ödenen – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 24 Jul 2024 07:28:38 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Spor Toto Teşkilatı ile yapılan bayilik sözleşmesi kapsamında, sözleşme bedeli olarak ödenen tutar direkt gider yazılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/spor-toto-teskilati-ile-yapilan-bayilik-sozlesmesi-kapsaminda-sozlesme-bedeli-olarak-odenen-tutar-direkt-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/spor-toto-teskilati-ile-yapilan-bayilik-sozlesmesi-kapsaminda-sozlesme-bedeli-olarak-odenen-tutar-direkt-gider-yazilabilir-mi/#respond Wed, 24 Jul 2024 07:28:38 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152906

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-62030549-125[8-2021]-31481

06.01.2023

Konu

:

Sözleşme bedeli olarak ödenen tutarın gider yazılıp yazılmayacağı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketinizin … bayisi olarak sayısal şans oyunları faaliyetini sürdürmekte olduğunu, … yılında … Teşkilatı ile yapmış olduğunuz …istinaden sözleşme bedeli olarak şirketinizden … TL talep ettiklerini belirterek, bu tutarın tek seferde gider yazılıp yazılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun;

– 7338 sayılı Kanunla değişik 262 nci maddesinde, “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilümum giderlerin toplamını ifade eder.

…”,

– 269 uncu maddesinde, “İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir. Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:

1. Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı;

2. Tesisat ve makinalar;

3. Gemiler ve diğer taşıtlar;

4. Gayrimaddi haklar.”,

– 313 üncü maddesinde, “İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269’uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder. …”,

– 7338 sayılı Kanunla değişik 315 inci maddesinde, “Mükellefler amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini, 320 nci maddenin dördüncü fıkrası saklı kalmak üzere, Maliye Bakanlığının tespit ve ilân edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlân edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır.”

hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, aynı Kanunun 315 inci maddesinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden, amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları” tespit edilmiş ve bu oranlar 339, 365, 389, 399, 406, 418, 439, 458 ve 506 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki (Amortisman Listesi) ile açıklanmış olup, bahse konu Listede “55. Gayri Maddi İktisadi Kıymetler: İmtiyaz hakları (Franchising), patent, formül, dizayn, örnek kalıp, teknik bilgi (Know-how), format, telif hakkı ve benzeri kalemler, lisans, kullanım hakkı ve izni veya devlet kurum ve kuruluşları tarafından verilen diğer haklar (İşletme hakkı gibi) ve bunların benzerleri” bölümü kapsamındaki iktisadi kıymetlerin faydalı ömrü 15 yıl ve normal amortisman oranı %6,66 olarak belirlenmiştir.

Bunun yanı sıra, özelge talep formunuz eki “Sanal Ortam Bayilik Sözleşmesi”nin incelenmesinden, Sözleşmenin;

– 3 üncü maddesinde, ruhsatın, sanal ortam bayilik faaliyetini yürütmek üzere İdare (Spor Toto Teşkilat Başkanlığı) tarafından sanal ortam bayilerine izin ve yetki veren belgeyi, sanal ortam bayisinin, sanal ortam alt yapısı üzerinden sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunlarını oynatmak üzere bayilik ruhsatı verilen tüzel kişileri ifade ettiği,

– 4 üncü maddesinde, sözleşmenin konusunun, İdarenin denetim ve gözetimi altında ve sözleşmede belirtilen hak ve yükümlülükler karşılığında, spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunlarının sanal ortamda oynatılması amacıyla sanal ortam bayiliği verilmesi olduğu,

– 5 inci maddesinde, sözleşmenin süresinin, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren … tarihine kadar olduğu, sözleşmenin ruhsatın geçerli olduğu sürece yürürlükte kalacağı, ruhsatın iptali halinde başkaca bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden feshedilmiş sayılacağı,

– 8 inci maddesinde, sanal ortam bayisinin, İdare tarafından belirlenen miktarda bayilik sözleşmesi bedelini vermek zorunda olduğu,

– 18 inci maddesinde, sözleşme kapsamında oynatılan sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunlarına ilişkin her türlü isim ve marka haklarının İdareye ait olduğu, İdarenin söz konusu oyunların isim/marka haklarının sözleşme süresince sanal ortam bayisi tarafından kullanılmasına izin vereceği

hususlarına yer verildiği anlaşılmıştır.

Bu bağlamda, somut durumda, esas itibariyle, 28/8/2029 tarihine kadar geçerli olmak üzere … Başkanlığı ile imzalanan “Sanal Ortam Bayilik Sözleşmesi” ile sanal ortam bayilik faaliyetini yürütmek üzere (adı geçen Başkanlık tarafından) sözleşme bedeli adı altında ödenen bedel karşılığında verilen ruhsatın/iznin, gayri maddi hak olarak maliyet bedeli üzerinden aktifleştirilmesi ve amortisman yoluyla itfa edilmesi icap etmektedir.

