nükleer – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Mon, 07 Feb 2022 07:00:18 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 AB, nükleer enerji ve gazı “yeşil yatırım” olarak tanımladı https://www.muhasebenews.com/ab-nukleer-enerji-ve-gazi-yesil-yatirim-olarak-tanimladi/ https://www.muhasebenews.com/ab-nukleer-enerji-ve-gazi-yesil-yatirim-olarak-tanimladi/#respond Mon, 07 Feb 2022 01:01:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=121745 ]]> Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, üye ülkelerdeki enerji yatırımlarının sınıflandırılmasına ilişkin yeni kuralları içeren mevzuat teklifini açıkladı.

Buna göre, Avrupa’nın iklim hedeflerini yakalamasına katkı sağlayan, çeşitli koşulları yerine getiren gaz ve nükleer projeler sürdürülebilir yatırım listesine dahil edilecek.

Ruhsatını 2045’e kadar alan, gelişmiş teknolojileri kullanan, çevreye zarar vermeyen ve atıklarını güvenli biçimde tasfiye edebilecek nükleer enerji santral yatırımları yeşil ve sürdürülebilir ekonomik aktivite olarak tanımlanacak.

İnşaat iznini 2030 yılı bitiminden önce alan, kömürden yenilenebilir enerjiye geçişe katkı sağlayan ve kilovatsaat başına 270 gramdan az karbon emisyonu salan doğal gaz yatırımları da söz konusu sınıflandırmada yer aldı.

AB sınıflandırması, özel sektör yatırımlarını iklim hedeflerine ulaşmak için gerekli olan faaliyetlere yönlendirmeyi amaçlıyor.

Bazı ülkeler, çevreciler ve çeşitli sivil toplum örgütleri nükleer ve doğal gazın sürdürülebilir ve yeşil olarak tanımlanmasını AB iklim hedefleriyle çelişkili görüyor ve bunu “yeşil göz boyama” olarak nitelendiriyor.

Fransa, Polonya ve Macaristan’ın başı çektiği 10 kadar ülke, nükleer enerjinin iklim değişimiyle mücadelede etkili, güvenli ve rekabetçi bir kaynak olduğunu belirterek, yeşil yatırım sınıflandırma çerçevesine dahil edilmesini talep ediyordu.

Almanya’nın öncülüğünde bir grup ülke de doğal gazın bir süre için AB yatırım sınıflandırma kurallarında sürdürülebilir olarak kabulünü istiyordu.

Nükleerin AB tarafından iklim ve çevre dostu olarak tanımlanmasına Almanya, Avusturya, Lüksemburg, Danimarka, Portekiz ve İspanya gibi ülkeler sert tepki gösteriyor.

Avusturya ve Lüksemburg, söz konusu düzenlemeye karşı Avrupa Adalet Divanı’nda yasal süreç başlatacaklarını açıkladı.

Hollanda ve Danimarka da doğal gazın sürdürülebilir kabul edilmesine karşı çıkıyor.

Söz konusu mevzuatın reddedilmesi için AB Konseyi içinde Birlik nüfusunun en az yüzde 65’ini temsil eden 20 üye ülkenin buna karşı çıkması veya AP milletvekillerinin çoğunluğunun buna onay vermemesi gerekiyor.


Kaynak: İTO Haber
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/ab-nukleer-enerji-ve-gazi-yesil-yatirim-olarak-tanimladi/feed/ 0
Türkiye’nin Temel Enerji Politikası Nedir? https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-temel-enerji-politikasi-nedir/ https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-temel-enerji-politikasi-nedir/#respond Wed, 25 Mar 2020 13:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=80583 Ülkelerin ekonomik gelişimlerini sürdürmesi bakımından temel girdi durumunda olan enerji, çok boyutlu ve uzun soluklu politika ve stratejilerin uygulanmasını gerektiren bir alan olarak önemini gün geçtikçe artırmaktadır. Dolayısıyla, enerji ile ilgili konuların; hükümet politikası olarak değil, bir devlet politikası olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda enerji arz güvenliği, enerji sektörüne ilişkin tartışma gündeminin temelini oluşturmaktadır.

