mukavelename – Muhasebe News https://www.muhasebenews.com Muhasebe News Thu, 11 Nov 2021 13:36:15 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.3.5 Şirket birleşme ve satın almalarında damga vergisi https://www.muhasebenews.com/sirket-birlesme-ve-satin-almalarinda-damga-vergisi/ https://www.muhasebenews.com/sirket-birlesme-ve-satin-almalarinda-damga-vergisi/#respond Mon, 01 Nov 2021 00:00:27 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=115617

Dr. Numan Emre ERGİN
Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı
n.emre.ergin@hotmail.com


Şirket birleşmeleri ve satın almaları (İngilizcesi “merger and acquisitions” M&A) aslında bir hisse devridir. Satın almada şirketin mevcut ortakları hisselerinin bir kısmını veya tamamını satarken, şirket birleşmelerinde şirket hisseleri başka bir şirket tarafından devralınır ve mevcut ortaklara ellerindeki devredilen şirketin hisselerine karşılık devralan şirketin hisseleri verilir. Konuya damga vergisi açısından bakacağımızdan her iki durumu da hisse devri olarak değerlendirebiliriz.

Toplam vergi geliri içerisinde %2.5 civarında yer tutan damga vergisi bir çeşit işlem vergisidir. Damga Vergisi Kanunu (DVK) uyarınca verginin konusu Kanuna ekli 1 sayılı tabloda belirtilen kağıtların düzenlenmesidir. Kanunda kağıt, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belge olarak tanımlanmıştır. Ayrıca damga vergisinin doğması için kağıdın Türkiye’de düzenlenmiş olması gerekir. Yabancı ülkelerde, Türkiye`deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtlar, Türkiye`de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulur. Kanuna ekli 2 sayılı tabloda ise damga vergisinden istisna edilen kağıtlar düzenlenmiştir.

Yukarıdaki yasal düzenlemelerden yola çıkıldığında bir kağıttan damga vergisi alınabilmesi için kağıdın,

1) Kanuna ekli 1 sayılı tabloda belirtilmiş olması ve 2 sayılı tabloda yer almaması,

2) Türkiye’de düzenlenmiş olması veya Türkiye’de resmi dairelere ibraz edilmesi, üzerine devir veya ciro işlemleri yürütülmesi, herhangi bir suretle hükümlerinden faydalanılması,

3) Kağıdın imzalanmış olması veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenmesi,

4) Herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olması

şartlarını taşıması gerekir.

Damga vergisine tabi kağıdın mahiyeti belirlenirken şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarında, belirtilmemiş olanlarda kağıdın içeriğinin hüküm ve anlamına bakılır. Ayrıca, mahiyeti tespit edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine göre iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınır.

Damga vergisinin mükellefi kâğıdı imzalayanlar olup taraflardan biri veya birkaçı resmi daire veya vergiden muaf ise verginin tamamının ödenmesinden diğer taraf(lar) sorumludur. Damga vergisi maktu (sabit bir tutar) veya nispi (oransal) olarak alınmaktadır. Nispi vergilemede kağıtların türü ve mahiyetleri dikkate alınarak kağıtta yazılı belli para esas alınır. Kanunda belli para teriminin kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade ettiği belirtilmiştir. Kağıdın ihtiva ettiği belli parayı, yukarıda belirtilen “bir hususu ispat veya belli etmek” ifadesiyle birlikte değerlendirmek gerekir.

Damga vergisinde eskiden her bir nüshadan vergi alınırken 2016 yılında yapılan yasal değişiklikle nispi vergiye tabi kağıtlarda sadece bir nüsha üzerinden vergi alınmaya başlanmıştır. Düzenlenen kağıdı esas alan DVK, aynı kağıtta birden fazla işlem olması halinde farklı bir vergileme rejimi öngörmektedir. Kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınır. Kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınmaktadır. Yine 2016’da yapılan yasal değişiklik sonrasında pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin müeyyidesi mahiyetinde olan taahhütlerden, başlı başına bir sözleşmeye konu olmadıkça damga vergisi alınmamaktadır.

Kanuna ekli 2 sayılı tabloda belirtilen istisnalardan bir tanesi de “IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (16) numaralı fıkrasında belirtilen, anonim, eshamlı komandit ve limited şirketler ile yatırım fonlarının kuruluşlarına, pay devirlerine, sermaye artırımlarına ve süre uzatımlarına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlardır. 17 numaralı fıkrada ise Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir ve bölünmeler nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna olduğu belirtilmiştir.

Damga vergisine ilişkin bu yasal alt yapıyı hazırladıktan sonra, hisse devirleri açısından konuyu değerlendirelim. Hisse devri (veya M&A) oldukça karışık ve çeşitli aşamalardan oluşan bir süreçtir. Bu aşamaları aşağıdaki şekilde özetlemek ve her bir aşamada düzenlenen kağıtların damga vergisi karşısındaki durumunu belirtmek mümkündür.

