oda – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 06 Sep 2023 07:34:15 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 YMM Olabilmek İçin Oda Aktif Olarak 10 Yıl SMMM Faaliyeti Gerekiyor Mu? https://www.muhasebenews.com/ymm-olabilmek-icin-oda-aktif-olarak-10-yil-smmm-faaliyeti-gerekiyor-mu/ https://www.muhasebenews.com/ymm-olabilmek-icin-oda-aktif-olarak-10-yil-smmm-faaliyeti-gerekiyor-mu/#respond Wed, 06 Sep 2023 07:34:15 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=146010 YMM olabilmek için oda üyelik tarihi mi yoksa aktif olarak ofiste çalışma tarihleri toplamı mı dikkate alınıyor?

YMM süresi için oda kayıt tarihi değil, serbest veya bağımlı olarak çalışmaya başlangıç tarihi dikkate alınır.

Yeminli mali müşavir olabilmenin özel şartları nelerdir?

YMM olmak için en az 10 yıldan fazla SMMM yapmak şartındaki bu 10 yıl kesintisiz mi olmak zorunda mıdır? 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ymm-olabilmek-icin-oda-aktif-olarak-10-yil-smmm-faaliyeti-gerekiyor-mu/feed/ 0
7440 Sayılı Yasa Kapsamında SMMM Oda Aidatlarının Yapılandırılması https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-yasa-kapsaminda-smmm-oda-aidatlarinin-yapilandirilmasi/ https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-yasa-kapsaminda-smmm-oda-aidatlarinin-yapilandirilmasi/#respond Tue, 11 Apr 2023 07:20:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=141542 İSMMMO

Duyuru

7440 Sayılı Yasa Kapsamında Oda Aidatlarının Yapılandırılması

Değerli üyemiz,

7440 Sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 12 Mart 2023 tarihli 32130 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

7440- MADDE 10- (12) göre; 31/12/2022 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla ödenmemiş olan;

3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının tamamının, birinci taksiti bu kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, (30 Haziran 2023) kalanı aylık dönemler halinde ve azami toplam dokuz eşit taksitte ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması halinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.

– Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar, (31 Mayıs 2023) alacaklı birime başvurulması şarttır.

7440 Sayılı Yasanın 10 (12) maddesi kapsamında borçların tamamının, Yasanın tanıdığı 9 aylık sürenin son günü olan, 29 Şubat 2024 tarihine kadar ödenmesi gerekmektedir.

– Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
– Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dahil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez.

> Yasadan faydalanıp oda aidat borçlarını yapılandırmak için,
a- Yazılı müracaat edilmesi gerekiyor. Müracaat etmeden yapılan işlemler geçersizdir.
b- Odanın internet sitesinden müracaatı kendiniz sisteme şifreniz ile girerek yapabilirsiniz.
c- Posta ile müracaat yapılabilirsiniz. (31.05.2023 tarihine kadar)
> 31.12.2022 tarihine kadar olan borçlar yapılandırma kapsamındadır.
> Borçlar 9 eşit taksitte yapılandırılıp ödenebilir.

a- Nakit olarak ödeyebilirler. (Banka, Vezne)
b-Kredi kartına taksitlendirebilirler.
c-Kredi kartı otomatik ödeme talimatı verebilirler. (Mail Order formu için tıklayınız.)
> Banka ödemelerinde ödemenin ne için yapıldığı açıkça belirtilmelidir.
> Müracaat etmeden bankadan ödeme yapan üyelerin yapmış oldukları ödemeler yapılandırma kapsamında değerlendirilmez.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde borçlarınızı yapılandırıp ödeyebilirsiniz.

Saygılarımızla

 


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/7440-sayili-yasa-kapsaminda-smmm-oda-aidatlarinin-yapilandirilmasi/feed/ 0
Bordrolu mali müşavirin çalıştığı şirketin meslek odası aidatını üstlenmesi halinde bu ödeme bordroya dahil edilmeli midir? https://www.muhasebenews.com/bordrolu-mali-musavirin-calistigi-sirketin-meslek-odasi-aidatini-ustlenmesi-halinde-bu-odeme-bordroya-dahil-edilmeli-midir/ https://www.muhasebenews.com/bordrolu-mali-musavirin-calistigi-sirketin-meslek-odasi-aidatini-ustlenmesi-halinde-bu-odeme-bordroya-dahil-edilmeli-midir/#respond Fri, 17 Feb 2023 08:10:00 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=138698 Mali müşavir olarak çalıştığım şirket İSMMMO aidatı mı ödemek isterse ödenen tutar hangi koşulda ve nasıl şirket kazancından düşülerek gider yazılır?

Aidat şirket tarafından ödenmesi halinde Ödenen tutar SMMM’nin brüt maaşına eklenerek giderleştirilir.


Kaynak: İSMMMO
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bordrolu-mali-musavirin-calistigi-sirketin-meslek-odasi-aidatini-ustlenmesi-halinde-bu-odeme-bordroya-dahil-edilmeli-midir/feed/ 0
Şirket kuruluşundaki harcamalar ortakların alacak hesabına mı kaydedilmelidir? https://www.muhasebenews.com/sirket-kurulusundaki-harcamalar-ortaklarin-alacak-hesabina-mi-kaydedilmelidir/ https://www.muhasebenews.com/sirket-kurulusundaki-harcamalar-ortaklarin-alacak-hesabina-mi-kaydedilmelidir/#respond Sun, 30 Jan 2022 07:30:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121568 Kuruluş işlemleri yapılan bir kooperatifin kuruluş masrafları kooperatifin ödenmiş sermayesinden değil ortaklar tarafından karşılanmak durumunda kalınmıştır. Ticaret odası nezdindeki bu kuruluş işlemlerinin muhasebeleştirilmesinde ortaklara borçlar hesabı mı kullanılmalıdır? 

Ortaklardan alınan paralar 331 hesaba yazılır.

Kasa veya banka hesabına kaydedilen bu tutardan gider için kullanılır.

Kooperatiflere düzenlenecek imza sirkülerinde Noter Harcı hk.

Sayı: 60938891-140.02.99[HARÇ: 10-2]-E.34646

Tarih:25/09/2020

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü)

Sayı : 60938891-140.02.99[HARÇ: 10-2]-E.34646 25.09.2020
Konu : Kooperatiflere düzenlenecek imza sirkülerinde Noter Harcı.
İlgi : 24/1/2019 tarih ve 7264 sayılı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, noterde düzenlettiğiniz imza sirkülerlerinin 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri hakkında Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında noter harcından istisna olup olmadığı hususunda görüş sorulduğu anlaşılmaktadır.

