Ortaklardan – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 24 Aug 2023 05:30:25 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 Ortaklardan Dövizli Borç Alınabilir Mi? Kur Farkı Zarar Yazılabilir Mi? https://www.muhasebenews.com/ortaklardan-dovizli-borc-alinabilir-mi-kur-farki-zarar-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ortaklardan-dovizli-borc-alinabilir-mi-kur-farki-zarar-yazilabilir-mi/#respond Thu, 24 Aug 2023 05:30:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=145641 Ortaklardan dövizli para alınır mı (Ortaklara dövizli borçlanılır mı). Ortakların dövizli borcuna kur değerlemesi yapılıp giderleştirilebilir mi?

Şirket Ortaklarından borç olarak döviz alınamaz.


BENZER İÇERİKLER

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

GAZİANTEP VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü

 

Sayı

:

16700543-125[17-515-80]-57752

08.10.2018

Konu

:

Gerçek kişi ortağın parasının şirket tarafından borçlanmak suretiyle kullanılmasının şirket yönünden değerlendirilmesi  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin kısa veya uzun vadeli ortaya çıkan nakit ihtiyacı için gerçek kişi ortağınızın şahsi paralarından döviz veya TL cinsinden yıl içinde bir defa veya devamlı borç para adığını, Şirketinizin aldığı bu borçlar karşılığında gerçek kişi ortağınıza herhangi bir faiz, komisyon ve benzeri adlar altında hiçbir bedel ödemediğini, döviz olarak aldığı borçlar nedeniyle Şirketiniz bünyesinde gerek değerleme gerekse ödeme sırasında kur farkı oluştuğunu belirterek, borçlandığınız bu paralarla ilgili herhangi bir faiz ödenmemesinin transfer fiyatlandırması veya örtülü sermaye kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, ortağınıza döviz olarak borçlanılması durumunda Şirketiniz lehine oluşan kur farkının gelir, aleyhe oluşan kur farkının ise gider olarak kaydedildiği bu durumun işletmeden çekilen değer olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasında da, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce, işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun “Kabul edilmeyen indirimler” başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, (c) bendinde ise transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun “Örtülü sermaye” başlıklı 12 nci maddesinin;

– Birinci fıkrasında, “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır.”

– Yedinci fıkrasında, “Örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır…” hükmü yer almaktadır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “12.4.Örtülü sermaye üzerinden yapılan ödemeler veya hesaplanan tutarların kâr payı sayılması ve yapılacak düzeltme işlemleri” başlıklı bölümünde “Örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacaktır. Kur farkları bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Kanunun 13 üncü maddesinin;

– Birinci fıkrasında, kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği,

– İkinci fıkrasında, ilişkili kişinin kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği, ilişkinin doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumların örtülü kazanç dağıtımı kapsamında sayılması için en az %10 oranında ortaklık, oy veya kâr payı hakkının olması şartı arandığı, ortaklık ilişkisi olmadan doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında oy veya kâr payı hakkının olduğu durumlarda da tarafların ilişkili kişi sayıldığı, ilişkili kişiler açısından bu oranların topluca dikkate alınacağı,

– Üçüncü fıkrasında, emsallere uygunluk ilkesinin, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği,

– Dördüncü fıkrasında, kurumların, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, bu fıkrada belirtilen yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit edeceği,

– Altıncı fıkrasında, tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazancın, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılacağı

hükme bağlanmıştır.

Konuya ilişkin 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğin “4- Emsallere Uygunluk İlkesi” başlıklı bölümünde, “… Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da Pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır. Bu fiyat veya bedel, işlem anında hiçbir etki olmaksızın objektif olarak belirlenen en uygun tutar olup, ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olması gerekmektedir.

Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır.

İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir…” açıklamalarına yer verilmiştir.

Buna göre,

– Şirketiniz tarafından ortağınızdan alınmış borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi halinde bu borçlarla ilgili olarak örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin, Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre gider olarak yazılması mümkün bulunmamakla birlikte, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda oluşacak kur farkı gelirlerinin de söz konusu borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesinin bir sonucu olarak, vergiye tabi kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.

– Şirketinize kullandırılan borçların örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi durumunda örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı olarak değerlendirilecektir.

– Şirketinizin gerçek kişi ortağından borçlandığı paralarla ilgili olarak herhangi bir faiz ödemesi durumunda, gerçek kişi ortağa ödenecek faiz bedelinin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun faiz bedelinin tespitinde Kanunun 13 üncü madde hükmü ve 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde açıklanan yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanının kullanılacağı tabiidir.

Öte yandan, Şirketinizin nakit ihtiyacı olmadığı halde gerçek kişi ortağınızdan alınan paralara ilişkin ortaya çıkan kur farklarının, ticari kazancınızın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgisi olmadığından, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.


Kaynak: GİB Özelde, İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ortaklardan-dovizli-borc-alinabilir-mi-kur-farki-zarar-yazilabilir-mi/feed/ 0
Gelir vergisi mükellefleri gerçek faydalanıcı formu verecek mi? https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefleri-gercek-faydalanici-formu-verecek-mi/ https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefleri-gercek-faydalanici-formu-verecek-mi/#respond Mon, 10 Jul 2023 02:23:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=144189 Adi ortaklığı 31.05.2023 itibariyle kapanışı verildi. Ortaklardan biri gerçek kişi olarak devam ediyor. Gerçek faydalanıcı bildiriminde bulunacak mıyız?

GV mükellefleri gerçek faydalanıcı formu vermez

Aşağıdaki linki inceleyiniz.
https://www.ismmmo.org.tr/dosya/2795/Mevzuat-Dosya/Gercek-faydalaniciya-iliskin-bildirim-formu-hakkinda-aciklama-ek-25082021.pdf


15.08.2021

İSMMMO 

AÇIKLAMA

GERÇEK FAYDALANICIYA İLİŞKİN BİLDİRİM FORMU HAKKINDA AÇIKLAMA

529 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Tebliği ile 01 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla faal olan (Tasfiye işlemi devam edenler dâhil); Aşağıda belirtilen Mükellefler 31.08.2021 tarihine kadar “Gerçek Faydalanıcıya İlişkin Bildirim Formunu” verecektir. Form defter tutma yükümlülüğüne göre değil, Mükellefiyete göre verilecektir.

