Patent – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Tue, 21 Sep 2021 06:27:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Ağustos 2021 sonu itibariyle Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan yerli marka başvuru oranı %91,9 oldu https://www.muhasebenews.com/agustos-2021-sonu-itibariyle-turk-patent-ve-marka-kurumuna-yapilan-yerli-marka-basvuru-orani-%919-oldu/ https://www.muhasebenews.com/agustos-2021-sonu-itibariyle-turk-patent-ve-marka-kurumuna-yapilan-yerli-marka-basvuru-orani-%919-oldu/#respond Tue, 21 Sep 2021 08:00:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115689 Ağustos 2021 sonu itibariyle Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan marka başvuru sayısı 110.659’u yerli toplam 120.538 olarak gerçekleşti. Yerli marka başvuru oranı %91,9 oldu.

Patent başvuru sayısı 4.452’si yerli, 6.041’i yabancı, toplam 10.493 olarak gerçekleşti.

Faydalı model başvuru sayısı 2.876’sı yerli toplam 2.917 oldu. Yerli faydalı model başvuru oranı %98,6 oldu.

Tasarım başvuru sayısı 30.942’si yerli, 626’sı yabancı, 3.484’ü Lahey sistemi üzerinden uluslararası başvuru olmak üzere toplam 35.052 oldu. Yerli tasarım başvuru oranı %88,3 oldu.

Ağustos sonu itibariyle tescil sayıları ise; markada 67.922’si yerli toplam 78.513, patentte 2.091’i yerli toplam 8.082, faydalı modelde 1.402’si yerli toplam 1.445, tasarımda 29.475’i yerli toplam 33.151 oldu.


Kaynak: Türk Patent ve Marka Kurumu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/agustos-2021-sonu-itibariyle-turk-patent-ve-marka-kurumuna-yapilan-yerli-marka-basvuru-orani-%919-oldu/feed/ 0
Uluslararası vergilendirmede kartlar yeniden dağıtılıyor https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-vergilendirmede-kartlar-yeniden-dagitiliyor/ https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-vergilendirmede-kartlar-yeniden-dagitiliyor/#respond Mon, 02 Aug 2021 01:00:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=113164

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


Uluslararası vergilendirmeye ilişkin bugün yürürlükte olan kurallar, 1920’lerde ülkeler arasında varılan ve sonrasında iki taraflı vergi anlaşmalarıyla vücut bulan uzlaşıya dayanmaktadır. Bu yüzyıllık uzlaşı zaman içerisinde iki temel problemi çözmede yetersiz kalmıştır. İlk olarak, mevcut kurallar bir şirketin başka bir ülkede ancak “fiziksel” olarak varlık göstermesi halinde bu ülkede vergilendirilmesini öngörmektedir. Ancak, bugünün dijital dünyasında, çok uluslu işletmeler (ÇUİ) herhangi bir fiziki varlığa ihtiyaç duymadan bir ülkede çok yüksek bir iş hacmi yaratıp gelir elde edebilmektedir. İkinci problem ise, ÇUİ’lerin mukim olduğu birçok ülkenin bu şirketlerin sadece yurt içinde elde ettikleri gelirleri vergileyip yurt dışı kazançlarını, bu kazançlar ilgili ülkelerde vergilendirildiği varsayımıyla vergilendirmemesidir. Ancak, bilançolarda marka, telif (copyright), patent gibi maddi olmayan varlıkların payının artışı ve şirketlerin kârlarını düşük veya sıfır vergi oranlı ülkelere kaydırmaları ÇUİ’lerin vergiden kaçınmaları sonucunu doğurmuştur. Bu durum da yabancı sermaye çekmek isteyen ülkeler arasında vergi oranlarının düşürülmesi yoluyla bir vergi rekabetine yol açmıştır.

OECD, çok uluslu işletmelerin vergiden kaçınmalarının yıllık maliyetinin 100-240 milyar Dolar olduğunu veya başka bir ifadeyle küresel kurumlar vergisi gelirinin %4-10’nuna tekabül ettiğini tahmin etmektedir. Devletlerin ÇUİ’leri vergilendirmede yetersiz kalmaları dijital hizmet vergisi gibi tek taraflı ulusal vergiler almalarına ve bu vergilere misilleme olarak özellikle ABD’nin gümrük tarifelerini artırmasına yol açmıştır.

OECD, uzun bir süredir yukarıdaki iki temel problemi de içeren birçok uluslararası vergilendirme sorunu üzerinde çalışmaktadır. Özellikle 2013 yılında başlayan BEPS (Base Erosion Profit Sharing – Matrah Aşındırma Kâr Aktarımı) projesine 139 ülke katılmış ve çok ciddi çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların bir sonucu olarak yukarıda belirttiğim iki probleme çözüm getiren uzlaşı geçen Haziran ayı içerisinde G7 ülkeleri arasında sağlanmış, Temmuz ayında da 130 ülke bu uzlaşıyı kabul ettiğini ilan etmiştir. Daha sonra 2 ülkenin katılımıyla uzlaşıyı benimseyen ülke sayısı 132’ye çıkmıştır. Bu 132 ülke, dünya ekonomisinin %90’nı temsil etmekte olup varılan uzlaşının uygulanabilirliği açısından önemlidir. Uzlaşıya şimdilik imza atmayan ülkeler arasında düşük kurumlar vergisine sahip İrlanda, sadece dağıtılan kar paylarından vergi alan Estonya, Macaristan, Barbados, Sri Lanka, Nijerya ve Kenya olup vergi cenneti olarak kabul edilen bazı ülkeler de uzlaşıyı kabul etmiştir.

Geleceğin uluslararası vergilendirmesine temel olacak uzlaşı iki sütunlu bir paketten oluşmaktadır. (Ben bu uzlaşıyı Avrupa Birliği’nin, o zamanki adıyla Avrupa Topluluğu’nun kuruluşundaki üç sütunlu yapıya benzetiyorum.) Söz konusu paketin detayları aşağıdaki gibidir.

1. Sütun (Pillar One), ÇUİ’lerin kârlarının ve vergilendirilmelerinin ülkeler arasında daha adil dağılımını sağlamayı amaçlamakta olup bu şirketler üzerindeki vergilendirme yetkisini mukim olunan ülkelerden herhangi bir fiziksel varlığa (işyerine) gerek olmadan faaliyette bulunup gelir elde ettikleri, mal ve hizmetlerin tüketildiği pazar ülkelerine kaydırmaktadır.

Bu sütundaki yapı uyarınca, küresel cirosu 20 milyar Euro’yu, vergi öncesi kârlılığı %10’u aşan ÇUİ’lerin bu %10’luk marjı aşan kârlarının %20-30’u, elde edilen cirolar dağıtım anahtarı olarak kullanılarak gelir elde edilen pazar ülkelerine yeniden dağıtılacaktır. ÇUİ, bir ülkede 1 milyon Euro üzerinde (40 milyar Euro altında GSYİH’ye sahip ülkeler için 250 bin Euro) gelir elde ediyorsa kârından bu ülkeye yeniden dağıtım yapılacaktır. 20 milyar Euro’luk eşiğin, uygulamanın başlamasından itibaren 7 yıl sonra 10 milyar Euro’ya indirilmesi öngörülmektedir. Petrol, doğal gaz, maden çıkarma sektörleri ile regüle finansal hizmetler kapsam dışında olacaktır.