Diğer taraftan, söz konusu hakkın, anılan listenin (55.) bölümü uyarınca faydalı ömür 15 yıl ve normal amortisman oranı %… dikkate alınarak itfa edilmesi gerekmekle birlikte, sözleşme gereği bayilik hakkının sözleşmenin imzalandığı … tarihinden itibaren … tarihine kadar olması ve dolayısıyla bu sürenin bahse konu listede öngörülen süreden daha kısa bir süreyi kapsaması nedeniyle, söz konusu hak bedelinin hakkın geçerli olduğu sürenin inhisar ettiği hesap dönemlerinde eşit yüzdeler halinde itfa olunması gerekmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; maddenin ikinci fıkrası ile de safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş olup, kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş olup, anılan Kanunun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında;

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın tespitinde “dönemsellik ilkesi” ile “tahakkuk esası ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Tahakkuk; gelirin ve giderin mahiyetinin kesinleşmesi ve kişiselleşmesiyle birlikte, hukuken istenebilir duruma gelmeyi sağlayan işlemin ve olayın gerçekleşmesidir. Mahiyeti ve tutarı itibarıyla kesinleşme, taraflar arasında mevcut ticari ilişkide edimlerin eksiksiz yerine getirilmesi suretiyle karşılıklı mutabakatla belirlenen bedele hak kazanılması ve bu bedelin belirginleşerek kesinleşmesini ifade eder. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

Buna göre, şirketinizin ticari faaliyeti ile ilgili olup Spor Toto Teşkilatı ile yapmış olduğunuz Bayilik Sözleşmesi kapsamında, sözleşme bedeli olarak ödediğiniz giderin, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendine göre kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alması mümkün bulunmaktadır.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/spor-toto-teskilati-ile-yapilan-bayilik-sozlesmesi-kapsaminda-sozlesme-bedeli-olarak-odenen-tutar-direkt-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
Kira garantisi verilen konut satışlarında inşaat şirketi tarafından ödenen fark kira şirkete gider yazılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kira-garantisi-verilen-konut-satislarinda-insaat-sirketi-tarafindan-odenen-fark-kira-sirkete-gider-yazilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kira-garantisi-verilen-konut-satislarinda-insaat-sirketi-tarafindan-odenen-fark-kira-sirkete-gider-yazilabilir-mi/#respond Wed, 17 Jul 2024 11:59:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152695 T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

62030549-120[94-2019/1624]-….

14.06.2024

Konu

:

Kira Garantili Kira Sözleşmesi ile daire sahibine ödenen kiranın vergilendirilmesi hak.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ikamet amaçlı binaların inşaatı işi ile iştigal ettiğiz, satışların arttırılması amacıyla kira garantili satış sözleşmesi yaptığınız, bu sözleşme kapsamında gayrimenkul alanlara 3 yıl boyunca kira garantisi verdiğiniz, bununla birlikte satın alınan gayrimenkullere kiracı bulduğunuz, bulunan kiracı ile gayrimenkul sahibi arasında kira sözleşmesi yapıldığı ve kiracının kiralama bedelini gayrimenkul sahibine ödediği, yapılan kira sözleşmesi bedelinin şirketiniz tarafından yapılan kira taahhüdünün altında olması halinde farkın yine gayrimenkul sahibine şirketiniz tarafından ödendiği belirtilerek, kira garantili kira sözleşmesi kapsamında gayrimenkulün boş olması halinde taahhüt edilmiş tutarın tamamı üzerinden yapılan ödemelerden veya gayrimenkulün kiraya verilmesi halinde kira bedeli ile taahhüt edilen tutar arasındaki fark için yapılan ödemelerden kira stopajı yapılıp yapılmayacağı, söz konusu ödemelerin kurumlar vergisi açısından gider yazılıp yazılamayacağı, katma değer vergisine tabi olup olmadığı ve ödemelerin nasıl belgelendirileceği hususlarında bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, Başkanlığımız görüşüne aşağıda yer verilmiştir.

1-GELİR ve KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da,

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu knunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”

hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için söz konusu giderlerin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi amacı ile yapılmış olması, yapılan giderin karşılığında sabit kıymet iktisap edilmiş olmaması, yapılan giderin iktisadi işletmenin maliyet bedeline eklenmesi gereken giderlerden olmaması gerekmektedir. Genel olarak; kırtasiye, temizlik, ısıtma, aydınlatma, su ve telefon giderleri, işyeri, araç vb. giderleri, yapılan işle orantılı temsil ve ağırlama giderleri, gayrimenkul ve gayrimenkul gibi değerlenen sabit kıymetlerin normal bakım ve onarım giderleri, sigorta giderleri, finansman giderleri, pazarlama, satış ve dağıtım giderleri, reklam giderleri, yurt dışındaki kişilere ödenen komisyonlar, ayıplı ürün iadesi ve komisyon giderleri bu tür giderlerdendir.

Bu hükümlere göre, şirketiniz tarafından satışlarınızı artırmak amacıyla, şirketiniz ile daire satışı yaptığınız müşterileriniz arasındaki kira garantili satış sözleşmesi gereğince, satışını yaptığınız ve müşterilerinize ait olan dairelerin kiraya verilemediği durumlarda şirketiniz tarafından daire sahiplerine ödenecek olan kira tutarının veya gayrimenkulün kiraya verilmesi halinde kira bedeli ile taahhüt edilen tutar arasındaki fark için yapılan ödemelerin ispat edici mahiyetteki belgelerle tevsik edilmesi halinde, pazarlama ve satış gideri olarak kabul edilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür.

Anılan Kanunun 70 inci maddesinde; aynı maddede bentler halinde sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu, söz konusu mal ve hakların ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari veya zirai kazancın tespitinde müteallik hükümlere göre hesaplanacağı, hüküm altına alınmıştır.

Adı geçen Kanunun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında da; sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun; “Toplama yapılmayan haller” başlıklı 86 ncı maddesinde ise;

“Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

1. Tam mükellefiyette;

d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (310 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2020 yılı için 2.600 TL.) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.

…”

hükmü yer almaktadır.