Aşağıdaki Mükellefler “Gerçek Faydalanıcıya İlişkin Bildirim Formu” vermek zorundadır. A) Kurumlar Vergisi Mükellefleri;

1) Sermaye şirketleri: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan Anonim, Limited ve Sermayesi paylara bölünmüş Komandit Şirketler

2) Kooperatifler

3) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler:

4) İş ortaklıkları:

5) KVK 2. Maddesinde sayılan diğer mükellefler

a) b)

c)

B) Kolektifşirketlerde şirketi temsile yetkili kimse veya ortak, eshamsız komandit şirketlerde komandite ortaklardan biri ve Adi Ortaklıklar Adına En Yüksek Ortaklık Payına Sahip Kişi, Türkiye’de yönetim merkezi olan veya Türkiye’de mukim yöneticisi olan yabancı ülkede kurulmuş trust ve benzeri teşekküllerin yöneticileri, mütevellileri veya temsilcileri, vermek zorundadırlar.

C) Yeni mükellefiyet tesis ettirilmesi veya daha önce bildirime ekledikleri bilgilerde değişiklik olması halinde, yeni mükellefiyet tesisini veya bilgi değişikliğini, bunların gerçekleştiği tarihi takip eden bir ay içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.

Yukarıdaki Tüzel kişilerde;

Tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,

Tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek

faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde

bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,

(a) ve (b) bentler kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği

durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler, (Yönetim kurulu başkanı veya imzaya yetkili kişi veya kişiler) gerçek

faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime yazılacaktır.

“Gerçek Faydalanıcıya İlişkin Bildirim Formunu” nasıl ve nereden verilecektir?

31.08.2021 Tarihine kadar verilecek ilk form; MÜKELLEFİN GİB İNTERNET VERGİ DAİRESİ ŞİFRESİ kullanılarak giriş yapılır. Sayfada açılan başlıklardan ‘Diğer Bildirim ve Bilgi Girişleri’ menüsünde ki “Gerçek Faydalanıcıya İlişkin Bildirim Formunu” doldurulur.

Formda yer alan;

TÜRÜ :Mükellefiyetgrubuseçilecek YILI : 2021

AY : AĞUSTOS

ÜLKE : T.C.

İl, ilçe ve Adres bilgileri ve formdaki ilgili alanlar doldurulacaktır.

(Açıklayıcı bilgiler Formun “Gerçek Faydalanıcıya İlişkin Bildirim Formuna Ait Bilgiler” bölümündedir.)

Tebliğe göre; Kurumlar vergisi mükellefleri 31.08.2021 tarihinde verilen formun bundan sonraki zamanlar da Kurum Geçici Vergi Beyannamesi ile vereceklerdir. (2021/3. Dönem den itibaren)

Kurumlar Vergisi Mükellefleri dışında kalan mükellef söz konusu formu (Yukarıda (B) bölümünde sayılan mükellefler) Yılda bir kez GİB İnternet VD sisteminden vereceklerdir. Geçici vergi Beyannamesi ile vermeyeceklerdir.

Form; Meslek mensubunun şifresi ile verilmez. Formun düzenleyen kısmına şirketin yetkilisinin veya formu dolduranın bilgileri yazılacak Meslek mensubunu bilgileri YAZILMAZ.

“Gerçek Faydalanıcı Bilgisi Bildirimi Formu”; SMMM, YMM, AVUKAT ve 529 Seri Numaralı VUK Genel Tebliğin 4 (2) tebliğde sayılan diğer kurum ve kişiler den GİB TARAFINDAN TALEP edilmesi halinde verilecektir.

Başka bir ifade ile bu kişi ve kuruluşlar (SMMM, YMM’ler dâhil) 31.08.2021 ve takip eden dönemler “Gerçek Faydalanıcı Bilgisi Bildirimi Formu” vermeyeceklerdir.

CEZA UYGULAMASI

529 Seri No’lu VUK Genel Tebliğin de Formu vermeyenler, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı Kanunun ilgili ceza hükümleri tatbik olacağı belirtilmiştir.

13 Temmuz 2021 SALI Resmî Gazete Sayı : 31540
TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 529) 

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Gelirlerin/servetlerin arkasındaki gerçek isimlerin bilinmesi vergi kaçakçılığı ile mücadele açısından büyük önem arz etmektedir. Ülkemizin de üyesi bulunduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Vergi Amaçlarına Yönelik Şeffaflık ve Bilgi Değişimi Küresel Forumu (Küresel Forum), vergi kaçakçılığıyla mücadele amacına yönelik olarak çalışmalar yürütmektedir. Bu bağlamda, Küresel Forum, faaliyetleri gereği şeffaflık ve bilgi değişimi konusunda ülkelerin uyması gereken uluslararası asgari standartlar oluşturmuş olup tüzel kişiliklerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcısının bilinmesi hususu standardın unsurlarından biridir. Bu konu, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla Mali Eylem Görev Gücü tarafından belirlenen tavsiyelerde de karşılık bulmaktadır.

(2) Bu kapsamda, tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla gerçek faydalanıcının belirlenmesine ve bildirilmesine ilişkin olarak bildirim zorunluluğu getirilen mükelleflerin kapsamı, bildirimin şekli, bildirimde bulunulacak dönem, bildirim verme zamanı, bildirimin gönderilme usulü ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasların belirlenmesi bu Tebliğin konusunu teşkil etmektedir.

Tanımlar ve kısaltmalar

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ uygulamasında;

a) Gerçek faydalanıcı: Tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişileri,

b) Tedbirler Yönetmeliği: 10/12/2007 tarihli ve 2007/13012 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliği,

c) Trust: Bir malvarlığının belirli bir lehtar ya da lehtar grubunun yararlanması için, malvarlığının maliki olan sözleşme kurucusu tarafından, söz konusu malvarlığının yönetimi, kullanımı ya da sözleşmede belirtilen diğer tasarruflarda bulunulması amacıyla sözleşmeyi icra eden bir mütevellinin kontrolüne bırakılmasını hüküm altına alan hukuki ilişkiyi,

ifade eder.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 3/11/2011 tarihinde imzalanan ve 3/5/2017 tarihli ve 7018 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 1/7/2018 tarihinde yürürlüğe giren Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi, yürürlükteki Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları ile 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149, 152/A ve 256 ncı maddeleri ve mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendine dayanılarak hazırlanmıştır.

Gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimi verme zorunluluğu getirilenler

MADDE 4 – (1) Bu Tebliğin konusunu teşkil eden gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimini, bildirim verme süresinin başladığı 1/8/2021 tarihi itibarıyla faal olan (tasfiye işlemi devam edenler dâhil);

a) Kurumlar vergisi mükellefleri,

b) Kollektif şirketlerde şirketi temsile yetkili kimse veya ortak, eshamsız komandit şirketlerde komandite ortaklardan biri ve adi ortaklıklar adına en yüksek ortaklık payına sahip kişi, Türkiye’de yönetim merkezi olan veya Türkiye’de mukim yöneticisi olan yabancı ülkede kurulmuş trust ve benzeri teşekküllerin yöneticileri, mütevellileri veya temsilcileri,

vermek zorundadırlar.