Yeni uluslararası vergilendirme uzlaşısı ve ülkeler arasında uygulamada uygun koordinasyon ile dijital hizmet vergisi gibi vergiler kaldırılacaktır. OECD, birinci sütun ile 100 milyar Dolar’dan fazla kâr üzerindeki vergilendirme hakkının pazar ülkelerine kayacağını tahmin etmektedir. Ayrıca, ilk etapta kapsama 100 civarında ÇUİ’nin gireceği düşünülmektedir.

2. Sütun (Pillar Two) ise kurumlar vergisi oranı indirimi olarak yaşanan vergi rekabetine bir taban oluşturacak şekilde bir asgari küresel kurumlar vergisi oranı öngörmektedir. Teknik detaylarına girmeden önce, bu sütunun temel özelliği konsolide cirosu 750 milyon Euro’yu aşan ÇUİ’lere asgari %15 kurular vergisi oranı uygulanmasını getirecek olmasıdır. (Buradaki ciro sınırının dijital hizmet vergisi ile aynı olduğuna dikkat çekiyorum.)

İkinci sütunun teknik detaylarına girersek, bu sütun iki unsurdan oluşmaktadır.

1) İlk unsur birbiriyle bağlantılı ve GloBE (Global anti-Base Erosion – Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme) kuralları olarak bilinen iki alt kuraldan oluşmaktadır.

a) Gelir Kapsama Kuralı (Income Inclusion Rule – IIR): Geliri düşük oranda vergilendirilen şirketin ana işletmesinin bulunduğu ülkenin ilave vergi alması.

b) Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralı (Undertaxed Payment Rule – UTPR): Düşük vergilendirilen gelirin Gelir Kapsama Kuralına göre ana işletmede ilave vergilendirilmediği durumda, iştirak bünyesinde indirimlerin reddi veya düşük vergilendirmeye denk düzeltme yapılması.

İlave vergilendirmenin yapılması için, ülke bazında belirlenen ve vergi matrahı ile kapsanan vergilerin tanımı konusunda ortak tanıma dayanan efektif vergi oranı dikkate alınacaktır.

2) Vergiye Tabi Olma Kuralı (Subject to Tax Rule – STTR): Vergi anlaşmalarına dayanan bir kural olup gelirin elde edildiği ülkenin asgari oranın altında vergiye tabi olan belli ilişkili kişi ödemeleri üzerinden vergi almasını sağlar.

GloBE kuralları BEPS’in 13. aksiyonunda belirtilen ve ülke bazlı raporlamaya (CbCR) göre 750 milyon Euro ciro eşiğini aşan ÇUİ’lere uygulanacaktır. Bununla birlikte, devletler merkezi kendi ülkelerinde bulunup da eşiği aşmayan ÇUİ’lere isterlerse IIR kuralını uygulayabileceklerdir. ÇUİ’lerin nihai ana işletmesi konumunda olan kamu kuruluşları, uluslararası örgütler, sivil toplum kuruluşları, emeklilik ve yatırım fonları GloBE kurallarına tabi olmayacaktır. Maddi duran varlık ve ücretlerin tutarının en az %5’i (5 yıllık geçiş döneminde en az %7,5) kadarlık bir gelir GloBE uygulaması dışında olacaktır. Ayrıca, OECD model çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında düzenlenen uluslararası gemi taşımacılığı uygulamadan istisna olacaktır.

Gelişmekte olan ülkelerin ikinci sütunda uzlaşı sağlaması için Vergiye Tabi Olma Kuralı (STTR) uygulaması önemlidir. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkeler istemeleri halinde, faiz, royalty ve belirlenen bazı ödemelere STTR asgari oranının altında nominal kurumlar vergisi oranı uygulayan üye ülkeler ile imzalamış oldukları çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında asgari vergi oranına yer verebileceklerdir. Bu durum, mevcut anlaşmaların değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Vergileme hakkı ise asgari oran ile ödemelerde uygulanan vergi oranı arasındaki fark ile sınırlı olacaktır. STTR asgari vergi oranı ise %7,5-9 arasında olacaktır.

OECD, ikinci sütun ile getirilecek asgari %15’lik küresel kurumlar vergisi sayesinde yıllık 150 milyar Euro’yu aşan bir vergi geliri yaratılmasını beklemektedir.

Uzlaşıya varılan iki sütunlu yapıya ilişkin detayların Ekim 2021’de paylaşılması, çok taraflı anlaşmanın 2022 yılında imzaya açılması ve 2023 yılında uygulamanın başlaması beklenmektedir.

Dijital ekonominin yeterince vergilendirilmediği gerekçesiyle başlayan uluslararası çalışmalar yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlamış ve ülkeler bir uzlaşıya varmış gözükmektedir. Her ne kadar öngörülen eşik değerler şimdilik az sayıda şirketi kapsayacak olsa da bu eşik değerlerin zaman içinde düşürülmesiyle birlikte kapsama giren şirket sayısı artacaktır. Gelecekte uzlaşıya katılacak ülke sayısının da artmasıyla birlikte, uluslararası şirketlerin vergi planlamasındaki alanları daralacak olup bu uzlaşı küresel vergi adaleti açısından önemlidir. Pastadan Türkiye’ye ne kadar pay düşeceğini ise zaman içinde hep birlikte göreceğiz.

Sözün özü: Bölüşümde adalet sağlanmadan kalıcı barış olmaz.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Maliye gerçek (gizli) ortakların peşinde (26.07.2021)

Aftan yararlanma zımnen kabul müdür? (12.07.2021)

Kentsel dönüşümde tapu harcı bilmecesine son! (06.07.2021)

Karşı vekalet ücreti BSMV’ye tabi midir? (21.06.2021)

Matrah artıran mükellefler dokunulmaz mı? (14.06.2021)

Finansman gider kısıtlamasında son durum ve sorunlar (31.05.2021)

Af, yeniden! (24.05.2021)

Evde ürettiği malları internetten satanlara vergi muafiyeti (17.05.2021)

Çek ibraz ve alkol yasağı, MASAK’ın kripto düzenlemesi ile sosyal ağ temsilcisi (03.05.2021)

Özel iletişim vergisi gider yazılabilir mi? (26.04.2021)

Merkez Bankası’nın kripto düzenlemesi: Yassak hemşerim! (19.04.2021)

Avukatların KDV ile imtihanı (12.04.2021)

Maliye ölümü gösterdi, sıtmaya razı etti (05.04.2021)

Finansman gider kısıtlamasında detaylar netleşiyor, ama…(01.04.2021)

Hukuk ve ekonomi reformu paketlerinde vergi (22.03.2021)

Beyaz yakalılar: Gelir vergisi beyannamesini unutmayın! (15.03.2021)

Kar Dağıtmama Stopajı (08.03.2021)

Tevkif edin şu KaDeVe’yi! (01.03.2021)

İzaha davete özel esaslara alma yetkisi (23.02.2021)

Sosyal medya fenomenlerinin ve Youtuberların vergilendirilmesi (15.02.2021)

İnşaat sektörüne ve yabancı kaynak kullananlara vergi sürprizi (08.02.2021)

İletişime bindirim, kentsel dönüşüme indirim (01.02.2021)

Sorularla Değerli Konut Vergisi (28.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/uluslararasi-vergilendirmede-kartlar-yeniden-dagitiliyor/feed/ 0
Geçtiğimiz eğitim yılında 12 patent, 8 faydalı model, 109 tasarım ve 59 marka olmak üzere toplamda 188 tescil alındı https://www.muhasebenews.com/gectigimiz-egitim-yilinda-12-patent-8-faydali-model-109-tasarim-ve-59-marka-olmak-uzere-toplamda-188-tescil-alindi/ https://www.muhasebenews.com/gectigimiz-egitim-yilinda-12-patent-8-faydali-model-109-tasarim-ve-59-marka-olmak-uzere-toplamda-188-tescil-alindi/#respond Thu, 14 Jan 2021 16:00:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101509 2019-2020 eğitim öğretim yılında, mesleki eğitimde ana tema, “fikrî mülkiyet” olarak belirlendi ve “100 tescil” hedefi konuldu. Meslek liseleri, yapılan yatırımlar ve AR-GE merkezlerinin de çalışmalarıyla bu hedefi aştı. Geçtiğimiz eğitim yılında 12 patent, 8 faydalı model, 109 tasarım ve 59 marka olmak üzere toplamda 188 tescil alındı.

