nakliyecilik – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Sat, 31 Oct 2020 14:48:33 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Nakliyecilik faaliyeti ile uğraşan mükellefler üzerindeki hacizli araçları nasıl hurdaya çıkartabilir? https://www.muhasebenews.com/nakliyecilik-faaliyeti-ile-ugrasan-mukellefler-uzerindeki-hacizli-araclari-nasil-hurdaya-cikartabilir/ https://www.muhasebenews.com/nakliyecilik-faaliyeti-ile-ugrasan-mukellefler-uzerindeki-hacizli-araclari-nasil-hurdaya-cikartabilir/#respond Sun, 01 Nov 2020 06:00:50 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=95400 T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı

Sayı   : 91378753-010.06.01[40-03]

Konu :

GELİR VERGİSİ KANUNU İÇ GENELGESİ

(SIRA NO: 2015/1)

GİRİŞ

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan;

– Nakliyecilik faaliyeti ile uğraşan mükelleflerin bu faaliyetlerinde kullandıkları taşıtlarının üzerinde haciz veya ihtiyati haciz bulunması nedeniyle söz konusu taşıtları resmi yoldan hurdaya ayıramadıkları,

– Gayri resmi yoldan hurda vaziyette satış, hurda vaziyetteyken parçalanarak kaybolma, daha önceki bir tarihten itibaren kullanılamaz durumda olmasına rağmen resmi yoldan hurdaya ayrılmak suretiyle trafik tescil kaydı silinerek tasarruftan çıkmış olma vb. gerekçelerle kullanılamaz durumdaki taşıtlarla ilgili olarak hurda belgesi alınmasında ve söz konusu taşıtların kullanılamaz hale geldiği tarihin tespitinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ticari faaliyetlerine devam etme imkânı bulunmamasına rağmen mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının terkin edilemediği,

– Nakliyecilik faaliyetinde kullanılan taşıtların savaş, iç savaş vb. durumların yaşandığı ülkelerde kullanılamaz hale gelmesi veya çeşitli sebeplerle ilgililerin tasarrufundan çıkması durumlarında, mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının terkin edilmesi hususlarında problemler yaşandığı,

– Nakliyecilikte kullanılan taşıtların veraset suretiyle intikal yoluyla mirasçılara devri durumunda, kendisi birer ticari işletme addolunan kamyon, otobüs gibi taşıtlar nedeniyle işi bırakma yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyen mirasçılar nezdinde geçmişe yönelik mükellefiyet tesis işlemleri nedeniyle mağduriyetlerin yaşandığı,

– Veraset suretiyle intikalle devrolunan ancak ticari faaliyette kullanılmayan taşıtların haciz nedeniyle satışının yapılamaması, trafikten çekilememesi veya hurdaya ayrılamaması durumlarında, mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının terkin edilmesi hususlarında sorunlar yaşandığı

anlaşılmış olup, söz konusu sorunların çözümüne yönelik olarak 22/7/2003 tarihli ve 2003/3 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesinde yer alan hususlara ilaveten aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

1-KULLANILAMAZ DURUMDA OLAN TAŞITLARLA İLGİLİ OLARAK YAPILACAK İŞLEMLER

2003/3 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesinin “2-ARAÇLARIN KULLANILAMAZ HALE GELMESİ” başlıklı bölümünde, “Çeşitli nedenlerle hurda belgesi alınamaması durumunda söz konusu aracın durumunun bilirkişi raporu ile ortaya konulması ve gerekli görülmesi halinde olayın vergi inceleme raporu ile de tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması halinde bilirkişi raporu ve inceleme sonucuna göre hareket edilecektir.”

açıklamasına yer verilmiştir.

Ancak, Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, nakliyecilikte kullanılmakta iken gayri resmi olarak hurda vaziyette satılan veya hurda vaziyette parçalanarak kaybolan taşıtların mükelleflerin tasarrufundan çıkmış olması nedeniyle gerçek durumun bilirkişi raporu alınmak suretiyle tespitinin mümkün olamadığı anlaşılmaktadır.

18/2/2009 tarihli ve 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında hurda taşıt kabul edilerek tescil kaydı silinen taşıtlarla ilgili olarak, mükelleflerce tescil kaydının silinmesinden daha önceki bir tarihten itibaren ticari faaliyetin sona ermiş olduğunun iddia edildiği hallerde de 2003/3 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesi kapsamında bilirkişi raporu yoluyla herhangi bir tespit yapılması mümkün olamamaktadır.