Son yıllarda küresel ekonomideki daralmaya karşın,
• Artış eğiliminde olan enerji fiyatları,
• Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda artan duyarlılık,

•Dünya enerji talebindeki artışa karşın tükenme eğilimine girmiş olan fosil yakıtlara bağımlılığın yakın gelecekte de devam edecek olması,
• yeni enerji teknolojileri alanındaki gelişmelerin artan talebi karşılayacak ticari olgunluktan şu an için uzak oluşu

Ülkelerin enerji güvenliği konusundaki kaygılarını her geçen gün daha da artırmakta ve ülkeleri yeni arayışlara yöneltmektedir.

Yaşanan ekonomik gelişme ve artan refah seviyesinin sonucu olarak ülkemizin enerji sektörünün her alanında hızlı bir talep artışı olduğu gözlemlenmektedir. Bu talebi karşılamak için her yıl 4.000-5.000 MW’lık bir yatırım yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde enerji arz güvenliğini sağlamaya yönelik politika ve stratejileri; dünyadaki genel yönelimlerin yanı sıra, bölgesel ve küresel enerji dinamiklerinde önem arz eden tüm aktörlerin politika ve stratejileri analiz edilerek ve ülke gerçeklerimiz dikkate alınarak,
özellikle AB müktesebatı ve içinde bulunduğumuz jeopolitik perspektiften bakılarak oluşturulmuştur. Temel enerji politikamız;

• Dışa bağımlılığın en alt düzeye indirilmesi,
• Kaynak çeşitliliğine, yerli ve yenilenebilir kaynaklara önem verilmesi,
• Çevre üzerindeki etkilerin en aza indirilmesi,
• Enerjinin verimli üretilmesi ve kullanılması,
• Serbest piyasa uygulamaları içinde kamu ve özel kesim imkanlarının harekete geçirilmesi,
• Ülke enerji ihtiyaçlarını güvenli, sürekli ve en düşük maliyet ve en az çevresel etkilerle karşılayacak tedbirleri alan politikaların hayata geçirilmesi,

şeklinde özetlenebilir.

Ülkemizin 2012 yılına kadar olan dönemde Kyoto Protokolü çerçevesinde emisyon değerlerini azaltma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak, 2012 sonrası döneme ilişkin olarak ülkelerden emisyon değerlerini azaltma yönünde beklentiler artmıştır. Bu bağlamda, enerji sektöründe enerji verimliliğinin geliştirilmesi, yenilenebilir kaynakların daha fazla kullanımı, temiz kömür teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve nükleer enerjinin kullanılması
enerji ve çevre bağlantısı içinde sorunları ele almada başlıca politikalar arasında olacaktır.

18 Mayıs 2009 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu tarafından kabul edilmiş olan, Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’nde: ”Nükleer güç santrallerinin, elektrik enerjisi üretimi içerisindeki payının 2020 yılına kadar en az %5 seviyesine ulaşması ve
uzun dönemde daha da artırılması hedeflenmektedir.” ifadesi yer almaktadır. 2023 yılına kadar Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallerinin işletmeye alınması durumunda, bugünkü kurulu gücümüzün % 20’si nükleer santrallerden üretilecek elektrikten oluşacaktır.


Kaynak: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/turkiyenin-temel-enerji-politikasi-nedir/feed/ 0
Çernobil Faciası https://www.muhasebenews.com/cernobil-faciasi/ https://www.muhasebenews.com/cernobil-faciasi/#respond Fri, 26 Apr 2019 08:07:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=55778 Çernobil Faciası

Beyaz Rusya sınırına yakın, Ukrayna’nın kuzeyinde Kiev iline bağlı şehir. 1986’da Çernobil reaktör kazası nedeni ile boşaltılmıştır. Atmosferdeki radyasyon seviyesi, zaman içerisinde azalmıştır.
Çernobil’de günümüzde yaklaşık 3000 kişi çalışmaktadır. Çalışanlar 15’er günlük vardiyalar halinde çalışmakta, 15 gün boyunca çalışan 3000 kişinin yerini, sonraki 15 gün için 3000 kişilik diğer bir grup almaktadır. Bu önlem, çalışanların radyasyondan etkilenme miktarını en aza indirmek için alınmıştır.

26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna Pripyat şehrinin 14.5 km. kuzeybatısında bulunan Çernobil şehrinde konuşlu olan Çernobil Nükleer Santrali’nde yapılan bir deney esnasında meydana gelen nükleer kaza felaketidir. Nükleer Santralde meydana gelen patlama ve yangın sonrasında SSCB’ ye, Avrupa’ ya ve Türkiye’ye büyük miktarda radyasyon yayıldığı tespit edilmiştir.