Millî Eğitim Bakanlığınca, fikrî mülkiyet alanında 2019-2020 eğitim öğretim yılı için konulan “100 tescil” hedefi aşılarak 12 patent, 8 faydalı model, 109 tasarım ve 59 marka için tescil alındı.

Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, yaptığı açıklamada, fikrî mülkiyet konusunun eğitim ile ekonominin birbirini desteklediği önemli ara yüzlerden biri olduğunu ifade etti.

Bakanlığın 2019-2020 eğitim öğretim yılında mesleki eğitimde ana temayı fikrî mülkiyet olarak belirlediğini ve planlamalar yaparak bu alanda 40 AR-GE merkezi kurduğunu anlatan Özer, bu yöndeki yatırımların meyvesini vermeye başladığını ifade etti.

Geçen eğitim öğretim yılı için 100 tescil hedefi koyduklarını hatırlatan Özer, şu bilgileri paylaştı:

“Mesleki eğitimde, Kovid-19 salgını sürecinde tasarım ve üretim kapasitesinin artması, bu hedefe kısa sürede ulaşmamızı sağladı. 2019’da 12 patent ve 8 faydalı model, 2020’de ise 109 tasarım ve 59 marka tescili aldık. Böylece toplam 188 patent, faydalı model, tasarım ve marka tescili alarak ‘100 tescil’ hedefimizi yüzde 88 aştık. 76 patent, 93 faydalı model, 92 tasarım ve 229 marka olmak üzere 490 ürünün tescil başvurusunun değerlendirmeleri de devam ediyor.”

AR-GE merkezlerinde yeni hedef 250 ürün tescili

Mesleki eğitimde kurdukları AR-GE merkezlerinin sürece çok önemli katkı sunmaya devam edeceğinin altını çizen Özer, şunları kaydetti:

“Kurduğumuz tüm AR-GE merkezlerimize, fikrî mülkiyet konusunda hazırlayacakları projeler için 10 milyon liralık başlangıç desteği sağladık. AR-GE merkezleri gerekli çalışmaları yaparak fikrî mülkiyet kapsamında projelerini geliştirdi ve Bakanlığımıza gönderdi. Bu ay, AR-GE merkezlerimizin hazırladıkları projeleri değerlendireceğiz ve gereken desteği sağlayacağız. Bu yıl için yeni hedefimiz 250 patent, faydalı model, tasarım ve marka tescili. Süreci takip ederek ve gerekli destekleri sağlayarak bu hedefimize de ulaşacağımıza inanıyorum.

Sürece destek veren Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan’a şükranlarımı sunuyorum. Süreci başarılı şekilde koordine eden ve destek veren Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Kemal Varın Numanoğlu’na ve çalışma arkadaşlarına, il yöneticilerimize, okul yöneticilerimize, AR-GE merkez yöneticilerimize, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum.”


Kaynak: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gectigimiz-egitim-yilinda-12-patent-8-faydali-model-109-tasarim-ve-59-marka-olmak-uzere-toplamda-188-tescil-alindi/feed/ 0
ATO: Ürün geliştirme, patent, faydalı model, tasarım ve marka üretimi odaklı bir yaklaşımla güncellenen mesleki eğitim, Türkiye ekonomisinin geleceğini oluşturacak https://www.muhasebenews.com/ato-urun-gelistirme-patent-faydali-model-tasarim-ve-marka-uretimi-odakli-bir-yaklasimla-guncellenen-mesleki-egitim-turkiye-ekonomisinin-gelecegini-olusturacak/ https://www.muhasebenews.com/ato-urun-gelistirme-patent-faydali-model-tasarim-ve-marka-uretimi-odakli-bir-yaklasimla-guncellenen-mesleki-egitim-turkiye-ekonomisinin-gelecegini-olusturacak/#respond Tue, 15 Dec 2020 16:00:51 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=98743 “YERLİ VE MİLLİ ÜRETİMİN YOLU MESLEKİ EĞİTİMDEN GEÇİYOR”

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Kovid-19 salgını ile mücadele sürecinde dezenfeksiyon malzemesinden, maske ve siperliğe kadar bir dizi üretimi hızla gerçekleştiren meslek liselerinin, salgın sonrasında da Türkiye’nin ilk 10 ekonomi hedefine ulaşmasında önemli rol üstleneceğini söyledi. Baran, “Yerli ve milli üretimin yolu mesleki eğitimden geçiyor. Ürün geliştirme, patent, faydalı model, tasarım ve marka üretimi odaklı bir yaklaşımla güncellenen mesleki eğitim, Türkiye ekonomisinin geleceğini oluşturacaktır” dedi.  

Baran, yazılı bir açıklama yaparak, dünyanın gelişimine uygun biçimde, reel sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek işgücünü yetiştiren mesleki eğitimin Türkiye’yi salgın sonrası dünya ekonomisinde üst sıralara taşıyacağını söyledi.  Mesleki eğitimin öneminin anlaşılmasıyla birlikte son yıllarda meslek liselerine ilginin de arttığını kaydeden Baran, gerçekleştirdikleri başarılı projelerle mesleki eğitime hak ettiği itibarı kazandıran Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve Bakan Yardımcısı Mahmut Özer’e teşekkür etti.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı “81 İlde 81 Meslek Lisesi İşbirliği Protokolü” kapsamında meslek liselerinin gelişimi için çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Baran, ATO olarak bu kapsamda Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin hamisi olarak sorumluluk üstlendiklerini söyledi. Koronavirüsle mücadele sürecinde dezenfeksiyon malzemesi maske ve siperlik üreten meslek liselerinin müfredatını çağın gereklerine göre güncellediğini kaydeden Baran, “Yerli ve milli üretimin yolu mesleki eğitimden geçiyor. Ürün geliştirme, patent, faydalı model, tasarım ve marka üretimi odaklı bir yaklaşımla güncellenen mesleki eğitim, Türkiye ekonomisinin geleceğini oluşturacaktır ” diye konuştu.

Meslek liselerinin 21. yüzyılın gereksinimi olan teknoloji çağına hakim gençler yetiştirmeye yönelik eğitimler gerçekleştirdiğinin de altını çizen Baran, “Hızla gelişen teknoloji dünyası ile birlikte siber güvenlik, bulut bilişim, endüstriyel robot programcılığı gibi pek çok alanda gençlerimiz eğitim görerek teknolojik dönüşümde nitelikli iş gücü sahibi oluyorlar. Yalnızca teoride kalmayan meslek liseliler, pratikte de ihtiyaca yönelik hareket ediyorlar” dedi.