Ayrıca, mükelleflerin tasarrufundan çıkmış olan taşıtlarla ilgili olarak Vergi Dairesi Müdürlükleri tarafından gerçek durumu yansıtan vergi inceleme raporlarının düzenlenmesi hususunda da bir takım sıkıntılar yaşanabilmektedir.

Benzer nedenlerle, kullanılamaz vaziyette olmasına rağmen üzerinde haciz veya ihtiyati haciz bulunması gibi nedenlerle söz konusu taşıtları resmi yoldan hurdaya ayıramayanların da mükellefiyet terkin talepleri yerine getirilememektedir.

Bu çerçevede, nakliyecilikte kullanılmakta iken gayri resmi olarak hurda vaziyette satılma, hurda vaziyette parçalanarak kaybolma, resmi olmayan yollardan satılma vb. nedenlerle trafik tescil kaydı silinmeksizin mükelleflerin tasarrufundan çıkmış olan, resmi yoldan hurdaya ayrılmak suretiyle trafik tescil kaydı silinmiş olmakla birlikte daha önceki bir tarihten itibaren kullanılamaz durumda olduğu iddia edilen ve kullanılamaz vaziyette olmasına rağmen üzerinde haciz veya ihtiyati haciz bulunması gibi nedenlerle resmi yoldan hurdaya ayrılamayan taşıtlara ilişkin olarak mükellefin talebi üzerine veya re’sen bu iddiaların ilgili bulunduğu tarihten itibaren;

– Taşıt sahibinin sürücü belgesinden hareketle, kaydı kapatılacak olan taşıtın kullanımından dolayı trafik idari para cezası uygulanmadığının,

– Taşıtın dosyasında tebliğ edilmemiş trafik idari para cezası karar tutanağı bulunmadığının,

– Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) kayıtlarına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmamış olduğunun,

– Taşıtın tescil dosyası kayıtlarında herhangi bir işlem (teknik değişiklik, renk değişikliği, zayi veya yıpranma nedenleriyle belge yenileme, şahsi hal ve adres değişikliği gibi) yapılmamış olduğunun,

– Taşıtın ölüm veya yaralanmayla sonuçlanan trafik kazasına karışmadığının,

– Söz konusu taşıtla faaliyette bulunmak üzere ilgili kuruluşlardan faaliyet türüne uygun yetki belgesi (K1, K2 vb.) alınmadığının veya belge yenilemesi yapılmadığının,

– Söz konusu taşıtla ticari faaliyette bulunulduğuna dair herhangi bir tutanak, yoklama veya benzeri bir belge (yol denetim ekiplerince yapılan tespit vb.) bulunmadığının

tespiti halinde, en son verilen vergi beyannamesinin (Yıllık gelir vergisi beyannamesi, geçici vergi beyannamesi veya katma değer vergisi beyannamesi) verildiği tarih dikkate alınmak suretiyle mükelleflerin ticari faaliyetlerine devam etme imkânının kalmadığı tarih itibarıyla gelir vergisi mükellefiyetleri terkin edilecektir.

Söz konusu terkin işleminin yapılabilmesi için yukarıda yer alan tespitlerin tamamının varlığının aranması gerekmektedir.

Öte yandan, bu taşıtların herhangi bir şekilde ticari faaliyetlerde kullanıldığının tespiti halinde söz konusu taşıtlara ilişkin olarak yeniden gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerekmektedir.

Hurda vaziyette terk edildiği alandan parçalanarak çalınma hali hariç nakliyecilikte kullanılan taşıtların çalınması halinde ise 2003/3 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesinin “3-ARAÇLARIN ÇALINMASI” başlıklı bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde işlem yapılmaya devam edilecektir.

2-SAVAŞ, İÇ SAVAŞ VB. DURUMLARIN YAŞANDIĞI ÜLKELERDE ÇEŞİTLİ NEDENLERLE KİŞİLERİN TASARRUFUNDAN ÇIKAN VEYA KULLANILAMAZ HALE GELEN TAŞITLARLA İLGİLİ OLARAK YAPILACAK İŞLEMLER

Savaş, iç savaş vb. durumların hüküm sürdüğü yabancı ülkelerde, kaza sonucu ya da taşıtın model yılı vb. nedenlerle kullanılamaz hale gelen veya irade dışı sebeplerle kişilerin tasarrufundan çıkan taşıtların bu durumları, ilgili ülke yetkili makamlarından veya bu ülkelerdeki dış temsilciliklerimizden gerekli belgelerin alınamaması nedeniyle tevsik edilememektedir.