İlk aşamada hisseyi devredecek ve devralacak taraflar arasında “niyet sözleşmesi” (letter of intent veya memorandum of understanding) yapılmaktadır. Bu sözleşmede taraflar hisse devrine ilişkin olarak niyetlerini ortaya koymakta olup süreç sırasında birbirlerine bazı taahhütlerde bulunmaktadırlar. Bu aşamada düzenlenen niyet sözleşmesi, her ne kadar bir sözleşme (mukavelename) olsa da genellikle belli bir parayı ihtiva etmediğinden (DVK’ya ekli 1 sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün A/l fıkrasında belirtilen belli parayı ihtiva eden mukavelenameler kapsamına girmediğinden) damga vergisi doğmamaktadır. Niyet sözleşmelerinde genellikle taahhütlerin ihlal edilmesi halinde uygulanacak cezai yaptırımlar/tazminatlar kararlaştırılmakta olup bu yaptırım ve tazminatlar başlı başına bir sözleşme olmadıklarından damga vergisini doğurmamalıdır.

İkinci aşamada, hisse devrine konu olacak şirket nezdinde özel amaçlı denetim (due diligence) yapılması için hukuk büroları, denetim şirketleri, danışmanlık şirketleri gibi üçüncü taraflarla sözleşmeler yapılır. Söz konusu özel amaçlı denetim veya danışmanlık sözleşmeleri belli bir para ihtiva ettiğinden damga vergisinin konusuna girer. Diğer taraftan, Kanunda istisna olduğu belirtilen “pay devirlerine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmeler” ifadesinin bu tür sözleşmeleri de kapsadığı iddia edilebilir. Zira bu denetim veya danışmanlık sözleşmeleri de hisse devrine ilişkin olarak düzenlenmektedir ve kanun koyucu istisnayı düzenlerken sözleşme türü ve kişi bazında bir sınırlamaya gitmemiş, hisse devirlerini kolaylaştırmayı amaçlayarak pay devrine ilişkin bütün kağıtları damga vergisinden istisna kılmıştır. Bu nedenle, bu tür sözleşmelerin de damga vergisinden istisna olması gerektiğine ilişkin görüş oldukça haklı temele dayanmaktadır.

Özel amaçlı denetim sonrasında taraflar anlaşırsa üçüncü aşamada hisse alım sözleşmesi (share purcahe agreement – SPA) imzalanır. Bu sözleşmenin damga vergisinden istisna olduğuna dair bir şüphe yoktur. Ancak birçok hisse alım sözleşmesinde yediemin (escrow), teminat, garanti gibi konularda çeşitli hükümler bulunur. Söz konusu bu hükümlerin her biri aslında ayrı bir sözleşme konusu olup aynı kağıtta (SPA) düzenlenmiştir. Dolayısıyla, aynı kağıtta birden fazla işlem olduğundan bu işlemlerin ayrı değerlendirilmesi gerektiği iddia edilebilir. Bu durumda ise Kanundaki istisna dar yorumlanıp sadece hisse devir sözleşmesine münhasır kılınırsa, diğer sözleşmeler üzerinden damga vergisi hesaplanması sonucu çıkar. Bu görüş esas alınırsa bu işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğduğu için en yüksek vergi alınmasını gerektiren işlem üzerinden damga vergisi hesaplanması gerekecektir. Diğer taraftan, Kanundaki istisnanın yukarıda belirttiğim gibi sadece hisse devir (alım) sözleşmesini değil, hisse devrine ilişkin bütün kağıtları kapsadığı görüşü benimsenirse bu son sözleşmeler de hisse devri nedeniyle düzenlendiklerinden, hisse devri olmasaydı bu sözleşmeler de düzenlenmeyeceğinden Kanundaki istisnanın bu sözleşme ve işlemler için de uygulanması gerekir.

