muvazaa – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Wed, 01 Nov 2017 14:49:50 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.3 TUGS’a Kayıtlı Geminin Sicil Terkinin Yapılmasından Sonra Yurtdışına Satışından Doğan Zarar Kurum Kazancından İndirilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/tugsa-kayitli-geminin-sicil-terkinin-yapilmasindan-sonra-yurtdisina-satisindan-dogan-zarar-kurum-kazancindan-indirilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/tugsa-kayitli-geminin-sicil-terkinin-yapilmasindan-sonra-yurtdisina-satisindan-dogan-zarar-kurum-kazancindan-indirilebilir-mi/#respond Fri, 03 Nov 2017 09:45:39 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16439 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı iken geminin sicilden terkini ve yurtdışına satışından doğan zararın diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlardan indirilip indirilmeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinize ait Türk Uluslararası Gemi Siciline (TUGS) kayıtlı geminizin bu sicilden terkini yapılarak yurt dışına, TUGS haricinde bir sicile kayıt ettirilmek suretiyle satışından doğan zararın diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlardan indirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38’inci maddesinde ise bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulacağı belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanununun;
1’inci maddesinde, bu Kanunun amacının, oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilen gemiler ile turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ticari yatların temin ve işletilmesinde kolaylık sağlamak suretiyle Türk denizciliğinin geliştirilmesini hızlandırmak ve ekonomiye katkısını artırmak olduğu,
2’nci maddesinde, bu Kanunda geçen gemi kavramının ticari amaçla kullanılan her türlü yük, yolcu ve açık deniz balıkçı gemilerini ifade ettiği,
5’inci maddesinde, Türkiye’de mukim Türk ve yabancı uyruklu gerçek kişiler ile Türkiye’de Türk mevzuatına göre kurulmuş şirketlere ait gemiler ve yatların Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil ettirilebileceği,
12’nci maddesinde ise, bu Kanun uyarınca oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların, gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisna olduğu
hüküm altına alınmıştır.

Bu Kanunun 12’nci maddesinin gerekçesinde de, vergilendirmeye ilişkin bu madde ile özel siciline tescil edilen gemi ve yatların işletilmesinden ve aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden doğan kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı açık olarak belirtilmiştir.

Konu ile ilgili olarak, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.12.1. Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesinden ve Devrinden Elde Edilecek Kazançlara İlişkin İstisna” başlıklı bölümünde, 4490 sayılı Kanunla oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden elde edilen kazançların, faaliyetin gelir vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil) yapılması halinde gelir vergisinden, kurumlar vergisi mükelleflerince (dar mükellefler dahil) yapılması halinde kurumlar vergisinden; Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin devrinden elde edilecek kazançların da gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı ve bu istisnanın, gerçek ve tüzel kişilerin Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde ettikleri kazançları ile sınırlı olduğu, ancak Türkiye’de inşa edilen gemi ve yatlardan anılan sicile kayıtlı olanların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın devrinden elde edilen kazançların da istisna kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir.

Bu açıklamalar çerçevesinde, gemi ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların istisnadan yararlanabilmesi için gemi ve yatların Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olması zorunlu olup devir halinde istisnadan yararlanabilmesi için, devir sonrasında da anılan sicile kaydın devam etme zorunluluğu bulunmaktadır.

Buna göre; şirketinize ait geminin Türk Uluslararası Gemi Sicilinden terkini yapılarak, TUGS haricinde bir sicile kayıt ettirilmek suretiyle satılması durumunda doğacak kazancın istisnaya konu edilmesi mümkün olamayacağından, söz konusu satış işleminden doğan kâr veya zararın, diğer faaliyetlerden oluşan vergiye tabi kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Ancak, bu işlemle ilgili muvazaalı bir durumun tespit edilmesi durumunda, gerekli cezalı tarhiyatların yapılabileceği tabiidir.

Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
12 Mayıs 2016 Tarih ve 84098128-125[08-2015/11]-275 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tugsa-kayitli-geminin-sicil-terkinin-yapilmasindan-sonra-yurtdisina-satisindan-dogan-zarar-kurum-kazancindan-indirilebilir-mi/feed/ 0
Alt İşverenlik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı!!! https://www.muhasebenews.com/alt-isverenlik-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi/ https://www.muhasebenews.com/alt-isverenlik-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi/#respond Sun, 03 Sep 2017 09:00:08 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=21250 ALT İŞVERENLİK YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI.

27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 13’üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 13:
1-
Asıl işveren – alt işveren ilişkisinin iş müfettişlerince incelenmesi sonucunda muvazaanın tespitine ilişkin gerekçeli müfettiş raporu ve tutulan tutanaklar Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünce işverenlere tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren 30 işgünü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine görülecek olan dava basit yargılama usulüne göre 4 ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi hâlinde Yargıtay 6 ay içinde kesin olarak karar verir. Kamu idarelerince bu raporlara karşı yetkili iş mahkemelerine itiraz edilmesi ve mahkeme kararlarına karşı diğer kanun yollarına başvurulması zorunludur.

2- Rapora 30 iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır.

***Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. 

***Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

Kaynak: Resmi Gazete (25.08.2017 – 30165)

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/alt-isverenlik-yonetmeliginde-degisiklik-yapildi/feed/ 0
Bedelsiz Ortaklık Payı Verilmesi Halinde Bu Paylar Kurumlar Vergisi Matrahında Gelir Olarak Dikkate Alınır mı? https://www.muhasebenews.com/bedelsiz-ortaklik-payi-verilmesi-halinde-paylar-kurumlar-vergisi-matrahinda-gelir-olarak-dikkate-alinir-mi/ https://www.muhasebenews.com/bedelsiz-ortaklik-payi-verilmesi-halinde-paylar-kurumlar-vergisi-matrahinda-gelir-olarak-dikkate-alinir-mi/#respond Sat, 15 Jul 2017 20:00:13 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17271 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Bedelsiz ortaklık payı verilmesininin Kurumlar Vergisi, BSMV ve Veraset İntikal Vergisine tabi olup olmadığı.
İlgi: 06.08.2013 tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile 6362 sayılı Kanunun 138’inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendi kapsamında, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) üyeliğiniz sebebi ile… A.Ş. (…) grubu ortaklık paylarından 15.971.094 adet payın şirketinize devredildiği, bedelsiz olarak devredilen bu payın nominal bedelinin 159.710,94 TL olduğu belirtilerek, tarafınıza bedelsiz olarak devredilen 159.710,94 TL nominal bedelli ortaklık paylarının şirket aktifine kaydedilmesi aşamasında;

– Bu payların kurumlar vergisi matrahının tespitinde vergiye tabi gelir olarak dikkate alınıp alınmayacağı,
– Gelir olarak kaydedilmesi durumunda hisselerin nominal bedelden mi yoksa emsal bedelden mi dikkate alınacağı,
– Emsal bedel dikkate alınacaksa bu bedelin nasıl tespit edileceği,
– Gelir kaydedilmesi durumunda, gelir kaydedilen tutar üzerinden banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) hesaplanıp hesaplanmayacağı,
– Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu kapsamında vergileme yapılıp yapılmayacağı
hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU ve VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 266’ncı maddesinde itibari değerin, her nevi senetlerle esham ve tahvillerin üzerinde yazılı değerler olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 279’uncu maddesinde ise, hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymetin borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedelin, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanacağı, ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kâr ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetlerin alış bedeli ile değerleneceği hüküm altına alınmıştır.

Alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alınması karşılığında ödenen veya borçlanılan bedeli ifade etmekte olup, sadece iktisadi kıymetin alış değerini kapsar, alışla ilgili diğer masrafları kapsamaz.