Dolayısıyla, 2003/3 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesinde yer alan açıklamalar çerçevesinde mükelleflerin bu taşıtlara bağlı mükellefiyet terkin taleplerinin yerine getirilmesi hususunda sıkıntılar yaşanmaktadır.

Nakliyecilik faaliyeti ile uğraşan mükelleflerin söz konusu taleplerinin değerlendirilebilmesi için, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüklerince mükelleflerden talep edilmesi gereken bilgi ve belgeler aşağıda yer almaktadır;

– Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan ve taşıtın en son yurt dışına çıkış yaptığı tarihi gösteren ve söz konusu taşıtın yeniden yurda dönmediğini tevsik eden belgeler,

– Mükellefin ya da taşıt şoförünün savaş, iç savaş vb. durumların hüküm sürdüğü ülkeye giriş ve çıkış tarihlerini tevsik eden belgeler.

Söz konusu belgeler kapsamında en son verilen vergi beyannamesinin (Yıllık gelir vergisi beyannamesi, geçici vergi beyannamesi veya katma değer vergisi beyannamesi) verildiği tarih dikkate alınmak suretiyle mükelleflerin ticari faaliyetlerine devam etme imkânının kalmadığı tarih itibarıyla gelir vergisi mükellefiyetleri terkin edilecektir.

Savaş, iç savaş vb. durumların yaşandığı ülkeler dışındaki ülkelerde nakliyecilikte kullanılan taşıtların alıkonulması, çalınması veya kullanılamaz hale gelmesi durumlarında ise 2003/3 sayılı Gelir Vergisi Kanunu İç Genelgesi ile bu Genelgenin ilgili bölümlerinde yer alan açıklamalar çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir.

3-NAKLİYECİLİKTE KULLANILAN TAŞITLARIN VERASET SURETİYLE MİRASÇILARA DEVRİNDE YAPILACAK İŞLEMLER

Hususi ihtiyaçlarda kullanılmaya müsait olsun yahut olmasın nakliyecilikte kullanılan taşıtların veraset suretiyle mirasçılara intikali durumunda, mirasçılar nezdinde işe başlanıp başlanılmadığının yoklama ile tespiti yapılmaksızın ilgililer adına ticari kazanç yönünden  gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.

Yapılan yoklamalarda varislerce söz konusu taşıtlarla ticari faaliyette bulunulmadığının beyan edilmesi durumunda, veraset suretiyle intikalin gerçekleştiği tarih esas alınarak bu Genelgenin “1-KULLANILAMAZ DURUMDA OLAN TAŞITLARLA İLGİLİ OLARAK YAPILACAK İŞLEMLER” başlıklı bölümünde yer verilen tespitler yapılmak suretiyle mükellefiyet tesisine gerek olup olmadığı değerlendirilecektir.

Yapılan değerlendirme neticesinde;

– Kamyonet vb. özel ihtiyaçlar için de kullanılmaya müsait taşıtlar için, veraset suretiyle intikalin gerçekleştiği tarih esas alınarak yapılacak tespitler çerçevesinde ticari faaliyette bulunulmadığı kanaatine varılması ve ilgililerce taşıtların trafik kaydının hususiye çevrilmiş olması,

– Otobüs, kamyon vb. özel ihtiyaçlar için kullanılmaya müsait olmayan taşıtlar için, veraset suretiyle intikalin gerçekleştiği tarih esas alınarak yapılacak tespitler çerçevesinde ticari faaliyette bulunulmadığı kanaatine varılmış olmasının yanı sıra söz konusu taşıtların satılması, trafikten çekilmesi veya kullanılamaz durumda ise hurdaya ayrılması

şartlarıyla varisler adına gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmemesi mümkün olabilecektir.

Özel ihtiyaçlar için kullanılmaya müsait olmayan taşıtlardan haciz vb. nedenlerle satılamayan, trafikten çekilemeyen veya hurdaya ayrılmayanlarla ilgili olarak ise, bu hususların tevsik edilmesi koşuluyla yukarıda bahsi geçen tespitler çerçevesinde yapılacak değerlendirme sonucuna göre mükellefiyet tesis edilmemesi mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, ölüm nedeniyle varislere intikal eden taşıtla nakliyecilik faaliyetine bir veya birkaç varis tarafından devam edilmesi durumunda, diğer varislerin söz konusu taşıt üzerindeki haklarından feragat etmeleri şartıyla sadece faaliyette bulunan varis veya varisler adına mükellefiyet tesis edilmesi gerekmektedir.