Hisse devir sözleşmesi yapıldıktan sonra (çoğunlukla eşzamanlı olarak) devir sonrasında şirket ortakları arasındaki ilişkileri ve şirket yönetimine ilişkin hususları belirleyen “hissedarlık sözleşmesi” (shareholder agreement – ShA) düzenlenir. Bu sözleşme, hisse devri sonrasında tekbir ortak olmayıp birden fazla sermaye grubu arasında ortaklık ilişkisi kurulduğunda gündeme gelir. Söz konusu sözleşmede genellikle belli bir para olmaz, belli para olarak değerlendirilebilecek ifadeler de genelde ortakların sermaye tutarlarıdır. Diğer taraftan bu sözleşmede doğal olarak hisse alım sözleşmesine atıf yapılır. Hissedarlık sözleşmesinin de damga vergisine tabi olmaması gerekir. Hisse alım sözleşmesine atıf yapılması nedeniyle bu sözleşme üzerinden damga vergisi alınacağını iddia etmek, atıf yapılan hisse alım sözleşmesinde yer alan hisse devir bedeli üzerinden bir vergi alınması sonucunu doğuracaktır. Böyle bir sonuç, kanun koyucunun hisse devrine kolaylık getirme amacına aykırı olacaktır. Ayrıca, hissedarlık sözleşmesinde ispat veya belli edilmek istenen husus hisse devir bedeli olmayıp ortaklar arası ilişkidir. Zira yukarıda bahsettiğimiz üzere bu sözleşme genellikle hisse alım sözleşmesiyle eşzamanlı düzenlenir. Sonradan düzenlense bile bu sözleşme hisse alım sözleşmesinin mütemmüm cüzüdür. Bu nedenle hem kanundaki istisnanın geniş yorumlanması gereği, hem bu sözleşmenin hisse alım sözleşmesi ile yakın illiyetinden dolayı hissedarlık sözleşmesinden de damga vergisi doğmamalıdır.

Hisse devrine ilişkin son aşama ise “kapanış sözleşmesi”dir. Bu sözleşme ile hisse alım ve hissedarlık sözleşmelerinin imzalanması ve hisse devrinin ilgili makamlarca onayı sonrasında hisse devrinin ve hisse satış bedeli ödemesinin gerçekleştirilmesi, şirket yönetim değişikliğine ilişkin düzenlemeler yapılır. Bu sözleşmede de genellikle belli para yer almaz, alsa da yukarıda açıkladığım üzere pay devrine ilişkin kağıtlara tanınan istisnanın kapanış sözleşmesine de teşmil edilmesi gerekir.

Konuya İdarenin yaklaşımı çok net olmamakla birlikte 22.10.2018 tarihinde verilen 26468226-155[ÖZG-4-2018]-E.64834 sayılı özelgede, belediye iştiraki olan bir şirketin hisse devrine ilişkin olarak sadece hisse devir sözleşmesinin değil, hisse devrine ilişkin ihale kararının da damga vergisinden istisna olduğu ifade edilmiştir. Bu özelgeden yola çıkarak İdarenin istisnayı geniş yorumladığı sonucuna varabiliriz ama konuya ilişkin daha fazla özelgenin yayımlanmasında fayda bulunmaktadır.

Danıştay’ın da damga vergisi istisnasına yaklaşımının belirttiğimiz yönde olduğunu ifade edebiliriz. Danıştay 7. Dairesi, pay devirlerine ilişkin damga vergisi istisnasının olmadığı bir dönemde verdiği bir kararda, birleşme nedeniyle düzenlenen kağıtlara ilişkin istisnanın sınırlayıcı bir ifade içermediği, şirketlerin birleşmesi amacıyla yapılan her türlü işlemin istisna hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, şirket bileşmesi ile hisse devrini içeren kağıdın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde hüküm tesis etmiştir.

Görüldüğü üzere, hisse devri sadece hisse devir sözleşmesini değil, birçok aşamayı ve sözleşmeler grubunu içeren bir süreç olup Kanunda damga vergisinden istisna olduğu belirtilen “pay devrine ilişkin düzenlenen kağıtlar” ifadesi bütün bu aşamalardaki işlem ve sözleşmelere uygulanmalıdır.

Sözün özü: Vergilendirmemek esas, vergilendirmek istisnadır. Esas kural geniş, istisna dar yorumlanır.


Kaynak: Dr. Numan Emre ERGİN, Avukat, YMM, E. Hesap Uzmanı. İçerik, Sayın Numan Emre ERGİN’in Dunya.com’daki Perspektif isimi köşesinden Yazarın ve Dunya.com’un sahibi olan şirketin özel izni ile yayınlanmıştır. Yazının tüm hakları ve sorumluluğu yazara ve Dunya.com’a aittir.
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yeniden değerlemede mükellefin hakkı kısıtlanıyor mu? (14.09.2021)

Emlak vergisinde dava açma için yarın (7 Eylül) son gün! (6.9.2021)

Matrah artırımında Maliye’den mükellefe oran çelmesi (31.8.2021)

Yangın, sel ve vergi (23.08.2021)

Uluslararası vergilendirmede kartlar yeniden dağıtılıyor (02.08.2021)

Maliye gerçek (gizli) ortakların peşinde (26.07.2021)

Aftan yararlanma zımnen kabul müdür? (12.07.2021)

Kentsel dönüşümde tapu harcı bilmecesine son! (06.07.2021)