492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanların noter harçlarına tabi olduğu; 41 inci maddesinde, noter harçlarının (2) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer veya ağırlık ölçüsüne göre nispi, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun “Muafiyetler” başlıklı 19 uncu maddesinde,

“A) Bu kanuna göre kurulacak ve kurulmuş sayılan kooperatiflere ortak olmak üzere başvuran üreticilerle, ortakların kooperatifleriyle yapacakları her türlü işlemler ve bunlarla ilgili kağıt, belge, senet, beyanname, taahhütname, vekaletname, makbuz, kooperatif lehine yapacakları ipotek ve rehinler her türlü resim, harç ve vergiden,

B) Bu kanuna göre kurulacak ve kurulmuş sayılan kooperatifler, bölge ve merkez birlikleri,

– Kurumlar, gider, gayrimenkul kıymet artışı, intikal ve diğer vergilerden ve icra makamları, resmi daireler ve mahkemeler nezdinde yapacakları takip ve tahsillerle açacakları tazminat davaları ile ilgili her nevi talep, tebliğ ve kararlar her türlü masraf, vergi, resim ve harçlardan,

– Sermaye ve yedek akçeleri ile taşınmaz malları ve bunların gelirleri, kendi ihtiyaçları için satın aldıkları ve alacaklarının tahsili gayesiyle mülk edindikleri taşınmaz malları ve bunların 15 ‘inci madde hükmüne göre sahiplerine geri verilmesi işlemi, bütün vergi, resim ve harçtan,

– Yapacakları kredi işlemlerine ilişkin bütün senet, belge, kağıt, defter ve hesap özetleri, taşınmaz mallara ait ipotek ve taşınır mallara ait rehin işlemleri, vekaletnameler, taahhütnameler vesair evrak, bütün resim ve harçtan,

C) Bu kanuna göre kurulan kooperatiflerle bölge ve merkez birliklerinin temin edecekleri krediler ve bunlara ilişkin Merkez Bankası nezdindeki reeskont muameleleri ve bu işlemlere ait bütün senet, belge, vekaletname, taahhütname vesair evrak gider ve diğer vergilerle bütün resim ve harçtan,

muaftır.

Ancak, bu kuruluşların ortak dışı işlemlerden elde edecekleri gelir-gider farkları ayrı bir hesapta takip ve tespit edilerek vergilendirilir.

Kooperatif, bölge ve merkez birliklerince noterlere tasdik ettirilecek defterlerle belgelerden yalnız noter ücreti alınıp, harç alınmaz.” hükümleri mevcuttur.

Buna göre, Kooperatifinizi temsile yetkili olanlara ilişkin noterde düzenletilecek imza sirkülerinin, Kooperatifinizin yapmış olduğu kredi işlerine ilişkin olması halinde 1581 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi gereğince  harca tabi tutulmaması, aksi takdirde söz konusu imza sirkülerinden harç aranılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-kurulusundaki-harcamalar-ortaklarin-alacak-hesabina-mi-kaydedilmelidir/feed/ 0
Nakliyecilik yapan basit usul vergi mükellefi esnaf odasına kayıt olmak zorunda mıdır? https://www.muhasebenews.com/nakliyecilik-yapan-basit-usul-vergi-mukellefi-esnaf-odasina-kayit-olmak-zorunda-midir/ https://www.muhasebenews.com/nakliyecilik-yapan-basit-usul-vergi-mukellefi-esnaf-odasina-kayit-olmak-zorunda-midir/#respond Thu, 20 Jan 2022 13:30:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121154 Bir tane nakliye üzerine basit usul mükellefimiz var. Kendisi esnaf odasına kaydolmak zorunda mı ve nakliye geliri için kullanacağı belge perakende satış fişimi olacak veya fatura mı düzenlemek zorundadır?

Nakliye ile uğraşanlar Esnaf odasına kayıt yaptırmak zorundadır.

Kullanacakları belgeleri (Fatura / PSF) esnaf odasından alacaklar.


Kaynak: İsmmmo, GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/nakliyecilik-yapan-basit-usul-vergi-mukellefi-esnaf-odasina-kayit-olmak-zorunda-midir/feed/ 0
Resen kapatılan bir şirketin ticaret odası kaydı nasıl kapatılır? https://www.muhasebenews.com/resen-kapatilan-bir-sirketin-ticaret-odasi-kaydi-nasil-kapatilir/ https://www.muhasebenews.com/resen-kapatilan-bir-sirketin-ticaret-odasi-kaydi-nasil-kapatilir/#respond Thu, 23 Dec 2021 04:11:21 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117693 Vergi dairesi tarafından re’sen terk işlemi yapılan limited şirketini kapanışını yapmak istiyoruz. Ticaret sicilinden silinmesi için nasıl bir yol izlememiz gerekmektedir?

Re’sen kapama geçicidir. Şirketin Ticaret sicilinden ve Vergi dairesinden kapatılması için TTK ve KV göre Tasfiye işleminin yapılması gerekir.

Gelir İdaresi Başkanlığı Re’sen terkin işlemleri İç Genelgesi için Tıklayın…


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/resen-kapatilan-bir-sirketin-ticaret-odasi-kaydi-nasil-kapatilir/feed/ 0
İhya olan bir şirket ticari defterlerini ne zamana kadar tasdik ettirmelidir? https://www.muhasebenews.com/ihya-olan-bir-sirket-ticari-defterlerini-ne-zamana-kadar-tasdik-ettirmelidir/ https://www.muhasebenews.com/ihya-olan-bir-sirket-ticari-defterlerini-ne-zamana-kadar-tasdik-ettirmelidir/#respond Sun, 28 Nov 2021 11:30:58 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=118579 Bir Anonim şirketin ihyası gerçekleşmiş. Ticaret odası mahkeme kararı ve dilekçe ile canlandırmayı gerçekleştiriyor. Peki bu firma ile ilgili defter tasdikleri yapılacak mı? Ne kadar süre içinde yapılacak?

Ticaret sicilinde sizin tabiriniz ile canlandırma yapıldığı gün VD ne kayıt yenileme işlemi yapılacak ve aynı gün Ticari defterler tasdik ettirilir. 

Mükellefiyet ile ilgili beyanname ve bildirimler verilmeye başlanır. 

Diğer Bürokratik işlemler için VD ile görüşünüz.

Ticaret sicil kayıtları terkin edilen şirketler ile tasfiye eden şirketlerden alacakların değersiz alacak olarak dikkate alınıp alınamayacağı, hacze konu kıymetlerin alacağın teminatı olma vasfını yitirmesi halinde şüpheli alacak karşılığı ayrılıp ayrılamayacağı

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı : 64597866-105[323-2015]-6557 05.04.2019
Konu : Şüpheli Alacak Karşılığı Ayrılması.