 


Kaynak: GİB İç Genelge
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


]]>
https://www.muhasebenews.com/nakliyecilik-faaliyeti-ile-ugrasan-mukellefler-uzerindeki-hacizli-araclari-nasil-hurdaya-cikartabilir/feed/ 0
Kamu Kurumu Tarafından İstimlak Edilen Gayrimenkule Ödenen Bedeller İçin Kurumlar Vergisi İstisnasından Yararlanılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/kamu-kurumu-tarafindan-istimlak-edilen-gayrimenkule-odenen-bedeller-icin-kurumlar-vergisi-istisnasindan-yararlanilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/kamu-kurumu-tarafindan-istimlak-edilen-gayrimenkule-odenen-bedeller-icin-kurumlar-vergisi-istisnasindan-yararlanilabilir-mi/#respond Fri, 10 Nov 2017 09:45:34 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16744 (GİB – ÖZELGE)

Konu: İstimlak edilen gayrimenkule ödenen bedeller için kurumlar vergisi istisnasından yararlanılıp yararlanılamayacağı.

İlgi (a)’da kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz adına kayıtlı olan taşınmazın bir bölümünün Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından istimlak edildiği, devir ve satışı henüz gerçekleşmeyen taşınmazın fiyatı konusunda anlaşmazlık olduğu halde şirketinize 05.12.2013 tarihinde ön ödeme mahiyetinde havale yapıldığı, bu istimlak tutarına itiraz edildiğinden ilave yeni ödemeler yapılabileceği ve istimlak sonrası kalacak olan arsanın değer kaybı ile ilgili olarak da ödeme yapılmasının beklenildiği, firmanızın aktif değerini korumak için 13.05.2013 tarihinde banka kredisi ile yeni bir yer satın alındığı belirtilerek; taşınmaz intikalinin tamamen gerçekleşeceği tarihe kadar istimlaktan dolayı gelecek ödemelerin avans hesabında mı takip edileceği, özel fon hesabında tutulma zorunluluğunun satışın gerçekleştiği tarihten sonra mı başlayacağı, arsanın satış işlemlerinin tamamlanarak tapuda tescil edilinceye kadar Karayolları Genel Müdürlüğünce ödenen bedellerin, banka kredi borçlarına ve diğer cari borçlar için kullanılmasının istisna hükümlerini ihlal edip etmeyeceği, istimlak bedellerinin banka kredisi ile satın alınan arsaya ilişkin kredi borcu için kullanılmasının işletmeden çekilme olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Konu ile ilgili olarak .…………. Asliye Hukuk Mahkemesinin ./2013 tarihli ve ……. dosya numaralı Duruşma Tutanağından, şirketiniz adına kayıtlı olan taşınmazın kamulaştırma bedelinin ……………… TL olduğunun tespit edildiği, bu bedelin şirketinize ödenmesine ve söz konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmımın şirketiniz adına olan kaydının iptali ile Karayolları Genel Müdürlüğü adına tesciline ve yol olarak terkinine kalan kısmın şirketiniz üzerine bırakılmasına karar verildiği anlaşılmış olup …/2013 tarihli banka dekontundan söz konusu bedelin şirketinize ödendiği görülmüştür.

Mükellefiyetinizin kayıtlı bulunduğu Şirinyer Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucu cevaben alınan yazı ekinde bulunan ……./2014 tarihli ve …………. sayılı yoklama fişinde; şirketinizin yük taşımacılığından başkaca faaliyetinin olmadığı, satılmak amaçlı herhangi bir taşınmazının olmadığı, istimlak edilen taşınmazın nakliye faaliyetinin yürütülmesi amacıyla garaj olarak kullanıldığı ifade edilmektedir.

İlgi (b)’de kayıtlı dilekçenizde ise firmanızın …../2013 tarihinde banka kredisi ile satın aldığı arsanın şirket faaliyetlerinde konteyner ve tır garajı olarak kullanıldığı, şirket merkezinin de söz konusu arsa üzerinde bulunduğu belirtilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5/1-e maddesinde; “Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı.