Karşı vekalet ücreti BSMV’ye tabi midir? (21.06.2021)

Matrah artıran mükellefler dokunulmaz mı? (14.06.2021)

Finansman gider kısıtlamasında son durum ve sorunlar (31.05.2021)

Af, yeniden! (24.05.2021)

Evde ürettiği malları internetten satanlara vergi muafiyeti (17.05.2021)

Çek ibraz ve alkol yasağı, MASAK’ın kripto düzenlemesi ile sosyal ağ temsilcisi (03.05.2021)

Özel iletişim vergisi gider yazılabilir mi? (26.04.2021)

Merkez Bankası’nın kripto düzenlemesi: Yassak hemşerim! (19.04.2021)

Avukatların KDV ile imtihanı (12.04.2021)

Maliye ölümü gösterdi, sıtmaya razı etti (05.04.2021)

Finansman gider kısıtlamasında detaylar netleşiyor, ama…(01.04.2021)

Hukuk ve ekonomi reformu paketlerinde vergi (22.03.2021)

Beyaz yakalılar: Gelir vergisi beyannamesini unutmayın! (15.03.2021)

Kar Dağıtmama Stopajı (08.03.2021)

Tevkif edin şu KaDeVe’yi! (01.03.2021)

İzaha davete özel esaslara alma yetkisi (23.02.2021)

Sosyal medya fenomenlerinin ve Youtuberların vergilendirilmesi (15.02.2021)

İnşaat sektörüne ve yabancı kaynak kullananlara vergi sürprizi (08.02.2021)

İletişime bindirim, kentsel dönüşüme indirim (01.02.2021)

Sorularla Değerli Konut Vergisi (28.01.2021)

Matrah artırımı taksitleri ödenmezse vergi dokunulmazlığı kalkar mı? (12.01.2021)

Sermaye kaybı ve borca batıklığa ilişkin yeni düzenlemeler (04.01.2021)

Pandemi, gelir dağılımındaki bozulma ve dayanışma vergisi (28.12.2020)

Asgari ücretin vergiden istisna edilmesi çözüm mü? (21.12.2020)

Hukukçular hukuk reformuna inanıyor mu? (15.12.2020)

Vergide uzlaşma müessesi ve yapılandırmadaki uzlaşma haksızlığı (10.12.2020)

İştirak tasfiye zararının vergisel sonuçları nedir? (7.12.2020)

Tasfiye payı nedir? Nasıl vergilendirilir? (30.11.2020)

Devlet mükellefe faiz öder mi? (23.11.2020)

10 soruda 7256 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırma (18.11.2020)

Fabrika ayarlarına dönüş: Ekonomik ve hukuki reform, acı reçete (16.11.2020)

Sosyal medya şirketlerine kesilen cezalar ve vergi (09.11.2020)

Hisse geri alımlarının vergilendirilmesine ilişkin tartışmalar ve önerimiz (07.11.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (2) (27.10.2020)

Şirketin kendi hisselerini geri satın alması kâr dağıtımı mıdır? (1) (26.10.2020)

Torba yasa Meclis’te, yapılandırma nerede? (19.10.2020)

Yatırımcının yeni kamburu: Ek mali yükümlülük (12.10.2020)

Taşınmaz kirası mı, işletme hakkı kirası mı? (6.10.2020)

Zaman aşımına uğrayan kâr paylarının vergilendirilmesinde mükerrerlik var mı? (28.09.2020)

Online reklam hizmetlerinde stopaj bilmecesi (22.09.2020)

Hukuk belirsizlik kaldırmaz (16.09.2020)

Maliye, yurt dışında parası olanların peşinde, ya gurbetçiler? (14.09.2020)

Vergiye uyumlu mükellefler cezalandırılıyor mu? (07.09.2020)

Binek otomobilde ÖTV artışı, özel okul ücretlerinde KDV indirimi (02.09.2020)

Transfer fiyatlandırması raporlamasında yeni dönem (31.08.2020)

KDV ve iş yeri kira stopaj oranı indiriminde son durum (27.08.2020)

İkinci el motorlu taşıt satışında yeni dönem (24.08.2020)

Maliyeden bayram hediyesi: KDV ve stopaj indirimi, ama kime? (21.08.2020)

Ar-Ge teşviğinde vergi indirimi kısıtlanıyor mu (17.08.2020)

Spor kulüplerinin yeni sporcu sözleşmelerindeki vergisel riski  (10.08.2020)

Uçtu uçtu altın uçtu! Ya vergisi? (07.08.2020)

Anayasa Mahkemesi’nin VTR kararı (30.7.2020)

Erken seçim, aday tartışmaları ve cumhurbaşkanı seçimindeki Anayasal boşluk
(27.7.2020)

Yurt dışındaki taşınmaz ve iştirak satışları vergiden istisna mı? (25.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 3 (22.7.2020)

Gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası – 2 (17.7.2020)

Mali yapıyı güçlendirmede vergisel bir teşvik: gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası (16.7.2020)

Sezonluk ev kiralayanlar: Vergi sürpriziyle karşılaşmayın! (13.7.2020)

Pandemi, maliye politikası ve vergi barışı

Şirket kuruluşunda sicilde imza zorunluluğu değiştirilmelidir.