Kaza Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğine göre bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazadır. Çernobil felaketi, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğinde en yüksek sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirilmiştir. Bu sınıfta ölçeklendirilen yalnızca iki nükleer felaket bulunmaktadır. Bunlardan birisi Çernobil felaketi, diğeri ise 2011 yılında meydana gelen Fukushima Daiichi nükleer felaketidir. Felaket maliyeti ve kayıpları açısından tarihin en kötü iki nükleer felaketinden birisidir. Sonuç olarak 500.000’den fazla işçi nükleer faciaya müdahalede bulunmuş ve bu nedenle radyasyona binlerce işci maruz kalmış. Tahmini olarak yapılan masraf ise 18 milyar ruble (18 milyar ABD doları) olmuştur. Meydana gelen kaza esnasında 31 kişi ölmüştür fakat çok büyük bir alana yayılan radyasyon neticesine uzun vadede sonuçlarının daha ağır olduğu değerlendirilmektedir.

1997’de Rusya’nın Mir Uzay İstasyonundan alınan Çernobil görüntüsü.

Genel bakış

Afet 26 Nisan 1986 Cumartesi günü 4 numaralı reaktörde yapılan sistem testi esnasında başlamıştır. Çernobil Nükleer Santrali Pripyat kenti, Beyaz Rusya idari sınırı ile Dinyeper Nehri yakınlarında bulunuyordu. Test esnasında ani ve beklenmedik bir güç dalgalanması fark edilerek acil durum butonuna basılmıştı fakat güç çıkışı daha fazla büyüyerek son noktaya ulaştığında buhar basıncı bir dizi tepkimeye neden oldu. Tüm bu olaylar nötron moderatör ile hava arasındaki grafitin birleşmesine neden oldu ve reaktör tutuştu. Tutuşma ile çıkan yangın atmosfere yükseldi. Böylece Pripyat başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya yüksek derecede nükleer serpinti bulutu yayıldı. Serpinti bulutu Sovyetler Birliği’nin batısı ile buradan Avrupa’ya ve Karadeniz üzerinden Türkiye’ye sürüklendi. 1986 yılından 2000 yılına kadar Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna’da ciddi olarak kirlenmiş bölgelerden toplam 350.400 kişi tahliye edildi. Rusya’nın resmî verilerine göre oluşan radyoaktif serpintiden en çok etkilenen yer %60 ile Beyaz Rusya oldu. Çernobil kazasının ardından Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna sürekli olarak yaptığı dezenfekte işlemleri ile sağlık işlemlerinde yüklü derecede ücret ödedi.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından hazırlanan bir raporda kazanın çevresel sonuçları incelenmiştir. UNSCEAR raporuna göre ise 2008 yılına kadar kazadan yüksek dozda radyasyona maruz kalan 4000 kişiden 64’ünün radyasyon sonucu öldüğü doğrulanmıştır. Oluşturulan Çernobil Forumunda 200.000 acil müdahalede çalışan işçi, 116.000 kurtarılmış kişi ve kirlenmiş alanlardan tahliye edilen 270.000 kişinin bilgileri derlenmiştir. Akut radyasyon sendromuna bağlı olarak kazadan kısa süre sonra ölen 50 acil müdahale işçisinin ölümleri ile radyasyona bağlı olarak tiroid kanseri ve radyasyona bağla kanserden dolayı ölenler birleştirildiğinde, ölenlerin sayısı 3940 olmuştur. Bunlardan tahmini olarak dokuzu çocuktur ve lösemi nedeniyle ölmüşlerdir.[6]

2006 yılında hakemli bir dergi olan International Journal of Cancer isimli dergide Çernobil Forumu çalışmasının sonuçları farklı bir metodoloji ile takip edilmiş ve kanser nedeniyle öldüğü belirtilen ve kansere yakalanan kişilerde, sağ kalım oranları da dâhil edilerek herhangi bir tartışma ortamı oluşturulmasına imkan vermeyecek şekilde inceleme yapılmıştır. Bu çalışmada kaza nedeniyle tahminen 4.000 kişinin öldüğü açıklanmıştır.[7]

Tahmini olarak Avrupa’da tiroid kanserine yakalanan 1.000 vakâ ve diğer kanserlere yakalanan 4.000 vakâya Çernobil kazasının neden olmuş olabileceği düşünülmektedir ve bu miktarlar kazadan günümüze kadar yaşanan kanser vakâlarının %0,01’ini temsil etmektedir. Modellemeler sonucunda 2065 yılına kadar radyasyona maruz kalmış 16.000 kişinin tiroid kanseri, 25.000 kişinin ise diğer kanserlere yakalanması beklenebilir. Diğer şekillerde kansere yakalanma oranları ise bu tarihe kadar birkaç yüz milyon olacaktır.