Mezkûr Kanunun 94 üncü maddesinde de; maddenin birinci fıkrasında sayılanların, yine söz konusu maddede bentler halinde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan; özelge talep formu ekinde yer alan “….”nün incelenmesi neticesinde; protokol ile gayrimenkulün tüm kiralama yetkisinin şirketlerine veya şirketlerinin belirlediği kiralama şirketine ait olduğu, söz konusu gayrimenkulün kiralanamaması durumunda 3 yıl süreli olarak şirketlerinin, aylık kira ödemesi yapmayı taahhüt ettiği ve kira garantisinin stopaj dahil …. olduğu ile gayrimenkul sahibinin protokol konusu taşınmazı garanti süresi boyunca kullanmayacağını kabul ettiği anlaşılmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; gayrimenkul kiralama işlemine dayanmayan, esas itibariyle şirketinizce, gayrimenkul satış ve pazarlama stratejisi kapsamında öngörülen ödemeler nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamakta olup; kira garantili satış sözleşmesi ile taahhüt edilen ve özü itibarıyla kiralama işlemine dayanmayan ancak, kira gelirlerinin tazmini niteliğinde olan söz konusu ödemelerin, tarafına ödeme yapılanlar yönünden Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesine göre menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup, anılan Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde belirtilen, “tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul sermaye iratları”na ilişkin ilgili takvim yılları bakımından beyan hadlerinin aşılması durumunda, söz konusu ödemelerin, tarafına ödeme yapılanlarca menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

2-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasındaki “Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü uyarınca vergi sistemimiz mükelleflerin mal teslimi, hizmet ifası ve diğer muameleler sebebiyle bir vesika düzenlemesini benimsemiş olup, söz konusu işlemlerin, esas itibariyle, mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Aynı Kanunun;

– 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,

– 231/5 inci maddesinde, faturanın mal teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı,

– 232 nci maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin; birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde olduğu, bu sayılanlar dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 liradan (2020 yılı için 1.400.-TL’yi) geçmesi veya bedeli söz konusu tutardan az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesinin mecburi olduğu,

– 234 üncü maddesinde, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia içinde tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu

hükme bağlanmıştır.

Bunun yanı sıra, fatura tahakkuka ilişkin bir belge olduğundan düzenlenmesi bedelin ödenmesine değil, malın teslimine veya hizmetin ifasına bağlı olup, kiralama şeklindeki hizmet ifalarında vergiyi doğuran olay hizmetin yapılması ile meydana gelmektedir.

Buna göre, şirketiniz tarafından satılan dairelerin sahiplerine verilen kira garantisi kapsamında; dairenin boş kalması veya daire sahipleri tarafından garanti kira tutarından daha düşük tutar üzerinden kiraya verilmesi hallerinde, garanti kira bedelinin tamamının veya bir kısmının şirketinizce daire sahibine ödenme yapılması durumunda, ödeme yapılan kişinin 213 sayılı Kanunun 232 nci maddesinde belirtilen ve fatura düzenleme yükümlülüğü bulunanlardan olması durumunda bu kişilerce şirketiniz adına fatura düzenlenmesi, belirtilen bu kişiler dışında kalan kişilerden olması durumunda ise şirketinizce gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.

3-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun;

-1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zırai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

– 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, kira garantili satış sözleşmesi çerçevesinde gayrimenkulün boş olması halinde Şirketinizce karşı tarafa ödeneceği taahhüt edilen tutar ile gayrimenkulün kiraya verilmesi halinde kira bedeli ile taahhüt edilen tutar arasındaki fark için yapılan ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV’nin konusuna girmemektedir.


Kaynak: GİB öZELGE
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kira-garantisi-verilen-konut-satislarinda-insaat-sirketi-tarafindan-odenen-fark-kira-sirkete-gider-yazilabilir-mi/feed/ 0
Apartman yönetimi tarafından çalışanlara ödenen ücret ve mali müşavire yapılan serbest meslek ödemeleri üzerinden stopaj hesaplanacak mı? https://www.muhasebenews.com/apartman-yonetimi-tarafindan-calisanlara-odenen-ucret-ve-mali-musavire-yapilan-serbest-meslek-odemeleri-uzerinden-stopaj-hesaplanacak-mi/ https://www.muhasebenews.com/apartman-yonetimi-tarafindan-calisanlara-odenen-ucret-ve-mali-musavire-yapilan-serbest-meslek-odemeleri-uzerinden-stopaj-hesaplanacak-mi/#respond Sat, 13 Jul 2024 09:37:12 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152556

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

38418978-120[94-17/14]-319158

07.09.2017

Konu

:

Apartman yönetimi tarafından yapılan ücret ve serbest meslek ödemelerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması hk.  

 

İlgi

:

04.04.2017 evrak kayıt tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçede, apartmanınızın tamamının iş yerlerinden oluştuğu, apartman yöneticiliği ve muhasebe işlerinin aylık ücret karşılığı kat maliki olmayan serbest muhasebeci mali müşavir tarafından yürütüldüğü, apartmanda bir kapıcı çalıştırıldığı belirtilerek, kapıcıya ve apartman yöneticiliği ile muhasebe işlerini yürüten serbest muhasebeci mali müşavire yapılacak ödemelerden, gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ile apartman yönetiminin muhtasar yönünden mükellefiyet kaydının açılıp açılmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde “Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisi’nden istisna edilmiştir:

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir); hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre; ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.

Aynı Kanunun 61 inci maddesinde ise “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

4. Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;”  hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca anılan Kanunun 94 üncü maddesinde, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.”hükmü yer almakta olup aynı fıkranın (1) inci bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın (2) nci bendinin b  alt bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 34 üncü maddesinde yönetici tarif edildikten sonra, 35-38 inci maddelerinde bunların görevleri ve sorumlulukları belirtilmiş, 40 ıncı maddesinde ise “…Yönetici yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir.

Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” hükmü yer almıştır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yönetimini üstlendiğiniz ve tevkifat uygulamasında “sair kurum” olarak değerlendirilen apartman yöneticiliğiniz tarafından;

– Apartmanın yönetimini ve muhasebe işlerini yürütmek üzere görevlendirilen serbest muhasebeci mali müşavire bu hizmetleri karşılığı yapılan ödemenin ne kadarının yönetim hizmeti karşılığı, ne kadarının muhasebe hizmeti karşılığı olarak yapıldığının belirlenerek, adı geçen kişiye yönetim hizmeti karşılığı olarak belirlenen ve ücret ödemesi kapsamında değerlendirilen tutar üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre, muhasebe hizmeti karşılığı yapılan ve serbest meslek ödemesi kapsamında değerlendirilen tutar üzerinden ise Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması,

– Apartmanda görevli kapıcıya yapılacak ödemeler, apartmanın tamamın iş yeri olması nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi  kapsamında gelir vergisinden istisna olmadığından, söz konusu kapıcıya yapılan  ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri çerçevesinde ücret olarak gelir vergisine tabi tutulması

gerekmektedir.

Öte yandan, yapılan tevkifatların Gelir Vergisi Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince muhtasar beyanname ile ilgili vergi dairesine bildirilmesi gerektiği tabiidir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/apartman-yonetimi-tarafindan-calisanlara-odenen-ucret-ve-mali-musavire-yapilan-serbest-meslek-odemeleri-uzerinden-stopaj-hesaplanacak-mi/feed/ 0
İhalenin iptal edilmesi durumunda sözleşme için ödenen damga vergisi iade edilir mi? https://www.muhasebenews.com/ihalenin-iptal-edilmesi-durumunda-sozlesme-icin-odenen-damga-vergisi-iade-edilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/ihalenin-iptal-edilmesi-durumunda-sozlesme-icin-odenen-damga-vergisi-iade-edilir-mi/#respond Sat, 06 Jul 2024 09:44:16 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=152464  

7491 sayılı Kanunun 21 maddesiyle 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “II. Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasının parantez içi hükmünde yer alan “ihale kararının” ibaresi “ihale kararı ve ihaleye ilişkin olarak ihale makamı ile düzenlenen sözleşmenin” şeklinde değiştirilmiş olup düzenleme sonrası söz konusu fıkra aşağıdaki gibidir.

“2. İhale Kanunlarına tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları (4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlara şikâyet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikâyet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi hâlinde, bu (7491 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 28/12/2023) ihale kararı ve ihaleye ilişkin olarak ihale makamı ile düzenlenen sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan kısmına isabet eden damga vergisi ret ve iade olunur.)”

Söz konusu fıkradaki düzenleme sonrasında, Kamu İhale Kanunu kapsamındaki ihale makamı olan kurum ve kuruluşlara şikayet veya Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet ya da yargı kararı üzerine ihalenin iptal edilmesi nedeniyle ihale kararı ve ihaleye ilişkin olarak ihale makamı ile düzenlenen sözleşmenin hükmünden kısmen veya tamamen yararlanılmayan kısmına ait damga vergisi ret ve iade edilecektir.


Kaynak: GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihalenin-iptal-edilmesi-durumunda-sozlesme-icin-odenen-damga-vergisi-iade-edilir-mi/feed/ 0
İş akdi sona ermeden ve işten çıkış bildirgesi düzenlenmeden Arabuluculuk Sözleşmesi ile ödenen tazminatın kurum kazancından indirilip indirilmeyeceği https://www.muhasebenews.com/is-akdi-sona-ermeden-ve-isten-cikis-bildirgesi-duzenlenmeden-arabuluculuk-sozlesmesi-ile-odenen-tazminatin-kurum-kazancindan-indirilip-indirilmeyecegi/ https://www.muhasebenews.com/is-akdi-sona-ermeden-ve-isten-cikis-bildirgesi-duzenlenmeden-arabuluculuk-sozlesmesi-ile-odenen-tazminatin-kurum-kazancindan-indirilip-indirilmeyecegi/#respond Wed, 05 Jun 2024 08:42:24 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=151796

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-49327596-125[KVK.ÖZ.2022.36]-

25.04.2024

Konu

:

İş akdi sona ermeden ve işten çıkış bildirgesi düzenlenmeden Arabuluculuk Sözleşmesi ile ödenen tazminatın kurum kazancından indirilip indirilmeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketiniz ile çalışanlar arasında 4857 Sayılı İş Kanunu ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kapsamında, iş akdi sona ermeden ve işten çıkış bildirgesi düzenlenmeden, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Yönetmeliği kapsamında kıdem tazminatı ödenmesi için sözleşme yapıldığı ve anlaşılan tutarın çalışanların banka hesabına yatırıldığı belirtilerek; anlaşma kapsamında hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı, gider unsuru olarak kabul edilmemesi durumunda ödenen tutarların yasal defterlere ne şekilde kayıt edileceği ve anlaşma yapılan çalışanın daha sonra İş Kanunu kapsamında kıdem tazminatı hak etmeden işten ayrılması durumunda ödenen tutarın hangi kapsamda değerlendirileceği hususlarında; Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin bir hesap dönemi içinde elde edilen safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olup, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununu 40 ıncı maddesindeki giderler indirim konusu yapılabilmektedir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (3) numaralı bendinde de işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların ticari kazancın tespitinde gider olarak indirileceği hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında tevkifat yapmakla yükümlü olanlar sayılmış olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretlerin 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (7.a) numaralı bendinde, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarlarının, gelir vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde, “Kıdem tazminatı: Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin: 

 1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler          dışında,

 2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,

 3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle,

 4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;

 5. 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

 6. Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

 7. İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. 12/07/1975 tarihinden, itibaren işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 

Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleri ile belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.” hükümlerine yer verilmiştir.