Köprüden önce son çıkış: Varlık Barışı

Kamu özel iş birliğine şeffaf bir alternatif: Altyapı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı

Gayrimenkul yatırımında avantajlı bir yöntem: Gayrimenkul Yatırım Fonu

Gayrimenkulde rant vergisi

Gayrimenkul piyasası hareketleniyor ama vergiye dikkat!

KVKK kararlarının yargı denetimi

Kişisel verilerin korunması ve ateş ölçümü

İnternetten otomobil satanların dikkatine

Makam aracı sadece özel sektörde mi ücrettir?

Makam aracı ücret midir?

Şirket araçlarına vergi ayarı

ABD’nin dijital hizmet vergisi misillemesi ve Türkiye

Sanat ve icat vergisi

Altın: Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirket-birlesme-ve-satin-almalarinda-damga-vergisi/feed/ 0
Mahkeme Kararına İstinaden Ödenen Harç ve Faizler Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/mahkeme-kararina-istinaden-odenen-harc-faizler-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/mahkeme-kararina-istinaden-odenen-harc-faizler-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Fri, 15 Feb 2019 05:00:19 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17599 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Şirketçe ödenen mahkeme harcı, avukatlık ücreti ve faizin gider olarak gösterilip gösterilmeyeceği
İlgi: 29.08.2013 tarih ve 7468 sayı ile gelen 28.08.2013 tarihli özelge talebiniz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

– … Holding A.Ş. ile 01.03.2005 tarihinde imzalanan hisse devir sözleşmesiyle … … AŞ’nin hisselerinin satın alındığı,
– Anlaşmaya göre 01.01.2005 tarihinden önceki şirket faaliyetleri nedeniyle doğabilecek borçların teminatı olmak üzere garantör sıfatıyla … AŞ’den 31.12.2008 tarihine kadar geçerli olan banka teminat mektubunun alındığı ve 24.11.2008 tarihinde teminat mektubunun şirketinizce paraya çevrildiği,
– Ancak, söz konusu firmanın teminat mektubunun süresi bitmeden paraya çevrilmesine itiraz etmesi neticesinde dava açıldığı ve mahkeme kararında ana bedele ilişkin gecikme faizi, icra inkâr tazminatı, yargı harcı ve sair dava/icra masraflarının ödenmesine hükmedildiği
belirtilmiş olup, bu ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı; alınabilecekse hangi dönemin kazancı ile ilişkilendirileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, ikinci fıkrasında ise, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun “İndirilecek Giderler” başlıklı 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (3) numaralı bendinde ise, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye, ilam veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, sözleşmelerde cezai şart olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere, kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak yazılabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır. Ancak, kurumlar tarafından işle ilgili ödenen tazminatlar sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurlarından kaynaklanan tazminatlar gider olarak yazılamayacaktır.

Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk esası ilkesi” ve “dönemsellik ilkesi” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağının veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, mahkeme kararına istinaden ödenecek gecikme faizi, icra inkâr tazminatı, yargı harcı ve diğer dava masraflarının işle ilgili olması, ilama bağlı bulunması ve kurumun kendisinin, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurlarından doğmamış bulunması şartıyla, fiilen ödendiği tarihler itibariyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Kaynak: Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı
25 Nisan 2014 Tarih ve 93767041-125[6-11-GV-40-2013/35]-68 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/mahkeme-kararina-istinaden-odenen-harc-faizler-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
İşçi ve İşveren Arasında Yapılan Sulh ve İbra Protokolüne Göre Ödeyeceğiniz Tazminat Tutarının Kurum Kazancından Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınması Mümkün müdür? https://www.muhasebenews.com/isci-isveren-arasinda-yapilan-sulh-ibra-protokolune-gore-odeyeceginiz-tazminat-tutarinin-kurum-kazancindan-tespitinde-gider-olarak-dikkate-alinmasi-mumkun-mudur/ https://www.muhasebenews.com/isci-isveren-arasinda-yapilan-sulh-ibra-protokolune-gore-odeyeceginiz-tazminat-tutarinin-kurum-kazancindan-tespitinde-gider-olarak-dikkate-alinmasi-mumkun-mudur/#respond Fri, 12 Oct 2018 13:15:45 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=12395 Ödenen tazminatların gider olarak indirim konusu yapılabilmesi için;
1- İşle ilgili olması,
2- Sözleşmeye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenmesi,
3- Söz konusu zararın teşebbüs sahibinin kusurundan doğmamış olması gerekmektedir.