Buna göre, satın alınan hisse senetlerinin alış bedeliyle değerlenmesi gerekmekte olup, bedelsiz alınan hisse senetlerinin ise satın alma işlemi olmadığından dolayı alış bedeli oluşmayacağından itibari değerleri ile kayıtlara aktarılması gerekmektedir.

Dolayısıyla, IMKB’nin üyesi olan şirketinize bedelsiz olarak devredilen… A.Ş. ye ait hisselerin itibari değerleri üzerinden kurum kazancına dâhil edilerek kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

Bilindiği üzere, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1’inci maddesiyle, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaktadır.

Aynı Kanunun 2’nci maddesinin (a) fıkrasında da “Şahıs” tabirinin, hilafına sarahat olmadıkça hakiki ve hükmi şahısları; (b) fıkrasında, “Mal” tabirinin, mülkiyete mevzu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen sair bütün hakları ve alacakları, (d) fıkrasında ise ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade edeceği belirlenmiştir.

Bu hükümlere göre, malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, kurumlar vergisinin konusuna giren ödemeler karşılıksız olsa dahi veraset ve intikal vergisine tabi tutulmamaktadır.

Bu açıklamalar çerçevesinde, … Anonim Şirketi paylarının mevcut üyelere bedelsiz devri sonucu üyeler tarafından elde edilen payların kurumlar vergisine tabi tutulması nedeniyle üyelere ödenen paylardan veraset ve intikal vergisinin aranılmaması gerekmektedir.

BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİNE GÖRE

6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28’inci maddesinin ikinci fıkrasında;

“Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım – satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dâhil) da banka muameleleri vergisine tabidir.” hükmü ve aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, “90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar… ”
hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun mükellefi belirleyen 30’uncu maddesinde ise, BSMV’yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.

6802 sayılı Kanunda 6009 sayılı Kanunla yapılan değişikliklere ilişkin açıklamaların yer aldığı 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin “B-2- 6802 Sayılı Kanunun 28’inci Maddesinin İkinci Fıkrasında Belirtilen Muamele ve Hizmetleri Esas İştigal Konusu Olarak Yapanlar” başlıklı bölümünde;

“Buna göre, banker kapsamında BSMV mükellefi olmak için, anılan Kanunun 28’inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemlerin esas iştigal (ana faaliyet) konusu olarak yürütülmesi ve bu işlemler dolayısıyla lehe para alınması gerekmektedir…

Esas itibariyle 6802 sayılı Kanunun 28’inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler, ilgili kanunlar uyarınca verilen yetki veya izin ile yapılabilecek işlemlerdir…

6802 sayılı Kanunun 28’inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapanlar, bu işlemleri ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle yürüten kişileri ifade etmektedir. Dolayısıyla bunların 6802 sayılı Kanunun 28’inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri “esas iştigal konusu” olarak BSMV ye tabi olacak, bunlar dışındakilerin aynı fıkrada belirtilen işlemleri “esas iştigal konusu” olmadığından KDV ye tabi olacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapan aracı kurumlar banker kapsamında BSMV mükellefi olup, bu kurumlar tarafından esas iştigal konusu olarak yapılan hisse alım satım işlemlerinin BSMV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

Ancak, BSMV’de vergiyi doğuran olayın meydana gelebilmesi için bir muamele yapılması ve bu muamele sonucu lehe para kalması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, bir muamele yapıldığı halde lehe bir para kalmazsa vergi doğmamaktadır. Bu nedenle, bedelsiz olarak verilen hisse senetlerinden anılan şirket lehine herhangi bir para kalmadığından vergilendirilmesi söz konusu değildir.

Kaynak: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
23 Ekim 2014 Tarih ve 64597866-125[1-2013]-144 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/bedelsiz-ortaklik-payi-verilmesi-halinde-paylar-kurumlar-vergisi-matrahinda-gelir-olarak-dikkate-alinir-mi/feed/ 0