 İlgide kayıtlı başvurularınızın tetkikinden;

– Önceki yıllarda dava ve icra safhasında bulunan ticari alacaklarınızın şüpheli alacaklar hesabına kaydedildiği ve bir kısmının şüpheli alacak karşılığı ayrılmak suretiyle giderleştirildiği, bir kısmına ise karşılık ayrılmadığı, icra takibinde bulunulan firmalardan bir kısmının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7 nci maddesi kapsamında ticaret sicil kayıtlarının terkin edildiğinden bahisle, 6102 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesi gereği ticaret sicili kayıtları re’sen terkin edilen firmalardan (2013 ve önceki yıllarda terkin işlemleri sonuçlananlar dâhil) olan alacaklarınızın 2014 yılı içinde değersiz alacak olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile karşılık ayrılmayan tutarların da bu kapsamda mukayyet değerleriyle gider yazılıp yazılamayacağı hususunda,

– Yine alacaklı olduğunuz firmalardan;

  • … Ltd. Şti. (… Ltd. Şti.)’nin şirketiniz adına düzenlediği çekin (… TL) ödenmemesi üzerine icra takibine başlandığı (… İcra Müd. 2002/… sayılı dosya), ancak tahsil edilemediği, 2001 yılından olan bu alacak için karşılık ayrılmadığı, 31/3/2011 tarihinde tasfiye kararı alan firma ile ilgili olarak Ticaret Sicil Gazetesinde üç kez alacaklılara çağrı ilanında bulunulduğu, bu ilanlar şirketiniz ıttılaına girmediğinden tasfiye memurluğuna müracaatta bulunmadığınız, 2/7/2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan kararla söz konusu tasfiyenin sonuçlandığından bahisle, hukuki varlığı sona eren adı geçen firmadan olan alacağın 2014 yılı kurum kazancının tespitinde değersiz alacak olarak dikkate alınıp alınamayacağı ile karşılık ayrılmayan tutarın bu kapsamda mukayyet değeriyle gider yazılıp yazılamayacağı hususunda,
  • … A.Ş. (… A.Ş.)’nin adınıza düzenlediği çeklerin ödenmemesi üzerine 2007 yılında … TL tutarındaki alacağınız için icrai takip başlatılarak tutarın tamamının yıl içinde şüpheli alacaklar hesabına alınarak karşılık ayrıldığı, 31/12/2007 tarihinde adı geçen mükellefin kefili … Ltd. Şti. nezdinde diğer alacaklılar ile birlikte haczedilen makinelerin satılması konusunda yapılan mutabakat zaptına istinaden makinelerin değerine isabet eden tutarın (… TL), teminatlı hale geldiği gerekçesiyle şüpheli alacaklar hesabından çıkarıldığı, ancak söz konusu makinelerin çeşitli nedenlerle (çürüme, paslanma, teknolojik gerilik, ekonomik değerin kalmaması) satılamadığı, asıl borçlu … A.Ş.’nin 17/7/2007 tarihinde iflas ettiği, alacaklarınızın iflas masasına kaydedildiği, iflas sürecinin 29/3/2018 tarihi itibariyle devam ettiği, kefil olan ve 19/10/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde 9/10/2015 tarihli karara istinaden ticaret sicilinden silinen … Ltd. Şti. nezdinde tekrar alacak için takip yapılmadığından bahisle, 2007 yılında icra takibine başlanılan söz konusu alacağın karşılık ayrılmamış durumdaki kısmı (… TL) için 2014 yılında karşılık ayrılıpayrılmayacağı ile ayrılan karşılığın gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda,
  • … Ltd. Şti. (… Ltd. Şti.) nezdinde, adınıza keşide edilen çeklerin (… TL) ödenmemesi üzerine 2009 yılında icra takibine başlandığı ve 2010 yılında şirketin 7 adet aracına haciz konulduğu, alacağın teminatlı hale geldiği gerekçesiyle şüpheli alacak karşılığı ayrılmadığı, … Ltd. Şti. hakkında 22/9/2009 tarihinde iflas kararı verildiği, alacaklarınızın iflas masasına kaydedildiği ve iflas sürecinin 29/3/2018 tarihi itibariyle devam ettiği, bu nedenle hacze konu araçların satışını isteme imkanının kalmadığı, icra dairesinden alınan yazılarda hacze konu araçlar üzerinde vergi daireleri ile birlikte birçok alacaklının da haczinin bulunduğundan bahisle, söz konusu alacak için ayrılmayan karşılığın, hacze konu araçların alacağın teminatı olma vasfını yitirdiği gerekçesiyle, 2014 yılında ayrılıp ayrılamayacağı hususunda

Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

(1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesinde, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacakların değersiz alacak olacağı, değersiz alacakların, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybedecekleri ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edileceği, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmü kapsamına giren değersiz alacakları, gider kaydetmek suretiyle yok edeceği hüküm altına alınmıştır.

Bu bağlamda mezkûr madde uygulamasında değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline imkân kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacak olup, alacağın bu durumunun, kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi icap etmektedir. Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hâkim tarafından hükmedilmiş olması; kanaat verici vesika teriminden ise ödemeyi imkânsız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler anlaşılmalıdır. Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması değersiz alacak uygulaması bakımından önem arz etmekte olup, Kanun Koyucu tarafından da, değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile tevsiki öngörülmüştür.

Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise Kanunda yeterli açıklık bulunmamakla birlikte, vergi hukuku uygulamasında kanaat verici vesikalara;

– Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 32 ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçılarından mirası reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı,

– Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,

– Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,

– Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,

– Borçlunun dolandırıcılıktan mahkûm olması ve herhangi bir mal varlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak,

– Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,

– Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar, (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)

– Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler

örnek olarak sayılabilir.

Tasfiye kurumu, genel olarak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 267 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanuna göre; tasfiye hâlinde bulunan şirketi mahkemelerde ve dışarıda tasfiye memurları temsil eder. Tasfiye memurları, tasfiye hâlinde bulunan şirketin bütün mal ve haklarının korunması için basiretli bir iş adamı gibi gerekli önlemleri almakla ve tasfiyeyi olabildiğince en kısa zamanda bitirmekle yükümlüdür. Mezkûr Kanunun “Tasfiyenin amacı” başlıklı 291 inci maddesine göre; tasfiye memurları, şirketin faaliyette bulunduğu dönemde başlanmış olup da henüz sonuçlandırılmamış olan iş ve işlemleri tamamlamaya, şirketin borç ve taahhütlerini yerine getirmeye, şirketin alacaklarını toplamaya, gereğinde yargı yolu ile almaya ve varlıkları paraya çevirmeye, net varlığı elde etmeye yönelik ve yarayan bütün iş ve işlemleri yapmaya yetkili ve zorunludurlar. Tasfiyenin sona ermesi üzerine, şirketin ticaret unvanının sicilden silinmesi ve bunun tescil ve ilanı için durum, tasfiye memurları tarafından ticaret sicili müdürlüğüne bildirilir. Tasfiye sürecindeki şirketin alacaklılarının tasfiyeden haberdar edilmeleri ve alacaklarını tahsil etmeleri için davet edilmesi de bu görevliler tarafından sağlanır.

Limited şirketin tasfiyesi bakımından 643 üncü maddede; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin olarak alacaklıların çağrılması ve korunması bakımından Kanunun 541 inci maddesinde; “(1) Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.

(2) Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir.

(3) Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir; meğerki, bu gibi borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun…” hükümlerine yer verilmek suretiyle, tasfiye sürecine giren şirketlerin alacaklılarına alacaklarını bildirmeleri hususu Kanunda açık ve net bir şekilde belirtilmiştir.