Union of Concerned Scientists isimli kâr amacı gütmeyen örgüt, doğrusal olmayan eşik modeline göre yapılan değerlendirmelerde sıfıra yakın radyasyon oranının eklenmediğini, bu nedenle daha geniş bir coğrafyanın da sonuçlara dâhil edildiğinde kaza nedeniyle 50.000’den fazla kişinin kansere yakalanacağını ve bunların 25.000’inin öleceğini tahmin ettiklerini açıkladı. Avrupa Yeşiller Partisi ise 2006 yılında yaptırdığı TORCH raporunda kansere yakalanan kişi miktarının 60.000 olacağını ve 30.000’inin kanser nedeniyle öleceğini öngördüğünü belirtti. Greenpeace ise 200.000’den fazla kişinin kaza nedeniyle kansere yakalanacağını açıkladı.

Kaza ile ilgili olarak Sovyetler Birliği yönetimi, Sovyet nükleer güç endüstrisi ve prosedürleri hakkında ketum olmakla suçlandı. 1980’lerde başlatılan Glasnost isimli SSCB’nin şeffaflık politikasına rağmen, hükûmetin Çernobil faciasını gizli tutmaya çalışması ve kaza ile ilgili olarak hızlı kararlar almayarak, bu konuda sessiz kalması SSCB’nin yıkılmasına yol açan reformların başlatılmasına yol açtı.

Çernobil reaktör kazasının Türkiye üzerindeki etkileri,

Çernobil reaktör kazası nedeniyle, Türkiye’de kamu sağlığı, çevre ve ekonomi üzerinde gözlemlenen etkilerdir.

Çernobil nükleer reaktöründeki patlama sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyüklüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıllarda ciddi bilimsel araştırmaların yapılmamış ve radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerlerin açıklanmamış olması, patlamanın hemen sonrasında Türkiye üzerindeki etkilerle ilgili yeterli veriye ulaşmayı imkânsızlaştırmıştır. Ancak Çernobil kazasının Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler, radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığı ve Avrupa’daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini gösterdiği gibi; ülkedeki kanser vakalarının artışının nedeninin Çernobil kazası olduğuna ilişkin kuşkular hâlâ devam etmektedir.

Türk Tabipler Birliği’nin ilk baskısı Nisan 2006’da yapılan “Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye’de Kanser” başlıklı raporunda, Çernobil nükleer reaktör kazası ile Karadeniz bölgesindeki kanser vakaları arasındaki ilişkinin araştırılması sonuçları kamuoyuna sunulmuştur. Raporda Çernobil’deki patlama sonrasında oluşan radyoaktif bulutların 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Marmara’ya, 4-5 Mayıs günleri Batı Karadeniz’e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas’a, 7-9 Mayıs tarihlerinde Trabzon-Hopa’ya ulaştığı, 10 gün sonra da tüm Türkiye’ye radyoaktif parçacıkların yayıldığı belirtilmekte; çalışma sonucunda, Hopa’da kanser görülme sıklığı ile kanser nedeniyle ölümlerin, Türkiye’nin diğer coğrafi alanlarına göre daha fazla görülmesi olasılığının, araştırılmaya değer bir durum olduğunun ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Rapor, elde edilebilen veriler ışığında, bölgede Çernobil nükleer kazası ile gerek kanser olgu sayıları, gerekse kanserden ölümlerle ilgili kanıta dayalı nedensel bir bağlantı kurmanın olanaklı görünmekte olduğunu kabul ederek, bu konuda kesin sonuca varmak için daha ayrıntılı araştırmalar yapılması gerekliliğini vurgulamaktadır

 


Kaynak: Vikipedia
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


 