“MESLEKİ EĞİTİMDE PARADİGMA DEĞİŞTİ” 

Baran, mesleki eğitimin geliştirilmesi konusunu milli mesele olarak gören ve büyük bir inançla çalışma yürüten Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer‘in “Mesleki Eğitimde Paradigma Değişimi-Türkiye’nin Mesleki Eğitim ile İmtihanı” isimli kitabının da çok önemli bir kaynak niteliği taşıdığını bildirdi. Mesleki eğitimin, mevcut durumunun ve temel sorunlarının mercek altına alındığı kitapta, mesleki eğitim ve istihdam ilişkisinin güçlendirilmesinin yollarının anlatıldığını bildiren Baran, şunları söyledi: 

“Milli Eğitim Bakan Yardımcımız Prof. Dr. Sayın Mahmut Özer’in hazırladığı kitap, mesleki eğitim konusunda temel belge niteliğinde bir yayın. Ülkelerin mesleki eğitim tecrübelerine yer verilerek konunun ele alındığı kitap, mesleki eğitimde dönüşüm ile sorunların çözümüne ilişkin bir projeksiyon çiziyor. Türkiye’nin 2023 Eğitim Vizyonu’nda mesleki eğitim sorununun çözümüne yönelik yol haritasının el alındığı kitapta, güçlü mesleki eğitimin güçlü Türkiye’yi nasıl inşa edeceği her türlü detayıyla ele alınmış durumda. Bu yayın sadece ülkemiz için değil, iş piyasasına uygun işgücü yetiştirmek isteyen tüm ülkeler için kaynak niteliğinde bir belge olarak literatürde yerini almıştır. Sayın Özer’e, Bakan Yardımcısı olarak yürüttüğü başarılı çalışmaları ve mesleki eğitimi bilimsel olarak ele aldığı kitabı için şahsım ve iş dünyası adına teşekkürlerimi sunarım.”


Kaynak: Ankara Ticaret Odası (ATO)
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ato-urun-gelistirme-patent-faydali-model-tasarim-ve-marka-uretimi-odakli-bir-yaklasimla-guncellenen-mesleki-egitim-turkiye-ekonomisinin-gelecegini-olusturacak/feed/ 0
Bilirkişi Raporuna Karşı Beyan Süresini Uzatan HMK Değişikliği https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-raporuna-karsi-beyan-suresini-uzatan-hmk-degisikligi/ https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-raporuna-karsi-beyan-suresini-uzatan-hmk-degisikligi/#respond Fri, 13 Nov 2020 01:00:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=96378

Av. Selin Sinem Erciyas | Av. Aysel Korkmaz Yatkın | Av. Aysu Eryaşar

Bilindiği üzere patent hukuku, genel anlamda fikri mülkiyet hukukunun patent haklarını ilgilendiren dalı olup, patent hakkının temelini buluş oluşturmaktadır. Bu bakımdan, patent hukuku yargılamasına konu patent ile korunan buluşun teknoloji alanı ne olursa olsun, uyuşmazlığın çözümünün muhakkak teknik bilgi gerektireceği tartışmasızdır. Dolayısıyla uygulamada, patent hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda bilirkişiye başvurulması elzem görülmekte, yargılamanın neticesini büyük ölçüde alınan bu bilirkişi raporları belirlemektedir. Bu nedenle 7251 Sayılı Kanun kapsamında getirilen değişikliklerden özellikle bilirkişi raporuna karşı beyanlara ilişkin süre düzenlemesi, patent yargılamasını doğrudan ilgilendirmekte, yeterli olmasa da gerekli bir noktaya parmak basmaktadır.

7251 sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile, HMK’nın bilirkişi raporuna itirazı düzenleyen 281. maddesinin 1. fıkrasına “Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.” cümlesi eklenmiştir. Böylece tarafların bilirkişi raporuna karşı sunacakları beyanları sunabilmeleri için sahip oldukları iki haftalık süreye, hâkim tarafından iki hafta daha eklenebilmesi ve rapora ilişkin değerlendirme, beyan ve itirazların sunulabilmesi için sahip olunan sürenin toplamda bir aya ulaşması imkânı getirilmiştir.

Bu değişikliğe dayanak olarak, uygulamada iki haftalık sürenin, bilirkişi raporunun incelenmesi ve taleplerin hazırlanması bakımından yetersiz olduğu şikâyetinin dile getirilmiş olması gerekçe gösterilmiştir. Bu nedenle kanun koyucu tarafından, maddede belirtilen ve bilirkişi raporuna itiraz niteliğinde olan taleplerin iki haftalık süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi durumunda tarafların, itiraz süresi içinde mahkemeden ek süre isteyebileceklerinin hükme bağlanmış olduğu belirtilmiştir.

Yukarıda da değinmiş olduğumuz üzere, bilirkişi incelemesinin uygulamadaki rolü gözetildiğinde, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin çoğu zaman davaya cevap dilekçesi ya da cevaba cevap dilekçesi mahiyetinde olduğu şüphesizdir. Bu anlamda bilirkişi raporuna karşı söz konusu itiraz dilekçesinin sunulması için davaya cevap dilekçesine ilişkin düzenlemelerde yer aldığı gibi bir süre uzatım imkânının getirilmesi gerekliliği aşikârdır. Nitekim HMK’nın 281. maddesindeki bu değişikliğin de, davaya cevabı düzenleyen 127. madde göz önünde bulundurularak kaleme alınmış olduğu düşünülmektedir.

Zira söz konusu değişikliğin lafzı incelendiğinde, “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, “cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak,” bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir.” hükmünü haiz olan HMK m. 127’ye paralel bir düzenleme getirilmiş olduğu görülmektedir.

Bu noktada her iki madde hükmü benzer olmakla birlikte, aralarında iki önemli farklılığın mevcut olduğu dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki, bilirkişi raporuna itirazda süre uzatımı için iki haftalık süre içerisinde beyanların hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması gerekliliğine alternatif olarak, davaya cevap dilekçesinin süre uzatım şartlarından farklı bir “özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi” seçeneğinin de düzenlenmiş olmasıdır.

Esasen, HMK m. 127’nin uygulanmasına bakıldığında, cevap dilekçesinin hazırlanabilmesi için kapsamlı bir çalışmanın gerektiği, örneğin önemli ölçüde hesap, bilanço, defter yahut depo kontrolünün yapılmasının kaçınılmaz olduğu durumlarda ek sürenin verilmekte olduğu görülmektedir. Patent yargılaması özelinde ise, dava konusu patentin buluş alanından bağımsız olarak, teknik inceleme zaruri olduğundan ve genellikle bu incelemenin kapsamlı bir araştırmaya dayanması gerektiğinden, sıklıkla ilave süre talebinde bulunulduğu ve mahkemelerin de bu talebi kabul ettikleri görülmektedir. Dolayısıyla dava konusunun özel yahut teknik bir çalışma gerektirmesi durumunda dahi, bu durum dilekçenin kanunda belirtilen süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması şartı içinde değerlendirilmekte ve HMK m.127 kapsamındaki ilave süre hâlihazırda verilmektedir.

Bilirkişi raporuna karşı sunulacak talep ve itiraz dilekçelerinde ise, dava konusunun özel yahut teknik bir çalışma gerektirmesi unsuru kanun maddesine ayrı bir seçenek olarak ilave edilmiştir. Bu durum, uygulamada, patent hukuku yargılaması teknik inceleme yapılmasını mecbur kıldığından, bu davalardaki herhangi bir tereddüdü ortadan kaldıracak, talep halinde istisnasız olarak ek süre verilmesine yol açacaktır. Dolayısıyla kanaatimizce patent yargılamasında bilirkişi raporuna sunulacak beyanlarda tarafların bir aylık süreye sahip olması bu düzenlemeden sonra yeknesak bir uygulama halini alacaktır.