Bunun yanı sıra, borcu sona erdiren sebeplerden birisi de “imkânsızlık” olup, imkânsızlık bir borcun ifasının çeşitli sebeplerle (umulmayan hâl, kaza, zorlayıcı sebep vb.) kısmen veya tamamen mümkün olmamasıdır. İmkânsızlık nedeniyle asıl borç ve ona bağlı ikinci dereceden borçlar ortadan kalkmaktadır. Borcun ifasının borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşması halinde de borç sona ermekle birlikte, kısmen imkânsızlaşma durumunda borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulmaktadır. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybetmektedir. Ancak, kanun veya sözleşmeyle hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bunun dışındadır. Ayrıca, tarafların sözleşmede, bir tarafın borcunun ifası kusuru bulunmaksızın imkânsızlaşsa bile diğer tarafın kendi borcunu ifa edeceğini, önceden ifa etmişse geri alamayacağını kararlaştırmaları da mümkündür.

Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7 nci maddesi ile münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmeyerek ticaret sicil kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerini belirli koşullar dâhilinde kolaylaştırıcı düzenlemeler getirilmiştir. Türk Ticaret Kanununun anılan maddesinde, 1/7/2012 tarihinden itibaren iki yıl içerisinde (6552 sayılı Kanunun 133 üncü maddesiyle Türk Ticaret Kanununun geçici 7 nci maddesinde yapılan değişiklikle söz konusu süre 1/7/2015 tarihine kadar uzatılmıştır.) Kanunda sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerinin yapılması ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesinin, anılan kanundaki tasfiye hükümlerine uyulmaksızın gerçekleştirilmesi öngörülmüş olup, maddenin 15 inci fıkrasında da, “… Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesi uygulamasında, alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına zarar olarak yazılması gerekmekte olup, ilgili olduğu yılda zarar yazılmayan alacağın sonraki yıllarda dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Buna göre;

– Alacaklarınızdan dolayı nezdinde icra takibi başlatılan şirketlerin Türk Ticaret Kanununun geçici 7 nci maddesindeki hüküm gereğince re’sen terk işlemlerinin yapılarak Ticaret Sicilinden silinmesi, Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesi uygulamasında tek başına alacağın değersiz hale gelmesini sağlamamaktadır. Bunun için, öncelikli olarak bu durumdaki şirketler için Türk Ticaret Kanununun geçici 7 nci maddesi gereğince mahkemeye başvurulması, mahkemenin söz konusu şirketlerin ihyasının mümkün olamayacağı, dolayısıyla borçlarını ödeyemeyecekleri yönünde karar vermesi durumunda, bu alacakların değersiz alacak uygulamasına konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

– … Ltd. Şti.’den olan 2001 yılına ait bulunan ancak karşılık ayrılmayan alacağınızın tahsiline ilişkin olarak, bu şirketin tasfiyesine yapılan çağrılara rağmen iştirak etmemiş olmanız nedeniyle, 2012 yılında tasfiyesi sona ererek Ticaret Sicil Gazetesinde ilan olunan bu şirketten olan alacaklarınız için 2014 yılında değersiz alacak hükümlerinden faydalanabilmeniz mümkün bulunmamaktadır. 

(2) Mezkûr Kanunun 323 üncü maddesinde, “Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

2- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr zarar hesabına intikal ettirilir.” hükümleri yer almaktadır.

Bu hükümlere göre, ticari kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olarak dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmaktadır. Dolayısıyla, söz konusu madde uygulamasında, münhasıran maddede belirtilen şartları haiz alacaklar için karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır. Diğer yandan, şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlanıldığı yılda karşılık ayrılması gerekmekte olup, şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde karşılık ayrılması mümkün olmamaktadır.

Ayrıca, şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında temel unsur, ortada bir alacağın olması ve bu alacağın tahsilinin mezkûr maddede belirtilen kapsamda şüpheli hale gelmiş bulunması olup, Kanunun 323 üncü maddesinde bir ayrım yapılmaksızın, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla, dava ve icra safhasında bulunan bütün alacaklar için karşılık ayrılabileceği öngörülmüştür.

Ancak, aynı maddede, teminatlı alacaklarda karşılık ayrılacak tutar teminattan geri kalan miktarla sınırlanmış, dolayısıyla alacağın ipotek, haciz, rehin, kefil vs. suretlerle teminata bağlanmış olması halinde, şüpheli alacak karşılığı ayrılmayacağı kabul edilmiştir. Mezkûr madde uygulamasında, teminat sayılan haller arasında bulunan hacizler, alacağın tahsilinin kuvvetle muhtemel olduğunun ve alacağın teminatsız kalmadığının göstergesi olarak değerlendirilmekle birlikte, diğer alacaklıların önceki toplam haciz alacakları tutarının hacze konu gayrimenkullerin veya menkullerin değerinin üzerinde olması, bir başka deyişle alacaklı şirketten önceki sırada bulunanların alacaklarını tahsil ettikten sonra paraya dönüştürülecek borçlu mallarından alacaklı şirkete kalacak bir tutar kalmayacağının anlaşılması, dolayısıyla söz konusu alacağın tahsil kabiliyetinin bulunmadığı durumlar için şüpheli alacak ayrılması mümkün bulunmaktadır.

Bunun yanı sıra, kefalet sözleşmeleri şahsi teminatlardan olup, söz konusu müesseseye ilişkin hususlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 581 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu hükümlere göre; kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmış ve bu sözleşmenin, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabileceği, ancak gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabileceği belirtilerek yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı belirtilmiştir.

Dolayısıyla, kefalet, fer’i bir hak doğuran sözleşmedir. Kefalette, kefilin sorumluluğu asıl borcun varlığına ve geçerliğine bağlıdır. Diğer yandan, kefalet sözleşmesinde asıl borcun tutar ve kapsam olarak gösterilmesi gerekli değildir. Kefalet sözleşmesinde belirtilen ise, kefilin hangi miktarda sorumluluk altına girip takip edilebileceğidir. Bu durumda, borcun tamamı bakımından kefalet sözleşmesi yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Kefil, borcun aslından kefalet sözleşmesinde gösterilen azami tutarla sorumlu olacaktır. Sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsa kefil, borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumludur.

Ayrıca Türk Borçlar Kanununun;

– 585 inci maddesinde; “Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez; ancak, aşağıdaki hâllerde doğrudan doğruya kefile başvurabilir:

  1. Borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması.
  2. Borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi.
  3. Borçlunun iflasına karar verilmesi.
  4. Borçluya konkordato mehli verilmiş olması.

Alacak, kefaletten önce veya kefalet sırasında rehinle de güvence altına alınmışsa, adi kefalette kefil, alacağın öncelikle rehin konusundan alınmasını isteyebilir. Ancak, borçlunun iflasına veya kendisine konkordato mehli verilmesine karar verilmişse, bu hüküm uygulanmaz…“,

– 590 ıncı maddede; “Borçlunun iflası sebebiyle asıl borç daha önce muaccel olsa bile, belirlenen vadeden önce kefile karşı takibat yapılamaz. Bütün kefalet türlerinde kefil, ayni güvence karşılığında hâkimden, mevcut rehinler paraya çevrilinceye ve borçlu aleyhine yapılan takip sonucunda kesin aciz belgesi alınıncaya veya konkordato kararına kadar kendisine karşı yöneltilen takibin durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir.