(2) Ayrıca; Tedbirler Yönetmeliğinde 11/10/2006 tarihli ve 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasında yükümlü sayılan;

a) Bankalar,

b) Bankalar dışında banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz kuruluşlar,

c) Kambiyo mevzuatında belirtilen yetkili müesseseler,

ç) Finansman ve faktoring şirketleri,

d) Sermaye piyasası aracı kurumları ve portföy yönetim şirketleri,

e) Ödeme kuruluşları ile elektronik para kuruluşları,

f) Yatırım ortaklıkları,

g) Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri ile sigorta ve reasürans brokerleri,

ğ) Finansal kiralama şirketleri,

h) Sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde takas ve saklama hizmeti veren kuruluşlar,

ı) Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasasına ilişkin saklama hizmeti ile sınırlı olmak üzere Borsa İstanbul Anonim Şirketi,

i) Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi ile kargo şirketleri,

j) Varlık yönetim şirketleri,

k) Kıymetli maden, taş veya mücevher alım satımı yapanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

l) Cumhuriyet altın sikkeleri ile Cumhuriyet ziynet altınlarını basma faaliyeti ile sınırlı olmak üzere Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü,

m) Kıymetli madenler aracı kuruluşları,

n) Ticaret amacıyla taşınmaz alım satımıyla uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

o) İş makineleri dâhil her türlü deniz, hava ve kara nakil vasıtalarının alım satımı ile uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

ö) Tarihi eser, antika ve sanat eseri alım satımı ile uğraşanlar veya bunların müzayedeciliğini yapanlar,

p) Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye Jokey Kulübü ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığı dâhil talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler,

r) Spor kulüpleri,

s) Noterler,

ş) Savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin birinci fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere; taşınmaz alım satımı, sınırlı ayni hak kurulması ve kaldırılması, şirket, vakıf ve dernek kurulması, birleştirilmesi ile bunların idaresi, devredilmesi ve tasfiyesi işlerine ilişkin finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, banka, menkul kıymet ve her türlü hesaplar ile bu hesaplarda yer alan varlıkların idaresi işleriyle sınırlı olmak üzere serbest avukatlar,

t) Bir işverene bağlı olmaksızın çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler,

u) Finansal piyasalarda denetim yapmakla yetkili bağımsız denetim kuruluşları,

ü) Kripto varlık hizmet sağlayıcılar,

v) Tasarruf finansman şirketleri,

ile bunların şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından talep edildiğinde müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini Başkanlığa bildirmek zorundadır.

(3) Merkezi yurtdışında bulunan yükümlünün şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından talep edildiğinde müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini Başkanlığa bildirmek zorundadır.

Gerçek faydalanıcının belirlenmesi

MADDE 5 – (1) Tüzel kişilerde;

a) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,

b) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,

c) (a) ve (b) bentleri kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler,

gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.

(2) Tedbirler Yönetmeliğinin 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen tüzel kişiliği olmayan iş ortaklıkları gibi teşekküllerde;

a) Tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,

b) (a) bendi kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilememesi halinde tüzel kişiliği olmayan teşekkül nezdinde en üst düzeyde icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler, 

üst düzey yönetici sıfatıyla gerçek faydalanıcı olarak kabul edilir ve bildirime konu edilir.

(3) Trust ve benzeri teşekküllerde; kurucular, mütevelli, yönetici, denetçi veya faydalanıcı sıfatını haiz olanlar ya da bu teşekküller üzerinde nüfuz sahibi olanlar gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.

Bildirimin dönemi ve verilme zamanı

MADDE 6 – (1) Bildirim yapma yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri, gerçek faydalanıcı bilgisini geçici vergi beyannameleri ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirmek zorundadır.

(2) Kurumlar vergisi mükellefleri dışında kalan diğer mükellefler ile diğer kişiler gerçek faydalanıcı bilgisini her yılın Ağustos ayı sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bir form ile elektronik ortamda bildirmek zorundadır.

(3) Birinci ve ikinci fıkrada belirtilenlerin yeni mükellefiyet tesis ettirmesi veya daha önce bildirime ekledikleri bilgilerde değişiklik olması halinde, yeni mükellefiyet tesisini veya bilgi değişikliğini, bunların gerçekleştiği tarihi takip eden bir ay içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.

Bildirimin şekli

MADDE 7 – (1) Kurumlar vergisi mükellefleri yıllık ve geçici vergi beyannamelerinin ekinde, kurumlar vergisi mükellefleri dışında kalan mükellefler ile bildirim yapması gereken diğer kişiler ise dördüncü fıkrada belirtilen bildirim formu ile bildirim yaparlar.

(2) Bildirim yapma yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri söz konusu beyannameler aracılığıyla; gerçek faydalanıcıların adı, soyadı, vatandaşlıkları, kimlik numaraları ve adresleri, varsa telefon, faks ve elektronik posta bilgileri ile gerçek faydalanıcılığın sebebini bildirirler.

(3) Bildirim formu ile bildirim verme yükümlülüğü getirilenler, “gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu” ile gerçek faydalanıcıların adı, soyadı, vatandaşlıkları, kimlik numaraları, adresleri, varsa telefon, faks ve elektronik posta bilgileri ile gerçek faydalanıcılığın sebebini bildirirler.

(4) Kapsama giren mükellefler ve diğer kişiler tarafından bildirim; İnternet Vergi Dairesinde yer alan açıklamalara uygun şekilde elektronik ortamda İnternet Vergi Dairesi üzerinden “gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu” doldurularak verilecektir.

(5) Kapsama giren mükellefler ve diğer kişilerin bağlı bulunduğu vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre almaları gerekmektedir. Kağıt ortamında (elden veya posta ile) bildirim formu kabul edilmeyecektir. Bildirim formunun elektronik ortamda verilmiş sayılabilmesi için sistem üzerinden onaylama işleminin yapılması şarttır. Onaylama işlemi en geç bildirimin verilmesi gereken sürenin son günü saat 23:59’a kadar tamamlanmalıdır.

(6) Bildirimin elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu olduğundan vergi dairesi müdürlükleri/malmüdürlükleri, bildirimi kâğıt ortamında hiçbir şekilde kabul etmeyecektir.

(7) Elektronik ortam dışında gönderilen bildirim verilmemiş sayılacaktır.

(8) “Gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu”, mükellef tarafından bizzat gönderilebileceği gibi ilgili dönemde, aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan serbest muhasebeci mali müşavir veya gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi tasdik sözleşmesi (tam tasdik sözleşmesi) bulunan yeminli mali müşavirler aracılığıyla da gönderilebilir.

(9) Bildirimin yapılmasının ardından bildirimin hatalı veya eksik olduğunun anlaşılması durumunda bildirimin bu maddede belirtilen usullerde yeniden verilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.