Söz konusu düzenlemeyle birlikte benzer hükümler haline gelen HMK m.127 ile m.281 arasında göze çarpan ikinci önemli fark ise, getirilecek ilave sürenin miktarıdır. Davaya cevap dilekçesinde süre uzatımı bir aya kadar verilebilmekteyken, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin sunumu için verilecek ek sürenin iki haftaya kadar olabileceği düzenlenmiştir. Kanaatimizce, her ne kadar kanun koyucu tarafından kanundaki sorun doğru belirlenmiş ve buna çözüm getirilmeye çalışılmışsa da, ilave sürenin en fazla iki hafta olarak belirlenmesi, bu çözümü yetersiz kılmaktadır.

Değinmiş olduğumuz üzere, bilirkişi raporları çoğu zaman taraf dilekçelerinden daha kapsamlı ve uzun olmanın yanında, hukuki değerlendirme içermediklerinden çok daha teknik ve anlaşılması zor belgelerdir. Bununla birlikte uygulamada bilirkişi raporlarının aksine karar verilmesine ve tarafların itirazlarının mevcut olması durumunda bu itirazlar giderilmeden tek bir rapor gözetilerek karara varılmasına müsaade edilmemektedir. Dolayısıyla, tarafların bilirkişi raporlarına karşı sunacakları dilekçeler, doğrudan davanın kaderini belirleyecek nitelikte olup, bu anlamda dilekçe teatisi aşamasındaki davaya cevap veya cevaba cevap dilekçelerinden çok daha etkili ve önemli olabilmektedir. Bu bakımdan, davaya cevap dilekçesinin ibrazında bir aya kadar ek süre imkânı tanınırken, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin ibrazında yalnızca iki haftaya kadar ek süre tanınabilmesi, kanaatimizce yeterli olmamıştır.

SONUÇ

Dava ve cevap dilekçelerinden çok daha kapsamlı ve teknik bir dille kaleme alınan bilirkişi raporlarına karşı, özellikle patent hukuku uygulamasında tarafların sunduğu itiraz ve talepler, gerek ilk derece, gerekse istinaf ve temyiz mahkemelerince dikkate alınmakta, yargılamanın seyrini belirlemektedir. Bununla birlikte, davaya cevap dilekçesi için sunulan süre imkânları, bilirkişi raporuna beyan dilekçeleri için sağlanmamakta, uygulamada iki haftalık süre sağlıklı bir değerlendirme, inceleme ve açıklama yapılabilmesi için yeterli olmamaktadır.

Kanun koyucu tarafından 7251 sayılı Kanun kapsamında bu sorun tespit edilerek maksimum iki haftalık ek süre imkanı tanınmıştır. Söz konusu ek sürenin, özel yahut teknik inceleme gerektiren durumlar için de verileceği ayrıca belirtildiğinden, ek süre imkânının patent yargılamasında neredeyse istisnasız olarak kullanılacağı, kanaatimizce şimdiden söylenebilecektir. Ancak ilgili alandaki sorun doğru tespit edilmiş olmakla birlikte bu imkânın, yine davaya cevap dilekçesi için tanınan 1 aylık süre kadar dahi düzenlenmediği, iki haftalık ilave sürenin sağlıklı ve kapsamlı bir değerlendirme yapılarak hukuki dinlenilme hakkının layığıyla kullanılabilmesi için yeterli olmayacağı değerlendirilmiştir.

First published by Kluwer Patent Blogin 03.11.2020

Makalelerin tamamına https://gun.av.tr/tr/goruslerimiz adresinden ulaşabilirsiniz. 


Kaynak: İşbu içerik, Gün + Patners Avukatlık Bürosu’nun özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hak ve sorumluluğu yazarlara aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bilirkisi-raporuna-karsi-beyan-suresini-uzatan-hmk-degisikligi/feed/ 0
Sanayi Bakanlığı: Türkiye’nin uluslararası patent başvuruları 2019’da %47 arttı. Böylece ilk defa dünyada 13’üncü sıraya yükseldik. https://www.muhasebenews.com/sanayi-bakanligi-turkiyenin-uluslararasi-patent-basvurulari-2019da-%47-artti-boylece-ilk-defa-dunyada-13uncu-siraya-yukseldik/ https://www.muhasebenews.com/sanayi-bakanligi-turkiyenin-uluslararasi-patent-basvurulari-2019da-%47-artti-boylece-ilk-defa-dunyada-13uncu-siraya-yukseldik/#respond Mon, 19 Oct 2020 13:00:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=94554 Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin uluslararası patent başvurularının 2019’da yüzde 47 arttığını belirterek, “Bu artış, ülkemizdeki makine, ilaç, kimya, bilgisayar ve elektrik-elektronik gibi yüksek teknoloji alanlarındaki yeni buluşlardan kaynaklandı. Böylece ilk defa dünyada 13’üncü sıraya yükseldik. Hindistan, İsrail, Avustralya ve Finlandiya gibi ülkeleri geride bıraktık.” dedi.

PATENTTE FARKINDALIK

Bakan Varank, üniversite öğrencilerinin, teknolojik gelişimin en önemli araçlarından biri olan patent konusunda farkındalıklarını artırmak, öğrencilerin patent araştırması ve patent başvurusu yapma konularında bilgi ve tecrübe kazanmalarını sağlamak amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından düzenlenen, “Patentle Türkiye-2. Ulusal Üniversiteler Patent Yarışması”nın ödül törenine katıldı.

STRATEJİK ÖNEM

Varank, konuşmasında, patent konusunun stratejik bir öneme sahip olduğunu kaydederek, “Bir ürünün patentini aldığınızda, o ürünle ilgili her türlü hak sadece size ait oluyor. Ürünün başkaları tarafından üretimini, kullanımını, satılmasını veya taklit edilmesini engelleyebiliyorsunuz.” şeklinde konuştu.

AVRUPA’DA BİRİNCİ

Bir buluşun patentlendiği zaman, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de 20 yıl süreyle koruma altına alındığını anlatan Varank, “Yıllık patent başvuru sayısı 20 kat, yerli patent tescil sayısı da 27 kat arttı. Marka başvurularında, 2011 yılından beri Avrupa’da birinci sıradayız.” dedi.

SALGINA RAĞMEN ARTIŞ

Varank, salgın sürecine rağmen bu yılın ilk 8 ayında; patent, marka ve tasarım başvuruları geçen senenin üzerinde olduğunu belirterek, uluslararası patent başvurularının 2019’da yüzde 47 arttığını dile getirdi.

Bu artışın; Türkiye’deki makine, ilaç, kimya, bilgisayar ve elektrik-elektronik gibi yüksek teknoloji alanlarındaki yeni buluşlardan kaynaklandığını söyledi. Varank, “Böylece ilk defa dünyada 13’üncü sıraya yükseldik; Hindistan, İsrail, Avustralya ve Finlandiya gibi ülkeleri geride bıraktık.” ifadesini kullandı.

İLK 10 ÜLKE İÇİNDE YER ALMA HEDEFİ

Küresel patent başvurularında üst basamaklara çıkıldığında, aslında bir anlamda, patentin devler ligine girildiğini anlatan Varank, “Ülkenizde uluslararası standartlarda inovasyon yapma kabiliyetinin ne denli geliştiğini tüm dünyaya göstermiş oluyorsunuz. Sınai mülkiyetin bütün alanlarında, her zaman ilk 10 ülke içinde yer almayı hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

584 PATENT BAŞVURUSU

Varank, Patentle Türkiye Yarışması kapsamında, 98 farklı üniversiteden 584 patent başvurusunun alındığını ifade ederek, “Gençlerimizin başvuruları temelde; elektrik-elektronik, makine, otomotiv, biyomedikal, kimya ve inşaat alanlarında. Başvuruların tamamı şimdiden Türkiye’nin patent siciline de girmiş oldu. Aradan 100 yıl geçse de gençlerimizin isimleri patent başvurusu yapmış kişi olarak kurum kayıtlarında yer alacak.” dedi.