]]>
https://www.muhasebenews.com/cernobil-faciasi/feed/ 0
Kuzey Kore’den nükleer silahsızlanmada yeni adım https://www.muhasebenews.com/kuzey-koreden-nukleer-silahsizlanmada-yeni-adim/ https://www.muhasebenews.com/kuzey-koreden-nukleer-silahsizlanmada-yeni-adim/#respond Wed, 19 Sep 2018 08:12:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=34446 Kuzey Kore’den nükleer silahsızlanmada yeni adım:
Uluslararası heyet yerleşkeleri gözlemleyebilir

Barış görüşmeleriyle gündeme gelen ve üçüncü kez Güney Kore ile en üst seviyede zirve gerçekleştiren Kuzey Kore, füze tesislerinin kaldırılması sırasında uluslararası bir heyetin gözlem yapabileceğini duyurdu.

Karşılığında Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) de hamle beklediklerini belirten Pyongyang yönetimi, Yongbyon gibi nükleer komplekslerini de kapatabileceklerini açıkladı.

Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-in tarafından aktarılan bilgiler, iki ülke arasında gerçekleştirilen üçüncü zirve sonrasında geldi.

Zirvenin ardından yapılan ortak basın açıklamasında Moon, Kore Yarımadası’nın “barışla dolu, nükleer silahlardan ve tehditlerden arınmış bir yer” olması konunda Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile mutabakata vardıklarını ifade etti. Kuzey Kore lideri Kim ise, yakın bir zamanda Güney Kore başkenti Seoul’ü ziyaret edeceğini açıkladı.


Kaynak:Euronews
Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kuzey-koreden-nukleer-silahsizlanmada-yeni-adim/feed/ 0
Akkuyu Nükleer Santrali İnşaatında Büyük Adım! https://www.muhasebenews.com/akkuyu-nukleer-santrali-insaatinda-buyuk-adim/ https://www.muhasebenews.com/akkuyu-nukleer-santrali-insaatinda-buyuk-adim/#respond Tue, 24 Oct 2017 13:00:32 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=23990 Akkuyu Nükleer A.Ş Türkiye’nin 20 milyar dolar bütçeli ilk nükleer santrali Akkuyu Nükleer Santrali için Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan ( TAEK) inşaat lisansının ilk aşaması olan Sınırlı Çalışma İzni’ni aldı.

Bu izin kapsamında, nükleer santralin inşa edileceği bölgenin güvenliği için hususi önem taşıyan bina ve yapılar hariç; nükleer santralin geriye kalan bütün kısımlarının yapı ve montaj çalışmaları yapılacaktır.

Konuyla alakalı bilgi veren AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Genel Müdürü Yuri Galanchuk Sınırlı Çalışma İzni’nin alınması, Akkuyu NGS Projesi için oldukça önemli bir aşama olduğunu belirtti. Hazırlık aşamasının tamamlanıp, sahada büyük kısmı yerli şirketler tarafından yapılması düşünülen inşaat çalışmalarının başlayacağını belirten Galanchuk, bundan sonraki hedefin İnşaat Lisansı almak olduğunu ifade etti.

Nükleer Güç Santralinin bina ve yapı inşaatına en kısa zamanda başlamak istediklerini belirten Galanchuk, santralin tüm ulusal ve uluslararası güvenlik standartlarına uygun olacağının altını çizdi.

Önümüzdeki aylar içerisinde TAEK Nükleer Güvenlik Dairesi uzmanları tarafından, Ön Güvenlik Analiz Raporu (ÖGAR) ’ın değerlendirilmesini sürdürerek sahada yapılan çalışmaları inceledikten sonra, 2018 yılının ilk yarısında alınması planlanan İnşaat Lisansı başvurusuna ilişkin değerlendirme raporu düzenlenecek.

TAEK’in olumlu görüşünün ardından, AKKUYU NÜKLEER A.Ş.’ye İnşaat Lisansı’nın verilmesi ile birlikte herhangi bir engel olmaksızın Nükleer Güç Santralinin bütün güvenlik standartlarına uyum sağlayacak şekilde tüm yapıların inşaatına ve gerekli olan bütün sistemlerin montaj çalışmalarına başlanabilecek.

Kaynak: Akkuyu Nükleer A.Ş

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/akkuyu-nukleer-santrali-insaatinda-buyuk-adim/feed/ 0