Diğer hususlar ve cezai yaptırım

MADDE 8 – (1) Gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimine konu edilen bilgilerin mükellefler tarafından, bildirimin verildiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren 5 yıl süreyle muhafaza edilmesi gerekmektedir.

(2) Bu Tebliğde yapılan düzenlemeler kapsamında bildirilmesi gereken bilgileri bildirmeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı Kanunun ilgili ceza hükümleri tatbik olunur.

(3) Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yapılacak araştırma, inceleme ve uluslararası bilgi değişimi ile vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından yapılacak araştırma ve incelemeler neticesinde, 4 üncü maddede yer verilen mükellef ve diğer kişilerin gerçek faydalanıcı bilgisine ilişkin hatalı kayıtların bulunduğunun tespit edilmesi halinde, gerekli cezai işlemlerin ve sicil kayıtlarında gerekli değişikliklerin yapılabilmesi amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığına bilgi verilir.

İlk bildirim

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Gerçek faydalanıcı bilgisi verme yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri dâhil bütün mükellefler ile diğer kişilerin, en geç 31/8/2021 günü sonuna kadar gerçek faydalanıcı bilgisini 6 ncı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen form ile elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmeleri gerekmektedir.

Yürürlük

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/gelir-vergisi-mukellefleri-gercek-faydalanici-formu-verecek-mi/feed/ 0
7440 Sayılı Kanun Kasa ve Ortaklardan Alacaklar Hesabının Düzeltilmesi (Affı) Nasıl Uygulanacaktır? https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-kanun-kasa-ve-ortaklardan-alacaklar-hesabinin-duzeltilmesi-affi-nasil-uygulanacaktir/ https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-kanun-kasa-ve-ortaklardan-alacaklar-hesabinin-duzeltilmesi-affi-nasil-uygulanacaktir/#respond Mon, 20 Mar 2023 08:51:22 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=140319 (16.03.2023 Tarihli BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7440 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞ TASLAĞI’NDAN ALINMIŞTIR)

C- KAYITLARDA YER ALDIĞI HÂLDE İŞLETMEDE MEVCUT OLMAYAN KASA MEVCUDU VE ORTAKLARDAN ALACAKLARIN BEYANI

7440 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü ile bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerine, 31/12/2022 tarihi itibarıyla düzenlenen bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini 31 Mayıs 2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltmeleri ve böylece kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirmeleri imkanı verilmiştir.

1- Kapsam

Bu hüküm, sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır.

2- Bilanço Düzenleme ve Beyan

Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2022 tarihi itibarıyla düzenlenen bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan;
-Kasa mevcutlarını,

-İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını,

-Bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini

31 Mayıs 2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebileceklerdir (Ek:22).

Düzeltme uygulamasında, kasa mevcutları ile ortaklardan net alacak tutarlarıyla ilgili olmakla beraber başka hesaplarda takip edilen tutarların da dikkate alınması mümkündür.

Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca verilmesi gereken ve elektronik ortamda gönderilebilen beyannamenin, kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda olan mükellefler tarafından 340 ve 346 Sıra No.lu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderilmesi zorunludur. Elektronik ortamda beyanname ve bildirim verme zorunluluğu bulunmayanlarca, söz konusu beyan kurumlar vergisi mükellefiyeti  yönünden bağlı olunan vergi dairelerine kağıt ortamında yapılabilecektir.

İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarının belirlenmesinde, başka hesaplarda takip edilen tutarlar da dikkate alınarak tek düzen hesap planında yer alan “131. Ortaklardan Alacaklar” ve “231. Ortaklardan Alacaklar” toplamından “331. Ortaklara Borçlar” ve “431. Ortaklara Borçlar” toplamının çıkarılması sonucunda kalan net tutar esas alınacaktır.

Söz konusu beyan sonucunda aşağıdaki esaslara göre kayıtlar düzeltilebilecektir.

3- Vergisel Yükümlülükler ve Muhasebe Kayıtları

Bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini düzeltmek için beyanda bulunan mükellefler, beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında
vergi hesaplayacak ve hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi içinde ödeyeceklerdir. Bu süre içerisinde ödenmeyen bu vergiler 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gecikme zammıyla birlikte takip edilecektir.

Söz konusu tutarların beyanı üzerine, defter kayıtlarının düzeltilmesi gerekeceği tabiidir.

Örnek 6- (A) A.Ş.’nin 31/12/2022 tarihi itibarıyla düzenlenen bilançosunda kasa hesabında 1.200.000 TL görülmekle birlikte fiilen kasada bulunmayan tutar 1.160.000 TL’dir.

Şirketin dönem içindeki faaliyetleri sonucunda, beyan tarihi olan 27/4/2023 tarihi itibarıyla kasa hesabının mevcudu 1.600.000 TL olarak görülmektedir.

Anılan mükellef, her ne kadar beyan tarihi itibarıyla kasa mevcudu 1.600.000 TL olsa da, 31/12/2022 tarihli bilançosunu baz almak suretiyle bu tarih itibarıyla var olan kasa mevcudu içinde fiilen kasada bulunmayan tutarları esas alacak, bu tutarın 1.160.000 TL olması nedeniyle, bu tutarı beyan edecek ve beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi sonuna (31/5/2023 tarihine) kadar ödeyecektir.

Bu çerçevede;
Beyan tutarı : …………………………………………………… 1.160.000 TL
Hesaplanan vergi: (1.160.000 x %3=) ……………………. 34.800 TL

Beyanla ilgili muhasebe kayıtları da aşağıdaki şekilde olacaktır.

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudunun, kasa hesabından düşülmesi:
___________________________ 27/4/2023 __________________________

689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. 1.160.000 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md.) (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

100 KASA 1.160.000 TL

______________________________ / _______________________________

– Verginin hesaplanması:
__________________________ 27/4/2023 __________________________

689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. 34.800 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md.) (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 34.800 TL

_____________________________ / ________________________________

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudundan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:

___________________________ 27/4/2023 __________________________

950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER 1.194.800 TL

951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN 1.194.800 TL
GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________
Örnek 7- (K) A.Ş.’nin, 31/12/2022 tarihi itibarıyla düzenlediği bilançosunda kasa hesabında 1.600.000 TL görülmekte olup dönem içindeki faaliyetleri sonucunda, beyan tarihi olan 20/3/2023 tarihi itibarıyla kasa mevcudu 880.000 TL’dir.

Anılan mükellef, her ne kadar, 31/12/2022 tarihli bilançosunu baz almak suretiyle bu tarih itibarıyla var olan kasa mevcudu 1.600.000 TL olsa da beyan tarihi itibarıyla kasa mevcudu 880.000 TL olduğundan, fiilen kasada bulunmayan kısım esas alınmak suretiyle en fazla bu tutar (880.000 TL) kadar beyanda bulunabilecektir.