TEŞVİK İNDİRİMİ

Üniversitelerin Türkiye’nin toplam patent portföyü içerisindeki oranının yüzde 15 seviyesinde olduğuna dikkati çeken Varank, “Ülke olarak, bu oranı daha yukarılara taşımak mecburiyetindeyiz. Üniversitelerimiz tarafından yapılan patent başvurularının araştırma ve inceleme raporları ücretlerinde yüzde 50 teşvik indirimi uyguluyoruz. Üniversitelerin 1 yıl içinde yapacakları 100 başvuruya kadar bu ücretler, sadece 350 lira.” diye konuştu.

MÜJDE VERDİ

Patentle Türkiye Yarışmasının, bundan sonra lise öğrencilerini de kapsayacağı müjdesini veren Varank, “Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığımızla iş birliği yapıyoruz. Yarışmaya faydalı model bileşenini de ekliyoruz. Böylece öğrencilerimiz, yenilik içeren küçük buluşlarıyla da yarışmaya katılabilecek. 1 Kasım 2020’de Patentle Türkiye’nin üniversite ve lise öğrencileri için yeni başvurularını almaya başlayacağız.” ifadelerini kullandı.

“GENÇLERİN YANINDA OLACAĞIZ”

Ödüle hak kazanan gençlerin, aslında büyük bir işe imza attığını kaydeden Varank, “Sevgili gençler, yaptığınız patent başvurusunu iş görüşmelerinizde ya da meslek hayatınızda önemli bir referans olarak kullanabilirsiniz. Patent başvurularınızı adeta bir akademik yayın gibi CV’nize yazabilirsiniz. Biz desteklerimizle her zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz. Buluşlarınızı, TEKNOFEST bünyesinde gerçekleştireceğimiz Uluslararası Buluş Fuarında sergileyeceğiz.” diye konuştu.

TAVSİYE VERDİ

Gençlere tavsiyede bulunan Bakan Varank, “Birincisi, kendinizi sürekli geliştirmeye bakın. Alanınızdaki güncel gelişmeleri çok yakından takip edin ve kendi özgün fikirlerinizi geliştirmeye odaklanın. Yani, icat çıkarmaktan asla vazgeçmeyin. İkincisi, sadece buluş geliştirmekle de yetinmeyin. Bunun bir adım ötesine geçip, buluşlarınızı üretebileceğiniz şirketler kurmaya odaklanın. Patentlerinizle yatırımcıların ilgisini çekip, finansmana erişim sağlayabilirsiniz.” dedi.

“HER TÜRLÜ KATKIYA HAZIRIZ”

Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, üniversitelere yönelik olarak önemli çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Nitelikli çalışma sonunda dereceye giren patentleri belirlediklerini kaydeden Asan, ödül alan isimleri tebrik etti. Asan, “Patentlerin ticarileşmesi katkısında da her türlü katkıyı yapmaya hazırız.” diye konuştu.

ÖDÜLLERİNİ VERDİ

98 farklı üniversiteden 584 başvurunun yapıldığı yarışmada, başvurular 6 kişilik jüri kurulu tarafından değerlendirildi. Bakan Varank, düzenlenen törenle ödül almaya hak kazanan isimlere ödüllerini verdi.

Ödül alan isimler şöyle:

-“Nörolojik duyma bozuklukları olan 5-7 yaş arası çocuklar için işitsel terapilerini oyunlaştırarak sunan terapi cihaz seti” buluşuyla Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Deniz Yanık,

-“Diş remineralizasyonunu kolaylaştıran, lezyon ağrısını ortadan kaldıran farmasötik solüsyon” buluşuyla Akdeniz Üniversitesinden Fatih Çetinkaya,

-“Dinamik darbe sönümleyici” buluşuyla Gazi Üniversitesinden İbrahim Ülke,

-“Manyetik levitasyon düzeneği içinde merceksiz holografik mikroskobi görüntüleme tekniği kullanılarak protein tespiti” buluşuyla İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünden Kerem Delikoyun ve Sena Yaman,

-“Birincil kullanıcı emülatörü/sinyal karıştırıcı saldırısı tespit yöntemi” buluşuyla İstanbul Medipol Üniversitesinden Mehmet Ali Aygül, Haji Muhammed Furqan ve Mahmoud Nazzal,

-“Katı atıkların yapay zeka destekli ayrıştırma ve değerlendirme sistemi” buluşuyla Fırat Üniversitesinden Engin Ülger,

-“Hibrit boşluk ve indis modülasyonlu OFDM” buluşuyla İstanbul Medipol Üniversitesinden Ahmad Mohammad ABD Alghani Jaradat,

-“Kablosuz haberleşmede kanal kademe numaralarının gözü kapalı tanımlanması” buluşuyla İstanbul Medipol Üniversitesinden Mehmet Kemal Özdemir ve Khaled Elgammal,

-“Kayma torku arttırılmış bir krank kasnağı” buluşuyla Anadolu Üniversitesinden Ufuk Bilgin,

-“Son germeli ve görünmeyen, indüksiyonla sağlanan bağlantı sistemi” buluşuyla Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Deniz Öztürk.

LİSELER İÇİN LANSMAN YAPILDI

Ödül töreninde ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜRKPATENT iş birliğiyle lise öğrencilerine yönelik, Patentle Türkiye-Milli Eğitim Bakanlığı Liseler Arası Patent Yarışması lansmanı da yapıldı.


Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sanayi-bakanligi-turkiyenin-uluslararasi-patent-basvurulari-2019da-%47-artti-boylece-ilk-defa-dunyada-13uncu-siraya-yukseldik/feed/ 0
Mesleki eğitimde patent rekoru: “100 tescil” hedefine 2020 yılı bitmeden ulaşıldı https://www.muhasebenews.com/mesleki-egitimde-patent-rekoru-100-tescil-hedefine-2020-yili-bitmeden-ulasildi/ https://www.muhasebenews.com/mesleki-egitimde-patent-rekoru-100-tescil-hedefine-2020-yili-bitmeden-ulasildi/#respond Tue, 06 Oct 2020 16:00:31 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=93814 Mesleki eğitimde 2019-2020 eğitim öğretim yılını “Fikri Mülkiyet Yılı” ilan eden Milli Eğitim Bakanlığı, mesleki eğitimde “100 tescil” hedefine 2020 yılı bitmeden ulaştı.
Mesleki ve teknik eğitimden sorumlu Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, toplamda 142 patent, faydalı model, tasarım ve marka tescili alındığını söyledi. Özer, konuya ilişkin bir gazetenin sorularını şöyle yanıtladı:
Mesleki eğitimde hedeflediğiniz tescil sayısına ulaştınız. Bu süreç nasıl işledi?
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığı ile işbirliğine gittik. 81 ilde yöneticilerimizi eğitimden geçirdik. Öğretmen ve öğrencilerimize yönelik etkinlikler düzenledik. Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğümüz bünyesinde sürecin koordinasyonunu yapan Fikri Mülkiyet Ofisi kurduk. Hedef olarak da kendimize bu dönem için 100 tescil koymuştuk. 2019 yılında 12 patent ve 8 faydalı model, 2020 yılında ise 103 tasarım ve 19 marka tescili alındı. Dolayısıyla toplam 142 patent, faydalı model, tasarım ve marka tescili alındı. 2020 yılı bitmeden bu hedefe ulaştığımız gibi önemli oranda da aştık. Yıl sonunda rakamın çok daha iyi noktada olacağına inanıyorum.
 