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler zıyaa uğramış sayılır.

İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler zıyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.” hükmü yer almaktadır.

Konuya ilişkin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun madde gerekçesinde; “Aynı şekilde, elden çıkarılan taşınmaz veya iştirak hissesinden sağlanan likiditenin yine atıl hale dönüşmesine neden olacak şekilde fonksiyonel olarak benzer sabit kıymetlere kanalize edilmesi durumu, istisna uygulaması ile sağlanması öngörülen amaca uygun düşmeyecektir. Örneğin, şehrin bir bölgesindeki kullanılmayan bir arazinin satılıp başka bir bölgesinden bir süre sonra rant sağlamak amacıyla yeni bir arazi alınması durumunda, firmanın faaliyetleri açısından sağlanmış ekonomik katkı söz konusu olmayacağından, istisnanın amacına ters düşmektedir. Diğer taraftan, şehrin kenar mahallesinde bulunan bir binanın satılarak, şehir merkezinde faaliyet göstermek amacıyla merkezde bir bina alınması durumunda ise, firma faaliyetleri açısından açık bir ekonomik katkı söz konusu olduğundan istisna uygulamasının amacına uygun bulunmaktadır.” ifadelerine yer verilmiştir.

Bu istisnayla tam mükellef kurumların bağlı değerlerinin nakde çevrilerek, işletmelerin sağlam mali kaynaklara kavuşturulması ve maddenin gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere işletmelerin bağlı değerlerinin nakde dönüştürülmesi yoluyla aktif bir şekilde ekonomiye katılması, finansman sıkıntılarının giderilmesi, faaliyetlerinin öz kaynaklarla devam ettirilebilmesi ve mali yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Bir işletmenin bağlı değerlerinin satılarak sağlanan gelirin aynı veya başka bağlı değerler alınması için kullanılması halinde kanun koyucunun bu istisnayla gerçekleştirmeye çalıştığı amaç sağlanamayacaktır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;
-“5.6.2.2.1. Taşınmazlar” başlıklı bölümünde, elden çıkarılacak taşınmazlardan doğacak kazancın, bu istisna uygulamasına konu olabilmesi için taşınmazın Türk Medeni Kanununun 705 inci maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerektiği,
-“5.6.2.3.2. Satış kazancının fon hesabında tutulması” başlıklı bölümünde; “Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışında kazanç, satış işlemi ile birlikte doğacağından, satış işlemi ister peşin isterse vadeli olarak yapılmış olsun istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanacaktır.

Bu değerlerin satışından elde edilecek kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması ve satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar söz konusu fon hesabında tutulması gerekmektedir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla, istisnadan yararlanacak olan kazanç tutarı, satışın yapıldığı dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnadan yararlanılabilecektir. Anılan istisnadan geçici vergi dönemleri itibarıyla da yararlanılması mümkün olup belirtilen süre zarfında söz konusu kazancın fon hesabına alınmaması durumunda, kurumlar vergisi beyannamesinde istisnadan yararlanılabilmesi mümkün olmadığı gibi geçici vergi dönemleri itibarıyla yararlanılan istisna nedeniyle zamanında tahakkuk etmeyen vergilerden kaynaklanan vergi zıyaı cezası ve gecikme faizinin ayrıca aranacağı tabiidir.

Fon hesabına alınan kazanç tutarının mükelleflerce sermayeye ilavesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, fon hesabına alınan kazanç tutarının sermayeye ilave dışında, beş yıl içinde başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması ya da kurumun tasfiyesi halinde, istisna uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk etmeyen vergiler, vergi zıyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.”,

-“5.6.2.4.1. Taşınmazlar ile iştirak hisselerinin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası ve kamulaştırılması” başlıklı bölümünde; “….Bu tür kıymetlerin mevcut borçlar karşılığında rızaen veya icra yoluyla devredilmesi işlemleri ile kamulaştırma işlemleri ise kurumların finansman olanaklarını artıracağından istisna uygulaması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Düzenleme uyarınca, satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi gerektiğinden ve kamulaştırma işlemleri ile ilgili özel bir belirleme yapılmadığından, kamulaştırma işlemlerinde satış bedeline ilişkin uyuşmazlıkların maddede yer alan iki yıllık tahsil süresi içinde sonuçlandırılarak, varsa ek olarak alınan bedelin %75’inin de (geç ödeme dolayısıyla alınan faiz ve benzeri unsurlar hariç) bu süre içinde fon hesabına aktarılması şartıyla, uyuşmazlığın son bulduğu dönemde istisnadan yararlanılabilmesi mümkün bulunmaktadır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.