4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi ile 1475 sayılı Kanunun kıdem tazminatını düzenleyen 14 üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmış, Kanunun Geçici 1 inci maddesinde, “Diğer mevzuatta 1475 sayılı İş Kanununa yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır. Bu Kanunun 120 nci maddesi ile yürürlükte bırakılan 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci bendi ile onbirinci fıkrasında, anılan Kanunun 16, 17 ve 26 ncı maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun 24, 25 ve 32 nci maddelerine yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Dolayısıyla, 1475 sayılı Kanun uyarınca kıdem tazminatı, Kanunun 14 üncü maddesinde sayılan nedenlerle iş akdinin feshi, iş yerlerinin devri veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli hallerinde hak kazanılan bir tazminattır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ilgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Anlaşma Belgesi”ne istinaden şirketiniz tarafından, iş akdi sona erdirilmeden ve işten çıkış belgesi düzenlenmeksizin ödenen tutarların, 1475 sayılı Kanun uyarınca kıdem tazminatı olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp, söz konusu ödemelerin ücret olarak nitelendirilmesi ve yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Öte yandan, şirketiniz tarafından çalışanlara yapılan ve ücret olarak değerlendirilen söz konusu ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Anlaşma Belgesi” ile anlaşma yapılan çalışanların daha sonra kıdem tazminatı hak etmeden işten ayrılması durumlarının İş Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/is-akdi-sona-ermeden-ve-isten-cikis-bildirgesi-duzenlenmeden-arabuluculuk-sozlesmesi-ile-odenen-tazminatin-kurum-kazancindan-indirilip-indirilmeyecegi/feed/ 0
İhracat Taahhütlü Reeskont Kredilerine İlişkin İhracatın Gerçekleşmemesi Nedeniyle Ödenen Cezanın/Tazminatın İndirim Konusu Yapılıp Yapılmayacağı https://www.muhasebenews.com/ihracat-taahhutlu-reeskont-kredilerine-iliskin-ihracatin-gerceklesmemesi-nedeniyle-odenen-cezanin-tazminatin-indirim-konusu-yapilip-yapilmayacagi/ https://www.muhasebenews.com/ihracat-taahhutlu-reeskont-kredilerine-iliskin-ihracatin-gerceklesmemesi-nedeniyle-odenen-cezanin-tazminatin-indirim-konusu-yapilip-yapilmayacagi/#respond Wed, 05 Jun 2024 08:32:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=151794 İhracat Taahhütlü Reeskont Kredilerine İlişkin İhracatın Gerçekleşmemesi Nedeniyle Ödenen Cezanın/Tazminatın İndirim Konusu Yapılıp Yapılmayacağı

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-18008620-125[2023-721-11]-

30.04.2024

Konu

:

İhracat Taahhütlü Reeskont Kredilerine İlişkin İhracatın Gerçekleşmemesi Nedeniyle Ödenen Cezanın/Tazminatın İndirim Konusu Yapılıp Yapılmayacağı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı kurumlar vergisi mükellefi olarak bakliyat sektöründe faaliyet gösterdiğiniz, bu kapsamda yurt içi ve yurt dışı satışlarınızın bulunduğu, Firmanızın kullandığı finansmanlardan birinin ihracat taahhütlü reeskont kredileri olduğu, banka üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına keşide edilen senetler karşılığında banka aracılığı ile kullandığınız reeskont kredilerinin ihracat taahhüdüne bağlandığı, ancak bazı durumlarda taahhüdünüz olan ihracat işleminin gerçekleşemediği, böyle durumlarda Firmanızın taahhüdünü yerine getiremediği için müeyyide/ceza tutarları ödeyebildiği, ödenen müeyyide/ceza tutarlarının kullanılan kredi öncesinde kredi talimatında yer alan maddeler içerisinde yer aldığı belirtilerek, ihracatın gerçekleşmediği durumlarda ödediğiniz müeyyide/ceza tutarlarının Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi gereğince ticari kazancın tespitinde gider olarak mı yoksa kanunen kabul edilmeyen gider olarak mı dikkate alınacağı ile bu ödemelerin Tekdüzen Hesap Planında hangi hesap altında izleneceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, maddenin ikinci fıkrasında da safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40 ıncı maddesinde;

“Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:

3. İşle ilgili olmak şartiyle, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar;

…”

hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11 inci maddesinde;

 

“(1) Kurum kazancının tespitinde aşağıdaki indirimlerin yapılması kabul edilmez:

g) Sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddî ve manevî zarar tazminat giderleri.

…”

hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketinizce kullanılan reeskont kredilerine ilişkin taahhüt edilen ihracatın gerçekleşmemesi nedeniyle kredi talimatında (Sözleşmede) öngörüldüğü şekilde ödenen müeyyide/ceza tutarlarının mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği hesap döneminde, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine istinaden kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

Söz konusu Tebliğin “V – Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı Ve Hesap Planı Açıklamaları “ bölümüne göre,

68. Olağandışı Gider Ve Zararlar: İşletmenin olağan faaliyetlerinden bağımsız olan ve bu nedenle sık sık ve düzenli olarak ortaya çıkması beklenmeyen işlem ve olaylardan kaynaklanan gider ve zararların yer aldığı hesap grubudur.

689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar hesabı, ait olduğu hesap grubunda tanımlanan hesapların kapsamı dışında kalan diğer olağan dışı gider ve zararlardan oluşur.

