik ortamda oluşturduğu belgeyi dikkate almayacak, elektronik ortamda ve kâğıt ortamında düzenlenen belgelerin KDV hariç toplam tutarlarının 5.000 TL’yi geçmesi nedeniyle, sadece kâğıt ortamında düzenlediği 2 adet belgeyi, KDV hariç toplam 300 TL olarak bildirecektir.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin “3-BİLDİRİMLERİN VERİLME ŞEKLİ VE DOLDURULMASI”  başlıklı bölümünün 3.2.4. numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“3.2.4. Bildirim verme yükümlülüğü bulunan ancak, tüm alış ve satışları belirtilen haddin altında kalan veya elektronik belge olarak düzenlenen belgelerden oluşan mükelleflerin, Form Ba ve/veya Form Bs bildirimlerini “Ba/Bsbildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermeleri gerekmektedir.

Örnek 2. Form Ba ve Form Bs bildirimi verme yükümlülüğü bulunan C firmasına 2021/Eylül döneminde D firması tarafından elektronik ortamda düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç 4.000 TL, kâğıt ortamda düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç 500 TL’dir. C firmasına D firmasınca düzenlenen belge tutarı toplamı KDV hariç (4.000+500) 4.500 TL olduğundan, Tebliğde belirtilen haddin altında kalmaktadır.  İlgili ayda C firmasının bildirime konu başka bir alımı da olmamıştır. Bu durumda C firmasının 2021/Eylül dönemi mal ve/veya hizmet alımları Tebliğde belirtilen haddin altında kaldığından Form Ba bildirimini “Ba bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, bildirim verme yükümlülüğü bulunan D firmasının 2021/Eylül döneminde C firmasına yaptığı satışlar toplamı KDV hariç 4.500 TL olduğundan, belirtilen haddin altında kalmaktadır. D firmasının ilgili dönemde bildirime konu başka mal ve/veya hizmet satışı olmamıştır. Bu halde D firmasının 2021/Eylül dönemi mal ve/veya hizmet satışları Tebliğde belirtilen haddin altında kaldığından Form Bs bildirimini “Bs bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.

Örnek 3. K Ltd.Şti. 2021/Kasım döneminde Z firmasına elektronik belge düzenlemek suretiyle KDV hariç toplam 50.000 TL’lik satış yapmıştır. K Ltd.Şti.’nin Z firmasına ve/veya herhangi bir kişi veya kuruma, ilgili dönemde düzenlediği kâğıt fatura ise bulunmamaktadır. Bu durumda K Ltd.Şti.’nin 2021/Kasım dönemi Form Bs bildirimini “Bs bildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.

Z firması ise 2021/Kasım döneminde N firmasından elektronik belge tutarı toplamı KDV hariç 7.000 TL, K Ltd. Şti.’den ise elektronik belge tutarı toplamı KDV hariç 50.000 TL mal alımında bulunmuş, ilgili dönemde başka bir mal/hizmet alımı da olmamıştır. Bu durumda Z firmasının 2021/Kasım dönemi Form Ba bildirimini “Babildiriminde beyan edilecek bilgim bulunmamaktadır.” kutucuğunu işaretlemek suretiyle vermesi gerekmektedir.”

MADDE 4 – Bu Tebliğ 1/7/2021 tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5 – Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/banka-havalesi-ile-yapilan-odemeler-icin-gider-pusulasi-duzenlemeli-miyiz/feed/ 0
Fazla mesai süresi hesap pusulasında yazmalı mıdır? https://www.muhasebenews.com/fazla-mesai-suresi-hesap-pusulasinda-yazmali-midir/ https://www.muhasebenews.com/fazla-mesai-suresi-hesap-pusulasinda-yazmali-midir/#respond Thu, 13 Jan 2022 23:30:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117310 Ücret bordrolarında fazla mesaileri gösterirken saat bilgisinin yazılmaması olası bir sgk belge denetiminde sıkıntı yaratır mı? Fazla mesai tutar var fazla mesai saati bordroda yok. 

Doğrulayıcı belge olarak ücret hesap pusulası kullanılmalıdır. 

İşveren işçiye işyerinde yaptığı ödemeler ile ilgili veya bankaya yaptığı ödemeler ile ilgili ücretinin hesabını gösteren bir pusulayı (işveren imzalıyor) imzalayarak veya iş yerine ait özel bir sembolü basarak işçiye vermelidir.