Bu tutarın 800.000 TL’lik kısmının kasada fiilen bulunmadığı varsayıldığında beyan edilecek tutar ve üzerinden hesaplanacak vergi aşağıdaki gibi olacaktır.

Beyan tutarı : …………………………………………. 800.000 TL
Hesaplanan vergi : (800.000 x %3=) …………… 24.000 TL

Beyanla ilgili muhasebe kayıtları da aşağıdaki şekilde olacaktır.

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudunun, kasa hesabından düşülmesi:
___________________________20/3/2023__________________________

689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. 800.000 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md.) (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

100 KASA 800.000 TL

_____________________________ / ________________________________

– Verginin hesaplanması:
___________________________20/3/2023__________________________

689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. 24.000 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md.) (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 24.000 TL

_____________________________ / ________________________________

– Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudundan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:

___________________________ 20/3/2023__________________________

950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER 824.000 TL

951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN 824.000 TL
GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________

Örnek 8- (C) A.Ş.’nin, 31/12/2022 tarihli bilançosunda ortaklardan alacak ve ortaklara borç tutarları, bilanço hesapları itibarıyla aşağıdaki gibi olup, beyan tarihi olan 20/4/2023 tarihi itibarıyla bu tutarların değişmediği varsayılmıştır. Ayrıca, mükellef kurumun ortaklardan alacaklar hesabında izlenmesi gerekirken “136. Diğer Çeşitli Alacaklar” hesabında izlediği 400.000 TL bulunmaktadır.

– 136. Diğer Çeşitli Alacaklar hesabı……………………. 400.000 TL
– 131. Ortaklardan Alacaklar hesabı……………………… 800.000 TL
– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı……………………… 600.000 TL
– 331. Ortaklara Borçlar hesabı…………………………… (680.000)TL
– 431. Ortaklara Borçlar hesabı…………………………… (480.000)TL

Bu çerçevede;

Beyan tutarı :……… [400.000+(800.000+600.000)-(680.000+480.000) =] 640.000 TL
Hesaplanan vergi: …………………………………………….(640.000 x %3=) 19.200 TL
olacaktır.

Anılan mükellef, söz konusu tutarı beyan etmesi hâlinde beyan edilen bu tutar üzerinden hesaplanan vergiyi beyanname verme süresinde ödeyecektir.

Beyanla ilgili muhasebe kayıtları aşağıdaki şekilde olacaktır.

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacakların düşülmesi:
___________________________ 20/4/2023 __________________________

689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. 640.000 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md.) (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

136 DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR 400.000 TL

131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 120.000 TL

231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 120.000 TL

____________________________ / ________________________________

– Verginin hesaplanması:
___________________________ 20/4/2023 __________________________

689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. 19.200 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md.) (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 19.200 TL

_____________________________ / ________________________________

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacaklardan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:
___________________________ 20/4/2023 __________________________

950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER 659.200 TL

951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN 659.200 TL
GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________

Bu madde kapsamında beyan edilen kasa mevcutları ve ortaklardan net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerin, dileyen mükelleflerce “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı yerine bilançonun aktifinde herhangi geçici bir hesapta izlenmesi mümkündür. Söz konusu geçici hesapta izlenen tutarın herhangi bir şekilde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı tabiidir.

Örnek 9- (Y) Limited Şirketinin, 31/12/2022 tarihli bilançosunda ortaklardan alacak ve ortaklara borç tutarları bilanço hesapları itibarıyla aşağıdaki gibidir.

– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı …………………………………. 1.600.000 TL
– 431. Ortaklara Borçlar hesabı ……………………………………….. (640.000) TL

Beyan tarihi itibarıyla ise ortaklardan alacak ve ortaklara borç tutarları şu şekildedir.

– 131. Ortaklardan Alacaklar hesabı………………………………….. 400.000 TL
– 231. Ortaklardan Alacaklar hesabı …………………………………. 1.440.000 TL
– 331. Ortaklara Borçlar hesabı ……………………………………….. (800.000) TL

Bu çerçevede, beyan tarihi itibarıyla ortaklardan (net) alacak tutarı;
[(400.000 + 1.440.000) – (800.000)=] 1.040.000 TL olsa da 31/12/2022 tarihi itibarıyla ortaklardan (net) alacak tutarı; (1.600.000 – 640.000=) 960.000 TL’dir.

Buna göre;
Beyan tutarı :…………………………… (1.600.000 – 640.000=) 960.000 TL
Hesaplanan vergi:……………………………….. (960.000 x %3=) 28.800 TL
olacaktır.

Anılan mükellef, söz konusu tutarı beyan etmesi hâlinde beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan vergiyi beyanname verme süresinde ödeyecektir.

Öte yandan, (Y) Limited Şirketinin 31/12/2022 tarihli bilançosundaki “231. Ortaklardan Alacaklar” hesabında görülen tutarın 400.000 TL’lik kısmı dönemsellik ilkesi uyarınca “131. Ortaklardan Alacaklar” hesabına aktarılmıştır.

Mükellef, bu beyanıyla ilgili muhasebe kayıtlarını yaparken düzeltmeden kaynaklanan işlemler nedeniyle “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı yerine bilançonun  aktifinde bir geçici hesap oluşturma tercihinde bulunmuştur.

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacakların düşülmesi:
_____________________________ / _____________________________

296 GEÇİCİ HESAP 960.000 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md. uyarınca düzeltme hesabı)

131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 400.000 TL

231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 560.000 TL

_____________________________ / ________________________________

-Verginin hesaplanması:

_____________________________ / ________________________________

689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. 28.800 TL
(7440 sayılı Kanun 6/3 md.) (Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 28.800 TL
_____________________________ / ________________________________

-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan ortaklardan alacaklardan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:
_____________________________ / ________________________________

950 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER 28.800 TL

951 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN 28.800 TL
GİDERLER ALACAKLI HESABI

_____________________________ / ________________________________

Öte yandan, mükelleflerce kâr dağıtımı yapılması hâlinde, ticari bilanço açısından dağıtılabilir ticari kar tutarı, 7440 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında beyan edilen ve “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı altında muhasebeleştirilen tutarlar dikkate alınmaksızın tespit olunacaktır.

4- Esas Alınacak Bilanço

Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında beyanda bulunacak mükelleflerin, 31/12/2022 tarihli bilançolarını dikkate almaları gerekmektedir.

Özel hesap dönemi kullanan mükellefler ise 2022 yılı içerisinde sona eren hesap dönemlerine ilişkin olarak düzenleyecekleri bilançolarını esas alacaklardır.

5- Diğer Hususlar

a) 7440 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmeyecektir.

b) Bu kapsamda beyan edilen tutarlar ile ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir.

c) Kurumlar vergisi mükelleflerince 7440 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca yapılan beyanla ilgili olarak, söz konusu tutarların ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı vergi tevkifatına yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacaktır.