Türk Medeni Kanununun 705’inci maddesinde; taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının, tescille olduğu; miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılacağı, ancak bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlı olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla; söz konusu taşınmazın istimlak edilen kısmına isabet eden ve …../2013 tarihinde şirketinize ödenen kamulaştırma bedeli dikkate alınarak hesaplanacak kazancın %75’lik kısmı, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesinde belirtilen şartların taşınması kaydıyla kurumlar vergisinden istisnadır.

Öte yandan, Karayolları Genel Müdürlüğünce ödenen istimlak bedelinin, şirketinizce satın alınan ve nakliyecilik faaliyetinde kullanılan taşınmaza ilişkin banka kredi borçları için veya diğer cari borçlar için kullanılması istisna uygulanmasına engel teşkil etmemekle birlikte, söz konusu bedelin şirketinizin faaliyetleri açısından ekonomik bir katkı sağlamayan sabit kıymetlerin alımında kullanılması durumunda kanun koyucunun öngördüğü amaç gerçekleşmemiş olacağından anılan istisnadan yararlanılamayacaktır.

Diğer taraftan, ……….Asliye Hukuk Mahkemesince …./2013 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilen taşınmazın mülkiyeti anılan Müdürlükçe kazanıldığından, mahkeme kararına göre şirketinize ödenen kamulaştırma bedeli üzerinden hesaplanacak istisna tutarının fon hesabına alınma işleminin, taşınmaz satış kazancının istisnaya konu edildiği yılı (2013) takip eden takvim yılının başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihe kadar yapılması; maddede yer alan iki yıllık tahsil süresi içerisinde kamulaştırma bedeline ek olarak alınacak bedeller için (geç ödeme dolayısıyla alınan faiz ve benzeri unsurlar hariç) uyuşmazlığın sonuçlandığı dönemde anılan istisnadan yararlanılması mümkün bulunmakta olup söz konusu bedeller üzerinden hesaplanacak istisna tutarının uyuşmazlığın sonuçlandığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar fon hesabında tutulması gerekmektedir.

Ayrıca, istimlaktan sonra kalan taşınmazın değer kaybı ile ilgili olarak yapılacak ödemeler için anılan istisnadan yararlanılması söz konusu değildir.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
17 Şubat 2016 Tarih ve 84098128-125[5-2013-9]-88 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/kamu-kurumu-tarafindan-istimlak-edilen-gayrimenkule-odenen-bedeller-icin-kurumlar-vergisi-istisnasindan-yararlanilabilir-mi/feed/ 0
Esnaf Muaflığından Kimler Yararlanabilir? https://www.muhasebenews.com/esnaf-muafligindan-kimler-yararlanabilir/ https://www.muhasebenews.com/esnaf-muafligindan-kimler-yararlanabilir/#respond Sat, 29 Jul 2017 11:30:53 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=11473 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, kimlerin esnaf muaflığından yararlanacakları da aynı maddede sayılmıştır.

Buna göre, ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.
1- Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler. (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)
2- Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı.
3- Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir iş yeri açmak suretiyle yapanlardan Gelir vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları haiz bulunanlar. (51 inci madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar)
4- Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dâhil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar. (Bu bentte yazılı ölçüler, birlikte yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir)
5- Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler.
6- Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamulleri, kırpıntı deriden üretilen mamuller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.
7- Ticari işletmelere ait atıkları mutat olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar.
8- Gelir Vergisi Kanununun 47 nci maddesinde yazılı şartları haiz olanlardan kendi ürettikleri ürünleri satanlara münhasır olmak üzere el dokuma işleri, bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, sedef kakma ve ahşap oyma işleri, kaşıkçılık, bastonculuk, semercilik, yazmacılık, yorgancılık, keçecilik, lüle ve oltu taşı işçiliği, çarıkçılık, yemenicilik, oyacılık ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunanlar.
9- Yukarıdaki bentlerde sözü edilen işlere benzerlik gösterdikleri Maliye Bakanlığınca kabul edilen ticaret ve sanat işleri ile iştigal edenler.

Kaynak: Gelir Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/esnaf-muafligindan-kimler-yararlanabilir/feed/ 0