Mukavelename, ilam veya kanun emri olmaksızın ödenen tazminatların gider yazılması mümkün değildir. Bu yüzden rızaen yapılan protokole göre ödenen tazminat tutarının indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Kaynak: Kurumlar Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/isci-isveren-arasinda-yapilan-sulh-ibra-protokolune-gore-odeyeceginiz-tazminat-tutarinin-kurum-kazancindan-tespitinde-gider-olarak-dikkate-alinmasi-mumkun-mudur/feed/ 0
Teşebbüs Sahibinin Kusuru Nedeniyle Ödenen Maddi – Manevi Tazminatlar ve Yasal Faizler Kurum Kazancının Tespitinde İndirim Konusu Yapılabilir mi? https://www.muhasebenews.com/tesebbus-sahibinin-kusuru-nedeniyle-odenen-maddi-manevi-tazminatlar-yasal-faizler-kurum-kazancinin-tespitinde-indirim-konusu-yapilabilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/tesebbus-sahibinin-kusuru-nedeniyle-odenen-maddi-manevi-tazminatlar-yasal-faizler-kurum-kazancinin-tespitinde-indirim-konusu-yapilabilir-mi/#respond Thu, 26 Apr 2018 05:00:41 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=12305 Ödenen tazminatların gider olarak indirim konusu yapılabilmesi için;
1- İşle ilgili olması,
2- Sözleşmeye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenmesi,
3- Söz konusu zararın teşebbüs sahibi veya çalışanların kusurundan doğmamış olması,
gerekmektedir.

Mukavelename, ilam veya kanun emri olmaksızın ödenen tazminatların gider yazılması mümkün değildir. Teşebbüs sahibi veya çalışanların kusurundan kaynaklanan tazminatlar ise mahkeme kararına istinaden ödense bile kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul edilecektir.

Kaynak: Kurumlar Vergisi Kanunu

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/tesebbus-sahibinin-kusuru-nedeniyle-odenen-maddi-manevi-tazminatlar-yasal-faizler-kurum-kazancinin-tespitinde-indirim-konusu-yapilabilir-mi/feed/ 0
Şirkete Kayıtlı Aracın Başka Araçlara Zarar Vermesi Nedeni İle Mahkeme Kararına İstinaden Ödenen Tazminat Gider Olarak Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/sirkete-kayitli-aracin-baska-araclara-zarar-vermesi-nedeni-ile-mahkeme-kararina-istinaden-odenen-tazminat-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/sirkete-kayitli-aracin-baska-araclara-zarar-vermesi-nedeni-ile-mahkeme-kararina-istinaden-odenen-tazminat-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/#respond Mon, 18 Dec 2017 12:15:11 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17557 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Park halinde iken yanan aracın yanında bulunan diğer araçlara da zarar vermesi nedeniyle ödenen tazminatın gider olarak yazılıp yazılmayacağı hk.
İlgi: 14.08.2013 tarihli ve 11999-3407 sayılı özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin …’a ait … plakalı araca 13.09.2003 tarihinde 180.-TL bedelle montajsız alarm ünitesi satışı yaptığı, satışın üzerinden yaklaşık bir yıl geçtikten sonra 04.09.2004 tarihinde aracın park halinde iken yandığı ve yanında bulunan park halindeki araçlara da zarar verdiği, açılan dava neticesinde …Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.04.2013 tarihli kararına istinaden 138.941,73 TL tazminat ödendiği belirtilerek, söz konusu ödemenin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6’ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde ticari kazancın tespitinde indirilebilecek giderler sayılmış olup anılan maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde de işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak yazılabileceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlıklı 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde ise sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, ödenen tazminatların gider yazılabilmesi için işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır. Ancak, kurumlarca işle ilgili ödenen tazminatlar sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi kurumların, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurundan kaynaklanması halinde gider olarak yazılamamaktadır.

Diğer taraftan, konuya ilişkin olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.04.2013 tarih ve Esas No:2013/92 Karar No:2013/144 sayılı Kararında; delil tespiti dosyalarında alınan bilirkişi raporları yanında yargılama sırasında 5 ayrı bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alındığı dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu alınmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı kanaati ile tüm raporların değerlendirildiği belirtilerek,

“Toplanan tüm deliller karşısında, davacı …’ın davalı … Otomobil Fabrikası A.Ş.’nin ürettiği … plakalı … model araca …’ın Denizli bayii … San.ve Tic.Ltd.Şti.’den satın aldığı, davacının aracına 13.09.2003 tarihinde … San.ve Tic.Ltd.Şti. servisinde uzaktan kumanda alarm modülü taktırdığı, 04.09.2004 tarihinde bu araçta … Alay Komutanlığı Lojmanının oto parkında park halinde iken çıkan yangında bu araçla birlikte …plakalı, … plakalı, … plakalı araçlarında tamamen yanarak kullanılmaz hale geldikleri belirlenmiştir.