ç) Tam tasdik sözleşmesi çerçevesinde daha önceki dönemlerine ilişkin rapor düzenlenmiş bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin, 7440 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi hükmünden yararlanmaları hâlinde, raporu düzenleyen yeminli mali müşavirlerin bu işlemlerle sınırlı olarak sorumluluğu aranmayacaktır.


Kaynak: GİB – BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7440 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) 16.03.2023
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-kanun-kasa-ve-ortaklardan-alacaklar-hesabinin-duzeltilmesi-affi-nasil-uygulanacaktir/feed/ 0
Adi ortaklığın KDV iadesi için ortaklardan biri teminat mektubu verebilir https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligin-kdv-iadesi-icin-ortaklardan-biri-teminat-mektubu-verebilir/ https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligin-kdv-iadesi-icin-ortaklardan-biri-teminat-mektubu-verebilir/#respond Tue, 19 Jan 2021 06:05:05 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=101847

T.C.
GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef   Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

84974990-130[32-2014/2]-102

03/02/2015

Konu

:

Ortaklardan biri tarafından teminat mektubu verilmesi.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, Adi Ortaklığınız adına doğan KDV iade alacağının banka teminat mektubuna istinaden ilgili vergi dairesinden talep edildiği, 2013 takvim yılının muhtelif dönemleri ve Şubat 2014 dönemine ait KDV iade taleplerinizde Adi Ortaklığınızı oluşturan ortakların hisseleri oranında tanzim edilecek banka teminat mektuplarına istinaden yerine getirilip getirilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere teminat mektupları, lehtarın (asıl borçlunun) belli bir taahhüdü yerine getirmemesi halinde, muhatabına belli bir tutarı ilk talepte kayıtsız şartsız, borçlunun rızasını almaya veya herhangi bir hükme gerek kalmadan teminat mektubunu düzenleyen banka tarafından ödeneceğine yönelik bir tür garanti sözleşmeleridir. Teminat mektupları ancak lehtarın, taahhüdü yerine getirmemesi halinde ve yalnızca muhatabın talebi üzerine paraya çevrilmeleri mümkün bulunmaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanuna göre teminat olarak gösterilecek banka teminat mektuplarının 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar (katılım bankaları dahil) tarafından düzenlenmiş olması ve paraya çevrilmeleri konusunda hiçbir sınırlayıcı şart taşımaması (süresiz-şartsız) gerekmektedir.

Konuya ilişkin olarak, yayımlanan 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “IV/A-5.Teminat Karşılığı İade” başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Buna göre, adi ortaklık ve iş ortaklıkları adına yapılacak iadelerde teminat mektubunun ortaklardan biri adına düzenlenmesi yeterli olup, 2013 takvim yılının muhtelif dönemleri ve Şubat 2014 dönemi katma değer vergisi iade alacağı için ortaklarınızdan birisi adına düzenlenen teminat mektubu yeterlidir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligin-kdv-iadesi-icin-ortaklardan-biri-teminat-mektubu-verebilir/feed/ 0
Adi ortaklığı oluşturan ortaklardan birinin ortaklıktan ayrılması halinde devam eden ortak açısından yıllara sari inşaat işinin durumu https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligi-olusturan-ortaklardan-birinin-ortakliktan-ayrilmasi-halinde-devam-eden-ortak-acisindan-yillara-sari-insaat-isinin-durumu/ https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligi-olusturan-ortaklardan-birinin-ortakliktan-ayrilmasi-halinde-devam-eden-ortak-acisindan-yillara-sari-insaat-isinin-durumu/#respond Mon, 04 Jan 2021 14:16:57 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=100367

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı : 38418978-120[42-15/17]-815 02.01.2018 Konu : Adi ortaklığı oluşturan ortaklardan birinin ortaklıktan ayrılması halinde devam eden ortak açısından yıllara sari inşaat işinin durumu

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 18. Bölge Müdürlüğü 183. Şube Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarılan “……….” işinin yapılması amacıyla ………… ile şirketiniz arasında 15.05.2014 tarihli sözleşme ile Adi ortaklık kurulduğu ve adi ortaklığınız ile İdare arasında imzalanan 21.05.2014 tarihli sözleşme ile söz konusu işin üstlenilerek 02.06.2014 tarihinde işe başladığınız ve sözleşmeye göre işin 26.08.2015 tarihinde bitmesi gerektiği ancak ortaklığınız tarafından yapılmakta olan işin 26.06.2015 tarihinde tüm hak ve vecibeleriyle birlikte şirketinize devredildiği belirtilerek söz konusu işin şirketiniz açısından yıllara sari inşaat işi kapsamında olup olmadığı ile tarafınıza yapılacak hakediş ödemeleri üzerinden stopaj yapılıp yapılmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

            Adi ortaklıklar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620-645 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 620 nci maddesinde adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme olarak tanımlanmıştır. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığı gibi, gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmaları da söz konusu değildir. Bununla birlikte, adi ortaklıklara stopaj ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmektedir. Adi ortaklıkların ortaya çıkan kar veya zararı, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilendirilmektedir.

            Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemelerinden vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15.3.1. Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin olarak yapılan hakediş ödemeleri” başlıklı bölümünde de birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinin tanımı konusunda Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı açıklaması yer almıştır.

            Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır.) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkûr yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmü yer almakta olup, bir işin 42 nci madde kapsamına girmesi için faaliyet konusu işin, inşaat ve onarma işi olması, taahhüde bağlı olarak yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekir.

            Aynı Kanunun 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise; “İnşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih, bitim tarihi olarak kabul edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

            Özelge talep formu ekinde yer alan belgelerin tetkikinden ……. ile adi ortaklık kurularak Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 18. Bölge Müdürlüğü 183. Şube Müdürlüğüne karşı üstlendiğiniz “……. ” işinin anılan Bölge Müdürlüğünün …….. Olur’u ile şirketinize kül olarak tüm hak vecibeleriyle birlikte devredilmesinin uygun bulunduğu ve 26.06.2015 tarihli devir sözleşmesi ile adi ortaklık olarak yapılan ilk sözleşmeye atıfta bulunulduğu anlaşılmıştır.

            Buna göre, …… ile şirketiniz arasında kurulan adi ortaklık tarafından söz konusu işin şirketinize devredildiği 26.06.2015 tarihinin adi ortaklık açısından işin bitim tarihi olarak kabul edilmesi ve bu tarih itibarıyla kar veya zararın kati olarak tespit edilerek, ortaklar tarafından ortaklıktaki hisseleri oranında işin bittiği 2015 hesap dönemine ilişkin kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir. Bu işe ilişkin istihkaklardan devir tarihine kadar ortaklık adına yapılan kesintilerin ortaklık hisselerinize isabet eden kısmının, ilgili yıl beyannamesi üzerinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebileceği tabiidir.