Bu Pusulada 

a) Ücretin ne zaman ödendiği, 

b) Ücretin hangi döneme ait olduğu, 

c) Ücret ve Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, Bayram tatili ve genel tatil ücretleri gibi her çeşit ekleme olmalı, 

d) Vergi, sigorta primi, avans mahsubu, icra veya nafaka kesintileri ayrı ayrı yer almalı, 

e) İşveren imzası veya kaşesi/özel işyeri işareti olmalıdır. Bu işlemler damga vergisi ile her çeşit resim ve harçtan muaftır.

4857 Sayılı İş Kanunu

Ücret hesap pusulası Madde 37 

İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. 

Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. 

Bu işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.

Yüzdelerin belgelenmesi
Madde 52 

Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işveren, her hesap pusulasının genel toplamını gösteren bir belgeyi işçilerin kendi aralarından seçecekleri bir temsilciye vermekle yükümlüdür. Bu belgelerin şekli ve uygulama usulleri iş sözleşmelerinde veya toplu iş sözleşmelerinde gösterilir.

Fazla çalışma ücreti
Madde 41

Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz

Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir. 

Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir. 

Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir

İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır. 

63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz. 

Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.

Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz

(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4 md.) Bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz

(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4 md.) Yer altında maden işlerinde çalışan işçilere, bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâllerde haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması suretiyle ödenir.

Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte gösterilir

Zorunlu nedenlerle fazla çalışma

Madde 42 – Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün görülmesi halinde yahut

makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı

sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu

ile işçilerin hepsi veya bir kısmına fazla çalışma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan

işçilere uygun bir dinlenme süresi verilmesi zorunludur.

Şu kadar ki, zorunlu sebeplerle yapılan fazla çalışmalar için 41 inci maddenin birinci,

ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır.

Olağanüstü hallerde fazla çalışma 

Madde 43 – Seferberlik sırasında ve bu süreyi aşmamak şartıyla yurt savunmasının gereklerini karşılayan işyerlerinde fazla çalışmaya lüzum görülürse işlerin çeşidine ve ihtiyacın derecesine göre Cumhurbaşkanı günlük çalışma süresini, işçinin en çok çalışma gücüne çıkarabilir. (3) Bu suretle fazla çalıştırılan işçiler için verilecek ücret hakkında 41 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır.

Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma

Madde 44 – Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı

toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması

halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.

Bu günlere ait ücretler 47 nci maddeye göre ödenir.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/fazla-mesai-suresi-hesap-pusulasinda-yazmali-midir/feed/ 0
Gerçek kişilere düzenlenen elektronik faturalar süresinden sonra iptal edilir mi? https://www.muhasebenews.com/gercek-kisilere-duzenlenen-elektronik-faturalar-suresinden-sonra-iptal-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/gercek-kisilere-duzenlenen-elektronik-faturalar-suresinden-sonra-iptal-edilir-mi/#respond Wed, 12 Jan 2022 22:30:49 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=120250 Vergi mükellefi olmayan birine 11. aya e-arşiv faturası düzenlemiş bulunmaktayız. Fatura başka mükellefe kesilmesi gerekiyordu. Bu yüzden faturayı iptal etmek istediğimizde 8 günlük süre geçtiği için iptal edemiyoruz.  Çözüm yolu düzeltme kaydı verip faturayı olmamış gibi kayıtlardan çıkarmamız mümkün müdür?

Fatura süresi içinde iptal edilmemiş ise kesinleşir. 

Karşı taraf size malı iade edecek, sizde kendisine Gider pusulası düzenleyeceksiniz Gider pusulasındaki KDV indirim konusu yapılır. Başka çözüm yolu olmaz.


BENZER İÇERİKLER

Kep üzerinden fatura iptalinin yasal süresi nedir?

Tax-free faturalarının e-fatura olarak düzenlemesinde fatura iptali nasıl olacaktır?

E- Belge sistemi üzerinden düzenlenen e-arşiv faturanın iptali tek taraflı olarak yapılır mı?

E-fatura mükellefine yanlış düzenlenen e-arşiv faturanın iptali nasıl yapılmalıdır?

E- Belge sistemi üzerinden düzenlenen faturanın iptali için 8 günlük sürenin geçmesi durumunda ne…

E-Belge sistemi üzerinden düzenlenen faturaların iptali en geç kaç gün üzerinden yapılır?

Peşin düzenlenen hizmet faturalarımızı müşteri kayıtlarına almazsa iptalini nasıl yapacağız?


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gercek-kisilere-duzenlenen-elektronik-faturalar-suresinden-sonra-iptal-edilir-mi/feed/ 0