Buna göre, Şirketinizce kullanılan reeskont kredilerine ilişkin taahhüt edilen ihracatın gerçekleşmemesi nedeniyle kredi talimatında (Sözleşmede) öngörüldüğü şekilde ödenen müeyyide/ceza tutarlarının “689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabında izlenmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihracat-taahhutlu-reeskont-kredilerine-iliskin-ihracatin-gerceklesmemesi-nedeniyle-odenen-cezanin-tazminatin-indirim-konusu-yapilip-yapilmayacagi/feed/ 0
A.Ş. Tüzel kişi yönetim kurulu üyesine ödenen huzur hakkı için vergi ve SGK ödemesi yapılır mı? https://www.muhasebenews.com/a-s-tuzel-kisi-yonetim-kurulu-uyesine-odenen-huzur-hakki-icin-vergi-ve-sgk-odemesi-yapilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/a-s-tuzel-kisi-yonetim-kurulu-uyesine-odenen-huzur-hakki-icin-vergi-ve-sgk-odemesi-yapilir-mi/#respond Tue, 04 Jun 2024 06:41:48 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=151758 Anonim şirkete dışardan yönetim kuruluna atanan emekli kişiye (şirkette hissesi ve ya karı yoktur) huzur hakkı ödenecektir? Bu kişinin SGK girişi olması gerekir mi yapılması gerekenler nedir?

Anonim şirkete dışarında atanan emekli gerçek kişinin çalışması karşılığı ödenecek tutarın bordroya dahil edilmesi, ödenen ücret üzerinden sosyal güvenlik destek primi, gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılması gerekir.

A.Ş. Tüzel kişi yönetim kurulu üyesine ödenen huzur hakkı için vergi ve SGK ödemesi yapılır mı?

TTK’nın 359’uncu maddesi 2’nci fıkrasında “bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde, tüzel kişi ile birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur; ayrıca, tescil ve ilan yapılmış olduğu, şirketin internet sitesinde hemen açıklanır. Tüzel kişi adına sadece, bu tescil edilmiş kişi toplantılara katılıp oy kullanabilir.’’

Yönetim kurulu toplantılarına tüzel kişi adına tescil ve ilan olunan gerçek kişi katılmakla beraber ödenen huzur hakkı tüzel kişi kurumun kazancıdır. Kurum kazancına dahil olarak vergilenir.

Ayrıca, kurumun bu huzur hakkı geliri Katma Değer Vergisi Kanunu’nun birinci maddesi kapsamında genel oranda %20 KDV’ye tabidir. Huzur hakkı elde eden kurumca KDV’li fatura düzenlemesi gerekecektir.

Yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı, hizmet akdine bağlı bir işçi işveren ilişkisinden kaynaklanmadığından ödemelerin sigorta primi kesilmeksizin bu kişiler adına bordro düzenlenip gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi gereği dikkate alınarak yapılması gerekir.

Yönetim kurulu üyesinin ayrıca, hizmet akdine dayanan ücret geliri varsa bu gelirden sigorta primi kesilebilir.

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/a-s-tuzel-kisi-yonetim-kurulu-uyesine-odenen-huzur-hakki-icin-vergi-ve-sgk-odemesi-yapilir-mi/feed/ 0
Belediye meclis üyelerine her ay asgari ücretin altında ödenen huzur hakkı ücretleri gelir vergisinden istisna mıdır? https://www.muhasebenews.com/belediye-meclis-uyelerine-her-ay-asgari-ucretin-altinda-odenen-huzur-hakki-ucretleri-gelir-vergisinden-istisna-midir/ https://www.muhasebenews.com/belediye-meclis-uyelerine-her-ay-asgari-ucretin-altinda-odenen-huzur-hakki-ucretleri-gelir-vergisinden-istisna-midir/#respond Tue, 28 May 2024 07:16:01 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=151633

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Şanlıurfa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-64958909-120-28862

19.04.2024

Konu

:

Belediye meclis üyelerine ve encümen üyelerine her ay ödenen huzur hakkı ücretlerinin gelir vergisinden istisna edilmesi

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Belediye Başkanlığınız bünyesinde her ay yapılan olağan meclis toplantılarına ve ihtisas komisyonlarına katılan meclis üyelerine, 5393 sayılı Belediye Kanunu gereğince huzur hakkı ücreti ödendiği ve söz konusu ücretlerin asgari ücretin altında olduğu belirtilerek, asgari ücretin altında olan huzur hakkı ücretlerinin gelir vergisinden istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

– 61 inci maddesinde,  “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

3. Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

…”,

– “Vergi tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinde; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

1.Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

vergi tevkifatı yapılır.

”,

– 96 ncı maddesinde; “Vergi tevkifatı, 94’üncü madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

…”,

 98 inci maddesinde, “94’üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri, ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.

…”,

hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümler uyarınca, ücret gelirlerinin, nakden veya hesaben ödendiği dönemde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması ve çalışanlara aynı işveren tarafından aynı ayda yapılan maaş, mesai, tediye, huzur hakkı, prim, ikramiye gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemelerin, kümülatif matrah dikkate alınarak ücret hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Belediye meclisi üyelerine yapılan ödemeler ile sağlanan para, ayın ve menfaatler de ücret sayıldığından bunlara yapılan huzur hakkı ödemelerinin ücret hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiği tabiidir.