            Öte yandan, şirketiniz tarafından adi ortaklıktan devralınan söz konusu işin şirketiniz açısından yeni bir iş olarak dikkate alınacağı ve buna göre vergilendirileceği tabiidir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/adi-ortakligi-olusturan-ortaklardan-birinin-ortakliktan-ayrilmasi-halinde-devam-eden-ortak-acisindan-yillara-sari-insaat-isinin-durumu/feed/ 0
İlişkili şirketten yapılan borçlanmalar örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması açısından nasıl değerlendirilir? https://www.muhasebenews.com/iliskili-sirketten-yapilan-borclanmalar-ortulu-sermaye-ve-transfer-fiyatlandirmasi-acisindan-nasil-degerlendirilir/ https://www.muhasebenews.com/iliskili-sirketten-yapilan-borclanmalar-ortulu-sermaye-ve-transfer-fiyatlandirmasi-acisindan-nasil-degerlendirilir/#respond Mon, 15 Apr 2019 20:05:25 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=38532 İlişkili şirketten yapılan borçlanmalar örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması açısından nasıl değerlendirilir?

KONU

İlişkili şirketten yapılan borçlanmaların örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması açısından değerlendirilmesi.

SORU

… Şirketiniz sermayesinin %80’ine sahip olan… A.Ş.’nin …bank’tan dış ticaret sermaye şirketi statüsüne sahip kurum sıfatıyla temin ettiği ihracat kredilerini şirketinize tamamen aynı şartlarla kullandırdığını belirterek, söz konusu finansman işlemi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, finansmanla ilgili faiz ve kur farkı giderlerinin gider kaydının mümkün olup olmadığı, krediyi veren bankanın ortağınız olan şirkete ve bu şirket tarafından da kurumunuza yansıtılan giderler üzerinden KDV uygulanıp uygulanmayacağı ve söz konusu masraf yansıtmaları için fatura düzenlenmesine gerek bulunup bulunmadığı

CEVAP

… A.Ş.’nin bankadan temin ettiği krediyi aynı şartlarla şirketinize kullandırması durumunda, finansman hizmetine ilişkin bedelin, Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü madde hükmü ile 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenmesi gerekmektedir.

            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

Diğer taraftan, bankadan temin edilerek aynı şartlarda şirketinize kullandırılan kredi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecek emsallere uygun bir bedelin alınması, kredinin aynı şartlarla kullandırılması şartının ihlali anlamına gelmeyecek, dolayısıyla söz konusu borçlar örtülü sermaye sayılmayacaktır.

Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre, ticari ve sınai faaliyette bulunmak üzere kurulmuş olan şirketlerce yapılan kredi kullandırma işlemi, esas iştigal konusu olarak değerlendirilemeyeceğinden BSMV’ye tabi bulunmamakta olup bu işlemlerin KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

Bu hükümler uyarınca, … A.Ş.’nin …bank’tan temin ettiği krediyi Şirketinize anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aynen aktarması işleminde aynen aktarılan bu bedeller için KDV hesaplanmayacaktır. Ancak, aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde ise bu bedel, krediyi kullandıran şirketin sunduğu hizmetin karşılığını teşkil edeceğinden, genel oranda katma değer vergisine tabi tutulacaktır.

            VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

Buna göre, … A.Ş.’nin …bank’tan temin ettiği krediyi Şirketinize herhangi bir bedel eklenmeksizin anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aynen aktarması işlemi KDV’ye tabi olmadığından söz konusu kredi ve giderlerin yansıtmayı yapacak firmanın gider hesaplarına alınarak yansıtma faturası ile Şirketinize yansıtılması halinde faturada katma değer vergisinin hesaplanmaması ancak, kredi kullandıran şirket tarafından, Şirketinize aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde düzenlenen faturada ilave tutar için katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı : 84098128-176300-132 06/03/2013
Konu : İlişkili şirketten yapılan borçlanmaların örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması açısından değerlendirilmesi.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Şirketiniz sermayesinin %80’ine sahip olan… A.Ş.’nin …bank’tan dış ticaret sermaye şirketi statüsüne sahip kurum sıfatıyla temin ettiği ihracat kredilerini şirketinize tamamen aynı şartlarla kullandırdığını belirterek, söz konusu finansman işlemi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, finansmanla ilgili faiz ve kur farkı giderlerinin gider kaydının mümkün olup olmadığı, krediyi veren bankanın ortağınız olan şirkete ve bu şirket tarafından da kurumunuza yansıtılan giderler üzerinden KDV uygulanıp uygulanmayacağı ve söz konusu masraf yansıtmaları için fatura düzenlenmesine gerek bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilecektir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinde, safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, aynı maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan bent hükmü uyarınca, yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması, giderlerin kazancın elde edilmesine yönelik olması, harcamanın yapıldığı gelir doğuran olayın vergiye tabi bulunması, karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden olmaması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin birinci fıkrasında, kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmının, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacağı belirtilmiş olup, altıncı fıkrasında ise kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin, banka ve finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmaların örtülü sermaye sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.

1 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “12.2.2. Banka ve finans kurumlarından temin edilerek kullandırılan borçlar” başlıklı bölümünde, kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin banka veya finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla, yani kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullandırılma şartlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmaların, örtülü sermaye kapsamı dışında tutulduğu; kredibilitesi olan grup şirketinin, anılan kaynaklardan temin edip ihtiyacı olan diğer grup şirketlerine aynı şartlarla kısmen veya tamamen aktardığı kredilerin, örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, Şirketinizin ortağı olan …A.Ş.’nin …bank’tan temin ettiği krediyi, kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullanma şartlarında herhangi bir değişiklik yapmadan şirketinize kullandırması durumunda, bu kredilerin örtülü sermaye tutarının tespitinde borç olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

Öte yandan, söz konusu finansmanla ilgili olarak katlanılan faiz ve kur farkı giderlerinin Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendine göre kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 01/01/2007 tarihinde yürürlüğe giren 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise, kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı; alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre, emsallere uygunluk ilkesi ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir.

Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğinde yer verilmiştir.

Bu çerçevede, bankadan temin edilen kredinin aynı faiz oranı ve masrafları ile ilişkili şirkete kullandırılması işlemi, krediyi kullandıran şirket tarafından ilişkili şirkete sunulan bir finansman hizmeti mahiyetinde olup, söz konusu finansman hizmetinin ilişkisiz bir gerçek kişi veya kuruma verilmesi durumunda verilen bu hizmet karşılığı ilişkisiz gerçek kişi veya kurumdan bir bedel talep edileceğinden, bu hizmetin ilişkili şirkete verilmesi durumunda da verilen hizmet karşılığı olarak bir bedelin talep edileceği tabiidir.