Aracın halen garanti kapsamında olduğu, araca söz konusu aparatı takan …şirketinin aparatın yol koşulları ve vibrasyona bağlı ekstra bir bakım ve kontrolü varsa bunu bildirmesi gerektiği dikkate alındığında davacının da olayın gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmış, tüm kusurun söz konusu aparatı araca yanlış monte eden ve hatalı malzeme seçen … şirketine ait olduğu sonucuna varılmıştır.”
denilerek, tazminat ödenmesine hükmedilmiştir.

Bu çerçevede, söz konusu mahkeme kararına istinaden ödenen tazminatın; kurumunuz ve çalışanlarının kusurundan kaynaklanması nedeniyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılması mümkün bulunmamaktadır.

Kaynak: Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı
26 Mayıs 2014 Tarih ve 51421814-125[6-2013/107]-75 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/sirkete-kayitli-aracin-baska-araclara-zarar-vermesi-nedeni-ile-mahkeme-kararina-istinaden-odenen-tazminat-gider-olarak-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
Holding Şirketleri Arasında Personel Hizmet Devri Yapılması Halinde, Devirden Önceki Döneme Ait Kıdem Tazminatları Devralan Şirket Tarafından Gider Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/holding-sirketleri-arasinda-personel-hizmet-devri-yapilmasi-halinde-devirden-onceki-doneme-ait-kidem-tazminatlari-devralan-sirket-tarafindan-gider-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/holding-sirketleri-arasinda-personel-hizmet-devri-yapilmasi-halinde-devirden-onceki-doneme-ait-kidem-tazminatlari-devralan-sirket-tarafindan-gider-kaydedilebilir-mi/#respond Tue, 14 Nov 2017 14:30:33 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=17425 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Holding şirketleri arasında hizmet devir sözleşmesi ile personel devri durumunda devralan şirketin devirden önceki döneme ilişkin kıdem tazminatlarını gider yazıp yazamayacağı.
İlgi: 31.05.2013 Tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden; …Vergi Dairesi Müdürlüğünün… vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, iştirakiniz olan şirketler arasında hizmet devir sözleşmesi ile personel devri yapılacağı belirtilerek, Borçlar Kanununun 429’uncu maddesine uygun hareketle, işçinin yazılı rızası alınması suretiyle bütün hak ve borçların yeni işverene devredilmesi durumunda, devredilecek personelle ilgili olarak ödenecek kıdem tazminatlarına ilişkin olarak önceki işverenden doğan kıdem ve ihbar tazminatlarının yeni işveren tarafından safi kurum kazancının tespitinde indirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmış olup, konu ile ilgili Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde ise ticari kazancın tespitinde indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup birinci bentte; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, üçüncü bentte ise; işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak indirilebileceğine hükmedilmiştir.

Diğer taraftan Borçlar Kanununun “Sözleşmenin Devri” başlıklı 429’uncu maddesinde; “Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir.

Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları ile birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur. Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır.” hükmü yer almaktadır.

İşverenler arasında hizmet sözleşmesi devri hukuken mümkün olmakla birlikte, gerek aynı grup şirketleri arasında, gerekse birbirinden bağımsız işverenler arasında işçi aktarmalarında kıdem tazminatlarının nasıl ödeneceğine dair düzenlenmiş açık bir hüküm mevzuatımızda bulunmamaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 120’nci maddesi ile yürürlükte bırakılan ve işçinin ya da çalışanın kıdem tazminatı almaya hak kazanabilme şartlarının düzenlendiği 1475 sayılı İş Kanununun 14’üncü maddesinde;

” Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:

1. İşveren tarafından bu Kanunun 24’üncü maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
2. İşçi tarafından bu Kanunun 25’inci maddesi uyarınca,
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
5. 506 Sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu çerçevede, 4857 sayılı İş Kanununun 120’nci maddesine göre, şirketinizde çalışmakta iken işten ayrılan personelinize ödeyeceğiniz kıdem tazminatı tutarının; sadece şirketinizde çalıştıkları süreler ve ödediğiniz ücret tutarı esas alınarak hesaplanması gerekmekte olup, bu şekilde hesaplayarak ödediğiniz kıdem tazminatı tutarlarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınacağı tabiidir.