– 594 üncü maddede; “… Asıl borçlunun iflasına karar verilmiş veya borçlu konkordato istemişse alacaklı, alacağını kaydettirmek ve haklarının korunması için gerekeni yapmak zorundadır. Alacaklının, borçlunun iflas ettiğini veya borçluya konkordato mehli verildiğini öğrendiği anda, durumu kefile bildirmesi gerekir.

hükümleri yer almaktadır.

Öte yandan iflas yolu ile takip, iflasa tabi kişiler hakkında yürütülen külli bir takip yolu olup Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilecek iflas kararı ile kararın verildiği gün ve saat itibariyle iflas açılmış olur. Böylelikle iflasa tabi kişi müflis sıfatını kazanır. Ticaret Mahkemesince, borçlunun iflasına karar verilmesi halinde (İİK m.173), bu karar iflas dairesine bildirilir (İİK m. 166/1). İflas kararı kendisine tebliğ olunur olunmaz iflas dairesi müflisin mallarının defterini tutmaya başlar ve muhafazaları için gerekli tedbirleri alır (İİK m. 208/1).

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun “Takibin durması ve düşmesi” başlıklı 193 üncü maddesinde de; “İflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. 

İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer. 

İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz.

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflastan sonra da takip alacaklıları tarafından iflas masasına karşı devam edilir ve satış bedeli 151 inci maddeye göre rehinli alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflas masasına intikal eder. Şu kadar ki, takip alacaklısı, iflastan önce başlamış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipten vazgeçerek, rehnin 185 inci maddeye göre satılmasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır.

Konuya ilişkin Yargıtay Başkanlığının 12. Hukuk Dairesinin 9.12.2014 tarih ve E:2014/22892, K:2014/29800 sayılı kararında ise; “… İflasın açılması ile duracak takipler, müflisin masaya giren mal varlığı ile ilgili takiplerdir. Buna göre, iflasın açılması ile duracak takipler;

1) İlamlı (m.32) ve ilamsız (m.58 ve devamı) haciz yolu ile takipler.

2) Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip (m.167 ve devamı).

3) Genel iflas (m.155 ve devamı) ve kambiyo senetlerine mahsus iflas (m.167,171 v.d.) yoluyla takip.

4) Teminat gösterilmesine ilişkin takipler.

5) Amme alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun’a göre tahsil dairelerince yapılan takiplerdir.

Rehin alacaklısı, borçlu iflas ettikten sonra da, iflas masasına karşı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir (m.185.I.c.2). Bu tür takipler iflasın açılması ile durmaz.

Rehin alacaklısı tarafından borçlunun iflasından sonra da iflas masasına karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılması mümkündür…” şeklinde hüküm kurmuştur.

Dolayısıyla, iflas halinde, İcra ve İflas Kanununun 193 üncü maddesinin dördüncü fıkrası saklı kalmak üzere, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipler durmaktadır. Alacaklının borçluyu dava etmesi veya icra yoluyla takip edebilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu iflas halinde, söz konusu takip yollarını kapatarak alacaklılara sadece iflas masasına kayıt olma hakkını vermekte, dolayısıyla ferdi icra takiplerine izin vermemekte, cebri icra ve külli tasfiye yolu olan iflas halinde bütün alacaklılar eşit şekilde işlem görmektedir. Ayrıca, iflas bir icra yolu olup, alacaklı yönünden normal icradaki gibi, amaç alacağa kavuşmak olduğundan iflas masasına kaydı yaptırılan alacaklar icra safhasına intikal etmiş sayılmakta, dolayısıyla mükellefler borçlu müşterilerinin iflas etmesi halinde, Kanunun 323 üncü maddesinde belirtilen çerçevede bunlardan olan alacakları şüpheli alacak karşılığı ayırabilmektedir. Ancak Kanunen bu karşılığın, alacağın iflas masasına kaydının yapıldığı, diğer bir ifadeyle icra safhasına intikal ettiği hesap döneminde ayrılması gerektiği gibi, iflas halinde de karşılık ayrılan alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kâr/zarar hesabına intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Buna göre;

– İflas süreci devam eden ve bu sürece iştirak ettiğiniz … A.Ş.’den olan alacağınızdan, borcun kefili (… Ltd. Şti.) nezdinde haczedilen makineler dolayısıyla karşılık ayrılmayan (karşılık hesabından çıkarılan) … TL’lik kısmı için, haciz konulan makinelere ilişkin ilgili mevzuatı uyarınca yapılacak takibat neticesinde değerinin ayrılmayan karşılık tutarını karşılamayacağının anlaşılmasına ve başkaca bir teminatın olmamasına bağlı olarak, ilgili hesap döneminde söz konusu durumu tevsik edici belgelere dayanılarak karşılık ayrılması mümkün bulunmakta olup, bu dönemde ayrılmayan karşılıkların sonraki hesap dönemlerinde ayrılması mümkün bulunmamaktadır.

– 22/9/2010 tarihinde iflas kararı verilen, ancak tasfiye süreci devam eden … Ltd. Şti.’den olan ve 2009 yılında başlanılan icra takibi sonucunda borçluya ait araçların haczedilmesi nedeniyle teminatlı hale geldiği gerekçesiyle ilgili dönemde karşılık ayrılmayan alacaklarınız için, alacaklarınızın iflas masasına kaydedilmiş ve teminatın değerini yitirmiş olmasına bağlı olarak, bu durumların birlikte ortaya çıktığı hesap döneminde söz konusu durumları tevsik edici belgelere dayanılarak karşılık ayrılması mümkün bulunmakta olup, bu dönemde ayrılmayan karşılıkların sonraki hesap dönemlerinde ayrılması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ihya-olan-bir-sirket-ticari-defterlerini-ne-zamana-kadar-tasdik-ettirmelidir/feed/ 0
SM Belgesine sahibim. Kendi adıma küçük bir ticaret işi yapmak için şahıs firması kurmak istiyorum. Muhasebesini kendim tutabilir miyim? https://www.muhasebenews.com/sm-belgesine-sahibim-kendi-adima-kucuk-bir-ticaret-isi-yapmak-icin-sahis-firmasi-kurmak-istiyorum-muhasebesini-kendim-tutabilir-miyim/ https://www.muhasebenews.com/sm-belgesine-sahibim-kendi-adima-kucuk-bir-ticaret-isi-yapmak-icin-sahis-firmasi-kurmak-istiyorum-muhasebesini-kendim-tutabilir-miyim/#respond Tue, 16 Nov 2021 04:30:59 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=112502 SM Belgesine sahibim. Kendi adıma küçük bir ticaret işi yapmak için şahıs firması kurmak istiyorum. Muhasebesini kendim tutabilir miyim?

Tutabilirsiniz. Odadan alacağınız oda kayıt belgesi ile Bağlı olduğunuz VD ne müracaat ederek Beyanname gönderme şifresi almanız gerekir.

Alınacak şifre ile sadece kendi ticari işletmenizin beyannamelerini gönderebilirsiniz.