Fikri mülkiyet konusunda diğer birimlerinizde durum nasıl?
Bilim ve Sanat Merkezlerimizde (BİLSEM) ve diğer okullarımızda da fikri mülkiyet çalışmaları devam ediyor. Mesleki ve teknik eğitim doğası gereği fikri mülkiyet çalışmalarına çok daha uygun. Bu da sonuçlara yansıyor. Bakanlığımızda 2020 yılında alınan tescillerin yüzde 96’sı mesleki ve teknik eğitimden.
5 katlık artış
AR-GE merkezleri fikri mülkiyet tescillerinde istediğiniz katkıyı verebildi mi?
Elbette.  Bu merkezler patent, faydalı model, tasarım ve marka geliştirme ve tescil süreçlerinde 81 ildeki mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarımıza aynı zamanda rehberlik de yapıyorlar. Dolayısıyla bu merkezlerimizin çok önemli katkıları oldu. Önümüzdeki yıllarda bu merkezlerimizin çok daha önemli katkıları olacaktır.
Geçmişte durum nasıldı?
Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarımızdan son 10 yılda fikri mülkiyet kapsamında sadece 29 tescil alınmıştı. Dolayısıyla bir yılda, son 10 yılda tescil edilen ürün sayısının yaklaşık beş katı tescil alınmış oldu. Dikkat ederseniz son bir yılın performansını 10 yıl ile karşılaştırıyoruz. Ayrıca, değerlendirme aşamasında olan ciddi sayıda başvurumuz da var.
Değerlendirme aşamasında olan başvurular hakkında bilgi verebilir misiniz?
Şu anda 66 patent, 85 faydalı model, 197 tasarım ve 260 tasarım olmak üzere toplam 608 tescil başvurusu değerlendirilme aşamasında. Bu başvurular da değerlendirildiğinde tescil edilen ürün sayısı çok daha artacaktır.

Kaynak: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/mesleki-egitimde-patent-rekoru-100-tescil-hedefine-2020-yili-bitmeden-ulasildi/feed/ 0
2020’nin İlk Yarısında Patent ve Marka Başvurularında Büyük Artış Yaşandı https://www.muhasebenews.com/2020nin-ilk-yarisinda-patent-ve-marka-basvurularinda-buyuk-artis-yasandi/ https://www.muhasebenews.com/2020nin-ilk-yarisinda-patent-ve-marka-basvurularinda-buyuk-artis-yasandi/#respond Wed, 09 Sep 2020 13:00:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=92291 Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dönemini de içinde barındıran bu yılın ilk 6 ayında Türk Patent ve Marka Kurumuna (TÜRKPATENT) yapılan patent, marka, faydalı model başvuruları arttı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı TÜRKPATENT’e yılın ilk yarısında 3 bin 172’si yerli olmak üzere toplam 8 bin 344 patent başvurusu yapıldı.

Söz konusu dönem itibarıyla kuruma 64 bin 241’i yerli olmak üzere toplam 71 bin 753 marka başvurusunda bulunulurken, yerli marka başvuru oranı yüzde 89,5 olarak kayıtlara geçti.

Yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yerli marka başvuruları yüzde 20, toplam marka başvuruları yüzde 17,3 ve yerli patent başvuruları yüzde 16,2 artış gösterdi.

Bu dönemde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 28,5 artışla 1705’i yerli olmak üzere 1733 faydalı model başvurusu yapıldı. Yerli faydalı model başvuru oranı da yüzde 98 olarak gerçekleşti.

Yılın ilk yarısında TÜRKPATENT’e 159 yeni coğrafi işaret başvurusu yapıldı.

Söz konusu dönemde 18 bin 212’si yerli, 498’i yabancı, 2 bin 20’si Lahey sistemi üzerinden uluslararası başvuru olmak üzere toplam 20 bin 730 tasarım başvurusu gerçekleştirildi. Yerli tasarım başvurusu oranı yüzde 87,9 olarak kayıtlara geçti.

Kovid-19, başvuruları etkilemedi

TÜRKPATENT Başkanı Habip Asan, sınai mülkiyet alanında yapılan çalışmalarla farkındalığın arttığını, bu farkındalıkla birlikte başvuru sayılarında ciddi artışlar olduğunu söyledi.

Asan, 2002-2003’te Türkiye’de bir yılda yapılan patent başvurusunun bugün 2 haftada yapıldığını belirterek, Kovid-19 sürecini de içinde barındıran bu yılın 6 ayında başvuruların arttığına dikkati çekti.

TÜRKPATENT’in patent, marka ve tasarım başvuru sayılarına göre, dünyada ilk 10 patent kurumundan biri olduğunu anlatan Asan, “2002 yılında Türkiye’de yıllık yapılan patent başvurusu sayısı yaklaşık 400 adetti. Yerli patent başvurularında, 2020 yılının ilk yarısında 3 bin 172 sayısına ulaştık. Pandemiye rağmen geçen yıla göre yüzde 16’lık bir artış var, bu sayının yıl sonuna kadar yaklaşık 9 bine ulaşmasını bekliyoruz.” dedi.

Asan, 2017’den bu yana Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı nezdinde hizmet veren TÜRKPATENT’in 23 uluslararası otoriteden biri olduğunu ifade ederek, “TÜRKPATENT 2020 yılında en çok uluslararası patent araştırma raporu düzenleyen uluslararası araştırma ve inceleme otoriteleri (ISA) arasında 9’uncu sırada yer alıyor. Yıl sonuna doğru daha üst sıralara çıkacağımızı düşünüyorum.” diye konuştu.

Başvurularda İstanbul ilk sırada

İllerden yapılan başvurulara ilişkin de bilgi veren Asan, marka, patent ve tasarım alanında en çok başvurunun İstanbul’dan yapıldığını bildirdi.

Asan, İstanbul’u patent başvurularında Ankara ve Bursa’nın, marka başvurularında Ankara ve İzmir’in, tasarım başvurularında da Kayseri ve Bursa’nın takip ettiğini dile getirdi.

İlk üç kuruluş

Ocak-haziran dönemine ilişkin “sınai mülkiyet verileri” ile en fazla yerli patent başvurusu yapan firma ve kuruluşlar hakkında da bilgileri paylaşan Asan, yılın ilk yarısında, TÜRKPATENT verilerine göre, Arçelik’in 98 başvuruyla birinci, Vestel’in 60 başvuruyla ikinci, Turkcell’in 45 başvuruyla üçüncü sırada yer aldığını söyledi.