Ancak, belirtilen personelinize daha önce çalıştıkları şirketlerce, şirketlerinde çalışılan süre ve ücretler esas alınarak hesaplanarak ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının, şirketinizce ödenmesi halinde, söz konusu tutarlar şirketinizle ilgili yapılmış bir gider olmadığından, kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
1 Temmuz 2014 Tarih ve 62030549-125[6-2013/207]-1746 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/holding-sirketleri-arasinda-personel-hizmet-devri-yapilmasi-halinde-devirden-onceki-doneme-ait-kidem-tazminatlari-devralan-sirket-tarafindan-gider-kaydedilebilir-mi/feed/ 0
Başka Firma Adına Yapılan Ödemeler Gider Kaydedilebilir mi? https://www.muhasebenews.com/baska-firma-adina-yapilan-odemeler-gider-kaydedilebilir-mi/ https://www.muhasebenews.com/baska-firma-adina-yapilan-odemeler-gider-kaydedilebilir-mi/#respond Fri, 16 Jun 2017 06:00:36 +0000 https://www.muhasebenews.com/?p=16829 (GİB – ÖZELGE)

Konu: Başka firma adına ödenen harçların gider yazılıp yazılamayacağı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, gayrimenkul yatırım değerleme şirketlerine çözüm ortaklığı ve ekspertizlik hizmeti verdiğiniz, ekspertiz için işlem yaparken tapuya ve belediyeye gayrimenkul yatırım şirketi adına kendi kasanızdan harç ödediğiniz fakat dekontların gayrimenkul yatırım şirketi adına düzenlendiği, gayrimenkul yatırım şirketi adına yaptığınız harç ödemeleri için gayrimenkul yatırım şirketinin Şirketinizden bu giderlere ait yansıtma faturası talep ettiği belirtilerek, başka bir şirket adına yapılan harç ödemelerine istinaden düzenlenen dekontlarda yalnızca gayrimenkul yatırım değerleme şirketinin isminin bulunması halinde aradaki iş sözleşmesine istinaden kendi defterlerinize gider kaydedilip kaydedilemeyeceği ve bu olayın vergisel durumu hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinde;
“A)…

Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır.

B) İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. …”
hükmüne yer verilmiştir.

Mezkûr Kanunun 227’nci maddesinde; “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların aynı kanunun 229’uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden (fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu vb.) herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Kanunun 242’nci maddesinde ise; “Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar…”
hükmü yer almaktadır.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde ise;

“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1.İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2.İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41’inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup maddenin (6) numaralı bendinde işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, şirketiniz ile gayrimenkul yatırım değerleme şirketi arasında bulunan iş sözleşmesine istinaden yapmış olduğunuz ekspertizlik hizmeti sebebiyle tapuya ve belediyeye gayrimenkul yatırım değerleme şirketi adına yaptığınız ödemeler, bu ödemeler karşılığında düzenlenen makbuzların gayrimenkul yatırım değerleme şirketi adına kesilmesi ve esas itibariyle doğrudan gayrimenkul yatırım değerleme şirketinin ticari kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili bir gider olması sebebiyle, şirketinizce kurum kazancının tespitinde doğrudan gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, sunmuş olduğunuz ekspertizlik hizmeti sebebiyle gayrimenkul yatırım değerleme şirketi adına tapu ve belediyeye yapılan harç ödemeleri esas itibariyle doğrudan gayrimenkul yatırım değerleme şirketinin ticari kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili bir gider olma niteliği taşıdığından, şirketinizce ödenen bu tutarların, hizmetten faydalanan gayrimenkul yatırım değerleme şirketi adına düzenlenecek bir fatura ile yansıtılmak suretiyle şirketinizce gelir olarak dikkate alınması durumunda, kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNA GÖRE

3065 sayılı KDV Kanununun;
– 1/1’inci maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu,
– 20’nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan ya da bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,
hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, gayrimenkul yatırım şirketine verilen ekspertizlik hizmetine ilişkin olarak ortaya çıkan ve gayrimenkul yatırım şirketi adına ödenen aslı KDV’ ye tabi olmayan tapu ve belediye harçlarının herhangi bir bedel eklenmeksizin aynen yansıtılması işleminde KDV hesaplanmayacaktır. Ancak, aktarılan tutara ilaveten herhangi bir bedel alınması halinde ise bu bedel, Şirketinizce sunulan hizmetin karşılığını teşkil edeceğinden genel oranda KDV ye tabi tutulacaktır.

Kaynak: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
7 Ekim 2015 Tarih ve 62030549-125[8-2013/475]-84862 Sayılı Özelge

Yasal Uyarı: Bu yazıdaki bilgiler sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgilerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.

]]>
https://www.muhasebenews.com/baska-firma-adina-yapilan-odemeler-gider-kaydedilebilir-mi/feed/ 0