Dolayısıyla, bankadan temin edilen kredinin grup şirketine aktarılması işlemi, ilişkili kişiye sunulan bir finansman hizmeti olup kredi ile ilgili her türlü masraf ve faizi doğrudan doğruya grup şirketinin üstlenmesi, krediyi kullandıran şirket tarafından herhangi bir masrafa katlanılmaması veya finansman hizmetinin krediyi kullandıran şirketin faaliyet konuları arasında bulunmaması yapılan işlemin mahiyetini değiştirmemektedir.

… A.Ş.’nin bankadan temin ettiği krediyi aynı şartlarla şirketinize kullandırması durumunda, finansman hizmetine ilişkin bedelin, Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü madde hükmü ile 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, bankadan temin edilerek aynı şartlarda şirketinize kullandırılan kredi için transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecek emsallere uygun bir bedelin alınması, kredinin aynı şartlarla kullandırılması şartının ihlali anlamına gelmeyecek, dolayısıyla söz konusu borçlar örtülü sermaye sayılmayacaktır.

            KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine (KDV) tabi olduğu, Kanunun 17/4-e maddesinde ise banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemlerin KDV’den istisna edildiği hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım – satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir.” hükmü ve aynı maddenin 6009 sayılı Kanunla değişik üçüncü fıkrasında ise, “90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar…” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde ise, BSMV’yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği hükmü bulunmaktadır.

Ayrıca, 6009 sayılı Kanun ile 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinde yer alan banker tanımında yapılan değişikliklere ilişkin açıklamalar 22/10/2010 tarihli ve 27737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinde yapılmıştır.

Buna göre, 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapanlar, banker kapsamında BSMV mükellefi olup, esas iştigal konusu olarak yapılan bu işlemler dolayısıyla lehe alınan paraların BSMV ye tabi tutulması gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre, ticari ve sınai faaliyette bulunmak üzere kurulmuş olan şirketlerce yapılan kredi kullandırma işlemi, esas iştigal konusu olarak değerlendirilemeyeceğinden BSMV’ye tabi bulunmamakta olup bu işlemlerin KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

Bu hükümler uyarınca, … A.Ş.’nin …bank’tan temin ettiği krediyi Şirketinize anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aynen aktarması işleminde aynen aktarılan bu bedeller için KDV hesaplanmayacaktır. Ancak, aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde ise bu bedel, krediyi kullandıran şirketin sunduğu hizmetin karşılığını teşkil edeceğinden, genel oranda katma değer vergisine tabi tutulacaktır.

            VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”

231 inci maddesinin 5 numaralı bendinde; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükümleri yer almaktadır.

Kanunun 232 nci maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, … A.Ş.’nin …bank’tan temin ettiği krediyi Şirketinize herhangi bir bedel eklenmeksizin anapara, faiz ve masraflarıyla birlikte aynen aktarması işlemi KDV’ye tabi olmadığından söz konusu kredi ve giderlerin yansıtmayı yapacak firmanın gider hesaplarına alınarak yansıtma faturası ile Şirketinize yansıtılması halinde faturada katma değer vergisinin hesaplanmaması ancak, kredi kullandıran şirket tarafından, Şirketinize aktarılan kredi tutarına ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde düzenlenen faturada ilave tutar için katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.


Kaynak:Gib
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebe News veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


BENZER İÇERİKLER

https://www.muhasebenews.com/bankadan-yapilan-borclanmalarin-ortulu-sermaye-tutarinin-hesaplamasi-nasil-yapilir/https://www.muhasebenews.com/devir-tarihinden-sonra-yapilacak-ortulu-sermaye-hesaplamasi-icin-esas-alinacak-oz-sermaye-tespiti-nasil-yapilir/

Ne Tür Borçlanmalar Örtülü Sermaye Sayılmaz?

Örtülü Sermaye Nedir?

Örtülü Sermaye Üzerinden Ödenen Faizler, Zarar Edilmesi Durumunda Kar Payı Olarak Değerlendirilebilir mi?

Örtülü Sermayede Düzeltme Müessesesi Ve Bazı Sorunlar

]]>
https://www.muhasebenews.com/iliskili-sirketten-yapilan-borclanmalar-ortulu-sermaye-ve-transfer-fiyatlandirmasi-acisindan-nasil-degerlendirilir/feed/ 0
7143 sayılı af kanunu ile ortaklardan olan alacağın kayıtlardan çıkartılmasına ilişkin muhasebe kaydını nasıl yapacağız? https://www.muhasebenews.com/7143-sayili-af-kanunu-ile-ortaklardan-olan-alacagin-kayitlardan-cikartilmasina-iliskin-muhasebe-kaydini-nasil-yapacagiz/ https://www.muhasebenews.com/7143-sayili-af-kanunu-ile-ortaklardan-olan-alacagin-kayitlardan-cikartilmasina-iliskin-muhasebe-kaydini-nasil-yapacagiz/#respond Fri, 21 Dec 2018 09:42:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=40841 7143 kanunda Bilanço düzeltmesinde 131 Ortaklardan olan alacaklar hesabında görünen tutarı, 250 hs. Arazi ve Arsalar veya 258 hs Yapılmakta olan Yatırımlara aktarmak mümkün müdür?

 

296 hesaba veya 689 hesaba yazılır.


 

Kaynak:ISMMMO
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebe News veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

 


 

BENZER İÇERİKLER

Smmm sözleşmesinde başlangıç tarihi neye göre belirlenir?

 

YMM sınav hakkı kazanabilmek için Smmm süresi nasıl hesaplanır?

 

Ayrıldığım SMMM şirketinin benimle çalışmak isteyen müşterisi ile sözleşme yapabilir miyim?

 

Vefat eden SMMM’nin şirketinin faaliyetine ailesi devam edebilir mi?

 

SMMM asgari ücret tarifesi üzerinden indirim yapılabilir mi?

 

Bağımlı çalışan SMMM’lerin YMM sınav hakkının hesabı neye göre yapılacaktır?

 

SMMM’ler başka bir şirketin Tasfiye Memuru olabilir mi?

 

 

]]>
https://www.muhasebenews.com/7143-sayili-af-kanunu-ile-ortaklardan-olan-alacagin-kayitlardan-cikartilmasina-iliskin-muhasebe-kaydini-nasil-yapacagiz/feed/ 0
Ortaklardan olan alacak için adat hesaplama ve fatura https://www.muhasebenews.com/ortaklardan-olan-alacak-icin-adat-hesaplama-ve-fatura/ https://www.muhasebenews.com/ortaklardan-olan-alacak-icin-adat-hesaplama-ve-fatura/#respond Sat, 17 Mar 2018 09:49:37 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=27664

]]>
https://www.muhasebenews.com/ortaklardan-olan-alacak-icin-adat-hesaplama-ve-fatura/feed/ 0