Aynı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde, “Hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri (Şu kadar ki, istisnayı aşan ücret gelirinin vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir. Ödenecek vergi tutarı, bu suretle bulunan vergi tutarının içinde istisna tutara isabet eden kısım düşülmek suretiyle hesaplanır. İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden hesaplanması gereken vergiyi aşamaz. Birden fazla işverenden ücret alanlarda bu istisna sadece en yüksek olan ücrete uygulanır.).” hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, 7349 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun “IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün (34) numaralı fıkrasında yer alan “ücretlere ilişkin kağıtlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “(Bu maddenin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde düzenlenen ücretlerde istisna, aylık brüt asgari ücrete isabet eden kısım için uygulanır.)” hükmü eklenmiştir.

Konu ile ilgili olarak 27/1/2022 tarihli ve 31732 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 319 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde gerekli açıklamalar ve uygulamaya ilişkin örneklere yer verilmiştir. Söz konusu Tebliğin;

– “İstisnanın kapsamı ve uygulamasıbaşlıklı 4 üncü maddesinde, “…

(6) 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Kanunun uygulamasında ücret sayılan ödemeler düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 62 nci maddesinde, işverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları kapsamında çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler olarak tanımlanmış ve 61 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ücret sayılan ödemeleri yapanlar da bu Kanunda yazılan ödevleri yerine getirmek bakımından işveren olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, yönetim ve denetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı, bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine, sporculara yapılan ödemeler gibi ücret sayılan ödemelerin vergilendirilmesinde, Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde düzenlenen istisnanın uygulanması mümkündür.

(7) Yapılan düzenleme ile 1/1/2022 tarihinden itibaren 193 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde düzenlemiş bulunan asgari geçim indirimi uygulaması kaldırıldığından bu tarihten itibaren yapılan ücret ödemelerinde asgari geçim indirimi uygulanmayacaktır.

…”,

“Birden fazla işverenden ücret alınması durumunda istisnanın uygulanması” başlıklı 7 nci maddesinde, “(1) Aynı zamanda birden fazla işverenden ücret alınması halinde, istisna uygulaması, sadece en yüksek ücretin elde edildiği işveren tarafından gerçekleştirilecektir. Söz konusu işverene bu durumu bildirme yükümlülüğü hizmet erbabına aittir. Birden fazla işverenden aynı tutarda ücret alındığı durumda, istisnayı uygulayacak olan işvereni hizmet erbabı kendisi belirleyecektir. İstisnadan faydalanılan işverende, istisnanın tamamından faydalanılamaması durumunda kalan tutar için diğer işverende istisnadan faydalanılması mümkün değildir.

…”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, meclis üyelerine yapılan ve ücret hükümlerine göre vergilendirilmesi gereken huzur hakkı ödemelerine, 1/1/2022 tarihinden itibaren 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde yer alan gelir vergisi istisnasının ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tabloda yer alan damga vergisi istisnasının uygulanması mümkün bulunmaktadır.

Diğer tarafından, aynı zamanda birden fazla işverenden ücret alınması halinde, istisna uygulaması, sadece en yüksek ücretin elde edildiği işveren tarafından gerçekleştirilecek olup, en yüksek ücret alınan işverene bu durumu bildirme yükümlülüğü hizmet erbabına aittir.

Bu bağlamda, meclis üyelerinin Belediyeniz dışındaki bir işverene bağlı olarak veya Belediyeniz bünyesindeki çalışmaları nedeniyle huzur hakkı dışında bir ücret geliri elde etmeleri halinde ise istisnanın sadece en yüksek ücret gelirine uygulanması gerektiğinden ve bu ücretinin huzur hakkı ücretinden fazla olacağı değerlendirildiğinden, söz konusu istisna, ücret gelirlerine işverenince uygulanacak ve huzur hakkı ödemelerine ayrıca uygulanmayacaktır.

 


Kaynak: GİB Özelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/belediye-meclis-uyelerine-her-ay-asgari-ucretin-altinda-odenen-huzur-hakki-ucretleri-gelir-vergisinden-istisna-midir/feed/ 0
Ödeme ve Elektronik Para Hizmeti veren şirket aracılığı ile personele ödenen nakit yemek yardımı gelir vergisinden istisna mıdır? https://www.muhasebenews.com/odeme-ve-elektronik-para-hizmeti-veren-sirket-araciligi-ile-personele-odenen-nakit-yemek-yardimi-gelir-vergisinden-istisna-midir/ https://www.muhasebenews.com/odeme-ve-elektronik-para-hizmeti-veren-sirket-araciligi-ile-personele-odenen-nakit-yemek-yardimi-gelir-vergisinden-istisna-midir/#respond Wed, 27 Mar 2024 06:39:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=150093

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

Sayı

:

E-64597866-120-4022

16.02.2024

Konu

:

Ödeme ve elektronik para kuruluşları aracılığı ile şirket çalışanlarına yemek bedeli ödemesinin gelir vergisi istisnasından faydalanılması için nakit ödeme olup olmadığı

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin iş yerinde veya müştemilatında yemek imkanı sağlayamadığı çalışanlarına yemek bedelini, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından (TCMB) lisans almış bir ödeme ve elektronik para kuruluşu olan … Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri A.Ş. aracılığı ile çalışanların … bireysel hesaplarına nakit olarak ödediği, … Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri A.Ş.`nin 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun çerçevesinde, elektronik para ihraç etmek üzere TCMB tarafından yetkilendirilmiş bir elektronik para ve ödeme hizmetleri kuruluşu olduğu, …’in kurumsal banka hesaplarına aktarılan tutarların çalışanların … kart hesaplarında nakit olarak görüldüğü, kullanıcıların istediği şekilde bu nakitleri transfer edebilecekleri ve alışverişlerinde de kullanabildiklerini belirterek şirketiniz çalışanlarının … kartlarına yapılan yemek bedeli ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretin tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