Kaynak: TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/2020nin-ilk-yarisinda-patent-ve-marka-basvurularinda-buyuk-artis-yasandi/feed/ 0
Patent Vekilleri ve Marka Vekilleri Meslek Kuralları Kılavuzu Yayımlandı https://www.muhasebenews.com/patent-vekilleri-ve-marka-vekilleri-meslek-kurallari-kilavuzu-yayimlandi/ https://www.muhasebenews.com/patent-vekilleri-ve-marka-vekilleri-meslek-kurallari-kilavuzu-yayimlandi/#respond Fri, 24 Jul 2020 14:00:09 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=89271


Kaynak: TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU Duyurusu
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/patent-vekilleri-ve-marka-vekilleri-meslek-kurallari-kilavuzu-yayimlandi/feed/ 0
Türkiye’de en fazla patent sayısına sahip sektör beyaz eşya sektörü https://www.muhasebenews.com/turkiyede-en-fazla-patent-sayisina-sahip-sektor-beyaz-esya-sektoru/ https://www.muhasebenews.com/turkiyede-en-fazla-patent-sayisina-sahip-sektor-beyaz-esya-sektoru/#respond Mon, 18 May 2020 11:00:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=84733 Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, beyaz eşyanın Türkiye’nin yüz akı sektörlerinden biri olduğunu belirtip, “Üretim hacmi, ciro, katma değere ve ihracata katkısıyla ülkemizin kalkınmasında öncü rol oynuyor. Mükemmele yakın işleyen tedarik zincirleri sayesinde; Avrupa’nın birinci, dünyanın ikinci üretim üssüyüz.” dedi. Sektörün teşvik sisteminde ayrıcalıklı konuma sahip olduğunu kaydeden Bakan Varank, “2012’den bu yana sektörde 12 milyar liralık yatırımı teşvik ettik ve 10 bine yakın ilave istihdam oluşmasını sağladık. Beyaz eşyada sahip olduğumuz küresel üstünlüğü, pazar payımızı kaybetmemek çok önemli.” ifadesini kullandı. Brexit sürecini yakından takip ettiklerini söyleyen Bakan Varank, “Sektörün Birleşik Krallık pazarında negatif etkilenmemesi için Ticaret Bakanlığımızla eşgüdüm içindeyiz. Sektörün Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine dâhil edilmesini istiyoruz.” diye konuştu.

Bakan Varank, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Yönetim Kurulu Toplantısına video konferans yöntemiyle katıldı. TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer’in sektörle ilgili gelişmeleri aktarmasının ardından konuşan Bakan Varank, salgının seyri ve gelen talepler doğrultusunda üretimin tamamen durdurulması gibi bir yaklaşımlarının olmadığının altını çizdi. İlk günden itibaren, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yerinde ve zamanında adımlar attıklarını kaydeden Varank, konuşmasında şunları söyledi:

ÜRETİM ÜSSÜYÜZ: Beyaz eşya, Türkiye’nin yüz akı sektörlerinden bir tanesi. Üretim hacminiz, cironuz, katma değere ve ihracata katkınızla ülkemizin kalkınmasında öncü rol oynuyorsunuz. Mükemmele yakın işleyen tedarik zincirleriniz sayesinde; Avrupa’nın birinci, dünyanın ikinci üretim üssüyüz. Ar-Ge’ye verdiğiniz önem, patent sayılarında da kendini gösteriyor. Türkiye’de en fazla patent sayısına sahip sektör beyaz eşya sektörü.

KRİTİK POLİTİKALARI HAYATA GEÇİRDİK: Salgının seyri ve sizlerden de gelen talepler doğrultusunda üretimin tamamen durdurulması gibi bir yaklaşımımız olmadı. Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bile; ihracat taahhüdü olan ya da faaliyetini durdurduğunda büyük zararla karşılaşabilecek üreticilerin çalışabilmesini sağladık. Bununla birlikte istihdam, finansman ve sosyal yardım alanlarında kritik politikaları hayata geçirdik.

İŞE DEVAM KREDİLERİ AÇTIK: Sizleri ve emekçilerimizi mağdur etmemek adına, kısa çalışma ödeneğinden faydalanma şartlarını kolaylaştırdık. Finansa erişim alanında kamu bankalarımız sektör ayrımı olmaksızın İŞ’e devam kredileri açtı ve finansman destekleriyle esnafımızın yanında durdu.

OLUMLU SİNYALLER GELİYOR: Hasarın boyutlarını minimuma indirmek ve bu dönemin sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için çalışıyoruz. Otomotiv ve tekstil sektörlerinden, normalleşmeye geçişle ilgili olumlu sinyaller alıyoruz. Gıda, kimya, ilaç ve ambalaj sanayi güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor.

KILAVUZ HAZIRLADIK: Yeni normale en iyi şekilde hazırlanmalıyız. Bu noktada alınması gereken önlemlerde size yol göstermesi için bir kılavuz hazırladık. TSE’nin hazırladığı bu rehber dokümana ilişkin son olarak Bilim Kurulunun raporunu bekliyoruz. Kılavuzda; hijyen, enfeksiyon önleme ve kontrol mekanizmalarıyla ilgili yapılması gereken her şeye yer verdik.

BELGELENDİRME YAPACAĞIZ: Kılavuzu baz alarak bir kontrol listesi de oluşturduk. Bu listeden hareketle dünyada da öncü olacak şekilde belgelendirme faaliyetleri yapacağız. Herhangi bir kuruluş bize başvurup, belge almak istiyorum, işletmemi tescil etmek istiyorum derse, yerinde denetimler sonrasında uygun olanları TSE’den belgelendireceğiz. Temiz üretimin, enfeksiyona karşı tedbirlerin dünya ticaretinde çok önemli bir hale geleceğini biliyoruz. Attığımız bu adımla yeni döneme şimdiden hazırlığımızı yapmış oluyoruz.

İSTEYİNCE BAŞARABİLİRİZ: Üretimde dışarıya bağımlılık azaldıkça, dış şoklara karşı daha dirençli oluyorsunuz. Yerli yoğun bakım solunum cihazıyla da gördük ki, isteyince ülke olarak her şeyi başarabiliriz. Sadece zor zamanlarda değil, hayatın normal akışında da alışılmışın dışında davranmak, kalıpları kırmak, icat çıkarmak gerekiyor.

12 MİLYARLIK YATIRIMI TEŞVİK ETTİK: Beyaz eşya sektörü, teşvik sistemimizde ayrıcalıklı bir konuma sahip. 2012’den bu yana sektörde 12 milyar liralık yatırımı teşvik ettik ve 10 bine yakın ilave istihdam oluşmasını sağladık. Beyaz eşyada sahip olduğumuz küresel üstünlüğü, pazar payımızı kaybetmemek çok önemli.

MEVZUATIMIZI UYGULAYACAĞIZ: Avrupa Birliğinde yürürlüğe girecek Eko Tasarım ve Enerji Etiketi regülasyonunda; mevzuat uyumu çalışmalarında son aşamaya geldik. AB mevzuatı ile eş zamanlı olarak, biz de kendi mevzuatımızı uygulamayı hedefliyoruz. Bu konuda Kalkınma Planında yer alan ilave yatırım ihtiyacı ve yatırım teşvikleri hususunu çalışmaya başladık.

BREXİT’E YAKIN TAKİP: Brexit sürecini de yakından takip ediyoruz. Beyaz eşya sektörünün Birleşik Krallık pazarında negatif etkilenmemesi için Ticaret Bakanlığımızla eşgüdüm içindeyiz. Sektörün Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine dâhil edilmesini istiyoruz.

BAŞARININ ANAHTARI: Başarının anahtarı, sizlerin teknolojik değişime ayak uydurma kabiliyetinizle doğrudan ilişkili. Akıllı, bağlantılı ve etkileşimli ürünlerde standartları koyabiliyor olmamız gerek. Biliyorsunuz Türk Standardları Enstitüsü’nün ayna komiteleri var. Beyaz eşya sektörü bu komitelere hem güvenlik hem de performans yönüyle katılıyor.


Kaynak: T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 16.05.2020
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyede-en-fazla-patent-sayisina-sahip-sektor-beyaz-esya-sektoru/feed/ 0