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (2)

SIRA NO : 340

II – YETKİ

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5228 sayılı Kanunun ([1]) 8 nci maddesiyle değişik mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi, “4. Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle İnternet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya,” şeklinde değiştirilmiş; anılan kanunla aynı maddenin sonuna eklenen fıkrada da, “Birinci fıkranın (4) numaralı bendi uyarınca Maliye Bakanlığının beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususunda izin vermesi veya zorunluluk getirmesi halinde, (mükellef veya vergi sorumlusu ile gönderme işini yapacak kişiler arasında özel sözleşme düzenlenmek kaydıyla) elektronik ortamda gönderilen beyanname ve bildirimler, mükellef veya vergi sorumlusu tarafından verilmiş addolunur.” hükmüne yer verilmiştir.

Maddede yer alan bu düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannameleri ve bildirimlerinin internet ve diğer elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında doğrudan mükellefler tarafından gönderilmesine izin verebileceği veya zorunluluk getirebileceği gibi, bunların yetki verilmiş gerçek ve tüzel kişiler aracılığıyla gönderilmesine izin vermeye veya zorunluluk getirmeye de yetkili kılınmıştır.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 5228 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle değiştirilen 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında, beyannamenin elektronik ortamda gönderilmesi halinde, tahakkuk fişinin elektronik ortamda düzenleneceği ve mükellef veya elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletileceği; bu iletinin, tahakkuk fişinin mükellefe tebliği yerine geçeceği hükme bağlanmıştır.

Vergi Usul Kanununun 28 ve mükerrer 257 nci maddelerinde yer alan söz konusu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden de anlaşılacağı üzere, beyannameler gerek elektronik ortamda mükellef tarafından doğrudan, gerekse yetki verilmiş aracılar kanalıyla gönderilsin, her iki halde de mükellef tarafından verilmiş addolunacak ve mükellefin kendi beyanı olarak değerlendirilecektir. Buna göre; elektronik ortamda gönderilen beyanname ile kağıt ortamında gönderilen beyanname arasında hukuki sonuçları itibariyle hiçbir fark bulunmamaktadır.

Elektronik ortamda gönderilecek beyannamelerin (e-beyanname) kapsamı, beyannamelerini doğrudan doğruya kendileri gönderebilecek mükellefler ile e-beyanname gönderme konusunda Bakanlığımızca yetkili kılınan gerçek ve tüzel kişiler ve e-beyanname gönderilmesine ilişkin diğer hususlar Tebliğin izleyen bölümlerinde açıklanmıştır.

III – KAPSAM

Bakanlığımız beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğu mükellef grupları, faaliyet konuları ile beyanname çeşitleri itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya yetkili bulunmakla birlikte, ilk uygulama olması ve mükelleflerin uyum sürecini sorunsuz bir şekilde geçirebilmeleri amacıyla, bu aşamada uygulamanın ihtiyari olarak başlatılması uygun görülmüştür.

Buna göre, dileyen mükellefler beyannamelerini, aşağıda yer alan açıklamalar çerçevesinde elektronik ortamda gönderebileceklerdir.

1- Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi uygulaması tam otomasyona geçmiş vergi dairelerine verilecek beyannameleri kapsamaktadır. Vergi dairelerinin tam otomasyona geçirilmesi ile ilgili çalışmalar sürdürülmekte olup, bu dairelerin sayısı sürekli olarak arttırılmaktadır. Bu nedenle hangi vergi dairelerinin tam otomasyona geçmiş olduğu, Gelirler Genel Müdürlüğünün internet sitesinden (www.gelirler.gov.tr) güncel olarak izlenebilir.

2- Uygulamanın başlangıç aşamasında, sadece cari döneme ait beyannameler elektronik ortamda gönderilebilecektir. Bu nedenle, kanuni verilme süresi geçmiş bulunan beyannameler ile düzeltme (ek olarak verilenler dahil) ve pişmanlık talebi içeren beyannameler, bağlı bulunulan vergi dairelerine kağıt ortamında verilmeye devam edilecektir.

Uygulamanın ileri aşamalarında kanuni süresi geçmiş beyannameler ile pişmanlık ve düzeltme talebi içeren beyannamelerin de elektronik ortamda alınması hedeflenmektedir. Söz konusu beyannamelerin elektronik ortamda alınmasına karar verildiğinde bu husus mükelleflere ayrıca duyurulacaktır.

3- Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi uygulanmasına 01 Ekim 2004 tarihinden itibaren başlanılacaktır. Bu nedenle, Eylül 2004 dönemine ait olup 01 Ekim 2004 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerden aşağıda belirtilenler elektronik ortamda gönderilebilecektir.

a) Katma Değer Vergisi Beyannameleri (1 ve 2 no.lu),

b) Özel Tüketim Vergisi Beyannamesi (2a beyannamesi hariç),

c) Muhtasar Beyanname,

d) Damga Vergisi Beyannamesi,

e) Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Beyannamesi,

f) Özel İletişim Vergisi Beyannamesi,

g) Şans Oyunları Vergisi Beyannamesi.

Diğer taraftan, 01.01.2005 tarihinden itibaren yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin elektronik ortamda gönderilmesi uygulamasının başlatılması hedeflenmekte olup, buna ilişkin açıklamalara internet sitesinde ayrıca yer verilecektir.

IV – BEYANNAMELERİNİ KENDİLERİ GÖNDEREBİLECEK MÜKELLEFLER

3568 sayılı Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre aktif büyüklükleri veya net satış hasılatlarının belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle, beyannamelerini meslek mensubuna imzalatmak zorunluluğunda bulunmayan mükellefler istemeleri halinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebileceklerdir.

Bu mükelleflerin söz konusu uygulamadan yararlanabilmesi için, bağlı bulundukları vergi dairelerine örneği (Değişik ibare:RG-22/8/2008-26975) bu Tebliğin ekinde (Ek:1) yer alan  “Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu“nu doldurarak müracaat etmeleri gerekmektedir.

Bu şekilde talepte bulunan mükelleflere bağlı bulundukları vergi dairesince, müracaat anında sistemden üretilecek kullanıcı kodu, parola ve şifreyi ihtiva eden kapalı bir zarf verilecektir. Şifre zarfının mükellefe veya yetki verilen kişiye tesliminde, “… Vergi Dairesinin … vergi kimlik numaralı mükellefi …………………’ya beyannamelerini elektronik ortamda gönderebilmesi için kullanıcı kodu, parola ve şifreyi ihtiva eden zarf, kapalı olarak teslim edilmiştir.” şeklinde bir “Teslim Tutanağı” tanzim edilecek ve söz konusu tutanak mükellef veya noterde verilmiş vekaletnameyle yetki verdiği kişi ile, vergi dairesi müdürü veya müdür yardımcısı tarafından tarih konulmak suretiyle imzalanacaktır. Tanzim edilen Teslim Tutanağı ile Talep Formunun birer örneği mükellefin dosyasında muhafaza edilecektir.

Mükellef veya kanuni temsilci tarafından imzalanacak formun, bunlar tarafından bizzat vergi dairesine teslim edilemeyecek olması halinde, ilgili vergi dairesine verecekleri bir dilekçe ile kendilerine ait kullanıcı kodu, parola ve şifreyi ihtiva eden zarfın vergi dairesince, noterde verilmiş vekaletnameyle yetkili kıldıkları kişiye verilmesini talep edebileceklerdir.