…”

hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “Vergi tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Anılan Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının 7420 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle değişik (8) numaralı bendinde ise “Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 Türk lirasını (324 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2024 yılı için 170 TL) aşmayan kısmı istisna kapsamındadır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile bu amaçla sağlanan diğer menfaatler ücret olarak vergilendirilir.)” hükmüne yer verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak 30/12/2022 tarihli ve 32059 sayılı (2. mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanan 322 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde gerekli açıklamalar yapılmış olup söz konusu Tebliğin “İşverenlerce Hizmet Erbabına Verilen Yemek Bedeline İlişkin İstisna” başlıklı ikinci bölümünün;

–  “Hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde istisna uygulaması” başlıklı 3 üncü maddesinde, “(1) Hizmet erbabına nakit ödeme yapılmaksızın yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde;

a) İşverenlerce, hizmet erbabına işyerinde veya müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın,

b) İşverenlerce, hazır yemek hizmeti veren mükelleflerden satın alınan yemeğin, işyerinde veya müştemilatında hizmet erbabına verilmesi durumunda sağlanan menfaatler herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın,

c) İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyip yemek hizmeti veren işletmelerde bu hizmetin sağlandığı durumlarda, bu işletmelere yapılan ödemelerin her bir çalışan için çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 Türk lirasını (2024 yılı için 170 TL) aşmayan kısmı,

ç) İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmediği ve yemek hizmetinin, yemek kartı ve/veya yemek çeki hizmeti veren işletmelerin yemek kartlarına yükleme yapılmak veya yemek çeki satın alınmak suretiyle verildiği durumlarda, her bir çalışan için çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 Türk lirasını (2024 yılı için 170 TL)  aşmayan kısmı,

gelir vergisinden istisna olup bu istisnaların uygulamasına yönelik açıklamalar 26/7/1995 tarihli ve 22355 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No:186)’nde yapılmıştır.”,

– “İşverenlerce hizmet erbabına nakit olarak verilen yemek bedelinde istisna” başlıklı 4 üncü maddesinde, “(1) 7420 sayılı Kanunla, 1/12/2022 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendinin parantez içi hükmünde yapılan değişiklikle, işverenler tarafından hizmet erbabına işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, yemek bedelinin nakit olarak verilmesi suretiyle sağlanan menfaatler de istisna kapsamına alınmıştır.

(2) Hizmet erbabına nakit olarak ödenen yemek bedelinin gelir vergisinden istisna edilebilmesi için;

a) İşverenler tarafından işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi,

b) Günlük yemek bedelinin 51 Türk lirasını (2024 yılı için 170 TL) aşmaması,

c) Fiilen çalışılan günlere ilişkin olması,

gerekmektedir.

(3) Nakit olarak yapılan yemek bedeli ödemelerinin, 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelikte belirlenen ödeme usulüne göre yapılması gerekmektedir.

…”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 24/12/2015 tarihli ve 29572 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 459 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin

-“Tanımlar” başlıklı üçüncü bölümünün (a) bendinde; “Aracı finansal kurum: Bu Tebliğ uygulaması bakımından tahsilat ve ödemelere aracılık eden 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan bankayı, 29/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşlarını ve 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa göre kurulan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketini,

ifade eder.”

– “Kapsam ve tutar” başlıklı bölümünde ise; “Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların, kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmaları ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmeleri zorunludur.

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, hizmet erbabına nakit olarak yapılan yemek bedeli ödemesinin Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi uyarınca istisna kapsamında değerlendirilebilmesi için, işverenler tarafından işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi, günlük yemek bedelinin, ilgili yıl için belirlenen tutarı aşmaması ve fiilen çalışılan günlere ilişkin olması gerekmektedir.

Buna göre, personele … Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri A.Ş. unvanlı şirket aracılığı ile nakit olarak yapılan yemek bedeli ödemelerinin, fiilen çalışılan günlere ait olması ve bir günlük tutarının ilgili yıl için belirlenen tutarı (1/1/2023 tarihinden itibaren 110 TL, 1/1/2024 tarihinden itibaren 170 TL) aşmaması kaydıyla, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi uyarınca istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 


Kaynak: GİB Özelde
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/odeme-ve-elektronik-para-hizmeti-veren-sirket-araciligi-ile-personele-odenen-nakit-yemek-yardimi-gelir-vergisinden-istisna-midir/feed/ 0
Kıdem ve ihbar tazminatı ödenen sigortalı tekrar işe alınabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kidem-ve-ihbar-tazminati-odenen-sigortali-tekrar-ise-alinabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kidem-ve-ihbar-tazminati-odenen-sigortali-tekrar-ise-alinabilir-mi/#respond Wed, 20 Mar 2024 06:45:29 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=149932 İşveren tarafından çıkartılarak kıdem ve ihbar tazminatı ödenen işçinin tekrar işe alınmasında mevzuat olarak bir engel var mıdır?

İşyerinden yasal haklarını alarak alan işçinin tekrar aynı işyerinde çalışmasında yasal olarak bir engel bulunmamaktadır.

Bu tür durumlarda çalışanın yıllık ücretli izin hakkının kaldığı yerden devam edip etmeyeceği, tekrar işe alındıktan sonraki iş akdinin feshinde önceki kıdem tazminatının avans olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve diğer bazı özlük hakları ile ilgili her bir olayın gerçekleşme şartlarına göre farklı mahkeme kararları doğrultusunda oluşan özellikli durumlar vardır. Bunları kendi durumunuzu göz önüne alarak incelemenizde fayda vardır.

 

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/kidem-ve-ihbar-tazminati-odenen-sigortali-tekrar-ise-alinabilir-mi/feed/ 0