Beyannamelerini elektronik ortamda gönderebilmelerine izin verilen mükellefler diledikleri takdirde bu Tebliğ uyarınca elektronik beyanname göndermeye aracılık yetkisi verilmiş gerçek ve tüzel kişiler vasıtasıyla da beyannamelerini gönderebileceklerdir.

V- ARACILIK YETKİSİ VERİLEN GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLER

(Değişik:RG-19/2/2011-27851)(1)

Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin (meslek mensuplarının), mükelleflerin vergi beyannameleri, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

Buna göre, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi ile ilgili işlemler aşağıda belirtildiği şekilde yapılacaktır.

1- Aracılık Yetkisinin Talep Edilmesi ve Sözleşmelerin Düzenlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar

Elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almak isteyen meslek mensuplarının örneği bu Tebliğin ekinde (Ek:2) yer alan, “Elektronik Beyanname Gönderme Aracılık Yetkisi Talep Formu” nu doldurarak bağlı oldukları vergi dairesine bizzat, tüzel kişilik şeklinde faaliyette bulunanların ise kanuni temsilcilerinin müracaat etmeleri gerekmektedir.

Elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi talep eden meslek mensubunun mesleği faal olarak icra ettiği hususu vergi dairesince dosya bilgilerinden teyit edildikten sonra müracaat anında sistem tarafından üretilecek kullanıcı kodu, parola ve şifreyi ihtiva eden kapalı bir zarf meslek mensubuna verilecektir. Şifre zarfının  meslek mensubuna tesliminde, “… Vergi Dairesinin … vergi kimlik numaralı mükellefi Serbest Muhasebeci/ Serbest Muhasebeci Mali Müşavir/ Yeminli Mali Müşavir ……………… elektronik beyanname göndermeye aracılık etmek üzere kullanıcı kodu, parola ve şifreyi ihtiva eden zarf, kapalı olarak teslim edilmiştir.” şeklinde bir “Teslim Tutanağı” tanzim edilecek ve söz konusu tutanak meslek mensubu ile vergi dairesi müdürü veya müdür yardımcısı tarafından tarih konulmak suretiyle imzalanacaktır. Tanzim edilen Teslim Tutanağı ile Talep Formunun birer örneği meslek mensubunun dosyasında muhafaza edilecektir.

Elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi verilen meslek mensupları, aralarında hizmet sözleşmesi bulunan müşterilerine ait beyannamelerin yanı sıra, münferit olarak talepte bulunan müşterilerin beyannamelerinin gönderilmesine de aracılık edebileceklerdir. Bu durumda, Vergi Usul Kanununun  mükerrer 257 nci maddesi uyarınca, meslek mensubu ile mükellef veya vergi sorumlusu arasında buna ilişkin özel bir sözleşme düzenlenmesi gerekmektedir.

Aracılık yetkisi verilen meslek mensuplarının kendi mükellefiyetleri ile ilgili vergi beyannamelerini de elektronik ortamda gönderebilecekleri tabiidir.

Yetki verilmiş meslek mensupları, aralarında hizmet sözleşmesi bulunan müşterilerine ait beyannameleri elektronik ortamda gönderebilmeleri için müşterileriyle bu Tebliğin ekinde (Ek:3) yer alan “Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” ni, münferit talepte bulunan müşterileriyle de örneği bu Tebliğin ekinde (Ek:4) yer alan “Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesi” ni düzenleyecekler ve sözleşmelerin bir örneğini müşterilerine verecekler, bir örneğini de gerektiğinde ibraz edilmek üzere muhafaza edeceklerdir.

Mükelleflerin, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesini teminen meslek mensuplarıyla Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesi düzenlemiş olması, beyannamelerin kanuni süresinde verilmesi ile ilgili yükümlülüklerinin yerine getirilmiş olduğu anlamına gelmeyeceğinden, mükelleflerin beyannamelerinin kanuni sürede elektronik ortamda verilip verilmediğini titizlikle takip etmeleri gerekmektedir.

2- Düzenlenen Sözleşmeler ile Süresi Sona Eren ya da İptal/Fesih Edilen Sözleşmelerin Elektronik Ortamda Bildirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar

Elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi verilmiş meslek mensupları, mükellefler ile imzalamış oldukları Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesine/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesine veya bunların süresinin sona erdiğine ya da iptaline/feshine ilişkin bilgileri elektronik ortamda internet vergi dairesine girmek zorundadırlar.

Sözleşmelerin düzenlenmesine, süresinin sona ermesine,  iptal ya da feshedilmesine ilişkin bilgi girişleri Gelir İdaresi Başkanlığının bilgisi dahilinde olan herhangi bir teknik arıza nedeniyle bu Tebliğ ile öngörülen sürelerin son gününe kadar yerine getirilememiş ise, Gelir İdaresi Başkanlığınca verilecek ek sürede bilgi girişleri yapılabilecektir.

2.1 Sözleşmelerin Elektronik Ortamda Bildirilmesi

Meslek mensupları ile mükellefler arasında düzenlenen Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesine/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesine ait bilgilerin, meslek mensupları tarafından sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren en geç 30 gün içerisinde elektronik ortamda https://intvd.gib.gov.tr/ adresinde yer alan internet vergi dairesine girişinin yapılması gerekmektedir.

Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce meslek mensupları ile mükellefler arasında düzenlenmiş ve hükmü devam eden Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesine/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesine ait bilgilerin, meslek mensupları tarafından bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç 15 gün içerisinde elektronik ortamda https://intvd.gib.gov.tr/ adresinde yer alan internet vergi dairesine girişinin yapılması gerekmektedir.

Aracılık yetkisi almış meslek mensuplarının aralarında Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesi düzenledikleri mükelleflere ait beyannameleri elektronik ortamda gönderebilmeleri için öncelikle Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesinin/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmesinin bilgi girişlerinin elektronik ortamda internet vergi dairesine yapılmış olması gerekmektedir.

Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmelerinin/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmelerinin internet vergi dairesine elektronik ortamda bilgi girişi yapılmadan meslek mensuplarının sözleşme düzenledikleri mükelleflere ait beyannameleri elektronik ortamda göndermelerine izin verilmeyecektir. Bu nedenle, meslek mensupları tarafından sözleşme bilgilerinin elektronik ortamda bildirilmesi hususunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir.

2.2 Süresi Sona Eren ya da İptal/Fesih Edilen Sözleşmelerin Elektronik Ortamda Bildirilmesi

Elektronik Beyanname Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmelerinin/Elektronik Beyanname Aracılık Sözleşmelerinin süresinin sona ermesi,  iptal ya da feshedilmesi durumunda buna ilişkin bilgi girişinin, sürenin sona erme tarihinden ya da iptal/fesih tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde meslek mensupları tarafından elektronik ortamda https://intvd.gib.gov.tr/ adresinde yer alan internet vergi dairesine yapılması gerekmektedir.

Diğer taraftan mükellefler,  istemeleri halinde meslek mensupları ile aralarında düzenlenen sözleşmenin süresinin sona erdiğini ya da iptal/fesih edildiğini bir dilekçe ile sürenin sona erme tarihinden ya da iptal/fesih tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde gelir/kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine bildirebilecekleri gibi internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifrelerinin bulunması durumunda sözleşmelerin sona erdiğine ya da iptal/fesih edildiğine ilişkin bilgi girişlerini https://intvd.gib.gov.tr/ adresinde yer alan  internet vergi dairesine elektronik ortamda yapabileceklerdir. Adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklar adına düzenlenmiş sözleşmelerde ise sözleşmenin süresinin sona erdiğine ya da iptal/fesih edildiğine ilişkin dilekçe ortaklığın katma değer vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/sm-belgesine-sahibim-kendi-adima-kucuk-bir-ticaret-isi-yapmak-icin-sahis-firmasi-kurmak-istiyorum-muhasebesini-kendim-tutabilir-miyim/feed/ 0
İşletme defteri nevi değişikliği ile limited şirket olabilir mi? https://www.muhasebenews.com/isletme-defteri-nevi-degisikligi-ile-limited-sirket-olabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/isletme-defteri-nevi-degisikligi-ile-limited-sirket-olabilir-mi/#respond Thu, 04 Nov 2021 06:30:23 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=117652 İşletme defterine tabi mükellefimizi tür değişikliği yaparak limitet şirketine çevireceğiz. 

İşletme defteri olduğu için öz varlık ve sermaye tespiti istemektedir. Ticaret odası tespiti neye göre yapacağız?

İşletme defteri tutan mükellefler limitet şirkete dönüşemez. 

Bilanço esasına göre olan mükellefiyet Şirkete dönüşür.

Mühendisler işletme defteri tutabilir mi?

Tür değişikliği yapan şirketler matrah artışını nasıl yapabilir?

Tür değişikliği yapan şirketler matrah artışını nasıl yapabilir?

Limited şirketler tür değişikliğine giderek gerçek kişi olabilir mi?

Şirketin tür değişikliğinde elektronik defter tutma ve elektronik fatura kullanma mecburiyeti devam eder mi?

Serbest muhasebeci mali müşavirler faaliyetlerini kapatmandan tür değişikliği yaparak Anonim şirket olabilir mi?

Limited şirketimi tür değişikliği yaparak şahıs firmasına dönüştürebilir miyim?

Şahıs işletmeleri tür değişikliği ile Limited şirkete dönüştürebilir miyiz?


Kaynak: ismmmo,GİB
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/isletme-defteri-nevi-degisikligi-ile-limited-sirket-olabilir-mi/feed/ 0
Bilanço usulüne tabi olan gerçek kişi ticaret odasına kayıt olabilir mi? https://www.muhasebenews.com/bilanco-usulune-tabi-olan-gercek-kisi-ticaret-odasina-kayit-olabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bilanco-usulune-tabi-olan-gercek-kisi-ticaret-odasina-kayit-olabilir-mi/#respond Sat, 28 Aug 2021 02:30:06 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=114003 İşletme defterinden bilançoya geçecek mükellefim için defter tasdiki yaparken noter sicil tasdiknamesi istiyor. Sicil tasdiknamesi sadece ticaret odasından mı alınır? Sadece bu tasdiknameyi almak için oda üyeliği zorunlu mudur? 

Mükellef Ticaret odasına(sicile) kayıt yaptıracak sicil tasdiknamesi alacak ve defterleri onaylatacak. Bürokratik işlemler için Ticaret sicilinden bilgi alınız. Diğer taraftan Yıl içinde sınıf değişikliği olmaz.

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ İLE ODALAR VE BORSALAR KANUNU 

Kanun Numarası : 5174 

Kabul Tarihi : 18/5/2004

Odalara kayıt zorunluluğu 

Madde 9- Ticaret siciline kayıtlı tacirler ve 5 inci maddeye göre sanayici ve deniz taciri sıfatını haiz tüm gerçek ve tüzel kişiler ile bunların şubeleri ve fabrikaları, bulundukları yerdeki odaya kaydolmak zorundadırlar. Meslek gruplarına göre yapılacak üye kayıtları, elektronik ortamda Bakanlık ve Birlik bünyesinde düzenlenen ortak veri tabanında güncel olarak tutulur. 

Bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan ve/veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde kendi başına sınaî faaliyet ve ticarî muamele yapan yerler ve satış mağazaları bu Kanunun uygulanması bakımından şube sayılır. 

Sanayi odası kurulan illerde sanayiciler, sanayi odasına kaydolmakla ticaret odasına kaydolma yükümlülüğünü de yerine getirmiş olurlar. Sanayi işletmesi sahiplerinin, sınaî nitelikli işlerinin gereği olarak meşgul oldukları ticaret işleri bunların sanayici vasfını ortadan kaldırmaz; bunlar isterlerse ticaret odasına da kaydolabilirler.

Sanayiciler, kendi sanayi ürünlerini satmak üzere birden fazla satış yeri açtıkları takdirde, fazlası için satış yerlerinin bulunduğu ticaret ve sanayi veya ticaret odasına da kaydolmak zorunda oldukları gibi; kendi sanayi ürünlerinin satışı dışında başka ticarî işlerle uğraştıkları takdirde, ticaret ve sanayi veya ticaret odasına da kaydolmakla yükümlüdürler. 

Sermayesinin tamamı Devlete ve özel idarelere veya belediyelere veya bunların ortaklığına ait olan iktisadî müesseselerle bunların şubeleri, özel kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya sözleşme ile kurulmuş olup, Devletin ve özel idarelerin veya belediyenin iştiraki bulunan tüzel kişiliği haiz müesseseler veya bunların şubeleri ve fabrikaları, bulundukları ildeki odalara kaydolmak zorundadırlar. (1)

 Ticaret siciline kayıtlı gerçek ve tüzel kişilerden 5 inci maddede belirtilen deniz tacirleri ile beşinci fıkra hükmünde belirtilenlerden deniz ticaretiyle uğraşanlar, bulundukları ildeki deniz ticaret odasına kaydolmak zorundadırlar. Bu kapsamda sayılanlar, deniz ticaret odasına kaydolmakla diğer odalara kaydolma yükümlülüğünü de yerine getirmiş sayılırlar. Ancak, bu kapsamdakiler, deniz ticaret odasına kaydolmasını gerektiren faaliyetler dışında başka işlerle de uğraştığı takdirde, ayrıca ilgili odaya da kaydolmak zorundadır. 

Odalara kaydı zorunlu olan gerçek ve tüzel kişilerle bunların şubeleri, kamu kurumu niteliğindeki başka meslek kuruluşlarına, birlik ve teşekküllere üye olmaya ve aidat ödemeye mecbur tutulamaz. 

Bu maddede düzenlenen kayıt zorunluluğunu bir ay içinde yerine getirmeyenler, odalar tarafından re’sen kaydedilir ve durum kendilerine tebliğ edilir.


Kaynak: ismmmo,5174 Sayılı kanun
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/bilanco-usulune-tabi-olan-gercek-kisi-ticaret-odasina-kayit-olabilir-mi/feed/ 0